“Siber Güvenlik Gündemi: Suikastlar, Kripto Düzenlemeleri ve Adli Bilişim Raporları”

Suikast hattı WhatsApp! Savaşın koordinatlarını uygulamalar veriyor

ÖMER TEMÜR – Savaşlar sadece cephede değil sanal dünyada da yaşanıyor. Rusya -Ukrayna savaşının ardından son olarak İran-İsrail savaşı siber savaşa dönüşürken, akıllı cihazlar ile insanlar füzelerin açık hedefi hâline geliyor. Verinin tutulduğu ve işlendiği merkezler ise imha edilmesi gereken stratejik noktalara dönüşüyor. #r-1127076# Akıllı telefonlar, saatler, evlerdeki akıllı ev aletleri kısaca internete bağlı bütün cihazlar. Bugün navigasyonlar attığımız her adımı takip ediyor, sosyal medyada her paylaşım anlık konum bilgimizi veri merkezlerine gönderiyor. Paylaşım yapmanıza bile gerek yok, cep telefonunuz açık olduğu müddetçe konum bilginiz tespit edilebiliyor. #r-1125793# Hatırlarsınız İsrail’in Hizbullah’ın elindeki çağrı cihazlarını patlatarak büyük bir saldırıya imza atmıştı. Aynı şekilde İsrail’in Gazze’deki katliamlarda yapay zekâdan yararlandığı sır değil. Gazze’de kullanıcıların sosyal medya paylaşımlarını yapay zekâ ile analiz eden İsrail, önce hangi evin bombalanacağını belirliyor. #r-1127009# Benzer senaryo İsrail-İran savaşının ilk gününde gerçekleşti. İsrail füzeleri, 13 Haziran’da gerçekleştirdiği saldırıda İranlı üst düzey komutanlarını evlerinde yataklarında vurmuştu. Aynı şekilde dokuz nükleer bilim adamını da nokta atışı suikastların hedefi olmuştu. İran ise İsrail’in saldırılarına Microsoft’un veri merkezini vurarak cevap verdi. Bununla sınırlı kalmayan İran yaptığı açıklamada vatandaşlarına WhatsApp’ı telefonlarından silmeye çağrısı yaptı. Meta, WhatsApp iddiaları kabul etmese de bu anlamda sicili oldukça kabarık. Instagram ve Facebook gibi sosyal medya mecralarında kullanıcılarının İsrail aleyhine paylaşımlarına bile tahammül edemeyen Meta, iddiaları yalanlasa da bir darbe de kendi ülkesinden geldi. ABD Temsilciler Meclisi, WhatsApp uygulamasını bütün kurum cihazlarında yasakladığını duyurdu. Temsilciler Meclisi Siber Güvenlik Ofisi tarafından gönderilen iç yazışmada, uygulamanın kullanıcı verilerini nasıl koruduğuna dair şeffaflık eksikliği, kayıtlı verilerin şifrelenmemesi ve potansiyel güvenlik açıkları sebebiyle yüksek riskli olarak sınıflandırıldığı belirtildi. Geldiğimiz noktada teknolojinin silah şirketlerinden bile tehlikeli olduğu aşikâr. Artık hiç kimse güvende değil, hiç bir yer güvenli değil. Yerli İHA ve SİHA’lar kadar yerli yazılımları, yerli yapay zekâyı, yerli işletim sistemlerini bir daha düşünsek ne dersiniz?

Source: Baki Sancak


Savaş gölgesinde bir Hollanda yolculuğu

Rotterdam’dan Amsterdam’a giden tren, rayların tanıdık ezgisiyle salınıyordu. Yolcuların çoğu kendi dünyalarındaydı: Kimi camdan dışarıya dalmış, kimi kulaklığında kaybolmuştu. Bazılarıysa yumuşak seslerle sohbet ediyor, birileri az önce alınmış kahvenin buharında huzur buluyordu. Ben, pencere kenarında oturuyordum. Ağaçlar, kanallar, tarlalarda tasasız otlayan ineklerin önünden hızla geçiyorduk. Tam bir rüya hali… Bu yıl festivalin açılış filmi “Acı Kahve”ydi. Ünlü oyuncu Nazan Kesal, filmin başrolünde yer almakla kalmıyordu, aynı zamanda festivalin özel konuğu olarak Amsterdam’a gelmişti. Filmin genç yönetmeni Soner Sert’in de birkaç gün içinde Hollanda’ya ulaşarak diğer şehirlerdeki gösterimlere katılması bekleniyordu. Festivalin Amsterdam’daki gönüllüleri ise olağanüstü bir çaba göstermiş, şehrin en bilinen kültürel mekânlarında üç günlük yoğun bir program hazırlamışlardı. Film gösterimleri, söyleşiler ve panellerle dolu bu etkinlik takvimi, yalnızca sinemaseverleri değil, göçmen hafızaya da seslenen bir kültürel buluşmaya dönüşmüştü. Derken birden görünmeyen bir el hepimizin telefonuna aynı anda dokundu. Korkunç bir gürültü kapladı her yanı. BİP BİP! Trenin içinde yankılanan bu tiz sesle herkes irkildi. Telefonlar aynı anda ötmeye başlamıştı. “NL-ALERT: Bu bir denemedir. Ciddi bir tehdit yoktur” yazıyordu ekranlarda. Ama kimse rahatlayamadı. Konuşmalar kesildi, gülümsemeler dondu. Rüyadan uyanır gibi olduk. Geçen yıl da benzer bir uygulama yapılmış, nüfusun yüzde 93’üne ulaşılmıştı. Hatırladım, birkaç hafta önce Hollanda hükümeti halka çağrı yapmıştı: Kilerde konserve, pilli radyo, el feneri, ve üç günlük erzak bulundurun; kişi başı nakit para saklayın… Bu arada devlet kurumlarınca yapılan açıklamada, 72 saat yaşayabilmek için yetişkin başına 70, çocuk başına 30 Avro öneriliyordu. Ve hepsinden daha sert bir uyarı daha vardı: Yalnız yaşıyorsanız 661 Avro, eşinizle birlikteyseniz 1322 Avro üzerindeki nakit para, vergilendirmeye tabiymiş! Bir de işin bir başka boyutu daha var: Her yerde karşınıza çıkan bir tanıtım filmi hazırlanmış. Tam 23 dakikalık bu iç karartıcı yapımda, önce ekranlara çok bilmiş politikacılar geliyor ve sıkı uyarılarda bulunuyorlar. Ardından evlerinde huzurla oturan sıradan bir aile, aniden yükselen alarmlarla yerlerinden fırlayıp dışarı kaçıyor ve bir sığınağa kapanıyor. Filmlerde ve afişlerde dikkat çeken başka bir ayrıntı ise tuvalet kâğıdı yığınları. Evet, yanlış duymadınız. Dizi dizi tuvalet kâğıtları… Malum, pandemi döneminin en büyük travmalarından biri buydu. Raflar bir anda boşalmış, insanlar evlerini tuvalet kâğıdı depolarına çevirmişti. Görünüşe göre kolektif bilinçdışımız hâlâ orada takılı. SOĞUK SAVAŞ’IN HAYALETİ Oysa daha düne kadar “nakitsiz toplum”u savunan yönetim, şimdi cebimizde bozuk para, kilerde konserve arıyordu. Modernliğin vitrini gibi görünen bir ülkede, Soğuk Savaş’ın hayaletleri yeniden camlara yansıyor. Ve sonra başka bir ses düştü zihnime… Avrupa Parlamentosu seçimlerinin yıldönümünde konuşan aşırı sağcı Fransız siyasetçi Marine Le Pen: “Tüm parlamento komisyonları patolojik bir şekilde Doğu’da savaşa hazırlanıyor” demişti. Bu cümle, trenin içindeki sessizlik kadar rahatsız edici ve gerçekti. Tren ilerliyor. Pencere dışındaki dünya akıyor. Ama içeride herkes suskun. Bizse… Rüyada mıyız? Alarmda mı? Kimin filmi bu? Kimin senaryosu? m.e.alkanlar@gmail.com

Source: Mehmet Emin Alkanlar/ Hollandarotterdam


Kripto çekim işleminde 48 saat sınırı

Kripto varlıkların transfer işlemleriyle ilgili limit ve zaman sınırı düzenlemesi yapıldı. Kripto varlık çekim işlemleri, transfer edilecek kripto varlığın alım, takas veya yatırma işleminden en az 48 saat sonra gerçekleştirilecek. Müşteriden işlemin mahiyetine ilişkin en az 20 karakter uzunluğunda bir işlem açıklaması temin edilecek. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan “Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği” Resmi Gazete”de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Platformlar, aracılık ettikleri kripto varlık çekim işlemlerini transfer edilecek kripto varlığın alım, takas veya yatırma işleminden en az 48 saat sonra gerçekleştirecek. Bu süre, ilk kripto varlık çekiminde 72 saat olacak. Stabil kripto para olarak da bilinen varlıkların çekim işlemlerine de limit getirildi. Buna göre söz konusu transferler için günlük 3 bin, aylık 50 bin dolar lmi it uygulanacak.

Source: Ankara


Hindistan merkezli rapor ortaya koydu: Narin Güran cinayetine ilişkin yeni gelişme

Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi”nde 21 Ağustos 2024″te kaybolduktan sonra arama çalışmalarının 19″uncu gününde dere yatağında çuvalda, üzeri 30, 25 ve 20 kilo ağırlığındaki 3 taşla kapatılıp, çalılıklarla gizlenmiş halde cansız bedeni bulunan Narin Güran”ın ölümüne ilişkin 4 kişi hakkında Diyarbakır 8″inci Ağır Ceza Mahkemesi”nde dava açıldı. Aracında Narin”e ait DNA ve kıl örneği bulunan amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile gözaltına alındıktan sonra cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. 28 Aralık”ta görülen davanın 2″nci duruşmasında Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran”a “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Nevzat Bahtiyar”a ise “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Mahkeme, sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti. MAHKEMENİN VERDİĞİ CEZA OY ÇOKLUĞUYLA ONANDI Tutuklu sanıkların avukatları, müşteki sıfatıyla baba Arif Güran”ın avukatları, “katılan” sıfatıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Diyarbakır Barosu tarafından verilen istinaf dilekçeleri, Diyarbakır 8″inci Ağır Ceza Mahkemesi”nde incelendi. 17 klasörden oluşan dava dosyası ile istinaf başvuruları, değerlendirme yapılması için Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1″inci Ceza Dairesi”ne gönderildi. Dosyayı ve başvuruları inceleyen Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi, 26 Mayıs”ta verdiği kararda, mahkemenin 4 sanık hakkında verilen hapis cezalarını oy çokluğuyla onadı. Öte yandan Mahkeme Başkanı da gerekçelerini sıralayarak karara şerh koydu. Mahkeme Başkanı, şerhinde dosyadaki kamera kayıtları, baz raporları ve DNA bulgularının eksik ve yetersiz incelendiğini, özellikle Nevzat Bahtiyar’ın hareketlerinin detaylı görüntü analiziyle netleştirilmesi gerektiğini belirtti. Anne, ağabey ve amcanın birlikte ve kısa sürede Narin’i öldürdüğü yönündeki kabulün akla ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu vurguladı. Ayrıca, PSA ve kıl örnekleri gibi kritik delillerin bilimsel olarak yeterince araştırılmadığını, tüm bu eksik incelemeler nedeniyle kararın bozulması gerektiğini ifade etti. HİNDİSTAN MERKEZLİ ADLİ BİLİŞİM FİRMASI GÖRÜNTÜLERİ İNCELEDİ Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ’ın başvurusu üzerine, Hindistan merkezli Brilliant Forensic Investigation (BFI) firması, Narin Güran’ın ölümüne ilişkin dosyada yer alan Dara-2 Askeri Üssü ve çevredeki kamera kayıtlarını inceledi. BFI uzmanları, ayrıca Almanya’dan Profesör Dirk Labudde ve Ulusal Kriminal Büro tarafından hazırlanan raporları değerlendirerek orijinal görüntüler üzerinde teknik analiz yaptı. 122 sayfalık detaylı raporda, kamera görüntülerinde tespit edilen gölgeler ve insan hareketleri incelendi. Teknik analizde okul kamerasının gerçek zamandan 4 dakika, Dara-2 Askeri Üssü kamerasının ise 6 dakika 45 saniye ileri olduğu tespit edildi. Rapor, avukat Onur Akdağ tarafından temyiz dilekçesine eklenerek Yargıtay’a gönderildi. Dilekçede, müvekkilinin tahliyesi ve dosyanın duruşmalı olarak incelenmesi talep edildi. Ayrıca, Nevzat Bahtiyar’ın yetersiz cezalandırıldığı, bu nedenle “çocuğun kasten öldürülmesi”, “çocuğun cinsel istismarı” ve “hürriyeti tahdit” suçlarından ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği talep edildi. BAHTİYAR’IN EVİNİN YAKININDA BÜYÜK VE KÜÇÜK GÖLGE KARŞILAŞIYOR Raporda, okul kamerasında Narin Güran’ın, 21 Ağustos 2024 günü saat 15.15.09’da koyu renkli tişört ve şort giydiği, omuzunda çapraz çanta taşıdığı, bu görüntünün gerçek saate göre 15.11.09’a denk geldiği belirtildi. Narin’in daha sonra patikaya ilerlediği, patikada yürüdüğü sırada Nevzat Bahtiyar’ın evinin yakınında insan benzeri büyük bir gölge tespit edildiği, bu gölgenin Nevzat Bahtiyar’a ait olma ihtimalinin yüksek olduğu belirtildi. Görüntülerde büyük ve küçük gölgenin 15.19.49’da birbirine çok yakın olduğu ve bunun da olası bir çatışmanın habercisi olduğu, saat 15.19.54’te küçük gölgenin aniden kaybolduğu, büyük gölgenin ise ahır yönüne ilerlediği, bu durumun Narin’in burada kaçırıldığı ihtimalini güçlendirdiği ifade edildi. ‘ARİF GÜRAN’IN EVİNİN ÇEVRESİNDE İNSAN VE ARAÇ HAREKETLİLİĞİ YOK’ Raporda, Narin Güran’ın 15.16.00 ile 15.40.45 saatleri arasında evine dönüşüne dair herhangi bir insan hareketine rastlanmadığı, aynı saat aralığında Arif Güran’ın evinin çevresinde de insan veya araç hareketi görülmediği vurgulandı. Sanık Nevzat Bahtiyar’ın, Narin’in cansız bedenini Arif Güran’ın evinden alıp ahırına taşıdığı yönündeki ifadesinin kamera kayıtlarıyla örtüşmediği, iyileştirilmiş görüntülerde Nevzat Bahtiyar’ın o güzergahta herhangi bir hareketinin tespit edilmediği ifade edildi. Raporda, saat 15.41.27’de köyün yaklaşık 300 metre dışında stabilize yolda koyu renkli, muhtemelen kırmızı bir aracın köyden ayrıldığının tespit edildiği kaydedilerek, bu aracın olay saatlerinde köyden çıkan tek araç olduğu belirtildi. Aracın hareketinin Dara-2 Askeri Üssü güvenlik kamerasına da yansıdığı aktarıldı. BFI raporunda, ayrıca daha önce hazırlanan Ulusal Kriminal Büro (UKB) ve Alman uzman Dirk Labudde’nin raporlarında hesaplama ve görüntü analizlerinde hatalar bulunduğu, güvenilirliğin zayıf olduğu vurgulandı.

Source: