Sivastan bugüne… Karanlıklar ve tehditler devam ederken
Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü… Acımız hala taze, çünkü hukuk beklediğimiz şekilde kararlar almadı. Firarilerin yakalanamadığı (!) davada, hüküm giyenlerin birçoğu da tahliye edildi, ikisi de cumhurbaşkanı tarafından affedildi. 1 Temmuz 2025 günü ise Madımak’ta yaşananlara benzer bir şekilde, Leman dergisi önünde “Yaşasın şeriat!” şeklinde anayasa ve cumhuriyet karşıtı şiddet sloganları attılar. CHP’nin İstanbul’daki grup toplantısında Genel Başkan Özgür Özel, karikatürün peygambere hakaret içermediğini, çizilen kişilerin savaşta ölen ve bu nedenle melek gibi tasvir edilen Müslüman ve Musevilerden oluştuğunu, Hz. Muhammed’in ise peygamber katında yer aldığı için melek olarak resmedilemeyeceğini herkesin anlayacağı şekilde açıkladı. Aslında bu karikatürün Gazze’de yaşanan katliamları ve savaşı eleştirdiği de kolay anlaşılıyor. Ama unutmayalım ki, yobazlar açısından kışkırtılmak için tek bahane yeter. Örneğin yazar ve ilahiyatçı İhsan Eliaçık da sosyal medya paylaşımında, ‘Leman Dergisi”ndeki karikatür dini inançları olan vatandaşlarımız incitmiştir’ diye lafa girenler ne dediğini bilmiyor. Bizim de dini inancımız var ve Filistin”in yanındayız. İncinme bir yana karikatür sanatıyla Filistin”de barışa destek verdiği için Leman”a teşekkür bile edilir diyor, devamını X hesabından okuyabilirsiniz. Ne ilginçtir ki, o karikatür hakkında öne sürülen iddiaların 100 misli her gün Atatürk’e ve Cumhuriyet’in kutsal değerlerine karşı rahatça yapılıyor ama bunların üzerine gidilmiyor! Dergiden 4 kişi, yere yatırılıp dizle bastırılarak ters kelepçeyle maalesef gözaltına alındı ve bugün jet hızıyla tutuklandılar. Öte yandan Taksim’de dergiye saldırıp alenen yasaları hiçe sayarak küstahça şeriat isteyenlere gözaltı bile duymadık! ÖZEL GRAFİĞİNİ HALA YÜKSELTMEYİ BAŞARIYOR! CHP’nin Salı günü yaptığı çıkışın adı anlamlı: “100 Karası: 30 Mart Darbesi’nin 100. Günü” . Özel, önce milletvekilleri ve örgütüne Lütfü Kırdar Salonu’nda hitap etti, sonra da Saraçhane mitinginde muhalif halk kesimlerini yine coşku içinde bir araya topladı. İktidar Partisi’nin fobisi bugüne kadar sadece İmamoğlu’ydu; artık ikinci fobileri de var, Özgür Özel. Mikrofonu eline aldığı anda moralleri bozuluyor. Kendilerince haklılar, çünkü Özel’de adeta şeytan tüyü var! Özel, halkın anlayacağı şekilde tane tane, renkli, cesur ve esprili konuşuyor. Mesela salı günü, çok uzun ve sıkıcı olmayan videolar da hazırlanmıştı. Ben Özel’i dinlerken gurur duyuyorum. 50-60 yıl önceki mitinglerde İnönü’yü, Dr. Suphi Baykam’ı, Ecevit’i veya ne yazık ki 50 yaşındayken 2002’de kaybettiğimiz Cüneyt Canver’i dinlerken aldığım hazzı alıyorum. LDP eski Başkanı Cem Toker onun ne kadar olağandışı bir lider olduğunu anlatırken, Kılıçdaroğlu’nun bu performansın binde birini gösteremeyeceğini hiç çekinmeden söylüyor; hem de başka bir partinin genel başkanını övmekten imtina etmeden! TGRT yorumcularına göre, CHP’deki sorunların kaynağı “Özel’in genel başkanlıktan liderliğe geçememesi” imiş. Şamil Tayyar öyle karar vermiş, saz heyeti de bunu onaylamış. Siyaset izlemekten yorulursanız, eğlenmek için A Haber veya TGRT gibi kanalların CHP yorumlarına geçebilirsiniz. Bu gruba son dönemde Kemal Bey’i de ekleyebiliriz! Kendisi, İmamoğlu mitinglerine son verilmesini istemiş, “Zaten fazla mitinge gerek yok, biz hukuk yoluyla hakkımızı arayalım demiş!” Gerçekten mitinge ne gerek var Özgür Başkan? Uslu uslu otursana yahu! Hazır Kemal Bey geçmişinin aksine birden hukukun faziletini keşfettiyse! Eskisi gibi %25 bizim neyimize yetmez? Ne demek öyle %40’ı geçip birinci parti olmak filan, yakışıyor mu hiç? Hem zaten Kemal Bey’i artık çok desteleyen yandaş yorumcuların da dediği gibi örgüt bu kadar mitingden yorulmuştur, değil mi? Kemal Bey nasıl da AKP iktidarının onayladığı ve hatta umutlarını beslediği bir insana dönüştü! Anlaşılan, kendisi Ankara’dan İstanbul’a hepimizi 500 km boş yere yürütmüş. Konu yalnız mitingler değil, Özel’in CHP’si artık “fazla oldu” … O yüzden iktidar ana muhalefetle tam saha pres şeklinde uğraşıyor! Bir yandan CHP’nin cumhurbaşkanı adayını elinde hiçbir ispat ve gerekçe olmadan cezaevinde tutuyor, bir yandan Özel’in önderliğinde gerçekleşen mitinglere destek veren gençler polisin ağır müdahalesine maruz kalıyor, malum standart reflekslerle gözaltına alınıyor! Geçtiğimiz hafta sonunu “mutlak butlan” ile boğuşarak geçirdik! Bu kavramı en iyi hazmeden kişi yine Kılıçdaroğlu oldu! Ne kadar uğraştı kendi isminin üstünü Parti’sinde çizdirmek için! İyi Parti’nin gerek başkanının gerek yardımcılarının muhalefetin bütünlüğünü korumak açısından çok yapıcı bir tavırda olduğunu görüp seviniyorum. Zafer Partisi’nin başkanı Ümit Özdağ’ın dışarı çıkması beni çok sevindirmişti, kendisini telefonda da tebrik ettim, muhalefetin artık daha da güçlü olacağını söyledim. Saraçhane mitingine örgütünün katılmamasının nedenleri de anlaşılır. “Çünkü bize davet gelmemişti ve ayrıca provokasyon riski vardı” diyor. Fakat tüm muhalefet bilmeli ki, hep birlikte sağlam bir duruş sergilemek, aslında her gerekçeden daha önemli olabilir. Bu hafta Genel Başkanımız Özgür Özel’in konuşmalarını izledim, hatta kendisiyle oturup yarım saat sohbet etme fırsatım da oldu. Özgüveni, kararlılığı firesiz ve mükemmel durumda, son aylarda yaşadığı inanılmaz çalışma ritminin onda biriktirdiği hiçbir bıkkınlık veya yorgunluk yok. Bu da, demokratik Türkiye’nin en büyük şansı. Son grup toplantısında Özel’in yaydığı adrenalinin tavan yaptığı en önemli an şu cümlelerdi: “Soruyorlar, ‘Özgür Özel, neyine güvenerek bunları yapıyor ki?’ diye… Yanıt ortada: Ben milletime güveniyorum, milletime!!!” şeklinde haykırdı Özel. Hiçbir iktidarın, halka baskıyla tedirginlik yaşatıp, kendi ülkesinde tutsakmışçasına bir düşünceye sevk etmesi düşünülemez, kabul edilemez, affedilemez…
Source: Bedri Baykam