“Sosyal Sorunlar Gündemi – Adalet, Haklar ve Toplumsal Dönüşüm”

Tasarrufu çiftçiden yoksuldan yaptılar

1 trilyon 56 milyar TL harcama yapılan ocak ayı bütçesinde tasarruf çiftçi, yoksul ve depremzeden yapıldı, Cumhurbaşkanlığı ise para saçmaya devam etti. Türkiye’nin yüksek enflasyonla mücadele ettiği, meyve-sebze gibi birçok temel gruptaki fiyat artışlarının, manşet enflasyonu katladığı bir dönemde bütçeden yapılan tarım harcaması neredeyse yarı yarıya azaldı. 2024 Ocak’ta 40 milyar 386 milyon liralık tarım harcaması yapılan bütçede bu değer geçen ay 21 milyar 441 milyon TL’ye indi. Çiftçiye verilen çay, buğday, bakliyat gibi desteklerin listelendiği fark ödemesi nitelendiğindeki tarımsal destekler ise 12.2 milyar TL’den, 2.3 milyar TL’ye indi. Çiftçiden kesilen kaynak ise tarımı destekleme misyonunu unutan Ziraat Bankası’nın görev zararını karşıladı. Ziraat Bankası’na yapılan cari transferler 3.2 milyar TL’den 9.1 milyar TL’ye yükselerek bir yılda neredeyse 3’e katlandı.

DEPREMZEDE UNUTULDU

Türkiye İstatistik Kurumu’na göre bile 11.6 milyon yoksul olmasına rağmen yoksullukla mücadelenin bütçedeki payı azaldı. 2024’ün genelinde bütçe harcamalarının yüzde 2.5’ini oluşturan yoksullukla mücadele ve sosyal yardımlaşma kategorisi için ocak ayında 20.7 milyar TL harcandı, 1 trilyon 56 milyar liralık harcamadaki payı yüzde 2’nin altına indi. Hanehalkı ve işletmelere yapılan transferler ise 2024 Ocak’ta 50 milyar TL’ydi, geçen ay 36 milyar 854 milyon TL’ye indi.

Depremzedenin adı da ocak ayı bütçesinde yok. Deprem harcamalarının listelendiği ‘şehircilik ve risk odaklı bütünleşik afet yönetimi’ kaleminden ocak ayında 10.4 milyar TL ile 2024 Ağustos sonrası en düşük harcama yapıldı. 2024’te ortalama 68.1 milyar TL, yıl genelinde ise 817 milyar TL’lik afet yönetimi harcaması yapılmıştı.

Erdoğan’ın harcaması katlandı

Tasarruf çağrıları Cumhurbaşkanlığına uğramadı. Cumhurbaşkanlığının harcaması Ocak 2024’te 294 milyon TL’ydi, geçen ay 1 milyar 381 milyon TL’ye çıkarak yüzde 368 oranında arttı. Üstelik Cumhurbaşkanlığı harcamalarda yıllık bazda en çok artış yaşanan 3 kalem arasına girdi. Örtülü ödenek harcaması da bir yılda yüzde 448 artarak 285 milyon liradan 1 milyar 563 milyar liraya ulaşmıştı. Taşıt kiralama giderleri de geçen yıla kıyasla artarak tasarrufun uğramadığı kalemler oldu. Ocakta uçak kiralamak için 162 milyon TL, otomobil kiralamak için de 185.7 milyon TL harcandı.

Source: Tolga Uğur


Bakanlıktan daha az et tüketin tavsiyesi

Türkiye’de milyonlarca çocuk okula aç gidiyor, bayat ekmek ve su ile karnını doyurmaya çalışıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre çocukların yüzde 62.4’ü de sadece ekmek ve makarna ile besleniyor. Vatandaş eti bayramdan bayrama görürken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ‘Aile Yılı’ adıyla çocuk dergisi yayınladı.

BAYRAMDAN BAYRAMA

Dergide, tasarruf konu edildi ve “Daha az et tüketin” denildi. Derginin ilk sayfasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın fotoğrafı yer aldı. Dergide Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘Aile toplumun çelik çekirdeği, özü, nüvesi, güç kaynağıdır’; Emine Erdoğan’ın ise “Aile güçlü yarınların, barış ve huzur dolu bir dünyanın teminatıdır” sözlerine yer verildi ve dikkat çeken bir detay da yer aldı. Su tasarrufunun önemine vurgu yapılan yazıda, vatandaşa “Daha az et tüketin” denildi. Dergide “Hayvansal gıdalar üretim süreçlerinde yüksek miktarda su kullanımına sebep olmaktadır. Bir kilo sığır eti üretiminde 15 bin 415 litre su kullanılmaktadır” denildi. Vatandaş, “Zaten eti bayramdan bayrama biri getirirse görüyoruz, bu neyin tavsiyesi” diyerek tepki gösterdi.

Source: Deniz Ayhan


Trump”tan “Zelenski Suudi Arabistan”a neden çağrılmadı?” sorusuna zehir zemberek yanıt

ABD Başkanı Donald Trump bir basın toplantısı düzenleyerek Rusya-Ukrayna savaşındaki gelişmeleri ve ateşkes sürecini değerlendirdi. Suudi Arabistan”daki görüşmelerin iyi başladığını ve sürecin iyi gideceğini umduğunu belirten Trump, savaşta yüz binlerce askerin öldüğünü ve bunun artık sona ermesi gerektiğini söyledi. BIDEN YÖNETİMİNİ SUÇLADI Toplantıda kendisinden önceki Joe Biden yönetimini suçlayan Trump, Ukrayna”nın Suudi Arabistan”daki ABD-Rusya görüşmelerine neden davet edilmediği konusuna bir açıklama yaptı. Ukrayna”nın savaşı daha önce bitirme imkanına sahip olduğu halde Joe Biden yönetiminin de desteğiyle savaşı sürdürmeyi tercih ettiğini savunan Trump, “Bugün duydum ki “biz davet edilmedik” diyorlarmış. Üç yıldır oradasınız, üç yıl önce bunu bitirmeliydiniz. Hiç başlamamalıydınız. Daha önce bir anlaşma yapabilirdiniz. Ukrayna için öyle bir anlaşma yapabilirdim ki, onlara neredeyse tüm topraklarını verebilirdim. Ama onlar bu şekilde yapmamayı tercih ettiler. Ve Başkan Biden, bu konuda ne kadar yanlış hareket ettiğine dair en ufak bir fikri bile yok. Çok kötü ve üzücü.” ifadelerini kullandı. “HİÇ BAŞLAMAMASI GEREKEN BİR SAVAŞTI” Savaşın nedeni konusunda Rusya ile ilgili net bir değerlendirme yapmayan Trump, zayıf liderlik gösterdikleri için hem Biden”ın hem de Zelenski”nin “hiç başlamaması gereken” bir savaşın kapısını araladığını savundu. “AVRUPA BARIŞ GÜCÜ”NE VARIM” Öte yandan Trump bazı Avrupa liderlerinin destekleyip bazılarının çekimser kaldığı barış planının bir parçası olarak Avrupa barış gücü askerlerinin Ukrayna”da konuşlanması ihtimaline sıcak baktığını ve böyle bir öneriyi desteklediğini açıkladı. Trump, Avrupa barış gücü askerlerinin Ukrayna”da konuşlanması fikrine nasıl baktığı sorusuna, “Eğer bunu yapmak istiyorlarsa bu harika. Ben buna varım. Eğer bunu yapmak istiyorlarsa bu iyi olur.” diye yanıt verdi.Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin bu fikirden bahsettiğini hatırlatan Trump, “Eğer bir barış anlaşması yaparsak, bence Avrupa açısından oraya asker göndermemiz gerekmeyecek çünkü biz çok uzaktayız ama orada asker bulundurmak iyi olur. Buna hiç itirazım olmaz.” değerlendirmesini yaptı. Özellikle Fransa”nın buna istekli olduğunu bildiğini belirten Trump, böyle bir adımın “güzel bir jest” olacağını kaydetti. “UKRAYNA”NIN ŞEHİRLERİ GAZZE”YE BENZİYOR” Ukrayna”da halen savaş yasalarının geçerli olduğunu belirten Trump, ülkede uzun zamandır seçim yapılmadığını halkın Zelenski”den pek de memnun olmadığını söyledi.Trump, “Seçim yapmayalı uzun zaman oldu. Bu Rusya ile ilgili bir şey değil. Bu düşünce benden ve diğer birçok ülkeden geliyor. Ukrayna”daki şehirler kelimenin tam anlamıyla Gazze”ye benziyor. İnsanlar bundan bıktı. İnsanlar bir şeylerin olduğunu görmek istiyor” ifadesini kullandı. Trump, bir soru üzerine, Avrupa”daki ABD askerlerini geri çekme gibi bir düşüncesinin olmadığını belirtti.

Source: Erdem Aksoy


“Filistinli esirlerin lideri” Nail el-Bergusi, 45 yıl esaretin ardından serbest bırakılacak

“Filistinli esirlerin lideri” lakabıyla bilinen ve 45 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Nail el-Bergusi de serbest bırakılacak esirler arasında yer alıyor.

Bergusi’nin eşi İman Nafi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birçok esirin aileleriyle iletişime geçerek perşembe veya cumartesi günü serbest bırakılacaklarını bildirdiğini ifade etti.

Eşi Nail el-Bergusi”nin de kendisini arayarak “Filistin dışına sürgün edilmek şartıyla serbest bırakılacağını” söylediğini belirten Nafi, “Daha önce sürgünü reddeden Nail, dün (pazartesi) itibarıyla bunu kabul etti. Ancak nihai olarak nereye gönderileceği henüz belli değil” dedi.

Filistin Esirler Cemiyetinden alınan bilgiye göre, esirler ailelerini İsrail istihbarat birimlerinin ofislerinden arayarak durumlarını bildiriyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ocak ayında ateşkes ve esir takasına ilişkin yaptığı konuşmada, bu kapsamda serbest bırakılacak Filistinlilerin ülke dışına çıkarılacağını söylemişti.

İsrail”in ülke dışına gönderilme koşuluyla serbest bırakacağı Filistinli esirlerden öne çıkan bazı isimler şöyle:

1- Filistinli esirlerin lideri lakabıyla bilinen ve 45 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Nail el-Bergusi

2- Hamas”ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları komutanlarından ve 31 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Osman Bilal

3- Kudüs”te 2015″te düzenlediği silahlı saldırıda 22 İsraillinin ölümüne ve yaralanmasına yol açtığı iddia edilen Bilal Ganım

4- Hamas liderlerinden ve 30 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Abdunnasır İsa

5- Aksa Şehitleri Tugayının liderlerinden Zekeriya Zübeydi

6- Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) yöneticilerinden eski milletvekili Halide Cerrar

İsrail, esirlerin serbest bırakıldıktan sonra ülke dışına sınır dışı edilmesinin, bu esirlerin Batı Şeria”ya geri dönmeleri halinde oluşturabilecekleri “güvenlik risklerini” azaltma kapsamında gerçekleşeceğini iddia ediyor.

İsrail hapishanelerinde en uzun süre kalan siyasi tutuklu

Filistinli esirlerin lideri lakabıyla bilinen ve 45 yılı aşkın süredir İsrail hapishanelerinde tutuklu bulunan Nail el-Bergusi, dünyanın en uzun süreli siyasi tutuklusu olarak Guinness Rekorlar Kitabı”na girdi.

İsrail hapishanelerinde en uzun süre kalan siyasi tutuklu olarak kayıtlara geçen Bergusi, ilk olarak 1978 yılında 19 yaşındayken tutuklanmıştı.

Henüz 19 yaşındayken girdiği cezaevinden 2011″de İsrail ile Hamas arasında varılan esir takası anlaşması sonucu çıkan ve sadece 31 aylık özgürlüğün ardından Haziran 2014″te “3 Yahudi yerleşimcinin kaçırılması ve öldürülmesi” olayına tepki olarak yeniden gözaltına alınan Nail el-Bergusi, İsrail hapishanelerinde en uzun süre kalan kişi olması dolayısıyla “Filistinli esirlerin önderi” olarak adlandırılıyor.

İsrail”in Batı Şeria”daki Ofer Askeri Mahkemesi, 22 Şubat 2017″de Bergusi hakkında müebbet ve 18 yıl hapis cezası kararı vermişti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Satış yöntemi deşifre oldu! Sahte içkiye temizleyici kamuflajı

Sahte içki ölümleri devam ediyor. Ankara”da sahte içkiden ölenlerin sayısı 59″a yükseldi, 35 kişinin ise yoğun bakımda tedavilerinin devam ettiği bildirildi. “Kaçakçılık” ve “olası kastla ölüme sebebiyet verme” suçlarından yürütülen sahte içki soruşturmalarında gözaltına alınan 28 kişi tutuklandı. İstanbul”da ise son iki ayda sahte içkiden 70 kişi hayatını kaybetti.”%100 TARIMSAL KÖKENLİ”Akşam Gazetesi”nin haberine göre, Türkiye genelinde sahte alkole yönelik operasyonlarda ele geçirilen “yüzey temizleyici” kimyasallar dikkat çekti. Sahte alkol için kullanılan etil alkole “yüzey temizleyici” kılıfı bulan zehir simsarları, piyasaya sürdükleri ürünlere büyük harflerle “içilmez” yazdı. Bu kişilerin ürünleri pazarlarken ise “içki yapımı için yüzde 100 tarımsal ve buğday kökenli” ifadelerini kullandıkları öğrenildi.Sosyal medyada “yüzey temizleyici” kılıfıyla sahte içki satışına ilginin büyük olması dikkat çekti.Ölü sayısı 59″a yükseldi

Source: Www.star.com.tr


Zelenskiy”den kritik ABD-Rusya görüşmesine sert eleştiri! “Biz bu müzakere masasının neresindeyiz?”

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Ankara Esenboğa Havalimanı”nda, (dün Türkiye’den ayrılmadan önce) gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Zelenskiy, ABD”nin Rusya ile ilişki kurmasının ABD”nin kendi kararı olduğunu açıklarken “Onların (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin”i politik izolasyondan çıkardıklarını gözlemliyoruz ama bu onların kararı, görüşüyorlar” dedi.
“Bu müzakere masasının neresindeyiz?”

Savaşın bitmesi için yapılan müzakerelerde Ukrayna”nın yer almamasını eleştiren Zelenskiy, “Savaşın bitmesine ilişkin planlarımız bunlar dendiğinde, bu bizde sorular yaratıyor. Biz neredeyiz? Bu müzakere masasının neresindeyiz? Bu savaş Ukrayna”nın içinde gerçekleşiyor. Putin, Ukraynalıları öldürüyor, ABD”lileri değil. Avrupalılar da değil, Ukraynalılar ölüyor” açıklamasında bulundu.
Ukrayna olmadan müzakere yapılamayacağının altını çizen Zelenskiy, “Siz istediğinizi görüşebilirsiniz ancak biz olmaksızın bizim hakkımızda görüşürseniz bunu kabul etmeyeceğiz diye net bir şekilde ifade ediyoruz” ifadesini kullandı.
“Trump”ın da daha çok yanımızda olmasını isterim”
Zelenskiy, ABD”nin Ukrayna”nın yanında olduğunu düşündüğünü paylaşarak, “Sayın (ABD Başkanı Donald) Trump”ın da daha çok yanımızda olmasını isterim. ABD”den hem Cumhuriyetçiler hem Demokratların birçoğu iki partili sistemde bizi destekliyorlar. Elbette bu desteği kaybetmek istemiyorum” dedi. Trump”ın savaşı bitireceğine ilişkin vaadinin gerçekleşmesini istediklerini dile getiren Zelenskiy, süreci gözlemleyeceklerini söyledi.

Zelenskiy, Ukrayna”nın işgal altındaki bölgelerinin kurtarılması ve doğal kaynak yataklarının korunması durumunda yatırımlara açık olacaklarını vurgulayarak, “Biz herhangi bir kıta için ham madde merkezi olmak istemiyoruz. Burada dost, partner olmak bir etken olmayacak. Bizim anayasamızda yazıyor. Ben Cumhurbaşkanı olarak anayasayı ihlal etmek istemiyorum. Ben topraklarımı, çıkarlarımızı koruyacağım” ifadelerini kullandı.
“Toprak bütünlüğü her zaman desteklenmeli”
Zelenskiy, her ne olursa olsun uluslararası hukuk, egemenlik ve toprak bütünlüğünün her zaman desteklenmesi gerektiğine işaret ederek, “Söz konusu, on binlerce, yüz binlerce insanın hayatını kaybetmesi, yetimlerin olması, evlerin yıkılmasıdır. Bu nedenle bu vesileyle aslında evinizde ülkenizde Ukraynalı yetim çocukların ağırlanmasından dolayı teşekkür etmek isterim” diye konuştu. Devlet Başkanı Zelenskiy, en yakın zamanda savaşın bitmesini istediklerini belirterek, şunları söyledi:

“Biz adil bir barış, kalıcı bir barış, sürdürülebilir bir barış istiyoruz. Ölümün tekrar ülkemize gelmesini istemiyoruz. Yeni Suriye olmasını istemiyoruz. Bütün bunları istemiyoruz. Bütün bunları istemememiz oldukça adil bir duruş. Bütün katiller cezalandırılmalıdır. Bütün bu noktalarda en önemli şeylerden biri bize gerçekten de güvenlik garantileri verebilecek insanlarla ilerlemeliyiz, ülkelerle ilerlemeliyiz. Eğer bu savaşın bitmesi değil, ateşkesin yaşanmasıysa, bu da elbette savaşın sıcak evresinin tamamlanmasına ilişkin önemli bir adım”
“Avrupa Birliği gibi büyük bir pazara katılmalıyız”
Zelenskiy, ABD Başkanı Donald Trump”la da savaşın sona erdirilmesi konusunda konuştuklarını söyleyerek, “Her zaman göz önünde bulundurmak gerekir ki Putin kandırabilir. Minsk Anlaşmaları sonrasında biz de Fransa”da onunla anlaşmıştık. Ateşkes olacaktı. Oysa o bunu bozdu ve yine savaşı başlattı” dedi.
Yeniden bir savaşın başlamaması için Ukrayna”nın NATO üyeliğine değinen Zelenskiy, “Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunu biliyor ve kendisi de Ukrayna”nın gelecekteki NATO üyeliğini desteklediğini ifade etti. O bunun önemini anlıyor ve Avrupa”daki birçok kişi de bunu anlıyor. Avrupa liderlerinin yüzde 99″u bizim NATO üyeliğimizi destekliyor. Slovakya, Macaristan, Almanya ve ABD henüz desteklemiyor. Ancak herkesin fikrini etkileyen ABD etkeni var, bunu biliyoruz” diye konuştu.
Zelenskiy, “Eğer NATO olmayacaksa hangi garantilerden söz edeceğiz?” diyerek, ülkesinin güçlü bir orduya sahip olduğunu ancak ordunun desteklenebilmesi için sürekli silah ve paraya ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Ayrıca ekonomik güvenlik garantilerine de ihtiyaç duyduklarını belirten Zelenskiy, “Bunun için Avrupa Birliği gibi büyük bir pazara katılmalıyız” diye konuştu. Zelenskiy, herkesin Putin”in bir daha savaşa dönmeyeceğinden eminse Ukrayna”ya asker konuşlandırmasıyla ilgili şunları söyledi:
“Eğer herkes Putin”in bir daha savaşa dönmeyeceğinden eminse o zaman neden Ukrayna”ya kuvvetlerin yerleştirilmesinden çekiniyoruz? Sonuç olarak biz bunun tekrarlanmaması senaryosundan yola çıkıyoruz. Güvenlik garantilerinin bu boyutunu da Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan”la bugün görüştük.”
“Putin”le konuşmaktan hoşlanmam, biz düşmanız”
Zelenskiy, Ukrayna”nın birtakım beklentileri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Tam da bu nedenle müzakere masasında Putin eğer savaşa dönmek isterse onu durduracak insanlar olmalı. Ve bize gerçek, sadece sözler değil, somut güvenlik garantileri verebilecekler olmalı. Böyle bir diyaloğa biz hazırız. Diplomasinin ne olduğunu biliyoruz. Elbette Putin”le konuşmaktan pek hoşlanmam. Biz düşmanız ve düşmanlığımız devam ediyor. Ancak biz bu savaşı bitirmek için her şeyi yapacağız. Her şey partnerler arasında açık bir iletişimle olmalı. Biz satranç oynayamayız. Çünkü her bir adımınız bu satrançta bazen onlarca, bazen yüzlerce, bazen binlerce insanın ölümüne neden oluyor.”
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, ABD”nin Rusya”yla ikili ilişkisine yönelik şunları söyledi:
“Ben bunu beğensem de beğenmesem de bu onların ikili işbirliği ve ABD”nin kendi kararı. Yoksa elbette onların politik izolasyondan Putin”i çıkardıklarını gözlemliyoruz ama bu onların kararı, görüşüyorlar. Ancak ne zaman “Bizim savaşın bitmesine ilişkin planlarımız bunlar” denildiğinde bu bizde sorular yaratıyor. Biz neredeyiz? Bu müzakere masasının neresindeyiz? Bu savaş Ukrayna”nın içinde gerçekleşiyor. Putin Ukraynalıları öldürüyor, Amerikalıları değil, Avrupalıları da değil. Yine de başka kimse ölmesin. Ancak bizim acımız çok büyük ve bu nedenle bizsiz müzakere edilemez. Siz istediğinizi görüşebilirsiniz ancak bizim hakkımızda biz olmaksızın görüşürseniz biz bunu kabul etmeyeceğiz diye net bir şekilde ifade ediyoruz. Bunun oldukça adil olduğuna inanıyorum.”
Zelenskiy, savaşı sona erdirmek için yapılacak müzakerelerde hem Ukrayna hem de Rusya”nın masada olması gerektiğine işaret ederek, masada sadece Avrupa Birliği değil, Avrupa kıtasının da temsil edilmesi gerektiğini söyledi.
Müzakere masasında Avrupa”nın temsiline ilişkin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron”la görüştüğünü belirten Zelenskiy, “Kendisi Avrupa Birliği liderleriyle görüşmüştü Fransa”da. Biliyorum birkaç görüşme daha olacak. Bugün yine Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüm ve haberimiz olmayan görüşmeleri dikkate almıyoruz” dedi.
“Bizi çağırmadılar”
Zelenskiy, Suudi Arabistan”ın başkenti Riyad”daki ABD-Rusya görüşmesine ilişkin, “Görüşmenin tarihi benim oraya ziyaretimle denk gelmişti. Ben istemiyorum, bu bir oyun gibi görünsün. Bu bir oyun değil. Ukrayna için güveni kaybetmek istemiyoruz. Çünkü çok fazla tesadüf var. Bizi çağırmadılar” diye konuştu.
Temiz, şeffaf ve adil bir görüşme istediğini söyleyen Zelenskiy, “Bu benim istediğim tek şey. Bu şeffaflığı kaybetmek istemiyorum. Ben, partnerlerimiz bize güvenmesin istemiyorum. Bu oyunlar maalesef Ukraynalıların mental, psikolojik durumuna etki ediyor. Ukraynalılar kandırılıyor gibi hissediyorlar. Ben halkımın duygularıyla oynanmasını istemiyorum” ifadelerini kullandı.
Zelenskiy, Ukrayna olmadan savaşın bitirilmesine yönelik bir görüşmenin gerçekleştirilemeyeceğini söyleyerek, ABD”li yetkililerin yakın zamanda Kiev”e bir ziyarette bulunacaklarını ayrıca kendisinin de Trump ile görüşmeyi düşündüğünü söyledi.
“Seçim olmadığı sürece Cumhurbaşkanlığım meşrudur”
Putin”in Moskova yönetiminin kendisinin meşru bir lider olmadığına ilişkin eleştirilerine yönelik soruya Zelenskiy, şöyle yanıt verdi:
“Ukrayna”daki güncel mevzuata göre savaş devam ederken herhangi bir seçim yapılamaz. Bu olağanüstü hal mevzuatında da yazıyor, anayasada da yazıyor. Anayasada diyor ki “Savaş durumu bitmeden herhangi bir seçim gerçekleşemez.” Bu sanırım her ülkenin anayasasında vardır. Bütün görevleri mevcut Cumhurbaşkanı üstlenir ve gerçekleştirir. Bu nedenle ülkemizde seçim olmadığı sürece Cumhurbaşkanlığım meşrudur.
Eğer demokratik bir seçimden bahsediyorsak yurt dışında oldukları için 8,5 milyon insanın katılamayacağı bir seçimi nasıl kabul edebiliriz? Orada 8,5 milyon insanın oy verebilmesi için gerekli altyapı henüz yok. Geçici olarak işgal altında olan bölgelerdekiler nasıl seçim yapabilecek? Şu an anayasamıza göre online bir seçim prosedürü öngörülmüyor. Cephe hattındaki askerlerimiz nasıl oy verecek? Savaş durumu devam ettiği sürece askerler de kendi adaylarını hem Cumhurbaşkanlığı için hem parlamento için aday gösteremez. Bu nedenle bizim için bir seçim olsaydı biz askerlerin görüşlerini, haklarını göz ardı mı edeceğiz? Aynı zamanda cephe hattına yakın yerlerdeki insanlar nasıl oy verecek?”
“Bir şeyi vereceksek bunun karşılığını almalıyız”
Zelenskiy, Ukrayna”da doğalgaz, petrol, doğal kaynaklar ve nadir elementler olduğunu hatırlatarak, “Maalesef bunların bir kısmı işgal altında olan bölgelerde. Bu bölgeleri işgalden kurtarmalıyız. Eğer siz yaptırımlarla jeopolitik boyutta finansal olarak ondan ucuz enerji kaynakları almazsanız, onların bankalarını kapatırsanız, iş dünyanızı Rusya”dan çekerseniz, yani birçok farklı boyutta onu zorlarsanız bu savaşı durdurmaya ve geri çekilmeye zorlarsınız. Artık partnerlerimizin anlaması gerekiyor ve bu talepte adil olduğumuzu düşünüyorum” dedi.
Güvenlik garantisi karşılığında ABD ile nadir toprak elementi üzerine yatırım konusunda hazırlanan taslak belgeye değinen Zelenskiy, “O taslakta güvenlik garantileri yoktu. Bu nedenle güvenlik garantileri olmaksızın adil olmayacak. Ben dedim “Bu belge hazır değil, biz bunu imzalamayız. Siz bu belgenin üzerinde çalışmaya devam edin, ben açığım. Ülkemize yatırım yapmanıza, doğal kaynaklarımıza yatırım yapmanıza her zaman açığım. Eminim ki bizim toplumumuz da bunu destekliyor, meclisimiz de bunu destekliyor.” Ancak biz bir şeyi vereceksek bunun karşılığında bir şey almalıyız. Bence adalet dediğin budur. Eğer biz bunu koruyamazsak o zaman neyden bahsedeceğiz? Tam da bu aslında” diye konuştu.
Zelenskiy, NATO”nun güvenlik alanında öncü olduğunu ancak Avrupa”da NATO üyesi olmayan, güçlü orduya sahip ülkeler de bulunduğuna işaret etti.
Ülkesinin Avrupa”daki en büyük orduya sahip olduğunu belirten Zelenskiy, “Ukrayna”da savaş bittiği zaman, birleşik bir kuvvet ihtiyacımız var. Ukrayna”da birbiriyle iletişimde olacak ve birbirini savunacak ülkelerin birleşmesi çok mantıklı olur. İnanıyorum ki Avrupa Birleşik Kuvvetleri için Ukrayna güzel bir başlangıç olur. Avrupa kıtası güçlü orduyla savunulmalıdır. Sadece birkaç ordu da değil, oraya herkes girmeli ancak girerken de güçlenmeli” ifadesini kullandı.
“Türkiye ile işbirliğimiz sürecektir”
Kırım Tatarlarının esaretten kurtarılmasının da gündemde olduğunu belirten Zelenskiy, sadece dini inançlarından ötürü Rusya tarafından tutuklandıklarını söyledi. Zelenskiy, Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın esirlerin serbest bırakılması konusunda daha önce de yardımcı olduğunu ifade ederek, çok sayıda Ukraynalı esir olduğunu, onları geri getirmenin çok zor olduğunu ve kapsamlı bir esir takasının gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye ve Ukrayna”nın savunma sanayi alanında işbirliklerine değinen Zelenskiy, “Baykar”la ve Bayraktar”la görüştük. Ukrayna”da ofisleri açıldı ve karşılıklı satın almalar dışında da görüşüyoruz tabi. Çok fazla şirketimiz var uzak menzilli dron”lar üreten ve inanıyorum bu noktada Türkiye ile işbirliğimiz sürecektir. Bunun dışında Türkiye, Ukrayna Deniz Kuvvetleri için iki korvet inşa etti. Birinin inşası tamamlandı, diğeri 2026″da olacak. Bütün bunları tabii somutlaştırmak, sürdürmek isteriz” dedi.
Zelenskiy, savaş nedeniyle bazı ortak projelerin güvenlik için daha yavaş ilerlediğine işaret ederek, “Rusların füzeleri, tamamen bizim motor sanayimizi yok etmeye çalıştı ve bu Türkiye ve diğer ülkelerle sözleşmelerimizi etkileyecekti ve bu ülkelerle Rusya savaşmıyordu ancak etkileyecekti. Biz onlar ne kadar saldırsa da sürekli yenilendik ve çalışmalara devam ettik. Bu nedenle her türlü şartta olumlu sonuca yönelik projeler devam edecek” diye konuştu.
“En önemlisi bu savaşın bir an önce adil bir şekilde tamamlanması”
Türkiye ve Ukrayna”nın savaş devam ederken bile 6 milyar doların üzerinde bir ticaret hacmine sahip olduğunu belirten Zelenskiy, “Elbette 10 milyar dolar olmasını istiyoruz. Özellikle Serbest Ticaret Anlaşmasının onaylanması akabinde bu gerçekleşecektir. Eminim bu konuda. Cumhurbaşkanı Erdoğan”ı Ukrayna”ya davet ettim ve dedim ki “Siz gelir gelmez serbest ticaret anlaşması da yürürlüğe girmiş olacak” ifadelerini kullandı.
Zelenskiy, Karadeniz Tahıl Girişimi Anlaşması”na ilişkin, “Bildiğiniz üzere bir koridorumuz vardı savaşın başından beri devam eden. Rusya, Karadeniz”i bloke etmişti. Ancak akabinde Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın desteğiyle Türkiye ve Birleşmiş Milletler ile bu platformu oluşturduk. Ruslar vardı, Türkiye vardı, Birleşmiş Milletler ve Ukrayna vardı. Ve bu koridor iki taraftan da kontroller sayesinde devam edecekti. Sonrasında Rusya bu koridoru bloke etti. Çünkü Ukrayna”nın gıda ürünlerini dünyaya satması onlara gıda pazarında tekelliği için engel olacaktı Asya ve Afrika”da. Tam da bu nedenle çıktılar bu platformdan ve yeniden farklı silah sistemleriyle bunu provoke etmeye başladılar ve saldırıya başladılar” dedi.
“Ukrayna”nın para kazanması bloke edilecek”
Karadeniz”e komşu ülkelerle başka bir deniz koridoru açıldığını söyleyen Zelenskiy, “Lojistik biraz daha uzadı bizim için. Daha pahalıya mal oluyor ancak çok da değil. Eskiden gıda ürünleri sınırlaması vardı ancak biz enerji, metalürji gibi konuları da dahil edebiliyoruz artık ve koridorun da çalıştığını düşünüyorum. Ama Ukrayna”nın para kazanacağı her türlü girişim savaş bitene kadar Ruslar tarafından bloke edilecektir” diye konuştu.
Ülkesinin geçirdiği bu süreçte hiç unutamadığı anlara ilişkin konuşan Zelenskiy, şunları kaydetti:
“Ben bir babayım. Özellikle Erdoğan”la görüştüğüm zaman bana torunlarını anlatır, ben de çocuklarımı anlatırım. Benim çocuklarım nasıl biliyor musun? Ukrayna”daki her çocuk gibi. Maalesef çocuklar olgunlaşmak zorunda kaldı savaş nedeniyle. Nasıl desem? Gerçekten de çocukluklarını kaybettiler. Çocuklukları alındı, yılları gitti. Olgunlaştılar, büyüdüler. Çok güçlü oldular. Ancak böyle şeyler, yani o çocuklukla, çocuğun gözündeki ışık, duygu kayboldu. Savaşın çocukları haline geldiler. Ukrayna”daki diğer bütün ebeveynler gibi ben de, Ukrayna”da eğitim görenler, örneğin oğlum, kızım çocuk değil artık. Neredeyse 21 yaşında üniversiteye gidiyor oğlum. Hepsi benimle Ukrayna”dalar. Hepimiz birlikteyiz ülkede. Elbette çok nadir görüşebiliyoruz güvenlik nedeniyle. Ancak görüştüğümüz zaman da hayatımın en mutlu günleri. “Babacım şimdi gidersen uzun mu sürecek geri gelmen? Biz seninle her dakikamızı beraber geçirmek istiyoruz. Bu dakikaların biteceğini biliyoruz veya saatler hızlı geçecek, biliyoruz.” diyorlar. Onlar için de benim için de bu zaman yeterli olmuyor.”

Source: Dünya Gazetesi


CHP”li Barut: “Kısıtlama ve zorunluluk, altında kayıt dışılığı arttırıyor”

CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, altında kayıt dışılıkla mücadele için 185 bin liralık alışveriş sınırı ve kimlik ibrazı zorunluluğuna karşı Meclis”te çözüm istedi. Sektörde yaşanan sorunlara, kuyumcu esnafı ve yurttaşların taleplerine kulak verilmesini öneren Barut, “Bu uygulamanın yeniden gözden geçirilmesi ve limitin en az 500 bin liraya çıkarılması için sektör temsilcileri ile yurttaşlarımız adım atılmasını bekliyor” dedi.”SEKTÖRÜ OLUMSUZ ETKİLİYOR”TBMM Genel Kurulu”nda söz alan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, “Ekonomik kriz herkesi derinden sarsarken toplumun tüm kesimleri çare arıyor. Son yıllarda ithalat kotaları ve yüksek maliyetlerle mücadele eden kuyumculuk sektörü, şimdi de finansal takip düzenlemeleri nedeniyle zorluk yaşıyor. Sektörde, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından belirlenen 185 bin liralık alışveriş sınırı ve kimlik ibrazı zorunluluğu sektörü olumsuz etkiliyor” diye konuştu.KAYIT DIŞI VURGUSUSektörün, esnaf ve yurttaşların sorunlarına duyarlı olunması gerektiğini bildiren Barut, “Kuyumcularımız, bu durumun müşterileri tedirgin ettiğini, kimlik paylaşmak istemeyenlerin alışverişten vazgeçtiğini anlatıyor. Bu nedenle kayıt dışı işlemlerin arttığını belirtiyorlar. Konulan 185 bin liralık alışveriş sınırı, altının hızla yükselen fiyatları karşısında oldukça düşük bir seviyede kalıyor. Bu uygulamanın yeniden gözden geçirilmesi ve limitin en az 500 bin liraya çıkarılması için sektör temsilcileri ile yurttaşlarımız çare adına adım atılmasını bekliyor” şeklinde konuştu.

Source: Mehmet Serbes


Babasının katilini baba bilen kadın konuştu: “Filmlerde görsem…”

Muğla”nın Ula ilçesinde bir süre önce vefat eden Fatma Ayyıldız geçmişte Akyaka”nın en zenginlerinden olan Mustafa Uyanık”tan 50 yıl önce bir kız çocuğu sahibi oldu.

Fatma Ayyıldız bu sırrı saklayarak Berrin Nalcı”yı (50) resmi nikâhlı eşi Mahir Ayyıldız”ın üzerine kaydettirdi.

Mahir Ayyıldız o dönemin Akyaka Mahalle Muhtarı Mustafa Uyanık”ı 1982 yılında eşiyle birlikte ormanlık alanda yakalayınca öldürdü.

ABLASINDAN ÖĞRENDİ

Mahir Ayyıldız bir süre cezaevinde yattıktan sonra çıktı. Ayyıldız eşini affettikten sonra tekrar bir araya gelerek evliliğini sürdürdü.Berrin Nalcı ise 48 yaşına kadar babası Mahir Ayyıldız”ı gerçek babası olarak bildi. Berrin Nalcı 2 yıl önce ablasıyla yaşadığı tartışmada “Babamın hissesine girme. Sen babamın mirasçısı değilsin” sözlerini işitince büyük bir şok yaşadı.

Nalcı, avukatı aracılığıyla Muğla Ailesi Mahkemesi”nde babalık davası açtı.

ALZHEİMER OLDUĞU İÇİN HİÇBİR ŞEY HATIRLAMIYOR

Muğla Aile Mahkemesi kararıyla yapılan DNA testinde 42 yıl önce yasak aşk cinayetine kurban giden Mahir Ayyıldız tarafından öldürülen Akyaka”nın en zenginlerinden, adı sokaklara bile verilen Mustafa Uyanık olduğu ortaya çıktı.

Mahir Ayyıldız”ın hala hayatta olduğu, Alzheimer hastası olduğu için hiçbir şeyi hatırlamadığı öğrenildi.

“SIKINTIDAN EGZAMALAR ÇIKTI”

Berrin Nalcı yaşadıklarını Sabah”tan Ceyhan Torlak”a anlattı. Nalcı, “Benim için çok büyük bir travmaydı. Sıkıntılardan sırtımda yaralar çıktı, egzama oldu. Hiçbir zaman parada gözüm olmadı. Kendi vicdanımı rahatlatmak ve gerçek babamın kim olduğunu öğrenmek için bu davayı açtım. DNA testinin sonucu ile vicdanım rahatladı. Aklımda soru işareti kalmadı. Artık kafamı yastığa rahat rahat koyup uyuyabiliyorum. Babamın kim olduğunu kesin olarak öğrendim. Filmlerde görsem çok şaşıracağım hikayeyi yaşadım” dedi.

Source: Haber Merkezi


Sibel Eraslan yazdı: “Barışa yönelik dikkatsizlik” ve savaşa dair keskin dikkat!

2021 yılında, California Üniversitesi”nden bir grup araştırmacı çatışma çözümleri ve barış üzerine bir araştırma yaptılar. Farklı alanlarda ve farklı disiplinlerdeki 30 akademisyen, toplumsal ve uluslararası barış hakkında, farklı bölgelerde, çok alanlı ve çok disiplinli bir metotla çalışma yaptılar. Çalışmaları halen devam ediyor…Raporlarına göz attığımda dikkatimi çeken bir kavrama rastladım, zaten çalışmanın ilk tespiti de buydu; “barışa yönelik dikkatsizlik”. Günümüzde sıkça görülen ezici savaşlar, zehirli ırkçılıklar ve pervasız düşmanlıklar göz önüne alındığında, bugün dünya çapında, aynı anda, çok sayıda sürdürülebilir barış anlayışını benimseyen toplum olduğunu da duymak, evet ilk bakışta şaşırtıcıydı. Çünkü biz haberlerde, sosyal medyada, hukuk davalarında, güvenlik konusunu tartışırken veya diplomatik müzakerelerde tüm dikkatimizi savaşlara ve çatışmalara yöneltiyorduk, savaş ana gündem iken, neredeyse barış konusunda hiçbir merak, dikkat, özen sahibi değildik. (barışseverlik gibi aşağı yukarı hemen herkeste olan söylevseverlikten değil barışa dair samimi dikkat, özenden bahsediyorum) Küresel ve ulusal medyaların dikkatini çeken şey savaşlardı çünkü, barış ve sükunet değil.. Ne yazık ki daha barışçı toplumlarla ilgili araştırmalar nadir olduğu için, onlar hakkındaki anlayışımız da sınırlıdır. İnsanlar daha çok korkulan şeyleri (nükleer savaş, doğal afetler, kanser, depresyon, şiddet ve savaş) inceler ve bu nedenle barış kavramı çoğunlukla ve ancak, savaş bağlamında veya sonrasında incelenir.Halbuki yeryüzünde komşu oldukları halde 200 yıldır savaşmamış ülkeler de mevcuttur.Kendi sınırları içinde veya dışarıda, komşularıyla barış içinde nasıl bir arada yaşayacaklarını çözmeyi başarmış toplulukların varlığı, halen dünya barışı hakkında ciddi birer umuttur. Bu basit gerçek, insanların doğuştan toprak sahibi olmaya karşı hırslı ve her an savaşa hazır olduklarına dair yaygın olarak kabul edilen inancı doğrudan çürütür. İnsan insanın kurdudur genel kabulünün ötesinde yaşayan toplumlar ve ülkelerin oluşuna dikkat çekmemiz gerekiyor. Onların kurabildiği toplumsal ahengin koşullarına bakmamız ve ilham alarak, yeni çağın yeni sorunlarına ışık tutmayı denememiz çok mu zor? Bu, “barışa yönelik dikkat” konusunu, toplumlarımızda, yaygınlaştırmamız gerekiyor.Barış sistemleri, birbirleriyle savaşmayan komşu toplumların kümeleridir ve bu tür savaşmayan sosyal sistemlerin antropolojik ve tarihsel örnekleri, zaman içinde ve dünya çapında mevcuttur. Örneğin Osmanlı Devleti”nin Kuzey Afrika”da, Balkanlarda, Kafkasya”da ve Ortadoğu”da, özellikle Kudüs”te farklı dinlere, farklı milletlere, farklı kültürlere sahip hinterlandında barışın hakim olması konusunu incelememiz ve feyz almamız gerekiyor.Keza günümüzden verebileceğimiz örnekler içinde, beş İskandinav ülkesinden hiçbirinin 200 yılı aşkın bir süredir savaş alanında birbirleriyle karşılaşmamış olması değerli bir tecrübedir. Barış sistemlerinin günümüz örnekleri arasında sözgelimi; 1848″de İsviçre”yi oluşturmak üzere birleşen İsviçre kantonları, Avrupa Birliği üyeleri yer almaktadır. Her birisinin arka plandaki öyküsü, sosyolojik özgeçmişi evet elbette farklıdır bu barış topluluklarının… Ama niçin örnek alınmasınlar?Tek başına barış sistemlerinin varlığı bile, toplumların komşularıyla muhakkak savaşmaya meyilli olduğu varsayımına meydan okuyor.Toplumsal ve küresel barış konusunda raporda dikkatimi çeken ikinci tespit: Barış sadece şiddetin ve savaşın yokluğu değil, birbiriyle iyi geçinen, toplumsallaşma yanlısı insanlar ve grupların varlığı demektir. Yani bir tür barışın sürdürülebilirliği ile ilgili pratikler konusudur önemli diğer tespit… Toplumsallaşmış ve diğerleriyle iyi geçinmeyi, nezaketli dili tercih eden insanlar ve sivil örgütler ne kadar fazla olurlarsa, toplumlarda karşılıklı işbirliği, paylaşım ve saygı gibi kavramlar, güçlenecektir. Barışı sürdürmek olumlu etkileşim sayesinde olacaktır. Ülkelerin birbiriyle iyi ilişkileri, bu bağlamda çok değerlidir, bayram veya kutlama gibi sade mevzular bile iyi ilişkilerin başlangıcında yer alır..Yine rapordan okuyabildiğim kadarıyla; ülkeler ve toplumlar arası barış sisteminin temelinde:-Açık ve şeffaf yönetimler, kurumlar vardır.-Halk iradesine önem veren demokrasiler vardır-İnsan haklarına saygı söz konusudur.-Adalet mekanizmalarının işlerliği mevcuttur.-Kamusal hak ve hizmetlere erişim imkanı vardır.-Geçmişte yaşanmış travmaların etkili şekilde tedavisi için çalışılmıştır.-Gençlerin karşılıklı etkileşimi, eğitim ve turizmde oluşacak imkanlar önemlidir.-Barışa emek veren sivil toplumların politize olmadan güçlü oluşu önemlidir.-Serbest bilgi akışı, iletişim imkanlarının çeşitliliği önemlidir-Medyanın doğru haberleşmeyi hedef almasının yanı sıra, barış konusunda dikkatli bir dil kullanması çok önemlidir.-Karşılıklı sürdürülebilir kalkınma politikaları önemli bir köprüdür.

Source: Sibel Eraslan


Cenk Eren, ünlü isimlere yıllar sonra ateş püskürdü: Allah cezasını veriyor

Uzun süredir estetikleriyle gündeme gelen ünlü şarkıcı Cenk Eren, yıllar önce işlerine engel olan kişilere sosyal medya hesabından sitem ederek, “Ekmekle oynayanın Allah cezasını veriyor” dedi.Başarılı şarkıcı Cenk Eren, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda yıllar önce işlerine mani olan iki kişiye isim vermeden sitem etti. “BU İŞİN GERÇEĞİNİ GEÇEN SENE ÖĞRENDİM” Cenk Eren, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:”Şimdi bana diyeceksiniz ki, “Cenk, neden 20 sene sonra bu konuyu açıyorsun?” 20 sene sonra açmamın sebebi, ben geçen sene bu işin gerçeğini öğrendim. Hatta geçen seneden beri çok düşündüm, bunu tekrar gündeme getirip getirmemeyi. Çünkü bunu ben, bu yüzden bir arkadaşımı suçladım, bir şarkıcı arkadaşımı, ve yıllarca küs kaldım onunla. Onun yaptığı söylenmişti bana. Ama şimdi her şey ortaya çıktı. “10 SENE ÖNCE ÖĞRENSEM ONLARI HAŞAT EDERDİM” Aramızdaki fark şuydu: Onlar da çok iyi şarkıcıydı veya enstrümantaldi, besteciydi, söz yazarıydı” diyen Eren, “Fakat ben hem çok iyi şarkıcıydım hem de sahnesi çok iyi olan biriydim. Onlarda o sahne yoktu, onun için yapamıyorlardı. Bunu 10 sene önce öğrenseydim, onları haşat ederdim. Ama şimdi bakıyorum, düşündüm, düşündüm, benim bir şey yapmama gerek kalmamış. Bir tanesi yataklarda, bir tanesi alkolik olmuş. Ekmekle oynayanın Allah cezasını veriyor. “BENİ İSTEMİYORLARDI” Açıklayayım size, neden böyle oldu, niye böyle yapmışlar. Ben, onlar için her zaman bir bar şarkıcısı olarak kalmalıydım. Öyle istiyorlardı. Benim konser vermemi, benim albüm yapmamı, benim televizyon programı yapmamı, benim kurumsal işlerde olmamı istemiyorlardı. Çünkü onlar sırf kendileri için her şeyi istiyorlardı. “NE ORTAÇ, NE ERBİL, NE DE TATLISES DEĞİL” Cenk Eren”in sözlerinin Mehmet Ali Erbil, İbrahim Tatlıses ve Serdar Ortaç”a olduğu düşünüldü.Eren, daha sonra “Ne İbrahim Tatlıses ne Serdar Ortaç ne de Mehmet Ali Erbil. Bu üç sanatçı dostumu da çok severim, çok kıymetlidirler. Allah üçüne de şifalar versin. Sağlıkla, huzurla yaşasınlar” dedi.

Source: Haberler


Mustafa Sabri Beşer yazdı: Las VeGazze!

Doğu Akdeniz”in incecik bir şeridinde mütevazı yaşamıyla, yüzyıllardır elden ele dolaşan bir şehir.Firavunlardan Filistlere, Roma”dan Bizans”a, Emevîlerden Osmanlı”ya kadar tarihi olan bir toprak parçasından bahsediyoruz.Büyük İskender de uğramış, Moğollar da Haçlılar da.Hani bazıları şimdilerde “Las Vegas gibi yapalım, kumarhaneler kuralım, milyarlar aksın” diyor ya… Binlerce yıllık tarihî bir şehri poker masalarıyla süsleyeceğiz diye ortalığa atılmanız zaman galerisini güldürüyor.”Burası sahil kenarı, tatil beldesine çeviririz, ne olacak” demekle olmuyor işte…Her gelen ya yıkmış ya yeniden kurmuş; ama şehir yaşamaya devam etmiş.Antik dönemden beri, Mısır”ı Şam”a, Doğu”yu Batı”ya, ticareti siyasete bağlayan kritik bir geçit burası…Kim burayı kontrol ederse bölgenin kaderi onun elinde.Bu yüzden, Osmanlı”nın kurduğu iki savunma hattından biri. Gazze”yle Kudüs”ü Çanakkale”yle İstanbul”u muhafaza etmiş Osmanlı.İslam fetihleriyle birlikte Emevîler ve Abbâsîler bu şehirde. Sonra Eyyûbîler; Selahaddin Eyyûbî, Haçlılarla mücadeleyi pekiştirmek için Gazze”yi önceliyor.Memlükler; Moğol tehlikesi kapıya dayanınca burayı tahkim ediyorlar.Mercidâbık, Ridaniye savaşlarıyla Gazze “Osmanlı sancağı” oluyor.Bu şehir bir liman mı, savunma hattı mı, ticaretin geçtiği kapı mı? Hepsi birden! Kervanlar da oradan geçiyor, ordular da…1917″de İngilizler, yıpratılmış Osmanlı”nın içindeki hain paşaların yardımıyla ancak Gazze”yi ele geçirebiliyor!Britanya Mandası, 1948″de terör çetesi İsrail”in Altı Gün Savaşları ve sonrası işgal başlangıcı…Klasik bir İngiliz satrancı.Piyonlar gider gelir, kaleler yıkılır yapılır; Gazze yine ortada, mahzun ve direnen!Şehrin maneviyatını da yadsımamak icap eder.Efendimizin (s.a.v.) büyük dedesi Hâşim bin Abdimenaf”ın kabri burada. Bu yüzden “Gazze”tu Hâşim” diye anılıyor. Büyük imam İmam Şâfiî”nin memleketi de burası.Yani bir yanda ibadet, ilim, tarihî miras; diğer yanda sıkıştırılmış abluka, siyasi çatışma…Kalkmışsınız “Las VeGazze” rüyalarına dalıyorsunuz. İyi de ruhu ne yapacaksınız?”Burayı turizm cennetine çeviririz, kumarhaneler, oteller, koca koca plazalar yaparız, para yağar”. Yeni doğal gaz rezervleri, enerji koridorları derken, küresel şirketlerin ağızları sulanmaya başladı bile.Nasılsa orada yaşam mücadelesi veren insanların sesi kısılır, yeter ki kazanç büyük olsun!Bu zamana kadar kimler geldi kimler geçti; Firavunlar, Moğollar, Haçlılar, İngilizler… Gazze hâlâ yerinde.”Açık hava hapishanesi” diyen de var, “direnişin kalesi” diyen de…Aslında orada nefes alan insanlar var; işte asıl mesele.Dünya tarihine dönüp bir bakın; kim, hangi fiyakayla geldi ve çekip gitti. Gazze, onuruyla kalmaya devam ediyor.Birileri istediği kadar kumar masası hayalleri kursun, gökdelen planları çizsin. Tarih eninde sonunda kendine yakışanı yapıyor.Bu kadim şehir binlerce yıldır insanlığın imtihan yeri. Dün Firavun, bugün başkası, yarın kim bilir hangi “vizyonlu yatırımcı”!Ama Gazze”nin ruhu, acısıyla, mücadelesiyle, inancıyla hep ayakta.Kumarhane ışıkları bu ruhu söndürebilir mi?Deneyen çok oldu, kazanan hep Gazze”nin direnişi oldu.”Çocuklarımızda tek bir damla kan kalsa bile Gazze”den çıkmayacağız ve Gazze”den vazgeçmeyeceğiz. Hiçbir şey olmamış gibi enkazımızın üzerinde yaşayacağız ve Gazze yeniden inşa edilecek.” diyeni de “Gazzelileri vatanından çıkarmaya kimsenin gücü yetmez!” diyeni de unutma!Geri kalanı palavra!

Source: Mustafa Sabri̇ Beşer


Sosyal medya aşkı cinayetle bitti: “Uygunsuz görüntü” iddiası

Diyarbakır’ın Bağlar İlçesi”nde 16 yaşındaki Merve A. tarafından öldürülen 23 yaşındaki Muhammet Varoğlu cinayetiyle ilgili yürütülen soruşturma tamamlandı.

Cumhuriyet Başsavcılığı”nca hazırlanan iddianamede, suça sürüklenen çocuk Merve A.’nın cinayeti işledikten sonra polise teslim olduğu bildirildi.

Çocuk olduğu için pedagog eşliğinde ifadesi alınan Merve A. Muhammet Varoğlu’nun erkek arkadaşı olduğunu belirterek, “Muhammed’le 2 hafta önce sosyal medyadan tanışmıştık. Elinde bana ait uygunsuz görüntüler vardı. Kendisinden ayrıldığım taktirde bu görüntüleri aileme vermekle tehdit ediyordu. Uyuşturucu kullanmıştım. Tehdit edildiğim için evde ağabeyime ait tabancayı alarak kendisiyle buluşmak istedim. Silahı yanıma almamdaki amacım onu öldürmek değildi. Bana ait görüntüleri silmesi için ikna etmek içindi. Sonra Muhammet bana mesaj gönderip parkta buluşmak istedi. Parkta konuşurken tartıştık. Bana ‘Arkadaşımın evine gidelim, orada konuşalım’ dedi. Kendisi önde, bende arkasından yürüyordum. Evde kendisine görüntülerimi silmesini söyledim ve silahı çekip kendisine doğrulttum. O da elini havaya kaldırıp ‘Tamam dur’ sileceğim dedi. Bu sırada silah ateş aldı. Muhammet”le buluşmadan önce evde uyuşturucu kullanıp yanına gittim. Uyuşturucunun etkisi altındaydım. Ben onu çok sevmiştim. Bir hafta geçtikten sonra bana karşı niyetinin farklı olduğunu anladım. Bana defalarca temasta bulundu. Özel bölgelerime dokundu. Uygunsuz fotoğraflarımı çekti” dedi.

İLİŞKİ TEKLİFİNDE BULUNDU

Fotoğrafları kendisine gösterince gizlice çekildiğini anladığını belirten Merve A. “Kendimi çok kötü hissettim. Benimle ilişkiye girmek için teklifte bulundu. Ben kabul etmedim. Kabul etmeyince de beni zorladı. Eğer onunla ilişkiye girmezsem görüntülerimi ağabeyime ve çevreme yayacağını söyledi. Çok kötü oldum, ben onu sevmiştim. Bana hap vermiş. Ben uyurken fotoğraflarımı çekmiş. Sonra tartıştık. Görüntüleri silmesini istedim. O hayır diye cevap verdi. Silahı çıkarınca silah elimde patladı. İlk defa silahı elime alıyordum. Ben çok korktum kapıyı açık bıraktım birileri gelip onu görsün diye. Sonra da teslim oldum. Böyle bir şey olacağını bilseydim silahı yanıma almazdım. Görüntülerin yayınlanmasına bile razı olurdum çok pişmanım” dedi.

KIZIM TANIMADIĞIM BİRİYLE KAÇTI SONRA GERİ GELDİ

Olay yerini gören güvenlik kamera görüntüleri de incelendiğinde Merve A. ie Muhammed Varoğlu’nun arkalı önlü yürüdükleri ve birlikte binaya girdikleri, bir süre sonra da Merve’nin tek başına çıktığı tespit edildi.

Merve’nin annesi S.B ise ifadesinde, kızının olaydan 2 ay önce tanımadığı biriyle kaçtığını, 6 ay önce psikolojik haplar kullanmaya başladığını belirterek, “20 gündür ilaç kullanmıyordu. Olay günü bir arkadaşıyla buluşacağını söyledi. Eve geri döndü ve telefonun sim kartını çıkarıp telefonunu evde bırakarak markete gideceğini söyledi. Eve döndüğünde üzerinde silah olup olmadığını görmedim” dedi. Evde yapılan aramada ise cinayet silahı ele geçirildi.

Öldürülen Muhammet’in babası S.V ile annesi G.V, ise, oğullarının hafız olduğunu, kuran kursunda ders verdiğini belirterek oğlunu öldüren Merve A.’dan şikayetçi olduğunu söylediler.

Source: Özgür Cebe


Hayvansever yaşlı kadın yangında öldü! Hedef gösterme ve kundaklama iddiası!

Başkent te yangın, dün akşam saat 19.50 sıralarında Altındağ ilçesi Gültepe Mahallesi 745 inci sokakta bulunan, mahalleli arasında Necla Teyze olarak bilinen ve baktığı sokak hayvanlarıyla tanınan Ülker Güleryüz ün yaşadığı gecekonduda çıktı. resim#1224679# DHA daki habere göre gecekondudan yükselen alevlerin gören çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin çalışmalarıyla yangın söndürülürken, evde mahsur kalan Güleryüz, dışarı çıkartıldı. HAYATINI KAYBETTİĞİ BELİRLENDİ Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Güleryüz ün hayatını kaybettiği tespit edildi. Kadının cenazesi otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. ELEKTRİKLİ SOBA İDDİASI İtfaiye ve polis ekiplerinin yaptığı ilk incelemelere göre yangının evde bulunan elektrikli sobadan kaynaklı çıktığı belirtilirken, kundaklama ihtimali de araştırılmak üzere geniş çaplı soruşturma başlatıldı. SABAH, KÖPEĞİNİ ALAN BELEDİYE EKİPLERİNE GÖSTERDİĞİ TEPKİ KAMERADA Bu arada Ülker Güleryüz ün, dün sabah saatlerinde beslediği köpeğini almaya gelen belediye ekiplerine tepki gösterdiği ve çevredekilerin yaşanan bu anları cep telefonu ile kaydettiği ortaya çıktı. HEDEF GÖSTERME VE KUNDAKLAMA İDDİASI Yangını haber alan hayvanseverler ise bölgeye gelirken, komşu Yasemin Ünal, Güleryüz ile en son saat 17.00 sıralarında eve girmeden konuştuğunu ve evde tüp ya da ocak kullanılmadığını ifade etti. Bu yüzden evin kundaklanmış olabileceğini belirten Ünal, Ben yangını gördüm, koştum kapısını kırdım. Bağırdım, Necla Teyze çık diye, belki o sırada kalktı, düşmüş. Dumandan mı zehirlendi yanarak mı öldü bilmiyorum, büyük ihtimalle yanarak öldü. Suyla söndürmeye çalıştım ama söndüremedim dedi. SOSYAL MEDYADA HEDEFE KOYMUŞLAR Yangın haberini aldıktan sonra olay yerine gelen Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu Başkan Yardımcısı Haydar Özkan ise Sabah Altındağ Belediyesi ekipleri teyzenin çipli köpeğini almışlar, akşam da sosyal medyada hayvan düşmanı hesaplar teyzeyi hedefe koymuşlar. HAYVANSEVERLERDEN SORUŞTURMA ÇAĞRISI 80 yaşında bir kadının hayvanlarını almak nedir? Bu hedef göstermelerin sonucunda teyzemiz burada yanarak can verdi. Teyzemizi hedef gösteren bütün hesaplar hakkında soruşturma açılmasını istiyoruz dedi. Sosyal medyada, yangında ölen Ülker Güleryüz ile ilgili şiddet ve tehdit paylaşımları dikkat çekti.

Source: Habertürk