Çocukların narsist anne-baba ile zorlu sınavı
Narsist ebeveyni anlamak için öncelikle sağlıklı ailenin tanımının ne olduğuna bakmamız gerekli aslında. Sağlıklı ailede çocukların her türlü gelişimi desteklenir, çocuğun ihtiyaçları öncelikli haldedir. Narsist bir ebeveyn ise bunun tam aksine kendi çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak veya önemsemek bir yana dursun asıl çocuklarından özellikle kendi ihtiyaçlarının karşılanmasını beklerler. Sağlıklı bir ailede büyüyen çocuk, büyümeye başladıkça bağımsızlaşmaya, kendi ayakları üzerinde durmaya ve kendi hayatının sorumluluğunu almaya başlar. Sağlıklı ebeveynlik bu aşamada çocuğa sadece rehberlik eder ve destek verir. Bununla birlikte çocuk yavaş yavaş bağımsız olmayı öğrenir. Bu ailede büyüyen çocuk bağımsız olma yolunda ilerlerken hissettiği duyguları, düşündüğü fikirleri ve bunlara uygun davranışları geliştirmeye çalışır. Burada ebeveynin tek görevi çocuğun bu sürecine rehberlik etmektir. Narsist bir ebeveynle büyüyen çocuğun hayattaki tek amacı ebeveyninin ihtiyaçlarını anlamak ve onları karşılayabilmektir. Narsist bir ebeveyn dışarıdan çok ilgili olarak görülebilir. Özellikle bebeklik döneminde narsist ebeveynler çocuklarına çok iyi bakarlar. Zaten bu tarz ebeveynlikte temel sorun çocuğun bağımsızlık denemeleri yapmaya başladığı yaşlara denk gelir. Narsist ebeveynliğin temelinde cezalandırma sistemi vardır. Narsist ebeveyn hayatın getirdiği stres faktörleri ile başa çıkamadığında çocuktan onu yatıştırmasını ve ihtiyaçlarını karşılamasını bekler. Çocuk bu eksikliği karşılamak konusunda yeterli olamadığında veya bunu yapmak istemediğinde ise istediği gerçekleşene kadar ebeveyn tüm ilgi ve sevgisini çekerek çocuğu cezalandırır. SAĞLIKLI İLİŞKİ KURMALARI ZORLAŞIR Çocuk bu döngünün içine girdikçe kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmeyi, bağımsızlığını kazanmayı deneyimleyemez hale gelir. Çünkü çocuğun bağımsızlık için denemeler yapması bile narsist ebeveyn için ciddi bir tehdittir ve buna izin vermez. Bunu da genellikle duygusal istismar veya tehditle kontrol ederler. Çocuklar bu sağlıksız ilişki içerisinde ebeveyni neler mutlu ediyor, onun için neler yapabilir bunu öğrenir sonrasında da bunu nasıl gerçekleştireceklerini öğrenirler. Narsist bir ebeveyn çocuğunun psikolojik, duygusal, etik, ahlaki tüm düşünce, duygu ve davranışlarını olumsuz olarak etkiler. Çocuğun artık herhangi bir sınırı kalmamıştır, tek amacı ebeveyninin beklentilerini karşılamak olan birine dönüşmüştür. Çünkü narsist ebeveyn kendi istek ve çıkarları doğrultusunda çocuğunu manipüle etmiştir. Eğer narsist ebeveyn birden çok çocuğa sahipse bu çocukları hayatında nasıl konumlandıracağı üzerine düşünür. Hangi çocuk onun için hangi amaca hizmet etmeli ve güçlenmelidir bunun üzerine de düşünür. Bunun sonucunda da her bir çocuk ebeveynin farklı bir uzantısı olmaya başlar, kendi duygularına tamamen yabancılaşırlar. Kendi duygularını anlamadıkları ve yönetemedikleri için de sürekli olarak başkalarına bağımlı hale gelirler. Sürekli olarak başkalarını memnun etmeye ve insanlardan onay almaya çabalarlar. Bu çocukların bastırdıkları duygular onlarda özgüven problemi, depresyon, öfke gibi sayısız sıkıntıya yol açar. Başkaları odaklı yaşamayı öğrendikleri için de kendileri için karar vermekte çok zorlanırlar sağlıklı yakın ilişkiler kurmaları çok zordur ve kendi başarılarından asla memnun olmazlar. BİR SÜS EŞYASI OLARAK USLU ÇOCUK Narsist ebeveyn, toplum tarafından görünecek olan “iyi ve mutlu aile” imajına çok önem verir. Çünkü toplumun o ve ailesiyle ilgili yaptığı yorumlar çok önemlidir. Bu yüzden bu mutlu aile tablosunun en önemli süs eşyası her zaman ona en uygun olan uslu çocuktur. Narsist ebeveyn kendi duygusuyla bile bağlantı kuramaz ki çocuğunun duygusuyla bağlantı kursun. Çocuklarının duygusal ihtiyacını anlamamakla birlikte karşılamak için de herhangi bir girişimde bulunmaz. Çocuğunun duygularını anlamamakla birlikte çocuğundan mutlu aile tablosunu koruyarak dışarı asla mutsuz duygularını yansıtmamalarını beklerler. ANNE BABASINI MEMNUN ETMEK ZORUNDA Narsist ebeveyn için çocuklarının başarı göstermesi çok önemlidir. Bunun için hiçbir çaba göstermese de bu yüksek beklenti ağının içindedir. Çocuk sadece ebeveynin başarı beklentisi ile baş başa bırakılır ve bu stresi yönetmeye çalışır. Sadece yol gösterir bu yol ise beklentilerinin karşılanmasını beklediği yoldur. Beklentilerinin tamamının karşılanmadığı bu yol, narsist ebeveyn için sadece başarısızlıktır. İSTEDİKLERİ OLMAZSA DUYGUSAL BASKI BAŞLAR Eğer ki narsist ebeveynin istek ve beklentilerine uyarsanız ebeveyninizden hem değer görür hem de onay alırsınız. Örneğin narsist ebeveynin toplum tarafından onaylanan kısmında “başarılı çocuk” olursanız ebeveynden oldukça yüksek bir kabul alırsınız. Fakat narsist ebeveynin talep ve beklentilerine uygun bir çocuk değilseniz sizi duygusal olarak tamamen reddeder. ÇOCUKLARI ARASINDA AYRIM YAPARLAR Birkaç çocuğu olan narsist bir ebeveyni ele alalım. Öncelikle narsist ebeveyn onun istek ve taleplerine uygun kendisinin şekillendirebileceği bir “elmas çocuk” seçer. Bu çocuğun seçilme nedeni narsistin en temel beklentisi ne ise ona bağlıdır. Çalışkanlık, akıllılık, beceriklilik gibi uzayıp giden bir listedir bu. “Elmas çocuk” sıfatını alan çocuk kendisinin çok özel bir çocuk olduğuna inanarak büyür. Aslında tek görevi narsist ebeveynin ihtiyaçlarını karşılayıp onu mutlu edebilmektir. Elmas çocuğun bir diğer görevi ebeveynliktir. Ebeveyn olarak seçilen bu çocuğun diğer kardeşlerine ebeveynlik yapması beklenir. Kardeşlerin iyi bir şekilde bakım görmesi, başarısı gibi temel durumlardan artık elmas çocuk sorumludur. Bu rolü üstlenen elmas çocuk oldukça baskı ve disiplin altında olacak kendi duygularını görmezden gelecek ve istemediği bir rol ve hayata maruz bırakılacaktır. KÜÇÜK YAŞTA PSİKOLOJİK SORUNLAR YAŞAR Narsist bir ebeveynle büyüyen çocuklarda kaygı ve depresyon yaşanması kaçınılmazdır. Bu çocuk büyüyüp yetişkin olduğunda da bu döngü içinde kabul almak için bu döngünün içinde yaşamaya devam eder. Kaygılı bir şekilde sürekli sevilmek için çaba harcar ve sürekli olarak eksik hisseder. BEĞENİLMEYEN ÇOCUĞUN KADERİ Diğer çocuk narsist ebeveynin tüm öfkesini ve hayal kırıklığını taşıması gereken çocuktur. Bu ya ikinci çocuktur ya da çocukların en açık sözlü olanı… Bu çocuk problemli olarak etiketlenir ve her fırsatta eleştirilerek dışlanır. Diğer çocuksa kayıp çocuktur. Narsist ebeveyn mutsuz oldukça çocuk onu palyaço moduna girerek eğlendirmeye çalışır. Yani aslında her çocuk ebeveynin ihtiyaçlarını karşılamak için çırpınır dururlar. Eğer bu çocuk tek çocuk ise her role farklı zamanlarda girebilir. DEĞİŞMEK ZORUNDA OLAN SİZSİNİZ Artık yetişkin oldunuz ve hayatınızın nasıl ilerlemesi gerektiğine karar verecek olan tek kişi sizsiniz. Bugün olduğunuz kişi olarak yapmanız gereken en önemli şey yaşadığınız bu döngünün farkında olmak ve narsist ebeveyninizle aranızda duygusal bir mesafe koymak ve sınırlarınızı geçmesine izin vermemektir. Narsist ebeveyniniz değişmeyecek ki zaten değişme sorumluluğu size ait değil. Unutmayın yaşananlar sizinle ilgili değildi, bu durumun suçlusu değilsiniz, siz sadece çocuktunuz.
Source: Esra Ezmeci̇
RTÜK”ten Sözcü TV”deki “Başkent Kulisleri” programı hakkında inceleme
RTÜK Başkanı Şahin, söz konusu programdaki bir diyaloğa ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Programda “Soğuk Savaş” döneminden kalma bazı eski komplo iddiaların gündeme getirildiğini belirten Şahin, 15 Temmuz 2016″daki darbe girişiminden sonra cezaevlerindeki güvenlik ve sağlıkla ilgili iyileşmelerin ortada olduğunun altını çizdi. Şahin, Özkan”ın cezaevlerini hedef aldığını, servis edilen yemekler ya da verilen sağlık hizmetleri üzerinden siyasi suikastlar olabileceği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu vurgulayarak “Siyasi kimliğinin yanı sıra eski bir gazeteci de olan Tuncay Özkan’ın, toplumsal barışa zarar veren bu açıklamalarının ifade özgürlüğü olmadığını çok iyi bildiğini düşünüyoruz.” ifadesini kullandı. Bu tarz açıklamaların, toplumun adalet mekanizmasına olan güven duygusunu hedef aldığını not düşen Şahin, aynı zamanda cezaevinde bulunan insanların yakınlarını panik ve korkuya sevk edebileceğini, bu yüzden kabul edilemez olduğunu anlattı. Şahin, söz konusu programla ilgili RTÜK tarafından inceleme başlatıldığını bildirdi.
Source: Internet Haber
Özcan Deniz”in “150 milyonum çalındı”” iddiası ortalığı karıştırdı
Kızıl Goncalar dizisinde doktor Levent karakterine hayat veren Özcan Deniz son dönemde ailesiyle yaşadığı sorunlarla gündeme geliyor. Ünlü isim, menajerliğini de yapan ağabeyi Ercan Deniz ile sorunlar yaşayınca bu gerginliğe diğer kardeşleri de dahil olmuş ve Özcan Deniz tüm ailesini sildiğini açıklamıştı.Özcan Deniz, dün sosyal medyadan yaptığı bir paylaşımla “X” ve “YouTube” adreslerinin elinden alındığını söyledi ve Ercan Deniz ise Özcan Deniz”e dava açtığını açıkladı. “KİMSE ONDAN PARA İSTEMEDİ” “Gel Konuşalım” programına bağlanan ağabey Ercan Deniz, “Aslında hiç yapmayacağım dediğim şey bu. Özcan bey, sürekli kendi sayfasından bir şey yayınlıyor. Ben ikaz etmiştim yayınlama diye. Ailemizin en küçüğü 45 yaşında. Sürekli televizyonlarda Özcan Deniz ailesine baktı. Bakın Özcan Deniz”in hesabına ailesinden kime para gönderiyormuş? Ben kendime bakabilecek bir insanım. Bu demek değildir ki Özcan Deniz bana bakıyor, çocuklarıma bakıyor. Kimsenin gelip Özcan”dan para istediği de yok. Özcan bey evlendiğinde sonuna kadar yanındaydım. 19 yaşında Almanya”ya gitti, 25 yaşında geldi. O zamana kadar aileye kim bakıyordu peki? “BENİM SERVETİM OLURDU” Özcan Deniz”in kazancının yüzde 15″ini almış olsam benim servetim olmuş olurdu. Özcan Deniz”in hep menajeri vardı. Ben ağabeyi olarak destek oluyordum. Evlendikten sonra Samar”ın Özcan”ın yanında yaptırım gücü yoktur. Samar etkin biri değil, onu dikkate bile almıyorum. Şirketler kız kardeşimin üzerindeydi. Ben Özcan Bey için doğru olanı yapmaya gayret gösteriyorum. Bir anda 150 milyonumu ağabeyim çaldı diye konuşmaya başladı” dedi. “150 MİLYONUMU ÇALDI” Dün Özcan Deniz ile konuştuğunu söyleyen Ercan Deniz, “150 milyonum çalındı diye başladı. Sonra şirkete kendi ekipleri geldi, şirkete borçlu çıktı bu sefer. Sonra kusura bakma kardeşim çalışamayacağız dedim. Özcan beyin sadece dizideki karakterlerinden dolayı Özcan Deniz diyoruz. Evliliğini bile bir sene yönetememiş birinden bahsediyorum” diye konuştu.
Source: Haberler
Kartalkaya”daki ihmalkarlığı ortaya çıkmıştı: Tanju Özcan”ın bir yalanı daha patladı! Bakanlık 7 kez uyarmış
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan”ın Kartalkaya faciasından sonra Turizm Bakanlığını hedef gösterme çabaları dikkat çekerken son olarak sosyal medya hesabından yaptığı bir algı operasyonu da ortaya çıkan gerçekle patladı. TANJU ÖZCAN”IN YALANI ORTAYA ÇIKTI Tanju Özcan sosyal medya hesabından “Turizm Bakanlığı Kartalkaya faciasından hemen sonra “İVEDİ” başlıklı yazıyı tüm valiliklere gönderdi. Hani bakanlık “Sütten çıkmış ak kaşık”dı. Bu yazı ile tüm denetim sorumluluğunun Turizm Bakanlığı”na ait olduğu “itiraf ediliyor. Sizi defalarca uyardık, gerçekler birgün ortaya çıkar dedik. Sağa sola çamur atacağınıza bu yazıyı 6 ay önce yazsaydınız belki de bu facia hiç yaşanmamış olurdu.” yalanını attı. Kültür ve Turizm Bakanlığının ise turizm işletme belgesi olmayan oteller için 1.5 yılda 7 resmi yazı hazırladığı ve 81 İl Valiliğine gönderdiği ortaya çıktı. 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 5. maddesine göre; Yetkili idare tarafından işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilen konaklama işletmelerinin bu ruhsatı aldıkları tarihten itibaren altı ay içinde Kültür ve Turizm Bakanlığından turizm işletmesi belgesi almaları zorunludur. Bu belgeyi yasal süresinde almayan konaklama tesisleri faaliyetini sürdüremez. BAKANLIK 1.5 YILDA 7 KEZ UYARMIŞ Ayrıca; Bir tesisin turizm işletme belgesi alabilmesi için öncelik şart işyeri açma ve çalışma ruhsatına sahip olması. Bu ruhsat, yangın yeterlilik raporu dahil olmak üzere farklı kriterlerin incelenmesi sonrasında belediyeler ya da İl Özel İdaresi tarafından verilmekte. Bu zorunluluğa rağmen Turizm İşletme Belgesi almayan tesislere karşı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından; 21.07.2023 – 31.05.2024 – 07.06.2024 tarihlerinde 81 il valiliğine ve belediyelere 27.06.2024 tarihinde İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı düzenlemeye yetkili tüm idarelere (Belediye mücavir alanlarında belediyeler, mücavir alan dışında İl Özel İdare) 22.11.2024 tarihinde 81 il valiliğine ve belediyelere bildirim yapılmıştır. 27.01.2025 ve 29.01.2025 tarihinde de iki ayrı yazı ile birlikte aynı hususlar bir kez daha hatırlatılmış. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Valilik ve belediyelere, 2023 yılının temmuz ayından bu yana 7 farklı yazıyla “turizm işletme belgesi olmayan tesislerin kapatılmasına dair” bildirim yapıldığı görüldü.
Source: Sabah
Para cezası uygulama planı! Vatandaşlar uğradıkları siber zorbalığı ihbar edebiliyor
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu”nun (BTK), 2017 yılından beri, güvenli internet alanı oluşturma ve dijital zorbalığı önleme amacıyla İnternet Yardım Merkezi üzerinden çözüm önerileri sunduğunu kaydetti. Uraloğlu, “İnternet Yardım Merkezimiz, yasadışı içerikler, mahremiyet, bilgi güvenliği, alışveriş, sosyal ağ platformları, güvenli internet hizmeti, dijital oyunlar, siber zorbalık ve sağlık konularında karşılaşılan problemlere yönelik çözüm önerileri sunmaktadır. Vatandaşlar uğradıkları siber zorbalık olaylarına ilişkin Alo 141 ve internetyardim.org.tr üzerinden destek alabiliyor.” dedi.Bakan Uraloğlu, 04.05.2007 tarihli ve 5651 sayılı Kanun kapsamında BTK”ya görevler verildiğini anımsatarak şunları söyledi:”İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun kapsamında, internetin bilinçli ve güvenli kullanımına yönelik çeşitli faaliyetler yürütülmektedir. Bu faaliyetlerle; konusu fuhuş, müstehcenlik, yasadışı bahis ve kumar suçları gibi katalog suçlar olan yasadışı içeriklerle mücadele edilmesi hedeflenmektedir.” Bilinçlendirme Merkezi, İnternet Yardım Merkezi ve İhbar Merkezi olmak üzere hizmet verildiğini aktaran Uraloğlu, bu merkezlerin işlevini şu şekilde özetledi:”Bilinçlendirme Merkezi, internetin sunduğu fırsatlar ve getirdiği riskler konusunda başta çocuklar ve gençler olmak üzere internet kullanıcılarını bilgilendirmek, bu amaçla eğitim çalışmaları ve bilinçli internet kullanımı konusunda farkındalık faaliyetleri yürütmektedir. İnternet Yardım Merkezi, internet kaynaklı problemlere yönelik tavsiyeler ve yardım sunan bir danışma hattı niteliğindedir. İhbar Merkezi ise internette karşılaşılabilecek yasadışı içeriklerle mücadele kapsamında gelen ihbarların değerlendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla kurulmuştur. Bu kapsamda internetteki; çocukların cinsel istismarı, müstehcenlik, sağlık için tehlikeli madde kullanımı, fuhuş, kumar oynanması için yer ve imkân sağlama, intihara yönlendirme, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma ve Atatürk aleyhine işlenen suçlarla mücadele edilmektedir.”-ALO 141, 425 BİN 837 ÇAĞRI YANITLADIMerkezin hem internet sitesi hem de çağrı hattı üzerinden vatandaşlara hizmet verdiğini kaydeden Uraloğlu, “Hizmete girdiğinden bu yana internetyardim.org.tr adresine vatandaşlardan gelen 61 bin 161 soru yanıtlandı. Son iki yıl içerisinde ise 15 bin 402 soruya cevap verildi.” ifadelerini kullandı. 2019 yılında faaliyete geçen ve İnternet Yardım Merkezi”nin çağrı merkezi olarak işlev gören ALO 141 Güvenli İnternet Bilgi Destek Hattı üzerinden ise bugüne kadar 425 bin 837 çağrı karşılandığını belirten Uraloğlu, “2022-2024 yılları arasında ALO 141 Güvenli İnternet Bilgi Destek Hattı üzerinden gelen 221 bin 615 çağrı cevaplandı.” dedi. -SOSYAL AĞ SAĞLAYICILAR 48 SAAT İÇİNDE CEVAP VERMEKLE YÜKÜMLÜSon olarak 5651 sayılı Kanun çerçevesinde de bir düzenleme yapıldığına dikkat çeken Bakan Uraloğlu, şu bilgileri verdi:”Instagram, X, Youtube gibi Türkiye”den günlük erişimi bir milyondan fazla olan sosyal ağ sağlayıcılar, vatandaşların özel hayatın gizliliğine yönelik başvurularına; başvurudan itibaren en geç 48 saat içinde cevap vermekle yükümlü. Sosyal ağ sağlayıcıların bu yükümlülüğü yerine getirmemesi durumunda ise idari para cezası yaptırımı uygulanması planlanıyor.
Source: Www.star.com.tr
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan hakkında soruşturma
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan hakkında Ümit Özdağ”a yönelik siyasi suikast imasında bulunması nedeniyle soruşturma açıldı. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasından geçtiğimiz günlerde tutuklanmıştı. Özdağ, cezaevinden yapıldığı ilk açıklamada, “Tek endişem rahmetli Kaşif Kozinoğlu”na yaptıkları gibi, ona benzeyen bir suikaste uğramaktır” demişti. “YEMEKLERİ EN AZ İKİ KERE YIKASIN” Özdağ”ın bu açıklamasının ardından CHP Vekili Tuncay Özkan, canlı yayında siyasi suikast imasında bulundu. Özkan, cezaevinde olduğu dönemde zehirlendiğini iddia ederek, tutuklu Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ”ı yemekler konusunda uyardı. Özkan şu ifadeleri kullandı: “Sayın Özdağ devletin cezaevinde, devletin garantisi altındadır. Bundan sonra başına bir şey gelirse, bir sağlık sorunu yaşarsa Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı”ndaki yetkililer sorumludurlar. Hesap onlardan sorulur. Biz de bu işin takipçisi oluruz.Ergenekon davasında toplam 28 sanık kansere yol açan etkiler nedeniyle, çok sağlıklı girdikleri cezaevinde çok kısa sürelerde öldüler. Bunlardan biri de Muzaffer Tekin”dir. “Ben zehirleniyorum, kanser oluyorum, doktora götürün” dediği halde götürülmedi. Pankreas kanserinden öldü. Diğerleri de öyle öldüler.Fethullahçılar cezaevinde insanları radyoaktif maddeyle zehirliyor. Bunlardan bir tanesi de benim.1-Kendisine verilen yemekleri elektrikli ocakla kaynattığı suyla en az iki kere yıkasın. Eğer yıkamıyorsa hiç yemesin. Çünkü fare zehrini suda eritiyorlar ve yemeklere katıyorlar. Yiyeceği zaman mutlaka kaynar suyla yıkamalı.2- Kantinden aldırabileceği sebzeleri kendisi kaynar suda haşlasın onları yiyerek bu süreci geçirsin. “SAKIN KURU SOĞAN YEMESİN” 3- Kuru soğan yemesin. Kuru soğanın içerisine stronyum ve sezyumu zerk ediliyor. Kuru soğan birden o kadar lezzetli hale geliyor ki hiç şeyi anlamıyorsunuz. Sakın kuru soğan yemesin.4- Kokuya, tat değişikliğine dikkat etsin. Bir değişiklik hissederse yemeyi hemen bıraksın.” CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AÇIKLAMA YAPTI Suikast ve zehirlenme iddialarının ardından Adalet Bakanlığı”na bağlı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, açıklama yaptı. Müdürlük, yemeklerle ilgili tüm iddiaları reddetti. Müdürlük X hesabından şu açıklamayı yaptı:”Bazı medya organlarında yer verilen ve ceza infaz kurumlarımızın işleyişi ve güvenliğini hedef alan iddialar kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Ceza infaz kurumumuzda bulunan bir tutukluyla ilgili zehirlenme ya da suikast iddialarını içeren söylemler, tamamen spekülasyona dayalı olup, ceza infaz sistemimize olan güvene zarar verebilecek nitelikte dezenformasyon içermektedir.Ceza infaz kurumlarımız, uluslararası standartlara uygun olarak denetlenen, mahkûmların sağlık ve güvenliğinin titizlikle korunduğu ve insan onurunu önceleyen bir anlayışla yönetilen kurumlardır. Tüm tutuklu ve hükümlülerin gıda ihtiyaçları, hijyen ve kalite standartlarına uygun olarak karşılanmakta, güvenlik önlemleri de üst düzeyde tutulmaktadır.Yemekler, bütün ceza infaz kurumunda kalan tutuklu ve hükümlüler için hazırlanmakta olup kurum personeli de aynı yemekleri tüketmektedir. Herhangi bir somut bilgi veya belgeye dayanmayan, toplumumuzun adalet sistemine olan güven duygusunu hedef alan ve sansasyon oluşturmaya yönelik mesnetsiz iddialar asla kabul edilemez. Söz konusu iddiaları ortaya atanlarla ilgili suç duyurusunda bulunulacaktır” RTÜK BAŞKANI DA TEPKİ GÖSTERDİ: İNCELEME BAŞLATILDI RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin de iddialarla ilgili paylaşımında, “SZC TV ekranlarında yayınlanan “Başkent Kulisleri” adlı programda üzülerek şahit olduk ki Soğuk Savaş döneminden kalma bazı eski komplo iddiaları gündeme getirilmiştir. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra cezaevlerindeki güvenlik ve sağlıkla ilgili iyileşmeler ortadır. Hâl böyleyken Milletvekili Tuncay Özkan”ın cezaevlerimizi hedef alarak servis edilen yemekler ya da verilen sağlık hizmetleri üzerinden siyasi suikastler olabileceği iddiası tamamen gerçek dışıdır. Siyasi kimliğinin yanı sıra eski bir gazeteci de olan Tuncay Özkan”ın, toplumsal barışa zarar veren bu açıklamalarının ifade özgürlüğü olmadığını çok iyi bildiğini düşünüyoruz. Toplumun adalet mekanizmasına olan güven duygusunu hedef alan aynı zamanda cezaevinde bulunan insanların yakınlarını panik ve korkuya sevk edebilecek bu açıklamalar asla kabul edilemez. Söz konusu programla ilgili Üst Kurulumuz tarafından inceleme başlatılmıştır.” açıklamasını yapmıştı. BAŞSAVCILIK SORUŞTURMA BAŞLATTI Peş peşe gelen tepkilerin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Özkan hakkında, “Cezaevlerini hedef alarak servis edilen yemekler ya da verilen sağlık hizmetleri üzerinden siyasi suikastlar olabileceği”ne ilişkin söylemi nedeniyle “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçundan resen soruşturma başlatıldı.
Source: Haberler