Eş seçeceklerdi seçemediler!
İzmir’in Torbalı İlçesi Kaymakamlığı, Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü, bekar olan kamu personelinin isimlerinin belirlenmesini istedi, bunların “Evlilik Öncesi Eğitime” alınacağını duyurdu.
Askerlik şubesi, belediye, Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü, Emniyet, Jandarma Komutanlığı, Milli Eğitim Müdürlüğü, müftülük, Sağlık Müdürlüğü, Tarım Müdürlüğü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığı’na gönderilen 21 Mart 2025 tarihli yazıda şöyle denildi:
Torbalı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bekarların listesini istediği yazısı.
EŞ SEÇİMİ EĞİTİMİ
“2025 yılı Nisan ayı içerisinde ilçemizde görev yapmakta olan bekar kamu personellerine ‘Evlilik öncesi eğitim’ modülü kapsamında ‘Eş seçimi’ konulu eğitim verilmesi planlanmıştır. Yazımız ekindeki kurum ve kuruluşların listeyi bağlı kurum ve kuruluşlarıyla paylaşarak bekar ve eğitime katılabilecek personellerin bilgilerinin listeye işlenerek en geç 15 Nisan tarihine kadar iletilmesi gerekmektedir. Belirlenen personelin eğitim günü ve saati boyunca izinli sayılmaları hususunda kaymakamlık makamı oluru tarafımızdan alınacak ve kurumlarla paylaşılacaktır.”
Yoğun tepkiler üzerine ‘eş seçimi eğitiminden vazgeçildiğini belirten yazı.
YOĞUN TEPKİ GELDİ
Gelişmeye tepki gösteren Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay, SÖZCÜ’ye şunları söyledi:
“Hangi hakla, hangi akılla insanların medeni durumları üzerinden veri toplanmakta ve ardından da ‘Eş seçimi’ gibi son derece mahrem ve kişisel bir konu başlığıyla eğitim düzenleyebiliyor. Devletin görevi, kamu çalışanlarının özel hayatına müdahale değil, onuruna yaraşır çalışma ortamı sağlamaktır. Karar çekilmelidir. Aksi halde uygulamaya karşı mücadele edeceğiz.”
Gelen tepkiler üzerine aynı kurumlara yeni bir yazı gönderilerek ‘eş seçim eğitimi’nin iptal edildiği duyuruldu.
Source: Saygı Öztürk
Aldatmak, birey ve toplumda derin yaralar açıyor
Aldatma, kelime olarak basit bir anlam taşır; birini yanıltmak, sözünü tutmamak, güvenini kırmak. Ama bunu yaşamak, kelimelerle anlatılamayacak kadar acı bir deneyim. Aldatmak, sevdiğiniz birinin size güvenerek verdiği kalbi kırmaktır. Ne yazık ki, her gün binlerce insan bu acıyı yaşıyor. Hem yakın çevresinde, hem de kendi hayatında. Peki, aldatmanın aslında ne demek olduğunu, neden yapıldığını ve bundan sonra neler yaşandığını hiç düşündük mü? Aldatma, sadece fiziksel bir ilişki kurmak değildir. Bugün aldatma, sosyal medyada birinin kalbini çalmak, gizli mesajlar göndermek ya da eski sevgiliyle gizlice konuşmak gibi farklı şekillerde de karşımıza çıkabiliyor. Bu yüzden aldatma, her zaman sadece cinsellik üzerinden yürüyor gibi düşünmemek gerek. Birine değer verirken, ona sadık kalmak gerekir. Ama bazı insanlar, bu sadakati kırmayı seçiyor. Aldatma, çoğu zaman bir anlık zaafiyetle başlar. İnsanlar, birbirleriyle yaşadıkları sıkıntıları dışarıda ararlar. “Biraz eğlence, biraz rahatlama” derken, hiç düşünmeden başkasının kalbini kırıyorlar. Sonuçta ne oluyor? Aldatılan kişi, güvenini kaybeder. Bu, yalnızca o kişiyi değil, çevresindeki insanları da etkiler. Aldatılanın yaşadığı acı, sadece onun değil, tüm ilişkilerin ve toplumun sorunudur. Aldatmanın birçok farklı sebebi olabilir. Bazen insanlar, ilişkilerinde yeterli ilgi görmediklerini düşünürler. Kimi zaman da cinsel tatminsizlik ya da ruhsal boşluklar devreye girer. Ama aslında bu sadece dış sebepler. Aldatmanın temeli, çoğu zaman içsel bir boşluktan gelir. Kendine güvenmeyen, duygusal olarak eksik hisseden bir insan, ne yazık ki yanlış yolda ilerleyebilir. Her ne olursa olsun, aldatmak hiçbir zaman doğru bir çözüm değil. Aldatmak, sadece anlık bir tatmin sağlar. Sonrasıysa hep hüsran olarak kalır. SABIRLA YENİDEN GÜVEN İNŞAASI Aldatma sonrası sağlıklı bir ilişki kurabilmek için iletişim büyük önem taşır. Bu süreçte her iki tarafın da açık, dürüst ve empatik bir şekilde konuşması gerekir. Aldatılan kişi, duygusal olarak neler hissettiğini paylaşmalı; aldatıcı kişi ise yaşadığı hatanın farkında olup pişmanlık duymalı ve güveni yeniden kazanabilmek için adımlar atmalıdır. Bu süreçte, zaman zaman hislerin çok güçlü olacağı, öfke ve kırgınlıkların baskın çıkacağı unutulmamalıdır. Ancak her iki taraf da birbirine, doğru ve dürüst bir şekilde yaklaşarak, sağlıklı bir çözüm bulabilir. İletişim, yalnızca duygusal yükleri hafifletmekle kalmaz, aynı zamanda iki taraf arasında yeniden bir bağ kurulmasına da yardımcı olur. Bu bağ, sadece sevgi ve sadakat üzerinden değil, aynı zamanda anlayış, hoşgörü ve sabırla güçlendirilir. Bir ilişkiyi yeniden inşa etmek, her iki kişinin de çaba göstermesini gerektirir. Bu, sadece “affetmek” ve “geçmişi unutmak” değil, aynı zamanda güvenin yeniden inşa edilmesi için sürekli bir çaba harcamayı gerektirir. Aldatma, kişisel bir hata gibi gözükse de, toplumun temellerine zarar veren büyük bir sorundur. Hem bireyler hem de toplumlar, aldatmanın ne kadar yıkıcı olduğunu anlamalı ve bu sorunun önüne geçmek için gerekli adımları atmalıdır. Her ilişkide güven en önemli unsurdur. Aldatma, güveni sarsar ve bu, bir ilişkinin ya da toplumun temelini çökertebilir. Güvenin yeniden inşa edilmesi zaman alabilir, ama doğru adımlar atıldığında, her şey yoluna girebilir. Bu yüzden, ilişkilerde sadakat, dürüstlük ve karşılıklı saygı her şeyden önce gelmelidir. YENİ DÜZEN KURMAK GEREKİYOR Aldatılan kişi, güvenini kaybettikten sonra, hayatını yeniden düzenlemek zorunda kalır. Duygusal anlamda bir çöküş yaşar. Çoğu zaman, o eski güveni geri kazanmak çok zordur. İlişkilerdeki güvenin yeniden inşa edilmesi, uzun ve sancılı bir süreçtir. Ama bazı insanlar, buna değer olduğunu düşünerek affedebilirler. Ancak bu, yalnızca affetmekle bitmez. Aldatan kişinin, suçluluk duygusuyla ve pişmanlıkla yüzleşmesi gerekir. Aldatmak, sadece bir hata değil, kalıcı bir iz bırakır. Aldatma sonrası ilişkilerde iyileşme süreci başlasa da, bu zaman alır. Her iki taraf da bu sürece hazır olmalı, dürüstlük ve açık iletişim temel alınmalıdır. Ancak unutulmamalıdır ki, aldatmak, ilişkinin temellerini sarsan bir davranıştır. İki taraf da gerçek anlamda iyileşmeden, ilişki eski haline dönmeyebilir. TOPLUMU DA ETKİLİYOR Aldatma, bireyleri derinden etkilerken, toplumda da izler bırakır. Güven duygusu, bir ilişkide ne kadar önemliyse, bir toplumda da o kadar kıymetlidir. Bir toplumda insanlar birbirlerine güvenmeye başladığında, o toplumda dayanışma artar, insanlar daha sağlıklı ve huzurlu olur. Ama aldatmanın yaygınlaştığı bir toplumda, herkes birbirinden şüphe eder. Aldatma, sadece iki kişi arasındaki bir sorun değildir. Toplumun temel değerlerini de sarsar. Aldatmanın etkisi aile içinde de hissedilir. Çocuklar, evdeki huzursuzlukları fark eder ve bu durum onların duygusal gelişimlerini olumsuz yönde etkiler. Aile yapısının bozulması, toplumsal huzursuzluğa yol açar. Bu yüzden, her aldatma, toplumun huzurunu da bozar. AFFETME SÜRECİ OLDUKÇA ZORLU Aldatma, sadece güveni sarsmakla kalmaz, aynı zamanda duygusal travmalara yol açar. Bir kişi aldatıldığında, kendini değersiz, yetersiz ve sevgiye layık olmayan biri olarak hissedebilir. Bu duygular, zamanla özgüven kaybına, depresyon gibi daha ciddi duygusal problemlere dönüşebilir. Aldatmayı affetmek, genellikle çok zor bir süreçtir. Birçok kişi, aldatılan taraf olarak, sevdiği kişiye güvenini yeniden nasıl verebileceğini bilemez. Affetmek, öfkenin ve kırgınlığın geride bırakılması gereken bir süreçtir. Ancak, affetmek, aldatılan kişinin içsel iyileşmesi için de önemli bir adımdır. Affetmek, geçmişin acısını kabullenmek ve ilerlemek için bir fırsat sunar, ancak affetmek de zaman alır ve karşınızdaki kişiden de gerçek bir pişmanlık ve değişim bekler. Aldatmanın affedilmesi, sadece aldatılan kişinin duygusal iyileşme süreci için değil, aynı zamanda ilişkiyi yeniden inşa etmek isteyen her iki taraf için de kritik bir adımdır. GÜVEN İLİŞKİNİN TEMELİDİR Aldatmayı engellemek, sağlıklı ilişkilerin temellerini atmakla başlar. İletişim, sadakat ve güven, bir ilişkinin en önemli yapı taşlarıdır. Her iki taraf da birbirine saygı göstermek, birlikte vakit geçirmek ve ortak paydalarda buluşmak zorundadır. Eğer insanlar kendi duygusal ihtiyaçlarını açıkça ifade edebilirlerse, ilişkilerdeki problemler daha sağlıklı bir şekilde çözülür. Aldatmayı önlemenin yolu, yalnızca birbirine sadık kalmaktan değil, aynı zamanda duygusal bir bağ kurmaktan geçer. Ayrıca, insanın kendi duygusal ihtiyaçlarını anlaması da önemlidir. Kimi insanlar, boşluklarını başkalarında ararken, aslında kendi içsel eksikliklerini fark etmiyorlar. Kendini tanımak, duygusal anlamda sağlıklı olmak, aldatmanın önüne geçmek için atılacak ilk adımdır.
Source: Esra Ezmeci̇
Türkiye”ye küfreden askerlere hapis cezası! Yunanistan”da soruşturmada karar çıktı
Yunanistan Deniz Kuvvetleri Astsubay Okulu”nun bir bölümünün 25 Mart”ta Atina”da gerçekleşen askeri geçit töreni sırasında attığı küfürlü slogan infiale yol açmıştı.
Sosyal medyada paylaşılan videolarda grubun, “Kıbrıs Yunan”dır” diye slogan atıldığı ve Türkiye”ye yönelik küfürlü ifadeler yer alıyordu.
Yunan basınında yer alan haberlere göre, geçit töreninde Türkiye karşıtı slogan atan öğrenci statüsündeki Deniz Kuvvetleri mensuplarına ilişkin başlatılan idari soruşturma tamamlandı.
20 GÜN HAPİS CEZASI
Durumdan sorumlu tutulan yetkili kişilerden bazıları için 20 gün hapis cezası kararı verilirken, olaya karıştığı tespit edilen diğer kişiler için ise daha hafif olmak üzere farklı cezalar verilmesi kararlaştırıldı.
TÜRK DIŞİŞLERİ KAYNAKLARI: ATILAN SLOGANLAR KÜSTAHÇA
Resmi geçit törenindeki olayın ardından Türkiye Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Türkiye-Yunanistan ilişkilerini baltalamayı hedefleyen bu davranışın kabul edilemez olduğunu belirtmişti.
Kaynaklar, Yunanistan Silahlı Kuvvetlerinin bazı mensuplarınca atılan sloganların “küstahça” olduğunu vurgulayarak, konuyla ilgili olarak Yunanistan makamlarından izahat istendiğini kaydetmişti.
Yunanistan”daki muhalefet partisi Radikal Sol İttifak (SYRIZA) da atılan sloganları kabul edilemez bularak, olayın araştırılmasını istemişti.
MSB KAYNAKLARI: TSK”DAN BÖYLE DAVRANIŞLAR GÖREMEZSİNİZ
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynaklarından da “TSK”dan hiçbir zaman böyle davranışlar göremezsiniz” açıklaması gelmişti.
Kaynaklar, Dışişleri Bakanlığı”nın Atina”dan izahat istediği olaya ilişkin “Askerliğin yazılı ve yazılı olmayan kuralları vardır. Yazılı olmayan kurallarından ilki Yunanistan”da yapılanın yapılmaması gerektiğidir. Türk Silahlı Kuvvetleri disiplini, ahlakı ve merhameti ile temayüz etmiştir. Etkin, caydırıcı ve saygın özellikleriyle öne çıkan bir ordudur. TSK”dan hiçbir zaman böyle davranışlar göremezsiniz, göremeyeceksiniz.” ifadesini kullandı.
Bu içerik Taner Şahin tarafından yayına alınmıştır
Source: Taner Şahin
Doktorların mesajları ifşa oldu: Devlet hastanesinde hastalarla ilgili skandal ifadeler
Konya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi”nde görev yapan bazı doktorların yer aldığı iddia edilen bir WhatsApp grubunda, kadın hastalar hakkında skandal ifadelerin kullanıldığı görüldü.
İĞRENÇ YAZIŞMALAR ORTAYA ÇIKTI
Sosyal medyaya yansıyan ekran görüntülerinde bazı doktorların kadın hastaların fiziksel özelliklerine yönelik aşağılayıcı yorumlar yaptığı, hastaların kıyafetleri ve dış görünüşleriyle dalga geçildiği görülüyor.
GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILDI
Skandalın ortaya çıkmasının ardından Sağlık Bakanlığı yetkililerinin konuyla ilgili inceleme başlattığı bildirildi.
Üniversitenin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
-Sosyal medyada yapılan paylaşımlarda yer alan ve üniversitemiz tıp fakültesi hastanesindeki bazı sağlık çalışanlarına ait olduğu iddia edilen yazışmalarla ilgili soruşturma başlatılmış olup, iddiaya konu personeller görevden uzaklaştırılmıştır.
Source: Mahir Ağar
Down sendromlu çocuğu oyun alanına almayan işletme mühürlendi
Etimesgut ilçesindeki Gimsa Park AVM”de 7 yaşındaki Down Sendromlu Mert Affan Yüce, öğretmeni Sevcan Odabaşı Karakurt eşliğinde oyun alanına gitti. Ancak işletme yetkilileri, Mert”in Down Sendromlu olduğunu fark edince, çocuğa bilet veremeyeceklerini ifade etti. ÖĞRETMENİ TEPKİ GÖSTERDİ Aynı yaştaki diğer çocuklar alana giriş yaparken, Mert”in sadece farklılıkları nedeniyle dışlanması, öğretmeni Sevcan Odabaşı Karakurt tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Öğretmen Karakurt ile işletme yetkilisi kadın arasında tartışma başladı. İşletme yetkilisi kendini, “Biz özel bir işletmeyiz” diyerek savundu. Öğretmen ise işletmeyi yetkili mecralara şikayet edeceğini belirtti. CAMDAN İZLEDİĞİ ANLAR YÜREK BURKTU Öğretmenin tüm çabalarına rağmen down sendromlu Mert içeriye alınmayınca, öğretmen diğer velilere seslenerek işletmeye tepki göstermesini talep etti. Diğer çocuklar içeride oyun oynarken down sendromlu Mert”in onları camdan izlediği anlar yürek burktu. Öğretmen ise o anları kayıt altına alarak “Burası bazı çocukları güldüren bazı çocukları ağlatan bir yer” ifadelerini kullandı. BAKANLIK”TAN AÇIKLAMA Bu haber sonrası Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Görüntülerin ardından il müdürlüğü ekiplerimiz ivedilikle harekete geçerek çocuğumuzun ailesi ile görüşme gerçekleştirmiş olup, psikososyal destek sağlamıştır. Bakanlık olarak söz konusu işletme hakkında Türk Ceza Kanunu”nun “nefret ve ayrımcılık” suçu kapsamında suç duyurusunda bulunulmuştur. Tüm çocuklarımızın eşit haklara sahip olduğunu ve ayrımcılığa karşı sıfır tolerans ilkesiyle hareket edeceğimizi belirterek, sürecin titizlikle takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız” denildi. ERDAL BEŞİKÇİOĞLU: İŞLETME MÜHÜRLENDİ Etimesgut Belediye Başkanı Erdal Beşikçioğlu ise, down sendromlu çocuğu top havuzuna almadığı belirlenen işletmenin mühürlendiğini duyurdu.Beşikçioğlu açıklamasında şunları ifade etti:”İlçemiz genelinde bulunan Gimsa market şubelerinde gerçekleştirilen rutin denetimler kapsamında, bazı şubelerde yer alan çocuk oyun alanlarının gerekli yasal izin ve ruhsatlara sahip olmadan faaliyet gösterdiği tespit edilmiştir. Bu doğrultuda, mevzuata aykırı şekilde işletildiği belirlenen oyun alanları zabıta ekiplerimiz tarafından mühürlenmiş ve faaliyetlerine son verilmiştir.Söz konusu işlemler, yalnızca yasal gerekliliklerin yerine getirilmesi amacıyla değil; aynı zamanda vatandaşlarımızdan gelen bildirimlerin ve şikâyetlerin değerlendirilmesi neticesinde gerçekleştirilmiştir. Özellikle geçtiğimiz günlerde, down sendromlu bir çocuğun oyun alanına alınmadığına dair kamuoyuna yansıyan üzücü olay üzerine yapılan incelemeler de bu sürece dâhil edilmiştir.Etimesgut Belediyesi olarak, ilçemizde yaşayan her bireyin eşit, güvenli ve sağlıklı ortamlarda hizmet almasını sağlamak temel önceliğimizdir. Bu çerçevede ruhsatsız ve denetimsiz hiçbir faaliyete müsamaha gösterilmeyeceği gibi, ayrımcılığa veya dışlayıcı uygulamalara da kesinlikle izin verilmeyecektir.Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Source: Abdullah Karlıdağ
Yunan askerler Türkiye”ye hakaret etmişti: Yunanistan”da soruşturmada karar çıktı
Yunanistan”ın başkenti Atina”da 25 Mart”ta yapılan resmi geçit töreninde, Türkiye karşıtı slogan atan Yunanistan Deniz Kuvvetleri mensuplarının cezalandırılmasına karar verildiği bildirildi.
Yunan basınında yer alan haberlere göre, Yunanistan”ın 25 Mart ulusal bayramı geçit töreninde Türkiye karşıtı slogan atan öğrenci statüsündeki Deniz Kuvvetleri mensuplarına ilişkin başlatılan idari soruşturma tamamlandı.
Durumdan sorumlu tutulan yetkili kişilerden bazıları için 20 gün hapis cezası kararı verilirken, olaya karıştığı tespit edilen diğer kişiler için ise daha hafif olmak üzere farklı cezalar verilmesi kararlaştırıldı.
Resmi geçit törenindeki olayın ardından Türkiye Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Türkiye-Yunanistan ilişkilerini baltalamayı hedefleyen bu davranışın kabul edilemez olduğunu belirtmişti.
Kaynaklar, Yunanistan Silahlı Kuvvetlerinin bazı mensuplarınca atılan sloganların “küstahça” olduğunu vurgulayarak, konuyla ilgili olarak Yunanistan makamlarından izahat istendiğini kaydetmişti.
Yunanistan”daki muhalefet partisi Radikal Sol İttifak (SYRIZA) da atılan sloganları kabul edilemez bularak, olayın araştırılmasını istemişti.
Source:
Bir senede belediyeyi batırdılar! CHP”li Dedetaş yönetiminde maaş krizi
İstanbul”da işçilerin peş peşe grev kararı aldığı CHP”li belediyelerde yeni bir kriz daha patlak verdi. CHP”li Sinem Dedetaş yönetimindeki Üsküdar Belediyesi personelin maaş ödemelerini ertelediğini duyurdu. Belediye personeli kararı gönderilen SMS”le öğrendi. Bordro işlemlerinde yaşanan gecikmeyi bahane eden Üsküdar Belediyesi personele gönderdiği mesajda, “Değerli çalışanlarımız, dokuz günlük Ramazan Bayramı idari tatilinden kaynaklı bordro işlemlerinde yaşanan gecikmeler nedeniyle, Mart 2025 dönemi maaş ödemeleri 17 Nisan 2025 Perşembe günü gerçekleştirilecektir. Anlayışınız için teşekkür ederiz” açıklamasında bulundu.AK Parti MKYK Üyesi ve Üsküdar eski Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda “Ve beklenen oldu; CHP”li Üsküdar Belediyesi 1. yılın sonunda personel maaşı ödeyemiyor” ifadelerini kullandı.
Source: Www.star.com.tr
Şenpiliç”e kesilen ceza tartışmalara yol açtı! Devede kulak kaldı
Son dönemde hem dışarıda satılan hem de market raflarında yer alan paketli tavuk ürünlerinde ciddi sağlık problemleri gündeme geliyor.
Özellikle döner satan küçük işletmelerde çiğ tavuğun pişmiş ürünün üstüne takılması, salmonella bakterisi oluşumuna yol açıyor.
Tüketici şikâyet sitelerinde şikâyetlerin büyük çoğunluğu, kanatlı et sektörünün önde gelen firmalarına ait ürünler hakkında. Üstelik problem yalnızca tavukla sınırlı değil; işlenmiş gıda grubuna giren şarküteri ürünlerinde de kötü kokular, renk değişimleri ve bozulma gibi ciddi şikâyetler mevcut.
Türkiye Gazetesi”nden Kaan Zenginli”nin haberine göre, son olarak sektörün pazar lideri konumundaki bir firmanın ürettiği dondurulmuş köfte ürününde “Listeria monocytogenes” bakterisi tespit edildi.
Uzmanlara göre bu bakteri, salmonelladan çok daha tehlikeli olup insan sağlığını doğrudan tehdit ediyor.
Bakteri özellikle hijyen şartlarının yetersiz olduğu ortamlarda ve çiğ kalan tavuk ürünlerinde gelişiyor.
Tüm bu risklere rağmen yetkili kurumlar tarafından firmaya kesilen ceza sadece 210 bin TL ile sınırlı kaldı.
Oysa bu firmanın yıllık cirosu 19 milyar TL seviyesinde. Bu da kesilen cezanın şirketin cirosunun yüz binde biri kadar olduğu anlamına geliyor.
Tüketici dernekleri ve sosyal medya kullanıcıları cezaların caydırıcı olmaktan uzak olduğunu ifade ederek tepki gösteriyor.
TESİSLER İYİ DENETLENMELİ
Gıda mühendisleri ise problemin temeline işaret ediyor: Birçok büyük üreticinin üretim tesisleri oldukça eski, makineler yenilenmemiş, gerekli hijyen tedbirleri de alınmamış. “İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı” diyen uzmanlar, Avrupa’daki uygulamalara dikkat çekiyor. Avrupa’da benzer durumlarda firmalara cirolarının yüzde 10’u kadar para cezası verilirken, ürünler toplatılıyor ve firma yöneticilerine 1 ve 5 yıl arasında hapis cezası uygulanabiliyor.
ÖLÜMCÜL BAKTERİ ÇIKTI
Gıda mühendisi Irmak Özden, yaşanan bu durumun sadece üretim kaynaklı olmadığını, denetim mekanizmalarının da zayıf kaldığını belirterek “Listeria monocytogenes gibi bakterilerin gıda ürünlerinde tespit edilmesi, üretim ortamında hijyenin yeterli olmadığını açıkça gösteriyor. Ancak bu durumun gözden kaçması, denetimlerin yetersizliğini de ortaya koyuyor. Özellikle büyük üretim tesislerinde makine parkuru oldukça eski. Bu da bakterilerin kolayca üremesine zemin hazırlıyor” dedi. Özden sadece para cezasıyla sınırlı kalınan yaptırımların firmalar üzerinde bir baskı oluşturmadığını ifade etti.
ÜRÜN İÇERİKLERİ PROBLEMLİ
Özden ayrıca “Paketli nugget, köfte ve benzeri ürünlerde etin sadece kas kısmı kullanılmaz. Maliyeti düşürmek için sakatat, tavuk derisi, hatta mekanik ayrıştırılmış et dediğimiz öğütülmüş kemik ve doku artıkları da bu ürünlere katılabiliyor. Bu katkı maddeleri ve düşük kaliteli içerikler, özellikle gelişme çağındaki çocuklar için yeterli protein ve mineral kaynağı sağlamaz. Ayrıca üretim sırasında hijyen şartlarına dikkat edilmezse, bu tarz ürünler bakteriyel bulaşmalara da açık hâle gelir” dedi.
Etiket okuma alışkanlığının önemini vurgulayan Özden, tüketicilerin ambalaj üzerindeki içerik listesine dikkat etmeleri ve “mekanik ayrıştırılmış et” gibi ibarelere karşı uyanık olmaları gerektiğini söyledi.
Source: Haber Merkezi
Devlet hastanesinde doktorların iğrenç mesajları ifşa oldu! Açıklama geldi
Konya”da bir devlet hastanesinde görev yapan bazı doktorların WhatsApp grubundaki skandal yazışmaları ortaya çıktı. Gazeteci İbrahim Haskoloğlu söz konusu yazışmaları sosyal medya hesabından paylaşırken, konuşmalarda kadın hastalar hakkında cinsiyetçi ve aşağılayıcı ifadeler içeren mesajların olduğu görüldü. BİR BAŞKA DOKTOR İHBAR ETTİ İğrenç mesajlaşmaları bir başka doktor ihbar ederken, bu tutumun uzun süredir sürdüğünü ve rahatsızlık oluşturduğunu belirtti. “HAYATIMIN AŞKINI KAÇIRDINIZ” Sosyal medyada paylaşılan ekran görüntülerinde bazı doktorların kadın hastaların fiziksel özelliklerine yönelik yorumlar yaptığı, “Sarışın fena”, “Hayatımın aşkını kaçırdınız” gibi ifadeler kullandığı ortaya çıktı. GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILDI Skandalın ortaya çıkmasının ardından Sağlık Bakanlığı yetkililerinin inceleme başlattığı ve söz konusu doktorların görevden uzaklaştırıldığı açıklandı. Selçuk Üniversitesi”nden konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Sosyal medyada yapılan paylaşımlarda yer alan ve Üniversitemiz Tıp Fakültesi Hastanesindeki bazı sağlık çalışanlarına ait olduğu iddia edilen yazışmalarla ilgili soruşturma başlatılmış olup iddiaya konu personeller görevden uzaklaştırılmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.” https://x.com/selcukuniresmi/status/1910797453353509317
Source: Mahmut Ekinci
Berk Çetin kimdir? Danla Biliç”in eski sevgilisi Berk Çetin kaç yaşında, nereli?
Sosyal medya fenomeni Danla Biliç, hesabından eski sevgilisi Berk Çetin tarafından uzun süredir fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını açıkladı. Bu gelişmenin ardından Berk Çetinin kim olduğu araştırılmaya başlandı. Peki, Berk Çetin kimdir? Danla Biliçin eski sevgilisi Berk Çetin kaç yaşında, nereli?BERK ÇETİN KİMDİR?Danla Biliçin eski sevgilisi Berk Çetin, jokeylik kariyeriyle tanınan bir isimdir. Atlı binicilikle ilgilenen Çetin, çeşitli müsabakalarda yer almış ve Bor Binicilik Kulübünde aktif olarak faaliyet göstermiştir.BERK ÇETİNİN HAYATI VE KARİYERİBerk Çetin, eğitimini Medipol Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Bölümünde tamamlamış aynı zamanda özel bir holdingde operasyon uzman yardımcısı olarak görev yapmaktadır. Ayrıca, çeşitli sosyal medya platformlarında tanınmaya başlamış ve bu sayede daha geniş bir takipçi kitlesine ulaşmıştır.NE OLMUŞTU?Danla Bilic ve Berk Çetin arasındaki olay, özellikle 2025 yılının Ocak ayında sona eren ilişkilerinin ardından yaşanan şiddet, taciz ve tehditlerle gündeme geldi. Bilic, eski sevgilisi Berk Çetin tarafından sürekli takip edilip tacize uğradığını ve fiziksel saldırılara maruz kaldığını iddia etti.
Source: Haber Merkezi
Neden bazı ülkelerde soyadı kullanılmaz?
Pasaport başvurusunda bulunduğunuzu düşünün ve görevli sizden soyadınızı ister. Cevabınız sadece tek bir isimse, sistem hata verir. Oysa dünyada milyonlarca insan için bu tamamen normal. Endonezya’dan Tibet’e kadar birçok toplumda hala soyadı kullanmadan yaşam sürdürülüyor. Peki bu ilginç geleneğin ardındaki tarih ve anlam ne? YÜZYILLAR ÖNCESİNDEN GELEN BİR GELENEK Bazı toplumlarda bir kişinin yalnızca adıyla anılması, günümüz modern dünyasında ilginç bir farklılık gibi görünse de, aslında bu uygulama köklü tarihsel ve kültürel temellere dayanıyor. Japonya’dan Endonezya’ya, İzlanda’dan Tibet’e kadar birçok farklı coğrafyada soyadı kullanılmaması ya da çok sınırlı kullanılması, geleneklerin gücünü ve kimlik algısının toplumlar arasında ne kadar değişken olabileceğini gösteriyor. SOYADIN TARİHSEL KÖKENİ Soyadları, Batı dünyasında genellikle Orta Çağ sonrasında yaygınlaşmaya başladı. Avrupa da insanların artması, ticaretin gelişmesi ve vergi toplama gibi devlet işlerinin kolaylaşması için bireylerin birbirinden ayırt edilmesi gerekti. Bu da insanların sadece adlarıyla değil, aynı zamanda yaşadıkları yer, meslekleri veya aile bağlarıyla da anılmalarına yol açtı. Ancak bu sistem her yerde aynı şekilde işlemedi. DOĞU TOPLUMLARINDA İSİM KÜLTÜRÜ Çin, Japonya ve Kore gibi Doğu Asya ülkelerinde soyadı geleneği var olmakla birlikte, bu ülkelerde isimlerin sıralanışı Batı’dan oldukça farklıdır. Çin’de örneğin önce soyadı söylenir, sonra ad gelir. Ancak bazı Güneydoğu Asya ülkelerinde —özellikle Endonezya, Burma (Myanmar) ve Tibet gibi yerlerde— birçok insan yalnızca tek bir isim taşır. Bu isimler bazen anlam yüklü kelimelerden oluşur ve bireyin karakterini ya da doğduğu günü ifade eder. ENDONEZYA’DA SADECE BİR İSİM YETERLİ Endonezya, soyadı kullanılmayan ülkeler arasında en dikkat çeken örneklerden biri. Nüfusu 270 milyonu aşan bu ülkede, milyonlarca insan tek bir adla yaşıyor. Örneğin eski devlet başkanı Suharto’nun, ya da günümüzde futbol dünyasında tanınan isimlerden Egy Maulana Vikri’nin tam adı aslında yalnızca Egy Maulana dır. Aile soyadı yerine kişinin adı ya da dini-kültürel kökeni kimliğin bir parçası olur. BURMA’DA CİNSİYET VE NESİL BELİRTMEK İÇİN ÖZEL KODLAR Burma’da soyadı yerine kişisel adlara eklenen belirli ön eklerle bireyler tanımlanır. “U” erkekler için, “Daw” ise saygı ifadesiyle kadınlar için kullanılır. Kişinin ismine eklenen bu ön ekler onun yaşını, cinsiyetini ve toplumdaki yerini ifade eder. Dolayısıyla soyadı yerine kullanılan bu ekler, kimlik belirlemede toplumsal rollerin daha ön planda olduğunu gösterir. TİBET’TE LAMA TARAFINDAN VERİLEN ADLAR Tibet kültüründe ise isim verme süreci dini bir törenle başlar. Birçok çocuk, doğumlarından sonra bir Lama tarafından adlandırılır. Bu isim genellikle kutsal bir anlam taşır. Aile soyadı kullanılmaz; kişinin adı, ruhani bir rehber tarafından verildiği için zaten toplumsal bir bağlamda anlam taşır. Bu da bireyin kimliğinin aile bağlarından çok spiritüel bir yapıya dayandığını gösterir. İZLANDA MODELİ: BABANIN ADI YETER İzlanda, Batı dünyası içinde farklı bir örnek sunar. Burada soyadı yerine patronimik sistem kullanılır. Bu sistemde çocukların soyadları, babalarının adından türetilir. Örneğin bir babanın adı Jón ise, oğlu Jónsson , kızı ise Jónsdóttir soyadını alır. Yani aslında kalıcı bir soyadı yoktur, her nesilde değişen bir ad aktarımı söz konusudur.
Source: Habertürk
“Artık dayanamıyorum” demişti! Danla Bilic”in darbedildiği anlar ortaya çıktı
Ünlü sosyal medya fenomenlerinden Danla Bilic, dün akşam sistematik olarak taciz ve tehdide maruz kaldığını açıkladı. Bilic, Ocak ayından bu yana eski arkadaşı Berk Çetin tarafından rahatsız edildiğini ve hukuki yollara başvurduğunu belirtti. ŞİDDETE MARUZ KALDIĞINI AÇIKLADI Genç kadın, uzaklaştırma kararı aldırdığını ancak bu kararın Çetin tarafından 5 kez ihlal edildiğini anlatırken son olarak dün Çetin’in fiziksel şiddetine maruz kaldığını söyledi. Fenomen isim, güvenlik kameralarının önünde yumruklandığını ve Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden darp raporu aldığını, bu belgeyle birlikte Aile İçi Büro’ya başvuruda bulunduğunu açıkladı. DARP ANLARI KAMERADA “Aylardır sustum, tek bir şeye karşılık vermedim. Yasal yollarla, olması gerektiği gibi korunmak ve cezalandırılmasını istedim ve bekledim. Artık dayanamıyorum ve giderek artan bu şiddetle başıma bir şey gelmesini istemiyorum ” diyen Bilic”in darbedildiği anlara ilişkin kamera görüntüleri ortaya çıktı. Videoda Çetin”in, genç fenomenin oturduğu masaya gelip rahatsız ettiği, Bilic”in kalkıp gitmek istediği anlarda ise darbedildiği görülüyor.
Source: Gözde Nur Bayar
Danla Bilic”in şiddete uğradığı anlar kamerada
Danla Bilic ismiyle tanınan fenomen isim, Eyüpsultan”daki bir spor kulübünün içindeki restoranda eski sevgilisi Berk Çetin tarafından darp edildi. KADES uygulamasını kullanarak adrese polis çağıran Bilic”in, ekiplerin şüpheliyi uzaklaştırmasının ardından kendisinin emniyete giderek şikayetçi olacağını söylediği öğrenildi. “KAPIMI ZORLADI, SİTEYE KURYE KILIĞINDA GİRİŞ YAPTI” Sosyal medya hesabından olayla ilgili açıklama yapan Danla Bilic şu ifadelere yer verdi: “Ocak ayında sona eren ilişkim sonrası eski erkek arkadaşım Berk Çetin tarafından sistematik şekilde ısrarlı takibe, tacize ve darpa maruz kalmaktayım. Berk Çetin, yaşam alanıma izinsiz yaklaşmış, ikametime girmeye çalışmış ve güvenliği aşarak evime belirli aralıklarla izinsiz şekilde gelmiştir. Zaman zaman kapımı zorlamış, siteye kurye kılığında giriş yapmış, beni takip etmiş ve fiziksel güvenliğimi tehdit eden eylemlerde bulunmuştur. Şoförümle seyir halinde olduğumuz aracımızı takip etmiş, beni korumak amaçlı araya giren şoförüme fiziksel saldırıda bulunup tehdit içerikli mesajlar göndermiş, ev adresini bulup adresine gidip kendisini de aynı şekilde defalarca taciz ve tehdit etmiştir. Bu tehditler ve tacizler sonucunda uzaklaştırma kararı aldırmama rağmen, Berk Çetin yasayı 5 kez ihlal ederek yine kendisinden uzaklaşmak amacıyla geçiş yaptığım ve üyesi olduğum Atlı Spor Kulübü”nün içindeki restoranda bana fiziksel saldırıda bulunmuştur. Ayrıca, bulunduğum yerleri öğrenerek beni rahatsız etmeye devam etmiş, tekrar yasayı ihlal ederek iş yerime ve ardından evime gelmiştir. “GÜVENLİĞİMİN SAĞLANMASINI BEKLİYORUM” Tüm bu eylemler karşısında kamera kayıtlarıyla birlikte savcılığa başvurarak daha ciddi tedbirlerin alınmasını avukatlarım vasıtasıyla talep ettim. Yine bugün 11.04.2025 tarihinde Berk Çetin tarafından üyesi olduğum spor kulübünün içerisinde bulunan restoranda güvenlik kameralarının görüş açısında açık ve ağır şekilde yumruklanarak darp edildim. Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi”nden aldığım darp raporu ile birlikte tekrar Aile İçi Büroya müracaat ettim. Hukuki sürecin etkin bir şekilde ilerlemesini ve güvenliğimin sağlanmasını bekliyorum.” GÖZALTINA ALINDI Öte yandan; Danla Bilic”in eski sevgilisi tarafından darbedildiği anlar kameraya yansıdı. Görüntülerde Bilic, oturduğu masadan kalkıp gitmek isteyince Berk Çetin”in fiziki saldırısına uğradığı görüldü. Çetin, Bilic”in şikayeti üzerine gözaltına alındı. ÜNLÜ FUTBOLCUDAN AÇIKLAMA: BAHSEDİLEN KİŞİ BEN DEĞİLİM Öte yandan; futbolcu Berk Çetin, Danla Bilic”in eski sevgilisi zannedildi. Instagram hesabından paylaşım yapan ve duruma açıklık getiren futbolcu Berk Çetin, “Herkese iyi akşamlar. Danla Bilic”in başına gelen bu kötü olay için çok üzgünüm, geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Haberlerde bahsedilen kişi ben değilim, herkes gibi bir ailem ve işim var. Bu şekilde yaptığınız kötü yorumlar hayatımı etkiliyor. Artık hesabıma yorum yapmayın” dedi.
Source: Haberler