“Sosyal Sorunlar Gündemi – Kadın Hakları, Aile, ve Dijital Güvenlik”

Bakanlık olaya el koydu: MHK”nin kadın hakeme yaptığı kabul edilemez

Sadece Türk hakemliğini yönetme konusunda değil, insanî değerler açısından da tuhaf kararlara imza atan Merkez Hakem Kurulu’na (MHK) bir tepki de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan geldi…20 Aralık 2024 tarihli gazetemizde, “Kadın hakem ‘hamile’ diye FİFA listesinden çıkarıldı” başlığıyla yayımlanan özel haberimizi değerlendirmeye alan Bakanlık, FİFA 1. Kategori hakemi olan ve elit kategorisine yükselmesine bir aşama kalmışken hamile olması nedeniyle MHK tarafından listeden çıkarılan Gamze Durmuş Pakkan için harekete geçti. Pakkan’ı telefonla arayıp olayı öğrenen Bakanlık yetkilileri, en kısa zamanda konuyla ilgili olarak Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile temasa geçeceklerini bildirdiler. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yetkililerinin, “Bakanlık olarak çocuk yapılmasını teşvik ederken MHK’nin yaptığı kabul edilemez” diyerek TFF’den görüş isteyeceği ve Pakkan’a FİFA kokartının iadesinin sağlanması konunun takipçisi olunacağı bilgisi edinildi.MHK YÜZÜNDEN ERKEN İFLAS· Yabancı VAR… Dijital atama… Beş üyeli MHK yapılanması… Gelinen nokta Mehmet Büyükekşi projeleri. Peki MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu’nun sunumundan geriye bir şey kaldı mı?1- Yüzü eskiyen hakemlerin gönderilmesi planlandı. 2022’deki gibi 2024’te de hakemleri nedensiz yok etti. O isimlerde 40’ında olan 1 hakem vardı, diğerleri daha küçüktü. Kimse araştırma gereksimi duymadığından inandırıldı. Bugün ise MHK’yi getiren kulüpler dışında destekçisi kalmadı. Göztepe’nin basın açıklaması son noktayı koydu:2- “Genç hakemlerimiz hızlı hazırlandıkları için yeterli eğitime ve deneyime sahip değildir. Tecrübeli hakemleri emekliye ayırmak sağlıklı sonuç vermemektedir.” î“Genç hakemlere yönettireceğiz” denildi. Önceki MHK’nin kazandırdığı isimler dışında 162 maçta sadece 1 maçta yeni isim izledik: Ömer Tolga Güldibi.3- Yabancı VAR: FİFA VAR’lar yok edildi, yenileri kazandırılacak, yetişiyor denildi, yabancı VAR jokeri kullanılmak zorunda kaldı. Sonuç mu? İlk yarı bitmeden iflas eden bir MHK. Zoru başarıp Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı seçilen İbrahim Hacıosmanoğlu’nu erken tüketen bir MHK. Gözden Kaçmasın Galatasaray”dan Gabriel Sara açıklaması! Sakatlık durumu… Haberi görüntüle AĞUSTOS AYINDA 600 YILLIK ECDADIN TORUNLARIYDIKSayın İbrahim Hacıosmanoğlu yabancıya karşıydı. “600 yıllık ecdadın torunlarıyız” dedi, 6 ay dayanamadı. TFF seçimlerinde zoru başardı, okyanusu geçti, birkaç kulübün baskısıyla atadığı MHK yüzünden derede boğuldu. Kılavuzu karga olanın…HOŞ GELDİN HUZURYabancı VAR geri geldi. Geçen sezon şampiyonluk ve düşme potasında skandal hatalara imza atsalar da getirdiği huzur paha biçilemez seviyedeydi. O kararları verenler yerli olsaydı düdüğü asılır, VAR odasından yaka paça fırlatılır, insan içine çıkamayacak hale getirilirdi. Neyse ki business class koltuklarında dertlerimizi de yanlarına alarak gökyüzüne salıverdiler! Sağ olsunlar. Darısı bu sezona.PEKİ VAR”LARI KİM ATAYACAK“Atama işini elimize yüzümüze bulaştırdık, havuz, 47 hakem var dedik 23’üne görev verdik, adamcılık yaptık, şimdi dijital atamayla göz boyayacağız” jokeri de kullanıldı. Bir başka merak da şu: Hakemleri algoritma atayacak da, yabancı VAR’ları kim atayacak? Aman dikkat sayın Hacıosmaoğlu! Önerim, yabancı VAR’lar kendi aralarında kura çeksinler. Malum en büyük kavga VAR’dan çıkmıyor muydu? MHK’ye bırakırsanız yine yanarsınız. · İLK yarıda yapılan atamalar aşikar. Maç zorluk derecesi ile doğru hakemi eşleştiremeyen bir MHK var. Ödül-ceza sistemine asla itibar etmeyen bir MHK. Somut göstergesi ise 47 hakemden oluşan havuzda 162 maçta sadece 23’ünün görev alması. Israrla hata yapanlara, ısrarla görev verilmiş olması! Peki şimdi ne olacak? Algoritmada zorluk derecesini yazılım mı tespit edecek yoksa MHK mı? 2021’den bu zamana Fenerbahçe maçına çıkamayan Ali Şansalan Fenerbahçe algoritmasından yine çıkarılacak mı mesela? Veya büyük takımların aleyhine hata yapanlar veritabanının diplerine mi itilecek?MHK BAŞKANI HALA NEYİ BEKLİYORBizler 2 senedir her ortamda haykırıyoruz. Yok edilen 20’ye yakın hakeme nedensiz yapılan büyük haksızlıktı. Kamuoyu gözünde itibarlarını kaybettiler, maç mı sattılar şike mi yaptılar diye töhmet altında bırakıldılar, imajları yerle bir edildi ve mesleğe güven tamamen yok oldu. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, 2022’nin MHK’sine seslendi: “1 dakika bile bekleyemezdik diyerek yok ettikleri hakemlerin gerekçesini açıklasınlar, öğrenelim.” · SAYIN Koç, biliyorsunuzdur ancak ben yine de hatırlatayım. Seslendiğiniz kişi, şükürler olsun yaşıyor, emekliye de ayrılmadı. Şu an MHK Başkanı! Ferhat Gündoğdu’ya sesleniyorum: Türk futbolundaki en yetkili ağızlardan biri kamu yararına sizi göreve davet ediyor. Daha neyi bekliyorsunuz? Ülke futbolunu kaosa ve kargaşaya sürükleyen kararları keyfe keder almadığınızı, somut gerekçelerinizi sunabilirsiniz değil mi?

Source: Murat Fevzi Tanırlı


ABD Yüksek Mahkemesinde, TikTok”un yasaklanması davasında tarafların sözlü savunmaları alındı

Yüksek Mahkemede yapılan duruşmada yargıçlar, TikTok”u yasaklamanın ABD Anayasası”nın ifade ve özgürlüklerle ilgili birinci maddesiyle ilintili olup olmadığı konusundaki şüphelerini dile getirdi.

Başyargıç John Roberts duruşmada, uygulamayı kullananlara yönelik değerlendirmesinde, “TikTok kullanan 170 milyon kişi, hakkındaki tüm bilgileri toplayan yabancı bir düşmanın varlığını kabul etmiyor.” ifadelerine yer verdi.

ABD Kongresinin yasağa yönelik kararına atıfta bulunan Roberts, mahkemenin, bir şirketin kurumsal yapısını düzenleyen yasayı Anayasa”nın birinci maddesi gerekçesiyle iptal etmesi konusunda daha önce emsal teşkil edecek karar bulunmadığına dikkati çekti.

Duruşmada görüş bildiren Yargıç Elena Kagan da uygulamanın sahibi şirketin ABD”ye değil Çin”e ait bir kuruluş olduğunu hatırlatarak, “yabancı bir şirketin” Anayasa”nın birinci maddesinin koruması altında olmadığını kaydetti.

ABD hükümeti adına konuşan Başsavcı Elizabeth Prelogar ise TikTok”un, uzun yıllardır Amerikalılar hakkında “detaylı profiller” oluşturma çabalarına değinirken uygulamanın “şantaj ve casusluk için ciddi araç” sağlama kapasitesi bulunduğunu söyledi.

ABD medyasında, TikTok”un Çin ile bağlantıları konusundaki endişelerini dile getiren Yüksek Mahkeme üyelerinin görüşlerinin, uygulamanın yasaklanması yönünde karar alınacağı izlenimi uyandırdığı değerlendirmeleri yer aldı.

ABD Yüksek Mahkemesi, Çinli sosyal paylaşım platformu TikTok”un ABD”de yasaklanmasını ya da bir Amerikan şirketine satılmasını öngören yasal düzenlemeyle ilgili davada tarafların sözlü savunmalarını 10 Ocak”ta alacağını açıklamıştı.

Aksi karar olmazsa yasak 19 Ocak”ta yürürlüğe girecek

Ana şirketi Çin merkezli ByteDance”in platformun haklarını devretmemesi veya Yüksek Mahkemenin aksi yönde karar almaması durumunda uygulamanın ABD”deki faaliyetlerini kısıtlayacak yasa, 19 Ocak”ta yürürlüğe girecek.

Hem ABD Başkanı Joe Biden hem de seçilmiş başkan Donald Trump geçmişte, uygulama hakkında endişelerini dile getirmiş, TikTok yönetimi, bu endişelerin spekülatif olduğunu savunmuştu.

ABD Senatosu, 15 Aralık 2022″de “ulusal güvenlik endişeleri” nedeniyle federal hükümet çalışanlarının devlete ait cihazlara TikTok indirmesini yasaklayan tasarıyı oy birliğiyle kabul etmişti.

ABD Temsilciler Meclisi de 28 Aralık 2022″de üyeleri ve çalışanlarının kullandığı resmi cihazlara TikTok uygulamasının indirilmesine ve kullanımına yasak getirmişti. Maryland, Nebraska, South Carolina, South Dakota, Indiana ve Texas dahil olmak üzere birçok eyalette de TikTok kullanımını yasaklayan benzer yasalar çıkarılmıştı.

ABD Senatosu ayrıca Nisan 2024″te, TikTok”a “ya sat ya da yasaklanırsın” diyen yasa tasarısını kabul etmişti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


ABD Yüksek Mahkemesi, TikTok davasında sözlü savunmaları dinledi: Yasak kararı yolda mı?

ABD Yüksek Mahkemesi, Çin merkezli sosyal paylaşım platformu TikTok”un ülkedeki faaliyetlerini yasaklamayı veya platformun bir Amerikan şirketine devredilmesini öngören yasa tasarısına ilişkin davada tarafların sözlü savunmalarını dinledi. Duruşmada ifade özgürlüğü ile ulusal güvenlik arasındaki hassas denge tartışıldı. Yargıçların görüşleri Başyargıç John Roberts, TikTok”un 170 milyon Amerikalı kullanıcıya erişim sağladığını ve bu kullanıcılar üzerinden yabancı bir ülke tarafından veri toplama tehdidinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti. Ancak, bu tür bir yasağın ABD Anayasası’nın birinci maddesine uygunluğu konusunda daha önce emsal teşkil eden bir karar olmadığını da vurguladı. Yargıç Elena Kagan, TikTok’un sahibi ByteDance”in Çin merkezli bir şirket olduğuna işaret ederek, “Yabancı bir kuruluşun ABD Anayasası”nın ifade özgürlüğü korumasından yararlanıp yararlanamayacağı belirsizdir” dedi. Başsavcı Elizabeth Prelogar, TikTok’un Amerikalılar hakkında kapsamlı profiller oluşturduğunu ve bunun şantaj veya casusluk için ciddi bir risk oluşturduğunu belirtti. Prelogar, ulusal güvenlik kaygılarının platformun kısıtlanması için yeterli gerekçe olduğunu savundu. TikTok İçin kritik süreç TikTok’un ana şirketi ByteDance’in platformun haklarını devretmemesi veya Yüksek Mahkemenin aksi yönde bir karar almaması durumunda yasağın 19 Ocak 2025 tarihinde yürürlüğe girmesi bekleniyor. Geçmiş kararlar ve tepkiler ABD’de TikTok’a yönelik ulusal güvenlik endişeleri yeni değil. Federal hükümet çalışanlarının resmi cihazlarına TikTok indirilmesi, 2022 yılında yasaklanmıştı. Maryland, Texas ve South Dakota gibi birçok eyalet de benzer kısıtlamalar getirmişti. Ayrıca ABD Senatosu, Nisan 2024’te TikTok’a “ya sat ya da yasaklanırsın” diyen bir yasa tasarısını onaylamıştı. ABD medyasında, duruşmada dile getirilen görüşlerin TikTok’un yasaklanacağı izlenimini güçlendirdiği yorumları yer aldı. Platform yönetimi ise bu kaygıların spekülatif olduğunu ve ulusal güvenlik tehdidi oluşturmadığını savunuyor.

Source: Dünya Gazetesi


Ergün Yıldırım yazdı: Aile yılında neler yapılmalı?

Her zaman söylüyoruz. Çünkü doğru her zaman geçerli! Aile, en büyük erozyonu muhafazakâr siyasetin iktidar döneminde yaşıyor. Ama aileyi bu erozyondan çıkaracak ana düşünce ve çözüm de yine muhafazakâr anlayıştan doğacak. Çünkü dünyada bütün muhafazakârlar aileyi önemsiyor. Onun çökmeye ve erimeye doğru gidişi üzerinden endişe duyuyorlar. Bunu gidermek için de çeşitli teşebbüslerde bulunuyorlar.Türkiye, Özal ile beraber aileyi devlet düzeyinde ele alan çalışmalara başladı. Ancak Aile Bakanlığı, AK Parti döneminde kuruldu. Aile ile ilgili kurumsal girişimler, popüler faaliyetler ve bazı araştırmalar yapıldı. Fakat halen bir aile siyaseti ortaya çıkmış değil. Yani Türk toplumunun bütünselliğini ve dünyadaki gelişmeleri dikkate alarak aile sorunlarını tespit eden ve bunlara çözümler sunan bir genel politikadan yoksunuz.Şimdi, önemli bir adım atıldı. Hükümet, 2025 yılını Aile Yılı ilan etti. Toplumu, ilgili kurumları, STK”ları, akademik çevreyi seferber etmek açısından önemli bir karar. Çünkü aile meselesi, tek bir kurumla ve tek bir faktörle ilgili değil. Bütün devlet kurumları ve toplum yapısının harekete geçirilerek bir bilinç uyanışı olmalı önce. Bu başlangıçtan sonra, ona ilişkin yapısal çözüm önerileri ortaya koymak ve bu konuda adımlar atmak gelir.Aile, en temelde toplumsal yapıyla, kalkınmayla, iş hayatıyla ve değerlerle ilgili. Kapitalist kalkınma içinde sadece ev alma, araba alma, tatile gitme, kariyer yapma güdüsüyle doldurulmuş ve bununla kuşatılmış kurumsal ağ içindeki insanlar geç evlenmek ister, çocuk yapmak istemez, önceliği kariyere verir. Hele bir de kredi boca ediliyorsa insan üzerine…Aile üzerine önce muhafazakâr siyasetin genel politikasını tespit etmesi gerekir. Aileyi bütün toplumsal yapıyla ilişkili olduğunu düşünerek bunu yapmalı. Sonra Türk aile değerlerinin özsel olan (evet öze inanıyorum!) ve çağımıza da hitap eden boyutlarından yararlanmalıdır.Aile üzerine bir dizi “hakiki akademik” araştırmalarla mevcut durum öğrenilmelidir. Bu araştırmalardan çıkan sonuçlar ve bulgular üzerine yine “hakiki çalıştaylar” yapılmalı. Medya platformları, üretilen yeni yaklaşımlar ve bulgular doğrultusunda bilgilendirilmeli. Kamu medyası ve klasik medya zemininden yararlanılmalı. Aileyi, çocuğu, anneyi ve babayı vurgulayan, restore eden, saygınlığını üreten çeşitli diziler ve filmler desteklenmeli. Bu programlarda kesinlikle anne ve baba paradokslarını ve sadakat sorunlarını yaşayan kişiler aktör olarak değerlendirilmemeli. Yani her gün elbise değiştirir gibi dost değiştiren, anne ve baba olmayı aklından geçirmeyen kişiler olmamalı.Konvansiyonel ve sosyal medyada anneliği, babalığı ve evliliği aşağılayan, dışlayan ve küçümseyen yaklaşımlara karşı RTÜK, “Türk ailesini koruma” ilkesini herkese eşit uygulamalı. Sosyal fenomenlerden evli olanlar, anne ve baba saygınlıkları olanlar aile konularında teşvik edici fonlarla desteklenmeli.Üniversiteler, kendi ortamlarında aile etkinliklerini yine hakiki biçimde düzenlemeliler. Araştırmalar teşvik edilmeli, yapılan nitelikli çalışmalar ödüllendirilmeli. STK”nın aile konusundaki çalışmalarında sosyolog, psikolog, PDR, psikiyatr ve sosyal hizmetçi gibi alanla ilgili uzmanların varlığı desteklenmeli. Bunlardan yararlanmayanlara fon sağlanmamalı ve işbirliğine gidilmemeli.Aile Yılında ömür boyu nafaka ve kadının beyanının esas alınması gibi uygulamalar hemen gözden geçirilmeli. Feminist perspektife dayalı yaklaşım ve pratiklere karşı mesafe içinde olunmalı. Ne dünyadaki aileye bir faydası oldu, ne de Türkiye”ye faydası olur. Bir hafta önce, bir İngiliz aristokrat kadın, 55 yaşlarında feminizm peşine takılmakla yalnız kaldıklarını, çocuksuz kaldıklarını itiraf etti. Türkiye”nin en milli olacağı alan, aile konusudur. Bu nedenle çağdaş dünyayı yok saymadan milli varlığından beslenen bir aile modeli üzerinde ısrar etmeli.Yeni Aile Yılımız hayırlı olsun!

Source: Ergün Yildirim


Aydın Milletvekili Erdoğan”ın elini öptü aldığı harçlık gündem oldu

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aydın-Denizli Otoyolu açılış töreninin ardından AK Parti Aydın 8. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Kongre öncesinde açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AK Parti Aydın Milletvekili Seda Sarıbaş arasında dikkat çeken bir diyalog gerçekleşti. ERDOĞAN”IN ELİNİ ÖPTÜ, 200 TL HARÇLIK ALDI Erdoğan, elini öpmek isteyen Sarıbaş”ın isteğini geri çevirmedi ve sonrasında Sarıbaş”a 200 lira harçlık verdi. CHP”Lİ BÜLBÜL”DEN TEPKİ GELDİ Söz konusu “harçlık” gÖrüntülerini paylaşan CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül”ün tepkisi ise sert oldu. “200 TL”lik banknot ile 2009″da ve bugün ne alınabiliyor?” diye soran Bülbül, şu ifadeleri kullandı; “Türkiye’de halen kullanımdaki en yüksek banknot olan 200 TL 1 Ocak 2009’da kullanılmaya başlandı. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Seda Sarıbaş’a harçlık olarak verdiği 200 TL’lik banknot ile 2009’da ve bugün ne alınabiliyor? “2009”DA 200 TL 132 DOLARDI” 1 Ocak 2009’da 200 TL 132 dolar yaparken bugün yalnızca 5.65 dolar ediyor. 1 Ocak 2009’da 200 TL 95 euro yaparken bugün yalnızca 5.51 euro ediyor. 1 Ocak 2009’da 200 TL ile 5 gram altın alınabiliyorken bugün 0.06 gram altın alınabiliyor. 1 Ocak 2009’da 200 TL ile kilogramı 16,3 TL’den 12.2 kg dana eti alınabiliyorken bugün 350 gram dana eti alınabiliyor. 1 Ocak 2009’da 200 TL ile kilogramı 5,3 TL’den 37.7 kg tavuk eti alınabiliyorken bugün 700 gram tavuk eti alınabiliyor. Doları, Euroyu, altını, eti, tavuğu bir kenara bırakalım. Seda Hanım bu 200 TL ile bir kahveyi bile zor alır. AKP’nin liyakatsiz kadroları ve iş bilmezliğinin Türkiye’yi sürüklediği ekonomik kriz işte budur!”

Source: Internet Haber


Otel odasında ölü bulunan savcı adayının son mesajı dikkat çekti

Adana Adliyesi”nde savcı adayı olarak görev yapan ve kentteki bir otelde konaklayan Mithat Can Yalman”dan uzun süre haber alamayan mesai arkadaşları durumu polise bildirdi. İhbar sonrası Mithat Can Yalman”ın kaldığı otele polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, Yalman”ın otel odasında hayatını kaybettiğini belirledi. İNTİHAR ŞÜPHESİ ÜZERİNDE DURULUYOR İntihar etmiş olabileceği üzerinde durulan Yalman”ın cansız bedeni, olay yerinde yapılan incelemenin ardından otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu”nun morguna kaldırıldı. 4 SAAT ÖNCEKİ PAYLAŞIMI DİKKAT ÇEKTİ Adana Adliyesi”nde Cumhuriyet savcısı adayı olduğu belirlenen Yalman”ın, olaydan 4 saat önce, mobinge uğradığı ve hayatla bağını koparmak istediğine dair sosyal medya hesabından paylaşımda bulunduğu tespit edildi. “HAYATLA OLAN BAĞIMI KOPARMAK İSTİYORUM” Yalman sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer vermişti: “Bir yargı mensubu Adana Adliyesinde çalışan Cumhuriyet Savcısı Adayı olarak bir kaç hususu bilginize arz etmek ve hayatla olan bağımı tamamen kopartmak istiyorum. Yaklaşık bir kaç aydır Koordinatör Hakimimiz M.Ç”nin mobbing ve tehditlerine maruz kalıyorum. Buna mentör savcım S.Ü.Y adlı şahsın da tehditleri eklenince (bu hususta ilgili kişilerde ses kaydı mevcuttur) hukuki hakkımı aramak üzere Adana Cumhuriyet Başsavcısı B.G. Ve Komisyon Başkanı M.A.Ç ile görüştüm sağ olsunlar ilgileneceklerini söylediler lakin bir süredir herhangi bir adım atılmadı.Açık konuşmak gerekirse bir adım atılacağını dahi düşünmüyorum. Bu kişilerin böyle olması tüm yargı mensuplarımızın böyle olduğu anlamına gelmiyor inanın o kadar çok sayıda kaliteli ve yetkin hukukçu tanıdım ki sayılarını tarif edemem. Bu vesileyle yüce Türk yargısını selamlıyorum. Velhasıl kelam umarım hakkım yerde bırakılmaz ve bu hususun üstüne gidilir. Herkesten helallik istiyor ve şahsen benden yana hakkımı herkese helal ediyorum. Aşağıda attığım cübbeyi giymek en büyük hayalimdi yüce Allah kısa da olsa nasip etti. Son olarak sözlerimi şair Bâkî”nin ünlü deyişiyle bitirmek istiyorum. “Âvâzeyi bu âleme Dâvud gibi sal Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş.”İşte Yalman”ın o paylaşımı

Source: Haberler


Meta CEO”su Mark Zucberg”ten çarpıcı Covid-19 aşısı itirafı! Yan etki açıklaması gündem oldu!

Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg, katıldığı bir podcast yayınında Covid-19 pandemisi dönemine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Facebook, Instagram ve WhatsApp gibi popüler sosyal medya platformlarını bünyesinde barındıran Meta”nın başındaki Zuckerberg, pandemi sürecinde ABD Başkanı Joe Biden yönetimi ve sağlık otoritelerinden gelen yoğun baskılarla karşılaştıklarını belirtti. Zuckerberg, Covid-19 aşılarının yan etkileriyle ilgili yapılan olumsuz paylaşımların “bilimsel olmayan yanlış bilgiler” olarak değerlendirildiğini ve bu içeriklerin platformlardan kaldırılmasının talep edildiğini söyledi. “Covid döneminde gerçekleri saklamamız için bizi zorladılar. Aşıların yan etkileri hakkında konuşan herkesin paylaşımlarını silmemiz istendi” diyen Zuckerberg, bu baskıların Meta’nın içerik politikalarını etkilediğini dile getirdi. Paylaşımlar kaldırıldı Zuckerberg’in açıklamalarına göre, pandemi sürecinde aşıların yan etkileri hakkında bilgi paylaşan kullanıcıların içerikleri “yanlış bilgi” olarak sınıflandırıldı ve kaldırıldı. Söz konusu sansür politikası, özellikle aşı karşıtı veya şüpheci görüşlerin yayılmasını önlemeyi amaçlıyordu. Ancak, bu süreçte bilimsel dayanaklı görüşlerin de engellenmiş olabileceği iddiaları gündeme geldi. Meta CEO’sunun itirafları, kamuoyunda ve dünya basınında büyük yankı uyandırdı. Özellikle ifade özgürlüğü ve sosyal medya platformlarının tarafsızlığı konusundaki tartışmalar yeniden alevlendi. Covid-19″un aşısının yan etkilere neler? Uzun süreli yan etkisi var mı? Covid-19 aşılarının yan etkileri olabileceği, ancak bu etkilerin genellikle hafif ve geçici olduğu uzmanlar tarafından bilimsel çalışmalarda geniş çapta belgelenmiştir. Yan etkiler, aşının türüne, bireyin bağışıklık sistemine ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişirken Dünya genelinde yaygın olarak kullanılan mRNA aşıları (Pfizer-BioNTech ve Moderna) ve vektör bazlı aşılar (AstraZeneca, Johnson & Johnson) için rapor edilen yan etkiler arasında şunlar yer alıyor: Covid-19 aşısının yaygın yan etkileri * Aşı yapılan bölgede ağrı, şişlik veya kızarıklık* Yorgunluk* Baş ağrısı* Kas ağrıları* Ateş veya titreme* Hafif mide bulantısı Bu yan etkiler genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden geçiyor ve bağışıklık sisteminin aşıya yanıt verdiğinin işareti olarak adlandırılıyor. Grip ve benzeri koruyucu aşılarda da benzer kısa süreli yan etkiler söz konusu… Covid-19 aşısının daha nadir yan etkileri Bazı durumlarda daha ciddi ancak nadir görülen yan etkiler de rapor ediliyor. Bu etkiler: Alerjik reaksiyonlar (anafilaksi): Oldukça nadir görülür ve genellikle aşı uygulama merkezlerinde müdahale edilebilir. Kan pıhtılaşma sorunları: AstraZeneca ve Johnson & Johnson aşılarında çok nadir olarak bildirilmiştir. Kalp iltihaplanması (miyokardit/perikardit): Genellikle genç erkeklerde ve mRNA aşılarından sonra çok nadir bildirilmiştir. Covid-19 aşısının uzun vadeli yan etkileri Nispeten yeni geliştirilmiş bir aşı türü olan Covid-19 aşılarının uzun vadeli yan etkileri hakkında bilgiler sınırlı ancak, geçmişteki aşılardan elde edilen bilimsel veriler, aşıların genellikle yan etkilerinin ilk birkaç ay içinde ortaya çıktığını ve uzun vadeli ciddi etkilerin son derece nadir olduğunu gösteriyor.

Source: Dünya Gazetesi


TSE Başkanı Şahin, AA”nın “Yılın Kareleri” oylamasında favorisi “Özgür Ülkede İlk Namaz” oldu

Şahin, AA muhabirleri ile foto muhabirlerinin yurt içinde ve dışında çektiği, Roketsan, Turkcell Lifebox ve Sony”nin katkılarıyla hazırlanan, “Haber”, “Doğal Yaşam ve Çevre”, “Spor”, “Günlük Hayat” ile bu yıla özel eklenen “Özgür Suriye” kategorilerindeki fotoğrafları inceledi.

“Özgür Suriye” kategorisinde Emin Sansar”ın “Özgür ülkede ilk namaz” ve “İsmi silinirken” karelerini tercih eden Şahin, şu ifadeleri kullandı:

“14 yıldır Suriye”de zulüm gören insanların özgür şekilde ibadet edebilmesiyle alakalı Emevi Camisi”nde namaz kılmaları… Bu, çok önemli. Suriye, tarihi, geçmişi olan bir ülke. Maalesef mevcut yaşanan durumlar ülkeyi çok farklı noktalara götürdü. “İsmi silinirken” fotoğrafında Hafız Esad”ın ismi silinmiyor, kazınıyor. Bu kare çok şey anlatmış. Çeken kardeşimizi tebrik ediyorum. Tarihe vesika olabilecek bir fotoğraf çekmiş.”

Şahin, “Haber” kategorisinde Şebnem Coşkun”un “Buzun üstünde, suyun altında” ve Musa Serdar Terzioğlu”nun “Teknofest” fotoğrafını oylayarak, Türkiye”nin stratejik hedefleri doğrultusunda dünyanın neresinde olursa olsun bilim adına yapılacak olan çalışmalarda yer aldığını gösteren önemli kare nitelemesinde bulundu.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının okyanus ötesinde yaptığı çalışmaların gelecek, bilim ve insanlık için çok önemli buluşlara vesile olacağını belirten Şahin, “Bu çalışmaların gelecek nesillere aktarılmasını sağlayacak bir fotoğraf olduğunu düşünüyorum.” dedi.

Şahin, “Günlük Hayat” kategorisinde İsa Terli”nin “7 tepe, 5 minare, 1 kule” karesini seçerek, Cumhuriyet döneminin en önemli eserlerinden olan Büyük Çamlıca Camisi”nin, bu dönemde yapılan ve “İstanbul”a mühür olarak vurulmuş” en büyük eserlerden olduğunu dile getirdi.

Aynı kategoride Bestami Bodruk”un “Kar eğlencesi” fotoğrafını da tercih eden Şahin, kareyi gördüğünde kendi çocukluğunu hatırladığını anlattı.

Şahin, kendi çocukluğundaki mutluluğu çocukların gözlerinde gördüğünü ifade ederek, onların eğlenmek için pahalı eşyalara ihtiyaçları olmadığının altını çizdi.

“Spor” kategorisinde Gökhan Balcı”nın “Şükür” fotoğrafını tercih eden Şahin, şunları kaydetti:

“Genç yaşta büyük başarılara imza atan futbolcu kardeşimiz Arda Güler”in inançla başarısını birleştirerek, bir tevekkül işareti olan gençlerimize rol model olabilecek bu saygı gösterisini çok anlamlı buluyorum. Futbola ilgi gösteren küçük genç kardeşlerimizin Arda Güler”i örnek aldığını düşünüyorum. Bu yapmış olduğu selamlama, dünya futbolunda gösterilen bir hareket olduğunu düşünüyorum.”

Şahin, fotoğrafların her birinin birbirinden güzel olduğunu da dile getirdi.

AA”nın Yılın Kareleri oylamasının gelenekselleştiğini hatırlatan Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:

“Her bir kare birbirinden değerli ve anlam taşıyor. Seçmekte çok zorlanıyoruz. Kategorilerin seçimi de çok güzel. Hayatımızın her bir parçasından fotoğraf demetleri var. Onların arasından seçmekte zorlandık. Dünyadaki güncel olayları da bir ana başlık halinde özel kategori olarak her yıl farklı başlık altında seçime sunuyor. Bu yıl “Özgür Suriye” kategorisi büyük anlam taşıyor. Özgürlüğüne kavuşan insanların öncesinde yaşamış olduğu dramları da fotoğraflarla yansıtmış arkadaşlarımız. Emeği geçenlere ve AA”ya çok teşekkür ediyorum.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


AK Partili Dağ”dan Özel”e körfez yanıtı… CHP İzmir”i değil makam koltuklarını seviyor!

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, CHP Lideri Özgür Özel”in körfez çıkışına yanıt verdi. “İzmir”in en büyük sorunu, çözüm üretmek yerine bahanelere sığınan CHP yönetimidir” diyen Dağ şu açıklamada bulundu: “MAAŞLARI ÖDEYEMEYEN BAŞKANINI SAVUNUYOR” “Körfez kokusu, maaş krizi ve altyapı sorunları, yıllardır çözülememiş ve bu beceriksizlik artık kabul edilemez bir boyuta ulaşmıştır. Kendi başarısızlıklarını örtmek için sürekli hükümeti suçlayan bu zihniyet, en hafif tabirle İzmirlilerin idrak ve muhakeme gücünü küçümsemektedir. Maaşları ödeyemeyen bir belediye başkanını savunmak için Ankara”dan İzmir”e koşan Özel”in açıklamaları, CHP”nin içine düştüğü acziyetin en net göstergesidir.” “CHP”NİN SEVDİĞİ MAKAM KOLTUKLARI” “Körfezi temizlemek, bütçeyi doğru kullanmak ve işçilerin alın terinin hakkını vermek gibi temel görevler bile yerine getirilemezken suçu başkalarına atmak sadece hemşehrilerimizi kandırma çabasıdır. Artık gerçekler açıktır: İzmir”in sorunları bahanelerle değil, kararlılıkla çözülmelidir. İzmir halkı hizmet beklemektedir. CHP”nin yaptığı ise bir hizmetsizlik kısır döngüsünde şehri geri bırakmak ve sorumluluktan kaçmaktır. Çeyrek asırdır yönettikleri İzmir hala koku, çukur, su baskını ve trafik gibi çözümü basit meselelerle gündeme gelirken hükümet düşmanlığıyla bu sorumluluğu üstünden atmak, beceriksizliğin itirafıdır. İzmir hizmeti, İzmirliler konforlu ve temiz bir şehri hak etmektedir. Son olarak; CHP”nin sevdiği İzmir değil, İzmir”in sunduğu makam koltuklarıdır.” ifadelerine yer verdi.

Source: Ertan Gürcaner


İsrail saldırıları altındaki Gazze”de yerinden edilenler, zorlu kış koşulları altında yaşam mücadelesi veriyor

Yaklaşık 2,3 milyon nüfusa sahip Gazze Şeridi”nde, İsrail soykırımı 15 ayı aşkın süredir devam ediyor. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, İsrail saldırıları nedeniyle Gazze”de her 10 kişiden 9″u yerinden edildi.

Yerinden edilen Filistinlilerin büyük kısmı, İsrail saldırılarında oluşan ağır yıkım nedeniyle derme çatma çadırlarda ikamet etmek zorunda kalıyor.

Havadan ve karadan bombalanan bölgede göçe zorlanan siviller, soğuk ve yağmuru geçiren yırtık, sökük çadırlarda yaşıyor.

Açlık ve susuzluktan sonra kış aylarının başlamasıyla dondurucu soğukla boğuşan çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere çadır hayatına mahkum edilen siviller, soğuk, yetersiz beslenme ve buna bağlı çeşitli hastalıklardan muzdarip.

Çok sayıda çadır su altında kaldı

Gazze Şeridi”nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kentinde yerinden edilmiş çadır kamplarda yaşayan Gazi Ebu Şaban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Sabah ve gece çok şiddetli soğuk oluyor. Biraz ısınmak için kağıt ve odun yakmaktan başka bir şey yapamıyoruz.” diye konuştu.

Önceki günlere benzer, derme çatma çadırları suyla doldurup yerle bir edecek yeni bir soğuk hava dalgasından endişe ettiklerini aktaran Ebu Şaban, “Yatak, örtü ve ısınma imkanlarının olmaması nedeniyle soğuktan en büyük sıkıntıyı çocuklar çekiyor.” dedi.

Yerinden edilmiş İsa el-Hallak ise önümüzdeki günlerle ilgili derin endişelerini dile getirerek “Savaşın başlangıcından bu yana yıpranmış bir çadırda yaşıyoruz ve kriz gölgesinde yeni bir bunalımın yaşanmasından endişeliyiz. Sıcaklıklarda ciddi düşüş var.” sözlerine yer verdi.

“Çocuklarım soğuktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya, kağıt ve tahtayı her zaman bulamadığımız için sürekli ateş yakamıyoruz.” diyen Hallak, çocukların, zorlu koşullara rağmen çadırların önünde oynamaya çalışarak, bir anlık neşe arayarak ve hareket ederek hafiften de olsa ısındıklarını söyledi.

Defalarca yerlerinden edilen Gazze halkı, yırtık, sökük ve artık kullanılamaz hale gelen kumaş ve naylon çadırlardaki hayat şartları her geçen gün ağırlaşıyor.

Gazze Şeridi”nde özellikle 29 Aralık Pazar akşamından bu yana şiddetli yağış ve soğuk hava dalgası etkili oluyor. Son günlerde bölgenin çeşitli yerlerinde çok sayıda çadır su altında kaldı, bazıları sağanak ve düşen hava sıcaklıkları nedeniyle yerlerde sürüklendi.

Kıyafet, yatak ve battaniye gibi temel yaşam gereksinimlerine ulaşamayan Gazzeliler, yağmur suyu altında kalan çadırlarını ve yakınlarını korumak için gece boyunca uykusuz kalıyor.

Çadırların yüzde 81″i yıpranmış bir halde

Gazze”deki hükümetin Medya Ofisinin açıklamasına göre de Gazze Şeridi”nde yerinden edilen sivillerin kaldığı çadırların yüzde 81″i tamamen yıprandı. 135 bin çadırdan yaklaşık 110 bini kullanılamaz halde.

Filistin Sivil Savunma Müdürlüğü ise Gazze Şeridi”nde çadırları ve evleri yağmur suyu altında kalan, yerinden edilmiş Filistinlilerden yüzlerce yardım çağrısı aldıklarını açıklamıştı.

Sivil savunma ekipleri, sağanaktan zarar görenleri tahliye etmek için çalıştıklarını fakat barınmaya uygun yerlerin olmadığını kaydetmişti.

İsrail”in 7 Ekim”den bu yana Gazze Şeridi”ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 841″i çocuk, 12 bin 298″i kadın olmak üzere 46 bin 537 Filistinli öldü, 109 bin 571 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Erdoğan: “Ekonomik sıkıntıları yılın ikinci yarısından itibaren konu olmaktan çıkaracağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır”da Seyrantepe Kapalı Spor Salonu”nda düzenlenen 8. Olağan İl Kongresi”nde açıklamalarda bulundu.
Erdoğan: “Diyarbakır’ın huzuru Türkiye’nin huzurudur. Diyarbakır’ın refahı Türkiye’nin refahıdır. Diyarbakır’ın kaderi Türkiye’nin kaderidir. Bizim kardeşliğimiz İslam kardeşliğidir.” dedi.
Konuşmanın satır başları
Erdoğan”ın konuşmasından satır başları şöyle:
– “Son 1,5 asırdır, bilhassa son yarım asırdır yaşadığımız sancılara artık “dur” deme vaktidir, artık yeni şeyler söyleme vaktidir”
– “Neredeyse yarım asırdır bu millete acılar yaşatan, bu milletin geleceğini karartan emperyalist oyunun son halkasını da Allah”ın izniyle bozma aşamasındayız”
– “Yaşadığımız sancılara dur deme vaktidir. Türkiye”nin uzunca bir geçmişe sahip”
– “Bölücü örgütün zorla dağa çıkardığı evlatlarına tam 5 yıldır kavuşma mücadelesi veren Diyarbakır annelerinin acılarını da çok iyi biliyoruz”
-” (Terörle mücadeleyle ilgili) Kürt kardeşlerimizle ilgili bir konu değil. Terör örgütünün tasviye edilmesiyle sınırlı bir konudur”
– “Son dönemdeki ekonomik sıkıntıları yılın ikinci yarısından itibaren konu olmaktan çıkaracağız”
– “Irkçılık kendisine oksijen bulamadı. Boy veremedi. Bizler aynı kıbleye dönüyoruz. Bizler aynı peygamberin izinde yürüyoruz. Bizler tarih boyunca sadece birlikte savaşmadık. Aynı zamanda birlikte medeniyetler inşa ettik.
Kürt ve Türkün arasına ayrımcılık sokan hem Kürdün hem Türkün düşmanıdır. En çok Müslümanın düşmanıdır.”
-“Bu coğrafyayı bir bütün olarak kardeşlik coğrafyası haline getireceğiz. Şunu unutmayın. Bu bayrak bizim, bu devlet bizim. Bu ezanlar bizim. Geçmişimiz ortak geleceği de birlikte inşa edeceğiz. Türkiye yüzyılı ülkümüzü hep birlikte gerçekleştireceğiz.”
– “Artık eski Türkiye yok. Eski Türkiye eskide kaldı. Şimdi milletin tüm ferdleriyle beraber olan, ülke dışında da zulme itiraz eden bir Türkiye var.”
-“Suriyeli kürt kardeşimin varlığı inkar ediliyordu. Tapusu yoktu, hakkı yoktu. Şimdi inşaallah hepsi teslim edilecek. Bu zafer hepimizin zaferidir. Bu zafer kardeşliğin zaferidir. Bu zaferin karartılmasına izin vermeyeceğiz. Bu zaferin terörle kirletilmesine izin vermeyeceğiz.”
(Ayrıntılar geliyor)

Source: Dünya Gazetesi