Minibüste genç kızı taciz eden şüpheli yakalandı
Sosyal medyada paylaşılan Sincan-AŞTİ güzergahında seyir halindeki bir minibüsteki görüntüler üzerine Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Sincan İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, tacizciyi yakalamak için çalışma başlattı.Yapılan incelemelerde kimliğinin H.Ü. olduğu saptanan kişinin minibüste seyahat eden genç kıza önce rahatsız edici şekilde baktığı, ardından da telefon numarasını göstererek tacizde bulunduğu tespit edildi. Şüpheli H.Ü., Etimesgut ilçesinde bulunan adresinde polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı.BİRÇOK SUÇ KAYDI ORTAYA ÇIKTIŞüpheli H.Ü.’nün yapılan araştırmada hakkında cinsel taciz de dahil olmak üzere birçok suç kaydının bulunduğu öğrenildi. Şüphelinin emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.
Source: Mehmet Küçükkahveci
Vatandaşa cefa patronlara sefa
AKP’nin elektrik piyasasındaki özelleştirme hamleleri, şirketlerin kasasını doldurması, vatandaşın ise kullandığı elektriğin katbekat fazlasını faturada ödemesi ile sonuçlanıyor. Elektrik piyasasını üretim, iletim ve dağıtım olarak üçe ayıran iktidar, ülkeyi 20 dağıtım bölgesine ayırarak şirketlerin kaderine teslim etmişti. “Hizmetler artacak, fiyatlar ucuzlayacak” denilerek başlayan özelleştirmelerin sonunda kalite düştü, elektriğe zam üstüne zam gelmesiyle faturalar kabardı.
YİNE CENGİZ VE LİMAK
İktidarın geçen hafta elektrik fiyatlarına yaptığı yüzde 25 zammın tamamına yakını dağıtım şirketlerinin kasasına gidecek. Açıklanan tarife zammıyla üretilen elektriğin fiyatı değişmediği halde dağıtım bedelleri arttırıldı. Bu nedenle fatura zammıyla vatandaşın cebinden çıkacak milyarlarca lira şirketlerin kasasına akacak.
ŞİRKETLERE KAYNAK
Elektriğin önemli bir kısmını devletten ucuza alıp devletin kurduğu sistem üzerinden halka satan dağıtım şirketleri arasında Cengiz, Limak, Kolin başta olmak üzere çok sayıda şirket bulunuyor. Zam yüzünden halkın her ay elektriğe 5.3 milyar lira fazladan para ödeyeceği ve bu paranın ‘çok özel’ şirketlerin kasasına akacağı hesaplandı. Vatandaşın konutunda kullandığı 1 kilovatsaat elektriğin enerji üretim bedeli sadece 49.4 TL. Buna karşılık bu elektriğin vatandaşa ulaştırılması için dağıtım şirketine 183.6 lira dağıtım bedeli ödüyoruz. Çarpık yapı yüzünden 49.4 liralık elektrik vatandaşa vergiler hariç 233 liraya ulaşıyor. Diğer bir ifadeyle vergi hariç 100 liralık elektriğin 79 lirası dağıtım şirketlerinin kasasına giderken elektrik bedeli olarak aslında 21 lira ödüyoruz. Şehit aileleri ile gazilere sağlanan ucuz elektrikten de dağıtım şirketleri kazanıyor. Bu ailelerin faturalarındaki vergisiz fiyatın yüzde 93’ünü dağıtım bedeli oluşturuyor.
Deniz Yavuzyılmaz
41 milyon aboneye zam
CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, elektrik zammına tepki göstererek “41 milyon 189 bin 208 adet konut abonesi elektrik zammından etkilenecek. Vatandaşların cebinden her ay 5 milyar civarında daha fazla para çıkacak. Bu paralar, AKP’nin yüzde 100’ünü özelleştirdiği elektrik dağıtım şirketlerinin kasasına akacak. Bunun adı vatandaşı soymaktır” açıklamasını yaptı. Yavuzyılmaz, “495 TL’lik elektrik faturası 619 TL’ye çıkıyor. Elektrik dağıtımı ve perakende satışının yüzde 100’ü özelleştirildi” dedi.
Mahir Ulutaş
İkiz kardeş vurgunu
Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Mahir Ulutaş, enerji şirketlerine kaynak aktarmak için devlete ait sistemi özelleştirip sanal bir dağıtım piyasası yaratıldığını, bu nedenle de halkın elektriği en az iki kat pahalıya kullanmak zorunda kaldığını söyledi. Ulutaş, “Dağıtım şirketlerinin bir de masa başında, kağıt üzerinde çalışan ‘perakende şirket’ diye ikiz kardeşi var. Dağıtım şirketleri ile perakende aslında aynı. Bunlar devletten ucuz elektriği alıp kârı koyup vatandaşa pahalıya satıyor” dedi.
Source: Erdoğan Süzer
Yunan Başbakanı yeni ‘soykırım’ icat etti! Şimdi de ‘Jöntürkler’ suçlaması
Yunan Parlamentosu, 1994 yılında 19 Mayıs’ı sözde “Pontus Rum Soykırımı Anma Günü” 1998 yılında da 14 Eylül’ü sözde “Küçük Asya (Ege ve İç Anadolu) Helenizmi Soykırımı Anma Günü” olarak tanımıştı. Gözden Kaçmasın Trump, Netanyahu’nun yanında Erdoğan’ı övdü! “Türkiye ile sorun varsa çözebilirim” Haberi görüntüle PAYLAŞIM YAPTIParlamento 2022 yılında da 6 Nisan’ı “Doğu Trakya (Türkiye’nin Trakya toprakları) Helenizmini Anma Günü” ilan etti. Başbakan Kiriakos Miçotakis ise sosyal medya hesabında haftalık icraatını anlatırken, şimdi de “Trakya Helenizmi Soykırımı” iddiasında bulundu. Miçotakis sosyal medya hesabında, “Doğu Trakya’daki Yunanların, Jöntürkler tarafından soykırım”a uğradıklarını iddia etti. Yunan hükümetinin Türkiye ile ilişkileri normalleştirme çabası içindeyken Miçotakis’in bu paylaşımı dikkat çekti. Yunan Parlamentosu’nda 6 Nisan için kabul edilen 4954/22 sayılı kanunun 48’nci maddesinde ve törenlerin nasıl yapılacağına ilişkin 14 Ocak 2025 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde “soykırım” ifadesi yer almıyor. Sadece “Anma günü”nden sözediliyor. Gözden Kaçmasın Özgür Özel bundan sonra ne yapacak Haberi görüntüle
Source: Yorgo Kirbaki̇
İmamoğlu paylaşımına tepki yağıyor: Kişisel menfaat peşindesin
‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’ ekibindeki performansıyla tanınan Metin Yıldız, yaptığı paylaşımda, sosyal medyada neden herhangi bir yorumda bulunmadığına dair kendisine yoğun şekilde soru yöneltildiğini belirtti.
Yıldız, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Gerek sosyal medya hesaplarımdan gerek ise kişisel olarak yoğun bir talep alıyorum bu günlerde.. Vay efendim ben neden sessiz kalıyormuşum vay efendim neden paylaşım yapmıyormuşum vay efendim boykota çağrı yapmıyormuşum vay efendim vay vay ki vay..”
Daha önce Ekrem İmamoğlu ile çekilmiş bir kareyi paylaşan Yıldız, sessizliğinin gerekçesini şu sözlerle anlattı:
“Fotoğrafta elinde mikrofon olan arkadaşı hiç biriniz tanımıyordunuz… Beylikdüzü Belediye Başkan Adayıydı yıl 2014 yanında ben vardım… Aramadım Bir talepte bulunmadım..
2019 da Fatsadaydım pandemi vardı Her Şey çok Güzel Olacak dedi inandım Anamı Babamı bıraktım 2000km yol yaptım oy verdim.. Kazandı
İki sene sonra
Bir sinema filmi Sanat için aradım Açmadı
Mesaj Attım
Kalemini Aradım
Cevap geldi
Beyefendi Yoğun
Tekrar aradım
Maalesef çok çok çok yoğun kendileri..
Beş senedir Yoğun asla ulaşamıyoruz kendilerine..”
Metin Yıldız’ın paylaşımına sosyal medyada tepkiler gecikmedi. Çok sayıda yurttaş, kişisel kırgınlıkların demokrasi mücadelesinin önüne konulamayacağını vurgularken, bazı kullanıcılar da İmamoğlu’nun liyakatla hareket ettiğini, taleple ve telefonla iş yapmadığını belirtti.
Source: Haber Merkezi
ABD başkanı Trump”ın Erdoğan”la ilgili sözleri dünya basınında…Yunanistan rahatsız: Trump Netanyahu”nun gözü önünde Erdoğan”ı övdü!
HABERLERDünya Haberleri
ABD başkanı Trump”ın Erdoğan”la ilgili sözleri dünya basınında…Yunanistan rahatsız: Trump Netanyahu”nun gözü önünde Erdoğan”ı övdü!
Güncelleme Tarihi: Nisan 08, 2025 09:24
#Trump#Erdoğan#Netanyahu
TwitterLinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
HABER MERKEZİ
Oluşturulma Tarihi: Nisan 08, 2025 08:03
ABD Başkanı Donald Trump”ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili yaptığı açıklamalar bugün dünya basınının öne çıkan başlıkları arasında yer aldı. Uluslararası ajanslar ve İsrail basını Trump”ın “arabuluculuk” teklifine dikkat çekerken, Yunan basınında rahatsızlık ve endişe ön plana çıktı… “Trump Netanyahu”nun gözü önünde Erdoğan”ı övdü” başlığını kullanan Yunan basını, Beyaz Saray”daki görüşmeden iki önemli sonucun çıktığını, bunlardan birinin İran diğerinin ise Trump”ın Erdoğan”a verdiği güvenoyu olduğunu yazdı.
Komşu rahatsız: “Trump Netanyahu”nun gözü önünde Erdoğan”ı övdü
Yunan medyası ise Trump”ın Erdoğan”la ilgili açıklamalarından rahatsız olmuş görünüyor. Naftemporiki gazetesi konuya ilişkin haberinde “Trump Netanyahu”nun gözü önünde Erdoğan”ı övdü” başlığını kullanırken To BHMA gazetesi ise ABD başkanının Netanyahu”yu “Türkiye”ye karşı makul olmaya çağırdığını” yazdı.
To BHMA”nın haberinde “Donald Trump ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasında Beyaz Saray”da gerçekleşen görüşme iki önemli sonucu ortaya koydu: Birincisi ABD ile İran arasında üst düzey doğrudan diyaloğun önümüzdeki Cumartesi günü yeniden başlaması, diğeri ise ABD Başkanı”nın Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan”a “güvenoyu” vermesi” ifadelerini kullandı.
Trump”ın açıklamalarının tonunun, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan iyi ilişkisinin altını çizdiğini belirten gazete ikili arasındaki siyasi yakınlaşmanın Yunanistan”da endişeye neden olduğunu vurguladı.
Skai televizyonu Trump”ın Netanyahu ile görüşmesinde Türkiye ile iyi ilişkileri hakkında övgü dolu ifadelerde bulunduğunu yazdı ve “Erdoğan 2000 yıldır kimsenin yapamadığını yaptı” sözlerini ön plana çıkardı.
Ta Nea gazetesi “Trump Erdoğan”ı övmeyi seçti” başlığını kullanırken, Greekcitytimes ise Trump”ın açıklamasından çok Netanyahu”nın sözlerini ön plana çıkardı ve “Türkiye”nin ABD ile güçlü bağlarının altını çizen Netanyahu, görüşmelerinin İsrail”in Ankara ile karşı karşıya gelmekten nasıl kaçınabileceğine odaklandığını belirtti. Trump”ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”la olan olumlu ilişkisine işaret eden Netanyahu, ABD Başkanı”nın iki ülke arasında herhangi bir gerilimi önlemek için ideal kişi olduğunu savundu.” ifadelerini kullandı.
“Trump”ın Erdoğan”la ilişkisi Yunanistan için çetrefilli bir konu”
ABD merkezli The Hill gazetesine göre Trump”ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkileri Netanyahu için “çetrefilli bir konu”
Gazete haberinde Netanyahu”nun Türkiye ile ilgili endişelerini dile getirdiğini Trump”ın ise ona “Türkiye ile yaşadığınız her sorunu çözebileceğimi düşünüyorum. Siz makul olduğunuz sürece; bu konuda siz de biz de makul olmalıyız.” cevabı verdiğini yazdı.
Trump”ın açıklamaları dünya gündeminde
Dün gece Beyaz Saray”da gerçekleşen görüşme bugün dünya basınının en önemli gündem maddelerinden biri oldu. AFP haber ajansı okuyucularına servis ettiği haberinde “Beyaz Saray”da kilit müttefiki İsrail Başbakanı Netanyahu ile konuşan ABD başkanı Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile olan “harika ilişkilerini” müzakereler için bir fırsat olarak öne çıkardı” ifadelerini kullandı.
Trump”ın açıklamaları İsrail basınının da öne çıkan başlıkları arasında yer aldı. Times of Israel, “Trump Erdoğan ile harika ilişkileri olduğunu söylüyor” başlıklı haberinde ABD başkanının Netanyahu”ya arabuluculuk teklifinde bulunduğunu belirtti ve “Trump Beyaz Saray”daki açıklamasında Erdoğan”ı sevdiğini belirtti ve onu “zeki biri” olarak tanımladı” diye yazdı.
Trump Erdoğan”a övgüler yağdırdı
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray”da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile gerçekleştirdiği görüşmede Türkiye”nin Suriye”deki rolünün önemini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile çok iyi ilişkileri olduğunu vurgulayarak, “O, çok güçlü ve zeki biri.” dedi.
ABD Başkanı, “Erdoğan”la çok iyi ilişkilerim var. Basının, Erdoğan”ı sevmeme kızdığını biliyorum ama ben seviyorum, o da beni seviyor ve hiçbir sorunumuz olmadı.” diye konuştu. Türkiye”nin Suriye”de kimsenin yapamadığını yaptığını ifade eden Trump, “Erdoğan çok güçlü ve zeki bir adam. (Suriye”de) Başka kimsenin yapamadığı bir şeyi yaptı. Hakkını vermek lazım.” dedi.
İsrail Başbakanı Netanyahu”nun “Suriye”de Türkiye ile sorunları olduğu” yönündeki ifadelerine de cevap veren Trump, “(Suriye konusunda) Türkiye ile yaşadığınız her sorunu çözebileceğimi düşünüyorum. (Netanyahu”yu işaret ederek) Siz makul olduğunuz sürece; bu konuda siz de biz de makul olmalıyız.” değerlendirmesini yaptı. Trump, “Türkiye ve lideriyle çok ama çok iyi bir ilişkim var ve bu sorunu çözebileceğimizi düşünüyorum. Şu anda bunun bir sorun olacağını sanmıyorum.” şeklinde konuştu.
Canlı Anlatım Özeti
Komşu rahatsız: “Trump Netanyahu”nun gözü önünde Erdoğan”ı övdü
“Trump”ın Erdoğan”la ilişkisi Yunanistan için çetrefilli bir konu”
Trump”ın açıklamaları dünya gündeminde
Trump Erdoğan”a övgüler yağdırdı
Haberle ilgili daha fazlası:
#Trump#Erdoğan#Netanyahu
BAKMADAN GEÇME!
Source: Hurriyet.com.tr
Şehit ve gazi ailelerinden Özgür Özel hakkında suç duyurusu
CHP Genel Başkanı Özgür Özel “in 21. Olağanüstü Kurultay”da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”a yönelik “Türkiye”yi seçimden, rakibinden ve milletten korkan bir cunta yönetmektedir” sözleri tepki çekmişti. 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri, Gazileri ve Terör Mağdurları Derneği Genel Başkanı Abbas Gündüz, Özel”in sözleri üzerine suç duyurusunda bulunacağını söylemişti. ÖZGÜR ÖZEL HAKKINDA SUÇ DUYURUSU Gündüz”ün avukatının CHP Genel Başkanı Özgür Özel”in hem basına yönelik açıklamasında hem de 6 Nisan”daki olağanüstü kurultaydaki konuşmasında cumhurbaşkanına yönelik ‘Cunta başkanına dönüşmüştür, cuntacı başkan” şeklindeki sözleri nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğu belirtildi.
Source: Mahmut Ekinci
Kabine düğmeye basılmış gibi peş peşe tweet attı
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in partisinin 21. Olağanüstü Kurultayı’nda yaptığı konuşmada kullandığı “cunta yönetimi” ifadesine Kabine üyesi bakanlar ve AKP’den tepkiler geldi.
Ancak Özel, bu kelimeyi ilk kez 10 gün önce 29 Mart 2025’te dillendirdi.
İstanbul Maltepe’de düzenlenen Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’na Özgürlük Mitingi’nde konuşan Özel, “Cumhurbaşkanı adayımıza darbe girişimde bulunanlar, halihazırda iktidarda oldukları için şu an başımızdaki cunta pozisyonundadırlar. Başımızdaki cunta darbe girişimine, bir takım ufak tefek yerlerden devam etmeye çalışmakta” dedi. Özel aynı konuşmasında ayrıca, “Mehmet Şimşek dünyada demokrat görünüyor ya, o da bu darbenin bir parçasıdır, Mehmet Şimşek MASAK’a hazırlattığı darbe raporuyla bu darbenin ortağı, o cuntanın bir parçası olmuştur” dedi.
Özel 3 Nisan’da CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek şöyle dedi:
-Maalesef bu süreçte muhatabım bir cumhurbaşkanı değil, bir cunta başkanıdır.
-Cunta başkanları, demokrasiden anlamaz, sözden anlamaz, milletin iradesini sakatlamaya heveslenmiş, demokrasiden nasibini almamışlardır.
-Demokrasi ile gelip diktatör olmaya çalışanların bütün emareleri bünyede bulunmaktadır.
Özel, önceki gün ise CHP Kurultayında Erdoğan’a seslenerek, “Korkma, cesaretin varsa çık karşımıza. Seninle de cuntanla da hesaplaşacağız. Milletin kararına hürmet etmeyenler cuntadır. Cuntacısınız, teslim olmayacağız” dedi.
16 BAKAN SOSYAL MEDYADAN SIRAYLA CHP LİDERİNE YANIT VERDİ
CHP lideri Özgür Özel, kurultay konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sert biçimde eleştirdi ve “Türkiye’yi seçimden korkan, rakibinden korkan, milletten korkan bir cunta yönetiyor. Demokratik yollarla o cuntayı dağıtma zamanıdır” dedi.
Özel’in bu sözlerine kabine üyesi 18 isimden 17’si sosyal medya hesaplarından cevap verdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve 16 bakan saat 12.19’dan başlayarak akşam 22.09’a kadar sırayla yanıt verdi.
Sosyal medya hesabı olmayan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ise cunta tartışmasına girmeyen tek isim oldu.
Özel, kurultay konuşmasında İBB’ye yönelik operasyona değindi ve MASAK raporuyla ilgili “Mehmet Şimşek dünyada demokrat görünen gerçekte Türkiye’deki cuntanın mali ayağı olan kişidir.MASAK’ta rapora imza atacak uzman veya kıdemli bulamadılar. Bizzat Mehmet Şimşek’in baskısıyla bir uzman yardımcısına imza attırdılar” dedi.
Şimşek saat 12.19’da yazılı açıklama yaparak bu iddiayı yalanladı.
İŞARET FİŞEĞİ
“Cunta” sözüne ilk cevap da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan geldi ve “Bu dil içindeki “cunta” özlemini başkalarına yansıtma halidir” dedi.
Yılmaz, saat 15.02’de Özel’e cevap verdi. Daha sonra da Bakanlar sıraya girerek arkaya arkaya açıklama yaptı.
Yılmaz’ı Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu 15.11’de açıklama yaparak takip etti. Memişoğlu, “Cunta yönetimi” sözlerini sarf eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamaları hiçbir suretle kabul edilemez” dedi.
Kabine üyeleri daha sonra saat 22.09’a kadar sırayla ‘cunta’ tartışmasına girdiler ve Özel’i eleştirdiler.
Source: Veli Toprak
Oyuncu Metin Yıldız”dan İmamoğlu sessizliğine yanıt: Çok yoğunum
Çok Güzel Hareketler Bunlar” ekibinde yer aldığı skeçlerle tanınan Metin Yıldız, tutuklanan Ekrem İmamoğlu için neden sessiz kaldığı eleştirilerine yanıt verdi. Daha önce İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile çekilmiş bir fotoğraf karesini paylaşan Metin Yıldız, sessizliğinin nedeni olarak film için İmamoğlu”nu aradığını, İmamoğlu”nun ise telefonlarını açmadığını öne sürerek gerekçe gösterdi. “KENDİSİNE OY VERMEK İÇİN 2 BİN KM YOL YAPTIM” Henüz kimse yokken İmamoğlu”nun yanında olduğunu belirten Yıldız, “Kendisine oy vermek için 2 bin km yol yaptım, bir film için kendisini aradım; yazmadı, dönmedi. Tekrar aradım, mail attım fakat maalesef çok yoğundu kendileri. O gün yanında olmayanlarla bir takım sanatsal faaliyetler yürütüyordu.” paylaşımını yaptı. “ÇOK YOĞUNUM” Yıldız, “Neden bir şey paylaşmıyorsun diyenlere… Soran olursa çok yoğunum” yanıtını verdi. Yıldız”ın paylaşımı şöyle: “Merhaba ArkadaşlarGerek sosyal medya hesaplarımdan gerek ise kişisel olarak yoğun bir talep alıyorum bu günlerde.. Vay efendim ben neden sessiz kalıyormuşum vay efendim neden paylaşım yapmıyormuşum vay efendim boykota çağrı yapmıyormuşum vay efendim vay vay ki vay..Neden mi Söyleyeyim ;Fotoğrafta elinde mikrofon olan arkadaşı hiç biriniz tanımıyordunuz..Beylikdüzü Belediye Başkan Adayıydı yıl 2014 yanında ben vardım..KazandıAramadım Bir talepte bulunmadım..2019″da Fatsa”daydım pandemi vardı Her Şey çok Güzel Olacak dedi inandım Anamı Babamı bıraktım 2000km yol yaptım oy verdim..Kazandıİki sene sonraBir sinema filmi Sanat için aradım AçmadıMesaj AttımDönmediKalemini AradımYazmadıCevap geldiBeyefendi YoğunTekrar aradımÇok yoğunMail attımMaalesef çok çok çok yoğun kendileri..Beş senedir Yoğun asla ulaşamıyoruz kendilerine..BakıyorumO gün yanında olmayanlar etrafında hepsi beraber yoğun bir takım sanatsal faaliyetler:)Şimdi buraya yazıyorum Neden bir şey paylaşmıyorsun diyenlere..Soran olursa da söyleyin..Çok Yoğunum..”
Source: Haberler
Mattia Ahmet Minguzzi”nin ailesine ölüm tehditleri yağıyor: Bunlar insan mı diye kuşkulanacaksınız
Türkiye”nin gündemine oturan olay geçtiğimiz ocak ayında İstanbul”un Kadıköy ilçesinde kurulan Salı Pazarı”nda yaşandı. İtalyan Şef Andrea Minguzzi ile Çellist Yasemin Akıncılar”ın 15 yaşındaki oğlu Mattia Ahmet Minguzzi , tanımadığı kişilerce bıçaklanarak öldürüldü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da geçtiğimiz hafta Minguzzi”nin ailesiyle görüşmüş, benzer trajedilerin önlenmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması için alınacak önlemler konusunda talimat vermişti. Minguzzi Ailesi oğullarını kaybetmenin acısını yaşarken, üstüne neredeyse 2 aydır tehdit mesajları alıyor. NTV”nin haberine göre saldırganın arkadaşları olduğunu iddia eden bazı sosyal medya kullanıcıları ölüm tehditleri, tehdit ve hakaret içerikli mesajlar gönderiyor. “AKLINIZA GELEN HER ŞEYİ YAPARIZ” O mesajlarda şu ifadeler yer alıyor: “Yakında öyle şeyler yapacağız ki bunlar insan mı diye kuşkulanacaksınız”, “Size cehennemi yaşatacağız”, “Sokağa çıkamayacaksınız”, “Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok, aklınıza gelen her şeyi yaparız.” ANNEYİ ARAYIP HELALLİK İSTEDİ Ailenin avukatı Rezan Epözdemir, bu mesajlarla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı”na suç duyurusunda bulundu, kamu davası açılmasını talep etti. Bu arada bir kişi, anne Yasemin Akıncılar Minguzzi”nin telefon numarasına ulaştı. Arkadaşının tehdit içerikli mesajlar gönderdiğini, pişmanlık duyduğunu ve helallik istediğini söyledi. Bu kişinin de tanık olarak dinlenmesi istendi. OLAYIN GEÇMİŞİ Mattia Ahmet Minguzzi, 24 Ocak”ta kaykay malzemesi satın almak için gittiği Kadıköy Salı Pazarı”nda kendisiyle aynı yaştaki 2 saldırganın hedefi olmuştu. Ahmet Minguzzi bıçaklanıp yere düştükten sonra da başına tekme darbeleri aldı, hayat mücadelesi ise 14 gün sürdü. Cinayetle ilgili ilk duruşma 10 Nisan”da görülecek. İddianamede sanıkların 24 yıla kadar hapis cezası istendi. Minguzzi Ailesi, sanıkların cezalarında indirim yapılmamasını istiyor.
Source: Çağla Çağlar
Bir kent tedirgin! Apartmanlara bile giriyorlar
Erzincan’ın Tercan ilçesinde vatandaşlar başıboş köpeklerden dertli.
İlçede apartmanlara bile girdiği belirlenen köpekler nedeniyle günlük hayat olumsuz etkileniyor. İlçe sakinleri çocukları konusunda endişeli olduklarını söylerken, köpeklerin geceleri yoğun havlamalarından dolayı uyku sorunu bile yaşandığını dile getirdi.
Vatandaşlar, sorunun çözümü adına Erzincan Valiliği’nden destek beklediklerini belirtti.
İlçede sokak köpeklerinin vatandaşların günlük hayatını ciddi şekilde olumsuz etkilediğini belirten vatandaşlardan Hasan Başar konuyla ilgili şunları söyledi:
“Erzincan’ın Tercan ilçesinde özellikle Atatürk Mahallesi TOKİ Küme Evleri bölgesinde ve ilçe genelinde giderek artan başıboş sokak köpekleri sorunu, vatandaşlarımızın günlük hayatını ciddi şekilde olumsuz etkilemektedir. Söz konusu hayvanlar zaman zaman apartmanlara girerek çevreye rahatsızlık vermekte, çocuklarımızın sokakta güven içinde oynamasını engellemekte, geceleri ise yoğun havlamalar nedeniyle halkın uykusunu bölmektedir. Bu durum, özellikle yaşlılar, çocuklar ve sabit geliri olan aileler için ciddi bir kaygı kaynağı haline gelmiştir.
“VALİLİĞİN DESTEĞİNİ BEKLEMEKTEYİZ”
Ayrıca, çevre il ve ilçelerden Tercan’a çok sayıda sahipsiz ve hastalıklı köpeğin bırakıldığına dair elimizde video kayıtları da bulunmaktadır. Bu durum hem halk sağlığı hem de güvenliği açısından önemli bir risk oluşturmaktadır. Gerekli önlemlerin alınmasını ve ilgili kurumların bu konuda koordineli şekilde çalışmasını yetkililere arz ederim. Bu sorunun çözümü adına Erzincan Valiliği’nin desteğini beklemekteyiz. Mahalle halkı olarak gereğini arz ederiz.”
Source: Mahmut Ekinci
Mattia Ahmet Minguzzi”nin ailesine ölüm tehdidi: Size cehennemi yaşatacağız
İstanbul”un Kadıköy ilçesindeki tarihi Salı Pazarı”nda İtalyan Şef Andrea Minguzzi ile Çellist Yasemin Akıncılar”ın 15 yaşındaki oğlu Mattia Ahmet Minguzzi, 24 Ocak Cuma günü pazarda alışveriş yaptığı esnada tartıştığı B.B. tarafından 5 yerinden bıçaklanmıştı. O sırada yanında bulunan U.B. ise yerde kanlar içinde kalan Minguzzi”yi tekmelemişti. Yoğun bakımda tedavi altına alınan Mattia Ahmet Minguzzi, 14 gün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmişti. MİNGUZZİ AİLESİ TEHDİT MESAJLARI ALIYOR Minguzzi Ailesi oğullarını kaybetmenin acısını yaşarken, üstüne neredeyse 2 aydır tehdit mesajları alıyor. Saldırganın arkadaşları olduğunu iddia eden bazı sosyal medya kullanıcıları ölüm tehditleri, tehdit ve hakaret içerikli mesajlar gönderiyor. “AKLINIZA GELEN HER ŞEYİ YAPARIZ” O mesajlarda şu ifadeler yer alıyor; “Yakında öyle şeyler yapacağız ki bunlar insan mı diye kuşkulanacaksınız”, “Size cehennemi yaşatacağız”, “Sokağa çıkamayacaksınız”, “Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok, aklınıza gelen her şeyi yaparız.” AİLEDEN SUÇ DUYURUSU Ailenin avukatı Rezan Epözdemir, bu mesajlarla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı”na suç duyurusunda bulundu, kamu davası açılmasını talep etti. Bu arada bir kişi, anne Yasemin Akıncılar Minguzzi”nin telefon numarasına ulaştı. Arkadaşının tehdit içerikli mesajlar gönderdiğini, pişmanlık duyduğunu ve helallik istediğini söyledi. Bu kişinin de tanık olarak dinlenmesi istendi. NE OLMUŞTU? Mattia Ahmet Minguzzi, 24 Ocak”ta kaykay malzemesi satın almak için gittiği Kadıköy Salı Pazarı”nda kendisiyle aynı yaştaki 2 saldırganın hedefi olmuştu. Ahmet Minguzzi bıçaklanıp yere düştükten sonra da başına tekme darbeleri aldı, yaşam mücadelesi ise 14 gün sürdü. İLK DURUŞMA 10 NİSAN”DA Cinayetle ilgili ilk duruşma 10 Nisan”da görülecek. İddianamede sanıkların 24 yıla kadar hapis cezası istendi. Minguzzi Ailesi, sanıkların cezalarında indirim yapılmamasını istiyor.
Source: Erdem Aksoy
İzole kabileye kola götüren ABD’li YouTuber tutuklandı
Hint Okyanusu’ndaki Kuzey Sentinel Adası’nda izole bir kabileyle temas kurmak için adaya kola kutusu ve hindistan cevizi bırakan 24 yaşındaki Amerikalı YouTuber tutuklandı.
Kuzey Sentinel Adası, Hindistan hükümetince 2005’te halkın tüm yabancıları düşman görüp saldırması nedeniyle yasak bölge ilan edildi.
Adalılar 2004’teki deprem ve tsunamide yardım götürmeyi amaçlayan bir helikoptere ok ve mızraklarla saldırmıştı.
2006’da avlanmaya gelen iki balıkçı, botlarının adaya yanaşması üzerine öldürülmüştü.
2018’de de sahile inen ABD’li bir misyoner, okla vurulup öldürülmüş, cesedi sahile gömülmüştü.
Sentinel kabilesinin adaya yaklaşık 60 bin yıl önce Afrika’dan Asya’ya göçen insan dalgasıyla birlikte geldiği ve o zamandan izole kaldığı düşünülüyor.
Associated Press‘in haberine göre kabileyle iletişim kurmak isteyen Mykhailo Viktorovych Polyakov adındaki YouTuber, adaya ayak bastıktan iki gün sonra Hindistan yasalarını ihlalden tutuklandı.
Polisin aktardığına göre Polyakov, adaya bir tekneyle navigasyon kullanarak ulaştı. Karaya çıkmadan önce dürbünle adayı inceledi ve yaklaşık bir saat sahilde bekleyip adadakilerin dikkatini çekmek için düdük çaldı, ancak bir yanıt alamadı.
Daha sonra bir kutu kola ve hindistan cevizi bırakıp o anları kamerasıyla kaydetti ve teknesine dönmeden önce adadan kum örnekleri topladı.
Dönüşünde Polyakov’u yerel balıkçılar fark edip yetkililere haber verdi. Genç adam Hindistan’ın Port Blair kentinde tutuklandı.
Sorgulamalarda Polyakov’un yolculuğa başlamadan önce deniz koşulları, gelgitler ve adaya erişim konusunda detaylı araştırma yaptığı, hatta geçen yıl şişme botla adayı ziyaret etmek için iki girişimde bulunduğu ortaya çıktı.
Polyakov, 17 Nisan’da mahkemeye çıkacak. Suçlu bulunması halinde beş yıla kadar hapis ve para cezasıyla karşı karşıya.
Source: aktifhabercom
Martta ölüp, temmuzda dirilmişti: Evsiz adam film gibi hikayesini anlattı! “Kolonyadan sonrası yok”
Türkiye geçtiğimiz günlerde Kadıköy”de sokakta kalan Erol T.”nin başına gelenleri konuştu. Geçen yıl mart ayında aldığı alkol sonucu fenalaşan Erol T.”nin hayatında o gün başka bir pencere açıldı. Öldü olarak kayıtlara geçen temmuzda ayında verdiği ifadeyle yaşadığı ortaya çıkan adam başına gelenleri anlattı. Sabah”ın haberine göre olay günü öğle saatlerinde bir adamın kolonya sattığını söyleyen Erol T., ” Kolonya satın aldım. Sonra da Kurbağalıdere”de oturup içtim. Kimse zorla içirmedi, kimse beni darp da etmedi. En son kendi rızamla kolonyayı içtim sonrasını hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde hastanedeydim ve 1 ay boyunca tedavi olduğumu öğrendim. Şimdi durumum iyi. Olay nedeniyle kimseden şikâyetim yok ” dedi. AĞABEYİ DE YANLIŞ TEŞHİS ETMİŞTİ Kardeşini Adli Tıp Kurumu”nda ölü olarak teşhis eden Erdoğan T. ise uzun süredir Erol T.”nin psikolojik rahatsızlıkları bulunduğunu, tedavi gördüğünü ve kamuya açık alanlarda kaldığını belirterek “Telefonu da olmadığı için kendisinden bir süredir haber alamıyordum. Amcam, kardeşimin parkta ölü bulunduğu haberini verdi. Karakola gidince onlar da aynı bilgiyi teyit etti. Ölümünden sorumlu olan birinden şüphelenmedim. Adli Tıp ve karakolda ölen kişinin kardeşim olduğunu söylediler. Bana gösterilen kişinin kardeşim olduğuna kanaat getirdim.” ifadesini kullandı. HASTANENİN KANTİNİNDE KALMIŞ Cenazeyi teslim alıp memleketleri Aksaray”da babalarının yanına gömdüklerini belirten Erdoğan T., “2 hafta sonra bir bankanın güvenlik görevlisi aradı. Yanında perişan vaziyette birinin olduğunu söyledi. Konuştuğumda kardeşim olduğunu anladım. Bu süre zarfında bir hastanenin kantininde kalmış. Muayene olmak istediğinde “Sen ölüsün” demişler ve böylece durumu anladık. Yanlışlık olduğunu belirtip düzeltilmesi için Bakırköy Adliyesi”ne dilekçe verdik . Nüfus kaydının düzeltilmesi için dava açtık. Kardeşim ölü değil.” diye konuştu.
Source: Çağla Çağlar
İddialar sonrası adeta küplere bindi!
Gazeteci Fatih Altaylı ile Berhan Şimşek arasında çıkan tartışma sürüyor. Altaylı, CHP”nin Olağanüstü Kurultayı’nda genel başkanlık için adaylığını koyacağını açıklayan ancak başvuru süresine yetişemediği aktarılan CHP”li eski milletvekili Berhan Şimşek”i eleştirmişti.
“BÜTÜN KRİTERLERE UYUYOR”
Altaylı, Şimşek için “Ne Saraçhane ne boykot dedi. Bütün kriterlere uyuyor. Kendisini TRT’nin ilk çekeceği dizide başrol olarak görebiliriz” demişti.
“ABA ALTINDAN SOPA GÖSTEREN SENSİN”
Altaylı”nın bu sözlerinden sonra açıklama yapan ve bazı iddialara yer veren Şimşek ise şu ifadeleri kullanmıştı: “Sayın Fatih Altaylı, iktidarın yandaşlığını yıllarca yaptın, CHP il başkanı olduğum dönemde beni arayıp miting ilanını çalıştığın gazeteye vermezsem CHP ile ilgili haber yapmayacağını söyleyerek aba altından sopa gösteren sensin”
“BANA YAPMADIĞI YALAKALIK YOKTU BU HERİFİN”
Altaylı ise Şimşek”in bu iddialarına sert bir şekilde karşılık verdi. Şimşek”in kendisine “yalakalık” yaptığını söyleyen Altaylı şu ifadelere yer verdi:
“Berhan Şimşek Habertürk”e o zaman daimi konuk olarak gelirken hani söylemeye ar ederim ben böyle şeyleri konuşmaktan da hoşlanmam ama bana yapmadığı yalakalık yoktu bu herifin ya! Üstadım üstadım… Siz olmazsanız üstadım… Üstadım, üstadım… Şimdi dönmüş onları yazıyor. Ayıptır ya! İnsanda şu kadar utanma olur yani ben dün burada Berhan Şimşek”den bahsederken dedim ki tanırım da bir düşmanlığım falan da yok dedim yani! İnsanda şu kadar ar haya olmaz mı ya! Dersin ki ya Fatih Bey geçmişimizin hatırına bana niye bir ağır yazdınız falan…
“BELKİ HAYATTA İLK DEFA BU OLAYLA İLGİLİ ARADIM KENDİSİNİ”
Eleştirmiş ama yalan söylenir mi ya. HTS kayıtlarını çıkarsınlar ben bir gün Berhan Şimşek’i aramış mıyım ya! Allah aşkına çıkarsınlar ya! Dediğim gibi aramışsam da hiç hatırlamıyorum ama aramışsam da beni aradığı için dönmüşümdür. Belki hayatta ilk defa bu olayla ilgili aradım kendisini.
“HAPİSTEKİ ÇOCUKLARLA İLGİLİ TEK TWEET ATTI MI?”
Bütün Habertürk”tekiler görüyordu. ‘Üstadım, aman efendim…’ Ya onu bunu bıraksın onu bunu bıraksın! Bu Berhan Efendi hapisteki çocuklarla ilgili tek tweet attı mı, tutuklanan CHP”li belediye başkanıyla ilgili tek bir kelime söyledi mi? Bir yere çıkıp bir şey söyledi mi? Bir ona cevap versin.
“YALANCIYA NE DİYEYİM, YALANCIYA NE CEVAP VERECEKSİN”
Benimle ilgili meseleyi ben takmıyorum. Yalancı, haysiyetsizliğe ben bir şey demem. Yalancılığa ne diyeyim yalancıya ne cevap vereceksin! Ama bu sorularıma cevap versin! Kardeşim bir açıkla o delegeleri sana imza verenleri açıklayabiliyorsan.
“SEN BU KONUDA NE YAPTIN BERHAN ŞİMŞEK, ONU ANLAT ÖNCE”
Ama esas mesele şu. Sen bütün bu olaylar olurken, gençler coplanırken, gençler gözaltına alınırken, gençler hapse atılırken, neferi olduğun partinin belediye başkanı tutuklanırken sen ne yaptın? Benimle ilgili mesele beni ilgilendirir. Yalancıya ne yapabilirsin ki? Ama sen bu konuda ne yaptın Berhan Şimşek sen onu anlat önce”
Source: Melih Kadir Yılmaz
Necati Şaşmaz suskunluğunu boykot listesindeki mekana giderek bozdu
Türk televizyon tarihine ismini altın harflerle yazdıran Kurtlar Vadisi dizisinin başrolü Necati Şaşmaz, uzun bir aradan sonra sosyal medya sayfasından yeni bir paylaşım yaparak sessizliğini bozdu. BOYKOT LİSTESİNDEKİ MEKANA GİTTİ Şaşmaz, kalabalık arkadaş grubuyla CHP lideri Özgür Özel”in boykot listesinde yer verdiği Nusret isimli mekanda boy gösterdi. Şaşmaz”ın paylaştığı kare kısa süre içinde binlerce etkileşim aldı. Necati Şaşmaz”ın takipçileri, “Seni çok özledik usta”, “Ekranlara ne zaman dönüyorsun”, “Polot Alemdar boykot dinlemedi” gibi yorumlarda bulundu. CHP LİDERİ BOYKOT ÇAĞRISINDA BULUNMUŞTU CHP lideri Özgür Özel Meltepe”deki mitingde Nusret”i de boykot listesine aldıklarını söylemişti. VEFA ÖRNEĞİ GÖSTERMİŞTİ Necati Şaşmaz son olarak Kurtlar Vadisi dizisinin yapımcısı ve yönetmeni Osman Sınav”ın cenazesinde kameralara yansımıştı. Şaşmaz şunları söylemişti: 397 bölüm oynadım, ömrümün 20 yılı bununla geçti. Değerli ancak çok yorucu bir işti. Bir ara verelim diye düşünmüştük. Artık tekrar istenmeye başladı dizi. Nasipse olacak.
Source: Haberler
Guardiola”yı çıldırtan küfürler! İngiltere ayağa kalktı…
Manchester City Teknik Direktörü Pep Guardiola, Manchester derbisinde Phil Foden’a yönelik edilen çirkin tezahüratlar nedeniyle Manchester United taraftarlarını sert sözlerle eleştirdi.
Old Trafford’da oynanan ve 0-0 sona eren Premier League derbisinde, futbol sahasından çok tribünlerde yaşananlar konuşuldu. Maç sırasında bazı Manchester United taraftarlarının, “Annen şişman bir s…” şeklindeki tezahüratlarla Foden’ı hedef alması büyük tepki çekti. İngiltere”de haftaya damga vuran olay tüm gazete manşetlerine taşındı.”
Guardiola maç sonu yaptığı açıklamada, bu sözleri sarf eden kişiler için “Bunlar Manchester United’ı değil, insanları temsil ediyor. Bu davranış tamamen sınıf eksikliği ve ahlaksızlık örneği. Böyle bir şeyden utanmalılar” ifadelerini kullandı.
“BU NASIL BİR ZİHİN YAPISI!”
Basın toplantısında konuşan Guardiola, futbolcuların ve antrenörlerin her an toplum önünde olduğunu ve bu tür saldırıların kabul edilemez olduğunu vurguladı:
“Dünyanın her yerinde göz önündeyiz; menajerler, başkanlar, futbolcular… Ama özellikle futbolcular. Phil’in annesini hedef almak… Bu nasıl bir zihin yapısıdır? Gerçekten anlamıyorum.”
“FODEN BEKLENTİLERİN ALTINDA KALDI”
Geçen sezonun PFA Yılın Oyuncusu seçilen Foden, bu sezon beklentilerin altında kaldı. 24 yaşındaki yıldız oyuncu, derbi mücadelesinde de etkisizdi ve en net pozisyonlardan birini kaçırdıktan sonra 60. dakikada oyundan alındı.
Bu sezon Premier League’de yalnızca 7 gol ve 2 asistle oynayan Foden, geçen yılki performansının oldukça gerisinde.
“KALİTESİNDEN ŞÜPHEM YOK”
Guardiola, Foden’ın performansına dair şu sözleri ekledi:
“Takım olarak geçen sezonki seviyemizi yakalayamayınca, doğal olarak bireysel performanslar da etkileniyor. Foden’ın kalitesinden şüphem yok ama şu an genel olarak o standardı tutturamıyoruz.”
Phil Foden’a yönelik bu çirkin tezahüratlar sonrası futbol dünyasında büyük tepki oluşurken, Manchester United yönetiminin olayla ilgili nasıl bir tavır alacağı merak konusu.
Source: Derleyen: Ümit Genç
Bu köyde yaşayan herkes sağır ve dilsiz! Dışarıdan gelenler iletişimde zorlanıyor, sağlam insan yok!
Samsun”un Alaçam ilçesi Gökova Mahallesi”nde sağır ve dilsiz oranı endişe verici seviyede. Alaçam ilçe merkezine yaklaşık 40, Samsun şehir merkezine ise 120 kilometre uzaklıkta bulunan Gökova Mahallesi, sağır ve dilsiz sayısının fazlalığı ile dikkat çekiyor. Mahallede doğan yeni nesillerde de aynı engellerin görüldüğü, bebeklerin sağır ve dilsiz olarak dünyaya geldiği ifade ediliyor. Mahalledeki vatandaşların büyük çoğunluğu işaret diliyle iletişim kurarken, bu durumun neden kaynaklandığı konusunda ise net bir bilgi bulunmuyor. Akraba evliliklerinin bu duruma sebep olduğu ihtimali üzerinde durulsa da, mahalle sakinleri farklı nedenlerin de etkili olabileceğini söylüyor. Mahallesindeki durumu anlatan Gökova Mahallesi Muhtarı Eyüp Tozun, Mahallemiz ilçeye oldukça uzak. Bu nedenle çeşitli sıkıntılar yaşıyoruz. Mahallemizde engelli, sağır ve dilsiz sayısı çok fazla. 100-120 kişi yaşıyor, yarısı engelli. Bu durumun akraba evliliğinden değil, sağlıksız su kaynaklarından kaynaklandığını düşünüyorum. Biz mahalleli olarak işaret diliyle anlaşmayı öğrendik. Dışarıdan gelenler ise iletişimde zorlanıyor. 9 kardeşiz, 4″ü engelli. Sağlam insan neredeyse yok açıklamasında bulundu. Mahalle sakinlerinden 85 yaşındaki Satı Tozun, 4 engelli çocuğum var. Ayrı yaşayan çocuğumun da 3 çocuğu var, hepsi sağır ve dilsiz. Görümcemin de engelli çocukları var. Bu köy tamamen engelli dolu ifadelerini kullandı. Gökova Mahallesi”nde yaşayan Rahmi Çizin, Mahallemizde toplamda 48 engelli birey var. Hepsi bakıma muhtaç. Suyumuz yok, sıkıntıdayız. Bu durum akraba evliliğinden mi, yoksa sudan mı kaynaklanıyor, bilmiyoruz ama köyde engelli oranı çok yüksek. Hepsi de bakıma muhtaç şeklinde konuştu.Mahalle sakinlerinden Ali Tüzün ise Bu mahallenin büyük bir kısmı engelli. Geçinmeleri çok zor. Devletten yardım alıyorlar ama yeterince ilgi gösterilemiyor. İşaret diliyle anlaşıyorlar, biz de zamanla alıştık diye konuştu.
Source: Gazetevatan.com
Türkiye”de eşi yok! Samsun”un sır dolu köyü… Dilleri değil sadece elleri konuşuyor
Samsun”un Alaçam ilçesine bağlı Gökova Mahallesi, Türkiye”de eşi benzeri olmayan bir vakaya ev sahipliği yapıyor. Köyde neredeyse her hanede sağır ve dilsiz vatandaş var. Mahallede doğan yeni nesillerde de aynı engellerin görüldüğü, bebeklerin sağır ve dilsiz olarak dünyaya geldiği ifade ediliyor . Mahalledeki vatandaşların büyük çoğunluğu işaret diliyle iletişim kurarken, bu durumun neden kaynaklandığı konusunda ise net bir bilgi bulunmuyor. Akraba evliliklerinin bu duruma sebep olduğu ihtimali üzerinde durulsa da, mahalle sakinleri farklı nedenlerin de etkili olabileceğini söylüyor. MAHALLELİ İŞARET DİLİYLE ANLAŞIYOR Mahallesindeki durumu anlatan Gökova Mahallesi Muhtarı Eyüp Tozun, “Mahallemiz ilçeye oldukça uzak. Bu nedenle çeşitli sıkıntılar yaşıyoruz. Mahallemizde engelli, sağır ve dilsiz sayısı çok fazla. 100-120 kişi yaşıyor, yarısı engelli. Bu durumun akraba evliliğinden değil, sağlıksız su kaynaklarından kaynaklandığını düşünüyorum. Biz mahalleli olarak işaret diliyle anlaşmayı öğrendik. Dışarıdan gelenler ise iletişimde zorlanıyor. 9 kardeşiz, 4″ü engelli. Sağlam insan neredeyse yok” açıklamasında bulundu. TORUNU, ÇOCUĞU… HEPSİ ENGELLİ Mahalle sakinlerinden 85 yaşındaki Satı Tozun, “4 engelli çocuğum var. Ayrı yaşayan çocuğumun da 3 çocuğu var, hepsi sağır ve dilsiz. Görümcemin de engelli çocukları var. Bu köy tamamen engelli dolu” ifadelerini kullandı. SUÇLU SU OLDU! Gökova Mahallesi”nde yaşayan Rahmi Çizin, “Mahallemizde toplamda 48 engelli birey var. Hepsi bakıma muhtaç. Suyumuz yok, sıkıntıdayız. Bu durum akraba evliliğinden mi, yoksa sudan mı kaynaklanıyor, bilmiyoruz ama köyde engelli oranı çok yüksek. Hepsi de bakıma muhtaç” şeklinde konuştu.
Source: Çağla Çağlar
İmamoğlu döneminde haksız suçlama yüzünden intihar etmişti! Eşi konuştu: “Türkiye büyük bir beladan kurtuluyor”
Ekrem İmamoğlu “nun Beylikdüzü Belediye başkanlığı döneminde belediyede veznedar olarak görev yapan Yaşar Uçar, ‘Zimmetine para geçirmek” suçlamasıyla karşı karşıya kalarak mobbing ve baskılar sonucunda 29 Ocak 2019″da intihar etti. O dönemde yaşananları anlatan Uçar”ın eşi Arzu Turgut Uçar, eşine iftira atıldığını söyleyerek söz konusu olayda kullanılan bilgisayarın hard diskinin kullanılamaz hale getirildiğini ve delillerin karartıldığını öne sürdü. 6 yıldır hukuk mücadelesini sürdürdüğünü ifade eden Arzu Turgut Uçar, “Sesimi duyuramıyordum ama sosyal medyada attığım bir mesaj üzerine tüm Türkiye sesimi duydu. Ekrem İmamoğlu”nun annesinin bir videosunu gördüm. Altına bir yorum yaptım ve tüm Türkiye sesimi duydu.” dedi. “İÇİM SOĞUSUN İSTİYORUM” 6 senedir çocuklarının bayramlarda babalarının mezarını ziyarete gittiğini kaydeden Uçar, ” 160 bin lira için eşimin ölümüne neden olanlar, eşimin intihar etmiş halini çocuklarımın görmesine neden olanlar bunun hesabını verecek. İçim soğusun istiyorum. 2 çocuğum var benim o zamanlar 14 ve 17 yaşındaydılar. O yaştaki çocuklarım babalarını ipte sallanırken gördü. Benim eşime o dönem yapılan suçlama, o dönem bir kooperatif gelerek ödeme yapıyor. Tamer Yaman isimli eşimin veznedar arkadaşı tahsilatı yapıyor. 13.58″de de makbuz iptal edilmiş görünüyor. 13.58″de de bilgisayar başında görünen eşim. Ancak şöyle bir durum var, o esnada eşimin bilgisayar başına bulunması makbuzu onun iptal ettiği anlamına gelmiyor. Bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere bilgisayarlara uzaktan erişim var. Eşim zaman zaman bilgisayarlarda donma ve ekranda kararmalar olduğunu söylüyordu. Dolayısıyla bu, bilirkişi raporunda da söylediği gibi Yaşar Uçar”ı suçlu duruma getirmiyor” şeklinde konuştu. “DELİL KARATMA YAPILDI” Delil niteliğinde olan bilgisayarın hard diskinin bozularak delil karatma yapıldığını iddia eden Uçar, “Belediye burada suçlu çünkü bilirkişi raporunda belirtildiği gibi eşimin kullandığı bilgisayarın hard diski elektrik verilerek kullanılamaz hale getiriliyor. Daha sonra belirli kurumlarda bunun kurtarılabileceği söyleniyor fakat savcılık geri belediyeye teslim ediyor ve belediye daha çok kullanılamaz hale getiriyor. Kesinlikle delil karartma var. Ve diğer veznedarın kullandığı bilgisayarda tamamen sıfırlanıyor. Böyle bir kurumda bilgisayar neden var? Yüzlerce bilgisayarın olduğu bir yerde nasıl bir olaya karışan bilgisayarın hard diski zarar görüyor. Daha ne gibi makbuzlar iptal edildi de neler kapatılmaya çalışıldı” diye konuştu. “EŞİME MOBBING UYGULANDI” Eşi Yaşar Uçar”ın suçlamaları kabul etmesi için psikolojik baskı da gördüğünü ifade eden Uçar, “Neden olay savcılığa yansıdığı halde eşime böyle bir mobbing uygulandı. “13 yılla 15 yılla yargılanırsın”, ‘maaşına bloke konulur”, ‘emekliliğin yanar” denilerek suçlamaları kabul etmesi istendi. Bunu kabul et yoksa emekliliğin yanacak dediler çünkü dosyayı savcılıktan geri almak istiyorlar, itiraf etti kabul etti kapandı diyerek. Çünkü dosya kapanmazsa bilgisayarlar alındığı zaman altından başka şeyler de çıkacaktır. Eşime inanılmaz bir baskı yapılıyor” diye konuştu. “TÜRKİYE BÜYÜK BİR BELADAN KURTULUYOR” Konuşmasının devamında Uçar, ” Ben zamanında Ekrem İmamoğlu”na inanmış bir kişiydim. Bu yanlıştan döndüm. Ben Türkiye adına seviniyorum. Türkiye büyük bir beladan kurtuluyor bence. Beni çok yargılayan olacaktır ama ileride anlayacaklar. Ben bu süreçte anladım. Ben böyle bir şey yaşadım diye anlamadım. Ben bu süreçte gördüğüm bilgi ve belgelere dayanarak bunları söylüyorum” dedi.
Source: Mahmut Ekinci
CHP, DEM ve İyi Partililer bile destek vermedi! Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu”na soğuk duş
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu”nun “yolsuzluk” ve “terör” soruşturması kapsamında gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasıyla Türkiye”de siyaset gündemi hareketlendi. Bunun ardından CHP lideri Özgür Özel bazı markalara yönelik “boykot” çağrısı yaptı. Ayrıca 2 Nisan tarihinde ülke genelinde alışveriş yapmama çağrısı yapıldı. Ancak Özel”in çağrısı karşılık bulmadı. BOYKOT GÜNÜNDE 2 KAT FAZLA ALIŞVERİŞ YAPILDI Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre, 2 Nisan”da alışveriş tutarı 28 milyar TL oldu. Bu rakam, bayramın son günü olan 1 Nisan’daki 14 milyar TL’lik harcamanın tam iki katına denk geldi. VATANDAŞ ÖZEL”İN ÇAĞRISINA TEPKİLİ Asal Araştırma tarafından 21-28 Mart tarihleri arasında 26 ilde 2 bin kişi ile yapılan ankette vatandaşa Özel”in boykot çağrısı soruldu. Özel”in çağrısına karşılık vermeyen halk, bu tutumu da yanlış buldu. DESTEK ORANI SADECE YÜZDE 29 “Boykot çağrılarını doğru buluyor musunuz?” diye sorulan ankete katılanların büyük çoğunluğunun cevabı “Hayır” oldu. Ankete katılanların yüzde 57,3″ü “Hayır”, yüzde 29,1″i “Evet” cevabının verirken, yüzde 13,6″lık kesimde “Fikrim yok” dedi. PARTİLERE GÖRE “HAYIR” DİYENLERİN ORANI Ankette AK Parti ve MHP”lilerin büyük çoğunluğu “Hayır” cevabını verdi. “Hayır” diyen AK Partililerin oranı yüzde 77,5, MHP”lilerin oranı ise yüzde 79,2 oldu. CHP”lilerin yüzde 14,5″i, DEM Partililerin yüzde 53,7″si, İyi Partililerin yüzde 60,3″ü boykot çağrılarına destek vermedi.
Source: Mesut Şahin
Doğum yardımı başvuru nasıl yapılır? Doğum yardımı kaç TL, başvuru şartları neler? (Çocuk yardımı 2025)
2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesinin ardından yürürlüğe giren doğum yardımı uygulaması, 1 Ocak 2025 itibarıyla resmen başladı. Resmi Gazete’de yayımlanan düzenlemeye göre Türkiye’de doğan her çocuk için devlet destek ödemesi yapılacak. Yeni sistem, özellikle ekonomik açıdan destek arayan aileler için önemli bir sosyal yardım adımı olarak öne çıkıyor. Doğum yardımı başvurusu nasıl yapılır? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, doğum yardımı başvurularının bugünden itibaren başladığını duyurdu. Bakan Göktaş, yardımların öncelikli olarak e-Devlet kapısı üzerinden alınacağını, bu platforma erişimi olmayan vatandaşların ise Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ile Sosyal Hizmet Merkezleri tarafından destek alabileceklerini belirtti. Doğum yardımı kaç TL?
Doğum yardımı kapsamında ödenecek tutarlar çocuk sayısına göre değişiyor: → İlk çocuk için tek seferlik 5.000 TL, → İkinci çocuk için aylık 1.500 TL, toplamda 60 ay boyunca,
→ Üçüncü ve sonraki çocuklar için ise aylık 5.000 TL ödeme yapılacak. Bu destekler, herhangi bir ön koşul olmaksızın Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu aracılığıyla annelerin hesaplarına aktarılacak. Ödemeler, çocuğun doğum tarihinden itibaren geçerli olacak. Başvuru şartları neler? Başvuru süreci şu adımlarla ilerleyecek:
→ Doğumun ardından çocuğun KPS (Kimlik Paylaşım Sistemi) üzerinden kaydının tamamlanması, → “Doğum Yardımı Başvuru Dilekçesi”nin eksiksiz şekilde doldurulması, → Başvurunun ilgili kuruma ulaştırılması.
Source: Dünya Gazetesi
KKTC”de EOKA zulmünün toplumsal hafızadaki yerinin korunması gerekiyor
Uluslararası Final Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Ulvi Keser, AA muhabirine, Kıbrıs Türk halkına yönelik katliamlarıyla tanınan EOKA”nın tarihini ve güncel durumunu değerlendirdi.Keser, Yunanlıların EOKA”yı unutmadığı ve onun sürekliliğinden yararlanmasına karşın Türk halkının belleğinde EOKA”nın olması gerektiği gibi diri tutulmadığını belirterek “Yunanlar suyun gücünden değil sürekliliğinden yararlandı. Onlar EOKA”yı hep yaşattılar, unutturmadılar. Biz ise ne yazık ki unuttuk. Romalı General Cato”nun “Kartaca yıkılmalıdır” dediği gibi biz de her platformda bu örgütle ve ideolojisiyle hesaplaşmalıyız. Aksi halde geçmişin kanlı gölgeleri geleceğimizi tehdit etmeye devam eder.” dedi.EOKA”nın Kıbrıs Türklerine yönelik katliamlarla dolu geçmişinin bugün Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından çerçevesi tamamen değiştirilerek sunulduğunu belirten Keser, EOKA”nın yıl dönümünün devlet törenleriyle anıldığını ve heykeller, anıtlar, pullar, paralarla EOKA kahramanlaştırıldığını söyledi.Ulvi Keser, Tarihte Türklere karşı işlediği barbarca suçlar ile adı anılan ve terör örgütü olarak tanınan EOKA”nın kuruluşunun 70″inci yılı münasebetiyle bu yıl yapılan kutlamalarda Rum lider Nikos Hristodulidis”in eski EOKA üyeleriyle buluşarak “EOKA ruhunu yaşatacağız!” dediğini anımsatarak devlet kurumlarının, sivil toplumun ve medyanın o dönem yaşananlarının Türk toplumunun hafızasındaki yerinin korunması için hep birlikte çalışması gerektiğini ifade etti.- “EOKA KURUCULARINDAN GRİVAS, ANADOLU TÜRKLERİNE KARŞI DA SAVAŞTI”EOKA”nın 1 Nisan 1955″te Kıbrıs”ta silahlı eylemlere başlayan ve amacı Kıbrıs”ın Yunanistan”a ilhakı olan bir yeraltı örgütü olduğunu ve örgütün ideolojik arka planının “Megali İdea” olarak bilinen büyük Yunanistan hayaliyle ilintili olduğuna dikkati çeken Keser, bu örgütün, sadece siyasi bir amaç uğruna değil, aynı zamanda “Kıbrıs Türk halkına yönelik sistematik bir etnik temizlik ve soykırım hedefiyle şekillenmiş ideolojik bir proje” olduğunu vurguladı.Prof. Dr. Keser, 2. Dünya Savaşı sonrasında Yunanistan”ın, önce İtalyanlar ardından da Nazi Almanyası tarafından işgale uğradığını ve ardından da kendi içinde son derece kanlı bir iç savaşa sürüklendiğini anımsatarak şöyle konuştu:”Bu dönem, Yunan tarihinde “Megali Limos” yani “Büyük Açlık” olarak anılan en trajik dönemlerden biridir. Ekonomi tamamen çökmüş, sanayi ve tarım üretimi durmuş, ithalat-ihracat durmuş, eğitim kurumları ilkokuldan üniversiteye kadar kapanmış, para birimi olan drahmi tamamen değersizleşmişti. Halk, açlıkla mücadele ediyordu. Ortalama kadınlar 20-25 kilogram civarındaydı, doğurganlık sıfıra inmişti. İnsanlar un ve yağ için 15-20 saat kuyruklarda bekliyordu, devlet günde yalnızca 6 gram un verebiliyordu.”Yunanistan”ın bu felaketten toparlanmaya çalıştığı dönemde İngiltere”nin ittirmesiyle 1950″de, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi”ne başvurarak Kıbrıs”ın Yunanistan”a verilmesini talep ettiğini ancak bu talebin reddedildiğini kaydeden Ulvi Keser, bunun üzerine, sadece Kıbrıslı Rumların katıldığı göstermelik bir referandum düzenlendi ve bu oylamanın sonucuna dayanarak, “Kıbrıslı halk Kıbrıs”ın Yunanistan”a bağlanmasını istiyor” iddiası ortaya atıldığını anlattı.Keser, sadece Rumların katıldığı referandumun ardından ortaya atılan iddiaların dünya kamuoyunda karşılık bulmaması neticesinde silahlı mücadelenin devreye sokulduğuna işaret ederek şunları söyledi:”EOKA”nın şekillenmesi, esasen 1952 yılında Makarios (3. Makarios, doğum adı Mihail Muskos) ile Yunan subayı Yorgos Grivas”ın Atina”daki buluşmasıyla başlar. Grivas, daha önce Yunan ordusunda görev yapmış bir subaydı ve aynı zamanda Milli Mücadele sırasında Batı Anadolu”nun işgalinde Türk halkına karşı savaşmıştı. Dolayısıyla sadece Kıbrıslı Türklere değil, Anadolu halkına da silah doğrultmuş bir isimdi. Bu iki kişi yani Makarios ve Grivas, 1952-55 arasında EOKA”nın altyapısını oluşturdu. Bu süreçte Yunan hükümetinin desteğiyle örgüte silah ve mühimmat sağlandı. Çekirdek kadro Yunan subaylarından oluşuyordu. 1955″te, adanın çeşitli bölgelerine yayılarak ilk eylemlerine başladılar.”- “EOKA”NIN FESHİ KAĞIT ÜZERİNDEYDİ”EOKA”nın örgüt ideolojisinin merkezinde etnik temizlik hedefinin olduğu ve sadece Türkler değil kendilerine destek vermeyen Rumları dahi hedef haline getirdiğini kaydeden Keser, örgütün tali hedefinin İngiliz yönetimini adadan çıkarmak asıl hedefinin ise adadaki Türk varlığını yok ederek Kıbrıs”ı tamamen Yunanlaştırmak olduğunu belirtti.Keser, EOKA kurucularından Grivas”ın Yunan halkı Nazi işgali altındaki Yunanistan”da Almanlara karşı direniş örgütleri kurarken Nazilerle işbirliği teklifinde bulunduğu ancak Nazilerin bu teklifi ciddiye almadığını ve normal şartlarda idamla cezalandırılması gereken bu davranışına rağmen savaş sonrası Grivas”a Yunan devleti tarafından madalya verirken emekli yarbaylıktan korgeneralliğe yükseltildiğini ifade etti.EOKA”nın sadece siyasi faaliyetler yürütmeyip adeta “insan avı”na çıkan bir örgüt olduğunu anlatan Prof. Dr. Keser, örneğin gazeteci kimliğiyle bilinen Nikos Samson”un, sokak ortasında sırtından insanları vurarak öldürüp, sonra fotoğraflarını çekip ertesi gün kendi gazetesinde yayımladığını aktardı.Keser, 1960 yılında örgütün resmi olarak kendisini feshetmesinin sadece kağıt üzerinde bir fesih olduğuna ilişkin değerlendirmelerde bulunarak sözlerini şöyle tamamladı:”EOKA”nın faaliyetleri arasında Türk köylerine pusu kurmak, otobüsleri kaçırmak, işçilerle dolu araçları katletmek gibi sistematik saldırılar vardı. Sinde (İnönü) köyündeki işçi otobüsüne yapılan saldırı, Larnaka”dan kaybolan otobüsler gibi olaylar, hala hafızalarda canlıdır. 1960″ta Kıbrıs Cumhuriyeti kurulunca EOKA resmi olarak feshedildi. Ancak bu sadece kağıt üzerindeydi. Örgüt üyeleri devletin en üst kademelerine yerleştirildi. Örneğin Tasos Papadopoulos, ileride Cumhurbaşkanı oldu. EOKA”nın kurucu kadrosundan Polykarpos Yorgacis İçişleri Bakanı yapıldı. Kendisi ayrıca Akritas isimli derin devlet yapılanmasını kurdu. Bu örgüt, 1963 Kanlı Noel olaylarının faili olan Akritas Planı”nın uygulayıcısıydı.EOKA-B adıyla 1970″lerde yeniden organize olan örgüt, Nikos Samson”un darbesine giden süreci başlattı. Bu dönemde Rum faşist Albaylar Cuntası, Makarios”a karşı darbe düzenledi. Sonuç, Türkiye”nin 1974″te garantörlük hakkını kullanarak başlattığı Kıbrıs Barış Harekatı oldu. Ancak asıl trajedi, bu süreçte yaşanan sivil katliamlardı. Muratağa, Sandallar, Atlılar, Taşkent gibi köylerde kadın, çocuk, yaşlı demeden siviller katledildi. EOKA ideolojisi, sadece Türklere değil, aynı zamanda kendi halkına da yöneldi. Solcu, komünist, farklı düşünen Rumlar da örgütün hedefindeydi.”
Source: Www.star.com.tr
Hollanda”da Müslümanlara sistematik ayrımcılık
Baldewsingh, Utrecht Üniversitesi ve Regioplan Araştırma Bürosu tarafından hazırlanan ve Hollanda”daki Müslümanlara yönelik ayrımcılığı ele alan raporu, AA muhabirine değerlendirdi.Raporun kendi talebi üzerine hazırlandığını belirten Baldewsingh, “2022”de bu araştırmanın yapılmasını talep etmiştik, sonunda bu araştırma yapıldığı için memnunum. Sonuçlar hakkında heyecanlı değilim çünkü hepimiz Hollanda”da Müslümanlara yönelik ayrımcılığın son birkaç yılda muazzam şekilde arttığını biliyoruz.” diye konuştu.- “MÜSLÜMANLARIN AYRIMCILIĞA UĞRAMASI ÇOK SİSTEMLİ HALE GELDİ”Baldewsingh, ülkedeki Müslümanlara yönelik ayrımcılıkta artık münferit olaylardan söz edilemeyeceğini vurgulayarak “Bir kalıptan bahsedebilirsiniz. Şu anda Müslümanların ayrımcılığa uğraması çok sistemli hale geldi. Bunu elbette insanlarla kişisel temaslarımda da duydum.” ifadelerini kullandı.Ayrımcılığın sadece kişiden kişiye temasla sınırlı olmadığını belirten Baldewsingh, şöyle devam etti:”Ayrımcılık farklı biçimlerde geliyor, kurumsal olarak da gelebiliyor. Bu rapor, Müslümanlara yönelik ayrımcılığın toplumumuzun tüm kesimlerinde normalleştiğini gösteriyor ve bu, beni çok endişelendiriyor.”Baldewsingh, Müslümanlara yönelik ayrımcılığın sonuçlarının yalnızca bu insanlar için değil, bir bütün olarak toplum için de çok rahatsız edici olduğunu vurguladı.- “ÖZEL SEKTÖR İŞ YERLERİNİ KAPSAYICI HALE GETİRMELİ”Özellikle başörtüsü takan Müslüman kadınların eğitim ve iş piyasasında daha fazla ayrımcılığa maruz kaldığına ilişkin değerlendirmede bulunan Baldewsingh, özel sektörün iş yerlerini mümkün olduğunca kapsayıcı hale getirmek için çaba göstermesi gerektiğini belirtti.Baldewsingh, “Bu, Müslüman kadınları istihdama çekmek ve entegre etmek için çok spesifik bir politikaya sahip olmaları gerektiği anlamına geliyor. Şu anda bunu yapmıyorlar çünkü çok fazla engel var. Engellerden biri de gerçekten başörtüsüdür. Başörtüsü takıyorsanız, polis teşkilatına katılmanıza izin verilmiyor. Belirli işlere katılmanıza izin verilmiyor ve bu, çok ayrımcı bir durum.” dedi.Özel sektöre çağrıda bulunan Baldewsingh, “Özel sektör, kapsayıcı bir organizasyon olmak istiyorsa herkesi bünyesine katmak için her türlü çabayı göstermelidir. Farklı bakış açılarından bir organizasyon, özel sektör oluşturmak çok önemlidir. Bakış açıları sayesinde topluma ve insanlara şu anda olduğundan daha iyi hizmet verebilirsiniz.” diye konuştu.- “ZOR ZAMANLAR OLACAĞINI ÖNGÖRÜYORUM”Baldewsingh, ABD”de özellikle Donald Trump yönetiminin özel sektördeki çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık programlarını defalarca hedef aldığını söyledi.Avrupa”daki şirketlerden de bu tür kapsayıcılık politikalarını terk etmelerini istemesinin ardından ayrımcılık vakalarının daha da artabileceği uyarısında bulunan Baldewsingh, “ABD”de olan burayı da etkiliyor.” dedi.Baldewsingh, ayrımcılık trendinin devam ettiğini ve Hollanda”nın ayrımcılık vakalarında Avrupa ülkeleri arasında üst sıralarda yer aldığını kaydetti.Zor zamanlar yaşanacağını düşündüğünü kaydeden Baldewsingh, “Amerika Birleşik Devletleri”nde olan şey, burada Avrupa”da ve Hollanda”da da çok belirgin olacak. Bu nedenle, bu gelişmeler çok endişe verici dedim ve bunun Hollanda”daki daha geniş insan grupları için bir sonucu olacak.” ifadelerini kullandı.Baldewsingh, “Hedef olacak kişilerin, örneğin siyahi insanlar, Müslümanlar, kadınlar ve sadece Müslüman kadınlar değil, genel olarak kadınlar ve cinsiyet gruplarının büyük ölçüde hedef alınacağını bekliyorum. Bu eğilimi sadece ABD”de değil, Almanya”da ve elbette Hollanda”da da görüyorsunuz.” değerlendirmesinde bulundu.- “RAPORUN BULGULARINI KONUŞMAK DAHİ İSTEMİYORLAR”Hollanda parlamentosundaki sağcı kanat politikacıların raporu tartışmak istemediklerini ve raporu kötüleyerek çerçevelediklerini belirten Baldewsingh, şöyle devam etti:”Sağcı politikacıların yaptığı şey bu. Sadece toplumumuzdaki belirli bir grubu ihmal etmekle kalmıyorlar, aynı zamanda bu raporun bulgularını konuşmak dahi istemiyorlar çünkü bunun hakkında konuşmamak onlar için daha iyi. Ancak bu elbette sorunun çözüldüğü anlamına gelmiyor. Tam tersine, sorun giderek büyüyor ve bir noktada uzaklaşmanın sonuçlarıyla karşı karşıya kalacağız.”Baldewsingh, “Tahminim, Müslümanlar için zor zamanlar olacağı yönünde yani Müslümanlar ve özellikle toplumumuzdaki Müslüman kadınlar için daha zor bir zaman olacak. Bir toplum olarak bunun farkında olmalıyız ancak hükümetlere bunun uygun olmadığına dair bir sinyal vermek için sorumluluklarımızı da almalıyız.” diye konuştu.- HOLLANDA”DA MÜSLÜMANLARA YÖNELİK AYRIMCILIK RAPORU: SİSTEMATİK, YAYGIN VE NORMALLEŞMİŞUtrecht Üniversitesi ve Regioplan Araştırma Bürosu tarafından hazırlanan ve geçen ay yayımlanan kapsamlı rapor, Hollanda”daki Müslümanlara yönelik ayrımcılığın “sistematik, yaygın ve toplumun tüm katmanlarında normalleştiği”ni ortaya koydu.Raporda, Müslümanlara yönelik ayrımcılığın münferit olaylar olmaktan çıkıp bir yapı haline geldiği belirtildi. Raporda, Aralık 2023-Aralık 2024 döneminde Hollandalı Müslümanlarla yapılan görüşmeler ve daha önce yayınlanan çok sayıda araştırma ve çalışma sonuçlarının incelendiği kaydedildi.Araştırmacılar, Müslümanların sadece komşular ve sokaktaki günlük temaslarda değil devlet kurumlarında, eğitimde, iş yerlerinde, bankalarda, sağlık sektöründe ve konut piyasasında da ayrımcılığa maruz kaldığını vurguladı.Raporda, Müslümanların “kurumsal aşırı gözetim” mağduru oldukları belirtilerek devlet kurumları ve kamu hizmetleri tarafından daha sık ve daha hızlı şüpheli görüldükleri ve daha hızlı para cezasına çarptırıldıkları kaydedildi.Raporda, Haga Lisesi gibi İslami okulların haksız yere devlet tarafından “antidemokratik” olarak damgalanmasına da atıfta bulunuldu.İslam karşıtı Özgürlük Partisinin (PVV) hükümete katılımının, Müslümanların Hollanda”da geniş çapta kabul görmediğinin bir işareti olarak değerlendirildiği aktarılan raporda, Müslümanlar için ayrımcılığın çok fazla arttığı ve bazı Müslümanların Hollanda”yı terk etmeyi düşündükleri belirtildi.
Source: Www.star.com.tr
Cumhurbaşkanı Erdoğan”dan CHP lideri Özel”e 500 bin liralık dava
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan,CHP lideri Özgür Özel hakkında 500 bin TL manevi tazminat davası açtı. AVUKATI AÇIKLAMA YAPTI Erdoğan”ın avukatı Hüseyin Aydın, konuyla ilgili açıklamasında “CHP Genel Başkanı Özgür Özel”in olağanüstü kurultayda sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan mesnetsiz ithamlar ile “cuntacı” vb. hakaretamiz ifadeleri nedeniyle Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinde 500 bin TL”lik manevi tazminat davası açılmıştır. Ayrıca Cumhurbaşkanına hakaret suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı”na suç duyurusunda bulunulmuştur” ifadelerine yer verdi. İşte Hüseyin Aydın”ın o paylaşımı; ÖZGÜR ÖZEL NE DEMİŞTİ? CHP lideri Özel, partisinin olağanüstü kurultayında yaptığı konuşmada “Ben bir Cumhurbaşkanına ne söylenebileceğini, ama bir cunta başkanın neden anlayacağını çok iyi bilen birisiyim. Maalesef bu süreçte muhatabım bir Cumhurbaşkanı değil, bir cunta başkanıdır” demişti. TEPKİLER PEŞ PEŞE GELDİ Özel”in bu sözleri iktidar kanadını bir hayli kızdırdı. Bakanlar, milletvekilleri, hatta MHP lideri Devlet Bahçeli de Özel”in bu sözlerine tepki gösterdi. MHP lideri Devlet Bahçeli, “Cunta demek, CHP demektir” dedi.
Source: Haberler
Okan Müderrisoğlu yazdı: “CHP odaklı siyasal pandemi”
Müderrisoğlu bugün Sabah Gazetesi”nde yayınlanan “CHP odaklı siyasal pandemi” yazısında, CHP”nin “İzole edilmezse politik alandan, ekonomik alana, oradan toplumun tamamına yayılması kuvvetle muhtemel riskler söz konusu” olduğunu yazdı. Son dönemlerde CHP etrafında şekillenen eylem dizisinin kontrolsüz bir hal almakta olduğunu yazan Müderrisoğlu, CHP ve Özgür Özel”in 4 ana eksende ilerlemeyi seçtiğini değerlendirdi.Müderrisoğlu”nun yazısı şu şekilde;”Türkiye, an itibariyle CHP merkezli “siyasal pandeminin” etkisi altında. İzole edilmezse politik alandan, ekonomik alana, oradan toplumun tamamına yayılması kuvvetle muhtemel riskler söz konusu. Üstelik kurgulanan oyun, partilerin demokratik rekabet kurallarını fazlasıyla zorlayan, kutuplaştırmayı toplumsal bölünmeye taşımaya meyilli hayli tehlikeli bir senaryodan kaynaklanıyor!Son dönemde dikkatle izlediğimiz, CHP etrafında şekillenen siyasal söylem ve eylem dizisi,”ateşle oynamayı” çağrıştırmasının ötesinde, kendini yakmaya da sebebiyet verecek kadar kontrolsüz hâl almakta.6 Nisan”da yerinde müşahede ettiğimiz CHP”nin 21. olağanüstü kurultayındaki hava, kaygılarımızı doğrulayacak nitelikte idi. Örneğin… CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır”ın, kongre merkezinde medyaya ayrılan daracık alanda, bas bariton sesiyle candaş TV kanallarına yüksek perdeden demokrasi söylevi verirken, “logomuzu” gördüğünde -ortaya karışık- attığı lafı, bir samimiyetsizlik ölçütü olarak not ettik. Aynı şekilde, ortamdaki negatif elektrik, nefret yüklü bakışlar… Hepsi, CHP Genel Başkanı Özgür Özel”in yerli ve milli basın kuruluşlarını “hedef gösterme” plânının işlediğinin işaretleriydi!Başlangıçta değindiğimiz kritik noktaya dönecek olursak…CHP ve Özgür Özel, bıçak sırtı dengeye oturan 4 ana eksende ilerlemeyi karara bağlamış görünüyor:1- Ekrem İmamoğlu gündemini sıcak tutmak ve buradan estirilen yapay rüzgârdan sonuna kadar yararlanmak.2- Erken seçim arayışını, “acil sandık” baskısına dönüştürecek her türlü yöntemi denemek. Böylece, iktidara karşı “meşruiyet tartışması” başlatmak!3- Öfkeli ve manipüle edilmiş CHP tabanını zinde tutmak ve bu amaçla bilhassa gençlerin enerjisini sokak hareketleri doğrultusunda istismar etmek.4- CHP ve genel başkanının şantajla çizdiği istikamete girmeyen medya kuruluşlarını ve yerli sermayeyi zayıflatmak, ekonomik istikrarsızlık algısı üretmek.”MUHATTAP ALINMADIĞI İÇİN HIRÇINLAŞTI”Özgür Bey; “candaş! medyasının” yayın içeriğine bakmaksızın, açıktan tehdit ettiği seçilmiş TV kanallarına, “Size süre veriyorum! Mitingimizi yayınladınız, yayınladınız! Yayınlamazsanız sizi de bünyenizdeki şirketleri de boykot ettiriyorum” tarzı çıkışlarıyla, siyasal bilinçaltındaki rövanşizmi ve anti demokratik karakteri de dışa vurmuş oldu. Özel, kanalların yayın politikasını belirlemeye kalkışma yetkisini nereden bulduğu (!) bir yana, muhatap alınmadığı ölçüde hırçınlaştı. Bu cüret yüzünden olsa gerek, sürekli el artırmayı marifet zannetmeye başladı. Boş diye gördüğü meydanda dilediğince at koşturacağını sandı! Giderek kontrolsüz güce dönüştüğünü fark edemeyecek kadar siyaseten körleşti!”ŞİRAZEDEN ÇIKTI”Öyle ki… Sokağın karanlığından medet ummaktan Avrupalı ortaklarından destek istemeye, Hazine ve Maliye Bakanı”nı mesnetsiz iddialarla yıpratmaktan ekonomiyi baltalamaya, hâkim ve savcıları etki altına almaktan demokratik tolerans haddini aşacak ölçüde Cumhurbaşkanını tehdit etmeye kalkışacak kadar şirazeden çıktı!Her etkinin, doğal tepkisini oluşturacağını ise umursamaz tutum takındı.O da gayet iyi biliyor ki… Toplumsal huzursuzluk ve her nev”i gerilim, sırtında yumurta küfesi taşıyan iktidarın işini zorlaştırır. Neden? Çünkü “baş ağrısı, baştakinindir” de ondan!Ve CHP”deki bilinçli o seçim. Açıkçası, “algı operasyonunun yeni safhası!”Birinci muhalefet partisinin geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen olağanüstü kurultayı, başlangıçta”talihsizlik” izlenimi veren ancak bitip tükenmek bilmeyen vurgulamalarla net bir tercihi yansıtan oldukça “sorunlu anlatımlara” sahne oldu. Cunta! Bakınız… “Tek adamlık”söylemi ile başlatılan “otokratlık” iddiasıyla geliştirilen siyasal itibar saldırısı, cumhurbaşkanı ve hükümeti için “siyasal cunta” yakıştırması, daha doğrusu yakışıksızlığı sınırına geldi dayandı! “Ordu+CHP=İktidar” formülü ile yıllarca kayıt dışı olarak muktedir gücü kullanmaya alışmış bir partinin, bugün savrulduğu nokta hakikaten üzücü, hatta görmek isteyen gözler için utanç verici!Meşru iktidarı, cunta ile eş değer tutmak, buradan hareketle siyasal-sayısal çoğunluk polemiği imal etmek ardından, devlete ve kurumlarına duyulan güveni sarsmak ve nihayet anayasal düzene dair şüphe uyandırmayı denemek akıl ve mantıkla açıklanamayacak kadar problemli!Tekrar hatırlatmayı görev biliyorum…Sözde demokrasi paketi içinde pazarlanan bugünkü CHP ve stratejisi, “Haddini aşan, zıddına döner!” tespitinin radarına girmiş durumda!”
Source: Kadriye Ebrar Etirli
Önce tehdit ettiler sonra meclisten attılar! CHP”li Başkan Köksal”dan zorbalık
CHP zihniyetinin faşist ve baskıcı yönetiminin bir örneğine bu sefer Afyonkarahisar Belediye Meclisi”nde gözler önüne serildi.Belediye meclisi Nisan ayı toplantısında CHP”li üyeler belediyedeki yolsuzluk iddialarını gündeme taşıyan AK Partili üyelere saldırdı.CHP”li Mustafa Karanfil, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal”a parmak salladığını iddia ettiği AK Partili Meclis Üyesi Mahmut Ekici”yi “Elini kırarım senin” sözleriyle tehdit etti.AK Parti tarafından yapılan eleştirileri hazmedemeyen Afyonkarahisar Belediye Başkanı Köksal da AK Partili Meclis Üyesi Mahmut Ekici”yi zabıta ekiplerini çağırarak salondan dışarı attı.
Source: Www.star.com.tr
Can Atalay’dan cezaevinden mesaj: “Tutuklu öğrenciler derhal tahliye edilmeli!”
Silivride tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalayın Ekrem İmamoğlunun tutuklanmasını protesto eden öğrencilerin gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına ilişkin açıklaması, sosyal medya hesabından paylaşıldı.Atalayın açıklaması şöyle:Hiç tutuklanmaması gereken tutuklu öğrencilerin eğitim hakları, daha da ötesi gelecekleri ağır tehdit altında. Derhal, acilen tahliye edilmeliler ve eğitimlerinde hak kayıpları yaşamamalılar. Acil durum her türlü tartışmanın, takdirin üzerindedir. Hiç yargılanmamaları gerekirdi. Yargılamaları tutuksuz da devam edebilir. Bir cezaya hükmedilemeyeceğinden eminim ancak yatarı olmayan bir cezadan yargılandıkları da açık bir gerçektir.Eğitimlerine devam etmeleri, sınavlarına hazırlanmaları özgür olmaları dışında hiçbir yolla telafi edilemez. Hapishane koşullarında sağlanan göstermelik olanaklar gerekli koşulların yanına bile yaklaşamaz.Konumuzun tutuklu öğrencilerin geleceği olduğunu, tam da bu günlerde hapiste geçirilen günlerin geleceklerini belirleyeceğini bilerek tartışmak, konuşmak gerekir. Başkaca değerlendirmelerin hiç yeri ve zamanı değildir. Tutuklu öğrenciler acilen tahliye, derhal tahliye olmalı. Gelecekleri üzerindeki tehdide son verilmeli.ACİLEN TAHLİYE: TUTUKLU ÖĞRENCİLERİN GELECEKLERİ AĞIR TEHDİT ALTINDAHiç tutuklanmaması gereken tutuklu öğrencilerin eğitim hakları, daha da ötesi gelecekleri ağır tehdit altında. Derhal, acilen tahliye edilmeliler ve eğitimlerinde hak kayıpları yaşamamalılar.Acil durum her… pic.twitter.com/OU9w8oGWE2— can atalay (@CanAtalay1) April 8, 2025
Source: Anka
Kendi seçmenleri bile destek vermedi! Özgür Özel”in çağrısı havada kaldı
HABER7 CHP lideri Özgür Özel 2 Nisan günü tüm Türkiye genelinde boykot çağrısı yapmış, “Tüm tüketimi durdurun hiçbir şey satın almayın” diyerek muhalif kesimin desteklerini beklemişti.Geçtiğimiz günlerde ise ASAL Araştırma şirketi ise “CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası başlattığı boykot çağrılarını doğru buluyor musunuz?” sorusu yöneltilmişti.Boykot çağrılarının seçmede eğitim-yaş- etnik köken- siyasi görüş- cinsiyet- parti tercihlerine göre dağılımı da anketlere yön verdi.2 bin kişi ile yapılan o anket sonuçlarına göre ise katılımcılardan yüzde 29,1’i “evet, doğru buluyorum” cevabını verirken, yüzde 57,3’ü ise “Hayır, doğru bulmuyorum” cevabını verdi.Parti tercihine göre;CHP’li seçmenin yüzde 76’sı boykot çağrısını doğru bulurken, yüzde 14,5’i ise “Hayır doğru bulmuyorum cevabını vermişti.AK Parti seçmeninin yüzde 10,8’i evet yanıtını verirken yüzde 77,5’i ise hayır yanıtını verdi.MHP seçmeninin yüzde 10,2’si boykotu doğru bulduğunu belirtirken yüzde 79,2’si ise doğru bulmuyorum dedi.DEM Parti seçmeninin yüzde 32,1’i evet doğru buluyorum yanıtını verirken, yüzde 53,7’si ise hayır doğru bulmuyorum yanıtını verdi.İYİ Parti seçmeninin yüzde 21,0’ı evet doğru buluyorum derken yüzde 60,3’ü ise hayır doğru bulmuyorum yanıtını verdi.Cinsiyete göre;Boykot çağrısına cinsiyet dağılımı olarak ele alındığında ise kadınların yüzde 30,3’ü evet yanıtını verirken yüzde 54,5’i ise hayır yanıtını verdi.Erkek seçmenlerin yüzde 27,9’u evet yanıtını verirken, yüzde 60,1’i ise hayıt doğru bulmuyorum yanıtını verdi.Eğitim düzeyine göre;Ankete katılanların eğitim düzeyine bakıldığında ise ilkokul ve altında eğitim görmüş olan vatandaşların yüzde 23,5’i evet doğru buluyorum yanıtını verirken yüzde 64,5’i ise hayır doğru bulmuyorum yanıtını verdi.Ortaokul mezunu vatandaşların yüzde 26,8’i evet doğru buluyorum yanıtını verirken yüzde 60,8’i ise hayır doğru bulmuyorum yanıtını verdi.Lise mezunu vatandaşların yüzde 27,1’i ise evet yanıtını verirken yüzde 53,4’ü ise hayır doğru bulmuyorum yanıtını verdi.Üniversite ve üzeri eğitim gören vatandaşlara anket yöneltildiğinde ise yüzde 39,0’i boykot çağrısına evet doğru buluyorum derken, yüzde 50,5’i ise hayır doğru bulmuyorum yanıtını verdi.Siyasi görüşe göre;Siyasi görüşü Atatürkçü/laik olanların yüzde 79,3’ü evet doğru buluyorum derken yüzde 11,7’si ise hayır doğru bulmuyorum cevabını verdi.Milliyetçiler yüzde 7,2 ile evet doğru buluyorum derken, yüzde 80,5’i ise “Hayır doğru bulmuyorum” yanıtını verdi.Muhafazakârların yüzde 10,2’si evet yanıtını verirken yüzde 79,62’sı ise Hayır yanıtını verdi.Demokratlar yüzde 40,5 ile evet yanıtını verirken yüzde 58,9 ile hayır yanıtını verdi.Etnik köken dağılımına göre;Etnik köken bazında boykot çağrısına ise Türk vatandaşların yüzde 36,4’ü “evet doğru buluyorum” yanıtını verirken yüzde 55,0 ‘ı ise “hayır doğru bulmuyorum” yanıtını verdi.Kürt kökenli vatandaşların yüzde 27,8’i Evet yanıtını verirken yüzde 57,4’ü ise hayır yanıtını verdi.Diğer etnik kökenli olan vatandaşların yüzde 23,1’i evet yanıtını verirken yüzde 59,5’ise hayır yanıtını verdi.Seçmenlerin yaş aralıklarına göre;Boykot çağrısına seçmenlerin yaşına göre dağılımına bakıldığında ise 18-24 yaş arasındaki gençlerin yüzde 38,0’ı evet doğru buluyorum yanıtını verirken yüzde 46,8’i ise hayır doğru bulmuyorum yanıtını verdi.25-34 yaş arası gençlerin yüzde 27,9’u evet yanıtını verirken yüzde 54,5’i hayır yanıtını verdi.35-44 yaş arasındaki vatandaşların yüzde 22,5’i evet yanıtını verirken yüzde 61,8’sı hayır yanıtını verdi.44-54 yaş arasındaki vatandaşların yüzde 22,5’i evet yanıtını verirken yüzde 62,6’sı ise hayır yanıtını verdi.55-64 yaş arası vatandaşların yüzde 25,3’ü evet yanıtını verirken yüzde 58,1’i hayır yanıtını verdi.65 yaş ve üzeri vatandaşların yüzde 27,4’ü evet yanıtını verirken yüzde 60,0’ı ise hayır yanıtını verdi.
Source: Kübra Beyazoğlu
Kıskançlık kavgasında 6 evladının annesini öldürmüştü: Cani koca hakkında ağırlaştırılmış müebbet talep edildi
Korkunç cinayet Muratpaşa ilçesi Güzeloba Mahallesi”nde 9 katlı binanın 3″üncü katındaki dairede meydana geldi. İlk evliliğinden 3 çocuğu bulunan Hale Akbaş Poyraz ile 3 çocuğunun babası eşi Abdullah Poyraz arasında, kıskançlık nedeniyle tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Abdullah Poyraz, yanındaki tabancayla Hale Akbaş Poyraz”a ateş etti. Hale Akbaş Poyraz kanlar içerisinde yığılırken, Abdullah Poyraz ise tabancayı bırakıp, evden ayrıldı. Abdullah Poyraz, yaklaşık 2 saat sonra polis merkezine “Eşimi vurdum” diyerek, teslim oldu. “O ŞEREFSİZ ANNEMİ ÖLDÜRDÜ” Poyraz”ın itirafı üzerine adrese giden polis ekipleri, Hale Akbaş Poyraz”ın cansız bedeniyle karşılaştı. Polis ekiplerinin olay yerinde yaptığı inceleme sırasında eve gelen kızı, “Annemi göreyim lütfen, anneme ne oldu, o şerefsiz annemi öldürdü” diyerek gözyaşı döktü. Cumhuriyet savcısı ve polis ekiplerinin incelemesinin ardından ensesinden vurulduğu belirlenen Hale Akbaş Poyraz”ın cansız bedeni, Antalya Adli Tıp Kurumu”nun morguna götürüldü. Hale Akbaş Poyraz”ın 15″inci yaş gününe giren ilk eşinden olan kızının doğum günü kutlamaları için hazırlık yaptığı öğrenildi. Poyraz”ın 4 küçük çocuğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından koruma altına alındı. Adliyeye sevk edilen Abdullah Poyraz ise tutuklandı. EŞİNİN CEBİNE DİNLEME CİHAZI YERLEŞTİRMİŞ Abdullah Poyraz hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Antalya 6″ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Cinayetin nasıl işlendiğine dair detaylar, iddianamede yer aldı. Maktulün ilk eşinden kızı Rojbin A., annesinin Abdullah Poyraz ile sık sık kıskançlık nedeniyle tartıştığını, bir otelde çalışan annesinin, Poyraz tarafından işten çıkartıldığını belirtti. Abdullah Poyraz”ın, kıskandığı için annesinin cebine dinleme cihazı yerleştirdiğini belirten Rojbin A., sanığın takıntılı tavırlar sergilediğini de ifade etti. Olay günü sanığın annesine küfür ve hakaret ettiğini söyleyen Rojbin A., gün içinde iş görüşmesine gittiği esnada kardeşinin aramasıyla annesinin öldüğünü öğrendiğini söyledi. Sanık Poyraz, Hale Akbaş Poyraz ile 2011 yılından beri birlikte yaşadıklarını, 2023 yılında resmi nikah kıydıklarını, eşiyle aralarında geçimsizlik yaşadıklarını, eşinin sürekli telefonla konuştuğunu, kendisinden gizli işler yaptığını düşündüğünü ve kıskançlık nedeniyle sık sık tartıştıklarını kaydetti. ” BİR EL ATEŞ ETTİM” Eşinin bir otelde çalışmaya başladıktan sonra tavırlarının değiştiğini belirten Abdullah Poyraz, “2021 yılının Ağustos ayında münasebetimiz tamamen kesildi. Fiziki görünüşümle dalga geçerek beni rencide etmeye başladı. 2023 yılında birkaç kez işi bırakmasını istedim. Zira beni aldattığından şüpheleniyordum. İspat amaçlı internetten aldığım ses kayıt cihazını dahi kullandım. Uzun süre intihar etmeyi düşündüm ancak çocuklarım nedeniyle vazgeçtim. Olaydan birkaç gün önce konuşmamaya başladık. Olay günü kendisiyle tartıştık. Bana hakaret etti. Evimde bulunan silahla yakın mesafeden kafasına doğru bir el ateş ettim. Pişmanım” ifadelerini kullandı. 3 AYRI SUÇTAN YARGILANACAK Olay günü evde bulunan ve Abdullah Poyraz”a ait olduğu iddia edilen notlarda ise maktulle yaşadığı sıkıntıları, kendisine hakaretler ettiğini ve çocuklarından özür dilediğini yazdığı belirtildi. Abdullah Poyraz”ın “Eşi kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis, “Ateşli silahlar ve bıçaklar kanuna muhalefet ile ruhsatsız silah bulundurmak” ve “Hakaret” suçlarından 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Poyraz”ın yargılanmasına ileriki günlerde başlanacak.
Source: Erdoğan Öztürk
CHP”li ABB Başkan Vekili, Meclis”te küfür etti! İddialar sosyal medyayı karıştırdı
CHP “li ABB Başkan Vekili Işık”ın Meclis toplantısında mikrofonu açık kaldı. Durumun farkında olmayan Işık”ın konuşması sırasında kullandığı hakaret içerikli sözler, tüm salon tarafından duyuldu. Bahsi geçen konuşmada MHP”nin kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş”e rahmet dilediği için CHP”li Meclis üyelerinin kendisine bozulduğunu belirten Işık, “Benim umrumda mı? S… et ben onları ciddiye bile almıyorum” ifadelerini kullandı. #r-1107316# Işık, sözlerinin duyulmasının ardından kendisine gelen uyarıyı dikkate alarak önündeki mikrofonu kapattı. Sosyal medyada ise Işık”ın kullandığı ifadelerin CHP”li meclis üyelerine yönelik olduğu öne sürüldü. İDDİALARI YALANLADI O anların sosyal medyada gündem olmasının ardından sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Işık, sözleri kendi partililerine yönelik kullandığı iddialarını yalanladı. Işık konuyla ilgili paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Bugün Meclis oturumunda kayıtlara da yansıyan bir ifadeyle ilgili farklı algılar oluşturulmaya çalışıldığını görmekteyim. Öncelikle üslubumdan dolayı kamuoyundan içtenlikle özür diliyorum. Yanımda bulunan bir arkadaşım, bazı çevrelerin konuşmalarımıza yönelik iki taraftan da rahatsızlık duyacağını, trollerin bunu kullanabileceğini söyledi. Ben de bu trollere ve onların yönlendirmelerine karşı duyduğum öfkeyi ifade ettim. Ancak bu esnada seçtiğim kelimeler kesinlikle doğru değildi. Partimizin Meclis üyelerine yönelik herhangi bir saygısızlığım ya da küçümseyici tavrım söz konusu olamaz. Sadece partimizin değil, hiçbir belediye meclis üyesine yönelik böyle bir söylemim olamaz. Beni tanıyan, birlikte Meclis çatısı altında yıllardır omuz omuza mücadele ettiğim arkadaşlarım, ne söylemek istediğimi, kimi kastetmediğimi ve bu mücadelede kimlere karşı durduğumuzu çok iyi bilir.”
Source: Mahmut Ekinci
Die Welt: Almanya’da öğrencilere savaş ve kriz eğitimi verilecek
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser’in (SPD) liderliğindeki bakanlık, son dönemde yaşanan gelişmeler ışığında okullarda kriz hazırlıklarına daha fazla yer verileceğini duyurdu.Bakanlık sözcüsü, Handelsblatt gazetesine yaptığı açıklamada, “Son dönemde güvenlik politikalarında yaşanan gelişmeler göz önüne alındığında, okul eğitimi de dahil olmak üzere sivil savunmaya daha güçlü bir şekilde odaklanılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.EN AZ 72 SAAT YETECEK STOK YAPINHabere göre, her ne kadar okul müfredatlarının belirlenmesi eyaletlerin yetki alanına girse de, federal hükümet de destek sunmaya hazır. İçişleri Bakanlığı, Federal Sivil Koruma ve Afet Yardımı Dairesi (BBK) aracılığıyla hem öğrencilere hem de öğretmenlere yönelik eğitim materyalleri sağlayabileceklerini belirtti.Ayrıca, vatandaşlara da su, yiyecek ve diğer temel ihtiyaçlar için en az 72 saat yetecek kadar stok yapmaları tavsiye edildi. Bakanlık sözcüsü, “En az 72 saatlik bir stokla geçici kriz durumları iyi şekilde atlatılabilir” dedi.FİNLANDİYAYI ÖRNEK VERDİMuhalefetteki Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) partisinin güvenlik politikaları uzmanı Roderich Kiesewetter ise öğrencilere yönelik zorunlu kriz eğitimi çağrısında bulundu. Gazeteye konuşan Kiesewetter, “Bu tür bir eğitim kesinlikle gerekli. Çünkü öğrenciler en savunmasız gruplardan biri ve kriz anında en çok etkilenenler arasında yer alıyorlar” dedi.Kiesewetter ayrıca okullarda “felaket durumlarında nasıl davranılacağına dair temel bir eğitim” verilmesi gerektiğini vurguladı. Böyle bir adımın, toplum hizmeti anlayışı açısından da faydalı olacağını belirten Kiesewetter, Finlandiya’yı örnek gösterdi. Kiesewetter’e göre Finlandiya’da bu tür eğitimler onlarca yıldır okul sisteminin bir parçası ve Almanya da benzer bir uygulamayı hayata geçirmeli.
Source: Dış Haberler Servisi
Zehir zemberek sözlerle kararını duyurdu! CHP”li Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz istifa etti
CHP”li 5 meclis üyesi ile birlikte düzenlediği basın toplantısında istifa kararını kamuoyuna açıklayan Umut Yılmaz, partisine yönelik sert eleştirilerde bulundu. Partilileri tarafından kendisine kumpas kurulduğunu söyleyen Yılmaz, “Rahmetli babam Ahmet Yılmaz, Şehitkamil Belediyesi”nin ilk belediye başkanıydı. Babam doğru, dürüst, şeffaf bir şekilde, bu ilkelerle bu belediyeyi yönetmişti. Babam da bugün olsa benim yaptığımın aynısını yapardı. Benim ile birlikte görev yapan yol arkadaşlarımın da yüzü ak ve alnı açıktır. Bugüne kadar kamuoyuna yalan iftiralarla hakkımda hakaretler, yalanlar söyleyen insanlara bir sözüm var. Ben buradayım, savcılık orada, adliye orada. Elinizde ne belge varsa götürün oraya verin. Hakikat er ya da geç ortaya çıkacaktır. Bu karar yalnızca bir partiden ayrılmak değildir. Bu karar bir duruşun, bir vicdanın, bir ahlakın bir hak sevdasının ilanıdır. Bu karar onurlu bir mücadelenin, inançla yürünmüş bir yolun ve samimi bir hizmet anlayışının dışa vurmasıdır. Ve unutulmamalıdır ki gücünü makamdan alan değil halktan alan herkesin yolu daima açıktır. Bu vesileyle meclis üyesi arkadaşlarınla birlikte Cumhuriyet Halk Partisi”nden istifa ettiğimizi kamuoyuna saygılarımla duyururum” dedi. Çıkar gruplarının belediyeyi adeta felç ettiğini söyleyen Yılmaz, “Aileme tehditlerde bulundular, yardımcım silahlı saldırıya uğradı, Genel Merkez suskun kaldı. En acısı ise, CHP”li meclis üyelerinin belediye başkanlarını savcılığa vermek için sıraya girmesi oldu, babam bu yozlaşmış düzene asla boyun eğmezdi. Onun bana bıraktığı değerlerden sapmadım” diye konuştu. 31 Mart 2024″te yapılan yerel seçimlerde aldığı yüzde 39 oy oranıyla CHP”den Şehitkamil Belediye Başkanı seçilen Umut Yılmaz uzun süredir partisiyle sorunlar yaşıyordu. Daha önce partililer ile çıkan sorunlar nedeniyle parti üyesi bir kişi belediye binasının önünde CHP”li meclis üyesi ve Belediye Başkan Yardımcısı Cihan Ekici”ye silahlı saldırıda bulunmuş, Ekici olayda yaralanırken, saldırgan tutuklanmıştı.
Source: Mehmet Boncuk