“Sosyal Sorunlar Gündemi: Toplumsal Tartışmalar ve Çözüm Arayışları”

Deniz Berktay ile Kuzeyden Notlar: ‘Sünnetli siyaset’, Ermenistan ve Sırbistan

Ermenistan’da siyasi tartışmalar kelimenin gerçek anlamıyla bel altına indi: Başbakanın sünnetli olup olmadığı tartışılıyor. Sünnet tartışması denince bizde akla ilk gelen örnek, 1954 seçimlerinde bazı Demokrat Partililerin, dönemin CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek’e bel altı vurma girişimleridir. Üniversiteyi ABD’de okuyan Gülek’in mezuniyetteki cübbeli ve kepli fotoğrafını bulan bazı DP’liler bunu, üniversite cübbesi görmemiş kitlelere, “Gülek, papazdır” diye yutturmaya çalışırlar, hatta onun sünnetsiz olduğunu iddia ederler. Gülek de 1991’de TRT’nin “Demirkırat” belgeselinin 4. bölümünde anlatacağı üzere, onlara şu yanıtı verir: “Bunu söyleyenin kızı da amma gevezeymiş!” İşte şimdi benzer düzeyli (!) bir tartışma Ermenistan’da patlak verdi. Paşinyan, ülkenin en nüfuzlu kurumlarından biri olan Ermeni Apostolik Kilisesi ile çatışmaya girdiği için kilisenin en sert suçlamalarına maruz kalıyor. Geçen hafta kilisenin başrahibinin (Katolikos II. Karekin) sözcüsü, Paşinyan’ın sünnetli olduğunu iddia etti (tabii, bizden farklı olarak orada sünnetsiz olmak değil, sünnetli olmak ayıp sayılıyor). Paşinyan da başrahibe seslenerek “Gelsin, ona göstereyim” dedi. Sünnet tartışmasına yol açan olay ise Paşinyan’ın Türkiye ve Azerbaycan’la yakınlaşma çabaları. Kilise daha milliyetçi çizgide ve Ermenistan’da bir dönem çok güçlü olan “Karabağ lobisi” ile iyi ilişkileri var. Bu nedenle kilise, Paşinyan’ı istifaya çağırmıştı. Paşinyan’sa kilisenin başrahibinin gayrimeşru çocuk sahibi olduğunu söylerken Paşinyan’ın karısı da üst düzey rahipleri pedofili olmakla suçluyor. İki hafta önce Paşinyan’a muhalefeti örgütleyenlerden Tavuş Başpiskoposu Bagrat’ın (Vazgen Galstanyan) tutuklanmasının ardından geçenlerde de Şirak Piskoposu Mikael (Gevorg Acapahyan) olaylı bir şekilde gözaltına alındı. Rusya bu gelişmeleri Ermenistan’ın iç içleri diye nitelendirse de Kremlin’in dış politikadaki ortaklarından Rus Ortodoks Kilisesi, Ermeni Apostolik Kilisesi’yle yakın ilişki içinde. Moskova ayrıca Rusya’daki Ermeniler de dahil olmak üzere, çeşitli kanallardan Ermenistan’a nüfuz etmeye çalışıyor. Çünkü Paşinyan yönetimi son birkaç yıldır Moskova’dan epey uzaklaştı. Dün de AB Dış İlişkiler ve Savunma Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Ermenistan’a geldi ve “AB’nin Ermenistan’a hiç bu kadar yakın olmadığını” söyledi. Ermenistan Dışişleri Bakanı Mirzoyan ise AB’yle ortak güvenlik konusunu görüştüklerini belirtti. Bu gelişmeler tabii ki Rusya’yı rahatsız ediyor ve Moskova kiliseleri de kullanarak bunun önüne geçmeye çalışıyor. Dolayısıyla sünnet deyip geçmeyelim; işin ucunda Kafkasya’daki güç dengeleri var. Rusya için bir başka kaygı verici durum Azerbaycan’la da hiçbir şeyin iyi gitmemesi. Azerbaycan yönetimi, Rus polisinin Yekaterinburg’da çok sayıda Azerbaycan Türkünü tutuklaması nedeniyle Rusya’nın Azerbaycan’daki bütün kültürel etkinliklerinin iptal edildiğini duyurdu. Bunlar, Rusya’nın son yıllarda Güney Kafkasya’da nasıl güç kaybettiğini gösteriyor. SIRBİSTAN”DA YENİ BİR İHTİLAL Mİ? Sırbistan’da ise sekiz ay önce Novi Sad kentinde istasyon binasının beton sundurmasının çökmesi sonucu on altı kişinin ölmesiyle patlak veren olaylar, geçen cumartesi yeniden şiddetlendi. Göstericiler erken seçim stiyor. Muhaliflerin cumartesi gününü seçmesi tesadüf değildi: Çünkü cumartesi, yani 28 Haziran tarihi, 1. Kosova Savaşı’nın yıldönümü ve Sırplar bu günü kutsal kabul ediyor (Bu bozgun sayesinde milli birliklerinin önemini anladıklarını, yeryüzünde bozguna uğrayıp göklerin krallığını kazandıklarına inanıyorlar). Çok sayıda kişi gözaltına alınırken protestocular, bazı şehirlerde yolları kapattı. Sırbistan’daki durumu ve konunun Rusya-Batı ilişkileriyle ilgisini de ayrı bir yazıda yazacağım.

Source: Deniz Berktay


Hizbullah’a yakın örgütler Şeyh Sait için anma etkinliği düzenledi: HÜDA PAR’lı vekil sahne aldı, Türklüğü hedefe koydu

Cumhuriyetin bölünmez bütünlüğü ve laik düzenine yönelik son dönemde karşı devrim saldırıları artarken; bu konuda en fazla saldırıyı ise Cumhur İttifakı’nın ortağı HÜDA PAR yapıyor. Bu kapsamda; önceki gün Hizbullah terör örgütüne fikri ve eylsemsel yakınlığıyla bilinen Mustazaflar Cemiyeti ile Şehitler Kervanı Platformu’nun cumhuriyet rejimine karşı şeriat isteğiyle isyan başlatmasının ardından 1925’te idam edilen Şeyh Sait için Diyarbakır’da düzenlenen anma etkinliğinde HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç konuştu. TÜRK ULUS KİMLİĞİ İLE LAİKLİĞİ HEDEF ALDI HÜDA PAR’lı Dinç cumhuriyetin kuruluş politikası olan Kemalizmi hedef alarak; “Tanzimat Fermanı’ndan sonra artık Türk-Kürt İslam kardeşliği yerine Türk ulusçuluğu, Batıcılık, laiklik öne çıkarılıyordu. İngiliz, Fransız ve Yunanlılar; modern ordularına rağmen Müslüman halk olduğu müddetçe galip gelemeyeceklerini biliyorlardı. Çünkü Müslüman halk, kazma-kürek ve sopalarla düşmanın karşısına çıkıyor, geçit vermiyordu. Kemalist rejim; halkın İslam’la bağını koparmak için harekete geçti, Kuran alfabesini yasakladı, ümmeti ilimden koparmaya çalıştı, tevhid-i tedrisat kanunuyla eğitimin birleşmesi adı altında yıllardır alim ve mücahitlerin yetiştiği medreseleri kapattı” dedi. ŞEYH SAİT’LE BİRLİKTE SAİDİ KÜRDİ VE İSKİLİPLİ ATIF’I DA ANDI Şeyh Sait ile Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e “deccal” diyen Saidi Kürdi’nin mezar yerlerinin açıklanması çağrısı yapan Dinç, “İç cephenin tahkim edilmesi için bu milletin yaşadığı travmalarla yüzleşmek gerekiyor. Milletin arasında oluşan fay hatlarına müdahale etmek lazım, bu fay hatlarının kapatılması gerekiyor. En önemlisi İslam üst kimliği ile kardeşliğimizi tesis etmemiz gerekiyor. Çanakkale’de, Malazgirt’te nasıl İslam kardeşliği çatısı altında buluştuksa aynı şekilde İslam ve iman kardeşliğini üst kimlik yapmalıyız. Ancak bu şekilde iç cephemizi tahkim etmiş oluruz. Bu vesileyle Şeyh Sait’i, Saidi Nursi’yi (Saidi Kürdi), İskilipli Atıf Hoca’yı unutmayacağımızı ilan ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Source: Aytunç Ürkmez


İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin üzerinden geçen dört yılda 1310 kadın katledildi: ‘Şiddeti cesaretlendiriyor’

Kadınların yaşam güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının üzerinden dört yıl geçti. Türkiye, cumhurbaşkan kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden resmi olarak 1 Temmuz 2021 itibarıyla çıktı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre sözleşmeden çıkılmasından bu yana en az 1310 kadın öldürüldü, 982 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Cumhuriyet, bağımsız uzmanlardan oluşan yapı Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Eylem Uzman Grubu’nun ilk başkanı ve İstanbul Sözleşmesi’nin mimarlarından Prof. Dr. Feride Acar ile konuştu. ‘SONUÇ HEP OLUMSUZ’ Artan kadın cinayetlerinin ve şüpheli kadın ölümlerinin endişe verici olduğunu belirten Acar, “Bu durum bize İstanbul Sözleşmesi’nin ne kadar çok yönlü bir sözleşme olduğunu ve onun ortadan kaldırıldığı noktada sonuçlarının her zaman olumsuz olacağını gösteriyor. Çünkü İstanbul Sözleşmesi sadece cinayetler, kadın ölümleri gerçekleştikten sonra kovuşturma yapmak, suçluyu cezalandırmak gibi unsurlar içermiyor. Bu sözleşme aynı zamanda devletin bir politika olarak kadınlara yönelik şiddeti engellenmesi gerektiğini vurguluyor ve bunun için çeşitli tedbirler alınmasını istiyor” dedi. Acar, “Bunun en başında topluma eğitim yoluyla verilecek olan mesajlar yer alıyor. Onun için de İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığı noktada topluma bütün bunlara artık gerek kalmadığı gibi bir mesaj verilmiş oluyor. Önleme ve koruma da çok büyük ölçüde zarar görüyor. Sözleşmeden çıkmanın aile içi şiddeti de maalesef daha cesaretlendiren bir tarafı olduğu açık” uyarısını yineledi. “Toplumsal cinsiyet kavramını kullanmayı yasaklayan bir devlet anlayışı gelişti” diyen Acar, “İstanbul Sözleşmesi’nin özünü reddetmek noktasındayız” ifadelerini kullandı. ‘İZAHI ÇOK ZOR’ Geçen ay düzenlenen Sosyalist Enternasyonal toplantısında da İstanbul Sözleşmesi’ne vurgu yapılmıştı. Toplantının konuşmacılardan da biri olan Acar, “Ben bu sözleşmenin yapılması yönünde gayret etmiş, birinci gününden itibaren bu sürecin içinde olmuş biri olarak büyük üzüntü duyuyorum. Toplantıda da bu dile getirildi. Biz orada diğer İstanbul Sözleşmesi’ne taraf olmamış dünya devletlerine, siz de bu sözleşmeye taraf olun diye bir mesaj verirken bir taraftan kendi içinde bulunduğumuz durumu izah etmemiz çok zor” diye konuştu. “KADINLARIN BİREYSEL HAKLARI İHLAL EDİLİYOR” Siyasi iktidarın 2025’i “aile yılı” ilan etmesine değinen Acar, “Aile yılı kavramının içerisinde kadınların birer birey olarak insan haklarının ihlal edilmesini önemsemeyen bir mesaj saklı olduğunu” kaydetti. Acar şöyle konuştu: “Aile kurumunun önemini vurgulamak, bireylerin önemsizliği mesajını da içinde taşıyorsa bu çok tehlikeli bir şey. Bir taraftan kadınlara yönelik şiddetle ilgili sözleşmeden çıkılıyor, ‘bu önemli bir şey değildir’ deniyor. ‘Biz aileyi koruyalım, aileyi geliştirelim’ deniliyor. Ancak bunun içerisinde birey hakları önemsenmiyor. Çok daha muhafazakâr bir toplum yapısına doğru gidiliyor. Kadın haklarının aile içerisinde göz ardı edildiği ve aile bütünlüğü kavramının kadın haklarını engellemesine veya geri götürülmesine neden olacak bir mesaj veriliyor. Dolayısıyla bu hiç sağlıklı bir şey değil.”

Source: Rengin Temoçin


CHP’de kavga var!

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin bile “Benim karışma yetkim yok” dediği Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararını hiçe sayıp seçim sistemini temellerinden sarsacak bir süreçte ısrar etti. Mahkeme, CHP’nin 38. olağan kurultayının yok sayılmasından sakatlanmasına kadar uzanan bir dizi istemi içeren davaya dün de “baktı”, “baktı”, “8 Eylül’e erteliyorum” dedi. Böylece iktidarın “en kullanışlı” durum olarak gördüğü “belirsizlik” kartı açık kalmaya devam etti! Beklenti o ki CHP’nin içi iki ay daha karışık olmaya devam edecek. CHP’liler ikiye, üçe, mümkünse daha küçük parçalara bölünüp kendi aralarında kutuplaşmalar oluşacak. 8 Eylül, CHP’nin kuruluş yıldönümünden bir gün önceye denk geliyor! CHP’liler kuruluş heyecanı yaşamak yerine mahkeme gerilimi içinde olacak. Mı acaba? *** İktidar, 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu ’nun gözaltına alınmasıyla başlayan süreçten bu yana 5-0 mağlup ilerliyor. Bunu tersine çevirmek için operasyon çırpınışları içine girdikçe daha da batıyor. 5-0 şöyle: 19 Mart sonrası dipten gelen dalgayı göremediler. İlk günlerde yükselen dalganın geçici olduğu sanıldı, öyle olmadığı görüldü. 1-0 Ekonomiden gelen dalgayı göremediler. Doların 40 liranın üstüne çıkmaması için 40 takla attılar. Bu uğurda 86 milyonun sırtından, dişinden, tırnağından toplanan 50 milyar doları sattılar. Bu süreçte yaşanan güvensizlik devam ediyor. Mehmet Şimşek kapalı kapılar ardında, halkı ve ekonomiyi anlamaya kapalı kafalara, “Bir 19 Mart daha kaldıramayız” deyip duruyor. 2-0 İmamoğlu’nun önce üç günde, sonra en çok bir haftada, taş çatlasa bir ayda unutulacağını düşündüler. Özgür Özel ’e güya uyarı yapıp “İmamoğlu’nu unut, bizim yolumuzu tut” dediler. Bugün Saraçhane’de 100. gün mitingi var. 3-0 CHP’nin İmamoğlu’na karşı ikircikli tutum içine girmesini, kurultay davasıyla birlikte iç kavgalara tutuşmasını planladılar. Tutmadı. CHP’nin tepeden tırnağa ağırlıklı gövdesi, “İktidara yürüyoruz, hedef şaşmamalı” duygusunu satın aldı. Belki de temmuzla birlikte CHP’nin 39. olağan kurultayının takvimi başlatılacak. 4-0 Bütün bu hesapların sonunda CHP’nin ve İmamoğlu’nun itibarının sarsılacağını, aşağı çekileceğini düşündüler. Millet davalara büyük ölçüde inanacaktı, CHP 1. parti olmaktan çıkacaktı. Meydanlar, anketler bunu da yalanlıyor. 5-0 *** Bütün bunların devamında şunu söyleyebiliriz: CHP’de kavga var. Büyük bir kavga var. CHP, bütün adaletsizlikleri ortadan kaldırmak üzere iktidara yürüme kavgası veriyor. CHP bir yandan belediye başkanlarına, kurultaylarına yönelik saldırıları göğüsleme bir yandan da Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerini koruma, Türkiye’yi çağdaş dünyanın bir parçası olarak tutma kavgası veriyor. Bugün Saraçhane’de büyük buluşma var. CHP İmamoğlu’nun şahsında bütün hukuksuzluklara meydan okuyup mücadeleyi kalıcı, sonuç alıcı hale getirme kavgası veriyor. Biz de İmamoğlu’nun Türkiye yolculuğunu “Asla Vazgeçme” haykırışını kitaplaştırdık, kavgaya kendimizce bir bayrak sunduk. Bugün Nâzım Hikmet ’in “Hürriyet Kavgası” şiirini birlikte söyleme günü: “Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler, dalga dalga aydınlık oldular, yürüdüler karanlığın üstüne. Meydanları zaptettiler yine. … Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar. Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır. Safları sıklaştırın çocuklar, bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.”

Source: Mustafa Balbay


100. gün

İstanbul’un seçilmiş büyükşehir belediye başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ’na yönelik başlatılan operasyonda 100 gün geride kaldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tüm enerjisiyle partisinin adayının ve başkanlarının arkasında duruyor. CHP yönetimi ve örgütleri, en zor koşullarda bu sahiplenmeyi sürdürüyor. Bu bağlamda, sürecin 100. günü de önemli bir dönemeç olarak görülüyor ve değerlendiriliyor. CHP, milletvekillerini bugün İstanbul’da topluyor. Akşam da sürecin başlangıç noktası ve mücadelenin temel adresi olan Saraçhane’ye çağrı yapılıyor. Böylece CHP’liler, Saraçhane sürecini ve mücadelesini, 100. günde bir kez daha kamuoyuna hatırlatıp sahipleniyorlar. DEMOKRASİ MÜCADELESİ Aslında ana muhalefet CHP’nin 19 Mart’tan beri yürüttüğü mücadele hattını, örnek bir demokrasi mücadelesi olarak görmek ve değerlendirmek gerekiyor. Bu mücadelenin kamuoyunda gördüğü ilgi ve karşılık, mücadele hattının doğruluğunu da ortaya koyuyor. CHP lideri Özel’e yurtdışında gösterilen ilgi de bunun bir başka göstergesi. Doğrusu biz de bu mücadeleye büyük değer biçiyoruz. İnanıyoruz ki bu mücadele gelecek kuşaklar tarafından çok daha iyi değerlendirilecektir. Bu süreçte yaşananlar, ulusal ve uluslararası demokratik çevreler tarafından örnek bir mücadele modeli olarak irdelenecektir. Biz, 100 gündür yapılanların ve hayata geçirilen etkinliklerin, eylemlerin; bunu çoktan hak ettiğini düşünüyoruz. EMEK MÜCADELESİ Muhalefetin ve özellikle de ana muhalefet CHP’nin yürüttüğü demokrasi mücadelesi elbette önemlidir. Ama bunun emek mücadelesi ile de bütünleştirilmesi gerekiyor. Çünkü hayat tüm alanlarda devinimini sürdürüyor. Geniş toplumsal kesimlerin ekonomik ve sosyal sorunları daha da ağırlaşıyor. Bu kesimler içinde emekçiler ve emekliler başı çekiyor. İktidarın muhalefetin hareket alanını sınırlama ve toplumsal muhalefeti dar alana hapsetme planı boşa çıkarılmalıdır. Bunun için de “hak, hukuk, adalet” mücadelesinin yanı sıra, emek mücadelesinin de sahiplenilmesi, ortaklaştırılması ve olabildiğince yükseltilmesi gerekiyor. 600 BİN İŞÇİ AİLESİ Bugünlerde emeğin ve emekçinin gündeminde 600 bin kamu işçisini ilgilendiren toplu iş sözleşmesi var. Bu kesim aileleri ile birlikte düşünüldüğünde, sürecin ne denli büyük bir kitleyi doğrudan ilgilendirdiği daha iyi görülür. TÜRK-İŞ, bu kesim için eylemlilik kararı aldı ve uygulamaya başladı. Geçtiğimiz hafta vardiya giriş ve çıkışlarında işçiler çeşitli eylemler yaptılar. Toplu iş sözleşmesi ile ilgili verilen ikinci teklif, sendikacılar tarafından emekçilerle adeta dalga geçilmesi olarak nitelendirildi. Öyle anlaşılıyor ki işçinin, emekçinin beklediği haklara ulaşması için, grevi de hedefleyecek daha aktif bir mücadele süreci yürütmesi gerekiyor. ARA ZAM TALEBİ Bugün 1 Temmuz, başta asgari ücretliler olmak üzere, çalışanların ve emeklilerin yılın ikinci dönemi ile ilgili ücret artışı beklentilerinin en çok arttığı bir dönem. Asgari ücretliler ve çalışanlar ara zam talep ediyorlar. Emekliler, kendilerine insanca bir yaşam olanağı sağlayacak maaş artışları istiyorlar. Birleşik Kamu-İş’in araştırması, haziran ayında açlık sınırını 27 bin 415 TL’ye yükseltti. Yoksulluk sınırı ise 2 bin 257 TL artarak 83 bin 859 TL’ye çıktı. Bu rakamlarla halen emeklilerin ve asgari ücretlilerin eline geçen maaşlar arasında derin uçurum oluştu. Üstelik makas giderek daha da açılıyor. Temmuz ayına girilirken emekçiler ve emekliler ara zam talebini yükseltiyorlar. İZMİR YANGINI Hafta sonu İzmir yine önemli bir yangın felaketi yaşadı. Cuma günü Aliağa’da iki farklı alanda, cumartesi günü Çiğli’de ve Bornova’da ayrıca Manisa yöresinde Akhisar’da yangınlar meydana geldi. Pazar günü ise yangınlar adeta zirve yaptı. Seferihisar’da, Menderes’te ve Gaziemir’de geniş alanlar yandı. Bu yazıyı hazırladığımız saatte bile Seferihisar’da, Akhisar’da yangın devam ediyordu. Yaşanan felaketlerden maalesef yeterince ders alınmıyor. İçinde bulunduğumuz dönemin orman yangınları için taşıdığı riske uygun bir hazırlık yapılmıyor. 16 Mayıs tarihli Ege ekimizde; yangın mevsiminin yaklaştığına dikkat çekip “Orman yangınlarına hazırlıklı mıyız?” diye sormuştuk. Yeterince hazırlıklı olmadığımızı hayat acı bir şekilde gösteriyor. Bu acıların yaşanmaması için, daha etkin önlemlerin alınması ve hazırlıkların yapılması gerekiyor.

Source: Mehmet Şakir Örs


Kolay para yok!

Hesabını kiraya vermek, özgürlüğünü ipotek etmektir. Yasadışı bahis ve kumar, bu ülkenin en derin yaralarından biri. Uyuşturucu kadar tehlikeli, hatta ondan daha yaygın bir bataklık. Binlerce gencin, çaresiz insanın umudunu sömüren kirli bir düzen bu. Nefesim yettiğince yazmaya, anlatmaya devam edeceğim. Çünkü bu düzen, artık sadece bir yasadışı bahis meselesi değil; bir toplumsal çöküş hikâyesidir. Bu sistemin kurucuları, yani baronları, kurdukları çarkın içinde ezilen insanları zerre kadar umursamıyor. Onlar servetlerine servet katarken sistemin içindekiler göz göre göre yok oluyor. Yasadışı bahis baronları, isim isim MASAK raporlarında yer alıyor, istihbarat birimleri bu kişileri biliyor. Ama ellerini kollarını sallayarak hâlâ sistemlerini, düzenlerini yönetiyorlar. Yurtdışına kaçıp Arnavutluk’ta, Gürcistan’da, Karadağ’da, İngiltere’de ve şimdi Dubai’de krallar gibi yaşıyorlar. Dubai’den son gelen fotoğraf, aldıkları lüks araçları ve evleri gösteriyor. Gençlerin umutlarından çaldıkları parayla bir hayat kurmuşlar kendilerine. Ama biz, bu kirli sistemi yazan gazeteciler olarak yargılanıyoruz. Hep hedefteyiz, namlunun ucu hep bizi gösteriyor. Halbuki PAYFİX adlı elektronik para kuruluşuyla ilgili MASAK raporu ve iddianame ortada. Biz bu kurumun sahibi Erkan Kork ile röportaj yaptık. Her şey kayıtlı. Bu röportajın ardından Timur Soykan ile birlikte bir sabah baskınıyla gözaltına alındık. Hakkımızda ifadesi bile olmayan iddialarla tutuklamaya sevk edildik. 80 gün oldu ve biz halen iddianame hazırlanacak diye bekliyoruz. Şimdi haftada üç gün karakola imza veriyoruz. Yurtdışına çıkamıyoruz. Kendi hayatımızda hapis kaldık. Çünkü yasadışı bahis sisteminin parasal trafiğini yazdık. PEKİ YA ASIL SUÇLULAR KİM? MASAK raporlarında isimleri geçen kişiler şirketlerini alelacele devrediyor. Milyon dolarlık restoranlar, dijital yayın platformları, ödeme sistemleri elden çıkarıldı. Oysa bu sistemin kolları hâlâ aktif. Şikâyet üzerine denetlenen bir elektronik para firması hakkında Hazine ve Maliye Bakanlığı müfettişleri çok açık bir rapor hazırlıyor. Sermayenin defalarca yatırılıp çekildiği tespit ediliyor. Lisansı iptal ediliyor. Şirket sahibi dava açıp tekrar lisansını alıyor. Firma hâlâ faaliyet gösteriyor. Ankara’da gerçekleşen yasadışı bahis operasyonlarında adı geçen isimlerin elektronik ödeme firmaları hâlâ işliyor. Baronlar yakalansa bile savunmaları hazır: “Ben yasadışı bahis yapmadım.” Çünkü sistemde gerçek kimlik yok. Kod adlar var. Kapalı devre mesajlaşma sistemleri kullanılıyor. Alt kademedekiler, üsttekilerin adını dahi bilmiyor. Ama her sistem gibi bu da bir yerlere bağlanıyor. Ve bu zincirin en zayıf halkası yine en çok acıyı çekiyor. Bu sistemde en ağır cezayı kim alıyor biliyor musunuz? Bankadaki hesabını kiraya verenler. İşsiz gençler, ev hanımları, emekliler,öğrenciler… Her geçen gün çoğalan bir geçim derdi varken kulağa masum gelen teklifler yayılıyor: “Hesabını kullanmama izin ver, karşılığında para kazan.” Ama gerçek çok daha karanlık. O hesaptan geçen para yasadışı bahisten, dolandırıcılıktan ya da karapara aklamadan geliyor. Ve banka hesabını kullandıran kişi, bilerek (çaresizlikten) veya bilmeden büyük bir suçun parçası haline geliyor. Çünkü Türk Ceza Kanunu çok net: Suçtan elde edilen paranın hareketine aracılık eden kişi, 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası alabilir. “Hesabımı arkadaşıma kullandırdım”, “Komisyon almadım” savunması bile cezadan kurtarmıyor. Her bir para transferi ayrı bir suç olarak değerlendiriliyor. Sadece bir IBAN verdiği için hakkında 68 ayrı suçtan ceza istenen insanlar var. Ve bu insanlar genellikle sistemin arkasındakileri tanımıyor bile. Ama resmi kayıtlarda onlar görünüyor. Onlar yakalanıyor. Onlar hapse giriyor. Bu süreçte baronlara, sistemin asıl sahiplerine ne oluyor? Perde arkasında gizleniyorlar. Yurtdışındaki lüks dairelerinde hayatlarına devam ediyorlar. KİRLİ ÇARK kitabımda hepsini isim isim yazdım. Bu sadece bireysel bir hata değil. Bu artık bir toplumun çürüyen siniri. Devletin kurumları, bankalar, savcılıklar, medya, yargı… Herkesin sorumluluğu var. Gençler uyarılmalı, kamu spotları hazırlanmalı. Bankalar şüpheli hareketleri tespit edip raporlamalı. Yargı, aracıyla fail arasındaki farkı ayırt etmeli. Kolay para yok. Varsa da bedeli çok ağır. O bedel bazen gençliğiniz, bazen özgürlüğünüz olur. Bugün sadece IBAN verdiğiniz bir hikâye, yarın “örgüt üyeliği” dosyasına dönüşebilir. Bu kirli sistemin kurbanı olmayın. Hesabınızı kiraya vermeyin. Para temiz gözükebilir ama hesabı siz verirsiniz.

Source: Murat Ağırel


Prens ve eşine kırmızı kart

Örnek olmaları gereken o konuda yanlış yaptıklarında da eleştiri oklarının hedefi oldular. Konu üretim. Hani diyoruz ya barınaklarda sahiplenilmeyi bekleyen o kadar kedi-köpek varken çiftleştirmek ve bebek almak barınaktakilerin yaşam hakkına tecavüz diye. İşte ünlü çiftin yaptıkları tam da bu. Köpekleri Orla’yı çiftleştiren ikili, yavrulardan birini kendilerine alıp diğerlerini dağıtacakmış. Barınaktan sahiplenmek yerine çiftleştirmeyi ve yavru almayı tercih eden Prens William ve Kate Middleton’a tüm hayvan hakkı savunucularından kırmızı kart.Keklikleri avcılardan koruyunTarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Şuhut Keklik Üretme İstasyonu’nda bu yıl üretilen 9 bin kınalı kekliği doğaya salma kararı aldı. Sebebi biliyorsunuz. Kırım kongo kanamalı ateşine neden olan keneler tehlike oluşturmaya başlayınca çareyi kekliklerde buldular. Peki keklikler neden azalmıştı? Avcılar yüzünden.Umarım aynı avcılar kenelere karşı doğaya salınan keklikleri keneleri yemeden avlamazlar! Kenelerle mücadele etmek için avcılarla mücadele etmemiz gerektiğini öğrendiğimiz gün sorunumuz çözülecek.Taş kâğıt makasla soyadı seçimiAmerika’da bir çift, hangi partnerin soyadını kullanacaklarını kararlaştırmak için düğünde taş kâğıt makas oynadı. Çok eğlenceli öyle değil mi? Şu “erkeğin soyadı yürümeli” olayına da son verecek bir davranış. Kız-erkek çocuk arasındaki ayrımcılığın sonlanmasına kadar gider. Taş kâğıt makas yerine kimin soyadı güzelse onu seçme gibi bir tercih de olabilir. “Sevdiğim adamın soyadını alamayacaksam neden evleneyim” diyenlere karşı, “Sevdiğim adama soyadımı veremeyeceksem neden evleneyim” diyen kadınlar da çıkacaktır.

Source: Ömür Gedi̇k


Nihal Candan’ı bir de benden dinleyin

Adı çok duyuldu, çok eleştirildi…Sosyal medyadan tanıdınız onu. Ama ben, Nihal Candan’ı bambaşka bir yönüyle, çok kısa bir süre önce spor salonunda tanıma fırsatı buldum. Nihal’le yolumuz hiç beklemediğim bir yerde kesişti.Beklemediğim diyorum çünkü o beden, spor salonunda değil, hastane yatağında olmalıydı. Ama inatla spor salonundaydı.Yan yana spor yaptığımız için bana hep “melek kalpli spor komşum” derdi.Ama asıl melek, aynaların karşısında sessizce savaşan oydu.Bugün herkes onu konuşuyor ama onu gerçekten anlayan çok az kişi var. Bir kadın, bir terapist, bir insan olarak bu yazıyı sadece Nihal için değil; aynaya baktığında kendini eksik hisseden, yemekle savaş veren tüm genç kadınlar için yazıyorum.Ama önce, Nihal’i ve onun sessiz dünyasını anlamak için şu soruyu sormalıyız: Anoreksiya Nervoza nedir?Tartışmayla başlayan tanışma‘Sana ne benim anoreksiyamdan’Yardım eliniz ne kadar iyi niyetli olursa olsun, kişi o kapıyı açmaya hazır değilse, o kapıdan içeri giremezsiniz! Nihal’le spor salonunda karşılaştığımda, uzman bir psikolog ve yeme bozuklukları terapisti olarak onun kendine zarar veren spor alışkanlığını fark ettim ve karşılıksız, gönüllü terapistlik teklif ettim.Tepkisi sertti:“Sana ne benim anoreksiyamdan! Benim terapistim var. Git ofisinde yap mesleğini, burası spor salonu!”Ama sonra soyunma odasında yanıma gelip “Seni kırdıysam özür dilerim” dedi. İşte o an başladı gerçek tanışmamız.Nihal’in spor salonunda bıraktığı iyilik izleriSporda susuz kalanlara suyunu verir, terleyenlere havlusunu uzatır, ayakkabısını unutanlara kendi ayakkabısını ödünç verirdi. Kısacası büyük bir yüreği vardı. Ona yardımcı olmak istediğimi söylediğimde, “Bana psikolog gibi değil, dost gibi yaklaş: Uyarı değil, huzur ve sevgiye ihtiyacım var” dedi… Zayıflamak değil, anlaşılmak, sevilmek istiyordu… Onun için zayıflamak bir hedef değildi, bir bahaneydi. Anlaşılmak, sevilmek istiyordu. Vücudundan değil, kafasındaki seslerden kaçmaya çalışıyordu.Nihal’in yarım kalan hayalleriŞöhret değil, akademik başarı istiyordu. Kitap yazarak içini dökmek hayalini kuruyordu. Adalet için savaşan bir avukat olmak en büyük arzusuydu.Ve en çok da…Yargılanmadan sevilmek, sessizce huzur bulmak onun en büyük hayaliydi.İçinde büyümeyen bir kız çocuğu vardıSabah 07.00’de spor salonunda, ayıcıklı pijamalarıyla spor yapıyordu. İlk bakışta neşe dolu görünse de gözlerinin ardında büyümemiş bir kız çocuğu sessizce çırpınıyordu.Neden her gün spor salonundaydı?Her gün spor salonundaydı çünkü bedenini kontrol ederek içindeki çaresizliği ve kaybolmuşluğu saklamaya çalışıyordu. Spor onun kaçış yolu ama asla gerçek kurtuluşu değildi. Çünkü ne kadar çabalarsa çabalasın, ruhundaki boşluğu silemiyordu.Spor salonunda hastaneye gitmek istemedi6 Haziran akşamı spor salonunda son kez gördüm onu. Vücudu buz gibiydi, terliyordu ama yardım istemiyordu. Pilates dersinde fenalaştı; hastaneye gitmek istemedi, üç saat boyunca ikna edilmeye çalışıldı. İlk ambulansa binmedi, ikinci ambulans çağrıldı, annesi arandı. Zorla muz yedirildi. “Hiçbir şeyim yok” diyordu ama bedenindeki çöküş gözlerine yansıyordu. Sonunda ambulansa binmeyi kabul etti.Hastaneye gittiği için umutlanmıştık, ama erken müdahale şarttı.Spor salonundan hastaneye gitme kararı hepimize umut olmuştu ama ne yazık ki çok geç kalındı. Nihal’in hikâyesi, anoreksiyanın bireysel değil, erken müdahale ve ekip çalışması gerektiren bir savaş olduğunu acı bir gerçeklikle gösteriyor.Bir uzmandan içten bir seslenişLütfen biri kilo verdiğinde sadece “Zayıflamışsın” demeyin. Gözlerinin içine bakın, “İyi misin” diye sorun. Çünkü bazen en zararsız övgüler, en derin yaraları gizler. Bazen en çok alkış alanlar, en sessiz çığlığı atar; tıpkı Nihal Candan gibi.Artık “Nasıl görünüyorum” demek yerine, “Nasıl yaşamalıyım” diyelim. Unutmayalım, bedenimiz amacımız değil, hayat yolculuğumuzdaki en değerli aracımızdır. Nihal Candan’ı yardımseverliği ve güler yüzüyle hatırlayacağım. Ve belki bu yazı, bir başka Nihal’e geç kalmadan ulaşır… Ve o gün içimden geçen o cümle hâlâ yankılanıyor. Nihal Candan spor salonunda değil, hastanede olmalıydı…Sevgili Nihal, spordan komşun, psikolog değil dostun…Işıklar içinde uyu…Seni unutmayacağız.Anoreksiya Nervoza“Kişinin beden algısının bozulduğu, kilo alma korkusuyla yemek yemeyi reddettiği; nöropsikiyatrik kökenli ve ölüm riski en yüksek yeme bozukluklarından biridir.”Anoreksiyayı ele veren 5 sessiz alarm1- Her gün tartılır.2- Yemekten kaçmak için bahaneler üretir.3- Zayıftır ama aynada hep “fazla kiloluyum” der.4- Aşırı spor yapar, bedenini dinlemeyi unutur.5- Bedeni erir, gözleri solar, kemikler belirginleşir, sesi kısılır.Anoreksiyanın arkasındaki psikolojik etkenler∆ Anne-baba iletişim kopukluğu.∆ Baskıcı, mükemmeliyetçi aile ortamı.∆ Kusursuzluk takıntısı ve kendine acımasızlık.∆ “Şişman” etiketi, dışlanma ve aşağılanma.∆ Ruhta derin izler bırakan travmalar.∆ Sosyal medya ve moda dünyasının dayattığı zayıf beden algısı.Anoreksik birine nasıl yaklaşılmalı?∆ Önce yargılamadan, sabırla dinleyin.∆ Zorla yedirmeye çalışmayın.∆ Sevgiyle ve destekle yanında olun.∆ Profesyonel yardım almasıiçin cesaretlendirin.∆ Hastalığını değil, varlığını hatırlatın.

Source: Yelda Başaran


Türkiye”de güven krizi: Her 4 kişiden bii hiçbir Kuruma Güvenmiyor

ASAL Araştırma Şirketi”nin 12-21 Haziran 2025 tarihleri arasında Türkiye genelinde yaptığı kamuoyu araştırması, vatandaşların devlet kurumlarına yönelik güven düzeyini ortaya koydu. Ankete katılan vatandaşlara, “Sizce bugün Türkiye’nin en güvenilir kurumu hangisidir?” sorusu yöneltildi.

Anket sonuçlarına göre, en yüksek güven oranı Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)’ne verildi. Katılımcıların yüzde 18’i TSK’yı Türkiye”nin en güvenilir kurumu olarak tanımladı. TSK”yı, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yüzde 13,5 ile takip ederken, Emniyet Genel Müdürlüğü yüzde 10,6 ile üçüncü sırada yer aldı.

Ancak dikkat çeken en önemli sonuç, katılımcıların yüzde 24,9’unun “Hiçbir kuruma güvenmiyorum” yanıtını vermesi oldu. Bu oran, listedeki tüm kurumların üzerinde yer alarak Türkiye’deki kurumsal güven erozyonunu gözler önüne serdi.

Bazı dikkat çekici sonuçlar şu şekilde sıralandı:

Cumhurbaşkanlığı: %8,3

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM): %8,1

Yüksek Seçim Kurulu (YSK): %2,0

Diyanet İşleri Başkanlığı: %1,9

Belediyeler ve Yargı: %1,6

Bankalar: %1,2

Politikacılar: %1,0

Medya: %0,8

Source: Deniz Işık Balkan


Leman Dergisi Hz Muhammed karikatüründe ne vardı dergi toplatılıyor büyük tepki var

Leman dergisinin son sayısında yayımlanan karikatür, İslam dinine ve Hz. Muhammed’e yönelik saygısızlık gerekçesiyle kamuoyunda geniş tepkilere yol açtı. Tepkiler üzerine Adalet Bakanlığı soruşturma başlattı. Karikatürde ne vardı?Bombaların yağdığı bir şehirin üzerinde Hz. Muhammed ve Hz. Musa “melek” olarak selamlaşırken karikatürize edildiler. 4 kişi gözaltında Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, eser sahibi, genel yayın yönetmeni ve yazı işleri müdürünün de aralarında bulunduğu 4 kişi hakkında gözaltı kararı verildiğini duyurdu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, söz konusu kişilerden 4’ünün gözaltına alındığını bildirdi. Leman için toplatma kararı Leman dergisinin ilgili sayısına toplatma kararı verilirken, derginin sosyal medya hesaplarına da erişim engeli getirildi.

Source: Internet Haber


Beyoğlu”nda toplantı ve gösterilere geçici yasak

Beyoğlu Kaymakamlığı, ilçe sınırları içinde toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, bildiri dağıtma, oturma eylemi gibi tüm etkinliklerin 1 gün süreyle yasaklandığını bildirdi.Kaymakamlıktan yapılan açıklamada, bazı sosyal medya hesapları üzerinden bugün için toplanma çağrıları yapıldığının anlaşıldığı belirtildi.Yapılmak istenilen toplanmaların, kamu düzeni ve toplumsal barışı bozabilecek eylemlere sebebiyet verebileceğinin değerlendirildiği aktarılan açıklamada, “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”nun 17. Maddesi ve 5442 sayılı İl idaresi Kanunu”nun 32/ç maddesine istinaden; Kaymakamlığımızca idaremizde bulunan tüm açık alanlarda 1 Temmuz günü saat 00.01 itibarıyla 24 saat süreyle toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, bildiri dağıtma, oturma eylemi gibi tüm etkinlikler yasaklanmıştır.” ifadelerine yer verildi.Açıklamada, “Alınacak tedbirler kapsamında Taksim Meydanı Cumhuriyet Anıtı”nın bariyerle kapatılmasına, Taksim Meydan, Gezi Parkı ve İstiklal Caddesi”nin Galatasaray Meydanı”na kadar bariyerleme suretiyle bağlı sokaklar da dahil araç ve yaya trafiğine kapatılmasına, gerekirse kontrollü geçiş yapılmasına, aynı gün içerisinde ilçemiz genelinde meydana gelmesi muhtemel toplumsal olaylar dikkate alınarak, ihtiyaç görülmesi halinde ilçe sınırları içerisinde farklı noktalarda yaya ve araç trafiğinin kapatılmasına karar verilmiştir.” ifadeleri kullanıldı.

Source: Www.star.com.tr


Beyoğlu”nda toplantı ve gösteri yürüyüşleri 1 gün süreyle yasaklandı

Kaymakamlıktan yapılan açıklamada, bazı sosyal medya hesapları üzerinden bugün için toplanma çağrıları yapıldığının anlaşıldığı belirtildi. Yapılmak istenilen toplanmaların, kamu düzeni ve toplumsal barışı bozabilecek eylemlere sebebiyet verebileceğinin değerlendirildiği aktarılan açıklamada, “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”nun 17. Maddesi ve 5442 sayılı İl idaresi Kanunu”nun 32/ç maddesine istinaden; Kaymakamlığımızca idaremizde bulunan tüm açık alanlarda 1 Temmuz günü saat 00.01 itibarıyla 24 saat süreyle toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, bildiri dağıtma, oturma eylemi gibi tüm etkinlikler yasaklanmıştır.” ifadelerine yer verildi. Açıklamada, “Alınacak tedbirler kapsamında Taksim Meydanı Cumhuriyet Anıtı”nın bariyerle kapatılmasına, Taksim Meydan, Gezi Parkı ve İstiklal Caddesi”nin Galatasaray Meydanı”na kadar bariyerleme suretiyle bağlı sokaklar da dahil araç ve yaya trafiğine kapatılmasına, gerekirse kontrollü geçiş yapılmasına, aynı gün içerisinde ilçemiz genelinde meydana gelmesi muhtemel toplumsal olaylar dikkate alınarak, ihtiyaç görülmesi halinde ilçe sınırları içerisinde farklı noktalarda yaya ve araç trafiğinin kapatılmasına karar verilmiştir.” ifadeleri kullanıldı.

Source: Internet Haber


Gaziantep Büyükşehir, emeklilere özel yeni bir sosyal yaşam alanını hizmete açtı

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Emekliler Lokali, 30 Haziran Dünya Emekliler Günü’nde düzenlenen törenle resmen hizmete açıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etmesiyle birlikte bu vizyona uygun projelere ağırlık veren Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, eski Öğretmenevi binasının bulunduğu alanı emeklilere yönelik yeni bir sosyal yaşam alanı olarak şehre kazandırdı.

Kent merkezinde konumlanan lokal, 65 yaş üstü vatandaşlara hem ekonomik hem de sosyal katkı sunacak şekilde tasarlandı.

DOĞAYLA İÇ İÇE 6 BİN 400 METREKARELİK YAŞAM ALANI

Toplam 6 bin 400 metrekarelik alanda kurulan Emekliler Lokali, 5 bin metrekarelik açık bölümüyle doğayla bütünleşen bir ortam sunuyor.

Alan içinde çınar ağaçlarının gölgesinde oturma alanları, GBB Kültür A.Ş. yayınlarının bulunduğu kütüphane, Osmanlı mimarisinden esinlenen havuz, bin 600 metrekarelik gül bahçesi ve gölgelikli dinlenme alanları yer alıyor.

Sabah 09.00 ile akşam 20.00 saatleri arasında hizmet veren lokalde, 65 yaş üstü emekliler menüdeki ürünlerden yüzde 50 indirimle faydalanabiliyor.

Çay, kahve, soğuk içecekler ve simit gibi ürünlerle uygun fiyatlı bir sosyal buluşma noktası sunuluyor.

“KARINCALAR GİBİ ÇALIŞIP YENİ ESERLERLE HUZURUNUZA GELDİK”

Açılış töreninde konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Emekliler Lokali’nin yalnızca bir yapı değil, aynı zamanda derin anlam taşıyan bir sosyal hizmet olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Sevdiğin şeye emek verirsin. Emek verdiği şeyi seversin. O yüzden evlatlarımızı çok seviyoruz. Çünkü çok zor yetişiyor evlat. Anamızı, babamızı da o yüzden çok seviyoruz. Çünkü onlar bize çok emek veriyorlar. Şimdi bu güzel eserleri de yapmak bize nasip oldu. Hakikaten içimdeki duyguları size anlatmak istiyorum. Çok mutluyum. Buraya geldiğimiz zaman taş konuşuyor, ağaç konuşuyor, sizin gözünüzün içi konuşuyor, yüreğinizdeki kalbiniz konuşuyor. Karıncalar gibi çalışıp dev eserler yapmayı Rabb’im bize nasip etsin. Arkamızda dağ gibi durdunuz. Bu sizin duruşunuzla birlikte biz karıncalar gibi çalışıp size yeni eserler yaparak huzurlarınıza geldik.”

“HUZUR VE SOSYALLEŞMENİN YENİ MEKÂNI”

Gaziantep Valisi Kemal Çeber, lokalin açılışında yaptığı konuşmada alanın şehrin sosyal yapısına değer katacağını belirterek şöyle konuştu:

“Gerçekten de huzur ve sosyalleşmenin mekânı olacağı belli. Siz büyüklerimizi burada sohbet ederken, huzurlu bir şekilde vakit geçirirken görmek bizleri mutlu etti. Şehrin ihtiyaçlarını doğru okuma ve halkla doğrudan temas kurma sanatının başarılı bir örneğiyle karşı karşıyayız.”

“SOSYAL BELEDİYECİLİĞİN GÜZEL BİR ÖRNEĞİ”

AK Parti Grup Başkanvekili ve Gaziantep Milletvekili Abdülhamit Gül ise yaptığı konuşmada sosyal belediyecilik anlayışının güçlü bir örneğinin hayata geçtiğini belirterek, “1994’te Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’yla başlayan bu vizyon, bugün Gaziantep’te böyle kıymetli bir eserle devam ediyor. Yıllar önce Gaziantep’in kalbi olan bu mekân, şimdi yeniden şehrin sosyal yaşamına katkı sunacak.” dedi.

GENÇLER İÇİN DE TECRÜBE PAYLAŞIMI FIRSATI

AK Parti Gaziantep Milletvekili Mesut Bozatlı da alanın yalnızca yaşlılar için değil, gençler için de kıymetli bir öğrenme ortamı sunduğunu ifade ederek, “Biz de büyüklerimizden geçmişi dinlemeye gelmek isteriz buraya, gençler adına. Bu tecrübe paylaşımı çok değerli.” diye konuştu.

Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ve Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz da Emekliler Lokali’nin önemli bir mekân olduğunu belirterek Gaziantep’e kazandırılan bu yeni sosyal alan için emeği geçenlere teşekkür etti.

Source:


İSKİ baraj doluluk oranı 1 Temmuz 2025

İstanbul a su sağlayan barajlardaki doluluk seviyesi güncel olarak duyuruluyor. İSKİ nin verilerine göre mega kentte barajların ortalama doluluk oranı dün 66,23 olarak ölçülmüştü. Peki 1 Temmuz da İstanbul da baraj doluluk oranı yüzde kaç oldu?1 TEMMUZ İSTANBUL BARAJ DOLULUK ORANI YÜZDE KAÇ? İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, baraj doluluk oranı yüzde 65,86 olarak ölçüldü. İSTANBUL DA BARAJLARIN DOLULUK ORANI DÜŞÜŞTE! İSKİ verilerine göre, barajlardaki doluluk oranı 30 Haziran itibarıyla yüzde 66,23 olarak ölçüldü. Barajlardaki doluluk oranları Alibey de yüzde 49,56, Terkos ta yüzde 69,12, Elmalı da yüzde 81,06, Darlık ta yüzde 72,06, Ömerli de yüzde 72,67, Büyükçekmece de yüzde 61,03, Sazlıdere de yüzde 51,44, Istrancalar da yüzde 24,12, Kazandere de yüzde 64,87, Pabuçdere de ise yüzde 65,18 olarak ölçüldü. İSKİ istatistiklerine göre, 30 Haziran da baraj doluluk oranları 2015 te yüzde 86,1, 2016 da yüzde 71,64, 2017 de yüzde 77,86, 2018 de yüzde 80,23, 2019 da yüzde 78,44, 2020 de yüzde 64,88, 2021 de yüzde 73,66, 2022 de yüzde 73,9, 2023 te yüzde 43,97, 2024 te yüzde 69,68 ve 2025 te yüzde 66,23 olarak kaydedildi. Bu yaz mevsiminde bireysel davranışlarımızla büyük farklar oluşturabiliriz İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2005 yılından bu yana İSKİ barajlarında özellikle kış aylarında doluluk oranlarının yüzde 70 ile 90 bandına kadar çıkabildiğini ancak sonbaharda sıcaklıkların artması ve su tüketiminin yükselmesiyle birlikte bu oranların yüzde 20 lerin altına kadar gerileyebildiğini söyledi. Toros, 2007, 2008, 2014 ve 2021 yıllarının sonbahar mevsimlerinde barajlardaki doluluk oranının yüzde 20 nin altına indiğini ve bu durumun o yıllarda ciddi su sıkıntısı endişesine yol açtığını belirterek, bu yıl da benzer bir riskin bulunduğunu kaydetti. Mevcut durumu dikkatle takip ettiklerini kaydeden Toros, Bu yıl Nisan ve Mayıs aylarında baraj doluluk oranları yüzde 70 in üzerindeydi. Ancak 21 Haziran 2025 itibarıyla bu oranların yüzde 70 in altına indiğini görüyoruz. Sıcak hava dalgaları ve artan su tüketimi nedeniyle yaz ortasında bu seviyelerin daha da hızlı düşme riski var. Bu da su temininde zorluklara neden olabilir. diye konuştu. Toros, suyun kıymetinin her geçen yıl daha da arttığını belirterek, Su, sadece bireysel sağlığımız için değil, toplumsal sürdürülebilirliğimiz açısından da hayati önemde. Sıcak havalarda artan su ihtiyacını karşılayabilmek için mevcut kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmak zorundayız. Vatandaşlarımızdan su israfından kaçınmalarını, musluklarını gereksiz yere açık bırakmamalarını, çamaşır ve bulaşık makinelerini tam dolmadan çalıştırmamalarını rica ediyoruz. ifadelerini kullandı. Gelecek nesillerin su sıkıntısı yaşamaması için toplumsal bilinç oluşturulması gerektiğini vurgulayan Toros, Bu yaz mevsiminde bireysel davranışlarımızla büyük farklar oluşturabiliriz. Çocuklarımıza ve gençlerimize suyun değeri, israfın sonuçları anlatılmalı. Bu, geleceğe yapılacak en önemli yatırımlardan biridir. Unutmayalım ki her damla çok kıymetli. dedi.

Source: Habertürk


Bakan Işıkhan en düşük emekli maaşına zam müjdesini verdi! İşte masadaki rakamlar

3 Temmuz”da açıklanacak Haziran ayı enflasyon verileri doğrultusunda memur ve emekli zammı netleşecek. Hükümetin öncelikli gündemi, en düşük emekli maaşının artırılması olacak. Kök maaşı 14 bin 469 TL”nin altında olan emekliler, mevcut haliyle temmuz ayında zam alamıyor. Bu nedenle, düşük maaşlı emeklilerin tamamının artıştan faydalanabilmesi için yasal düzenleme planlanıyor. “3 TEMMUZ SONRASI GÖRÜŞMELERİ YAPACAĞIZ” Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, en düşük emekli aylığına yönelik düzenlemeyle ilgili açıklamalarda bulundu. Beştepe”deki Kabine toplantısı sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Işıkhan, “3 Temmuz”da Haziran ayı enflasyon rakamı belli olduğunda, yılın ilk 6 ayında gerçekleşen TÜFE de ortaya çıkacak. Bu rakamların netleşmesiyle birlikte Hazine ve Maliye Bakanımız ile Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz başkanlığında gerekli görüşmeleri yapacağız. Ardından konu ile ilgili rakam çok kısa süre içinde Meclis”e sunulacaktır. Takdir Türkiye Büyük Millet Meclisi”nindir” dedi.Bakan Işıkhan, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler”in de konuyla ilgili açıklamalar yaptığını hatırlatarak, “İnşallah hayırlı olur emeklilerimiz için” ifadesini kullandı. KAMU İŞÇİLERİNE SON TEKLİF BU HAFTA Toplu sözleşme süreciyle ilgili de bilgi veren Işıkhan, kamu işçilerini kapsayan görüşmelerde sona gelindiğini belirtti. Işıkhan, “Kamu Çerçeve Protokolü kapsamında, TÜHİS aracılığı ile sendikalarımıza son teklifimizi bu hafta sunacağız. İnşallah makul bir noktada anlaşma sağlanacağına inanıyorum” dedi. EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI İÇİN 3 İHTİMAL ÜZERİNDE DURULUYOR Son açıklanan enflasyon verileri doğrultusunda 5 aylık kümülatif artış yüzde 15.09 seviyesinde. Haziran ayı enflasyonunun yüzde 1.5 civarında gerçekleşmesi halinde zam oranının yüzde 16.81″e ulaşması ve en düşük maaşın 16.901 TL olması bekleniyor.Bununla birlikte, enflasyondan bağımsız olarak yapılabilecek artış senaryoları da konuşuluyor. Bu senaryolara göre;Yüzde 20 zam yapılırsa maaş 17.363 TL olacak,Yüzde 25 zam durumunda maaş 18.086 TL”ye çıkacak,Yüzde 30 zam uygulanırsa en düşük maaş 18.810 TL seviyesine ulaşacak.Haziran ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla birlikte, zam oranı ve nihai maaş tutarı da kesinlik kazanacak.

Source: Abdullah Karlıdağ


Adalet Bakanı Tunç'tan Leman Dergisi'nin karikatürüne tepki: Provokasyonlar tehlikelidir

Leman dergisinin 26 Haziran 2025 tarihli sayısında yer alan karikatür ile ilgili dini değerlerin alenen aşağılandığı gerekçesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re”sen soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçlaması ile derginin imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni, yazı işleri müdürü, müessese müdürü, grafikerler ve karikatürü çizen kişinin de aralarında bulunduğu 6 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. BAKAN TUNÇ”TAN tv100″E ÖZEL AÇIKLAMA Adalet Bakanı Yılmaz Tunç soruşturmaya ilişkin tv100″e özel açıklamalarda bulundu. Tunç açıklamasında, “Asla kabul edilemez, burada çirkin bir saldırı oldu maalesef. Yayınlanan bu karikatür bir ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilecek bir karikatür değildir. Hem dini değerlerimize açıkça saldırı teşkil ediyor hem de toplumsal huzur ve barışa saldırı niteliğinde. “6 GÖZALTI VAR, 3″Ü YAKALANDI” Dolayısıyla adli soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında 6 gözaltı var, 3″üne yakalama işlemi yapıldı diğerleri ile de süreç devam ediyor. Özellikle karikatür peygamber efendimize yönelik açıkça saygısızlık, milletimizin dini değerlerine alenen aşağılamaya yönelik bir hareket. Bu çerçevede İstanbul Başsavcılığı gerekli soruşturmayı başlattı. “BU TÜR PROVOKASYONLAR TEHLİKELİDİR” Bizim inanç değerlerimiz toplumu bir arada tutun değerlerimiz. Dolasıyla iç cephemizi güçlendirme olarak tanımladığımız Terörsüz Türkiye dediğimiz toplumsal barış ve huzurumuzu daha da kuvvetlendirdiğimiz bu önümüzdeki süreçte bu tür provokasyonlar tehlikeli provokasyanlardır.KAYNAK: TV100

Source: Ekim Devrim Manduz


Kızına devletin aracını tahsis eden rektör bu kez de eşi için bölüm taşıdı

Nevşehir Hacıbektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin”in eşi Banu Aktekin 2021-2022 Eğitim Öğretim yılında özel yetenek sınavı ile Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Bölümü”ne ek yerleştirme sonuçlarının ardından girdi. Özel yetenek sınavı için açılan ek kontenjandan da sadece 1 kişi alınması ve onun da Rektörün eşi Banu Aytekin’in olması ise dikkat çekti.

EŞİ İÇİN BÖLÜMÜ BAŞKA İLÇEYE ALDIRDI

Rektör Aktekin, eşinin bölüme öğrenci olarak başlamasının ardından senato kararıyla Hacıbektaş ilçesinde bulunan Cam ve Seramik bölümünü Nevşehir merkeze 10 km uzaklıkta bulunan Avanos ilçesine taşıdı.

MEZUNİYET SONRASI BÖLÜM ESKİ İLÇEYE ALINDI

Rektör Aktekin, eşinin 4 yıllık eğitimini tamamlayarak mezun olmasının ardından Cam ve Seramik bölümünü tekrar senato kararıyla Nevşehir merkeze 55 km uzaklıkta bulunan Hacıbektaş ilçesine aldırdı.

MEZUNİYET TÖRENİNDE EŞİNİN YANINDA

Öte yandan Rektör Aktekin’in eşi Banu Aktekin’i mezuniyet töreninde de yalnız bırakmadığı ortaya çıktı. Aktekin’in mezuniyet töreninde eşi Banu Aktekin’i sarılarak kutladı.

DEVLETİN ARACINI DA KIZI İÇİN TAHSİS ETMİŞTİ

Nevşehir Hacıbektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin, devletin resmi plakalı aracını 12 yaşındaki kızının öğrenci servisine çevirmesiyle de gündeme gelmiş ve büyük tepki toplamıştı.

Source: Müslüm Evci̇


Devlet Bahçeli kürsüden LeMan”ı hedef aldı: “İslamofobiye karşı bir eylem planı hazırlanmalı”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM”deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hz. Muhammed ve Hz. Musa”yı karikatürde tasvir ettiği iddia edilen, dün gece de gericilerin hedefi olan LeMan Dergisi “ne yönelik başlatılan soruşturmaya ilişkin konuşan Bahçeli , Yabancı benzerlerini aratmayacak ilkellikte yayın yapan, sözde bir mizah dergisinde efendimiz Resulullah”a yapılan iğrenç saldırıyı nefretle lanetliyor, İslamofobi tehdidinin ülke içine sızmasına karşı siyasi, stratejik, hukuki bir eylem planı hazırlanmasını önemli görüyorum ifadelerini kullandı. CHP KURULTAY DAVASI YORUMU: “BİR BÜTÜN HALİNDE…” 8 Eylül tarihine ertelenen CHP kurultay davası hakkında da konuşan Bahçeli, şunları ifade etti. Elbette CHP”nin 38. Kurultayı ile ilgili görünen mutlak butlan davasının ve bu dava duruşmasının 8 Eylül 2025″e ertelenmesinin bizim nazarımızda herhangi bir değeri ve gündemi yoktur. Fakat CHP”nin kendi içinde birlik ve dirlik halinde olması, iç huzur ve dengeyi yakalamasının Türk demokrasisinin hayrına olacağı kanaatindeyim. Sosyalist Enternasyonal”in yörüngesinde sorgusuz sualsiz dönerek değil, Atatürk”ün izinden yürüyerek, istikrarsızlıktan ve sonu meçhul kargaşalardan kurtulacaklarının düşüncesindeyim. 8 Eylül”den bir gün sonra tarihi bir gün olan 9 Eylül”e bir ve bütün halinde ulaşması CHP için demokratik bir fırsattır. ÖZGÜR ÖZEL”İ DE HEDEF ALDI CHP Genel Başkanı Özgür Özel”i hedef alan Bahçeli, CHP Genel Başkanı”nın Avrupa”da Türkiye”nin aleyhine konuşması karanlık üslubun, kararmış ve katılaşmış mensubiyetin bilincinin somut yansımasından başka bir şey değildir dedi. Bahçeli, Yabancıların karşısında nabza göre şerbet veren bir siyasetçinin ülkesini ve milletini tartışması, hatta kötüleme yarışına girmesi utanç duyulacak bir ilkesizlik ve itibarsızlıktır diye konuştu. “YENİ SÜREÇ” MESAJI PKK”nin fesih ve silah bırakma kararını açıkladığı yeni süreç ile ilgili konuşan Bahçeli, Terörsüz Türkiye hedefi doğru zamanda atılan doğru adımdır. Milli vicdanın tereddütsüz harekete geçmesidir. Süreklilik içeren barış ve refah ortamına duyulan özlemdir dedi. Bahçeli, şöyle devam etti: 27 Şubat İmralı açıklamasına müzahir şekilde PKK örgütsel varlığını feshettiğini ve silahları bıraktığını 12 Mayıs”ta açıklamıştır. DEM Parti”nin sorumlu ve sonuç odaklı temasları ise kayda değerdir. Kanlı süreç bütünüyle sonlanmalıdır. Kara bir dönem açılmamak üzere kapanmalıdır. Barış havası hakim olmalıdır. Bundan geriye dönüş yoktur, aksi halde doğacak sonuçların bedeli vahim ötesidir. RAHATSIZLIĞI SONRASI YAPILAN YORUMLARA ATEŞ PÜSKÜRDÜ Bahçeli”nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: * Geçirmiş olduğum rahatsızlık sebebiyle ayrılığa gönülsüz de olsa boyun eğmek zorunda kaldık. Buna rağmen çalışmalarımızı kesintisiz sürdürdük. Türkiye ve Dünya gündemini yakından takip ve not ettik. İhtiyaç olan her durumda görüş ve düşüncelerimizi aziz milletimizle paylaştık ancak fitne durur mu elbette durmadı duraklamadı. Yaylım ateşine ara vermedi. Yapay zeka ile konuştuğumu ileri süren kabak kafaları zehirli dilleri, O kendisi değil, dublörü diyen özürlü beyinleri şaşkınlıkla izledik. * Dublör kullanıyor o değil yerine robot yapılmış gerçekler gizleniyor çoktan öldü diyen şarlatanlara hayretler içinde şahit olduk. Bilmiyorlar ki taşıdığımız can emanetini alacak sadece ve sadece hikmetinden Sual olunmayacak yüce Allah’tır. * Şükürler olsun ki sağlığımız saadetimiz ve kuvvetimiz yerindedir. Üstelik yapacak çok daha çok işimiz ulaşılacak daha çok hedefimiz sevindirecek daha çok dostumuz titretecek daha çok düşmanımız vardır. Türk milleti layık olduğu refah huzur ve gelişmişlik seviyesinde muhakkak yükselecektir. Ormanlar milli servettir ormanlar manevi berekettir. Bir ağacın yanması bir ormanın yok olması esasen ülke ve millet varlığına kastetmektir. LEMAN DERGİSİ”Nİ HEDEF ALDI * Peygamberimize saldırıyı lanetliyorum. İslamofobiye karşı hukuki eylem planı hazırlanmalı. Sözde mizah dergisinde Efendimiz Resulullah”a yapılan iğrenç saldırıyı nefretle lanetliyor, İslamofobi tehdidine karşı bir eylem planı hazırlanmasını önemli görüyorum. ORMAN YANGINLARI * İhmalkarlıktan dikkatsizlikten düşüncesizlikten tedbirsizlikten pervasızlıktan magandalıktan veya sabotajlardan kaynaklı yangınlar artık tahammül sırlarını aşmıştır. Geçen hafta ülkemizin farklı il ve ilçelerinde çıkan orman yangınları olağanüstü dönemlerin alınmasını mecburi hale getirmiştir. Yaz aylarında acaba ormanlarımız gene yanacak mı sorusunun devamlı surette aklımıza gelmesi sonra da korktuğumuzun başımıza gelmesi rutinleşen ve milletimizi derinden yaralayan bir kısır döngü haline almıştır. İnanıyorum ki yanan ormanlarımızın tekrar yeşillenmesi tekrar eski güzelliğine kavuşması elbirliğiyle mümkün olacaktır. Yangınlarla mücadelede aktif olarak devreye giren sahada çalışan görevlilerle koordineli biçimde faaliyet gösteren zamanında alarma geçen Ülkü ocakları eğitim ve Kültür vakfımızın her mensubuna gönülden teşekkür ediyorum. Yangınlara karşı devletin her kurumu ile dayanışma halindeyiz. Yangınlarla boğuşan insanımıza geçmiş olsun diyorum. Bu felaketin de altından kalkacağımıza yaralarımızı teker teker saracağımıza kalpten inanıyorum. HEDEFİNDE YİNE CHP VAR * Muhalefetin siyasi ahlak ve vicdan bağlamında şiddetli bir yıkıma maruz kaldığı ortadadır. Filiz verip yapraklanması imkansız kütük gibi görünenlerden ne ülkemize ne de milletimize bir yararı dokunmayacaktır. Kuşku bulutlarının altında tedirgin fısıltıların boyunduruğunda şaibeli ilişkilerin merkezinde yer alanların dört başı mamur siyasi karakter ve ahlaki duruş göstermeleri boşuna bir hevestir. * Belediyeleri saran yolsuzluk tufanından tutun da parti kongrelerinin gölgesine kadar her çarpık ve gayrimeşru vakanın ortaya çıkması en başta milletimize büyük bir hakarettir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin mahkemelik olması günden güne ağırlaşan hastalıklı bünyesinin sonucudur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38. kurultayı ile ilgili görülen davasının ve bu dava duruşmasının 8 Eylül 2025’e ertelenmesini bizim nazarımızda herhangi bir değeri, bir gündemi yoktur. ERTELENEN KURULTAY DAVASI * 9 Eylül”e bir ve bütün halinde ulaşması Cumhuriyet Halk Partisi için demokratik bir fırsattır. Eğer bu samimi tavsiyelerimiz gerçekleşmezse bu parti Türk siyasetini yıpratacaktır. Hem siyasi varlığına yazık edecek hem de Türk demokrasisini zedeleyecektir. Maalesef Cumhuriyet Halk Partisi artık siyasi hedefleri için devletin kaynaklarını kanun dışı yollardan kullanacak ve şebeke oluşturacak kadar çizmeyi açmıştır. * Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkanının Avrupa’da Türkiye’nin aleyhine konuşması karanlık üslubun kararmış ve katılaşmış bilincinin somut yankısından başka bir şey değildir. Neymiş bu zat alman sosyal demokrat Parti’nin kongresinde ayakta alkışlanmış. Geçiniz bu masalları gelin de külahıma anlatın bu zırvaları. Yabancıların karşısında nabza göre şerbet veren bir siyasetçinin ülkesini ve milletini tartışması hatta kötüleme yarışına girmesi utanç duyulacak bir ülkesizlik ve itibarsızlıktır. CHP”nin geleceğinin dış güçlerin insaf ve merhametine terk edenlerin Kuvayi milliyetçiliğe geçiş yapmaları oldukça üzücüdür. Muhataplarını samimiyetle ikaz ediyoruz. Aklınızı başınıza alın tarihin ve milletin hükmüne kulak verin. TERÖRSÜZ TÜRKİYE MESAJI * Yeni yüzyılda teröre yeri yoktur. Bugüne kadar ödenen bedeller çekilen çilelere tekrar katlanmak yeniden muhatap kalmak söz konusu değildir. Türkiye yeni bir döneme geçmiştir. Bu nedenle PKK’nın silah bırakma sürecini tamamlaması bir an evvel sağlanmalı. Hiç kimsenin altından kalkamayacağı yeni çatışmalara yol açacak sivri tariflere karşı azami derecede dikkat edilmelidir. * PKK örgütsel varlığını feshettiğini ve silahları bıraktığını açıklamıştır. DEM Parti”nin sorumlu ve sonuç odaklı temasları ise kayda değerdir. Kanlı süreç bütünüyle sonlanmalıdır. Umutlar kabarmalı barış havası hakim olmalıdır. Bundan geriye dönüş yoktur. Aksi halde doğacak sonuçların bedeli vahim ötesidir. Milletimizin her ferdine elimizi uzatıp ferah ve selamet dolu bir geleceğin mimarisini Cumhur İttifakı olarak temin edeceğiz. NÜKLEER İDDİALARI FECİ TEHDİTLERİN VARLIĞINA İŞARET * Bizi tek yürek yapan bu muhteşem değerler malzemesi bir günde oluşmamıştır. Bizler buna milli kültür diyoruz doğudan batıya kuzeyden güneye hep birlikte vücut verdiğimiz bu milli kültürde şeref var haysiyet vardır vicdan var merhamet vardır şiir var marş vardır halay var zeybek var boran vardır. Bir bayram sabahı ellerinden öpülmesi bir Kandil gecesi duaların edilmesi ve yeri geldiğinde ya istiklal ya ölüm denilmesi vardır. * Nükleer silahların kullanımı ile ilgili iddialar feci tehditlerin varlığına işarettir. Yeni bir dünya savaşının fitilini tutuşturmak için adeta planlı bir rekabet söz konusudur. Gazze”de emzik yerine kefenlenmiş çocuklar rezil rüsva olmuş bir dünya gerçeği karşımızdadır. İşte bu ibretlik gerçeğe karşı terörsüz Türkiye milli varlığımızın iç barış ve huzurumuzun ebedi güvencesi aşılması mümkün olmayan kale duvarıdır. * Siyonist emperyalist barbarlığın maksadı bellidir. Türkiye’nin etkisizleştirilmesini temin etmektir. Gücüne güç katan savunma sanayinde altın çağını yaşayan milli birlik ve beraberliğini perçinleyen Türkiye’mizi çekemeyen rahatsız ve huzursuz olmasını hedefleyen zülüm projeleri devrededir. Bu habis projeleri yırtıp atacağız. Türkiye’yi canımız ve kanımız pahasına koruyacağız.

Source: Haber Merkezi


MHP lideri Bahçeli”den LeMan dergisine sert tepki

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuşuyor.Bahçeli”nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:Peygambere saldırıyı, sözde mizah dergisinin karikatürünü lanetliyorum. Dergi yabancı benzerlerini aratmayacak ilkelliktedir. İslamofobiye karşı hukuki eylem planı hazırlanmalı.Canımızı acıtan ciğerlerimizi yakan bazı münferit olayların varlığını inkar etmek mümkün değildir. Her yaz geldiğinde çıkan orman yangınları bunlardan birisidir. Ormanlar milli servettir. Bir ağacın yok olması ülke ve millet bütünlüğüne kast etmektir. Yangınlar artık tahammül sınırlarını aşmıştır.Orman yangınları olağanüstü önlemlerin alınmasını mecburi hale gelmiştir. CHP”nin mahkemelik olması günden güne ağırlaşan hastalıklı bünyesinin sonucudur. CHP”nin 38″inci kurultayı ile görülen mutlak butlan davası ve duruşmanın 8 Eylül”e ertelenmesinin bizim nazarımızda herhangi bir değeri yoktur. Fakat CHP”nin kendi içinde birlik halinde olması, iç huzur ve dengeyi yakalaması Türk demokrasisinin hayrına olacağı kanaatindeyim.Sosyalist Enternasyonal”in yörüngesinde dönerek değil, Atatürk”ün izinden yürüyerek istikrarsızlıktan kurtulacakları düşüncesindeyim. 8 Eylül”den bir gün sonra tarihi bir gün olan 9 Eylül”e bir ve bütün halde ulaşması demokratik bir fırsattır. CHP artık kartel partisidir. Yani siyasi hedefleri için devletin kaynaklarını kanun dışı yollardan kullanacak kadar çizmeyi aşmıştır. Dehşet veren kanunsuzluk, hukuksuzluk ve yolsuzluk markası olmaya da açık ara namzettir.Özel”in Almanya”da Türkiye”yi şikayet etmesi utançtır. Yabancıların karşısında nabza göre şerbet veren bir siyasetçinin ülkesini karalaması utanç vericidir. CHP kökünden kopmuştur. CHP”yi samimiyetle ikaz ediyoruz. Aklınızı başınıza alın, tarihe kulak verin.Terörsüz Türkiye hedefi doğru zamanda atılan doğru bir adımdır. Yeni yüzyılda teröre yer yoktur. Bugüne kadar yüreklerimizi kavuran acılara tekrar katlanmak söz konusu değildir. Türkiye yeni döneme geçti. PKK bir an önce silah bırakmalı.PKK örgütsel varlığını feshettiğini 12 Mayıs”ta açıklamıştır. Kara bir dönem açılmamak üzere kapanmalıdır. Barış havası hakim olmalıdır. Bundan geriye dönüş yok, aksi halde sonuç vahim ötesidir. “

Source: Dünya Gazetesi


Bahçeli, hastalığı sürecindeki iddialar hakkında ilk kez konuştu: Dublör kullanıyor diyenler…

Grup toplantısında yaptığı konuşmada gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulunan MHP Lideri Devlet Bahçeli, hastalık sürecinde ortaya atılan iddialara da yanıt verdi. “ÖLDÜ DİYEN ŞARLATANLARA…” “Geçirmiş olduğum rahatsızlık sebebiyle ayrılığa gönülsüz de olsa boyun eğmek zorunda kaldık” diyen Bahçeli, “Buna rağmen çalışmalarımızı kesintisiz sürdürdük. Türkiye ve Dünya gündemini yakından takip ve not ettik. İhtiyaç olan her durumda görüş ve düşüncelerimizi aziz milletimizle paylaştık ancak fitne durur mu elbette durmadı duraklamadı. Yaylım ateşine ara vermedi. Yapay zeka ile konuştuğumu ileri süren kabak kafaları zehirli dilleri şaşkınlıkla izledik. Dublör kullanıyor, o değil yerine robot yapılmış, gerçekler gizleniyor, çoktan öldü diyen şarlatanlara hayretler içinde şahit olduk. Bilmiyorlar ki taşıdığımız can emanetini alacak sadece ve sadece hikmetinden Sual olunmayacak yüce Allah”tır” ifadelerine yer verdi. Bahçeli”nin açıklamalarından satırbaşları; “Peygamberimize saldırıyı lanetliyorum. İslamofobiye karşı hukuki eylem planı hazırlanmalı. Sözde mizah dergisinde Efendimiz Resulullah”a yapılan iğrenç saldırıyı nefretle lanetliyor, İslamofobi tehdidine karşı bir eylem planı hazırlanmasını önemli görüyorum. Geçirmiş olduğum rahatsızlık sebebiyle ayrılığa gönülsüz de olsa boyun eğmek zorunda kaldık. Buna rağmen çalışmalarımızı kesintisiz sürdürdük. Türkiye ve Dünya gündemini yakından takip ve not ettik. İhtiyaç olan her durumda görüş ve düşüncelerimizi aziz milletimizle paylaştık ancak fitne durur mu elbette durmadı duraklamadı. Yaylım ateşine ara vermedi. Yapay zeka ile konuştuğumu ileri süren kabak kafaları zehirli dilleri şaşkınlıkla izledik. Dublör kullanıyor o değil yerine robot yapılmış gerçekler gizleniyor çoktan öldü diyen şarlatanlara hayretler içinde şahit olduk. Bilmiyorlar ki taşıdığımız can emanetini alacak sadece ve sadece hikmetinden Sual olunmayacak yüce Allah”tır. “SAĞLIĞIMIZ, KUVVETİMİZ YERİNDEDİR” Şükürler olsun ki sağlığımız saadetimiz ve kuvvetimiz yerindedir. Üstelik yapacak çok daha çok işimiz ulaşılacak daha çok hedefimiz sevindirecek daha çok dostumuz titretecek daha çok düşmanımız vardır.Türk milleti layık olduğu refah huzur ve gelişmişlik seviyesinde muhakkak yükselecektir. Ormanlar milli servettir ormanlar manevi berekettir. Bir ağacın yanması bir ormanın yok olması esasen ülke ve millet varlığına kastetmektir. İhmalkarlıktan dikkatsizlikten düşüncesizlikten tedbirsizlikten pervasızlıktan magandalıktan veya sabotajlardan kaynaklı yangınlar artık tahammül sırlarını aşmıştır. Geçen hafta ülkemizin farklı il ve ilçelerinde çıkan orman yangınları olağanüstü dönemlerin alınmasını mecburi hale getirmiştir. Yaz aylarında acaba ormanlarımız gene yanacak mı sorusunun devamlı surette aklımıza gelmesi sonra da korktuğumuzun başımıza gelmesi rutinleşen ve milletimizi derinden yaralayan bir kısır döngü haline almıştır. İnanıyorum ki yanan ormanlarımızın tekrar yeşillenmesi tekrar eski güzelliğine kavuşması elbirliğiyle mümkün olacaktır. Yangınlarla mücadelede aktif olarak devreye giren sahada çalışan görevlilerle koordineli biçimde faaliyet gösteren zamanında alarma geçen Ülkü ocakları eğitim ve Kültür vakfımızın her mensubuna gönülden teşekkür ediyorum. Yangınlara karşı devletin her kurumu ile dayanışma halindeyiz. Yangınlarla boğuşan insanımıza geçmiş olsun diyorum. Bu felaketin de altından kalkacağımıza yaralarımızı teker teker saracağımıza kalpten inanıyorum. “CUMHURİYET HALK PARTİSİ”NİN MAHKEMELİK OLMASI…” Muhalefetin siyasi ahlak ve vicdan bağlamında şiddetli bir yıkıma maruz kaldığı ortadadır. Filiz verip yapraklanması imkansız kütük gibi görünenlerden ne ülkemize ne de milletimize bir yararı dokunmayacaktır. Kuşku bulutlarının altında tedirgin fısıltıların boyunduruğunda şaibeli ilişkilerin merkezinde yer alanların dört başı mamur siyasi karakter ve ahlaki duruş göstermeleri boşuna bir hevestir. Belediyeleri saran yolsuzluk tufanından tutun da parti kongrelerinin gölgesine kadar her çarpık ve gayrimeşru vakanın ortaya çıkması en başta milletimize büyük bir hakarettir. Cumhuriyet Halk Partisi”nin mahkemelik olması günden güne ağırlaşan hastalıklı bünyesinin sonucudur. Cumhuriyet Halk Partisi”nin 38. kurultay ile ilgili görünen davasının ve bu dava duruşmasının 8 Eylül 2025″e ertelenmesini bizim nazarımızda herhangi bir değeri bir gündemi yoktur. 9 Eylül”e bir ve bütün halinde ulaşması Cumhuriyet Halk Partisi için demokratik bir fırsattır. Eğer bu samimi tavsiyelerimiz gerçekleşmezse bu parti Türk siyasetini yıpratacaktır. Hem siyasi varlığına yazık edecek hem de Türk demokrasisini zedeleyecektir. Maalesef Cumhuriyet Halk Partisi artık siyasi hedefleri için devletin kaynaklarını kanun dışı yollardan kullanacak ve şebeke oluşturacak kadar çizmeyi açmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkanının Avrupa”da Türkiye”nin aleyhine konuşması karanlık üslubun kararmış ve katılaşmış bilincinin somut yankısından başka bir şey değildir. Neymiş bu zat alman sosyal demokrat Parti”nin kongresinde ayakta alkışlanmış. Geçiniz bu masalları gelin de külahıma anlatın bu zırvaları. Yabancıların karşısında nabza göre şerbet veren bir siyasetçinin ülkesini ve milletini tartışması hatta kötüleme yarışına girmesi utanç duyulacak bir ilkesizlik ve itibarsızlıktır. “AKLINIZI BAŞINIZA ALIN” CHP”nin geleceğinin dış güçlerin insaf ve merhametine terk edenlerin kuvayi milliyetçiliğe geçiş yapmaları oldukça üzücüdür. Muhataplarını samimiyetle ikaz ediyoruz. Aklınızı başınıza alın tarihin ve milletin hükmüne kulak verin. “UMUTLAR KABARMALI, BARIŞ HAVASI HAKİM OLMALI” Yeni yüzyılda teröre yeri yoktur. Bugüne kadar ödenen bedeller çekilen çilelere tekrar katlanmak yeniden muhatap kalmak söz konusu değildir. Türkiye yeni bir döneme geçmiştir. Bu nedenle PKK”nın silah bırakma sürecini tamamlaması bir an evvel sağlanmalı. Hiç kimsenin altından kalkamayacağı yeni çatışmalara yol açacak sivri tariflere karşı azami derecede dikkat edilmelidir. PKK örgütsel varlığını fes ettiğini ve silahları bıraktığını açıklamıştır. DEM Parti”nin sorumlu ve sonuç odaklı temasları ise kayda değerdir. Kanlı süreç bütünüyle sonlanmalıdır. Umutlar kabarmalı barış havası hakim olmalıdır. Bundan geriye dönüş yoktur. Aksi halde doğacak sonuçların bedeli vahim ötesidir. Milletimizin her ferdine elimizi uzatıp ferah ve selamet dolu bir geleceğin mimarisini Cumhur İttifakı olarak temin edeceğiz.”

Source: Haberler


Son Dakika: Bahçeli”den önemli mesajlar: Geri dönüş yok! Skandal karikatüre de tepki

SON DAKİKA HABERİ: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli, sözde mizah dergisi Leman”ın alçaklığına ilişkin, “hukuki eylem planı hazırlanmalı” önerisinde bulundu.Bahçeli yeni bir Terörsüz Türkiye mesajı daha verdi. “Kanlı süreç bütünüyle sonlanmalıdır.” diyen Bahçeli, “Umutlar kabarmalı barış havası hakim olmalıdır. Bundan geriye dönüş yoktur. Aksi halde doğacak sonuçların bedeli vahim ötesidir.” açıklamasında bulundu.Bahçeli”nin açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:KARİKATÜR PROVOKASYONUKerbela’da şehit edilen Hz.Hüseyin ile beraber ehli beytin 71 muhterem isminin acısını hissettiğimiz, hepsini birden rahmet ve hürmetle yad ettiğimiz Muharrem ayının beşinci gününde hamd olsun birlikteyiz. Hüseyni ahlakın izinden yürüyerek Yezid zulmüne amansız karşı duruyor, mazlumların çöl kumlarına dökülen kanlarının esasen hepimizin kanı olduğuna inanıyoruz.Yabancı benzerlerini aratmayacak ilkellikte yayın yapan sözde bir mizah dergisinde Efendimiz Resulullah’a yapılan iğrenç saldırıyı nefretle lanetliyor, İslamofobi tehdidinin ülke içine kadar sızmasına karşı siyasi, stratejik ve hukuki bir eylem planı hazırlanmasını önemli görüyorum.Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri’mizin kuruluşunun 2234’üncü yıl dönümünü iftiharla kutluyor, aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize uzun ömür, kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her kademedeki neferine üstün başarılar diliyorum.Bu haftaki grup toplantımızın başında müstesna heyetinizi muhabbetle selamlıyor, en iyi dileklerimi sunuyorum.HASTALIK SÜRECİNDEKİ İDDİALARGeçirmiş olduğum rahatsızlık sebebiyle ayrılığa gönülsüz de olsa boyun eğmek zorunda kaldık. Buna rağmen çalışmalarımızı kesintisiz sürdürdük. Türkiye ve Dünya gündemini yakından takip ve not ettik. İhtiyaç olan her durumda görüş ve düşüncelerimizi aziz milletimizle paylaştık ancak fitne durur mu elbette durmadı duraklamadı. Yaylım ateşine ara vermedi. Yapay zeka ile konuştuğumu ileri süren kabak kafaları zehirli dilleri şaşkınlıkla izledik. Dublör kullanıyor o değil yerine robot yapılmış gerçekler gizleniyor çoktan öldü diyen şarlatanlara hayretler içinde şahit olduk. Bilmiyorlar ki taşıdığımız can emanetini alacak sadece ve sadece hikmetinden Sual olunmayacak yüce Allah’tır.Şükürler olsun ki sağlığımız saadetimiz ve kuvvetimiz yerindedir. Üstelik yapacak çok daha çok işimiz ulaşılacak daha çok hedefimiz sevindirecek daha çok dostumuz titretecek daha çok düşmanımız vardır.Türk milleti layık olduğu refah huzur ve gelişmişlik seviyesinde muhakkak yükselecektir. Ormanlar milli servettir ormanlar manevi berekettir. Bir ağacın yanması bir ormanın yok olması esasen ülke ve millet varlığına kastetmektir.BAHÇELİ: YANGINLAR ARTIK TAHAMMÜL SINIRLARINI AŞMIŞTIRİhmalkarlıktan dikkatsizlikten düşüncesizlikten tedbirsizlikten pervasızlıktan magandalıktan veya sabotajlardan kaynaklı yangınlar artık tahammül sırlarını aşmıştır.Orman yangınları ile mücadelede 4. gün: Son durum ne? Geçen hafta ülkemizin farklı il ve ilçelerinde çıkan orman yangınları olağanüstü dönemlerin alınmasını mecburi hale getirmiştir. Yaz aylarında acaba ormanlarımız gene yanacak mı sorusunun devamlı surette aklımıza gelmesi sonra da korktuğumuzun başımıza gelmesi rutinleşen ve milletimizi derinden yaralayan bir kısır döngü haline almıştır. İnanıyorum ki yanan ormanlarımızın tekrar yeşillenmesi tekrar eski güzelliğine kavuşması elbirliğiyle mümkün olacaktır. Yangınlarla mücadelede aktif olarak devreye giren sahada çalışan görevlilerle koordineli biçimde faaliyet gösteren zamanında alarma geçen Ülkü ocakları eğitim ve Kültür vakfımızın her mensubuna gönülden teşekkür ediyorum. Yangınlara karşı devletin her kurumu ile dayanışma halindeyiz. Yangınlarla boğuşan insanımıza geçmiş olsun diyorum. Bu felaketin de altından kalkacağımıza yaralarımızı teker teker saracağımıza kalpten inanıyorum.CHP”NİN KURULTAY DAVASIMuhalefetin siyasi ahlak ve vicdan bağlamında şiddetli bir yıkıma maruz kaldığı ortadadır. Filiz verip yapraklanması imkansız kütük gibi görünenlerden ne ülkemize ne de milletimize bir yararı dokunmayacaktır. Kuşku bulutlarının altında tedirgin fısıltıların boyunduruğunda şaibeli ilişkilerin merkezinde yer alanların dört başı mamur siyasi karakter ve ahlaki duruş göstermeleri boşuna bir hevestir. Belediyeleri saran yolsuzluk tufanından tutun da parti kongrelerinin gölgesine kadar her çarpık ve gayrimeşru vakanın ortaya çıkması en başta milletimize büyük bir hakarettir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin mahkemelik olması günden güne ağırlaşan hastalıklı bünyesinin sonucudur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38. kurultay ile ilgili görünen davasının ve bu dava duruşmasının 8 Eylül 2025’e ertelenmesini bizim nazarımızda herhangi bir değeri bir gündemi yoktur. 9 Eylül”e bir ve bütün halinde ulaşması Cumhuriyet Halk Partisi için demokratik bir fırsattır. Eğer bu samimi tavsiyelerimiz gerçekleşmezse bu parti Türk siyasetini yıpratacaktır. Hem siyasi varlığına yazık edecek hem de Türk demokrasisini zedeleyecektir. Maalesef Cumhuriyet Halk Partisi artık siyasi hedefleri için devletin kaynaklarını kanun dışı yollardan kullanacak ve şebeke oluşturacak kadar çizmeyi açmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkanının Avrupa’da Türkiye’nin aleyhine konuşması karanlık üslubun kararmış ve katılaşmış bilincinin somut yankısından başka bir şey değildir. Neymiş bu zat alman sosyal demokrat Parti’nin kongresinde ayakta alkışlanmış. Geçiniz bu masalları gelin de külahıma anlatın bu zırvaları. Yabancıların karşısında nabza göre şerbet veren bir siyasetçinin ülkesini ve milletini tartışması hatta kötüleme yarışına girmesi utanç duyulacak bir ülkesizlik ve itibarsızlıktır. BAHÇELİ”DEN TERÖRSÜZ TÜRKİYE MESAJI: GERİYE DÖNÜŞÜ YOKTUR!Yeni yüzyılda teröre yeri yoktur. Bugüne kadar ödenen bedeller çekilen çilelere tekrar katlanmak yeniden muhatap kalmak söz konusu değildir. Türkiye yeni bir döneme geçmiştir. Bu nedenle PKK’nın silah bırakma sürecini tamamlaması bir an evvel sağlanmalı. Hiç kimsenin altından kalkamayacağı yeni çatışmalara yol açacak sivri tariflere karşı azami derecede dikkat edilmelidir. PKK örgütsel varlığını fes ettiğini ve silahları bıraktıgını açıklamıştır. DEM Parti”nin sorumlu ve sonuç odaklı temasları ise kayda değerdir. Kanlı süreç bütünüyle sonlanmalıdır. Umutlar kabarmalı barış havası hakim olmalıdır. Bundan geriye dönüş yoktur. Aksi halde doğacak sonuçların bedeli vahim ötesidir. Milletimizin her ferdine elimizi uzatıp ferah ve selamet dolu bir geleceğin mimarisini Cumhur İttifakı olarak temin edeceğiz.

Source: Ömer Faruk Aktaş


Saray”dan “karikatür” tepkisi: “Attıkları çamur ancak kendilerini kirletir” diyerek LeMan”ı hedef aldı

Daha önce pek çok defa hedef gösterilen ve muhalif karikatürleriyle bilinen LeMan dergisi hakkında bir kez daha soruşturma başlatıldı. Bir karikatürde yer alan isimler nedeniyle Hz. Muhammed ve Hz. Musa”nın tasvir edildiği iddiasıyla sosyal medyadan başlatılan linç kampanyasının ardından Leman hakkında soruşturma başlatıldığı bildirildi. SARAY”DAN LEMAN ÇIKIŞI Karikatüre bir tepki de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz”dan geldi. Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Bir dergide Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ile Hz. Musa (a.s.)”ın karikatürünü çizerek kutsallarımıza hakaret edenler, açık bir nefret suçu işlemiş ve provokasyon yapmışlardır. İfade hürriyeti ve mizah kisvesi altında işledikleri İslamofobik suç, hukuk çerçevesinde karşılığını bulacak, vicdanlarda ise lanetlenecektir. Attıkları çamur ancak kendilerini kirletir ifadelerini kullandı. Bir dergide Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ile Hz. Musa (a.s.)’ın karikatürünü çizerek kutsallarımıza hakaret edenler, açık bir nefret suçu işlemiş ve provokasyon yapmışlardır. İfade hürriyeti ve mizah kisvesi altında işledikleri İslamofobik suç, hukuk çerçevesinde… — Cevdet Yılmaz (@_cevdetyilmaz) July 1, 2025

Source: Haber Merkezi


Metrolar kapalı mı? Taksim M2 metrosu kapatıldı mı, açık mı?

Aktüel Haberler
Metrolar kapalı mı? Taksim M2 metrosu kapatıldı mı, açık mı?

Haber Tarihi: 01 Temmuz 2025 11:41 –
Güncelleme Tarihi:
01 Temmuz 2025 11:41

Metrolar kapalı mı? Taksim M2 metrosu kapatıldı mı, açık mı?

Taksim ve Şişhane metrosu ve Taksim ile İstiklal”de son durumu bölgede yaşayanlar, çalışanların gündeminde. Beyoğlu Kaymakamlığı”ndan yapılan açıklamada, bölgede toplantı, yürüyüş, eylem ve bildiri dağıtma gibi etkinliklerin düzenlenmesi 24 saat süre ile yasaklandığı yer aldı. Öte yandan Metro İstanbul”dan da Yenikapı-Hacıosman Metro hattına dair açıklama geldi. Peki, Taksim metrosu kapalı mı? Taksim-İstiklal açık mı, araç ve yaya trafiğine kapalı mı?

Beyoğlu Kaymakamlığı, kamu düzeni ve toplumsal barışa dikkat çekerek, bölgedeki tüm açık alanlarda 1 Temmuz itibarıyla toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, bildiri dağıtma, oturma eylemi yapılamayacağını paylaştı. Ayrıca İstanbul Valiliği kararı ile Taksim ve Şişhane metro durakları kapatıldı. İşte, detaylar…TAKSİM METROSU KAPALI MI?İstanbul Valiliği”nin aldığı karara göre, ikinci bir duyuruya kadar M2 Yenikapı-Hacıosman Metro hattının Taksim ve Şişhane istasyonları ile F1 Taksim-Kabataş Füniküler hattı işletmeye kapalı olacak. Araçlar Taksim ve Şişhane istasyonlarında durmayarak seferine devam edecek.TAKSİM VE İSTİKLAL CADDESİ İÇİN KARARBeyoğlu Kaymakamlığı”nın yaptığı açıklamaya göre, bazı sosyal medya hesaplarından toplanma çağrıları yapıldığı bildirilerek, bahse konu yapılmak istenen toplanmaların, kamu düzeni ve toplumsal barışı bozabilecek eylemlere sebebiyet verebileceği değerlendirilerek, Kaymakamlık idaresinde bulunan tüm açık alanlarda 1 Temmuz günü saat 00.01 itibarıyla 24 saat süreyle toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, bildiri dağıtma, oturma eylemi gibi tüm etkinlikler yasaklandı.””Alınacak tedbirler kapsamında Taksim Meydanı Cumhuriyet Anıtı”nın bariyerle kapatılmasına, Taksim Meydan, Gezi Parkı ve İstiklal Caddesi”nin Galatasaray Meydanı”na kadar bariyerleme suretiyle bağlı sokaklar da dahil araç ve yaya trafiğine kapatılmasına, gerekirse kontrollü geçiş yapılmasına, aynı gün içerisinde ilçemiz genelinde meydana gelmesi muhtemel toplumsal olaylar dikkate alınarak, ihtiyaç görülmesi halinde ilçe sınırları içerisinde farklı noktalarda yaya ve araç trafiğinin kapatılmasına karar verilmiştir.”Haber ile daha fazlasına ulaşın:Gündem

Diğer Haberler
Gündem
Metrolar kapalı mı? Taksim M2 metrosu kapatıldı mı, açık mı?
Trabzonspor
Trabzonspor”un transfer rotası Fransa!
Göztepe
Göztepe”den, Dorukhan Toköz”e yakın markaj!
Galatasaray
Konyaspor”dan Eyüp Aydın”a yakın takip!
Bursaspor
Bir şehrin yeniden doğuşu: Bursaspor
Fenerbahçe
Fenerbahçe”nin gündemindeydi, bonservisi belli oldu!
Beşiktaş
Beşiktaş”ta Gedson ile ayrılık gerçekleşebilir
Gündem
Muhammet Yakut öldü mü, neden öldü?
Gündem
Kabotaj Bayramı mesajları 2025: Kabotaj Bayramı nedir, ne zaman?
Daha fazla göster

En Çok Okunanlar!
Inter”den Hakan Çalhanoğlu açıklaması
Süper Lig”de yeni sezon harcama limitleri açıklandı
Fenerbahçe, Jhon Duran”ı İstanbul”a getiriyor!
Milan Skriniar”ın menajerinden transfer açıklaması!
Juventus”tan Osimhen için yeni hamle
Hakan Çalhanoğlu”nun eşi Sinem Çalhanoğlu”ndan flaş paylaşım!
Galatasaray”ın şartlarını kabul etti: Lucas Perri!
SON HABERLER
Metrolar kapalı mı? Taksim M2 metrosu kapatıldı mı, açık mı?
Muhammet Yakut öldü mü, neden öldü?
Kabotaj Bayramı mesajları 2025: Kabotaj Bayramı nedir, ne zaman?
Squid Game 3. sezon ne zaman yayınlanacak?
15 Temmuz resmi tatil mi? 15 Temmuz özel sektör ve kamuya tatil mi olacak? 15 Temmuz”da kapalı ve açık olan yerler
Banka faizleri düşecek mi? Kredi mevduat faizleri düşecek mi?
Yaz transfer dönemi takvimi 2025: Süper Lig transfer dönemi ne zaman başlayacak, başladı mı?
Muharrem ayının 10. günü ne zaman? 2025 Aşure Günü
Zuhal Topal”la Yemekteyiz neden yok? 30 Haziran TV 8 yayın akışı
Kabine Toplantısı bugün mü, saat kaçta? 30 Haziran 2025
Tammy Abraham kimdir, kaç yaşında? Tammy Abraham kariyeri ve istatistikleri
İşte Benim Stilim neden yok, yeni bölüm ne zaman? 30 Haziran TV yayın akışı
iPhone 17 Pro ve Pro Max ne zaman çıkacak?
Temu yasaklandı mı? Temu Türkiye alışveriş limiti 2025
YKS sonuç tarihi 2025: YKS sonuçları ne zaman açıklanacak, açıklanır?
UTTS uzatıldı mı? Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi kaydı ne zaman son, nasıl yapılır?
DGS sınav yerleri açıklandı mı? ÖSYM DGS sınav giriş belgesi sorgulama 2025
AÖF yaz okulu kayıt ekranı 2025: AÖF yaz okulu kayıtları nasıl yapılır, ders başına ücret ne kadar?
ALES/2 sınav giriş belgesi görüntüleme: ALES/2 sınav yerleri açıklandı! ALES ne zaman?
Okullar ne zaman açılacak, yaz tatili kaç ay sürecek? 2025
Asgari ücrete zam son durum: Temmuz”da ara zam gelecek mi, asgari ücret ne kadar olacak?
182 neden arar, neyin numarası? 182 neden düşmüyor, aranmıyor?
Kargalar ne kadar yaşar? İslam dininde karga ne anlama gelir?
Çeyrek ne kadar? Çeyrek altın fiyatı kaç TL?
Rüyada altın görmek ne anlama geliyor? 8 kısa maddede Altın rüya tabiri
Sabır duası, duaları ve Sabır ile ilgili ayetler hadisler! Kuran”da sabır nasıl anlatılır?
Kediler neden kusar? Kedi kustuktan sonra ne yapılmalı
Futbolda ofsayt nedir? Ofsayt nasıl anlatılır?
Kravat nasıl bağlanır? En kolay kravat bağlama yöntemi
Cemre düştü mü? Kış cemresi ne zaman düşer? Cemre düştü ne demek

Sporx Anasayfasına Dön

Şu An Popüler İçerikler

Metrolar kapalı mı? Taksim M2 metrosu kapatıldı mı, açık mı?Muhammet Yakut öldü mü, neden öldü?Kabotaj Bayramı mesajları 2025: Kabotaj Bayramı nedir, ne zaman?Squid Game 3. sezon ne zaman yayınlanacak?15 Temmuz resmi tatil mi? 15 Temmuz özel sektör ve kamuya tatil mi olacak? 15 Temmuz”da kapalı ve açık olan yerlerBanka faizleri düşecek mi? Kredi mevduat faizleri düşecek mi?Yaz transfer dönemi takvimi 2025: Süper Lig transfer dönemi ne zaman başlayacak, başladı mı?Muharrem ayının 10. günü ne zaman? 2025 Aşure Günü Zuhal Topal”la Yemekteyiz neden yok? 30 Haziran TV 8 yayın akışıKabine Toplantısı bugün mü, saat kaçta? 30 Haziran 2025Tammy Abraham kimdir, kaç yaşında? Tammy Abraham kariyeri ve istatistikleriİşte Benim Stilim neden yok, yeni bölüm ne zaman? 30 Haziran TV yayın akışıiPhone 17 Pro ve Pro Max ne zaman çıkacak?Temu yasaklandı mı? Temu Türkiye alışveriş limiti 2025YKS sonuç tarihi 2025: YKS sonuçları ne zaman açıklanacak, açıklanır?UTTS uzatıldı mı? Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi kaydı ne zaman son, nasıl yapılır?DGS sınav yerleri açıklandı mı? ÖSYM DGS sınav giriş belgesi sorgulama 2025AÖF yaz okulu kayıt ekranı 2025: AÖF yaz okulu kayıtları nasıl yapılır, ders başına ücret ne kadar?ALES/2 sınav giriş belgesi görüntüleme: ALES/2 sınav yerleri açıklandı! ALES ne zaman?Okullar ne zaman açılacak, yaz tatili kaç ay sürecek? 2025Asgari ücrete zam son durum: Temmuz”da ara zam gelecek mi, asgari ücret ne kadar olacak?182 neden arar, neyin numarası? 182 neden düşmüyor, aranmıyor?Kargalar ne kadar yaşar? İslam dininde karga ne anlama gelir?Çeyrek ne kadar? Çeyrek altın fiyatı kaç TL? Rüyada altın görmek ne anlama geliyor? 8 kısa maddede Altın rüya tabiriSabır duası, duaları ve Sabır ile ilgili ayetler hadisler! Kuran”da sabır nasıl anlatılır?Kediler neden kusar? Kedi kustuktan sonra ne yapılmalıFutbolda ofsayt nedir? Ofsayt nasıl anlatılır?Kravat nasıl bağlanır? En kolay kravat bağlama yöntemiCemre düştü mü? Kış cemresi ne zaman düşer? Cemre düştü ne demek

iddaaCanlı SkorPuan DurumuCanlı AnlatımAt YarışıTransfer HaberleriTV”de BugünSüper Lig FikstürSüper Lig Haberleriiddaa ProgramıGalatasarayFenerbahçeBeşiktaşTrabzonsporGalatasaray TransferFenerbahçe TransferBeşiktaş TransferTrabzonspor TransferCanlı İzleiddaa SonuçlarıAktif Sayaç

Bize Ulaşın

Yasal Uyarı

Politikası
Gizlilik Politikası

KVKK Aydınlatma Metni Kurumsal

Gizlilik Ayarları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler
kullanılmaktadır. Kişisel verileriniz, KKVK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenmektedir. Detaylı bilgi almak
için Veri Politikamızı / Aydınlatma Metnimizi inceleyebilirsiniz.
Sitemizi kullanarak çerez kullanımını kabul etmiş olacaksınız.

saniye içerisindeki otomatik olarak kapanacaktır.

Source: Sporx.com