Vali Gül”den provokatörlere net mesaj: Hiçbir girişime müsamaha gösterilmeyecektir
İstanbul Büyükşehir Belediyesi”ne (İBB) yönelik sürdürülen iki soruşturma sürecini protesto etmek isteyenler sokaklara döküldü, İstanbul”da kaos büyüdü. CHP Genel Başkanı Özgür Özel”in de halkı sokaklara davet etmesiyle artan olaylara her geçen gün bir yenisi eklendi. Polislerle sık sık karşı karşıya gelen provokatörler tornavida ve asitlere saldırılarda bulundu, çok sayıda polis yaralandı. Son olarak ise izinsiz gösteri düzenleyen grupların, Şehzade Camii”nde bulunan tarihi mezarlara zarar verdiği ortaya çıktı. Tepki çeken olay sonrası İstanbul Valisi Davut Gül, sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. #r-1103686# “HİÇBİR GİRİŞİME MÜSAMAHA GÖSTERİLMEYECEKTİR” Gül, şunları kaydetti: “Cami ve hazirelere zarar vermek, halkın kutsalına yönelik açık bir provokasyondur. Bu alçakça eylemleri gerçekleştiren şahıslara hak ettikleri cezalar verilecektir. Vatandaşlarımızdan istirhamımız; yüzü maskeli kişilerin bulunduğu ortamlardan uzak durmaları ve izinsiz hiçbir gösteriye katılmamalarıdır. Kamu düzenini bozan hiçbir girişime müsamaha gösterilmeyecektir.” https://x.com/gul_davut/status/1903958445851635788
Source: Türkiye Gazetesi
Usulsüz yatay geçiş yapan yolsuzluk ve rüşvete batan yapay siyasetçi: İmamoğlu
Babadan kalma siyasetçi ve iş ilişkileri, iş yapma biçimi ile Beylikdüzü’nde, daha o yıllarda yerel basının gündeminden hiç düşmeyen kirli rüşvet ve usulsüzlük çarkını İBB Başkanlığı’na da taşıyınca yıllardır gözden uzak gerçekler görünür oldu.Oysa tek yapması gereken tertemiz umutlarla oy verenlerin samimiyetine sadık olmak, eskiden kalma alışkanlıkları olan usulsüzlük, yolsuzluk ve rüşvetten uzak durmaktı.Ama o, “İstanbul nimet nimet” diyor, kirli çevresiyle sanki bu sözün anlamını verircesine kendisine bağlı bir yolsuzluk, usulsüzlük düzeni inşa ediyordu.Reklamcısı Necati Özkan, 2019 seçimlerindeki sonucu anlatan “Kahramanın Yolculuğu” kitabında İmamoğlu için “Kampanya Makinası” yaptıklarını yazmıştı.Evet, İBB’ye gelir gelmez kolları sıvayıp rüşvetle, usulsüz ihalelerle, usulsüzlüklerle finanse edilen kendisine bağlı gazeteci ve televizyonlar yanında, basın danışmanı Murat Ongun merkezli sosyal medyada oluşturduğu troll ordusu ile düşman gördüklerini yok eden, rakipleri saf dışı bırakan ve her türlü pisliğinin üzerini örten bir “Kampanya Makinası” yaratmışlardı. Makine gücünü; rüşvet ve ihale paraları ve onlarla satın alınan gazeteciler, televizyoncular, sosyal medyacılar, sonradan önemli bir kısmı kendisini geri çeken şarkıcılar, oyuncular, tiyatroculardan alıyordu. Çünkü İmamoğlu, kimi nasıl ve kaça satın alacağını biliyordu.CHP KURULTAYI’NI DA KİRLETTİ2019’da İBB Başkanı seçildiği günden beri İmamoğlu’nun aklı fikri cumhurbaşkanlığındaydı. “Altı yıldır bunun için kampanya yürüttüğünü” kendi söyledi.Onu destekleyen kitlenin alkışları kulaklarını sağır, 100 yıllık CHP’de yoluna çıkacak herkesi yok eden hırs gözünü kör etti.Öyle ki onu İBB’ye taşıyan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu hiç acımadan hançerledi. En yakınındaki isimleri yanına çekti, bizzat CHP’lilerin anlatımıyla “delege pazarları” kurulan, rüşvet rakamlarının havada uçtuğu şaibeli kongreler ve kurultayla Özgür Özel’i CHP Genel Başkanı yaptı.13 AÇIK TANIĞI NE YAPACAKSINIZEn kötüsü bu yolsuzluk düzenini savunmaya çalışan besleme gazeteciler, sadece 4 gizli tanığın ifadeleri ile iddiaları çürütmeye çalışıyor. İhtiyaç duydukları yalanı söyledikleri için kitle de bunlara inanıyor. Oysa sadece yolsuzluk soruşturmasında 4 gizli tanığa karşılık 13 açık tanık, 4 şikâyetçi var. Havada uçuşan milyarlarca lira paralar var.Kimlerle ne gibi işler yaptığını bilen birisi olarak açılan soruşturmalar hakkında içeriden bilgi alıyor, bugünlerin geleceğini en iyi o biliyordu. Son numarası ise sadece tek başına aday olduğu CHP’nin cumhurbaşkanlığı adayı için yapılan önseçimdi. CHP’li Sezgin Tanrıkulu da bunun yapılacak olası bir operasyona karşı kampanya olarak planladıklarını söyleyince, temiz umutlarla İmamoğlu’nu destekleyenlerin de nasıl hunharca kullanıldığını bir kez daha gördük.KARİYER HIRSI PKK-DEM’E İTTİOnun kariyer hırsı karşısında herkes, her şey sadece bir araçtı. O kariyer hırsı, PKK terör örgütünün siyasi PKK/HDP-DEM ile İstanbul’u teröristler için de nimet haline getirdi. İmamoğlu’nun 2024’te de İBB Başkanı seçilmesi için kendilerinin “kent uzlaşması” dediği, esası dağdaki teröristler tarafından talimatla yapılan “Kandil uzlaşması” ile belediye başkanlıkları, başkan yardımcılıkları, meclis üyelikleri verildi. Bu yolla belediye kaynakları ve ihaleler üzerinden terör örgütüne finans aktarıldı. Örneğin İBB Meclisi’ndeki üyelerin 4’te 1’i, 31 Mart 2024 seçimlerinden sadece üç gün önce CHP üyesi oldular, İBB Meclisi’ne seçilecek sıralardan ilçe belediye meclislerine aday gösterildiler. CHP kontenjanından seçilen belediye meclis üyeleri ile atanan belediye başkan yardımcılarından 55’inin PKK terör örgütüyle irtibatı var. Bu kişilerden 18’i operasyonlarda tutuklandı. Karşımızda normal bir birey değil, yeniden belediye başkanı seçilmek, sonrasında da cumhurbaşkanı olmak için herkesle her türlü ilişkiye girerek gözünü karatmış bir kişilik var.Ama işte gerçeğin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu var. Uzun süredir yazılıp çizilen, yıllardır anlatmaya çalıştığımız yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, kayırma, hırsızlık çarkı ve terör örgütleriyle siyasi işbirliğine dayalı kumdan kale Ekrem İmamoğlu sadece bir fiske ile darmadağın oldu.SADECE LAĞIM PATLADIHep söylediğim bir şey var; aslında lağım patladı…Yani herkes her şeyi biliyordu, sadece “Erdoğan’ı yenecek tek kişi” diye bir algının peşinde kendini helak edenler gerçeğe gözünü kapatmayı tercih etti. Şimdi üzerinde oturduğu lağımın patlamasından rahatsızlar. Buna yine kendi ifadesiyle cevap vereyim…FETÖ’nün 3 Temmuz 2011 şike kumpası kapsamında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım tutuklanıp, memleketi Trabzonspor Başkanı Sadri Şener gözaltına alındığında FETÖ’nün STV kanalına bağlanan Ekrem İmamoğlu şunları söylemişti: “Bunu olumlu yorumlamanın dışında yapacak çok bir şey yok. Çok olumlu yorumluyorum. Artı söylediğiniz bir şeyin karşılığı olarak yani ‘Kanıtlanmıyordu, ispatlanmıyordu’ diyordunuz. Bence öyle söylemeyelim. Bugüne kadar kanıtlanmak istenmiyordu ya da ispatlanmak istenmiyordu diyelim.”Fenerbahçe’ye yapılan bir kumpastı ama kendi durumunu en iyi anlatan cümle 13 yıl önce kendi azından çıkmıştı: “’Bugüne kadar kanıtlanmak istenmiyordu ya da ispatlanmak istenmiyordu’ diyelim.”Şimdi Beylikdüzü’nden beri ortaklık ettiği isimlerle yolsuzluk amacıyla suç örgütü kurmak ve yönetmek, rüşvet almak, irtikap, hukuka aykırı kişisel bilgileri kaydetmek ve ihaleye fesat karıştırmaktan 48 kişiyle birlikte tutuklandı. PKK/DEM ile yaptığı “kent uzlaşısı” ile terör örgütüne yardım etme suçundan kuvvetli suç şüphesi olmasına rağmen, yolsuzluktan tutuklandığı için bu aşamada ikinci bir tutuklama kararına gerek görülmedi.
Source: Nedim Şener
İmamoğlu’nun siyasi geleceği ne olur… Bu iş kime yaradı
Siyasette tektonik bir kırılma yaşandı. Siyasi fay hatları harekete geçti. Deprem etkisi yapan bu sürecin sonunda Ekrem İmamoğlu yolsuzluk davasından tutuklandı, terör soruşturmasından serbest bırakıldı. Yeni bir siyasi gerçeklik söz konusu. Siyaseti bu yeni gerçekliğe göre okumak gerekiyor. Çünkü siyasette yeni dengeler oluştu.Bu sürecin sıcağı sıcağına değerlendirilmesi ve taşların yerli yerine oturtulması gerekiyor.SİYASİ EMARI ÇEKİLECEK1- Ekrem İmamoğlu, yolsuzluk, rüşvet ve irtikap gibi yüz kızartıcı suçlardan dolayı tutuklandı. Yargı süreci devam ediyor. Masumiyet ilkesine özen göstermek gerekiyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un ifade ettiği gibi, ”Yargısal süreçler hukuki sistemimizde denetime açık şekilde ilerlemekte olup, ilgili soruşturmalar halen devam etmektedir.”2- Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanlığına talip olan birisinin “şaibesiz” ve “temiz” olması gerekiyor. Bu süreç İmamoğlu’nun siyasi emarının çekilmesi açısından önemli olacak.EKOSİSTEM3- Ekrem İmamoğlu örgüt lideri olarak yargılanırken, örgüt yöneticisi olarak tutuklanan isimler Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’ndan bu yana yanında olan kurmayları. Para kulelerinde de benzer isimler ortaya çıkmıştı. İmamoğlu’nun etrafında bir “ekosistem” oluştuğu anlaşılıyor.4- İSKİ skandalı nedeniyle CHP, 25 yıl boyunca İstanbul’da seçim kazanamadı. İktidarını kaybetmişti. CHP seçmeni ikinci bir “İSKİ”yi hak etmiyor.KAYYUM YOK5- Ekrem İmamoğlu, terör soruşturmasından tutuklanmadı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı karara itiraz etti. Ancak itirazının reddedileceğini düşünüyorum. İmamoğlu, terörden dolayı tutuklansaydı yerine “kayyum” atanacaktı. 6- Özgür Özel, ”İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na kayyum ihtimalinin ortadan kalkması önemli” dedi. İmamoğlu, yolsuzluk soruşturmasından dolayı tutuklandığı için Belediye Meclisi’nde seçim yapılacak. CHP çoğunlukta olduğu için CHP’li birisi seçilerek belediye başkanlığını yürütecek. O ismin belli olduğu söyleniyor.İSTANBULLULARIN İRADESİNE SAYGI7- Kayyum ihtimalinin ortaran kalkması İstanbul halkının iradesine saygı gösterilmesi açısından önemliydi. Siyasi tansiyonun düşmesine hizmet edecek bir gelişme oldu.8- İmamoğlu’nun diplomasının iptal edildiği günün sabahı gözaltına alınması, yolsuzluk ve terörden dolayı iki ayrı soruşturmayla muhatap olması “siyasi operasyon” algısının oluşmasına hizmet etti. Buna gerek yoktu. Terörden dolayı tutuklanmaması ve kayyum ihtimalinin ortadan kalkması bakalım bu bu algıyı düzeltmeye yetecek mi? 9- Demokrasilerde hakem millettir. Asıl olan milletin kararıdır.10- PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesi için Öcalan’ın devrede olduğu bir dönemde “kent uzlaşısı” nedeniyle Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması yanlış olurdu şeklindeki yorumlar haklılık kazandı.KİME YARADI11- Siyasette deprem etkisi yaratan bu tür süreçlerin sonunda ”Kime yaradı?” diye sormak gerekiyor. AK Parti’ye mi yaradı, CHP’ye mi yaradı, Özgür Özel’e mi yaradı, Mansur Yavaş’a mı yaradı, yoksa Ekrem İmamoğlu’na mı yaradı? Bu soruların cevabını vermek için henüz erken. Ortalık toz duman. Bu sorunun cevabını vermek için tozun dumanın çekilmesi gerekiyor. Seçimlere 3 yıl gibi bir süre olduğu için köprülerin altından daha çok sular akar, bu hamur daha çok su götürür.12- Bu süreç hem CHP içinde hem Türk siyasetinde dengeleri yerinden oynattı. Yeni güç dengeleri ortaya çıkardı. Onları tek tek yorumlamakta fayda var.Ekrem İmamoğlu’nun önünde siyasi olarak engebeli, mayınlı, zor bir süreç duruyor. Yolsuzluk davasından ceza alacak mı? Terör soruşturmasından yargılanacak mı? Hakkında devam eden davalar var. Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemindeki ihaleye fesat karıştırma davası 11 Nisan’da görülecek. Oradan ne çıkacak? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in ailesini hedef gösterdiği gerekçesiyle yargılandığı dava devam ediyor, tabii bir de istinafta bekleyen ”ahmak” davası var.EN BÜYÜK KAYBEDENEkrem İmamoğlu bu sürecin en büyük kaybedeni oldu.1- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kaybetti.2- Diplomasının iptal edilmesiyle cumhurbaşkanı adaylığı şansını kaybetti. Bir de yolsuzluktan dolayı yargılanacağı davada hapis cezasına çarptırılırsa cumhurbaşkanı adaylığına dönük hesapları şimdilik rafa kaldırması gerekecek. Görünen o ki ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekrem İmamoğlu adaylardan biri olamayacak.ASIL OLAN MİLLETİN KARARI3- Ekrem İmamoğlu’nun siyasi geleceğine ilişkin şimdiden bitti, tükendi gibi yorumlar isabetli olmaz. Erdoğan için ”Muhtar bile olamaz” diyenlerin yanıldığı ortaya çıktı. İmamoğlu’nu siyasette zorlu bir parkur bekliyor, ama asıl olan milletin kararıdır.ÖZGÜR ÖZEL KAZANDIÖzgür Özel, milleti sokağa davet etmenin ötesinde bu süreci iyi yönetti. Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı andan itibaren İstanbul’a karargâh kurması, sergilediği dinamik süreç yönetimi, İmamoğlu’nun ailesinin yanında olması, CHP’lileri başsız bırakmaması Özgür Özel’in siyasi kazancı oldu.CHP’ye kayyum atanacak istihbaratı üzerine 6 Nisan’da olağanüstü kongre kararı alması yerinde bir hamleydi. Ekrem İmamoğlu’yla ilgili sürece yaptığı liderlikle bir taşla üç kuş vurdu. Olağanüstü kurultayı kazanma şansını artırdı, CHP Genel Başkanı olarak koltuğunu pekiştirdi, daha da önemlisi CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak bir adım öne çıkmış oldu.MANSUR YAVAŞ’IN POZİSYONUMansur Yavaş, cumhurbaşkanı adayalığında Ekrem İmamoğlu’nun parti içi rakibi olduğu için bu süreç onun sınavdan geçme süreci gibiydi. Bir yanlış yapsa şansını yitirirdi. Mansur Yavaş bu süreci iyi yönetti. Ekrem İmamoğlu gözaltına alındığında yurtdışındaydı, süratle Türkiye’ye döndü. İmamoğlu ailesini ziyaret etti. Güçlü bir şekilde destek verdi. Cumhurbaşkanı adaylığı için yapılan önseçimde oy kullanarak kendini çizginin içinde tuttu. Mansur Yavaş yanlış yapsa biterdi, ama yerinde hamleler yaparak kendini denklemin içinde tutmayı başardı.SİYASİ SURVIVOREkrem İmamoğlu açısından siyasi survivor yeni başlıyor. CHP’deki gelişmeler ve Türk siyaseti açısından ise dikkatle izlememiz gereken yeni bir döneme girdik.
Source: Abdulkadir Selvi̇
Engelli öğrencilerin YKS isyanı
Engelli Bireylere Yönelik Sınav Uygulamalarında ve Engelli Kontenjanlarında Aranacak Sağlık Şartlarına Dair 8 Mart 2022 tarihli yönetmelik üç yıllık ertelemeden sonra bu yıl yürürlüğe girdi. Disleksi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, bipolar bozukluk gibi tıbbi tanılara sahip ve yüzde 39 engel oranı bandında kalan on binlerce öğrenci, geçmiş yıllarda sahip oldukları bazı haklardan yönetmelik nedeniyle mahrum kalıyor. 21-22 Haziran’da girecekleri 2025 yılı Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) ek süre, okuyucu işaretleyici, tek salon, çift kitapçık desteği gibi haklardan yararlanamayacaklar. Bu duruma isyan eden engelli öğrenciler ve aileleri, YÖK’e yazılı başvuru yaptı. YÖK’ten cevap bekliyorlar. YÖK’ün bu hakları YKS’de tanımaması halinde yargının kapısını çalacaklar.YÖNETMELİĞİN İPTALİ Avukat arabulucu Burcu Akar Muratoğlu ile bu öğrencilerin durumunu konuştum. Muratoğlu, on binlerce özel gereksinimli öğrencinin kazanılmış haklarını bir anda ortadan kaldıran ve hak kaybına yolaçan bu yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Ankara İdare Mahkemesi’nde dava açmaya hazırlanıyor. Son olarak bu hafta içinde YÖK’ün vereceği kararı ve gelecek cevabı bekliyor:LGS’DE EK SÜRE “Üç yıldır ertelenen bu yönetmelik bu yıl yürürlüğe girdi. LGS’de ek süre hakkı verilirken YKS’de verilmeyecek. Bu çocuklar bütün öğrenim hayatları boyunca okuyucu, işaretleyici desteği, 30 dakikalık ek süre, ayrı salon ve disleksili bireyler için çift kitapçık hakkından yararlanıyordu. Ancak 2025 YKS başvuru sürecinde bu hakların tamamı geri alındı. Artık sınav başvurusu yapan bu öğrenciler için sadece tek seçenek yalnızca ayrı bir salonda sınava girmek. O da her öğrenci için değil. KAZANILMIŞ HAK Yönetmelik ile on binlerce özel gereksinimli öğrencinin kazanılmış hakları bir anda ortadan kalktı. Ayrıca yönetmelik Anayasa’ya, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne, BM Engelliler Hakkında Sözleşmesi’ne, Engelliler Hakkında Kanun’umuza alenen aykırı. YÖK’ün bu hukuka aykırı, mesnetsiz uygulamasından geri dönmemesi halinde yargıya başvuru kaçınılmaz. Gerek ulusal gerekse uluslararası mevzuatlar bu anlamda çok açık ve tartışmaya açık değil.”HAKLARININ İADESİNİ BEKLİYORUZAvukat Muratoğlu: “Birçok müvekkil ve aday, YÖK’ün 2025 YKS’de bu özel çocuklara haklarını ivedi olarak iade etmesini bekliyor. Bu hafta YÖK’ten karar beklemekteyiz. Bunun üzerine İdare Mahkemesi’nde ve Danıştay’da eşzamanlı dava açmak zorunda kalacağız. YÖK bu karardan dönmezse, bu özel çocuklar için büyük bir toplumsal kıyım olacaktır. Unutmayalım bu çocuklar, bizim geleceğimiz ve eğitimde feda edilebilecek tek bir fert yoktur. Aksi takdirde, eğitimde fırsat eşitliği ilkesi, Anayasa’da güvence altına alınan eğitim hakkı ve 2010 referandumunda engelli bireylere karşı Anayasa’yla güvence altına alınan pozitif ayrımcılık açıkça ihlal edilmiş olacaktır. YÖK’ün on binlerce çocuğu böyle haksızca mağdur edeceğine inanmıyorum. Bu karardan kısa sürede dönülmeli.”
Source: Oya Armutçu
Etme bulma dünyası
Her şey zıddı ile kaim olduğuna göre; en iyiyi, en güzeli, en üstünü bağrında barındıran insan nesli en kötüyü, en çirkini ve en alçağı da arasında yaşatacak ve insan hayatı bu hercümerç içinde devam edecekti.Nitekim ta ilk insandan beri böyle başlayan iyi-kötü savaşı kıyamete kadar devam edecektir.Onca yıldır, ‘yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ misali trajikomik bir hali yaşıyoruz.Neymiş efendim Sayın Erdoğan’ın üniversite diploması yokmuş, o, bir kişiyi sınıf arkadaşı olarak gösteremezken birileri (özellikle yavuz hırsız) kalabalık sınıf arkadaşlarıyla miting yapabilirmiş!Sayın Erdoğan’la okul arkadaşıyım; bizim üniversite yıllarımızda terör ülkemizde kol geziyordu. Boykotlar yüzünden okullar kapanıyor, öğrencilerin üniversitelerine devamı güç bela yapılabiliyordu. Bu yüzden sınıf arkadaşları ancak sınavlarda bir araya gelebiliyordu.Bu zorlu şartlara rağmen okuyup, üniversitelerimizi bitirdik. CHP eski milletvekili Prof. Dr. Aydın Ayaydın, Erdoğan’ın üniversitede derslerine girdiğini ve başarılı bir öğrenci olduğunu söylüyor. Kimi sınıf arkadaşları da Erdoğan’la birlikte okuduklarını açıklıyorlar.Hepsinden önemlisi üniversitedeki resmi kayıtlar ve tapu gibi diploma bütün bu yalancıların ipliğini pazara çıkarıyor.Şimdi de gelip tüm bu iftiraları yapanların cenahına ve buradaki yüzkarası hallere bir bakalım:Adam (İmamoğlu) Türkiye’de üniversite giriş sınavlarını başarılı olamıyor, dolayısıyla herhangi bir üniversiteye giremiyor. Babasının parasıyla Kıbrıs’taki Girne Amerikan Üniversitesi’ne kayıt yaptırıyor. O yıllarda bu üniversitenin Türkiye’deki üniversiteler ile denkliği yok. Dolayısıyla orada alacağı diploma Türkiye’de geçmiyor.Kimi zenginler ve masonlar için bu da önemli değil (değilmiş); para ve birilerinin hatırı araya girince aşılmaz dağlar aşılıyor ve yatay geçiş imkânı olmayan İstanbul Üniversitesi’nin İngilizce İşletme Bölümü’ne kaydolunabiliyor!Bu sahtekârlığın yolu da başka bir sahtekârlıkla aşılıyor: Resmi evrakta sahtekârlık yapılarak yatay geçiş için, bu imkânı olmayan Girne Amerikan Üniversitesi yerine, geçiş imkânı veren Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden nakil yapıldığı ifade ediliyor. İşletme Fakültesi Dekanlığı ve bu dekanlığın oluşturduğu yatay geçiş komisyonu, İmamoğlu gibi onlarca öğrenciyi kendi uyduruk metotlarıyla fakülteye kaydediyorlar.O dönemin fakülte dekanı olan Fuat Çelebioğlu başta olmak üzere ilgili komisyonun bütün üyelerinden hesap sorulmalı, bu yolsuzluğu ve hukuksuzluğu yapanların yaptıkları yanlarına bırakılmamalıdır.Hesap döndü sap döndü, gün geldi devran döndü; yalancıların, düzenbazların, üçkâğıtçıların sergilediği sahtekârlık gün yüzüne çıktı ve iplikleri pazara çıktı!Sayın Erdoğan’a attıkları iftira, bu kez tüm iğrenç çıplaklığı ile kendilerini buldu.Belli ki para gücü, bazılarına, gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkma gibi bir özelliğinin olduğunu unutturuyor.Parayı ve makamı herkes taşıyamaz diye boşuna dememişler. Üstelik bu para ve makamlar haksız yere kazanılmış (!) ve işgal edilmişse insanı çılgına döndürür ve hiç ummadığı yerlere savurur!Tıpkı Ekrem İmamoğlu’nun savrulduğu gibi!
Source: Fuat Bol
Ankara”da taş atıp, barikat kurdular! 5 polis yaralandı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca İBB”ye yönelik yürütülen yolsuzluk ve terör soruşturmalarını protesto etmek isteyen grup, Kızılay”da toplandı.Atatürk Bulvarı ile Meşrutiyet Caddesi kesişimindeki polis barikatını aşmaya çalışan gruptakilerden bazıları, polise mukavemette bulundu.Polis ekipleri, farklı zamanlarda megafonla gruba seslenerek dağılmaları için uyarılarda bulundu. Eylemcilere megafonla seslenen polis yetkilileri, protestocular arasında “provokatörlerin” olduğunu ve polise taş atıldığını ifade etti.Tüm uyarılara rağmen dağılmayan grup, polis ekiplerine havai fişek, taş, cam şişe, sandalye parçaları attı. Bu esnada 5 polis memuru yaralandı.Polis ekiplerine saldıran gruba, biber gazı ve tazyikli suyla müdahale edildi.Bazı göstericiler de Karanfil Sokak”ta ateş yakarak barikat kurmaya çalıştı. Buradaki bir aracın da çamurluklarının söküldüğü görüldü. Yakılan ateşi bölgeye gelen itfaiye ekipleri söndürdü. Ara sokaklara dağılan ve ardından tekrar toplanmaya çalışan bazı göstericiler, polis ekipleri tarafından engellendi.Olaylarda gösterilere katılan toplam 66 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi.Göstericilerin dağıldığı alanlarda oluşan çöp yığınları belediye ekiplerince temizlendi.Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç de olay yerine gelerek, bilgi aldı.
Source: Www.star.com.tr
İstanbul Valiliğinden Yenikapı”daki nevruz etkinliğine ilişkin açıklama: 28 kişi hakkında yasal işlem başlatıldı
Valilikten yapılan açıklamada, düzenleme komitesi tarafından 5 Mart”ta Valiliğe yapılan başvuruyla, 23 Mart”ta Yenikapı Etkinlik Alanı”nda nevruz kutlaması için izin talebinde bulunulduğu kaydedildi.Yapılan değerlendirmeler neticesinde ilgili mevzuata uyulması, etkinlik alanı ve çevresinde stant-çadır kurulmaması, dergi-yayın sergisi açılmaması şartıyla gerekli izin verildiği kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:”23 Mart Pazar günü yapılan etkinlik sırasında suç içerikli görseller yayınlandığı, suç unsuru taşıyan sloganlar atıldığı, afiş ve pankart açıldığının tespiti üzerine düzenleme komitesine gerekli uyarılar yapılmıştır. Yapılan uyarılara rağmen, düzenleme komitesi tarafından sorumluluğu altındaki gerekli tedbirler alınmamıştır. Güvenlik güçlerimiz yasa dışı slogan atan, pankart açan 28 kişi hakkında yasal işlem başlatmış olup, düzenleme komitesi üyeleri hakkında adli makamlara suç duyurusunda bulunmuştur.”Açıklamada, ayrıca, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”na muhalefet ederek, etkinlik alanında yasa dışı faaliyetlerde bulunan şahısların tespit ve yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiği bildirildi.
Source: Www.star.com.tr
Aşk kısa sürdü
Yaklaşık 3 hafta önce ortak arkadaşları aracılığıyla tanışan Öncü Sönmez ve Melisa Döngel, kısa süre içinde yakınlaşmış ve birlikte görüntülenmişti.Arkadaş çevrelerinin sosyal medyada paylaştığı el ele fotoğraflarla gündeme gelen çiftin ilişkisi, zamanla yerini sessiz bir vedaya bıraktı. İkilinin, karakter uyuşmazlıkları nedeniyle uyum sağlayamayacaklarını fark ederek, karşılıklı anlayış çerçevesinde yollarını ayırdığı öğrenildi.Her iki taraf da konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmazken, çiftin dostça ayrıldığı ifade ediliyor.Tamer Yılmaz’a poz verdiİş insanı Mehmet Dinçerler, son dönemin en çok konuşulan isimlerinden biri olmaya devam ediyor. Türkiye’ye getirdiği kahve ve tatlı markasıyla adından söz ettiren Dinçerler, bu kez Tamer Yılmaz’ın objektifine poz verdi.“Kahve kadar keyifli” olarak tanımlanan çekimde Dinçerler, farklı stilde kombinleriyle kamera karşısına geçti. Son dönemde şirketiyle ilgili çıkan asılsız haberlere net yanıtlar veren Dinçerler, güçlü duruşunu bu özel çekimle pekiştirdi. Dinçerler’in sosyal medya hesaplarında paylaştığı kareler takipçilerinden de büyük ilgi gördü.Sürpriz doğum günü partisiCemiyet hayatının tanınan simalarından Enci Teker, eşi Frank Roccogrande’nin doğum gününü Londra’daki evlerinde düzenlediği özel bir davetle kutladı. Aile arasında gerçekleşen kutlama, samimi ve şık atmosferiyle dikkat çekti.Geceye Enci Teker’in annesi Cennet Süzer Teker ve kardeşi Esli Teker de katılırken, cemiyet dünyasından yakın dostları Dikran-Yasemin Masis çifti ve Berrin Yoleri de bu özel anlara eşlik etti. Keyifli anların yaşandığı davette, konuklar Frank Roccogrande’nin yeni yaşını alkışlar eşliğinde kutladı. Zarif detaylarla süslenen doğum günü partisi, gecenin sonunda bol bol hatıra fotoğrafı çekilerek son buldu.11. yılı kutladılarCemiyet hayatının gözde çiftlerinden Burak ve Melis Hatipoğlu, evliliklerinde 11’inci yılı geride bıraktı. 22 Mart 2014’te hayatlarını birleştiren çift, bu özel yıldönümünü sosyal medya paylaşımıyla kutladı.Mutlu evliliklerini kızları Derin ve Defne ile taçlandıran Hatipoğlu çifti, yıllardır süren sevgi dolu aile yapılarıyla cemiyet dünyasında örnek gösterilmeye devam ediyor. Ben de Burak ve Melis Hatipoğlu çiftine nice mutlu yıllar diliyorum.Miami’de yazı yaşıyorCemiyet hayatının sevilen çiftlerinden Bahar ve Ozan Şer, kış soğuklarından kaçarak rotalarını Miami’ye çevirdi. İstanbul’da havalar soğurken, çift güneşli Miami’nin keyfini çıkarıyor. Tatil için Amerika’ya giden Şer çifti, Miami’de sürpriz bir buluşmaya da imza attı.Ünlü şarkıcı Berkay ve eşi Özlem Ada Şahin, başarılı televizyoncu Ferruh Taşdemir ve menajer Ufuk Ergin’le bir araya gelen çift, keyifli anlarını sosyal medyadan da takipçileriyle paylaştı.
Source: Mehmet Üstündağ
Yolsuzluktan tutuklanan İmamoğlu hakkında İlber Ortaylı”dan tepki çeken sözler
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu”nun, hakkında yürütülen soruşturmalar kapsamında tutuklanmasına ilişkin Instagram hesabından açıklama yapan tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, dikkat çeken ifadeler kullandı.KENAN EVREN DÖNEMİYLE BİR TUTTUTarihi günler yaşandığını, seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğini söyleyen Ortaylı, şu mesajı paylaştı:”Bundan 45 yıl önce darbe zamanı tutuklanan tüm siyasi isimler daha sonra yeniden iktidara geldi. Demirel, Ecevit, Baykal… Halkımız sandığa ve seçilmişe saygı gösterilmediğinde bunu hiçbir zaman unutmadı; ilk fırsatta cevabını sandıkta verdi. Yıllar geçiyor, yöntemler değişmiyor. Yine tarihi günler yaşıyoruz. Halk sandıkta kullandığı oyu, seçtiği yöneticiyi takip ediyor ve mesajını çok net veriyor: Seçimle gelen seçimle gitmeli.Bugün ise toplum gergin, gençler huzursuz ve gelecekten endişeli. Artan siyasi kutuplaşma ve belirsizlik ortamı, gençlerin zihinlerinde “Ne olacağım?” sorusunu giderek daha baskın hale getiriyor. Ülkenin siyasi hayatı, belediyelerden merkezi yönetime kadar birkaç vilayete sıkışmış durumda. Bölgecilik, her ne kadar yasalara uygun görünse de, tasvip edilemeyecek ölçüde yerel partizan eğilimlere ve güçlü bir nepotizme dayanıyor.Peki ya diğer şehirlerde yaşayan, yıllarca eğitim gören, yabancı dil öğrenen, kendini yetiştiren gençler ne olacak? Bu çocukların emeği, umudu, hakkı ne olacak?Gençlerin geleceği güvence altına alınmalı; bürokrasi ve adalet sistemi yeniden halkın güvenini kazanmalıdır. Bunun için illa büyük krizler yaşanmasını beklemek gerekmez. Gerekli düzenlemeler ve reformlar derhal hayata geçirilmelidir.Bu konu bir siyasi partinin, iktidarın ya da muhalefetin meselesi değil; doğrudan doğruya bir ulusal meseledir. Çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceği söz konusudur. Ve bu mesele, hepimizin ortak sorumluluğudur.”
Source: Erkan Talu
BM kuruluşlarından, uluslararası topluma Arakanlı Müslüman mültecilere yönelik desteği artırma çağrısı
BMMYK, IOM ve ortakları, Arakanlı Müslüman mülteciler için başlattıkları yardım çağrısına ilişkin yazılı açıklama yaptı.Açıklamada, Myanmar”daki güvensizliğin arttığı ve zorla yerinden edilmelerin devam ettiği kaydedilerek, uluslararası topluma Bangladeş”teki Arakanlı mültecilere ve ev sahibi topluluklarına yardımları artırma çağrısı yapıldı.Myanmar”da devam eden çatışmalar, azalan mali kaynaklar ve küresel krizlerin uluslararası toplumun, tamamen insani yardıma bağımlı olan ve güvencesiz bir durumda kalmaya devam eden Arakanlı mülteciler için harekete geçmesini kritik hale getirdiği vurgulanan açıklamada, “Arakan İnsani Krizi için 2025-26 Ortak Müdahale Planı, 113 ortağı bir araya getiriyor ve Bangladeş hükümetinin liderliğinde BMMYK ve IOM tarafından ortaklaşa başlatılıyor. Arakanlılara müdahale için ilk kez başlatılan bu fon çağrısı, Arakanlı mültecileri ve ev sahibi topluluklar da dahil yaklaşık 1,48 milyon kişiye ulaşmak için ilk yılında 934,5 milyon dolar talep ediyor.” denildi.Açıklamada, Arakanlıların 8 yıldır yaşadığı insani krizin uluslararası ilginin odağından büyük ölçüde uzak kalmaya devam ettiği ancak ihtiyaçların acil olduğu bildirildi.Kamplardaki nüfusun yüzde 50″sinden fazlasının, kadın ve kızlardan oluştuğu belirtilen açıklamada, “Bangladeş”teki her 3 Arakanlı mülteciden 1″i 10 ila 24 yaşları arasında. Bu kişilerin, resmi eğitime, yeterli beceri geliştirmeye ve kendi kendine yetebilme fırsatlarına erişim olmadan gelecekleri askıya alınmış durumda.” ifadelerini kullandı.Açıklamada, gıda yardımı ve temel barınak gibi kritik alanlardaki herhangi bir fon açığının, bu son derece savunmasız nüfus için korkunç sonuçlar doğuracağı vurgulanarak, bu durumun birçok Arakanlı Müslüman mülteciyi, “tehlikeli tekne yolculuklarına çıkmak” gibi çaresiz önlemlere başvurmaya zorlayabileceğinin altı çizildi.- ARAKANLI MÜSLÜMANLARA ETNİK TEMİZLİKBM”ye göre, 25 Ağustos 2017″den sonra Myanmar”ın Arakan eyaletinden kaçmak zorunda kalan ve Bangladeş”e sığınan 900 binden fazla mülteci bulunuyor. Kamplardaki mültecilerin yarısını ise çocuklar oluşturuyor.Uluslararası insan hakları örgütleri ve BM, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak adlandırıyor.Bangladeş”e sığınan Arakanlı Müslümanlar ve insan hakları örgütleri, gerekli güvenli ortam sağlanmadan bu kişilerin Myanmar”a dönmelerinin, yeni bir etnik temizliğe yol açacağı endişesini taşıyor.
Source: Www.star.com.tr
Aile Destek ödemesi bitti mi?
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından her ay ihtiyaç sahibi ailelere verilen Aile Destek Programı ödemelerinde sona gelindi. Aile Destek ödemesinin bitip bitmediğine ilişkin sorgulamalar devam ediyor. 2024 yılının aralık ayına kadar her ay belirli tarihlerde ödemesi yapılan Aile Destek Programı nda ödemelerinin devam edip etmeyeceği hak sahipleri tarafından araştırılmaya devam ediyor. Peki Aile Destek ödemesi bitti mi, uzatıldı mı, son durum ne?AİLE DESTEK PROGRAMI NE ZAMAN BİTİYOR? Hazine ve Maliye Bakanlığı, Aile Destek Programı nın süreli olması nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek in imzasına gerek olmadan otomatik sonlandığını bildirdi. Yapılan açıklamada; Program süreli olduğu için Bakan imzasına gerek olmadan otomatik olarak sonlanmıştır. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına aşağıdaki açıklamanın yapılması zaruri hale gelmiştir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yürütülen Türkiye Aile Destek Programı, 2022 yılı Haziran ayında geçici süreli olarak başlatılan ve öngörülen sürede doğal olarak sona eren bir programdır. Hazine ve Maliye Bakanımızın programın sonlandırılmasına yönelik herhangi bir talimatı bulunmamaktadır. Bu çerçevede basında yer alan haberler gerçeği yansıtmamaktadır. 2025 yılı bütçemiz kuşatıcı sosyal destek sistemine kaynak aktaran ve toplumun her kesimini gözeten bir bütçedir. Engelli kardeşlerimizden 65 yaş üstü büyüklerimize, sosyal güvencesi olmayanlardan aile birliğini korumaya ve dar gelirli aileleri desteklemeye kadar geniş bir perspektifle sosyal yardımlarımızı sürdürüyoruz. 2025 yılında sosyal yardım harcamaları için ayırdığımız kaynağı 651 milyar TL ye çıkardık. 2002 de milli gelirin yüzde 0,4 ü olan sosyal yardım harcamalarını 2025 yılında yüzde 1,1 e yükselttik. Son dönemde, teyit edilmeden, kamuoyunda algı oluşturma amacıyla bilinçli bir şekilde yayılan bu tür haberlere itibar edilmemesi ve vatandaşlarımızın bu tür kasıtlı ve yanıltıcı haberlere karşı daha dikkatli olması büyük önem taşımaktadır. Kamuoyunu bu tür asılsız haberler karşısında duyarlı ve dikkatli olmaya da davet ediyoruz. denildi.AİLE DESTEK ÖDEMELERİ SORGULAMA EKRANI Aşağıdaki linkten Aile Destek ödemesinin yatıp yatmadığını sorgulayabilirsiniz. E-DEVLET AİLE DESTEK ÖDEMESİ SORGULAMA EKRANI İÇİN TIKLAYINIZ AİLE DESTEK ÖDEMELERİNDEN KİMLER YARARLANAMAZ? Türk vatandaşı olmaması, Mavi Kart sahibi olması, Yerleşim adresinin yurt dışında olması, 18 yaşından küçük olması, Hanesinde memur, noter veya muhtar olarak çalışan ya da yurtdışında çalışan, yurtdışı borçlanan yahut özel sandıklar kapsamında olan kişi ya da kişilerin bulunması, durumlarında başvurular değerlendirmeye alınamamaktadır.
Source: Habertürk
Meral Akşener”in fotoğrafı çıktı: Sesi çıkmadı
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ‘yolsuzluk’ ve ‘terör’ soruşturması kapsamında 19 Mart sabahı düzenlenen şafak operasyonuyla gözaltına alınmıştı…
Dört gün boyunca gözaltında tutulan İmamoğlu hakkında dün karar açıklandı.
Yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanan İmamoğlu’nun, terör soruşturmasına ilişkin tutuklanma talebi ise mahkeme tarafından reddedildi.
AKŞENER”İN DİKKAT ÇEKEN SESSİZLİĞİ
2022 yılında Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezası sonrası düzenlenen Saraçhane Mitingi’nde konuşan Meral Akşener, “Demokrasi, milletin iradesi burada ve Ekrem kardeşimin yanında” ifadelerini kullanmıştı…
İmamoğlu”ndan sık sık “oğlum” diye bahseden Meral Akşener, Türkiye”yi sarsan operasyonun ardından derin bir sessizliğe büründü.
Eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener”e en yakın isimlerden olan İYİ Parti İstanbul Milletvekili Burak Akburak, bir iftar yemeğinden fotoğraf paylaştı.
Paylaşımına “Kurucu liderimiz Sn. Meral Akşener ile birlikte kıymetli dostum Ahmet Arslan’ın iftar davetine katıldık. Ülkesini çok seven ve katma değer yaratan vatanperver insanlarla bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duydum. Var olsunlar” notunu düştü.
Source: Haber Merkezi
Mansur Yavaş sinirlenmiş, Buldan hakaret etmiş, Özel özür dilemişti: “Pamuk şeker” davasında gerçek başka çıktı!
ABB Başkanı Mansur Yavaş , geçtiğimiz günlerde Saraçhane”de toplanan kalabalığa seslenmiş konuşmasında Şırnak”taki Nevruz kutlamalarına değinerek “Dün Doğu”da bir yerde bana göre paçavra olan bayraklar sallanırken, o mitinge gidenlere polisler pamuk şekeri verirken buradaki müdahaleyi doğru bulmuyorum. Emniyet güçlerinden buradaki gençlere de pamuk şekeri ikram etmelerini bekliyoruz.” demişti. Yavaş”ın bu konuşması Van Barosu tarafından şikayet edilirken DEM Partililerden peş peşe tepki geldi. Pervin Buldan sosyal medya hesabından ABB Başkanının ilgili videosunu paylaşıp “Faşo” yazarken Sırrı Sakık ise “Paçavra” deyip hakaret etti. ÖZGÜR ÖZEL: HELALLİK İSTİYORUZ Yavaş”ın DEM Partilileri kızdıran açıklamalarının ardından aynı meydanda bir gün sonra konuşan CHP lideri Özgür Özel şu ifadeleri kullandı: “Bu nevruz haftasında barışın, kardeşliğin, yeni yılın umudunda bugün de İstanbul”da nevruz kutlandı. Bugün nevruzun kutlandığı alandan ufak tefek sitemler, kalp kırıklıkları duydum. Buradan oraya doğru şunu söylemem lazım. Bu kürsüde, bu meydanda beş gündür çok konuştuk. Çok söz hatasız olmaz. Her kim bu kürsüden konuştuysa, söylediği bir söz söz kimi kırdıysa ondan helallik istemek partinin Genel Başkanı adına bendendir. Bütün Kürt kardeşlerimin nevruzunu bir kez daha kutluyorum. Buradan Edirne”de yatan ve ilk oraya konduğunda partisinin Eş Genel Başkanı olan Selahattin Demirtaş”ı da selamlıyorum” OLAYIN ASLI ORTAYA ÇIKTI Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Felat Bozarslan, X hesabından, “Pamuk şeker” meselesi nedir?” başlıklı bir paylaşım yaparak olayın aslını anlattı. Bozarslan, “Mansur Yavaş”ın içine dert olan pamuk şekeri olayını anlatayım. Öncelikle olay emniyetin organizasyonu değil, tamamen spontane gelişen bir durum. Şöyle oluyor; Cizre”de Nevruz kutlamasında görevli bir polis memuru engelli olan pamuk şekeri satıcını görüyor. Polis memuru, engelli kardeşimizin daha fazla yorulmaması için pamuk şekerlerin hepsini satın alıyor ve oradaki çocuklara dağıtıyor. Engelli pamuk şekeri satıcısı mutlu. Pamuk şekerini alan çocuklar mutlu. Polis memuru mutlu? Tek mutsuz olanMansur Yavaş. Niye? İstiyorlar ki, 90″lardaki gibi kar maskeli karanlık tipler Cizre sokaklarını çocuklarımız için cehenneme çevirsin.” dedi.
Source: Türkiye Gazetesi
Tayfun Kahraman”ın kızı Vera, İmamoğlu için resim çizdi: “Babamı aldılar önce, şimdi amcalarımı da aldılar”
Meriç Demir Kahraman paylaşımında, “Ekrem amcası, mektup ve resim istemişti. Kızımız Vera da, çizdi” dedi.
Demir Kahraman paylaşımında şunları kaydetti:
“ŞİMDİ AMCALARIMI DA ALDILAR”
“Vera Ekrem amcasını çok seviyor.
Vera Emrah amcasını çok seviyor.
Vera Gürkan amcasını çok seviyor.
Onların da babasının, Tayfun”un yanına gittiğini biliyor.
Babamı aldılar önce, şimdi amcalarımı da aldılar anne diyor.
Bunları bilerek büyüyor.
Ülkemiz ve en çok da çocuklarımız için çok üzgünüm.
Ülkemiz ve en çok da çocuklarımız için çok umutluyum.
Adalet mutlaka kazanacak.”
NE OLMUŞTU?
İmamoğlu, tutuklanmadan önce yaptığı açıklamada, ön seçim için gençlere ve çocuklara çağrıda bulunarak; “Çocuklar ve gençler, sizlerin oy kullanma hakkınız olmasa da yaratıcı duygularınızı, sözlerinizi, sloganlarınızı aynı yerde bana ulaşmak üzere bekliyorum” demişti.
Ekrem amcası, mektup ve resim istemişti.Kızımız Vera da, çizdi.Vera Ekrem amcasını çok seviyor. Vera Emrah amcasını çok seviyor.Vera Gürkan amcasını çok seviyor. Onların da babasının, Tayfun”un yanına gittiğini biliyor. Babamı aldılar önce, şimdi amcalarımı da aldılar… pic.twitter.com/Etkl5uycW6
— Dr. Meriç Demir Kahraman (@de_meric) March 23, 2025
Source: Derleyen: Burak Demirbaş
Başörtülü kadına saldırı! Kütüphanede ders çalışırken başından çıkarıp yakmaya çalıştı
Durham Bölge Polisi tarafından yapılan açıklamada, “(Başörtülü kadın) kütüphanede ders çalışırken kimliği belirsiz bir kadın ona yaklaştı. Mağdura küfürler yağdırmaya ve kafasına nesneler fırlatmaya başladı.” denilerek yaşananlar şöyle aktarıldı:
“Şüpheli daha sonra mağdurun başörtüsünü çıkarmaya çalışmış ve üzerine bilinmeyen yanıcı bir sıvı dökmüştür. Şüpheli daha sonra bir çakmak almış ve başörtüsünü yakmaya çalışmıştır.”
Açıklamaya göre mağdur kadın çığlık atarak yardım istedi ve kütüphanenin güvenlik görevlileri olaya müdahale etti.
Polis, şüphelinin kaçtığını ancak birkaç saat sonra tutuklandığını söyledi.
“DEHŞETE DÜŞTÜK”
Kanada Müslümanları Ulusal Konseyi (NCCM) yaptığı basın açıklamasında olay karşısında “dehşete düştüklerini” söyledi.
NCCM İcra Kurulu Başkanı Stephen Brown, “Bu tür bir şiddetin toplumumuzda düzenli bir olay haline gelmesi bir rezalettir. İslamofobi vakaları son yıllarda katlanarak artmıştır. Seçilmiş liderlerimizin bir adım öne çıkarak bu meseleyi işbirliği içinde ele almalarının zamanı gelmiştir” dedi.
Ajax Belediye Başkanı Shaun Collier ve kütüphane yönetim kurulu başkanı Piyali Correya kasabanın internet sitesinde ortak bir açıklama yayınladı.
Açıklamada, “Bu korkunç eylemin kurbanına ve bu saldırı nedeniyle tetiklenen, incinen veya cesareti kırılan herkese – özellikle de barış ve ruhani bir irtibat ayı olan ramazanda meydana geldiği için – sizi desteklemek ve her türlü nefret ve hoşgörüsüzlüğe karşı durmak için buradayız” denildi.
Brown, NCCM”nin polisten olayı bir nefret suçu olarak ele almasını istediğini söyledi.
Source: Türkiye Gazetesi
Batı Şeria”da “görülmemiş ölçekte” zulüm!
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Operasyon Direktörü Brice de la Vingne, işgal altındaki Batı Şeria”da, bu ölçekte zorla yerinden edilme ve kampların yıkılmasının onlarca yıldır görülmediğini belirterek, “İsrail güçleri kamplara erişimi engellediği, evleri ve altyapıyı tahrip ettiği için insanlar evlerine dönemiyor.” ifadelerini kullandı.MSF, İsrail”in işgal ve saldırıları altında bulunan Batı Şeria”daki duruma ilişkin bir rapor paylaştı.”DEMRİ DUVARI” OPERASYONLARINDA ŞİDDETLİ SALDIRILARBatı Şeria”nın kuzeyindeki 10 binlerce yerinden edilmiş kişinin uygun barınak, temel hizmetler ve sağlık hizmetlerine erişimden yoksun olduğu bildirilen raporda, Ocak 2025″te Gazze”de ateşkes ilan edilmesinin ardından İsrail”in, işgal altındaki Batı Şeria”da “Demir Duvar” adını verdiği saldırılar başlattığı kaydedildi.Raporda, “(Saldırılar) Binlerce kişiyi zorla yerinden ederek, onları son derece tehlikeli bir durumda bıraktı. İsrail, Batı Şeria”daki Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini derhal durdurmalı. İnsani müdahale genişletilmeli ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalıdır.” denildi.İsrail ordusunun, Gazze”de çatışmaların başladığı Ekim 2023″ten bu yana Batı Şeria”da Filistinlilere karşı aşırı fiziksel şiddeti artırdığı vurgulanan raporda, Dünya Sağlık Örgütü”ne (DSÖ) göre bu süreçte 187″si çocuk olmak üzere toplamda 930 Filistinlinin öldürüldüğü paylaşıldı.Raporda, İsrail”in, sağlık çalışanları ve hastalar üzerindeki sistematik baskı uyguladığına işaret edilen raporda, sağlık hizmetlerine erişimin ciddi anlamda engellendiği bildirildi.Batı Şeria”daki Filistinlilerin ruh sağlığı durumunun endişe verici olduğu kaydedilen raporda, birçok hastanın baskınlar ve zorla yerinden edilmeler nedeniyle stres, kaygı ve depresyon gibi sorunlar yaşadığı aktarıldı.MSF”in acil ihtiyaçlara yanıt vermeye devam ettiğine işaret edilen raporda, yerinden edilmenin ölçeği ve yetersiz uluslararası müdahalenin ortasında tırmanan insani krizin büyük bir zorluk oluşturduğu ve Batı Şeria”daki ihtiyaçların daha da kötüleştiğinin altı çizildi.- “İNSANİ MÜDAHALENIN KAPSAMI GENİŞLETİLMELİ”Raporda görüşlerine yer verilen Vingne, Batı Şeria”da bu ölçekte zorla yerinden edilme ve kampların yıkılmasının onlarca yıldır görülmediğini belirtti.Vingne, “İsrail güçleri kamplara erişimi engellediği, evleri ve altyapıyı tahrip ettiği için insanlar evlerine dönemiyor. Kamplar harabe ve toz haline geldi. İsrail buna son vermeli ve insani müdahalenin kapsamı genişletilmeli.” ifadelerini kullandı.Gazze”de varılan ateşkesin 19 Ocak Pazar günü yürürlüğe girmesinin ardından İsrail ordusu, 21 Ocak Salı günü işgal altındaki Batı Şeria”nın kuzeyinde yer alan mülteci kamplarına “Demir Duvar” adını verdiği bir saldırı başlatmıştı. Saldırılarda onlarca Filistinli öldürüldü ve yüzlerce Filistinli gözaltına alınmıştı.
Source: Ramazan Yıldız
Çete lideri: Anne ile kızı… 300 milyon TL”lik büyü vurgunu!
Batman İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, yürütülen çalışmalarda, anne ve kızının, sahip oldukları ilahi güçler sayesinde yaptıkları büyü ile ruhsal bunalımda olan ve sağlık sorunu bulunanlara şifa dağıttıkları, özel hayatlarındaki sorunları çözdüklerini, melekler ve cinler sayesinde her şeyi bildiklerini, gelecekteki yaşamları hakkında bilgiler verdiklerini iddia edip dolandırıcılık yaptıklarını tespit etti. habericionecikanlar#100#left# 300 MİLYON TL LİK KAZANÇ SAĞLADI DHA daki habere göre şüphelilerin büyü yapmak için ‘gerekli masraflar’ adı altında müştekilerden para talep ettikleri ve aracılık yapan şüphelilerle birlikte hareket ettikleri belirlendi. Şüphelilerin, beyanlar ve MASAK raporları doğrultusunda yaklaşık 300 milyon TL haksız kazanç sağladıkları tespit edildi. ÇETENİN BAŞI ANNE İLE KIZI Anne ve kızın aracılar vasıtasıyla çevreden edindikleri bilgileri güven kazanmak amacıyla mağdurlara karşı kullandıkları, mağdurlardan birini Almanya’dan Batman’a çağırarak evlerinde misafir ettikleri, üzeri el yazısıyla yazılmış bir tişörtü 4 gün boyunca giymesini sağlayarak böylece kötülüklerden kurtulacağı vaadinde bulundukları da belirlendi. 29 ŞÜPHELİ GÖZALTINA ALINDI Ekipler, anne ve kızı ile onlarla beraber hareket eden 27 şüpheli için, ‘Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle nitelikli dolandırıcılık’ suçundan Batman, İstanbul, Bursa, İzmir, Konya, Mardin ve Adıyaman’da eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda 29 şüpheli gözaltına alındı. Adreslerde yapılan aramalarda büyü yapmakta kullanıldığı değerlendirilen not kağıtları, defterler, kitaplar ele geçirildi. 15 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden anne ve kızının da aralarında olduğu 15 şüpheli çıkarıldıkları mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi. 14 ŞÜPHELİ SERBEST BIRAKILDI 11 şüpheli savcılık tarafından, 3 şüpheli ise adli kontrolle serbest bırakıldı.
Source: Habertürk
İHH – Zekat vermenin en sağlıklı yolu
Dünyada 800 milyondan fazla insan açlık sınırında yaşıyor.
Yıllardır zekatınızı dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor, iyiliği dünyaya yayıyoruz. Zekatınız ihtiyaç sahiplerinin kimi zaman gıda, barınma ve sağlık gibi acil ihtiyaçlarını karşılıyor kimi zaman da hayatlarını değiştirecek kalıcı projelere dönüşüyor.
Zekat bağışlarınızla dertlere derman olabilir, ülkemiz ve kriz bölgelerindeki ihtiyaç sahiplerinin yüzünü güldürebilirsiniz.
Zekatınızı kolayca hesaplamak için zekat hesaplama sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Doğal afetler, savaşlar ve yoksulluk sebebiyle milyonlarca kişi zor şartlarda hayata tutunmaya çalışıyor. Kimsesi olmayan, hastalıklarla mücadele eden ihtiyaç sahipleri hatırlanmayı bekliyor.
Gelin, ülkemizdeki ve kriz bölgelerindeki ihtiyaç sahiplerinin hayatına dokunmaya devam edelim; onları unutmadığımızı gösterelim.
Source: Türkiye Gazetesi
İlber Ortaylı”dan “İmamoğlu” paylaşımı: “Halkımız hiçbir zaman unutmadı”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlunun tutuklanmasına ilişkin tepkiler sürüyor. Prof. Dr. İlber Ortaylı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Halkımız sandığa ve seçilmişe saygı gösterilmediğinde bunu hiçbir zaman unutmadı; ilk fırsatta cevabını sandıkta verdi. Yıllar geçiyor, yöntemler değişmiyor. Yine tarihi günler yaşıyoruz. ifadelerini kullandı.Ortaylı sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:Bundan 45 yıl önce darbe zamanı tutuklanan tüm siyasi isimler daha sonra yeniden iktidara geldi. Demirel, Ecevit, Baykal… Halkımız sandığa ve seçilmişe saygı gösterilmediğinde bunu hiçbir zaman unutmadı; ilk fırsatta cevabını sandıkta verdi. Yıllar geçiyor, yöntemler değişmiyor. Yine tarihi günler yaşıyoruz. Halk sandıkta kullandığı oyu, seçtiği yöneticiyi takip ediyor ve mesajını çok net veriyor: Seçimle gelen seçimle gitmeli.Bugün ise toplum gergin, gençler huzursuz ve gelecekten endişeli. Artan siyasi kutuplaşma ve belirsizlik ortamı, gençlerin zihinlerinde Ne olacağım? sorusunu giderek daha baskın hale getiriyor. Ülkenin siyasi hayatı, belediyelerden merkezi yönetime kadar birkaç vilayete sıkışmış durumda. Bölgecilik, her ne kadar yasalara uygun görünse de, tasvip edilemeyecek ölçüde yerel partizan eğilimlere ve güçlü bir nepotizme dayanıyor.Peki ya diğer şehirlerde yaşayan, yıllarca eğitim gören, yabancı dil öğrenen, kendini yetiştiren gençler ne olacak? Bu çocukların emeği, umudu, hakkı ne olacak?Gençlerin geleceği güvence altına alınmalı; bürokrasi ve adalet sistemi yeniden halkın güvenini kazanmalıdır. Bunun için illa büyük krizler yaşanmasını beklemek gerekmez. Gerekli düzenlemeler ve reformlar derhal hayata geçirilmelidir.Bu konu bir siyasi partinin, iktidarın ya da muhalefetin meselesi değil; doğrudan doğruya bir ulusal meseledir. Çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceği söz konusudur. Ve bu mesele, hepimizin ortak sorumluluğudur.
Source: Haber Merkezi
Sokak köpekleri dehşet saçtı! 86 tavuğu telef ettiler
Merkeze bağlı Değirmendere Mahallesi Trafo Sokak”ta bulunan Ömer Ekşioğlu”na ait kümeste meydana geldi. Sokakta başıboş gezen köpeklerin Ömer Ekşioğlu”na ait tel örgü ile sarılı kümese girmesi sonucu 86 tane kümes hayvanı telef oldu. “KÖPEKLER BABAMIN DA ÜZERİNE HAMLE YAPTI” Sokak köpekleri yüzünden mağdur olduklarını söyleyen Ömer Ekşioğlu, “Eskilerden kalma 30-40 yıllık bir kümesimiz vardı. Tel örgülerle etrafını sardık. Gündüzleri tavuklarımız burada otlarlar, gezen tavuk olur, organik yumurta olur falan diye düşündük. Son 1-2 aydır bu bölgeye sokak köpeklerinin dadanması sonucu birkaç kez bazı hadiseler atlattık. Muhtarımıza başvurduk, belediyemize gittik ama sahip çıkmadılar. “Biz bırakmıyoruz, biz getirmiyoruz” dediler. Ve sonuç ortada. Yaklaşık 10 sokak köpeği buraya saldırdı. Tel örgüyü yırtıp içeriye girdiler. 86 yaşındaki babam balkondan gördü ve sopa ile köpeklerin üzerine yürüdü ancak köpekler babama doğru hamle yapınca babam geriye çekilmek zorunda kaldı. Bu ürkütücü olayı izlemek zorunda kaldı. Ben gelene kadar da olay bitmişti zaten” dedi. “MADDİ MANEVİ MAĞDURUM” Hayvanlarına gözü gibi baktığını ifade eden Ekşioğlu, şimdi ölmüş hallerini gördükçe çok üzüldüğünü ve elinin temizlemeye gitmediğini dile getirerek, “86 tane cins ve farklı ırklardan tavuğumuz yok edildi. Ben yetkililere seslenmek istiyorum. Vicdanlarını nasıl susturacaklar. Bu köpekleri buralara kim getirdi bıraktı? Bizim sahibimiz yok mu? Ben mi araştırıp bulacağım? Ben yetkililerden bu işin çözüme ulaşmasını istiyorum. Ben maddi olarak da manevi olarak da mağdurum. Maddi durumum çözülebilir ama manevi durumum nasıl çözülecek? Benim gözümden akan yaşın hesabını kim verecek? Bu canların hesabını kim verecek? Ben bunları yumurtalardan çıkartarak büyüttüm. Elim temizlemeye gitmiyor. Bir geçmiş olsun bile diyemediler bize. Sadece bize geliyorlar “bizimle alakalı değil, sokak köpekleri gezebilir” diyorlar. Ben 52 yaşındayım. Şimdiye kadar gezmiyorlardı da şimdi ne oldu” ifadelerini kullandı. “TAM YUMURTA VERMEYE BAŞLAMIŞLARDI” Tavuklar tam yumurta vermeye başladığında bu olayın yaşandığını belirten Ekşioğlu, “Bunları yumurtadan çıkardık, ampul yaktım, kışın ısıttım. 6 ayı geçti. Tam yumurta vermeye başladıklarında bu istila oldu. Bazı canları kurtarmak için bazı canları da yok etmeyelim. Ben şoktayım. Onlara da bir çözüm bulunsun ama bize de bulunsun. Biz mağdur olmayalım. Ben bunları aylarca elimle yedirdim. Biz bir insan bekliyoruz. Bu hadise neden oldu ve bir daha olmayacağına söz verecekler mi bize? Bu köpekleri toplayacaklar mı? Bu köpeklere bir barınak yapacaklar mı? Bu Türkiye”nin, dünyanın bir sorunu. Bu benim işim değil. Benim işim yaşatmaktı ama becerip de yaşatamadım” şeklinde konuştu.
Source: Türkiye Gazetesi
Kabine Toplantısı ne zaman ve kararlar saat kaçta açıklanacak? 24 Mart 2025 beklenen Kabine Toplantısı gündemi
Kabine Toplantısı konularında iç ve dış gündemden pek çok başlık yer alacak. Ramazan Bayramı, İBB”ye yönelik soruşturma Başkan Erdoğan”ın liderliğinde Kabine gündeminde olacak. Hafta başında gerçekleşen toplantının sonunda akşam saatlerinde alınan kararlar ve konuşulanlar kamuoyu ile paylaşılacak. Peki; Kabine Toplantısı ne zaman, saat kaçta? KABİNE TOPLANTISI NE ZAMAN? Kabine bugün toplanıyor. En son 10 Mart tarihinde gerçekleşen toplantının ardından 24 Mart tarihli toplantı için hazırlıklar yapıldı. Bakanlar Kurulu Beştepe”de Başkan Erdoğan”ın liderliğinde bir araya geliyor. Toplantının öğleden sonra başlaması beklenenler arasında. BEKLENEN KABİNE GÜNDEMİ Ekrem İmamoğlu ve İBB süreci, Ramazan Bayramı tatili, terörsüz Türkiye gibi konu başlıkları toplantının gündeminden beklenenler arasında yerini aldı. SON KABİNE TOPLANTISI KARARLARI 10 Mart 2025 tarihli Başkan Erdoğan”ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle: “SURİYE”DE PROVOKATÖRLERİN MEZHEP KAVGASI ÇIKARMAYI AMAÇLAYAN TERÖR EYLEMLERİNDE ŞAHİT OLDUK” Bu ramazanın Türkiye ile birlikte tüm bölgede ve ötesinde kardeşliğe, barışa ve huzura vesile olmasını yürekten temenni ettiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz herkes için barış, herkes için istikrar dedikçe İslam coğrafyasının istikrarsızlığından beslenen güç odakları da boş durmuyor. Afrika”dan Asya”ya, Orta Doğu”dan Balkanlar”a kadar birçok yerde kimi zaman etnik, kimi zaman mezhebi, kimi zaman da inanç ayrımı üzerinden çatışma, gerilim ve kargaşa çıkarılmaya çalışılıyor. Bunun son örneğine, komşumuz Suriye”de, eski resim artığı provokatörlerin mezhep kavgası çıkarmayı amaçlayan terör eylemlerinde şahit olduk. Ülkenin özellikle azınlıkların yaşadığı bölgelerinde patlak veren olaylarda Suriye ordusu mensuplarının yanı sıra pek çok sivil de hayatını kaybetti. Maalesef bunların arasında teravih namazından çıkarken kalleşçe şehit edilen kardeşlerimiz de var. Suriye hükümet güçlerinin etkin müdahalesi sayesinde olayların büyük oranda kontrol altına alındığını ancak sahadaki durumun aynı hassasiyetini halen koruduğunu görüyoruz. Şunu açık açık söylemek isterim; Türkiye olarak Suriye”nin birliğini, dirliğini, toplumsal barışını hedef alan her türlü saldırıyı, terör ve tedhiş eylemini en güçlü biçimde lanetliyoruz. Ülkemiz aleyhine herhangi bir gelişmenin olmaması için gereken tedbirleri alıyoruz. Ayrıca gergin havanın süratle geride bırakılması için Suriye makamlarına gerekli telkinlerde bulunuyoruz. Cumhurbaşkanı Şara”nın mutedil ve yatıştırıcı olduğu kadar, hukuk dışına çıkanların cezalandırılacağına dair kararlı mesajlarını olumlu karşılıyoruz.” Erdoğan, Şara”nın 8 Aralık”tan bu yana rövanşizmin tuzağına düşmeden kucaklayıcı bir politika izlediğini vurgulayarak, “Bunun güçlenerek devam etmesi, Suriye”ye yönelik oyunları bozacaktır. Suriye”nin on yıllardır hasretini çektiği kalıcı barış ve huzur ortamına bir an önce kavuşmasını samimiyetle arzu ediyoruz. Arap, Türkmen, Kürt, Dürzi, Nusayri demeden Suriye halkının tamamının basiretli davranarak ülkelerinin parçalanmasını ve istikrarsızlık batağına sürüklenmesini isteyenlere müsaade etmeyeceğine inanıyorum.” diye konuştu.
Source: Sabah
CHP”nin kronik sorunu! Bu rant burada bitmez!
Osmanlı’da, kentlerden “Şehremini” sorumluydu.
Cumhuriyet”in ilanıyla birlikte, devletin her kademesine çöreklenen CHP tek parti diktası, valilik ile birlikte belediye başkanlığını kendi il başkanlarına bağladı.
CHP”nin il başkanları ise halktan kimseler değil, kaymak tabasına mensup elitistlerdi.
Fahrettin Kerim Gökay’a, hem belediye reisi hem de vali iken, çöpçüler tarafından; “Elinde Tanzimat arabası/ Avrupa görmüş beybası” şeklinde nükteler yapılmıştı.
İşte bu seçkinci başkanlar, yıllarca belediyelerde diledikleri gibi at koşturdular.
Hatta sırf kıyafetinden dolay Aşık Veysel’i bile Ankara’nın merkezine sokmadılar.
1961 Anayasası ile “belediye başkanlarının seçimle belirlenmesi” kuralı getirilince, 17 Kasım 1963 tarihinde ilk kez yerel seçimler yapıldı.
İstanbul’daki seçimleri Adalet Partisi’nin adayı Nuri Eroğan açık ara farkla kazandığı halde…
CHP’lilerin itirazı sonucu, “Denizcilik Bankası’ndaki görevinden istifa etmeden aday olduğu” gerekçesiyle mazbatası iptal edildi.
İstanbul Belediye Başkanlığı koltuğuna ise seçimi kaybeden CHP’nin adayı Haşim İşcan oturdu.
Türkiye’de ilk kez yapılan yerel seçimlerdeki basit bir hatayı bile affetmeyerek kendi lehine çeviren CHP yönetimi çirkin yüzünü, Recep Tayip Erdoğan’ın İBB Başkanlığı sırasında da sergiledi.
Başkan Erdoğan, Siirt’te düzenlenen açık hava toplantısında Ziya Gökalp”in “Minareler süngü, kubbeler miğfer/Camiler kışlamız, müminler asker” şiirini okuduğu gerekçesiyle 10 ay hapis cezasına mahkûm edildiğinde…
CHP’lilerin “Gerçek bir Atatürkçü” diye baş tacı ettiği dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, Erdoğan hakkında, “Ucuz kabadayı” şeklinde bir hukuk adamına yakışmayacak rezil ifadeler kullanırken…
Fondaş gazeteler ve kiralık kalemleri ise adeta bayram etmişti.
Mahkumiyet kararının ardından zevkten dört köşe olan kartel gazeteleri, “Siyasi hayatı bitti”, “Tayyip”in bitişi”, “Bir hışımla geldi geçti”, “Erdoğan”ın sonu”, “Muhtar bile olamayacak”, “Hukuk devletine herkes uyacak” manşetleri atarken…
“Güle Güle Tayyip” başlıklı yazılar yazan Emin Çölaşan da kararı eleştiren Batılı bir ülkenin misyon şefine;
‘‘Tayyip”i adalet mahkûm etti… Sen kimsin? Sen hangi sıfatla böyle bir demeç veriyorsun?” şeklinde fırça atmıştı.
Solcuların “hümanist” diye göklere çıkardığı dönemin Başbakan Yardımcısı ve DSP Lideri Bülent Ecevit de, ‘‘Laik demokratik cumhuriyeti tahribe veya sarsmaya kalkışanlara adalet de, devlet de, millet de geçit vermez. Türkiye”de siyaset yapmak isteyen herkes bu gerçeği içine sindirmelidir’’ diyerek, verilen yargı kararını desteklemişti.
CHP’lilerin ise mahkûmiyet sonrası neredeyse bir tek zil takıp oynamadıkları kalmıştı.
Dönemin CHP Genel Sekreter Yardımcısı Birgen Keleş, “İBB Başkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın cezayı hak ettiğini, ceza veren hâkimi de kutladığını” söylemişti.
Bir diğer CHP Genel Sekreter Yardımcısı Haydar Oymak, ‘‘Bu karar Türkiye”de demokrasiye olan inancı sarsar’’ diyen ABD İstanbul Başkonsolosu”nun derhal sınır dışı edilmesini istemişti.
CHP’li Milletvekili Fikri Sağlar da “Erdoğan müstehak olduğu cezaya çarptırıldı” diyerek kinini kusmuştu.
CHP eski Genel Sekreteri Önder Sav ise Erdoğan’da destek için Saraçhane’ye gelen ve “Bu şarkı burada bitmez” diyen halkı;
“Yargı kararları bilim ve düşünce düzeyinde eleştirilir, sokaklara dökülen kalabalıkların tehdit ve hakaret sloganlarıyla değil. O bir ayaklanma, direnme olur. Cumhuriyetin bu tür sokak eylemleriyle yıkılmasına izin verilemez. Suçlular cezasını görür” şeklindeki cümlelerle tehdit etmişti.
“Allah”ın dediği olacak” diyen Tayyip Erdoğan ise verilen kararı, “Ben, cinayetten, yolsuzluktan ve halka hizmet etmemekten dolayı ceza almadım. Bir şiir okudum. Ama halkın vicdanında daha ilk gün aklandım. Bu şarkı burada bitmez” ifadeleriyle uhulet ve suhuletle karşılamıştı.
Sonrası malum; hem şarkı kaldığı yerden devam etti hem de devran döndü.
Bir şiir yüzünden verilen hapis cezası için sevince boğulan CHP’liler, şimdilerde yolsuzluğun odağındaki Ekrem İmamoğlu ile imtihan oluyor.
Gazi Mustafa Kemal, Nutuk’ta;
“Çıkar sağlama, hırsızlık, macera ve şöhret için yaşayanların hırsını doyuran anlayış yerine, milletin refah ve kalkınmasını sağlayabilecek, halkı ve köyleri, sağlığı ve zihniyeti ile çağdaş bir halk durumuna getirebilecek bir anlayış ve uygulamasına ihtiyacımız var” dediği halde…
Göreve geldiği günden beri İBB’nin bütçesini kendi “şöhreti” için yağmalayan, adrese teslim “şerbetli” ihalelerle yandaşlarını ihya eden ve kurduğu “İmamoğlu Suç Örgütü” ile milletin 560 milyarını buhar eden ve malum zihniyetçe “İkinci Atatürk” yakıştırması yapılan Ekrem İmamoğlu, “yolsuzluk”tan tutuklandı.
Atatürk’ten geçindikleri halde Atatürk’ün mesajını bile algılamayan bu azınlık, diğer yandan tükürdüğünü yalamakla meşgul.
Tayyip Erdoğan hapse atıldığında, Saraçhane’de toplanan halkı “Cumhuriyetin bu tür sokak eylemleriyle yıkılmasına izin verilemez. Suçlular cezasını görür” diyerek tehdit eden CHP’nin şimdiki lideri Özgür Özel, “Polisle çatışmaya var mısınız?” diyerek, yüzleri maskeli militanları polisin üstüne salıyor.
Geçmişte bir şiir için verilen hapis kararına itiraz eden konsolosları “sen kimsin?” diye fırçalayanlar, şimdilerde “Dünyanın ilerici siyasi güçleri, seslerini yükseltmeli” diyerek, Batılı efendilerini desteğe çağırıyor.
Dün, “Güle Güle Tayyip” yazıları yazanlar da bugün “Asla yalnız yürümeyeceksin Ekrem Başkan” nutukları atarak, yolsuzluk zanlısı” İmamoğlu’na sahip çıkıyorlar.
27 yıl önce “Erdoğan müstehak olduğu cezaya çarptırıldı” diye böğürenler, şimdi “Saraçhane’den Silivri’ye selam” yolluyorlar…
Bir “hırsızlık şebekesi” liderini bile ölümüne sahiplenen CHP’liler belli ki “Bu rant burada bitmesin” istiyorlar!
Source: Zekeriya Say