Süreç, Derecik’ten nasıl gözüküyor?

Süreç, Derecik’ten nasıl gözüküyor?

Hakkâri-Şemdinli’ye bağlı bir belde olan Derecik, 2018 yılında ilçe yapılmıştı. Türkiye’nin en güneydoğusunda, Balkayalar’ın eteğinde, Irak sınırına sıfır noktadadır. Doğa harikası bir yerdir. Derecik Şehitliği, 2017 yılında açıldı. Şehitlikte, PKK terör örgütü tarafından katledilen şehitlerimizin isimleri bulunuyor. Şehitlerimizden biri de annesinin karnında katledilen Beyaz Bebek’tir.

Emekli Tümgeneral Rafet Kılıç, hem tabur hem de tugay komutanlığını o bölgede yaptı. Veda ederken verilen “Hemşehrilik Beratı” gururudur. Rafet Paşa, süreci yakından izliyor, bunun Derecik’ten nasıl göründüğünü SÖZCÜ’ye şöyle anlatıyor:

KURTARILMIŞ BÖLGE HAYALİ

“PKK kurulduğundan beri, bu bölge PKK’nın hedefi olmuştur. Bu mücadelede en fazla şehit veren yerlerden birisidir. PKK, en kanlı saldırılarından birisini 29 Eylül 1992’de Derecik’teki tabura karşı yaptı. Irak’tan iki ayrı koldan sızan yaklaşık 600 PKK’lı, Osman Öcalan’ın komutasında, Derecik’teki tabur personelini imha edip, Derecik’i “kurtarılmış bölge” ilan etmeyi hayal etmişti. Ancak kahraman askerlerimiz ve Derecikli korucularımız, göğüslerini siper ederek omuz omuza PKK’yı püskürttüler. 28 askerimiz ve 3 korucumuz bu saldırıda şehit oldu.

Ne zaman PKK eylem yapamaz hale gelse, açılım, çözüm gibi kandırmaca oyunlar ortaya atılır. PKK destekçisi partiler bölgede rahatça boy göstermeye başlar. Onların destek ve koordinesinde PKK, eksik eleman, mühimmat ve erzak tamamlar. Bir süre sonra da çok daha güçlenmiş olarak katliamlarına devam eder.

SİLAHLARIYLA TESLİM OLMALI

Eğer PKK, kendini feshedip terörü bitirme konusunda samimi ise bunun yöntemi silahlarıyla birlikte koşulsuz teslim olmaktır. Adalet önünde hesap verme süreci başladığında, şehit yakınları ve gazilerimizin de rızası varsa, devlet, merhamet gösterip göstermeyeceğine karar verir.

Ancak şu anda yapıldığı gibi, ateşkes, silahların gömülmesi, demokratik haklar ve hukuki düzenlemeler gibi söylemler ve pazarlıklar, samimiyetsizliğin açık göstergesidir. PKK’nın en azılı teröristlerinin sözde komutanlık yaptığı, ABD-İsrail’in paralı askeri olan PKK/YPG’yi Suriye’de, SDG aldatmacası ve HTŞ gölgesinde kamufle ederek bu meselenin çözülmesi mümkün değildir.

AYNI DELİKTEN SOKULMAYALIM

Hiç şüphe duymayın ki, terör belasından kurtulmayı en çok isteyecek olanlar, aralarında benim de olduğum, meslek hayatının neredeyse tamamında PKK terör örgütü ile sahada mücadele etmiş, silah arkadaşlarını şehit vermiş askerlerdir.

Ancak, Derecik’ten bakınca gördüğüm şu: ‘Hiçbir siyasi çıkar için, açılım oyunu ile ülke genelinde ağır bedeller ödenerek sağlanan huzur ortamını bozacak, PKK’dan yaka silken vatandaşı, onların merhametine terk edecek hatalar yapmayalım. Aynı delikten tekrar, tekrar sokulmayalım.’”

ÇATIŞMALARIN İÇİNDEKİ ALBAY ERDAL SARIZEYBEK ANLATIYOR

Terörün en azgın dönemi olan 1992-1994 yıllarında Tümgeneral Osman Pamukoğlu komutasındaki Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı’na bağlı Şemdinli Jandarma Hudut Taburunun Komutanı Albay Erdal Sarızeybek’ti. Derecik’te bir piyade tabur konuşluydu. Yanında Jandarma Karakolu vardı. Derecik’in en hakim noktası Ketina Boğazıydı. Orada da bir tim güvenlik için konuşluydu.

“Ben, o bölgede yaşanan olayların canlı tanığıyım” diyen emekli Albay Erdal Sarızeybek, o günleri SÖZCÜ’ye şöyle anlattı:

“Örgütün Hakurk sorumlusu Osman Öcalan, Derecik’ten önce Alan köyü karakoluna, ardından Aktütün karakoluna, son olarak 29 Eylül’de Derecik’e imha saldırısında bulundu. Derecik’te akşam karanlığında başlayan çatışma, sabaha kadar sürdü. Örgüte o gün çok ağır darbe vurmuştuk. Örgütün, ‘Savaş ve Ordu Kılavuzu’ kitabında, ‘Kaldıramayacağımız kadar ağır darbe yedik’ yazılıydı. O gün 100’den fazla terörist etkisiz hâle getirildi. O saldırıda sonradan hayatını kaybedenlerle birlikte 33 askerimizi şehit verdik.

Bu çatışma sonrası Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis, örgüte 3 Ekim 1992’de büyük imha harekâtı başlattı. ABD bu harekâtı engelleyebilmek maksadıyla Ege’de Muavenet zırhlısını kaptan köşkünden vurdu. Şehitlerimiz oldu. Eşref Paşa durmadı. Örgüte darbe vurdu. Öyle ki örgüt adeta dağılma noktasına geldi. Orgeneral Eşref Bitlis, 17 Şubat 1993’te önemli bir toplantı ve yeni askeri planlamalar için Ankara’dan Diyarbakır’a giderken uçağı Ankara’nın Yenimahalle ilçesinde kuşkulu bir biçimde düştü. Bitlis ve yanındaki komutanlar şehit düştü.

ÖZAL’IN ÇAĞRILARI VARDI

O günlerde dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal, tıpkı şimdiki gibi silahların bırakılması, barış ve kardeşlik çağrılarında bulundu. O dönem gazeteci olan şimdiki bir milletvekilinin de devreye girmesiyle 1993 yılının Mart ayında fiilen sözde ateşkes yaptı. Operasyonlar durduruldu. Örgüt bu süreçte toparlanmaya başladı. ABD teröristleri silahlandırdı.

Sözde ateşkes devam ederken Bingöl-Elazığ yolunda teröristler, silahsız ve sivil olarak askeri birliklerine götürülmekte olan araçları durdurdu. 33 askeri kaçırdı. Bir gün sonra şehit etti. Böylece Irak’ta olması gereken çatışmalar Türkiye’ye çekilmiş oldu. Örgüt iyice azdı, yakmaya, yıkmaya devam etti.

74 ASKERİMİZ ŞEHİT EDİLDİ

Tarih, kendinden ders almasını bilmeyen uluslar için bugün tekerrür ediyor. Alan, Aktütün ve Derecik’e yapılan terör saldırılarını bugün İmralı’da yatan teröristin kardeşi Osman Öcalan yapmıştı. Bu teröristin hem benim, hem askerimin canlarına kast ederek 74 evladımızı şehit etmişti. Hem CİMER’e hem de Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na başvurdum. Ancak şikayetlerim konusunda takipsizlik verildi. Bunları, hem Allah’a hem milletimizin vicdanına havale ediyorum. Ben, yaşananların canlı tanığıyım.”

ANNE KARNINDA VURULAN BEBEK

Dün, Derecik Şehitliği’nde hazin bir tören vardı. Törene Kaymakam Sezai Demirci, Belediye Başkanı Hasan Dinç, Tugay Komutanı Tuğgeneral Tarık Çetin ve çok sayıda vatandaş katıldı. Belediye Başkanı Hasan Dinç, “Rabbim bütün şehitlerimize rahmet eylesin” dedi. Başkan Dinç, bugün ilçe olan Derecik için “Burası ikinci Çanakkale’dir” diyor. Başkan, “2002 yılında köyümüzde 267 hane varken, toplam 418 şehit ve gazimiz vardı. Bunlardan birisi de anne karnında vurulup bacağından yaralanan Beyaz bebekti” dedi.

Beyaz Bebek’in öyküsünü, Başkan Hasan Dinç şöyle anlattı:

“Beyaz Bebek, amcamın kızıydı. Onun hikayesi yürek yakıyor. Teröristlerle çatışmada anne Beyaz Dinç hamileydi. Teröristler, suikast silahı olarak bilinen Kanas’la ateş ettiler ve hamile Beyaz Dinç’i vurdular. Anne karnındaki ceninin de bacağından vurulduğu anlaşıldı. O günkü sağlık koşuları yeterli değildi. Anne olay sırasında vefat etti. Karnındaki bebeği bacağından vurulmuş olarak alındı. Bebek, anne karnında kan kaybetmişti. Adı bile olmayan Beyaz bebek de doğumdan 8-9 saat sonra annesinin yanında toprağa verildi.”

Bugün 27 bin nüfuslu ilçe olan Derecik’te huzur var. Onlar, bu huzurun bozulmasından endişe ediyor. Gelişmeler Derecik’ten böyle izleniyor.

Source: Saygı Öztürk