‘Suya Saklanan Renkler’: Ebru sergisi göz kamaştırıyor
Tevfik Alparslan Babaoğlu’nun danışmanlığında kurum uzmanlarıyla hazırlanan sergi, ebru sanatının tarihsel bağlamda nasıl geliştiğini, farklı dönemlerdeki ebru anlayışlarını ve bu alandaki önemli ebrucuların katkılarını, geleneksel sanatların inceliklerini gözler önüne seriyor.
Açıklamada bulunan küratör Rümeysa Nur Şahin, Rami Kütüphanesi koridorlarında yer alan serginin 16. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar ebru sanatının tarihini yansıttığını ve eşsiz örneklerin görülebileceğini söyledi.
Zamanla geliştirildi
Ebru tarihini kronolojik olarak yansıtan ilk sergi olduğunu dile getiren Şahin, “İlk zamanlarda daha soluk renkli, su bazlı ebrular yer alırken daha sonraki dönemlerde suyun yoğunlaştırılması, kıvamın artırılmasıyla elde edilmiş daha canlı, göz alıcı renklerle yapılmış ebrular da yer alıyor. Sergimiz sadece ebru sanatının tarihi ve sanatsal serüvenine yolculuk etmiyor, aynı zamanda ebru sanatının yazma eserlerdeki serüvenini de göstermiş oluyor.” ifadelerini kullandı.
500 yıllık su bazlı ebrular ilk defa görülecek
Ebru sanatının sadece süsleme unsuru değil, işlevsel anlamda, kitapla bütünleşmiş sanat formu olarak da sergide gösterildiğinin altını çizen Şahin, “Sergimizde 30 yazma eser, 20 murakka ve ebru malzemeleri var. Eserlerin hepsi Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığına bağlı kütüphanelerden seçildi. Ebru malzemeleri ise ebrucu Dr. Alparslan Babaoğlu’na ait ve bu sergi onun danışmanlığında hazırlandı.” diye konuştu.
Şahin, sergideki sanatçılara ilişkin şunları kaydetti:
“Hezarfen İbrahim Edhem Efendi, Necmettin Okyay, Hatip Mehmet Efendi gibi çok önemli sanatçıların eserlerini görebiliyoruz. Aynı zamanda ismi bilinmeyen ama bizi çok etkileyen çok kıymetli ebru eserler de yer alıyor. Murakkalarda ise Hafız Osman, İsmail Zühdü ve Şeyh Hamdullah gibi çok önemli hattatların eserleri bulunuyor. Koltuklarında ebru kullanılmış çok kıymetli bir murakka da bizi karşılıyor. Sergide ilk defa göreceğiniz 500 yıllık su bazlı ebrular, boya ayarları muhteşem şekilde yapılmış, canlı ve göz alıcı renklerle oluşturulmuş kumlu hatip ebruları, kır çiçeği ebruları ve benekli, serpmeli ebrular gibi çok nadir eserler sizleri karşılayacak.”
Küratör Şahin, serginin tarihi süreçteki farklı ebru anlayışlarına, ebrucuların katkılarına ve gelenekli sanatların inceliklerine dair yeni perspektifler kazanmak isteyen herkese eşsiz fırsat sunduğunu sözlerine ekledi.
Sergi, yalnızca ebru sanatının estetik yönünü değil, aynı zamanda Osmanlı kitap sanatlarının derinliklerine inerek yazma eserlerde ebru sanatının yerini kapsamlı şekilde gözler önüne seriyor.
Dönemin sanatsal ve kültürel zenginliğini yansıtarak ebru sanatının yalnızca süsleme aracı olarak değil, aynı zamanda kitaplarla bütünleşmiş sanat formu olarak nasıl işlendiğini seyirciyle buluşturuyor.
Türkiye Yazma Kurumu Başkanlığının zengin koleksiyonlarından seçilen eserler 10 Temmuz’a kadar görülebilecek.
Source: Ahmet Yavuz