Florya madeni
Galatasaray, yakaladığı 8 puan farkla üst üste üçüncü şampiyonluk yolunda ilerlerken yıldızını parlatan isimlerden biri Yunus Akgün oldu. Sarı-kırmızılı kulübün altyapısından yetişen 24 yaşındaki futbolcuya, bu sezon gösterdiği performans, attığı goller, verdiği gol paslar sayesinde “Messi” benzetmesi yapıldı. Bu başarıda ortaya tarihi bir gerçek çıktı; Florya Metin Oktay Tesisleri… DERWALL İLE TOHUMLAR ATILDI Jupp Derwall”in göreve başladığı 1984 yılından itibaren altyapıya önem veren, 1986-2024 yılları arasında hem ulusal hem de uluslararası düzeyde tarihi başarılara imza atan Galatasaray birçok unutulmaz yıldız yetiştirdi. 1986-87 sezonunda 14 senelik şampiyonluk hasretini bitiren Aslan o tarihten sonra adeta durdurulamadı, Türk futbolunda devrim niteliği taşıyan başarılar yakaladı. EFSANELER VE KUPALAR GELDİ 1986 sonrası 18 Süper Lig şampiyonluğu, 10 Türkiye Kupası 13 Süper Kupa, 1 UEFA Kupası ve UEFA Süper Kupası, Şampiyon Kulüpler Kupası yarı finali ve Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline yükselme gibi başarılar kazanıldı. Bülent Korkmaz, Tugay Kerimoğlu, Suat Kaya, Okan Buruk, Fatih Akyel, Emre Belözoğlu, Sabri Sarıoğlu, Arda Turan, Semih Kaya, Ozan Kabak ve Yunus Akgün gibi isimler öne çıktı. KAPTANLAR YETİŞTİ G.Saray”da 1986 yılından itibaren Bülent Korkmaz, Tugay Kerimoğlu, Suat Kaya, Arda Turan gibi takım kaptanları yetişti. Özellikle Bülent Korkmaz, 1986″dan 2005″e kadar sarı-kırmızılı formayı giydi. Efsane kaptan; 8 lig şampiyonluğu, 6 Türkiye Kupası, 5 Süper Kupa, 2 Başbakanlık Kupası, 1 UEFA Kupası, 1 UEFA Süper Kupa kazandı. Bülent Korkmaz, 589 resmi maçta 18 gol attı, 19 asist yaptı. TUGAY KERİMOĞLU AVRUPA”YA AÇILDI Tugay Kerimoğlu, Avrupa”ya açılan en önemli isim oldu. Kerimoğlu, 1987- 1999 arası Galatasaray”da oynayıp 6 lig şampiyonluğu, 4 Türkiye Kupası, 2 Başbakanlık Kupası ve 3 Cumhurbaşkanlığı Kupası kazandı. Orta sahadaki futboluyla dikkat çeken isim 1999″da İskoç ekibi Rangers”a gitti, 2001-2009 arası da İngiltere”de Blackburn Rovers”a imza atıp, unutulmaz bir dönem yaşadı. ARDA TURAN YILDIZLAŞTI Altyapıdan çıkan son dönemin en önemli isimlerinden biri de Arda Turan oldu. 2006-07 sezonundan itibaren düzenli olarak forma giyen Arda, 2011″de 12 milyon euro”ya İspanya”dan Atletico Madrid”e imza attı. Arda, Galatasaray”da 240 resmi karşılaşmaya çıkarken 49 gol atıp, 74 de asist yaptı. Ayrıca 1 lig şampiyonluğu, 1 Süper Kupa ve 1 Türkiye Kupası kazandı. BIRLIKTE INTER”E GITTILER Florya”dan yetişen Emre Belözoğlu ve Okan Buruk; birlikte 2001″de İtalyan devi Inter”e transfer oldu. Okan Buruk, 1991-2001 arası sarı-kırmızılı takımda oynarken, Emre Belözoğlu da 1996-2001 arası forma giydi. YUNUS”A MESSİ BENZETMESİ Sezonun flaş yıldızı Yunus Akgün golleri, çalımları ve performansıyla taraftarlarca “Messi”ye benzetiliyor. Yunus bu sezon lig ve Avrupa”da 23 resmi maçta 10 gol atıp 6 asist yaptı. Galatasaray altyapısından yetişen ve 2020″de ilk kez A takıma çıkan Yunus, sarı-kırmızılı takımda 3 lig şampiyonluğu, 1 Türkiye Kupası ve 1 Süper Kupa kazandı. BURUK TARİHE GEÇTİ Okan Buruk tarihi bir başarıya imza attı. 12 sene sarı-kırmızılı formayı giyen Buruk, teknik direktör olarak 2022″den beri görev yapıyor. Futbolcu iken 7 lig şampiyonluğu, 4 Türkiye Kupası, 3 Süper Kupa, 1 Başbakanlık Kupası, 1 UEFA Kupası ve 1 UEFA Süper Kupası kazanan Buruk, hoca iken 2 lig şampiyonluğu ve 1 Süper Kupa kaldırdı.
Source: Fotomaç
Savaşın yıkımı fotoğraflarda
Suriye”deki yıllarca süren iç savaş, yüz binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olmakla kalmadı; aynı zamanda insanlık tarihine ışık tutan binlerce yıllık kültürel mirası da yerle bir etti. UNESCO Dünya Mirası Listesi”nde yer alan camiler, kiliseler, medreseler, çarşılar ve kaleler, çatışmaların yıkıcı etkisiyle yok olmanın eşiğine geldi. Bombaların hedefi olan tarihi eserler, savaşın acımasız yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi. 61 yıllık Baas rejiminin çöküşünün ardından Suriye, artık derin yaralarını saracak bir inşa süreci bekliyor.
Source: Muhammed Uzun
Hasan Hüseyin Öz yazdı: Çöküş ve yükseliş
Evet… 20 Ocak yaklaşıyor.Herkes, öngörülemez Trump”ın adalet dağıtacağı sürecin başlayacağı o güne kadar işlerini bitirmek için var gücüyle çalışıyor.Şaka bir yana… Tarih gerçekten çok hızlandı.Bendeniz işin doğrusu tam da buradan hareketle özellikle imparatorlukların çöküşüne odaklanmış kitaplara yoğunlaştım şu sıralar.Edward Gibbon”ın 8 ciltten oluşan abidevi eseri “The Decline and Fall of the Roman Empire yani Roma İmparatorluğu”nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi” bu konuda temel bir eser.Bu konuda yazılmış bir diğer kitap, Adrian Goldsworthy”nin “Roma Nasıl Çöktü? / Bir Süper Gücün Ölümü” başlıklı kitabı.Goldsworthy kitabında, Roma İmparatorluğu”nun çöküşünü, başka bir güce değil “iç sorunlara” bağlıyor. Ve bu konuda bürokratik inatçılık, gerçekliğin görülmesini engeller diyor.Hatırlar mısınız… Amerikan seçimleri sırasında sık sık bu “decline” yani “düşüş, çöküş” kavramı üzerinde durmuştum.Özellikle tarihçilerin ve ciddi analistlerin “Amerikan imparatorluğunda çöküş alametleri belirdi” minvalindeki yorumlarını bu köşeye taşırken, bazı analistlerin “iç çatışma” yorumlarını da sizlerle paylaşmıştım.ABD siyaseti, ciddi sorunlar yaşıyor. En büyük sorunu da ufuksuzluk. Hani genelde şirketler için kullanılan “Yol bağımlılığı” diye bir kavram var. ABD, yeni oluşan durumlarla dahi eski alışkanlıklarıyla mücadele ederken, kendi iç bünyesindeki çelişkileri de derinleştiriyor. Onun için iç çatışma olasılığı üzerinde duruyor bazı yazarlar.Ben de aynı yerdeyim…Bildiğimiz dünyanın ve onu şekillendiren zihniyetin yaşadığı büyük krizin sebep olduğu jeopolitik fırtınanın ortasında herkes deyim yerindeyse ayakta kalmaya çalışıyor.Tabi bu arada oluşan konjonktürel boşlukları iyi değerlendirebilen devletler, yeni oluşacak dengenin ana aktörü olacaktır.Türkiye, son yıllarda attığı adımlarla, söz gelimi, Karabağ, Libya, Suriye sahalarında sergilediği operasyonel gücüyle, “decline/gerileme” sürecinde beliren konjonktürel boşluğu en iyi değerlendiren ülkelerden biri oldu. Karabağ zaferi, Zengezur kapısı marifetiyle Türkistan ile bütünleşme imkânı sağlarken, Libya ve en son Suriye denklemi ile Doğu Akdeniz havzasında en güçlü aktörlerden biri haline geldi.Buna değinmişken şunu da ekleyelim… Türkiye, bütün bu sahalara ek olarak, oluşacak yeni dünyanın en önemli bölgesi olması muhtemel Afrika”da da “Afrika için Afrikalı çözüm” önerisiyle de temayüz etti. Somali ve Etiyopya örneğinde olduğu gibi barış tesis ederken, Nijer gibi büyük güçlerin boşalttığı alanı bizzat davet üzerine dolduran bir güç haline geldi. Yani Afro-Avrasya denkleminde kim ne derse desin “bir düzen tesis edici güç” olarak algılanmaya başladı şimdiden Türkiye.Akıllarını batı pazarından devşirdikleri üç beş sömürgen kelime ile iğdiş etmiş olanların kavrayabileceği bir durum değil elbette bu.Ama tarihi coğrafyanızda sınırları Emperyalizm tarafından çizilse de Lübnan”ın Başbakanı Mikati “bir Allah”a bir Türkiye”ye güveniyoruz” diyerek, tarihin sözünü haykırabiliyor.Tabi hakikat aklı hür olanları muhatap alır.
Source: Hasan Hüseyin Öz