Bahçeli tarihe geçmiştir
Ailesi isim koyarken geleneksel davranmamış ve ‘Devlet’ diye özenle seçilmiş, farklı bir ismi çocuklarına vermiş. Taşınılan bu ‘büyük kavram’ kişiye zamanla yapışmış, asla yük olmamış, doğal bütünlük arz etmiş.Sayın Bahçeli Türk siyasi tarihinin Başbakan veya Cumhurbaşkanı sıfatı taşımadan dahi ‘dönüştürücü’ temel kişilerinden biri olmuştur. Tarih bu ‘saygın’ konumu pekiştire pekiştire teslim edecektir.Merhum Alparslan Türkeş gibi karizmatik ve kurucu kimlikten sonra Türk ülkücüleri 1997 Nisan’ından sadece 2 yıl sonra TBMM’nin en büyük grubu olduklarında dahi Bahçeli milim değişmedi. ‘Taçlanan baş akıllanır’ denir ama Devlet Bey her daim aklın, sağduyunun ve stratejik davranışın zirvesi olarak davranıyordu zaten.Bülent Ecevit’i kişisel ‘zimmetiyle’ birçok yerden kopuk yaşatan Rahşan Ecevit’in anlamsız ve yakışıksız çıkışında dahi edep ve haya, nezaket ve zerafetten ayrılmadı.Ecevit’in hasta olmasından faydalanarak koltuğu altından çekmedi. Kemal Derviş’in entrikalarını ‘kesmek’ için mecbur kalınan erken seçimi takvimleyerek Türkiye’nin siyasi beşikte sallanmasının önünü aldı.Cem Uzan’ın Türk vatandaşlığından çıkartılmasına ve Genç Parti’nin seçime katılmasının engellenmesine karşı çıktı.Bu son iki hareketi hem partisini baraj altına itti hem de hükümeti kaybetti. Ancak Devlet Bahçeli’nin davranışındaki öncelik sadece Türkiye menfaatiydi, bu konuda asla taviz vermedi.Şimdi ‘terörsüz Türkiye’nin iki temel mimarı vardır. Savunma sanayi ve diplomaside Erdoğan sayesinde güçlenen elimiz, Bahçeli’nin ‘şefkatli’ ve ‘geniş perspektifle’ davranan ‘aklı’ ile beraber güçlü bir irade oluşturmaktadır. Bu irade 40 yılın sonunda Türkiye’nin ‘cihan’ devleti olabilmesinin yolunu açmakta, Suriye ve Irak operasyonlarına karşı çıkan yaban ellere ‘bağlıların’ çaresizliğini göstermektedir.Türkiye’ye giydirilen sözde parlamenter sistem denilen deli gömleğini çıkartıp Başkanlık sistemini getiren ve ‘Terörsüz Türkiye’nin inşasında mimar olması hep ismindeki o sorumluluktandır.Bahçeli’nin sağlık sorunlarıyla boğuşurken dahi Türkiye’ye yaptığı bu hizmet bu kuşaklarca eksik anlaşılsa dahi ilerde Türkiye’nin ‘zıplama’ ve büyümesinde ne derece etken olduğu şükran ile anılacaktır.Türkiye, Erdoğan-Bahçeli uyumu ve iradesi ile ne kadar sonuç alırsa gelecek yıllar o denli parlak olacaktır.
Source: Fuat Bol
Ay tutulması neden uğursuzlukla ilişkilendirildi?
Gökyüzünün kırmızıya büründüğü bir gecede ayın yavaşça karanlığa gömülmesi… Binlerce yıl boyunca bu doğa olayı, farklı kültürlerde korkunun, uğursuzluğun ve tanrısal mesajların habercisi olarak görüldü…AY TUTULMASI NEDİR VE NEDEN OLUR? Ay tutulması, Dünya nın Güneş ile Ay arasına girmesiyle Ay ın Dünya nın gölgesinde kalması sonucu oluşur. Bu olay, çıplak gözle rahatlıkla izlenebildiğinden tarih boyunca büyük ilgi çekmiştir. Ancak bilimsel açıklamalar gelişmeden önce, bu olağanüstü doğa olayı çoğu toplumda korku ve tedirginlik uyandıran bir göksel uyarı olarak yorumlandı.MEZOPOTAMYA: TANRILARDAN GELEN UYARI M.Ö. 2300 lere uzanan Sümer ve Babil tabletlerinde ay tutulmaları detaylı şekilde kayıt altına alınmıştır. Bu toplumlar, ay tutulmasını krallar için kötüye işaret eden ilahi mesajlar olarak yorumlar, olası felaketleri önlemek adına ayinler düzenlerdi.HİNT MİTOLOJİSİ: RAHU NUN İNTİKAMI Hindu inanışına göre tutulmaların sorumlusu Rahu adında bir iblistir. Tanrıların ölümsüzlük iksirini içmeye çalışırken yakalanan Rahu nun kafası kesilir. Ancak başı ölümsüzlük kazanmıştır ve hâlâ intikam peşindedir.Ay ya da Güneş i yutmaya çalışır, ama boğazı olmadığından yuttuğu cisimler tekrar ortaya çıkar. Bu mit, ay tutulmasını sembolik bir intikam olarak açıklamaktadır.MISIR: KAYITLARDAKİ SESSİZLİK Astronomi bilgisiyle ünlü Antik Mısırlıların ay tutulmaları hakkında doğrudan kayıt bırakmamış olması şaşırtıcıdır. Bazı uzmanlara göre bu sessizlik, tutulmaların uğursuz kabul edilmesiyle ilgilidir. Efsanelerde geçen görme kaybı metaforlarının tutulmaları ima ettiği düşünülür.ÇİN: EJDERHALARIN GÖKYÜZÜ SALDIRISI Antik Çin de tutulmalar, göksel bir ejderhanın Ay ı yutmasıyla açıklanırdı. İnsanlar bu ejderhayı korkutup kaçırmak için davullarla, çanlarla gürültü çıkarırdı. Bu gelenek, tutulmaların ritüelleştirilmiş bir savunma pratiğine dönüşmesine neden oldu.AMERİKA YERLİLERİ: AY I YARALAYAN GÜÇLER Kızılderili topluluklarında ay tutulması, doğanın dengesiyle oynayan mitolojik figürlerle ilişkilendirilirdi. İnka lar, bir jaguarın Ay a saldırdığına inanır, onu korkutmak için gürültü yaparlardı. Ojibwa halkı ise Ay ı tuzağa düşüren bir çocuğun hikayesini anlatırdı.BATI AFRİKA: GÖKTEKİ KAVGAYI DURDURMAK Togo ve Benin de yaşayan Batammaliba halkı, ay tutulmasını Güneş ile Ay arasındaki bir kavga olarak görür. Bu dönemde insanlar aralarındaki kırgınlıkları onarır, barış içinde bir araya gelerek gökyüzüne örnek olmaya çalışırlardı.ORTAÇAĞ AVRUPASI: KORKU VE KARA ALAMET Orta Çağ Avrupa sında tutulmalar, genellikle felaketlerin habercisi sayıldı. Veba, savaş ya da lider ölümleriyle ilişkilendirilirdi. Bilimin henüz açıklayamadığı bu doğa olayları, halkın kolektif bilinçaltında tehdit unsuru olarak yer etti.BİLİMSEL DÖNÜŞÜM: ARİSTOTELES VE AY IN GÖLGESİ Antik Yunan da Aristoteles, ay tutulması sırasında Dünya nın Ay a düşen yuvarlak gölgesini gözlemleyerek Dünya nın küresel olduğunu öne sürdü. Bu, tutulmaların mitolojik değil bilimsel açıklamalarla değerlendirilmeye başlanmasının ilk adımlarındandı.AY TUTULMASI, BİR AYNADIR Tarih boyunca ay tutulmaları, toplumların inançlarını, korkularını ve hayal güçlerini yansıtan birer ayna oldu. Kimileri için uğursuzluk, kimileri için ilahi bir sınav, bazıları içinse doğayla barışmanın bir yolu… Bugünse, ay tutulmalarını hem bilimsel merak hem de görsel bir şölen olarak izliyoruz. Kaynak: Eclipse Optics, Times of India, Brittanica
Source: Habertürk