Tarım Gündemi – Piyasa Müdahaleleri, Gizli Açlık Çözümü ve Kadın Girişimciler

TMO spekülatif hareketlere karşı gerekirse piyasaya müdahale etmeye hazır

Güldal, AA muhabirine, TMO”nun 2024 yılındaki faaliyetlerine ilişkin bilgi vererek, 2025 yılı hedeflerini anlattı.

TMO”nun regülasyon görevi doğrultusunda geçen yıl piyasaları yakından takip ederek buğday, arpa, çeltik, fındık, haşhaş ve kayısı alımları gerçekleştirdiğini belirten Güldal, alım fiyatlarını, üreticilerin gerçek maliyetleri, üretimin sürdürülebilirliği, iç ve dış piyasa fiyatları, tüketici fiyatları ve üretici beklentilerini dikkate alarak belirlediklerini söyledi.

Güldal, geçen yıl hububatta gerek Tarım ve Orman Bakanlığı gerekse TMO”nun politikaları neticesinde ekiliş alanlarının artmasına rağmen yağış yetersizliği nedeniyle bazı bölgelerde geç ekim yapıldığını anımsatarak, “Bunlardan kaynaklı olarak 2024″te bir önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerdeki üretimde yüzde 5 azalma yaşandı. Tahıl ürünleri üretimde yıllık bazda yüzde 7,5 düşerek yaklaşık 39 milyon ton oldu.” diye konuştu.

“Hububatta talepleri giderebilecek stok miktarına sahibiz”

2023″te alım rekoru kıran TMO”nun geçen yıl 5 milyon tonluk buğday ve arpa alımıyla uzun yıllar ortalamalarının üzerine çıktığını aktaran Güldal, söz konusu alımlarla TMO”nun tarihinin en yüksek hububat stoklarına ulaştığını bildirdi.

Güldal, “Yeterlilik yönüyle yeni hasat dönemine kadar ihtiyaçları ve talepleri giderebilecek bir stok miktarına sahibiz. Bu miktarla piyasa dengesini, fiyat istikrarını ve gıda güvenliğini sağlamada hiçbir sıkıntı yaşanmayacağını öngörüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Güldal, geçen sezon fındık alım fiyatlarının üreticiyi memnun ettiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Üreticilerimizin mağdur olmaması için tüm fındık üretim bölgelerinde alımlarımızı sıkıntısız bir şekilde sürdürdük. Fındıktaki alım uygulamamızın, piyasada oluşabilecek spekülatif hareketlerin de önüne geçmek gibi bir fonksiyonu oldu. 2024″te kabuklu fındık üretimi, bir önceki yıla göre yüzde 10,3 arttı. TMO”nun fındıkta uyguladığı fiyat politikası ihracatçılarımıza da olumlu yansıdı. Nitekim fındıkta 2023-2024 döneminde 2,35 milyar dolarlık ihracat geliri elde edildi.”

Üreticilere 45,5 milyar lira ödeme sağlandı

Geçen yıl alınan ürünler karşılığında üreticilere 45,5 milyar liralık ödeme yaptıkları bilgisini veren Güldal, ödemelerin ortalama 20-30 gün içinde yapılmasının memnuniyet oluşturduğunu dile getirdi.

Güldal, halihazırda makarnalık buğday, ekmeklik buğday, arpa, yulaf, çavdar ve tritikalede satışların devam ettiğini belirterek, “Hububat piyasalarında istikrarı ve regülasyonu sağlamak amaçlı satışlarımıza önümüzdeki süreçte de devam edeceğiz.” dedi.

“Gerekli her türlü tedbiri alacağız”

TMO”nun stok durumu ve satışlarına da değinen Güldal, şöyle konuştu:

“Şu an kuruluşumuz stoklarında 2025 hasat dönemine kadar ilgili tüm sektörlerin ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda ürün bulunuyor. TMO, spekülatif hareketlerin önlenmesi amacıyla elindeki güçlü stoklar ve piyasa düzenlemesi kapsamındaki yetkilerini kullanarak piyasa fiyatlarının kabul edilebilir seviyelerde devam etmesine yönelik gerekli her türlü tedbiri alacaktır.”

“Şimdiden rekolte tahmini yapmak için erken”

Bu sezon ekimde sıcaklıkların yüksek seyretmesinin yanı sıra yağış olmamasının toprağın tava gelmemesine yol açtığını vurgulayan Güldal, şunları kaydetti:

“Bu da gerçekleşen ekilişlerin büyük çoğunluğunun kuruya yapılmasına yol açtı. Kışlık hububat ekilişleri ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi”nde başlayan kışlık kırmızı mercimek ekilişlerinin ocak ayında tamamlanması bekleniyor. Sulama yapılan ve ekim işlemleri erken tamamlanan arazilerde çıkışlar gözlemleniyor. Bunun yanı sıra kıraç arazilerde çimlenme ve çıkış bölgelere göre değişmekle birlikte düşük seyrediyor. Şimdiden rekolte tahmini yapmak için erken.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


“Gizli açlık” sorunu gübreleme aşamasında çözülebilir

Stanford Üniversitesince hazırlanan Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları listesinde, tüm bilim dallarında son 5 yıldır üst üste Türkiye’den birinci, kendi araştırma alanı tarım-agronomi dalında ise dünyada 6 ncı sırada yer alan Çakmak, gizli açlık konusunda çalışmalar yürütüyor. Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Çakmak, gizli açlık kavramını, tahıllar gibi bitkisel kökenli gıdalarda çinko, iyot, demir ve selenyumun çok düşük miktarlarda bulunması durumunda, bunları sıkça tüketen insanlarda görülen mikro element noksanlığı şeklinde tanımladı. Çakmak, Beslenmek karın doyurmak değil tükettiğimiz gıdaların içerisindeki minerallerin, vitaminlerin ne kadar olduğuyla ilgilidir. Karın doyurmakla beslenmeyi birbirinden ayırmamız, karın doyururken tükettiğimiz gıdaların kompozisyonunu bilmemiz gerekir. Bugün sıklıkla tüketilen tahıl kökenli gıdalar gerçekten mineraller bakımından çok düşük düzeydedir. Aslında dünyada tahılları nerede yetiştirirseniz yetiştirin mikro elementler bakımından hayvansal kökenli gıdalara göre çok fakirdir dedi. OKUL PERFORMANSINDA ÇOK BÜYÜK ROLLERİ VAR Dünya genelinde 5 milyar insanın tükettiği gıdalardan yeterince demir ve iyot, 3 milyar insanın da yeterince çinko alamadığını vurgulayan Çakmak, gizli açlık sorununun yaygın görüldüğü ülkelerden biri olan Türkiye de günlük kalori ihtiyacının karşılanmasında buğdayın payının yüzde 40-45 civarında olduğunu, bunun kırsal kesimde ve yoksul ailelerde yüzde 60 ı aştığını ifade etti. Gizli açlık sorununun temel nedenini toprağın mineral fakiri olmasına bağlayan Çakmak, mikro element eksikliklerinin en çok çocukları etkilediğini kaydetti. Çakmak, İyot çocukların özellikle mental ve bilişsel fonksiyonlarını çok etkiliyor. O nedenle okul başarısında, ve performansında, anlamada ve öğrenmede bu tür mikro elementlerin özellikle iyot ve çinkonun çok büyük bir rolü var diye konuştu. Gizli açlık sorununun toprakta başladığını, çözümün de toprakta aranması gerektiğini ifade eden Çakmak, sözlerini şöyle sürdürdü: Açlık, insan vücudundan önce toprakta başlıyor çünkü bu elementlerin zaten kimyasal açıdan yarayışlılığı düşükken bir de her yıl üretim yaparak topraktan bu elementlerin sürekli kaldırılmasına neden oluyoruz. Topraktan her yıl mısır üretmekle 1 hektar alandan 500 gram saf çinko kaldırılıyor. Ona benzer miktarlarda demir, selenyum kaldırılıyor. Yıllar sonra bu toprakta da mineral açlığı başlıyor. TARIMSAL YÖNTEMLERİ KULLANARAK BU SORUNU ÇÖZMEYE ÇALIŞTIK Dünyada artan nüfusun ihtiyacını karşılamak için bitkisel verimin artırıldığına fakat verimdeki artışın gıdanın besleyici özelliğinin azalmasına neden olduğuna dikkati çeken Çakmak, mısır, buğday ve pirinçteki çinko, selenyum ve iyot gibi mikro elementlerin miktarlarını artırmaya çalışarak, küresel bir problem olan gizli açlığı azaltmayı hedeflediklerini dile getirdi. Çakmak çalışmalarını şöyle özetledi: Çinko, demir gibi bazı elementlerce düşük toprakları kullanarak bitkiler özellikle tahıl yetiştiriyoruz. Bu tahılların, besin elementleri noksanlığı olan topraklarda nasıl yetiştiğini takip ediyoruz. Birtakım formülasyonlarla bu bitkilerin büyümesine nasıl katkı sağlarız sorusuna cevap veriyoruz. Burada da odak noktamızda yine mikro besin elementleri, özellikle çinko ve iyot var. Bu mikro elementlerin az olduğu topraklarda bitkileri geliştirerek, örneğin çinkoyu az, orta ve çok yüksek verdiğimizde nasıl bir gelişim olduğunu izliyoruz. Agronomi, tarımsal yöntemleri kullanarak, gübreleme yaparak bu sorunu çözmeye çalıştık. Toprağa ve bitkiye çinko ya da selenyumu verdiğiniz zaman bitkinin danesindeki miktarları hemen daha o hasat yılında artırabiliyorsunuz. Sıklıkla kullanılan gübrelere çinko, selenyum ve iyot katarak bu problemi azaltmak çok kolay. ORTALAMA VERİM ARTIŞLARI YÜZDE 10-15 CİVARINDA Bitkilerdeki mikro elementleri doğal yollarla artırmaya çalıştıklarının altını çizen Çakmak, yetiştirdikleri bitkileri hasat ettikten sonra toprağa veya yaprağa verdikleri yeni formülasyonlarla daneye ne kadar çinko ve iyot taşındığını anlamak için laboratuvarda fizyolojik testler gerçekleştirdiklerini anlattı. Gübrelemenin hem çok pratik hem de ekonomik bir strateji olduğuna vurgu yapan Çakmak, Bu elementlerin, özellikle çinkonun verime etkisi çok yüksek oluyor. Bölgeden bölgeye değişmekle birlikte kimi yerde eğer toprakta çok çinko eksikliği varsa verimi yüzde 30 lara kadar artırabilirsiniz. Fakat genellikle ortalama bulduğumuz verim artışları yüzde 10-15 civarında. Türkiye gibi çinkonun çok eksik olduğu yerlerde bazen verimde yüzde 50 leri aşan etkiler olabilir diye konuştu. Türkiye nin, özellikle çocuklar için mutlaka çinko, demir, iyot ve selenyum gibi mikro elementlerce zenginleştirilmiş gıda üretim planlaması yapması gerektiğine işaret eden Çakmak, bu minerallerin çocuklara en etkili ve en kolay biçimde ekmek, süt gibi gıdalarla verilebileceğini sözlerine ekledi.

Source: Habertürk


Kadın işletmecinin tesisine sertifika

Eskişehir in Tepebaşı ilçesi Tandır Mahallesi nde Keziban Tosun a ait işletmeye hastalıktan ari işletme sertifikası verildi. İl Tarım ve Orman Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Eskişehir genelinde 20, Tepebaşı ilçesinde ise 7 nci hastalıktan arı işletmesi olan çiftliğe, İl Tarım ve Orman Müdürü Ender Muhammed Gümüş ün ziyaret gerçekleştirdiği ve işletmeye sertifikanın takdim edildiği belirtildi. Hastalıktan ari işletme statüsünün, hayvan hastalıklarının önlenmesi ve sağlıklı üretim koşullarının sağlanması açısından büyük önem taşıdığını belirten işletme sahibi Tosun, Öncelikli hedefimiz nitelikli damızlık düve yetiştirmek. Daha sonra süt ve süt ürünlerinde Eskişehir de örnek bir işletme haline gelmek istiyoruz. Özellikle kadın yetiştiricilere örnek olmayı arzuluyoruz. Bu süreçte desteklerini esirgemeyen İl Müdürümüz Gümüş e teşekkür ediyorum dedi. Gümüş ise Keziban Tosun ile eşi Hasan Tosun un yıllardır büyük şehirlerde edindikleri bilgi birikimini kırsal kalkınma adına hayvansal ve bitkisel üretime yönlendirdiğini belirterek, hastalıktan ari işletme sertifikasına layık görülmelerinin işlerini ne kadar profesyonel ve sürdürülebilir şekilde yürüttüklerinin göstergesi olduğunu kaydetti.

Source: Habertürk