Şarj ihaleleri rant kapısı oldu: İzmir İzelman’da tuhaf ihale
İstanbul’da E-Mobilite Derneği’nin uyarı ve talebiyle Ekrem İmamoğlu’nun İspark’ın ihalesini iki kez iptal etmesinin dikkat çektiğini belirtmek gerekiyor.Bu kez tuhaflık İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İzelman’dan geldi. 17 Aralık’ta duyuru yapıp 19 Aralık’ta ‘şaibeli’ olduğu iddia edilen şarj istasyonu ihalesini bütün uyarılara karşın yaptı. Dernekten yapılan uyarıları da dinlemedi. Belediye bürokrasisinin ve parti büyüklerinin bir müdahalesi de olmadı.Sektörün çatı kuruluşu olan E-Mobilite Derneği İzelman ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a mektup yollayarak, temiz, şeffaf, tekelcilik amaçlamayan ve süreci makul takvime dayalı bir ihale istedi. E- Mobilite Derneği Başkanı Av. Osman Ataman, konu hakkında İzelman Genel Müdürü’nü telefonla da bilgilendirdiğini ancak hiçbir değişiklik olmadığını ifade etti. Ataman, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Genel Başkan Yardımcıları Murat Bakan ve Deniz Yavuzyılmaz’a da bilgi ilettiğini söyledi.Türkiye’nin bu tip tartışmalı ve yanlış ihalelerle elektrikli araç şarj altyapısında zorluk yaşayacağını ifade eden Ataman, sessiz kalanların da sorumlu olacağına inandıklarını belirtiyor.GÜNÜN SÖZÜALMANYA’YI KİM KURTARIR “Almanya Alternatif Partisi (AFD), 23 Şubat’taki erken seçimlerden önce kamuoyu yoklamalarında ikinci sırada yer alıyor ve merkez sağ ya da merkez sol çoğunluğu alt edebileceği düşünülüyor.” Ç. H.MESAJ PANOSUBEYİN ÇÜRÜMESİ – UNUTMAYIN; beynimiz de bir kas gibi çalışır. Onu zorlamazsak, güçsüzleşir. Teknoloji bizi kontrol etmeden, biz onu kontrol etmeyi öğrenmeliyiz. Bu hem kendi geleceğimiz hem de gelecek kuşaklar için atılması gereken en önemli adımlardan biridir. Mehmet Utku ŞENTÜRK-ÖMERLİ Havzası imara mı açılıyor? İlk hamle geldi, bunu CHP’li belediyelerden izleyebilir misiniz? H. Z.BİLİYOR MUSUNUZ? – CHP Niğde Milletvekilli Ömer Fethi Gürer’in, “Arz açığı bulunan ürünlerin ithalatına 2025 yılı bütçesinden 8 milyar 333 milyon TL ayrıldı” derken, tarımda yaşanan sorunlara seyirci kalındığını söylediğini…KİTAPLAR- MUSTAFA Balbay ‘Çanakkale Unutulmaz’ (Cumhuriyet), Tezcan Karakuş Candan ‘Cumhuriyet’in Yüzü-Başkenti Savunmak (Tekin), Işıl Özgentürk ‘Haydi, Yola Çıkıyoruz’ (Remzi), Can Bonomo ‘Ateşli Silahlar ve Bilardo’ (Mundi), Ayşe Kulin ‘Güneşe Dön Yüzünü’ (Everest), Burak Onaran ve Priscilla Mary Işın ‘Saraydan Çarşıya, Gaziantep’ten İstanbul’a; Kırk Kat Baklava Tarihi’ (Mundi), Asım Aslan ‘Sömürülen Atatürk ve Atatürkçülük’ (1972’den/2024’e kadar 79 basım) (Kişisel), Faruk Pekin ‘Dedem Koruk Yemiş… Emekçilerle Yanyana Bir Yaşam’ (Literatür)ASALA VE PKK İKİ BELA BAAS REJİMİNİN ÜRÜNÜ Türkiye’nin başına bela olmuş iki büyük terör örgütünü, yani ASALA ve PKK’yı Baas rejimi kurmuştur. Bekaa Vadisi’nde kurulan ve yetiştirilen ASALA ve PKK, Baas rejiminin ürünüdür. Diğer yandan Baas rejiminin Türk düşmanlığı öyledir ki, Türkmenlere soykırıma varan katliamlar yapmıştır. 1964’te Türk köylerinin isimleri ve Türklerin isimleri Arapça olarak değiştirilmiş, Türk dili yasaklanmış, Türkçe konuşan ilkokul öğrencileri dahi hapse atılmış, Türklerin topraklarına el konulmuştur. Cihat YAYCIRAKI AZALIYOR VİSKİ ARTIYORTürkiye’de son 20 yılda rakı tüketimi 2.2 milyon litre azalırken viski tüketimi 26.7 milyon litre arttı. Bunun nedenlerinden biri olarak vergi zamlarının etkisiyle iki içki arasındaki fiyat farkının düşmesi olarak gösteriliyor.Viski tüketimi 2004’te 1.9 milyon litreyken 20 yılda yüzde 1.399’lük artışla 28.6 milyon litreye yükseldi. 20 yıldaki rakı tüketimi ise 41.8 milyon litreye geriledi.Firmalar ile yapılan anketlerde, bira ve rakı işletmelerinde istihdamın yüzde 10’dan fazla düştüğü tesisler olduğu tespit edildi. Buna karşın şarap tesislerinde sınırlı bir istihdam artışı olduğu görüldü. Rakı tesislerinde kapasite kullanımı yüzde 66’den yüzde 33’e geriledi.Türkiye’de fazla tercih edilen şarap ve bira tüketimi ise 20 yılda sırasıyla yüzde 39 ve yüzde 143 gibi istikrarlı bir artış kaydetti. Rom tüketimi de yüzde 3 bin artarken votka ve likör tüketimi de yüzde 200 ile 400 arasında artış gösterdi.BENİM HESABIM DA BU VERGİ uzmanı Ozan Bingöl diyor ki: “Son 22 yılda ortalama dolar kuruyla 2 trilyon 913 milyar dolar vergi toplanmış.Bu kadar vergi ödeyip; muayene katkı payı ödüyorsak, köprüye yola para ödüyorsak, orantısız harçlara boğuluyorsak, okula temizlik malzemesi alıyor, aile birliğine bağış yapmak zorunda kalıyorsak, o zaman vergilerimiz nerede?”
Source: Yalçın Bayer
TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Üretimin devamı için destekler acilen ödenmeli
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, son dönemlerde yaşanan doğal afetlerin üretime verdiği zararı yaptığı görüntülü basın açıklamasında değerlendirdi. “Ülkemizde yaşanan doğal afetlerin sayısı ve şiddeti her geçen gün artıyor. Bu durum en çok doğa koşullarına bağımlı olarak üretim yapan çiftçilerimizi etkiliyor” vurgusu yapan Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “2023 yılında meydana gelen doğal afetlerin sayısı 10 yıl öncesine göre 3 kat artarak 1475 oldu. 2024 yılının ilk 8 ayında 900 doğal afet meydana geldi. Bu afetlerin yüzde 36’sı şiddetli yağış ve sel, yüzde 22’si dolu, yüzde 21’i fırtına ve hortum şeklinde gerçekleşti. Samsun’un Bafra ilçesinde ağustos ve eylül aylarında şiddetli yağış sebebiyle sel meydana geldi. Karnabahar, brokoli ve lahana gibi ürünlerin su altında kalmasıyla ürünler zarar gördü. Yaşanan bu afet hem çiftçilerimizin emeklerini boşa çıkardı hem de ürün fiyatlarının artmasına sebep oldu. “Üreticilerimiz yaralarının sarılmasını bekliyor” “Ekim ayında Çanakkale’nin Biga ilçesinde 45 bin dekar alanda dolu afeti oldu ve çeltik alanlarının tamamı zarar gördü. Olay sonrası biz de Biga’yı ziyaret ederek, çiftçilerimizle bir araya geldik. Fakat Ziraat Odamızdan aldığımız bilgilere göre aradan geçen bir buçuk aylık sürede henüz çiftçilerimizin yaralarını saracak bir gelişme olmadı. Üreticilerimizin üretime devam edebilmeleri için destekler acilen ödenmeli. Antalya ve Mersin’de yaşanan şiddetli yağış ve fırtına, yılın 12 ayı tarımsal üretim arzına hizmet eden seraları vurdu ve zarar verdi. Şiddetli yağışla birlikte bazı seraları su bastı. Ardından saatte 100 km hızını bulan fırtına ve hortum; sera yapılarına, ürünlere ve güneş panellerine zarar verdi.” “Sera üretiminin yapıldığı illerde yaşanan doğal afetler endişe verici” Türkiye’deki örtü altı üretim alanlarının yüzde 65’inin Antalya ve Mersin’de bulunduğuna dikkat çeken Bayraktar, şöyle devam etti: “Yine örtü altında üretilen sebzelerin yüzde 68’i bu iki ilde üretiliyor. Bu sebeple, tarlada üretimin bittiği, meyve-sebze fiyatlarının arttığı bu dönemde Antalya ve Mersin’de yaşanan afetler endişe vericidir. Ne yazık ki doğal afetlere karşı alınacak önlemler sınırlı kalıyor ve tam olarak koruma sağlayamıyor. Tarım sigortalarının önemi tam da bu noktada ortaya çıkıyor. Devlet destekli tarım sigortaları sayesinde sigortalı çiftçi sayısında artış olsa da yeterli değil. Antalya ve Mersin’deki Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre örtü altı üretimi yapan çiftçilerimizin çok azı sigorta yaptırabilmiştir. Yapılan kolaylaştırmalara rağmen primler çiftçilerimiz için halen yüksektir. Dolayısıyla devlet desteği artırılarak primler çiftçilerimiz için daha makul bir düzeye çekilmeli. Ayrıca örtü altı üreticilerimizin sigorta ile ilgili bir diğer sorunu da sera parsellerinde sehven meydana gelen kaymalardır. Bu durum çiftçilerin bakanlık kayıt sistemlerine kayıt olamamasına ve dolayısıyla da tarım sigortası yaptıramamasına sebep oluyor. Yıllardır sigorta yapılan aynı parseller emsal kabul edilerek bu sorun çözülmeli.”
Source: Dünya Gazetesi