“Teaching & Learning Insights – Folklore, Educator Collaborations, and Community Impact”

Araştırmacı Sabri Koz, folklorun milletin asla kopmaması gereken birikim olduğunu belirtti

Dr. Kadir Topbaş Kültür ve Sanat Merkezi”nde gerçekleşen etkinliğin moderatörlüğünü gazeteci Mehmet Nuri Yardım üstlendi.

Yazar Koz, programda, uzun yıllar öğretmenlik yaptığını belirterek, “Öğretmenlerin genellikle Türk dili, edebiyatı, kültürü, folkloru konularında çalışma yapmaları Cumhuriyet”in ilk yıllarından beri sanki onların üzerine biçilmiş bir görev gibidir. Ben de öğretmen okulu ve İstanbul eğitim enstitüsünde okuyup Türkçe öğretmeni olduktan sonra okul yıllarımda folklor araştırmalarına, halk edebiyatı çalışmalarına ilgi duydum. Kendimi bu alanda yetiştirmeye çalıştım. Yaklaşık 55 yıldır halk edebiyatı ve folklor çalışmaları yapıyorum.” diye konuştu.

Çok değerli, tecrübeli öğretmenlerin elinde yetiştiğini aktaran Koz, şunları kaydetti:

“Ben öğretmen okulunu bitirdiğimde iyi bir kitap, dergi okuyucusuydum. Şiirler, hikayeler, denemeler yazmaya başladım. İstanbul”a yüksek okula geldiğimde burada bambaşka bir ortamla karşılaştım. Çok kıymetli hocalar vardı. Orhan Şaik Gökyay, Behçet Necatigil, Cemil Yener, Enver Naci Gökşen”den ders aldım. Şiirlerimi okuyan hocalarım, özellikle Behçet Necatigil bana halk kültürü konusunda düz yazıya yönelmemi tavsiye etti. Kendisi de öğrenciyken bu konulara ilgi duymuş, çalışmış.”

“Halkımız folkloru oyun, türkü zannediyor”

Sabri Koz, Türkiye”de 2. Meşrutiyet”in ilanından sonra Türkçülük ve Milliyetçilik hareketleri başladığına işaret ederek, “Millet, millet olma özelliğini kendi benliğinden, kültüründen getirdiği pratiklerle kazanır. Bizde de kendi özümüze, içimize dönme hali başladı. Türk Ocakları kuruldu ve sonra Cumhuriyet döneminde devlet politikası oldu. Öğretmenleri ek bir dalla, sanatla uğraşmaya mecbur tuttular. Birçoğuna da halkevlerinde kültür araştırmaları görevi verdiler. Ben de o görevleri devam ettiren ikinci, üçüncü nesilim.” değerlendirmesinde bulundu.

Gençlere çok kıymet verdiğini vurgulayan Koz, “Halkımız folkloru oyun, türkü zannediyor. Milletin, halkın kültür olarak yaratıp yaşattığı her şey folklorun içine girer. O yüzden folkloru milletin asla kopmaması gereken bir birikim olarak görüyorum. Gençlerle arkadaşlık yaptığım zaman onlara sık sık folklorik dersler veririm. “Keşke ben de bu çağda genç olsam.” dediğim çok olmuştur. Onları küçümseyenleri küçümsüyorum. Gençler bizim ümidimizdir.” diye konuştu.

“Türk Kahvesi”, “Bir Usta Bir Dünya: Metin And” adlı kitapları kaleme alan, “Yağmur Duası Kitabı”, “Nasreddin Hoca Kitabı” ve “Karacaoğlan Kitabı”nı yayına hazırlayan M. Sabri Koz”un Zehra Hamarat Yardımcı ile birlikte emek verdiği “Ermeni Harfli Türkçe Kelile ve Dimne” çalışması program sonrası katılımcılara hediye edildi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Öğretmen kardeşler aynı okulda öğrencilerini geleceğe hazırlıyor

İlçede dünyaya gelen 32 yaşındaki Veysel ile 27 yaşındaki Zeki Fidan, lise eğitimlerini farklı okullarda tamamladı.

Daha sonra Malatya İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü”nü bitiren Veysel Fidan, doğup büyüdüğü ilçede öğretmenlik yapmaya başladı.

Ağabeyini örnek alan Zeki Fidan da Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü”nü kazandı. Fidan, eğitimini tamamladıktan sonra ağabeyinin öğretmenlik yaptığı Yahya Kemal Beyatlı İlkokulu ve Ortaokuluna atandı.

Aynı okulda görev yapan ağabey ve kardeşi, öğrencilerini geleceğe hazırlıyor.

“Kardeşimle birbirimize yardımcı oluyoruz”

Ağabey Veysel Fidan, AA muhabirine, kardeşiyle aynı okulda görev yapmalarının kendileri için avantaj olduğunu söyledi.

Zorlandıkları konularda birbirlerine yardımcı olduklarını, meslek dayanışması yaptıklarını anlatan Fidan, “İnsanın kardeşiyle, kan bağının olduğu biriyle çalışması çok güzel bir şey. Üç hususta çok şanslıyım, hem kendi memleketimde görev yapıyorum hem kardeşimle aynı mesleği yapıyorum hem de aynı okulda görev yapıyoruz. Bu çok güzel bir duygu çünkü aileden birinin yanında olması, onunla aynı yeri paylaşmak insana güven veriyor.” dedi.

Kardeşi göreve başladığında ona neler yapması gerektiğini anlattığını belirten Fidan, şöyle konuştu:

“O da bana sınıf öğretmeni olarak okuma yazma konusunda eksiği olan öğrencilere nasıl yaklaşmam gerektiği, hangi konulara ağırlık vermem gerektiği hakkında bilgiler verdi. Kardeşimle sürekli birbirimize yardımcı oluyoruz. Öğrencilerim gelip “Hocam kardeşinizle aynı yerde çalışmak nasıl bir duygu?” diye soruyor. Çok güzel bir duygu olduğunu söylüyorum. Kardeşi olan öğrenciler şimdiden bizi örnek alıyor.”

“Ağabeyim öğretmen olduğu zaman beni çok etkiledi”

Zeki Fidan da 2 yıl önce Kamu Personel Seçme Sınavı”ndan yüksek puan alarak, ağabeyinin görev yaptığı okulu tercih ettiğini dile getirdi.

Ağabeyiyle öğretmenlik yaptığı için mutlu olduğunu söyleyen Fidan, şunları kaydetti:

“İlkokul ve ortaokulu ağabeyimle aynı okullarda okuduk. Lise ve üniversite döneminde farklı okullardaydık. Ağabeyim öğretmen olduğu zaman beni çok etkiledi, ben de öğretmen olmaya karar verdim. Ağabeyim her konuda bana yardımcı oldu. Birlikte öğrencileri geleceğe hazırlıyoruz. Bu gurur verici bir durum.”

Kardeşiyle aynı sınıfta eğitim gören 6. sınıf öğrencisi Harun Aras ise “Beraber vakit geçiriyoruz ve ödevlerimizi yapıyoruz. Hayalim öğretmen olmak. Öğretmenimiz de kardeşiyle aynı yerde görev yapıyor. Ben de büyüdüğüm zaman kardeşimle aynı okulda öğretmenlik yapmak istiyorum.” ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: