Adli Tıp Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Hilal Cumhuriyet”e konuştu: ‘Hekimler itiraz etmeli’
Hilal, “Gözaltı işleminin olduğu yerlerde hak ihlalleri olduğu konusunda haberler aldık. Bunlar, Emniyet birimlerinin gözaltındaki kişileri sağlık kurumuna götürmek yerine il sağlık müdürlüğü ve valilik yazıları ile hekimleri Emniyet içerisine götürerek orada muayeneye zorlandığı şeklinde. Bu durum Türk Tabipleri Birliği (TTB) etik ilkelerine ve uluslararası sözleşmelere göre etik ihlalidir” dedi. HEKİM DE CEZA ALABİLİR Bu tarz muayenelere hekimlerin itiraz etmesinin önemine değinen Hilal, “Hekimler böyle durumlarda tabip odalarından, barolardan hukuki yardım istemeli. Bu tarz muayeneyi kabul eden hekimlere etik ihlalden dolayı tabip odaları tarafından ceza verilmesi söz konusu olacaktır. Ayrıca bu şekilde yapılan muayeneler sonrasında dava, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gittiği zaman ülkemizin ceza alması da söz konusu olabilecektir” ifadelerini kullandı. ALTERNATİF RAPORLA İŞLEM Hilal, gözaltında şiddete uğrayan ve aldığı adli raporda fiziksel bulguların yazılmadığını düşünen yurttaşların, bulundukları şehirlerdeki tabip odalarından, üniversitelerin adli tıp anabilim dallarından ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan (TİHV) alternatif rapor alarak işlem başlatabileceğini de aktardı. Gözaltı giriş-çıkış muayenelerinin, İstanbul Protokolü’nde belirtilen şartlarda ve koşullarda yapılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ahmet Hilal şöyle konuştu: “Muayene mutlaka sağlık ortamında olmalı. Hasta mahremiyeti açısından mutlaka hekim ve hasta yalnız kalmalıdır. Hastanın kendini özgür hissetmesi için bağlarından (kelepçe vs.) arındırılmış olmalı. Hekim hastanın tüm öyküsünü onun anlatımı ile kayda geçmelidir. Hekim hastanın onayı ile hastayı tam olarak muayene etmelidir. Hekim gerekli görüyorsa hastaya ait tetkikleri istemeli ve gerekli uzmanlık alanlarına danışmalıdır.” İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yapmış olduğu açıklamada 1879 kişinin gözaltına alındığını açıklamıştı. ‘ORANTISIZ GÜÇ İŞKENCE’ Adli Tıp Uzmanları DerneğiBaşkanı Prof. Dr. Ahmet Hilal, gözaltına alınma işlemi sırasındaorantısız gücün işkence olarak kabul edildiğini vurguladı. Hilal,“Sosyal medyada özellikle öğrencilere karşı gözaltı işlemlerindeorantısız güç kullanıldığı görülüyor. 2-3 güvenlik görevlisi tarafındantutulan bir kişiye dördüncü polisin gelip tekme attığı kafasınavurduğunu gösteren çok sayıda görüntü var” ifadelerini kullandı.
Source: Damla Polat
Hayat bayram olsa
Diğer taraftan sadece duygu ve motivasyon ilişkisi değil, “pekiştirme/güçlendirme ve uyarılma” meseleleri de bu ilişkiyi derinden etkiler. Ama temel oyuncu her daim motivasyon ile duygu arasındaki muazzam danstır. Duygular içimizden doğar, motivasyonlarla şımarır, havalara uçar. Diğer taraftan ruh sağlığı uzmanlarına göre duygular, duygu durumlarıyla ilişkilidir ama ikisi aynı şey değildir.Bu alanın uzmanlarından biri olan benim de ilgiyle -hatta bazen gıpta ederek- izlediğim Dr. Daniel Levitin’e göre “DUYGULARIMIZ birkaç saniye ya da dakikalarca süren akut bir duygulanım ve uyarılma halidir. DUYGU DURUMLARIMIZ ise daha uzun süreli ve daha etkili bir duygusal tona işaret eder… Emotion (duygu) sözcüğünün motion (hareket) sözcüğünü içermesi de tesadüfi değildir. Keza özellikle ‘derin duygular’ hissettiğimizde ‘etkilendiğimizi/duygulandığımızı’ (move it) söylememiz de rastlantı değildir. Duygular bedenin bizi ‘kendimiz için en iyisini’ yapmaya teşvik etme biçimidir”.Peki hafta sonunun bu ilk gününde motivasyon-duygu ilişkisinin önemine değinmemin nedenine gelince… Sıkıntılı günlerden geçiyoruz ama önümüzde muazzam bir şans var: BAYRAM! Duygu durumumuzu iyileştirmek için her bayram gibi bu bayram da muazzam bir fırsat. Gelin beni dinleyin hepimiz bu fırsatı çok ama çok iyi değerlendirelim. O pek sevdiğimiz “Şenay şarkısı”nı yeniden hatırlayıp içimizden de olsa “HAYAT BAYRAM OLSA” şarkısını sık sık tekrar edelim…Ramazan Bayramı’nızı kutluyor, sağlık, huzur ve mutluluk diliyorum.İYİ BİLGİ 1EKSOZOM KREMLERİ CİLDİMİZİ NASIL GENÇLEŞTİRİYOR- Eksozom ürünleri cilde daha fazla nem, kolajen ve elastin sağlar.- Bu da cilde yumuşaklık, nemlilik ve gençlik kazandırır.- Ayrıca cilt onarımını ve yenilenmesini kolaylaştırır, hasarlı cilde genç ve ipeksi bir yapı kazandırır.İYİ BİLGİ 2EKSOZOMLAR KÖK HÜCRE YERİNE GEÇER Mİ- Eksozomlar kök hücrelerin doğal elçileridir.- Rejeneratif tıpta kök hücre yerine kullanılabilirler.- Doku yaşlanmasında ve kaybında yalnızca yenilenme değil, kaybı giderme de gereklidir.İYİ BİLGİ 3YAŞLANAN CİLTTE NELER OLUYOR Nem oranı azalıyor. Kolajen lifler kalınlaşıp kırılganlaşıyor. Elastin lifleri yapısal olarak değişiyor ve bozuluyor. Damarlar zayıflıyor ve görünür hale geliyor. Bu iki lifi üreten cilt hücresi fibroblastların sayısı azalıyor. Bağışıklık hücreleri azalıyor. Renk üreten hücrelerin dengeleri bozuluyor. Cilt yüzeyindeki ölü tabaka incelip güçsüzleşiyor. Cilt hücrelerinin yenilenme hızı düşüyor.İYİ BİLGİ 4CİLT DOSTU 10 TAKVİYE- Glutatyon – Kolajen – Hyalüronik asit – Evening Primrose Oil – Alfa lipoik asit- Koenzim Q10 – Astaksantin – Piknogenol – Likopen – Omega 3İYİ BİLGİ 5CİLT YAŞLANMASINI FRENLEYEN 10 MUCİZE- Eksozom solüsyonu- Niasinamid serum- Polilaktik serum- Epidermal büyüme faktörü- Seramid- Peptit terapi- Postbiyotikler- Sirt 7 kremler- Buz terapisi- Hyalüronik asitİYİ BİLGİ 6KOLAJEN BİLGİSİ- 30 yaş sonrasında kolajen üretimi yılda yaklaşık %1 ile %2 oranında düşer.- 40 yaşına gelindiğinde kolajenin %10 ile %20’si kaybedilir.- Yaş almak daha az kolajen üretimi, daha hızlı kolajen kaybı demektir.- Bu durumda kolajen üretimini desteklemek ve kaybını frenlemek gerekir.İYİ BİLGİ 7KOLAJENİ AZALTAN ŞEYLER- Şeker ve rafine edilmiş karbonhidratlar- Ultraviyole ışınlar (güneş, solaryum)- Sağlığa zararlı maddeler- Lupus gibi bazı otoimmün bozukluklar- Egzoz gazları- Nişasta bazlı fruktoz- Kan şekeri yüksekliği
Source: Osman Müftüoğlu
Gözlerde “miyokimi” tehlikesi!
Göz kapağınızın istemsizce seğirdiğini fark ettiniz mi? Stres, yorgunluk ve kafein tüketimi gibi faktörler göz kapağı miyokimisine neden olabilir. Çoğu zaman zararsız olan bu durum, bazı kişilerde haftalarca sürebilir ve yaşam kalitesini etkileyebilir. Peki, göz seğirmesi ne zaman bir sağlık sorununun habercisi olabilir? İşte miyokimi hakkında bilmeniz gerekenler… GÖZ SEĞİRMESİ (MİYOKİMİ) NEDİR? BELİRTİLERİ VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ Göz kapağı miyokimisi, göz kapaklarında istemsiz kasılmaların meydana gelmesi durumudur. Eğer bu kasılmaların neden olduğunu bilmiyorsanız, endişelenmeniz doğal bir durumdur. Bu rahatsızlık özellikle belirli koşullar altında oldukça yaygındır. Neyse ki, genellikle endişe verici bir durum değildir. Daha ciddi rahatsızlıklardan kaynaklanıyorsa bile, tedavisi mümkündür. MİYOKİMİ NEDİR? Göz kapağı miyokimisi, göz kapaklarında dalgalanma şeklinde oluşan, yavaş ve kontrol edilemeyen kas kasılmalarına verilen isimdir. Bu durum, miyoklonus olarak bilinen istem dışı kas hareketlerinin özel bir türüdür. Herkes belirli şartlar altında bu kasılmaları yaşayabilir. Miyokimi genellikle zararsızdır, ancak çok nadir durumlarda ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabilir. “Miyokimi” terimi vücuttaki diğer kaslar için de kullanılabilir, ancak en yaygın olarak göz kapağı kasılmaları için kullanılır. MİYOKİMİNİN BELİRTİLERİ Göz kapağı miyokimisinin en yaygın belirtisi, hissedilen ve aynaya bakıldığında görülebilen göz kapağı seğirmeleridir. Miyokimi atakları genellikle saniyeler ile dakikalar arasında sürebilir. Ancak bazı kişilerde saatlerce devam edebilir. Nadir durumlarda, bu kasılmalar sürekli hale gelebilir. Bu kasılmaların özellikleri şunlardır: Yavaş Sürekli Hafif şiddette Dalgalanma (su yüzeyindeki dalgalara benzer şekilde) Miyokimi genellikle tek bir gözü etkiler, ancak her iki gözde de meydana gelebilir. Üst göz kapağında da oluşabilse de, genellikle alt göz kapağında görülür. Nadir durumlarda, aynı gözün hem üst hem de alt göz kapağında kasılmalar olabilir. Bazı durumlarda miyokimi, göz küresinin de hareket etmesine neden olabilir ve bu duruma nistagmus denir. GÖZ KAPAĞI MİYOKİMİSİNİN NEDENLERİ Göz kapağı miyokimisi, sinir sistemindeki bazı aksaklıklardan kaynaklanır. Göz kapakları, yüz siniri aracılığıyla doğrudan beyne bağlanır. Bu sinir, 12 kraniyal sinirden yedincisidir. Beyindeki veya yüz sinirindeki aksaklıklar, miyokimiye neden olan sinyal bozukluklarını tetikleyebilir. Miyokimiyi tetikleyebilecek yaygın nedenler şunlardır: Yorgunluk ve uykusuzluk Aşırı kafein tüketimi Nikotin kullanımı Göz kuruluğu Şiddetli yorgunluk veya aşırı fiziksel efor Stres MİYOKİMİNİN KOMPLİKASYONLARI Çoğu zaman miyokimi herhangi bir komplikasyona neden olmaz. Ancak bazı durumlarda, kasılmaların süresi uzayabilir veya daha sık meydana gelebilir. Eğer kasılmalar göz kapaklarından yüzün diğer bölgelerine yayılırsa, miyokimi şu rahatsızlıklarla ilişkilendirilebilir: Blefarospazm (göz kapaklarının kontrolsüz kapanması) Hemifasiyal spazm (yüzün yarısında istemsiz kasılmalar) Meige sendromu (yüz ve çene kaslarının anormal kasılması) MİYOKİMİNİN TEŞHİSİ VE TEDAVİSİ Bir göz doktoru veya nörolog, miyokimiyi genellikle fiziksel bir muayene ile teşhis edebilir. Eğer seğirme daha uzun süre devam ederse, yayılırsa veya şiddetlenirse, doktorlar daha ileri testler yapabilir. Bilgisayarlı tomografi (CT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. MİYOKİMİ NASIL TEDAVİ EDİLİR? Miyokimi genellikle birkaç gün veya hafta içinde kendiliğinden kaybolur. Ancak bazı durumlarda, günlük yaşamı etkileyebilir ve tedavi gerektirebilir. Üç ay veya daha uzun süredir devam eden miyokimi vakalarında, bir göz doktoruna danışmak önemlidir. Tedavi seçenekleri şunlardır: Tetikleyici faktörleri değiştirmek: Kafein tüketimini sınırlamak, stresi yönetmek, yeterli uyku almak gibi önlemler miyokimiyi önleyebilir veya şiddetini azaltabilir. Ayrıca, sigara ve alkol tüketimini azaltmak da faydalı olabilir. İlaç değişikliği: Eğer miyokimi, kullanılan bir ilacın yan etkisi olarak ortaya çıkıyorsa, doktorlar alternatif bir ilaç önerebilir. Eğer miyokimi ciddi bir sağlık sorununun belirtisiyse, doktorlar altta yatan hastalığın tedavisi için farklı yöntemler uygulayabilir. Kaynak: Cleveland Clinic, Osmosis, American Optometric Association
Source: Habertürk
Sağlık Bakanlığınca hazırlanan yönetmelik Resmi Gazete”de yayımlandı
Bakanlıktan yönetmeliğe ilişkin yapılan bilgilendirmeye göre, sağlık hizmetlerinin daha yaygın ve erişilebilir olmasına, daha etkin ve verimli sunulabilmesine katkı sağlamak amacıyla hazırlanan yönetmelik ile sağlık meslek mensubu olan dil ve konuşma terapisti, diyetisyen, ebe, ergoterapist, fizyoterapist, hemşire ve eş değer sağlık memuru, klinik psikolog, odyolog ve podologlar, mesleki yetkinlikleri çerçevesinde “sağlık meslek hizmet birimi” adı altında Sağlık Bakanlığından alacakları ruhsat ile mesleklerini serbest olarak icra edebilecek.Böylece “Sağlık Kabinleri Hakkında Genelge” kapsamında mesleklerini halihazırda serbest icra edebilen ebe, hemşire ve toplum sağlığı bölümü mezunu sağlık memurlarına ebeler ve hemşireliğe eş değer sağlık memurları da dahil edildi.Yönetmeliğe göre sadece aynı meslek ünvanına sahip en fazla üç sağlık meslek mensubu bir araya gelerek müşterek sağlık meslek hizmet birimi açabilecek, bu birimin ruhsatı her bir sağlık meslek mensubu için ayrı düzenlenecek.Yeni sağlık meslek hizmet birimlerinin açılmasıyla söz konusu mesleklere istihdam alanı oluşmasının yanı sıra destek hizmetlerine yönelik sağlık personeli, sekreter ve temizlik görevlisi gibi iş alanlarında da istihdam fırsatları oluşacak. Sağlık meslek hizmet biriminde fizyoterapist yanında fizyoterapi teknikeri, klinik psikolog yanında psikolog, odyolog yanında odyometri teknikeri, ergoterapist yanında ergoterapi teknikeri çalışabilecek.- YETKİ DIŞINDA HERHANGİ BİR TIBBİ UYGULAMA YAPILAMAYACAKYönetmelik ile sağlık meslek hizmet birimlerinde yalnızca meslek yetkisi kapsamında hizmet verilebilecek, hekim tarafından tanı konulmuş hastalara tedavi planı veya reçete doğrultusunda hizmet sunulacak. Yetki dışında herhangi bir tıbbi uygulama, ilaç, tıbbi malzeme, kozmetik ürün veya gıda takviyesi satışı yapılamayacak.Sağlık meslek hizmet birimlerinin açılmasıyla sağlık hizmetleri yalnızca hastanelerle sınırlı kalmayacak, toplum temelli ve bireye yönelik olarak genişletilecek, sağlık hizmetini kamu kuruluşları haricinde özel olarak almak isteyen kişilerin talepleri karşılanmış olacak. Ayrıca yeni açılacak bu birimlerin ilgili branşlarda sağlık kurumlarındaki yoğunluğun ve hasta bekleme sürelerinin azalmasına katkı sağlaması hedefleniyor.Yönetmelik ile belirlenen standartlara göre her sağlık meslek hizmet birimi gerekli donanımlara sahip olacak, verilen hizmetler kayıt altına alınacak, sağlık meslek mensupları her işlem öncesinde hastaları bilgilendirmek ve onay almak zorunda olacak.Hasta hakları korunup, hizmetle ilgili talep, şikayet ve öneri mekanizmaları açık ve ulaşılabilir olacak. Her sağlık meslek hizmet biriminde “T.C. Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi (SABİM) ALO 184” ibaresini içeren entegre karekod uygulaması zorunlu olacak.Sağlık meslek hizmet biriminin tabelasında mutlaka “özel sağlık meslek hizmet birimi” ibaresi bulunacak. Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan bu birimler, denetlenebilir ve izlenebilir olacak. Özel olarak sunulan sağlık meslek hizmetleri Sağlık Bakanlığınca denetlenecek.Tıbbi endikasyon ve uygulamaların denetimi için bakanlığa bağlı sağlık kurum ve kuruluşları ile üniversitelerden uzmanlardan oluşan en az üç kişilik denetim komisyonları oluşturulacak. Bu komisyonlar, uygulamaların mevzuata uygunluğunu değerlendirip, sağlık meslek mensuplarının faaliyetlerini düzenli olarak inceleyecek.
Source: Www.star.com.tr
Acil müdahale sırasında “stent” pazarlığı yapmıştı… İstenen ceza belli oldu!
İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Bahçelievler deki özel hastanede bir hastaya acil müdahalede bulunulduğu esnada, yapılacak işlem ve kullanılacak malzeme yönünden fiyat pazarlığının yapıldığına dair görüntülerin basında yer alması üzerine soruşturma başlatıldığı aktarıldı. habericionecikanlar#100#left# HASTANIN YOĞUN BAKIMDA YATIŞI YAPILDI AA da yer alan habere göre iddianamede beyanına yer verilen müşteki H.E, 13 Ocak ta şiddetli göğüs ağrısı nedeniyle Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ek hizmet binası olan Gaziosmanpaşa Hastanesi ne gittiğini, oradan Özel Aile Hastanesi ne sevk edildiğini ve hastanede yoğun bakıma yatışının yapıldığını anlattı. 7 BİN LİRA TALEP ETTİLER Kendisiyle ilgilenen doktorun anjiyo olması gerektiğini söylediğini ve ertesi gün sabah saatlerinde ise anjiyoya alındığını söyleyen müşteki H.E, şunları kaydetti: İşlem sırasında bana 3 stent takacakları, işlemin koldan mı yoksa kasıktan mı yapılacağı konuşuldu. İşlem koldan yapılmaya karar verildi. Koldan girmede ücret farkı olduğunu söyleyerek benden 7 bin lira talep ettiler. Bu parayı sanık H.Y. talep etti. Ardından bana stent fiyatları anlatıldı. Ben de devletin karşıladığı stentlerin takılmasını istedim. Bunun üzerine benimle ilgilenen doktor O.P. 2 tane stent takılacak. dedi. İşlemler bittikten sonra yoğun bakım odasında kaldım. 15 Ocak günü muhasebe birimine giderek sanık H.Y. ile konuştum. Benden haksız yere ödeme aldıklarını söyledim. 3 YERİNE 2 STENT TAKILDI İDDİASI İddianamede, müşteki H.E nin, yapılan işlemler için kendisinden haksız yere ödeme alan sanık H.Y, kendisine 3 yerine 2 adet stent takan doktor O.P. ve ilk gittiği hastaneden kendisini sevk eden görevli personelden şikayetçi olduğu bilgisi verildi. SANIK SUÇLAMALARI REDDETTİ İddianamede ifadesine yer verilen sanık H.Y, hastanede muhasebeci olarak çalışmadığını, hastalara uygulanacak tedaviyi, hasta ve hasta yakınlarına detaylıca anlatmakla görevli olduğunu aktardı. Olay günü müştekiye daha öncesinde bilgilendirme yaptığını öne süren H.Y, anjiyo işlemi esnasında kaç stent takılacağına doktorun karar verdiğini ve yarı steril alanın önünde beklediğini anlattı. Stent takılmasına karar verildikten sonra hastanın istemesi üzerine yeniden bilgi vermeye başladığını kaydeden H.Y, hastanın kendisini çağırması nedeniyle o alana girmek zorunda kaldığını, görüntülerde yer almamasına rağmen Sosyal Güvenlik Kurumu nun (SGK) karşılamış olduğu ücretsiz kurum stentlerinin bulunduğu bilgisini hastaya verdiğini ve hastanın daha sonra ücretsiz kurum stentini seçtiğini ifade ederek, suçlamaları kabul etmedi. DOKTORLA İLGİLİ SORUŞTURMA SÜRÜYOR İddianamede, stent takan doktor O.P. ile müştekiyi bu hastaneye sevk eden sağlık personelleri hakkında, malpraktis şikayetler nedeniyle farklı soruşturma usulü öngörüldüğü belirtilerek, bu kişiler yönünden evrakın ayrılarak, ayrı soruşturmalar üzerinden devam edildiği bilgisi verildi. Müştekinin olaya ilişkin tüm tedavi evraklarının incelendiği belirtilen iddianamede, yapılan incelemede H.E nin Gaziosmanpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi nden, özel sağlık kuruluşuna acil olarak sevk edildiğinin görüldüğü aktarıldı. İLAVE ÜCRET MEVZUATA AYKIRI İddianamede, hangi durumda hastalardan ilave ücret alınamayacağına dair konunun netlik kazanması için, Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak durumun sorulduğu, gelen cevabi yazıda ise Sağlık uygulama tebliği hükmü gereği yatarak tedavileri devam eden hastalardan tıbbi malzeme ve ilaç bedellerine bağlı olarak herhangi bir ilave ücret alınması kurumumuz mevzuatına aykırıdır. ifadelerinin yer aldığı belirtildi. 7 BİN TL LİK ÜCRET İSTENMEMELİYDİ İddianamede, müştekiden koldan yapılan anjiyo işlemi nedeniyle alınan 7 bin liralık ilave ücretin, alınmaması gereken, mevzuata aykırı bir ücret tahsili olduğunun anlaşıldığı vurgulandı. Müştekinin acil olarak sevk edildiği ve yoğun bakım ünitesine alındığı hastanede, kendisine yapılan anjiyo işlemi esnasında, sedye üzerinde işlem yapılmayı beklerken bulunduğu zor şartlar altında iradesinin zayıf olduğu kaydedilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi: DOLANDIRICILIK EYLEMİ GERÇEKLEŞTİ Denetleme ve kontrol edebilme imkanının bulunmadığı bir anda sanığın müştekiyle iletişime geçerek, koldan yapılacak anjiyo işleminin daha sağlıklı olacağı ve ücret farkı olduğunu belirterek, mevzuat gereği talep edilmemesi gereken ücreti talep ettiği, hileli hareketlerle ücretsiz sunulan bir sağlık hizmeti olmasına rağmen müştekiden 7 bin lira alınmasına neden olarak, üzerine atılı kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık eylemini gerçekleştirdiği anlaşılmıştır. İddianamede, yaşanan olayın başından itibaren müştekiyle bu konularda sanıktan başka kimsenin muhatap olmadığı, müştekinin iradesini fesada uğratanın sanık olduğu ifade edildi. 10 YILA KADAR HAPİS TALEP EDİLDİ İddianamede, bu hususta başkaca bir şahsın suça dahiliyetinin bulunmadığı belirtilerek, dolandırıcılık suçunda menfaatin illa fail tarafından elde edilmesine gerek olmadığı, başkasının yararına da bu eylemin gerçekleştirilebileceği değerlendirmesine yer verildi. Soruşturma aşamasında sanık H.Y. tarafından, müştekinin zararının karşılandığına dair ödeme makbuzunun dosyaya ibraz edildiği belirtilen iddianamede, bu nedenle sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin de uygulanması gerektiğinin anlaşıldığı aktarıldı. İddianamede, sanık H.Y nin kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması, ayrıca Türk Ceza Kanunu nun etkin pişmanlık başlıklı 168. maddesi uyarınca cezasında indirime gidilmesi talep edildi. Hazırlanan iddianame, değerlendirilmek üzere gönderildiği Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Sanık H.Y nin yargılanmasına ilerleyen günlerde başlanacak.
Source: Habertürk
Aile hekimlerine yeni yetkiler: Artık “kronik” hastalara ilaç yazabilecekler
Sağlık Bakanlığı tarafından aile hekimlerinin kronik hastalara ilaç yazabileceğine dair yapılan düzenleme duyuruldu.Kronik rahatsızlığı olan ve düzenli ilaç kullanan hastaların artık hastanelere gitmeye gerek kalmadan aile hekimlerinde de reçetelendirebileceğini söyleyen Balçova 3 Nolu Korutürk Aile Sağlığı Merkezi Aile Hekimi Dr. Bil Şenoğlu Korut, Kronik hastalarımız ilaçlarını yazdırmakta büyük sıkıntı çekiyorlardı. Çünkü uzman hekime erişimde bazen zorluk yaşayabiliyorlardı. Bu nedenle hastaların aile hekimlerinden ilaçlarını yazabilmeleri olumlu bir durum oldu. İlaç erişiminin önündeki engel de kalkmış oldu. Aynı zamanda yalnızca sürekli kullandığı ilacı yazdırmak için uzman hekime gidilmesi, hekimin de meşgul olmasına neden oluyor ve başka hastaların hizmet almasının önüne geçiyordu. Bu kararın ardından tüm bu sıkıntılar ortadan kalkmış olacak ifadelerini kullandı.HASTANIN İLACA ERİŞİMİNDEKİ ENGEL KALKACAKAile hekimleri olarak kronik hastaların ilaçlarını reçetelendirmede uzman hekimlerle koordineli olarak ilerleyebileceklerini söyleyen Dr. Korut, Kronik hastaların ilaçlarının reçetelenmesi döneminde ve tedavinin planlanmasında iş birliği yapılacaktır. Böylelikle hem uzman hekimler açısından hem hasta açısından işlerin daha kolay olacağını düşünüyorum. Özellikle kan sulandırıcı gibi ilaçları kullanan kronik hastaların kullanıma bir gün dahi ara verilmesi önerilmez. Ancak hasta randevu sıkıntısı gibi nedenlerden ilaca ulaşamadığında ara vermek durumunda kalıyor. Bu durum hasta için riskleri de artırıyordu. Bu yönetmelik ile artık aile hekimlerinden ilaçlarını yazdırabilmeleri tüm saymış olduğumuz sorunların ortadan kalkmasını sağlayacaktır. Dolasıyla Sağlık Bakanlığının bu durumu gözlemleyip, tespit edip önlem aldığını görüyoruz ve olumlu sonuçlanacağını düşünüyorum diye konuştu.ELDE KALAN İLAÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN ÇALIŞMA YAPILMALIİlaçların çok kıymetli ve stratejik bir ürün olduğunu belirten Dr. Korut, Zaman zaman hastaların ilaç değişikliğine gidildiğinde ya da kullanmayı bıraktığında elinde çok fazla ilaç kalıyor ve bize ulaştırabiliyor. Elimizde kalan bu ilaçların değerlendirmesiyle ilgili bir çalışma olması gerektiğini düşünüyorum. İhtiyaç sahibi hastalarla bu ilaçları buluşturmak adına bir şeyler yapılabileceğini düşünüyorum ifadelerini kullandı.
Source: