“Tıbbi Gelişmeler – Şaşırtıcı Vaka, Beslenme Mucizeleri ve Sağlık Eşitsizlikleri”

Tıp dünyasını şaşırtan vaka! Depresyona giren hasta, 56 gün boyunca kesintisiz uyudu

Samsun”da 26 yaşındaki bir kadın depresyona girmesinin ardından bilinci kapanan hasta EKT (Elektrokonvülsif terapi) tedavisi ile uyandırdılar.

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü İç Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Özgür Kılıç, depresyon tanısı ile 56 gündür bilinci kapalı olan hastayı EKT (Elektrokonvülsif terapi) tedavisi ile uyandırdıklarını belirterek, “Bu vaka, depresyonun yalnızca bir üzüntü hali olmadığını, kimi zaman insanı tamamen susturup hayattan alıkoyabilecek kadar derin bir etki yaratabileceğini göstermiştir” dedi.

DEPRESYONA GİRDİ, BİLİNCİ KAPANDI

Kentte ismi açıklanmayan 26 yaşında bir kadın hasta, depresyon tanısı ile yakınları tarafından OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’ne getirildi. Bilinci kapalı olan ve durumu ağırlaşan hasta için doktorlar seferber oldu.

Hastanın 56’ncı günde EKT tedavisi ile uyandığını söyleyen OMÜ Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü İç Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Özgür Kılıç, “Bize sevk edildiğinde yoğun bakımda izlemeye başladık. Hasta gözlerini açmıyor, ağrılı uyaranlara dahi yanıt vermiyor, adeta kaskatı kesilmiş şekilde yatıyordu. Tüm nörolojik, metabolik, enfeksiyöz, toksik ve endokrin tetkikler normaldi. Sayısız olasılığı dışladık ama hala bir neden bulamamıştık. Organik bir bozukluk görünmüyordu. Buna rağmen hasta adeta donmuş gibiydi. Bu noktada, durumun psikiyatrik kökenli olabileceğini düşündük. Durumu psikiyatri, nöroloji ve yoğun bakım uzmanlarının yer aldığı bir konseyde değerlendirdik. Tüm bulguları birlikte gözden geçirdik ve bunun katatoni olabileceğine karar verdik” diye konuştu.

KONSEY TOPLANDI: KATATONİ TANISI KOYULDU

Hastanın uyandırılma sürecini anlatan Dr. Öğretim Üyesi Kılıç, “Bilinci kapalı şekilde getirilmişti. O ana kadar bilinen başka bir hastalığı yoktu. Ancak bu kez tablo çok daha ağırdı. Sayısız tetkik yapılmış ama neden uyanmadığı, gözlerini açmadığı, konuşmadığı bir türlü anlaşılamamış. Biz de hastanın hiçbir müdahaleye tepki vermemesinin ardından konsey ile toplanıp katatoni tanısı koyduk” değerlendirmesi yaptı.

Kılıç şu ifadeleri kullandı:

-Katatoni, bazı ağır psikiyatrik hastalıklarda görülebilen, kişinin konuşmadığı, hareket etmediği ve çevresiyle tüm bağını kopardığı bir tablodur. Özellikle ağır depresyonlarda bu durum ortaya çıkabilir. Dışarıdan bakıldığında bilinci kapalı gibi görünür ama aslında içeride bir tür donma hali yaşanır. Literatürde bu kadar uzun süren katatoni vakaları bildirilmiştir. Ancak bu kadar ağır ve tedavinin geciktiği olgular oldukça nadirdir.

EKT TEDAVİSİYLE UYANDI

-Biz de bu tabloya zamanında müdahale ettik. EKT tedavisine başladık. 56’ncı günün sabahında, 5’inci seansın ardından hasta gözlerini açtı. Bize baktı, yemek yedi. O anı tarif etmek gerçekten zor. Bu vaka, depresyonun yalnızca bir üzüntü hali olmadığını, kimi zaman insanı tamamen susturup hayattan alıkoyabilecek kadar derin bir etki yaratabileceğini göstermiştir. Bu yalnızca tıbbi değil, aynı zamanda insani bir umut hikayesiydi. Bilimin, ekip çalışmasının ve sabrın zaferiydi.

Source:


Bahar son bölüm izle

Yönetmenliğini Neslihan Yeşilyurt un üstlendiği Show TV nin ilgiyle izlenen dizisi Bahar: Kalbini Dinlemeye Var Mısın?, dün akşam yeni bölümüyle izleyici karşısına çıktı. Senaryosunu Deniz Akçay ın kaleme aldığı dizinin 45. bölümünde, bir yanda Evren ve Naz giderek daha da yakınlaşırken yaşanan hiç beklemedik bir gelişme Bahar ı altüst eder. Son bölümü kaçıranlar veya yeniden izlemek isteyenler Bahar 45. bölüm izle ekranı üzerinden takip edebilirler. İşte, Show TV ile Bahar son bölüm izle full HD, kesintisiz, tek parça seçenekleri…BAHAR IN 45. BÖLÜMÜNDE NELER OLDU? Evren in Naz ile birlikte olduğunu öğrenen Bahar derinden sarsılır.Özel hayatında darbe üstüne darbe yiyen Bahar için hastanede de sular durulmamaktadır.Peran ı ziyaret eden ünlü bir gazetecinin hayatı birden tehlikeye girince, tüm riskleri alıp müdahale etmek zorunda kalan kişi yine Bahar olur.Bahar, zor koşullar altında riskli bir karar alarak ölümle yaşam arasında gidip gelen hastasını hayata bağlamaya çalışırken, bu sıra dışı operasyon, tüm dikkatleri Peran ın üzerine çekecektir.Öte yandan Cem in dönüşü Umay ve Parla arasında eski defterleri yeniden açar.Bir yanda Evren ve Naz giderek daha da yakınlaşırken yaşanan hiç beklemedik bir gelişme Bahar ı altüst edecektir.BAHAR SON BÖLÜM İZLE 6 Mayıs Salı akşamı ekrana gelen Bahar dizisinin 45. Bölümünü Show TV üzerinden full HD, tek parça ve kesintisiz olarak izleyebilirsiniz. BAHAR 45. BÖLÜM İZLE EKRANI İÇİN TIKLAYINIZBAHAR TÜM BÖLÜMLERİ İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Source: Habertürk


Beyni güçlendiren mucize besinler belli oldu

Nörolojİ Uzmanı Doç. Dr. Süber Dikici, beyin sağlığı ve beyin sağlığında beslenmenin rolü hakkında açıklamalarda bulundu.

Beynin ön kısmının ‘prefrontal korteks’ olarak adlandırıldığını söyleyen Doç. Dr. Dikici, “Yaşlandıkça yıpranan ve fonksiyonlarını yitiren ilk alan prefrontal korteks alanıdır. Bu bölge düşünsel davranışlarımızın kontrol edilmesinde görev almaktadır. Yaşlılardaki en önemli bilişsel sorunlardan birinin düşünceleri takip etme ve rastgele düşüncelerin araya girmesinin önüne geçme becerisi olmasının nedeni, prefrontal korteksteki hasarlardır” diye konuştu.

‘YAŞLANDIKÇA ZİHİNSEL ZORUNLAR ARTABİLİR’

Yaşlandıkça bir takım zihinsel zorluklarla karşı karşıya kalacağımızı ve o güçlüklerin birden çok nedeni olacağının altını çizen Doç. Dr. Dikici, “Alzheimer hastalığında olduğu gibi amiloid plakların birikimi veya klasik demansta olduğu gibi damar sertliği nedeniyle kısmen tıkanmış ana damarlardan yeterince kan akışının olmaması beynimizi olumsuz etkileyecektir. Diğer taraftan nörokimyasal maddelerin üretimindeki azalma da beyin fonksiyonlarımızı etkileyecektir. Örneğin, dopamin düzeyleri her 10 yılda yüzde 10 civarında düşüyor. Serotonin ve beynin diğer nörotropik/besleyici doğal kimyasallarının düzeyleri de yaşımız ilerledikçe azalır” dedi.

‘YAŞLILIĞA BAĞLI ZİHİNSEL GERİLEMENİN SEBEPLERİ’

Yaşlılığa bağlı zihinsel gerilemenin önemli bir başka belirleyicisinin de sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan yalıtıcı miyelin kılıfıyla ilişkili olduğunu belirten Doç. Dr. Dikici, “Miyelin yalıtımının yaşlandıkça azalıp kaybolması ise yanlış nöronsal ateşlemelere ve elektriksel sinyal bozukluklarına yol açar. Neticede yaşlandıkça beyindeki düşüncelerin iletimi de yavaşlar. Sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıklar da bu sürecin hızlanmasına neden olur. Dolayısıyla, yaşlanan beyni bekleyen pek çok sorun vardır. Bu sorunların en yoğun yaşandığı bölgelerin başında da prefrontal korteks gelmektedir” diye konuştu.

‘BOL VE TEMİZ OKSİJEN SAĞLANMALI’

Beyin hastalıklarından korunmak için neler yapılması gerektiğinden bahseden Doç. Dr. Dikici, “Beyni yoran monotonluktur. Hayatımız ne kadar çeşitlendirilirse, beynimizin o kadar rahatlatılması sağlanabilir. Rutin davranışlardan vazgeçilmeli, bol ve temiz oksijen sağlanmalıdır. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yüzde 2’sini oluşturduğu halde, vücuda gelen oksijenin yüzde 25’ini tüketir. Oksijensiz kaldığımızda ölümü gerçekleşen ilk organımız beyindir” dedi.

‘BALIK EN TEMEL BESİN KAYNAĞIDIR’

Beyin sağlığında beslenmenin önemli bir rolü olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Dikici, “Balığın beyin dostu bir gıda olduğu kesinlikle doğrudur. Zira balık yağı vücudun miyelin üretmekte kullandığı Omega-3 yağ asitlerini (özellikle dokoza hegzanoik asidi) temin eden temel bir besin kaynağıdır. Somon, alabalık, palamut, sardalya başta olmak üzere yağlı balıklar tercih edilmelidir. Yaban mersini, anti-inflamatuar ve antioksidan içeriği sayesinde beyin sağlığına çeşitli etkilerde bulunur. Bunun yanında flavonoidler sayesinde de beyin hücrelerini koruyarak öğrenme kapasitesini artmasını sağlar” açıklamasında bulundu.

‘BİTTER ÇİKOLATA STRESE İYİ GELEBİLİR’

Bitter çikolatanın da beyin sağlığının desteklediğine değinen Doç. Dr. Dikici, “Bitter çikolata içeriğinde bulunan flavonoidler, kafein ve teobromin gibi bileşenler sayesinde beyin sağlığını destekler. İçerisindeki antioksidanlar ise beyin hücrelerini serbest radikallerin yol açtığı oksidatif strese karşı korunmasında etkili olur. Kafein ise enerji ve uyanıklık seviyesini artırarak kısa süreli zihinsel performansı yükseltir” dedi.

‘BEYNİN FONKSİYONEL GELİŞİMİ AÇISINDAN CEVİZ YENEBİLİR’

Cevizin içerisindeki Omega-3 yağ asitlerinin beynin fonksiyonel gelişimi açısından önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Dikici, “Beyin hücrelerinin yapısının korunması sağlanırken sinir iletimi de desteklenmiş olur. Beyne bir diğer faydası ise hücreleri oksidatif strese karşı koruyarak yaşlanma sürecinde bilişsel gerilemeyi yavaşlatmasıdır. Aynı zamanda Alzheimer gibi hastalıklara karşı koruyucu bir etki sağlar. İçerisinde yer alan bakır ve magnezyum, sinir sistemi sağlığını da destekleyerek korur” ifadelerini kullandı.

‘YEŞİL YAPRAKLI SEBZELER TÜKETİLEBİLİR’

Yeşil yapraklı sebzelerin (özellikle ıspanak, pazı ve lahana gibi) folik asit miktarı (B9 vitamini) zengin olduğundan beyin fonksiyonlarını desteklediğini kaydeden Doç. Dr. Dikici, “K vitamin içeren yeşil yapraklı sebzeler, sinir hücrelerinin arasındaki iletişimi sağlayarak beyin hücrelerini korur. Demir ve magnezyum ise zihinsel açıdan uyanıklığı ve konsantrasyonu geliştirir. Yeşil yapraklı sebzeler, düzenli tüketildiğinde beyin sağlığını koruyarak hücreleri onarımında etkili olur” dedi.

‘UNUTKANLIĞA KARŞI KABAK ÇEKİRDEĞİ TERCİH EDİLEBİLİR’

Magnezyum açısından zengin olan kabak çekirdeğinin, sinir hücrelerinin iletiminde önemli bir role sahip olduğunu dile getiren Doç. Dr. Dikici, şu bilgileri paylaştı:

“Böylelikle stres ve anksiyete azalarak zihinsel sağlığın gelişimi sağlanır. Çinko ve demir barındıran bir besin olduğundan bilişsel gerileme ve hafıza sorunlarına karşı tüketilebilir. Kolin bakımından zengin olan yumurta, nörotransmitterin üretiminde kullanılarak kişinin hafıza ve öğrenme becerilerinin gelişmesine katkıda bulunur. B6, B12 ve folik asit gibi B vitaminleri yumurtanın içerisinde yer alarak yaşlanmaya bağlı görülen bilişsel gerilemeyi önler.

Limon, portakal ve greyfurt gibi turunçgiller, içeriğindeki vitaminle ve antioksidan sayesinde beyin sağlığını destekler. C vitamini açısından zengin olan bu besinler beyni serbest radikallere karşı koruyarak hücrelerin zarar görmesini engeller. Beynin zihinsel açıdan gerilemesini önleyen bir etkiye sahip olan yeşil çay, polifenoller ve antioksidanlar açısından da zengin olarak bilinir.”

‘RİSK FAKTÖRLERİ KONTROL ALTINA ALINMALI’

Son olarak beyin sağlığını korumak için yeterince fiziksel aktivite, sağlıklı uyku, temiz hava ve sağlıklı beslenmenin son derece önemli olduğunun altını çizen Doç. Dr. Dikici, “Kan basıncı, kan şekeri, lipidler ve kilo yüksekliği, stres ile görme ve işitme yetersizliği gibi risk faktörlerinin tespit ve kontrol altına alınmasına çalışılmalıdır” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.

Source:


Prof. Ercan hayati müdahaleyi anlattı: “Olmasaydı bugün aranızda değildim”

Jeofizik yüksek mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan Bosna Hersek”te sırt ağrısı nedeni ile kaldırıldığı hastanede beyin kanaması ve inme tehlikesi geçirdiğini duyurdu. Ercan sağlık durumuna ilişkin son bilgileri kamuoyuna açıkladı.

Ercan, “2,3-3 saat 22/13 yüksek tansiyonla boğuşurken, yüksek basıncın başıma doğru yürüyüp yüzümü karartması, sonra alınüstü başımdan bir delik açıp kan akmaya başlaması, beyin kanamamı, ayrıca inmeyi engelledi. Olmasaydı bugün aranızda değildim. Dayanışmanız, iyi dilekleriniz için çok sağolun. Sizleri çok seviyorum. Önce sağlık olsun.” ifadesini kullandı.

Source: Deniz Işık Balkan


Kanseri yenen Şimal”den üzen haber

Üç yıl önce meme kanserine yakalanan Şimal, kemoterapi ve radyoterapi gördükten sonra ameliyat oldu. Kanseri yenen şarkıcı, “Patoloji sonucumuz geldi, tertemiz” açıklamasını yaptı.

Geçen yıl ocak ayında da rutin kontrollerini yaptırmak için hastaneye giden şarkıcının bu kez beyninde tümör tespit edildi. Şimal yaptığı açıklamada “Maalesef bu sefer beyinde tümör gördüler. Diyecek hiçbir şeyim yok, dualarınızı beklemekten başka… Acil ameliyat dediler, çok üzgünüm” dedi.

Hastaneye yatan ve geçirdiği 8 saatlik operasyondan sonra iyileştiğinin müjdesini veren Şimal”den geçen yıl eylül ayında ise kötü haber geldi.

“YIKILMIŞ DURUMDAYIZ”

Instagram hesabından sağlık durumunu takipçileriyle paylaşan Şimal “Dostlarım çok kararsızdım bu haberi paylaşma konusunda fakat mesaj kutusu doldu taştı. Hepiniz sesim çıkmayınca merak ettiniz haklı olarak. Bana da hak verin tüm aile olarak yıkılmış durumdayız. Tam toparlandık derken bir daha… Özetle ve maalesef ki yine yakaladı bu hastalık beni. Bu sefer de beyin zarıma metastaz yaptı. Bizi mutlu eden şey ise, erken teşhis etmiş olmamız. Pazartesi günü işin tedavileri başlayacak. Onkoloğum ilaçları güçlendirecek. İnşallah yine aranıza döneceğim. Her zamanki gibi sizden dua bekliyor olacağım. Arayan soran, mesajlarıyla bana güç veren herkese şimdiden çok teşekkür ederim. Sağlığınıza dikkat edin!” ifadelerini kullandı.

Tedavi gören ve geçen aralık ayında hastalığı yendiğini duyuran Şimal”den yine üzen haber geldi. Şimal”in hastaneye kaldırıldığı, yoğun bakımda tedavi gördüğü ve dün normal odaya alındığı öğrenildi.

Şimal”in eşi Necati Arıcı, “2. Sayfa”ya yaptığı açıklamada “Şimal ciddi bir nöbet geçirdi, sebebi şu an araştırılıyor” dedi.

Source: Haber Merkezi


ASELSAN tarafından yerli olarak üretildi: 7 OED devreye alındı

Ani kalp durmalarında hastaya elektroşokla müdahale edilerek hayata döndürülmesini sağlayan cihazlar, sınır kapısının farklı noktalarına yerleştirildi.ASELSAN Heartline OED cihazlarının yetkili distribütörü Helvacıoğlu Medikal Yöneticisi Atacan Helvacıoğlu, AA muhabirine, yılda 3 milyondan fazla yolcunun geçiş yaptığı İpsala Sınır Kapısı”nda önemli bir sağlık adımı atıldığını söyledi.Helvacıoğlu, “İpsala UMAT Gümrük ve Turizm İşletmeleri AŞ tarafından sınır kapısına 7 yerli üretim ASELSAN Heartline OED cihazı yerleştirildi. Bu cihazlar, ani kalp durmalarında saniyeler içinde müdahale imkanı sunarak hayat kurtarma potansiyeline sahiptir.” dedi.”İPSALA ÇOK DAHA GÜVENLİ GEÇİŞ NOKTASI HALİNE GELDİ”Cihazların kullanımıyla ilgili personele eğitim verildiğini anlatan Helvacıoğlu, “Bu sayede İpsala Sınır Kapısı yolcular için çok daha güvenli bir geçiş noktası haline geldi.” diye konuştu.Helvacıoğlu, bu cihazların alışveriş merkezleri, kent meydanları, spor salonları, oteller, fabrikalar ve büyük işletmelerde de yaygın şekilde bulunması gerektiğini vurguladı.

Source: Www.star.com.tr


Bitter çikolata diyabet riskini azaltıyor!

“The British Medical Journal””da yayımlanan bir araştırmaya göre; düzenli olarak tüketilen bitter çikolatanın tip 2 diyabet riskini önemli ölçüde azalttığını ortaya koydu. Haftada 5 veya daha fazla porsiyon bitter çikolata tüketiminin, diyabet riskini %21 oranında düşürdüğü tespit edildi.Araştırma 35 Yıl Sürdü, 192 Bin Kişi KatıldıÇin ve ABD”den araştırmacıların hazırladığı “Çikolata Tüketimi ve Tip 2 Diyabet Riski” adlı çalışma, yaklaşık 192 bin 28 kişi ile gerçekleştirildi. Çalışma kapsamında katılımcıların:Çikolata tüketim alışkanlıkları,Kilo durumu,Beslenme düzenleri,Fiziksel aktiviteleri gibi bilgiler detaylı olarak incelendi.Araştırma, 1986-2021 yılları arasında yürütüldü ve toplamda 35 yıllık veriye dayanıyor.Bitter Çikolata Diyabet Riskini AzaltıyorAraştırma sonucunda çikolata tüketen bireylerin, hiç çikolata tüketmeyenlere göre tip 2 diyabete yakalanma riskinin %10 daha düşük olduğu tespit edildi. Özellikle bitter çikolatanın faydası ise dikkat çekici. Haftada 5 ya da daha fazla porsiyon bitter çikolata tüketenlerde bu risk %21 oranında azaldı.Bitter çikolatanın faydaları şu şekilde sıralandı:Antioksidan özelliği sayesinde kalp ve damar sağlığını koruyor.İçerdiği proteinler sayesinde ödemi azaltıyor.Tip 2 diyabet riskini düzenli tüketimle düşürüyor.Sütlü Çikolatanın Etkisi YokAraştırmada, sütlü çikolatanın tip 2 diyabet üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı vurgulandı. Hatta sütlü çikolata tüketiminin, uzun vadede kilo alımına neden olarak diyabet riskini artırabileceği belirtildi.Bitter Çikolatada Doz Arttıkça Risk AzalıyorAraştırma sonuçlarına göre, bitter çikolatanın dozunun artırılması da diyabet riskini kademeli olarak azaltıyor. Haftalık bitter çikolata tüketimi her doz artışında, tip 2 diyabet riski ek olarak %3 oranında azalıyor.Diyabet Sayıları Endişe VericiAraştırmada ayrıca dünya genelinde tip 2 diyabet oranlarına dikkat çekildi.2019 yılında dünya genelinde 463 milyon kişi tip 2 diyabet hastasıydı.Bu sayının 2045 yılında 700 milyona ulaşacağı öngörülüyor.Bu endişe verici tablo karşısında bitter çikolata gibi sağlıklı alternatiflerin faydalı olabileceği vurgulandı.

Source: Aslı Sumru Karaca


DSÖ: Sağlık eşitsizlikleri yaşam süresini kısaltıyor

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünya genelinde sağlık alanındaki eşitsizliklerin sosyal belirleyicilerine Raporda, kötü sağlık koşullarına sahip olmanın nedenleri arasında genellikle kaliteli konut, eğitim ve iş fırsatlarının eksikliği gibi sağlık sektörünün dışındaki faktörlerin olduğu belirtildi. Bu faktörler, hem yüksek hem de düşük gelirli ülkelerde sağlıklı yaşam beklentisinin dramatik bir şekilde azalmasından (bazen onlarca yıl) sorumlu olabiliyor. Örneğin, en düşük ortalama yaşam süresine sahip ülkedeki insanlar, ortalama olarak en uzun süre yaşama beklentisine sahip ülkede doğanlardan 33 yıl daha kısa yaşayacak ifadeleri kullanılan raporda, sağlık eşitliğinin sosyal belirleyicilerinin, insanların sağlık sonuçlarını genetik etkilerden veya sağlık hizmetlerine erişimden daha fazla etkileyebileceğine işaret edildi. Raporda, sağlık alanındaki eşitsizliklerin, sosyal dezavantaj seviyeleri ve ayrımcılık düzeyleriyle yakından bağlantılı olduğu vurgulanarak, Bu eşitsizlikler, ayrımcılık ve marjinalleşmeyle karşı karşıya kalan nüfuslarda daha da kötüleşir değerlendirmesinde bulunuldu. Ülkeler arasındaki sağlık eşitsizliklerinin sıklıkla arttığını gösteren yeterli kanıtlar bulunduğuna işaret edilen raporda, daha yoksul ülkelerde doğan çocukların 5 yaşından önce ölme olasılığının daha zengin ülkelere göre 13 kat daha fazla olduğu belirtildi. Gelir eşitsizliği, yapısal ayrımcılık, çatışma ve iklim değişikliğini içeren önlemlerin köklü sağlık eşitsizliklerinin üstesinden gelmek için anahtar olduğu vurgulanan raporda, İklim değişikliğinin önümüzdeki 5 yıl içinde 68 ila 135 milyon kişiyi daha aşırı yoksulluğa iteceği tahmin ediliyor ifadelerini kullanıldı. Dünya genelinde 3,8 milyar kişinin, sağlık sonuçları üzerinde doğrudan ve kalıcı etkisi olan yeterli sosyal koruma kapsamından yoksun olduğuna dikkati çekilen raporda, ulusal ve yerel hükümetlerin yanı sıra sağlık alanında çalışmalar yürütenlere ve sivil toplum kuruluşu liderlerine, ekonomik eşitsizliği ele alma, sosyal altyapıya ve küresel kamu hizmetlerine yatırım yapma çağrısı yapıldı. NEREDE OLDUĞUMUZ, SAĞLIĞIMIZI VE REFAHIMIZI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ETKİLİYOR Raporda görüşlerine yer verilen DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, dünyanın eşit bir yer olmadığını belirterek, Nerede doğduğumuz, büyüdüğümüz, yaşadığımız, çalıştığımız ve yaşlandığımız, sağlığımızı ve refahımızı önemli ölçüde etkiliyor. Ancak daha iyiye doğru bir değişim mümkün değerlendirmesinde bulundu. Ghebreyesus, Rapor, birbirine bağlı sosyal belirleyicileri ele almanın önemini gösteriyor. Rapor, ülkelerin herkesin sağlık sonuçlarını iyileştirmesine yardımcı olmak için bulguya dayalı strateji ve politika önerileri de sunuyor ifadelerini kullandı.

Source: Habertürk


10 katlı binada çıkan yangında yazar Süha Oğuzertem hayatını kaybetti

Yangın, geçtiğimiz gün saat 20.00 sıralarında Kadıköy Zühtüpaşa Mahallesi Aktepe Sokak”ta bulunan 10 katlı bir apartmanın birinci katında meydana geldi. Dumanların yükseldiğini gören vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Alevler, itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürüldü.Yangında, evde yalnız yaşadığı öğrenilen 65 yaşındaki yazar Süha Oğuzertem dumandan etkilenmesi sonucu ağır yaralandı. Olay yerinden yapılan ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırılan Oğuzertem, yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.Yangının çıkış nedenine ilişkin soruşturma başlatıldı.

Source: Gazetevatan.com