Biz seni anladık Nihat abi
Dünya delilerin cehennemidir. Bilanço okumayı öğrenenler, ihaleleri takip edenler, annesinin uygun bulduğu kızla evlenenler akıllıdır. Düzenin, ahlakın, inancın kurallarının ötesine geçenler delilikle sınanır. İşte bu yüzden bilinmeyen kıtaları keşfetmeye çıkana, atomu parçalamaya yeltenene ya da dev düşmanlarla mücadele etmeye karar verene D eli misin derler. 1956 yılının Nisan ayında Trabzon”da doğdu. Doğduğu gün bilinmiyor. Babası Maçkalı Şoför Sabri , Volkan Konak “ın köylüsü. Annesi Erzurumlu Saliha Hanım. Çocukluğu Trabzon Gülbahar mahallesinde geçti. Dördü aynı anne-babadan, toplam 13 kardeşlerdi. Birlikte büyüdüler. Kara kuru bir çocuk olduğu için lakabı Gara idi. Trabzon Ticaret Lisesi”nde Daktilo bölümünde okudu. İlk yazılarını daktiloyla yazdı. On parmak değil yirmi parmak, ayaklarıyla da daktilo kullanabiliyordu. 17-18 yaşına kadar en büyük tutkusu futboldu. Sonra siyaset… Ülkücü harekete katıldı. Alparslan Türkeş, daktilo yeteneği nedeniyle onu ülkücü yayınlara yönlendirdi. Yayıncılığı da orada öğrendi. Siyasi nedenlerle yarım bıraktığı okulun ardından Hacettepe”de Sağlık İdaresi bölümüne girdi ve bitirdi. Üniversite yıllarında Ulucanlar Cezaevi karşısında bir evde yaşadı. Evin sorunu, gerçek bir kapısının olmamasıydı. Kapanmıyor, kilitlenmiyordu. Haliyle, gelen kişi çalmadan girebiliyordu. “Cezaevinden kaçan eve girerdi” diye anlatırdı o günleri. Dört kardeşinden üçü Fransa”ya yerleşti. Ona da “gel” dediler. Ama vatanımdan ayrılamam diye hep reddetti. Abisi yoksulluk çekmesin diye ona döviz yollardı. O parayı aldığı gibi kilolarca muz alır, her gün gittiği kahvedekilere dağıtırdı. 12 Eylül sonrasında ülkücü hareketten ayrıldı. Düzenle kavga eden ulusalcı bir çizgi izledi. Antiemperyalist fikirleri öne çıktı. Ayağı hep yurduna bastı, fikirleri toprağından beslendi. ‘YAZARLIK BU KADAR ŞEBEKLEŞMEMELİ’ Dokuz yıl memurluk yaptı. Önce Sağlık bölümü mezunu olması nedeniyle bir hastane yönetti. Ardından yazarlık yeteneği onu Kültür Bakanlığı”na taşıdı. Memurluk ona dar geldi. Gazeteciliğe başladı. Milliyet gazetesinde spor sayfaları yaptı. Fanatik Trabzonsporluydu. Kulübün onur üyesiydi. Sayfalarda, sevdiği Trabzonsporlu oyuncuların, maç sonrası 3 olan puanını 5 yaptığını gülerek anlatırdı. Çeşitli dergilerde yazıları yayınlandı. Ofli Hoca kitabının ardından Leman”da yazmaya başladı. Ben dahil bütün Türkiye onu Leman’la tanıdı. Sert, uzun, edebi yazılarıyla, doksanlı-ikibinli yıllarda, gençlerin idolü oldu. Leman yazarlığı uzun yıllar sürdü. 2005 yılında kısa bir süre Akşam”da köşeyazarı oldu. Aynı anda Leman”da da yazıyordu. Engin Ardıç “la kavgası Akşam günlerini bitirdi. Merak edenler için anlatayım…. İstanbul”un plajları açılınca, şehrin elitleri, “donla girenler oluyor” diye tepki gösteriyordu. Leman ise “denize donla da girilir” fikrindeydi. Bunun için Caddebostan”a “donla denize girme eylemi” koydu. Engin Ardıç, “Ey Türk Lümpeni Titre ve Donunu Giy” başlıklı bir yazıyla Leman”a hakaret etti. Bir sürü hakaret değil ama yazıdaki Apoculuk suçlaması Nihat Abi”nin kanına dokundu. Tek bir yazıyla gazeteden istifa etti: “Ama şimdi o cesur, o lafını esirgemez Nihat Genç ’in söyleyecek lafı yok. Bu kadar alçakça iftira karşısında elim ayağım titriyor. İnsanlık bu kadar kötü olmamalı. Yazarlık bu kadar şebekleşmemeli. Ben onurlu bir çocuk olmak için yazar oldum. Nasıl olmuşum, olmamışım mı, ne demişim, kitaplarımdadır.” Yalnız Akşam değil… Aynı yıl kitaplarını çıkaran İletişim Yayınları ile de yolları ayrıldı. Boğaziçi Üniversitesi”nde yapılan Ermeni Konferansı”nı Akşam gazetesinde ‘Kazmalar ve Maşalar’ başlıklı yazısıyla eleştirdi: “Biz, 1. dünya savaşı bitti diyoruz, bitmedi diyorsanız, bir daha gelin, öyle uyduruktan demokrasi, özgürlük, aydınım, lafları yemiyor artık.” İletişim Yayınları, bu yazının ardından 12 yıl kitaplarını bastığı Nihat Genç”in kitaplarını artık yayınlamayacağını söyledi. TİYATROCU NİHAT GENÇ Devir kumpas davalarının olduğu devirdi. Liberallerle, FETÖ”cülerle, iktidar yandaşlarıyla tabii bu arada muhalefetteki kimi isimlerle de sert yazılarla kavga etti. Hikayeleştirici üslubu, duygusal konuşmaları, coşkulu anlatımları onu televizyonlara taşıdı. SkyTv, AvrasyaTv, HalkTv, Ulusal Kanal programlarıyla ulusalcı kitlelerin sevgilisi oldu. Birlikte mücadele ettiğimiz dönemdi. Nihat Abi, o günlerden Sakarya Savaşı’ndan bahseder gibi bahsederdi. Kendisinin de tam sayısını bilemediği 40 civarında kitap yazdı. Tanıyanlar bile bilmez, iki tiyatro oyunu var: Çiçekleri Sarıkız”a Yedirdim ve Gavara. Gavara, Mahir Günşıray tarafından sahneye konmuştu. Trabzon”da ‘boş muhabbet” ya da “osuruk” anlamına gelen Gavara”da, Nihat Genç hikayeciliğini konuşturmuş, Anadolu”nun erkeklik hallerini sünnetten askerliğe kadar anlatmıştı. Günşıray”ın Hakkari”deki gösteriminde oyun dekorunun farklı yerlerinde bulunan sarı-kırmızı-yeşil renkler polisin tuhaf şüphesine neden olmuş, oyun dekoru gözaltına alınmış, oyun yasaklanmıştı. Nihat Genç o gün televizyona bağlanıp ağzına geleni söylemiş, aslında televizyonculuk öyküsü öyle başlamıştı. NİHAT ABİ’NİN KAHVELERİ Ben de Nihat Abi ile şahsen bu yıllarda tanıştım, editörü oldum. Günlerce kapanıp bir yazıya çalışır ve sabah çok erken saatte yollardı. Genelde sarı dolmuşta yakalanırdım. Bazen yazıları 20-30 sayfaya ulaşırdı. ‘Seri halinde bölerek yayınlayalım’ derdim, ‘hayır’ derdi. ‘Yazı uzun, ara başlık koyalım’ derdim, ‘hayır’ derdi. Yazım hatalarının bile düzeltilmesini istemezdi. Yazısı yayına girmeden evden çıkamaz, ‘10 dakikada girer mi’ diye sorardı. Bu nedenle çoğu zaman sarı dolmuş koltuğunda bilgisayarı açıp Nihat Abi’nin yazılarını yayına hazırlardım. Yazıda bir sorun olursa diye verdiği sabit bir telefon vardı. Aradığımda bir Ankara kahvesi çıkar, kahveci “Nihat Abi telefon” diye çağırırdı. O yıllarda Nihat Abi”nin gidildiğinde bulunduğu Ankara kahveleri olduğunu öğrendim. Kahveler, siyasi konuşmaların, halka dokunmanın, muhabbetin mekanlarıydı. Eşiyle de bir kahvede, Sakarya Çay Ocağı”nda tanışmıştı. NİHAT ABİ’NİN YARATICI KÜFÜRLERİ Yıllarca yazdı, anlattı, kitap çıkardı. Para bilmezdi. Borçlarını hiç alamazdı. O yüzden yayıncılar, televizyoncular ona hep borçlu kaldı. Tek varlığı oturduğu eviydi. Güzel küfür ederdi demiyorum. Güzel sövgü üretirdi. “Memleket Singapur kerhanesine döndü” lafını ondan öğrendim. Ünlü liberal yazarla polemik yaparken “gergedan götü suratlı adam” demişti. Google”a “gergedan götü” yazıp sövdüğü adamın suratıyla karşılaştırıp benzerliğe bakmıştık. İktidar yandaşı yazara “Kore lideri traşlı herif” demiş, cuk diye oturtmuştu. Sövgü onun edebiyatının üretken bir parçasıydı. “Ettiğim küfrü bir daha etmem” diyecek kadar kendine güvenirdi. Yazılarından kaldırılmasını, noktalanmasını istemezdi. Gerekirse yargılanmayı kabul ederdi. Hakimlere, küfrün dilin zenginliği olduğunu anlatmaya çalışırdık. Duyguları aklının çok önünde giderdi. Bazen öfkeyle başladığı cümleyi hüzünlü gözyaşıyla tamamlardı. Bazen çok övdüğü kişiyi, birkaç gün sonra yerin dibine batırırdı. Bu yüzden çok hayalkırıklığı yaşadı. Çok ihanete uğradı. Çok kavga etti, hatta kendisiyle bile… Elbette çok da insan kırdı, yaraladı. Bazı insanların ise onda sonsuz kredisi vardı. SAÇAKLI AĞACIN HAYALİ Ankara’ya çok bağlıydı. Binalarının, sokaklarının, esnaflarının hikayelerini bilirdi. Kuğulu Park’ta ağaçları tanır, tek tek anlatırdı. Bir gün yürürken bir ağacın karşısında durduk. Dalları yere sarkan ağacı gösterdi. O ağaçla ilgili bir film sahnesi gibi kurduğu hayali anlattı. Biliyorum, o hayal hiç gerçekleşmedi. Nihat Abi, son yıllarında etrafında bulunan ve sadece iktidarın hedefindeki kişilere saldıran kimi adamlar yüzünden haksızlığa uğradı. Onlarla özdeşleştirilip yaftalandı. Oysa hiç de öyle değil… Bir masa düşünün: İktidar bir muhalefet öbür tarafında, kamu müteahhitleri bir belediye reklamcıları öbür tarafında, yandaş medya bir genel merkez medyası öbür tarafta… Nihat Abi neredeydi derseniz, o masanın kendisiyle kavgalıydı. Masayı devirmek, ayaklarını kırmak istiyordu, olmadı. Bunun için geçen yıl aynı duygusallıkla Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi adında bir parti bile kurdu. Geçenlerde, biz televizyonu bıraktıktan sonra konuşmuştuk. Duyunca nasıl umutlandığını, hasta yatağından kalktığını anlattı. Yaptığımız ona göre tam Nihat Gençlik hareketti. Son olarak 28 Mayıs’ta konuştuk. Artık sesi çıkmıyordu. Yine de kalkıp mücadeleye devam edeceğine inanıyordu. Sonrasını… Biliyorsunuz… Kanser, ailesinin genetik hastalığıydı. Annesi 52 yaşında kanserden ölmüştü. Yazdıkça içine çektiği sigara, genetik hastalığını besledi. Gara bedenini eritti. Geriye öfkesiyle bir aslan yelesi gibi savrulan saçları kaldı. Yaşamın huzursuzluğunun kaynağı anlaşılamamaktır. Koca insanlık, tersine akan aklı taşıyan küçücük bir bedeni koyacak yer bulamaz. ‘Deli misin’ derler, oysa deli inadı ve öfkesi kuleleri yıkar, dağları devirir. Nihat Abi… Elindeki çikolatalarınla seslendiğin gibiyiz: Pehlivannn, Terkoğluuu, Şahinnn, Fethiii, Canerrr, Samiii, Merttt, Hakannn, Erdemmm, Furkannn… Aklın kalmasın: Biz seni anladık! Biz… Seni… Anladık…
Source: Barış Terkoğlu
3-5 dakika akıma kapıldı
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in elektrik çarpmasıyla ağır yaralandığı kazaya dair soruşturmada Hürriyet’in ulaştığı detaylara göre henüz şüpheli bir bulguya rastlanmadı.Kaza nedeninin belirlenmesi için Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı Elektrik Mühendisleri Odası’ndan bilirkişi heyeti tayin etti. Bu heyet olay yerinde ve kaçak akımın çıktığı mekanizmada gerekli incelemeleri yaptı. Bilirkişi Heyeti’nin ilk tespitlerine göre makine dairesinde ‘67 Watt’ büyüklüğünde bir kaçak akım süreci vardı. Ayrıca havuzun mekanizmalarının bulunduğu makine dairesi havuza çok yakın bir yere yapıldığı için su sızıyordu.KOROZYON OLMUŞSızan sular da ortamda nemi artıyor ve elektrik mekanizmasında korozyona sebep oluyordu. Daha önce de birkaç kez arıza çıkmıştı. Bu nedenle makine dairesinin havuza çok yakın yapılması ilk ciddi hata bulgusu olarak ele alınıyor. Öyle ki hem kurtarmaya gelen 112 ekibi hem de sonrasında bilirkişi heyeti çalışmalarını yaparken kaçak riski halen devam ediyordu.Soruşturmayı yürüten Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı ve Manisa Emniyet Müdürlüğü şu an için ‘sabotaj’ ya da benzer bir kasıta dair bulguya ulaşmadı. Ancak her türlü ihtimal göz önünde bulundurularak titiz bir soruşturma yürütülüyor. İlk aşamada kazaya hangi ihmallerin yol açtığı ve bu ihmallerin sorumlusu veya sorumluları tespit edilecek. Bu tespit de bilirkişi raporu üzerinden yapılacak. Gözden Kaçmasın Kazaya diplomasi zırhı Haberi görüntüle ‘BİR İNİP BAKAYIM’Elektrik kaçağı ‘makine dairesi’ denilen yerdeki, havuz suyunun pompalanmasını ve devir daimini sağlayan mekanizmanın elektrik panosunda meydana geldi. ‘Dalgalı voltaj’ denilen bir akım var panoda. Başkan Zeyrek’in 3-5 dakika boyunca bu akıma maruz kaldığı değerlendiriliyor. Dar küçük bir yerdeki bu panoda kazadan bir gün önce bir arıza çıktı. Bu arıza tekrar edince Başkan Ferdi Zeyrek, “Bir inip bakayım” diyerek kontrol etmek istedi. Eşi de itiraz ederek uyardı. Başkan Zeyrek de müdahale etmeyeceğini sadece kontrol edeceğini söyleyerek yalnız başına panonun olduğu yere indi.MERDİVENDEN DÜŞTÜBir süre sonra eşi ‘pat’ diye bir gürültü duydu. Hemen durumu anladı ve şalteri indirip, elektriği kesti. Başkan Zeyrek’i kendinden geçmiş bir halde yatarken buldu. Zeyrek merdivendeyken akıma kapılıp düşmüştü. İndiği yer dar küçük bir yerdi. Nemli ve ıslak olması daha da ağır bir durum oluşturdu. Dar bir yer olduğu için de ekipler Zeyrek’i oradan çıkarmakta epey zorlanırken bu 5-6 dakika sürdü. KIZI: İHMALDİ-FERDİ Zeyrek’in kızı Nehir Zeyrek, öncesini, olay anını ve detayları Instagram hesabından olayı şöyle anlattı: “Babam 5 Haziran tarihinde tesisattan sorumlu adamla yanımda konuştu. Babamın bir şeylerin yolunda gitmediğiyle alakalı şüpheleri vardı. Şahıs her şeyin yolunda olduğunu söyledi. Babam üstelemedi. 6 Haziran tarihinde babam motorun çalışmadığını söyledi ve sadece motoru çalıştırmak için akşam yanında telefonu bile olmadan (telefon ışığı kullanma gereği duymadığı için) kazan dairesine indiğinde babamı bacağından elektrik çarpıyor. Bacağından çarpması önemli çünkü eğer şahsın söylediği gibi babamın eliyle yaptığı bir şey olsa babamı bacağından elektrik çarpmazdı. Biz durumu fark ettiğimiz an babamın yanına gittik ve babamı hâlâ elektrik çarpıyordu yani kaçak akım rolesi (elektrik çarpması durumunda elektriği kesen cihaz) yoktu ya da çalışmıyordu. Ayrıca şalterin atmaması için voltajı bilerek arttırıldığı konuşuluyor. Bu sadece bir iddiadır ama eğer gerçekten böyle bir şey varsa bunun adı ihmal değil insanların canını hiçe saymaktır. Babam yoğun bakımda, uyuyor. Dualarınızı esirgemeyin, sorumlular cezalarını çeksin.” DOKTORLAR WHATSAPP GRUBU KURDU CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek için hastanede beklemeye devam ediyor. Yunusemre ilçesindeki evinde 6 Haziran akşamı elektrik akımına kapılan Zeyrek’in tedavisi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’nde devam ediyor. CHP Lideri Özel, dün öğle saatlerinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, ilçe belediye başkanları ve bazı milletvekilleri ile birlikte hastane önünde gazetecilere açıklama yaptı.Özgür Özel, “Başhekim, durumuyla ilgili düzenli bilgi veriyor. Bilkent Üniversitesi’nin değerli hocalarının içinde bulunduğu, Sayın Fahrettin Koca’nın koordine ettiği, mevcut Sağlık Bakanımızın da bilgi verdiği bir WhatsApp grubu üzerinden Türkiye’de yoğun bakım noktasında en deneyimli hocalarımız büyük bir dayanışma içinde tüm süreci yakından takip edip önerilerini bildiriyorlar. Hastanemiz uzun yıllardır deneyimli kadroya sahip. Teknik ekipman olarak İzmir’den önemli takviyeler alındı. Nadir kullanılan cihazlar geldi. Elden gelen her şey yapılıyor” dedi. (Nevra UÇKAÇ / DHA)KALBİMİZİN BİR TARAFI KASILI KALDI – ÖZGÜR Özel, Türkiye genelinden birçok belediye başkanının hastaneye geldiğini ya da telefonla iyi dileklerini ilettiğini aktardı. Özel, “Bu hepimizin ömrü boyunca en olumsuz anılarla hatırlayacağımız bir bayram oldu. Kalbimizin bir tarafı cezaevindeki arkadaşlarımızdan dolayı hapis, diğer tarafı da Ferdi Başkanın mücadelesini hissediyor. Kalbimizin bir yanı kasıldı kaldı. Tüm siyasi partilere ayrı teşekkür ederiz, aradılar sordular” dedi.BAŞHEKİM: DURUMU HER AN DEĞİŞEBİLİRManisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İsmet Topçu, Ferdi Zeyrek için Türkiye’de alanında uzman isimlerle istişareler yaparak en doğru tedavi yöntemlerini uyguladıklarını belirterek, “Durum her an değişebilir. Buradan iyi ya da kötü diye bir şey söylemek çok doğru olmayabilir. Şu an itibarıyla elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz” dedi. Topçu, dün Zeyrek’in durumuna ilişkin şöyle konuştu: “Şu an kalp damar cerrahisi, kardiyoloji, nöroloji, anestezi, yoğun bakım olmak üzere tüm hekimler sürekli olarak hastanın başında 24 saat öğretim üyelerimiz çalışıyor. Sağlık Bakanlığı’nın destekleriyle ülkemizde bu konularda çok değerli olan bilim insanlarına ulaşıldı. Zorlu bir süreç, hasar büyük. Uzunca bir süre hipoksi kalmış olması, ciddi organ hasarına ve ciddi bir elektrik yanığı, elektrik kazası şeklinde karşımızda.”İKİ SAVCI SORUŞTURACAK Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in evinde elektrik çarpması sonucu yaralanmasına ilişkin soruşturmayla ilgili sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı: “Olayın ardından aralarında elektrik ve makine mühendisleriyle itfaiye görevlisi ve elektrik teknisyenlerinin de bulunduğu uzman bilirkişi heyetince yapılan ilk incelemelerde, havuzun elektrik tesisatında ve koruma sistemlerinde elektrik kaçağına yol açan teknik arızaların bulunduğu tespit edilmiştir. Teknik incelemelere ilişkin ayrıntılı bilirkişi raporu hazırlık çalışmaları titizlikle sürdürülmektedir. Soruşturmada, ilk etapta havuzun bakım ve onarımından sorumlu kişilerle olay yerinde ilk müdahaleyi gerçekleştiren itfaiye personelinin de aralarında bulunduğu toplam 12 kişinin bilgi amaçlı ifadelerine başvurulmuş ayrıca 2 kişinin de şüpheli sıfatıyla ifadeleri alınmıştır. Soruşturma titiz şekilde yürütülmekte, tüm deliller dikkatle değerlendirilmektedir.” (ANKARA)‘GEÇMİŞ OLSUN’ TELEFONLARI: BAHÇELİ ÖZEL’İ ARADI MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i telefonla arayarak, Manisa Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ferdi Zeyrek için ‘Geçmiş olsun’ dileklerini iletti.DEM PARTİ’DEN DEDEM Parti Eş Genel başkanları Tülay Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan da CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i telefonla arayarak, Manisa Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ferdi Zeyrek için geçmiş olsun dileklerini iletti. Gözden Kaçmasın Eğitime atanmış değil adanmış bir hayat Haberi görüntüle
Source: Musa Kesler
İlk rapor ortaya çıktı, Ferdi Zeyrek”i paslı tesisat yaktı! Kızı da konuştu: Babam yanımda…
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek’in 6 Haziran günü evinin havuzuna bağlı motoru kontrol etmek isterken elektrik akımına kapılarak ağır yaralanmasıyla ilgili Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sürüyor. 12 kişinin bilgi amaçlı ifadelerine başvuruldu ve 2 şüpheli sorguya alındı. Olay yeni olduğu için Zeyrek’in eşi Nurcan Zeyrek ve kızı Nehir Zeyrek’in henüz ifadelerinin alınmadığı öğrenildi. #r-1122099# Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) olay yerinde ön inceleme yaptı. İlk tespitleri açıklayan EMO Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş, “İlk bulgulara göre, elektrik tesisatında ve koruma ekipmanlarında paslanma gözlemlenmiş olup, elektrik odası tasarımında ıslak hacimler için uygun olmayan ciddi sorunlar görülmüştür. Yoğun nem sonucu motorda kaçak olduğu ve koruma ekipmanlarının görevini yapmadığı anlaşılmaktadır” dedi. Ayrıca havuzun makine odası ile elektrik tesisatı arasındaki mesafenin de standardın altında olduğu ortaya çıktı. Öte yandan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında bir Cumhuriyet Başsavcı Vekili ile iki Cumhuriyet Savcısı’nın görevlendirildiğini açıkladı… “HER AN DEĞİŞEBİLİR” Bu arada, Zeyrek’in sağlık durumu ile ilgili olarak, Manisa Celâl Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İsmet Topçu “ Her an değişebilir. Hani buradan iyi ya da kötü diye bir şey söylemek çok doğru olmayabilir. Hastanın başında 24 saat öğretim görevlilerimiz çalışıyor. Bunun dışında yine tabii bakanlığın da destekleriyle ülkemizde bu konularda çok değerli olan bilim adamlarına, bilim insanlarına ulaşıldı” dedi. “BABAM, ADAMLA YANIMDA KONUŞTU” Ferdi Zeyrek’in kızı Nehir Zeyrek ise şunları aktardı: Babam 5 Haziran’da tesisattan sorumlu adamla yanımda konuştu, bir şeylerin yolunda gitmediğiyle alakalı şüpheleri vardı. Şahıs her şeyin yolunda olduğunu söyledi. WHATSAPP”TA KRİZ MASASI KURULDU CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Zeyrek’in yoğun bakımda tedavisi sürerken, alanında uzman kişilerin yer aldığı ve eski Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın koordine ettiği bir WhatsApp grubunun kurulduğunu ifade etti.
Source: Sevda Altunbaş
Şırnak”ta yılanın ısırdığı eski muhtar hayatını kaybetti!
Şırnak “ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Taşarası köyü mevkiinde dün saat 21.00 sıralarında feci bir olay meydana geldi. Edinilen bilgilere göre; eski köy muhtarı Abdülselam Ecer “i (55), Oymakkaya köyü kırsalında biçeneklerde çalıştığı sırada yılan ısırdı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. İlk müdahalenin ardından hastaneye kaldırılan Ecer, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olayla ilgili jandarma tarafından inceleme başlatıldı.
Source:
Uzmandan uyarı: ‘Çocuklarda hipertansiyon gizlice ilerliyor’
Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Cenap Zeybek, çouklarda yüksek tansiyonun belirlenmesinin geciktiğini aktarıyor. Yetişkinlerle kıyaslandığında hem nedenleri hem de tedavi yolları farklılık gösteren çocukluk çağı hipertansiyonunun mutlaka ciddiye alınması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Zeybek, konunun önemine dikkat çekiyor. “‘ÇOCUKLARDA TANSİYON ÖLÇME ALIŞKANLIĞI YOK’” Hipertansiyonun çocukluk çağında genellikle geç fark edildiğini dile getiren Prof. Dr. Zeybek, “Ülkemizde çocuklarda rutin tansiyon ölçme alışkanlığı bulunmuyor. Bu nedenle özellikle kardiyoloji takibi olmayan çocuklarda hipertansiyon kolay kolay fark edilmiyor. Ancak ergenlik döneminde ölçümlerle birlikte tanı konulabiliyor” dedi. Çocuklarda hipertansiyonun erişkinlere kıyasla daha çok yapısal nedenlere dayandığını vurgulayan Prof. Dr. Zeybek, “Erişkinlerde obezite, diyabet, sigara gibi faktörler öne çıkarken çocuklarda böbrek, böbrek üstü bezi, kalp ve endokrin sistemle ilgili problemler hipertansiyona neden olabiliyor. Bu nedenle tanı ve tedavi daha kapsamlı bir yaklaşım gerektiriyor” diye konuştu ‘”YAŞA GÖRE DEĞİŞEN DEĞERLER DİKKATE ALINMALI’” Çocuklarda kan basıncı değerlendirmesinin yaşa, kiloya ve boyuta göre farklılık gösterdiğini belirten Prof. Dr. Zeybek, “Erişkinde 140/90 mmHg’nin üzeri hipertansiyon sayılırken, çocuklarda her yaş grubuna özel tansiyon aralıkları var. Bu yüzden her yaşa özel değerlendirme yapılmalı. Çocuk endokrinolojisi, çocuk nefrolojisi, kardiyoloji, diyetisyen gibi farklı branşların ortak takibiyle hipertansiyon kontrol altına alınabiliyor. Öncelikle altta yatan nedenin tespit edilip o nedene yönelik tedavi planlanmalı” dedi. “‘YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİ ŞART”” Ergenlik dönemde görülen hipertansiyonda yaşam tarzı değişikliklerinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Zeybek, “Özellikle fast food tüketimi, aşırı tuz, hareketsizlik ve obezite hipertansiyon riskini artırıyor. Çocukların düzenli spor yapması ve aktif yaşam tarzı benimsemesi, tansiyonun kontrolü açısından hayati önem taşıyor” diye konuştu.
Source:
Portekiz-İspanya finalinde bir taraftar hayatını kaybetti!
UEFA Uluslar Ligi finalinde İspanya ile Portekiz”in karşı karşıya geldiği final 4 gole sahne oldu. Normal süresi 2-2 biten maçta şampiyonu penaltı atışları belirledi. Penaltılarda İspanya”yı 5-3 mağlup eden Portekiz, tarihinin ikinci Uluslar Ligi şampiyonluğunu ilan etti. Portekiz daha önce 2019″da kupayı kazanmıştı. Portekiz ile İspanya”nın karşı karşıya geldiği UEFA Uluslar Ligi finalinde ise üzücü bir olay yaşandı. Maçın uzatma bölümünde bir taraftar, tribünden basın için için ayrılan bölüme düştü. Tribünden düşen taraftara ilk müdahale sağlık ekipleri tarafından yapıldı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen tribünden düşen taraftarın kurtarılamadığı ve hayatını kaybettiği açıklandı. İspanya Milli Takım Teknik Direktörü Luis de la Fuente de maçın ardından taraftarın hayatını kaybettiği doğruladı.
Source: Cumhuriyet Spor
Çocuklarda hipertansiyon gizlice ilerliyor
Çocukların dünyasında gözden kaçan hipertansiyon, sinsi bir düşman. Çoğu zaman belirti vermeden ilerleyen ve bu nedenle çok geç fark edilen bu sağlık sorunu, küçük kalpler için büyük risk taşıyor. Türkiye”de maalesef çocukların tansiyon ölçümleri yeterince yapılmıyor. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Cenap Zeybek, özellikle kardiyolojiye yolu düşmemiş evlatlarda yüksek tansiyonun belirlenmesinin geciktiğini aktarıyor. Zira, yetişkinlerle kıyaslandığında hem nedenleri hem de tedavi yolları farklılık gösteren çocukluk çağı hipertansiyonunun mutlaka ciddiye alınması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Zeybek, konunun önemine dikkat çekiyor. ÇOCUKLARDA TANSİYON ÖLÇME ALIŞKANLIĞI YOK Hipertansiyonun çocukluk çağında genellikle geç fark edildiğini dile getiren Prof. Dr. Zeybek, “Ülkemizde çocuklarda rutin tansiyon ölçme alışkanlığı bulunmuyor. Bu nedenle özellikle kardiyoloji takibi olmayan çocuklarda hipertansiyon kolay kolay fark edilmiyor. Ancak ergenlik döneminde ölçümlerle birlikte tanı konulabiliyor” dedi. Çocuklarda hipertansiyonun erişkinlere kıyasla daha çok yapısal nedenlere dayandığını vurgulayan Prof. Dr. Zeybek, “Erişkinlerde obezite, diyabet, sigara gibi faktörler öne çıkarken çocuklarda böbrek, böbrek üstü bezi, kalp ve endokrin sistemle ilgili problemler hipertansiyona neden olabiliyor. Bu nedenle tanı ve tedavi daha kapsamlı bir yaklaşım gerektiriyor” diye konuştu. YAŞA GÖRE DEĞİŞEN DEĞERLER DİKKATE ALINMALI Çocuklarda kan basıncı değerlendirmesinin yaşa, kiloya ve boyuta göre farklılık gösterdiğini belirten Prof. Dr. Zeybek, “Erişkinde 140/90 mmHg’nin üzeri hipertansiyon sayılırken, çocuklarda her yaş grubuna özel tansiyon aralıkları var. Bu yüzden her yaşa özel değerlendirme yapılmalı. Çocuk endokrinolojisi, çocuk nefrolojisi, kardiyoloji, diyetisyen gibi farklı branşların ortak takibiyle hipertansiyon kontrol altına alınabiliyor. Öncelikle altta yatan nedenin tespit edilip o nedene yönelik tedavi planlanmalı” dedi. YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİ ŞART Ergenlik dönemde görülen hipertansiyonda yaşam tarzı değişikliklerinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Zeybek, “Özellikle fast food tüketimi, aşırı tuz, hareketsizlik ve obezite hipertansiyon riskini artırıyor. Çocukların düzenli spor yapması ve aktif yaşam tarzı benimsemesi, tansiyonun kontrolü açısından hayati önem taşıyor” şeklinde konuştu.
Source: Internet Haber