Aile Yılı’nda yeni anneler ile yeni evleneceklere çifte müjde! Aile Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş gazetemize konuştu
ESMA ALTIN”IN HABERİ – Belçika’da doğup büyüyen, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, orada yaşadığı bayramları ve bakanlığın çalışmalarını gazetemize anlattı. Bayramların, Belçika’daki Türk toplumunun güçlendirdiği günler olduğunu söyleyen Bakan Göktaş’ın sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:
Çocukluğunuzda bayramlar nasıl geçerdi?
Aslında “Nerede o eski…” diye başlayan her ifadenin insanın çocukluk masumiyetine, safiyetine bir özlem barındırdığını düşünüyorum. Belçika’da geçirdiğim bayram günleri öyledir. Gurbette yaşanan her mutluluk gibi içinde bir parça hüzün barındırsa da, Belçika’daki bayramlarımız hem aile olmanın değerini idrak ettiğimiz hem de Belçika’daki Türk toplumu ile bağlarımızı tazelediğimiz, güçlendirdiğimiz zamanlardı. Bayram günlerini Türkiye’de gördüğümüz, yaşadığımız şekilde yaşamaya gayret ederdik. Hep birlikte bayram sofrasına otururduk. Kalabalık bir sofra olurdu. Hep bir neşe ve paylaşım vardı bayramlarımızda. Sofralardan yaprak sarması, toyga çorbası eksik olmazdı. Tabii bir de ev açması baklava. Türk örf ve âdetlerine dair ne varsa büyüklerimiz ve komşularımız ile birlikte riayet ederdik.
Bakan olduktan sonra hayatınızda neler değişti? Ailenize, çocuklarınıza vakit ayırabiliyor musunuz?
Ailemle ve çocuklarımla ilişkim pek tabii eskisi gibi değil, onlara önceden ayırdığım şekilde bir vakit ayırma şansım maalesef olmuyor. Ama asla ihmal etmediğim bazı şeyler var. Mesela çocuklarımı sabah okula uğurlamak, akşam yatmalarından önce evde değilsem bile telefonla görüşerek günlerini nasıl geçirdikleriyle ilgili sohbet etmek, evdeysem birlikte kitap okumak gibi şeyleri ihmal etmemeye gayret ediyorum. Onlar da görevimin hassasiyetinin farkında oldukları için bu yeni düzene ayak uydurmaya çalışıyor. Bayramlarda da önceliğim kurumlarda kalan çocuklarımız, yaşlılarımız ve engelli vatandaşlarımız olmakla birlikte, sonrasında belirli bir zamanı ailemle geçirmeye gayret ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın hizmet hayatı ve mücadelesi de bize bu konuda güçlü bir örneklik teşkil ediyor.
2025 yılı ‘Aile Yılı’ ilan edildi. Bu konuda neler söylersiniz?
Aileyi, kadını, erkeği, çocuğu, genci, yaşlısı, engellisiyle birlikte güçlendirmek politikalarımızın temelini oluşturuyor. Sevgi, saygı, dayanışma ve paylaşma temelinde kurulan sağlıklı aileleri, bütün imkânlarımızla desteklemeye devem edeceğiz.
Aileyi teşvik için ne gibi yeni çalışmalarınız bulunuyor?
Aile Yılı vesilesiyle açıkladığımız doğum yardımlarıyla ilgili teklif yasalaştı. Ben buradan hak sahibi bütün annelerin bayramdan hemen sonra e-Devlet üzerinden başvurularını yapabileceği müjdesini paylaşmak istiyorum. Aile ve Gençlik Fonu’ndan yararlanan gençlerimizin sayısı her geçen gün artıyor. Biz bu desteğin dışında bu fonu kullanarak aile kurmak isteyen gençlerimize yönelik başka destekler de olsun istedik. Özellikle beyaz eşya ve mobilya kalemlerinde ciddi indirimlerin sağlanmasına yönelik çalışmalarımız söz konusu. Sektörün önde gelen markalarıyla protokollerimiz hazır. Nisan ayı içinde bunları açıklayacağız. Ben bu vesile ile Aile Yılı çerçevesinde gençlerimize destek vermek için seferber olan bütün firmalarımıza özel olarak teşekkür ediyorum. 2025 yılı sonunda Aile Yılı kapanışı vesilesiyle yapılacak programda bu firmaları ödüllendireceğimizi de buradan duyurmak istiyorum. Bu seferberlik ruhunun her sektörde yaygınlaşmasını ve Aile Yılı’nın aile olmanın mutluluğunu en üst düzeyde yaşadığımız bir yıl olmasını temenni ediyorum.
13-16 YAŞA EBEVEYN İZNİ 13 YAŞ ALTINA KISITLAMA
Aileyi hedef alan çok tehdit var. Özellikle dijital mecralar… Çocuklara yönelik bir yaş sınırı hayata geçirilecek mi?
Çocuklarımızın dijital dünyanın imkânlarından yararlanırken aynı zamanda çeşitli risklerine maruz kalmamaları için de önlemler alıyoruz. Bu kapsamda koruyucu ve önleyici çalışmalar yürütüyoruz. Çocuklarımızın sosyal medya kullanımına yönelik olarak ülkemize özgü bir model geliştirmek için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Dijital bağımlılıkta da 13 yaşa kadar kısıtlama, 13-16 yaş arası ebeveyn onayı olacak şekilde kademeli bir düzenleme önereceğiz. Çalışmalarımızda son aşamaya geldik.
Kadın, çocuk, yaşlı, engelli, bütün öncelikli gruplarla sürekli bir araya geliyorsunuz. Neler hissediyorsunuz?
Sorumluluğumun büyüklüğünü bir kez daha fark ediyorum. Bir tarafıyla da büyük bir manevi haz yaşıyorum. Şehitlerimizin emaneti olan ailelerden aldığımız dualar, çocuklarının başarıları, gazilerimizin hak ettiği imkanlara ulaşması gerçekten bizlere büyük bir çalışma azmi ve gücü veriyor.
Source: Cüneyt Akçatepe
TEGV Öğrenim Birimleri deprem bölgesindeki çocuklara destek veriyor: Hayat oyunla güzel…
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya’daki 15 konteyner kentin içinde bulunan öğrenim birimleri ve okulların bahçelerinde konaklayan ateşböcekleri ile çocuklara nefes oluyor. 6-14 yaş grubu öğrenciler için matematik, fen, okuma, bilişim ve kodlama, İngilizce ve sanat etkinlikleri yapılan bu birimler, verilen eğitim desteğinin yanı sıra çevredeki çocuklar için eğlenme, mutlu olma, oyun oynama vahalarına dönüşmüş durumda. TEGV Genel Müdürü Sait Tosyalı ve vakfın saha yönetim müdürü Bülent Belin ile Malatya ile Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesindeki etkinlik noktalarına doğru yollardayız. İlk durak, Elbistan Şehit Kemal Özdoğan İlkokulu bahçesindeki “Bilişim Ateşböceği”. Her öğrenci için bir tablet ve bir bilgisayar bulunan ateşböceğinde öncelikle “Yurttaşlık ve Siber Tuzaklar” üzerine eğitici videolar izleniyor. Bu ateşböceğinin yöneticisi Rıdvan Bulut, “Ateşböceğinin bulunduğu konum için çok büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Sosyoekonomik olarak düşük seviyede olan öğrencilerin bu eğitimleri alabilmesi bence çok büyük bir fırsat yaratmış oluyor. Dijitalleşen dünyamızda internete çok çok yakın olan çocuklarımızın, bu gizemli dünyada kaybolmamaları için, TEGV Bilişim Ateşböceği çocukların yollarına ışık oluyor. Tablet, telefon, bilgisayar gibi cihazlara ulaşmak kadar bunların nasıl doğru ve yararlı kullanıldığını oynayarak öğretmek bizim temel amacımız” diyor. DENEY ZAMANIİkinci durağımız yine Elbistan’da, Yunus Emre İlkokulu bahçesinde konaklayan “Bilim Ateşböceği”. Tam da deney zamanına denk gelmişiz, bilgilerimiz eğlenceli deneylerle unutulmamak üzere tazeleniyor. Örneğin artık ateşi söndürmek için üstüne su dökmemiz imkânsız. Ateşin suyla nasıl canlandığını, büyüdüğünü çok iyi gördük. Ama üstüne örtülen bir bez ateşi hemen söndürdü. Kimi deneyleri çocukların ısrarıyla yineleyen birimin yöneticisi fen bilgisi öğretmeni Ersel Mülayim, “Çocukların, çevrelerindeki günlük olaylardan yola çıkarak bilimi keşfetmeleri, gözlem yapmaları, merak etmeleri, soru sormaları ve deney yapmaları üzerine tasarlanan program, çocuklarda sorgulama, araştırma yapma, yaratıcı, analitik ve eleştirel düşünme, problem çözme ve deney yapma becerilerini geliştirerek bilimsel bakış açısı ile düşünmelerini sağlamak amacıyla geliştirilmiştir” diye anlatıyor yaptıklarını. Çocuklar gerçekleştirmek istedikleri icatların resimlerini çizmişler. Dila’nın hayal ettiği “kötü insanları iyiye çeviren makine”, insanı isterse başka bireye dönüştürebiliyor. İnsan makineye yatırılıyor ve neye dönüşmek isterse o rengin tuşuna basılıyor. Seçeneklerimiz; “iyi”, “kötü”, “ çirkin”, “güzel”, “havalı” ve “samimi”. “İhtiyaç makinesi” icat etmek isteyen Aybüke, “Amacım tek benim ihtiyaçlarımın karşılanması değil, ailemi de düşünüyorum. Ama bu ihtiyaç makinesi sadece gerçekten ihtiyacımız olan şeyi verir, fazlasını değil” diyor. HULUSİ’NİN KİTABI…Malatya Rönesans konteyner kentteki öğrenim biriminde etkinlik, Hulusi’nin bize bir kitabı baştan sona okumak istemesi nedeniyle biraz gecikmeli başlıyor. Ama bundan yakınan yok. Zevkle dinliyoruz Hulusi’yi ve ardından da gönüllü eğitmen gençlerle eğlenceli bir etkinliğe sıra geliyor. Bu öğrenim biriminin yöneticisi Barış Karadaş ve gönüllü ekibinin de tek amacı, depremzede çocuklara eğitim desteği vermek, yaşamlarını daha mutlu hale getirmek. İnönü İlkokulu bahçesinde konaklayan Cengiz Teker’in yönetimindeki “Tasarım Mucitleri Ateşböceği”nde, çocukların 3D kalem ve 3 boyutlu yazıcılarla gerçekleştirdikleri eserleri hayranlıkla izliyoruz. Melike Ayça Erhan’ın yönetimindeki Teknokent konteyner kent öğrenim biriminde etkinlik odalarında yapılan çalışmaları izledikten sonra son durağımız olan Malet2 konteyner kentteki öğrenim biriminin bahçesinde çocukların halayıyla karşılanıyoruz. Bu birimin yöneticisi Esma Fırat, çocukların etkinlik saatleri dışında da buradan ayrılmadıklarını, oyun oynamaya ve müzik dinlemeye geldiklerini söylüyor.
Source: Figen Atalay
Türkiye”de sadece Kars”ta bulunuyor! Eşi, benzeri yok, 3 ayda 25 bin kişi ziyaret etti
Kars”ta 30″dan fazla peynir çeşidinin sergilendiği müze turizm destinasyon noktası olarak öne çıkmaya başardı. Müze Müdürü Yeşim Koç, müzeyi ilk 3 ayda 25 bin kişinin ziyaret ettiğini belirtti. Türkiye”nin tek müzesi olan Kars Peynir Müzesi, açıldığı günden itibaren yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor. Peynire dair her şeyin canlandırıldığı müze Kars turizmine de önemli katkı sağlıyor. Peynir Müzesi”nin yoğun ilgi gördüğünü ifade eden Müze Müdürü Yeşim Koç, Ramazan Bayramı ve 9 günlük tatilden dolayı ziyaretçilerimiz yavaş yavaş gelmeye başladı. 2025 yılı 3 aylık süreç içerisinde yaklaşık 25 bin ziyaretçimiz oldu. Bu bizim için gerçekten çok güzel bir rakam, önümüzdeki aylarda da artacağından eminim bu rakamların, gerçekten Kars için çok önemli bir yer oldu peynir müzemiz. Türkiye”deki ilk tematik peynir müzesi olması dolayısıyla ve yine dünyanın da en büyük peynir müzesi olması dolayısıyla burası gezilmeye, görülmeye değer yerlerin başında geliyor Kars”ta, gelen ziyaretçilerimiz yerli ve yabancı olsun, ziyaretçilerimizin burayı görmeden geçmemesini istiyoruz dedi. Kars Peynir Müzesi girişinden itibaren ziyaretçilerini etkiliyor. Müze de ahır bölümü, içi süt dolu güğümler, yaylalardaki yaşam ve peynir yapımı, peynirin imalat serüveni anlatılıyor. Ayrıca geçmişten günümüze peynir yapımında kullanılan araç ve gereçler de sergileniyor. Kars merkez Dere Tabyası”nın tarihçesinin de anlatıldığı bölümün yer aldığı müzede temsili Kars Garı, Kars bitki örtüsü, Ankara Gazi Garı, gravyer yapım salonu, peynir salonu, Kars evleri, şefin bölümü, atölye bölümleri de yer alıyor. Türkiye ilk tematik müzesi olan Kars Peynir Müzesi”ni 2025 yılının ilk 3 ayında 25 bin kişi ziyaret ederken, Peynir Müzesi Kars”ın yeni cazibe merkezi olarak dikkat çekiyor.
Source: Gazetevatan.com
1 Nisan şakaları
1 Nisan Şaka Günü kutlu olsun! Her yıl Nisan ayının ilk günü kutlanan bu günde, insanlar tanıdıklarına birbirinden ilginç şakalar yapıyor, arkadaşları için türlü muziplikler düşünüyor. Bu günün gelmesiyle birlikte sevdiklerinin yüzünü güldürmek isteyenler farklı ve ilginç şaka alternatifleri arayışına başlıyor. Yapılacak şakanın anlaşılmaması için orjinal ve eşsiz şaka planları düşünülüyor. İşte eşe, dosta, arkadaşa yapabileceğiniz en güzel, birbirinden komik, farklı, orijinal ve eğlenceli 1 Nisan şakaları için örnekler haberimizde…EN KOMİK 1 NİSAN ŞAKALARI 2025 İş arkadaşınızın klavyesiyle yapılabilecek kesinlikle en iyi şey. Biraz tohum serpiştirin ve yeşillenmesini bekleyin. Bilgisayar faresinin altına gülen yüz fotoğrafı koymak. Abajurun içine girmiş kağıttan böcek yapmak. Orta boy soğanları alıp, çikolata ile kaplayın. Karşınızdaki yerken yüzünün şekline bakın… Kola kutusunun içine gazoz doldurduktan sonra soya sosunu, kola rengini alana kadar doldurabilir, böylece kurbanınızı yanıltabilirsiniz. Sandalyenin minderleriyle aynı renk giyinip, üzerinize oturan arkadaşınızın yüreğini hoplatabilirsiniz. Sevdiği bir ünlü, eski bir arkadaş ya da bir çizgi film karakterinin ismini, yakınınızın telefonuna kendi numaranızla kaydedebilirsiniz. Böylece 1 Nisan günü sabah erken saatlerde onu arayıp ya da mesaj atıp aklını karıştırabilirsiniz. İş arkadaşınızın koltuğunun altına havalı korna bağlamak.SEVGİLİYE VE EŞE YAPILACAK ŞAKALAR Sevgilinize ayrılmak istediğinizi söyleyerek onu korkutmak. Sevgilinize veya eşinize bir hata yaptığınızı ve aldattığınızı söylerek ona şaka yapmak.ARKADAŞA YAPILABİLECEK ŞAKALAR Paketinden çıkardığınız bisküvileri dikkatli bir şekilde, kırmadan ortadan ikiye ayırın. Ortadaki kremayı bir bıçak yardımı ile sıyırın ve yerine diş macunu sıkın. Ardından birleştirin. Şakayı yapacağımız kurbanın yanına gidip bisküvi istemesini bekleyin. Kurban olarak seçtiğiniz iş arkadaşınızın oturduğu koltuğun altına hava korna bağlayın ya da koltuğa Japon yapıştırıcısı da sürebilirsiniz. Tercih sizin.AİLEYE YAPILACAK 1 NİSAN ŞAKALARI Soğandan lezzetli bir elma şekeri yapmak. Kapı tokmağının denk geleceği yere korna koyarak oldukça gürültülü bir şaka yapabilirsiniz Şeffaf ojeyi sabuna sürmek de 1 Nisan için bir başka öneri…1 NİSAN DA NEDEN ŞAKA YAPILIYOR? 1564 yılında Fransa kralı IX. Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının 1. gününe aldı. Daha önce Avrupa da yaygın olan yıl başlangıcı 25 Mart tı. O zamandaki iletişim şartlarıyla Charles in bu kararı fazla yayılmadı. Duyanlar ise protesto amaçlı eski adetlerine devam ettiler. 1 Nisan da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları Nisan aptalları olarak nitelendirdiler. 1 Nisan a aptallar günü adını verdiler. Bu günde herkese sürpriz hediyeler verdiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Nisan 1 in tarihi hakkında her kültürde farklı bir efsane bulunur. Bunlar içerisinde en yaygın olanı ise Fransa ya ait olanıdır. Fransızlar bu güne Poisson d avril derler, yani Nisan Balığı. 1564 yılında Fransa Kralı IX. Charles, yılbaşını 1 Nisan dan 1 Ocak a aldırır. Bu arada 1 Nisan ı yılın ilk günü olarak kabul etmeye devam edenlerle alay etmek amacı ile yapılan şakalar, bir süre sonra gelenek haline gelir. 1 Nisan ı yılbaşı kabul edenlere ise Nisan Balığı denmeye başlanır.
Source: Habertürk
“Siz bilmezdiniz ama artık bilin”
Berkay Şahin, sahnede geçirdiği kalp krizinin ardından kaldırıldığı hastanede 58 yaşında hayata veda eden Volkan Konak için duygusal bir mesaj yayımladı. BU DÜNYADAN BİR VOLKAN KONAK GEÇTİ Volkan Konak ile bir anısını anlatan Şahin; Siz bilmezdiniz ama artık bilin diyerek şu ifadeleri kullandı: Ben kendi ailem dâhil olmak üzere hayatımda hiç gidenleri buraya koymaktan, acımı paylaşmaktan yana değilim. Ama benim aslan ağabeyim can ağabeyim Volkan Konak göçtü, gidiyor…Bakın içim yanıyor. Siz bilmezdiniz ama artık bilin. Bana kimse el uzatmazken, herkes dirsek gösterirken ağabeyim bana omzunu duvar yaptı. Maddi – manevi bir gram kendimi eksik hissetmemem adına dimdik durdu yanımda. Benim aslan ağabeyim ben senden çok razı oldum, inşallah sen de kardeşinden razısındır. Seni çok ama çok seviyorum. Kavuşacağımız zamana kadar yolun açık olsun, mekânın cennet olsun. Rabbim seni en rahatında uyutsun aslan ağabeyim benim. Seni çok ama çok seviyorum. Bu dünyadan bir Volkan Konak geçti. mansethaberresim#3778539
Source: Habertürk
Bayram trafiğine Aziz Yıldırım müdahalesi
Fenerbahçe”nin eski başkanı Aziz Yıldırım”ın trafik videosu sosyal medyada paylaşıldı. Bayramda İstanbul trafiğinde görüntülenen 72 yaşındaki Yıldırım sıkışan araçların arasında kaldı.
Fenerbahçeli bazı taraftarlar tarafından fark edilen Yıldırım”ın sıkışan trafiği açmak için yaptığı müdahaleler de gözlerden kaçmadı.
Trafikte yalnız olarak seyir halinde olan Fenerbahçe”nin eski Başkanı Aziz Yıldırım ile karşılaşan bir aile, kendisine iyi bayramlar diledi. O anlar kameralara yansıdı. Yıldırım”ın videosu X”te “”Aziz Yıldırım trafiğe bile yön veriyor”” mesajı ile paylaşıldı.
Aziz Yıldırım gelen “İyi bayramlar” sözüne karşılık “Sağol” diyerek devam etti.
Source: Haber Merkezi