“Bir askerime bile ceza vermedim. Teğmenlere yapılan zulümdür”
Kara Harp Okulu mezuniyet ve sancak devir teslim töreninden sonra teğmenlerin “Subay andı”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” haykırışları, yılların ritüeli olan kılıç çatmaları büyütüldükçe büyütüldü ve diplomalarını aldığı günün hemen ardından soruşturma başlatıldı. Sonunda 5 teğmen, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun 9 üyesinden 5’inin oylarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) çıkarıldı. “Çıkarılmasın” diyen 4 üyeden bir korgeneral ve bir tuğgeneral emekliye ayrıldı. Böyle bir ayrılışı emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu’nun nasıl yorumlayacağını az sonra öğreneceğiz.
Disiplin yönetmeliğinde uyarmadan kınamaya, oda hapsinden maaş kesimine kadar 9 çeşit ceza var. Daha rütbeyi taktıkları gün soruşturmaya uğrayan teğmenlere en ağırı olan “TSK’dan ayırma” cezası verilmesine en çok askerler şaşırdı. Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarından sonra bazı komutanların oylarını nasıl kullanacakları az çok belli olmuştu.
GİDİŞATI DEĞİŞTİRİR
Açıkçası, TSK’ya yeni katılacak olan teğmenlere verilen cezaya sevinenler de oldu. Bölgemizde meydana gelen gelişmeleri Osman Paşa yakından izliyor, yorumluyor, çok satan bir çok dile çevrilen kitaplar yazıyor, öngörüleri gerçekleşiyor.
Çevremizde kritik gelişmeler olurken, TSK’nın böyle eğitimli subaya ihtiyaç duyduğu bir dönemde Tuzla’da 8 teğmenin, Ankara’da 5 teğmenin, onların her biri alanında yetişmiş üç komutanının TSK’dan çıkarılması iyi mi oldu? Onlara ceza verilmesini içine sindiremeyen iki generalin emekliliğini istemeleri; bunda sevinecek ne buluyor?
24 SAAT BİRLİKTE OLMAK
Yayın sonrası, Osman Pamukoğlu ilginç bazı olaylar anlattı. Yarbay rütbesindeyken, Tuzla Piyade Okulu Kurmay Başkanlığı’na, yine başka teğmenler olayı üzerine Hasdal’da kurmay başkanıyken gece yarısı, gelen mesaj üzerine atanmıştı. Pamukoğlu, şunları anlatıyor:
“400 teğmenle, 365 gün, 24 saat yaşadım. Elbette teğmenlere gözümüz gibi bakarız o ayrı bir şey. Ama onların örneğin gece odalarına gideceksin. Bakıyorsun tavla oynuyorlar, ‘Biriniz bana yer verin’ diyeceksin. Arkadaş gibi olacaksın. Kurmay başkanlığı yaptığım 5 yıl içinde benim dönemimde de teğmen olayları oldu. Ama bunlardan kimsenin haberi bile olmadı. Orada bitireceksin onu. Bu seninle ilgili bir şey. ‘Onu da atayım, bunu da satayım, onu da hapsedeyim, oda hapsi vereyim, öbürünün maaşından keseyim anlayışıyla yönetim olmaz.”
BİR ASKERİME BİLE CEZA VERMEDİM
Tuzla Piyade Okulu’nda kurmay başkanı ve daha sonra komutan olarak 6 yıl görev yapan Osman Pamukoğlu, terörün en azgın döneminde yine bir mesaj sonucu Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı’na atandı. Hakkari’de yaklaşık 4 bin subay-astsubay, 55 bin askere komuta ediyordu. Hakkari’de 44 karakol, 60 üs, 100 köy, 500 mezra bulunuyordu. Hakkari’de her gece çatışmalar oluyor, gündüz yollar kesiliyordu. Osman Paşa, teröristlerle mücadele ederken şaşırtıcı bilgiler verdi. Pamukoğlu’nu dinliyorum:
“Ne bir subay ne astsubay ne bir askere bir kere bile uyarı ve ihtar dahil hiçbir ceza, disiplin cezası da vermedim, mahkemeye de göndermedim. Hayal edebiliyor musunuz? Gittiğimde oralar 24 saat kaynıyor, her yer cehennem gibiydi.
SUÇ BİLE SAYILMAZ
Çukurca-Hakkari ,Yeni köprü-Yüksekova-Şemdinli yollarının gündüzleri bile 6 kez kesildiği oluyordu. 28 karakolumuz basılmış, hatta bazıları 3-4 kez saldırıya uğramış bir bölgeden söz ediyorum. O mücadeleyi askerimizle kazanacaktım. Onlara ceza yok, ihtar yok, hapis yok, mahkemeye verme yok. Benim Hakkari’de görev yaptığım dönemde hiçbir askerim intihar etmedi, tek bir firar olayı yaşanmadı. İzne gidip de geç dönen bir tek kişi olmadı.
Şimdi, suç bile sayılamayacak bir konudan teğmenler ihraç ediliyor. Bu teğmenlere yapılan bana göre zulümdür, çok üzücü bir durumdur.”
ANLAMI: ÜNİFORMA GİYMEM
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Korgeneral Tevfik Algan ile Tuğgeneral Hakan Tutucu, teğmenlerin ihracına karşı çıktı. Oylarını da bu yönde kullandı. Sonra iki komutan da sessiz-sedasız emekliliğini istedi. Bu ayrılış için Osman Pamukoğlu’nun yorumu şöyle oldu:
“İki general vicdanına göre, belgelere, disiplin yönetmeliği hükümlerine göre kararını vermiş. Emekliye ayrılmaları için ya baskı gördüler veyahut da ‘Bu koşullarda ben artık üniforma giymiyorum’ kararını verdiler. Bu kadar net bir tutum. Bu gidişin ardında ya baskı var, ya da doğrudan baskı olmasa bile hal, tavır ve tutumla baskıyı hissedersiniz. Ya da ‘Ben bu şartlar altında görev yapmayacağım. Bitti bu kadar’ dersiniz. Disiplin cezasının 8’ini atlayıp, en ağır yani TSK’dan çıkarma cezasını niçin uygularsınız? Onların ruh halini, ancak onlarla yaşayanlar bilir. Bu karar, benim için kabul edilebilir bir durum değil. Ben kabul etmem. Benim karakterim buna müsaade etmiyor.”
“DİNİMİZE GÖRE GAZİDİR”
“Türkiye’de 10 milyonlarca gazi olduğunu” yayında söylemişti. Neden bunu söylediğini de şöyle açıkladı:
“Dinimize göre, savaşa gidip de sağ dönen herkes gazidir. Ülkemizde 14 bin şehit ailesi, 22 bin özel statülü gazilerimiz var. Ama o mücadeleye katılan bütün subay, astsubay ve askerlerimizin hepsi dinimize göre gazidir. Şu anda Türkiye’de 10 milyonlarca gazimiz var.”
Osman Pamukoğlu, askerinin hep önünde yer aldı. O yüzden çok sevilir, sayılır. Eğer Hakkari’de bir dönem terör bitirildiyse, terör yuvaları dümdüz edildiyse, komutan anlayışının çok özel bir yeri olduğu, o komutanın hâlâ unutulmamasından belli oluyor.
O teğmenler ne yapıyor?
TSK’dan çıkarılan bir teğmenden dinledim, köyde yaşayan annesi, babası TSK’dan çıkarıldığını bilmiyormuş. Teğmenler, Yüksek Disiplin Kurulu kararına karşı yürütmenin durdurulması ve daha sonra iptali için dava açtı. Onların göreve dönebilmelerinin tek yolu mahkeme kararıyla mümkün olacak.
Ankara’da açılan davalarıyla ilgili olarak hemen her gün avukatlarının ofislerine gidiyorlar. Çok da gidecek bir yerleri yok. Moralleri bozuk. Evet, onları tanıyanlar “Mustafa Kemal’in askeriyiz” demelerinden duydukları sevinci dile getiriyorlar getirmesine ama daha Piyade Okulu’na gidip kurslarını alabilmenin heyecanını bile yaşayamadan atıldılar.
Teğmenler, davalarını takip etmek için birlikte ev tuttular. Ancak bir gelirleri olmadığı için 33 bin lira tutan kira ve evin yakıt ve aidatlarını ödemeleri de zor oluyor. Bir iş insanı onların bu durumunu öğrendiğinde yardımcı olmak istedi. Ancak, onlar buna pek yanaşmadı. İş insanı, “Benim babam da eski Harbiyeli” deyince aralarında bir sıcaklık oldu. Utana-sıkıla bu desteği kabul ettiklerini öğrendim.
Source: Saygı Öztürk
İyilikler Çarşısı’nda dayanışma var
Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı (LÖSEV), lösemi ve kanserle mücadele eden çocuklar ile ailelerinin yüzünü güldürecek anlamlı bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdi. “İyilikler Çarşısı” adıyla başlatılan bu proje, hastalar ve aileleri için hem alışveriş deneyimi hem de büyük bir dayanışma ve moral etkinliği sundu.
İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde geçtiğimiz haftasonunda iki gün düzenlenen etkinlikte, LÖSEV’e kayıtlı binlerce hasta ve ihtiyaç sahibi aile bir araya geldi.
Çocuklar ve aileler, kendileri için hazırlanan özel alışveriş alanlarında günlük ihtiyaçlarını ücretsiz olarak karşılarken, eğlenceli etkinlikler ve sürprizlerle dolu bir şenlik atmosferi yaşadı. LÖSEV, Türkiye genelinde 100 bini aşkın hastaya 26 yıldır sağlık, eğitim ve maddi-manevi destek sağlıyor. Türkiye’de her yıl 2000 yeni lösemili çocuk vakası ortaya çıkıyor. Bu durum bazen dar bütçeli ailelerde ebeveyni lösemili çocuk ile diğer çocukları arasında seçim yapmaya kadar zorluyor. Böyle durumlarda vakıf destek olmaya çabalıyor.
Source: Haber Merkezi
Koruyucu aile mektupları
Bakan Göktaş, Gaziantep’teki koruyucu aileler ve çocuklardan gelen mektupların yer aldığı videoyu sosyal medya hesabından paylaştı. Göktaş, paylaşımında, “Bazı mektuplar sadece kağıda değil, kalbe yazılır. Ben de bugün Gaziantep’ten kalbimi ısıtan mektuplar aldım. Sevgiyi büyütüp dünyayı güzelleştiren koruyucu anne babalar ve çocuklarımızın yazdığı dokunaklı satırlar eminim herkesin yüreğine dokunacaktır. Her çocuğun güvenle büyüyebileceği bir aile yanında olması için var gücümüzle çalışıyoruz. Çünkü bir çocuk için en güzel hikaye, sevgi dolu bir yuvada yazılandır. Koruyucu aile olun, sevgiyi büyütün” dedi.
Source: Hurriyet.com.tr
Özel okulun adı yetmez
Özel okul ücretleri, bu yıl da erken kayıt dönemi boyunca eğitim dünyasının en çok konuşulan konuları arasındaydı. Sadece eğitim için 200 bin liradan başlayan ücretler, okulun konumuna, uyguladığı eğitim programları ya da sosyal imkânlarına göre 1 milyon 200 bin liraya kadar ulaştı. Bu fiyatlara yemek hizmeti de eklendiğinde ortalama özel okul fiyatları 250 bin ile 500 bin lira arasında şekillendi. Ortalamayı temsil etmese de bazı okullar ise 1 milyon 500 bine ulaşan fiyatlarla şaşırttı.ERKEN KAYITTA SONA DOĞRUŞubat ayında başlayan özel okullarda erken kayıt dönemi artık yavaş yavaş sona eriyor. Velilere teklif edilen avantajlı fiyatlar da artmaya başlıyor. Süreç mayıs ayının sonuna kadar devam edecek. Veliler de iyi bir okul seçmeye çalışıyor. Ancak bazılarının kafası karışık. Eğitim, yemek, servis, kitap, kıyafet derken giderek yükselen ücretler bütçeleri zorlayabiliyor. Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Başkanı Zafer Öztürk, özel okul seçerken dikkat edilmesi gereken noktalarla ilgili şunları söyledi:SEÇERKEN BİLGİ EDİNİN“Çocuğun güvenli ve donanımlı bir ortamda iyi eğitim alabilmesi tüm yaşamını etkiler. Öğrencilerin ilgi ve dikkatine sunulacak kaynaklar, eğitimi görsel ve bilişsel düzeyde geliştiriyor. Teknolojinin ve araçlarının gösterdiği ilerleme özel okullarda eğitim yöntem ve teknikleri bağlamında çeşitliliğe imkân sağlıyor. Veliler okulun kendi imkânlarına, çocuğunun kapasitesine uygun olmasına da dikkate etmeli, sadece adını duyduğunuz bir okulu tercih etmeniz beklentilerinizi karşılamayabilir. Okul hakkında yeterli bilgileri edinmek önemli.” 14 KRİTERZafer Öztürk velilerin bilgi edinmesi gereken temel konuları ise şöyle sıraladı:- Özellikle büyük şehirlerde okula ulaşım durumu.- Sınıflardaki öğrenci sayısı.- Sağlık birimi olup olmadığı.- Yemekhane ve kantinindeki sağlık ve hijyen koşulları.- Derslik ve laboratuvarların donanımları ve aktif şekilde kullanılıp kullanılmadığı.- Sanatsal, sportif ve kültürel faaliyetler.- Disiplinler arası işbirliği çalışmaları, bunun sonucunda bilginin farklı disiplinlerde etkin öğrenmeye dönüştürülmesi.- Rehberlik servisinin çalışmaları ve takibi.- Sınıf öğretmenlik sisteminin etkin çalışıp çalışmadığı.- İlgili düzey müdür yardımcıları ile iletişim ve öğrenci takibi.- Sınıf içi öğrenme ve öğretme teknikleri ve konu tekrarlarının nasıl bir sistematik içinde yapıldığı.- Ölçme ve değerlendirme teknikleri.- Hafta içi – hafta sonu ücretsiz kurslar olup olmadığı.- Sosyal etkinliklerin çeşitliliği.
Source: Zülal Atagün
AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı İbiş: Cumhurbaşkanı hiçbir zaman gençleri bir söylem aracı olarak kullanmadı
İbiş, Niğde”de belediyeye ait bir kafede düzenlenen “Gençlik Buluşması” sahur programında, 81 ilde 922 ilçede gençlerle sahur ve iftarlarda bir araya geldiklerini söyledi.AK Gençlik heyecanını tüm Türkiye”ye yansıtmaya gayret ettiklerini belirten İbiş, şöyle devam etti:”Bugün burada gençlik coşkuyla bir araya gelebiliyorsa bundan önceki dönemde il gençlik kolları başkanlığı yapmış abilerimizin büyük katkısı var. Onların koyduğu her tuğla, attığı her adım bugün bu hareketin böyle samimi, böyle büyük olmasının en büyük vesilelerinden bir tanesi. Önceki dönem görev yapmış il gençlik kolları başkanlarımıza, yönetimlerine teşekkür etmek istiyorum. Bu şekilde il gençlik kolları yapabilmiş bir başkanımız, gençlik kollarında emek vermiş bir başkanımız AK Parti”nin İl Başkanı olabiliyor. İşte bu AK Parti”nin ve Recep Tayyip Erdoğan”ın gençlere verdiği değerin en büyük göstergelerinden bir tanesi.”İbiş, AK Parti”de görev değişimlerinde gençlere öncelik verildiğini anımsatarak,”Şu anda AK Parti”nin Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubu”na baktığımız zaman hemen hemen yarısı gençlik kollarından yetişme abilerimiz, ablalarımızdır.” diye konuştu.Recep Tayyip Erdoğan”ın gençlerle ülke siyasetinin bakış açısını değiştirdiğini dile getiren İbiş, gençlerin Türkiye siyasetindeki konumlanmasını da değiştirdiğine işaret etti.İbiş, ciddi bir mirasın temsilcileri olarak görev yaptıklarını vurgulayarak, “Niğde”deki bu mirasın şu anki temsilcileri olarak il gençlik kolları görev yapıyor. Bizler bu mirasın ağır yüklerini omuzlarımızda taşıyarak, bu yüke layık olmak ve bu yükü daha da artırmak için mücadelemizi veriyoruz. İnşallah Cumhurbaşkanı”nın liderliğinde siyasette her zaman gençlerin önü açık olmaya devam edecektir.” şeklinde konuştu.Seçilme yaşının 18″e indirilmesiyle gençlerin önündeki siyaset yasağını kaldırdıklarını anlatan İbiş, şu ifadeleri kullandı:”Cumhurbaşkanı hiçbir zaman gençleri bir söylem aracı olarak kullanmadı. Gençlik kollarından gelen tek lider olarak şu anda gençlerin her zaman siyasetin ve devletin tüm kademesinde aktif rol almasını sağladı ve bunu hiçbir zaman sözde bırakmadı. Gördüğünüz gibi her dönemde gençlerle beraber yol yürüdü. Gençlere güvendi ve inandı, gençler de her zaman kendine güvenen ve inanan AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan”ın yanında oldu, bundan sonra da yanında olmaya devam edecek.”İbiş, konuşmaların ardından katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Source: Www.star.com.tr
Süper Lig ekibinin küme düşmesine 1 maç kaldı
Kıran kıran mücadelelere sahne olan Süper Lig”in 27. haftasında Adana Demirspor ile karşılaşan Samsunspor, rakibini 3-2 mağlup ederek 2 maç sonra hanesi 3 puan yazdırmayı başardı. KADINLARA ÜCRETSİZ BİLET 8 Mart Dünya Kadınlar Günü”ne özel olarak kadın taraftarlar, karşılaşmayı kale arkası tribünlerden ücretsiz olarak izledi. Futbolcular, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla “8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun” pankartıyla sahaya çıktı. Samsunsporlu futbolcular, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü”ne dikkati çekmek amacıyla maçta mor forma giydi. Tribünlerde yer yer boşluklar göze çarparken az sayıda Adana Demirspor taraftarı da Samsunspor deplasmanında takımlarını yalnız bırakmadı. ADANA DEMİRSPOR DÜŞMEK ÜZERE Adana Demirspor -2 puanda kalarak alt lige düşmenin bir maç uzağında kaldı. Zor günler geçiren Adana temsilcisi, bir sonraki maçta Sivasspor”u yenemezse Süper Lig”de küme düşen ilk takım olacak. Adana Demirspor, ligde 28. haftayı BAY geçecek.
Source: Abdurrahim Efe
Kastamonu”nun saklı güzelliği: Değirmendere Şelalesi
İlçe merkezine 15 kilometre mesafede yer alan şelaleye ulaşım sağlanamıyor. Dere Köyü Yörecek Mahallesi”nden görülebilen şelale, 20 metre yükseklikten kayaların üzerine dökülüyor. Şelale, yeşilliklerin arasındaki manzarasıyla dron pilotlarını kendisine hayran bırakıyor.
“İnşallah önümüzdeki süreçte şelalemiz, Türkiye turizmine kazandırılır”
Doğa fotoğrafçısı Kubilay Onurcan Çalık yaptığı açıklamada, ilçede dron ile çekim yaptığı sırada yöre halkından bir kişinin şelaleden bahsettiğini söyledi.
Şelaleye yürüyerek ulaşamayacağını öğrendiğini belirten Çalık, “İlk etapta şelaleye gittiğimiz zaman böyle bir şelale olabileceğini düşünmemiştik. Yani çok güzel, Şenpazar”da varlığı bile bilinmeyen bir şelaleyi keşfetmiş olduk. Şelaleyi yöre halkı biliyor fakat Şenpazar halkı, Kastamonu ve tüm Türkiye”nin şelalenin varlığından haberi yok” dedi.
Şelaleyi dronla görüntülediğini dile getiren Çalık, “Bölge sarp ve dik kayalıklardan oluşuyor. Bundan dolayı da dronun sinyali kesiliyordu. Daha öncesinde dron düştüğünü öğrenmiştik. Bunu göze alarak dronu uçurmaya karar verdik ve daha sonrasında bu şelaleyi gördükten sonra muhteşem görüntüler elde ettik ve buna değdi” ifadelerini kullandı.
Görüntüleri hazırladıktan sonra Şenpazar Kaymakamı Fatma Bilgin”e gösterdiklerini anlatan Çalık, “Kaymakamımız da görüntüleri çok beğendi. İnşallah önümüzdeki süreçte şelalemiz, Türkiye turizmine kazandırılır” diye konuştu.
Aşıklı köyü muhtarı Yüksel Erdoğan ise şelalenin bulunduğu alanda daha öncesinde değirmen olduğunu söyledi.
Değirmenin yıllar içinde yıkıldığını anlatan Erdoğan, “Şimdi değirmenin enkazı var. Eskiden patikalar açıktı. Şimdi diken kapatmış, yolları gidilmiyor. Şelale kaynak suyuna” diye konuştu.
Source:
Takımı maç kazanan başkan istifa etti
TFF 3. Lig”de mücadele eden Denizlispor”da olağanüstü süreç devam ediyor. Eski futbolculara ödenmeyen alacakları, takımdaki futbolcuların ödenmeyen maaşları, puan silme cezası ve diğer yaşananların oluşturduğu sorunlar yumağına şimdi de istifa eklendi. SÖZÜNÜ TUTTU İSTİFA ETTİ Paraları ödenmediği için kazan kaldıran futbolculara öncülük eden takım kaptanı Gökhan Süzen”in yaptığı basın açıklamasına “hodri meydan” diyerek tepki gösteren ve takımın Kırıkkale FK maçını kazanması durumunda istifa edeceğini açıklayan kulüp başkanı Erhan Ergil, verdiği sözü tuttu ve istifa ettiğini açıkladı.Sosyal medya hesabından bir veda mesajı yayımlayan Ergil, bu süreçte kendisine destek verenlere teşekkür ederken, Denizlispor”a olan sevgisinin süreceğini belirtti. Ergil mesajında, “Öncelikle bu süreçte bana destek veren herkese çok teşekkür ederim. Bir miktar düşman edindim ancak binlerce dost kazandım. Memleketim için bir şeyler yapmanın hazzını yaşadım. Hayır duaları bana yeter. Ama çok yoruldum. Kişiliğimden taviz verdim, ancak onurumu kaybetmedim. Kaybedemem, çünkü tek sermayem bu” dedi.Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla istifasını duyuran Ergil, “Öncelikle bu süreçte bana destek veren herkese çok teşekkür ederim. Bir miktar düşman edinsem de binlerce dost edindim. Memleketim için bir şeyler yapmanın hazzını yaşadım. Hayır duaları bana yeter ama çok yoruldum. Kişiliğimden taviz verdim ama onurumu kaybetmedim, kaybedemem. Tek sermayem bu.Bir misyonu tamamladığımı düşünüyorum. Bir şehri uyandırmak. Artık şu gelinen ortamın üzerine şehir önde gelenleri de gereğini yapacaktır diye düşünüyorum. Bu bir birikimdir. Dün bir netice, bugün bir zaferdir. Yine de o çocuklara sahip çıkın. Bu şehrin takımına sahip çıkın. Kimseye kırgın değilim. Elimden gelen bu kadardı. Kusura bakmayın. İnsanın gücü bir yere kadar yetiyor.Bugün büyük bir sevdayla yürüdüğüm bu yoldan ayrılma vakti geldi. Denizlispor Kulüp Başkanlığı görevimden istifa ediyorum. Bu süreçte yanımda olan, destek veren, dualarını eksik etmeyen herkese sonsuz teşekkür ediyorum. Hakkınızı helal edin. Umudum her zaman bakidir ama zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Denizlispor her zaman benim yüreğimde olacak” ifadelerini kullandı. NE YAŞANMIŞTI? Takım kaptanı Gökhan Süzen, hafta içinde “Kulüpten Erciyes galibiyeti, Tepecik ve K.Maraş beraberliğinin prim hak edişi olan toplam 55 bin lirayı alamadık. Cebimizde harçlık yok. Anne-babalarımızdan para istiyoruz. Bazı arkadaşlarımız yazın iş bulma telaşına düştü. Yönetim çare bulamıyorsa bıraksın, başkaları gelsin. Başımızda yönetim de olmasa sonuna kadar direneceğiz” açıklamasını yapmış, Denizlispor”da yaşadıklarının torunlarına anlatacağı hikaye olacağını söylemişti.Ergil ise bu açıklamaya “Denizlispor kimsenin egosunu tatmin edeceği yer değil. Senin çiftliğin değil. Peki kaptan, peki evlatlar, dediğiniz gibi olsun. Eğer kazanırsanız istifa ediyorum. Kral da Gökhan Süzen, başkan da Gökhan Süzen. Ama kaybederseniz Gökhan Süzen kadro dışıdır. Risk budur hadi bakalım. Kazan başkanı öyle ye. Kazanamazsan bunun sorumlusu sensin. Sonuç olarak Kırıkkale maçından sonra ya ben yokum ya sen. Kazanamazsanız sen ve seninle birlikte hareket edecek olanlar kadro dışıdır” sözleriyle yanıt vermişti.
Source: Haberler
Denizlispor Başkanı Erhan Ergil istifa etti
Denizlispor Kulüp Başkanı Erhan Ergil, görevinden istifa ettiğini açıkladı. Sosyal medya hesabından bir veda mesajı yayımlayan Ergil, bu süreçte kendisine destek verenlere teşekkür ederken, Denizlispor”a olan sevgisinin süreceğini belirtti. Ergil mesajında, “Öncelikle bu süreçte bana destek veren herkese çok teşekkür ederim. Bir miktar düşman edindim ancak binlerce dost kazandım. Memleketim için bir şeyler yapmanın hazzını yaşadım. Hayır duaları bana yeter. Ama çok yoruldum. Kişiliğimden taviz verdim, ancak onurumu kaybetmedim. Kaybedemem, çünkü tek sermayem bu” ifadelerini kullandı. “BİR ŞEHRİ UYANDIRDIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM”Ergil, görev süresince Denizlispor için elinden geleni yaptığını ifade ederek, “Bir misyonu tamamladığımı düşünüyorum. Bir şehri uyandırmak. Artık şu gelinen ortamın üzerine şehrin önde gelenleri de gereğini yapacaktır. Bu bir birikimdir. Dün bir neticeydi, bugün bir zaferdir” dedi. Denizlispor”un geleceği için herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini vurgulayan Ergil, “Yine de o çocuklara sahip çıkın. Bu şehrin takımına sahip çıkın. Kimseye kırgın değilim. Elimden gelen bu kadardı. Kusura bakmayın. İnsanın gücü bir yere kadar yetiyor” diyerek görevinden ayrıldığını duyurdu. “YOLUM UZUN, BEN YORGUNUM”Denizlispor”a olan sevgisinin her zaman devam edeceğini belirten Ergil, “Bugün, büyük bir sevdayla yürüdüğüm bu yoldan ayrılma vakti geldi. Denizlispor Kulüp Başkanlığı görevimden istifa ediyorum. Bu süreçte yanımda olan, destek veren, dualarını eksik etmeyen herkese sonsuz teşekkür ediyorum. Hakkınızı helal edin” ifadelerini kullandı. Son olarak duygusal bir veda mesajı paylaşan Ergil, “Umudum her zaman bâkidir ama zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Denizlispor her zaman benim yüreğimde olacak” diyerek Denizlispor taraftarlarına veda etti.
Source: Www.star.com.tr
Çöpten 1.90 milyon TL kazanıp işi gücü bıraktı: Artık bambaşka bir hayatı var
ABD”nin Florida eyaletinde yaşayan 22 yaşındaki Melanie Diaz, çöplerden kıyafet ve ev eşyaları toplayarak son iki yılda yaklaşık 50 bin dolar (yaklaşık 1.90 milyon TL) tasarruf ettiğini öne sürdü. Çöpten elde ettikleri sayesinde tam zamanlı fotoğrafçılık işini bırakıp hayatını çöplerden topladıklarıyla sürdürdüğünü iddia etti.
TİKTOK”TA GÖRDÜ, HAYATI DEĞİŞTİ
Melanie, iki yıl önce TikTok”ta bir videoya denk geldikten sonra “dumpster diving” olarak bilinen “çöp dalışına” başladı. Büyük ticari ve konut çöp konteynerlerinde atılmış eşyaları toplayarak tasarruf etmeye karar verdi. İlk denemesinde kitaplar; oyuncaklar ve takvimler bulduktan sonra bu işe devam etmeye karar verdi.
GEÇİMİNİ ÇÖPTEN SAĞLIYOR
Melanie bu süreçte kıyafetler; ev dekorasyon ürünleri, yılbaşı süsleri ve hatta evcil hayvan mamaları dahil birçok kullanışlı eşya bulduğunu söylüyor. Bu sayede hiçbir kıyafet ya da ev eşyası satın almaya ihtiyaç duymadığını belirtiyor.
Melanie, “Son iki yılda kıyafet ve ev eşyalarına hiç para harcamadım. “Dumpster diving” sayesinde 50 bin dolar tasarruf ettim” diyerek çöp toplamanın hayatını nasıl değiştirdiğini anlatıyor.
TAM ZAMANLI MESLEK HALİNE GETİRDİ
Melanie topladığı ürünleri satmadığını, ihtiyaç fazlası olanları hayır kurumlarına bağışladığını söylüyor: “Kolombiya asıllıyım. Bu yüzden bazı eşyaları Kolombiya”ya gönderiyorum. Oradaki insanlar bunları daha iyi değerlendirebilir.”
Bu işten keyif aldığını dile getiren Melanie, tam zamanlı fotoğrafçılık işini bırakarak günde 4-5 saat, haftanın yedi günü çöp konteynerlerinden eşya topluyor. “Dumpster diving” benim için bir yaşam tarzı haline geldi. Kendi işimin patronu olmak istiyordum ve bunu başardım” diyerek hayatını bu şekilde sürdüreceğini söylüyor.
Source: Sonuç Sürmeli