Yetimler İhlâs Vakfı ile güldü! Altı ülkede kurban kesimi yapıldı
HABER MERKEZİ – Yıllardır hayırseverlerin maddi ve manevi desteğiyle büyüyen İhlâs Vakfı; altı ülkede kurban organizasyonu düzenledi. Dağıtılan kurban etleriyle yüzleri gülen zor durumdaki Müslümanlar, Türkiye’ye hayır dualarını gönderdi.
Kurban kesim ve dağıtım organizasyonları hakkında bilgi veren İhlâs Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mahmut Kemal Aydın “Vakfımız bu sene Somali, Çad, Uganda, Tanzanya, Afganistan ve Hindistan’da hizmet verdi. Kurbanlık hayvanların alımında, kesiminde ve elde edilen etlerin dağıtımında çok titiz davrandık. Kapak atmış iki yaşını doldurmuş, kurbanlık vasıflara haiz olan hayvanları seçerek aldık, kestik ve dağıttık” dedi.
HAZIRLIKLARIMIZ RAMAZANLA BAŞLADI
Kurban hazırlıklarına Ramazan Bayramı ile başladıklarını belirten Aydın “Kurbanlık hayvanların alımı ve seçimi için 15 vakıf görevlisini Somali, Çad, Uganda, Afganistan ve Hindistan’a gönderdik. Arkadaşlarımız; vekâletlerini veren kurban sahipleri adına titizlikle hayvanları satın aldılar. Sonra vekâlet sahiplerinin isimlerini tek tek okuyarak kasabı vekil ettiler, kasap da ‘Aldım, kabul ettim’ deyip, tekbir getirerek ve ‘Bismillahi Allahü Ekber’ diyerek kurbanları kesti” şeklinde konuştu.
Kurban etlerinin dağıtımı ile ilgili de bilgi veren Mahmut Kemal Aydın “Kurban etlerini yurt dışında yetimhanelere dağıtıyoruz. Mesela Afrika’daki çeşitli ülkelerdeki medreselere ve Kur’ân-ı kerim kurslarına ve buralardaki ihtiyaç sahiplerine veriyoruz. Aynı şekilde Afganistan’da kendi yaptığımız eğitim külliyeleri var. Bu külliyelerde okuyan öğrencilerimize ve ailelerine kurban etlerini dağıtıyoruz. Hindistan’da fakir fukaraya ve civar beldelerdeki medreselere veriyoruz” diye konuştu.
VİDEO GÖNDERİYORUZ
Kesim esnasında vekâlet sahibinin isminin okunarak kasaba vekâlet verildiği ve kurbanın kesildiği anın video kaydının alındığını belirten Aydın “Bu videolar bayramdan sonra bir hafta içerisinde bağışçılara ulaştırılacak. Kurban vekâletlerini İhlâs Vakfına vererek yetim ve ihtiyaç sahiplerinin yüzlerinin gülmesine vesile olan bütün bağışçılara canıgönülden teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Source: Baki Sancak
Che Teyze haykırdı: Artık sandığı getirin
Bir sokak röportajı ile gündeme gelen ve sokakta lif, eldiven ve çorap satan Ankaralı “Muhalif teyze Zehra Canan, “73 yaşındayım böyle kötü bir dönem görmedim. Düzelmiyor, daha da kötüye gidiyor.
YAVAŞ DESTEK VERDİ
Buzdolabım boş, insanlar manav ve pazar tezgâhlarına, market raflarına sadece bakıyor, alamıyor” dedi. Zehra Canan “Profesör” unvanlı ekonomistlere taş çıkarıyor. Soğuk kış aylarında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın verdiği destekle Kızılay metrosu içinde satış yapan yaz aylarında ise caddeye çıkan Zehra Canan “Buzdolabım 3 sene önce boştu, bugün yine boş. Yaz meyveleri çıktı ama çilek ya de kayısı yiyemedik, çok pahalı” dedi ve şunları söyledi:
“Soğan, patates 30 lira, etin yanına yanaşılmıyor. Caddede üç kuruşa satış yapıyorum, insanlar onu bile alamıyorlar, para yok. Bir çorap satarken bile zorlanıyorum. Eşimin emekli maaşı 15 bin lira, geçinemiyoruz. Bu yaşta çalışıyorum, ayakta kalmaya çalışıyoruz.”
LAKABI CHE TEYZE’
73 yaşındaki Sivas Kangal doğumlu Zehra Canan ilkokul mezunu. Lakabı “Che Teyze’’ olan Canan eşi ve oğlu ile yaşıyor. Kitap okumaya meraklı olan ülke sorunlarını da SÖZCÜ’den izleyen Zehra Canan, Aristotales’in “Atinalıların Devleti” kitabını da okumuş…
Sokakta lif satan Zehra Canan, 28 Aralık 2021’de Türkiye’nin konuştuğu isim oldu. Bir gün sonra evini açıp durumunu yukarıdaki gibi anlattı.
“Ekonomik krizin yanığı benim”
Zehra Canan son genel seçimde Türkiye Komünist Partisinden Ankara milletvekili adayı da olmuştu. Erken seçim isteyen Zehra Canan “Bir an önce sandık gelsin, erken seçim yapılsın. Emeklilerin ve dar gelirlilerin yaşadığı ekonomik çöküşün yanığı benim. Artan gıda fiyatları, işsizlik, sağlık sistemindeki aksaklıklar artarak devam ediyor. Artık yeter, erken seçim olsun, sandık gelsin” dedi.
Ekrem İmamoğlu’na haksızlık yaptılar
Sağlık sorunları ile de boğuşan Zehra Teyze, “Ayaklarım şiş doktor randevum iptal oldu, doktora gitmek bile eziyet. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlunu takip ediyorum, kendisine haksızlık yapıldı, bayramını kutluyorum. İmkanım olsa İmamoğlu’nu ziyaret ederdim. Cumhurbaşkanlığı seçiminde oyum ona… Özgür Özel’in yanında bir TV yayınına beni çıkarsınlar haykırayım. Ekonomi bitti, CHP daha aktif mücadele etmeli. 1977’de Ecevit’e kumpas yaptılar, şimdi de kumpaslar var” dedi.
Source: Yavuz Alatan
Sayıları 3 bini aştı ceylan nöbeti
Doğal yaşam ortamları bozulduğu için nesli tükenme tehlikesi altında olan ceylanlar, Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne (DKMP) ait Şanlıurfa 75. Yıl Ceylan Üretme İstasyonu’nda ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) bağlı Ceylanpınar Tarım İşletmesi ile 2 özel bölgede yetiştiriliyor. Alanlardaki ceylanlar sıkı şekilde korunurken, özellikle üreme dönemlerinde yavruların zarar görmemesi ve çalınmaması için jandarma ile DKMP ekiplerinin denetimleri sıklaşıyor. 7 gün 24 saat nöbet tutan ekipler, kaçak avcılara göz açtırmıyor. ŞANLIURFA VALİSİ ŞILDAK: GÖZÜMÜZ GİBİ BAKIYORUZŞANLIURFA Valisi Hasan Şıldak, ceylanların ŞANLIURFA için çok değerli olduğunu, bu hayvanlara özenle bakıldığını anlattı. Kızılkuyu 75. Yıl Ceylan Üretme İstasyonu’nda yetiştirilen ceylanların doğada popülasyonlarının artması için farklı bölgelere götürülerek serbest bırakıldığını aktaran Şıldak, “Şu an istasyonumuzda 393 yetişkin ceylanımız var, bu sezon bereketliydi, 200 de yavrumuz oldu. Az önce iki yavrumuzu kucağımıza aldık ve 3-4 günlüklerdi. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğümüzün Ceylanpınar İşletmesi’nde 1000’in üzerinde ceylan var, mevcut durumda bütün bunları topladığımızda 3 binin üzerinde ceylan şu anda Urfa topraklarında bulunuyor” dedi.
Source: Hurriyet.com.tr
Yerel lezzetler yeniden pişiyor: Nine yemekleri dünya sofrasında
ORDU’nun Kumru ilçesindeki Şehit Sabri Eryeler Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencileri, geleneksel tariflerle evrensel bir proje hayata geçirdi. Köy fırınlarında pişen mısır ekmeğinden, yaylalardan toplanan galdirik otuna; nenelerin kuşaktan kuşağa aktardığı reçeteler bu okulun mutfağında yeniden hayat buluyor. Ancak burada sadece yemek üretilmiyor. Bu mutfakta üretim disiplini, kültürel aidiyet ve girişimcilik de pişiyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan ÖğretmenİZ dergisine binlerce proje arasından seçilen “Yaylalar Diyarından Dünya Mutfağına” isimli çalışma, Türkiye’nin en iyi dört eğitim uygulamasından biri olarak gösterildi. Okuldaki bu özel mutfakta öğrenciler, geleneksel mutfağı çok iyi bilen kadınlarla birlikte Melocan Kavurması, Kara Lahana Çorbası, Galdirik Dolması gibi Karadeniz yemeklerinden New York Cheesecake’i, Napolitan Spagetti’si ya da Tokyo tatlılarına uzanan çok kültürlü bir menü hazırlıyor. Menünün öne çıkan yemekleri arasında Kumru Helvası, Pepeçura, Fındıklı Burma, Hamsiköy Sütlacı gibi özgün tatların yanı sıra Fransız Ratatouille, İtalyan Trileçe, Amerikan Pizza gibi dünya mutfağından örnekler de bulunuyor.TAŞIMALI EĞİTİME 2 BİN KİŞİLİK YEMEKAtölyede 80 öğrenci öğretmenleriyle birlikte ilçede taşımalı eğitim gören 2 bin öğrenci için her gün yemek hazırlıyor. Projenin mimarlarından okulun Teknik Müdür Yardımcısı Emre Şal şunları söyledi: “Öğrenciler sorumluluk alıyor, harçlıklarını kazanıyor ve yaşam pratiğiyle mesleki becerilerini harmanlıyor. Genç Şefler Ulusal Yarışmaları, Liseler Arası Aşçılık Turnuvaları, Uluslararası Gastronomi Festivali ve Aşçılık Yarışması, Uluslararası Gastronomi Akademileri için çok çalışıyorlar. Yerel yarışmalarda dereceye giren öğrenciler, şimdi projeyi uluslararası iş birliklerine taşımaya hazırlanıyor.” YAYLALAR DİYARINDAN DÜNYA MUTFAĞINA Köy fırınlarında pişen mısır ekmeğinden, yaylalardan toplanan galdirik otuna; nenelerin kuşaktan kuşağa aktardığı tarifler bu okulun mutfağında yeniden hayat buluyor. Öne çıkan arasında Kumru Helvası, Pepeçura, Fındıklı Burma, ve Hamsiköy Sütlacı gibi lezzetler var.
Source: Zülal Atagün
Gençlik kampları başlıyor
Gençlik ve Spor Bakanlığı, gençler için her yıl düzenlenen Gençlik Kampları ile binlerce gence çeşitli faaliyetlerden yararlanma imkânı sunuyor. Türkiye”nin dört bir yanında gençler için adeta bir yaz tatili gibi düzenlenen Gençlik Kamplarına gençler tarafından yoğun ilgi gösteriliyor. Bakanlık tarafından her sene düzenlenen ücretsiz yaz kampları için geri sayıma geçildi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, “Kamplarımızda, ülkemizin geleceği olan gençlerimizin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla onları zararlı alışkanlıklara karşı bilinçlendiriyoruz. Gençlerimiz, ülkemizin bağımsızlığının, gelişmesinin en büyük güvencesidir” dedi. GENÇLERİN FAVORİSİ Bu yaz tatili için düzenlenecek Gençlik Kampları için başvurular alınmaya başlandı. “Deniz” ve “Doğa” olarak 2 gruba ayrılan kamplara son başvuru tarihi 13 Temmuz olarak belirlendi. Barınmadan yeme-içmeye, ulaşımdan sağlık hizmetine kadar tüm temel ihtiyaçlardan ücretsiz faydalanacak olan gençler, her gün farklı aktivitelerle de eğlenceyi doruklarda yaşayacak. Genel itibarıyla 7 gün süren kampların bu sene temmuz ayının ilk haftasında başlaması bekleniyor. Temmuz ayından ekim ayına kadar sürmesi beklenen yaz kampları kapsamında gençler, at biniciliği, kano, ip parkuru, dağ bisikleti, paintball, halk oyunları, müzik etkinlikleri ve tiyatrolar gibi onlarca aktiviteden faydalanacak. 228 KAMP YAPILACAK Her yıl katılım rekorları kıran Gençlik Kampları, bu sene 23 Haziran – 20 Eylül tarihleri arasında Aydın, Antalya, İzmir, Çanakkale, Trabzon, Kocaeli, İstanbul, Afyonkarahisar, Osmaniye, Bitlis gibi ülkenin dört bir yanında düzenlenecek. Bu yıl, 85 dönem deniz kampları, 143 dönem doğa kampları olmak üzere toplam 228 dönem kampı düzenlenecek. Kamplara katılım için yapılan başvurularda şehit çocukları ve kardeşleri ile gazi, gazi çocukları ve gazi kardeşlerine doğrudan katılım önceliği veriliyor. BAŞVURU SONUÇLARI 13 HAZİRAN”DA AÇIKLANIYOR İlk 5 Dönem başvuru sonuçları en geç 13 Haziran 2025 tarihinde e-genc.gsb.gov.tr adresinde ilan edilecek. Sonraki dönem başvuru sonuçları ise en geç 18 Temmuz 2025 tarihinde e-genc.gsb.gov.tr adresinde ilan edilecektir. Kampa katılmaya hak kazananlar, sistem üzerinden indirecekleri başvuru belgelerini, kamp başlangıç tarihinden en geç 7 gün öncesine kadar Gençlik Merkezine onaylatmak zorunda. BAKAN AŞKIN BAK: “EN BÜYÜK GÜVENCEMİZ GENÇLERİMİZ” Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, SABAH”a yaptığı açıklamada gençlik kamplarına 81 ilden katılım olduğunu belirterek, “Kamplarımızda yeni arkadaşlıklar, dostluklar kuruluyor. Gençlerimiz arasında kültür aktarımı oluyor. Kamplarımızda, ülkemizin geleceği olan gençlerimizi, zararlı alışkanlıklara karşı bilinçlendiriyoruz. Ayrıca sanatsal, sosyal, kültürel ve eğitsel faaliyetler ile tarihi ve kültürel geziler, spor faaliyetleri düzenliyoruz. Her genç, keşfedilmeyi bekleyen bir cevher. Gençlere sportif ve eğitsel anlamda katkısının büyük olduğunu düşünüyorum. Gençlerimiz, ülkemizin bağımsızlığının, gelişmesinin en büyük güvencesidir. Onların hayallerine destek olmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Source: Rana Büyüktaş
Yardımlar için Türkiye”ye teşekkür etti! Robow: Hükümetimizde çok sayıda Türkçe konuşan bürokrat var
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş Mekke”de, Somali İslam İşleri ve Vakıflar Bakanı Mukhtar Robow ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.Din Hizmetleri Ataşelik binasında gerçekleşen görüşmede Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, ziyaretlerinden dolayı Robow”a teşekkür ederek, Kurban Bayramı”nı kutladı.Türkiye ve Somali arasındaki ilişkilerin önemine değinen Başkan Erbaş, “Somali”nin bizim çok yakın çalıştığımız, devlet olarak neredeyse bütün kurumlar olarak işbirliği yaptığımız, çok değer verdiğimiz bir İslam ülkesi. O açıdan sizin bu ziyaretiniz, burada bulunmanız bizim için çok değerli.” dedi.Türkiye Diyanet Vakfı olarak hem Türkiye”ye gelen Somalili öğrencilere hem de Somali”deki öğrencilere eğitim noktasında destek sunduklarını dile getiren Başkan Erbaş, ayrıca Kurban Bayramı münasebetiyle de vekaletle kurban yoluyla binlerce hisse kurbanın Somali”ye ulaştırıldığını belirtti.Başkan Erbaş, Somali”yle farklı alanlarda çok yakın işbirliklerinin olduğunu ve bu ziyareti çok değerli bulduğunu söyledi.Türkiye ile güçlü ilişkilere sahip olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Robow ise Somali hükümetinde Türkiye mezunu olup Türkçe konuşan çok sayıda üst düzey idarecinin olduğu bilgisini paylaştı.Somali”deki bütün camilerde Türkiye”den gönderilen Kur”an-ı Kerim”lerin olduğunu ifade eden Robow, “Türkiye Cumhuriyeti devletine Somali devletine ve halkına yaptığı koşulsuz ve sınırsız yardımlardan dolayı teşekkür ederim.” diye konuştu.Türkiye”nin Riyad Büyükelçisi Prof. Dr. Emrullah İşler, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selim Argun, Riyad Din Hizmetleri Müşaviri Prof. Dr. Ramazan Muslu, Mekke Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Ahmet Oğuz da ziyarette yer aldı.
Source: Www.star.com.tr
Komşuları, tutuklanan başkan Hakan Bahçetepe”yi anlattı: “O resmi görünce kalbimin içi acıdı, sanki bıçak saplandı…”
Gaziosmanpaşa ilçesinde 31 Mart 2024 seçimlerinin ardından göreve başlayan C HP’li Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe , hakkında yürütülen soruşturma kapsamında geçtiğimiz günlerde tutuklandı. Etkin pişmanlıktan yararlanabilmek için Bahçetepe ve çok sayıda isim aleyhine ifade veren iş insanı Aziz İhsan Aktaş tahliye edilirken, avukatları, partili arkadaşları tutuklama kararının adaletsiz olduğunu, başkanın tahliye edilmesi gerektiğini savundu. SABAH EVİNDEN TEK BAŞINA YÜRÜYEREK İŞE GİDERDİ Hakan Bahçetepe Bağlarbaşı Mahallesi”nde aile apartmanında halasının evinde oturuyor. Mahalleden komşuları, Gaziosmanpaşalılar tutuklama kararı karşısında çok üzgün ve tepkili… Bahçetepe’nin yaşadığı sokakta ve görev yaptığı ilçede yurttaşlar, tutuklamaya tepki gösterdi. İlçede uzun yıllardır yaşayan mahalle sakinleri, Bahçetepe’nin halkla doğrudan temas kurduğunu, görev süresince ayrım yapmadan herkese ulaşmaya çalıştığını anlattı. Yurttaşlardan Besim Semerci, Sabah evinden tek başına yürüyerek işe giderdi. Suçlu olduğuna inanmıyorum” dedi. Gaziosmanpaşa’da 32 yıldır yaşayan Hanife Özdemir, Bahçetepe”yi mahalle sakinleriyle doğrudan ilişki kuran, halkla temas eden bir yönetici olarak tanımladı. Özdemir, “Başkanımızdan çok memnunuz. İnsanları gördüğü zaman ilgileniyor, güler yüzlü, sevgi dolu. Bu yapılanları hak etmiyordu. Annesi ağlayınca çok üzüldüm, kalbimin içi acıdı. Ben o resmi gördükten sonra onları asker gibi sıraya dizdiklerini görünce kalbimin içi çok acıdı. Sanki bıçak saplandı. O kadar üzgünüm ki. Çünkü insan gibi insan. Daha önceki başkanın halkla bu kadar ilgilendiğini görmedik” diye konuştu. “HEPİMİZİ SAHİPLENEN BİR BAŞKAN OLDU” Başkanın ailesini uzun süredir tanıdığını belirten Hanife Orlu ise şunları söyledi: “Aileyi 45 senedir tanıyorum. Başkan burada oturuyor, komşum kendisi. Hepimizi sahiplenen bir başkan oldu. Güzel işler yapmaya çalıştı. Daha bir yıl olmuştu, bunun da sonunu getirdiler.” “BU ÜLKEDE DEMOKRASİ BİTTİ Mahallede 70 yıldır yaşayan Besim Semerci de Bahçetepe”ye yönelik suçlamalara inanmadığını belirtti. Semerc i “Bu ülkede demokrasi bitti. Kendimizi sorgulamıyoruz. Başkanın suçlu olduğuna inanmıyorum. Kendisini tanıyorum. Sabah evinden tek başına yürüyerek işe giderdi, ne koruması vardı ne arabası. Düzgün bir insan dedi. Yasemin isimli yurttaş da adalet çağrısında bulunarak, “Başta Ekrem Başkanımız olmak üzere tüm belediye başkanlarımız için üzgünüz. Çocuklarımız için üzgünüz. İnşallah adalet yerini bulacak. Herkesin söylediği bir şeyden dolayı içeri alındığı bir dönem yaşıyoruz. Atatürk’e teşekkür ediyoruz, bize bu özgürlük ortamını sağladığı için” dedi. “İYİ BİRİYDİ, TUTUKLANMASI BİZİ ÜZDÜ” Yılmaz isimli bir başka yurttaş ise, “İyi bir başkan gelmişti. Olanlar iyiye gitmiyor. Bırakmaları gerekiyor bence. Hiç adalet yok bu işte” ifadelerini kullandı. İlçede esnaflık yapan Muhammed Efe Beyazoğlu ise Başkan’ın göreve geldikten sonra kendilerini ziyaret ettiğini ifade ederek, “İyi biriydi, tutuklanması bizi üzdü” dedi.
Source: Anka
Ergin Ataman”dan Olympiakos maçı sonrası flaş açıklama! “Sırf ben Türküm diye…”
Panathinaikos Başantrenörü Ergin Ataman, Olympiakos”a yenilip şampiyonluğu kaybettikleri maçın ardından dikkat çeken ifadeler kullandı. Olympiakos taraftarının açtığı Yunanistan bayraklarıyla ilgili konuşan Ergin Ataman, Yunanistan”ı seviyorum. Bugün salonda çok fazla Yunan bayrağı gördüm. Olympiakos taraftarı salona Yunan bayraklarıyla gelmiş ama şunu merak ediyorum takımlarında kaç tane Yunan oyuncu oynuyor? diye konuştu. Türk olduğu için Yunanistan bayrağı açıldığını ifade eden Ergin Ataman, Sadece bir Yunan oyuncuları var. Geri kalan hepsi sahte Yunan. Walkup, Dorsey, Vezenkov, Mitrou-Long… Bizim kadromuz ise Yunan oyuncularla dolu. Sloukas var, Mitoglou var, Papapetrou var, Kalaitzakis var, Samadurov var. Buna rağmen sırf ben Türküm diye salona Yunan bayraklarıyla geliyorlar! değerlendirmesinde bulundu. Sportmenlik dışı hareketi nedeniyle şikayet edilmesi sonucunda ceza alan Olimpiyakos”dan Evan Fournier hakkında da konuşan ve Panathiaikos taraftarıyla gurur duyduğunu vurgulayan Ataman, Çünkü stadyuma girmediler ve basketbola saygıdan dolayı maçı durdurmadılar. Çünkü başka bir ülkede bu eylem gerçekleşmiş olsaydı insanlar stadyuma girerdi diyerek sözlerini tamamladı.
Source: Cumhuriyet Spor
Cansuyu Derneği, Cox”s Bazar”daki Arakan kamplarında 160 kurban kesti
Derneğin 2025 Yılı Kurban Organizasyonu”na ilişkin bilgi veren Bangladeş Arakan Mülteci Kampları Sorumlusu İbrahim Çapar, 2 milyon mültecinin yaşadığı Cox”s Bazar”daki Arakan mülteci kampında çalışmalar yürüttüklerini anlattı.
Bangladeş”te 40″tan fazla kamp alanında barınan Arakanlı Müslümanların, Myanmar”daki zulümden kaçarak bölgeye sığındığına işaret eden Çapar, “Burası mazlum bir coğrafya. Myanmar zulmünden kaçıp buralara gelen Müslüman kardeşlerimiz, kamplarda çok zor şartlarda hayatlarını sürdürüyor. Yaklaşık 2 milyon kişilik bir kamp alanından bahsediyoruz.” ifadelerini kullandı.
İnsani dramın devam ettiği bölgede yardım çalışmalarının önemine dikkati çeken Çapar, “Biz de buradaki kardeşlerimize bir nebze de olsa “can suyu” olmak istiyoruz.” diye konuştu.
Çapar, dernek olarak Türkiye”den kurban vekaleti emanetlerini getirdiklerinin altını çizerek, “Toplam 160 büyükbaş kurban kestik. Kesmiş olduğumuz bu kurbanlardan yaklaşık 10-12 bin insan yararlanacak. Yardımlara bu şekilde devam edeceğiz.” dedi.
Öte yandan Cansuyu Derneği, kamp çevresindeki yetimhanelerde kalan çocuklara şeker, balon ve çeşitli hediyeler dağıttı. Ayrıca, yetimhanelerde kalan 100 çocuğa da yemek ikramında bulunuldu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Bolu”da 100 yıllık ilginç gelenek: Kapı kapı gezip bunu yapıyorlar…
Bolu”nun Göynük ilçesine bağlı Bölücekova köyünde yaklaşık 100 yıldır yaşatılan gelenekte, köyün gençleri tarafından oluşturulan deve figürü ile kapı kapı dolaşılarak bayram havası yaşatılıyor. Gençler, uzun kumaşlar ve özel kıyafetlerle deve görünümü kazandırdıkları kostümün içinde gizlenerek köy halkının karşısına çıkıyor. PARA VE YİYECEK TOPLUYORLAR Evleri tek tek dolaşan gençler, hem eğleniyor hem de para ve yiyecek topluyor. Toplanan paralar bayramda gençlerin hep birlikte eğlenmesi için kullanılıyor. Kurban Bayramı”nda Bölücekova gençleri tarafından yapılan bu gelenekte, gençler doyasıya eğlenirken, ortaya renkli görüntüler çıktı. Yüzyıllık geçmişe sahip bu gelenek, köydeki birlik ve beraberliği pekiştirirken, çocuklardan yaşlılara herkesin ilgi odağı oluyor.
Source:
AKP”deki “İmamoğlu” kavgası büyüyor: Tartışmaya Mehmet Metiner de katıldı
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu “nun da tutuklandığı İBB operasyonları, AKP”de tartışma yaratmaya devam ediyor. AKP kurucusu Hüseyin Çelik, Ekrem İmamoğlu”nun gözaltına alınıp tutuklanmasına dair süreçle ilgili olarak, Yargılama şeklini doğru bulmuyorum diye konuştu. Çelik”in açıklamalarına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral , “Bir dönem AK Parti saflarında görev yapmış bazı isimlerin bugün çıkıp hükümete had bildirmeye kalkması, açık bir yüzsüzlük ve siyasi ahlaksızlıktır. Koltuk elden gidince ilk iş olarak karşı cepheye geçenlerin samimiyetinden de, inandırıcılığından da söz edilemez. Bu tavır en hafif ifadeyle nankörlük, esasen ise ihanettir ifadelerini kullandı. METİNER: MAKAMLARI GİDİNCE ERDOĞAN TEK ADAM OLDU AKP”deki İmamoğlu tartışmasına son olarak Mehmet Metiner de katıldı. Metiner, Makamları gidince hoşnutsuzluklarını evvela alttan alta, sonra da açıktan açığa dışa vurmaktan kaçınmayan bu kesime göre AK Parti’nin Asr-ı saadeti bir tek kendilerinin görev yaptığı yıllardır. Sonrasında AK Parti kurucu ilkelerinden sapmış ve Erdoğan tek adam olmuştur ifadelerini kullandı. Eski AKP Milletvekili Metiner, sosyal medya hesabından AK Parti”de iki kesim insan tipi başlığıyla paylaştığı yazıda, şunları kaydetti: AK PARTİ’DE İKİ KESİM İNSAN TİPİ Birinci Kesim: İçlerinde bazı kurucu isimler de olan bu kesim gelmesi gereken her yere gelmişlerdir. Sözgelimi Cumhurbaşkanı, bakan, meclis başkanı, genel başkan yardımcısı vs olmuşlardır. O tarihlerde Reis’i de partiyi de herkesten çok sahiplenmiş ve savunmuşlardır. En ufak bir AK Parti eleştirisini bile hoşgörüyle karşılamamışlardır. Hoşnutlukları had safhadadır. Sonra makamları gidince hoşnutsuzluklarını evvela alttan alta, sonra da açıktan açığa dışa vurmaktan kaçınmayan bu kesime göre AK Parti’nin Asr-ı saadeti bir tek kendilerinin görev yaptığı yıllardır. Sonrasında AK Parti kurucu ilkelerinden sapmış ve Erdoğan tek adam olmuştur. Şahsen kendileri güç sahibi olduklarında başka türlü, o güç gittiğinde de başka türlü konuşan, yani kişisel güçlerine ve konumlarına ve/ya da gördükleri itibara veya itibar kaybına göre pozisyon belirleyenleri, en fenası da bu kişiselliklerini sureti haktan görünerek yapanları ilkeli bulmadığım gibi güvenilir de bulmam. İkinci Kesim: Hayatının hiç bir evresinde Reis’i ve temsil ettiği değerleri benimsememiş, hatta Reis’e ve değerlerine karşı başka partilerde amansız mücadele vermiş bazılarının Reis’in ve partisinin gücünden yararlanmak için yaltaklanmaları. Kendi partilerinden koparak sörf güç ve itibar elde etmek için Reis’e yaltaklanmaları. Reis nerede ise orada görünmeleri. Bu tiplerin karakteristik özelliği şudur: Reis’ten çok Reisçilik taslamaları. Reis üzerinden sağladıkları konjonktürel itibarlarını ömrünü davasına adamış insanları, yani evin sahiplerini ötelemeye çalışmaları. Bu tip siyasetçilerle ilke ve erdem tabirlerini yan yana getirmeyi bile yanlış addederim. Üzücü olan, dönemsel olarak bu tip insanların el üstünde tutulmalarıdır. Bu da telafisi mümkün olmayan kırgınlıklara, küskünlüklere ve hatta kopmalara yol açan bir zararlı sürece dönüşüyor. KEŞKE; Birinci kesimdekiler kişisellik yapmayıp ağabeylik rolüyle herkesten çok destekleyici olsalardı. Reis’in ve partinin arkasında dimdik dursalardı. Varsa uyarı ve eleştirileri onları da başkalarının ağzıyla ve siyasi emellerine hizmet etmeden Reis’i ve partiyi sahiplenerek yapabilselerdi. Hiç kuşkusuz bu çok yararlı ve işlevsel bir güç olurdu. İkinci kesime mensup olanlar da geldikleri yerde ömürlerini davasına adamış kimselere saygıda kusur etmeseler, hatta onları ötelemek veya baskılamak gibi yanlış yollara başvurmasalar. Evin asıl sahiplerine karşı gösterilmesi gereken asgari saygıyı gösterip öne çıkmak için onları türlü entrikalarla geriye itme yoluna tevessül etmeseler. Rollerini ve güçlerini abartıp geldikleri partiyi dizayn etmek gibi tepki çekecek yanlış yollara hiç başvurmasalar. İşte o zaman daha çok benimsenir ve sayılır olduklarını göreceklerdir. Ve keşke bu kesime mensup isimler ömrünü davasına adanmışların tepesine çıkartılmasa. Onların öteleyici tavırlarına asla izin verilmese. İkisi bir araya gelince parti darbelenmiş oluyor, biline! Her şeyi yeni baştan gözden geçirmenin vaktidir, hatırlatırım. Hem birinci kesime mensup olanlar hem ikinci kesimdekiler pozisyonlarını tekrar gözden geçirmelidirler. Reis ve AK Parti genel merkezimizin her iki kesime yönelik yeni bir siyasa belirlemesi de elzem görünüyor. Benden demesi.
Source: Haber Merkezi
“Petrolün başkenti”nde büyük heyecan! Şırnaklı gençlerin gözü yeni bölümde
Türkiye”nin petrolde dışa bağımlılığını azaltan Gabar petrolünün yıllık ekonomik değeri 2 milyar doların üzerinde hesaplanırken, bölgedeki rezervi artırmaya yönelik sondaj çalışmaları hız kesmeden devam ediyor.Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının (TPAO) çalışmaları sonucu Gabar Dağı”nda 10 Mayıs 2021″de Şehit Esma Çevik-1 arama kuyusunda 36 API graviteye sahip petrol keşfi gerçekleştirildi. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan “2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı”nda yer alan verilere göre, Şehit Esma Çevik, Şehit Teğmen Akdeniz, Şehit Aybüke Yalçın, Mehmet İrfan Güler, Bülent Sadioğlu ve Bulmuşlar sahalarında keşfedilen petrol rezervlerinin toplamı 867 milyon varile ulaştı.TERÖR ATEŞİ SÖNDÜ19 Mayıs Atatürk”ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı”nda gençlerin buluştuğu bir şölenle anılan Gabar Petrol Sahası”nda Şırnak”ta doğup büyüyen genç mühendisler de hizmet veriyor.AKŞAM, memleketlerine dönüp tarih yazan mühendislerle görüştü. Şırnaklı ODTÜ Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği mezunu Ferit Gören, Gabar keşfinin bölgedeki gençlerin eğitim ve hizmet aşkını kabarttığını belirterek “Bölgede yol, eğitim ve iş imkanı terör ateşinin sönmesini sağladı” dedi. Doğduğu topraklarda hizmet vermenin gururunu yaşadığını anlatan Gören duygularını şöyle anlattı:HAYAL BİLE EDEMEZDİM”Şırnaklıyım, ailemle beraber Şırnak”ta yaşıyoruz. Mezun olduğum dönemlerde kendi memleketimde kendi sektöründe çalışmak aklımın ucundan bile geçmiyorken bugün petrolün başkenti unvanını alan memleketimde görmesi bile hayal olan dağlarımızda çıkardığımız petrol ile ekonomiye can suyu olmanın gururunu yaşıyorum. Bana bu gururu yaşatan kurumuma ve devletimize bu vesileyle minnetimi ifade etmek istiyorum.”BAĞIMSIZLIĞIN MEŞALESİBölgedeki petrol ve enerji faaliyetlerin yoğunluğunun birçok kişiye ekmek kapısı olduğunu kaydeden Gören, “Yüzlerce gencimiz bugün doğrudan veya dolaylı bir şekilde bu projenin bir parçası olup evlerine ekmek götürüyor. Gabar”da petrolün keşfi bölge gençlerimizin hem okul tercihlerini hem de özel sektörde meslek tercihlerini büyük oranda etkilemiş durumda. Yakında Şırnak Üniversitesi”nde açılacak olan “Sondaj Teknolojisi” gibi bölümler şimdiden gençlerimizi heyecanlandırıyor” diye konuştu.Gabar petrolünün Türkiye Yüzyılında enerjide bağımsızlığın meşalesi olduğunu söylene Gören “Bu uğurda büyük bir inançla, azimle, kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. Eskiden internete Gabar yazdığımız zaman karşımıza baştan sona terör haberleri çıkardı, bugün ise petrol haberleri çıkıyor” dedi.CANLA BAŞLA ÇALIŞACAĞIZGabar Petrol sahasında çalışan 31 yaşındaki Elektrik-Elektronik Mühendisi Lokman Üstün”de Şırnaklı. Terörle anılan bir bölgenin Gabar Petrol Sahası sayesinde artık üretimle, kalkınmayla, istihdamla ve umutla anıldığını belirten Üstün “Gabar, sadece bölge için değil ülke genelinde bir zihinsel dönüşüm anlamı taşımaktadır. Ben Şırnaklı bir mühendis olarak anaların ağladığı, ülkemde halkımızın zihninde kara bir anlam taşıyan Gabar”ın aydınlığa kavuşmasını sağlayan bu kutsal proje için canla başla çalışacağım. Ne mutlu bana ki doğduğum topraklarda böyle kutsal projenin bir parçasıyım” dedi.GENÇLERE BİRLİK ÇAĞRISIGençlere çağrı yapan Üstün “Mühendislik okumak, sadece bir meslek sahibi olmak değil, insanlara, çevreye ve geleceğe katkı sağlayan bir yolculuğa çıkmaktır. Benim bölge gençlerine tavsiyem gelin bu yolculukta gücümüze güç katın” diye konuştu.
Source: Www.star.com.tr
Menderesleriyle ünlü Perşembe Yaylası bayram tatilinde yerli turistlerin akınına uğradı
Menderesleriyle dikkati çeken 1500 rakımlı Perşembe Yaylası, bayram dolayısıyla bu yıl da yoğun ilgi görüyor.
İlçeye 17 kilometre mesafedeki menderesleri ziyaret edenler, bol bol fotoğraf çekerek manzaraları unutulmaz hale getiriyor.
Doğa harikası menderesleri ve gölüyle ziyaretçilerine farklı güzellikler sunan yayla, Kurban Bayramı tatilinde yerli turistlerin adeta akınına uğradı.
Bazı vatandaşlar, aileleriyle piknik yaparken bazıları da oturma alanlarında vakit geçiriyor. Perşembe Yaylası”nda açan orman gülleri, ziyaretçilerini cezbediyor.
“Perşembe Yaylası harika bir yer”
Yaylaya gelen ziyaretçilerden Erol Yiğit, AA muhabirine, Perşembe Yaylası”nın doğal güzelliği ve manzarasıyla etkileyici olduğunu söyledi.
Yaylayı daha önce görmeyenlerin mutlaka ziyaret etmesi tavsiyesinde bulunan Yiğit, ailecek vakit geçirebilecek bir yer olduğunu dile getirdi.
Yaylanın son dönemde en kalabalık günlerini geçirdiğini belirten Yiğit, özellikle gurbetçilerin yaylayı özlediklerini ve ilk fırsatta buraya geldiklerini ifade etti.
Harun Yağmur da ailece güzel anlar yaşadıklarını dile getirerek, “Manzarası, havası, suyu ve orman gülleriyle Perşembe Yaylası harika bir yer. Biz de ailecek tatilimizin bir gününü burada geçirdik.” dedi.
Semih Şahin de yaylanın mutlaka görülmesi gerektiğini kaydederek, “Bize göre burası, Türkiye”nin cennet köşelerinden biri. Biz yaylaya hayran kaldık.” diye konuştu.
Doğal manzarası ve temiz havasıyla ilgi gören yayla, dronla havadan görüntülendi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Tarihi Padişah 2. Murat’a uzanıyor: Rivayetlere konu olan köy ismiyle dikkat çekiyor!
Uzunköprü”de 2009 yılına kadar belde statüsünde olan ancak nüfusun 2 bin kişinin altına düşmesi sonucu ilçeye “mahalle” olarak bağlanan Çöpköy, ismiyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Mahallenin ismi yerel halk tarafından iki ayrı rivayete dayandırılıyor. Rivayetlerden birisi Osmanlı padişahı 2″nci Murat dönemine, diğeriyse Balkan Savaşları”nın ardından gelen mübadele dönemine dayanıyor. Çöpköy Muhtarı Metin Aral, toplamda 969 kişinin yaşadığı mahallede, geride kalan süreçte ismin değişmesi için Ankara”ya müracaatlar da yapıldığın söyledi. “PADİŞAHIN AYRANINA SAMAN ÇÖPÜ ATIYORLAR” Aral, Çöpköy ismine konu olan hikayelerden birisinin Sultan 2″nci Murat dönemine dayandığını belirtti. Aral, “Uzunköprü, Osmanlı”nın Rumeli”ye kurduğu ilk şehirlerden. Bu şehir kurulduğunda 2″nci Murat”ın ve beylerin buraları av sahası olarak kullandığı bir alan. Bir gün av dönüşü susamışlar. Çöpköy”den geçerken bir tane kapı çalıyorlar; genç bir kızımız çıkıyor, ondan su istiyorlar. Genç kızımız da o zaman toprağa gömülü bakır testiden ayran ikram ediyor. Ama ayranın içerisine bilerek bir tane saman çöpü atıyor. Tabii bozuluyorlar; “Nasıl bir padişahın, 2″nci Murat”ın içeceğinden nasıl çöp çıkar?” diyorlar. Kız da; “Avdan geldiğiniz için yorgun olacağınızı düşündüm. Ayran soğuk olduğundan dolayı birden içerseniz hasta olacağınız için bilerek attım. Çöp ağzınıza geldikçe dinlenmek zorunda kalacaksınız, dinlendiğiniz sürece sağlığınız bozulmayacak” diyor. Padişah da “O zaman burasının ismi Çöpköy olarak tescillensin” diyor” dedi. “ÇÖPKÖY; ÇÖP ÇEKMEK, KURA ÇEKMEK ANLAMINI TAŞIYOR” Bir diğer rivayetin de mübadele dönemine dayandığını söyleyen Aral, “Mübadele yıllarında Balkanlar”dan gelen Türkler, ilk olarak buralara toplanmışlar, burası bir toplanma bölgesi. Çöp, kura çekme anlamını taşıyor. Kura çekerek dağıtımları yapılmış, kimisi Lüleburgaz”a taşınmış, kimisi İzmir”e taşınmış. Esasında Çöpköy; çöp çekmek, kura çekmek anlamını taşıyor. Çöpköy, çöplük değil, çöp çekilerek dağıtım yapılan yer anlamını ibare ediyor. Türkler, mübadele ile Balkanlar”dan ilk geldikleri zaman uygun olan yerlere gönderilmiş; Trakya”ya, Çanakkale”ye, her yere gönderilmiş” diye konuştu. “İSMİ DEĞİŞMESİ İÇİN ÇABA GÖSTERİLDİ” Çöpköy”ün isminin değişmesi için başkent Ankara”ya başvurulduğunu da anlatan Aral, “Çöpköylüler olarak, bunları bildiğimiz için isminden memnunuz. Ama dışarıdan baktığımız zaman Çöpköy”ün ismi değişmesi için bir çaba gösterildi. Çöplük anlamını taşıdığından dolayı kurtulmak için Ankara”ya müracaat edildi. Bu köyün ismi, tüm haritalarda işaretli olduğundan dolayı değiştirilmesinin pek mümkün olmadığı görüldü. Şu an için aslında değişmesini de istemiyoruz. Biz Çöpköylüler olarak memnunuz. Çöpköy, tarımla uğraşan bir yer olduğu için, tarlalarımız artık insanlarımıza bakmaz duruma geldiği için, çok büyük göçler verdik. Nüfusumuz 2 bin 500″lerde olduğu zaman beldeydik. Belediye başkanlığımız vardı, kendi kendimizi yönetiyorduk. O göçlerden sonra nüfusun düşmesiyle ilk etaplarda nüfus 1900″lere düştü. Bu nüfus, belediyeyi kaybetmemize neden oldu. O zamandan bu yana peyderpey, nüfus şu anda 969 civarında” diye konuştu. “İSMİN, MÜBADELE DÖNEMİNDEN GELDİĞİNİ BELEDİYE KAYITLARINA GEÇİRDİK” Çöpköy belde statüsünde olduğu sıralarda, 2004-2009 yılları arasında son belediye başkanlığı görevini yürüten İzzet Topçu (60) da başkanlığı döneminde ismin mübadele döneminden geldiğini kabul ederek, kayıtlara geçirdiklerini kaydetti. Topçu, “Balkan Savaşları”nda, Balkanlar”dan gelen Türk asıllı göçmenlerimizin, Trakya bölgesinin dağıtımının yapıldığı yer aslında. Türkçesi “çöp çekilen yer” olduğu için adını buradan olmuş. Diğer bir rivayet daha var; Osmanlı padişahlarından 2″nci Murat dönemine dayanan. Bu bir rivayet ama biz belediye başkanlığımız döneminde bu konuyu enine boyuna düşündüğümüz zaman, en mantıklı olanın çöp çekilen yer olduğu için adını oradan aldığını benimsemiştik. Biz bunları belediye kayıtlarına da geçirmiştik” dedi. “İSMİNİ DEĞİŞTİRMEYİ DÜŞÜNDÜK” Topçu, Türkiye”de Çöpköy isminin eşine pek rastlanılmadığını dile getirip, “Çöpköy, söylem olarak elbette insanlara farklı çağrışım yapıyor. İsmini değiştirmeyi düşündük ama genellemede bakıldığı zaman tarihsel adı olduğu için, Türkiye”de bu isimde bir yer olmadığı, tek olduğu için değerlendirmesini yaptık ve vazgeçtik. İsim olarak Çöpköy tek, bir de tarihsel anlamı var. Baştan bunu düşünememiştik. Kalıcı olmasının daha iyi olduğuna inandık” dedi. “KÖYÜN ADINDAN MEMNUNUM, KÖYÜ SEVİYORUM” Çöpköy sakini Nazmiye Aral (96), geçmişte köyün kalabalık olduğunu belirterek, “Köyün adından memnunum. Köy benim zamanımda kalabalıktı ama kimisi işe girdi, kimisi öldü, insanlar azaldı. Eskiden gündöndü ekerlerdi, pancar ekerlerdi, çiftçilik yaparlardı. Köyü seviyorum tabii” diye konuştu. “ÇÖPKÖY”LE GURUR DUYUYORUM” Uzun yıllar İstanbul”da yaşadıktan sonra Çöpköy”e dönen Zübeyde Uzun (60), “Çöpköy geliniyim. Burası çöplü bir yermiş herhalde. Köyümüz çok güzel. Çöpköy adından çok memnunum. 50 senedir İstanbul”dayım, ama Çöpköy”le gurur duyduğum için geldim, emekli olup yerleştim. Bağ bahçe ekiyorum, komşulardan, muhtarımdan memnunum. Dışarıdan gelenler, doğayı görünce çok güzel tepki veriyorlar. Görmeden önce çöplük sanıyorlar, ama hiç öyle değil” dedi.
Source:
Gazze”ye giden Madleen gemisi nedir, kimler var? Madleen gemisi ne taşıyor?
Gemi, adını Gazze’nin ilk ve tek kadın balıkçısı Madleen Kulab’dan alıyor.1 Haziran 2025’te İtalya’nın Sicilya adasındaki Catania limanından yola çıkan Madleen, yaklaşık 2.000 kilometrelik bir rotayı kat ederek Gazze’ye ulaşmayı planlıyordu.İsrail’in tehditlerine rağmen yoluna devam eden gemi, 9 Haziran gecesi İsrail güçleri tarafından durduruldu.İsrail, gemideki 12 kişinin gözaltına alındığını ve ülkelerine geri gönderileceğini açıkladı.MADLEEN GEMİSİNDE KİMLER BULUNUYOR?Madleen, farklı ülkelerden gelen 11 aktivist ve 1 gazeteciden oluşan 12 kişilik bir ekibi taşıyor. Ekip, insan hakları ve dayanışma için bir araya gelmiş isimlerden oluşuyor: Greta Thunberg (İsveç): Küresel iklim aktivisti Rima Hassan (Fransa-Filistin): Avrupa Parlamentosu üyesi Yasemin Acar (Almanya): İnsan hakları aktivisti Baptiste Andre (Fransa): Doktor Thiago Avila (Brezilya): Siyasi aktivist ve gazeteci Omar Faiad (Fransa): Al Jazeera Mubasher muhabiri Pascal Maurieras (Fransa): Deneyimli aktivist Yanis Mhamdi (Fransa): Blast haber sitesi muhabiri Şuayb Ordu (Türkiye): Aktivist Sergio Toribio (İspanya): Aktivist Marco van Rennes (Hollanda): Aktivist Reva Viard (Fransa): Aktivist Özgürlük Filosu Koalisyonu, gemideki tüm gönüllülerin şiddetsiz eylem eğitimi aldığını ve silahsız olduğunu vurguluyor. MADLEEN GEMİSİ ŞU AN NEREDE?9 Haziran 2025 saat 08.30 itibarıyla Madleen, Gazze’ye yaklaşık 220 kilometre mesafede, Mısır’ın Dimyat açıklarında bulunuyor.Ancak İsrail güçleri, gemiyi 9 Haziran saat 01:30 civarında uluslararası sularda durduruldu. Gemi o saatten bu yana hareket edemiyor.İsrail, Madleen’in kontrol altına alındığını ve mürettebatın Ashdod Limanı’na götürülerek sınır dışı edileceğini bildirdi.GEMİDE NELER TAŞINIYOR?Madleen, Gazze’deki insani krizle mücadele için temel ihtiyaç malzemeleri taşıyor. Gemideki yardım yükleri arasında şunlar yer alıyor: Tıbbi malzemeler Un ve pirinç Bebek maması ve bebek bezi Kadın hijyen ürünleri Su arıtma kitleri Koltuk değnekleri Çocuklar için protez uzuvlar İSRAİL’İN TEPKİSİ VE GEÇMİŞTEKİ OLAYLAR2010’da Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıda 10 aktivist İsrail tarafından öldürülmüştü. Mayıs 2025’te ise Özgürlük Filosu’nun Conscience gemisi, Malta açıklarında İsrail’e atfedilen bir drone saldırısına uğramıştı.
Source: İbrahim Turna