Şişli Kent Lokantaları yeniden açıldı
Kapılarını yeniden açan kent lokantalarında vatandaşlara ilk gün ücretsiz yemek dağıtımı yapıldı. Daha önce de hayırsever vatandaşlar tarafından, “askıda yemek” uygulaması kapsamında zaman zaman verilen ücretsiz yemeklerin tamamı bir günlüğüne, dün cezaevindeki eski Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan tarafından satın alındı. Dünkü mönü çorba, etli nohut, pilav, su ve ekmekten oluştu. Şişli kent lokantalarında vatandaşlara 49 liradan yemek verilmeye devam edilecek.
Source: Fatma Aksu
İçişleri Bakanı Yerlikaya”dan Türk Polis Teşkilatının 180″inci kuruluş yıl dönümü mesajı
Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından Türk Polis Teşkilatının 180″inci kuruluş yıl dönümü nedeniyle video mesaj paylaştı.
Videoda, 1963″te mesleğe başlayan emekli polis memuru Mehmet Ali Genç”in, 2024″te mesleğe başlayan polis memurları Enes Taşbayır ve Reyhan Göktekin”e Türk bayrağını öperek teslim ettiği görüntüler yer aldı.
Türk Polis Teşkilatının koskoca bir çınar olduğunu ifade eden Yerlikaya, mesajında şunları kaydetti:
“Asırları aşan onurlu bir geçmiş, milletine adanmış bir yemin. Koskoca bir çınar olan Türk Polis Teşkilatımız 180. yaşında. Bu şanlı üniformayı giyen Mehmet Ali amcamız, Enes ve Reyhan kardeşlerimiz gibi nice kahraman polislerimiz, milletimizin huzur ve güvenliği için gece gündüz demeden görevlerini ifa ediyorlar. Onlar bir annenin duasında, bir çocuğun umudundalar. Türk Polis Teşkilatımızın yıl dönümü kutlu olsun. Bu hafta polis haftamız. Şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi ve emekli polislerimizi minnetle anıyor; fedakar teşkilat mensuplarımıza şükranlarımı sunuyorum.”
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Justin Bieber”dan şaşırtan hamle! Türk şarkıcıyı takibe aldı
Justin Bieber, geçtiğimiz günlerde New York sokaklarında yorgun ve bitkin halde görüntülendi. Sosyal medyada uyuşturucu kullanımıyla ilgili ima ettiği paylaşımlar, tuhaf kıyafet tercihleri ve ani ruh hali değişimleri, ünlü ismin ruhsal olarak zor bir dönemden geçtiği izlenimini güçlendirdi. EŞİ DUA İSTEMİŞTİ Eşi Hailey Baldwin, yakın çevresine “Lütfen onun için dua edin” çağrısında bulunurken, Justin”in durum karşısında çaresiz kaldığını itiraf etti. Baldwin”in bu sözleri, çiftin içinde bulunduğu zorlu süreci gözler önüne serdi. “BANA YÜRÜDÜ” DEMİŞTİ, HAKLI ÇIKTI Justin Bieber son olarak ise sosyal medyada yaptığı bir hamleyle gözleri tekrar üzerine çekti. Dünyaca ünlü şarkıcı Instagram sayfasından şarkıcı Aleyna Tilki”yi takibe aldı. Bieber”ın bu beklenmedik etkileşim hamlesi, müzik dünyasında yeni bir gelişmenin habercisi olabilir. ARALARINDA GEÇEN ANIYI ANLATMIŞTI Aleyna Tilki, 2022 yılında katıldı bir programda Justin Bieber hakkında konuşmuştu. Tilki, Los Angeles bir otelde Justin Bieber ile karşılaştığı, ünlü şarkıcının kendisine yürüdüğünü söylemişti. Aleyna Tilki ifadeleri kullanmıştı, “Justin Bieber, evlenmeden önce, The Beverly Hills Hotel”de bana yürüdü. Sufle yemek için gittim. Yaşım tutmadığı için bara oturmama izin vermediler. En azından bekleyene kadar orada oturmak istedim. Sonra yanımda bir çocuk geldi ama çingen yani. Ben de işte bu ne yapıyor burada işsiz falan dedim. Çocuk garsona “Biraz beklesin burada sıkıntı yok” falan dedi. Bende “Bu kim? Mekânın sahibinin oğlu falan mı?” demiştim. Sürekli kulağıma gelip, bir şeyler söylüyor. Bende “Sürekli kulağıma bir şey söyleme. Çünkü ben çok ünlüyüm kendi ülkemde” dedim. O da “Tamam o zaman” dedi. “Ben sana masa ayarlıyorum, orada takıl”
Source: Haberler
Müge Anlı”dan yeni hamle! Bambaşka bir formatla ekrana gelecek
Ekranların sevilen yüzü Müge Anlı”dan bambaşka bir format ile ekrana gelecek. Müge Anlı ile Tatlı Sert formatından farklı bir yapıma imza atacak olan Anlı, yarışma programı sunacak. BAŞVURULAR ALINMAYA BAŞLANDI Program ile ilgili başvuruları almaya başlanırken duyurusunu da Instagram hesabından yaptı. Programın ne zaman yayınlanacağı henüz bilinmezken, yarışmacı olmak için WhatsApp Başvuru Hattından ulaşmanız gerekiyor. YARIŞMANIN FORMATI ATV ekranlarında Müge Anlı”nın sunumuyla izleyiciyle buluşacak “Güven Bana”, alışılmış bilgi yarışmalarından biraz farklı. Sadece bilgiye değil, stratejiye ve güven duygusuna da dayanan bu yarışma. Yarışmacılar, 2019 yılında ekrana geldiği dönemde toplamda 1 milyon TL değerindeki büyük ödül için mücadele etmişti. Bu yılki büyük ödül ise merak konusu oldu.Yarışmanın ilk aşamasında, iki yarışmacı birlikte bilgi sorularını yanıtlıyor. Her doğru cevap, kasadaki para miktarını artırıyor. Ancak yarışmanın asıl heyecanı final bölümünde başlıyor. Yarışmacılar, kazanılan toplam paranın kime ya da kimlere gideceğini belirleyecek kritik bir kararla karşı karşıya kalıyor. Finalde her iki yarışmacı da ayrı ayrı bir karar vermek zorunda. Butona basan yarışmacı, kasadaki tüm parayı tek başına alabiliyor. Eğer iki yarışmacı da butona basmazsa, kazanç ortak şekilde bölüşülüyor. Ama eğer ikisi de aynı anda butona basarsa, ne yazık ki kimse para kazanamıyor.
Source: Haberler
Doğum yardımına başvurular başladı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın tensipleriyle 2025″in “Aile Yılı” ilan edilmesiyle hayata geçirilen doğum yardımı başvurularına ilişkin açıklamada bulundu.Ailelere ilk çocuktan itibaren verilecek doğum yardımlarını içeren düzenlemenin TBMM”den 27 Mart”ta geçtiğini anımsatan Göktaş, “Sayın Cumhurbaşkanımızın Aile Yılı Tanıtım Programı”mızda müjdesini verdiği doğum yardımı başvurularımızı bugünden itibaren e-Devlet kapısı üzerinden almaya başlıyoruz. Başvurular, öncelikli olarak e-Devlet kapısı üzerinden alınacak ancak e-Devlet üzerinden başvuru yapamayan vatandaşlarımız Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerimizden başvuru konusunda destek alabilecek.” diye konuştu. DOĞUM YARDIMLARI AYLIK 5 BİN LİRAYI BULACAK Doğum yardımlarının herhangi kriter gözetmeksizin yapılacağının altını çizen Göktaş, şunları kaydetti: Bu yardımlardan 1 Ocak 2025 itibarıyla çocuk sahibi olan ailelerimiz yararlanacak. Buna göre, 1 Ocak 2025 itibarıyla doğacak ilk çocuk için 5 bin lira tek seferlik doğum yardımımız, ikinci çocuk için her ay 1500, üçüncü ve sonraki çocuklar için de her ay 5″er bin lira desteğimiz annelerimizin hesabına yatırılacak. Bu desteklerimiz, çocuklarımız 5 yaşını tamamlayana kadar devam edecek.
Source: Abdurrahman Yazıcı
Kulisler hareketli: MEB düğmeye bastı, yaz tatili erkene çekiliyor
Milli Eğitim Bakanlığı”nın (MEB) 6 Haziran”da başlayacak olan Kurban Bayramı tatili öncesinde yaz tatiline ilişkin detaylı bir düzenleme hazırlığında olduğu iddia edildi. AİLELER MAĞDURİYET YAŞAYACAK Sözcü Gazetesi”nde yer alan habere göre Kurban Bayramı tatilinin kaç gün olacağı henüz bilinmezken normal şartlar altında okulların 20 Haziran”da sona erecek olması çok sayıda ailenin mağduriyet yaşamasına neden olacak. YAZ TATİLİNİ ERKENE ÇEKMEK İÇİN HAZIRLIK BAŞLATTILAR Ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte bayramda köy ziyareti yapacak olması ve yalnızca bir haftalık eğitim için yeniden okullara dönmesinin yaratacağı ekonomik maliyetin önüne geçmek isteyen MEB, bu yıl yaz tatilini erkene çekmeye hazırlanıyor. KULİSLER HİÇ OLMADIĞI KADAR HAREKETLİ Kulislerde konuşulanlara göre MEB Bakanı Yusuf Tekin, söz konusu düzenleme hakkında bir takvim oluşturulması ve müfredatın hızlandırılması için talimat verdi. SOSYAL ETKİNLİK HAFTASI BU YIL PAS GEÇİLECEK 6 Haziran 2025 tarihinde başlayacak Kurban Bayramı öncesinde okulların 2-6 Haziran haftası itibarıyla sona ermesi planlanıyor. Normal şartlar altında eğitim ve öğretim döneminin son haftasında uygulanan “sosyal etkinlik haftası” ise sıkışık takvim nedeniyle bu yıl pas geçilecek.
Source: Erdem Aksoy
Benim ineklerim vardı!
Haydi gençler tarlaya!
“Kentsel dönüşüm” için önce “kırsal dönüşüm”.
Vah benim ineklerim!
Ben köyden evlendim.
“Hanım köylüyüm” yani.
O zamanlar, yani 34 sene evvel köyümüzün yaz- kış nüfusu 200’ün üzerindeydi.
Şimdi 9 kişi!
Köylülerimizin büyük bölümü vefat etti, kalanların bir kısmı başka diyarlara gitti, bir kısmı da en yakındaki kasabaya yerleşti.
Köyümüzü aşağı yukarı terk etti.
Bizim köyümüzde bir imam ile bir muhtar vardı.
Namazların yüzde 99’unu cemaat yokluğundan tek başına kılan İmamımız evlendi.
Tayini çıktı.
Kamu otoritesini temsil eden tek yetkili muhtarımız.
Bizim memlekette tam 50 bin 370 muhtar var.
Onlardan biri de köyümüzde.
Ne mutlu bize.
Kastamonu’nun orman köylerinden bizim köyümüz.
Ekilecek biçilecek arazisi fazla olmasa da, 200’ün üzerindeki nüfusu artı büyükşehirlerdeki köylülerimizi besleyecek kadar ürün alınırdı o vakitler.
Hatta artan ürün satılırdı.
Hemen her hanede küçükbaş, büyükbaş hayvanlar vardı bir zamanlar.
Kümes hayvanları vardı.
Hindiler, kazlar ve ördekler köy yollarında pek havalı dolaşırlardı.
Birçok tavukla birlikte gezen ve aralarındaki adaleti pekâlâ sağlayan ne yaman horozlarımız vardı.
Şimdilerde hiçbir şey kalmadı desem yeridir; üç hane var, birkaç büyükbaş hayvanla çarkı döndürmeye çalışan…
Bu üç aileden ikisi tarlaya da gidiyor; ekme biçme işlerini güç bela sürdürüyor.
Bel ağrıları, sırt ağrıları, kemik erimeleri sürekli şikâyetleri.
Yaşlılıkta büsbütün güç oluyor bu işler.
Gençler, “Bırakın işi gücü, muhtaç mısınız? Emekli maaşlarınız var, yetmiyor mu?” deseler de…
Nesillerin gelip geçtiği son birkaç evin bacası tütmesin mi, üç beş hayvan olsun kalmasın mı?
Bizim orada Aşağı Pazar var, Perşembe günleri civar köylülerin toplandığı yer.
Oralardaki her beş kişiden üçü emekli.
Aşağı Pazar yolunun her iki yakasında sıra sıra kahvehaneler dizili.
En güzel iş orada, en büyük sektör!
Pazarımızda yöresel ürünler pek az, olanlar da uzaklardan geliyor.
Üreten yok gibi, köylerimiz artık birer mezra gibi!
Arada bir oralara gelen şehirliler, “ Geçinmek çok zor, en düşük kira 25 bin lira olmuş!” diye dert yanıyorlar.
Yanıyorlar da…
Üst üste yaşadıkları, büyük çileler çektikleri şehirleri bir türlü bırakamıyorlar!
“Emekli maaşınız var, kiminizin kira geliri bile var… Buralara, bilhassa da köylere yerleşmeyi düşünmez misiniz?” diye soruyoruz…
“Düşünmez olur muyuz hiç?” diyorlar …
“Deneyenlerimiz bile oldu ama, sonuçta hastane lâzım. Kastamonu’dan, Karabük’ten hep İstanbul’a Ankara’ya sevk ediyorlar. İnsan biraz yaşlanınca tam teşekküllü hastaneye yakın olmalı.”
Yaşlılar için hastane şart…
Gençler içinse hem hastane, hem okul ve hem de iş.
Peki nasıl olacak bu iş?
Köyler dertli de…
İstanbul büsbütün “acıların şehri” oldu.
Oradaki 60 yıllık ömrün 15 yılı yollarda geçiyor!
Allah muhafaza bir büyük deprem vursa…
İstanbul, “kentsel dönüşüm” işini kaç yılda halledebilir?
Bilinemez, akıl da ermez.
Öte yandan…
İstanbul’da ayak basacak toprak kalmadı neredeyse.
Anadolu’nun birçok ilinde de beton hâkimiyeti var.
Eğer, “yapay et” denilen berbat üretim kalemine bel bağlanmıyorsa…
İstanbul’u da, diğer pekçok şehri de besleyecek olan bizim köylerimiz.
Peki, bu nasıl olacak?
Güzelim yaşlılarımız mı yapacak o üretimi?
Gençler köye gider mi?
Hem şehirli genç, nereden bilecek köy işlerini?
Kimlerden öğrenecek?
Ben 18 yaşıma kadar köy görmedim.
Gördüğümde de hayran kaldım ama elim ne kazmaya yakışıyor, ne anaduta, ne de tırmığa…
“Sonradan görme” köylü olmak çok zor.
Diyelim ki genç sebat etti, gitti, köye yerleşti.
İşleri hangi ekiple yürütecek?
O istese bile hanımı ister mi?
Hanımı istese bile çocukları ister mi?
Ben bu yaşta, buralardaki işi gücü bırakıp köye yerleşsem…
Kimse gelmez ki?
Bütün bunları, Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin yani TZOB’un Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın “kritik” uyarılarını işitince düşündüm.
Yani, aslında hep düşünüyorum da, Sayın Bayraktar bir yangının külünü yeniden yakıp geçti.
TZOB Genel Başkanı’nın dediğine göre çiftçilerimizin yaş ortalaması 59’a yükselmiş.
Gençlik tarımdan elini ayağını iyice çekmiş.
Rakamlar korkunç…
Çiftçilerimizin yüzde 35’i 65 yaş üstü, yüzde 35’i de 50-64 yaş arasında.
Sadece yüzde 5’i 18-32 yaş takımından.
Fena, çok fena!
Bugünkü manzara çok sıkıntılı.
Hele bir 10 yıl sonrasını düşünün; bağı, bahçeyi, tarlayı kim çevirecek?
Hayvancılık işi ne olacak?
Çoğu mahalle statüsüne alınmış köylerimiz ne olacak?
Muhtarlarımız ne olacak?
Mesele, vatandaşları köylere çekmek ya da itmekle de bitmiyor.
Çiftçilik yapacak vatan evlâtları, bilhassa da genç, güçlü kuvvetli, köy işlerinden anlar vatan evlâtları lâzım.
Bizde İlk, orta, lise, üniversite; aşağı yukarı 25 milyon öğrenci var.
Bunun üzerine emeklileri de ekleyin, 40 milyon yapıyor.
Nüfusun yarısı bu iki kaleme gidiyor…
Memurlarımız, kamu işçilerimiz, özel sektör çalışanlarımız, iş göremeyecek kadar yaşlı, hasta olanlarımız…
Köye yerleşmeyi asla düşünmeyecek olanlarımız ve istese de yerleşemeyecek olanlarımız…
Hepsini hesap ediyorum…
Boşa koysam dolmuyor, doluya koysam almıyor.
Köylerimiz, bağlarımız ve bahçelerimiz, tarlalarımız için çare bulamıyorum.
İneklerimizi kurtarmanın çaresini göremiyorum!
Hani, “Acaba” diyorum;
“Gençlerimizin tarım arazisi sahibi olabilmeleri için bir şeyler yapılabilir mi?
Kadınlarımızın köylerimize çekilmesi için teşvik programları uygulanabilir mi?
Eğitimi kaliteli olan ve aynı çevredeki köylerin hepsine hizmet veren köy okulları oluşturulabilir mi?
Köye yerleşmek isteyenlerin ev yapım işlerinde güzel teşvikler uygulanabilir mi?
Köylere yakın şehirlerdeki hastane hizmetlerinin kalitesi hızla arttırılabilir mi?
Çocuklarını köy ya da kasaba okullarında okutan gençlere vergi avantajları sağlanabilir mi?
Tarım liselerinin, tarım meslek yüksek okullarının yanı sıra tarım ilkokulları, tarım ortaokulları da açılabilir mi köylerin yakınlarına?
‘Yapay et lobisi’ne ‘dur’ denilebilir mi?
İnek kaybımız durdurulabilir mi?
‘Büyük Sıfırlama’ yani ‘Great Reset’ tezgâhı bozulabilir mi?
Yoksa yoksa…
Karşımdaki, kabul etmek istemediğim gerçek mi?
Yoksa yoksa…
Köylerimiz neredeyse bitti mi?
İneklerimiz neredeyse elden gitti mi?
Source: Serdar Arseven
Doğum yardımına başvurular başladı! Gelir şartı bulunmuyor
Bakan Göktaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle 2025″in “Aile Yılı” ilan edilmesiyle hayata geçirilen doğum yardımı başvurularına ilişkin açıklamada bulundu.Ailelere ilk çocuktan itibaren verilecek doğum yardımlarını içeren düzenlemenin TBMM”den 27 Mart”ta geçtiğini anımsatan Göktaş, “Sayın Cumhurbaşkanımızın Aile Yılı Tanıtım Programı”mızda müjdesini verdiği doğum yardımı başvurularımızı bugünden itibaren e-Devlet kapısı üzerinden almaya başlıyoruz. Başvurular, öncelikli olarak e-Devlet kapısı üzerinden alınacak ancak e-Devlet üzerinden başvuru yapamayan vatandaşlarımız Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerimizden başvuru konusunda destek alabilecek.” diye konuştu.Doğum yardımlarının herhangi kriter gözetmeksizin yapılacağının altını çizen Göktaş, şunları kaydetti:“Bu yardımlardan 1 Ocak 2025 itibarıyla çocuk sahibi olan ailelerimiz yararlanacak. Buna göre, 1 Ocak 2025 itibarıyla doğacak ilk çocuk için 5 bin lira tek seferlik doğum yardımımız, ikinci çocuk için her ay 1500, üçüncü ve sonraki çocuklar için de her ay 5″er bin lira desteğimiz annelerimizin hesabına yatırılacak. Bu desteklerimiz, çocuklarımız 5 yaşını tamamlayana kadar devam edecek.”
Source: Özgür Gündüz
Arzu Sabancı”dan sürpriz hamle! Hacı Sabancı”nın evlilik dışı çocuğu aileye giriyor
Özel hayatıyla sık sık gündeme gelen Hacı Sabancı ile geçmişte ilişki yaşadığını ifade eden F.D., 4 yaşındaki oğlu Uzay”ın babasının Sabancı olduğunu iddia ederek mahkemeye başvurmuştu. BABASI OLDUĞU KESİNLEŞTİ Açılan babalık davasında Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan DNA testi sonucu mahkemeye sunuldu. Test sonuçlarına göre Hacı Sabancı”nın, Uzay isimli çocuğun biyolojik babası olduğu yüzde 99,99 oranında kesinleşti. Gelişmenin ardından Hacı Sabancı sessizliğini korurken, Arzu Sabancı devreye girerek dikkat çeken bir adım attı. ARZU SABANCI DEVREYE GİRDİ Sabah Gazetesi”nden Bülent Cankurt”un haberine göre Arzu Sabancı, sürece el koyarak tüm aile üyelerini Uzay”ı kabullenmeleri konusunda ikna etti. Hatta aile içerisinde küçük Uzay ile tanışmak üzere bir organizasyon düzenleneceği öğrenildi. Sabancı Ailesi”nin, yakında minik Uzay”la tanışmak için bir araya gelmesi bekleniyor. KONUŞMALARI MAHKEMEYE SUNMUŞTU Daha önce Facebook üzerinden tanışan ikilinin WhatsApp görüşmeleri de mahkemeye sunulmuştu. Mahkemeye sunulan WhatsApp yazışmalarında Fatma D. ile Hacı Sabancı arasında yapıldığı iddia edilen görüşmeler şöyle:Hacı Sabancı: Nerdesin?F.D: Evdeyim canım.H.S: Gelir misin.F.D: Gelirim, yarım saate çıkarım olur mu?H.S: Tamam saat 22.30″da gel.F.D: Tamam süper.H.S: 1.5 saate çık.F.D: Tamam.H.S: Bekliyorum ne giyeceksin.F.D: Ne giymemi istersin.F.D: Bunu düşünüyorum hayatım (Elbise görseli)H.S: Çok iyi.F.D: Ay beğenmene çok sevindim.H.S: 1 saate gel.F.D: Tamam.H.S: Yola çıkınca yaz.F.D: Tamam.H.S: Müsaitim bekliyorum nerdesin.F.D: Taksi bekliyorum canım.H.S: Binince yaz.F.D: Çıktım canım. Konum atar mısın.H.S: Sen konum atsana bakayım.F.D: E-5″e çıkayım şimdi.H.S: Ne içersin ne hazırlayayım viski?
Source: Haberler
Engel tanımadı: Ceza alan kulüp başkanından ilginç yöntem!
Uşakspor Kulübü Başkanı Hasan Doğukan Kurnaz, 21 günlük hak mahrumiyeti cezası nedeniyle tribünden izleyemediği Uşakspor-Muğlaspor maçını vince çıkarak izledi.Kurnaz, iki hafta önce deplasmanda oynanan Silivrispor maçının ardından 21 günlük hak mahrumiyeti cezası almıştı. Bu ceza nedeniyle Kurnaz, Muğlaspor ile oynanan karşılaşmada tribündeki yerini alamadı.Ancak Kurnaz, takımının Muğlaspor ile oynadığı maçı kiraladığı vincin üzerinden takip etti.”TAKIMIMI YALNIZ BIRAKMAMAK İÇİN VİNCE ÇIKTIM”Kurnaz yaptığı açıklamada, “PFDK iki hafta önce oynanan Silivrispor maçında oyuncularımı sakinleştirmek için soyunma odasına gittiğimde 21 gün hak mahrumiyeti cezası verdi. Ben de dün Muğlaspor maçında takımımı yalnız bırakmamak, şehrin takımını yalnız bırakmamak, taraftarlarımı yalnız bırakmamak adına vince çıktım. İnşallah bu cezaları TFF hafifletir. Biz de vince çıkmak zorunda kalmayız, taraftarımızın yanında, Uşaklının yanında, Uşakspor”lu taraftarımızın yanında maç izlemek nasip olur diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Source: Haberler
Böylesi ilk defa görüldü! Köylüler evlerine giremedi: Sayı 250 bini buldu
Yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği gözde kentlerden olan Mardin’de, 22 bin yatak kapasiteli 60’ın üzerinde otelin doluluk oranı yüzde 100’e ulaştı.
Tarihi ve tescilli yapılarıyla ilgi gören, farklı din, dil ve kültürden insanların hoşgörü ve kardeşçe yaşadığı kente gelenler, tarihi sokak ve caddeler ile Cumhuriyet Meydanı, Mardin Müzesi, Kasımiye Medresesi ile Deyrulzafaran Manastırı gibi çok sayıda mekanı ziyaret etti.
Çocuklar ve gençler rehberlik yaptı
Tarihi kentin tarihi ve kültürel miraslarından biri olan ve Doğu’nun Efes’i olarak bilinen Dara Antik Kenti, ziyaretçilerin uğrak noktalarından biri oldu. Bayram boyunca binlerce kişiyi ağırlayan antik kentte, yoğunluk nedeniyle köylüler de kendi evlerine ulaşmakta zorluk yaşadı.
Açık hava müzesine dönüşen antik kenti ziyaret eden turistlere, köyde yaşayan çocuklar ve gençler rehberlik yaptı, bölgenin tarihi ve kültürel zenginliklerini ziyaretçilere anlatarak hem turistlerin ilgisini çekti hem de aile ekonomisine katkı sağladı.
Turizm sektörünün ilgiden memnun olduğunu ifade eden Mardin Turizm ve Otelciler Derneği Başkanı Özgür Azad Gürgör, “9 günlük bayram tatili boyunca otellerimiz yüzde 100 doluydu. Mardin’e ziyaretçi akını vardı. Çevre illere gelenler de Mardin’i gezdi. Özellikle Diyarbakır’da, Urfa’da, Batman’da yaşayanlar ve buraları gezmeye gelenler de günübirlik tarihi kente geldi. Konaklama ve günübirlik ziyaretçilerimizle birlikte kente 9 günlük bayram tatilinde 250 bin kişi ziyaret etti. Bayram tatili memleketimize, bölgemize, turizme çok ciddi katkısı oldu” dedi.
‘Mardin’imizi en iyi yere getirmeyi hedefliyoruz’
Kentteki turizm hedeflerine değinen Gürgör, “Allah’a çok şükür şu an nisan-mayıs ayında çok ciddi taleplerimiz mevcut. Nisan ayında müsaitlik durumumuz minimuma düştü. O açıdan biz turizmciler olarak çok mutluyuz. Mardin, turizmde en çok misafiri ağırlayan ve misafiri gelen il. Yukarı Mardin’deki tarihi dokusuyla, kilise ve medresesiyle, gastronomisiyle ve açık hava müzesi yapısıyla çok şanslıyız. Gelen misafirler ırkı, dini, dili ne olursa olsun kendinden bir parça görüyor. O açıdan biz çok mutluyuz, inşallah bunu tamamıyla 12 aya veya minimum 10 aya yayıp Mardin’imizi en iyi yere getirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
Source: Ahmet Yavuz