Çiftçilerden İmamoğlu”na traktörle destek yürüyüşü
CHP Bafra ilçe başkanlığı, Ekremİmamoğlu’na destek vermek için yürüyüşdüzenledi. Bafra Anadolu Lisesi önündetoplanan kalabalık, ellerinde Türkbayrakları ve dövizlerle yürüdü. Yürüyüşekatılanlar sık sık hükümeti protesto edensloganlar attı. Bafralı çiftçilerin traktörlerve dozerlerle destek verdiği eyleme,Samsun CHP il başkanı Mehmet Özdağ,eski CHP milletvekili Neslihan Hancıoğlu,CHP ilçe başkanları, İYİ Parti’den ayrılanbelediye başkan adayı Hamdi Yıldız, ZaferPartisi ilçe başkanı İsmail Ünlü de katıldı.
Source: Cemil Ciğerim
Bugün Denizli yarın başka bir şehir
Ki o Denizli; Fenerbahçe’yi son maçta şampiyonluktan eden Denizlispor’du.Bu bir protesto mu? Bir feryat mı? Yoksa sadece, “Artık bir şeyler değişmeli” diyen sessiz ama derin bir mesaj mı?Bugün Denizlispor’un yaşadığı şey, aslında Türk futbolunun içinde bulunduğu çıkmazın bir özeti.Bir zamanlar Süper Lig’de 19 sezon mücadele eden, Avrupa’da ses getiren, tribünleri coşturan Denizlispor, bugün 3. Lig’de kümede kalma savaşı veriyor.Bu sadece bir takımın düşüşü değil; bir şehrin futbol ruhunun erimesi, bir neslin futbol sevgisinin yok olması, bir kültürün kaybolması demek.Bugün Denizlispor, dün Eskişehirspor, Kocaelispor, Sakaryaspor, Orduspor…Bir zamanlar Süper Lig’in güçlü takımlarıydılar. Bugün çoğu ya kapanma noktasında ya da alt liglerde sürünüyor.Peki neden?Yanlış yönetimler mi? Borç batağı mı? Sistemin sadece büyükleri ayakta tutan yapısı mı?Aslında hepsi…Yıllardır yanlış yönetilen sistem, bu şehirleri futboldan kopardı.Bugün Denizlispor’un başkanı tek başına bir meydanda oturuyor.Ve sorulması gereken soru şu; bu mesajı kim duyacak?Çünkü bu sadece Denizlispor’un değil, Türk futbolunun sorunu.Ve bu değişmezse, bugün Denizli, yarın başka bir şehir, aynı hikayeyi yaşamaya devam edecek… Biraz yavaşlamak iyi gelebilirBir Fransız gazeteci arkadaşımla sohbet ediyorduk. Türkiye’yi yakından takip eden, ülkeyi seven, yılda birkaç kez İstanbul’a, İzmir’e ve çevresine gelen biri…Dedi ki.“Bizde hayat sizden daha yavaş akıyor. Türkiye’nin dinamizmi müthiş, Avrupa’da bu yok. Sürekli değişen gündem Türk insanını diri tutuyor.”Bu tespitine katılıyorum. Gerçekten de Türkiye, durağan bir ülke değil. Manşetler sürekli değişiyor, tartışmalar bir anda yön değiştiriyor, gündem adeta akıp gidiyor.Ama bu gerçekten iyi bir şey mi?Evet, Türkiye’nin enerjisi yüksek. Her an bir şeyler oluyor. Dünyada başka ülkelerde haftalarca sürecek gelişmeler bizde birkaç saat içinde yaşanıp unutuluyor.Ekonomik dalgalanmalar, siyasi gelişmeler, toplumsal tartışmalar… Dün çok önemli görünen bir konu, bugün kimsenin ilgisini çekmeyebiliyor.Bu durum bizi gerçekten “diri” mi tutuyor, yoksa fark etmeden yoruyor mu?Fransız dostumun dediği gibi, Avrupa’da hayat daha yavaş. Bir tartışma günlerce, haftalarca sürebiliyor.Bizdeyse her şey hızla olup bitiyor.İlk bakışta bu, güçlü bir yön gibi duruyor. Ama derinlemesine düşününce, belki de bir konuyu sindirmeye, gerçekten anlamaya, üzerine uzun uzun düşünmeye pek fırsat bulamıyoruz.Bizi dinç tutan bu hız, bazen de bizi yoruyor.Ve bazen insan durup, “Biraz yavaşlasak mı?” diye düşünmek istiyor. Hayatı bulmaya çalışmakBen Affleck’in şu sözüne takıldım.“Biz öyle kavga eden bir çift değildik. Skandallar da yoktu, bulamazsınız. Öyle konuşulduğu gibi dedikodular da… Biz sadece hayatımızı bulmaya çalışan insanlarız. Hepsi bu.”Basit ama ne kadar derin bir cümle…Bazen bir aşk hikâyesi biter, bazen dostluklar kopar, bazen yıllardır emek verdiğimiz işler bizi artık mutlu etmez. O an hepimiz aynı soruyu sorarız:“Ben nerede kayboldum?”Çünkü bazen mesele karşındaki insan değildir. Bazen mesele, senin kendi hayatını nerede kaybettiğindir.Hayatı bulmak…Büyük aşkların, büyük hikayelerin, büyük beklentilerin peşinde koşarken hayatı kaybediyoruz belki de. Bir yerde yanlış bir karar alıyoruz, sonra onu düzeltmek için başka bir karar alıyoruz. O karar başka bir yola sokuyor bizi; derken fark ediyoruz ki kaybolmuşuz.Affleck’in o cümlesi tam olarak bunu anlatıyor işte. O ve Jennifer Lopez’in hikayesi, sadece bir Hollywood masalı değil. O hikâyede hepimiz varız.Bir sabah uyanırsın ve bir bakarsın, kendini ait hissettiğin yerde değilsin.Ve sonra tek bir şey yaparsın…Hayatını bulmaya çalışırsın.Ünlü çift kavga ederek, yıpratarak, düşman olarak değil, hayatlarını arayarak ayrıldılar.Kim bilir, belki de gerçek aşk, gerçek huzur, gerçek mutluluk, önce kendimizi bulduğumuz yerde başlıyordur. Yılda 400 bin euroluk işBir ilan dikkatimi çekti.Avustralya”nın iç kesimlerinde 500 nüfuslu bir kasabaya doktor aranıyor.Ve başvurular bu Pazar günü bitiyor.Yakında tek doktorunu kaybedecek olan bu kasaba yeni doktoruna 680 bin Avustralya doları teklif ediyor. Yani 408 bin euro. Bu kadar da değil; kira yardımı ve araba da maaşa dahil değil.İşin püf noktası, Brisbane”in 17 saatlik sürüş mesafesinde olması. En yakın büyük şehir olan Townsville ise yedi saatlik sürüş mesafesinde.Bu Avrupa’ya uzaklık.17 saat uçtuktan sonra bir 7 saat daha uçuyorsunuz.Adaylar için kavurucu sıcak ve tropikal böceklerle ilgili de bir detay var.Kasabanın emekliye ayrılan sağlık görevlisi Dr. Adam Louws, kendisinden sonra göreve gelecek kişinin sakin bir hayat temposuyla karşılaşacağını ve daha önce hiç kullanmadığı becerileri öğrenme şansına sahip olacağını söylüyor.Julia Creek, geniş açık alanları ve turuncu gün batımlarıyla Avustralya Outback”inin büyüleyici, romantik olduğunu da hatırlatıyor.Ne dersiniz; yılda 400 bin euro kazanmak ister misiniz?
Source: Deniz Si̇pahi̇
Tıpkı filmlerdeki gibi “Allah kurtarsın” deyip ayrıldım
Hava Hanım, eşi Hasan Bey, kızları Neslihan Hanım, Silivri yerleşkesindeki cezaevine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu değil, oğulları, kardeşi Ekrem İmamoğlu’nu ziyarete gidiyordu. Evlatları, kardeşi cezaevinde olan herkes gibi onlar da üzüntülüydü. Cezaevine demir kapılarından, bir dizi kontrollerden geçerek ziyaret odasına ulaştılar.
Anne Hava Hanımdan önce, Neslihan Hanım, ağabeyinin girişini görür görmez koştu ve yürekten sarıldı. Anne, oğlunu gördüğünde “Ekrem, yavrum” dedi. Baba Hasan İmamoğlu, içi kan ağlasa da soğukkanlılığını korumaya çalıştı. Oğluna, “Geçmiş olsun, bu günler de geçer” diyebildi. Cezaevi çıkışında anne Hava Hanım, “Oğlumun suçu yok. Dayanamıyorum. Çıkmasını istiyorum” diyebildi. Baba hiç konuşmadı. Cezaevinden ayrıldıktan sonra sadece SÖZCÜ’ye konuştu. Oğluna karşı gösterilen ilgiyi, desteği gördükçe, “Bizim insanımız adildir. Ama maalesef adaletli olmayan idareciler de çıkıyor” dedi.
GÖRÜŞMEYİ ANLATTI
Cezaevine girene, ziyaretçisi moral verir. Ancak Ekrem İmamoğlu, gelenlere moral veriyor. Baba Hasan İmamoğlu, oğluyla cezaevinde ilk görüşünü şöyle anlattı:
“Ekrem’i çok moralli gördüm. Benim konuşmama fırsat bile vermeden hep o konuştu. ‘Baba, bu iş böyle nereye kadar gider, ama hiç mesele değil. Ben bütün parti çalışmalarına dikkat ediyorum. Arkadaşlarımızla mesai içinde görüşüyorum. İdari açıdan herhangi bir sıkıntı yok.’ Seçimler için çok iddialı.
O KADAR KÖTÜ BİR YER DEĞİL
İkimiz de konuşmamızda, ‘Allah Devletimize, milletimize zeval vermesin. İnşallah sen de bir an önce tahliye olursun’ dediğimde, ‘Baba, cezaevi o kadar kötü bir yer değil. Kitap okuyorum. Ama ziyaretçilerimden fırsat bulup tam olarak okuyorum da diyemem.’ Belki bizim gönlümüz olsun, daha fazla üzülmeyelim diye bunları söylüyordur.
Ama ne olursa olsun oranın adı cezaevi. Cezaevinde açık söyleyeyim şunu da gördüm: Cezaevine ilk kez gittim. Sağ olsun bütün görevlilerin de çok yakın ilgi ve alakalarını gördüm. Ekrem Bey de, aynı şeyleri söyledi. Yani cezaevinde de aynı, polis de aynı yakınlığı görmüş. ‘Bu konuda çok rahatım’ dedi.
ZAYIFLAMIŞ GÖRDÜM
Ekrem Bey’i, biraz kilo vermiş gördüm. O da nezaret döneminde daha çok vermiş. Kendisi spora meraklıdır. Cezaevimde küçük bir alanda ancak yürüyüş yapabilme imkanı var. Orada yürüyüş yapması ziyaretçilerin çokluğundan mümkün olmuyor.
Biz Ekrem’i beklerken, cezaevi görevlisi de, ‘Aşırı sayıda ziyaretçisi geldiğini’ söyledi. Allah yokluklarını vermesin. Benim için önemli olan onun moralli oluşuydu. Çok şükür çok moralliydi. Orada, iş hayatımızdan bahsetmedik. Belki biliyordur, bilmiyorum ama bizimle ilgili yasaklar devam ediyor. Gittiğimde Beylikdüzü Belediye Başkanımızı, bazı belediye başkanları ve bürokratları da ziyaret etmek istedim. ‘Onun için başka gün gelmemi’ söylediler. Görüşme yapabilmenin de kuralları var tabii. Sonuçta orasının adı cezaevi, başka bir şey değil.”
OĞLUM TUTTUĞUNU KOPARIR
Hasan Bey’e, “Eşinizin durumu nasıldı?” diye sorduğumda, “Hanım benden metanetliydi. Hanım biraz çilekeştir. Üzüntüsünü hissettirmez. Açık söyleyeyim ben biraz duygusalım” dedi ve bu konuyu şöyle açtı:
“Şöyle bir şey Saygı Bey, biz baba-oğul değildik, yani biz iş hayatımızda hep beraber olduk. O talebeyken işe sokmuştum onu. Biraz daha da duygusallığım şuradan geliyor: Ben çok eziyet etmişim ona. Yani eziyet derken, iş hayatına bir an evvel girsin diye okul hayatındayken işe sokmuştum onu. Ama biliyordum onun tuttuğunu koparan, başaran bir insan olduğunu. İnşallah geçecek bu sıkıntılar ne diyeyim.
Kardeşi Neslihan da iyi. Biz, Ekrem’e gidip onu hem ziyaret edip, hem moral verecektik. Ama o bize moral verdi. CHP’nin eski genel başkanlarından Hikmet Çetin de bizden önce ziyarete gitmiş. O da aynı şeyi söyledi. ‘Biz moral verelim derken, o bize moral verdi’ dedi.
40 DAKİKALIK GÖRÜŞ
Görüşme süresi 40 dakika olarak belirlenmişti. Oğlumla açık görüş yaptık. Biz görüşürken, iki kez görüşmenin kalan süresi hatırlatıldı. Yani ‘Görüşme sürenizin bitmesine 10 dakika kaldı, 5 dakika kaldı’ gibi. Görevliye, ‘Rahat olun, biz süremizi bile doldurmadan önce çıkarız’ dedim.
Hakikaten öyle. Ekrem Bey, başkan olduğunda randevu istediğim zamanlar oluyordu. Görüşme süresini benden kısıyordu. Çünkü çok işi oluyordu.”
GERÇEKTEN ALLAH KURTARSIN…
Ayrılık saati en zor andır. Baba, oğlunun yanından ayrılırken, cezaevinde olan herkes için söylenen “Allah kurtarsın” dedi. Gözleri doldu, oğluna göstermemek için sırtını döndü ve arkasına bakmadan odadan çıkarken özellikle film sahnelerini hatırladı. Cezaevlerindeki konuşmalarda “Allah kurtarsın” deniliyordu. Hasan Bey de giderken içinden “Allah kimseyi buralara düşürmesin. Allah kurtarsın ama gerçekten Allah kurtarsın” diye geçirdi. Hasan İmamoğlu, duygularını şöyle anlattı:
“Ekrem Bey’in psikolojisi çok çok iyi. Üzülmememiz için hep bize telkinde bulundu. O an hep kafamda ‘Bu devlet, ülkemiz nasıl kurtulacaksa öyle kurtulsun’ vardı. Yapacak bir şey yok.”
NE BORCUM, NE ALACAĞIM VAR
Hasan ve Ekrem İmamoğlu’nun 1967’de kurulan İmamoğlu İnşaat şirketine el konulmuştu. Henüz bir kayyum atanmamış. İmamoğlu’nun da şirkete girmesine, bir şey satmasına da izin yok. Sonra 12 Eylül 1980 darbesinde yaşadığı olayı hatırlattı ve şunları söyledi:
“12 Eylül 1980 ihtilali olduğu sabaha karşı karanlıkta kalktım, Artvin tarafına pazarlamaya çıkmak için hazırlık yapıyordum. Amcam beni görünce, ‘Nereye gidiyorsun?’ dedi. ‘Pazarlamaya çıkıyorum’ dediğimde, arabanın radyosunu açmamı söyledi. Açtım. Radyoda ordunun yönetime el koyduğu, banka hesaplarına da el konulduğu belirtiliyordu. Dedim ki ‘Ben yatmaya gidiyorum. Hesaplara el konulduğuna göre ne borcum var ne alacağım.’ Ne kadar rahatım. Şimdi de aynı durum. Şimdi gidiyoruz ofise, oturup çıkıyoruz.
Valla benim derdim çok. Çünkü benimle çalışan herkes benim çocuğum. Onların çocukları da benim sorumluluğumdadır. Çok şükür şimdilik önümde bir sıkışıklık görmüyorum. Onları karşıladıktan sonra hiç sorunum, derdim yok yani. Ben, öyle ihtirasları çok olan biri değilim. Her şeyin düzeleceğine inanıyorum Saygı Bey.”
Hasan Bey’den sonra, o an yanında bulunan Hikmet Çetin’le de konuştum. Ekrem İmamoğlu’ndan söz ederken, “Ekrem Bey’in morali iyi. Ön seçim sonuçları, katılımın yüksek oluşundan da çok mutlu olmuş. Tabii bu heyecanın, coşkunun devam ettirilmesi gerektiğini” belirtti.
Source: Saygı Öztürk
Bir aile ziyareti, bir gurme turu
Geçen hafta Mersin’e ailemi ziyarete gittiğimde uzunca zamandır merak ettiğim Yeryüzü Pazarı’nı görmek üzere Tarsus’a geçtim. Mis gibi narenciye kokularının arasındaki kısa bir yürüyüşün ardından tarihi Kubatpaşa Medresesi’nin önündeki alanda iki haftada bir pazar günleri kurulan pazara ulaştım. Girişteki dükkânının önünden geçerken babamın “Ah keşke bugün açık olsaydı da uğrasaydık” dediği meşhur Humusçu Orhan’ın tezgâhını görünce sevinip koşarak yanına gittik ilk iş.Tarsus’ta humusu Suriye değil, Beyrut usulü yapıyorlar. Yani o pürüzsüz kıvamda değil de tokmakla dövüp daha taneli bırakıyorlar. Üzerine de içinde biber yaktıkları tereyağını gezdirip, kimyon ve sumak serpip az da maydanoz koyarak servis ediyorlar.Az ötede ev yapımı kerebiç ve yine dışarıda asla bulamayacağınız, bizim oraların özel şerbeti, bol baharatlı kaynar satan dünya tatlısı Mine Soydan. Hemen yanlarında kendi lavanta çiftliğinin ürünleriyle gelen Çiğdem Ünal. KARAKILÇIK UNUNDAN KARAKUŞ Bizim bölgenin bayram tatlısı olarak da bilinen karakuş yapan teyzeyi görünce gözüm dönüyor. Tezgâha yanaşınca şaşırıyorum çünkü gerçekten de eski hatta en eski usulde yapıyor karakuşu Müjgan Ay. Hibrit buğdaylardan önce yörede kullanılan karakılçık unuyla hazırlıyor karakuşun hamurunu. Sonra incecik açıp içine bolca yerli ceviz konuyor, şeker paketi gibi iki uçtan sıkıp minik kulak bıraktıktan sonra bölgenin sarıulak zeytininin yağında kızartıp sonra da şerbetliyor. Net olarak söyleyebilirim ki şimdiye kadar yediğimin en iyisiydi. Ki zaten çeşitli yarışmalardan ödülü de varmış, gururla anlatıyor hasbihal ederken.Ayşegül Doğan harnup yani keçiboynuzundan lokum yapıyor. Raziye Uysal kendi yetiştirdiği kuşkonmazları satıyor. Namrun Yaylası’nda çiftçilik yapan Hülya Hanım mayalı denen karakılçık unlu çöreği yapıp yanında zeytinyağıyla veriyor. Tüm bunlar olurken şehrin son sepet ustası Sepetçi Mustafa bir kenarda sepetlerini örmeye devam ediyor.Pazardaki tek bal tezgâhına yanaşıyorum. Hemen bal ikram ediyor Habib Kaya yurtdışında Balmut markasıyla aldıkları ödülden gururla bahsederek. “Geven ağırlıklıdır bizim ballarımız. Buraların endemik geven çeşidi diğer yöredekilerden farklıdır” diyerek de anlatıyor bir yandan. Yan tezgâhtan yayla bandırması uzatıyor Muttalip Eker tatmam için. Cevizli sucuğun buralardaki adı böyle. Şeker ilavesiz farklı meyvelerle hazırladığı pestiller de tezgâhtan göz kırpıyor. Burada satışa başladıktan sonra Dudu adında kendi markasını da kurmuş üstelik. HİKÂYELERİNİ DİNLEYİN! Yeryüzü Pazarı (Earth Market) Slow Food hareketinin bir parçası olarak dünyada hızla yayılan; üreticinin tüketiciyle doğrudan buluştuğu, endüstriyel tarımdan uzak, küçük üreticilerin alın teriyle yetiştirdiği ürünlerin satıldığı pazar alanlarına verilen ad. Satış yapacak olanlar ince elenip sık dokunup çeşitli gözlem ve kontrollerden sonra kabul ediliyor. Yerel ve sürdürülebilir üretim yapan üreticiler bir yandan da o coğrafyanın en özel malzemelerinin ve yemeklerinin gün yüzüne çıkıp korunmasına da vesile oluyor.Bu pazarlarda alışveriş yapmak demek sadece iyi ürün almak demek değil. Buraya giden herkes, o ürünün nasıl üretildiğini, hikâyesini, toprağın nasıl işlendiğini, çiftçinin emeğini bizzat dinleyebiliyor. Bu da tüketiciyi sadece bir ‘alıcı’ olmaktan çıkarıp bilinçli bir ‘katılımcı’ haline getiriyor. Ve aslında dinleme zamanının çoktan geldiğini idrak ettiriyor. Ürünün ve üreticinin hikâyesini dinleme zamanının…2020’de kurulan bu pazar Türkiye’nin ilk yeryüzü ve plastik kullanılmayan tek pazarı. Foça, Şile, Muğla ve Kastamonu’da da kuruluyormuş Tarsus Belediyesi, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası, Tarsus Ticaret Borsası, Tarsus Ziraat Odası ve Tarsus Slow Food Derneği’nin ortaklığıyla yönetiliyor. Ama gayretin bence en büyüğü derneğin başkanı, bölge için müthiş işler yapan Yasmina Şelfun Lokmanoğlu’nun. Tam da bayram üzeri yerel hafızamı tazeleyen bu pazar ailece bize öyle iyi geldi ki… Emeği geçen herkesin eline sağlık. TARSUS USULÜ KEBAP İÇİN DEYMURİ Tarsus’a gitmişken kuşgözü lahmacunundan ve kebabından yemeden dönmemek gerek. Biz evde hazırladığımız harcı, fırınlardan birine götürdük. Ama çarşının içinde her şeyini kendi yapıp satan fırınlar da var.Tarsus’un kebabı da minicik lahmacunu gibi, alışık olduklarımızdan farklı. Tarsus usulü kebabın en büyük farkı, içinde soğan ve yeşillik kullanılması. Ben @mersindeneyenir adlı hesabın önerisiyle Deymuri’ye gittim. Buranın ustası Hamit Göktemu, Tarsus’un bilinen en eski kebap ustalarının yanında yetişmiş. Şu anda işin başında birlikte durduğu oğlu Sergen’i de o yetiştirmiş. Kızı da dahil olmak üzere burada herkes işin bir ucundan tutuyor. Kebaplar bahçedeki açık mutfakta, gözünüzün önünde hazırlanıyor. Sergen bizim siparişleri hazırlarken “Ablacım kırmızı soğan kullanmak lazım, diğer cinsler kıymayı sulandırıyor” diyerek anlatıyor. Hazırda bekletip sık sık tazeledikleri minicik doğranmış soğan, kapya biber ve maydanoz karşımını iri çekilmiş kuzu kıymasına biraz toz biber ilavesiyle karıştırarak hazırlıyor kebabı. Uzun süre marinasyonda beklettikleri dana kuşbaşı da lokum kıvamındaydı. Bu salaş ve sattığı her şeyi layıkıyla yapan aile işletmesini çok sevdim. Yolunuz düşerse uğrayın.
Source: Ebru Erke
Fırtına vakti
Yıllardır geri dönmenin hayalini kurduğu Trabzonspor”da teknik direktörlük koltuğuna oturan Fatih Tekke, bugün çok özel anlar yaşayacak. Başarılı hoca, ilk kez Papara Park”ta bordomavili tribünlerin karşısına çıkacak, tam anlamıyla bayram havası esecek. Başakşehir karşılaşmasıyla göreve başlayan ve 3-0″lık galibiyet alan Tekke için Göztepe sınavının ayrı bir anlamı daha var. Eğer kazanırsa, Ertuğrul Doğan”ın başkanlığı dönemindeki en iyi hoca başlangıcına imza atacak ve 2″de 2 yapacak. Teknik patron Avcı, Bjelica ve Şenol Güneş”in yanı sıra kulüpte görev alan Orhan Ak ile İhsan Derelioğlu da 2″de 2 yapamamıştı. BASKI KUR, TOPU KAZAN Ak 2 maçta 3, İhsan Derelioğlu aynı periyotta 1 puan aldı. Bjelica, ilk 2 maçına deplasmanda çıktı ve 0 çekti. Abdullah Avcı 4 puan kazanırken, Güneş ise 2 beraberlikle göreve başlamıştı. Geldiği günden bu yana “savaşan takım” vurgusu yapan Tekke, Başakşehir sınavında çok küçük dokunuşlar yaptıklarını belirtmişti. 47 yaşındaki hoca, Göztepe maçında ise kendi oyun anlayışından daha somut görüntüler ortaya koymaya çalışacak. Tekke”nin daha çok ön alan baskısı, topa hakimiyet ve daha çok organize atak konuları üzerinde durduğu ve bunu talebelerine aşılamaya çalıştığı dile getirildi. 19 YIL SONRA TEKKE Yeni teknik direktör Fatih Tekke bugün Papara Park”a ilk kez çıkıyor. Bordo-mavili takımın unutulmaz isimlerinden 47 yaşındaki hoca, bordo-mavili formayla o dönem açık olan Avni Aker Stadyumu”nda son kez Fenerbahçe”ye karşı 29 Nisan 2006 tarihinde 2 gol atmıştı. Fatih Tekke, şimdi ise Trabzon”a teknik direktör olarak döndü. 19 yıl sonra, 29 Mart 2025 tarihinde bu kez saha kenarında hoca olarak görev yapacak. Tekke”nin futbolcu olarak Trabzon”da son kez sahaya çıktığı günden hoca olarak dönmesi arasında tam 6 bin 909 gün var.
Source: Fotomaç
Öğrencilerin çifte tatili başladı: Kalemler dinlensin defterler uyusun
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) takvimine göre, yaklaşık 20 milyon öğrenci ve bir milyon 200 bin öğretmen için 2024-2025 eğitim öğretim yılının ikinci ara tatili dün okullarda son ders zilinin çalmasıyla başladı. Resmi olarak 31 Mart-4 Nisan tarihlerini kapsayan ara tatil, hafta sonlarıyla birlikte 9 gün sürecek. Ayrıca Ramazan Bayramı’nı da içeren bu tatilde çocuklar, aile büyükleri ve komşularıyla bayramlaşacak.MİNİK BİR ARA ZAMANIMilli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, sosyal medya hesabında ‘minik bir ara zamanı’ diyerek öğrencilere şöyle seslendi: “Bir dönemin daha sonuna geldik. Çalıştık, öğrendik, bazen zorlandık ama hep birlikte başardık. Bu güzel tatil Ramazan Bayramı’nın neşesiyle de şenlenecek. Kalemler dinlenmeye, defterler uyumaya çekilsin. Oyunlar, kitaplar, sevdiklerimizle geçirilen sıcacık anlar sizlerle olsun. Bayramın gelişiyle evlerimiz mis gibi kokacak, kalplerimiz sevgiyle dolacak. Tatilde bol bol gülün, sevdiklerinizle vakit geçirin, bayram coşkusunu yaşayın. Büyüklerinizin ellerinden öpmeyi, bayramın birleştirici ruhunu kalbinizde hissetmeyi unutmayın. En güzel bayram hediyesi mutlu, huzurlu ve sağlıklı anılar biriktirmektir. Şimdiden iyi tatiller, mutlu bayramlar.” BOL BOL GEZECEĞİZBayramda giyecekleri kıyafetleri dahi özenle hazırlayan İstanbul Beşiktaş’taki Hüseyin Aycibin İlkokulu öğrencileri, ara tatil planlarını şöyle anlattı:Efe Kargın, 3’üncü sınıf: Tatile çıkacağım için çok mutluyum. En çok ailemle vakit geçireceğim ve bayramda gezeceğim için heyecanlıyım. Aynı zamanda bu sürede ödevlerimi yaparak kitap okuyacağım.Defne Derebaşı, 3’üncü sınıf: Tatilde ne yapacağımı bilmiyorum çünkü ailem henüz bir plan yapmadı. Okulu özleyeceğimi sanmıyorum çünkü bu tatil bayrama da denk geldiği için bence daha eğlenceli geçecek.Zeynep Sude Karan, 4’üncü sınıf: Bayramda büyüklerimizi ziyaret etmek için ailemle Ankara ve Eskişehir’e gideceğiz. Bu yüzden çok heyecanlı ve mutluyum. Ancak okul kapandığı için de üzgünüm. Öğretmenime bugün okulun son günü olduğu için ‘tatilde ödev vermeyin’ dedik. Ancak bu teklifimizi kabul edip etmeyeceğini bilmiyoruz. Eğer ödev verirse, tatilde ders de çalışacağım.Mert Bilir, 3’üncü sınıf: Okula 9 gün ara vereceğimiz için üzgünüm çünkü arkadaşlarımı özleyeceğim. Fakat bir yandan da tatil yapacağım için mutluyum.SARE ANIKDAR, 4’üncü sınıf: Tatile gireceğimiz için çok mutluyum. Sömestir tatilinden sonra bir hayli yorulmuştuk ve dinlenmeye ihtiyacımız vardı. Ancak matematikte eksiklerim olduğu için tatilde biraz bu dersi tekrar etmeyi düşünüyorum.Ayşe Zümra Coşkun, 3’üncü sınıf: Bayramda komşularımızın kapısını tek tek çalarak onlarla bayramlaşacağım. Arkadaşlarım da gelecek.Halit Arhan Durmuş, 4’üncü sınıf: Tatilde Ankara’ya babaannemin yanına gideceğim ve orada şeker toplayacağım. Ancak yine de okulda olmayı tercih ederdim çünkü okulumu çok seviyorum ve burada daha çok eğleniyorum. Derslerim de çok iyi. Büyüyünce avukat olmak istiyorum.Ata Kartal Tuner, 4’üncü sınıf: Bayramda büyüklerimi ziyaret edip arkadaşlarımla şeker toplamayı planlıyorum. Ayrıca topladığım paralarla da marketten abur cubur alacağım. Yani bayramda şekere ve çikolataya doyacağım.
Source: Melike Çalkap
Paris’in kalbinde İstanbul rüzgarı
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Fransa’nın başkenti Paris’te dünyanın en ünlü caddelerinden biri olan Champs-Élysées’de 300 metrekarelik alanı kaplayan İstanbul temalı afişle dikkatleri üzerine çekti. Görsel, Kültür ve Turizm Bakanlığı Paris Kültür ve Tanıtma Müşavirliği Hizmet Binası’nın dış cephesine kaplandı. İstanbul’un Paris’in kalbinde tanıtıldığını sosyal medya hesabı üzerinden duyuran Bakan Ersoy, “Paris’in kalbinde İstanbul var. Dünyaca ünlü Champs-Élysées’de yer alan Paris Kültür ve Tanıtma Müşavirliği binamız, 300 metrekarelik İstanbul görseliyle kaplandı. Katı reklam kurallarına rağmen alınan özel izinle, kültürel mirasımızı dünyanın en ikonik caddelerinden birine taşıdık. Hazirana kadar Paris’teyiz” dedi.DEV AFİŞ HAZIRLANDIEdinilen bilgilere göre İstanbul görselinin binaya uygulanması için ilk olarak apartman yönetimiyle anlaşma sağlandı. Ardından, Champs-Élysées Belediye Başkanı Jeanne d’Hauteserre ve Paris Belediyesi yetkilileriyle yürütülen görüşmeler neticesinde 12 Mart’ta resmi izin alındı. Bakan Ersoy’un da onayı ile uygulama, 27 Mart’ta tamamlandı. Baskı ve montaj süreci, dünyaca ünlü dış mekân reklam firması JC Decaux tarafından yürütüldü. Yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği, günde yaklaşık 300 bin kişinin geçtiği Champs-Élysées Caddesi’nde Türk kültürünü yansıtan bu özel uygulama, dev tanıtım afişlerinin neredeyse tamamen yasak olduğu bir dönemde hayata geçirildi. Hem Türkiye hem de Paris açısından bir ilke imza atılırken bu çalışma Paris Belediyesi’nin katı reklam kurallarını esnettiği nadir örneklerden biri oldu.AYDA 14 MİLYON KİŞİ GÖRECEKParis’in kültürel dokusu içerisinde İstanbul’un siluetini taşıyan bu görsel, hava koşullarına bağlı olarak değişmekle birlikte ayda 6 ila 14 milyon kişi tarafından görülebilecek. İstanbul görseli, haziran ayına kadar Paris Kültür ve Tanıtma Müşavirliği Binası’nda sergilenmeye devam edecek.
Source: Umut Erdem
‘Yarın bayram, erken kalkın çocuklar’
Gülay: Gizemcim yarın bayram, Lorin heyecanlı mı? Yeni kıyafetler, harçlıklar, bol bol çikolata…Gizem: Of, hem de nasıl heyecanlı! Ama 23 Nisan Çocuk Bayramı kutlanacak zannediyormuş. “Yok kızım, o bayram bu bayram değil” deyince hangisiydi diye kafası karıştı biraz. Onun için bayram demek bayrak ve Atatürk demek. “Dini bayram bu, şeker bayramı” deyince “Anladııım. Harçlık verdiğin bayram” diye sevindi cingöz.Gülay: Harçlıklar, şekerler, en çok da yeni kıyafetler, ayakkabılar heyecanlandırırdı beni de çocukken. Nasıl heyecanla kalkardım yataktan… Şimdi “Nerede o eski bayramlar” muhabbeti yapmak istemiyorum ama kendi çocukluğumuzda yaşadıklarımızı Bilge’ye yaşatmaya, çağa ayak uydursak da gelenekleri hissettirmeye çalışıyorum. Artık büyüdü tabii. Hatta daha dün sabah “Bayram kahvaltısında anneannemlerdeyiz değil mi” diye sordu. Sevindim, bunun bir rutin olmasını kabul ediyor ve içselleştirmiş olması çok hoşuma gitti..Gizem: Ben de çok seviyorum ritüelleri Gülay. İstanbul o kadar büyük bir şehir oldu ki, aile büyüklerimizle aramızda ciddi mesafeler var artık. Hayat koşturmasından da kimse kimseyle sıkça görüşemiyor. Sürekli bir koşuşturmaca içindeyiz.Hele hep beraber bir araya gelmek sadece bayramlara kaldı. Lorin de iki kişilik evimizde büyüyen bir çocuk olduğu için bolca sevgi gördüğü kalabalık ortamları çok seviyor. Anneannesiyle dedesi bu bayram İstanbul’a geldiği için çok mutlu.Gülay: Oh, harçlıklar katmerli bu sene, yaşasın! Tabii geleneklerimizi yerine getirip, büyüklerle kucaklaşıp güzel vakit geçirdikten sonra modern hayatın kutlama nimetlerinden de faydalanacağız değil mi? Lunaparklar, oyun alanları, havanın güzelliğini de fırsat bilip ille de bol bol açık alan… Sizin planlar ne durumda?Gizem: Biz annemler geldiği için buradayız, bize gelenler olur. Ama bol bol İstanbul’da gezeceğiz, hem baharın hem bayramın tadını çıkaracağız. Lorin’in bu aralar favori etkinliği Şehir Hatları vapurlarına binmek. Çok seviyor. Simitlerimizi yanımıza alıp martılara atıyoruz, indiğimiz yerde balık ekmek yiyoruz. Bir gün de Caddebostan’a pikniğe gitmeyi düşünüyoruz. Bol bol kuzenleriyle görüştüğü, arkadaşlarıyla da vakit geçirdiği bir tatil olacak gibi görünüyor. Sizin planlarınızda neler var?Gülay: Bayram tatilinin devamı ara tatil olduğu için esnek bir plan yapacağız bu sene. Öncelikle bir Çanakkale gezisi olacak, aile büyükleriyle kavuşmalı… Doğanın tadını çıkarmanın tam zamanı olduğu için bol bol da gezeceğiz. Ara tatillerde okurlarımıza sık sık öneriyorum, henüz çocuklarla bir Çanakkale gezisi yapmadıysanız ilkbahar ara tatili çok uygun bir dönem. Şehitliklerin olduğu yarımadayı yazın sıcağında gezmek çok meşakkatli oluyor ama şimdi tam zamanı. Uzun uzun gezebilir, yüzyılın destansı savunmasının, süngü süngüye verilen mücadelenin geçtiği alanları adım adım görebilirler. Mustafa Kemal Atatürk’ün düşman çıkarmasına mani olmak için hareket noktası seçtiği Kocaçimen-Conkbayırı hattı üzerinden Anzak bölgesine doğru gözetleme yaptığı anda çekilen fotoğrafının olduğu mevkiye kadarki rota bir yürüyüş yolu olarak düzenlendi. 15 kilometrelik yeni parkuru biz bu sene Bilge ile yürüyeceğiz. Yol boyu Çanakkale’nin meşhur bülbüllerini de dinlemek için sabah erken saatlerde başlayacağız yürüyüşe…Gizem: Ooo Gülay, yine sen çok sağlam çalışmışsın dersine. Ben Çanakkale öncesi yaşına uygun olarak Anıtkabir’e götürmek istiyorum Lorin’i. Aslında o daha çok istiyor. Belki de bu fırsatı değerlendirebiliriz.Gülay: Bu tarz kent gezileri için okurlarımız da yaz tatilini beklemesin bence. Ilık bahar havasının tadını çıkarmak için Bursa’yı ve Konya’yı da listelerine ekleyebilirler. İki kentte de çocuk dostu ve harika bilim merkezleri var. Bir de gurme ailelere Şanlıurfa’yı seçenekleri arasına almalarını önereceğim son olarak. Yaz sıcağında değil, şimdi tam zamanı. Müzeleri harika. Göbeklitepe ve Karahantepe mutlaka görülmesi gereken yerler; kebaplar, ciğer şişler, çeşitli geleneksel yemekler de bonus…Gizem: Ne güzel söyledin Gülay. Herkes bayramın ve baharın tadını çıkarsın. Şimdiden herkese mutlu, huzurlu iyi bayramlar dilerim.
Source: Gizem Coşkunarda
Adıyaman”da bayram öncesi “taplama” mesaisi! Birçok ülkeye bile gönderiliyor
Yöreye özgü lezzetlerden olan ve Adıyaman çöreği olarak bilinen taplamaların üretildiği fırınlarda bayram öncesi yoğunluk arttı. Un, maya, şeker, tuz, kabartma tozu ve susam gibi malzemelerle hazırlanan hamurun tandırda ya da fırınlarda pişirilmesiyle elde edilen bu özel çörek, bayram günlerinde çay eşliğinde misafirlere ikram edilmek üzere hazırlanıyor. Fırıncılar, her yıl olduğu gibi bu yıl da bayram öncesi artan talebi karşılayabilmek için yoğun mesai harcıyor. Bazı işletmeler, siparişleri yetiştirebilmek için gece geç saatlere kadar üretim yapıyor. Samsat Belediye Başkanı Halil Fırat, AA muhabirine, bayram taplamasının ilçenin geleneksel lezzeti olduğunu söyledi.Yıllar önce ailelerin imece usulü olarak yaptığı taplamaların bugün fırınlarda üretildiğini anlatan Fırat, şöyle konuştu:Samsat”ta bayramın en büyük göstergesi bayram taplamaları. İlçemizde üretilen bu taplamalar, Almanya, Fransa, İsviçre, Hollanda gibi birçok ülkeye gönderilmektedir. Çok farklı bir lezzet, 3 aylık raf ömrü var. Taplamaya sarı rengini veren sarı gelin çiçeği var. Belli dönemlerde yaşlısı, genci gider sabah erkenden toplar. Bu çiçek taplamaya tadını veriyor. Taplama üreticisi Muhittin Yakaryılmaz ise bayram öncesi yoğunluk yaşadıklarını söyledi.Pide fırınını taplama üretim tesisine dönüştürdüklerini aktaran Yakaryılmaz, Daha önceden 10 yıl filan ekmek çıkardık, pide fırınıydık, sonra çok rağbet olunca bunu bayram taplaması işine çevirdik. Gayet memnunuz, talebe yetişemiyoruz. şeklinde konuştu.
Source: Gazetevatan.com
Dikkat çeken Türkiye çıkışı: Sizin daha çok ihtiyacınız var
Arnavutluk Başbakanı Edi Rama tarafından başkent Tiran”daki Kongre Sarayı”nda düzenlenen iftara, üst düzey yetkililer, büyükelçiler ve ünlü isimler katıldı.Rama, burada yaptığı konuşmada, geleneksel iftarların kendisine her zaman mutluluk verdiğini söyledi.Ramazanın, insanlığın iyiliğine, iyiliğin zaferine ve hayatın olumlu akışına inancı güçlendirdiğini belirten Rama, davetlilere katılımları için teşekkür etti.Rama, Avrupa”nın çok sayıda Müslüman vatandaşa ve ortağa ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.Avrupa”nın uluslararası alanda toparlanmak, jeopolitik güvenliğini ve solmuş stratejik profilini güçlendirmek için bilgeliğin 5 temel direğine de ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Rama, “Bugün Avrupa, Türkiye”ye ve diğer Orta Doğu müttefiklerine, Türkiye”nin ve söz konusu müttefiklerin Avrupa”ya ihtiyaç duyduğundan daha fazla ihtiyaç duyuyor.” ifadesini kullandı.ABD”den Karadeniz hazırlığıFransa”da Türkiye-Yunanistan şaşkınlığıTürk düşmanı terör örgütü kurdular
Source: Www.star.com.tr
Türkiye, tecrübelerini Moldova”ya aktarmaya devam ediyor
Başkanlıktan yapılan yazılı açıklamada, TİKA ve Moldova Acil Durumlar Genel Müdürlüğü (İGSU) işbirliğinde 21-25 Ekim”de Moldovalı uzmanlara temel düzeyde kentsel arama kurtarma eğitimi verildiği hatırlatıldı.Eğitimin Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) personeli tarafından verildiği belirtilen açıklamada, “24-28 Mart”ta Moldovalı uzmanlara ileri düzeyde kentsel arama kurtarma eğitimi verildi. Bunun için AFAD”dan 5 eğitmen Moldova”ya geldi. Eğitime 30 kişi katıldı.” ifadelerine yer verildi.Açıklamada, eğitim programının sona ermesi nedeniyle tören düzenlendiği ve törene, Türkiye”nin Kişinev Büyükelçiliği yetkilileri ile TİKA Kişinev Program Koordinatörü Tarık Mete ve Moldova Acil Durumlar Genel Müdürü Aleksandru Oprea”nın katıldığı aktarıldı.Açıklamaya göre, TİKA Kişinev Program Koordinatörü Mete, törende yaptığı konuşmada, bu tür faaliyetler aracılığıyla Türkiye”nin tecrübelerini dost ve kardeş ülkelere aktardığını belirterek, “Bu, TİKA”nın öncelikleri arasında yer alıyor. Önümüzdeki dönemde bu alanda çeşitli eğitimler hayata geçirmeyi planlıyoruz.” dedi.Moldova Acil Durumlar Genel Müdürü Oprea da sağladığı eğitimden dolayı Türkiye”ye minnettar olduklarını dile getirerek, “Bu tür eğitim programları vesilesiyle gerçekleştirilen tecrübe paylaşımını çok önemsiyoruz. Bu işbirliğinin uzun yıllara yayılacağını umuyoruz.” ifadelerini kullandı.Tören, eğitim programına katılanlara sertifika verilmesiyle sona erdi.
Source: Www.star.com.tr
Arefe günü ve bayramda mezarlıkta hangi dualar okunur?
Arefe günü ve bayram süresince mezarlık ziyaretinde bulunacak olan kişiler okunacak duaları ve sureleri araştırıyor. Vefat eden yakınlarını kabirleri başında anmak isteyenler, bu ziyaretlerde hangi duaları okumaları gerektiğini merak ediyor. Peki, Mezarlıkta okunması gereken dualar nelerdir? İşte Arefe ve bayram günlerinde mezarlık ziyareti yapacaklar için önemli bilgiler…KABİR ZİYARETLERİNDE OKUNACAK DUALAR NELERDİR? * Sünnete uygun şekilde ziyaretinde bulunmak için abdest alınır. Kabir ziyaretine geldiğiniz vakit, yer müsait ise, kıbleyi arkaya gelecek şekilde, kaybetmiş olduğunuz meyyitin yüzüne karşı oturup selam verilir. * Ayak tarafında, ayakta durmak eftaldir, değerlidir. (Kabre el, yüz sürülmez, öpülmez, mum yakılmaz, çaput bağlanmaz) * Kabir ziyaretinde Bakara suresinin başı ve sonu, Yasin-i şerif, Tebareke, Tekasür, İhlas-ı şerif, Fatiha ya da bilinen sureler okunup ölmüş olan bir kimsenin ruhuna hediye edilir. * Hadis-i şerifte şöyle buyuruyor: Bir müminin kabrini ziyaret ederken, Allahümme inni es elüke-bi-hurmet-i Muhammed aleyhisselam en la tü azzibe hazelmeyyit derse, o meyyitin azabı kıyamete kadar ref olur (kaldırılır). * Kabir ziyareti yapan bir kimse ayakta, Esselamü aleyküm, ya Ehle dar-il kavm-ilmü minin! İnna İnşaallahü an karibin biküm lahikun der ise sonrasında ise, besmele ile 11 İhlas suresi ve bir Fatiha okur. Ardından, Allahümme rabbel-ecsadilbaliyeh, vel-ızamin nahire-tilleti harecet mineddünya ve hiye bike mü minetün, edhıl aleyha revhan min indike ve selamen minni duasını okumalıdır.PEYGAMBER EFENDİMİZ HZ. MUHAMMED İN KABİR ZİYARETİNDE OKUDUĞU DUA Peygam Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) Yasin, Kur an ın kalbidir. Onu bir kimse okur ve Allah tan ahirete saadeti dilerse, Allah onu mağfiret buyurur. Yasin i ölülerinizi üzerine okuyunuz hadis-i şerifinde buyurduğu şekilde meyyitin bir kimsenin ruhu için okunabilecek dualardan biri de Yasin suresidir. KABİR ZİYARETLERİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR? Mezarlıkların ziyaret edilmesi, bu vesileyle ölümün hatırlanması ve orada yatanlardan ibret alınması dinimizin tavsiye ettiği hususlardandır. Kabir ziyaretinde bulunan kişi, ahireti hatırlamalı, dünyanın geçici olduğunu ve bir gün kendisinin de öleceğini düşünmelidir. Hz. Peygamber (s.a.s.), geceleri Baki kabristanına gelir ve Müminler yurdunun sakinleri, sizlere selam olsun. İnşaallah biz de size katılacağız. Bizler ve sizler için Allah tan afiyet dilerim; Allah ım, Baki kabristanında bulunanları bağışla. (Müslim, Cenâiz, 102) diye dua ederlerdi. Kabir ziyaretinde bulunan kişinin ölü için dua etmesi ve Kur an okuyarak sevabını orada bulunanların ruhlarına bağışlaması uygun olur. Ancak, kabir ve türbe ziyaretlerinde İslam ın özüne ve tevhid anlayışına ters düşen, itikâdî bakımdan da zararlı olan tutum ve davranışlardan uzak durmak gerekir. Kabrin başında yüksek sesle ağlayıp gürültü yapmak, kabrin parmaklık ve taşlarını öpmek, onlara sarılıp ağlamak İslam ile bağdaşmaz. Türbelerde yatan kişileri beşer üstü varlıklar olarak görmek; bu zatların duaları kabul ettiğine, ilâhi kudretlerinin olduğuna inanmak doğru olmadığı gibi, bir kısım ihtiyaç ve dilekleri onlara arz etmek, kendilerinden medet ummak, bu ziyaretleri dinî bir vecibe gibi telakki etmek; bez bağlamak, mum yakmak, kurban kesmek, şeker vb. yiyecek maddeleri dağıtarak onlardan yardım dilemek gibi davranışlarda bulunmak da, tevhid dini olan İslam la bağdaşmaz. Ölen kişilerden medet ummak ve onlardan bazı şeyler beklemek iman açısından tehlikeli bir davranıştır.BAYRAMIN KAÇINCI GÜNÜ KABİR MEZARLIK ZİYARETİ YAPILIR? BAYRAMDA KABRİSTAN ZİYARETİ YAPILIR MI? Peygamber Efendimizin (s.a.v) cuma, cumartesi arefe ve bayram günleri kabir ziyaretlerinde bulunduğuna dair rivayetler bulunuyor. Bayramın illa şu gününde kabir ziyareti yapılacak diye bir durum söz konusu değil. Arefe ve bayramın dilediği günlerinde kabirler ziyaret edilebilir.
Source: Habertürk
Bayram ve arefe”de noterler açık mı?
Ramazan Bayramı öncesinde, bayramda noterler açık mı sorusu günün en çok araştırılan konuları arasında yer aldı. Araç, konut alış satışı, tasdikleme gibi işlemlerde bulunacak olanlar, Bayramda ve arefe günü noterler açık mı, kapalı mı? 2025 Ramazan Bayramı nda noterler tatil mi, hizmet verecek mi? sorusunun yanıtını arıyor. İşte detaylar…BAYRAMDA NOTERLER AÇIK MI? Noterler, Ramazan Bayramı resmi tatil olduğu için bayram boyunca hizmet vermeyecek. NOTER ÇALIŞMA SAATLERİ Noterler hafta içi her gün mesaiye 09:00 da başlar ve öğle tatili olan 12:00 a veya 12:30 a kadar (Noterlerde iş yoğunluğuna göre öğle arası 12:00-13:00 arası veya 12:30-13:30 arasında değişiklik gösterebilir) çalışmaya devam eder. Öğleden sonra 13:00 da veya 13:30 da tekrar mesaiye başlayan noterler akşam kapanış saati olan 17:00 a kadar çalışmaya devam ederler.
Source: Habertürk
Bakan Yerlikaya uyardı: Trafikte bir saniyelik sabır hayat kurtarır
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bayram tatili için yola çıkacak vatandaşlara uyarılarda bulundu.X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Bazen hatıralar yetmez ifadelerine yer veren Yerlikaya, son 5 yılda sadece Ramazan Bayramı tatillerinde 483 kişinin hayatını kaybettiğini, 26 bin 331 vatandaşın da yaralandığını kaydetti.
Source: Gazetevatan.com
Dönem başkanı ülkeden Türkiye sinyali! “Bölge fark etti”
Malezya”nın Ankara Büyükelçiliği, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) 2025 Dönem Başkanlığı”nda ülkesinin öncelikleri hakkında bilgilendirme toplantısı ve iftar düzenlendi.Ankara”daki bir otelde Malezya”nın Ankara Büyükelçisi Sazali Bin Mustafa Kemal”in ev sahipliğinde düzenlenen programa, Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ayşe Berris Ekinci ile ASEAN üye ülkelerinin büyükelçileri ve çok sayıda davetli katıldı.Bakan Yardımcısı Ekinci, burada yaptığı konuşmada, Myanmar”da meydana gelen deprem nedeniyle hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dileklerini iletti ve ASEAN Başkanlığı için Malezya”ya başarılar diledi.Türkiye”nin, Asya”daki ortaklarıyla ilişkilerinin kapsamını derinleştirmek ve genişletmek için çalıştığına işaret eden Ekinci, “Asya Pasifik bölgesi politik, ekonomik ve sosyal bir dönüşümden geçerken uluslararası ilişkilerde stratejik bir merkez olarak ortaya çıkıyor.” dedi.Ekinci, Türkiye”nin, Asya Pasifik”teki ASEAN”ın merkezi rolünü tanıdığını ve Güneydoğu Asya ülkelerini barış, güvenlik ve kalkınma alanlarında önemli diyalog ve uygulama ortakları olarak gördüğünü dile getirdi.Türkiye ve ASEAN ülke temsilcilerinin, karşılıklı üst düzey ziyaretlerde bulunduğuna dikkati çeken Ekinci, verimli görüşmeler yapıldığına değindi.Bakan Yardımcısı Ekinci, Türkiye ile ASEAN ülkeleri arasındaki ticaret hacminin son yıllarda arttığını belirterek, şunları kaydetti:”Türkiye ve ASEAN, kendi bölgelerinde ekonomik faaliyetin başlıca güç merkezleridir. Türkiye”nin dinamik iş ortamı, Avrupa Birliği ile gümrük birliği ve büyük pazarlara yakınlığı, yabancı yatırımcılar için avantajlar sağlamakta.”Malezya”nın Ankara Büyükelçisi Sazali de bu yıl ülkesinin ASEAN dönem başkanlığını devraldığını söyleyerek, ülkesinin ASEAN başkanlık temasının “kapsayıcılık ve sürdürülebilirlik” olduğunu ifade etti.ASEAN”ın amaçlarını gerçekleştirmek ve hiçbir ülkenin geride kalmamasını sağlaması için bu temaların seçildiğini aktaran Sazali, Birliğin diyalog ve diplomasi yoluyla bölgesel barış, güvenlik ve refahın önemini korumaya devam edeceğini vurguladı.Sazali, ASEAN”ın kuruluşuna ve yıllar içerisinde yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi ve Birlik hakkında sunum yaptı.- TÜRKİYE-MALEZYA İKİLİ İLİŞKİLERİAyrıca, iki ülke arasındaki ilişkileri AA”ya değerlendiren Sazali, “Malezya ve Türkiye ilişkileri şu anda en iyi ve en mükemmel durumda.” diyerek, iki ülke arasında birçok alanda işbirliği yapıldığını aktardı.Sazali, son yıllarda Türkiye-Malezya arasındaki karşılıklı üst düzey ziyaretlere değinerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın şubatta Malezya”yı ziyaret ettiğini hatırlattı.Büyükelçi Sazali, “Ziyaret süresi boyunca, ülkelerimiz arasında birçok anlayışa tanık olduk. Bunlardan biri, Türkiye”nin 2025 için Malezya”nın ASEAN başkanlığına desteğidir.” dedi.Malezya”nın, iki ülke arasındaki işbirliğine ve halklar arasındaki diyaloğa desteğinin süreceğini dile getirerek, Türkiye”nin son zamanlarda ASEAN ortağı olmayı arzuladığını, bölge ülkelerinin de bunu fark ettiğini ve bugünkü iftar programının bu amaçla düzenlendiğini kaydetti.”ASEAN, 10 üye ülkeden oluşan çok büyük bir mekanizma.” diyen Sazali, bir yıl içerisinde ortalama 374 toplantı düzenlendiğini aktardı.Büyükelçi Sazali, “Türkiye”nin sadece Malezya ile değil, ASEAN”ın diğer birçok ülkesiyle de daha fazla işbirliği keşfetmesini görmek isteriz.” ifadesini kullandı.ASEAN”dan Türkiye kararıBakan Fidan”dan G20″de kritik öneriTürkiye ile Malezya hedef yükseltti! Hedef 10 milyar dolar
Source: Www.star.com.tr
TESK Genel Başkanı Palandöken”den bayramda yola çıkacaklara uyarılar
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, bayram tatilinde yola çıkacak vatandaşlara uyarılarda bulundu. Bayram tatilinin dokuz güne çıkarılmasıyla birçok kişinin bulunduğu şehirden ayrılacağını ifade eden Palandöken, bayramın bayram tadında geçmesi için trafikte çok dikkatli olunması gerektiğine vurgu yaptı. Bazı sektörlerde beklenen hareketlilik sağlanamayabilir
Palandöken, bu yıl tatilin uzamayacağını düşünen kişilerin önceden alışverişini yaptığını, bu sebeple de şekerleme, tatlı ve giyim ürünlerinde beklenen hareketliliğin sağlanamayabileceğini kaydetti: “Bayram tatili uzatıldı. Çocuklarımız ve çalışanlar açısından olumlu bir gelişme. Tatil süresince birçok kişi yaşadığı şehirden ayrılarak turizm bölgelerine gidecek ve bu kentlerin ekonomisine katkı sağlayacak. Ancak bulundukları il ve ilçelerden ayrılanların oluşturduğu bir boşalma da yaşanacak. İnsanlar memleketlerine dönecek. Bu yıl tatilin uzamayacağını düşünen birçok kişi önceden alışverişini yaptı. Bu nedenle şekerleme, tatlı ve giyim ürünlerinde beklenen hareketlilik tam olarak sağlanamayabilir. Yine de tatilin üst üste gelmesi ülkemiz açısından önemli bir süreç. Öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, memurlarımız, işçilerimiz, zorunlu görevi olmayan doktorlarımız ve kolluk kuvvetlerimiz bu tatilden yararlanacak.
Yaklaşık 22 milyon öğrenci ve öğretmen için bu tatil bir fırsat olacak. Ancak şehirlerde kalacak, seyahat imkânı olmayan insanlar da var.” “Toplu taşıma araçlarını kullanmak önemli bir tedbir” Toplu taşıma araçlarını kullanmanın önemli bir tedbir olduğunu ifade eden Palandöken, bayramda özel aracıyla yola çıkacakların da çok dikkatli olması gerektiğine vurgu yaptı: “Bayramın bayram tadında geçmesi için trafikte çok dikkatli olunmalı. Araçların hızına ve yolların durumuna dikkat edilmeli. Bölünmüş yollar bile kazaları engellemek için tek başına yeterli değil.
Belki siz kendinize ve aracınıza güveniyorsunuz ama karşıdan gelen sürücünün yorgun, uykusuz ya da dikkatsiz olabileceğini unutmayın. Her bayram ve tatil sonrası görmek istemediğimiz kazalar yaşanıyor. Bu nedenle toplu taşıma araçlarını kullanmak kazaları önlemede önemli bir tedbirdir. Özel araçlarla yola çıkacak olanlar mutlaka dinlenmiş olmalı. Aileleriyle birlikte sağlıklı bir şekilde gidecekleri noktaya varmalı ve aynı şekilde evlerine dönmeliler. Trafik kurallarına, ışıklara ve levhalara uymak son derece önemli. Daha önce de belirttiğim gibi, bayramı ailelerinizle huzur içinde geçirin. Tatil beldelerinde veya memleketlerinizde güzel vakit geçirin, ancak dönüş yolunda dikkatli olun. Bayramınızı ve tatilinizi kazalarla gölgelemeyin.”
Source: Dünya Gazetesi
Maltepe’de tarihi gün! CHP”nin “Ekrem İmamoğlu”na Özgürlük Mitingi” saat kaçta? Maltepe Miting Alanına nasıl gidilir?
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, 29 Mart Cumartesi günü (bugün) saat 12.00’de Maltepe’de büyük bir miting düzenleyeceklerini açıklamıştı. Ardından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da sosyal medya hesabından yurttaşlara miting çağrısında bulunmuştu.Peki Maltepe miting alanına nasıl ulaşım sağlanır? İşte ayrıntılar…MARMARAYMarmaray’ı kullanarak “Maltepe” istasyonunda indikten sonra sahil yönüne yaklaşık 10 dakika yürüyerek miting alanına ulaşabilirsiniz. Marmaray trenleri Gebze-Halkalı hattında sık aralıklarla çalışıyor.İETTKadıköy’den hareket eden 19F, 19H ve 19Z numaralı otobüsler miting alanına yakın mesafeden geçiyor.Üsküdar’dan gelecek yurttaşlar 16D ve 16A numaralı otobüsleri kullanabilir. Pendik yönünden ulaşım sağlayacaklar ise 133T numaralı otobüsü tercih edebilir.VAPURAvrupa yakasından gelecekler önce Kadıköy veya Bostancı’ya vapurla geçiş yapabilir. Kadıköy’den indikten sonra metro ya da otobüslerle miting alanına geçebilirsiniz. Bostancı’ya indikten sonra minibüs, taksi veya belediye otobüslerini kullanarak kısa sürede Maltepe’ye varabilirsiniz.METROKadıköy-Tavşantepe (M4) metro hattında bulunan “Maltepe” istasyonunda inip sahil yönüne yaklaşık 15 dakikalık yürüyüşle miting alanına ulaşabilirsiniz. Metro seferleri yoğun saatlerde sık aralıklarla çalışıyor.ÖZEL ARAÇAnadolu yakasından D-100 (E-5) kara yolunu kullanarak Maltepe sapağından sahil yönüne sapmanız gerekiyor. Avrupa yakasından gelenler 15 Temmuz Şehitler Köprüsü veya Fatih Sultan Mehmet Köprüsü üzerinden Anadolu yakasına geçip Maltepe tabelalarını takip ederek miting alanına kolayca ulaşabilir.
Source: Haber Merkezi
Ceza yağdı! Bakan İbrahim Yumaklı”dan vatandaşlara çağrı: Mutlaka bildirin
Bakan Yumaklı, yaptığı açıklamada vatandaşların Ramazan Bayramı”nı kutladı. Ramazan ayı nedeniyle yıl boyunca devam eden rutin gıda denetimlerine ek olarak gıda işletmelerine dönük kontrolleri sıklaştırdıklarına işaret eden Yumaklı, göreve geldiği günden bu yana gıda güvenilirliği konusuna ayrı önem verdiğini aktardı. Yumaklı, 8 bin 500″ün üzerindeki görevliyle yılda ortalama 1 milyon 300 bin denetim gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bu denetimler sonucu vatandaşlarımızın sağlığıyla oynayanların gözünün yaşına bakmıyoruz. Rutin denetimlerimizin yanında dönemsel olarak sektörel denetimlerimiz de sürüyor. Ramazan ayı boyunca, yani 1 Mart”tan bugüne kadar yaklaşık 200 bin denetim yaptık. Denetimlerimiz sonucu 3 bin 961 işletmeye 366 milyon 454 bin lira idari para cezası uygulandı. Bunlardan 125 işletme hakkında da savcılıklara suç duyurusunda bulunduk.” değerlendirmesinde bulundu. Denetimler bayram boyunca da devam edecek Ramazan Bayramı öncesinde, bu dönemde sık tüketilen şekerleme, çikolata ve unlu mamuller gibi ürünlere yönelik eş zamanlı yoğun denetim seferberliği başlattıklarını belirten Yumaklı, “Gıda denetimlerimiz bayram boyunca da devam edecek.” değerlendirmesinde bulundu. Yumaklı, vatandaşların sağlığını gözeterek mevzuata uygun üretim ve satış yapan işletmelere de teşekkür ederek, şunları kaydetti: “Bir çağrıyı da siz değerli vatandaşlarımıza yapmak istiyorum. Herhangi bir usulsüzlük, uygunsuzluk tespit ettiğinizde, Alo 174 Gıda Hattı”na veya Bakanlığımızın diğer iletişim kanallarına lütfen bildirin. Her zaman söylediğim gibi en iyi denetçi tüketicinin kendisidir.”
Source: Internet Haber
Belediyeden 5 bayram müjdesi! Hepsi hizmete açıldı
Maltepe Belediyesi Ramazan Bayramı öncesi çalışmalarını devam ettirdiği merkezlerin açılışını gerçekleştirdi. Maltepe halkına birbiri ardına müjde veren belediye, Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen’in seçim beyannamesinde vaat etmiş olduğu mahalle evlerinin ilk ayağı olan “Feyzullah Mahalle Evi”ni açtı. 78 metrekare alanda kütüphane, etüt sınıfı çalışma alanı, kafeterya, bahçe ve terastan oluşan merkezde vatandaşlar sosyalleşebilecek ve geniş ürün yelpazesine sahip sosyal tesislerden uygun fiyatlara güvenilir ve kaliteli hizmet alabilecek. Ayrıca alanda vatandaşlara yönelik atölyeler kurulacak ve kurslar verilecek.
FINDIKLI”YA SOSYAL MERKEZ VE HALK MARKET
Çalışmalar kapsamında ilçenin en kalabalık ikinci mahallesi Fındıklı’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) desteğiyle içerisinde kütüphane, etüt merkezleri, sosyal yaşam alanları ve kafeteryanın yer alacağı Fındıklı Sosyal Yaşam Merkezi ve Maltepe Mekân da açıldı. Ayrıca merkezin yanında 21 metrekarelik alanda Halk Market de hizmete başladı. Market, doğal ve sürdürebilir üretimi teşvik etmek, güvenli, sağlıklı ve temiz gıdayı üreticiden sofralara taşımak için ve Anadolu’daki kadın kooperatiflerini destekleyerek kadınların üretimdeki rolünü arttırmak ve toplumsal dayanışmaya katkıda bulunmak amacıyla açıldı. Yine trafiğin altgeçit çalışmasıyla yer altına alındığı ve yayalaştırma çalışmasıyla Maltepe’ye modern bir meydanın kazandırıldığı ilçe merkezinde de kafeterya ve insanların sosyalleşebileceği alanların yer aldığı Maltepe Mekân 20 metrekarelik alanda açıldı.
ÇOCUK TARIM PARKI
Son olarak Maltepe Belediyesi Başıbüyük Mahallesi Büyükbakkalköy Yolu”nda “Çocuk Tarım Parkı”nı da hizmete açtı. Hizmete açılan park, çocukların tarım hakkında bilgi ve deneyim kazanmasını, doğaya ve tarıma teşvik edilmesini amaçlıyor. 5 bin metrekarelik alana sahip parkta bin metrekarelik bir alanda, 42 adet ekim ve eğitim tarhında çocuklar sebze ve bitki yetiştirme sürecini öğrenecek. Parkta bin metrekarelik alan meyve bahçesi olarak tasarlanıp 10 farklı türde meyve ağacı dikildi; 280 metrekarelik piknik alanı ise ailelerin ve çocukların doğa ile iç içe vakit geçirmesi için tasarlandı.
Source: Mesut Şahin