Öğrenciler AKP’nin kitap listesini okuyacak!
İstanbul Valiliği ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, “Ben Okuyorum, İstanbul Okuyor” adlı proje başlattı. İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri, 28 Nisan günü kitapları okuyanları, çoktan seçmeli 50 soru sorup 90 dakikalık sınava alacak. İlk bakışta kitap okunmasını teşvik gibi görünen bu yarışmada, ilginç ayrıntılar ortaya çıktı.
YENİ ŞAFAK EKİBİ
İstanbul’daki tüm ilçelerde bulunan ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin katılacağı yarışma için Milli Eğitim’in yaptığı binlerce kitaptan oluşan, “Tavsiye Kitap” listesi yayıncılık sektörünü karıştırdı. “Yeni Şafak Grubu”, “Anadolu Mektebi Grubu” ve “Ötüken Neşriyat Grubu” gibi iktidara yakın yayınevleri grupları oluşturulduğu görüldü.
MİT BAŞKANI ÖNERİLDİ
Öğrencilerden okunması istenilen kitaplar arasında; AKP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu, MİT Başkanı İbrahim Kalın gibi İslami kesimden önde gelen birçok ismin kitaplarına öncelik verildi. Dünya klasikleri arasında yer alan kitaplar tavsiye edilse de yayınevinin siyasi görüşüne göre kitap alımı yapıldı.
KÜÇÜK PRENS’İ KAPTILAR!
Yayıncılık sektöründe; Küçük Prens adlı kitabın en niteliklisi, Cemal Süreya ve Tomris Uyar’ın çevirisini yaptığı ve Can Yayınları’nın bastığı olmasına rağmen MEB, bu kitabı Ahmet Kabaklı’nın kurduğu Türk Edebiyatı Vakfı’ndan almayı seçti. Bu vakıftan 170 bin 975 adet kitap alındı.
Siyaset ilkokul sıralarına indi!
Boykotu kırmak için kitapçıya giden Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin meğer doğruyu söylüyormuş (!)
605 bin kitap denetlenmeden okul kütüphanelerine girdi
71 milyon 133 bin TL’lik kitap ihalesini İstanbul Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı yaptı. Yarışma için satın alınan 605 bin kitap, Talim Terbiye Kurulu denetimi olmadan, okul kütüphanelerine gönderildi.
İşte tavsiye edilenler!
Hesaplı işler peşinde
Yeni Şafak Ekibi adı altında çok sayıda yazar ve kitabı listeye alındı. İHL kökenli Fatma Çağdaş Börekçi’nin, Nesil Yayıncılık’ın basılan ‘Hesaplı işler Peşinde’, ‘Çakma Öğrenci’ gibi eserlerinden binlerce satın alındı.
DÜNYA İMTİHAN YERİYMİŞ
Çocuk kitapları yazarı, pedagog Gülşen Ünüvar’ın kitapları da listede. Makalesinde, “Defalarca yenilsen, sayısız kere kaybetsen de üzülme. Dünya bir imtihan yeri…” diye tavsiye vermişti. Mustafa Kutlu’nun aşk ilişkileri ve kardeşliği anlattığı “Yıldız Tozu” kitabı ilkokul çocuklarına önerildi. Dergah Yayınları’ndan çıkan ‘Nur’ adlı kitabı da listede. Kitabın ana kahramanı Nur adlı genç kadının, tekkelerin kapatılmasının yarattığı boşlukla düştüğü iç sıkıntı anlatılıyor. Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Taha Kılınç’ın kitapları da listede. Erdoğan’la ilgili, “Askerin siyasete ve dini alana müdahalesinin önlenmesi ve Türkiye’nin sivilleşmesi bile, başlı başına bir hayranlık sebebi. Cumhurbaşkanımız Erdoğan şahsını fersah fersah aşan bir misyonla Müslümanların kendi serüvenlerini seyrettiği bir aynadır”demişti.
CENNET MÜJDECİSİ
Hilal Kara: İlahiyat mezunu. Dini kitapları var. “Peygamber Efendimiz, Hanım Sahabiler, Çocuk Sahabiler, Ashab-ı Suffe, Çocuklar İçin Cennetle Müjdelenen Sahabeler, Peygamberimizin Yiğit Arkadaşı Sa’d Bin Ebi Vakkas” kitapları önerildi.
Mevlana İdris: Diriliş, Dergah gibi dergilerde yazdı. İslamcı kimliğiyle tanınan VakVak Yayınları’ndan çıkan Korku Dükkanı, Sufi ve Pufi gibi kitapları satın alındı. Hayvanlar İş Başında adlı 12 kitaplık, Arapça harplerle basılı Osmanlıca masal serisinden de binlerce adet alındı. İdris ayrıca İslamcı Yazar Nuri Pakdil belgeselinde metin yazarı. Pakdil bir röportajında, “Türkiye’nin genel siyasi konjonktüründe sadece AK Parti’nin savunulması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’de 1923’ten sonraki döneminin en iyi muhalif temsilciliğini Ak Parti yaptı” demişti.
Nurettin Topçu: Nakşibendi tarikatından. 2017’de Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü aldı. İslam ve İnsan, Yarınki Türkiye, Ahlak Nizamı, Türkiye’nin Maarif Davası gibi kitapları önerildi. Türkiye’nin Maarif Davası kitabında, “Bizde vaktiyle medrese, milli mektepti” diyerek, cumhuriyetle birlikte milli bağların koptuğunu ve eğitimin enkaz haline geldiğini anlatıp, Kuran referanslı eğitim istedi.
Yarışma için 28 Nisan’da sınav yapılacak. Dereceye girenler, 5 Mayıs’ta İstanbul Valisi Davut Gül imzalı belge ve Cumhuriyet altını verilecek.
“Kitap seçimi ve listeler tarafsız oluşturulmadı”
Türkiye Yayıncılar Birliği: “İstanbul Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ‘Ben Okuyorum, İstanbul Okuyor’ projesiyle ilgili 605 bin kitap aldı. Kitaplar seçilirken tarafsız, bilimsel ve siyasetten uzak hareket edilmedi. Listelerin oluşturulması ve kitap alım süreci sağlıklı yürütülmedi. Öğrencilerin yaşına uygun seçimler yapılmadı. Yayıncılar ve eğitimcilerle hareket edilmedi. Edebiyatımızın klasikleri kitaplarla çağdaş, yerli ve uluslararası edebiyat örnekleri de listelere dahil edilip, şeffaflıkla toplumla paylaşılmalıdır.”
Nobel Edebiyat Ödüllü Orhan Pamuk da listede yok.
Atatürkçü yazarlara veto
MEB’İN tavsiye ettiği kitaplar arasında Kuvayi Milliye Destanı’nı yazan Şair Nazım Hikmet başta olmak üzere, Türk Edebiyatı’nın çınarları Can Yücel, Orhan Kemal, Fakir Baykurt, Ahmet Arif, Kemal Tahir, Sabahattin Ali, Muzaffer İzgü gibi çok sayıda ismin tek bir kitabı dahi satın alınmadığı gibi okul kitaplıklarına da sokulmadı.
AKP GRUP BAŞKAN VEKİLİ’NİN KİTAPLARI DA OKUTULACAK
Bahadır Yenişehirlioğlu: AKP Grup Başkan Vekili ve AKP Manisa Milletvekili. Son Hasad, Antikacı, Derviş, Aşk Çölü, Beyaz Usta, Siyah Çırak adlı eserleri Yeni Şafak kontenjanından, öğrencilere okutulmak üzere satın alınıp, okullara gönderildi. Sosyal medya hesabından Yenişehirlioğlu önceki gün boykotla ilgili, “CHP’nin asıl hedefi boykot değil milli zarar” diyerek esnafı gezdi.
ENSAR BAŞKANI ÖNERİLDİ
Kamil Çakır: Türk Dili ve Edebiyatı Derneği eski Başkanı. İHL ve ilahiyat mezunu. Ensar Vakfı Küçükçekmece İlçe Başkanı’ydı. Geçen yıl öldü. Şehir Şehir Yar, Adınla Başlar Her Şey, Kristal Kelebekler, Medeniyetimizin Mimarları kitapları Anadolu Mektebi Grubu kapsamında alındı.
MİT BAŞKANI DA LİSTEDE
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllarca baş danışmanlığını yapan MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın, Ben Öteki ve Ötesi, Barbar Modern Medeni, Akıl ve Erdem adlı kitapları da satın alınıp, okullara gönderildi.
NOT DEFTERİ
– Türkiye’de yaşayan her 10 bin kişiden sadece 1’i kitap okuyor.
– MEB, öğrencilere ders dışında yılda 2 kitap okuma şartı getirdi.
– Okuduğunu anlamada Türkler, 37 OECD ülkesi içinde 30. oldu.
Source: Sultan Uçar
Rus Türkologlar YEE”de buluştu
Moskova YEE”de düzenlenen bir programda Rusya”da bulunan Türkologlar bir araya geldi. Programa YEE Başkanı Aliy, Türkiye”nin Moskova Büyükelçisi Tanju Bilgiç ve Moskova YEE Koordinatörü Gökhan Yağcı, farklı şehirlerden ve üniversitelerden Türkologlar, akademisyenler ve Türkoloji öğrencileri katıldı. Aliy, yaptığı konuşmada, dil öğretimi için kültürel etkileşimin merkeze alınması gerektiğini belirterek, sadece dil kursu veya kültür tanıtımı yaklaşımının yanlış olduğunu kaydetti.Batı”daki bazı örneklerinin aksine “Bizim kültürümüz üstün gelin size kültürümüzü öğretelim” yaklaşımını değiştirerek işe başladıklarını ifade eden Aliy, “Öncelikle, “biz sizin kültürünüzü öğrenmek için geldik” demeye başladık. Bunun etkisini de çok kısa bir süre içerisinde gördük ve görüyoruz. Gittiğimiz yerde o kültürün bizim kültürümüz kadar önemli olduğunu gerçekten inanarak, hissederek söyledikten sonra bütün kapılar bize açılıyor.” ifadelerini kullandı.”Rusya”ya kendi kültürümüzü tanıtmak için değil, ortak olan değerlerimizi daha belirgin hale getirmek ve nitelikli çalışmalar yapmak için geldik.” diyen Aliy, Rus makamların da bu hususta kendilerine çok olumlu yaklaştığını aktardı.Türkçe öğretim yöntemini geliştirmeye çalıştıklarını söyleyen Aliy, bunun son halini yakında tüm dünya ile paylaşacaklarını belirtti. En öncelikli konulardan bir tanesinin Türkoloji olduğunun altını çizen Aliy, farklı kurumlara dağıtılan Türkoloji konusunun tamamının YEE çatısı altında birleştirmeyi başardıklarına dikkat çekti.Aliy, “Artık Türkoloji projeleri ya da Türkoloji konusundaki ilişkiler YEE üzerinden devam edecek. Çünkü biz Türkçe eğitim için hem materyal üretiyoruz hem de Türkçe”nin uluslararası bir sınavını gerçekleştiriyoruz. Bunun dışında kültürel etkileşimle ilgili de büyük faaliyetlerde bulunuyoruz. Bu nedenle Türkoloji”yi bizim çatımızın altında toplama fikri gerçekten kabul gördü.” diye konuştu.Rus Türkologlarının köklü bir geleneğe sahip olduğunu hatırlatan Aliy, Rusya”nın Türkoloji”nin kuruluş yerlerinden birisi olduğunu ifade etti. Rusya”nın dünyaya Türkoloji araştırmalarını öğrettiğini de söyleyen Aliy, Batı Avrupa”daki birçok üniversitenin Rusya”dan yöntem aldığını ve metodolojiyi Rus Türkologlar üzerinden geliştirdiğini dile getirdi. Aliy, bu yüzden ilk olarak Rus Türkologlarla bir araya gelmenin en doğru yaklaşım olacağının altını çizdi.Aliy, YEE”nin Rusya”nın St. Petersburg şehrinde açılış çalışmalarını sürdürdüğünü sözlerine ekledi.Türkiye”nin Moskova Büyükelçisi Bilgiç ise Türkologlarla bir araya gelip Türk-Rus ilişkilerinin en önemli parçalarından bir tanesini teşkil eden kültürlerarası diyaloğu ve Türkçe eğitimini müzakere etmek istediklerini söyledi. Türkiye ve Rusya arasında ilişkilerin en önemlilerinden birisinin dil eğitimi olduğuna işaret eden Bilgiç, “Rusya Türkoloji anlamında dünyanın en eski Türkoloji bölümlerine sahip. Kültürler arası etkileşim ve diyalog açısından Türkoloji bölümleri, dil bölümleri en önemli bölümler.” dedi.Yaklaşık 200 yıl önce onca uzaklığa rağmen Rusya”da Türkoloji bölümlerinin tesis edildiğini anlatan Bilgiç, “Ben Rus Dışişleri Bakanlığındaki Türk masasının tarihini incelediğimde Türkoloji bölümünün de Türk masasıyla beraber dışişleri bakanlığında eş zamanla kurulduğunu gördüm. Hatta çalışan diplomatlara Türk dili eğitimi de yine St. Petersburg”daki Türkoloji bölümünü tarafından verilmiş.” ifadelerini kullandı.Bilgiç, Türk ve Rus toplumunun birbirini iyi anlaması için dilin önemli olduğunu ve bu yüzden Türkoloji bölümlerini desteklemeye hazır olduklarını sözlerine ekledi.Moskova YEE Koordinatörü Yağcı da Türkçe öğrenen öğrenci sayısının 251″e ulaştığını belirterek, 26 Nisan”da düzenleyecekleri kariyer gününde kursiyerler ile Türk iş insanlarını buluşturacaklarını anlattı. Yağcı, “Bu, onlara staj imkanı, iş istihdamı imkanı sağlanması hususunda bir öncelik hakkı kazanmasını sağlayacak. Aynı zamanda iş insanlarımızın tecrübelerini dinlemiş olacaklar.” diye konuştu.Program, Türk mutfağından lezzetlerin ikram edilmesi ve müzik dinletisi ile sona erdi.
Source: Www.star.com.tr
Kocaeli”deki döner faciasının ardından şimdi adres Şanlıurfa! Görüntüler isyan ettirdi
Kocaeli”nin Körfez ilçesindeki bir dönercide bayramın 2. ve 3″üncü gününde tavuk döner alan bazı vatandaşlarda mide bulantısı ve kusma şikayetleri görülmüştü. Zehirlenme belirtileri yaşayan 648 kişi çeşitli hastanelerde tedavi altına alınmıştı. Bazı işletmelerin hijyen kurallarını adeta hiçe sayarak çalıştığı görüntüler vatandaşa gına getirtiyor. Kocaeli”den sonra Şanlıurfa”da kaydedildiği iddia edilen görüntüler de sosyal medyada viral oldu.
MİDE BULANDIRAN GÖRÜNTÜLER!
Şanlıurfa”da faaliyet gösterdiği iddia edilen görüntülerde bir işletme, çiğ tavukları pişmiş dönerin üstüne taktı.
Üstelik işletmenin bu faaliyeti hiç gizlemeden yapması ise vatandaşları adeta isyan ettirdi.
Sosyal medyada yayılan görüntüler kısa süre içerisinde gündem olurken, birçok kişi işletmenin faaliyet göstermemesi yönünde yorumda bulundu.
KOCAELİ”DE DÖNER FACİASI
Bayramın 2 ve 3″üncü gününde Kocaeli”nin Körfez ilçesindeki Güney Mahallesi Atatürk Caddesi”ndeki bir iş yerinde tavuk döner alan bazı kişilerde mide bulantısı ve kusma şikayetleri görüldü. Zehirlenme belirtileri yaşayan 648 kişi çeşitli hastanelerde tedavi altına alındı. Yapılan müdahalelerin ardından bazı hastalar taburcu edilirken, Derince”de tedavi gören 2 kişinin durumunun kritik olduğu öğrenildi. Olayın ardından şikayetlerin kaynağı olduğu belirtilen dönerci, Körfez Belediyesi zabıta ekiplerince mühürlenerek geçici süreyle kapatıldı. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri, işletmede denetim yaparak ürünlerden numune aldı.
Source: Doğukan Akbayır
Göktürk’ün ikinci baharı
Zor bir karardı, uzun, ince ve dar bir yoldan 45 dakika süren yolculuğun, sadece benzin istasyonun yanında kahve içecek bir yer olmasının gözümüzü korkutmadığını söyleyemem.Ama okulun artıları ağır bastı, kızımız eğitim yaşamına burada başladı. 20 yıl kadar önce biz de Göktürk’te yaşamaya karar verdik. Küçük bir köyün değişim sürecinin yakından şahidi olduk. Bir zamanlar kentten daha sakin, doğayla iç içe bir yaşam için gelenlerin yerini, yapılaşmanın hızlı bir şekilde artmasıyla kent merkezine göre daha konforlu ve uygun fiyatlı ev arayışında olanlar aldı.15 dakika mesafede İstanbul Havalimanı’nın açılmasının ve ikinci konut seferberliğinin başlamasının ardından da yeni bir döneme girildi. Bu kez Göktürk havaalanında çalışanların, hatta sık uçanların cazibe merkezine dönüştü ve konut fiyatları hızla yükseldi. Her ne kadar statüsü hâlâ mahalle olsa da Göktürk’ün nüfusu her geçen gün artıyor.Böyle bir tablonun yeme-içme alanına da yansımaması kaçınılmazdı.İlk genişleme döneminde birbiri ardına yeni restoranlar, kafeler açılmıştı. Ancak yeni yerleşikler hâlâ gece ya da hafta sonu bir yere gidecekse eski alışkanlıklarıyla kent merkezindeki mekânları tercih ediyordu. Bu yüzden de açılmaları kapanmalar takip etti uzun bir süre.Neyse ki çeyrek yüzyıl sonra Göktürk’tün gastronomi yolculuğunda taşlar yerine oturmaya başladı. Son birkaç yıldır açılan yerler istikrarla yoluna devam ediyor. Hatta bir klasik olma yolunda hızla ilerleyenler var. Sanıyorum metro sayesinde kentin farklı noktalarından Göktürk’e gelenlerin sayısında da artış olacaktır….SUP RESTORANEmre Şeniğne’nin 2 yıla yakın bir süre önce eşi Sinem Hanım’la birlikte açtığı SUP, kısa süre içinde Göktürk’ün az sayıdaki iyi şef restoranları arasına girdi. Bizim de aile yemeklerimizin buluşma noktası oldu, misafirperverliği ve yemeklerinin lezzetiyle.Emre Şef restoran açma hayalini gerçekleştirmek için eğitim almadan önce uzun yıllar aile işi mücevherat sektöründe çalışmış. Zaten bu ince işçilik isteyen zanaatının izleri yemeklerine de yansıyor.SUP yuvalama, tahin ve beyaz çikolatalı babagannuş, köz soğan mezesi, Kütahya kızılcık tarhanalı kızıl ciğer, kömür ateşinde kokoreç, karides mücver topları, Boşnak mantısı ve porçini mantarlı risotto mekânın olmazsa olmazları arasında…LOKANTA GÖKTÜRKUzun yıllar BTA’nın Tadında Anadolu konseptinin başında olan Muhsin Ertürk’ün 5 yıl önce açtığı Lokanta Göktürk de köyümüzün lüks konseptteki şef restoranlarının başında geliyor.Türk mutfağı üzerine yaptığı çalışmaların, yıllarını verdiği araştırmaların birikimiyle farklı bölgelerimizin yemeklerini başarılı bir şekilde yorumluyor. Büyük ölçüde yöresel ürünleri kullanıyor. Menüsünü de mevsimsel döngülere göre yeniliyor.Muhsin Şef’in en büyük destekçisi, seramik sanatçısı Bilge Ertürk’ün yaptığı tabaklarda servis edilen ‘açık midye dolma’, ‘Antalya piyazı’, ‘ciğer tantuni’ ve menüye yeni giren kalamar paella mutlaka tadılması gerekenler arasında. İlk kez gidecekler için önerim tadım menüsünü deneyimlemeleri…SUSHI MANGA5 yıl önce iş insanı Ruşen Kopmaz ve Yeşim Korkmaz’ın hayata geçirdiği Sushi Manga, Göktürk’ün ilk gerçek Japon restoranı. 2009’da İstanbul’a taşınan, 10 yıl Sunset’te çalışan ünlü şef Hiroki Takemura’nın mutfağının başına geçtiği, Japon kültürünün yalınlığını yansıtan lokanta açıldığı ilk günden bu yana kalitesini hiç bozmadı.Takemura 2 yıl kadar önce Sushi Manga ile yollarını ayırdı. Ancak daha yola koyulurken yemek okulu çıkışlı ya da sadece Türkiyeli gençlerden bir ekip kurdukları ve şefin mutfağında piştikleri için bu ayrılık mutfağa yansımadı.Şimdi mutfakların başında kuruluşundan bu yana ünlü şefin sağ kolu olan Erdi Öztürk var. Suşi çeşitleri başta olmak üzere her bir tabak yine sanat yapıtı gibi geliyor önünüze.2 yıl önce Etiler’deki Le Meridien Otel’in girişinde bir şubesi açıldı. Orası da yemeklerinin yanı sıra barıyla da çok başarılı ve merkezde yaşayan Sushi Manga tutkunları için tam bir buluşma noktası…
Source: Müge Akgün
İngiltere”de gündem olan iddia! Türk berberlere soruşturma! Peş peşe baskınlar
Türk berberlere ilişkin ortaya atılan iddialar İngiliz medyasında geniş yer buldu.İngiltere”de son dönemlerde ana caddelerde açılan fakat sürekli boş olduğu halde yüklü kazanç bildiren berberler mercek altına alındı. Sadece geçen yıl 750’den fazla dükkan açıldı. Berber dükkanlarının sayısının 20 binlere dayandığı tahmin ediliyor.NTV”de yer alan habere göre, Ulusal Suç Ajansı İçişleri Bakanlığı ile koordineli olarak kimi yeni dükkanları izlemneye aldı. Koltuk sayıları ve doluluk oranları gözlenerek bildirilen kazançla eşleştirildi. Sürekli boş olduğu halde yüksek kazanç bildirenler tek tek tespit ediliyor.Ülke genelinde yapılan baskınlarda çok sayıda kişi gözaltına alınırken on binlerce sterlin nakit paraya el koyuldu. Bazı berber dükkânlarının uyuşturucu ticaretinden elde edilen gelirleri aklamak ve kaçak göçmenlere iş sağlamak amacıyla kullanıldığı değerlendiriliyor.TÜRK BERBERLER RAHATSIZTürk berberlerine ilişkin ortaya atılan iddialar ciddi bir rahatsızlık yaratmış durumda. Uzun yıllardır Birleşik Krallık’ta bu işi yapan berberler kendilerinin kötü niyetli olanlardan ayırt edilmesini istiyor.İngiltere”de berberlik yapan Taşkın Hamit, “Rahatsız eder tabi istemeyiz böyle şeyler duymak. Biz böyle değiliz. Çoğu da böyle değil. Bu sadece berberlerden değil her sanattan olabilir.” sözleriyle tepki gösterdi.
Source: Mehmet Küçükkahveci
Erkeklerin egemen olduğu çay ocağı sektörüne Tokat”ta kadın girişimci dokunuşu
Tokat”ta kadın girişimciler arasında yerini alan 30 yaşındaki Arife Keskin, özel sektörde yıllarca çalıştıktan sonra kendi işini kurma hayalini gerçeğe dönüştürdü. Farklı şehirlerde çalışırken kıraathane ve çay ocaklarının genellikle erkekler tarafından işletildiğini gözlemleyen Keskin, memleketi Tokat”a dönerek bu algıyı kırmak istedi. Yaklaşık bir yıl önce bir çay evinin işletmesini devralan Keskin, Tokat”ta bu sektörde faaliyet gösteren tek kadın işletmeci oldu. Geleneksel olarak erkeklerin yoğunlukta olduğu çay ocaklarına yeni bir soluk getiren Keskin, kadın müşterilerin de rahatlıkla çay içebileceği bir ortam oluşturdu. İşini büyük bir özveriyle sürdüren Keskin, esnafa çay servisi yaparak onların takdirini kazanıyor.
“BENİ GÖRENLER ŞAŞIRIYOR”
Özellikle kadın müşterilerden de büyük destek gördüğünü dile getiren Arife Keskin, “Çay tepsisini alıp esnafa servis yapıyorum. Beni görenler şaşırıyor, hatta arabada geçenler işaret ederek birbirine gösteriyor. Tokat”ta artık bir kadın çaycı var” dedi.Bu içerik Doğukan Akbayır tarafından yayına alınmıştır
Source: Doğukan Akbayır
90 kişinin Müslüman olmasına vesile oldu
Almanya”da yetişen Türk imam Emre Şahin, başkent Berlin”de 3,5 yılda 90 kişinin İslamiyet”i seçmesine vesile oldu.Berlin”de doğan 33 yaşındaki Emre Şahin, 20 yaşındayken İstanbul”a giderek 5 yıl ilahiyat eğitimi aldı, ardından Ürdün”de eğitimine bir yıl devam etti.Eğitimini tamamladıktan sonra yeniden Berlin”e dönen Şahin, önce şehrin kuzeyinde bulunan İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) teşkilatına bağlı Medine Camisi”nde imam olarak göreve başladı.Şahin, 3,5 yıldan bu yana Kreuzberg semtinde kentin sembol camilerinden Mevlana Camisi”nde görev yapıyor.İyi derecede Türkçe, Almanca ve Arapça bilen imam Şahin, cuma hutbelerini 3 dilde okuyor ve camide gençlere dersleri Almanca veriyor.Evli ve iki çocuk sahibi Şahin, küçüklüğünden beri imam olmak istediğini, çocukluğunda evde önüne rahle koyarak imamları taklit ettiğini anlattı.Şahin, babasının mühendis olmasını istediğini ifade ederek, “Ancak ben Milli Görüş Teşkilatı içinde büyüdüğümden her zaman ümmet için bir şeyler yapmak istedim. Babam, ağabeyim ve kardeşim mühendis olduğu için benim de mühendis olmamı istedi. Ben ise eğer kendimi ve bir başka bireyi kurtarmaya yardımcı olabileceksem bu, belki benim en büyük kazancım olur diye imamlığa yöneldim.” diye konuştu.130 gence Almanca ders veriyorCamiye gelen gençlerin Almancayı Türkçeden daha iyi konuştuklarını söyleyen Şahin, camide gençlere daha iyi anlayabildikleri için Almanca fıkıh, akaid ve Kur”an-ı Kerim dersleri verdiğini ve eğitimlere 130 gencin katıldığını dile getirdi.İslam”a ve Müslümanlara ilgi duydukları için camiye gayrimüslimlerin de geldiğini kaydeden Şahin, onları gezdirdiğini ve sorularını cevapladığını söyledi.Şahin, Mevlana Camisi”nde göreve başladıktan sonra birçok kişinin İslamiyet”i seçmesine vesile olduğunu, bunların kaydını tuttuğunu belirterek, “3,5 sene içinde 90 kişi Müslüman oldu, elhamdülillah. Özellikle bu ramazanda 8 kardeşimiz Müslüman oldu.” dedi.”Çoğu, İslam”ı araştırıp geliyor”Camiye Müslüman olmak için gelenlerin büyük çoğunluğunun İslam”ı araştırıp geldiğini anlatan Şahin, “Buraya gelenlerin yüzde 80″i zaten hazır şekilde geliyorlar yani bazıları 6 ay, bazıları 2 yıl gerçekten İslamiyet”i araştırıp geliyorlar ve “Tamam, ben hazırım artık.” diyorlar. Bu şekilde geliyorlar.” ifadelerini kullandı.Şahin, bazılarının farklı konulara takıldıkları veya medya üzerinden algıları farklı olduğu için sorularının bulunduğunu, bunlara yanıt almalarının ardından İslamiyet”i seçtiklerini söyledi.İhtida etmek isteyenlere bir öğretmenin öğrencisine yaklaştığı gibi davrandığını belirten Şahin, kendisinin köprü görevi üstlendiğini dile getirdi.İhtida için camiye gelenlere nasihatte bulunduğunun altını çizen Şahin, onlara karşılaştıkları bazı Müslümanların davranışlarıyla İslamiyet”i birbirinden ayırmalarını ve İslam”ı kendi kaynaklarından öğrenmelerini, ibadetlere yöneldiklerinde kalbin nasıl huzur bulacağını göreceklerini, Allah”ın şimdiye kadar yaptıkları tüm hataları sileceğini, çevrelerine dikkat etmelerini ve bundan sonra başka insanlara örnek olmaları gerektiğini anlattığını aktardı.Yeni Müslüman olanlar “Qalam” kursuna gidiyorŞahin, Müslüman olmalarının ardından bu kişilerle ilgilenmeye devam edildiğini vurgulayarak, “Çünkü şeytan onlarla daha çok uğraşıyor ve ilgilenmediğimiz zaman tekrar eski hayatlarına dönebiliyorlar. Bu yüzden teşkilatımızın kurmuş olduğu Qalam kursu var. Onları, sadece ihtida eden kardeşlerimiz için kurulan bu kurslara yönlendiriyoruz.” şeklinde konuştu.Camiye gelerek İslamiyet”i seçenlerin genellikle Almanlar olduğuna işaret eden Şahin ancak bazen Berlin”e gezmek için gelen turistlerin de Müslüman olduklarını söyledi.Şahin, buna vesile olduğu kişilerden izin alarak sosyal medyadan da fotoğraflarını paylaştığını dile getirerek, “Onlara “Bu paylaşımda iki niyetim var.” diyorum. “Birincisi, Müslüman kardeşlerimiz çok seviniyor. Yeni bir Müslüman kardeş kazanmamızdan dolayı onların sevincine sebep olalım. İkincisi de sana bolca dua etsinler. Birisi Müslüman olmuş, “Rabb”im onu muhafaza etsin.” diyerek. Eğer izin verirsen (fotoğrafı) paylaşacağım.” diyorum. Kardeşlerim izin veriyor, biz de paylaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.”Teslimiyetleri bambaşka”Son dönemde Müslüman olan 53 yaşındaki kadının hikayesini paylaşan Şahin, bu kadının geçen yıl denemek için bir gün oruç tuttuğunu belirtti.Şahin, sözlerine şöyle devam etti:”(Kadın) Diyor ki: “Bir gün (oruç tutmaya) başladım, bu bütün ay sürdü”. Ve bunu söyleyen bir gayrimüslim, geçen sene Müslüman olmayan bir kişi. “Ramazanın bitişine çok üzüldüm çünkü ramazandan sonra bir eksiklik hissettim. Ondan sonra ben neden Müslüman olmayayım diye düşündüm.” diyor. Bu sene de ramazanı Müslüman olarak geçirmek istedi. Ramazanda elhamdülillah, İslamiyet”i kabul etmiş oldu.”Akaid dersine götürdüğü bu kadının anlattıkları karşısında derse katılanların gözyaşlarını tutamadıklarını dile getiren Şahin, “Bizler, Müslüman doğduk ama onlar, belki uzun bir yol katederek bu yolu seçtiler. Bakıyoruz ki onların bu yola vardıktan sonraki teslimiyetleri bambaşka. Aldıkları lezzet bambaşka.” diye konuştu.Başka bir kişiyi Müslüman olduktan sonra camide gözyaşları içinde gördüğünü anlatan Şahin, neden ağladığını sorduğunda, “Yıllar sonra beni yaratanın önünde şükretme nimetine erdim. Yani Rabb”imin önünde durabildim, Rabb”ime şükredebildim. O”nun istediği şekilde şükredebildim. Bu his şimdiye kadar tatmadığım histi.” yanıtını aldığını sözlerine ekledi.
Source: Erkan Talu
Mehmet Topal’ın takımından ‘özel’ galibiyet
Mehmet Topal’ın teknik direktörlüğünü yaptığı Petrolul Ploieşti, Romanya Ligi Play-Out’ta Sepsi’yi 2-1 yenerek önemli ve ‘özel’ bir galibiyet elde etti. Romanya Down Sendromlular Derneği’nden özel çocuklarla sahaya çıkan Mehmet Topal ve takımı Romanya’da bir ilki gerçekleştirerek gönülleri fethetti, özel çocuklar ilk defa yaşadıkları heyecan sonrası büyük mutluluk yaşadı.
Romanya 1’inci Lig ekiplerinden Petrolul Ploieşti, play-out mücadelesinde Sepsi ile karşılaştı. Konuk ekip maçın 1’inci dakikasında Omar El Sawy’nin bulduğu golle öne geçti. Ev sahibi Petrolul Ploieşti 10’uncu dakikada Alexandru Mateiu’nun fileleri havalandırmasıyla beraberliği yakaladı. Dakikalar 38’i gösterirken Christian Irobiso, takımını öne geçiren gole imza attı: 2-1. Mücadelenin 61’inci dakikasında 10 kişi kalan Petrolul Ploieşti buna rağmen maçı kazandı. Mehmet Topal’ın öğrencileri, sahadan 2-1 galip ayrılırken Petrolul Ploieşti puanını 24’e çıkararak 2’nci sıraya yükseldi.
ÖZEL ÇOCUKLARI KONUK ETTİ
Türkiye’de futbol oynarken çok sayıda sosyal sorumluluk projelerine verdiği destekle adından sürekli söz ettiren Mehmet Topal, Romanya’da bir ilke imza attı. Topal, Romanya Down Sendromlular Derneği ile önemli bir proje gerçekleştirdi. Dernekte yer alan özel çocuklar, futbolcularla el ele sahaya çıkarak mücadele öncesindeki seremonide yer aldı. Ardından ise karşılaşmayı kendilerine ayrılan yerde takip ettiler. Bu özel proje Romanya Ligi’nde ilk kez yaşanırken Romanya’da büyük farkındalık yarattı.
“ONLARIN KATKISI İLE GALİP GELDİK”
Mehmet Topal, maçtan sonra yaptığı açıklamada özel çocukların maçta yer alması ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’de de birçok sosyal sorumluluk projesinde yer aldım. Bu ayrı bir mutluluk verici bir durum. Sporun birleştirici ve büyük kitlelere hızlı ulaşması gücüyle yaptığınız işler değer buluyor. Burada daha önce yapılmayan bir şeyi gerçekleştirdik. Romanya Down Sendromlular Derneği’nden gelen özel çocuklarımız ile seremoniye çıkmak onların yüzündeki mutluluğu görmek paha biçilemez. Güzel ve özel bir gün oldu. Bize verdikleri destekten dolayı çok mutluyum. Onların katkısı ile sahadan galip ayrıldık” diye konuştu.
Source:
Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı başladı
13. Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı”nın başlaması dolayısıyla dün Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Güngör Geçer, Adana Milletvekilleri, İlçe Belediye Başkan ve Başkan Yardımcıları, Adana Ticaret Odası (ATO) Başkanı Yücel Bayram ve Karnaval fikrinin öncüsü Nisan’da Adana’da Komitesi Başkanı Ali Haydar Bozkurt ile Karnaval Direktörü İlhami Günsel’in katıldığı bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantı sonrasında yerel ve idari yöneticiler, yurt dışından gelen çocuklar, kostümler içindeki Türk çocuklarıyla ile birlikte Adana’dan ellerinde tuttukları ülke bayraklarıyla tüm dünyaya barış, dostluk, kardeşlik ve birlik mesajı yolladı. Köşger: “Adana eski günlerdeki ihtişamına kavuşacak”
Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Adana’nın en güzel etkinliklerinden birisi olan karnavalın artık uluslararası bir etkinlik olduğunu belirterek, Adana’nın marka değerinin daha da yükseldiğini, bu yılın çocuk temasıyla karnavalın, her zamankinden daha farklı ve özel olacağını bildirdi. Adana’nın eski günlerdeki ihtişamına kavuşacağına inandığını aktaran Köşger, “Bu yıl da Paris’te gastronomi şehri unvanını alırsak uluslararası alanda tescillenmiş olacak. Bunun ekonomimize sağlayacağı katkı muhteşem olacaktır” dedi. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Vekili Güngör Geçer de, Adana’nın sanatın, kültürün, sinemanın ve lezzetin kenti olduğunu bildirdi. Geçer, “Keşke teknoloji el verse de portakal çiçeği kokusunu tüm dünyaya yayabilsek” ifadelerini kullandı.
Karnaval Komitesi Başkanı ve Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt da, bu yıl 13’üncüsünü düzenledikleri Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı için ilk günkü heyecanı duyduklarını bildirdi. Bozkurt, “Bu yıl ki karnavalımızda 200’den fazla etkinlik var. Karnaval ciddi bir sanat, spor ve kültür etkinliğine dönüştü. Bunun benzerlerinden ayrıştığını düşünüyoruz. Biz belki 100 sene sonra olmayacağız ama Portakal Çiçekleri açtığı zaman Adana halkı yine sokaklarda olacaktır. Karnavalın moral katkısının yanında Adana’ya ekonomik katkısı olduğunu da belirtmek istiyorum.” dedi. Karnavalda 200’den fazla etkinlik var Düzenlendiği her yıl on binlerce kişiyi Adana’da buluşturan Türkiye`nin ilk ve tek sokak karnavalı “Nisan’da Adana’da – 13. Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı” nın resmi programı da açıklandı. 4 Nisan tarihinde başlayıp 13 Nisan Pazar gününe kadar sürecek karnavalda süresince 200’den fazla etkinlik gerçekleştirilecek. “Dünya Çocukları” temasıyla düzenlenen karnaval, gönüllü etkinlik gruplarının performanslarının yanı sıra, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Türkiye Kültür Yolu Festivalleri” işbirliği ile zengin bir içeriğe sahip olacak. Ayrıca; ABD, Japonya, Letonya, Macaristan, Rusya ve Ukrayna’dan gelen etkinlik gruplarının performansları da izlenebilecek. Her yıl olduğu gibi bu yıl da karnavalın “simgesi” durumundaki kostümlü kortej geçişi bugün gerçekleştirilecek. Herkesin büyük heyecan ve özlemle beklediği kostümlü grupların geçiş yapacağı kortej karnavalın ilk yıllarındaki gibi şehir merkezinde ve Adana sokaklarında yapılacak. Saat 17:00’da başlayacak kortejde rengarenk kostümlü binlerce kişi buluşacak. Kortej sonrasında da Simge Sağın bir konser verecek.
Türkiye’nin ilk ve tek sokak karnavalı olarak dünyanın sayılı karnavalları arasına giren “Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı’nda” binlerce kişinin katılacağı eğlenceli etkinliklerin yanında çok sayıda kültürel ve sanatsal aktivite de organize edilecek. Merkez Park ve Atatürk Parkı’nda kurulan konser sahnelerinde popüler sanatçılar 10 gün boyunca performans sergileyecekler. Birbirinden renkli aktivitelerin, atölye çalışmalarının, sahne gösterilerinin, tiyatroların, oyun alanlarının ve daha birçok etkinliğin yer aldığı “çocuk etkinlik alanı” kurulacak. Çocukların ekranlardan tanıdığı çizgi film karakterlerinin sahne gösterileri, panayır çadırları, tematik oyun alanları, felsefe, müzik, drama, dans, bale ve resim gibi sanat eğitimleri, eğitici ve bilişsel etkinlikler karnavalda yer alacak. Adana Müzesi ve Çırçır Kültür Merkezi gibi mekanlar kültür ve sanatla renklenecek. Kültür Yolu Festivali ve Portakal Çiçeği Karnavalı için özel olarak hazırlanan birçok sergi bu iki tarihi mekanda yer alacak. Kurulacak sahnelerde ünlü sanatçıların konserler her yıl olduğu gibi bu yıl da unutulmaz olacak. Çocuklar için etkinlikler düzenlenecek Tüm karnaval boyunca; Fun Fun Hayal Takımı ile yarışmalar, gösteriler ve eğlenceler düzenlenecek. Aysel Gülşen ile Anne Çocuk Nefes Çalışması da karnaval süresince programda yer alırken, 12 Nisan Cumartesi günü Enerjisa Çocuk Tiyatrosu ve Toroslar EDAŞ Çocuk Tiyatrosu “Küsmesin Yıldızlar” oyunu da sahnelenecek. Tiyatro, bale ve sergiler kaçmaz M1 Adana AVM, Ramazanoğlu Kültür Merkezi, Adana Müzesi ve Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde tiyatro gösterileri gerçekleştirilirken, Opera ve Bale sanatçılarından Saraydan Kız Kaçırma, Bremen Mızıkacıları ve Yerelden Evrensele Aşk Ezgileri seyredilebilecek. Ayrıca; Çukurova Devlet Senfoni & Devlet Çoksesli Müzik Korosu “Carmına Burana”, Mersin DKTMK “Şarkılar Söyle O Sahillerde” Avni Anıl Özel Konseri, Şanlıurfa Devlet Türk Halk Müziği ve Sıra Gecesi Topluluğu’ndan da “Sıra Gecesi” performansları da karnavalın ilgi çekici etkinliklerinden olacak. Picasso, Refik Anadol’un Dijital Sergisi, Köklere Yolculuk Dijital Sergisi, Beste Alperat ve Ozan Oganer’den Heykel, Cengiz Yatağan ve İsmail Helvacı’dan Resim sergileri ile dopdolu bir karnavalda herkes ilgi alanlarına göre kendinden bir şeyler bulacak. Yarışmalar nefes kesecek Renkli Dev Karnaval Korteji başta olmak üzere, gelenekselleşen Kortej Kostümleri Yarışması, Portakal Çiçeği Halk Koşusu, Portakal Çiçeği Satranç Turnuvası’yla karnaval rekabete açık yarışmalara sahne olacak. Karnavalda “Portakallı Lezzetler Yarışması” da yer alacak. Kentin en önemli tarım ürünlerinden olan narenciyeyi Adana’nın sevilen lezzetleriyle buluşturmanın amaçlandığı yarışmada onlarca lezzet yarışacak. Etkinlikler tüm Adana’ya yayılacak Portakal Çiçeği Kamp Alanı Etkinlikleri, Su Korteji, Rengarenk Fest, Lezzet Etkinlikleri, Adana Hediyelikleri Stant Alanları gibi birçok etkinlik de Adana’da karnaval ziyaretçilerinin katılımıyla gerçekleştirilecek. Lezzet atölyelerinde herkes ilgi duyduğu programa katılabilecek. Bu arada, kamp, karavan, vosvos, motor, bisiklet, off road, doğa sporları tutkunları karnaval süresince Merkez Park ve Yüreğir Millet Parkı içindeki özel kamp yerleşkelerinde bir araya gelecek.
Source: Dünya Gazetesi