RTÜK Başkanı Şahin”den yayıncı kuruluşlara uyarı
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, sosyal medya hesabından “Yayıncı kuruluşlara açık ve çok önemli uyarı” başlıklı açıklama paylaştı. Paylaşımında, daha önce de belirtildiği üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmalarla ilgili medyanın itidal ile hareket etmesi, taraflı ve gerçek dışı haberlere değil, yetkililerden gelen resmi bilgi ve açıklamalara yer vermesi, kanun ve ilke kararlarına uygun yayıncılık yapması hususunda gerekli uyarıları yaptıklarını hatırlatan Şahin, akabinde de kanunlara uymayan yayıncı kuruluşlarla ilgili ilk Üst Kurul toplantısında en üst sınırdan program durdurmalara varan müeyyideler uyguladıklarını hatırlattı.
Şahin, şunları kaydetti: “Belirtmek isterim ki RTÜK olarak kanun dışında yayın yapan, halkı sokağa davet eden, illegal örgütlerin sözcüsü gibi beyanlarda bulunan yorumcuları ekrana taşıyan, kişi haklarına aykırı taraflı yayıncılık faaliyeti gösteren, devlet büyüklerine, soruşturmayı yürüten yargı mensuplarına, emniyet personeli ile kolluk kuvvetlerine hakaret hatta tehditlere varan ifade ve yayınlara yer veren yayıncı kuruluşlarla ilgili uzun süreli yayın durdurma dahil, en nihayetinde lisans iptallerine varabilecek müeyyideler uygulanacağı önemle ve tekraren duyurulur.” Bu süreçte itidalli yayın yapan, tarafsız bir şekilde halkı bilgilendirme çabasıyla hareket eden yayıncı kuruluşlara teşekkür eden Şahin, “Uyarılarımızı dikkate almayan, hukuk dışı yayınlara devam eden, sayısı birkaç taneyi geçmeyen yayıncı kuruluşları da son bir defa ihtaren uyardığımızı belirtmek istiyorum.” ifadelerini kullandı.
Source: Dünya Gazetesi
Skandal provokasyon: Türk imparatorunun mezarını yıkma girişimi!
Haber7 – ÖZEL
Hindistan”da BJP milletvekili T Raja Singh, ihtişamlı fetihler ile devletini Hindistan’ın tek hakimi yapan Babür İmparatorluğu hükümdarı Evrengzib 1. Alemgir Şah”ın türbesinin yıkılmasını isteyerek provokasyonda bulundu.
Source:
DMM, “RTÜK”ün talimatıyla televizyonlardaki tüm canlı yayınlar kesildi” iddiasını yalanladı
DMM”nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, bazı basın yayın organlarında yer alan ve sosyal medya hesaplarından paylaşılan “RTÜK”ün talimatıyla televizyonlardaki tüm canlı yayınlar kesildi” iddiasının doğru olmadığı bildirildi.Açıklamada, şunlar kaydedildi:”Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 6112 sayılı Kanunun 8. Maddesi gereğince “Kanun dışında yayın yapan, halkı sokağa davet eden, illegal örgütlerin sözcüsü gibi beyanlarda bulunan yorumcuları ekrana taşıyan, kişi haklarına aykırı taraflı yayıncılık faaliyeti gösteren, devlet büyüklerine, soruşturmayı yürüten yargı mensuplarına, emniyet personeli ile kolluk kuvvetlerine hakaret ve tehditlere varan ifade ve yayınlara yer veren yayıncı kuruluşlarla ilgili uzun süreli yayın durdurma dahil, lisans iptallerine varabilecek müeyyideler uygulanabileceği” hatırlatmasında bulunmuştur.”RTÜK”ün uyarısının canlı yayınların kesilmesi değil, mezkur kanun hükümlerine riayet edilmesi yönünde olduğu anımsatılan açıklamada, “Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz.” ifadesi kullanıldı.
Source: Www.star.com.tr
Kamu mühendisleri meydanlara iniyor
Bilişimden enerjiye, sanayiden alt yapı çalışmalarına kadar pek çok alanda riskli projelerde görev alan kamu mühendisleri ve teknik personel, özlük haklarında yaşanan erozyonun önüne geçebilmek için düğmeye bastı. Meslek kanunu hazırlığına başladıklarını söyleyen Mühendis Tek-Sen Enerji Genel Başkanı Mümin Güler, “Çalışma şartlarımız ağır, mesleki güvencemiz yok. Taleplerimizi anlatmak için mayıs ayında geniş katılımla Ankara’da miting düzenleyeceğiz” dedi. Kamu mühendislerinin madenler, baraj yapımı gibi riskli alanlarda sahada çalıştığını ancak yoksulluk sınırının altında maaşlara mahkum edildiğini belirten Güler, “Yeni mezun mühendis 61 bin lira, 30 yıllık çalışan da 67 bin lira maaş alıyor” dedi.
‘KIDEM SİSTEMİ ŞART’
“Çalışma barışı için kıdem sistemi getirilmeli” ifadelerini kullanan Güler, “30 yıllık çalışanın maaşı da 136 bin lira olmalı. Sanayide kurumsal bir firmada çalışan mavi yakalı, kamu mühendisinden daha fazla maaş alıyor” dedi. 1938’de yapılan Mühendislik Mimarlık Meslek Kanunu’nun geçerliliğini kaybettiğini söyleyen Güler, “Detaylı, kapsamlı bir meslek kanununa ihtiyacımız var. Bununla ilgili çalışmamız var. Mesleki sorumluluk sigortası talep ediyoruz. Çalışmamızı Meclis’ten geçirmek için gerekli faaliyetleri yürüteceğiz. Mesleki kanunlar doktorlar, öğretmenlerde var. Meslek kanunun çıkarılması ile birlikte çok sayıda sorun çözülebilir” diye konuştu. Ayrıca Güler, bu yıl içinde Mühendis Tek-Sen Konfederasyonu’nu kuracaklarını da belirtti.
‘Kamu yetkin mühendis bulamayacak’
“Önceki yıllarda iyi okullardan mezun olan mühendisler, önce kamuda görev alırdı. Ancak adaletsiz maaş düzenlemesi nedeniyle iyi eğitim alanlar kamuda çalışmayı tercih etmiyor” ifadelerini kullanan Güler, “Yakında kamuda çalışacak mühendis bulunamayacak. İşler de yetkin olmayanlara kalacak. Barajlar, santraller, göletler çok sayıda proje var. Bu konu, 4-5 sene sonra güvenlik sorunu haline gelebilir. Kalifiye çalışanlar da yurt dışına gidiyor. Proje geliştirme işleri kiminle yapılacak? Maaş dengesi şart” dedi.
Source: Hülya Keskin Oruçoğlu
İmamoğlu’nun işyeri de kuşatma altında
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 3 saat süren ve 121 sayfayı bulan ifadesinin nasıl bu kadar kısa sürede yazıldığını merak ettim. Sorguyu bir polis memuru yapıyor, bir polis memuru da ifadeyi yazıyor, İmamoğlu’nun üç avukatı da sorguda hazır bulunuyor.
Kamuoyuna, sorgudan kısa süre sonra yansıyan tutanakları okuduğumda, İmamoğlu’nun cevaplarının bırakın 121 sayfayı, toplam 10 sayfayı bile bulmadığını gördüm. Savcılığın “Çınar”, “Meşe”, “Ladin” ve “Doğan” kod adını verdiği gizli tanıkların ifadeleri ise neredeyse 110 sayfaya yaklaşmış. İmamoğlu’nun bu sorulara cevabı da hep, “Bu soruyu muhatap almıyorum. Tüm isnatları şiddetle reddediyorum” olmuş.
“Gizli tanıkların” iddiaları başka olgularla, belgelerle, tanıklarla desteklenmedikçe faturası da ülkemize ağır oluyor. Hatırlayınız, Ayhan Bora Kaplan suç örgütü olayında, “Gizli tanık” denilen kişinin iddiası üzerine üç emniyet mensubu, “Darbe girişimi” nedeniyle açığa alınmıştı. Kendini kurtarmak isteyen gizli tanığın o iddialarına koca koca adamlar nasıl inanmıştı şaşarım. Şimdi, gizli tanık yurtdışında…
MÜDAHALE VE MÜCADELE MODELİ
Sorgunun başında, rutin soruların hemen ardından “Gizli Tanık Meşe”nin ifadesinden bölümler okunuyor. Ardından, “Meşe”nin, “Çınar”ın, “Ladin”in, “Doğan”ın iddiası soru olarak yöneltiliyor. Sorgunun “Gizli tanık” üzerine oturtulacağı anlaşılınca İmamoğlu, Emniyet’te niçin bulunduğunu ifadesinin başında şöyle yorumladı:
“Aslında burada bulunmamın yegane sebebi hakkımda başlatılan bir siyasi müdahale ve mücadele modelidir. Bu mücadele biçimi ne yazık ki bir yargı tacizi şeklinde tarafıma yıllardır sürdürülmektedir. Muhtelif çeşitleriyle hakkımda açılan davalar ve sürdürülen soruşturmalar daha gözaltına alınmadan bir gün önce kreşlerin kapatılmasıyla ilgili tarafıma tebliğ edilen soruşturma belgesi gösteriyor ki, halkın iradesine saygı duymayan iktidar mensuplarının tarafıma yürütmüş olduğu müdahalelerin bir biçimiyle de şu an itibariyle karşı karşıyayım.”
“SORUYU ANLAMLANDIRAMADIM”
Sorgu tutanağında sayfalar dolusu tablolar var. İmamoğlu ve bazı yakın çalışma arkadaşlarının telefon baz istasyonu kayıtları var. Polis, listeyi gösteriyor, “1000 metrelik alan dikkate alınarak 10 dakikalık zaman dilimi içerisinde ortak baz verilerinin olduğu tespit edilmiş, ortak baz verilerinin baz noktalarına göre şüpheli dağılımı ve bağlantı sayıları tablo olarak eklenmiş, tüm veriler rapor ekinde sunulmuştur. Ortak bazınızın bulunmasındaki sebep nedir? Açıklayınız.”
Bu konudaki sorulara İmamoğlu’nun cevabı, “Belediye Başkanı olduğum için hizmet sebebiyle gün içinde İstanbul’un birçok semtinde kamu görevini yapmam itibariyle sürekli hareket halindeyim. Bu sebeple farklı ilçelerde farklı saatlerde bulunabilirim. Soruyu anlamlandıramadım” oldu.
SAYFA 120: EKLEYECEĞİNİZ BİR ŞEY VAR MI?
Sorgunun sonuna gelindi. 120. sayfada, sorgucu polis, “İfadenize ekleyeceğiniz başka bir husus var mı?” diye soruyor. İmamoğlu’nun cevabı şöyle oldu:
“Gözaltına alındığım saatlerden, ifadeyi verdiğim şu ana kadar hissettiklerimden, ifade anında sorulan sorulardan sonra kendimi; milletimiz, şehrimiz ve ülkemiz adına çok daha kötü hissettiğimi ifade etmek isterim. Türkiye’nin ulusal ve uluslararası birçok çözüme muhtaç konusu varken yukarıda sorulan sorular göstermiştir ki kumpas, uydurma, yalan ve komplo teorilerinden oluşan mesnetsiz suç isnatları ile gözaltına alındığım an itibariyle Türkiye’nin ve bütün dünyanın gündemine düşmüş olmak, ülkemizin itibarının ciddi zarar görmesi, demokrasi ve adaletin zedelendiğinin yaşanması çok üzücüdür. Milletimize ve ülkemize ödetilen bu bedelin karşılığını bu kötü niyetli suçlamaları hazırlayanlar asla ödeyemeyecekler.”
BULSUNLAR, ONLARA PARASIZ VEREYİM
“Gizli tanık”ların itirafları ifadeleri ve bunlar doğru kabul edilip bazı yayın organlarında o iddialar yer alıyor. Baba Hasan İmamoğlu ile dün konuştum. Onlara “İtirafçı” değil, “iftiracı” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Benim şirketimin kirli kişilerle alış verişi olmaz. İktidara yakın bir televizyon kanalından gelmişler. Ofisin orada arabada çekim yapıyorlar. Neymiş evrak kaçırıyormuşuz. Yav arkadaş, ne evrakı kaçıracağım? Peşinen söylüyorum 1967’den beri çocuğum gibi baktığım bir firma var bende. Hiç kimsenin attığı çamurun lekesi olamaz.
‘Yok inşaat yapıyorsun arsaya, inşaatı niye sen yapıyorsun’ bunlar soru değil. 1960 ihtilalinde, sanıklara ‘İrade sizin ceza almasını istiyor’ denilmişti. Bugün de aynısı, başka bir şey değil. MASAK raporunda, 70 civarında dairem, 50-60 tane iş yerim varmış. Varsa yarısının tapusunu para almadan onlara vereyim.”
Daha iyi anlamak için “Yani bu kadar daireniz, işyerleriniz olmadığı anlamında mı söylüyorsunuz?” diye sordum. “Yok tabii” dedi. Rapora göre bir firmaya 50 milyon lira verildiği belirtiliyor. İmamoğlu, “Ne amaçla bu 50 milyon lirayı vermişim? Benim öyle bir firmayla işim olmaz. Ama ben alış veriş yaptığım yerlere tabii ki para öderim” dedi.
ORASI BELEDİYE LOJMANI
Oğlu Ekrem İmamoğlu ile ilgili ortaya atılan iddialarla ilgili şunları anlatıyor:
“Ekrem Bey, başkan seçildiği zamanda mal beyanında bulundu. (Yasaya göre her 0 ve 5’le biten yıllarda kamu görevlileri mal bildiriminde bulunmak zorunda) mal bildirimli varlığını ta seçildiği zaman servet beyanında verdi zaten. Şimdi deniliyor ki “Ekrem Bey, milyon dolarlık villada oturuyor’. Halbuki orası belediyenin lojmanı. Bahsedilen iki villa var. Ben inşaatçıyım .İnşaat yapma hakkına sahibim. Ankara’da olur, İzmir’de olur. Sarıyer’de 2 tane villa yaptım, Trabzon’da da yaptım. Vallahi üzülüyorum niye biliyor musun? Bu tür yalan haberler gazetecilerin kalitesini düşürüyor, gazetecilerden nefret ettiriyorlar.”
FİRMA ÖNÜNE KAMERALAR KURULDU
İmamoğlu’nun yıllar önce kurduğu şirkete el konulduğu belirtilmişti. Şirketle ilgili Hasan İmamoğlu’nun anlattıklarını dinliyorum:
“Firmamızın karşısına, iktidara yakınlığı ile bilinen televizyon kanalından gelip binaya kim giriyor, kim çıkıyorsa hepsini çekiyor. Neymiş, ‘Belge kaçırabilirmişiz!’ İş merkezinde 30-35 tane iş yeri var. Herkes giriyor çıkıyor. Ben bağlı bir adamım, aynı zamanda babayım. O düzeyden de çıkmıyorum, çıkmam da mümkün değil. Ama üzülüyorum bunlara.”
Hasan Bey, “İnanın oğlumdan çok, meydanlarda soğuk demeden, üzerlerine gaz, su sıkılan insanlara, Türkiye’mize üzülüyorum” dedi.
Source: Saygı Öztürk
DMM: “Polis, göstericilere portakal gazı ile müdahale ediyor” iddiası yalandır
DMM”nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Bazı sosyal medya hesapları tarafından paylaşılan, “Polis, göstericilere Vietnam Savaşı’nda kullanılan portakal gazı ile müdahale ediyor” iddiası doğru değildir. Kimyasal silah olan portakal gazı, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hiçbir eylem ve gösteride kullanılmamaktadır. Portakal gazı kullanıldığı takdirde ciddi sağlık sorunları ortaya çıkmaktadır. Bu madde, gaza maruz kalan kişilerde DNA hasarı, engelli doğumlar, kanser oranında artış, deri lezyonları ve karaciğer hasarı gibi ciddi hastalıklara sebep olmaktadır. Vietnam Savaşı sırasında gazların saklandıkları tankların üzeri turuncu çizgiyle işaretlendiği için ‘portakal gazı’ olarak adlandırılmıştır. Bu bağlamda ülkemizde kullanıldığı iddiaları hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır. Asılsız iddialara itibar etmeyiniz ifadelerine yer verildi.”İSTANBUL”A GİRİŞ ÇIKIŞLAR YASAKLANDI” İDDİASI MANİPÜLASYON İÇERMEKTEDİRDMM”nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, “İstanbul’a giriş çıkışlar yasaklandı.” iddiası manipülasyon içermektedir. İstanbul Valiliğince alınan karara göre şehir giriş-çıkışlara ilişkin kısıtlama, yalnızca kanuna aykırı eylemlere katılması muhtemel kişi, grup ve araçlara yönelik bir tedbirdir. Vatandaşların günlük yaşamlarını sürdürebilmeleri, şehir içi veya şehir dışı seyahatlerini gerçekleştirmeleri açısından bir kısıtlama söz konusu değildir. Alınan karar, kamu düzenini bozabilecek eylemlerle sınırlıdır ve olağan hayatı etkileyecek bir kapsam taşımamaktadır. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialara itibar etmeyiniz denildi.
Source: Gazetevatan.com
CHP’ye kayyum tartışması
CHP lideri Özgür Özel, “şaibeli kurultay” iddiasıyla partiye “kayyum atanması” ihtimalini ortadan kaldırmak için 6 Nisan’da Olağanüstü Kurultay kararı aldığını açıklamıştı. Özel, bu kararı parti tüzüğünün 48. maddesine dayandırarak alırken, ilgili maddede “Olağanüstü kurultayın gündemi, isteyenlerce düzenlenir. Üyelerin başvurusunun aynı (ortak) gündemle yapılması gerekir. Olağanüstü kurultayda gündemden başka bir konu görüşülemez. Seçim yapılamaz. Ancak Genel Başkan gündeme seçim maddesi koyabilir” ifadeleri yer alıyor. Özel, seçimli kurultay çağrısı yaptığı için Genel Başkan, Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeliği seçimi yapılacak.İlk tepki MHP’denÖzel’in olağanüstü kurultay kararına yönelik MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’dan çarpıcı bir itiraz geldi. Yıldız, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “CHP’nin 4-5 Kasım 2023 tarihinde yapılan kurultayındaki iradeleri fesata uğratılan delegelerin oyları karar yeter sayısını etkileyecek düzeye ulaşmışsa ve bu nedenle genel kurul iptal edilir veya kayyum atanmasının şartları oluşursa; iptal kararı geriye yürüyeceğinden, genel başkan dahil tüm organlara yapılan seçimler yok hükmündedir. Bu husus genel başkan seçimini de etkileyeceğinden, yani genel başkan da usulüne uygun seçilmemiş sayılacağından, genel başkan yetkisini kullanarak partiyi kurultaya götürmesi mümkün değildir” iddiasında bulundu. İLGİLİ HABER İstanbul”da terör ve yolsuzluk operasyonu! Savcılık, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu”nun tutuklanmasını talep etti ‘Dava ortadan kalkmaz’MHP’li Yıldız’a, AK Parti kurmaylarından ise destek geldi. Kurmaylar içtihata dikkat çekerek, “Dernekler ya da siyasi partilerin işleyişiyle ilgili bir talep olduğunda Genel Başkanlar olağanüstü kurultay kararı alabilir ama buradaki durum bu kapsama girmiyor. Burada kurultayın usulsüz yapıldığı ve dolayısıyla yönetimin usulsüz oluşturulduğu iddiası var. Yasal şartları taşımayan yönetim, olağanüstü kurultay kararı alamaz. Dolayısıyla Özel’in olağanüstü kurultay kararı kayyum davasını ortadan kaldırmaz” yorumunu yaptılar.İptal kararı çıkabilir6 Nisan’da yapılacak olağanüstü kurultayın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin olası bir kayyum kararından önce gerçekleşmesi durumunda, atanacak kayyumun kongre sürecini durdurabileceğine işaret eden AK Partili kurmaylar, 6 Nisan sonrasında çıkabilecek “kayyum” kararının da yapılan son olağanüstü kurultayın iptaline neden olabileceğini iddia ettiler. Kurmaylar, “Kayyum kararı çıkarsa genel başkan, yönetimi ve delegeler de dahil tüm kurultay kararlarıyla birlikte iptal edilmiş olur. Böylece olağanüstü kurultay kararını alan genel başkan da hükümsüz hale gelir. Yani yetkisi olmadığı halde olağanüstü kurultay kararı alındığı gerekçesiyle yeniden iptal kararı çıkabilir” görüşünü dile getirdiler. AK Parti’deki hakim görüş bugüne kadar herhangi bir tedbir kararı verilmediği için Asliye Hukuk Mahkemesi’nden bir kayyum kararı çıkmayacağı yönünde. Kurmaylar kurultayla ilgili rüşvet iddialarının ise ceza mahkemesinde ayrıca görülebileceğini savunuyor. İLGİLİ HABER Cumhurbaşkanı adayını belirlemek için CHP’de önseçim günü ‘Demokratik bir karar’Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, “olağanüstü kurultay” kararı ve başlatılan yetki tartışmasıyla ilgili Milliyet’e şunları söyledi: “CHP’ye anayasada olmayan bir yetki kullanılarak kayyum atamak ve bu yolla yapılacak önseçimi iptal ettirmek anayasaya aykırı olur. Seçimli olağanüstü kurultay demokratik bir karardır.”‘Türkiye umutla dolu’İBB’nin Saraçhane’deki binasının önündeki protestolar dördüncü günde de devam etti. Memleket Partisi lideri Muharrem İnce de destek için geldiği Saraçhane’de “Kılıçdaroğlu ve ben, ikimiz de kaybetmiş Cumhurbaşkanı adayıyız. Bize düşen görev CHP’nin yeni Cumhurbaşkanı adayının koluna girip, elini kaldırmaktır” dedi. İnce’nin ardından konuşan CHP lideri Özgür Özel, bugün yapılacak önseçim için İmamoğlu’na destek isteyerek “Ekrem Başkan, Mansur Başkan ve ben bir fotoğrafta buluşmuşken bütün Türkiye büyük umutla doldu” dedi. Özel, konuşmasının ardından İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu ve oğlu Selim İmamoğlu ile birlikte Çağlayan’a geçerek mikrofonu ABB Başkanı Mansur Yavaş’a bıraktı. İLGİLİ HABER YSK”dan “CHP”nin olağanüstü kurultayının iptal edildiği” iddiaları hakkında açıklama Gizli tanık tepkisiCHP lideri Özel, İBB’nin Saraçhane’deki binasının önünde yaptığı konuşmada “Elde işlemleri şaibeli hale getirecek gizli tanık var. 106 kişi var. Öyle isimler var ki Ekrem Başkan’a da gözaltında olan bu kişiler soruluyor. Herkes birbirine soruyor. ‘Ya bu nereden çıktı? Bu kim’ diye. Bilmediğimiz isimler oluyor” dedi. Özel “Tayyip Bey, Beyoğlu Belediye başkanlığında yenilmişti. Milletvekili adaylığında yenilmişti. Sonra partisini kurduğundan beri bizi yendi. Biz de onu 31 Mart’ta yendik. Yenen var, yenilen var. Şu ana kadar yenilmeyen bir tek Ekrem İmamoğlu var. Şimdi o Ekrem İmamoğlu’nu bükemediğiniz bileği yargı sopasıyla kırmak için saldırıyorlar” diye konuştu. Özel gizli tanığın ifadesinde yer alan Serdar Haydanlı’nın gözaltına alındıktan sonra emniyetten serbest bırakıldığını söyledi. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada Serdar Haydanlı’nın gözaltında olduğu belirtildi. Özel, Saraçhane’de İmamoğlu’na destek için düzenledikleri mitinginlerin haberleştirilmesiyle ilgili medya kuruluşlarına eleştiriler yöneltti. -DHA
Source: Gazetevatan.com
Bakan Göktaş: Kadınlarımızı güçlendirmeye yönelik çalışmalar yürütüyoruz
Bakan Göktaş, AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanlığı”nı ziyaret ederek Kadın Kolları ile buluşma programına katıldı.
Basına kapalı gerçekleşen program sonrası Göktaş, “Geceye Işık Tutan AK Gençlik” programı kapsamında hastanedeki sağlık personeli ve vatandaşlara sahurluk dağıtımı gerçekleştirdi.
Daha sonra bir otelde düzenlenen AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanlığı Teşkilat Sahur Programı”na katılan Göktaş, 23 yılda şehre çok değer kattıklarını söyledi.
Göktaş, bundan sonra da ilk günkü heyecanla Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda hizmetlere devam edeceklerini ifade etti.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının toplumun tüm kesimlerine hizmet ettiğine işaret eden Göktaş, şöyle konuştu:
“Kadınlarımızı güçlendirmeye yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Bu yılı Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle Aile Yılı olarak ilan ettik. Çünkü ailemiz, geleceğimiz. Yaşlanan bir nüfusa sahibiz. Dünya yaşlanıyor, Türkiye”de yaşlanıyor. Biz de genç dinamik nüfus yapımızı diri ve canlı tutmak adına ve Türkiye”nin geleceğine yönelik önemli tehdit olarak gördüğümüz bu demografik dönüşüme karşı nüfus konusunda çok önemli çalışmaları hayata geçirdik. Bu yıl “ailemiz, geleceğimiz” dedik. Geleceğimizi güvence altına alan çalışmaları hayata geçirdik. Çünkü aile küresel tehditle karşı karşıya. Aile değerleri hedef alınıyor. Aile kurumu hiç olmadığı kadar itibarsızlaştırılıyor. Biz de 2025 Aile Yılı”nda da aileyi hak ettiği değere taşımaya kararlıyız.”
“Tevazudan, samimiyetten hiçbir zaman ayrılmayacağız”
Aile ve Gençlik Fonunu 81 ilde yaygınlaştırdıklarını belirten Göktaş, “Doğum destek sistemini güçlendirdik. Bu hafta da inşallah mecliste görüştükten sonra hayata geçecek. İlk bebek bu yıl doğan, ilk çocuğu olan ailelere 5 bin liralık tek seferlik yardımımız hayata geçiyor. İkinci çocuğu olana 1500 lira, üçüncü çocuğu olana 5 bin lira annenin hesabına aylık desteği hayata geçiriyoruz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın 2007″den itibaren 3 çocuk söyleminde bulunduğunu anımsatan Göktaş, şöyle devam etti:
“Çok vizyoner bir dünya lideri, çok vizyoner olduğu için 2007″den bu yana üç çocuk dediğinde bazı kesimler ne dedi? Görüyor musun? Çocuğumuza da karışıyor. Bugün üç çocuğun aslında ne kadar önemli ve değerli olduğunu bütün dünya konuşuyor, Avrupa da Amerika da konuşuyor. Güney Kore bu yönde çalışmalar yürütüyor. Dünyada çocuk kreşlerini huzurevine dönüştürmeye başlıyorlar. Bu riski Cumhurbaşkanı çok önceden gördüğü için üç çocuk politikasından bahsediyor. Bugün bütün dünya alarm altındayken bizler de bazı politikaları hayata geçiriyoruz. Aileyi korumaya ve güçlendirmeye yönelik belli başlı adımlar atmaya devam edeceğiz. Biz 85 milyon büyük bir Türkiye ailesiyiz. Ailemizin refahı için çalışmaya durmadan, yorulmadan Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Bugünlere bizler kolay gelmedik. Bugünlere nice badireler atlatarak geldik.”
Göktaş, bundan sonra da durmadan, yılmadan çalışmaya ve ülkeyi kalkındırmaya devam edeceklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Bu noktada hiç şüphesiz teşkilatların çok büyük önemi var. Çok önemli çalışmaları var. AK Parti kendini milletine adayanların partisidir. Yolumuz uzun, yükümüz ağır, sorumluluğumuz fazla. Ancak bizler tevazudan da samimiyetten de hiçbir zaman ayrılmayacağız. Sen, ben demeden biz olarak çalışmaya devam edeceğiz. Daha güçlü bir Türkiye için çalışacağız ve bunu hep beraber hayata geçireceğiz. Afyonkarahisar”ın potansiyelini daha da ileriye taşıyacağız.”
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
3 ismin ses kayıtlarında ortaya çıktı! 16 milyon İstanbulluyu DMP”den fişlemişler
İngiliz firmaya ait veri yönetim platformu DMP”yi pazarlamaya çalışan U.A. sistemi anlatırken vatandaşların kaç saat nerede kaldığını nerede yaşayıp nerede çalıştığına kadar sistem üzerinden göreceklerini söylüyor. U.A. “WIFI”ye girdiğinde o tanımlama ID, DNP”ye akıyor. U.A tüm internete hakim olacaklarını anlatarak şu ifadeleri kullanıyor: “Bunu bütün Türkiye”ye de yayabileceğiz, tüm Türkiye”nin verilerini almış olacağız. 16 milyonu 80 milyona genişletebileceğiz.”HEDEFİMİZ AK PARTİLİ SEÇMENSistemin hedefinin Ekrem İmamoğlu”na sempati gösterebilecek AK Parti seçmeni olduğunu anlatan U.A. “O niş kitle de bizim hesaplarımıza göre 700-800 bine yakın tekil kullanıcı var 18 yaş üstü. Toplumsal algıyı bu şekilde yönlendirmeye çalışıyoruz.” diyor. Sistem uygulamaya yerleştirilen kameralar ile vatandaşları izleyebiliyor U.A.:Dijital arka fonda bir reklam çıktı diyelim. İmamoğlu görseli var. Beşiktaş Meydanı”ndayız, kamera da koyuyoruz şimdi.Aslında bütün İstanbul”u görebiliyoruz.” M.O. U.A.”nın anlattıklarını “Ben oraya inşaat ilanı veriyorum ama o siteye giren dataların da izini takip ediyorum” diyerek onaylıyor. S.T. ise “Oraya kamera koyuyor, casus gibi” diyor.U.A. Super App ile İstanbulluların ulaşım ve diğer hizmetlerin hepsine ulaşacağını ve bu yolla büyük kitlelerin verilerine ulaşılabileceğini anlatarak “App zaten 16 milyon insanın cep telefonuna indiği an bitti.” diyor.U.A., DNP sahibi olduklarında 3-4 kat, belki 5-6 kat para kazanırız. Ama bu büyük sorun ortaya çıkarır” diyor. M.O. ise “Bu işe ticaret değil siyasal mesele olarak girdik” yanıtını veriyor.BDDK”YA YUTTURDUKU.A., konuşmalarında Akbank”a benzer bir uygulamayı yaptıklarını ve BDDK”yı atlattıklarını ise şöyle anlatıyor. “Akbank DNP”yi kurduk, BDDK hemen Akbank”a çöktü. Bayağı da bir görüşmeler falan yapıldı. BDDK” daki adamlar hiçbir şeyden anlamadığı için bir şekilde medya diye yutturduk, geçti. Ama BDDK bir anda şey oldu; ” Ne oluyor? Bu kişisel veriler şey olur” diye. Az daha bankaya 50-60 milyon ceza vereceklerdi.”BİG BROTHER SİSTEMİSistem, İngiliz yazar George Orweel”ın ünlü 1984 romanında yer alan ve insanları denetlemek için sürekli izleyen, kayıt altına alan “Big Brother” sistemini hatırlattı.”İSTANBULLULARIN KİŞİSEL VERİLERİ HUKUKA AYKIRI OLARAK ELE GEÇİRİLDİ”Soruşturma dosyası kapsamında, belediye iştiraklerinden ödeme alan iş adamlarının, İmamoğlu”nun ortağı olduğu inşaatlara para aktarımı yaptığı anlatılan başsavcılığın sevk yazısında, “İstanbul”da yaşayan vatandaşların kişisel verilerinin örgüt faaliyetleri kapsamında hukuka aykırı olarak ele geçirildiği, bazı iş insanlarını para vermeye zorladıkları, para vermeyenlere idari yaptırımlar uyguladıkları, belediyenin iş ve ihalelerini maddi menfaatleri karşılığında kendileriyle irtibatlı iş adamlarına verdikleri, belediyeden alacağı olan kişilerin ödemesinin yapılması amacıyla kendilerinden “komisyon” adı altında para talep edildiği” tespitlerine yer verildi.Yazıda, dosyadaki vergi denetim ile MASAK raporlarına göre 2021 ile 2023 yılları arasında birçok ihaleye fesat karıştırıldığı anlatılarak, “Söz konusu bu ihalelere sadece kendilerine yakın kişilerin alınmasını sağladıkları, bu kişilerin dikkat çekmemek adına yanlarında çalışan kişiler üzerine de birçok şirket açarak Medya AŞ ve Kültür AŞ”den yüksek bedelli işler aldıkları, bazı şirketlerin tek işlik olarak kurulduğu, sonrasında aktif ticari hayatının olmadığı, bazı şirketlerin ise sadece naylon fatura kesmek için kurulduğu ve bu belirtilen fiillerin hiyerarşik yapı içerisinde sürekli olarak “kamu kurumu zararına dolandırıcılık” suçunun işlendiği tespit edilmiştir.” denildi.
Source: Www.star.com.tr
Son dakika haberi: Galatasaray”ın Kadın Futbol Takımının yeni yıldızından önemli açıklamalar! “”Türkiye bana hayat kapısı açtı””
Turkcell Kadınlar Süper Ligi”nin son şampiyonu Galatasaray Petrol Ofisi, sezon başında kariyerinde Sparta Prag, Juventus, Atletico Madrid ve son olarak Milan forması giyen Çek forvet Andrea Staskova”yı kadrosuna katmış ve transferle adından söz ettirmişti. Sarı-kırmızılı takımla çıktığı 15 maçta 9 gol atan 24 yaşındaki oyuncu, SABAH Spor”a konuştu: Futbola başlama hikâyen nasıldı. Ne tür zorluklar yaşadın? Babam ve dedem futbolcu oldukları için futbola 4 yaşında başladım. Babam beni çalıştırmaya başladı ve çok da katıydı. Bu oyunu sevdiğimi fark ettim. Bir süre sonra tek başıma devam ettim. Futbol sadece erkeklerin oynadığı bir spor değil. Eski zamanlarda değiliz. Tabi ki günümüze baktığımızda erkek futbolu çok izleniyor. Şimdi zaman değişti, her geçen gün gelişecek. İleride kadın futbolu da aynı şekilde erkek futboluyla eşitlenecek. Önemli takımların formasını giydin. G.Saray ile yolun nasıl kesişti? Prag”da okuduğum için öncelikle orada futbol oynamaya başladım. Beş yıl sonunda 18 yaşında Juventus”a transfer oldum. 3 yıl İtalya tecrübesinden sonra İspanya”da Atletico Madrid maceram başladı. Beklediğim gibi geçmedi. Ardından tekrar İtalya”nın benim için daha iyi olacağını düşündüğüm için Milan”a gittim. Fakat iki takımda da güzel karşılanmadım. Davranış şekillerini beğenmiyordum. Sakatlık dönemimde bana sabırsız davranıyorlardı. Daha sonra ajansım, Galatasaray ile konuştu. Kendime daha iyi gelebileceğini düşünerek, yeni bir ülke, yeni bir hayat düşüncesiyle kabul ettim. Çok da güzel oldu. Gelince ne doğru karar verdiğimi daha iyi anladım. G.Saray”da gerçekten çok iyi davranıyorlar. Diğer takımlarda sakatlığım uzun sürüyordu. Çünkü bana orada sabır göstermiyorlardı, sahaya erken dönüyordum. Galatasaray”da bunun tam tersi. Sürekli beni arıyorlar, yardım etmek istiyorlar ve ilgi gösteriyorlar. Galatasaray çok büyük bir kulüp. Burada bu şansı elde ettiğim için çok mutluyum. Bana ikinci hayat kapısını açtı. Futbola başlama hikâyen nasıldı. Ne tür zorluklar yaşadın? Babam ve dedem futbolcu oldukları için futbola 4 yaşında başladım. Babam beni çalıştırmaya başladı ve çok da katıydı. Bu oyunu sevdiğimi fark ettim. Bir süre sonra tek başıma devam ettim. Futbol sadece erkeklerin oynadığı bir spor değil. Eski zamanlarda değiliz. Tabi ki günümüze baktığımızda erkek futbolu çok izleniyor. Şimdi zaman değişti, her geçen gün gelişecek. İleride kadın futbolu da aynı şekilde erkek futboluyla eşitlenecek. Önemli takımların formasını giydin. G.Saray ile yolun nasıl kesişti? Prag”da okuduğum için öncelikle orada futbol oynamaya başladım. Beş yıl sonunda 18 yaşında Juventus”a transfer oldum. 3 yıl İtalya tecrübesinden sonra İspanya”da Atletico Madrid maceram başladı. Beklediğim gibi geçmedi. Ardından tekrar İtalya”nın benim için daha iyi olacağını düşündüğüm için Milan”a gittim. Fakat iki takımda da güzel karşılanmadım. Davranış şekillerini beğenmiyordum. Sakatlık dönemimde bana sabırsız davranıyorlardı. Daha sonra ajansım, Galatasaray ile konuştu. Kendime daha iyi gelebileceğini düşünerek, yeni bir ülke, yeni bir hayat düşüncesiyle kabul ettim. Çok da güzel oldu. Gelince ne doğru karar verdiğimi daha iyi anladım. G.Saray”da gerçekten çok iyi davranıyorlar. Diğer takımlarda sakatlığım uzun sürüyordu. Çünkü bana orada sabır göstermiyorlardı, sahaya erken dönüyordum. Galatasaray”da bunun tam tersi. Sürekli beni arıyorlar, yardım etmek istiyorlar ve ilgi gösteriyorlar. Galatasaray çok büyük bir kulüp. Burada bu şansı elde ettiğim için çok mutluyum. Bana ikinci hayat kapısını açtı. “”KIZLAR BANA “ICARDI” DİYOR”” Türkiye”de en çok hangi futbolcuyu beğeniyorsun? Icardi benim idolüm. Türkiye”ye geldiğim zaman takım arkadaşlarım bana Mauro İcardi gibisin deyince ben de gol attıktan sonra onun gibi sevinmeye başladım. Şimdi takımdaki kızlar bana “İcardi” diye sesleniyor. Kendime has bir gol sevincim daha var. “Sessiz ol” işaretiyle dövmem var. Ama Türkiye”de İcardi sevincimi yapmaya devam edeceğim. Kişisel olarak bu seneki hedefin nedir? Gol atarak takımıma katkı sağlamak istiyorum. Ayrıca iyi futbol oynadığımızı da göstermek istiyoruz. Çünkü daha çok taraftar gelirse kendimizi daha iyi hissediyoruz. Kendi maçımızı gösterebilirsek taraftarın gelmesi de doğru orantılı olacak. “”52 BİN TARAFTARLA OYNAMAK BÜYÜLEYİCİ”” Erkek futbol takımını izliyor musun? Evet. Rams Park”ta birkaç kere izleme fırsatım oldu. Çok güzel, muhteşem bir atmosfer vardı. Keşke maçlarımız da bu statta dolu tribünler önünde olabilsek. Daha önce milli takımda, Juventus”ta büyük stadyumlarda oynadım. G.Saray”ın çok büyük bir taraftar kitlesi var. O kadar kişinin önünde oyunumuzu göstermek, onların bize desteğini hissetmek bizi mutlu eden bir şey olur. Taraftar gözüyle mi yoksa futbolcu gözüyle mi maçı izlersin? Stada ikisi olarak da gittim. Önce atmosferin tadını çıkarmak istedim. Taraftar gibi heyecanlandım. Maça kendimi kaptırdım. Kendimi geliştirmek için Osimhen”i, sakatlanmadan önce de İcardi”yi çok izliyordum. “”EN TEMEL FARK STADYUM”” Daha önceki oynadığın kulüpleri de dikkate aldığında kadın futbolunda Türkiye”de gördüğün en temel fark ne sence? Burada kadın futbolunun geliştiğini biliyorum. Fakat en büyük fark stadyumlar. Erkek takımlarından daha küçük sahalarımız var. Mesela Juventus”ta oynarken kadınlar olarak kendimize özel stadyumumuz vardı. Fakat burada erkeklerle paylaşıyoruz. Burada en büyük eksikliklerden biri kendi sahamızda Rams Park”ta taraftarımıza oyunumuzu gösteremiyoruz. “”DESTEĞİMİZİ GENİŞ KİTLELERE YAYACAĞIZ”” G.Saray”ın sponsorlarından olan Spoint İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Memiç de konuştu. Kadın futbolunu güçlendirmek adına neler yapıyorsunuz? Spoint İnşaat olarak, kadın futbolunun yalnızca bir spor dalı değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümün önemli bir parçası olduğuna inanıyoruz. Bu bilinçle, Galatasaray Petrol Ofisi”ne forma kol sponsoru olarak destekliyoruz. Genç kızların spora teşvik edilmesi ve sahadaki başarılarının geniş kitlelere ulaştırılması için çalışıyoruz.
Source: Sabah
A Haber”den çirkin provokasyon… Özel”in sözlerini “polisle çatışalım” şeklinde kestiler!
Türkiye’de medya üzerindeki baskılar giderek artarken, yandaş medya organlarının manipülatif haberleri de tepki çekiyor. Son olarak A Haber, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Saraçhane’de yaptığı konuşmayı çarpıtarak servis etti.Özel’in polisle çatışmayalım demek için yaptığı konuşmanın sonunu kesen kanal, Özel’in polisle çatışalım dediği izlenimini yarattı. Ayrıca, Saraçhane’de gerçekleştirilen “çatışma olmasın” oylaması da A Haber tarafından manipüle edilerek, izleyicilere Özel: çatışalım diyenler el kaldırsın şeklinde sunuldu. Kanalın spikeri ise polise yönelik bir saldırının bu çağrının sonucu olduğunu iddia etti.Bu tür çarpıtmalar kamuoyunda büyük tepki toplarken, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), muhalif yayın yapan televizyon kanallarına yayınlarını durdurma talimatı verdi. Basına yönelik baskılar bununla da sınırlı kalmadı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, öğrenci eylemlerini paylaşan yüksek takipçili sosyal medya hesaplarına erişim engeli getirdi.
Source: Haber Merkezi
Bakan Göktaş açıkladı: Doğum destek sistemimizi güçlendireceğiz
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Afyonkarahisar”da, partisinin il başkanlığını ziyaret etti. Göktaş, Başkan Turgay Şahin ile sohbet etti. Ardından, İl Kadın Kolları ile buluşan Bakan Göktaş, sonrasında Afyonkarahisar Devlet Hastanesi”ni ziyaret ederek, AK Parti Afyonkarahisar Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından hazırlanan sahurluk paketlerini “Geceye Işık Tutan AK Gençlik” programı kapsamında hastanedeki çalışan ve hastalara dağıttı. Ardından, bir otelde düzenlenen teşkilat ile sahur programına katılan Bakan Göktaş, yaptığı konuşmada, ülkelerin yaş ortalamasının artmasına bağlı yaşlandığını belirterek, devletlerin buna çareler aradığını ifade etti. AİLE DEĞERLERİ HEDEF ALINIYOR Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın bu yılı “Aile Yılı” ilan ettiğini kaydeden Bakan Göktaş, “Çünkü ailemiz, geleceğimiz. Yaşlanan bir nüfusa sahibiz. Dünya yaşlanıyor, Türkiye de yaşlanıyor. Biz de genç ve dinamik nüfus yapımızı diri tutmak ve canlı tutmak adına ve Türkiye”nin geleceğine yönelik önemli tehdit olarak gördüğümüz bu demografik dönüşüme karşı nüfus konusunda çok önemli çalışmalar hayata geçirdik. Daha bu yıl “ailemiz, geleceğimiz” dedik. Geleceğimizi güvence altına alan çalışmaları hayata geçirdik. Çünkü aile küresel tehditle karşı karşıya. Aile değerleri hedef alınıyor, aile kurumu hiç olmadığı kadar itibarsızlaştırılıyor. 2025 Aile Yılı”nda da aileyi hak ettiği değere taşımaya kararlıyız” dedi. DOĞUM DESTEKLERİ ARTTI 3 çocuk konusunda sadece Türkiye”nin değil dünya ülkelerinin de çalışma yaptığına dikkati çeken Bakan Göktaş, “Doğum destek sistemimizi güçlendireceğiz. Yani bu hafta da inşallah mecliste görüştükten sonra hayata geçecek. İlk bebeği bu yıl doğan, ilk çocuğu olan ailelere 1000 liralık tek seferlik yardımımız hayata geçiyor. İkinci çocuğu olana 1500 lira. Üçüncü çocuğu olana 5 bin lira annenin hesabına aidat desteği hayata geçiriyoruz. Bugün üç çocuğun aslında ne kadar önemli ve değerli olduğunu bütün dünya konuşuyor. Avrupa da konuşuyor, Amerika da konuşuyor. Güney Kore bu yönde çalışmalar yürütüyor” ifadelerine yer verdi. Bakan Göktaş, teşkilat ile sahur programı sonrasında kentten ayrıldı.
Source:
Erzurum”da dilencilere operasyon: Haram ederim
Erzurum Büyükşehir Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, kent merkezinde dilencilere yönelik operasyon gerçekleştirdi. Şehir içi yolcu taşıyan otobüsle alışveriş merkezleri, ATM”ler, cami önleri, trafik ışıklarının bulunduğu bölgelerde dilenenler, zabıta ekipleri tarafından tek tek yakalandı. Tamamını kadınların oluşturduğu dilencilerden birisi kucağında torunuyla yakalanırken, bir kadın da çocuklarıyla birlikte dilenirken tespit edilerek otobüse bindirildi. Zabıtayı görünce çöp bidonunu karıştırmaya başlayan bir kadın, “dilenci” olmadığını belirtirken yabancı uyruklu bir kadın da otobüstekilere “Niye haber vermediniz” diye tepki gösterdi. Yakalanan başka bir kadın, akıllı telefonuyla “Beni marketin yanında tuttular” diyerek arkadaşlarına bilgi verdi. Bir marketin önünde elinde paspas bezi ile dilenirken zabıtalara yakalanan kadın ise topladığı paraları apartman merdivenleri yıkayarak kazandığını söyledi. Zabıta memurunun paralarını istediği kadın vermemekte direndi. Zabıta memurunun “Paranı geri vereceğiz” demesi üzerine cebinden önce madeni sonra da kağıt paraları çıkaran kadın, “Ben bunları merdiven yıkayarak kazandım. Vermezseniz haram ederim” dedi. Otobüsle tek tek toplanan dilenciler, Zabıta Daire Başkanlığı Dilenciler Büro Amirliği”ne götürüldü. Zabıta memurları, dilencilerden topladıkları paraları tutanak karşılığında kuruma teslim etti…
Source:
Genç kadın parkta felaketi yaşadı: Boğazına sıktı dişlerini kırdı
Konservatuvar sınavlarına hazırlanan bale öğrencisi E.N.A., geçen yıl 9 Aralık”ta, evinin yakınındaki parkta salıncakta sallanırken, yaklaşık 5 ay önce tanıştığı, aynı bölgede oturan Y.E.Ç. yanına geldi. Y.E.Ç., genç kızın boğazını sıkıp, kafa attı. Evinin penceresinden kızını izlerken durumu gören anne A.K., Y.E.Ç.”nin peşinden gitti. Şüpheli, A.K.”yi de elindeki meyve bıçağı ile tehdit etti. E.N.A, darp raporu alarak, annesiyle birlikte jandarmaya şikayette bulundu. Güvenlik kamerasına yansıyan darp olayını da delil olarak sundu. Görüntüde şüphelinin genç kızın yanına gittiği, bir süre sonra saldırdığı görüldü. Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, şüpheli hakkında 3 ay sonra genç kızın yanına yaklaşmama yönünde tedbir kararı verildi.
YAŞADIKLARINI SOSYAL MEDYADA ANLATTI
E.N.A, Y.E.Ç.”nin koruma kararına rağmen dışarıya çıktığında kendisini takip ettiğini ve evin önünden ayrılmadığını iddia ederek, sosyal medyada yardım talebinde bulundu. E.N.A. paylaşımında, “3 ay önce benimle konuşmak isteyip, sürekli cinsel muhabbetler açan 30 yaşındaki kişi tarafından tarafıma bıçaklı saldırı teşebbüsünde bulunuldu. Kişi dişlerimi kırdı, beni boğmaya çalıştı, darbetti. Annemi bıçaklamaya çalıştı. 2 hafta dudaklarım patlak, suratım mor ve şiş gezdim. Koruma kararı aldık; ancak kişi beni takip etmeye, gözleri ile taciz etmeye, çevremde dolaşmaya ve evimi gözetlemeye devam etti. Ben derslerime gidemiyor, sokakta yürüyemiyor, odamda perdemi açamıyorum. Elimde kişinin beni izlediğine dair görüntü kayıtları var. Ben kendi evimde nefes alamıyorum. Bu kişi beni yaralamaya değil, öldürmeye çalıştı. Annem 4″üncü evre kanser hastası, taşınmamıza ve güvenli bir hayat yaşamamıza yardımcı olacak ne aile bireylerimiz, ne de maddi gücümüz var” ifadelerini kullanarak yardım talep etti.
“SÜREKLİ YANIMA GELİP KONUŞUYORDU”
Genç kızın sosyal medyadaki yardım çığlığı üzerine şüpheli hakkında elektronik kelepçe tedbiri de uygulandı. DHA”ya konuşan E.N.A., şüphelinin olaydan 5 ay kadar önce yine parka gelip kendisiyle tanıştığını söyleyerek, “Önce kötü niyetli olduğunu düşünmedim. Muhabbet etmeye başladı. Konuşmanın devamında kişi sürekli cinsel muhabbetler açmaya başladı. O yüzden tedirgin hissettim ve rahatsız oldum. Ortalama 5-5,5 ay civarı sürdü tanışıklığımız. Sürekli yanıma gelip konuşuyordu, sürekli bir şeyler anlatıyordu. Ben çok konuşmuyordum, çok cevap vermiyordum. Sonrasında kişi daha rahatsız edici konuşmaya başladı, bana sarılıyordu, itiyordum. Fiziksel temas kurmaya çalışıyordu. Ben izin vermiyordum. Kişi beni taciz etmeye çalışıyordu. Sürekli iltifat ediyordu. Ben bundan rahatsız oluyordum. Son bir ay sürekli olarak cinsel muhabbetler kuruyordu. Kendisi cinsel hayatından söz etmeye çalışıyordu” dedi.
“DİŞLERİMİ KIRDI, BOĞAZIMI SIKTI”
E.N.A, olay günü de aynı şekilde parkta yanına geldiğini söyleyerek, “Karşıma geçip çok yakınımda durup, 1 dakika boyunca hiçbir şey söylemeden beni seyretti. Çok nefes nefeseydi ve gözlerini çok belertmişti. Krizi geçiriyormuş gibi görünüyordu. Sonrasında ben birkaç kere “iyi misin, beni duyuyor musun” dediğimde hiç cevap vermedi. Ben kulağındaki kulaklığı çıkarıp, “iyi misin” dediğimde kolumu tutup kıvırdı. Boğazımı sıktı. Sonra ben bilincimi kaybettim. Bana kafa attı. Dişlerim kırıldı. Beni salıncaktan fırlattı. Sonrasında anneme bıçak çekip “hepinizi öldüreceğim” demiş. Koruma kararı alındı. Şikayetçi olduk. Fakat kişi beni takip etmeye ve sürekli izlemeye, gözle tacizde bulunmaya devam etti. Evlerimiz neredeyse karşı karşıya, arada 500 metre civarı bir şey var. Ben odamın camını açamıyorum. Sürekli olarak izliyor, sürekli takip ediliyorum. Sokağa çıkamıyorum, derslerime gidemiyorum. Konservatuvara hazırlanıyorum, evimden dışarı çıkamıyorum” diye konuştu.
“DAHA GÜVENLİ BİR YAŞAM ALANI İSTİYORUM”
Sosyal medya paylaşımından sonra elektronik kelepçe uygulandığını belirten genç kız, “Elektronik kelepçe uygulandı; ama evlerimiz çok yakın olduğundan ötürü kelepçenin uyarı vereceği mesafe çok kısa oluyor. Silahla, kesici, delici aletle bana zarar verebilir ve bunun önünde hiç bir engel yok. Evimin perdesini açtığımda bile bu kişiyle yüz yüze geliyoruz. Uzaklaştırılmasını, tutuklanmasını istiyorum. Kişi beni bıçakla yaralamaya çalıştı, tehdit etti, taciz etti. Dişlerimi kırdı, beni boğmaya çalıştı, anneme bıçak çekti. Daha güvenli bir yaşam alanı istiyorum. Bu kişi yarın bir gün evime silahla, bıçakla gelebilir. Bana yaptığı şeyi başkasına yapabilir. Can güvenliğim yok benim” diye konuştu.
“TUTUKLAMA VEYA EV HAPSİ TALEP EDİYORUZ”
E.N.A.”nın avukatı Umur Yıldırım ise, olayla ilgili soruşturmanın hala sürdüğünü söyleyerek, “En başta verilen bir koruma kararı var. Devamında, dün aslında bu koruma kararına etkili olan elektronik kelepçe tedbiri uygulandı. Ama kişi bu aşamaların içinde ne tutuklandı ne de adli kontrol tedbiri kararı uygulandı. Hali hazırda 4 aydır bu eylemlerine devam ettiğinden dolayı koruma kararının hiçbir karşılığı yok bizim için. Bu sebeple koruma kararından ziyade en azından bir adli kontrol tedbiri, ev hapsi olabilir veya başka bir şey ya da tabii ki tutuklanması. Bu aşamada bunların hiçbiri yapılmadığı ve yapılan koruma tedbirinin de hiçbir şekilde korumadığı bizim için ortada. Yaşanan bu sürecin en başından şu anki duruma kadar müvekkilim her zaman korktu, tedirginlik yaşadı ve kişi eylemlerine de devam etti. Bu sebeple savcılık makamının en azından tutuklama istemiyle veya adli kontrol istemiyle sulh ceza hakimliğine sevk etmesini bekliyoruz” dedi.
Hakkında soruşturma süren şüpheli Y.E.Ç. ise jandarmadaki ifadesinde, E.N.A. ile sohbet etmek için yanına gittiğini, kulaklığına neden dokunduğunu sorduğunda kendisine küfür ettiğini, bu yüzden tedirgin hissettiğini ve kendisinden uzaklaştırdığını ileri sürdü. Y.E.Ç., E.N.A ve annesinin kendisine hakaret ve küfür etmesi nedeniyle şikayetçi olduğunu da söyledi.
Source:
Manur Yavaş”tan Ekrem İmamoğlu”nun tutuklanmasıyla ilgili açıklama
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB”ye yönelik “yolsuzluk” soruşturması kapsamında sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı. CHP”nin Saraçhane”de gerçekleştirdiği ön seçimde oy kullanan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İmamoğlu hakkındaki tutuklama kararını değerlendirdi. Basın mensuplarına konuşan Yavaş, şu ifadeleri kullandı: “Ben kayyum atanmamasına sevindim öncelikle. Umuyorum itirazla tutukluluk kalkar. Her şeyden önce masumiyet karinesi var. Umuyorum tutukluluk kalkar, Ekrem Başkan işine döner. İddianame yok, iddialar var. “Şu şahısla 290 defa konuşmuşsunuz” diye soru olabilir mi? “Ailenizle terör iltisaklı kimse var mı” bazıları da incitici. “Yurt dışına kaçak çıkış yaptınız mı” Bunlar nasıl sorular, anlaşılır gibi değil. Bu ülkede herhangi bir şekilde gizli tanıkla her iftirayı atmak mümkün. Bu gizli tanık işinin ortadan kalkması lazım. Bizim korktuğumuz bir şey yok. CHP”li hiçbir belediyenin yargılanmaktan soruşturulmaktan imtina ettiğini görmedik. Bana da şimdiye kadar onlarca müfettiş geldi, kendi müfettişlerimiz teftiş ediyor. Korkacak hiçbir şeyimiz yok. Kumpas kurmak istendikten sonra herkese yapabilirler.”
Source: Internet Haber