“Toplumsal Gelişmeler – Yerel Etkinlikler ve Öne Çıkan Hikayeler”

Beyaz yakalı olarak çalıştığı işinden istifa etti, kendi markasını kurdu! Türkiye”nin dört bir yanına satış yapıyor

İzmir”de beyaz yakalı olarak çalışırken, hamile olduğu Kovid-19 salgını dönemini kalabalıktan uzakta geçirmek için kırsal mahalleye yerleşen Yasemin Sezgin, girişimci olup hayvancılığa ve doğal ürün üretimine başladı. İzmir”de doğup büyüyen 36 yaşındaki Yasemin Sezgin, üniversitede lojistik yönetimi öğrenimi gördükten sonra kentte deniz lojistiği firmalarında 5 yıl kadar çalıştı. İzmir”de doğup büyüyen 36 yaşındaki Yasemin Sezgin, üniversitede lojistik yönetimi öğrenimi gördükten sonra kentte deniz lojistiği firmalarında 5 yıl kadar çalıştı. Sezgin, hayvancılıkla uğraşmaya başladığı mahallede kendi işletmesini kurma hayalini gerçekleştirdi. İzmir”de uzman olarak görev yaptığı iş yerinden istifa eden Sezgin kurduğu işletmede konserve ürünleri ve ilikli kemik suları üretmeye başladı. İşletmesinde mahalledeki 3 kadını istihdam eden Sezgin, konserve sezonunda çalışan sayısını 10″a kadar çıkartıyor. Sezgin, ürünlerini sosyal medya hesabı ve internet sitesi üzerinden farklı şehirlere gönderiyor. Sezgin”in eşi kent merkezinde çalışma hayatını sürdürürken, çift çocuklarını da kırsal mahallede büyütüyor. Bir çocuk annesi Yasemin Sezgin, AA muhabirine pandemi döneminde geldiği mahallede kendine yeni bir hayat kurduğunu söyledi. Tire”ye geldikten sonra 30 Ekim 2020″deki depremde evlerinin yıkıldığını, apartmanlarında hayatlarını kaybedenlerin olduğunu ifade eden Sezgin, bunun ömrünün kalanını mahallede geçirme fikrini daha da güçlendirdiğini anlattı. Sezgin, Tire”de doğal gıdalara ulaşmanın kolay olduğunu kaydederek, şöyle konuştu: Kentlerdeki insanların bu ürünlere ulaşmakta zorluk çektiğini biliyordum. Bunun üzerine bunları en doğal şekliyle çiftlikte üretip satmaya karar verdim. Beyaz yakalı işimden ayrıldım ve tamamen konserve gıda yapmaya başladım. Tamamen Tire”nin domatesi, patlıcanı. Buradaki küçük çiftçilerle çalışıyoruz. Ürünlerimizde katkı ve koruyucu maddesi kullanmıyoruz. İzmir”de ilikli kemik suyu üretiminde onaylı üç işletmeden biriyiz. Tire ve lezzetlerini hem tüm Türkiye”ye hem de nasipse dünyaya duyurmak istiyorum. Domates, patlıcan ve Kapya biber konserveleri hazırladıklarını belirten Sezgin, şunları kaydetti: Onun dışında ilikli kemik suyu, tarhana, erişte gibi birçok ürünümüz var. Kendimiz de çiftçiyiz, ekiyoruz, biçiyoruz. Burada kullandığımız birçok yan ürün nane, fesleğen gibi, kendi bostanımızdan çıkıyor. Pandemi döneminde insan kalabalığından kaçmak için geldik. Buraya çok alıştık. İşten gelip yemek yaparken, hangi koşullarda üretildiğini çok da bilmediğimiz ürünleri pişirmek, her annenin aklında soru işaretidir ama benim burada öyle bir soru işaretim kalmadı. Ben de bir anne olarak diğer insanların da buna erişmesini sağlamak istiyorum.

Source: Gazetevatan.com


Cem Yılmaz’ın başına gelenler

Bir elinde telefon.“Neredesin” diye şoförle konuşuyor muhtemelen.Etrafında “Merhaba” diyenler, görüntü almaya çalışanlar… Yaşlanıyoruz hepimiz. Çok sempatik geldi Cem Yılmaz’ın o tedirgin halleri. Tam aracı buldu, kendini atacak içine; bu kez de bir dilenci musallat oldu. Adam sadaka istiyor ama Cem’de bırak sadakayı, cüzdanı bulacak hâl yok. O sırada aracın otomatik kapısı kapanıyor, yaşlı dilenci arkadan patlatıyor: “Allah belanı versin!”Üstüne bir de bedduayı yedi mi! Neye uğradığını şaşırmış haldeydi Cem Yılmaz.Hani artık hayat sizin için hızlı akmaya başlamıştır da nereden gagalandığınızı bile anlamazsınız… Öyle biraz. Hele o “meminto”lar… Yakın zaman önce, eski sevgilisi Serenay Sarıkaya’nın bir pozuna gönderme yaparak Marty Feldman fotoğrafı paylaşmıştı Cem Yılmaz. Gerçi gönderme olduğunu hiçbir zaman kabul etmedi ama “Biri Hanya’ya, öbürü Konya’ya” der gibiydi o paylaşımı. Bu son görüntülerde Serenay’dan sağlam bir misillemeyi hak eder hale gelmiş ünlü komedyen.Rus gazilerRus savaş gazileri, Türk dizilerinin yasaklanması için girişimde bulunmuş. Dizilerdeki “ideal erkek” imajı, Rus kadınlarındaki beklentiyi yükseltiyormuş.Duyan duymayan da burada hepimiz Malkoçoğlu gibi geziyoruz sanacak. Ayrıca bizim gaziler göğsünde İstiklal Madalyası, kafasında kalpağıyla milli bayramlarda temsillere falan katılıyor. Bunlarınki ne biçim gazi? Başka işleri güçleri mi yok?Kuyumcuya acilden girmekBülent Ersoy gece mücevher mağazası açtırıp alışveriş etmiş. Mücevher öyle bir şey. Migren gibi. Tuttu mu tutar. O anda açtırıp, buldurup, takacaksın.Herhalde yüklü de harcama yapıyor, adam mecburen kalkmış gecenin o vakti yatağından…Tam o sırada oradan tesadüfen geçen basın mensupları da varmış. Böylece bu tuhaf davranışının sebebini açıklamış Diva: “Bana kimse bir şey almadığı için kendim aldım. Benimkiler fakirdi…” İyi de soru o değil. Soru: Neden bu saatte?Mazhar Alanson da olurmuş Ata Demirer’in yeni dizisi “Bir İhtimal Daha Var” izleyenleri ikiye böldü. Beğenen olduğu gibi kötü yorumlayanlar da var. Neresinden baktığınız, beklentinizle ilgili bence. Ata Demirer seviyorsanız Ata’ya doyuyorsunuz. Üstüne de Esra Bilgiç güzelliği. Yormayan, iddiasız, kafa doldurmalık değil kafa boşaltmalık bir seyirlik işte… Yok eğer derdiniz yüksek sanat, derin felsefe, hayatın anlamı falansa yanlış adrestesiniz. Uğur Yücel oyunculuğu arıyorsanız, o da yok mesela. Yani rol olarak yok, Uğur Yücel’i çıkarıp Mazhar Alanson’u da koysanız cuk oturuyor o karaktere.

Source: Savaş Özbey


Gaziantep gezi notları

Gaziantep’te çoğu şehirde hissedemeyeceğiniz huzuru yaşarsınız. Bu gidişimde de böyle oldu. Antep sadece gastronomi şehri değildir, aynı zamanda kültür sanatın da şehridir. Gaziantep Bebek Kütüphanesi, Gaziantep’te bulunan bir bebek kütüphanesidir. İlk ziyaret ettiğim yerdi. Umarım daha da yaygınlaşır.· Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’i makamında ziyaret ettik. Kendisine “içinden yemek geçen filmleri” içeren bir festival de önerdim. Bakalım böyle bir festival yapacaklar mı? · Gaziantep Şehir Tiyatroları’nın iki yeni oyununu izleme fırsatı buldum. “Uçtu Uçtu Hezarfen” adlı oyun hem dekoruyla hem de şarkılarıyla bizi çok eğlendirdi. Her yaşa göre etkileyici unsurların yer aldığı, özellikle çocuklar ve gençler için tasarlanmış nitelikli bir oyun. Fırsatını bulunca mutlaka izleyin. Meltem Kımız Şener’in yazdığı, Ahmet Serhat Artunç’un yönettiği, genel sanat yönetmenliğini ise Nejat Şener’in üstlendiği tek perdelik müzikli çocuk oyunu 50 dakika sürüyor. 6 yaş ve üzeri için uygun. İzlediğim diğer oyunsa “Totem ve Tabu”ydu. Konusu şöyle: Akademisyen bir çift, futbolla pek de ilgili olmamalarına rağmen fanatik bir çifti eve maç izlemeye davet eder. Maç heyecanla oynanadursun, aralarındaki farklılıklar, çatışmalar ve atışmalar taraftarlığın fanatizme tırmanan hali ile beklenmedik sürprizlere yol açar. Bu tip oyunlar, tecrübe kazandıkça daha anlamlı hale geliyor. Daha sonra bir kez daha izlemek isterim. İki devrelik komedi 12 yaş ve üzeri için uygun. Yazan Şahin Ünal, yöneten Kubilay Karslıoğlu ve genel sanat yönetmeni de Nejat Şener.· Zeugma Mozaik Müzesi’nde, antik kentin eşsiz mozaikleri, o dönemde kentte yaşamış olan insanların inançları, kültürü ve günlük yaşantısını geçirdiği ortam birebir mimarisine uygun olarak sunuluyor. Müzedeki eserler Zeugma Antik Kenti’ndeki konumlarına göre yerleştirilmiş. Masum bakışıyla ziyaretçileri hayran bırakan dünyaca ünlü Çingene Kızı’nı görme fırsatını buldum. Yaşadığım mutlu bir andı.· Müzeyyen Erkul Gaziantep Bilim Merkezi, şehre ayrı bir hava katıyor. Bilim merkezi, bünyesinde barındırdığı geçici sergi alanı, kalıcı sergi alanları, teknogaraj, bilim atölyeleri, dene-yap atölyeleri, teknopark, İHA test pisti, gece gözlem rampası, konferans salonları, amfiler, toplantı salonları gibi 12 farklı bölümle ziyaretçilerine farklı şekillerde hizmet sunuyor. · Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, buğday, arpa, yulaf, çavdar gibi tahılların içerisindeki glutene hassasiyetleri nedeniyle her lezzeti gönüllerince tadamayan çölyak hastaları için glutensiz gıda üretiminin yanı sıra dezavantajlı bireylerin meslek edinmesi ve istihdamına katkı sağlayan Glutensiz Kafe açmış. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan alınan ‘Korumalı iş yeri statü belgesi’ ve İş Kurumu hibe programlarıyla desteklenen proje, yüzde 75’ini zihinsel engellilerin oluşturduğu sosyal işletme modelinin en güzel örneklerinden biri.· Arkeolog Selahattin Köroğlu’nun hazırladığı “Kadim Kent Gaziantep”, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları’nın yayımladığı nitelikli bir kitap. Yapılan arkeolojik kazılarda Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Tunç, Demir, Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait buluntuların ele geçtiği kadim şehir Gaziantep, farklı uygarlıkların, kültürlerin, dinlerin ve ırkların bir araya gelerek birbirleri içinde sentezlendiği gizemli bir tarihe sahip. Bu eser de tarihe yapılmış bir yolculuğun panoramasını yansıtıyor.· Kahraman Emmioğlu Kültür ve Sanat Merkezi’nin Çocuk Sanat Merkezi, çocuklara kültürel ve sanatsal alanlarda hizmet veriyor.· Musem Akademi, Gaziantep mutfağında profesyonel şef adayları yetiştirmenin yanında girişimci adaylara, uzman eğitmen adaylara, turizmde daha donanımlı bir kariyer yapmak isteyen hali hazırdaki şeflere ve bu birikimi hobi olarak edinmek isteyen herkese uygun eğitimler veriyor.Kim ne okuyor?· Fatma Şahin, Amin Maalouf’un “Uygarlıkların Batışı” adlı eserini okuyor… · Behzat Uygur, Erdem Beliğ Zaman’ın “Keşke Beni de Taşlasa” adlı eserini okuyor… · Kubilay Karslıoğlu, Orlando Figes’in “Nataşa’nın Dansı” adlı eserini okuyor…· Nuraydın Arıkan, Yuval Noah Harari’nin “Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi” adlı eserini okuyor…

Source: Sayım Çınar


Ercan Saatçi”den yeni açıklama

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında suç örgütü yöneticisi olmak , suç örgütüne üye olmak , irtikap , rüşvet , nitelikli dolandırıcılık , kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve ihaleye fesat karıştırmak suçlarıyla soruşturma başlatılmıştı. Bu soruşturma kapsamında müzisyen Ercan Saatçi de gözaltına alınmıştı. Hâkimliğe sevk edilen Saatçi, yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bırakılmıştı. ŞU AN YORUM YAPMAYAYIM DEMİŞTİ Serbest kaldıktan sonra; Şu an yorum yapmayayım, en azından dışarıda nefes alıyorum. Suçsuzluğumun anlaşılması bana büyük keyif verdi diyen Saatçi, yeni bir açıklamada bulundu. DİMDİK AYAKTAYIM Sosyal medya hesabından fotoğrafını paylaşan Ercan Saatçi; Bu tatsız süreçte arayan, soran, destek olan, dostlukları ve sevgileriyle bana güç veren, beni merak eden herkese gönülden, en samimi duygularımla çok teşekkür ederim. Ayrıca Çok iyi ve dimdik ayakta olduğumu bilmenizi isterim. Ertelenen konserimizde buluşmak dileğiyle saygılarımı sunarım sözleriyle seslendi.

Source: Habertürk


7 haftadır yok! Bahçeli grup toplantısı yapacak mı?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli , şubat ayının başında geçirdiği kalp kapakçığı ameliyatından bu yana kameralara görüntü vermedi. Partisinden Bahçeli’nin başarılı bir operasyon geçirdiği açıklanmış kurmayları ise sağlık durumuna ilişkin iyi olduğu yönünde ifadelerde bulunmuştu. 7 HAFTADIR YOK Devlet Bahçeli”nin ameliyattan önceki son görüntüsünün üzerinden yaklaşık 7 haftalık süre geçti. Sosyal medya paylaşımları ve siyasilerle telefon trafiği süren Bahçeli”nin ses, resim ve görüntü vermemesi dikkat çekiyor. BAHÇELİ GRUP TOPLANTISINDA OLACAK MI? Devlet Bahçeli”nin yokluğunda 4,11,18 ve 25 Şubat ile 4, 11 ve 18 Mart tarihlerinde grup toplantısı yapılmadı. MHP”den 19 Şubat’ta yapılan açıklamada ise Bahçeli’nin Ankara’ya döndüğü ve nekahet sürecinin ardından kısa sürede mesaiye başlayacağı ifade edildi. Bahçeli”nin yarın yapılması gereken grup toplantısında yer alıp almayacağı merak edilirken, partisinden henüz bir açıklama yapılmadı.

Source: Türkiye Gazetesi


Vahdettin İnce yazdı: Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur

Hırs, Arabistan çöllerinde yetişen ve develerin çok sevdiği dikenli bir bitkinin adıdır. Kendilerini bu dikenli bitkiye fazla kaptıran develerin ölümüne de sebep olur. Çünkü dikenler devenin diline batınca kanatır, kanın tadı devenin hoşuna gider. Bu lezzetli (!) bitkiyi yemeye devam eder. Yedikçe kanaması artar ve sonunda kan kaybından ölür. Bu yüzden bir işe makul ölçüleri aşarak, büyük bir iştahla sarılan, haddini aşan, tutkusunu dizginlemeyi, bir yerde durmayı bilmeyen kimselerin bu davranışına “hırs” adı verilmiştir.Anadolu”da “Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur” deyimi var, hırsın ölümcül sonuçlarını anlatıyor. Tabi Anadolu”da böyle bir deyim var, ama benim büyüdüğüm bölgede deve yoktu. Bu tür tehlikeli eylemler genellikle keçiler tarafından gerçekleştirilirdi. Deyimlerin merkezinde de onlar vardı. Bu yüzden telefonda son gelişmeler hakkındaki fikrimi soran dostuma “Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur” dedim. Dostum, “o dediğin devedir, keçi değil” diye beni düzeltti. Benim şuur altıma keçinin yerleşmesi boşuna değil. Çok çobanlık yaptım. Sürüyü meraya salardık. Koyunlar gün boyunca belli bir bölgede otlar, bize herhangi bir zorluk çıkarmazlardı. Ama keçiler, nerede tehlikeli bir yar varsa onun kıyısında, nerede bir kayalık varsa onların çatlaklarında yeşil yeşil göz kırparak gel gel yapan tutam tutam otlara tırmanırlardı. Sonra da oradan inemezlerdi. Ve tabi bar bar bağırırlardı. Bizim çıkıp onları indirmemize de imkan olmazdı çoğu kere. Saatlerce orada bekler, sonra da aşağıya atlarlardı. Bazen ayaklarını kırdıkları da olurdu. Tepe üstü düşüp boynunu kıranlar da oluyordu. Murdar olmasın diye, bu gibi durumlar için her zaman yanımızda taşıdığımız çakımızı çalardık boyunlarına. O yüzden meşhur deyim “keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur” şeklinde aklımda kalmış veya kendimce böyle olmalı diye bu şekilde hafızama kaydetmişim.Keçiyi, deveyi mahveden hırsın insan hayatında en çıplak haliyle ortaya çıktığı alan hiç kuşkusuz siyasettir. Nitekim “kifayetsiz muhteris” deyimi de çapları ve diplomaları ile iddiaları ters orantılı olan siyasetçiler, bürokratlar için kullanılır. Bunlar da bizim gibi ülkelerde mebzul miktarda bulunurlar.Peki siyaset yapılmayacak mı? Elbette yapılacak ve yapılması elzemdir. Çünkü siyaset yapacak insanlara da ihtiyaç var. Nitekim peygamberimizin (s.a.v) sabahleyin Müslüman olmuş liderlik vasfına sahip kabiliyetli birilerini, aynı gün içinde ordu komutanı olarak tayin ettiği rivayet edilir. Bundan cesaret alarak görev almak isteyen, ama bunun üstesinden gelmesini sağlayacak donanıma da sahip olmayan arkadaşlarını da bu tür görevlerden her zaman uzak tuttuğu da kaynaklarda yer alır.Ehlibeyt İmamlarından Cafer Sadık”ın talebelerinden birine valilik teklif edilir. Adam gelip Cafer Sadık”tan izin ister. O da “hemen kabul et” der. Çünkü adamın bu görev için gerekli olan kabiliyete, liyakate sahip olduğunu ve ayrıca hırslarını dizginleyebileceğini bilir. Bir süre sonra bir başka talebesine de böyle bir teklif gelir ve o da önceki talebe gibi gelip izin ister. İmamın kabul edeceğinden de emindir. Ama imam ona şu tarihi cevabı verir: “İnişi zor yüksekliklere çıkma”.Dostumla telefonda konuşurken, Türkiye”de yaşanan son gelişmelerin Kürtçedeki şu deyimle de izah edilebileceğini söyledim: “Bona nefsê kete hebsê” (Nefsine hakim olamadı, sonunda hapse girdi).Siyasette hırslarını tatmin etmenin peşinde koşanlara tavsiyem, yüksek tümseklere tırmanmadan önce, bir deve, olmadı bir keçi çobanına danışmalarıdır.

Source: Vahdettin İnce


Mansur Yavaş”tan “bu benim son dönemim” açıklaması

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, ikinci döneminin sonuna işaret ederek siyasi kariyerinde yeni bir dönemin kapılarını kapattı. “Bu benim son dönemim,” diyen Yavaş, hem Ankara’da hem de Polatlı’da kalıcı hizmetler sunarak görevi devretmeyi planladığını belirtti.

“Vedalaşmaya geleceğiz” mesajı dikkat çekti

Polatlı”da konuşan Mansur Yavaş, halka hizmetin önceliği olduğunu vurgulayarak, “Görev süremiz bitince tekrar buraya vedalaşmaya ve helalleşmeye geleceğiz” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, hem siyaset gündeminde hem de sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.

İkinci dönem vurgusu: Hizmet odaklı veda

Yavaş, ikinci döneminin sonunda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini bırakacağını net bir şekilde ifade etti. Ankara genelinde ve ilçelerinde yürüttüğü projelerin sürdürülebilirliğine vurgu yapan Yavaş, hedefinin kalıcı ve iz bırakan hizmetler olduğunu dile getirdi.

Siyasi gündemde yeni sayfa

Bu açıklama, 2024 yerel seçimleri sonrası bir kez daha seçilen Yavaş’ın bir daha aday olmayacağını ilan etmesi açısından kritik bir dönüm noktası olarak görülüyor. Siyasi kulislerde Mansur Yavaş’ın bu kararı, hem Ankara siyaseti hem de ulusal düzeyde yeni denklemleri beraberinde getirebilir.

Source: Haber Merkezi


Hüseyin Yücel: “Sergen Yalçın gelmek istemedi!”

Beşiktaş eski başkanı Hüseyin Yücel, Corendon Airlines Youtube kanalının konuğu oldu. Programda Beşiktaş”ın mevcut gündemi ve başkanlık döneminde yaşadığı durumlar hakkında soru cevap gerçekleştirdi. Hüseyin Yücel, katıldığı programda başkanlığı döneminde teknik direktörlük için Sergen Yalçın ile görüştüğünü, ancak deneyimli teknik adamın mevcut kaos ortamı nedeniyle teklifi reddettiğini belirtti.Hüseyin Yücel”in tüm açıklamaları şu şekilde: Önümüzdeki kongrede aday mısınız? “Mayısta aday değilim. Ben bunu deklare ettim zaten. Çünkü 6 aylık bir başkan seçimi olmaz. Şu an Serdal Bey”in önünü açmak, destek olmak lazım ki aklındaki projeleri hayata geçirsin. O yüzden mayısta aday olmayacağımı zaten belirtmiştim. Hatta üstüne Serdal Bey”i destekleyeceğimi de deklare ettim. En son Divan Kurulu”nda da aynı şeyi söyledim. Beşiktaş”a biraz stabilite ve istikrar gerekiyor. Çünkü son 2-3 senede yaşanan şeyler üzüntü verici. Bunun sonucunda da kötü sonuçlar geldi. Siz başkan olsaydınız teknik direktör konusunda çalışmanız var mıydı? Ben Sergen”i çok istedim. Sergen ile de görüştüm. İlk görüşmemizde pozitif de yaklaşmıştı. Ama daha sonra Beşiktaş”ın içerisindeki yönetimsel sıkıntılar, Samet hocanın televizyona çıkıp konuşma yapması çok huzursuz etti. Sadece Sergen hocayı değil camiayı da huzursuz etti. “Önce yönetimsel krizleri aşın, sonra başımın üstünde yeriniz var” diye deklare etti Sergen hoca. Kendisi de yüzde yüz haklıydı. O karmaşıklığa, o belirsizliğe gelmek çok mantıklı olmayabilirdi. Ben özellikle bu yüzden seçime gittim. Belirsizlik ortadan kalksın, genel kurul iradesini ortaya koysun ve yetkiyi bir başkana versin ve önü açık bir şekilde başkan ve yönetim, takımı istenen seviyeye ulaştırsın. Serdal Bey ile startı verdik, inşallah daha iyi olur. Sergen hoca illa gelecektir ama Beşiktaş”a bakalım ne zaman. Türkiye”nin dört bir yanında okullarınız var. Onları yönetmek mi daha zor, yoksa Beşiktaş”ı mı? Beşiktaş”ı daha zor. Beşiktaş çok daha zor. En azından okul yönetimlerinde bir hiyerarşi var herkes görevini biliyor. Beşiktaş yönetiminde herkes her şeyi biliyor. Herkes her şeyi bildiği için de yönetmek zor. Sosyal medyadan etkilenir misiniz? Etkilenmiyorum diyen yalan söyler bana göre. Elbet etkilenir insan. Ama pozitif eleştiri yönünden bir katkı da sağlıyor sosyal medya. Oradaki sahte hesaplara çok kafayı takmazsanız yapıcı çok güzel eleştiriler olabiliyor. Ama kafayı takmadan da yapamıyorsunuz.Sosyal medyadaki olumlu veya olumsuz eleştiriler kulüp politikasını etkiliyor mu? Bence etkiliyor. Sadece Beşiktaş özelinde değil genel olarak etkilemiyor diyor yöneticiler. Çünkü bir transfer yapacaksınız veya teknik direktör gelecek şunu çok iyi biliyorum ki bazı yöneticiler sosyal medyada yoklama çekiyor. Birini almadan önce şunu verelim alttan bakalım ne çıkacak. Herkes için geçerli değil tabii ki bu da. Ama bu şekilde yapanlar da var. Fenerbahçe ve Galatasaray sanki çıtayı biraz yukarı çıkardı. Beşiktaş”ın bu çıtayı kapaması için ne yapması gerekiyor? Öncelikle Beşiktaş”ın en büyük dezavantajı son 3-4 senede oyuncu satışı gerçekleştiremedi. Yani özellikle Fikret Orman döneminden sonra futbolcu ihracı gerçekleştiremedik. Hal böyle olunca çok ciddi darboğaza girdi Beşiktaş. Sponsorlukların gelirleri belli, kırdırdığımız sponsorluklar var. O yüzden Beşiktaş”ın ekonomik problemlerini çözmeden, o makası daraltmak biraz zor gibi gözüküyor. Bununla alakalı da Serdal Adalı ilk adımı attı. Sermaye artırımı ile Bankalar Birliği”nin tüm borçlarını kapatacağını taahhüt etti. Bunun da emaresini gördük, onayı aldı SPK”den. İnşallah önümüzdeki aylarda Bankalar Birliği”nden çıkmış olacak Beşiktaş. Genel olarak baktığımızda sermaye artırımı bir parça cepten yemek değil mi? Şöyle cepten yemek değil. Eğer sermaye artırıp gelen fonu 30-35 yaşında futbolculara harcarsanız tabii ki cepten yemek. Ama gelen sermaye ile Bankalar Birliği borcunu kapatırsanız, çünkü şu an Beşiktaş 1.5-2 milyar TL arasında sadece faiz ödüyor. Bunu kapattığınızda taktirde böyle bir tasarruf elde etmiş olacaksınız. Gelirlerinizin hemen hemen hepsi, %90″a yakın bankalara temlikli. Bunlar boşa çıkmış olacak. Yepyeni bir yapılanmaya gitmeniz mümkün. O yüzden çok cepten yemek gibi değil doğru kullanıldığında. Nasıl doğru kullanacaksınız? Sizin özel olarak ürettiğiniz bir formül var mı? Dediğim gibi sermaye artışı gibi gelen ek kaynakları kulübün istikrarlı büyümesi için kullanılması gerekiyor. Herhangi bir şekilde oyuncu ve teknik direktör transferine ayırmamak gerekiyor. Hoca ve oyuncu transferini kesinlikle sponsorluklarla halletmek gerekiyor. Kulübün kasasından çıkmadan. Bunu yapabilecek gücü var mı Beşiktaş”ın? Kesinlikle var. Beşiktaş, Türkiye”nin en eski kulüplerinden bir tanesi. Mevcut yönetimin görüştüğü sponsorlukların olduğunu biliyorum. Yani Beşiktaş”ın sponsorluk bulamama gibi bir lüksü yok. Sadece üç kuruş aşağı mı üç kuruş yukarı mı? Ona bakmak lazım. O da tabii ki sportif başarıya endeksli. Beşiktaş maalesef son 2-3 senedir sportif başarı elde edemediği için sponsorluklar da tabii ki aynı oranda gerileme yaşıyor. Ama Beşiktaş çok büyük bir marka. O yüzden biraz emek vermek, sağa sola saldırmak lazım.”

Source: Sporx.com


Ekrem İmamoğlu”ndan “Ekrem millettir” paylaşımı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlunun gözaltına alınmasıyla başlayan eylemler tutuklanmasıyla birlikte artarak devam ediyor.Saraçhanede kendisi için toplanan yurttaşların yer aldığı videoyu paylaşan İmamoğlu, Ekrem millettir notunu düştü.Ekrem millettir. pic.twitter.com/i3HExdTdg0— Ekrem İmamoğlu (@ekrem_imamoglu) March 25, 2025

Source: Haber Merkezi


Belediyeden yaşlılara bayram ev temizliği

Büyükşehir Belediyesi Yaşayan Değerler Koordinasyon Merkezi ekipleri, hem evleri temizliyor hem de bayram öncesi yaşlıların sağlık muayenesini yapıyor. Erzurum Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı, kent merkezinde 65 yaş üstü yaklaşık 200 kişinin evinin ekipler tarafından temizlenmeye başlandığını belirtti. Daha önce belirlenen ve kendilerine gelen talepleri değerlendiren Yaşayan Değerler Koordinasyon Merkezi ekipleri, yaşlıların evlerine günlük ziyaretlerde bulunarak aynı zamanda yaşlıların sağlık kontrollerini de yapıyor. Ateş, tansiyon ve benzeri ölçümlerinin ardından bu kez temizlik ekipleri evleri tepeden tırnağa temizliyorlar. Bu arada yaşlılara ihtiyaç duyulması ve talep edilmesi halinde medikal malzeme temini de yapılıyor. Yakutiye ilçesi Kurtuluş Mahallesi”nde bir gecekonduda yaşayan 80 yaşındaki Şükriye Güven evi bayram öncesi temizlenen kişilerden birisi. Sağlık kontrolü ve bayram temizliğinin ardından belediye görevlilerini kapıya kadar uğurlayan Şükriye Güven, 3 yıldan beri beni ziyaret ediyor, evimi temizliyor ihtiyaçlarımı karşılıyorlar. Bu çalışmayı başlatanlardan ve beni yalnız bırakmayan bu görevlilerden Allah razı olsun diye konuştu. Erzurum Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı, 65 yaş üstü olanlara çok önemli hizmetler yaptıklarını hatırlatarak, Yaşlıların kişisel bakımları, kuaför hizmetleri, ev temizliği, temiz sağlık hizmetlerinin yanı sıra 3 öğün sıcak yemek, medikal malzeme destek veriyoruz. Şu ana kadar 15 bin haneden oluşan bir saha çalışması yaptık. Yaklaşık 7 bin hanenin bu ifade ettiğimiz hizmetlerinin önemli bir kısmını tamamladık. 200 civarında yaşlımızın da sürekli hizmetini yapıyoruz. Yaklaşan Ramazan Bayramı öncesinde 200 yaşlının evinde temizlik çalışması başlattık. Bu yaşlılarımız gönül rahatlığıyla bayram geçirmek istiyorlar. Şu an bayram temizliklerini yapıyor, ihtiyaç duydukları ürün ve malzemeleri temin ediyoruz. İnşallah arife gününe kadar tespit ettiğimiz evlerin bu çalışmaları bitireceğiz şeklinde konuştu.

Source: Gazetevatan.com