Toplumsal özeleştiri

Toplumsal özeleştiri

Özeleştiri, kişinin, kendi özünü özgürce değerlendirebildiği en kestirme anlatı yoludur. Kişi, gereksinim duyulduğunda yıllarca birlikte aynı çatı altında görev yaptığı topluluk adına özeleştiride bulunabilir. AKP’nin kurucularından eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Sözcü TV’de katıldığı bir programda 1998’de Recep Tayyip Erdoğan’ın başından geçen haksızlıkları anımsatarak günümüzde daha ağır bir duruma düşürülen İBB başkanı, CHP’nin cumhurbaşkanlığına aday gösterdiği, çocuğundan en yaşlısına toplumun inanç beslediği Ekrem İmamoğlu’na yapılanları öne sürerek toplum adına konuşuyor. NEDENLER Çelik, en başta halkın iradesine karşı yapılanların yanlış olduğunu, ona karşı çıkanlara hak kısıtlanmasının kabul edilemeyeceğini dile getiriyor ki bunda haklıdır. Ayrıca CHP Başkanı Özgür Özel’in, İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilip, kendisinin de hapse atılmasına itiraz etmelerini öne sürerek gösteriler düzenlemesini de demokratik sayıyor. Çelik, bu savunmaların ışığında, yapılan haksızlıkların bir gün başkalarına da uygulanabileceğini düşünerek bunun ileride Türkiye’yi kötü bir duruma düşüreceğini ileri sürüyor. DAHASI DA VAR… İmamoğlu’nu hapse atıp eylemsiz kılmakla durulmuyor, hemen her gün, birtakım kişiler, İmamoğlu’nun adını daha büyük yolsuzluklarda geçirerek uydurma, İmamoğlu’na ters düşecek öyküler kurguluyorlar. Ne acıdır ki bugüne değin, bir yargıç ya da savcı, yetkin bir kişi ortaya çıkıp, bunların düzmece olaylar olduğunu açıklama gereği duyup onları sorguya çekme ihtiyacı duymadı. Oysa bir suçta adalet susar, ortalık vicdan yoksunu laf ebelerine bırakılırsa o ülkenin geleceği karanlıktır. Çelik’in, “Ortamın yumuşatılmasında sayın cumhurbaşkanına daha fazla görev düşüyor” demesi, toplumun güvencini kazanan İmamoğlu sorununun ileride toplumsal sarsıntılara yol açacağının uyarılarıdır. DOSTÇA UYARI… Çelik’in, toplum adına özeleştirisi, Erdoğan’a dostça bir uyarıdır: “Ekrem İmamoğlu’nu veya o 28 kişiyi cezalandırmakla, bence vahim bir hata yapıyorsunuz. Mesela diyorlar ya, ‘Sayın Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olmasaydı bunlar olmayacaktı’. Elbette olmayacaktı. Bunları gördükçe ben de diyorum ki bu yapılan doğru değil. Bunu benim mensup olduğum parti de yapsa doğru değil! Geçmişte genç kızların üniversitelerden atıldığı zamanları hatırlayın, ikna odalarının kurulduğu, başörtüsü yüzünden gözyaşlarıyla üniversitelerden uzaklaştırıldıkları günlerde de biz bunun zulüm, ayrımcılık olduğunu söyledik. Bugün de olmaz böyle bir şey. Bu sizin inandırıcılığınızı, insanlar nezdindeki sevginizi, sempatinizi, hakkaniyetinizi yok eder.” İçinde yaşadığımız toplumda olduğu gibi kavram kargaşası yaratarak, sorunları örtbas etmenin egemen olduğu bir ortamda özeleştiri kişinin kendi yorumu olmayı aşar. Hüseyin Çelik’in açıklamalarında görüldüğü gibi sorunlar bireysel varsayımlarla değil, toplumsal gerçeklerin ışığında eleştiriden geçirilirse gerçekçi sonuçlara varılır.

Source: Adnan Binyazar