**Toplumsal Sorunlar Gündemi – Adalet, Eşitlik ve Dayanışma**

Ekili tarlasını savundu, saldırıya uğradı: Erkan’a saldıranlar serbest

Tokat Turhal’daekili tarlasında koyunsürüsünün otlatıldığınıgören KaradenizAlevi BektaşiFederasyonu GenelBaşkanı MuharremErkan, üç kişininsaldırısıylayaralandı.Kendisini darp edipyaralayan şahıslarhakkında şikâyetçiolan Erkan, Cumhuriyet’ekonuştu. Erkan, “Bu tarlabizim atadan kalma tapulumülkümüz, bu şahıslarsürülerini otlatacak başkabir yer kalmadı mı gelipekili arazide otlatıyorlar?Hangi çağda yaşıyoruz,burası derebeylik mi?Bölgede tanınan, bilinenbir insanım ve şiddete,haksızlığa,kanunsuzluğakarşıyım. Buşahıslar benitanıyorlar ve hemarazimize zararveriyor hem debana saldırarakhastanelikediyorlar” dedi.Şikâyet üzerine gözaltınaalınan Aslan Utkun, oğluSerkan Utkun ve yeğeniGazi Utkun karakoldakiifadelerinin ardındanserbest bırakıldı.

Source: Mehmet Menekşe


Yoksulluğun gölgesinde 1 Mayıs: “Bayram” değil “direniş günü”

Emekçiler bu yılki 1 Mayıs’ı da “yoksulluğun gölgesinde” kutluyor. Maaş, ücret ve aylıklar her geçen gün enflasyon karşısında eriyor. Emekçilerin büyük bir bölümünün ücret ve maaşları yoksulluk sınırının altında kaldı. Asgari ücret ile açlık sınırı arasındaki makas ise açılıyor. Çalışırken düşük ücret alan emekçi, emekli olduğunda da açlık sınırının altındaki aylıklara mahkum ediliyor. Sigortasız, kayıt dışı çalıştırılan emekçiler, sendikalara üye olduklarında ise kapının önüne konuluyor. ASGARİ ‘AÇLIK’ ALTIYılbaşından bu yana 22 bin 104 lira olan asgari ücret daha yılın ilk aylarında açlık sınırının altına düştü. Yaklaşık 8 milyon işçi açlık sınırının altındaki asgari ücret ile bir ay geçinmeye çalışıyor. Türk-İş’in dün açıkladığı verilere göre açlık sınırı 24 bin 35 liraya ulaştı. Yoksulluk sınırı ise 78 bin 292 lira. Bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti yani olması gereken asgari ücret 31 bin 142 lira. Oysa yaklaşık 8 milyon işçinin bir aylık geçim ücreti olan asgari ücret şu anda 22 bin 104 lira. İKTİDARIN ‘YILSONU’ ISRARIİktidar, açlık sınırının altında kalmış olmasına karşın, asgari ücretin yıl sonuna kadar aynı kalacağını söylüyor. EMEKLİLİKTE DE SEFALETDüşük ücretlerle çalıştırılan işçiler, emekli olduklarında da aldıkları aylıklar ile geçinemiyor. Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın verilerine göre, halen en düşük işçi emekli aylığı 15 bin 781 lira ile gerek asgari ücretin gerekse de açlık sınırının çok altında bulunuyor. En düşük Bağ-Kur emekli aylığı ise 14 bin 469 lira. Emeklilerin açlık sınırının altındaki bu aylıkları kiraya bile yetmiyor. MEMUR YOKSULMemurlar çalışırken aldıkları maaşı, emekli olduklarında alamıyor. En düşük memur maaşı 43 bin 726 lira. Ortalama memur maaşı ise 49 bin 598 lira. Milyonlarca memurun maaşı yoksulluk sınırının yanına bile yaklaşamıyor. Memur da emekli olduğunda geçinemiyor. Ortalama memur emekli aylığı bile 20 bin 554 lira ile gerek asgari ücretin gerekse de açlık sınırının altına düşmüş durumda. Kamudaki yaklaşık 600 bin işçiyi kapsayan kamu sözleşmesi aradan aylar geçmesine karşın halen imzalanmadı. Kamudaki en düşük işçi ücretleri asgari ücretin biraz üzerinde bulunuyor. Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın verilerine göre, ortalama kamu işçisinin ücreti ise 43 bin 660 lira. Yoksulluk sınırının altında. KAYNAK SERMAYEYE AKIYORİşçi, memur ve emekliye yapılan zamlar düşük kalıyor. Milyonlarca memur ile memur emeklisi bu yıl sadece yüzde 6+5 toplu sözleşme zammı alacak. Diğer yandan kaynaklar başta yap-işlet-devret projelerindeki “garantiler” olmak üzere sermayeye akıyor. Sermayenin milli gelirden aldığı pay, emeğin aldığı paydan daha fazla. İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayrisafi katma değer içerisindeki payı 2024 yılında yüzde 37.9 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise 42.2 olarak gerçekleşti.ÇALIŞAN YOKSULÇalışan her 100 kişiden 12’si yoksul. CHP Malatya Milletvekili, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Veli Ağbaba’nın araştırmasına göre, Türkiye’de çalışan yoksulluğu, özellikle son yıllarda giderek derinleşen bir sorun haline gelmiş durumda. Yüksek enflasyon, düşük ücretler, güvencesiz çalışma koşulları ve artan yaşam maliyetleri, çalışanların büyük bir kısmını yoksulluk sınırının altına itiyor. Çalışan yoksulluğu, hem bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen hem de toplumdaki gelir eşitsizliğini artıran bir olgu olarak ekonominin önemli sorunlarından biri olarak öne çıkıyor. Ağbaba’nın araştırmasına göre, Türkiye’de çalıştığı halde yoksul olanların oranı yüzde 12’ye yakın. Bu oran erkeklerde yüzde 13.7, kadınlarda ise yüzde 7.6. EMEK SÖMÜRÜSÜDüşük ücret dayatılan emekçiler bir de kayıt dışı yani sigortasız çalıştırılıyor. SGK’nın verilerine göre 2024 dördüncü çeyrek itibariyle kayıt dışı istihdam oranı yüzde 26.27 seviyelerinde bulunuyor. SENDİKASIZLAŞTIRMA YAYGINEmekçiler, sendikalara üye olduklarında ise işverenin baskısı ile karşılaşıyor. Sendikalara üye olan işçiler “istifaya” zorlanıyor. Açılan davalar ise yıllarca sürüyor. Özellikle işçilerde sendikalaşma oranı çok düşük. Son verilere göre toplam işçi sayısı 16.8 milyon. Toplam sendikalı işçi sayısı ise sadece 2.5 milyon. İşçilerde sendikalaşma oranı yüzde 14.97’lerde kalmış durumda. Memurlarda ise durum biraz daha farklı. Sendikalı olabilecek toplam kamu görevlisi sayısı 2.9 milyon. Sendikalı kamu görevlilerinin sayısı ise 2.2 milyon. Memurlarda sendikalaşma oranı yüzde 75.18.

Source: Mustafa Çakır


Bakan Kurum’un ‘Kanal İstanbul gündemimizde değil’ açıklaması tepkilere neden oldu: Aklımızla mı oynuyor?

İktidarın Kanalİstanbul inadı, söylemdeğişiklikleriyle devamediyor. Çevre, Şehircilikve İklim DeğişikliğiBakanı Murat Kurum, suhavzalarındanSazlıdere’deyapılankonutlarailişkin “Kanalİstanbul ilebağlantısınedir” sorusuna “Kanalİstanbul ile ilgili bir konuşu anda gündemimizdeyok” dedi. Kurum, “Kuralarçekildi, alan her birvatandaşımız, TürkiyeCumhuriyeti vatandaşı.Yani onların söylediği gibiAraplara veya herhangibir ülke vatandaşınakonut satılmış değil” diyekonuştu.Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep TayyipErdoğan, yaklaşık ikiay önce Kanal İstanbulprojesinin önemliayaklarından SazlıdereKöprüsü inşaatını inceledi.‘SOSYAL KONUT DEĞİL’Kurum’un açıklamalarına“Aklımızla mı oynuyor”sözleriyle tepki gösterenşehir plancısı Prof. Dr.Pelin Pınar Giritlioğlu,“İktidarın konuya ilişkinısrarı, inadı ve girişimleriortadayken inşaatlarınyürüdüğü, buna karşıçıkanların hedef yapıldığı,yatırım planlamalarındaher yıl Kanal İstanbul içinbütçe ayrıldığı bir ortamda,nasıl gündemimizdeyok deniyor” ifadelerinikullandı. Giritlioğlu,“İktidar 2002’den beribir tane bile sosyalkonut yapmadı. Çünküsosyal konut, dar gelirli,dezavantajlı gruplarakamunun mülkiyetindeolup, kamu eliyle kiralanankonutlardır” diye konuştu.Giritlioğlu, “O bölgedekikonutlar da dar gelirliyurttaşlara yönelikolmayacak. Kanal İstanbulprojesinin yapılmaktaolduğu alan, kentinsadece rezerv alanı değil;doğal rezerv alanı. Tarımalanlarını, meraları, ormanalanlarını su havzalarınıkapsıyor. Buraya değilkanal yapmak, konut inşaetmek, çivi çakılmasınabile izin verilmemeli.Depremde o alanaihtiyacımız olacak” dedi.BİLİMİN İNKAR EDİLİŞİNİN ÖRNEĞİTürk Mühendis ve MimarOdaları Birliği (TMMOB)“İstanbul’a ihanet”olarak adlandırılan Kanalİstanbul projesine ilişkinbir açıklamaya yayımladı.İstanbul il koordinasyonkurulu tarafından dünyapılan açıklamada,“Projenin başlangıcındanbugüne kadar yürütülensüreç, bilimin ve hukukunsistematik olarakinkâr edilişinin örneği”ifadeleri kullanıldı.Mücadele çağırısı yapılanaçıklamanın devamında,“Gelinen noktada,projenin bir ulaşım veyagüvenlik projesi olmadığı,İstanbul Boğazı’nı korumabahanesiyle İstanbul’un endeğerli doğal varlıklarını,su kaynaklarını ve tarımarazilerini ranta açmayıhedefleyen devasa birgayrimenkul projesiolduğu tüm çıplaklığıylaortadadır” eleştirisine yerverildi. İMAMOĞLUNDAN REFERANDUM ÇAĞRISISeçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanı veCHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu da sosyal medya hesabından bir açıklama yayımladı. İmamoğlu, “İstanbul’a göz diktiğini biz de biliyoruz millet de. Cesaretin varsa koy sandığı milletin önüne, şehrin kaderine İstanbul karar versin. Buradan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrı yapıyorum” dedi.

Source: Çağdaş Bayraktar


Polonya’dan Türkiye’ye AB ve güvenlik mesajı: “Avrupa güvencede olsun”

Polonya Dışişleri Bakan Yardımcısı Anna Radwan, Polonya’nın Avrupa Birliği (AB) Konseyi Dönem Başkanlığı kapsamında Varşova’da bazı Türk gazetecilerle bir araya geldi. Yeni Avrupa güvenlik mimarisi ve Türkiye-AB ilişkilerine yönelik mesajlar veren Radwan, Polonya’nın dönem başkanlığı sloganının “Avrupa güvencede olsun” olduğunu söyleyerek Rusya-Ukrayna savaşı bağlamında Polonyanın güven algısının derinleştiğine ve daha önem kazandığı vurguladı. Savunma harcamalarının artırılması gerektiğini belirten Radwan, “Bu eğilim Polonya’da uzun süredir var. AB politikalarından bağımsız olarak biz zaten bu yolda ilerliyorduk. Savunmaya ayrılan bütçe, gayrisafi milli hasılamızın yüzde 5’i. AB ülkeleri arasında bu konuda lider konumdayız” dedi. Radwan ayrıca, AB’nin şu anda Rusya’ya yönelik 16. yaptırım paketini hazırladığını belirterek, Rusya-Ukrayna savaşının gölgesinde yaptırımların önemine dikkat çekti.EKONOMİ VE SİYASİ KRİTERLERTürkiye’nin AB’ye katılım sürecine de değinen Radwan, Polonya’nın bu süreci desteklediğini anımsattı. Türkiye’nin Karadeniz ve Doğu Akdeniz’de stratejik öneme sahip bir ülke olduğunu kaydeden Radwan, Cumhuriyet’in Türkiyede iktidarın AB katılım sürecinin İslamofobi ve benzeri siyasi saiklerle engellediği yönündeki inancına ilişkin sorusunu yanıtladı. Radwan, “Türkiye, NATO içindeki en büyük ikinci orduya sahip. AB ortaklarını belirlerken dini kriterler değil, ekonomik ve siyasi kriterler dikkate alınıyor. Genişleme Türkiye’yi de kapsayan bir süreç” ifadelerini kullandı.MİMARİ ŞU AN DOĞUYORÖte yandan Polonya Dışişleri Bakanlığından bazı yetkililer Rusyaya uygulanan yaptırımlar bağlamında Türkiyenin dış politikasında Avrupa ortak menfaatlerine katılımının yüzde yüz oranından daha düşük olduğunu belirterek, seviyenin yükseltilmesini önerdiklerini söyledi. Ankaranın yeni Avrupa güvenlik mimarisine katılımına ilişkin de konuşan yetkililer, Türkiyenin güvenlik ve savunma çerçevesine dahil olmasını istiyoruz. O mimari şu an doğuyor. Türkiye’nin dahil olması için bir siyasi irade var ancak detayları bilmiyoruz” dedi. KOLAYLIKLAR SAĞLANACAKTürk yurttaşlarının yaşadığı vize sorununa da değinen yetkililer, Vize rejiminin sıkı olması Türkiye’nin aleyhine yapılan bir politika değil. Daha önceki iktidarımızın sorumsuz vize politikasının bir sonucudur. Polonya’da daha önce kontrolsüz bir vize ticareti yer aldı. Polonya AB ülkesi olarak diğer AB ülkelerine karşı vize konusunda bazı sorumluluklar taşıyor. Ancak vize meselesi çok sık ele alınıyor ve iş insanlarına, araştırmacılara kolaylıklar sağlanacak. Uzun ve kısa vadeli vizelerde yeni politika uygulanacak ifadelerini kullandı. BELARUS SINIRINDA MÜCADELEPolonya İçişleri Bakanlığı’nda göçten sorumlu Bakan Yardımcısı Maciej Duszczyk ise ülkesinin Belarus sınırında yaşanan düzensiz göç hareketlerine dikkat çekerek, “Şu anda şebekeler tarafından yönetilen yapay bir göç güzergahıyla mücadele ediyoruz. Bu aktörlerin çoğu yasa dışı. Rusya veya Belarus’un bilgisi olmadan örneğin Somali’den bir göçmenin bu hatta yer alması mümkün değil” dedi. Polonya’nın artık dışarıdan çok göç alan bir ülke haline geldiğini ifade eden Duszczyk, ülkede yaşayan Ukraynalı göçmen sayısının 1 milyonu geçtiğini söyledi. Göç konularında Türkiye ile de temas halinde olduklarını belirten Duszczyk, “Bu yılın ikinci yarısında Türkiye’ye bir ziyaret planlıyorum. Göç konusunda bir görüşme olacak” dedi.“ÖĞRENCİLERLE DAYANIŞMA İÇİNDEYİZ”Varşova Üniversitesi Avrupa Merkezi’nden Prof. Kamil Zajaczkowski ise Cumhuriyet’in, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun yargı süreci ile tutuklu öğrencilere ilişkin sorusunu yanıtladı. Zajaczkowski, demokrasi ve insan hakları bağlamında protesto hakkının temel bir unsur olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’deki öğrencilerle dayanışma içindeyiz” diye konuştu.

Source: Doğa Öztürk


“İktidara karşı ayaktayız”

AKP’nin 23 yıllık iktidarı boyunca, işçilere güvencesizlik, yoksullaşma, uzun çalışma saatleri dayatıldı, grev hakkı engellendi. İşçiler, bu yıl da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’ne alın terini hiçe sayan politikaların gölgesinde girdi. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Emekçiler olarak, bu düzenin sürmesini isteyen siyasal iktidara karşı ‘ayaktayız’ diyoruz” dedi. Ülkenin kaynaklarının herkese yeteceğini söyleyen Çerkezoğlu, “Yeter ki ülkeyi yönetenler, rakiplerini alt etmek için ülkenin döviz birikimini bir gecede harcamasın” diye konuştu. Açlık sınırının 23 bin TL’yi geçtiğini, yoksulluk sınırının 80 bin TL’ye yaklaştığını belirtirken gerçek işsiz sayısınında 12 milyona dayandığını ifade eden Çerkezoğlu, “Resmi verilere göre dahi asgari ücret 2025’in ilk üç ayında enflasyon karşısında 2.224 TL eridi. Türkiye enflasyonda OECD birincisi oldu” dedi.

DEMOKRASİ VE ADALET MÜCADELESİ

“Türkiye asgari ücretliler ülkesi, patronundan daha çok vergi veren işçiler ülkesi, tutuklu siyasetçiler ülkesi, okula aç giden çocuklar ülkesi haline getirilmişken 1 Mayıs’a gidiyoruz” ifadelerini kullanan Çerkezoğlu, “Ülkenin kaynakları herkese yeter. Yeter ki ürettiklerimiz bir avuç azınlığa/sermayeye peşkeş çekilmesin, ülkeyi yönetenler siyasi rakiplerini alt etmek için ülkenin döviz birikimini bir gecede harcamasın. Sendikalı olabilelim, hakkını savunanın kapısına kimse dayanmasın. Emekçiler olarak, bu düzenin sürmesini isteyen siyasal iktidara karşı ‘ayaktayız’. İşçilerin, emekçilerin, bu ağır tabloyu yaşadığı süreçte 1 Mayıs’a gidiyoruz. 1 Mayıs demokrasi ve adalet mücadelesinin ta kendisidir” diye konuştu.

19 Mart’la büyüyen adalet çığlığı

İktidarın emek düşmanı politikaları sonucunda yaşanan vahim tabloya dikkat çeken DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Türkiye’de oluşan bu tablo; 19 Mart sonrası büyüyen adalet ve demokrasi mücadelesi işçi sınıfının, emekçilerin ve emeklilerin en kitlesel ve yaygın biçimde bir araya gelip haklarını talep edeceği 1 Mayıs’ı yaratacak” dedi. “1 Mayıs’ta bir kez daha ayağa kalktığımızı gösterip İstanbul Kadıköy’de, ‘Biz kazanacağız’ diyeceğiz” diyen Çerkezoğlu, “Adaletsizliğin, haksızlığın ve hukuksuzluğun sonunu biz emekçiler getireceğiz” dedi.

Greve, yasak örgütlenmeye engel

Emekçilerin, siyasal iktidarın emek düşmanı politikaları sonucu büyük bir adaletsizlik, hukuksuzluk ve yoksulluk düzenine mahkum edildiğini söyleyen DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Hayat pahalılığından yoksulluğa, işsizlikten geleceksizliğe kadar bu ülkenin emekçileri olarak düzenin tüm faturası bizim üzerimize yıkılıyor” ifadelerini kullandı. Çerkezoğlu, “Geçen yıl 1 Mayıs’tan bu yana geçen sürede emekçilerin grevleri ‘erteleme’ adı altında yasaklandı. Örgütlenme hakkının önündeki engeller kaldırılmadı” ifadelerini kullandı.

Source: Hülya Keskin Oruçoğlu


Erdoğan-Bahçeli yalnız kalıyor

AKP ile MHP arasında 20 Şubat 2018’de kurulan ve YRP-HÜDA PAR-DSP- BBP ile genişleyen Cumhur İttifakı kan kaybediyor. İttifaktan tamamen kopan YRP lideri Fatih Erbakan en sert eleştirileri getiriyor. BBP’li Musfata Destici, HÜDA PAR’lı Zekeriya Yapıcıoğlu, DSP’li Önder Aksakal da iktidara yönelik tepkilerini açıkça söylemeye başladı.

Erbakan bir konuşmasında, ‘“Siyasetçiler, genel başkanlar, gazeteciler, belediye başkanları hapiste. Yoksulluk, yasaklar, yolsuzluğu kaldıracaklardı, bunlara 3Y daha ‘Yorgunluk, Yozlaşma, Yandaşlığı’ eklediler. Çay ve simit hesabı yaptılar ama 23 yıl sonra halkın yüzde 45’i açlık sınırının, yüzde 80’i yoksulluk sınırının altında’’ dedi.Destici ise İmralı açılımı nedeniyle iktidara tepkili ve ittifakla ilişkilerini soğuttu. Destici, “Yeni bir ‘Çözüm Süreci’, terör örgütünün bitmek üzere olan ömrünü uzatır ve güvenlik güçlerimiz ile devletine bağlı bölge halkımızın mücadele iradesine zarar verir” dedi.

SİSTEM ELEŞTİRİSİ

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu da parlamenter sisteme dönülmesini istedi ve “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, kâğıt üstündeki haliyle uygulama birbirine çok benzemiyor” dedi. Aksakal ise Kartalkaya yangını nedeniyle Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un istifasını istedi.

KAMUDA SAVURGANLIK

Aksakal, “İsraf sarmalının içine düştük, projelerde döviz cinsinden borçlanma, ekonomiye zarar verir. Sosyal güvenlik sistemi de alarmda, popülist yaklaşımdan vazgeçilsin’’ diyerek kamudaki savurganlığı da eleştirmişti.

Source: Emin Özgönül


Özgür Özel İmamoğlu’nu kızdırdı mı

Silivri kapısına dayanıp, “Ekrem İmamoğlu’nun kendisi bile bu vakitten sonra cumhurbaşkanı adaylığından çekilemez” diyor. Bu açıklamanın üzerinden 24 saat geçmeden “Eğer İmamoğlu bundan sonraki süreçte hâlâ içeride olmaya devam ederse, seçimden sonra parlamenter sisteme geçilir. Cumhurbaşkanı Yavaş, başbakan İmamoğlu olur” diyor.Mansur Yavaş bu açıklamayla umutlanıp harekete geçmeye kalkınca bu kez, “A, B, C, Z planımız Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığıdır. Nokta” diye açıklama yapıyor.Hangisine inanacağımızı şaştık. Özgür Özel’in birbirine zıt açıklamalarını takip etmekten başımız döndü.İMAMOĞLU RAHATSIZ OLMUŞEkrem İmamoğlu’nun da kendisini Silivri’ye gömen ve cumhurbaşkanı adaylığının resmen bittiğini ilan eden bu açıklamadan çok rahatsız olduğu söyleniyor. CHP kulislerinde Özgür Özel’in bunun üzerine bir düzeltme yapmak zorunda olduğu konuşuluyor.Bu kez Mansur Yavaş tekrar yerine oturuyor.KARIŞTIRICIEkrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı büyük bir mikserin içine atmış, karıştırdıkça karıştırıyor. Sonunda ne çıkacak biliyor musunuz? Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın posasını çıkardıktan sonra yıpranmamış olarak ayakta sadece kendisi kalacak. Cumhurbaşkanı adaylığını ilan edecek.Bu oyunun adı rakip eksiltmektir. Özgür Özel ustaca rakiplerini bir bir devre dışı bırakıyor.Sadece rakiplerini tasfiye etmiyor, aynı zamanda CHP’yi de yıpratacak bir sürecin içine sokuyor.RÜZGÂR TERSİNE DÖNERDiyeceksiniz ki ‘Sen ne anlatıyorsun; CHP aldığı rüzgârla birinci parti oldu’. CHP’nin oyları yüzde 35’e dayandı. Özgür Özel, yüzde 70’lerden söz etmeye başladı. Doğru, CHP, Ekrem İmamoğlu üzerinden bir rüzgâr aldı ama dikkat edin bu rüzgâr dinmeye başladı. Yolsuzluk, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma davaları ilerledikçe bu rüzgâr tersine döner.“Bantçı siyaseti”yle, “jammer”lı otel buluşmalarıyla CHP’yi iktidara taşıyamazsınız. Bizim milletimiz mağdurun yanında yer alır ama hırsızın yanında yer almaz.BUMERANG ETKİSİMahkeme sürecinde itiraflar gelmeye başladıkça, yolsuzluklar ortaya çıkmaya başladıkça, bu rüzgâr tersine döndüğünde o zaman bumerang etkisi yapıp CHP’yi vuracak. Çünkü Özgür Özel, yolsuzluk iddiaları ile CHP’nin arasına mesafe koymadı.Özgür Özel, CHP’yi büyük bir çamaşır makinesi haline getirdi. Ekrem İmamoğlu ve ekibinin kirli çamaşırlarını yıkamak için…Gazetecilik soru sormaktır.CHP’nin tek görevi Ekrem İmamoğlu’nun kirli çamaşırlarını yıkamak mı?CHP’nin görevi Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluklarını savunmak mı?CHP’nin görevi Murat Ongun’un dağıttığı ihalelere kılıf uydurmak mı?CHP’nin görevi ‘kelle koparan’ Fatih Keleş’in, İmamoğlu’nun kasası olduğu iddia edilen Ertan Yıldız’ın işadamlarıyla pazarlıklarını savunmak mıdır?CHP’nin görevi sıvacıdan milyoner yaratan Ekrem İmamoğlu sisteminin bekçiliğini yapmak mıdır?HALKIN PARTİSİYDİHani CHP halkın partisiydi, yoksulun partisiydi… Halk nerede? Lüks otellerde yapılan ihale pazarlıklarında mı, dağıtılan ihalelerde mi, bankalarda çıkan gizli kasalarda mı, evlerde çıkan milyon dolarlarda mı?Dayanışma iyidir. Ama yolsuzluklarla, para kasalarıyla, bantlanan kameralarla, jammer’lı görüşmelerle dayanışma olmaz.Özgür Özel canhıraş bir şekilde bunları savunarak kirli ilişkiler ağının CHP’nin üstüne yapışmasını sağladı. Erdoğan şimdiden, “bantçı siyaset” diye vurmaya başladı. Bu işin siyasi faturası sonunda CHP’ye çıkar.PERVİN BULDAN’IN SIRRI SÜREYYA ÖNDER’E SESLENİŞİBugün köşemin bu bölümünü Pervin Buldan’ın gerçek bir dost olarak Sırrı Süreyya Önder’e yürekten yaptığı seslenişe bırakıyorum:“Çok yaralısın biliyorum. Kalbin yaralı, yüreğin yaralı, beynin, bedenin yaralı. 15 Nisan akşamı geçirdiğin kalp krizi değil seni yaralayan, bunu da biliyorum. En son 7 ay önce bir daha, yeniden barışa çıkan yola girdiğimiz zaman başladı ağrıların. ‘Bir Türk, bir Arap; Kürdün barışını sağlayamaz’ diyenlere inat ‘Aman Başkanım geri dönüş yok’ dedin. Oysa aslında sen Türk, ben de Kürt’tüm… Sen yüreğinin içine barışı yerleştirmiştin. Türk’ü, Kürt’ü, Ermeni’yi, Alevi’yi, Lazı, Çerkez’i, kadınları, çocukları koymuştun yüreğinin tam ortasına. 85 milyonu yerleştirmiştin. Oysa ne fark ederdi ki gönlünü, ömrünü barışa adayanın Türk ya da Kürt olması. Ben daraldığımda ‘Rahat ol Başkanım ben hallederim’ diyordun. Şimdi ben sana diyorum, sen iyileşmene bak ben hallederim. İki omzunun üstüne benim de yükümü koymuştun. Şimdi ben senin yükünü omuzlarıma aldım. Sen şimdi hastanenin -3’üncü katında, yoğun bakımda yaralı bedeninle yatıyorsun. Barışa giden yola birlikte baş koyduk. Seninle tamamlayacağız. Bu yolda beni, bizi yalnız bırakmayacağını biliyorum. Gerçekleşecek olan barış, senin güzel yüreğine merhem olacak. Hadi uyan, yola devam Sırrı Başkanım.”

Source: Abdulkadir Selvi̇


Roma uçağından Erdoğan izlenimleri

İtalya temaslarından çok memnun kalmış görünüyordu.*- Papa için Vatikan’a taziye ziyaretinde bulunmayı ihmal etmemiş.*- KKTC’ye yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento binasını çok önemsiyor.*- Cumartesi günü hem iki binanın açılışı hem de Teknofest için KKTC’ye gidecek.*- Gazze’ye yardımların ulaştırılması… Şu sıralar en önem verdiği, en çok mesai harcadığı konu.*- Sırrı Süreyya’nın sağlık durumunda düzelme olmaması karşısında içtenlikli bir üzüntü içinde.*- Suriye’de federatif bir yapı? Bu konuda çok net: “Ham hayal” olarak niteliyor bunu.*- İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın jammer ve bantlama ile ilgili açıklamasını yeterli bulmuş ve beğenmiş görünüyordu.*- Ancak yine de “Kameraları bantlamak bizim kitabımızda yazmaz” cümlesini kurmaktan kaçınmıyor.*- Şöyle bir kanaatim var: “Bantçı” diye bir nitelemeyi literatüre sokmaya çalışacak galiba.*- Şunu da anladım: Deprem uzmanlarının yaptıkları açıklamaları yakından takip etmiş.BİR DAHA DA GİTMEM ROMA’YA- Tuhaf bir havası var Roma’nın. Püfür püfür esmiyor, bunaltıyor falan.*- Pizza / Makarna / Espresso. Başka bir numara yok.*- Salı günü sanki pazar günü gibi: Uyuşukluk, kapalı dükkânlar falan.*- Cıvıl cıvıl bir ortam yok. Hayatın neşesi yok. Bezginlik kaplamış her tarafı.*- Aşk Çeşmesi öyle alelade hale gelmiş ki… Kıyısından geçmek bile insanın içinden geçmiyor.*- Esneme hissi veriyor şehir. Her tarafından sıkıcılık yükseliyor.*- Kısacası Roma bitmiş abi. Bir daha da gitmem Roma’ya. AL BAŞINA ÇAL BARCELONA’NI Dünkü Hürriyet’te okudum:*Barcelona ahalisi turistlerden bıkmış. Turist görmek istemiyorlarmış şehirde. Turist otobüslerine su tabancalarıyla saldırıyorlarmış. “Turist evine dön” diye slogan atıyorlarmış. Turistlere yönelik acayip bir nefret geliştirmişler. Falan.*Şehirlerine turistlerin geleceğinden o kadar eminler ki…Bu denli şımarıklar, küstahlar, kabalar.*Yeryüzünün tüm turistleri Barcelona’ya gitmekten bir süre vazgeçseler….Ağlaşarak yalvaracaklar farkında değiller.*Kişisel kararımı açıklıyorum:*“Al başına çal Barcelona’nı” diyerek bu şehre asla gitmemek. GRAMSCİ’YE SAYGI AA Genel Müdürü Serdar Karagöz’le Roma’da dolaşırken “Antonio Gramsci Sokağı”na denk geldik.*Aklımıza üşüşen kavramlar şunlar oldu:*Hegemonik ideoloji… Sivil toplum… Tarihsel blok… Mutlak tarihçilik… Ekonomik determinizm… Organik aydınlar…*Sonra Serdar’la dedik ki…“Hadi bir fotoğraf çektirelim Gramsci Sokağı tabelasının altında.”BEN BU VALİYİ ÇOK SEVDİMIsparta’da 1.9 büyüklüğünde deprem olunca…Isparta Valisi Abdullah Erin, sosyal medyada “Geçmiş Olsun” mesajı yayınladı. “Olumsuzluk yok. Gelişmeler yakından takip edilmektedir” demeyi ihmal etmeden.*Oooooo.Mavralar, dalgalar, kafa bulmalar, espriler, şakalar falan gırla.O kadar ki Vali Bey, mesajı silmek zorunda kaldı.*Oysa bu kadar üstüne gidilmeyi hak etmemişti Vali Bey.Richter ölçeğinden bile daha duyarlı bir Vali kendisi.Keşke bütün valilerimiz bu kadar hassas olsa.

Source: Ahmet Hakan


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, SABAH için yazdı: Emek varsa umut var

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, toplumun üretici gücüne verilen değerin sembolüdür. Emek ve üretim, milletimizin kalkınma hareketinin temellerindendir. Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan”ın ifade ettiği gibi, “Bizim siyasetimizin pusulası, alın teridir.” Bu anlayışla 1 Mayıs, en başta işçilerin, memurların, üretenlerin ve tüm emekçilerin ortak değeridir. Emek mücadelesi Türkiye”de birçok aşamadan geçmiş, AK Parti hükümetleri de icraatlarında daima emekçilerin yanında olmuştur. Emekçilerin ekonomik ve sosyal kazanımlarını artırmak için sayısız düzenlemeyi hayata geçirdik. Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, 2009 yılında “1 Mayıs”ı resmi tatil ilan ederek” devrim niteliğinde bir adım attık. Emekçilerin 1 Mayıs”ın resmi tatil yapılması talebini gerçekleştirmek AK Parti iktidarına nasip oldu. Günümüzde 1 Mayıs, yalnızca ekonomik taleplerin değil, aynı zamanda sosyal hakların, insan onuruna yakışır çalışma koşullarının, yoksulluğun sona erdirilmesinin, çevrenin korunmasının, iklim krizine karşı önlem alınmasının gündeme taşındığı bir zemin oluşturmaktadır. Bakanlık olarak geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs vesilesiyle 81 ile yaygın çeşitli programlar yaptık. Bir sembol olan 1 Mayıs, ideolojik çatışmaların değil, üretimden gelen ortak sesin günü olmalıdır. Emeğe duyulan saygı; toplumsal huzurun, çalışma barışının ve ekonomik kalkınmanın teminatıdır. Alın teriyle Türkiye”yi büyüten emekçilerimizin Türkiye”nin her yerinde yapacağı barışçıl etkinlikleri tebrik ediyor, tüm emekçilerimizi selamlıyorum.

Source: Sabah


Vahşetin hesabını verin

Bursa”nın merkez Osmangazi ilçesi Hamitler Şehir Çöplüğü”nde geçtiğimiz hafta ortaya çıkan hayvan katliamları büyük tepki toplamıştı. CHP”li Osmangazi Belediyesi”ne ait barınakta katledildikleri anlaşılan ve çuvallar içinde çöplüğe atılan kedi ve köpek yavruları, hayvanseverler tarafından kayda alınmıştı. Belediye hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulurken, Belediye ise skandalı kamuoyuna sızdıranın peşine düşmüştü. İnfial yaratan olayla ilgili tepkiler günden güne artarken, AK Parti Osmangazi ilçe Başkanı Adnan Kurtuluş”tan da sert açıklamalar geldi. SORUMLULAR CEZALANDIRILSIN Kurtuluş yaptığı açıklamada, “Bu vahşeti asla kabul etmiyoruz. Görüntüler yalnızca bir ihmali değil, organize ve sistematik bir vicdansızlığı da gözler önüne seriyor. Bu yaşananlar açık bir hayvan katliamıdır. Kamuoyunu derinden sarsan olayın aydınlatılması ve sorumluların cezalandırılması için çağrıda bulunuyoruz. Osmangazi Belediyesi yetkilileri derhal kamuoyuna açıklama yapmalı ve olay tüm yönleriyle şeffaf şekilde ortaya konmalıdır. Bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız” dedi.

Source: Muharrem Doğantez


İşçilere bayramı zehir ettiler

İzmir”deki CHP”li belediyelerde çalışan işçi ve memurlar, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”ne sancılı girdi. Konak Belediyesi”nde çalışan memurlar 1 Ocak itibarıyla geçerli olan sosyal denge tazminatlarında geriye dönük alacaklarını alamadıkları için dün tam gün iş bırakırken, Buca Belediyesi işçileri ise maaşlarını 3 aydır düzenli alamadıkları gerekçesiyle oturma eylemi yaptı. “NEREDE YEDİN PARALARI” İş bırakma eylemi yaparak Konak Belediyesi”nin Basmane”deki hizmet binası önünde toplanan memurlar, “Nerede yedin paraları söyle, boğazında kalsın!” şarkısıyla belediye yönetimini protesto etti. Tüm- Yerel-Sen 2 No”lu Şube Başkanı Murat Bekar, “Yanlış mali politikaların faturası emekçiye kesiliyor” dedi. Buca Belediyesi”ne bağlı Buca Mar şirketinde görev yapan işçiler de yaşadıkları hak gaspına ve insan onurunu hiçe sayan uygulamalara tepki göstererek, “Hem biz hem ailelerimiz mağdur ediliyor” dedi.

Source: Ertan Gürcaner


Emekçinin gündemi ücret zammı

Tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun. Emekçiler 2022 yılında yüzde 64,27, 2023’te yüzde 64,77, 2024 yılında da yüzde 44,38 enflasyonun ardından mart ayı itibarıyla yıllık yüzde 38,10 enflasyon ile karşı karşıya kaldı. Enflasyon emeklilerin yanı sıra en çok işçi ve memurun alım gücünü olumsuz etkiledi. Emekçilerin düşen alım gücünü telafi etmek için ücret zammı şu an gündemlerindeki en önemli konu. SORULARINIZ İÇİN: akivanc@haberturk.com Ücret zammının ayrıntılarına geçmeden önce emekçilerin içinde bulunduğu tabloyu özetlemek istiyorum. Önce bardağın dolu tarafı ile başlayalım. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) önceki gün açıkladığı işgücü istatistiklerine göre, mart ayı itibarıyla işsizlik oranı yüzde 7,9’a, işsiz sayısı da 2 milyon 807 bin kişiye düştü. İşsizlik oranı 2005 yılından bu yana en düşük seviyeye geriledi. İşsiz sayısı ise 2014 yılı haziran ayından bu yana en düşük seviyeyi gördü. İşsizlik oranı 2020 yılı temmuz ayında yüzde 14,1 ile en yüksek seviyeye ulaştıktan sonra düşmeye başladı. Geçen yılın mart ayında yüzde 8,7 olan işsizlik oranı bu yılın mart ayında yüzde 7,9’a indi. Dar anlamda işsizlik göstergelerindeki bu olumlu tabloya rağmen, geniş anlamda işsizlik olarak adlandırılan atıl işgücü yüzde 28,8 ile tarihin en yüksek noktasına ulaştı. Atıl istihdamın içinde işsizlerin yanı sıra zamana bağlı eksik istihdam ve herhangi bir işte çalışmayan potansiyel işgücü de yer alıyor. DİSK Araştırma Merkezi’ne göre, geniş anlamda işsiz sayısı son bir yılda 2,2 milyon kişi artarak 11,7 milyon kişiyi buldu. Bunların içinde çalışmaya hazır ancak iş aramaktan vazgeçmiş 5,3 milyon kişi de bulunuyor. Geniş tanımlı işsiz sayısında son iki yıldaki artış 3,4 milyon kişiye ulaşıyor. 2023 yılı mart ayında geniş tanımlı işsiz sayısı 8,3 milyon kişi idi. EMEĞİN MİLLİ GELİRDEN ALDIĞI PAY YÜZDE 37,9 Emeğin milli gelirden aldığı pay işgücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içerisindeki payına göre hesaplanıyor. 2016 yılında yüzde 36,3 olan ücret ödemelerinin gayrisafi katma değer içerisindeki payı 2021 yılında yüzde 30,0’a, 2022 yılında ise yüzde 26,3’e düştü. 2023 yılında toparlanan ücret ödemelerinin gayrisafi katma değer içerisindeki payı yüzde 32,5 oldu. 2024 yılında ise bu oran yüzde 37,9 olarak gerçekleşti. KADINLARIN İŞGÜCÜNE KATILIM ORANI YÜZDE 35’İN ÜZERİNE OTURDU Türkiye kadınların işgücüne katılım oranı bakımından dünya ortalamasının hayli altında bulunuyor. OECD ülkelerinde ortalama yüzde 53,2 olan kadınların işgücüne katılım oranı Türkiye’de 1990 yılında yüzde 33,9 iken 2000 yılında yüzde 26,5’e kadar düştü. 2010 yılında yüzde 27,4 olan kadınların işgücüne katılım oranı 2022 yılının ortalarından itibaren yüzde 35’in üzerine çıktı. 2024 yılı mart ayında yüzde 37,1’i gören oran bu yıl gerileyerek yüzde 35,7 oldu. Geçen yıla göre düşüş olmakla birlikte olumlu yönünden bakarsak 2022 yılından beri kadınların işgücüne katılım oranı 2022 yılından beri yüzde 35’in üzerinde seyrediyor. Türkiye’nin gerçek kalkınma potansiyelini değerlendirebilmesi için bu oranın OECD ortalamasına yaklaşması gerekiyor. İşgücüne katılım oranı erkeklerde yüzde 70’in üzerinde seyrediyor. KAMU İŞÇİLERİNİN TOPLU SÖZLEŞME MARATONU SÜRÜYOR Kamu işçilerinin 2025-2026 yıllarını kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam ediyor. Geçen hafta ikinci toplantı gerçekleştirildi. 2023 yılında imzalanan toplu iş sözleşmesinde kamu işçilerinin en düşük brüt ücreti 15.000 TL’ye çekildikten sonra ilk 6 ay için yüzde 45 zam yapılmıştı. Böylece en düşük işçi ücreti 21.750 TL’ye çıkartıldı. İkinci 6 ayda yüzde 15, sonraki 6’şar aylık dönemlerde ise yüzde 10 oranında zam yapıldı. TÜRK – İŞ ve HAK – İŞ bu yılki toplu sözleşme görüşmelerinde en düşük brüt ücretin günlük 1.800 TL’den aylık 54.000 TL’ye çıkartılmasını, bunun üzerine ilk 6 ay yüzde 50 oranında, sonraki 6’şar aylık dönemlerde ise yüzde 25 oranında zam yapılmasını talep etti. Kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi görüşmeleri yaklaşık 600 bin işçiyi kapsıyor. SIRADA MEMURLAR VE ÖZEL SEKTÖR İŞÇİLERİ VAR Memurların 2026 – 2027 yıllarını kapsayan toplu sözleşme görüşmeleri ise ağustos ayında yapılacak. Memur sendikaları 2024 ve 2025 yıllarında yaşanan yüksek orandaki enflasyon karşısında düşen memurların alım gücünü telafi etmenin yanı sıra refah artışı sağlanmasını talep ediyor. Memurların taleplerinin başında 2022 yılında 8.077 TL ile başlayan, günümüzde 16.043 liraya ulaşan seyyanen zammın emekli aylıklarına da yansıtılması geliyor. Seyyanen zam emekli aylıklarına yansıtılmadığı için memurların çalışırken aldıkları maaş ile emekli aylıkları arasındaki makas çok açıldı. Geçmişte memurların emekli aylığı çalışırken aldığı maaşın yaklaşık yüzde 75’i seviyesinde oluyordu. Bunun istisnasını örneğin öğretmenlerin ek ders ücretlerinde olduğu gibi yan ödemeler oluşturuyordu. Bugün en düşük emekli memur aylığı en düşük memur maaşının yüzde 45’ine gerilemiş durumda. Pek çok meslekte çalışırken alınan maaşla, emekli olunca ele geçen para arasında büyük uçurumlar oluştu. Öyle ki, bu durum memurların emekli olma kararlarını ertelemesine yol açtı. Özel sektörün en büyük toplu iş sözleşmesi görüşmeleri de sonbaharda başlayacak. Yaklaşık 300 bin işçiyi kapsayan ve Türkiye nin en büyük ihracatçı kuruluşlarının yer aldığı MESS Grup toplu iş sözleşmesi ile işçilerin 2025-2027 yıllarını kapsayan ücret zamları belirlenecek. Toplu iş sözleşmesinden yararlanamayan milyonlarca işçinin gözü kulağı da asgari ücrete temmuz ayında ara zam haberlerinde olacak. İlk üç aylık dönemdeki enflasyon yüzde 10,06 olarak gerçekleşti. Bu nedenle asgari ücrete ara zam konusunda şu an bir hazırlık veya beklenti bulunmuyor. Ancak, enflasyonda ani bir sıçrama olursa ara zam konusu kaçınılmaz hale gelebilir. Asgari ücrete ara zam ortalama ücretle çalışan sendikasız işçiler için de ara zam anlamına geleceği için milyonlarca işçiyi ilgilendiriyor.

Source: Habertürk


Şifa değil hırsızlık

Ünal Güner isimli kişi kendini sözde şifacı olarak tanıtanlardan. İnternette videosunu izledim.Haberlere falan da konu oldu. Çok enteresan gerçekten.YouTube’da videosu defalarca izlenen ‘Çuf Çuf Hoca’ isimli biri var. Bir ‘Çuf’ diyor sakat iyileşiyor. Bir ‘Çuf’ daha diyor yatan kişi dans etmeye başlıyor… Bu da onun gibi işte.Neyse. Bu Ünal Güner beyefendi evliyaların mesajlarını danışanlarına ilettiğini söylüyor.‘Evliyaların mesajlarını iletecekleri bir aracıya ihtiyacı vardı o benim’ diyor. Peki asıl büyük habere gelelim… Bu şahsın seans ücreti 129 bin liraymış! 129 bin!İnsanlar bu paraları veriyor bu dolandırıcıya ve iyileşeceklerini sanıyor. Ben size de kızarım. Size de pes derim.Yahu adam biraz eline yüzüne dikkat etmiş, birkaç film izleyerek mistik yüz işaretlerini öğrenmiş, el hareketleriyle oralara buralara dokunmayı çözmüş diye 129 bin lira ödenir mi… Bu kadar mı çaresiz kaldınız?İnşallah böyle tipler dolandırıcılıktan gözaltına alınır da her şeye kanmaya hazır vatandaşlarımız kurtulur bunlardan.İş başarılı, ne yapacaklardı?Başarılı işler hep taklit edilir. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Derseniz ki bizde biraz daha fazla… Amenna…Bir oyuncu menajeri “Gözünüz aydın bütün yapımcılar buram buram toprak işi hazırlıyor. Teşekkürler Uzak Şehir” diye yazmış.Kanal D’nin bu sezona damga vuran “Uzak Şehir” dizisine gönderme yapıyor.Aslında belki de kendince kızıyor yapımcılara. Bir işin başarılı olması ancak takdir edilir. Böyle mevzulara meze yapılmaz. Ayrıca bir iş tuttu diye benzerlerinin tutacağının da garantisi yoktur. Aksine genelde tutmaz. “Uzak Şehir” şüphesiz ‘uzak ara’ en iyisi bu sezonun… Taklitlerini zaten bekliyorduk. Ama işin kolayına kaçmaktan vazgeçsek keşke. Keşke tutan bir işi tekrar etmek yerine elimizi taşın altına sokup daha farklı işler yapsak.Eğer bu açıdan yaklaştıysa o oyuncu menajeri olaya o zaman sonuna kadar arkasındayım.Zaten yeni sezonda hep birlikte göreceğiz o kopya işlerin teker teker final yaptığını!Kim suçlu bilemedim?Ne garip dönemlerden geçiyoruz. Bir adam internetten tanıştığı 6 kadını dolandırmış. 11-12 milyon liralardan bahsediliyor.Ama kendi açıklamasında “Ben dolandırmadım sadece borç istedim verdiler” diyor.Şimdi bu adama kızalım kızmasına da ona kızdığımız kadar bu kadınlara da kızalım!Yahu bu ne saçmalıktır!Sen yeni tanıdığın birine güvenip onca parayı nasıl verirsin? Bu nasıl bir büyüdür, nasıl bir teslimiyettir? Şimdi dava açmışlar da paralarını geri istiyorlarmış da…Geçmiş olsun. Verirken düşünecektiniz. Bu adam eminim aranızdan 2-3’ünü istese tekrar kandırır, dolandırır…Kangren oldu bu işYetkisiz çakar ve siren işi artık kangren haline geldi. Özellikle İstanbul’da sayıları çok arttı. Dönem dönem engel olunuyor sökülüyor çakar ve sirenler sonra bir bakıyorsunuz tekrar hortluyor. Ben İstanbul Valisi Davut Gül’ün bu konudaki samimiyetine inanıyorum.Hepimiz gördük, biri çakarlı aracıyla “ben valinin yeğeniyim” diye dolaşıyordu caddelerde.Vali de açıklama yaptı:“Yeğenim değil, olsa da bir şey değişmezdi zaten.”Bize böyle hareketler lazım. Böyle kararlı duruşlar… Ben öyle arabalar görüyorum ki yollarda. Tahsisli, yetkili, görevli falan olması imkânsız o aracın. Ama bir bakıyorum çakarı var.Yahu sizin ne hakkınız var?Trafiğe de etki ediyorsunuz, insanların sinirini de bozuyorsunuz, baştan sona zarar ziyansınız.Yeteneksizsiniz!Türk YouTuber’ların kanallarına bakıyorum arada. Gezip dolaşanlar, 3-4 kişi bir araya gelip hesabı birbirine ödetme oyunu oynayanlar, 100-150 tane hamburger yiyenler falan var. Hiçbiri süper bir yaratıcılık ürünü değil anlayacağınız. Mesela yemek yiyenler gittikleri her yerde; ‘abiiiii çok lezzetli ben böylesini yemedim’ diyor. Yalan söylüyor.Sözde zarfa koydukları kredi kartını kasiyere çektirerek hesabı kimin ödeyeceğini seçenler ‘ah vah ben bittim’ diye bağırıyor. Ama sponsorlu dükkânlarda para ödemiyor yani yalan söylüyorlar.Ülke ülke gezenler ‘en tehlikeli yere ben gittim’ diyor, eline mikrofonu alıp sokaktaki insanları taciz ediyor. Sonra “50-100 ülke gezdim ben hepsini cebimden ödüyorum” diyor. E yalan söylüyor.YouTuber çöplüğüne döndü etraf. Ben izlerken sinirden kuduruyorum. Aslında ben en ufak bir zekâ belirtisi görmediğim her işi izlerken kuduruyorum. YouTube işi ‘içerik üretme’ işidir. Onu taklit et bunu taklit et gitmez bu gemi ilerlemez ben söyleyeyim size.

Source: Orkun Ün


İbret olsun trafik canavarlarına…

Geçtiğimiz gün belli ki yaşı genç bir sürücü arkadaşımız, sağdan soldan yardıra yardıra çakarlı arabasıyla öne geçmeye çalışıyor. “Ne yapıyorsun” diyen diğer arabadaki sürücüye ise “Onun yeğeniyim, bunun kuzeniyim” diyor.Bu görüntüler sosyal medyada yankı buluyor.Sonrası mı? Yalan beyan, çakar tertibatı… 145 bin TL para cezası. Üstüne araç ve ehliyet trafikten men edildi.Eeee peki ailesi bu genç kardeşimize öğretmiyor mu?Birinin yeğeni bile olsa, böyle şeylerin her yerde söylenmemesi gerektiğini…Hele ki trafik önceliği olan çakarlı arabanın neden kendisinde olduğunu…Ahh ahhh… Çocuklarınızı takip edin. Çocuklarınızla arkadaş olun.Çocuklarınıza sahip çıkın. Sonuçlarına siz katlanıyorsunuz. Onlar ise erken yaşta yaptıkları kalıcı hatalar yüzünden bedel ödüyorlar.Umarım ibret olur herkese böyle cezalar ve bir daha yaşanmaz…Konu “anne” olunca Bilmiyorum, sizin de dikkatinizi çekti mi ama iki olayın ortak noktası anne…Birinde üzüntüden gözümüz doldu, birinde duygusallıktan…Geçen hafta annesini kaybeden Tarkan, profesyonellik gereği tabii ki hayatına -zor da olsa- devam etmek zorunda kaldı. İlk konserinde annesinin dev resminin sahnede belirmesiyle gözyaşlarını tutamadı.Hüngür hüngür ağlarken herkesin de gözü doldu.Onun dışında, iki farklı duygu… “Ne alaka” demeyin bana ama Beyoncé, konserine ilk kez 8 yaşındaki kızı Rumi’yi çıkardı.İzleyenler görmüştür:Kalabalık karşısındaki heyecanı, gülümsemesi, sürekli el sallaması… Ve devamında şarkı söyleyen annesine dönüp sarılması… Beyoncé’nin şarkıyı yarıda kesip kahkaha atması…Bu iki olaydaki ortak nokta yine anne…Birinde yaşanan kayıptan sonraki evladın duygusu ve gözyaşları…Diğerinde ise bir anne olarak çocuğunun sahnedeki heyecanıyla alakalı, içgüdüsel olarak evladına sarılıp yaşadığı gurur diyelim…Dünya starı da olsan, işin içine “anne” ya da “annelik” girince profesyonellik rafa kalkıveriyor.

Source: Cihan Şensözlü


Depremi bilen astrolog: Bir sonraki 2030’da

◊ Tam olarak neyi bildin Can? Ne öngörüp ne söyledin?- Türkiye’nin astroloji haritasında toprağı temsil eden Satürn çok belirgin konumda. O yüzden Satürn her sıfır dereceye geldiğinde, yani burç değiştirirken deprem oluyor. Bütün depremlerde bu böyle. Satürn 30 Mart’ta ev değiştiriyordu. Bir de 29 Mart’ta tutulma olacaktı. Türkiye’nin toprak evini ilgilendiren bir tutulma. O yüzden 29 Mart itibarıyla “25 gün içinde deprem olacak” dedim.◊ Yüzlerce astrolog var. Her biri bir hafta seçip söylese, birinden biri mutlaka tutacak… – Şimdiye kadar sayısız öngörüm gerçekleşti. Hatta sizin gazetenizde “Her şeyi bilen adam Can Aydoğmuş” başlığıyla haberim bile çıktı. 28 yıldır bu alanda eğitim alıyorum ve hâlâ devam ediyorum. Astroloji binlerce yıllık bir ilim. Herkesin bilgi seviyesi aynı değil. Astroloji öngörüsü yapabilmek için 3 boyutlu düşünme yetisine sahip olmak lazım.◊ Yakında başka deprem öngörün var mı? Satürn matürm geliyor mu yine tuhaf yerlere?- Başta bahsettiğim durumdan yola çıkarak Satürn’ün en düşük noktaya geleceği zaman 2028 Mart ile 2029 Ağustos arası. Bir sonraki 15 Mayıs 2030 ile 15 Temmuz 2030 arası. Çünkü o tarihte olacak tutulma, yine tam İstanbul’un üzerinden geçecek. NOT: Yani bu mini röportajı biraz nefes alalım diye aktardım. Bu açıklamaların bilimsel hiçbir değeri yok. Şimdi buna bakarak deprem konusunda kesin bir fikir edinmeniz mümkün olmamalı.Trump Papa, Exorcist ElonABD Başkanı Trump, bu kez de Papa olmak istediğini açıkladı. Başkanlığı çok iyi yaptı ya, sıra ona geldi zaar. Vatikan’da 23 Nisan falan yok ki oturtsalar bir koltuğa da hevesini alsa sebi. Yok, vazgeçtim.Bir günlüğüne de olsa Engizisyon’u falan yeniden kurar bu deli. Elon Musk da “Exorcist”… Cukk!Dans skandalında ikinci perdeTürkiye’nin tanınmış dans okullarından “Dans Fabrika” geçen hafta taciz olaylarıyla gündeme gelmişti. Hatta şikâyetçiler hep birlikte yüklenip X platformunun gündem listesine girmeyi bile başarmıştı.Okulun kurucusu Ömer Yeşilbaş aynı zamanda Hadise’nin sahne şovlarının da koreografıydı. İddialar üzerine taciz ve mobbing’e uğradığını söyleyen dansçılardan birkaçıyla konuşan Hadise, Ömer Yeşilbaş’la çalışmayı durdurmuş. Bu hareket, iddiaların daha ciddiyetle ele alınmasına sebep olacaktır. Hadise’yi duyarlılığından ötürü tebrik etmek lazım.

Source: Savaş Özbey


CEO ücretlerindeki artış çalışanların 56 katı!

İngiliz sivil toplum kuruluşu Oxfam”ın yeni analizine göre, 2019″da 2,9 milyon dolar olan ortalama küresel CEO maaşı yüzde 50″lik reel bir artışla 2024 yılında 4,3 milyon dolara ulaştı. 2024 yılında CEO”lara 1 milyon dolardan fazla ödeme yapan 35 ülkedeki 2.000 şirketin yönetici maaşı ortalamasının baz alındığı araştırmada çalışan ücretlerinin ise sadece yüzde 0,9 arttığı kaydedildi.Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2024 yılında reel ücretlerin yüzde 2,7 oranında arttığını bildirirken, birçok işçi ücretlerinin durgunlaştığını gördü. Örneğin Fransa, Güney Afrika ve İspanya”da reel ücret artışı geçen yıl sadece yüzde 0,6 oldu. Ücret eşitsizliği küresel olarak azalmış olsa da, özellikle en zengin yüzde 10″luk kesimin gelir payının en yoksul yüzde 40″lık kesimin gelir payından 3,4 kat daha fazla olduğu düşük gelirli ülkelerde çok yüksek olmaya devam ediyor.Milyarderler saatte 23 bin 500 dolar kazandıGenellikle büyük şirketlerin tamamına ya da bir kısmına sahip olan milyarderler geçtiğimiz yıl ortalama 206 milyar dolarlık servet edindi. Bu, saatte 23 bin 500 dolara karşılık gelirken 2023″teki küresel ortalamadan da (21 bin dolar) daha fazla.Oxfam”ın S&P Capital IQ veri tabanı üzerinde yaptığı analiz, 82 ülkedeki 11 bin 366 şirket arasında cinsiyete dayalı ücret farkı verilerini bildirenlerin, 2022 ve 2023 yılları arasında ortalama farkın biraz azalarak yüzde 27″den yüzde 22″ye düştüğünü ortaya koydu.Oxfam”ın analizi ayrıca 168 ülkedeki 45 bin 501 şirketten, her biri 10 milyon doları aşan gelir bildiren ve CEO”larının cinsiyetini belirtenlerin yüzde 7″sinden daha azının kadın CEO”ya sahip olduğunu gösterdi.

Source: Dünya Gazetesi


EN GÜZEL 1 MAYIS MESAJLARI || En özel ve anlamlı yüklü 1 Mayıs Mesajları ve sözleri

1 Mayıs mesajlarını bugünün en çok araştırılan konusu durumunda… Bu anlamlı günde en özel bayram mesajı bulunmaya çalışılıyor. Alın terini, emeği, dayanışmayı vurgulayan mesajlar ön plana çıkıyor. İşte sizler derleyip bir araya getirdiğimiz 1 Mayıs mesajları ve sözleri… 1 MAYIS KUTLAMA MESAJLARIAlın teriyle, inançla ve özveriyle çalışan tüm emekçilerin günü kutlu olsun. Emeğin kutsallığını unutmadan, dayanışmanın gücüne inanarak ilerleyelim. Her üreten el, her çalışan yürek daha adil bir dünyanın temelidir. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun.Emek, yalnızca bir iş değil; bir yaşam biçimidir. Onurlu bir hayatın temeli, emekçilerin sabrı ve kararlılığıyla atılır. Bugün, hak ve adalet arayışının simgesidir. Tüm emekçilerin bayramı kutlu olsun.Her gün bir umutla başlayan emekçilerin hakkı, yalnızca bir günde değil, her zaman savunulmalıdır. Bugün dayanışmanın, birlikteliğin, emeğin ve alın terinin değerini bir kez daha hatırlıyoruz. Adaletli bir dünya emekle mümkün olur. 1 Mayıs kutlu olsun.İşçinin, emekçinin, alın terinin değer gördüğü bir dünya dileğiyle… Emek, sadece geçim değil, bir varoluş mücadelesidir. Bu mücadelede her bireyin sesi kıymetlidir. Yaşasın 1 Mayıs!Tüm emekçiler, hak ettikleri değeri gördükleri bir dünya hayal etmiyor; onu inşa ediyorlar. Emeğin kıymeti, zamanla değil, saygıyla ölçülür. Bugün onları daha çok anlıyor, daha çok destekliyoruz. 1 Mayıs kutlu olsun.EN GÜZEL 1 MAYIS MESAJLARIEmek veren her el, geleceğe bırakılan bir izdir. Bugün, sadece bir kutlama değil; bir mücadele günüdür. Daha eşit, adil ve dayanışmacı yarınlar için hep birlikteyiz. Tüm emekçilerin günü kutlu olsun.Emek, en yüce değerdir ve emeğe sahip çıkan toplumlar asla gerilemez. 1 Mayıs, birlik ve dayanışmanın bayrağını yükselttiğimiz gündür. Bugün sadece çalışanların değil, adalet isteyen herkesin günüdür. Kutlu olsun.Bugün alın terine, emeğe ve hakkaniyete saygının günüdür. 1 Mayıs’ta sadece işçiler değil, hak mücadelesi veren tüm yürekler buluşur. Birlik olmanın, güçlü olmanın önemini bir kez daha hatırlıyoruz. Emekçilerin günü kutlu olsun.Emek olmadan ne üretim olur ne de ilerleme. Tüm emekçilerin sesi, hak arayışının en güçlü ifadesidir. Bu sesi duyurmak ve desteklemek hepimizin görevidir. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun.Bugün sadece tatil değil, bir farkındalık günüdür. Emekçilerin hak ettiği yaşam koşulları için verilen mücadelenin simgesidir 1 Mayıs. Dayanışmanın ve eşitliğin önemini hep birlikte vurgulayalım. Tüm emekçilerin günü kutlu olsun.Emeğiyle hayatı güzelleştiren tüm insanların günüdür bugün. Onurlu bir yaşamın temeli, adil bir düzenin kurucusu olan işçileri selamlıyoruz. Her çaba bir değerdir, her emek saygıyı hak eder. 1 Mayıs kutlu olsun.EN FARKLI 1 MAYIS MESAJLARIYaşam, emeğin üzerine kurulur. Emeğe verilen değer, insanlığa verilen değerdir. Bugün, alın terine saygının günü. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü hepimize umut olsun.1 Mayıs, sadece çalışanların değil; adalet, eşitlik ve özgürlük isteyen herkesin bayramıdır. Emeğin ışığında büyüyen bir toplum, geleceğe umutla bakar. Bugün birlik günü, bugün dayanışma günü. Kutlu olsun bu anlamlı gün.Emekçiler, her gün sabırla, inançla ve sevgiyle dünyayı döndürüyor. Onlara hak ettikleri yaşamı sunmak, sadece bir tercih değil; bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu hatırladığımız gündür 1 Mayıs. Kutlu olsun.Üreten, inşa eden, yaşamı sürdüren her bireyin değerini bilmeliyiz. 1 Mayıs; farkındalık, destek ve dayanışma günüdür. Hep birlikte, emeğin değerini yüceltelim. Tüm emekçilerin bayramı kutlu olsun.

Source: Dünya Gazetesi


En güzel 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü mesajları… 1 Mayıs İşçi Bayramı mesajları

Her yıl olduğu gibi bu yılda 1 Mayıs tarihinde çeşitli sendikalar, sivil toplum örgütleri ve işçiler haklarını gündeme getirmek için bayramını kutlayacak. İşte, en güzel 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü mesajları…1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI MESAJLARIBugün, işçi sınıfının mücadelesi ve kazanımları kutlanıyor. Emek veren tüm insanların 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlu olsun!Em?ğin, ?m?kt?rın, ?lın t?rinin, d?y?nışm? v? y?rdıml?şm?nın günü ol?n 1 M?yıs Em?k v? D?y?nışm? Günü’nü kutluyorum.Güz?l günl?r gör?c?ğiz ?rk?d?şl?r güz?l günl?r işçinin, ?m?kçinin h?k ?ttiği y?rl?r? g?l?c?k onl?r? d?ğ?r v?ril?c?k güz?l günl?r gör?c?ğiz.Birlik v? d?y?nışm? in?ncıyl? ?m?k, b?rış v? özgürlük müc?d?l?sind? tüm ?zil?nl?rin 1 M?yıs işçi b?yr?mını kutl?rım.Tüm işçi v? ?m?kçil?rin Em?k v? D?y?nışm? günü kutlu olsun. Em?k ?n yüc? d?ğ?rdir. V? O d?ğ?rin birgün k?rşılığını bulm?sı dil?ğiyl?.İşçilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve haklarının korunması için mücadele eden herkesin 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlu olsun!İşçi sınıfının mücadelesi, tarihin her döneminde önemli bir yer tutmuştur. Bugün, işçilerin haklarını korumak ve çalışma koşullarını iyileştirmek için mücadele eden herkesin 1 Mayıs İşçi Bayramını kutluyorum!İşçilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve haklarının korunması, tüm toplumun refahı için önemlidir. Bu özel günde, işçilerin mücadelesini hatırlayarak, daha adil bir dünya için birlikte çalışacağız. 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlu olsun!1 M?yıs d?mokr?sinin, özgürlüğün, ?m?ğin, müc?d?l?nin v? güv?nl? y?ş?n?bil?c?k bir g?l?c?ğin ?dıdır. 1 M?yıs birlik v? dirlik günüdür.1 Mayıs gününün ?nl?mın? uygun ol?r?k b?yr?m h?v?sı iç?risind? dostç?, birlik v? b?r?b?rlik iç?r?sin d?, s?ğlıklı v? ol?ysız kutl?nm?sını t?m?nni ?d?rim.Ç?lış?nın b?yr?mı işçi b?yr?mı, ?m?kçinin birlik b?r?b?rlik günü işçi b?yr?mı, h?kkın, d?mokr?sinin özgürlüğün öncü günü işçi b?yr?mınız kutlu olsun.

Source: Haber Merkezi


Suriye”de Dürzi ayaklanması kapıda mı? İsrail ne planlıyor?

Şam’ın 12 kilometre güneyindeki Sahnaya bölgesinde geçiş yönetimine bağlı güvenlik güçleri ile silahlı Dürzi gruplar arasındaki çatışmada can kayıpları yaşandı. Olaylar üzerine bölgeye askeri takviye sevk edildi. Gerginliğin sona ermesi için istişareler gerçekleştirildi.

Dürzi toplumu ile hükümet güçleri arasında patlak veren çatışmalara paralel olarak İsrail harekete geçti. Netanyahu, yaptığı açıklamada “aşırılıkçı bir grubun” Dürzilere yönelik saldırısını engellemek istediklerini belirtti. Önleme saldırısı düzenlediklerini duyurdu. Netanyahu ayrıca yeni yönetimden Dürzi toplumuna yönelik saldırıları önlemesini beklediklerini söyledi.

İsrail”in son dönemde bölgedeki Dürzi toplumu ile ilişkileri derinleştirme çabası dikkat çekici boyutlara ulaşmış durumda. Olaylar başlamadan birkaç gün önce 650 Dürzi din adamı Nebi Şuayb Bayramı sebebiyle Celile”deki Hz. Şuayb Peygamber”in kabrini ziyaret etti. İsrail hükümeti, 1967″den bu yana ilk kez böyle geniş katılımlı bir geçişe izin verdi. Savunma Bakanı Israel Katz, söz konusu geçişlerin İsrail ile Dürzi toplumu arasındaki bağları güçlendireceğini açıkladı. Bu geçişlerin masum bir dini ziyaret mi yoksa bir kalkışmanın planı mı olduğu muamma.

OLAYLARI BAŞLANGICI ŞÜPHELİ BİR SES KAYDINA UZANIYOR

Sahnaya’daki olayları tetikleyen gelişme, sosyal medyada Hz. Muhammed’e yönelik ağır hakaretler içeren bir ses kaydı oldu. Kayıttaki kişinin Dürzilerin yoğun olarak yaşadığı Süveyda”dan olduğunu belirtmesi, ülkede geniş çaplı protestolara yol açtı. Bu gerilim kısa sürede çatışmalara dönüştü. Dürzi liderler, açıklamalar yaparak söz konusu ifadelerin Dürzi toplumunu yansıtmadığını belirtse de çatışmaların önüne geçilemedi.
İsrail”in bu dönemdeki temel stratejisinin Suriye’nin güneyinde yeni bir etki alanı oluşturmak olduğu değerlendiriliyor. Netanyahu”nun özellikle işgal altındaki Golan Tepeleri çevresinde yaşayan Dürzi toplumunu destekleyerek, bölgede fiili tampon bölgeler oluşturmak istediği ifade ediliyor. İsrail”in “Dürzileri koruma” adı altında gerçekleştirdiği saldırılar, Tel Aviv’in bölgede uzun vadeli bir nüfuz mücadelesine girdiğine işaret ediyor.

Suriye geçiş yönetiminin başındaki Ahmed Şara ve ekibinin önündeki temel zorluk, İsrail’in sahadaki bu stratejisini etkisiz hale getirebilmek olacak. Aksi halde, Suriye’nin güneyinde İsrail destekli yeni cephelerin oluşması kaçınılmaz görünüyor.

ŞARA”NIN ATACAĞI ADIMLAR ÖNEMLİ

Suriye geçiş yönetiminin başındaki Cumhurbaşkanı Ahmed Şara”nın elindeki seçenekler sınırlı ancak geç kalınmış bir durum olmadığı söylenebilir. Şam hükümetinin bölgedeki gerilimi azaltmak ve Dürzi toplumunun tamamını karşısına almamak için bölge liderleriyle doğrudan temas kurması gerekiyor ki bunu yaparak önceki kısmi ayaklanmaları bastırmışlardı.
İkinci adım ise, İsrail’in müdahalesini uluslararası platformlarda gündeme getirerek, Tel Aviv’in bu hamlelerine karşı diplomatik baskı oluşturmak olabilir. Gazze”de, Batı Şeria”da ve Lübnan”da düzenlediği saldırıların ardından dünya kamuoyundaki imajı sarsılan İsrail”in yeni isyanları teşvik ederek saldırılar gerçekleştirildiğinin duyurulması oldukça önemli.

Şara hükümetinin, bölgedeki silahlı grupların silahsızlandırılması için kapsamlı ve şeffaf bir süreç başlatması da önem taşıyor. Bu süreçte hükümet güçlerinin sivillerle çatışmaya girmesinin önüne geçmek, ordu disiplinini sıkı tutarak güvenlik güçlerinin tarafsızlığını korumak, toplumun hükümete olan güvenini pekiştirebilir.

Şam yönetimi ayrıca zor durumda olmasına rağmen, ekonomik ve sosyal politikalarla bölge halkının günlük yaşamına doğrudan dokunacak adımlar atarsa yerel halkın hükümete bağlılığını artırabilir ve İsrail’in nüfuz alanını daraltma imkanına sahip olabilir.

TÜRKİYE SURİYE”NİN YANINDA

Bölgede tansiyonun yükseldiği bu kritik dönemde Türkiye, Suriye geçiş yönetimine destek açıklamalarını yeniledi. Ankara”nın ilk adımı, sahada insani yardım faaliyetlerini genişletmek oldu. Kızılay ve AFAD gibi kurumlar aracılığıyla bölgeye gıda, ilaç ve temel ihtiyaç maddeleri ulaştırıldı.

İsrail’in Dürziler üzerinden yürüttüğü politikaları uluslararası platformlarda gündeme getiren Ankara, BM ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi kuruluşlarda İsrail’in hamlelerine karşı sesini yükseltti. Türk yetkililer, İsrail”in Suriye iç işlerine müdahalesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, bölgesel istikrarın korunması için uluslararası toplumdan daha aktif rol üstlenmesini talep etti.

Son olarak Türkiye, bölgesel diplomatik girişimlerini sürdürerek komşu ülkeler Ürdün ve Lübnan’la da koordinasyonu güçlendirdi. Bu üçlü iş birliğinin amacı, İsrail”in bölgede oluşturmak istediği kaotik ortamı önlemek ve Suriye’nin bütünlüğünü korumak olarak açıklandı. Tüm bu olanların ışığında, Ankara’nın Suriye’de istikrarı desteklediğini söylemek mümkün olacaktır..

Bartu Eken / Haber7

Source: Bartu Eken


Özgür Özel”den 1 Mayıs mesajı: “Ya adalet, ya sefalet”

CHP Genel Başkanı Özel, sosyal medya hesabından 1 Mayıs paylaşımında bulundu.Özel, paylaşımında Ya adalet, ya sefalet ifadelerini kullandı. Ya Adalet, Ya Sefalet!#1Mayıs pic.twitter.com/TeXbC9Km04— Özgür Özel (@eczozgurozel) May 1, 2025

Source: Haber Merkezi


ABD”de “Trump daha fazla denetlensin” talebi

ABD Başkanı Donald Trump, görevinin ilk 100 gününü tamamlarken ülkede yapılan anket, ABD deki denge ve denetleme mekanizmalarının Trump ın eylemlerini sınırlamada yetersiz kaldığını ortaya koydu. CNN in bağımsız araştırma şirketi SSRS nin, 17-24 Nisan tarihlerinde 1678 kişiyle yaptığı ankette, ABD halkının Trump ın ikinci dönemindeki eylemlerine ilişkin fikri araştırıldı. YÜZDE 41 ENDİŞE DUYUYOR Anket, halkın yaklaşık üçte ikisinin Trump ın ikinci dönemine ilişkin hayal kırıklığı yaşadığını ortaya koyarken çoğunluğun, ABD deki denge ve denetleme mekanizmalarının Trump ın eylemlerini sınırlamada yetersiz kaldığını düşündüğünü gösterdi. Katılımcıların yüzde 41 i Trump ın ikinci döneminden endişe duyduğunu ifade ederken yüzde 16 sı karamsar olduğunu belirtti. YÜZDE 28 İYİMSER Trump ın ikinci dönemine ilişkin iyimser oy kullanan katılımcı oranının yüzde 28 i bulduğu ankette, Başkan ın eylemlerinden memnun olan katılımcıların oranı sadece yüzde 15 oldu. Şubat ayında yapılan ankette, Trump ın ikinci döneminden endişe duyduğunu ifade eden katılımcıların oranı yüzde 35, karamsar olduğunu belirten katılımcı oranı ise yüzde 18 di. Anket sonuçları, ABD halkının Trump ın eylemlerinden giderek daha fazla endişe duyduğunu gösteriyor. TRUMP IN YETKİLERİNİN YETERİNCE DENETLENMEDİĞİ DÜŞÜNÜLÜYOR ABD lilerin yüzde 56 sı, Kongre nin Trump ın gücünü sınırlamak için yeterince çaba göstermediğini belirtirken yüzde 50 si mahkemelerin ve yargıçların da bu konuda yetersiz kaldığını söyledi. Katılımcıların yüzde 53 ü, Trump yönetiminin denge ve denetleme mekanizmalarını korumak için yeterince çaba göstermediğini kaydetti. Demokratların ve bağımsızların çoğu, Trump ın yetkililerinin yeterince denetlenmediğini aktarırken Cumhuriyetçilerin yüzde 75 i, Trump yönetiminin doğru dengeyi kurduğunu savundu. Öte yandan, Cumhuriyetçilerin yüzde 52 si mahkemelerin Trump ın yetkilerini sınırlandırmada aşırıya kaçtığını düşünüyor. HALKIN YAKLAŞIK ÜÇTE İKİSİ HAYAL KIRIKLIĞI YAŞIYOR ABD lilerin yüzde 63 ü ülkelerindeki siyasetten dolayı hayal kırıklığı yaşıyor. Demokrat ve Demokrat eğilimli seçmenlerin yüzde 82 si, Cumhuriyetçi ve Cumhuriyetçi eğilimli seçmenlerin ise yüzde 45’i, bu kapsamda hayal kırıklığı yaşadığını ifade etti. Demokratlarda siyasetten dolayı hayal kırıklığı artarken Cumhuriyetçilerde bu duygu azalma eğilimi gösterdi. HALKIN YARISINDAN FAZLASI CUMHURİYETÇİLERDEN MEMNUN DEĞİL Katılımcıların yüzde 58 i, Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi, Senato ve Beyaz Saray ı kontrol etmesinin ABD için olumsuz olduğunu belirtti. Ancak halk, Cumhuriyetçi yönetimden memnun olmamasına rağmen Demokratlara yöneliş konusunda güçlü bir işaret de göstermedi. Kongre deki Demokratları onaylayan katılımcıların oranı sadece yüzde 27 iken katılımcıların yüzde 46 sı her iki partinin liderinden de memnun olmadığını vurguladı. TRUMP VE HARRIS ARASINDA KARARSIZ ABD liler, Trump ın mı yoksa Harris’in mi daha iyi bir iş çıkaracağı konusunda ikiye bölünmüş durumda. Katılımcıların yüzde 42 si Trump ın Harris ten daha iyi iş çıkardığını düşünürken yüzde 41 i ise Harris in daha başarılı olacağını, yüzde 16 sı ise ikisinin de performansının benzer olacağını savundu. DEMOKRATLAR KENDİ PARTİLERİNİN LİDERLİĞİNDEN MEMNUN DEĞİL Demokrat Partinin imaj sorunu, büyük ölçüde kendi seçmeninden gelen memnuniyetsizlikten kaynaklanıyor. Cumhuriyetçiler ve Cumhuriyetçi eğilimindeki bağımsızların yüzde 72 si, partilerinin Kongre deki liderlerini onaylarken Demokrat veya Demokrat eğilimli seçmenlerin yüzde 61 i partilerinin liderliğinden memnun olmadığını ifade ediyor. Demokrat seçmenlerin sadece yüzde 38’i parti liderlerinden memnun.

Source: Habertürk


Aren bebeği hastanelik eden caniler gözaltına alındı

Sarayköy ilçesine bağlı Aşağımahalle”de meydana gelen olayda; eşinden bir süre önce boşanan Satı Buse D., başı, yüzü, sırtı ve vücudunun çeşitli yerlerinde darp izleri bulunan 2 yaşındaki oğlunu Aren”i Sarayköy Devlet Hastanesi”ne getirdi. Aldığı darbe nedeniyle sağ gözü tamamen kapanan ve sağ kolunda yara oluşan bebeğin vücudunda oluşan darp izlerinden şüphelenen hastane personellerinin durumu polis ekiplerine bildirmesi üzerine araştırma başlatıldı.Aldığı darbeler nedeniyle başında travma oluşan Aren, Sarayköy Devlet Hastanesinde yapılan ilk tedavisinin ardından devam eden hayati tehlikesi nedeniyle ambulansla Pamukkale Üniversitesi Hastanesine sevk edildi.Kırılan kolundan ameliyat olmasına karar verilen Aren, tedavisinin ardından taburcu edilerek devlet korumasına alındı. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ekipleri tarafından teslim alınan bebeğin travma tedavisinin tamamlanmasının ardından önümüzdeki hafta ortepedi polikliniğinde ameliyat edileceği öğrenildi.YAKMAYA ÇALIŞMIŞLAR 2 yaşındaki bir çocuğun darp sonucu hastanelik olmasının ardından başlatılan soruşturma kapsamında anne Satı Buse D. ve erkek arkadaşı Süleyman D. gözaltına alındı. Şüpheliler sorgulanmak üzere emniyete götürülürken, fiziki şiddete maruz kalan bebeğin yakılmaya çalışıldığı, ısırıldığı ve duvara çarpılması sonucu darp izlerinin oluştuğu iddia edildi. Olayla ilgili soruşturma sürerken, gözaltına alınan anne Satı Buse D.’nin ilk ifadesinde, sevgilisi Süleyman D.’nin kendisini ve çocuğunu darbettiğini söylediği öğrenildi.EN AĞIR CEZAYI ALMALARI İÇİN TAKİPÇİ OLACAĞIZ Şiddete maruz kalen bebeğe sahip çıkarak, adli sürece dahil olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından yapılan açıklamada, Olayın emniyet birimlerine yansıması ile birlikte il müdürlüğü ekiplerimiz ivedilikle harekete geçmiştir. Haberlere konu olan çocuğumuzun hastanedeki tedavi süreci devam etmektedir. Tedavi sürecinin ardından çocuğumuz devlet korumasına alınacaktır. Bakanlık olarak dava sürecine müdahil olarak evladımızın hakkını hukuk önünde arayıp ilgili kişilerin en ağır cezayı almasının yakın takipçisi olacağız ifadelerine yer verildi. İlgili haber 2 yaşındaki çocuğa vahşeti yaşattı Haberi görüntüle

Source: Hurriyet.com.tr


Aren bebeği hastanelik eden caniler gözaltına alındı

Sarayköy ilçesine bağlı Aşağımahalle’de meydana gelen olayda; eşinden bir süre önce boşanan S.B.D., başı, yüzü, sırtı ve vücudunun çeşitli yerlerinde darp izleri bulunan 2 yaşındaki oğlunu Aren’i Sarayköy Devlet Hastanesi’ne getirdi. Aldığı darbe nedeniyle sağ gözü tamamen kapanan ve sağ kolunda yara oluşan bebeğin vücudunda oluşan darp izlerinden şüphelenen hastane personellerinin durumu polis ekiplerine bildirmesi üzerine araştırma başlatıldı. Konuyla ilgili olarak ifadesine başvurulan anne S.B.D., çocuğunu birlikte yaşadığı erkek arkadaşı S.D.’nin darp ettiğini öne sürdü. Aldığı darbeler nedeniyle başında travma oluşan Aren bebek, Sarayköy Devlet Hastanesinde yapılan ilk tedavisinin ardından devam eden hayati tehlikesi nedeniyle ambulansla Pamukkale Üniversitesi Hastanesine sevk edildi. Kapanan sağ gözünden ameliyat olmasına karar verilen bebeğin, tedavisinin ardından taburcu edilerek devlet korumasına alınacağı bildirildi. Bebeğin travma tedavisinin tamamlanmasının ardından önümüzdeki hafta gözünden ameliyat edileceği öğrenildi. BEBEĞİ YAKMAYA ÇALIŞMIŞLAR2 yaşındaki bir bebeğin darp sonucu hastanelik olmasının ardından başlatılan soruşturma kapsamında anne S.B.D. ve erkek arkadaşı S.D. gözaltına alındı. Şüpheliler sorgulanmak üzere emniyete götürülürken, fiziki şiddete maruz kalan bebeğin yakılmaya çalışıldığı, ısırıldığı ve duvara çarpılması sonucu darp izlerinin oluştuğu iddia edildi. EN AĞIR CEZAYI ALMALARI İÇİN TAKİPÇİ OLACAĞIZŞiddete maruz kalen bebeğe sahip çıkarak, adli sürece dahil olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından yapılan açıklamada, Olayın emniyet birimlerine yansıması ile birlikte il müdürlüğü ekiplerimiz ivedilikle harekete geçmiştir. Haberlere konu olan çocuğumuzun hastanedeki tedavi süreci devam etmektedir. Tedavi sürecinin ardından çocuğumuz devlet korumasına alınacaktır. Bakanlık olarak dava sürecine müdahil olarak evladımızın hakkını hukuk önünde arayıp ilgili kişilerin en ağır cezayı almasının yakın takipçisi olacağız ifadelerine yer verildi.

Source:


Siyasilerden 1 Mayıs mesajları

Siyasiler 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla resmi sosyal medya hesaplarından mesajlar paylaştı. “1 MAYIS EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜ KUTLU OLSUN” Çevre, Şehircilik ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Kurum, “Yükselen her bir yuvada binlerce mimarımızın, mühendisimizin, ustamızın alın teri var. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun” dedi.Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ise, “Alın teriyle atılan her adım, bu ülkenin yarınlarına atılan sağlam bir temel… Varlığıyla ülkemizi büyüten, her zorluğu birlikle aşan işçilerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun. Nice güzel yarınlara, el birliğiyle…” şeklinde konuştu.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan günün anlam ve önemine ilişkin yayımladığı mesajda, “Türkiye Yüzyılı”nı emeği ve alın teri ile inşa eden tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun” dedi. Işıkhan yayımladığı bir diğer mesajda ise şu ifadeleri kullandı: “Alın terleri ve özverili çalışmalarıyla ülkemizin bugünlere ulaşmasında büyük emekleri olan tüm işçi ve emekçi kardeşlerimin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”nü kutluyorum. Devleti ve milleti payidar kılmanın yegane yolunu insanı yaşatmakta gören kadim medeniyetimiz binlerce yıldır bu topraklarda mukaddes saydığı emeğin ve alın terinin savunucusu olmuş, toplumsal hayatın her evresinde hakkın ve adaletin tesisine öncülük etmiştir.Bizler de gerçekten hareketle, son 23 yıllık kalkınma yolculuğumuz boyunca, ömrünü ve tüm mesaisini Türkiye”nin geleceğine adayan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan”ın öncülüğünde sahip olduğumuz bu değerlerin yeniden hatırlanması ve çalışma hayatı başta olmak üzere hemen her alanda gerçekleştirdiğimiz devrim niteliğindeki büyük adımlara mihenk olması için durmaksızın çalıştık, çabaladık. İşçilerimizin emeklerinin karşılığının teslim edilmesi, çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve sendikal özgürlüklerin korunması gibi pek çok konudaki sorunlara çözüm üretmek ve çalıma hayatının ülkemizin bugünkü seviyesine yakışır standartlara kavuşturulması için tüm imkanlarımızı harekete geçirdik. Emek ve dayanışma bilincini millete hizmet anlayışının merkezine yerleştirmiş kadrolar olarak bugünlere kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemizin her bir karış toprağında emeği, göz nuru, alın teri olan işçilerimiz başta olmak üzere bütün vatandaşlarımızın koşulsuz yanında olmayı sürdüreceğiz.Bu vesileyle ülkemizin gücüne inanarak Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüzde her daim yanımızda olan işçi kardeşlerimize şükranlarımı sunuyor, tüm dünyada birliğin, dayanışmanın ve üretimin sembolü olarak kutlanan bu müstesna günün daha adil ve barışçıl bir çalışma hayatının birlikte inşası için milat olmasını temenni ediyorum.” “YASAKLARIN SON BULACAĞI GÜNLER ÇOK YAKIN” CHP Genel Başkanı Özgür Özel 1 Mayıs”a ilişkin yaptığı paylaşımda, “Ya Adalet, Ya Sefalet!” dedi.İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Alın teriyle kazanan, helal ekmeğiyle varlık mücadelesi veren emekçilerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”nü kutluyorum.” diye konuştu.Görevden uzaklaştırılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise şu ifadeleri kullandı: “Bugün 1 Mayıs. İşçilerin ve emekçilerin bayramı. Silivri Cezaevinden bütün işçi ve emekçi kardeşlerimin 1 Mayısını kutluyorum. İşçiler ve emekçiler insanca bir yaşam ve çalışma koşulları için senelerdir mücadele ediyor. Dünyayı ve hayatı emekleriyle var edenler uzun zamandır emeklerinin karşılığını almak ve insanca koşullarda çalışmak kavgasını veriyor. 1 Mayıs bu uzun mücadeleyi, bu zorlu kavgayı simgeliyor. Kutlu olsun! Emeğiyle geçinen insanların, ülkemizde ne kadar ağır şartlardan geçtiğini çok iyi biliyorum. Ekonomimizi çökerten iktidar, 19 Mart darbesiyle bu ülkede geçinmeyi, iş ve aş derdindeki on milyonları daha da zora soktu. Emekçi Kardeşlerim, İşçiler, Bu devran elbette dönecek. Emeğin, emekçinin hakkını alacağı bir dönemi çok yakında getireceğiz. Yasakların, baskıların son bulacağı günler çok yakın. 1 Mayıs”ı Taksim”de milyonlarla, hep birlikte, coşkuyla kutlayacağımız günlere kavuşmamıza az kaldı. Başta İstanbul için gece gündüz çalışan emekçi kardeşlerim olmak üzere alın teriyle evlerine ekmek götürme derdindeki milyonlara selam olsun. “Kısa çöpün uzun çöpten hakkını alacağı” günler yakındır. 1 Mayıs kutlu olsun.”

Source: Çağla Taşçı


CHP”nin sorunu ne?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP”nin tabutuna son çiviyi dün grup toplantısında çaktı: “Biz siyasi rakibimiz olarak giderek dibe batan CHP”den hiç şikâyetçi değiliz. Sürekli tekzip yiyen, yalanlanan bir CHP başkanı bizim işimize gelir. Biz CHP”ye umut bağlayan vatandaşlarımıza üzülüyoruz.”Bu ifade, vatandaştan olduğu gibi rakibi tarafından da ciddiye alınmak, muhatap alınmak isteyen her siyasi partiyi sarsar. Ama CHP”yi yıkar. Çünkü CHP bütün siyasetini, muhalefetini ve hatta varlığını ve kimliğini AK Parti ve Erdoğan karşısına konumlandırmış durumda. Erdoğan nefretiyle AK Parti düşmanlığını çekip alsanız CHP”den geriye kocaman bir boşluk kalır. Erdoğan”ın ifadesiyle söylersek “Boş bir çuval gibi” yığılır kalır.KARŞITLIK ÜZERİNDEN SİYASET YAPILMAZDış politikadan ekonomiye, eğitimden sağlığa kadar AK Parti siyasetlerinin karşısına konumlandırmadıkları, kendilerine özgü, vatandaşın derdine Türkiye”nin ihtiyacına göre düşünülüp planlanmış bir siyasete sahip değiller.Tam da bu yüzden seçim zamanlarında meydanlarda, billboardlarda verdikleri sözleri iki günde unutuveriyorlar. Ekrem İmamoğlu”nun kendisine sorulan “vaat-icraat” sorularına sıralı şekilde “hatırlamıyorum” deyişi de, beş yıl yönettiği İstanbul”a tek çivi çakmayıp yüz kızartıcı suç işlediği iddiasıyla yargılanıyor olması da bundan. Yahut Özgür Özel”in “CHP her çiftçiye bedava traktör verecek” yalan vaadine “çarpıcı olsun diye öyle söyleyiverdik” itirafı da, Esed”in Suriye”den kaçtığı gün “iktidar Esed”le görüşsün” gibi çıkışlar yapması hep bu ciddiyetsizlikten, siyasetsizlikten.CİDDİYETSİZ, SAMİYETSİZ, SİYASETSİZEn temelde bu var. Toplumu da tarihi de devleti de bilmiyorlar. Derslerine hiç çalışmıyorlar. Ciddiyetsizlikten, samimiyetsizlikten, siyasetsizlikten mustaripler.Vatandaşın derdiyle dertlenmeden yapılacak iş değil çünkü siyaset ve bu kadar uzun süre vatandaştan ülke yönetme yetkisi alamamasının arkasında da bu gerçek var CHP”nin.Siyaseten beceriksiz, samimiyetsiz, toplumdan uzak, ikna gücü olmayan, ihtiraslı ve yalancı, fikir fakiri, dert yoksunu, şahsi çıkar peşinde koşan, yolsuz, kasaba tüccarı müptezellerin bir şekilde partide yer edinebilmesi, bir şekilde söz sahibi olması hatta parti adına önemli makamlara talip olmaları ve elde etmek için de her yolu mubah görmeleri… CHP”de yaşanan krizin derinliğini ve şiddetini gösteriyor.İMAMOĞLU”NUN PARALARI TEŞKİLATI KİRLETMİŞYerel yönetimlerde aldıkları icazeti nasıl har vurup harman savurdukları ortada.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturduğu dosyada İmamoğlu”ndan “suç örgütü lideri” diye söz etmesi, tanıkların, şikayet ve itiraflarda bulunanların tamamının CHP parti teşkilatından olması CHP”nin saklamak istediği gerçekler.Öte yandan öyle görünüyor ki kirli işler ve kirli paralar İmamoğlu ve çetesiyle sınırlı değil. İşlenen yolsuzluk, irtikap, rüşvet, nitelikle dolandırıcılık gibi suçlardan edinilen haksız kazançların İmamoğlu ve yanındaki suç çetesinin kasasına girmeyip CHP İstanbul il kurultayı ile “şaibeli” olduğu için soruşturulan 38. Kurultayı üzerinden parti teşkilatına ve elitlerine de yayılmış.Bu hal ve aklanılması muhal durum yüzyıllık partinin, tarihinin en karanlık ve kirli döneminde olduğuna işaret ediyor.ÖZGÜR ÖZEL”İN PATRON SADAKATİÜstelik Özgür Özel Genel Başkan olarak CHP”yi bu kirli işlerden, karanlık tiplerden temizlemek, en azından aklanıp gelmelerini beklemek yerine partinin kurumsal varlığını ve kimliğini de ipotek ediyor, kirletiyor.Cumhurbaşkanı Erdoğan “Özgür Özel deprem dolayısıyla gelmediği İstanbul”a beş gün sonra patronundan talimat almak için geldi” derken son derece haklı. Makamında değil de lüks otellerde “İmamoğlu”nun kasası” denilen “olağan şüphelilerle” 46 kez buluşan, her buluşmaya çekçek bavullarla gelip güvenlik kameralarını kapattıran İmamoğlu”nun her dediğini parti politikası haline getirmesinin başka bir izahı olamaz yoksa.ŞEFFAF OLACAKLARDI, BANTÇI OLDULARParti kurmaylarının, danışmanlarının, daha doğrusu aklı başında herkesin verebileceği bir bilgidir oysa jammer kullanımının yasaya tabi olduğu ve belediye başkanlarının böyle bir yetkiye sahip olmadığı. Bunu bile teyit etmeden ortaya çıkan her siyasetçi illa sarakaya alınır.Dün de Cumhurbaşkanı epey hırpaladı Özgür Özel”i, şifahen. Batıdan medet umup batı medyasına salya sümük ağlayışını, “şeffaf olacaklardı, bantçı oldular” tespitini, “üçüncü sınıf sokak ağzıyla konuşuyor” eleştirisini, “siyasi kalibre olarak bizim mahalle temsilcilerimizden bile fersah fersah uzaktır” indirgemesini de “siyasi beleşçi” ifadesini de bu kalemden yazmak gerekir. “İzahı olmayanın mizahı olur” nitekim.

Source: Fadime Özkan


Bakan Işıkhan”dan 1 Mayıs mesajı: Emek varsa umut var!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”nün değerinden bahsederek şu ifadelerde bulundu;Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan”ın ifade ettiği gibi, “Bizim siyasetimizin pusulası, alın teridir.” Bu anlayışla 1 Mayıs, en başta işçilerin, memurların, üretenlerin ve tüm emekçilerin ortak değeridir. Emek mücadelesi Türkiye”de birçok aşamadan geçmiş, AK Parti hükümetleri de icraatlarında daima emekçilerin yanında olmuştur. Emekçilerin ekonomik ve sosyal kazanımlarını artırmak için sayısız düzenlemeyi hayata geçirdik. Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, 2009 yılında “1 Mayıs”ı resmi tatil ilan ederek” devrim niteliğinde bir adım attık. Emekçilerin 1 Mayıs”ın resmi tatil yapılması talebini gerçekleştirmek AK Parti iktidarına nasip oldu.Günümüzde 1 Mayıs, yalnızca ekonomik taleplerin değil, aynı zamanda sosyal hakların, insan onuruna yakışır çalışma koşullarının, yoksulluğun sona erdirilmesinin, çevrenin korunmasının, iklim krizine karşı önlem alınmasının gündeme taşındığı bir zemin oluşturmaktadır.Bakanlık olarak geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs vesilesiyle 81 ile yaygın çeşitli programlar yaptık. Bir sembol olan 1 Mayıs, ideolojik çatışmaların değil, üretimden gelen ortak sesin günü olmalıdır. Emeğe duyulan saygı; toplumsal huzurun, çalışma barışının ve ekonomik kalkınmanın teminatıdır. Alın teriyle Türkiye”yi büyüten emekçilerimizin Türkiye”nin her yerinde yapacağı barışçıl etkinlikleri tebrik ediyor, tüm emekçilerimizi selamlıyorum.

Source: Ekrem Öztürk


Siyasilerden 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü mesajları

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla mesaj yayımladı.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü en içten duygularımla kutluyorum. Ülkemizin kalkınmasında, refahında ve güçlenmesinde en büyük paya sahip olan; emeğiyle, alın teriyle Türkiye’yi büyüten tüm işçi ve emekçi kardeşlerimize gönülden teşekkür ediyorum.#EmekVarsaUmutVar#1Mayıs pic.twitter.com/NxWi0GP0no— Cevdet Yılmaz (@_cevdetyilmaz) May 1, 2025

Yılmaz, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”nü en içten duygularla kutladığını belirterek, “Ülkemizin kalkınmasında, refahında ve güçlenmesinde en büyük paya sahip olan, emeğiyle, alın teriyle Türkiye”yi büyüten tüm işçi ve emekçi kardeşlerimize gönülden teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Bakan Kurum deprem bölgesi klibiyle 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutladı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”nü deprem bölgesindeki işçileri konu eden tanıtım filmini paylaşarak kutladı.

Kurum, paylaşımında “Yükselen her bir yuvada binlerce mimarımızın, mühendisimizin, ustamızın alın teri var. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun.” mesajını verdi.

Yükselen her bir yuvada binlerce mimarımızın, mühendisimizin, ustamızın alın teri var.#1Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun. pic.twitter.com/oVb7dq9EKN— Murat KURUM (@murat_kurum) May 1, 2025

Bakan Kurum”un paylaştığı filmde, “Yükselen her bir yuvada binlerce mimarımızın, mühendisimizin, ustamızın alın teri var. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun. Bu yolda yorulmak, yağmur çamur demeden çalışmak, en yakınından bile günlerce uzak kalmak var. Ama birimizde bile şikayet yok. Mutlu yarınlara inancımız var.Söz konusu memleketin geleceğiyse küllerinden yeniden doğmak bizim yapımızda var.” ifadeleri yer aldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın “Yeniden bir diriliş. Bize durmak yok evelallah biz yine küllerimizden dipdiri ayağa kalkarak yola devam edeceğiz” sözlerinin de yer aldığı klip, “Bizim bir sözümüz var. “Yeniden Daha Güçlü Anadolu” için binlerce şantiyede yüz binden fazla görevlimizle gece gündüz çalışıyoruz” mesajıyla sona erdi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, asrın felaketinin etkilediği 11 ilde, 3 bin 481 şantiyede 182 binden fazla mimar, mühendis ve işçiyle asrın inşa seferberliğini yürütüyor.

Bakan Işıkhan”dan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü mesajı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla paylaştığı mesajında, alın terleri ve özverili çalışmalarıyla ülkenin bugünlere ulaşmasında büyük emekleri olan tüm işçi ve emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”nü kutladı.

“Devleti ve milleti payidar kılmanın yegane yolunu insanı yaşatmakta gören kadim medeniyetimiz, binlerce yıldır bu topraklarda mukaddes saydığı emeğin ve alın terinin savunucusu olmuş, toplumsal hayatın her evresinde hakkın ve adaletin tesisine öncülük etmiştir” değerlendirmesinde bulunan Işıkhan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Bizler de bu gerçekten hareketle, son 23 yıllık kalkınma yolculuğumuz boyunca, ömrünü ve tüm mesaisini Türkiye’nin geleceğine adayan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan”ın öncülüğünde, sahip olduğumuz bu değerlerin yeniden hatırlanması ve çalışma hayatı başta olmak üzere hemen her alanda gerçekleştirdiğimiz devrim niteliğindeki büyük adımlara mihenk olması için durmaksızın çalıştık, çabaladık. İşçilerimizin emeklerinin karşılığının teslim edilmesi, çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve sendikal özgürlüklerinin korunması gibi pek çok konudaki sorunlarına çözüm üretmek ve çalışma hayatının ülkemizin bugünkü seviyesine yakışır standartlara kavuşturulması için tüm imkanlarımızı harekete geçirdik.

Emek ve dayanışma bilincini millete hizmet anlayışının merkezine yerleştirmiş kadrolar olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemizin her bir karış toprağında emeği, göz nuru, alın teri olan işçilerimiz başta olmak üzere bütün vatandaşlarımızın koşulsuz yanında olmayı sürdüreceğiz. Bu vesileyle, ülkemizin gücüne inanarak Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüzde her daim yanımızda olan işçi kardeşlerimize şükranlarımı sunuyor, tüm dünyada birliğin, dayanışmanın ve üretimin sembolü olarak kutlanan bu müstesna günün, daha adil ve barışçıl bir çalışma hayatının birlikte inşası için milat olmasını temenni ediyorum.”

Bakanlıktan 1 Mayıs”a özel türkü klibi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”ne özel türkü klibi hazırladı.

Bakan Işıkhan”ın sosyal medya hesabından paylaştığı klipte, emeğin gücüne, alın teri ve helal kazancın önemine vurgu yapılarak, 1 Mayıs”ın bayram havası içerisinde kutlandığı mesajı verildi.

Türkünün sözü ve bestesi AK Parti İstanbul Milletvekili Yücel Arzen Hacıoğulları tarafından hazırlanırken, sözlerde Yusuf Has Hacib”in Kutadgu Bilig eserinden alıntılara da yer verildi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Siyasilerden 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü mesajları

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü sebebiyle sosyal medya hesabı üzerinden mesaj yayımladı.Cevdet Yılmaz, “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü en içten duygularımla kutluyorum. Ülkemizin kalkınmasında, refahında ve güçlenmesinde en büyük paya sahip olan; emeğiyle, alın teriyle Türkiye’yi büyüten tüm işçi ve emekçi kardeşlerimize gönülden teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş: 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü vesilesiyle Gazi Meclisimizde düzenlenen “Emekçilerle Buluşma” programında işçi kardeşlerimizle bir araya geldik.Çalışma hayatında ahengi ve iş birliğini sağlamayı, birlik ve beraberliğimizi güçlendirmeyi, en iyi şekilde üretmeyi, iktisadi gelişmeyi, hakça bölüşülen refahı ve sürdürülebilir ekonomik istikrarı bir ödev olarak göreceğiz.En kutsal varlığımız olan emeğin değerini artıracağız, adaleti sağlayacağız ve işçisiyle, işvereniyle güçlü bir Türkiye istikâmetinde hedeflerimizi gerçekleştireceğiz.Bugün Milletin Meclisinde misafir ettiğimiz kardeşlerimizin şahsında 81 ilimizdeki tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü en içten dileklerimle kutluyor, 1 Mayıs’ın barış ve kardeşliğin pekişmesine vesile olmasını diliyorum.Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: Emek en yüce değer, alın teri kutsaldır. Helal rızık peşinde koşarak ülkemizin büyümesine, kalkınmasına, gelişmesine önemli katkıda bulunan, emek veren, ter döken tüm işçi kardeşlerimizin ve çalışanlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik ediyorum.1 Mayıs’ın bayram ve şölen havası içinde geçmesini; kardeşlik iklimimizin, birliğimizin, beraberliğimizin, huzurumuzun artmasına vesile olmasını diliyorum. Emeğin ve emekçinin dayanışma günü kutlu olsun.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan: Türkiye Yüzyılı’nı emeği ve alın teri ile inşa eden tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun.Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum: Yükselen her bir yuvada binlerce mimarımızın, mühendisimizin, ustamızın alın teri var. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun.Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: Özverisi ve alın teriyle ülkemize değer katan tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun.İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: Bizim Milletimiz, ekmeği kutsal sayar, çalışmayı ibadet bilir. Tarih boyunca, alın teriyle yoğrulan vatan toprağımız bugünlerine sabrın, emeğin ve fedakârlığın bir eseri olarak gelmiştir. Ülkemizin gücüne güç katan tüm emekçilerin, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü gönülden tebrik ediyorum.2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamında 79 ilimizde 127 Açık Hava Toplantısı müracaatında bulunulmuş; bu müracaatların hepsine Mülki İdare Amirliklerimizce izin verilmiştir.Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy: Ülkemizin kalkınmasına emeği ve alın teriyle katkı sunan tüm vatandaşlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum.Başta kültür, sanat ve turizm alanında emek verenler olmak üzere, tüm çalışanlarımıza sağlık, huzur ve esenlik diliyorum.Ticaret Bakanı Ömer Bolat: Üretimden ihracata, ticaret zincirimizin her halkasına emek veren tüm çalışanların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyoruz.Adil çalışma koşullarını, hakkaniyetli paylaşımı ve gelecek kuşaklara duyarlı sürdürülebilirliği esas alan bir ticaret ekosistemi için tüm paydaşlarımızla iş birliği içinde çalışmayı sürdüreceğiz.Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu: Alın teriyle atılan her adım, bu ülkenin yarınlarına atılan sağlam bir temel…Varlığıyla ülkemizi büyüten, her zorluğu birlikle aşan işçilerimizin #1Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun.Nice güzel yarınlara, el birliğiyle… Gözden Kaçmasın 1 Mayıs için yoğun güvenlik önlemleri Haberi görüntüle

Source: Hurriyet.com.tr