“Toplumsal Sorunlar Gündemi – Farkındalık ve Değişim”

Emine Erdoğan: Sigarayı Bırakma Günü başlangıç adımı olsun

Emine Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:“Sigara ve elektronik sigara, yalnızca bireysel sağlığı değil, toplumumuzun ve doğanın geleceğini de tehdit ediyor. Pasif içicilik, çocuklarımızın ve gençlerimizin sağlığını riske atarken, doğaya atılan izmaritler ile kimyasal atıklar ekosisteme geri dönüşü olmayan zararlar veriyor. Bugün, 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü’nün, sağlıklı nesiller, temiz bir çevre ve sürdürülebilir yarınlar için başlangıç adımı olmasını diliyorum.”

Source: Fatma Aksu


Termometre misin yoksa termostat mı

Çünkü hepimizin içi biraz ondan biraz bundan. Bazen öyle davranıyoruz bazen böyle. Zenginlik dolu, çeşitlilik ve hayret doluyuz. Ayrıca potansiyeller doluyuz, beynimizi eğip bükebiliyor, yeni yollar açıp, eski yollara uğramayabiliyoruz. Yine de bayıldım ben bu termostat termometre ayrımına. Var böyle insanlar. Kendilerini de hemen belli ederler. Termometreler, odadaki ısıyı söyler. Oda gerginse gergin, neşeliyse neşeli. Odadakiler koşuyorsa koşuyor, yoksa duruyor.Odaya göre şekil alır, ortama reaksiyon verirler. Başkaları karar verir kendilerini nasıl hissedeceklerine. Dolayısıyla günlerini, o günün havasına göre yaşarlar. Hayat onlara nasıl davranırsa, o şekli alırlar. Günleri böyle geçtiği için, hayatları da hava koşullarına uyum sağlamakla geçer. Kısaca işleri şansa kalır. Termostatlar, odaya ısıyı söyler. Kendilerini o gün nasıl hissetmek istediklerini termostatı kurar gibi kurar ve ona göre yaşarlar. Eğer ısıyı şükran ve neşeye kurmuşlarsa, hangi odada olurlarsa olsunlar o enerjiyi yayar, ortamın tonunu belirlerler. Odaya girdiklerinde, odadaki ısıyı önemsemez, kendi ısılarını yayarlar. Onlar belli bir hali seçer ve kararlarını ona göre verirler. Ben bugünü verimli geçireceğim, birilerine iyi geleceğim, iyilik yapacağım derler. İyi olma haline kurulmuş giderler. Etraflarındayken ister istemez bu kararlılık girdabına kapılır, yanlarında kalbinle gülüverirsin. Önce şuna bakalım: Termostat mıyız yoksa termometre mi? Sonra karar verelim: Termometre mi olsak daha iyi termostat mı? Ondan sonra da termostat olmanın yollarına bakalım. En başında dediğim gibi, ikiye ayırmak kaba saba bir hareket ama bazen kafamızı doğru yöne çevirmemizi sağlar. Bize bir yön gösterir. Ben şahsen termostat olmayı isterim, termometre olursam hayat beni yaşar ben hayatı yaşamam.Halbuki ben hayata kendimi yaşattırmak isteğindeyim. Bilmem anlatabildim mi?O halde haydi kuralım şu termostatı.

Source: Nil Karai̇brahi̇mgi̇l


Mısır”dan Netanyahu”nun iddiasına sert cevap: Filistinlilere yönelik ihlalleri örtbas etmeye çalışıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesini desteklediğini belirterek, Mısır”ın, Filistinlilerin Gazze”den kendi rızalarıyla ayrılmasını engellediğini iddia etti.Netanyahu, ABD”nin Fox News kanalına verdiği röportajında, Gazze”deki Filistinlilerin bölgeden ayrılmak istediğini, İsrail”in Gazze Şeridi”ne şiddetli saldırılar başlattığı 7 Ekim 2023″ten önce bile çok sayıda Filistinlinin Gazze”den ayrılmak için kendisine talepte bulunduğunu öne sürdü.Netanyahu, “Herkes Gazze”yi dünyanın en büyük açık hava hapishanesi olarak tanımlıyor. Nedenini biliyor musunuz? Çünkü buradaki insanlar buradan ayrılamıyor. Böyle bir seçenekleri yok. Mısır, onların Gazze”den çıkmasına izin vermiyor. Eğer onlara bir seçenek sunulursa, ayrılacaklardır.” iddiasında bulundu.Netanyahu, Gazze”deki Filistinlilerin bölgeden ayrılmak istediğini, ancak sınır kapısındaki görevlilerin rüşvet aldığını, sadece zenginlerin Gazze”den çıkabildiğini, diğerlerinin ise içeride kaldığını ileri sürdü.Filistinlilerin Gazze”den geçici bir süreliğine bile olsa çıkarılması fikrini desteklediğini belirten İsrail Başbakanı, Bunun Hamas”ı yok etmek ve Gazze”yi yeniden inşa etmek için gerekli olduğunu savundu.- KAHİRE, NETANYAHU”NUN İDDİALARINI KINADIMısır Dışişleri Bakanlığı”ndan yapılan açıklamada, Netanyahu”nun Fox News kanalına verdiği röportajda dile getirdiği iddiaların tamamen gerçek dışı olduğu vurgulandı.Kahire, İsrail Başbakanı Netanyahu”nun Gazze”nin güneyindeki Refah Sınır Kapısı”nın yönetimiyle ilgili açıklamalarını sert bir şekilde kınadı ve bu iddiaların, Tel Aviv”in Filistinlilere yönelik ihlallerini örtbas etmeyi amaçladığını belirtti.Mısır, Netanyahu”nun bu açıklamalarını “kasıtlı ve kabul edilemez bir dezenformasyon” olarak nitelendirerek, Mısır”ın, İsrail”in Gazze”ye yönelik saldırılarının başladığı ilk günden itibaren, bölgeye acil insani yardım sağlamak için yoğun çaba sarf ettiğini” belirtti.Bakanlık ayrıca, Filistin halkının zorla göç ettirilmesiyle ilgili herhangi bir planı kesin bir şekilde reddettiklerini vurgulayarak, “Mısır, Filistinlilerin zorla Mısır, Ürdün veya Suudi Arabistan”a sürgün edilmesine yönelik her türlü girişimi kesinlikle reddetmektedir.” ifadelerini kullandı.Açıklamada, Gazze”deki Filistin halkının topraklarına bağlılığının desteklendiği belirtilerek, Filistinlilerin meşru davalarına sahip çıkmaya devam ettiği ve yaşadıkları tüm zorluklara rağmen topraklarını terk etmeyi reddettikleri ifade edildi.Açıklamada ayrıca, Mısır”ın, 1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını desteklemeye devam edeceği belirtildi.06.22 ABD”de milyonların izlediği Amerikan Futbolu Ligi”nin (NFL) şampiyonluk mücadelesi “Süper Bowl” karşılaşmasının devre arasındaki gösteride dansçıların arasına giren bir kişi, elinde Sudan ve Filistin bayrağı ile İsrail”in Gazze”ye saldırılarını protesto etti.06.16 “Gazze Kasabı” Netanyahu Mısır”ın Filistinlilerin Gazze”den çıkışını engellediğini iddia etti. Netanyahu”nun iddialarını kınayan Mısır ise, bu durumun Tel Aviv”in Filistinlilere yönelik ihlallerini örtbas etmeyi amaçladığını belirtti.02.11 ABD Başkanı Donald Trump, ABD”nin Gazze”ye sahip olacağını ve Gazze”yi Orta Doğu”daki diğer zengin ülkeler aracılığıyla inşa edeceğini belirterek, “Gazze”yi satın almaya ve sahiplenmeye kararlıyım” diye konuştu.00.07 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump”ın Gazze”de etnik temizlik planını “devrimci” şeklinde nitelendirdi.00.00 İsrail ordusunun, Hamas ile varılan ateşkes anlaşmasındaki yükümlülükleri doğrultusunda Gazze Şeridi”nin kuzeyi ile güneyini birbirinden ayıran Netzarim ismini verdiği koridordan sınıra doğru çekilmesiyle yaşanan soykırımın boyutları ortaya çıkıyor. “Netzarim Koridoru” bölgesinde kaydedilen görüntülerde, Filistinlilere ait etrafa saçılmış kıyafetler ve eşyalar dikkati çekti.

Source: Www.star.com.tr


Anadolu kulüpleri isyan bayrağını çekti! “Bir gün biri patlayacaktı”

Adana Demirspor”un Galatasaray maçında sahadan çekilmesi sonrası Gaziantep FK ve Konyaspor yöneticileri açıklamada bulundu.”LİGDEN AYRILSINLAR”Gaziantep FK yöneticisi Erim Arıkan bu tablonun sorumlusu olarak Fenerbahçe ve Galatasaray”ı gördüğünü söylerken, “2 büyük kulüp aynı ligde oynasın. Anadolu kulüpleri ayrı ligde oynasın!” ifadelerini kullandı.”AVANELERİNİ ALIP LİG KURSUNLAR”Konyaspor İkinci Başkanı Adem Bulut ise “Bir gün kulübün biri patlayacaktı. Adana Demirspor patladı. Fenerbahçe ve Galatasaray tiyatrosuna Anadolu kulüplerinin sabrı kalmamıştır! Bu iki takım diğer yancı avanelerini alsınlar. Ayrı lig kursunlar. Anadolu ayrı lig kursun. Toplum temiz futbol izlesin.” diyerek Fenerbahçe ve Galatasaray”a olan tepkilerini dile getirdi.

Source: Www.star.com.tr


Adana Demirspor”da deprem! Başkan Bedirhan Durak istifasını duyurdu

Süper Lig”de Galatasaray ile oynadığı maçta sahadan çekilmesiyle gündem olan Adana Demirspor”da maçın ardından bir istifa geldi.Akdeniz ekibinin başkanı Bedirhan Durak, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla istifa ettiğini duyurdu.Bedirhan Durak”ın açıklaması şu şekilde:”Çok değerli Adana Demirspor taraftarları,Ekim ayından itibaren devraldığım başkanlık görevini layıkıyla yürütmek için gecemi gündüzüme katarak gerek cebimden gerekse zamanımdan gerekse de sağlığımdan fazlasıyla verdim.Sosyal medyada desteklerin yanı sıra yıpratıcı, bezdirici mesajları kulübümün menfaatleri için hep görmezden geldim. Geldiğimiz noktada girdiğimiz girdabın içinden çıkılmaz bir hale geldiğimizi üzülerek görmekteyim.Daha güzel yarınlar için başta kulübüm, ailem, sevdik-lerim ve sağlığım için bana lütfedilen başkanlık göre-vinden ayrıldığımı tüm taraftarlarımıza bildiririm. Saygılarımla…

Source: Www.star.com.tr


AK Parti Dinar İlçe Başkanı görevden alındı

AK Parti Dinar İlçe Başkanı, Burger King şubesinin açılışına katıldığı gerekçesiyle görevden alındı. AK Parti Afyon İl Teşkilatı ndan açıklama yapıldı. Açıklamada, Değerli hemşehrilerimiz, Burger King firmasına ait bir şubenin açılışına katılan Dinar İlçe Başkanımızın istifası alınmıştır. Filistin de yaşanan soykırım ve yıkımın faili olan İsrail e destek veren firma ve markalara karşı boykot irademiz nettir. Tüm teşkilat mensuplarımızın boykot konusundaki tavrı da açıktır. Milletimizin hassasiyetleri kırmızı çizgimizdir. Bu nedenle gerekli tavrı vakit kaybetmeden alıyor ve olayla ilgili tahkikatı başlatıyoruz denildi.

Source: Habertürk


Dünya Başkan Erdoğan”ın Trump”ın sinsi planına tepkisini böyle gördü: Tavrını koydu

Geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Donald Trump, Gazze”de binlerce sivili katleden Netanyahu ile yüz yüze görüştü. Trump buradaki görüşmede “ABD”nin Gazze”yi devralacağını, Gazzeliler”in başka yere gitmesi gerektiği” söyledi. Trump”ın bu kirli planına Türkiye ve dünyadan tepki yağdı. Malezya, Endonezya ve Pakistan”ı ziyaret etmek için Atatürk Havalimanına gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan buda Trump”ın Gazze planına sert bir şekilde tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyonist yönetiminin baskısıyla yeni ABD yönetiminin Gazze ile ilgili gündeme getirdiği önerilerin bizim açımızdan konuşulmaya değer hiçbir yanı yoktur. Gazzelileri binlerce yıllık ezeli ve ebedi vatanlarından çıkarmaya kimsenin gücü yetmez.” dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın bu sözleri dünya basınında geniş bir yankı uyandırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın sözlerini gündemine alan dünya basını, Erdoğan”ın Trump”ın planını tartışılmasının bile anlamı olmadığını yazdı. “CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN TAVRINI KOYDU””Erdoğan, Trump”ın Gazze ile ilgili açıklamalarına tavrını koydu” başlığıyla haber yayımlayan ABD merkezli Orta Doğu TV kanalı ve haber sitesi Alhurra, “Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump”ın Filistinlilerin Gazze”den çıkarılması ve ABD”nin bu bölgeyi kontrol altına almasına yönelik açıklamalarını reddetti.” dedi. “SİYONİST LOBİNİN DAYATTIĞI ANLAMSIZ BİR PLAN”Orta Doğu basınını Middle East Eye ise, Cumhurbaşkanı sözlerini “Erdoğan Trump”ın Gazze Planını Siyonist Destekli ve Anlamsız Olarak Nitelendirdi” başlığıyla okuyucularına aktardı. Middle East Eye ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın Trump”ın Gazze”yi kontrol altına alma önerisini reddederek, bunun Siyonist lobinin dayattığı anlamsız bir plan olduğunu belirttiğini aktardı.Kardeş ülke Azerbaycan basını apa.az haber sitesi de, “Türkiye Cumhurbaşkanı hiçbir gücün Gazzeliler”i ebedi vatanından çıkaramayacak” sözlerine haberinde yer verdi. “BU PLAN TAMAMEN ANLAMSIZ” SÖZLERİNE YER VERDİLERAlmanya basınından Tagesschau yayınladığı haberinde Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın “Bu plan tamamen anlamsız” sözlerine yer verdi. Alman TV kanalı ayrıca Erdoğan”ın “Kimsenin Gazze”deki insanları kendi topraklarından sürmeye gücü yetmez. Gazze”deki insanlar Gazze”de kalacak, Gazze”de yaşayacak ve Gazze”yi koruyacak” ifadelerini kullandığını yazdı.”CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SERT TEPKİ GÖSTERDİ”Meksika basını El Buen Tono, “Erdoğan Pazar günü Trump”ın Gazze”deki durumla ilgili önerisine sert bir şekilde tepki gösterdiği” okuyucularına bildirdi. Meksika basını “Erdoğan, Trump”ın Gazze ile ilgili önerisini “tartışmaya değer değil” diyerek reddettiğini aktardı. Meksika basını ayrıca haberinde, “İsrail”e karşı eleştirel tutumuyla ve Filistin davasına desteğiyle tanınan Türk lider, İsrail”in Gazze”deki planlarının “sinsi” olduğunu belirtti.” ifadelerine yer verdi. Fransız Le Figaro, Erdoğan”ın sözlerini “Türkiye Cumhurmbaşkanı “Kimsenin Filistinlileri Gazze”den Çıkarma Gücü Yok” başlığıyla verirken “Erdoğan, geç saatlerde düzenlediği basın toplantısında Trump”ın Filistinlileri bölgeden çıkarıp ABD”nin kontrolü altına almayı öngören planı reddetti. Erdoğan “Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs Filistinlilere aittir” vurgusu yaptı” dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan Malezya”daCumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya”da: Başbakan Enver İbrahim karşıladı”Gazze”yi satın almaya kararlıyım

Source: Www.star.com.tr


BM Mülteciler Komiserliği Küresel İletişim Başkanı, Suriyelilerin ülkelerine emin adımlarla döndüğünü söyledi

Suriye ve Türkiye”nin aralarında olduğu bazı ülkelere bir süre önce ziyaretler gerçekleştiren Watson, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından yaşananlara ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Watson, 8 Aralık 2024″te Esed rejiminin devrilmesi sonucu karışık bir durumun yaşandığına dikkati çekerek, ülkede gerçek umut duygusunun olduğunu söyledi.

“İnsanlar, yavaş yavaş evlerine dönüyor. Suriye içinde de daha fazla hareket var. İnsanlar, ilk kez bir bölgeden diğerine seyahat edebiliyor.” diyen Watson, yeni bir fırsat ve umudun olmasına rağmen insani krizin devam ettiğini vurguladı.

Watson, “14 yıllık savaştan sonra ülke çok kötü etkilendi, birçok ev ve altyapı yıkıldı yani aslında ülkenin toparlanması daha başlangıç ​​ve yapılması gereken çok şey var. Şu anda insanlar, insani bir krizin ortasında hayatta kalmak için mücadele ediyor.” şeklinde konuştu.

Rejimin devrilmesinin ardından mültecilerin ülkeye dönüşünün sürdüğünü belirten Watson, bu konuyu yakından takip ettiklerinin altını çizdi.

Watson, şöyle devam etti:

“Esed rejiminin düşmesinden bu yana komşu ülkelerden 250 bin civarında mülteci Suriye”ye geri döndü. Suriye”de birçok insan ülke içinde yerinden edildi ve bunlardan yaklaşık 600 bini evlerine geri dönmeye başladı. Sadece birkaç ay içinde çok fazla insan dönüyor. Bu insanlar, geri döndüklerinde zor bir durumla karşı karşıya kalıyor çünkü belki evleri yıkılmış oluyor. İş bulmak zor ancak tabii ki birçok insan geri dönmek için can atıyor. İnsanlar, yavaş yavaş geri dönüyor. Suriye”de işlerin nasıl yürüdüğünü görmek için bekleyen ve geri dönen insanlardan mesajlar alan, durumu arkadaşlarına ve diğer mültecilere anlatan birçok kişi var. İnsanlar, şu anda yavaş yavaş ancak emin adımlarla geri dönüyor.”

Ülkeye geri dönüşlerin nasıl olacağının bir dizi faktöre bağlı bulunduğunu söyleyen Watson, insanların somut desteğe ihtiyaç duyduklarını ve BMMYK”nin şu anda bunu sağladığını dile getirdi.

“Ülkeye geri dönmeye ve hayatlarını yeniden kurmaya karar veren çok sayıda insan görüyoruz”

Watson, “(Geri dönüşleri etkileyecek) Diğer faktörler arasında insanların hayatlarını gerçekten yeniden inşa edip edemeyecekleri, iş imkanının olup olmadığı ve güvende olup olmayacakları yer alıyor. Eğer Suriye”deki herkes artık güvendeyse o zaman daha fazla insan geri dönmeye devam edecektir. Tam olarak kaç kişinin geri döneceğini tahmin etmek zor. Bunu sahadaki durum belirleyecek. Ülkeye geri dönmeye ve hayatlarını yeniden kurmaya karar veren çok sayıda insan görüyoruz. Onlar ve ülkenin iyileşmek için desteğe ihtiyacı var.” ifadelerini kullandı.

Suriye”de hala insani krizin sürdüğünü ve ülkeye sürekli insani yardımların gelmesi gerektiğini vurgulayan Watson, bağışçılara BMMYK gibi insani yardım kuruluşlarını finanse etmeyi sürdürmeleri çağrısında bulundu.

Watson, insanların geri döndüklerinde hayatlarını sürdürebilmeleri için ihtiyaç duydukları desteğe sahip bulunduklarından emin olmalarının ilk zamanlar için çok önem taşıdığına dikkati çekti.

Suriye”deki insanlar için barınak, battaniye, yiyecek ve suya erişim gibi ihtiyaçların karşılanmasının oldukça önemli olduğunu vurgulayan Watson, bunların tedarikinin ve sürdürülebilir olmasının önemine işaret etti.

Watson, Suriye”nin daha uzun vadeli iyileşmesi ile temel ihtiyaçların karşılanmasının eşit derecede önemli olduğunu belirterek, bunun geri dönüşlerin sürdürülebilir olmasına katkı sağlayacağını dile getirdi.

“Suriye için çok şey yapılması gerekiyor”

Suriye ziyareti sırasındaki gözlemlerini aktaran Watson, şunları söyledi:

“Sınırda 3 yaşındaki çocuğunu kucağında taşıyan bir babayla tanıştım ve o adamın gözlerinde çok fazla umut vardı. Bize daha önce Suriye”de önceki rejimin baskısının bir parçası olarak hapishanede yattığını söyledi. Şimdi tamamen yeni bir ülkeye geri dönüyor ve inanılmaz bir yeniden inşa etme isteği var. O baba ve geri dönen diğer birçok kişide enerji, kararlılık, dayanıklılık ve Suriye için, yeni bir sayfa için yeniden başlama isteği var. Bu umudun sahada gerçeklikle karşılaşması gerekiyor çünkü umut, Suriye”nin yeniden inşa etmek için ihtiyaç duyduğu yardımı almadığı ve somut olduğu duygusunun bulunmadığı takdirde sonsuza kadar sürmez. Bu durum, yeni iş imkanlarının oluşturulması ve muhtemelen yaptırımların kaldırılması anlamına geliyor ki daha fazla insan geri dönmeye teşvik edilsin çünkü koşullar onlar için uygun olacak.

Çok şey yapılması gerekiyor. Bağışçıların şimdi bu fırsatı görmesi ve desteğini artırması önemli.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Türk bilim kadını Akıncı, İtalya”da deprem tehlikesine dair çalışmalarıyla dikkati çekiyor

Birleşmiş Milletlerin (BM) 2015″te 11 Şubat”ı “Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları” günü ilan etmesi vesilesiyle AA muhabiri, Avrupa”nın deprem riski yüksek ülkelerinden İtalya”da deprem tehlikesine ilişkin çalışmalarıyla tanınan Türk bilim kadını Akıncı”yı ve projesini mercek altına aldı.

İzmir Dokuz Eylül Üniverstesinde jeoloji ve jeofizik mühendisliği alanında lisans ve yüksek lisansını, İtalya”nın Salerno Üniversitesinde doktorasını ve ABD”nin St. Louis Üniversitesinde sismoloji üzerine post-doktora çalışmalarını tamamlayan Akıncı, 25 yıldır İtalya”nın deprem ve volkanlar konusundaki otorite kurumu olan INGV bünyesinde özellikle sismik tehlike haritaları alanında bilimsel çalışmalarını yürütüyor.

INGV”de aynı zamanda Sismik Tehlike Merkezi Başkanı olarak görev yapan Akıncı, “Son 25 yıl boyunca çalışmalarım genelde, ulusal, olasılıksal ve deterministik deprem tehlike haritalarının hazırlanması ve deprem senaryoları üzerinde yoğunlaştı.” dedi.

Akıncı, “Aktif olarak kullanılan, İtalya Ulusal Sismik Tehlike Haritası”nın oluşturulması için kurulan 10 kişilik araştırma grubunda yer aldım. En son 2016″da bu haritaların yenilenmesi konusunda oluşturulan grupta da görev aldım. Kendi modelimi hazırladım ve sundum. İtalya Sivil Savunma Departmanının hazırladığı farklı projeleri de yönettim. Daha çok deprem tehlike haritalarının yönetmeliklerinin hazırlanması, deprem riskinin azaltılmasına yönelik çalışmalarda bulunuyorum.” diye konuştu.

İtalya”nın tektonik olarak karmaşık ve deprem olma olasılığı yüksek bir ülke olduğunu vurgulayan Akıncı, şunları kaydetti:

“Son yıllarda, özellikle Orta İtalya”daki depremler, hem ekonomik kayba hem de büyük can kaybına yol açtı. Dolayısıyla, İtalya’daki yapılar tarihi olduğu için, hasar görebilme konusu oldukça önemli. Binaların güçlendirilmesi olayı, deprem yönetmeliğinin tekrar gözden geçirilmesi gerekliliğini gündeme getirdi. 2004″te yapılan deprem tehlike haritalarının tekrar gözden geçirilmesi ve bunlara yeni modellerin, yeni verilerin eklenerek bir şekilde iyileştirilmesi gündeme geldi. Çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Amacımız iki yıl içinde, 2026 sonunda İtalya’nın deprem tehlike haritalarını hazırlayıp, Sivil Savunma”ya sunmak.”

Akıncı, bu görevlerinin yanı sıra akademik alanda çalışmalarının sürdüğünü, bazı İtalyan üniversitelerinde derslere girdiğini, bazı ulusal yayınlarda yardımcı editörlük de yaptığını anlattı.

“Sismik Tehlike Haritaları” bize ne sunuyor?

Üzerinde çalıştığı “Sismik Tehlike Haritaları”nın öneminin sorulması üzerine Akıncı, “Sismik tehlike haritalarını, belirli bir zaman dilimi içinde yer hareketi şiddetinin gerçekleşme olasılığını gösteren, toplumun ve mühendislik uygulamalarının depreme karşı daha hazırlıklı olmasını sağlayan, amaçlayan aslında kritik bir araç diye tanımlayabiliriz.” ifadelerini kullandı.

Bu haritaların deprem yönetmeliklerinin temelini oluşturduğuna işaret eden Akıncı, dolayısıyla söz konusu haritaların inşaat mühendisliğinde temel unsur olduğunu, şehir planlaması ve imar çalışmalarında kullanılabildiğini, köprü, baraj, nükleer tesis gibi kritik yapıların tasarımında ve ayrıca afet yönetimi ve acil durum planlamalarına da katkısı olduğunu anlattı.

Bu haritaların nasıl hazırlandığı ve neler içerdiğine ilişkin ise Akıncı, şunları dile getirdi:

“Haritalar sismolojik, jeolojik ve jeofiziksel tüm bilgileri bir alanda topluyor. Çok disiplinli haritalar bunlar. Aktif fay hatlarının haritalanması, geçmişteki depremler ve olasılıksal sismik tehlike yöntemleri, modelleri, zemin koşulları ve yer hareketinin ya da depremlerin yayılma modellerini içeren bir sonuç aslında. Harita, ama aslında tam harita da değil. Çünkü harita sonuçta statik bir bilgi. Bu haritaların içinde aslında çok daha ayrıntılı bilgiler var. Biz sadece harita olarak söylüyoruz ve harita olarak sunuyoruz ama kullanmaya başladığınız zaman göreceksiniz ki sadece bir harita yok. Bu haritalar genelde yanlış anlaşılıyor. Sanki depremin olma olasılığını gösteren bir haritaymış gibi. Kompleks olduğu için konuyla ilgili olmayan kişilere açıklamak oldukça zor bir iş. Son yıllarda enstitüde bunun için özel bir bölüm açıldı.”

​​​​​​​Santorini Adası”ndaki depremler

Son günlerde Yunanistan”ın Santorini Adası”nda kaydedilen sarsıntılara ilişkin görüşleri de sorulan Akıncı, “Bu bölge, Santorini Adası”na yakın bir bölgede Amargos fayının uç kısmında. Amargos fayı da geçmişte 1956″da 7,4 büyüklüğünde bir deprem üretmiş olan bir fay. Burada olan aktiviteler deprem fırtınası olarak tanımladığımız bir aktivite ve fayın uç kısmında.” dedi.

Akıncı, son günlerdeki bu deprem fırtınasının bu fayı tetikleyip tetiklemeyeceği konusunda, “Bu bizim de ilgi konumuz. Bu konuda çalışan kişiler olarak bildiğiniz gibi depremleri önceden tahmin etmek şu an mümkün değil. Ama bir şekilde bu bölgeyi gözlemliyoruz. Bu bölge hakkında da oldukça yoğun bir bilgiye sahibiz.” diye konuştu.

Bölgedeki aktivitenin tektonik bir olaydan kaynakladığına işaret eden Aybige Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Afrika kuzeye doğru hareket ettikçe bu bölgede Helenik yay dediğimiz bir yay oluşuyor. Bir dalma batma zonunun oluşturduğu bir yay. Yoğunluğu farklı olan bir ortam bu ve Ege Denizi”nin altına doğru dalıyor. Bu dalma sırasında da bölgede kabuk inceldikçe gerilme alanına sahip bu alan. Ege bölgesinde olduğu gibi Horst ve Grabenlerin olduğu ve kabuk kalınlığının inceldiği bir alan. Dolayısıyla magma yeryüzüne yükselerek yanardağları, yani deniz içindeki yanardağları oluşturuyor. Santorini Adası da bildiğimiz gibi geçmişte milattan önce 1600 yılında büyük bir patlamayla yeni şeklini almış. Krater gölü oluşturmuş bir ada.”

Kahramanmaraş merkezli depremler

Akıncı, 2. yıl dönümünde Kahramanmaraş merkezli depremlerin öneminin halen sürdüğünü ve bu konuda bilimsel çalışmaların devam ettiğini belirterek, “Kahramanmaraş depremleri çok sık yaşadığımız, gördüğümüz depremlerden farklı. Yani nadir depremler bunlar. Nadir olmasının nedeni bir kere büyüklüğü. Kahramanmaraş”ta meydana gelen büyük depremler çok sık tekrarlama aralıklarında değil. Onun dışında bu depremin birçok fay segmentini kırması ve bu kırıkların kısa bir sürede oluşması, birçok bilim adamının ilgisini çeken bir olay.” değerlendirmesinde bulundu.

Akıncı, kendisinin de uzmanlık konusu olan deprem tehlike haritalarında Kahramanmaraş depremleri türündeki modellemelerin aslında çok kullanmadıkları bir tür olduğunu anlatarak, “Fakat bu son Kahramanmaraş depremlerinden sonra bu modelleri de hesaplarımızın içine katmaya başladık.” diye konuştu.

Kahramanmaraş depremlerinin, pek çok bilim insanının dikkat etmesi gereken bir örnek olduğunu dile getiren Akıncı, şöyle devam etti:

“Örnek bir deprem sınıfına girdi diyebilirim. Bu arada tabi özellikle AFAD”ın bölgedeki strong-motion ya da kuvvetli deprem sismogramlarını ölçme sistemlerinin olması fayın etrafında; bizim bu konudaki çalışmalarımızı da bir şekilde destekledi. Bu konuyla ilgili olarak nisanda Amerika”da yapılacak bir sismoloji toplantısında ilk sonuçlarımızı modelleme, bu depremlerin dinamik ve kinematik olarak modellemelerini sunacağım.”

Akıncı”dan 11 Şubat”a özel mesaj

11 Şubat”ın “Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü” olması dolayısıyla özellikle kız çocuklarına ilişkin mesajı sorulan Akıncı, uzmanı olduğu yer bilimlerinin aslında erkek egemen bir alan olduğuna dikkati çekerek, “Bu konuda çalışan kadın bilim insanlarının sayısı oldukça az. Bu çalışmalarımın kadın araştırmacılar için güçlü bir ilham kaynağı olmasının ötesinde, bilim dünyasında daha fazla kadının yer alması gerektiğini gösteren somut bir örnek olmasını arzu ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Bilim dünyasında kadın araştırmacıların büyük ve prestijli işlerde yer alabileceğine inandığını dile getiren Akıncı, sözlerini “Genç araştırmacılara da zorluklar karşısında yılmamalarını, hayallerini gerçekleştirme konusunda azimli olmalarını ve hedeflerine ulaşmak için kararlılıkla çalışmalarını tavsiye ediyorum. Tabi her şeyin başında bir konuma gelmek için azim ve kararlılık çok önemli. Bu konuda Türk kadınlarının çalışkan ve zeki olduğuna inanıyorum. Bu farklılığı da yaşadığım değişik ülkelerde gördüm. Bizim cesaretimiz ve inancımız çok farklı. Bunlara inanırsak zorluklar karşısında yılmayacağımız ve başarıyla devam edeceğimiz bir şekilde ortaya çıkacaktır.” diye tamamladı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


KDK”den güvenlik görevlisinin “eğitim verme” talebi için tavsiye kararı

Kurumun kararına göre, İstanbul”daki bir şehir hastanesinde güvenlik görevlisi olarak çalışan işçi, mesai saatleri dışında özel güvenlik kurslarında 45 günde bir düzenlenen eğitimlerde “ilk ve acil yardım” dersi vermek için hastane yönetiminden izin istedi.

Hastane başhekimliği, belirsiz süreli iş sözleşmesindeki “İşçi, iş sözleşmesi devam ettiği sürece ilgili mevzuatı gereği verilen çalışma izinleri ile belediye encümeni, il genel meclisi üyeliği, belediye meclis üyeliği, muhtar, ihtiyar meclisi ve heyeti üyeliği hariç başka bir işte çalışmamayı taahhüt eder.” hükmünü gerekçe göstererek talebi reddetti.

Bunun üzerine KDK”ye başvuran işçi, asli görevinin yanında özel güvenlik kurslarında eğitim verebilmesinin sağlanmasını talep etti.

Başvuruyla ilgili Sağlık Bakanlığından alınan yazılı görüşte, başvurucunun, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 2018″de sürekli işçi kadrosuna geçirildiğinin anlaşıldığı belirtildi.

Görüşte personelin, bağlı olduğu idarece uygun görülmesi halinde, haftalık çalışma saatini doldurması ve asıl işini aksatmaması kaydıyla, mesai saatleri dışında özel öğretim kurumlarında ders verebilmesinin mümkün olduğu ifade edildi.

Başvuruyu inceleyen KDK, Sağlık Bakanlığı ve hastane başhekimliğine, sürekli işçi statüsünde çalışan başvuranın talebinin yeniden değerlendirilmesi ve gerekli denetimlerin yapılarak özel güvenlik kurslarında uzman eğitici olarak ders verebilmesinin sağlanması tavsiyesinde bulundu.

Gerekçe belirtmeden reddedilmesi Anayasa”ya aykırı

Kararda, 4857 sayılı İş Kanunu”nda işçilerin, asıl işinin çalışma süreleri dışında başka bir işte çalışmalarını yasaklayan bir hüküm bulunmamakla birlikte, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu”nda işçinin, özen ve sadakat borcuna aykırı hareket etmemesi gerektiğinin yer aldığı anlatıldı.

Özen ve sadakat borcu kapsamında işçinin, üstlendiği işi görürken gerekli dikkat ve özeni gösterme, işverene bağlılık, onun çıkarlarını gözetme ve olabilecek zararlardan koruma yükümlülüğünün bulunduğu belirtilen kararda, güvenlik görevlisinin eğitim verme talebine ilişkin, şu değerlendirmelere yer verildi:

“İşveren ile çıkar çatışmasına neden olmadığı, rekabet yasağına aykırılık teşkil etmediği, asıl iş ilişkisindeki iş görme ediminin ifasını aksatmadığı ve asıl işindeki iş görme ediminin verimini etkileyecek şekilde dinlenme hakkını ihlal etmediği sürece işçinin, işi özenle görme ve sadakat borcuna aykırılık oluşturmayacaktır.

Başvuran, talep etmiş olduğu ilk ve acil yardım dersi verme görevini, mesai saatleri dışında ve asli görevini aksatmayacak şekilde yapacağını ifade etmiştir. Kamu hizmetinin aksamaması temel ilke olmakla birlikte, asıl işin çalışma saatleri dışındaki faaliyetlerin bu ilkeye zarar vermemesi halinde işveren tarafından iznin verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.”

Başhekimliğin, iş sözleşmesindeki hükme dayanarak gerekçe belirtmeden işçinin talebini reddetmesinin Anayasa”da düzenlenen çalışma hakkı ve özgürlüğüne aykırı olduğu kaydedilen kararda, “Talebin yeniden değerlendirilmesi ve gerekli denetimlerin yapılarak başvuranın, özel güvenlik kurslarında uzman eğitici olarak ders verebilmesinin sağlanması hususunda idareye tavsiyede bulunulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.” ifadesi kullanıldı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: