İsrail Gazze”de soykırımını sürdürüyor! Tankın önüne geçirip katlettiler
İşgalci İsrail güçlerinin Gazze Şeridi”nin çeşitli bölgelerine kara, hava ve denizden yürüttüğü saldırılar, ardında ölü ve yaralıların yanı sıra büyük yıkımlar bırakarak 450. gününde sürüyor.EURO-MED: GAZZE”NİN KUZEYİNDE KORKUNÇ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ YAŞANIYOREuro-Med yaptığı yazılı açıklamada, İsrail ordusunun Gazze Şeridi”nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesini 27 Aralık”ta tahliye etmesi ve yakması esnasındaki saldırıların Filistinli sivillere yönelik ciddi insan hakları ihlalleri barındırdığını belirtti.Açıklamada, “İsrail”in suçları arasında kasten öldürme ve infazların yanı sıra sağlık personeli ve yerinden edilmiş kadınlara yönelik cinsel ve fiziksel saldırılar yer alıyor.” ifadelerine yer verildi.Ayrıca, İsrail ordusunun Kemal Advan Hastanesine yönelik saldırısı sırasında robotlar aracılığıyla bombalı saldırılar düzenlediği, bölgedeki evlere de zarar vererek sivilleri katlettiği ifade edildi.İsrail ordusunun, “yaralı ve beyaz bayrak taşıyan siviller dahil” katliamlar yaptığı vurgulanan açıklamada, alıkonulan Filistinli kadınların cinsel tacize varan muameleye maruz kaldığı aktarıldı.Açıklamada, İsrail ordusunun tahliye emrine karşı direnen Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiyye dahil birçok sağlık çalışanının da alıkonularak bilinmeyen bir yere götürüldüğü bilgisine yer verildi.- FİLİSTİNLİ GÖRGÜ TANIKLARI YAŞANAN DEHŞETİ ANLATTIPsikolojik sorunları olan bir çocuğun İsrail tankları üzerine koştuğunu anlatan Filistinli görgü tanıkları, İsrail askerlerinin ateş açarak çocuğu katlettiğini ifade etti.Adı açıklanmayan Filistinli görgü tanığı, “İsrail askerleri aralarında yaralıların olduğu bir gruptan toplanmalarını emretti. Yaralı 5 kişiden tankın önüne geçmelerini istedi. Aniden onları ateş ederek öldürdüler.” şeklinde konuştu.Olaydaki diğer Filistinlilerin başka bir bölgeye götürüldüğü, kıyafetlerini çıkarmaya zorlanan 300 kişinin açık havada soğuğa terk edildiği kaydedildi.04:29 Cenevre merkezli sivil toplum kuruluşu Avrupa-Akdeniz İnsani Hakları İzleme Örgütü (Euro-Med), İsrail”in soykırım yaptığı Gazze Şeridi”nin kuzeyinde korkunç insan hakları ihlalleri yaşandığını bildirdi03:08 İsrail ordusu, Batı Şeria”daki beldelere saldırırken bir Filistinliyi yaraladı01:41 İsrail askerleri, Gazzelilerin evlerini ateşe verdikleri görüntüleri ırkçı şarkı eşliğinde paylaştı01:11 İsrail”in Gazze Şeridi”ne saldırılarında 5 Filistinli yaşamını yitirdi00:59 ABD”deki en büyük Müslüman çatı kuruluşlarından Müslüman Amerikan Cemiyeti (MAS) ile Kuzey Amerika İslam Camiası (ICNA) tarafından Chicago”da düzenlenen yıllık kongrede, gündemin ana konuları arasında Gazze ve Suriye”deki gelişmeler ön plana çıktı.
Source: Www.star.com.tr
Seda Bakan: Komedi oynamak küçümseniyor
◊ Şimdiye dek çoğunlukla eğlenceli karakterlere hayat verdiniz. Klasik bir soru olacak belki ama; bir dram projesinde oynama hayaliniz var mı? “Yaparım bunu da” diyor musunuz?- Komedi oynayan oyuncu her rolü oynar. Bence bu sorunun tersini dram oynayan oyunculara sormak lazım. Son zamanlarda yaptığım röportajlarda genelde komedi oynamak küçümseniyor gibi hissediyorum. Komedi filmlerinin ve oyuncuların önemli ödül törenlerinde yarışamaması çok saçma değil mi? Ayrıca son yaptığım işlerde komedi oynamadım. TV dizilerini soruyorsanız, şu an TV’ye ayıracak vaktim yok sanırım.◊ Pek çok projeye imza attınız ama “Kardeş Payı” dizisindeki performansınız hâlâ konuşuluyor. Sosyal medyada da sık sık karşımıza çıkıyor. Neydi o diziyi bu kadar özel kılan?- Özgün bir işti. Süresi kısaydı, insanlar sıkılmadan, eğlenerek izliyordu.◊ Son dönemde üst üste birçok projede yer aldınız. “Altın çağ” diyebilir miyiz?- Gerçekten bir oyuncu olarak kendimi çok şanslı hissediyorum. Şahane oyuncularla çalıştım. İdealist ve özgün birçok projede yer aldım. Herkesten çok şey öğrendim ve büyüdüm.◊ Aynı dönemde birçok projeye yetişmeye çalışmak sizi zorlamış olmalı…- Çalışmayı ve mesleğimi çok seviyorum. “Zeytin Ağacı”, “Gelin Takımı”, “Takıntılar” ve “Esas Oğlan”ı ayrı dönemlerde çektim, fakat yayınlanma tarihleri biraz üst üste geldi. ‘BEKÂRLIĞA VEDA PARTİSİ’ KAFASINI FİLMDE YAŞADIM◊ “Gelin Takımı”nın kadrosunda evli olan tek oyuncu sizdiniz. Düğün anılarınız canlandı mı çekimlerde?- Pek canlanmadı, çünkü ben hiç bekârlığa veda partisi yapmamıştım. Bu filmle bekârlığa veda partisi kafasını yaşamış oldum. Çekim yaptığımız o otelde kalıyorduk, gerçekten çok güzel geçti. Sanki kampa gitmiş gibiydik.◊ Gelelim “Takıntılar” filmine. Bu bir tiyatro oyununun uyarlaması. O filmden de biraz bahsedelim mi?- Fransız yazar Laurent Baffie’nin “Toc Toc” oyununun uyarlaması. Bir doktorun obsesif kompulsif bozukluğu olan altı kişiye aynı saatte randevu vermesiyle ve altı takıntılı hastanın bir muayenehanede yalnız kalmasıyla başlayan bir hikâye. Benim karakterimin takıntısı ise temizlik hastalığı.◊ İki filmde de Ecem Erkek’le beraber rol aldınız. Komedi alanında iki başarılı isim bir arada olunca sette kahkahalar havada uçuşmuştur…- Ecem’i çok ama çok sevdim. Sanki mahalleden arkadaşım gibi. Sanki çook eskiden tanışıyormuşuz gibi. Onunla oynamak beni çok güldürüyor ve evet, onunla olan tüm sahnelerimde çok eğlendim. KENDİME ZAMAN AYIRMA DÜŞÜNCESİNDE DEĞİLİM◊ “Esas Oğlan”da da Hadise ile iyi bir ikili olmuşsunuz. Biraz diziden bahseder misiniz?- Çok eğlenceli, samimi, kadınların yaşadıklarını gerçekçi bir dille anlatan romantik komedi türünde bir dizi çektik. Çok beğeneceğinize, hem duygusal hem de realist bir iş olmuş diyeceğinize eminim.◊ Bu dizide sizi ilk kez bambaşka bir kimlikle gördük. Siz bu yeni karakteriniz hakkında neler söylersiniz?- Ben oyuncu olduğum için başka kimliklere girmek, insan hayatını anlatmak benim işim. Açıkçası bana garip gelmiyor.◊ Kendinize zaman ayırdığınızda neler yaparsınız?- Ben kendime zaman ayırma düşüncesinde hiç değilim. Eğer günüm boşsa, tamamen çocuklarımla ilgileniyorum. Mümkünse telefona bakmadan onlarla o anı yaşamaya çalışıyorum. Çünkü çok hızlı büyüyorlar.◊ Anne olduktan sonra birçok kadın her şeyden elini eteğini çeker, siz ise aksine daha çok çalıştınız ve bunu yaparken de çocuklarınız hep yanınızdaydı. Sette çocukla olmak nasıldı?- Set hayatı ve benim özel hayatım iç içe gidiyor. Artık benimle olan herkes bu düzene çok alışık. Eğer çok yoğunsam mutlaka çocuklarım akşam yemeklerine sete geliyorlar. Ya da bazen öğlen uykuları sette olabiliyor.HAYATLA CİDDİ SORUN YAŞIYORUM ◊ Dışarıdan bakıldığında hayatla hiçbir sorunu olmayan aşırı pozitif bir kadın görüyoruz. Gerçekten de böyle mi?- Hayatla sorunum nasıl olmasın! Kadına, çocuğa ve hayvana yapılan her türlü şiddetin sürekli gözümüze sokulduğu şu günlerde hayatla ciddi sorun yaşıyorum.SAĞLIKTAN DAHA ÖNEMLİ BİR ŞEY YOK ◊ Modunuz düştüğünde kendinizi nasıl motive edersiniz?- Modum düştüğünde biraz kafa dinleyip akışına bırakırım. Hayatıma devam ederim. Bence hayatta en önemli şey sağlık. Çoluk çocuğum iyiyse, eşim ve ben iyiysek ve mutluysak başka şeye kafamı takmıyorum. AYNEN DEVAM SEDA!◊ Tek kelimelik cevaplara geçelim. En vazgeçmediğiniz şey?- Düzenli olmak.◊ Evlilik aşkı öldürür mü?- Öldürmez.◊ Modayı takip etmek mi, modayı yaratmak mı?- İkisi de.◊ En sinirlendiğiniz şey?- Haksızlık.◊ Hayatınızın rolü?- Daha yaşıyorum.◊ Mesleğe yeni başlayan 20’li yaşlardaki Seda’ya bir not… – Aynen devam.◊ Anne Seda, oyuncu Seda’yı yoruyor mu?- Hayır, yormuyor.◊ Kendinizde en sevdiğiniz özelliğiniz?- İyi insan olmaya çalışmak, her zaman…
Source: Hurriyet.com.tr
Sosyal medyada Atatürk”e ve dini değerlere hakaret eden şüpheli yakalandı
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğü ekiplerinin 27 Aralık”ta başlattığı çalışmalar neticesinde, videoyu çeken, 21 suç kaydı bulunduğu ve kayıp olarak arandığı tespit edilen A.B. dün Beyoğlu”nda yakalandı.Videoda, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk”e hakaret”, “kişinin hatırasına hakaret”, “şehitlere hakaret”, “dini değerleri aşağılama” ve “Türk toplumunun değerlerini aşağılama ve hakaret” suçlarını işlediği belirlenen A.B”nin, İstanbul Emniyet Müdürlüğündeki işlemleri sürüyor.
Source: Www.star.com.tr
Toplu sözleşme görüşmeleri için hazırlıklar başladı: İşçi ve memurlar zam beklentisinde
2023 Mayıs”ında imzalanan mevcut çerçeve protokolü, kamu işçilerinin 2025 ve 2026 yılları için zam oranlarını belirleyecek temel oluşturuyor. Ağustos ayında başlayacak olan memur toplu sözleşme görüşmelerinde, 2026 ve 2027 yıllarındaki maaş ve aylık zamları masaya yatırılacak. Cumhuriyet”in haberine göre, memurların, 2025 için öngörülen yüzde 6+5 zammın üzerine daha yüksek zam talepleri bekleniyor. Ayrıca, memurların ocak ayında alacakları sözleşme zammı ve enflasyon farkına ek olarak refah payı beklentileri de görüşmelerde önemli bir rol oynayacak. Emeklilerin ek zam talepleri artıyor Emekliler, özellikle memur emeklileri, memur toplu sözleşmelerine paralel olarak zam alırken, işçi ve Bağ-Kur emeklileri 6 aylık enflasyon oranlarına göre zam talep ediyor. Ocak ayında, memur ve memur emeklilerine enflasyon farkıyla birlikte yüzde 11-12, işçi ve Bağ-Kur emeklilerine ise yüzde 16-17 oranında zam yapılması öngörülüyor. CHP lideri kıyasladı: Asgari ücretlinin milli gelirden aldığı pay dünyanın gerisinde!Ekonomi
Source: Dünya Gazetesi
Restoranlarda “zorunlu bahşiş” uygulaması çileden çıkardı: Vatandaşa “şikayet edin” uyarısı!
Son dönemde restoranlarda “mecburi bahşiş” adı altında alınan servis ücretleri müşterileri isyan ettirdi. Türkiye Gazetesi”nden Kaan Zenginli”nin haberine göre, Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu, alınan ücretlerin yasal olmadığını, vatandaşlardan fazla ücret alan işletmeleri, Tüketiciler Birliğine ve Ticaret İl Müdürlüklerine şikâyet etmelerini istedi. Son dönemde restoranlarda “mecburi bahşiş” adı altında alınan servis ücretleri Ticaret Bakanlığının denetimlerine rağmen devam ediyor. Restorandaki menü fiyatlarının her geçen gün arttığı göz önüne alındığında yüzde 10’luk mecburi servis ücretleri yüksek rakamlara ulaşıyor. Konuyla ilgili Ticaret Bakanlığının denetimleri sürüyor. Bakanlık, zorunlu bahşiş alan işletmelere ceza kesse de birçok işletmede soygun devam ediyor. İstanbul’da bir restorana giden grubun 7 bin lira ödeme yaparak, 700 lira servis ücreti ödediği ifade ederken, sosyal medya platformunda yapılan bir paylaşımda “Neredeyse bir yemek parasını servis ücretine veriyoruz. Restoranın amacı zaten yemek hazırlamak ve servis etmek. Buna ekstra para ödemek fırsatçılığa giriyor” denildi. Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu, alınan ücretlerin kanuni olmadığını belirterek “Bununla ilgili tüketiciler ilgili belediye zabıtasına şikâyet edebilir. Tüketiciler Birliğine ve Ticaret İl Müdürlüklerine şikâyet edebilir, fiyat etiketine aykırılıktan da 2 bin 172 lira her bir işlem için idari para cezası uygulanır. Tüketiciler o farkı geri almak istiyorlarsa Tüketici Hakem Heyetlerine internetten başvuru yaparak o bedelin iadesini talep edebilirler. İade kararı verildiği takdirde mahkeme kararı uygulanır. Uyulmadığında İcra Kanunu’na göre karar infaz edilebilir. Tüketici Hakem Heyetleri için başvuruların hiçbir ücreti bulunmuyor. Tüketici haksız da olsa bir ücret ödemiyor. Satıcı haksız bulunursa, posta masraflarından, bilirkişi masraflarına kadar ne kadar harcandıysa heyet tarafından satıcıya kanun gereği yüklenir” dedi. BAKANLIK DENETİME DEVAM EDİYOR Ticaret Bakanlığı konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Mart ayında İstanbul Ticaret İl Müdürlüğümüzce bir kafe zincirine ait işyerinde denetim yapılmıştır. Yapılan denetimde fiyat listesinde bazı ürünlere ait fiyat bilgisinin bulunmadığı ve servis ücreti alındığına dair bilginin bulunmamasına rağmen, servis ücreti alındığı tespit edilerek 384 ürün için toplamda 834 bin 48 lira idari para cezası uygulanmıştır. Fiyat etiketi, tarife ve fiyat listeleriyle ilgili yaygın ve yoğun denetimler devam edecek olup, tespit edilen her bir aykırılık için 2 bin 172 lira idari para cezası uygulanacaktır. İşletmelerimizin bu gibi cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalmamaları açısından belirtilen hususlara dikkat etmelerinin faydalı olacağı değerlendirilmektedir” ifadelerini kullanmıştı.
Source: Internet Haber
En düşük emekli maaşı zammı için flaş hamle! İstenen oran belli oldu
En düşük emekli maaşı zammı için kritik bir toplantıya imza atıldı. Çalışma Bakanlığı ev sahipliğinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) organize ettiği genel kurul toplantısında emekli kesiminin seyyanen zam talebi belli oldu.BAKAN VEDAT IŞIKHAN”IN YARDIMCILARI DA KATILDISözcü gazetesinde yer alan habere göre; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan”ın katılmadığı toplantıda işçi, işveren, memur, emekli, esnaf ve çiftçi temsilcilerinden oluşan delegeler hazır bulundu.Işıkhan”ın yerine bakan yardımcılarının katıldığı toplantıda emekliler ‘seyyanen zam’ talebini hükümete sundu. Bu doğrultuda talep edilen zam tutarını kalem kalem hesaplayan Tüm Emekliler Derneği Başkanı Satılmış Çalışkan şu formülü ortaya çıkardı:İŞTE EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI TALEBİ BELLİ OLDUEn düşük emekli kök maaşı: 8 bin liraKök maaşa yapılması gereken seyyanen zam: 10 bin liraSeyyanen zam sonrası en düşük kök maaş: 18 bin liraYeni kök maaş artı gıda enflasyonu zammı: 4 bin 500 lira (Yüzde 25)2025 yılında istenen en düşük emekli maaşı: 22 bin 500 liraAÇLIK SINIRI HATIRLATMASIHaberde konuya ilişkin açıklama yapan Başkan Çalışkan”ın sözlerine de yer verildi. Buna göre, Çalışkan formüle göre zammın yapılması halinde dahi açlık sınırını yakalayamayacaklarını aktararak “Hiç olmazsa ortalama aylık olarak yakalamaya çalışıyoruz. Ortalama emekli aylığı 14 bin lira. Bu zam verilirse açlık sınırını yakalayacağız” ifadelerini kullandı.
Source: Internet Haber
“Burası şeriat ülkesi” sözleriyle yeni yıl pazarına saldırdı
Eskişehir”de Odunpazarı Belediyesi tarafından düzenlenen yeni yıl pazarı, sabah erken saatlerde bir şahsın saldırısına uğradı. Şahıs, “Burası şeriat ülkesi” diyerek stantlara, ışıklara, çadırlara ve masalara zarar verdi.Saldırgan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk”ün heykeline yönelik de tehditkâr ifadeler kullandı. Videoda şahsın “Bunların hepsini yıkacağız bir gün” diyerek anıtın ışıklandırmasına zarar verdiği görüldü. GÖZALTINA ALINDI Olay yerine gelen polis ekipleri, saldırganı gözaltına aldı. Soruşturmanın devam ettiği ve şahsın ifadesinin alınmasının ardından adli sürecin başlatılacağı bildirildi.
Source: Erdem Aksoy
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum: Türkiye Yüzyılı; Türk ve Kürt yüzyılıdır
Mehmet Uçum, sosyal medya hesabından “Türkler ve Kürtler” başlığıyla bir yazı yayımladı. Uçum, “Türkiye halkı” kavramının kurucu ve kapsayıcı olduğunu belirterek, “Türkler, Kürtler, Araplar, Zazalar, Lazlar, Çerkezler, Boşnaklar, Gürcüler dahil her kesim Türkiye halkının asli unsurudur. Türk milleti Türkiye halkından oluşur. Bugün hiç kimse “Türk milletinin etnik yapısı tamamen Türk”tür” demez. Dese de gerçeğe aykırı olur. Kürtlerin, Türk milletinin asli kurucu unsuru ve ayrılmaz parçası olması asla etnik kimliklerinin reddi ve inkarı olarak değerlendirilemez. Bunun önemli delillerinden birisi Kürtçenin; siyasette, sosyal ve kültürel hayatta, eğitimde ve öğretimde sahip olduğu özgürlüktür. TBMM”de “bilinmeyen dil” ifadesini fiilen etkisizleştiren Kürtçe selamlama, İletişim Başkanı”nın Kürtçe mesajı ve Başkanlığın Kürtçe kitap yayını gibi son gelişmeler Kürtçe konusunda devlet inisiyatifine bağlı atılan somut adımlardır. Bir dönem etnik temelli sorunların yaşanmış olması çözüm için siyasi mühendislik ürünü olan iki ayrı ulus tezini savunmayı gerektirmez. İki ulus tezine meyletmek emperyalist stratejilere alan açar. Yapay etnik sorunlar üreten, yaşanmış sorunları da istismar eden emperyalist güçler Türkiye”nin bölünmesi için geliştirdikleri “dış Kürt sorunu”nu Türkler ve Kürtler iki ayrı ulustur, projesi üzerine bina etti. Bu proje bağlamında ileri sürülen “iki uluslu tek milli/üniter devlet olmalı” görüşü tuzaktır ve gerçeğe aykırıdır. Kendi içinde çelişkilidir. Böyle bir devletin kurulması ve sürdürülmesi mümkün değildir” ifadelerini kullandı.”KÜRTLER, MİLLETİN ASLİ UNSURUDUR”Türk milletini, “Türkler ve Kürtler” diye bölmeye yönelen tehdidin Türkiye halkını parçalamayı ve ulusu yok etmeyi amaçladığını belirten Uçum, “Yani ulusumuza yönelik tehdit etnik manada sadece Türkleri hedeflemiyor. Bu tehdit Türkler, Kürtler, Araplar, Zazalar, Lazlar, Çerkezler, Boşnaklar, Gürcüler dahil tüm unsurlarıyla milletin ve Türkiye”nin dağıtılmasına yöneliktir. Türkiye halkının hiçbir unsuru parçalanma tehdidine karşı Türk milletini ve vatanını korumaktan geri durmaz. Öte yandan Türkiye; coğrafi yapı, nüfus dağılımı, toplumsal iç içelik, inanç birliği, tarihsel ve kültürel ortaklıklar gibi ana özelliklerin bileşkesi olan nesnel gerçeklik sebebiyle bölgesel yönetimli veya federatif seçeneklere de kapalıdır. Hakikat şudur; Kürtler, kurtuluş ve kuruluşla ortaya çıkan milletin asli unsurudur. Yani Kürtler, Türk milletinin ayrılmaz bir parçası ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti”nin kurucusu ve daimi sahibidir. Geleceği, sadece bu nesnel duruma uygun tek seçenek olan tek ulus tek üniter devlet realitesi, güvence altına alır” dedi.”TÜRKİYE HALKI ÇEŞİTLİLİĞİMİZİN GÜVENCESİDİR”Uçum, yazısının devamında şunları kaydetti:”Türkiye halkı çeşitliliğimizin, Türk milleti birliğimizin güvencesidir. Türk milleti “etnik ulusçuluğa” dayanmaz, hukuki bağ olarak tanımlanan Türk vatandaşlığına yani “yurttaş ulusçuluğuna” dayanır. Türk vatandaşlığı etnik değil Cumhuriyetle kazanılmış; içeriği Cumhuriyet vatandaşlığı olan ve devletle kurulan hukuki bağdır. Sonraki vatandaşlıklar da milli devletin ve ulusal bilincin temel unsurlarının kabul edilmesi esasına dayandığı için aynı kapsamdadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türkiye halkının tüm unsurlarının olduğu gibi Kürtlerin de milli devletidir. Türkiye Yüzyılı; Türk ve Kürt yüzyılıdır. Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti Devletini sahiplenmeleri hem hakları hem yükümlülükleridir. Beklenen, Kürtlerin devletleriyle daha fazla bütünleşmesidir. Tek devlet ve tek millet, Türkiye”nin tek gerçeğidir. Bu gerçeğin kabulünden ve sahiplenilmesinden sonra ve ancak bu şartla millet tüm ayrılmaz unsurlarıyla birlikte geleceğiyle ilgili karar verme gücüne kavuşur. Bugünümüzün temel konusu Türkiye halkının tüm unsurlarıyla ve birlik olarak Türk milletini ve üniter Türkiye Cumhuriyeti”ni sahiplenmesi, geliştirmesi ve güçlendirmesidir. Türkiye”nin sağlayacağı bu iç birlik ve güçlendireceği iç ve dış cephe Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın dediği gibi bölgede Türklerin, Arapların ve Kürtlerin bu yüzyıldaki bütünleşmesini başlatabilir ve Türkiye”yi her manada bölgenin belirleyici gücü haline getirebilir. Öngörülen ise bu tarihi imkanın realize olacağıdır.
Source: Www.star.com.tr
Türkiye devreye girebilir! Sudan: Başkan Erdoğan”ın teklifini takdirle karşılıyoruz
Doğu Afrika ülkesi Sudan”da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmalar, 15 Nisan 2023″ten beri ülkenin birçok eyaletinde devam ediyor.Sudan halkı, türlü zorluklarla karşı karşıya kalırken, ülkedeki çatışmalar nedeniyle altyapı, ekonomi, eğitim ve sağlık gibi alanlar ciddi bir yıkıma maruz kaldı.Ordu ile bir zamanlar ona bağlı olan HDK arasında askeri reform ve entegrasyon gibi konulardaki anlaşmazlıklar sebebiyle süren çatışmaların sona ermesi için başlatılan tüm çözüm girişimleri sonuçsuz kaldı.Birleşmiş Milletlere (BM) göre, çatışmalar sonucu 20 binden fazla kişi hayatını kaybetti, ülkeden ayrılanların sayısı 3 milyonu geçti, 9 milyona yakın kişi ülke içinde yerinden edildi, 25 milyondan fazla kişi ise insani yardıma muhtaç durumda.Sudan Kültür ve Enformasyon Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Halid el-İaysir, AA muhabirine, ülkedeki son gelişmeler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın arabuluculuk teklifi ve medya kuruluşlarının durumunu değerlendirdi.İsyancı Hızlı Destek milislerinin, “iktidarı ele geçirmeye yönelik yaptığı darbe ve halkı yerinden etme ve ülkenin demografik yapısını değiştirme planları” kapsamında medya kuruluşlarının da hedef alındığını aktaran el-İaysir, “Bölgedeki bazı ülkeler, Sudan”ı arka bahçesi yapmak istiyor.” dedi.Sudanlı Bakan, şöyle devam etti:”HDK, ülkeler ve uluslararası kuruluşlar tarafından Sudan kaynaklarını tekeline almak için kullanılan bir yıkım aracı. Bu açıdan milisler, başarısız darbe operasyonunun (savaşın başladığı 15 Nisan”da) ilk saatinden itibaren Sudan medyasının tüm seslerini susturmaya başladı. Darbenin başarılı olması için Sudan Radyo ve Televizyon Kurumunun yanı sıra Sudan Haber Ajansı (SUNA) ile tüm ulusal ve özel medya kuruluşlarına el koydu. Devlet bu süreçte her şeyi kaybetmişti. Medya alanındaki maddi kayıp yüz milyonlarca dolara ulaşıyor. Bu da medyanın performansını olumsuz etkiledi ancak yeni kurumları inşa etme sürecindeyiz.”- “SUDAN”IN SORUNU, DOĞAL KAYNAKLARI”Sudan”ın sorununun doğal kaynakları açısından zenginliği olduğunu vurgulayan el-İaysir, “Sudan sadece bugün değil, yıllardır hedef alınıyor. Bu bir gerçek. Şu an Sudan”a düşman olan ve insanlığa karşı suç işleyen ülkelerin amaçları Sudan”ın kaynaklarını ele geçirmek.” diye konuştu.El-İaysir, Sudan”daki geçiş döneminde bölgedeki bazı ülkelerle ortaklıkların bitirilmesi için gösteriler düzenlendiğine işaret ederek, “Bu ülkeler resmi kapılardan giremeyince, silah kullanarak arka kapıdan girmeye çalışıyor.” şeklinde konuştu.Hükümetin ve halkın bu konunun farkında olduğunu dile getiren el-İaysir, devam eden savaşı “varoluş savaşı” olarak nitelendirerek, “Halk ve hükümet bu konuda gevşeklik gösterseydi, devlet ve Sudan kimliği kaybolacaktı.” ifadesini kullandı.El-İaysir, “Bütün Sudanlılar savaştan zarar gördü. Savaştan etkilenmeyen hiçbir Sudanlı aile yoktur. En çok acı çekenler ise HDK”nin kontrol ettiği bölgelerdeki insanlar.” dedi.Sudan Enformasyon Bakanı, Batı medyasını eleştirerek şunları kaydetti:”Batı medyası, olayları milisler lehine aktarıyor. Ayrıca savaşı iki general veya iki taraf arasında olarak lanse ediyor. Bununla birlikte Sudan ordusunun vatandaşları bombaladığına dair haksız suçlamalar da bulunuyor. Sudan halkına sorun, ordunun halkı bilerek hedef aldığını mı düşünüyorlar, yoksa yanlış tahminlere ve yanlış istihbarat raporlarına göre mi yanlış hesaplamalar yapıyorlar? Cevap şu olacak: Ordu vatandaşı hedef almıyor. HDK vatandaşlara saldırıyor, kutsalları çiğniyor, tecavüz ediyor, yağmalıyor, vatandaşları evlerinden sürüyor, ordu ise HDK bölgelerinden kaçanları korur. Sudan vatandaşlarını hedef alan biri varsa o da HDK”dir.”- “TÜRKİYE, HER ALANDA YANIMIZDA DURDU”Türkiye ile ilişkilerin canlandırılması ve profesyonel ve dürüst Türk medya kurumlarıyla stratejik ilişkiler kurulmasının gerekliliğine inancını dile getiren Bakan el-İaysir, “Her alanda yanımızda duran Türkiye ve Sudan davasını destekleyen ülkelerle stratejik ortaklıklar ve işbirlikleri yapılmalı.” diye konuştu.El-İaysir, zamanında Batılı ülkelerin HDK”yi düzensiz göçle mücadelede “ilk müdafaa hattı” olarak kullandığını ve bu bağlamda Avrupa ülkelerinin HDK”yi parayla desteklediğini belirtti.Ülkede kıtlık olmadığını vurgulayan el-İaysir, “Ülkede yoksulluk var ancak kıtlık yok. Geçim zayıf çünkü savaş yaklaşık bir yıl sekiz aydan fazla süredir devam ediyor.” ifadelerini kullandı.- “AA, SUDAN”DAKİ OLAYLARI PROFESYONELLİKLE TAKİP EDİYOR”Bir gazeteci olarak AA”nın özellikle Sudan haberlerini profesyonellikle takip ettiğini gördüğünü söyleyen Bakan el-İaysir, Türkiye”nin gizli gündemi olmadığına işaret etti.Türkiye-Sudan ilişkilerinin köklü ve sağlam olduğunun altını çizen el-İaysir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın 13 Aralık”ta yaptığı Sudan ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi için Türkiye”nin devreye girebileceği yönündeki teklifi takdir ve saygıyla karşıladıklarını anlattı.El-İaysir, ülkedeki savaşı durdurmaya yönelik her türlü çabanın belirli kanallardan geçmesi gerektiğini vurgulayarak, hükümetin Sudanlıların öldürülmesini durdurmaya ve “milislere” (HDK) silah desteğine son verilmesine yönelik önerilen tüm girişimleri memnuniyetle karşıladığını kaydetti.Sudan Enformasyon Bakanı, “BAE”nin bu savaş bağlamındaki müdahaleleri de dahil olmak üzere, Sudan”ın işlerine müdahaleye son vermeye yönelik herhangi bir girişim, Sudan hükümetinin uygulamaya çalıştığı bir şey. Bu nedenle Sudan hükümeti, BAE”yi, Sudan”ın işlerine karışmayı durdurmaya zorlayacak hiçbir girişimi reddetmiyor.” diye konuştu.
Source: Www.star.com.tr
Dervişoğlu”ndan “İmralı” açıklaması
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, DEM Parti heyetinin dün İmralı Adası na gerçekleştirdiği ziyaretin ardından yaptığı açıklamaya ilişkin, Kimin ne istediği belli olmadan, birtakım adresler göstererek, Türkiye nin geleceğine dair bir yol haritasını müştereken oluşturuyoruz hissiyatı yaratılmasını ben kabul etmiyorum. dedi. Dervişoğlu, partisinin Etimesgut İlçe Başkanlığınca bir toplantı salonunda düzenlenen teşkilat buluşmasında yaptığı konuşmada, partilerini yok etmek, bölmek ve siyasi ömrüne vade biçmeye çalışanlar bulunduğunu öne sürdü. Siyasetin gidenlerle değil, kalanlarla yapıldığını vurgulayan Dervişoğlu, 2025 in İYİ Partinin şahlanış yılı olacağını; emeklinin, dulun, yetimin, gençlerin, çiftçinin, dar gelirlinin, asgari ücretli işçinin ve memurun başına gelen olumsuzlukların hesabını soracaklarını ifade etti. Türkiye nin çok önemli problemleri olduğunu aktaran Dervişoğlu, 22 bin 104 lira asgari ücretle geçinilir mi? 12 bin 500 lira emekli maaşı ne olacak? 15, 17, 20 bin lira olsa o emekli ücretiyle geçinilebilir mi? Girdi maliyetleri bu kadar yükselmişken, gübre, ilaç, mazot yüzde 100 den fazla zamlanmışken, çiftçi ektiği üründen bereket oluşturup hanesine ekmek götürebilir mi? Gençlerimiz işsiz. Türkiye, işsiz üniversiteliler cehennemine dönüştü. Gençlerimiz, başka ülkelerde gelecek arıyor. diye konuştu. SORU-CEVAP Dervişoğlu, programın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. DEM Parti heyetinin İmralı Adası ziyaretine yönelik bugünkü yazılı açıklamasına ilişkin görüşleri sorulan Dervişoğlu, Dün, devletin bazı yetkilileriyle o ziyareti yapanlar bir görüşme yaptılar ve ortak bir metin hazırladılar. O metni dikkatlice okuyacağım. İçinde Türkiye Cumhuriyeti nin ve Türk milletinin beklentilerinin hilafına olan ne varsa onu değerlendirip kamuoyuyla paylaşacağım. ifadelerini kullandı. Dervişoğlu, Teröristbaşı Öcalan ın, Bahçeli ve Erdoğan ın paradigmasına olumlu katkı sunmaya hazırım çağrısı mı bu? şeklindeki soruya, Paradigmanın ne olduğunu bilmiyoruz. Herkes sır katipliğinde konuşuyor. Abdullah Öcalan dan ne istendiğini bilmiyoruz. Teröristbaşı Öcalan dan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne bekler? Ben bunu anlayabilmiş değilim. sözleriyle yanıt verdi. Dervişoğlu, DEM Parti heyetinin yazılı açıklamasındaki, Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır. ibaresinin sorulması üzerine, TBMM nin bu gelişmelerle ilgili magazinel haberlerin dışında herhangi bir bilgisi yok. Dolayısıyla TBMM elbette ki inisiyatif almalıdır. Ama bütçeyi görüşürken bile, bütçenin bir rakamını veya metindeki bir virgülü değiştirmeye muvaffak olamıyoruz. değerlendirmesinde bulundu. Türkiye nin her meseleyi açıkça tartışması gerektiğini vurgulayan Dervişoğlu, Kimin ne istediği belli olmadan, birtakım adresler göstererek, Türkiye nin geleceğine dair bir yol haritasını müştereken oluşturuyoruz hissiyatı yaratılmasını ben kabul etmiyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sokakta akıl arayan bir devlet görünümünden behemehal kurtarılmalıdır. diye konuştu. ASGARİ ÜCRET Dervişoğlu, 2025 te geçerli olacak asgari ücrete ilişkin soruya karşılık, daha önce asgari ücretin 28 bin liradan aşağı olmaması gerektiğine ilişkin açıklamalarda bulunduklarını, bu önerilerini de sendika başkanlarıyla paylaştıklarını anımsattı. Asgari ücret belirlenirken dayatmacı bir tavır sergilendiğini savunan Dervişoğlu, TÜRK-İŞ artık tespit komisyonuna da katılmayacağını söyledi. Üç bileşenden ikisinin imzalaması, asgari ücretin belirlenmesi için yeterli oluyor. Bu işçiyi temsil eden kurumların baypas edilmesi anlamına geliyor. İşçilerimiz, dar ve sabit gelirlilerimiz, emeklilerimiz çok büyük ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya ama bu hükümetin umurunda bile değil. şeklinde konuştu.
Source: Habertürk
İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu: Abdullah Öcalan”dan ne istendiğini bilmiyoruz
Dervişoğlu, partisinin Etimesgut İlçe Başkanlığınca bir toplantı salonunda düzenlenen teşkilat buluşmasında yaptığı konuşmada, partilerini yok etmek, bölmek ve siyasi ömrüne vade biçmeye çalışanlar bulunduğunu öne sürdü.
Siyasetin gidenlerle değil, kalanlarla yapıldığını vurgulayan Dervişoğlu, 2025″in İYİ Partinin “şahlanış yılı” olacağını; emeklinin, dulun, yetimin, gençlerin, çiftçinin, dar gelirlinin, asgari ücretli işçinin ve memurun başına gelen olumsuzlukların hesabını soracaklarını ifade etti.
Türkiye”nin çok önemli problemleri olduğunu aktaran Dervişoğlu, “22 bin 104 lira asgari ücretle geçinilir mi? 12 bin 500 lira emekli maaşı ne olacak? 15, 17, 20 bin lira olsa o emekli ücretiyle geçinilebilir mi? Girdi maliyetleri bu kadar yükselmişken, gübre, ilaç, mazot yüzde 100″den fazla zamlanmışken, çiftçi ektiği üründen bereket oluşturup hanesine ekmek götürebilir mi? Gençlerimiz işsiz. Türkiye, işsiz üniversiteliler cehennemine dönüştü. Gençlerimiz, başka ülkelerde gelecek arıyor.” diye konuştu.
“Metni dikkatlice okuyacağım”
Dervişoğlu, programın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
DEM Parti heyetinin İmralı Adası ziyaretine yönelik bugünkü yazılı açıklamasına ilişkin görüşleri sorulan Dervişoğlu, “Dün, devletin bazı yetkilileriyle o ziyareti yapanlar bir görüşme yaptılar ve ortak bir metin hazırladılar. O metni dikkatlice okuyacağım. İçinde Türkiye Cumhuriyeti”nin ve Türk milletinin beklentilerinin hilafına olan ne varsa onu değerlendirip kamuoyuyla paylaşacağım.” ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu, “Teröristbaşı Öcalan”ın, Bahçeli ve Erdoğan”ın paradigmasına olumlu katkı sunmaya hazırım” çağrısı mı bu?” şeklindeki soruya, “Paradigmanın ne olduğunu bilmiyoruz. Herkes sır katipliğinde konuşuyor. Abdullah Öcalan”dan ne istendiğini bilmiyoruz. Teröristbaşı Öcalan”dan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne bekler? Ben bunu anlayabilmiş değilim.” sözleriyle yanıt verdi.
Dervişoğlu, DEM Parti heyetinin yazılı açıklamasındaki, “Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır.” ibaresinin sorulması üzerine, “TBMM”nin bu gelişmelerle ilgili magazinel haberlerin dışında herhangi bir bilgisi yok. Dolayısıyla TBMM elbette ki inisiyatif almalıdır. Ama bütçeyi görüşürken bile, bütçenin bir rakamını veya metindeki bir virgülü değiştirmeye muvaffak olamıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye”nin her meseleyi açıkça tartışması gerektiğini vurgulayan Dervişoğlu, “Kimin ne istediği belli olmadan, birtakım adresler göstererek, “Türkiye”nin geleceğine dair bir yol haritasını müştereken oluşturuyoruz” hissiyatı yaratılmasını ben kabul etmiyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sokakta akıl arayan bir devlet görünümünden behemehal kurtarılmalıdır.” diye konuştu.
Son dakika: DEM Parti”den İmralı dönüşü yazılı açıklama: En önemli zemin TBMMGündem
Source: Dünya Gazetesi
1,5 senede yaklaşık 13 bin başvuru: TBMM”ye yazılan ilginç dilekçeler…
Vatandaşların dilek ve şikayetlerini inceleyen TBMM Dilekçe Komisyonu”na 15 Mayıs 2023 ile 27 Kasım 2024 tarihleri arasında yaklaşık 13 bin başvuru yapıldı.
Kadınlardan gelen dilekçelerin sayısı 3 bin 330 olarak kaydedilirken, Dilekçe Komisyonu Başkanlık Divanı düzenlediği 33 toplantıda 6 bin 805 dilekçe hakkında karar aldı. Mevzuata uygun olmayan ya da mükerrer olduğu tespit edilen 120 dilekçe işlemden kaldırılırken, diğer dilekçelerin incelenmesi sürüyor.
Doğum sonrası iznin uzatılması talebi
Komisyona son dönemde gelen başvurular arasında dikkat çeken ilginç dilekçeler de bulunuyor.
İstanbul”da yaşayan bir kadın, çalışan kadınların, doğumdan sonra çocukları okul çağına gelene kadar günlük çalışma süresinin azaltılmasını ve doğum sonrası annelik izninin uzatılmasını talep etti. Komisyona başvuran bir kişi ise memurların ve kamu işçilerinin maaşından isteğe bağlı kesinti yapılarak, SMA hastalığı tedavisine kaynak sağlanmasını önerdi.
Yenidoğan Çetesi”ne kısas uygulanması talebi
Hükümlülere yönelik af düzenlemesi, cezaevindeki mahkumların nakil talepleriyle ekonomik alanlarda düzenlemeler yapılmasını içeren çok sayıda başvurunun da yer aldığı dilekçeler arasında, bilgisayar mühendislerine yeşil pasaport verilmesi, çevredekileri rahatsız edecek derecede gürültü çıkaracak abartı egzoz kullanan araçlara uygulanan idari para cezasının artırılması, engellilerin çalıştığı bir yılın iki yıl yerine geçecek şekilde değerlendirilmesi, Yenidoğan çetesi”ne ilişkin soruşturmada kısas uygulanması talep edildi. Komisyona başvuran bir kişi ise öz anne ve babasının kim olduğunu öğrenebilmek için yardım talep etti.
Başvurular arasında şu talepler de yer aldı:
• En az üniversite mezunu olanların milletvekili seçilebilmesine yönelik düzenleme yapılması• Kapalı alanlarda sigara içme yasağının kaldırılması• 16 yaşını dolduran her Türk vatandaşına seçme ve halkoylamasına katılma hakkı verilmesi• Konut sahibi olanların ikinci bir konut almalarını yasaklayacak yasal düzenleme yapılması • Sosyal medya platformlarının yasaklanması• Milletvekili maaşlarının asgari ücrete eşitlenmesi• Düğün konvoylarının yasaklanması• Kontörlü telefon hatlarının tekrardan satılmaya başlaması• Benzin istasyonlarındaki tuvaletlerde kadınlar için kabin sayısının 4″e çıkarılması• Öğretmenlere yıpranma payı verilmesi• Apartman önlerinde bulunan köpeklerin barındırılmasının ve beslenmesinin yasaklanması• Kız çocuklarına bağlanan yetim maaşının aynı şartlarla erkek çocuklarına da bağlanması• Vegan mahkumların beslenme taleplerinin idare tarafından karşılanması• Evli çiftlerin yurt dışı çıkış harcından muaf tutulması
Source: Dünya Gazetesi
CHP: Belgrad Ormanı yeniden İBB”ye devredilmeli
Sarıyer”de bulunan Belgrad Ormanı”nda, partililer ve sivil toplum kuruluşlarından katılımcılarla bir araya gelen Çelik, Bahçeköy”den Neşet Suyu Tabiat Parkı”na yürüdü. Burada basın mensuplarına açıklama yapan Çelik, Belgrad Ormanı”nın İstanbul”un nefesi, şehrin ekosistemi, su kaynakları ve biyolojik çeşitliliği için hayati bir öneme sahip olduğunu ifade etti. İBB tarafından işletilen ormanlık alanın “milli parklar” statüsüne geçirilmek istendiğini kaydeden Çelik, bu süreçte halkın iradesinin ve yerel yönetimlerin söz hakkının hiçe sayıldığını öne sürdü. Çelik, “Belgrad Ormanı”nın muhafaza ormanı statüsünden milli parklar statüsüne geçirilme çabasından dolayı endişeliyiz. İstanbul”un son kalan yeşil alanlarından Belgrad Ormanı”nın korunacağının garantisini bize kim verebilir?” ifadesini kullandı. “Sürecin takipçisi olacağız” İstanbul”un akciğeri konumundaki Belgrad Ormanı”nın, İBB”ye yeniden devredilmesi gerektiğini söyleyen Çelik, bu sürecin takipçisi olacaklarını belirtti. Özgür Çelik, “Belgrad Ormanı İstanbullularındır, bu ormanlar İstanbul”a nefes veren binlerce yıllık bir mirastır. Bu mirası koruyacağız, bu mirasa hiç kimsenin dokunmasına izin vermeyeceğiz.” dedi. Belgrad Ormanı”nda işletme süresi sona eren İBB birimleri 23 Aralık”ta tahliye edilmiş, Tarım ve Orman Bakanlığı, ormandaki Bentler, Neşetsuyu, Kömürcü Bendi tabiat parkları ile Bahçeköy ve Kurtkemeri giriş kapılarının Doğa Koruma Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğünce işletileceğini bildirmişti.
Source: Dünya Gazetesi