“Toplumsal Sorunlar ve Kurban Bayramı: Anılar, Eleştiriler ve Gündem”

Kara bayram

Bugün Kurban Bayramı’nın ilk günü. Baştan söyleyelim bu bir bayram yazısı değil, anılardaki bayramlar da anlatılmayacak. Kimsenin bayram kutlayacak, kurban alacak gücü yok. İktidar ülkeyi yangın yerine çevirdi. Herkes başka yerinden tutuşmuş durumda. Bayram tatilini, küçük izinlerle tatile çevirmeyi, bu tatili nerede nasıl geçireceğini planlayanlar var mı bilemeyiz. Ancak bazıları var ki bayramı değil, kara bayramı yaşayacak. Oya Tekin, Kadir Aydar, Hakan Bahçetepe, Hasan Akgün, Utku Caner Çaykara daha iki gün önce tutuklandı. Seçildikleri görevlerinden alındılar, haksız yere. Daha adını sayamadıklarımız ve yakınlarını bir düşünsenize. Cumhur iktidarının gidişatı artık muhalefete, CHP’ye, CHP’li kadrolara ağır bedel ödetiyor. Ancak iktidar kadrolarında da geleceğe duyulan umutsuzluk hissedilmeye başlandı. Çünkü mutlak güç, mutlak iktidar en sonunda kendisiyle hesaplaşmak zorunda kalır. Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe’nin tutuklanması ve görevden alınması… İktidar seçimle alamadığını başka yöntemlerle almaya başladı artık. Seçim yapma kavramı anlamsızlaşmış durumda. İktidar, yerel yönetimlerin varlığını, seçim fikrini reddeder noktaya koşar adım gidiyor. Ekonomik ve siyasi nefes darlığı iyiden iyiye bastırdı. Yaşadıklarımızı İstanbullu şair Kavafis dizelere dökmüş: Düşünmeden, acımadan, aldırmadan yüksek duvarlar örmüşler dört yanıma. Şimdi umarsızlık içinde oturuyorum burada, bir düşüncem yok aklımı kemiren bu yazgıdan başka; Bir sürü işim vardı dışarıda görülecek, Nasıl da anlamadım duvarlar yükseldi de? Ses soluk işitmeden çalışan işçilerden, sezdirmeden kapadılar beni dünyanın dışına. *** İktidarın dışlayıcı tavrı öyle bir boyutta ki her geçen gün dışlanan kitle büyüyor. Her geçen gün azalıyor çünkü insanların gelirleri… Ve çekilen acılar kimsenin umurunda değil. Ankara’nın yarı karanlık, tenha köşelerinde birileri sıranın kime geleceği konusunda sipariş alıyor, görüş soruyor. Delirme anına az kaldı. Ülkeyi kuran parti CHP yeniden güçleniyor ama hedefte. Bir yandan kadrolarına diğer yandan kurumsal yapısına saldırı üstüne saldırı geliyor. İçeride bir sürü aymaz. Kimi önceki genel başkan Kılıçdaroğlu ’na kimi mevcut genel başkan Özel ’e hakaret ediyor. Mahkemenin olası iptal kararına kimse sevinmesin. Çünkü bir daha kurultay yapılmasına izin verilmeyecek. Yapılacak her kurultay iptal edilebilecek. İktidarın bu güçten yoksun, bu niyetten uzak olduğunu söyleyebilecek kimse var mı? Herkes aynı ama derin bir kuyuya atılacak. Herkes aklını başına alsın, birlik içinde siyasal mücadeleyi büyütmekten başka çıkar yol yok. Kutlamak isteyen varsa bayramı kutlu olsun.

Source: Sertaç Eş


Bu bayram…

“Bizim bayram görecek halimiz yok arkadaşlar” dedi ve ekledi CHP lideri Özgür Özel , “Bayram gelmiyor bize. Benim burada 11 belediye başkanımı millet seçmiş, Tayyip Bey yenemedi diye üzerine akın akın akıncı yollamış. O da gelmiş hukuku ayaklar altına almış, bu kadar iftirayla, hakaretle bir sürü insana bir sürü yalancı tanıklıkla, gizli tanıklıkla bu işlere gelmiş. Ne bayramı?…” İktidarın sistemi bu kadar zorladığı bir dönem ülke tarihinde olmadı. Dolayısıyla hiçbirimize gelemedi bayram. Hukuksuzlukların tavan yaptığı bu ülkede nasıl gelsin ki? Tek sıra halinde kollarında polislerle kameraların önünden geçirilen CHP’li belediye başkanlarının görüntüleri hâlâ gözümüzün önündeyken; zorla indirilen İmamoğlu afişlerinin yeri zaman kaybetmeden Erdoğan afişleri ile doldurulurken mi gelecekti? Biz sıradan yurttaşın gözünün içine baka baka sivil darbe yapılırken mi gelecekti? İktidar elindeki yargı sopasını kendisine muhalefet eden herkesin kafasına indirirken mi gelecekti? Çarşı pazarda fiyatlar alıp başını giderken mi gelecekti? Yaşlı emekliler evlerinin kira artışlarını karşılayamadığı için sokağa atılırken mi gelecekti? Bu ülkede giderek artan ve artık alarm veren “uyuşturucu bağımlılığı” gerçeği sürekli olarak örtbas edilirken mi gelecekti? Bayram, üniversite diplomasıyla kuryelik yapan gence de yolunu düşürmedi. Bayram kucaklaşmadır. Sevgidir, saygıdır, hoşgörüdür bayram. Kalabalık ailelerin çoluk çocuk, büyükanne, dede, mütevazı da olsa bir masanın başında buluşmasıdır bayram. Öpülen eller, ağızlara tat olan şekerler, küçüklere verilen harçlıklardır bayram. Bize bayram ancak adaletle gelir. Ancak hukukun üstünlüğüyle, halk iradesine saygıyla, özgürlükle gelir. Bayram, afişleri indiren değil, halkın sesini yükselten belediye başkanlarıyla gelir. Bayram, sandıktan çıkan iradeyi çiğnemek yerine ona saygı gösteren bir yönetimle gelir. Umutlu olmak için ise belki de tek bir nedenimiz var: Bu ülkenin vicdanı hâlâ ayakta. Biz o vicdanı 12 yıl önce bugünlerde ağaca, çevreye sahip çıkmak için Gezi Direnişi’nde, beş yıl önce Ankara’dan İstanbul’a adalet yürüyüşünde, 19 Mart’ta cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto eden yığınlarda, CHP’nin o tarihten beri sürdürdüğü “Millet iradesine sahip çıkıyor” mitinglerinde gördük. Başta da dedik. Sistemi ülke tarihinde daha önce hiç olmadığı kadar zorluyor AKP iktidarı. Bu kadar zorlama bir noktada başka bir şeye evrilir.

Source: Özlem Yüzak


Kurban kim?

Metroda trene yetişmeye çalışırken bir panodaki duyuru dikkatimi çekti. Bir anda treni unutup duyurudaki görsele bakakaldım. Sırt sırta birleştirilmiş iki figürden birisi sola doğru dönmüş profilden görünen Filistinli bir kız çocuğu; diğeri sağa doğru dönmüş bir koç. İkisi de hüzünle yere bakıyor. İkisinin üzerine gelecek şekilde büyük harflerle sorulan soru şu: KURBAN KİM? Hemen altına “Başta Gazze olmak üzere tüm mazlum coğrafyalardaki kardeşlerimizi açlığa ve yalnızlığa KURBAN etmeyeceğiz” yazılmış. Yurtdışı hisse bedeli ve Gazze hisseli bedelleri eklenmiş, “Kesim videosu gönderilecektir” notu ve Deniz Feneri Derneği’nin logosuyla afiş tamamlanmış. Yaşam hakkını hem insanlar hem de insan olmayan hayvanlar için savunuyorsanız, böyle bir görüntü karşısında tepkisiz kalmanız olanaklı değil. Kurban kültürüne, bir canı savunurken diğerini öldürmeye, can alarak kutlama yapmaya, başka bedenler üzerinde hak iddia etmeye karşıysanız, o duyuruya bakıp geçmeniz olanaklı değil. Bir etik vegan olarak, çocuk ve hayvan arasındaki kurbanın kim olduğu sorusuna benim de yanıtım var ve düşüncelerimi ifade etme özgürlüğümü kullanacağım. KURBAN HEM ÇOCUKTUR HEM DE KOÇ! İkisi de savaşları çıkaran siyasetçilerin ve onların peşinden giden toplumların kurbanıdır. Çocuk, içine doğduğu şiddet ve yoksulluk sarmalının içinde kendi türünün yarattığı sorunların bedelini ödemek zorunda bırakılan masum bir insandır. Koç ise türcü insanların canını alarak kurban ettiği bir hayvandır. Bu nedenle o afişte sorulan “Kurban kim” sorusuna yanıt verecek olursam, her ikisinin de güçlünün zayıfı ezdiği bu dünyada insan hırsının kurbanı haline getirildiğini söylememiz etik gereğidir. İşin en anlaşılmaz tarafı, insanların sevinçlerini de hayvan öldürerek göstermesidir… Bunları okuyunca, “Çocuklar aç mı kalsın?!” diyerek öfkelenenleri duyar gibiyim. Hayır, kimse aç kalmasın, mutlaka yardım edilsin! Ama bu bilinç sahibi, duyguları olan hayvanlar öldürülerek yapılmasın. Bazı dernek ve vakfın yaptığı gibi bağışlar başta eğitim ve sağlık masrafları için gereksinimi olanlara aktarılsın, maddi durumu iyi olanlar yoksullara el uzatsın, devlet vergi ödemeyen zenginlerden alıp yoksullara ulaştırsın! Ve şunu da herkes bilsin: Hayvan öldürmek yerine erzak yardımı yapılsa, çocukların daha uzun zaman karnının doyması sağlanır hem de gerekli gıdayı alırlar. PİSAGOR”DAN BUGÜNE… Kurban meselesi, uzun yıllardır ilahiyatçılar arasında da tartışılıyor; bunun farz olmadığını ısrarla anlatan din bilginleri var. Ancak bu konunun inançla ilgili olması ve ardında çok büyük miktarda paranın döndüğü bir sektör haline gelmesi yüzünden verimli bir tartışma yapılamıyor. Sokaklarda can havliyle kaçan, kurtulmak için mücadele eden, yardım için çığlıklar atan hayvanları da duyduğumuz; korkudan titreyen her canı hissettiğimiz zaman insan etiğinde ilerleme olur, barış ve huzur için şans belirir. Kulaklar çığlığı atana göre duymamalı, etik değerler şiddet kime uygulanırsa uygulansın reddetmeli. İnsanlar yaşarken yaşatmalı. Bu düşünceleri savunduğum için beni “fazlasıyla saf” bulabilir; “boş işlerle” zaman kaybettiğimi düşünebilirsiniz. Oysa yaşadığımız yüzyılda insan türünün yaşam hakkını hiçbir ayrım yapmadan herkes için tanıması, son derece ciddi bir etik ve felsefe konusudur. Düşünsenize böyle bir durumda katliamlar son bulurdu. MÖ 6. yüzyılda yaşayan İyonyalı filozof Pisagor, “İnsanlar hayvanları katlettiği sürece birbirini öldürecek” derken ne kadar haklıydı!

Source: Zülal Kalkandelen


Seçimi kaybeden AKP’li başkan giderayak millet bahçesini devretti, CHP’li başkanı isyan etti: İyi ki ateşe vermediniz!

Yatağan Belediye Başkanı Mesut Günay, 2020’de açılan ve 2022’den bu yana belediye tarafından işletilen Yatağan Millet Bahçesi’nin Yatırım, İzleme Koordinasyon Başkanlığı’na tahsis edildiğini açıkladı. CHP’li yönetimin göreve gelmesinin ardından ellerinden alındığını açıklayan Günay, “AKP’li bir başkan olsaydı bu karar yine alınır mıydı” diye sorarak kararı “partizanlık” olarak nitelendirdi. 2020 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ilçeye kazandırılan Yatağan Millet Bahçesi, 2022’den itibaren peyzaj düzenlemesi, sosyal donatı alanlarının bakımı, güvenlik hizmeti, temizlik, teknik işler ve personel giderleri gibi tüm işletme sorumluluklarıyla Yatağan Belediyesi’ne devredilmişti. Ancak 31 Mart 2024 yerel seçimleri sonrası CHP’li Mesut Günay’ın göreve gelmesinin ardından, tesisin belediyeden alınarak Yatırım, İzleme Koordinasyon Başkanlığı’na tahsis edilmesi tartışmalara yol açtı. Günay, seçimi kaybeden önceki AKP’li belediye başkanının, seçimin hemen ardından 2 Nisan tarihinde millet bahçesinin belediyeden alınması için bakanlığa başvurduğunu belirtti. Günay, “Biz daha mazbatamızı almadan böyle bir başvurunun yapılmış olması, halkın iradesine karşı atılmış adımlardan biridir” dedi. AKP’li eski başkanın seçim sonrası attığı adımı eleştiren Günay, “İyi ki belediye binasını ateşe verip gitmemişsiniz. Seçim kaybetmek demokrasinin bir gereğidir. Ama bu şekilde halkı cezalandırmak, partizanlık yapmak asıl kaybediştir” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

Source: Ece İçmez


Anket vatandaşın halini gözler önüne serdi

SONAR’ın yaptığı son kamuoyu araştırması: İş yok, umut yok, geçim yok

Kamuoyu araştırmaları vatandaşın içinde bulunduğu sıkıntıları ve siyasi tercihlerini ortaya koydu. SÖZCÜ, Sonar Araştırma’nın yaptığı ve sadece özel üyelerine gönderdiği son ankete ulaştı. “Türkiye’nin Tercihleri Araştırması”, 2025 Mayıs’ta, 26 şehirde, 2 bin 341 kişiyle görüşülerek yapıldı. Araştırmanın amacı, “seçmenlerin, siyaset, ekonomi, güncel gelişmeler ve olup bitenlerle ilgili görüşlerini saptamak” olarak açıklandı.

VERİLERE GÜVENİLMİYOR

Araştırmaya katılanlara, TÜİK’in açıkladığı veriler soruldu. Ankete katılanların yüzde 51.3’ü, “İşsizlik oranı son 25 yılın en düşük seviyesine geriledi” söylemine katılmadığını dile getirdi. Yüzde 41.1, “Katılıyorum” yanıtını verdi. Yüzde 4,7 “Kararsızım”, yüzde 2.9 “Fikrim yok” dedi.

“Son dönemde açıklanan doğalgaz ve tarımsal üretim artışı gibi ekonomik başarılarla ilgili ne düşünüyorsunuz?” sorusuna; yüzde 52.8 “Gerçekçi bulmuyorum”, yüzde 34.9 “Doğru olduğunu düşünüyorum”, yüzde 7.3 “Kararsızım”, yüzde 5 “Cevap yok” yanıtını verdi.

GEÇİNMEK MUCİZE!

Araştırmada vatandaşların ekonomik durumuna ilişkin veriler de yer aldı. Ankete katılanlara, “Son bir yılda parasal durumunuzda bir iyileşme mi yaşadınız yoksa bir gerileme mi yaşadınız?” sorusu yöneltildi. Yanıtlar ise şöyle oldu: Gerileme yaşadım; 61.4. İyileşme yaşadım; 15.2. Aynı kaldı; 22.1. Fikrim; 1.3”

Son 6 ayda temel ihtiyaçlarınızı (gıda, kira ödemesi, fatura vb.) karşılamakta zorlandınız mı?” sorusunu ise 67.1 “Çok zorlandım/zorlandım”; yüzde 32 “Zorlanmadım/Hiç zorlanmadım” diye yanıtladı.

Ekonomi de umut vermiyor

“Gelecek 6 ay içinde sizce Türkiye ekonomisi iyiye mi gider yoksa kötüye mi gider?” sorusuna, ankete katılanların yüzde 58.6 “Kötüye gider” yanıtını verdi. Yüzde 22,1 “İyiye gider”; yüzde 11,6 “Değişmez”, yüzde 7.7 “Fikrim yok” yanıtını verdi.

Altın almak hayal oldu

“Altın fiyatları ve döviz kurlarındaki yükselişler sizi nasıl etkiliyor?” sorusuna vatandaşların yüzde 58,5’i “Altın veya dövizle ile ilgilenecek bir maddi durumum yok” dedi. Yüzde 18.1 altın veya döviz almaktan vazgeçtiğini söyledi. Yüzde 8.7 altın ya da döviz yatırımına yöneldiğini dile getirdi.

Seçmen sandığın gelmesini istiyor

SONAR’ın araştırmasında vatandaşlara siyasi tercihleri de soruldu. “Bugün bir genel seçim olsa hangi siyasi partiye oy verirsiniz?” sorusuna kararsızlar dağıtıldığında partilerin oy oranı şöyle şekillendi: CHP yüzde 36.8. AKP yüzde 30.8. DEM Parti yüzde 10,7. MHP yüzde 6.8. İYİ Parti yüzde 6.2. Zafer Partisi yüzde 4.1. Yeniden Refah Partisi yüzde 2.9. Diğer yüzde 1.7.

“Sizce, erken genel seçim yapılmalı mıdır?” sorusu yöneltilen katılımcıların yüzde 57.4’ü “Evet, erken seçim yapılmalıdır”; yüzde 35.5 “Hayır, erken seçim yapılmamalıdır”; yüzde 7.1 “Fikrim” yanıtını verdi.

İmamoğlu soruşturması: Halkın yüzde 60’ı ‘taraflı’ diyor

Araştırmada, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalar ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutukluluğuyla ilgili vatandaşın görüşü yer aldı. “İktidar ve muhalefete ait belediyelere yapılan denetimler ve açılan soruşturmalar sizce eşit ve adaletli mi?” sorusuna; yüzde 60.5 “Denetimler ve soruşturmalar taraflı bir şekilde yürütülüyor” ifadesini kullandı. Yüzde 25.8 “Denetimler ve soruşturmalar eşit ve adaletli şekilde yürütülüyor” görüşünü dile getirdi. Yüzde 7.7 “Karasızım”, yüzde 6 “Fikrim yok” dedi.

TERCİHLER DEĞİŞTİ

Vatandaşa, “Ekrem İmamoğlu’nun ve Ümit Özdağ’ın tutuklanmaları, bazı seçmenlerin siyasi tercihlerinde değişiklik yapmalarına neden oluyor mu?” diye soruldu. Yüzde 50.1 “Evet”, yüzde 29.4 “Hayır”; yüzde 9.7 “Kararsızım”; yüzde 10.8 “Fikrim yok” karşılığını verdi.

Toplum ‘açılım’a temkinli bakıyor!

Ankete katılanların; “Terör örgütü PKK’nın kendini feshetmesi ile ilgili” görüşü soruldu. Yanıtlar şöyle şekillendi: Yüzde 32.8 “Başarıdır, çok olumlu bir gelişmedir”; yüzde 28.3 “Konunun nasıl sonuçlanacağını görmek lazım”; yüzde 25.2 “Başka sorunlara yol açabilir”; yüzde 0.9 “İnanmıyorum”; yüzde 6.5 “Kararsızım”; yüzde 6.3 “Fikrim yok.”

“Terör örgütünün fesih açıklamasının ardından, bazı çevreler bu sürecin artık şiddet yerine siyasi yollarla ve diyalogla devam etmesi gerektiğini savunurken, bazıları ise bu açıklamayı gerçekçi bulmuyor. Bu konuda aşağıdaki görüşlerden hangisine katılıyorsunuz?” sorusuna ankete katılanlar şu yanıtları verdi: Yüzde 48.8 “Bu süreçte PKK’nın iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum, devlet temkinli bir tutum sergilemeli”; yüzde 33.9 “Sorunların konuşularak ve siyasi yollarla çözülmesi desteklenmeli”; yüzde 10.1 “Kararsızım”; yüzde 7.2 “Fikrim yok.”

Source: Haber Merkezi


Faturası devlete hediyelik tespih

Türkiye’de milyonlarca kişi açlık sınırındaki ücretler ile ay sonunu getirmeye çalışırken iktidar, ‘itibardan tasarruf olmaz’ diyerek, bol keseden harcıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan için konuklarına hediye etmek üzere tanesi 1.928 liradan 7 adet tespih alındı, faturası ise devlete kaldı. ‘Sıkma kehribar ve püsküllü gümüş’ tespihlere toplam 13 bin 500 lira ödendi. Ayrıca Işıkhan için çay ve kahve koleksiyon takımları ile porselen vazo da alındı. Bakan Işıkhan’ın konuklarına vereceği bu hediyelerin kutuları da ayrı bir masraf kalemi olarak çıktı. Kutular için de 10.125 TL masraf yapıldı.

YURT DIŞINA GÖTÜRECEK

Elektronik Kamu Alımları Platformu’ndaki bilgiye göre Işıkhan’ın hediye edeceği tespihler için ‘Bakan Bey’in Yurt Dışı Seyahatinde Hediye Edilmek İçin Tespih Alınması İşi’ başlığına yer verildi. Tespihlere temsil ve ağırlama gideri harcama kaleminden 16 Mayıs 2025’te 13.500 TL ödendi. ‘Sayın Bakanımızın yurt dışı seyahatlerinde ikili görüşmelerde verilmek üzere hediyelik eşya’ başlığıyla da ‘100. yıl koleksiyon çay takımı, 100. yıl koleksiyon kahve takımı, 100. yıl gülabdan ve sevgi çiçeği porselen vazo’ alındı. Bu hediyelikler için de 30 Mayıs 2025’te 44.833 TL ödendi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan’ın tespih ve diğer hediyelikleri için 7 Mayıs 2025’te de 10.125 lira ödenerek eşya kutusu satın alındı. Bu yılın sadece ilk 5 ayında bakanlık, temsil ve tanıtma gideri kapsamında sosyal tesis- lerdeki misafir ağırlamaları, ikram ve yemeklere de 2 milyon 200 bin lira harcadı.

Kuru pasta, su böreğine 67.514 TL ödendi

Sosyal Güvenlik Kurumu Üsküdar sosyal tesislerinde misafir heyeti ile halk gününde ikram edilen yemek bedeli için verilen 53.097 TL’lik harcama bakanlığın ikram ve yemek bedelleri arasında yer aldı. 20 Mayıs 2025’te kuru pasta, çikolata, su böreği ve fıstıklı baklava için 67.514 TL, 7 Mayıs 2025’te hediyelik çifte kavrulmuş lokuma 37.920 TL, 22 Mayıs 2025’te İzmir Alsancak Sosyal Tesisleri’nde misafir heyeti yemeği için 27.257 TL harcandı. 14 Mayıs 2025’te yemek için 50 bin TL, 12 Mayıs 2025’te yemek için 59.090 TL, 5 Mayıs 2025’te temsil ağırlama giderinde ikram için 52.230 TL ödendi.

Source: Deniz Ayhan


Bayrama-mutlu-giren-yok

Türkiye bir bayrama daha yoksulluğun, açlığın, adaletsizliğin ve zulmün pençesinde giriyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ve diğer CHP’li belediye başkanlarına yapılanlar toplumun vicdanında derin yaralar açarken, ekonomi yönetiminin zenginden yana uygulamaları da aynı vatandaşın cüzdanında derin boşluklar oluşturdu. Servet vergisi, fazla gayrimenkulü olandan ek vergi gibi uygulamaları es geçip işçi ve emekli maaşlarından kesen ekonomi yönetimi yüzünden milyonlarca işçi ve emekli açlık sınırının altında maaşlarla bir bayram daha geçirmeye mecbur kaldı.

KÖYLÜDEN ÖĞRENCİYE

Türk-iş verilerine göre 4 kişilik bir ailenin aç kalmamak için harcaması gereken para (açlık sınırı) 25.092 TL oldu ve asgari ücretin 3 bin TL üstüne çıktı. Yoksulluk sınırı ise, 81.734 TL’ye çıkarak asgari ücretin 4 katına ulaştı. Aynı Türkiye’de 16 milyon emeklinin yaklaşık 8 milyonu en düşük emekli maaşı olan 15 bin TL’yle hayatta kalmaya çalışıyor. Çalışanlarda da durum farklı değil. Türkiye’de yaklaşık 21 milyon işçi, asgari ücret ve civarında maaşlarla çalışıyor. Bu da milyonlarca insanın açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalıştığını gösteriyor. Buna bir de işsizler eklenince tablo daha da vahim bir hal alıyor. TÜİK verilerine göre, 13 milyon kişi işsiz. Yani 33 milyondan fazla kişi açlık sınırının altında bir gelire sahip. Buna gelecekten umudunu kaybetmiş 7 milyon öğrenci, tarımla geçinen 6 milyon köylü de eklenince toplamda 63 milyon kişi, AKP iktidarındaki bir bayrama daha yoksulluğun pençesinde giriyor.

Yardıma muhtaç 4 milyon aile var

Son verilere göre Türkiye’de yaklaşık 4 milyon aile, bakanlıktan sosyal destek alarak ayakta duruyor. Yaklaşık 3.5 milyon ailenin elektriği kesikken, 600 binden fazla ailenin ise doğalgazı kesik. TÜİK’e göre Türkiye, nüfusunun yüzde 29.3’ü yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında. Nüfusun yüzde 31.3’ü sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemler yaşarken yüzde 30.2’si evin izolasyonundan dolayı ısınamıyor.

Mutsuzlar ülkesi olduk

Türkiye, bayrama ‘Mutsuzlar ülkesi’ olarak girdi. Ekonomiden sağlığa, eğitimden adalete, çalışma hayatından, dış politika ve asayişe, sanayiden tarım ve çevreye kadar, hemen her alanda sorunlar çığ gibi büyüdü. 86 milyonluk ülkede çifte maaşlılar, faizden geçinip paralarına para katanlar ve iktidar sahipleri ile yandaşlar hariç, gençlik mutsuz, çalışan mutsuz, emekli mutsuz. Birçok alanda ‘reform’ yaptığını savunan iktidar, sağlıkta randevu sistemini bile çözemedi. Milyonlarca göçmen ülkede kalıcı hale geldi. Eğitim, tarikatlar ve dini vakıflara emanet edilmiş durumda. Adalet ise adeta mercek ile aranır hale geldi.

Çiftçi bu bayram da borçlu

Açlık ve yoksulluk çiftçinin de peşini bırakmadı. 2 milyondan fazla kayıtlı çiftçinin bankalara borcu 1 trilyon TL oldu. Türkiye’de icralık 5 bin tarla bulunuyor. Akaryakıt ve elektrik zamlarına bir de kuraklık ve don felaketleri de eklenince çiftçinin de bayram bekleyecek ve kutlayacak hali kalmadı. Devletten yardım bekleyen çiftçi, aradığını bulamayınca üretime küstü, mesleği bıraktı. Son 5 yılda çiftçi sayısı yüzde 28.7 son 10 yılda yaklaşık yüzde 55 azaldı.

Source: Tolga Uğur


Evde, pazarda, sokakta mahcup yaşıyoruz

Ekonomi yönetimi, her gün yeni bir ‘başarı hikayesi’ yazdıklarını iddia ederken vatandaş canından bezmiş durumda. Bu durumu en çok yaşayanlarsa ülkedeki 16 milyon emekli. Muhalefet, STK’lar ve iktidar sık sık konuşurken SÖZCÜ, sözü emekliye verdi. İstanbul’daki bir emekliler lokalinde sokak- taki emeklilerle hayatı, ekonomiyi ve siyaseti konuştuk.

‘AÇLIĞI KONUŞAN YOK’

İstanbul’un Esenyurt ilçesinde Türkiye Emekliler Derneği’nin açtığı emekliler lokalindeyiz. Önce Derneğin Esenyurt Şube Başkanı Cafer Cengiz ile konuştuk. Lokalin 7 ay önce açıldığını söyleyen Cengiz, “Bu kadar kısa sürede, binlerce emekli yardım bulabilmek için geldi. Ben eski emeklilerdenim ikramiyemizle ev alırdık, maaşımızı doya doya harcardık. Ekonomi yönetimindeki nas ısrarı başladığından beri ilk defa yardıma muhtaç hale gelmiş emekliler görmeye başladık” diyor.

Emeklinin hayatta kalma kaygısı olduğunu aktaran Cengiz şunları söyledi: “Emekli hayatını ‘mahcup’ yaşıyor. Evde hanımına mahcup, misafirlikte torununa mahcup, pazarda komşusuna mahcup.” Benzer sorunlardan yakınan Emekli öğretmen Binar Karaçöp ise şöyle konuştu: “Ben 2 çocuk okuttum her öğlen dışarıda yemek yerdim. Şimdi bir çorba olmuş 150 lira. Sipariş etmeden 150 kere düşünüyorum. Ben bunlar konuşulsun tartışılsın isterken artık televizyon açmıyorum her sabah bir dalga, bir operasyon. Açlığı, yoksulluğu konuşan yok.”

SÖZCÜ emekliler lokalinde vatandaşlara halini sordu:

Torunuma gönlümce kiraz alamadım

Eşiyle yaptığı market alışverişini anlatan emekli Fahrettin amca “Ben emekli olduğumda ilk maaşımı harca harca bitiremediğimi hatırlıyorum. Şimdi markete gittik hanımla 4 torba aldık 4 bin TL’yi geçti. Torunum manavdan geçerken kiraz istedi. Gönlümce alamadım ancak bir avuç aldım 200 TL tuttu, o da yetmedi torunuma” diyor.

‘Et rüyamıza bile girmiyor’

Emekli Fahrettin Şenyiğit’in masasına geçiyoruz. Emeklinin gündemi nedir diye sorduğumuz Şenyiğit, “Emekli ülkesini düşünmekten kendini düşünemiyor ki? Kendimi, kendi vatanımda tutsak hissediyorum. Kimse konuşamıyor” diyor. 2 çocuğunun ve 1 torununun çalıştığını söyleyen Şenyiğit, “Üçü, benim tek başıma çalışırken kazandığımı kazanamıyor. Ben tek maaşla hepsine de baktım, bugün üçü birleşip bana bakamıyor. Benim etsiz yemeğim olmazdı, şimdi rüyamıza girmiyor” diyor.

‘İbadetimi yerine getiremiyorum’

Emekli öğretmen Şemsi İnkaya’ya da bayram planını sorduk. İnkaya şöyle konuşuyor: “Her yıl kestiğim kurbanı bu sene kesemiyorum. Müslüman adamım, müslüman geçinenler yüzünden ibadetimi yerine getiremiyorum. Dedem kesti, babam kesti, ben çocukluğumdan beri keserim bu yıl kesemiyorum.” Masadaki bir başka emekli ise “Emekli pazara çıkamıyor, ne bayramı. Köye gitmek en az 20 bin TL. Köyde bir cenaze olsa ölüden önce masrafı düşünüyoruz ona üzülüyoruz” diye konuşuyor.

Source: Haber Merkezi


İşçiyi müteahhide kurban ettiler

Gurbetteki işçinin hakları arife günü budandı. Anayasa Mahkemesi’nin, ‘işçilerin aleyhine’ diyerek iptal ettiği yargı kararı, patronların çıkarına olacak şekilde yeniden yasalaştırıldı.

2024’TE İPTAL EDİLMİŞTİ

AKP’nin yargı paketinin içine gizleyip Meclis’e getirdiği düzenleme çarşamba günü gece yarısı genel kuruldan geçti, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın onayının ardından arife günü Resmi Gazete’de yayımlandı.

Yurt dışına götürülen işçilerin hakları konusunda 2020’ye kadar Türkiye’deki hukuk kuralları uygulanıyordu. Arap ülkeleri, Kuzey Afrika ülkeleri ve Türk cumhuriyetlerinde iş yapan patronlar, işçi haklarında davalarda gidilen ülkelerdeki ‘köle’ sisteminin geçerli olması için yargıya başvurdu. Yargıtay 2020’deki kararla çalışılan ülkedeki hukukun uygulanmasının önünü açtı. Patronlar da işçileri sigortasız, tazminatsız çalıştırma fırsatı yakaladı. Mahkeme düzenlemeyi 5 Kasım 2024’te iptal etti, mağduriyetleri önleyecek yeni bir yasa çıkarılmasını istedi. Ancak iktidar, patronların ekmeğine yağ sürecek daha ağır bir yasa çıkardı.

‘Köle gibi çalıştıracaklar’

Düzenlemenin iktidara yakınlığı ile tanınan müteahhitlerin işine yarayacağını söyleyen CHP eski Milletvekili Hukukçu Ünal Demirtaş, çünkü yurt dışında en çok işi bu şirketlerin aldığını söyledi. Demirtaş, “Artık Türkiye’den götürdükleri işçileri köle gibi sigortasız, tazminatsız çalıştırıp daha çok kazanacaklar. Anlaşmazlık olursa Rusya’nın, Cezayir’in, Suriye’nin, Irak’ın yasaları uygulanacak” dedi.

Source: Erdoğan Süzer


Kurbanlık

Asrın liderimiz her seçim mitinginde açık açık söylüyor aslında… “Muhalefete iki koyun verin, kaybedip gelirler, aman ha koyun güdemeyene devleti teslim etmeyin” diyor.

Demokrasimiz için mutlaka koyun gütmek gerektiğini, kendisinden daha iyi kimsenin güdemeyeceğini izah ediyor, “çünkü devlet yönetmek ciddi iştir, beş koyun güdemeyenden siyasetçi olmaz” diyor.

Memleketi yönetmek için sadece koyun gütmenin yeterli olmadığını, küçükbaş gütmek kadar büyükbaş gütmenin de çok önemli olduğuna dikkat çekiyor, “memleket yönetmek herkesin harcı değildir, üç tane koyunu yönetemeyenler memleket nasıl yönetilir bilemez, bırak koyunu keçiyi, davar bile güdemez bunlar” diyor.

Bazen, memleketi yönetmek için küçükbaş ve büyükbaş gütmenin bile yeterli olmadığı konusunda uyarılarda bulunuyor, “koyunu davarı boşver, bunlar iki kaz bile güdemez, inanın ülke elden gider” diyor.

Siyaset yaparken koyunlara karşı sorumluluk duygusuyla hareket etmek gerektiğini anlatıyor, “kurtların kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır, işte bu yüzden iki koyun güdemeyene ülke yönetimi bırakılamaz, sakın ha bunlara koyun teslim edeyim demeyin” diyor.

Gayet net değil mi… Hepimize “koyun” muamelesi yapılan bu düzende, bayram bizim neyimize, hepimiz kurbanlığız.

Hatta nasıl güttüğü, nasıl yönettiği konusunda daha açık konuşuyor, “ben çobanım” diyor, “çobanlığı hafife almayın, çobanlığın felsefesini anlamayan, çobanlığın psikolojisini anlamayan, insan yönetemez, ben çobanım” diyor, daha ne desin?

(Sürü psikolojisi denilen bir kavram var. Amerikalı sosyal psikolog, Profesör Solomon Asch tarafından 1953 yılında laboratuvar ortamında deneyle kanıtlandı. Defalarca tekrar edilen bu deneyde, yedişer kişi seçiliyordu, uzun bir masaya yan yana oturtuluyorlardı. Aslında, bu kişilerden sadece biri gerçek denekti, diğer altı kişi profesörün ekibindendi, sanki tesadüfen seçilmiş denekler gibi davranıyorlardı, profesörün ekibi olduklarını asıl denek’e söylemiyorlardı. Asıl denek, herkesin kendisi gibi denek olduğunu sanıyordu. Asıl denek, masanın en sonuna, yedinci sıraya oturtuluyordu. Tam karşılarına bu gördüğünüz iki kart yerleştiriliyordu. Birinde tek çizgi var, diğerinde üç çizgi var. “Tek çizgi, diğerlerinden hangisiyle aynı boyda?” diye soruluyordu. Cevap aslında gayet belli… Elbette, C şıkkıyla aynı boyda… Ama, profesörün ekibinden olanlar bile bile yalan söyleyerek, A veya B şıkkını söylüyordu. Şıkların yerlerini değiştirerek 12 defa gösteriyorlardı, profesörün ekibinden olanlar her defasında -bile bile- yanlış seçeneği söylüyordu. Asıl denek, kendisine sıra gelene kadar, kendisinden önceki sözde deneklerin yanlış cevaplarını duyuyor, bir defa bile doğru cevabı duymuyordu. Sonra ne mi oluyordu… Asıl denek, yanlış olduğunu bile bile, göz göre göre, yanlış şıkkı söylüyordu! Evet… Bu sosyal deney defalarca farklı deneklerle tekrarlandı, her defasında aynı sonuca ulaşıldı. İnsanların yüzde 25’i doğru bildiğinden şaşmıyor, diğerleri ne derse desin, doğruda ısrar ediyor, doğru cevabı veriyordu. İnsanların yüzde 75’i ise diğerlerinden etkileniyor, diğerlerinin söylediği yanlışı doğru kabul ediyor, kendi doğrusundan vazgeçiyordu. Yani… Toplumda her dört kişiden üçü “sürü psikolojisi”ne kapılıyordu. Profesör Asch, deneyin sonunda, yanlış cevap veren asıl deneklerle görüşme yaptı, “niye göz göre göre, bile bile yanlış cevap verdin?” diye sordu. Ne cevap aldı biliyor musunuz… “Herkesten farklı cevap verirsem, herkesin içinde tuhaf duruma düşerdim, çoğunluk grubuna uymayı tercih ettim, herkesin içinde mahcup olmaktan çekindim, çoğunluktan dışlanmak istemedim” cevabını aldı! Sürü psikolojisi işte buydu… Kendilerine yanlış bile gelse, yanlış olduğunu bile bile, genel görüşe uyumlu olmayı doğru buluyorlardı. İtiraz ederek çoğunluk grubuyla tartışma yaşayacaklarına, hayatın kolay tarafını seçiyorlardı. Kendi doğrularını görmezden gelmeyi daha akılcı kabul ediyorlardı.)

(Türkiye’ye yıllardır işte bu yapılıyor. Sadece iktidarı iktidarda tutmak için değil, muhalefetin dizaynı için de algıyı yönetiyorlar. Medyadaki kuklalarla, yandaş dalkavuklarla, sözde muhaliflerle, gözümüzün içine baka baka, yanlışa doğru diyorlar. Toplum seyrediyor, seyrediyor, seyrediyor, sürü psikolojisi deneyindeki açmaza giriyor. Neticede her dört kişiden biri ısrarla doğruda direniyor ama, her dört kişiden üçü göz göre göre boyun eğiyor, bile bile doğrudan vazgeçmeyi tercih ediyor. Sürüyü işte böyle güdüyorlar.)

Hayatın bayram olması elimizde ama, doğruda direnmek yerine, yanlışa teslim oluyoruz, bile bile sürüye katılıp, kurban olmayı tercih ediyoruz.

Suya sabuna dokunmayan klişe bir makaleyle “mutlu bayramlar” dilemek isterdim… Bayram bizim neyimize, hepimiz kurbanlığız.

Source: Yılmaz Özdil


Skandal karar, kurban kesimi yasaklandı! Gerekçe hayvanlardaki kıtlık oldu

Fas’ın başkenti Rabat’ta yasak nedeniyle kurbanlık alamayan vatandaşlar, dini bir vecibeyi yerine getiremeyecek olmanın burukluğu içinde bayrama hazırlanıyor. Bu skandal karar, ülkede son yıllarda artan kuraklık ve hayvan varlığındaki azalma gerekçe gösterilerek alındı. Tarım Bakanlığının verilerine göre, Fas’ta son yedi senedir süren kuraklık hayvan varlığında yüzde 38 oranında azalmaya yol açtı. #r-1121617# SADECE KRAL KESECEK! Fas Kralı VI. Muhammed, Kurban Bayramı’na dair şubat ayında yaptığı açıklamada, bu sene halka kurban kesmekten feragat etmeleri çağrısında bulunmuş, bu ibadeti sembolik olarak onlar adına kendisinin yerine getireceğini ifade etmişti. BU İLK DEĞİL Ülkede 1963, 1981 ve 1996 yıllarında da halktan kurban kesmekten feragat etmeleri istenmişti.

Source: Sevda Altunbaş


Özgür Özel, bayram namazı çıkışı konuştu… “Akın Gürlek” soruşturmasına yanıt: “O gün ne söylediysem altına imza atıyorum”

CHP lideri Özgür Özel, bayram namazını, Kurban Bayramı dolayısıyla bulunduğu memleketi Manisa’nın Hatuniye Camisi”nde kıldı. Cemaatle tek tek bayramlaşan Özel, namazın ardından gazetecilere açıklama yaptı. BU BAYRAM, BİZE BAYRAM GİBİ GELMEDİ Özel, bugün üzerlerine düşen görev ve ziyaretleri yerine getireceklerini söyledi ve tüm vatandaşların Kurban Bayramı”nı kutladı. Özel, şöyle konuştu: Ancak bu bayram, bize bayram gibi gelmedi. Çok sayıda arkadaşımız haksız ve hukuksuz yere, iftiralarla tutuklandı. Büyük bir algı yönetimi için CHP‘nin pırıl pırıl belediye başkanları, başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız olmak üzere bir iftira fırtınası içinde sürekli birtakım suçlar ve suçlularla ilişkilendirilmek suretiyle itibarızlaştırılmaya çalışılıyor. Hakem her zaman millettir. Milletin gözünün önünde oluyor. Arkadaşlarımız bundan bir yıl önce rekor oylarla seçildiler. Biz, kaybettiğimiz seçimin sonucunu hazmeden, 47 yıl ikinci parti çıkmış ama millete gık dememiş, bütün sorumluluğu kendinde görmüş ve çalışarak başarmış bir partiyiz. Biz Manisa’da yüzde 6 oy da aldık, son seçimde yüzde 60 oy da aldık. Yüzde 6 olunca ne darbeye ne iftiraya kalkıştık, kusuru kendimizde aradık, daha çok çalıştık. 47 yıl boyunca ikinci parti olmuş, buna sabretmiş bizlerin yanında AKP maalesef, iki seçim arası 47 ay vardı, kaybettiği yerel seçimle Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar, bizim 47 yıllık sabrımızı 47 ay değil, 47 gün gösteremediler. CHP’ye ve başarılı belediye başkanlarına, ki bu belediye başkanlarından biri Cumhurbaşkanlığına yürüyordu, yürümeye devam edecek, bir itibarsızlaştırma kampanyasına giriştiler ve büyük haksızlık yapıyorlar. Kul hakkı yiyorlar. Yanlış yapıyorlar, ayıp ediyorlar. TRT”YE ÇAĞRISINI YİNELEDİ Tutuklanan CHP”li belediye başkanları ve bürokratları hakkındaki yargılamaların televizyonlardan canlı yayınlanması çağrısını yineleyen Özel, “Bundan sonraki süreçte biz, mücadelemize devam edeceğiz. Elbette yargının ne durumda olduğu ortada ama önünde sonunda doğrular ortaya çıkacak. Bütün yargılamaların televizyonlardan yapılması, suçlamaların da bunlara verilen cevapların da iddianın da iftiranın da karşısındaki kanıtın ve masumiyetin televizyonlardan yayınlanmasını bütün arkadaşlarıma büyük bir güvenle bir kez daha ifade ediyorum. Hepimizin bayram gibi bayramlara kavuşacağı yarınları diliyorum ” ifadelerini kullandı. “EN KISA SÜRE İÇERİSİNDE TÜRKİYE”DE YÜZLERİ GÜLDÜRMEYİ ÜMİT EDİYORUZ Ülkedeki mevcut ekonomik durumun da vatandaşların bayram yapmasına müsaade etmediğini belirten Özel, büyük bir ekonomik kriz yaşandığına işaret etti. Açlık sınırının 24 bin liraya ulaştığı Türkiye’de emeklilere 14 bin lirayla geçinin denildiğini, asgari ücretin ise 22 bin lira olduğunu ifade eden Özel, çiftçilerin ise başta don faciası olmak üzere yaşadığı büyük sıkıntılar karşısında yalnız ve çaresiz bırakıldığını anlattı. Özel, Esnafın hali içler acısı. Üç kişiden birisi işsiz, on gençten dördü, on kadından dördü işsiz. Bu şartlar altında en kısa süre içerisinde milletimizin önüne sandığı getirmeyi, erken seçim sandığına kavuşmayı, bu çileyi bitirmeyi ve Türkiye’de de yüzleri güldürmeyi ümit ediyoruz dedi. “AYNI CÜMLEMİN ALTINA İMZA ATIYORUM İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik sözleri nedeniyle hakkında açılan soruşturmaya da değinen Özgür Özel, şu ifadeleri kullandı: Herhangi bir soruşturma varsa tutuksuz yargılama esastır. Tutukluluk hali istisnadır. Maalesef bir istisnayı kaide, kaideyi istisna yaptılar. Önüne geleni tutukluyorlar. Altı aylık daha yeni evli arkadaşımızı, daha yanına yeni taşınmış komşuyu şahit yapıp evini didik didik arıyorlar. Hepsinin koluna iki polis sokup sanki büyük bir suç örgütü varmış gibi 50-60 yıl öncede bıraktığımız görüntüleri yaşattılar. Kanıma dokundu. Canım acıdı. Acımaya da devam ediyor. O görüntüleri, darbe döneminde siyasetçilere yapılan o muameleyi benim belediye başkanlarıma, bürokratlarıma kimse yapamaz. O görüntüleri yaşatanlara şunu söylüyorum: “Herkes ayağını denk alacak. Bir daha o görüntüleri görmeyeceğim” dedim. Aynı cümlemin altına imza atıyorum. Sen, Anayasa’nın, kanunun verdiği yetkiyi aşarsan, önüne gelen CHP’liyi tutuklarsan, 600 kilometre ötedeki cezaevlerine sevk edersen, burada haksızlık ve hukuksuzluk var. Bunun karşısında bu partinin hakkını aramak benim görevim. O gün ne söylediysem altına imza atıyorum. Bundan sonra hiç kimse hak etmediğimiz o görüntüleri bize yaşatmayacak. Yaşatanı bin pişman ederim. “KUL HAKKI NE BU DÜNYADA TAŞINIR NE ÖBÜR DÜNYAYA TAŞINIR Özel, AKP”li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tutuklandığı dönemleri hatırlatarak, şöyle konuştu: “Her türlü rezilliği göze almış bir iktidar var karşımızda. Türkiye’nin hiçbir yerinde, hiçbir belediyeye böyle bir şey yapılmaması gerekiyor. Hatırlayın. Recep Tayyip Erdoğan rüşvetle, irtikapla, terör örgütüne yardımla, görevi kötüye kullanmakla, kamuyu zarara uğratmakla suçlandı. Bir gün sabah 06.00’da kapısına dayanıp da Emine Hanım’ın yanında evine girilip de evi aranıp da evlatlarının yanından tutuklanarak götürülmedi. Bir gün tutuklanmadı. Bütün yargılamaları tutuksuz yapıldı. Suçlu bulundu, cezaevine girecek. Çağrıyla oldu. Yine polis gelip koluna girmedi. Davulla zurnayla cezaevine gitti, davulla zurnayla cezaevinden çıktı. Cezaevinde şiir kitapları yazdı. “Ziyaretçi rekorları kırdım” diye övündü. Bugün Ekrem İmamoğlu, iftar vakti diploması iptal edilerek, sahurda evi basılarak, eşinin yanından alıp götürülerek tutuklu yargılanıyor. Dünün mağduru Recep Tayyip Erdoğan, bugünün zalimi olmuş. Böyle bir günde Recep Tayyip Erdoğan’a bu memleketteki insanların, masumların sesini birileri duyursun. Kendine yapılmayanı bugün yapıyor. Dün, ‘Bana kötü muamele yapıldı, mağdur oldum’ dediği ne varsa bin fazlasını yapıyor. Zulüm ile abat olunmaz. Bunu unutmasın. Kul hakkına giriyor. Bu kul hakkı ne bu dünyada taşınır ne öbür dünyaya taşınır.”

Source: Anka


MHP Genel Başkanı Bahçeli: Bayram sonunda Meclis”e görev düşüyor

Bayramı başkentte karşılayan Devlet Bahçeli, her yıl olduğu gibi bu yıl da ilk ziyaretini Beştepe’de bulunan Alparslan Türkeş’in anıt mezarına gerçekleştirdi.Kabir başında dua eden Bahçeli, ardından Türkeş’in mezarına karanfil bıraktı.Bahçeli, ziyaretin ardından açıklamalarda bulundu.Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: * Bugünkü bayram acılı dönemlerin çok ötesindedir. Terörsüz Türkiye hedefine yürüyoruz. * Bütün siyasi partilerimiz, böyle bir süreci kucaklamalı, Toplumsal gerginliğe gerek duyulmamalıdır. Gençlik üzerinde oyuna son verilmeli. Türkiye”nin huzura, barışa, istikrara ihtiyacı vardır. * Darbe yasaları yok edilmelidir. Milli iradeye dayalı bir kurucu anayasa anlayışı çerçevesinde yeni bir anayasa ihtiyaç olduğu kabullenilmelidir. Siyasi partiler kanunu gözden geçirilmelidir. Seçim sistemi gözden geçirilmelidir. TBMM”nin daha verimli çalışabilmesi için iç tüzüğün güncellemek gerekir. “Bütün partiler Türkiye için Türkiye partisi olmalıdır”* Artık bütün siyasi partiler Türkiye için vardır. Başka ülkelerin tesiri altında kalarak kutuplaşmaya ortaya koyacak yanlışlardan kurtarılması lazımdır. Bütün partiler Türkiye için Türkiye partisi olmalıdır. *(Yeni anayasa) Bayram sonrası TBMM”nin önemli bir görev üstlenmesi suretiyle Türkiye”yi geleceğe hazırlayacak bir çalışmanın başlamasını arzuluyoruz.

Source: Dünya Gazetesi


Bahçeli”den CHP”ye sert tepki: Gençlik üzerindeki oyuna son verilmeli

MHP lideri Devlet Bahçeli, Alparslan Türkeş”in mezarını ziyaret ett. Bahçeli ziyaret sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Bahçeli”nin konuşmasından satırbaşları; Sevinçli bir günde Kurban Bayramını idrak ediyoruz. Terörsüz Türkiye hedefine yürüyüşün güçlenerek devam etmesidir. Bölücü terör faaliyetlerinin, PKK”nın feshi kararı alınmış ve uygulamaya geçmiştir. Önemli bir adımdır. Türkiye”nin Teröre son verme adımıdır. Ekonomik büyük sosyal güçlenme için önemli ruhun başlangıcıdır. Geçmiş dönemde yaşanan karanlığa sürükleyen dönemlerin ötesinde bir bayram. Bütün siyasi partiler böyle bir süreci kucaklamalı. Bahçeli”den CHP”ye sert tepki: “Gençlik üzerindeki oyuna son verilmeli” | Video Gençlik üzerinde oyunlara son verilmeli. CHP”ye Saraçhane”den çıkıp Atatürk”ün izinde gitmelerini tavsiye ediyorum.. Bu sokaklarda barışa ihtiyaç var. Türkiye”yi geleceğe hazırlayacak çalışmanın başlaması gerekiyor. Darbeler anayasası tek edilmeli. Yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu kabul edilmeli. Kamplaşmaya sev edecek bakış açıları ret edilmeli. Bütün partiler Türkiye partisi olmalı. (Yeni anayasa) Bayram sonrası TBMM”nin önemli bir görev üstlenmesi suretiyle Türkiye”yi geleceğe hazırlayacak bir çalışmanın başlamasını arzuluyoruz Darbeler anayasası yok edilmeli, milli iradeye dayalı, siyasi partilerin hepsinin düşüncesi alınarak yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu kabullenilmelidir

Source: Sabah


Bahçeli: Bayram sonrası TBMM'ye önemli görev düşüyor

Kurban Bayramı”na başkentte giren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, her yıl olduğu gibi bu yıl da ilk olarak Alparslan Türkeş”in mezarını ziyaret etti. BAHÇELİ”DEN DİKKAT ÇEKEN SÖZLER Ziyaretin ardından açıklamalarda bulunan Bahçeli dikkat çeken ifadeler kullandı. Bahçeli “Bugünkü bayram acılı dönemlerin çok ötesindedir. Terörsüz Türkiye hedefine yürüyoruz. “GENÇLİK ÜZERİNDE OYUNDA SON VERİLMELİ” Bütün siyasi partilerimiz, böyle bir süreci kucaklamalı, Toplumsal gerginliğe gerek duyulmamalıdır. Gençlik üzerinde oyuna son verilmeli. Türkiye”nin huzura, barışa, istikrara ihtiyacı vardır. “SEÇİM SİSTEMİ GÖZDEN GEÇİRİLMELİDİR” Darbe yasaları yok edilmelidir. Milli iradeye dayalı bir kurucu anayasa anlayışı çerçevesinde yeni bir anayasa ihtiyaç olduğu kabullenilmelidir. Siyasi partiler kanunu gözden geçirilmelidir. Seçim sistemi gözden geçirilmelidir. TBMM”nin daha verimli çalışabilmesi için iç tüzüğün güncellemek gerekir. Artık bütün siyasi partiler Türkiye için vardır. “BÜTÜN PARTİLER TÜRKİYE İÇİN TÜRKİYE PARTİSİ OLMALIDIR” Başka ülkelerin tesiri altında kalarak kutuplaşmaya ortaya koyacak yanlışlardan kurtarılması lazımdır. Bütün partiler Türkiye için Türkiye partisi olmalıdır. Bayram sonrası TBMM”ye önemli görev düşüyor.”

Source: Erdem Aksoy


Bahçeli: Darbeler anayasası yok edilmeli

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Alparslan Türkeş in kabrini ziyareti sonrası açıklamalarda bulundu. Bahçeli nin açıklamaları şöyle: SÜPER GÜÇ OLMA YOLUNDA BAŞLANGIÇTIR PKK nın feshi silahların bırakılması kararı alınmış bu da 12 Mayıs ta Kongre ile de kabul edilerek uygulamaya geçmiştir. Bu önemli bir adımdır Türkiye nin teröre son vermesinin önemli bir başlangıcıdır. Bundan sonra demokratikleşme süreci ve insan hakları çerçevesinde güçlenerek Türkiye yi Terörsüz Türkiye olarak kalıcı, ekonomik büyüme, sosyal gelişme ve milli bütünleşme açısından da büyük güçlü bir süper güç olma yolunu hedef olarak kabulünün de önemli bir anlayışının başlangıcıdır. O sebepten dolayı bugünkü bayram geçmiş dönemlerde yaşanan acılı ve Türkiye yi karanlığa sürükleyen dönemlerin çok ötesinde önemli bir bayram olarak kabul edilmeli. Bayramın da manasına uygun hareket edilmeli, bütün siyasi partilerimiz, siyasi partilerin değerli yöneticileri böyle bir süreci kucaklamalı, kavramları seçerek topluma moral veren sonuca varma hedefini gösteren ifadeler kullanmalı ve toplumsal gerginliğe, karşılıklı çatışmaya ve bir takım insanları sokağa davet etmeye gerek duyulmamalıdır. GENÇLİK ÜZERİNDEKİ OYUNLARA SON VERİLMELİ Türkiye böyle bir sürece girdiği zaman üniversite gençliği üzerinde bir takım çağrılarak yaparak kendilerinin gelemediği sokağa gençleri getirme gayreti geleceğe doğru önemli bir yanlışın başlangıcı kabul edilir. Bunu 1968 döneminden bu yana bu millet yaşamıştır. Tekrar yaşamamak lazımdır. Gençlik milletimizin gözbebeğidir. Hele hele 21. yüzyılın süper güç olmasında önemli bir kadro olarak yetişmeleri elzem olan bir gençliktir. Gençlik üzerindeki oyunlara son verilmelidir. Dolayısıyla öncelikle bütün siyasi partilere ve hasleten de CHP nin değerli yöneticilerine CHP nin mensuplarına Saraçhane den çıkıp Ankara yolunda Atatürk ün izinde gitmelerini tavsiye ediyorum. Önümüzdeki dönemler için bunun hazırlığını yapalım yoksa, kafamın tası attı , bunu şöyle edecek böyle edecek bu sokaklarda taslara ihtiyaç yok akla ihtiyaç vardır. Türkiye nin huzura barışa ihtiyacı vardır. BAYRAM SONRASI YENİ ANAYASA ÇAĞRISI O yüzden önümüzdeki dönemde bayram sonrasında hazırlanacak olan Anayasal çerçevede TBMM ye önemli bir görev üstlenmesi suretiyle Türkiye yi geleceğe hazırlayacak bir çalışmanın da başlanmasını arzuluyoruz. Bunu millet olarak da temenni ediyoruz. Yani darbeler anayasası yok edilmeli milli iradeye dayalı siyasi partilerin hepsinin düşüncesi alınarak bir kurucu anayasa anlayışı içerisinde yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu kabullenilmelidir. İkinci olarak siyasi partiler kanunu gözden geçirilmelidir. Üçüncü olarak seçim sistemi gözden geçirilmelidir. Dördüncü olarak da TBMM nin daha verimli çalışabilmesi için içtüzüğün güncelleştirilerek TBMM nin varlığını herkese hissettirecek bir anlayışa sokmalıdır. Meclis tartışmalarını da Meclis e yakışır bir üslup içerisinde devam etmelerini sağlayacak bir yapıya kavuşturmalarında fayda vardır. Artık bütün siyasi partiler Türkiye için vardır. Türkiye partisi olmak mecburiyetindedir. Başka ülkelerin tesiri altında kalarak Türkiye nin istikrarını bozmaya kamplaşmaya sevk edecek, kutuplaşmayı ortaya koyacak yanlışlardan kurtarılması lazımdır.

Source: Habertürk


Bahar Candan”dan yardım çığlığı: Nihal Candan yoğun bakıma kaldırıldı!

Sosyal medya fenomenleri Nihal Candan ile Bahar Candan kardeşler, Kasım 2023″te “dolandırıcılık” ve “kara para aklama” suçlamalarıyla tutuklandıktan sonra tutuklandı.

Nihal Candan”a Anoreksiya Nervoza teşhisi konulurken cezaevinden de tahliye edildi. Nihal Candan, cezaevi sürecinde 37 kiloya kadar düştü.

YOĞUN BAKIMA KALDIRILDI

Son olarak sağlık sorunlarıyla mücadele eden Nihal Candan yoğun bakıma kaldırıldı.

Instagram hesabından ablasının hastanede olduğunu duyuran Bahar Candan, ablasının sağlık durumunu açıklarken gözyaşlarını tutamadı.

Nhal Candan”ın hastanedeki tedavisi ise devam ediyor.

Source: Haber Merkezi


MHP lideri Bahçeli: “Bugünkü bayram acılı dönemlerin çok ötesindedir”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Alparslan Türkeş”in kabrini ziyaret etti. Bahçeli ziyaretin ardından açıklamalarda bulundu.
Bahçeli”nin konuşmasından satır başları;
“Sevinçli bir günde Kurban Bayramını idrak ediyoruz. Terörsüz Türkiye hedefine yürüyüşün güçlenerek devam etmesidir. Bölücü terör faaliyetlerinin, PKK”nın feshi kararı alınmış ve uygulamaya geçmiştir. Önemli bir adımdır. Türkiye”nin Teröre son verme adımıdır. Ekonomik büyük sosyal güçlenme için önemli ruhun başlangıcıdır. Geçmiş dönemde yaşanan karanlığa sürükleyen dönemlerin ötesinde bir bayram. Bütün siyasi partiler böyle bir süreci kucaklamalı.

Gençlik üzerinde oyunlara son verilmeli. Tüm siyasi partilere Atatürk”ün yolundan gidilmeli. Bu sokaklarda barışa ihtiyaç var. Türkiye”yi geleceğe hazırlayacak çalışmanın başlaması gerekiyor. Darbeler anayasası tek edilmeli. Yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu kabul edilmeli.
Kamplaşmaya sevk edecek bakış açıları reddedilmeli. Bütün partiler Türkiye partisi olmalı.”

Source: Devrim Karadağ


Marmaray”da babaya yumruk atan kişi ilk kez konuştu: Genç kızı defalarca kez aşağıladı

Geçtiğimiz hafta iki çocuğuyla Marmaray”a binen Deniz Eroğlu ile diğer yolcular Ekrem Dur ve İbrahim Aktan arasında yaşanan kavga sosyal medyada epeyce tartışılmış, Eroğlu”na yumruk atan Ekrem Dur tutuklanmış, sözlü tartışmada bulunan İbrahim Aktan ise hedef gösterilerek linç edilmişti. Eroğlu”nun trene binerken kapının girişinde bekleyen Zehra A.”ya uzun süre hakaret ettiği ve bu sebeple tartışmanın başladığı ise sonradan ortaya çıkmıştı. Zehra A., Deniz Eroğlu”ndan şikayetçi olurken, Ekrem Dur tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. Dur, Habertürk”e konuşarak olayın arka planını anlattı. Ekrem Dur, Deniz Eroğlu”nun Zehra A.”yı defalarca kez aşağıladığını, genç kızı ağlattığını ve o dakikadan sonra gözünün çocukları görmediğini kendini tutamayarak yumruk attığını söyledi.Başörtüsünü hedef almış: Sizden her yerde var!

Source: Www.star.com.tr


Devlet Bahçeli”den bayram sabahı “anayasa” mesajı: “Bayram sonrası TBMM”ye önemli görev düşüyor”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli , bayram sabahı Alparslan Türkeş’in mezarını ziyaret etti. Bahçeli, ziyaretin ardından açıklamalarda bulundu. TERÖRSÜZ TÜRKİYE MESAJI Bahçeli”nin çıklamalarının satırbaşları şöyle: Bugünkü bayram acılı dönemlerin çok ötesindedir. Terörsüz Türkiye hedefine yürüyoruz. Bütün siyasi partilerimiz, böyle bir süreci kucaklamalı, Toplumsal gerginliğe gerek duyulmamalıdır. Gençlik üzerinde oyuna son verilmeli. Türkiye”nin huzura, barışa, istikrara ihtiyacı vardır. DARBE YASALARI YOK EDİLMELİDİR Darbe yasaları yok edilmelidir. Milli iradeye dayalı bir kurucu anayasa anlayışı çerçevesinde yeni bir anayasa ihtiyaç olduğu kabullenilmelidir. Siyasi partiler kanunu gözden geçirilmelidir. Seçim sistemi gözden geçirilmelidir. TBMM”nin daha verimli çalışabilmesi için iç tüzüğün güncellemek gerekir. Artık bütün siyasi partiler Türkiye için vardır. Başka ülkelerin tesiri altında kalarak kutuplaşmaya ortaya koyacak yanlışlardan kurtarılması lazımdır. Bütün partiler Türkiye için Türkiye partisi olmalıdır. Bayram sonrası TBMM”ye önemli görev düşüyor.

Source: Haber Merkezi


KURBAN BAYRAMI MESAJLARI RESİMLİ 2025 yılı Kurban Bayramı’na özel kısa, uzun, anlamlı ve duygusal bayram mesajları

Toplumsal dayanışmanın, hoşgörünün ve kardeşliğin sembolü olan Kurban Bayramı, aynı zamanda gönüllerin bir araya geldiği, sevgi ve muhabbetin paylaşıldığı özel zamanlardandır. Bu anlamlı günlerde, uzak ya da yakın demeden sevdiklerimize göndereceğimiz içten mesajlar, bayram coşkusunu daha da anlamlı kılmaktadır. İşte, Dualı, ayetli ve resimli içeriklerle zenginleştirilmiş Kurban Bayramı mesajları aracılığıyla siz de iyi dileklerinizi zarif bir dille iletebilir, bayram sevincini en güzel şekilde paylaşabilirsiniz. İşte, Kurban Bayramı mesajları ve sözleri! KURBAN BAYRAMI MESAJLARI 2025 Kurban Bayramı mübarek olsun! Kurban Bayramı için sevdiklerinize gönderebileceğiniz en güzel bayram mesajları haberimizde yer alıyor. Instagram, Twitter, Facebook, Whatsapp gibi sosyal medya uygulamalarından paylaşabileceğiniz resimli bayram mesajları sizlerle… KURBAN BAYRAMI MESAJLARI VE SÖZLERİ Bu bayramda yüzünüz de hep gülümseme, kalbinizde huzur olsun. Kurban Bayramınız kutlu olsun. Küslerin barıştığı, sevenlerin bir araya geldiği, rahmet ve şefkat dolu günlerin en değerlilerinden olan Kurban Bayramınız kutlu olsun. Şeker tadında bir Kurban Bayramı geçirmenizi diler, her şeyin gönlünüzce olmasını temenni ederiz iyi bayramlar… KURBAN BAYRAMI MESAJLARI! 2025 RESİMLİ, KISA, UZUN BAYRAM MESAJLARI MESAJI VE SÖZLERİ Kurban bir olmaktır, birlik olmaktır, birlikte olmaktır. Sevdiklerinizin hep yanınızda olduğu nice bayramlar geçirmeniz dileğiyle… En güzel anıları birlikte paylaşmak, her bayramda hatırlanmak dileğiyle… Sevdiklerinizle beraber sağlıklı ve huzur içinde mutlu bir bayram geçirmenizi dileriz… Kalpler vardır sevgiyi yaşatmak için, insanlar vardır dostluğu paylaşmak için ve bayramlar vardır sevgi ile kucaklaşmak için. Kurban Bayramınızı kutlarım. Vesile olalım kardeşliğe ve barışa. Yorulalım hepimiz yarınki uğraşa. Erişelim birlikte nice bayramlara. Mübarek Kurban bayramınızı en içten dileklerimle kutlar; küskünlerin barıştığı, sevenlerin bir araya geldiği bir bayram dilerim Gerçek olan güzellikler yaşandıkça anlaşılır, Dostluğu, sevgiyi, birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz nice bayramımız mübarek olsun. RESİMLİ EN GÜZEL BAYRAM MESAJLARI Bin damla serilsin yüreğine, bin mutluluk dolsun gönlüne, bütün hayallerin gerçek olsun, duaların kabul olsun bu bayramda… Kurban Bayramın mübarek olsun! Bugün ellerinizi her zamankinden daha çok açın. Avucunuza melekler gül koysun, yüreğiniz coşsun. Kurban Bayramınız hayırlara vesile olsun. Bugün sevinç günü, kederleri bir yana bırakıp mutlu olalım. Kurban Bayramını doya doya yaşayalım. Hayırlı bayramlar! Her şeye kadir olan Yüce Allah, bizleri, doğru yoldan ve sevdiklerimizden ayırmasın! Hayırlı ve bereketli Kurban Bayramları dileğiyle. Bir avuç dua, bir kucak sevgi, sıcak bir mesaj kapatır mesafeleri, birleştirir gönülleri, bir sıcak gülümseme, bir ufak hediye daha da yaklaştırır bizi birbirimize. Nice Kurban Bayramlarına… Bugün Bayram! Mübarek Kurban Bayramı Tüm insanlar birbirlerine daha çok yakınlaşsın, dargınlıklar ortadan kalksın, kardeşlik ve dostluk duyguları daha da kuvvetlensin. Tüm insanlar neşe ve mutluluk denizinde yüzsün. Bugün sevinç günü, kederleri bir yana bırakıp mutlu olalım. Kurban Bayramı”nı doya doya yaşayalım. Hayırlı bayramlar. Bir Kurban Bayramı daha geldi. Bu bayramın öncelikle milletimize, İslam alemine ve de insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Allah”tan diliyoruz. Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki yorgun, yine de mutlu, yine de umutlu, yine de sevgi dolu nice bayramlara.. Mübarek Kurban Bayramı tüm ulusumuza kutlu olsun. Allah tüm inananlara nice huzurlu, bereketli bayramlar nasip etsin. Kurban Bayramınızın da böyle bir neşeyle gelmesi ve tüm ailenizi sevince boğup evinize bereket getirmesi dileğimizle. İyi bayramlar! Mübarek Kurban Bayramınızı tebrik eder hayırlara vesile olmasını dileriz. Bu hayırlı günde dualarınız kabul olsun. Dualarınızı eksik etmeyin… Mübarek Kurban Bayramını sevdiklerinizle beraber sağlıklı ve huzur içinde geçirmenizi dileriz. Mutlu Bayramlar…

Source: Sabah


Ekrem İmamoğlu”ndan Silivri”den bayram mesajı… Yol arkadaşlarına seslendi: “Bu aklın sonu yakındır!”

Silivri”de tutuklu bulunan İBB Başkanı ve CHP”nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu , bayram mesajı paylaştı. MİLYONLARCA İNSANIN KALBİNDEYİM İlk defa bir Kurban Bayramı’na cezaevinde giriyorum diyen İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı: Bugün Bayram. Her bayramda büyüklerimin ellerini öper, geniş ailemle bir araya gelir ve fırsat bulursam doğduğum toprakları ziyaret ederek büyüklerimizin hayır dualarını alırdım. İlk defa bir Kurban Bayramı’na cezaevinde giriyorum. Evet ailemden, sevdiklerimden, evimden ve işimden uzağım. Bir büyük haksızlığın, bir büyük kumpasın mağduruyum. Ama biliyorum ki mücadelemle milyonlarca insanın kalbindeyim. Bu girdaptan çıkınca tüm ülkenin rahatlayacağına da adım gibi eminim. YOL ARKADAŞLARINA SESLENDİ Bu bayram en büyük burukluğum ise haksız yere tutuklanan yol arkadaşlarımın; sırf ailelerine işkence olsun diye başka cezaevlerine sevk edilmeleri oldu. Buradan özellikle haksız yere tutuklanan arkadaşlarımın ve ailelerinin bayramlarını kutluyorum. Bütün kalbimle, gücümle, dualarımla hep yanlarındayım. BİR DAHA DÖNMEMEK ÜZERE GİDECEKLER! Şundan emin olun ki ailelerimize bunu yapmalarının tek sebebi çok zayıflamış olmaları, artık milletten tam anlamıyla kopmalarıdır. Bu aklın sonu yakındır, yakında bir daha dönmemek üzere gidecekler. Sizler ise yıllar sonra geriye onurlu duruşunuzu, müthiş direnişinizi ve zafer hikayenizi bırakacaksınız. Bu ülke asıl bayramı bu sinsi, darbeci, fitneci, kumpasçı operasyonları yapanlardan kurtulduğunda kutlayacak. Biz kazanacağız, millet kazanacak. Bayramınız mübarek olsun. Bugün Bayram. Her bayramda büyüklerimin ellerini öper, geniş ailemle bir araya gelir ve fırsat bulursam doğduğum toprakları ziyaret ederek büyüklerimizin hayır dualarını alırdım. İlk defa bir Kurban Bayramı’na cezaevinde giriyorum. Evet ailemden, sevdiklerimden, evimden ve… — Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi (@CBAdayOfisi) June 6, 2025

Source: Haber Merkezi


Yakup Köse yazdı: Kurban Bayramı”nı kutlamayacaklarmış

CHP Genel Başkanı Özgür Özel”in şirazesi iyice kaydı.İşi kolay değil. Bir yandan partisine bağlı belediyelere yolsuzluk operasyonları art arda oluyorken diğer yandan da başkan seçildiği kurultay iptal edilmenin eşiğinde.Böyle durumlarda sağlam bir psikoloji gerekiyor. Görüldü ki Özel”de sağlam bir psikoloji yokmuş. Ortağı Ekrem İmamoğlu yolsuzlukla birlikte organize suç örgütü yapmakla suçlanıyor. Savcılık yazışmalarından “Ekrem İmamoğlu suç örgütü” olarak geçiyor. Bu suç örgütünün içinde olup da tutuklananların neredeyse yarısı itirafçı oldu. İmamoğlu”nu oldukça zor günler bekliyor; haliyle Özgür Özel”i de…Özgür Özel”in şirazesinin kaymasında, istikbalde yaşayacakları zor günlerin korkusunun tesiri de var.Özel”in, Ekrem İmamoğlu suç örgütüne yönelik soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek”e tehdit ve hakaret etmesinin altında, yaşayacağı zor günlerin korkusunun sebep olduğu panik hali var.Özgür Özel Kurban Bayramı”nda hiçbir partiyle bayramlaşmayacaklarını söyledi. Suyolu yaptığı Silivri”ye gidip cezaevinde, Ekrem İmamoğlu adlı suç örgütünü kurmakla suçlanan eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüşen Özel cezaevi önünde medya mensuplarına niçin bayramlaşmayacaklarına anlattı: “Biz hiçbir siyasi parti ile bayramlaşmama kararımızı çok önceden bildirdiğimiz için, siyasi partilerin bayramlaşma listelerinde yokuz. Bizim bayram görecek halimiz yok arkadaşlar. Bayram gelmiyor bize.”Özel”i dinlerken “Bu millete yıllarca Kurban Bayramı”nı zehir ettiniz şimdi kutlasanız ne olur kutlamasanız ne olur” diye kendi kendime söylendim.AK Parti”nden önce ülkede hakim olan CHP zihniyeti Müslüman Anadolu halkının kurbanına karışır, insanların kurbanın etini ve derisini nereye bağışlayıp nereye bağışlamayacağını belirlerdi.İnsanlar, sanki gayrimeşru iş yapıyormuş gibi gizli saklı kurban keser, derileri de Türk Hava Kurumu”na kaptırmamaya çalışırlardı. Kurban bayramlarında insanların üzerine öyle baskı kurarlardı ki insanlar bayramı yaşamayı unutup kurbanının derdine düşerdi.Kurban derisini Türk Hava Kurumu”na vermek zorunluydu. THK çalışanları polis eşliğinde camilerin depolarına baskın yapıp kurban derilerine el koyarlardı.Halkın derilerini satan THK yetkilileri paraları işret alemlerinde yerlerdi!CHP Kurban Bayramı”nı kutlamıyormuş, biz Müslüman Anadolu halkının da çok umurundaydı!Her türlü melanetten kurtuluşumuza vesile olması duasıyla Kurban Bayramınızı tebrik ederim!

Source: Yakup Köse


Esra Elönü yazdı: Şikayetimizi geri almayacağız…

Karnımız değilKalbimiz anneye aç…Taş kaynıyoruz…Ölmek soğutmuyor yetimliğini Gazze”nin…Daha fazlası varmış gibi bu garipliğin,Kendi aramızda ölüyoruz.Her şey ne kadar yalan bir tek cennetten emin,Çocuklar yetişmiştir eğlen Müslüman sevin,Değiliz muhtaç, değiliz aç, kırgın bile değilizBu kıyamet üstüne uyuyacak değiliz,Avutma beni, ürettiğin şahane bahaneler benziyor Mahmut Abbas”aVallahi cehennem kapılarını yumruklayacak öfkem, sabrım olmasaHiçbir şey yapmamanızaZalime nazınızaBoşluk bırakıp Gazze”ye gönderdiğiniz mesajlarınızaDönmüyoruz dönmeyeceğiz bakmayın hiç kusuraBizi boşluğa bırakanlara vallahi değiliz kızgınSadece dalgalar değil artık kıyılar azgın.Yarın büyük bir gündü bugünü yaşasaydıkKöpek diş oyuğunda ne kadar uzun kaldık.Şiirler şarkılara papatyalar kırlaraDöke saça pespayeKem küme gebe beyin, drama sıfır hikayeSosyolojik tespitler Yeni Dünya düzeniKabileler hep eski goller hep efsaneviPardon anlaşıldı değil mi ölüyoruz bi nevi…Öyle değil mi efendim,Efendim öyle değil mi?Susun gözlüklü ve ciddi adamlar kravatlarını düzeltiyor,Size çok önemli şeyler söyleyecekler…Küresel ıkınmanın,Eriyen kuzularınNesli tükenen ottilop kurdunun florasıGevezeler ve sıcak mezeler can yongası.Hep bize denk gelecek annemin kardeşimin yası.Hesap gününde şikayetini geri al diye yapacaksanız baskı,Hayaller ve temenniler size dünyada askı.Çünkü biz şikayetimizden vazgeçmeyeceğiz.Bizi çok derin donduruculara atın,Gözden ırak gönülden Gazze olalımDiyelim ki…Unutma ki.Biz dünyanın açık unuttuğu mikrofon Gazze.Çığlıklarımızı feryatlarımızı duydunuz üzdük sizi bir nebze,Rızkı da veren AllahRiski de veren AllahDoğmak var içimizde öle öle yaşarızBir Hacer”e üzülürİbrahim”e ağlarız.

Source: Esra Elönü


43 dakikalık gecikme… Velayet alındı!

Muğla nın Fethiye ilçesinde yaşayan Nazlı Zeynep A. (48) ve B.C.A., 2021 yılında ayrılarak, karşılıklı boşanma davası açtı. habericionecikanlar#100#left# BABA AYDA 2 KEZ KIZINI GÖRECEK KARARI DHA daki habere göre Fethiye 1 inci Aile Mahkemesi, 20 Aralık 2024 teki duruşmada, çocuğun mahkeme huzurunda dinlenmesine karar verirken, 6 Şubat 2025 te de geçici velayeti tekrar annesine verdi. Baba B.C.A. nın ise ayda 2 kez kızını görebileceği yönünde hüküm kuruldu. ÇOCUK BABAYA GİTMEK İSTEMEDİ Fethiye Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü nce 13 Şubat ta hazırlanan sosyal inceleme raporunda, çocuğun kendini net olarak ifade ettiği ve yaşadığı birtakım olaylar nedeniyle babasına gitmek istemediği belirtildi. Raporun sonuç kısmında, baba B.C.A. nın kızı ile sosyal hizmet uzmanı ya da pedagog eşliğinde görüşmesinin çocuğun menfaatine olacağı belirtildi. KIZINI 43 DAKİKA GEÇ GÖTÜRDÜ Nazlı Zeynep A., Ramazan Bayramı nın 2 nci günü, Fethiye Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü tarafından belirlenen görüşme yerine kızını 43 dakika geç götürdüğü için 3 günlük zorlama hapis cezasına çarptırıldı. VELAYET BABAYA VERİLDİ Anne, kızını avukatına bırakıp cezaevine girerek, cezasını çekti. 30 Mayıs ta Fethiye 1 inci Aile Mahkemesi nde görülen son duruşmada, S.D.A. nın mahkeme huzurunda dinlenmesi yönündeki karar kaldırıldı. Çiftin boşanmasına karar verildi ve çocuğun velayetinin de baba B.C.A. ya verilmesine hükmedildi. 4 yıl süre boşanma davası sürecinde küçük kızın velayeti 4 üncü kez değişti. MAHKEMEYE DEFALARCA BAŞVURDUM Nazlı Zeynep A., kızını gözyaşları arasında teslim ederken, karara itiraz edeceğini söyledi. Nazlı Zeynep A., kızının babasıyla görüşmek istemediğini ileri sürerek, Tam 4 senedir, kızım 3.5-4 yaşından itibaren mahkemeye defalarca başvurduk çocuğumu dinlemeleri için. Mahkemeye kızımın kendini çok iyi ifade ettiğini bildirdim. Çocuğum ısrarla kendisi anlatmak istiyor. Ancak tıpkı soruşturmada olduğu gibi çocuğum susturulmuş. KIZIMI DİNLEMEDEN KARAR VERDİ Biz çocuğumun dinlenmesi durumunda bütün gerçekliğin ortaya çıkacağını ve tamamen bu yasal süreçlerin olması gerektiği şekilde ve sağlıkla yürüyeceğini biliyorduk. Ama mahkeme kızımı dinlemeden karar verdi. İtirazımıza yönelik hemen adımlar attık. Şu an iki ayrı bakanlığa başvurmuş durumdayız. Aynı zamanda da itiraz sürecimiz de başlıyor. Söz konusu itiraz işlemleri sonuçlanana kadar en azından çocuğumun korunması adına sosyal hizmetlerin çocuğumu almasını rica ediyorum. Çocuğumun güvenli bir ortamda olduğundan emin olmaya ihtiyacım var dedi. ANNEDEN İSTİSMAR İDDİASI Nazlı Zeynep A. ayrıca, baba B.C.A. hakkında 2021 yılından itibaren Sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı , Çocuğun cinsel istismarı , 12 yaşından küçük mağdurların cinsel istismarı suçlarından farklı soruşturmalar yürütüldüğünü, ancak yeterli delil ve emare bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına yönelik kararlar verildiğini ileri sürdü. İSTİNAF MAHKEMESİNE İTİRİZAMIZI YAPACAĞIZ Nazlı Zeynep A. nın avukatı Meltem Banko ise Bu gerek iç hukukumuza, gerek uluslararası hukukun tahammüllerine aykırı bir usul. Dolayısıyla burada çocuğun psikolojisi hiçe sayılarak, çocuğun iradesi hiçe sayılarak mahkeme bir karar vermiş. Yargıtay ın yerleşik içtihatlarına bakacak olursak hangi durumlarda bir çocuğun velayeti anneye değil babaya verilir? Burada annenin hayasız yaşam sürmesi, yeni bir evlilik yapması, çocuğuna şiddet uygulaması gibi çeşitli başlıklar sayabiliriz. Bunların hiçbiri somut olayda mevcut değil. Yani siz cinsel istismardan soruşturma geçiren bir kişiye tak diye velayeti veremezsiniz. Çocukla babanın yatılı kalmamasına yönelik uzman görüşleri var. 4 üncü kez bu velayet değişiyor. Bu karar karşısında elbette ki istinaf mahkemesine başvuracağız; ama şu anda bu ara dönemde çocuk son derecede yıprandı, yıpranmaya devam ediyor. Biz uzman desteği istiyoruz, uzmanları çağırıyoruz dedi.

Source: Habertürk


Başkan Erdoğan AK Parti teşkilatı ile bayramlaştı: Cumhur İttifakı Türkiye’nin güvencesidir

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı dolayısıyla AK Parti teşkilatlarına video mesajla seslendi. Başkan Erdoğan, teşkilat mensuplarının Kurban Bayramı”nı kutlarken Gazze”de yaşanan insanlık dramına da dikkat çekti. “Yetimlere, şehit yakınlarına ve mazlumlara sahip çıkalım” çağrısında bulunan Başkan Erdoğan birlik ve beraberlik mesajı verdi. “Cumhur İttifakı Türkiye”nin güvencesidir. Türkiye”yi bayram gibi bayramlara kavuşturacağız” diyen Başkan Erdoğan, mesajında şunları söyledi: BAYRAMIN MANEVİYATINA DİKKAT ÇEKTİ Çok değerli kardeşlerim, kıymetli yol arkadaşlarım, sevgili gençler, saygıdeğer hanımefendiler, beyefendiler, sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyor, Kurban Bayramı”nızı canıgönülden tebrik ediyorum. Bizleri bir bayrama daha ulaştıran, kurbanın bereketinden, şefkatinden ve merhametinden istifade etmeyi bizlere nasip eden Rabbimize sonsuz hamdolsun. Bu bayram; başta gönül ve kültür coğrafyamızda yaşayan kardeşlerimiz olmak üzere tüm insanlık için mübarek olsun. Kurban Bayramı”nın, AK Parti teşkilatlarımızla birlikte tüm milletimiz, İslam âlemi ve insanlık için barışa, huzura ve dayanışmaya vesile olmasını Yüce Allah”tan niyaz ediyorum. Bu güzel bayram gününde; Vatanı, bayrağı ve milleti uğruna toprağa düşen tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmetle yâd ediyorum. Gazilerimizden dar-ı bekâya irtihal edenlere Allah”tan rahmet, hayatta olan gazilerimize de sağlıklı, huzurlu ve uzun ömürler diliyorum. Bayramlar, her şeyden ve herkesten önce, dünya bahçemizin çiçekleri olan çocuklarımızın bayramıdır. Kendi ülkemizdeki çocuklarla birlikte, ümmetin dört bir yanındaki tüm yavruların da bayramını kutluyor, her birini neşeyle parlayan gözlerinden öpüyorum. Yine bu anlamlı günde; ömrünü ailesine, ülkesine ve çocuklarına hizmetle geçirmiş, bugün emeklilik günlerini yaşayan büyüklerimizin de bayramlarını en içten dileklerimle kutluyorum. GAZZE”DEKİ ACIYI UNUTMADI İsrail”in Gazze”de 20 aydır sürdürdüğü katliam, soykırım, yıkım ve vahşet politikası nedeniyle bu bayramı da ne yazık ki Müslümanlar olarak buruk geçiriyoruz. Bir yandan Kurban Bayramı”na erişmenin bahtiyarlığını yaşarken, diğer yandan enkazlar arasında, bombalar altında bayramı karşılayan Gazzeli mazlumların acısını kalbimizin en derinlerinde hissediyoruz. İsrail hükümetinin insanlık dışı saldırılarına rağmen, doğdukları toprakları kahramanca savunan, canları pahasına Gazze”ye sahip çıkan Filistinli kardeşlerimi bugün bir kez daha derin bir hürmetle selamlıyor, bayramlarını tebrik ediyorum. Bu uğurda şehit düşen kardeşlerimizi rahmetle yâd ediyorum. Siz kıymetli teşkilat mensuplarımdan özellikle istirham ediyorum: Bayram boyunca yetim, öksüz, mazlum ve mağdur çocukları hatırlayın. Onların da bayramın sıcaklığını ve neşesini hissedebilmeleri için gönlünüzü, sofranızı ve tebessümünüzü onlara açın. Aynı şekilde; hayatlarını vatanımıza, bayrağımıza ve istiklalimize adayan şehitlerimizin aziz emanetlerini de bu bayramda unutmayın, ihmal etmeyin. Onların ailelerine gösterdiğiniz vefayla, milletimizin kadirşinaslığını bir kez daha ortaya koyacağınıza yürekten inanıyorum. Her birinize bu yöndeki gayretleriniz için şimdiden gönülden teşekkür ediyorum. YETİM VE MAZLUMLARA SAHİP ÇIKIN ÇAĞRISI Aziz kardeşlerim, AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak üzerimizde gerçekten çok büyük bir mesuliyet taşıyoruz. Ülkemizde ve bölgemizde yaşanan her gelişme, partimizin ve ittifakımızın dayanışmasının ne denli önemli olduğunu bizlere bir kez daha hatırlatıyor. Sadece son iki haftada ana muhalefet cephesinde şahit olduğumuz tartışmalar bile, omuzlarımızdaki sorumluluğun ne kadar ağır, görevimizin ise ne kadar mühim olduğunu görmek açısından ziyadesiyle yeterlidir. Daha bir yıl öncesine kadar seçim meydanlarında bol keseden vaatler dağıtanlar, bugün en basit belediye hizmetlerini dahi yerine getiremez hâle gelmiştir. Muhalefetin saplandığı popülizm bataklığının, şehirlerimizi nasıl bir uçurumun eşiğine sürüklediğini ibretle takip ediyoruz. Bırakın Türkiye”yi yönetmeyi, ellerindeki üç beş belediyeyi bile skandalsız, sorunsuz, kavgasız ve şaibesiz şekilde yönetme becerisi olmayan; sadece bir avuç yolsuz siyasetçinin masalına dönüşmüş bir zihniyetle karşı karşıyayız. Türkiye”nin ana muhalefet partisinin bu vizyonsuzluktan kurtulması, beceriksizliğe mahkûm ettikleri milyonlarca vatandaşımız gibi, bizim de en samimi arzumuzdur. BAŞARIYA ULAŞACAĞIZ Değerli yol ve dava arkadaşlarım, Cumhur İttifakı”nın, Türkiye”nin her bakımdan güvencesi olduğu her geçen gün daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Eğitimden adalete, dış politikadan demokrasiye kadar tüm alanlarda Türkiye”yi hak ettiği seviyelere ulaştıracak irade, tecrübe, birikim ve vizyon sadece bizde vardır; bu da ancak AK Parti ve Cumhur İttifakı”nda mevcuttur. Rusya ile Ukrayna arasında dördüncü yılına giren savaşın sona erdirilmesine yönelik görüşmelerin İstanbul”da yapılması, bu duruşumuzun açık bir ispatıdır. Terörsüz Türkiye hedefine doğru attığımız adımlar, aynı zamanda ülkemizin kendi sorunlarına yerli ve milli çözümler üretme kabiliyetini de ortaya koymuştur. 86 milyonun ezeli ve ebedi kardeşliğini pekiştirecek bu hayırlı süreci, herhangi bir sapmaya mahal vermeden inşallah başarıya ulaştıracağız. Ekonomi alanındaki önceliklerimizden biri olan enflasyon, istihdam ve ihracat konularında da çok olumlu gelişmeler yaşanıyor. Büyüme ve ihracat rakamlarının ardından, geçtiğimiz salı günü açıklanan enflasyon verilerinin de hedeflerimizle uyumlu olduğunu görmek bizleri ayrıca memnun etmiştir. KAVGA VE KUTUPLAŞMA OLMAYACAK Şunu sizlerle birlikte tüm vatandaşlarımızın bilmesini isterim: Türkiye Yüzyılı”nı kardeşliğin, demokrasinin, refahın, kalkınmanın ve tüm bölgemizde barışın yüzyılı yapıncaya kadar durmadan çalışacağız. Bu yolda hiçbir ayrım yapmadan, 86 milyonun tamamını kucaklayacağız. Gerilimden, kavgadan, kutuplaşmadan beslenenlere asla prim vermeyeceğiz. Bilhassa bu mübarek günlerde, kapısı çalınmadık, kalbi fethedilmedik, hâl hatırı sorulmadık hiç kimseyi bırakmayacağız. Hep birlikte, bu anlayışla millete hizmet mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu düşüncelerle; kestiğiniz kurbanların Hak Teâlâ katında makbul olmasını diliyorum. Şu anda kutsal topraklarda hac farizasını yerine getiren kardeşlerimizin ibadetlerinin kabulünü Cenab-ı Allah”tan niyaz ediyorum. Ülkemizin ve milletimizin huzurlu bir bayram geçirmeleri için görev başında bulunan tüm güvenlik güçlerimize ve kamu personelimize gönülden teşekkür ediyorum. Allah bizleri nice bayramlara, bayram gibi bayramlara eriştirsin diyor; Kurban Bayramı”nızı tekrar tebrik ediyorum. Sağ olun, var olun. Allah”a emanet olun. Kalın sağlıcakla.

Source: Muhammed Uzun