Tutuklu gençlerin aileleri yarın hâkim karşısına çıkacak 14 öğrenci için dayanışma çağrısı yaptı: ‘Sesimiz olun anne’
Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınmasıyla başlayan protestolara katıldıkları gerekçesiyle tutuklu bulunan 14 öğrenci yarın Silivri’de hâkim karşısına çıkacak. Çocuklarının serbest bırakılmasını talep eden ailelerin dayanışma amacıyla kurduğu Anne-Baba Dayanışma Ağı dün Şişli’de bir basın toplantısı düzenledi. Yapılan açıklamada, “Kendilerine gelecek yaratmaya çalışan çocuklarımız haftalardır parmaklıklar ardında. Mücadelemiz sonucunda çocuklarımızın bir kısmını aldık ama hâlâ içeride olanlar var. Onlarla gurur duyuyoruz. Bu çocuklar demokratik bir ülkede soruşturmaya bile tabi tutulmazlardı. Bir bayram, anneler günü ve Gençlik Bayramı geçti. Şimdi önümüzde bir bayram daha var. Özgürlüklerinden mahrum bırakılmamalarını talep ediyoruz” ifadeleri kullanıldı. Aileler bu süreçte yaşadıklarını ise Cumhuriyet’e anlattı. 66 gündür tutuklu bulunan 19 yaşındaki Toprak Doğan’ın annesi Candan Doğan, “Oğlum Saraçhane’de alandan alındı. Vatan Emniyet’e götürülmüş, bir gün boyunca nerede olduğunu öğrenemedik. Uçak teknisyeni olmak istiyordu. Bu sene hazırlanamadığı için üniversite sınavına girmemeye karar verdi. “BU ÜLKEYİ SEVİYORUM” ‘Yurtdışına gitmeyeceğim bu ülkeyi seviyorum’ diyordu. En büyük endişeleri unutulmak, ‘Sesimiz olun anne’ diyor. Ne kadar kötü bir şey yapmış olabilirler? Tecavüzcüler, hırsızlar çıkabiliyor ama çocuklarımız içeride. Oğluma hiç kızmadım çünkü yanlış bir şey yapmadı” dedi. Oğlu Burak ve kardeşi Mahzuni tutuklu bulunan Tülay Yıldız ise “Gözünün tam yanına biber gazı fişeği denk gelmiş. Ona, ‘Keşke gitmeseydin’ dedim ama çocuklar haklı. Geleceklerini göremiyorlar. Oğlum Saraçhane’ye gittiği için pişman değil” ifadelerini kullandı. “BETON DUVAR GİBİ” Yıldız, “Geldiği akşam ‘Küçücük çocukların olduğu yerde gaz sıktılar, bunlar nasıl insanlar’ dedi. Bana ‘Artık her gün gideceğim anne’ dedi. Gözaltına aldıktan sonra çocukların burnunun ucunu bize göstermediler. Çocuklara ne yaptılar da bize göstermiyorlar? Polislere yalvardık bir kez görmek için beton duvar gibi duruyorlar. Cezaevinde hepsi birlik oldular. Oğluma ağabeyleri İngilizce öğretiyormuş. 30 Mayıs’ta tahliye olacaklarından umutluyuz” diye konuştu. “SANIYORLAR Kİ TUTUKLU ÇOCUKLAR SADECE CHP”Lİ” İşten eve dönerken tramvayda gözaltına alınan Eyüpcan’ın annesi Fatoş Şahin yaşadıklarını şöyle anlattı: “Keşke yanında olsaydım ya ben onunla alınırdım ya da kurtarırdım. Dört gün boyunca İstanbul’daki tüm emniyetleri gezdim nerede olduğunu öğrenemedim. Benim çocuğum günlerce göremeyeceğim kadar ne yaptı? Savcılarımız, yönetenler çocuklarını öldürenleri, tecavüzcüleri bırakmış tertemiz okumaya çalışan çocukları cezalandırıyor. Tüm çocuklar çıkmazsa Eyüpcan çıkarsa sevinemem. Bize ‘arabamı hazırlayın Türk bayrağı asın’ dedi. 30 Mayıs’ta tahliye olup arkadaşlarını gezdirecekmiş.” Bazıları Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın fotoğraflarını profillerinde kullanan insanlardan olmak üzere sosyal medyadan gelen hakaret içerikli yorumlara da tepki gösteren Şahin, “Sizinki de mi ekmek almaya gidiyordu” yazıldığını, çocuklarının Berkin Elvan’a benzetildiğini söyledi. Yıldız, “Sanıyorlar ki Saraçhane’ye gelen çocuklar CHP’li. Oysa koyu AKP’li aileler biliyoruz, çocukları tutuklu” dedi.
Source: İrem Karataş
İktidar yenir mi, giyilir mi?
Öteden beri toplumbilimciler, aydınlar bilimsel yazıları söyleşileriyle özgür kürsülerde… Akla, bilime tutunanlar için belge bilgi kitaplar çuvallar dolusu… İktidar, gizemli çekiciliği olan bir sözcük… Auguste Comte ’a dek uzanacak değilim… Bugünlerde sözde gazetecilerin, aynı telden çalanların tek konusu iktidar… Aslında epeydir ayaklarını uzatıp yayıldıkları kendi alanlarını korumak… Peki, biz sıradan yurttaşlar için… Yaşadıklarımızdan ders çıkararak tartışabiliyor muyuz? Evet… Sandık zamanı susarak… Biz bizeyken dille elle çokça kafa göz yararak… İktidar, bir işi yapabilme gücü, başarabilme yetki ve yeteneği diye bilinir. Çoktandır anlamını bilenin bilmeyenin, eğitimlinin eğitimsizin ağzında sıradanlaşan bir sözcük… Olmamalı… Ana babamızın iktidarına doğup içine doğduğumuz iktidarla uyuşarak çatışarak… Eli ekmeğimizin üstünde olanla uzlaşmaya uzlaşmamaya çalışarak büyümüyor muyuz? Siyasal gücü elinde tutan iktidar, uzanabilene burnu kadar yakın değil mi? İktidar akla ilkin güç kavramını getirir. Ayrımında olarak olmayarak herkesin bir iktidar alanı, iktidarını baskın kılacağı bir çevresi vardır. İktidar olma düşü, dört duvar ardında başlar. Geleneksel bakış varsa babayla anneyi, büyük çocukları, birlikte yaşanan dede nineyi ailenin reisi görür; reis(ler) doğru bildiklerini, uygun gördüklerini birlikte yaşadıklarına onaylatmaya çalışır. Ben buna, “iç iktidar” diyorum. İç iktidarın egemen(ler) ince her gülüşün, her bakışın, her sözün, her duruşun… Bir dilim ekmekten bir bardak suya her şeyin hesabı sorulur. İç iktidarların keskin kararlarından büyük küçük her zararı çoğunca kız çocuklarıyla kadınlar görür. İnsanlar iktidarı çatısını çatabildikleri alanda tadar. Bu güç tadana pek hoş gelir. İktidar tartışmalarının en ateşli alanı evler mi? Köylerden kentlere kahvelerde, toplutaşımda, lokantalarda, her yerde tartışılır da… Sesini akciğerinde tutanların kendi iktidarını yitirme ya da koruma korkusu, şarkıları türküleri bile bastırır. Maddi-manevi borcu bacadan aşan, birbirini aldatan, çocuklarını, kız(lar)ını yasaklara boğan iç iktidarın egemeni, kapı dışındaki iktidarı sorgulayabilir mi? Bir de kendi mahallesinde hiç iktidar düşü kuramamış, sistem dışına itilmiş, yaşamı boyunca iktidar olması engellenenler var. Üstelik iç iktidarın karışanı görüşeni de dört duvarı aşar. “Eller ne der ne düşünür?” Komşular, bakkal, muhtar, apartman görevlisi amcalar teyzeler… Kimi gerçekten esirgeyip gözetendir. Ne ki iç iktidarın dengesini bozan hırsız yolsuz, alkolik, uyuşturucu satıcısı, çocuk istismarcısı, kadın katili zehirli sarmaşıklar da varken… Evinde, mahallesinde iktidar olmak bile gitgide zorlaşmıyor mu? Aynı çatı altında yaşadıklarından, uzak yakın akrabalarından, komşularından bir günaydını esirgeyen(ler)in güçlü görünme gösterilerine… Kendi doğrusundan başkasını tanımayan, inançla özgür düşünceyi karıştıran, bilimsel bilginin yerine dogmaları koyan, bireysel çıkarı için koşuşturanların… Tüm canlılara, çocuklara kadınlara şiddet uygulayarak, sövgüyle, dayakla, maçolukla baskı kurarak iktidarını koruduğuna tanık olmuyor muyuz? Kendi mahallesinde iktidar olamamışken neyi nasıl yaşamak zorunda kaldığını kestiremeyen, sevincini sonuna dek yaşayamayan… Bireysel ve toplumsal kaygıların kaynağını sorgulayamayan, sorgulama gücü elinden alınan binlerce kadın erkeği düşündüğümüzde… Açgözlü görgüsüzlerin fink attığı bir ortamda demokratlıktan dem vurmak akıllı işi midir? Ağacın kurdu içinde kardeşim… İki ölç, bir biç!
Source: Sevgi Özel
Oya Başak ya da yaşama sevinci
Geçen cumartesi akşamından beri ülkemde hayat biraz daha renksiz, daha gri, daha acımasız, daha zor, daha hoyrat. Bin yıllık dostum, arkadaşım, o efsanevi hoca, Boğaziçi Üniversitesi’nin emeritus profesörü Dr. Oya Başak sonsuzluğa göçtü. 70 yıllık dostum, can yoldaşım Oya, direnen Boğaziçi Üniversitesi’nin simgesi, 22 yıl boyunca bu eğitim yuvasında İngilizce dil ve edebiyat bölümünün başkanlığını seçimle başa gelerek sürdürmüştü. Üniversitesinin nitelikten, laiklikten, insani değerlerden, özerklikten ödün vermemesi için amansız bir mücadele sürdüren, binlerce öğrenciye burs sağlamak için didinen, öğrencilerinin koruyucu meleği olan, ömrünü bu üniversiteye adamış hocaların hocasıydı. Son güne kadar liyakatsiz atanan kayyum rektöre direnmişti. Elinde bastonu, sırtında cüppesiyle o ikonik fotoğrafı bizleri asla terk etmeyecek. 2024 PEN Yazarlar Derneği Duygu Asena Ödülü’nü “Direnen Boğaziçi Üniversitesi hocalarına, öğrencilerine, çalışanlarına” verdiğimizde, sağlık sorunlarına karşın ödül törenine katılmış, konuşmasında her yaştan herkesi tepki göstermeye davet etmiş, öğretirken ne çok şey öğrendiğini anlatmıştı. ÜNİVERSİTE İŞGAL ALTINDA Bildiğiniz gibi Boğaziçi Üniversitesi nicedir işgal altında. Gericiliğin, karanlığın işgali altında. Vatan ve Atatürk sevdalısı Oya Başak, gericiliğe, yozluğa, yobazlığa karşı direnenlerdi. Cumhuriyetin devrim ilkelerinin yok edilmesine karşı mücadeleden son ana dek vazgeçmedi. Ve sonunda bu ilim yuvasını işgal edenler, üniversiteyi en nitelikli hale getiren kurucu hocalarla birlikte Oya Başak’ın da üniversiteye girişini yasakladılar. İki gün önce Bebek Camisi’nden onu sonsuzluğa uğurlarken, ellerinde büyütülmüş o direnç fotoğrafıyla, direnenlerin cenazeye katılmaları; Bebek Camisi’nin bugüne dek gördüğü en geniş kalabalık öğrenci kitlesi tarafından alkışlarla karşılanması, adeta Oya Başak’a verilmiş bir sözdü. “Hocam rahat uyu. Mücadeleye devam edeceğiz” sözüydü. İNSANİ DEĞERLER Oya Başak, Shakespeare uzmanı, tiyatro uzmanı, İngiliz ve Amerikan edebiyatı uzmanıydı. Ancak onun asıl uzmanlık alanı, yaşam sanatıydı. İnsanı “insan” yapan değerlerdi. Tüm öğrencilerinden en çok duyduğum sözler şunlardı: “Bize yalnız edebiyatı, tiyatroyu, müziği değil, yaşamı sevdirdi!” … “Bize hayattan zevk almayı öğretti”… “Bize yaşama sevinci verdi!” O, sadece bir eğitim neferi değildi. Her alanda güzelliğe, heyecana, coşkuya, neşeye, bilgiye, birikime, dünya nimetlerine doymak istemeyen bir çocuktu da… Hayata merakla sarılırdı. Dinmeyen bir öğrenme tutkusu, paylaşma tutkusu vardı. Tüm sanatlarla içli dışlı, haşır neşirdi. Bunların birbirini tamamladığını bilirdi. Ve tüm sanatlar onun için yaşama sanatına hizmet ederdi. Profesörlerin en dalgınıydı. Tüm dostlarının neşe kaynağıydı. Kahkahaların ve düşüncenin derinliğini hepimize bulaştırandı. “VEDA”SI BİLE GELECEĞE DÖNÜKTÜ Sevgili Oya, Canım arkadaşım, yol arkadaşım, sanata doymazım, bilgi, birikim tutkunum, Türkiye’mizden vazgeçmeyenim, “neşedaşım”, “keyifdaşım” , en özenli eleştirmenim, çocuklarımı doğururken elimi tutan anaç dost, denizde, karada yolculuklarımızın dinamosu… Dokunduğun her insan gibi beni de zenginleştirdin, çoğalttın. Sana sonsuz teşekkürler. Canım Oya’cığım muhteşem bir tören kaçırdın! Birbirinden değerli üç kızın, torunların, harika kardeşlerin, tüm sevenlerin ve çocuklarım dediğin tüm öğrencilerin sana öyle bir tören hazırlamışlar ki olacak şey değildi! Bebek Camisi avlusu, bugüne dek böyle bir şey yaşamamıştır. Biz vedalaşmaya geldik sanıyorduk! Ne vedası, geleceğe yatırım yapma günüydü. Çağdaş Eğitim Vakfı ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, senin aracılığınla yüzlerce gence eğitim bursu kazandırdı. Hepimiz, “İşte Oya Başak mucizesi” dedik. Ve senin o meşhuuur kahkahalarını duyduk.
Source: Zeynep Oral
Dört yapraklı yoncaya vefa
Ankara’daki TED Üniversitesi’nde, Filiz Akın’ın adının ölümsüzleşeceği ‘Filiz Akın Köksal Özel Sanat Koleksiyonu Salonu’ hizmete girdi. Açılışa, Geçtiğimiz mart ayında vefat eden Filiz Akın Köksal’ın eşi Sönmez Köksal, oğlu oyuncu İlker İnanoğlu, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, ABB Başkanı Mansur Yavaş, TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, bazı CHP genel başkan yardımcıları, eski bakanlar ve ilçe belediye başkanları katıldı.
EĞİTİME ÖZEL BİR DESTEK
Duygusal anların yaşandığı açılışta, davetliler Filiz Akın’ın adını taşıyan salondaki sergiyi gezdi. Etkinlikte konuklara, Akın’ın yazdığı yemek kitabında yer alan özel bir brownie konuklara ikram edildi. Açılışta ayrıca Akın’ın “Hayatın Provası Yok” kitabı da satışa sunuldu. Kitaptan elde edilen tüm gelir, Türk Eğitim Derneği’nin burs fonuna aktarılacak ve başarılı ancak maddi imkanları kısıtlı öğrencilerin eğitimine katkı sağlayacak.
“MEŞALEMİZİ HEP TAŞIDI’”
Açılış konuşmasını yapan TED Genel Başkanı Pehlivanoğlu, “Filiz Akın Köksal’la beraber mütevelli üyeliği yaptık ve ailemizin hepsinden daha fazla bizim meşalemizi son dakikaya kadar taşıdı. Hatta ve hatta bıraktığı vasiyetiyle son dakikadan son anıya da taşıdı. Bizlere düşen sorumluluk değerlerimizi yaşatmaktır. Sizlerin de bize eşlik etmesinden büyük onur ve gurur duyuyoruz” ifadelerinde bulundu. Filiz Akın’ın eşi Sönmez Köksal ise eşi Filiz Akın’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile olan anılarını hatırlatarak, “Mansur Başkan’a burada mevcudiyeti için çok teşekkür ediyorum. Yıllar önce Filiz’i doğduğu ve çocukluğunu geçirdiği Beypazarı’na davet ettiğinde orada geçirdiğimiz bir iki gün ve özellikle dağ evindeki geceyi hiçbir zaman unutmadı. Kendisine Filiz adına çok teşekkür ediyorum. Ayrıca dört yaprağı olan yoncanın da iki yaprağı burada. Kendilerine de mevcudiyetleri için çok teşekkür ediyorum. Sultanım dediği Türkan Hanımı özellikle selamlıyorum. Çünkü telefonda sık görüşürlerdi. Filiz hep kendisine ‘sultanım’ diye hitap ederdi” dedi.
‘BiZiM iÇiN ONURDUR’
ABB Başkanı Mansur Yavaş yaptığı konuşmada “Beypazarı Belediye Başkanıyken, ‘Filiz Akın da burada doğmuş’ denirdi. Yıllar sonra kendisinin Beypazarı’na geleceğini duyunca çok sevindik. Geldiğinde doğduğu evi gösterdik, evi restore ettik. Bir sokağımıza da ismini verdik. Sanatçılar asla unutulmaz. Adını yaşatmak bizim için onurdur’’ dedi.
Hülya Koçyiğit de Filiz Akın için ‘’Beyaz Orkide” benzetmesi yaptı. Türkan Şoray ise ‘’O benim Manolyamdı’’ diyerek ağladı. Koçyiğit, yaptığı konuşmada “O bir beyaz orkideydi. Öyle zarif, öyle nadide bir kadındı” dedi. Türkan Şoray da ‘’Ona hep ‘Manolyam Filizim’ derdim. Bugün burada onun yokluğuyla yüzleşmek çok zor ama adının yaşatılması bir teselli” diye konuştu.
Source: Yavuz Alatan
Metin Aşık’a anma mesajı
Sarı-lacivertli kulübün sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “Kulübümüze 4 yıl başkanlık yapmış, camiamızın değerli isimlerinden Metin Aşık”ı aramızdan ayrılışının 6. yılında saygı ve rahmetle anıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Source: Fotomaç
Şampiyon, kupasını aldı
ELİT A Ligi”nde önceki hafta şampiyonluğu garantileyen Trabzonspor U19 Takımı, konuk ettiği Bodrum FK maçının ardından şampiyonluk kupasını aldı. Maçı 25. dakikada Ekrem Terzi ve 90″da Mustafa Ateş”in golleriyle 2-1 kazanan Fırtına, ligi 87 puanla tamamladı. Trabzonspor, gelecek sezon Türkiye”yi yeniden UEFA Gençlik Ligi”nde temsil etme hakkı elde etti. Kupayı, TFF Genç Oyuncu Gelişim Müdürü Savaş Çam verdi. EYÜP SAKA: AKADEMİ BAŞARISI! Trabzonspor U19 Teknik Direktörü Eyüp Saka, sezon boyunca gösterilen özveriye dikkat çekti. Saka, “Bu başarı, sadece sahadaki çocuklarımızın değil, U9″dan U19″a kadar tüm akademi yapısının eseridir. Başkanımız Ertuğrul Doğan”a ve yönetim kuruluna verdikleri destek için teşekkür ediyorum. Türk futbolunun potansiyeli yüksek. Bu gençlerin arkasında doğru yapı olursa çok şey başarabiliriz” dedi.
Source: Fotomaç
Keskin Divan’a talip
Beşiktaş Jimnastik Kulübü”nün 50 yıllık üyesi, eski voleybolcu ve kulüp yöneticisi Serdar Keskin, Beşiktaş JK Divan Kurulu Başkanlığı için adaylığını açıkladı. Keskin adaylık süreci ile ilgili bugün saat 10.00″da bir basın toplantısı düzenleyecek.
Source: Fotomaç
Galatasaray”dan Mourinho”ya “Drone”lu mesaj! Okan Buruk”tan olay paylaşım…
1905 Galatasaraylı Yönetici ve İş İnsanları Derneği (GSYİAD), sarı-kırmızılıların Trendyol Süper Lig ile Ziraat Türkiye Kupası”nda elde ettiği şampiyonluklar için bir kutlama yaptı. İŞ ADAMLARINDAN KUTLAMA GECESİ Yapılan kutlamaya Galatasaray teknik direktörü Okan Buruk”ta katıldı. MOURINHO”YA GÖNDERME 1905 GSYİAD”ın kutlama gecesi, Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho”nun konakladığı otelde yapılırken etkinlik sırasında İstanbul Boğazı semalarında drone”larla çeşitli mesajlar yazıldı. Bu mesajlardan birinde “Laptop temalı” olarak “The Real One” yazısına yer verildi. Cimbom”un teknik patronu Okan Buruk da, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, bu gösteriye yer verdi ve Fenerbahçe”nin hocası Mourinho”ya göndermede bulundu. LAPTOP HAREKETİ OLAY OLMUŞTU Okan Buruk, Kayserispor maçında şampiyonluğun ilan edilmesiyle birlikte Jose Mourinho”nun Fenerbahçe – Antalyaspor maçında kameralara yaptığı gibi laptop göstermişti. Buruk, 5 yıldızlı Galatasaray logosunun olduğu laptop”u maç kamerasının önüne koyarak “The Special One” lakaplı Jose Mourinho”ya gönderme yapmıştı.
Source: Sabah
Hakkari”de öğrencilerinden okul bahçesinde sürpriz!
9 bin metrekarelik geniş bir alana sahip olan okulun bahçesinin 500 metrekarelik bölümü, bu yıl da tarım için ayrıldı. 4 yıldır devam eden bu uygulama kapsamında öğrenciler, öğretmenleriyle birlikte domates, salatalık, patlıcan, biber, soğan gibi çeşitli sebzelerin tohumlarını ve fidelerini toprakla buluşturdu. Okul Müdürü Samet İren, Yeni taşındığımız okulumuzun geniş bahçesini değerlendirmek istedik. Geleneksel hale getirdiğimiz sebze ekimini bu yıl da 40 öğrencimizle birlikte gerçekleştirdik. İnşallah yakın zamanda ürünlerimizi toplayarak öğrencilerimize ve öğretmenlerimize dağıtacağız. Bu projeyle hem tarımın önemine dikkat çekmek hem de öğrencilerimize doğayla iç içe bir etkinlik sunmak istiyoruz dedi. Ekimin ardından 3 aylık bir sürecin sonunda öğrenciler, kendi elleriyle yetiştirdikleri sebzeleri hasat edecek. Bu sayede öğrenciler hem toprağın değerini öğreniyor hem de okulda üretilen organik ürünlerden faydalanıyor. Okul yönetimi, bu projeyle öğrencilere tarım bilinci kazandırmayı ve doğayla iç içe bir eğitim ortamı sunmayı hedeflediklerini belirtti.
Source: Gazetevatan.com
Esra Erol”un ilk sıradaki yeri yine değişmedi! Türkiye dolandırılan kocayı izledi
ATV”de yayınlanan Esra Erol”da programı yine izleyiciyi ekran başına kilitledi. Mahmut Atik, Antalya”dan annesi Ayşe Atik”le yayına geldi ve 16 Aralık”ta evlendiği eşi Serap”ın kendisini dolandırdığını iddia etti. İlgiyle izlenen program, Tüm Kişiler kategorisinde yüzde 4,56 izlenme oranı ve 26,92 izlenme payı alarak 100 yapım arasında ilk sıraya yerleşti.
Source: Sabah
Gece uyutmadılar! Galatasaray”dan Mourinho”nun kaldığı otelde dronlu mesaj
Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, sarı kırmızılı takımın Süper Lig”deki 25. şampiyonluğu için bir kutlama gecesi düzenleyen 1905 Galatasaraylı Yönetici ve İş İnsanları Derneği”nin (1905 GSYİAD) organizasyonuna yaptığı paylaşımla damga vurdu. MOURINHO”NUN OTELİNDE KUTLADILAR 1905 GSYİAD”ın kutlama gecesi, Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho”nun konakladığı otelde yapılırken etkinlik sırasında İstanbul Boğazı semalarında drone”larla çeşitli mesajlar yazıldı. BOMBA PAYLAŞIMLAR Bu mesajlardan birinde “Laptop temalı” olarak “The Real One” yazısına yer verildi. Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, bu gösteriye yer verdi ve Fenerbahçe”nin hocası Mourinho”ya gönderme yaptı.Okan Buruk, Kayserispor maçında şampiyonluğun ilan edilmesiyle birlikte Jose Mourinho”nun Fenerbahçe – Antalyaspor maçında kameralara yaptığı gibi laptop göstermişti. Buruk, 5 yıldızlı Galatasaray logosunun olduğu laptop”u yayıncı kuruluşun kamerasının önüne koyarak “The Special One” lakaplı Jose Mourinho”ya gönderme yapmıştı.
Source: Alper Kızıltepe