CHP hedefte çünkü!
İzmir’deki dünkü şafak baskınları, yerel yönetimler üzerinden CHP ailesini yıpratmaya yönelik hamlelerden en yenisi. Ve bu gözaltılar tesadüf değil; planlı, saat ve gün ayarlı eylemler. Tam da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ’na yönelik operasyonun 100. gününe denk geldi! İmamoğlu’nun tutukluluğunun 100. gününde Saraçhane buluşmasına hazırlanılırken İzmir’e yapılan operasyonun başka bir açıklaması olamaz. Önceki dönem belediye başkanı Tunç Soye r, CHP il başkanı Şenol Aslanoğlu , belediye başkan yardımcıları ve bürokratların polis eşliğinde Emniyet’e götürülmesi üzerinden birileri siyaset mühendisliği yapıyor. Yaygın anlayışa göre, iktidar yargıyı kullanarak muhalefeti dizayn etmeye çalışırken, yerel yönetimlerin elini kolunu bağlıyor. Tam olarak “bir taşla iki kuş” örneği! İzmir iddianamesi ortada yok ancak ilk gelen bilgi kırıntılarına göre bu kez tünel inşaatı ve araç kiralama üzerinden “menfaat” suçlaması yapılıyor. Çünkü son anketlerde CHP, yaşadığı çalkantılara rağmen hâlâ umut veriyor ve iktidarı sallıyor. İşte bu yüzden hedefte Atatürk ’ün partisi. Ama unutulan bir şey var: Savaş cephesinde kurulan bu parti, geri adım atmaz. BU KİMİN 100 KARASI? Tam 100 gündür tutsak İstanbul’un -hem de ciddi bir farkla seçilmiş- belediye başkanı Ekrem İmamoğlu. Kentin kalbi, 19 Mart’tan beri kırık. Bakıyorsunuz yazılana, çizilene; hâlâ ortada somut bir delil yok. Sadece varsayımsal bağlantılar ve sonradan (!) ortaya çıkan itiraflar. İhaleye fesat karıştırmakla başlayan iddianame, şimdi yağlı boya tablo ticaretine evrilmiş durumda. İşte dün, direnişin merkezi İstanbul’da binler, on binler, sonra yüz binler ve televizyonları başındaki milyonlar, bu soyut suçlamalara karşı “Bu kimin 100 karası?” diye haykırdı. İzmir’e yönelik saldırı da bu öfkeyi körükledi. “Bu kimin 100 karası?” sözü, 19 Mart sürecinin mihenk taşıdır. Ve gerçekler ortaya çıkana kadar ülkedeki adalet düzeni yürekleri sızlatmaya devam edecektir. CHP NE YAPMALI? “Ben CHP’li belediye başkanıyım. Halkımı ne kadar çok dinlersem görevimi o kadar iyi yapabilirim. Bugüne kadar ağzından ‘mutlak butlan, kurultay, kayyum’ lafı çıkan bir üreticiyle, pazarcıyla, esnafla, yurttaşla karşılaşmadım. Varsa yoksa ‘pahalılık, batan işletmeler, mutfağa düşmüş ateş, çocuğun eğitimi, barınma…’” Bu sözler, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’e ait. Seçer aslında partinin bundan sonraki yol haritasını çiziyor. Kurultay sürecine ilişkin davanın artık gündemden düşmesi gerektiğini savunuyor. Gerçekten de ana muhalefeti televizyonlarda tartıştırmak birilerinin işine geldi. Aylardır ülke sorunları unutuldu! Trol desteğiyle “kayyumdu, butlandı” derken ortalık bulandırıldı. Bu yüzden artık CHP’ye düşen görev; TÜİK verileriyle “törpülenmiş” enflasyonun iyice erittiği emekli ve memur maaşlarını, aşırı pahalılığı, açlık sorununu, işsizliği, ulusal güvenlik krizini topluma doğru anlatmaktır. Toplumun her kesimine “Biz çözeriz” mesajını net şekilde vermek zorundalar. Bu mesajın ateşini de Özgür Özel yakmalıdır. Parti içi tartışmalara takılmadan. KENEVİR YASASI GEÇERSE! AKP’nin, kenevirden elde edilen ürünlerin eczanelerde satışını öngören yasa teklifi, bir dizi tartışmayı gündeme taşıdı. Öneri yasalaşırsa kenevirin yetiştirilmesi Tarım ve Orman Bakanlığı’na, işlenmesi ve satışı ise Sağlık Bakanlığı’na bağlı olacak. Ancak iki bakanlık, keneviri gerçekten denetleyebilir mi? Bu büyük bir soru işareti. Çünkü Türkiye’nin denetim ve kontrol alanındaki sicili oldukça zayıf. Evet, tıbbi kenevir, uyuşturucu amaçlı kullanılan esrardan farklıdır. Bir görüşe göre kenevir doğaya faydalıdır: 1 dönüm kenevir, 25 dönüm orman kadar oksijen üretir, kâğıt üretiminde de kullanılır. Ancak örneğin Kanada, Türkiye’nin şimdi gündemine aldığı benzer bir yasayı yıllar önce uygulamaya koyduğunda, 15-24 yaş arasındaki uyuşturucu kullanımı yüzde 40 arttı. Onca sıkı denetimlere rağmen! Türkiye gibi kontrol mekanizmalarının zayıf olduğu bir ülkede, kenevir serbestliği ciddi risk taşır. Ülker grubunun önemli ismi Murat Ülker bu konuda uyarılarda bulundu ve önemli veriler sundu. Umarız milletvekilleri bu yasanın tehlikelerinin farkına varır ve gerekli tedbirleri alır. SİLİVRİ”NİN ÖTEKİ YÜZÜ Silivri, yıllardır f tipi cezaeviyle anılıyor olsa da aslında bambaşka bir yaşam barındırıyor. Geçtiğimiz günlerde genç belediye başkanı Bora Balcıoğlu ile sohbet ettikçe ilçenin tarımsal ve turistik potansiyeli ortaya çıktı. Belediyeye ait tarlalarda yapılan ekimler, artan meyve-sebze fiyatlarına karşı umut ışığı oluyor. Ayrıca Silivri’nin “yediveren” olarak bilinen lavanta üretimi, çiftçinin yüzünü güldürüyor. Bir kez ekildiğinde 7-8 yıl ürün veriyor. Balcıoğlu, destek verdikleri inanç turizmi sayesinde bölge halkına yeni bir gelir kapısı açıldığını söylüyor. Örneğin, Ortodoks dünyası için kutsal sayılan Aziz Nektarios ’un evi ve tarihi kiliseleri görmek için Bulgaristan’dan 8 binden fazla turist gelmiş. Oteller dolmuş, çay bahçeleri haftalık cirosunu bir günde yapmış.
Source: Arif Kızılyalın
Kayserispor 59 yaşında
Kayserispor, kuruluşunun 59. yılını kutluyor. 1 Temmuz 1966 yılında kurulan Kayserispor Kulübü”nden sosyal medyada yapılan paylaşımda, “Kavgam, onurum, cefam, memleketim, zaferim. 59 yıllık tarih, 59 yıllık aşk, 59 yıllık tutku Kayserispor sen çok yaşa!” ifadelerini kullanıldı.
Source: Fotomaç
15 Temmuz şehidi Ahmet Çakır”ın ailesi konuştu: 1 kez gördüğü kızı 2,5 yıl yaşayabildi
Adı bir okulda yaşatılan şehit oğullarının anısını Gaziantep”te evlerinde oluşturdukları özel bir köşede yaşatan Çakır ailesi SABAH”a konuştu. Evlerinin bir köşesini oğullarının fotoğrafları, üniformaları ve eşyalarıyla donatan acılı aile, 26 yaşında şehit olan evlatlarının hasretini bunlarla gidererek teselli buluyor. Şehit oğlunun kendisi için bir evlattan öte bir arkadaş gibi olduğunu söyleyen anne Asiye Çakır, “Yeni evliydi, erken doğumla bir evladı olmuştu. Küvöze koydukları için bir kere bile kucaklayamadı, görev için çağırılınca hemen kalkıp gitti. Ahmedim 26 yaşındaydı, artık hep öyle kalacak. Ahmet benim için hayırlı, devleti için de yiğit bir evlattı. Oğlumun acısı beni çok yaraladı ama şerefiyle vatanı için can vermesi beni ayakta tutuyor” dedi. ÇOCUĞU YENİ DOĞMUŞTU 15 Temmuz gecesi göreve çağrılan polis Ahmet Çakır, evden çıkmadan önce yeni doğum yapan eşinden helallik aldıktan sonra annesini arayarak operasyona gittiğini eşi ve çocuğunun onlara emanet olduğunu söyledi. Gölbaşı Özel Harekât Daire”sine düzenlenen ilk bombalı saldırıdan kurtulan Çakır, ikinci saldırıda şehit düştü. Darbe girişiminden 1 yıl önce, 18 Temmuz”da dünya evine giren Seyit Ahmet Çakır, darbe girişiminden 3 gün sonra 1. evlilik yıldönümünde memleketinde toprağa verildi. Şehidin ismi, Gaziantep Nizip”te bir liseye verildi. “KIZINI KUCAKLAYAMADI” Oğlunu erken yaşta kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığını ancak vatanı uğruna, çok sevdiği üniformasıyla şehit düşmesinden dolayı da gurur duyduğunu söyleyen anne Asiye Çakır, “Ahmet benim için bir evlattan öte bir arkadaş gibiydi. Sürekli arar, halimi sorardı. Daha yeni evliydi, çocuğu dünyaya 6 aylık gelmişti. Doktorlar, “yaşamaz” diyorlardı. Oğluma “bu çocuk dünyaya erken geldi ama her şerde bir hayır var” dedim. İşine o kadar bağlıydı ki düğün izni, evlilik izni, nikah izni kullanmadı. Bebeği doğduğunda yine görevdeydi. Bebeğin yaşamaz demelerine rağmen göreve gitti. Yine görevi ağır bastı. Kızının gözünü açtığını bile göremedi” diye konuştu. 1 KEZ GÖRDÜĞÜ KIZI 2,5 YIL YAŞAYABİLDİ Oğlundan geriye kalan tek emanet olan torununun da 2,5 yıl sonra yaşamını yitirdiğini anımsatan acılı anne, “Sanki oğlum evladını görsün diye erken doğdu. Kimse yaşamasına ihtimal vermiyordu ama o yıl boyunca bize sabır kaynağı oldu. Sürekli tedavi görüyordu ama sonra küçük bedeni bunu kaldıramadı. O da melek olup babasının yanına gitti. Oğlumun ardından torunumun da yaşamını yitirmesi beni çok yaraladı ama evladımın şerefli bir şekilde vatanı için can vermesi beni ayakta tutuyor” dedi. VATANINI VE ÜNİFORMASINI ÇOK SEVERDİ Baba Şahin Çakır ise, oğlunun özel harekât polisi olmayı çok istediğini belirterek, “İlk görev yeri Ordu”ydu. Daha sonra Şırnak”ta birçok operasyona katıldı. Diyarbakır”da geçici görevde bulundu, Kobani”de de görev aldı. En son Ankara”daki Özel Harekât Daire Başkanlığı”nda göreve başladı. Onun için özel harekatın ayrı bir yeri vardı. Üniformasını çok severdi. Bana “Vatanım ve bir karış toprağım için her zaman canımı vermeye hazırım. Ülkenin her karış toprağı benim, oralarda kanımız var” derdi. Her yere gönüllü giderdi. “Bu toprağı kimselere vermeyiz” derdi. Çocuğumla gurur duyuyorum. Benim çocuğum vatanı için şehit oldu. Bazıları bu vatanı bölmek ve başkalarına satmak isterken oğlum onları engellemeye çalışan arkadaşlarıyla birlikte şehadet şerbetini içti. Hepsini ruhu şad olsun, biz yerlerinin cennet olduğunu biliyoruz” şeklinde konuştu.
Source: Mehmet Boncuk
Bakanlık talimat vermişti… Hayvan pazarı geçici süreyle kapatıldı
81 ilin Tarım ve Orman İl Müdürlüklerine acele koduyla gönderilen yazıyla, ülke genelindeki tüm hayvan pazarlarının ikinci bir emre kadar kapatılması talimatı verildi. Söz konusu yazıda, yaklaşan Kurban Bayramı dolayısıyla hayvan hareketliliğinde ciddi bir artış yaşandığına dikkat çekildi. Bu durumun, salgın özelliği taşıyan şap hastalığının yayılımını hızlandırabileceği belirtilerek, son günlerde vaka sayılarında yükseliş gözlemlendiği ifade edildi. Tespit edilen şap hastalığı miktarlarında karantina önlemlerinin devreye alındığı bildirildi. Hasta hayvanlardan numuneler toplandığı, hayvan hareketlerinin kısıtlandığı, farkındalık oluşturmak için eğitim programları ve saha tatbikatlarının yürütüldüğü belirtildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: Hasta hayvanlardan alınan numunelerde şap hastalığı etkeni virüsler üzerinde yapılan çalışmalarda genetik/antijenik değişiklikler tespit edilmiştir. Yeni ortaya çıkan bu virüs tiplerine karşı koruyucu aşı üretimi tamamlanmış ve sahada kullanıma başlanmıştır. Ancak kısa sürede duyarlı türden tüm çift tırnaklı hayvanların aşılanması mümkün görünmemektedir. İkinci bir emre kadar açılmayacak Riskli bölgelerde hayvan hareketlerinin kısıtlanmasının aşılamadan daha etkin bir yöntem olduğu tüm kamuoyu tarafından bilinmektedir. Bu kapsamda hayvan satış yerlerinde (hayvan pazarı, canlı hayvan borsası, hayvan toplama ve satış merkezi, park ve panayırları), hayvan ve ziyaretçi hareketliliğinin yoğun olması hastalığın yayılımında yüksek risk oluşturuyor. Bu bakımdan iliniz genelinde faaliyet gösteren hayvan satış yerlerinin tamamının ikinci bir emre kadar ivedi bir şekilde kapatılması hususunda gereğini rica ederim.
Source:
Muhammet Yakut ölümü ile ilgili detaylar ortaya çıktı: İşte son sözleri
Hakkında sosyal medya paylaşımları nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılan ve 2023 yılında kırmızı bültenle aranan Muhammed Yakut’un Almanya’da yaşamını yitirdi…
Gelecek Partisi Kurucular kurulu üyesi Yavuz Değirmenci, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Yakut’un dün sabaha karşı Almanya’da kalp krizi sonucu hayatını kaybettiğini duyurdu.
Cenazesinin adli tıpa götürüldüğü ifade edildi, ancak bu bilgiye dair resmi makamlardan herhangi bir açıklama yapılmadı.
SON SÖZLERİ “DİNLENECEĞİM” OLMUŞ
Yakut’un bir süredir hapiste olduğu, tahliyesinin ardından kaldığı otelde kalp krizi geçirdiği bildirildi.
Otel odasında ölü bulunan Yakut’un, odasına çekilmeden önce çevresindekilere “Kendimi yorgun hissediyorum, biraz dinleneceğim” dediği öğrenildi.
CENAZESİ TÜRKİYE”YE GETİRİLECEK
Muhammed Yakut’un cenazesinin önümüzdeki günlerde Türkiye’ye getirileceği belirtildi.
Source: Haber Merkezi
Evden atılan Toprak çifti, günlerini cami avlusunda geçiriyor
İstanbul Pendik”te kızı ve damadıyla birlikte aldıkları evde yaşayan Toprak çifti, yaşanan anlaşmazlık sonrası evden çıkarıldıklarını iddia etti. Günlerini cami avlusunda geçiren yaşlı çift, yardım vicdanlı insanlardan yardım bekliyor.
İddiaya göre, Pendik ilçesine bağlı Gözdağı Mahallesi”nde yıllar önce kızı ve damadıyla birlikte aldıkları evde yaşayan Aysel ve Sadık Toprak çifti, anlaşmazlık sonucu zor günler yaşamaya başladı.
BORÇLAR BİTİNCE EVDEN ATILDILAR
Anne Aysel Toprak, kızının “Bu evi annem için alıyorum.” diyerek aldığı eve güvendiklerini ve evin borçlarını birlikte ödeyip destek verdiklerini ileri sürdü.
Evin borcunun bitmesinin ardından kızlarının “Evden çıkın” baskısına uğradığını dile getiren Toprak çifti, parasını ödedikleri evden zorla çıkartıldıklarını öne sürdü.
Evsiz kalmalarıyla birlikte günlerini cami avlusunda geçirmeye başlayan Aysel ve Sadık Toprak, akşamları oğullarının evine yalnızca uyumak için gidiyor.
Yaşadıkları zorlu mücadeleyi anlatan yaşlı çift, kendi evlerine kavuşabilmek için uzanacak bir yardım eli bekliyor.
“BİZİ MAHKEMEYE VE HACZE VERDİLER”
Yaklaşık 21 sene Gözdağı”nda oturduklarını dile getiren Aysel Toprak, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
“Kızım ve eşi de bir ev almak istiyorlardı. Onlara bu evi ben gösterdim, “Bakın buranın havası da çok güzel” diyerek özellikle ben söyledim. “Buradan ev alın, biz de size yardımcı oluruz” dedim. Bu süreçte hep “Annem için alıyorum, bu ev annem için” dedi. 4 sene önce kızımın kocası felç oldu, tabii bu arada evin borcu da bitmişti. O zaman köydeki arsayı sattık, bankanın bir taksitini onlar, bir taksitini biz ödedik. 132 bin liraya alınan evin borcunu birlikte bitirdik. Hatta damat felç olunca kaç yıl eşim baktı ona. Biz fedakârlık ettik ama borç biter bitmez bize “Çıkın” demeye başladılar. Bu kadar güvendiğimiz evladımız bize böyle yaptı. Dedim ki, “Bari bizim paramızı verin biz onunla kendimize iyi kötü bir ev alalım.” Tabii inkar ettiler, vermediler, “Siz de içinde durdunuz” deyip bizi mahkemeye ve hacze verdi. En son “Defolun gidin evimden çıkın, sizi istemiyorum” dedi, biz de mecbur oğlumuzun evine geldik ama burada da huzurumuz yok. Çok zor, Allah kimseye yaşatmasın. Ben kızımdan hiç böyle bir şey ummazdım. Bacağımda platin var, çok şiddetli ağrı çekiyorum. Akşama kadar buradayız, günlerimizi çok zor geçiriyoruz. Eşim 14 bin 500 TL maaş alıyor, onunla da ev tutamıyoruz.”
“OĞLUMUZUN EVİNDE BİR BARDAK SUYU BİLE ÇEKİNEREK ALIYORUZ”
Kızlarına ev almak için sattıkları arsanın değerinin bugün çok daha yüksek olduğunu söyleyen ve yaşadıkları mağduriyeti dile getiren baba Sadık Toprak ise, “Çok sıkıntı çekiyoruz, çocuklar bizi evden çıkarttı. İnsanın kendi evladından böyle bir şey görmesi çok zormuş. O dönemde 132 bin liraya alınan evin 60 bin lirasını biz ödedik. Tabii onlar adına ödediğimiz için şimdi bir şey de yapamıyoruz. O zamanlar köydeki arsayı 10 bin liraya satmıştım, şu anda 700-800 bin lira istiyorlar 600 metrekare yere. Baştan her şey iyiydi, şimdi tersine döndü. Hiçbir şeyi kabul etmiyorlar, zaten bizi de kabul etmiyorlar. Mahkemeden sonra da bizi tehdit ettiler. Ramazan ayında, oruçluyken 2-3 gün içinde çıkmak zorunda kaldık. Şimdi oğlumun evinde kalıyoruz ama kendi evimiz gibi değil. Her şeye karışıyorlar. Bir bardak suyu bile çekinerek alıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“EVLAT DİYE GÜVENDİK AMA DIŞLANDIK”
Gün içinde bütün zamanlarını cami avlusunda geçiren, burada namazlarını kılan ve akşama kadar camide oturan Aysel ve Sadık Toprak, akşamları yalnızca uyumak için oğullarının evine gittiklerini söyledi.
Şu anda Tuzla Yayla Mahallesi”nde oğullarının evinde zor şartlar altında yaşamaya devam eden Toprak çifti, hayırseverlerden kendilerine uygun bir ev konusunda destek beklediklerini ifade etti.
Sadık Toprak, “Allah rızası için, başımızı sokacak bir yer olsun. Biz yıllarca evlat diye güvendik ama şimdi dışlandık. Tek umudumuz iyi insanların vicdanı.” diye konuştu.
İddiaların hedefindeki yaşlı çiftin kızı ise konuyla ilgili açıklama yapmak istemedi.
Source:
6 ay 6 bin km düzenlemesinin uzatılması istikrarı artıracak!
Ticaret Bakanlığı tarafından ikinci el motorlu kara taşıtı satışlarına yönelik uygulanan “6 ay – 6.000 km” kuralının 1 Ocak 2026’ya kadar uzatılması, Otomerkezi.net tarafından sektörün istikrarı ve tüketici güvenliği açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirildi.Otomerkezi.net CEO’su Muhammed Ali Karakaş, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bu düzenleme, sadece kısa vadeli alım-satım faaliyetlerini ve stokçuluğu engellemekle kalmıyor, aynı zamanda tüketici memnuniyetini artırarak şeffaf bir ticaret ortamı oluşturuyor. Bu kararı sadece bir düzenleme olarak değil, sorumlu ve etik ticaretin temel bir unsuru olarak görüyoruz.” ifadelerini kullandı.Piyasa dengesi için önemli önlemlerKarakaş, düzenlemenin sağladığı çok yönlü faydalara dikkat çekerek şunları söyledi: “Fiyat istikrarını destekleyen bu karar, sıfır kilometre araç fiyatlarının korunmasına katkıda bulunuyor. İkinci el piyasasında döviz kaynaklı ani fiyat artışlarının önüne geçerek, piyasayı daha öngörülebilir hale getiriyor. Ayrıca, stokçuluk ve spekülatif alım-satımların engellenmesiyle daha adil bir rekabet ortamı sağlanıyor.”Tüketicilere uyarı: “Kiralama görünümlü satışlara dikkat!”Otomerkezi.net, özellikle İstanbul”un bazı bölgelerinde yaygınlaşan “kiralama modeliyle sıfır kilometre araç satışı” konusunda tüketicileri uyardı. Karakaş, nihai tüketicilere yönelik olarak, “Bazı fırsatçı girişimler, ‘uygun fiyatlı çözüm’ vaadiyle sıfır kilometre araçları kiralama modeli gibi sunuyor. Tüketicilerimizin, kurumsal ve şeffaf markalardan alışveriş yapmaları ve bu tür geçici çözümlere karşı dikkatli olmaları gerekiyor. Bu konuda birçok mağduriyet yaşandığını gözlemliyoruz.” şeklinde bir uyarıda bulundu.
Source: Ufuk Günay
30″uncu yılını kutladı
Haluk Levent, sanat hayatının 30 uncu yılında Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu nda sevenleriyle bir araya geldi. Konser öncesi basın mensuplarıyla bir araya gelen Haluk Levent, sanat hayatının 30 uncu yılının geçtiğini ancak sembolik olsun diye konserin ismini bu şekilde belirlediklerini söyledi. Sosyal medya aracılığıyla çocukların da kendisini sevdiğini ve konserlerine geldiğini belirten Haluk Levent, konserin beklenilenin üstünde ilgi gördüğünü ve 10 gün önceden biletlerin tükendiğini dile getirdi. Aynı zamanda Ahbap Derneği nin kurucusu olan Haluk Levent, son dönemde orman yangınlarına dair de çalışmalar yürüttüklerini de dile getirerek; Ahbaplarla konserden bir saat önce yangın muhabbeti yaptık. Bilecik ten, İzmir e her yere kadar koordine olduk. Elimizden ne geliyorsa yapacağız. Konser versem de çocuklarımız orada çalışıyor. Ona göre bir çalışmalar başladı ifadelerini kullandı. Yaz boyunca yoğun bir şekilde çalışacağını ve yeni bir şarkı çıkaracağını da sözlerine ekleyen Haluk Levent, yeni parçasının cover bir parça olacağını, 10 – 15 gün içinde klip çekeceklerini ifade etti. Haluk Levent, konserde hayranlarından birinin evlilik teklifinde bulunmasıyla Anlasana şarkısını çift için seslendirdi. Şarkılarını konserde dinleyicilerle birlikte seslendiren Haluk Levent, sahnede 30 uncu yıl sebebiyle getirilen pastayı keserken; Nice 30 yıllara dedi ve programı düzenleyenlere teşekkür etti. Fotoğraflar: AA
Source: Habertürk
‘VEFA TURİZMİ’
Çukurova Sanayi ve İş Dünyası (ÇUKUROVA SİFED), yüreklerdeki sarsılmaz vefa duygusuyla yola çıkarak, 6 Şubat depreminin derin izlerinin silinmesine destek olmak için Adıyaman’a ‘Vefa Turizmi’ mottosuyla kapsamlı bir program düzenledi. ÇUKUROVA SİFED Yönetim Kurulu Başkanı Berman Mantı’nın fikir önderliğiyle dalga dalga yayılan ve bir çok derneğin katıldığı proje kapsamında deprem bölgesinin bu seferki konukları Adana ve Mersin iş dünyası temsilcileri ile öğretim üyeleri, kadın girişimciler, çocuklar ve gençler oldu.YÖRESEL ÜRÜNLER SATIN ALDILARProgram kapsamında güneşin ilk ışıklarıyla uyanan kadim toprakları Nemrut Dağı’na çıkarak izleyen katılımcılar Arsemia Antik Kenti’ni de gördü. Eşsiz doğası ve tarihiyle anılarda derin izler bırakan Adıyaman Eski Kahta’da Yeni Kale’yi inceleyen, Cendere Köprüsü’nden geçen ve Karakuş Tümülüsü’nü de inceleme imkanı bulan ÇUKUROVA SİFED heyeti, uzun bir alışveriş molası da verdi. Mola verilen her bölgede esnafa katkı sunan, alışveriş yapmayı ihmal etmeyen heyet, Besni Atmalı Kadın Kooperatifi’nin oluşturduğu alışveriş çarşısında kadınlardan bol bol yöresel ürünler satın aldı. Katılımcılar, misafirperverliğin doruk noktaya çıktığı Adıyaman’a tüm Türkiye’nin sahip çıkması çağrısında bulundu.“UMUDU YEŞERTTİK”Etkinliğin; dayanışmanın, yardımlaşmanın ve birliğin en anlamlı adı olduğuna dikkat çeken ÇUKUROVA SİFED Yönetim Kurulu Başkanı Berman Mantı, “Depremden etkilenen şehirlerimizde ekonomik aktiviteyi canlandırmak ve esnafımıza doğrudan destek olmak amacıyla vefa turizmini başlattık. Nemrut’un zirvesinde güneşi karşılarken kadim şehir Adıyaman için umudu da birlikte yeşerttik” dedi.MANTI FİKİR ÖNDERİ‘Vefa Turizmi’ne katılan tüm derneklere, iş insanlarına, akademisyenlere ve ailelerine teşekkür eden Başkan Berman Mantı, “Fikir önderliğini yaptığımız, Türkiye’de tüm kadın dernekleriyle birlikte harekete geçirdiğimiz Adıyaman’da olmaktan mutluluk duyduk. Depremden sonra halkın kalkınabilmesi, ekonominin belli bir noktada canlanabilmesi ve esnafların ayağa kalkabilmesi mücadelesine destek olmak için ‘Vefa Turizmi’ projesini başlattık. Depremin sarsıcı yaralarını giderebilmek, ekonomiye destek olmak için herkesi Adıyaman’a, eşsiz manzaraya sahip Nemrut’a, deprem bölgesine bekliyoruz” diye konuştu.
Source: Erdal Fernergiz
Başkan Altay Kolezyum’da sema programına katıldı
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Roma Büyükelçiliği, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Yunus Emre Enstitüsü iş birliğinde İtalya”nın başkenti Roma”da düzenlenen sema programı büyük beğeni topladı. Tarihi Kolezyum Açık Hava Parkı”nda düzenlenen program öncesinde görüşlerini paylaşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, dünyanın en bilinir kültür yapılarından birisi olan kolezyumun gölgesinde UNESCO”nun İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi”nde bulunan sema ayin-i şerif programını icra ettiklerini söyledi. “HZ. MEVLANA”NIN FELSEFESİNİ, KÜLTÜRÜNÜ VE ÜLKEMİZE AİT DEĞERLERİ TANITMAK BİZİM İÇİN ÇOK BÜYÜK BİR ONUR VE ŞEREF” Konya”nın ve Hz. Mevlana”nın tüm dünyaya geçmişten itibaren söyleyeceği çok önemli sözleri olduğunu kaydeden Başkan Altay, “Özellikle günümüz dünyasında barışın, kardeşliğin ve huzurun en ihtiyaç olduğu bu dönemde medeniyetin merkezlerinden birisi olan Roma”da, kolezyumun hemen yanı başında sema ayin-i şerif programını icra etmek, Hz. Mevlana”nın felsefesini, kültürünü ve ülkemize ait değerleri tanıtmak bizim için çok büyük bir onur ve şeref” ifadelerini kullandı. Başkan Altay, programın icra edilmesinde çok büyük desteği olan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy”a, Roma Büyükelçiliği”ne ve Yunus Emre Enstitüsü”ne teşekkür ederek, “Bu, şehrimizin tanıtımı için büyük bir fırsat. Seçkin misafirlerimize sema ayin-i şerifi programımızı hep birlikte icra etmiş olacağız. Hz. Mevlana, bundan 800 yıl önce başta mesnevisi olmak üzere birçok kitabında tüm dünyaya huzur ve kardeşlikten bahsetmiş ülkemizin yetiştirdiği en önemli mutasavvıflardan birisi. Bizler de günümüzde onun felsefesini anlatmak için elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Programın hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Roma”da Hz. Mevlana”yı, Konya”yı anlatmak bizim için çok büyük bir mutluluk” açıklamasını yaptı. Programda da misafirlere hitap eden Başkan Altay, şu ifadelere yer verdi: “Yüzyıllardır insanlığa ilham olmuş bir kültürün, derin bir hikmetin ve evrensel bir çağrının yankılarını birlikte paylaşmak için toplandık. Konya, geçmişin izlerini bugün de taşıyan, taşında toprağında, havasında Mevlana Celaleddin-i Rumi”nin ruhunu hissettiren bir medeniyet mirasçısıdır. Mevlana, “aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir” anlayışıyla asırlardır gönülleri birleştirmiştir. Bugün burada izleyeceğimiz UNESCO”nun İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi”nde yer alan sema ayini işte bu çağrının en önemli ifadesidir.” Başkan Altay, konuşmasında programa katılan tüm misafirleri doğal ve tarihi güzelliklerini görmek için Konya”ya da davet etti. BÜYÜKELÇİ ÜLGEN BAŞKAN ALTAY”A TEŞEKKÜR ETTİ Türkiye”nin Roma Büyükelçisi Elif Çomoğlu Ülgen, “Çok kısa bir sürede böyle bir hayali gerçekleştirmemize yardımcı olan Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, Konya Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve onların performans sanatçılarına şükranlarımı sunuyorum. Binlerce yıllık bu ortak insanlığın kültürüne bu gece bizimle birlikte şahit olacak izleyicilerimize de teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. “MEVLANA”NIN MESAJI YOL GÖSTERİCİ” Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı ise yaptığı konuşmada, Mevlana”nın barış dilini ve insanlığa sunduğu evrensel mesaja vurgu yaparak, “Mevlana dünyaya ayrıştırmak değil, birleştirmek için geldiğini her sözünde ve davranışında göstermiştir” diye konuştu. Dünyada yaşanan çatışmalar ve ayrılıklara da değinen Yazgı, Mevlana”nın mesajının yol gösterici olduğunu ifade ederek “Bugün, savaşların ve ayrılıkların arttığı bir dünyada, Mevlana”nın “insanlık”, “kardeşlik” ve “barış” temelli mesajları, hepimiz için bir rehber niteliğinde olmalıdır” değerlendirmesinde bulundu. ROMA”DA SEMA AYİN-İ ŞERİFİ İZLEYENLERİ ETKİLEDİ Avrupa”nın merkezinde, tarihi kolezyumun hemen yanında gerçekleştirilen sema ayin-i şerifi programında Mevlana Celaleddin-i Rumi”nin evrensel mesajı İtalya semalarında yankılandı. Açık havada yapılan programda, tasavvuf musikisi eşliğinde icra edilen sema, izleyenleri çok etkiledi. Roma”da Mevlana”nın felsefesinin tanıtımı açısından önemli bir adım olarak değerlendirilen programda semazenlerin ruhani dönüşleri izleyiciler tarafından büyük beğeni topladı. Programa; Türkiye”nin Roma Büyükelçisi Elif Çomoğlu Ülgen, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı”nın yanı sıra, İtalyan hükümetinden yetkililer, kültür-sanat çevresinden isimler ve çok sayıda sanatsever katıldı.
Source: Sabah
Yeni yuvalarının anahtarını aldılar: “Hemen evimize yerleşeceğiz”
Asrın felaketinde etkilenen iller arasında yer alan Osmaniye”de yapımı tamamlanan 89 köy evinin anahtarları Vali Erdinç Yılmaz tarafından hak sahiplerine verildi. Bahçe Köyü”nde gerçekleşen törende yeni yuvalarının anahtarlarını alan vatandaşlar, “Allah devletimizden razı olsun. Çok güzel ev yapmışlar. Hemen evimize yerleşeceğiz” dediler. Depremin izlerini silmek için gece-gündüz çalıştıklarını dile getiren Vali Erdinç Yılmaz, “89 deprem konutumu bitirdik. 3+1, 145 metrekare, yalıtımı 8 cm ve C30 beton kullanılarak yapılmış köy deprem konutlarımız sağlam, rahat ve hemşehrilerimizin huzur içinde oturabilecekleri nitelikte konutlar. Konutlarımızın yerleri de çok özel seçilmiş, köyümüzün en güzel ve konum olarak en nitelikli yerlerinden birinde. Köylülerimiz konutlarına kavuştukları için çok mutlular, yüzleri gülüyor. Biz de onların yüzünü güldürebilmek için, depremin izlerini silebilmek için var gücümüzle çalışıyoruz. En son hak sahibine, deprem konutumuzu teslim edinceye kadar durmadan çalışacağız” dedi. Yeni evlerinin anahtarlarını alarak objektiflere poz veren vatandaşlar, “Allah devletimize zeval vermesin. Hiç zaman kaybetmeden yeni yuvamıza taşınacağız. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz. Bizleri mutlu ettiler” diyerek duygularını dile getirdiler.
Source: Murat Karaman