Düşmek aklımızda yok
Sivasspor”da teknik direktör Rıza Çalımbay, ligde kalacaklarına inandıklarını söyledi. Ligde kritik ve zor maçlar oynayacaklarını belirten Çalımbay, “Özellikle Adana Demirspor maçı hafife alınacak bir maç değil. Arka arkaya zor maçlarımız olacak, bunun farkındayız. Taraftara çok ihtiyacımız var. Düşmeyi aklımızın ucundan geçirmiyoruz. Taraftar, futbolcu ve yönetim olarak birlik olursak o zaman bambaşka bir şekilde olabiliriz” diye destek istedi.
Source: Fotomaç
CHP”nin boykotuna milli direniş! Şubeler doldu taştı
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu”nun “yolsuzluk”tan tutuklanmasının ardından bazı televizyon kanalları başta olmak üzere birçok yerli firma için boykot çağrısı yapan CHP Genel Başkanı Özel”in listenin başına koyduğu yerli kahve zinciri Espressolab”a destek yağıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile bazı eski bakanlar ve AK Partili siyasetçiler, Espressolab”da kahve içtikleri anların görüntüsünü sosyal medyada paylaştı. Bursa Milletvekili Mustafa Varank”la beraberindeki AK Partili vekiller de TBMM”de verilen arada, kahve zinciri Espressolab”ın Ankara”daki bir şubesini ziyaret etti.Video paylaşan Mustafa Varank, “Burada durumlar iyi, gençler mutlu, vekiller mutlu…” ifadelerini kullandı.GENÇLERDEN DESTEK AKIMIAK Partili gençler de boykot çağrılarına karşı D&R”dan kitap alıp Espressolab”da kahve içme kampanyası başlattı.O anlarda çekilen fotoğraflar, “Bizim markamız bizim gururumuz”, “Kahve bahane, duruşumuz şahane” gibi sözlerle paylaşıldı.İmamoğlu”nun “yolsuzluk”tan tutuklanmasının ardından Özgür Özel”in boykot çağrısı yaptığı Espressolab”a destek yağdı. Müşteriler, kahvelere de CHP”lilerin isimlerini yazdırdı.
Source: Www.star.com.tr
“Toplu taşımayı her zaman kullanıyorum”
Bade İşçil, geçtiğimiz günlerde Bebek te bir süre yürüyüş yaptıktan sonra bir marketten alışveriş yapmış daha sonra da otobüs durağına gidip halk otobüsüne binmişti. NEDEN HAKİR GÖRÜLDÜ? Oyuncu, sosyal medyada kendisi için Ünlü biri nasıl olur da toplu ulaşım aracı kullanır? içerikli yorumların yapılmasının ardından şu ifadeleri kullanmıştı: Toplu taşıma kullanmayı veya herkesin alışveriş yapabileceği bir yerden alışveriş yapmam neden hakir veya tuhaf görüldü anlayamadım? Bir vatandaşın olağan hakları neyse o şekilde yaşamamın aman aman bir durumu olmadığı gibi her zaman insanlığın, doğanın, yaşamın bir parçası oldum ve gururla söylemek isterim ki böyle de devam edeceğim. Habertürk ten Onur Aydın ın haberine göre; Bade İşçil, yine Bebek te yürüyüş yaparken objektiflere yansıdı. İşçil, halk otobüsüne binerken görüntülenmesi hakkında yeni açıklamalarda bulundu. MEZARLIK ZİYARETİ İÇİN HALK OTOBÜSÜNE BİNDİ Orhan Veli Kanık ın Aşiyan Mezarlığı ndaki mezarını ziyaret etmek için halk otobüsüne bindiğini söyleyen Bade İşçil; Yürüyüş yaptığım sırada Orhan Veli nin mezarının kirlendiği gördüm, her gün aynı güzergâhta yürüyorum ben zaten biliyorsunuz. Markete girdim, sonra temizleyeyim diye bir şeyler aldım. Hava da yağmurluydu Bir an önce gidip temizleyeyim diye düşündüm. Sonra otobüse bindim, zaten toplu taşımayı her zaman kullanıyorum ifadelerini kullandı.
Source: Habertürk
Drama Kalambaki Lisesi Öğrencileri Mahmutbey’de: Türk-Yunan dostluğuna yeni bir adım
27 Mart 2025 tarihinde Zoğrafyon Lisesi’nde gerçekleşecek olan konferansta öğrenciler, “Kalfa Sakinlerinin Tarihi: İstanbul’dan Kalambaki’ye” başlıklı bildirilerini sunacak.
KALAMBAKİ’DEN İSTANBUL’A UZANAN BİR YOLCULUK
Kalambaki, 1924 nüfus mübadelesi sırasında İstanbul’un Mahmutbey, Niğde’nin Gölcük ve Kırklareli’nin Soğuksu köylerinden göç eden mübadillerin kurduğu bir kasaba. Kalambaki Lisesi öğrencileri, Yunanistan’da düzenlenen bir yarışmada 56 okul arasından seçilerek Zoğrafyon Lisesi’ndeki konferansa katılmaya hak kazandı.
Bildirilerinde, atalarının Mahmutbey’deki yaşamını ve mübadele sonrası Kalambaki’ye uzanan hikayelerini arşiv belgelerine dayanarak anlatacaklar.
Bu anlamlı proje, Lozan Mübadilleri Vakfı’nın Yunanistan Temsilcisi Tanaş Çimbis’in, Kalambaki Lisesi Müdürü Dimitris Papadopoulos ile yaptığı görüşme sırasında ortaya çıktı. Çimbis, öğrencilerin Kalfa (Mahmutbey) kökenli mübadil Rumların izlerini aramak için çalıştığını öğrenince, bu bilgiyi LMV ile paylaştı. Bunun üzerine vakıf, öğrencileri Mahmutbey’e davet ederek, arşiv çalışmalarıyla tanıdıkları beldeyi bizzat görmelerini sağladı.
MAHMUTBEY’DE DUYGUSAL BULUŞMA
Mahmutbey’de öğrenciler, LMV Başkanı Arif Ümit İşler, Genel Sekreter Esat Halil Ergelen, Yönetim Kurulu Üyesi Sadrettin Soylu ve Lozan Mübadilleri Derneği üyesi Mahmutbeyliler tarafından karşılandı. Eski adı Kalfa olan Mahmutbey hakkında detaylı bilgiler, Esat Halil Ergelen tarafından aktarıldı. Öğrenciler, dedelerinin bir zamanlar yaşadığı sokakları gezme fırsatı buldu. Gezi sırasında, tarihi Burmalı Çeşme’yi ziyaret ettiler; bu çeşme, bir zamanlar dedelerinin su içtiği, köyün simge yapılarından biri. Ayrıca, Rumlardan kalan ve günümüzde SİT alanı olarak koruma altına alınan evlerin bulunduğu sokaklar da detaylıca gezildi. Bu evlerden biri, sokak sakinlerinden Koray Çapa tarafından ziyarete açıldı ve evin tarihi öğrencilere ayrıntılı bir şekilde anlatıldı.
TÜRK-YUNAN DOSTLUĞUNA ATILAN YENİ BİR ADIM
Gezi boyunca öğrencilere rehberlik eden öğretmenleri, veda konuşmasında duygusal anlar yaşattı. Öğretmenler, bu ziyaretin Türk-Yunan dostluğunun Kalambaki’de kök salması için önemli bir adım olduğunu vurguladı. “Bugün burada atılan tohumların yeşereceğine inanıyoruz,” diyerek, iki halk arasındaki bağların güçlenmesine olan inançlarını dile getirdiler.
Ziyaret sırasında, iki taraf arasında yeni buluşmalar için de planlar yapıldı. Mahmutbeyliler, Rumları Kasım ayında düzenlenen Türbe Dede Bayramı’na davet ederken, Kalambakililer ise Türkleri Şubat ayında gerçekleşen Kurbani Yortusu’na davet etti. Bu karşılıklı davetler, iki toplumu bir araya getirecek yeni etkinliklerin habercisi oldu.
SELİMPAŞA ZİYARETİ VE DÖNÜŞ
Kalambaki Lisesi öğrencileri, İstanbul programlarının son günlerinde, mübadele sırasında Kalambaki’den ayrılan Türklerin iskan edildiği Silivri’ye bağlı Selimpaşa köyünü de ziyaret etti. Bu ziyaret, öğrencilerin mübadele tarihinin diğer yüzünü de anlamalarını sağladı. Selimpaşa’daki temaslarının ardından grup, Yunanistan’a dönmek üzere yola çıktı.
GEÇMİŞTEN GELECEĞE BİR KÖPRÜ
Bu ziyaret, yalnızca bir öğrenci projesi olmanın ötesine geçerek, Türk-Yunan dostluğuna yeni bir soluk getirdi. Lozan Mübadilleri Vakfı’nın öncülüğünde gerçekleşen bu buluşma, mübadeleyle ayrılan iki halkın torunlarını bir araya getirerek ortak bir tarih bilinci oluşturdu. Kalambaki Lisesi öğrencilerinin Mahmutbey’deki deneyimleri, hem onların hem de ev sahiplerinin yüreklerinde derin izler bıraktı. Gelecekte düzenlenecek etkinliklerle bu bağların daha da güçlenmesi umut ediliyor.
Bu anlamlı buluşma, tarih boyunca acılar ve ayrılıklarla dolu bir dönemin, sevgi ve dostlukla yeniden yazılabileceğini bir kez daha gösterdi.
Source: Ufuk Dağ
Türkiye ve dünya gündemi
1- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi”nde Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile görüşecek, dini azınlık temsilcileriyle iftarda bir araya gelecek.
(Ankara/17.00/19.14) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Fransa”da düzenlenecek “Ukrayna için barış ve güvenlik” konulu toplantıya katılacak.
(Paris) (Fotoğraflı-Görüntülü)
3- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Parti Meclisi ile TBMM Kapalı Grup Toplantısı”na başkanlık edecek.
(Ankara/11.30/14.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
YASAMA YÜRÜTME SİYASET
1- Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi”nde son gelişmelere ilişkin düzenleyeceği basın toplantısında uluslararası basın mensuplarıyla bir araya gelecek.
(İstanbul/11.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Binbirdirek Sarnıcı”nda “Şehit Yakınlarımız ve Gazilerimiz ile İftar Programı”na iştirak edecek.
(İstanbul/18.45) (Fotoğraflı-Görüntülü)
3- Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Valilik”teki değerlendirme toplantısı ile Sağlıklı Türkiye Yüzyılı Çorum Sağlık Yöneticileri Toplantısı”na katılacak, İl Sağlık Müdürlüğü”ne ve 200 yataklı devlet hastanesi inşaat alanına ziyarette bulunacak, Şehit Ömer Emiroğlu Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi”nin açılış programına iştirak edecek, Çorum Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi”ne ziyaret gerçekleştirecek, Vefa İftarı”na katılacak.
(Çorum/10.00-21.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
EKONOMİ FİNANS
1- Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Valiliği, AK Parti ve MHP il başkanlıklarını, Antalya Mermer Fabrikası”nı ziyaret edecek.
(Burdur/15.00-17.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Valiliği, AK Parti İl Başkanlığını, Belediye Başkanlığını, İl Tarım ve Orman Müdürlüğünü, Şırnak-Cizre yolu üzerindeki göçer çadırlarını ziyaret edecek, sektör paydaşlarıyla toplantı yapacak, çiftçilerle iftar programına katılacak.
(Şırnak/12.30-18.35) (Fotoğraflı-Görüntülü)
3- Türkiye İstatistik Kurumu, şubat ayına ilişkin dış ticaret ve iş gücü istatistikleri ile 2023 yılı ulaştırma sektörü nihai enerji tüketim istatistiklerini açıklayacak.
(Ankara/10.00)
4- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu ara toplantı özeti ile haftalık para ve banka istatistiklerini duyuracak.
(İstanbul/14.00/14.30)
5- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, haftalık bankacılık sektörü verilerini açıklayacak.
(İstanbul/14.00)
DÜNYA DİPLOMASİ
1- İsrail”in ateşkesi bozarak Gazze Şeridi”ne yönelik saldırılara yeniden başlamasına ilişkin gelişmeler izleniyor.
(Gazze/Kudüs) (Fotoğraflı-Görüntülü)
1- FIBA Erkekler Avrupa Şampiyonası”nın (EuroBasket 2025) grup kura çekimi, Letonya”da yapılacak.
(Riga/16.00)
2- ING Kadınlar Basketbol Süper Ligi play-off çeyrek final ilk maçları tamamlanacak; Galatasaray Çağdaş Faktoring-BOTAŞ ve Çimsa ÇBK Mersin-Nesibe Aydın müsabakaları oynanacak.
(İstanbul/15.30/Mersin/17.30) (Fotoğraflı)
3- Turkcell Kadın Futbol Süper Ligi”nde 22. hafta maçları oynanacak, derbi maçta Beşiktaş United Payment ile Fenerbahçe Petrol Ofisi karşılaşacak.
(İstanbul/14.00) (Fotoğraflı)
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Fazıl Say duyurdu: İÜ Devlet Konservatuvarı”ndan 50 akademisyen açığa alındı
Sanatçı Fazıl Sayın yaptığı paylaşıma göre; İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarının müzik bölümünden 50 akademisyenin açığa alındı. Say, 50 hocanın birden açığa alınmasının bugüne dek yaşanmamış bir olay olduğunu hatırlatarak Açıklama bekliyoruz ve süreci izliyoruz ifadelerini kullandı. NEDEN? NİÇİN? BİLMİYORUZSosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Say şunları söyledi: Benim de sizler gibi bu konu ile ilgili hiç bir bilgim yok. Neden ? Niçin? Bilmiyoruz…İstanbul Üniversitesi Müzik bölümü yani Konservatuvarı saygın bir kurumdur, pek çok defa işbirliğimiz olmuştu yıllar içinde. Neler oluyor anlamak istiyoruz…Elbetteki konuyla ilgili tüm mecraların açıklama yapmasını bekleriz. İ.Ü.Konservatuvar Müzik bölümünden 50 hocanın birden açığa alınması bugüne dek yaşanmış bir olay değil çünkü. Konservatuvar demek “çokseslilik” demek…Şu aşamada değerli Müzisyen meslektaşlarıma, sözleşmeli hocalarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletir kendilerinin yalnız olmadığını hatırlatmak isterim. Açıklama bekliyor ve bu süreci izliyoruz.Benim de sizler gibi bu konu ile ilgili hiç bir bilgim yok. Neden ? Niçin? Bilmiyoruz…İstanbul Üniversitesi Müzik bölümü yani Konservatuvarı saygın bir kurumdur, pek çok defa işbirliğimiz olmuştu yıllar içinde. Neler oluyor anlamak istiyoruz…Elbetteki konuyla ilgili tüm… pic.twitter.com/0z6AKAXzUQ— Fazıl Say (@fazilsaymusic) March 27, 2025
Source: Haber Merkezi
Göztepe kadın voleybolu zirveye aday
Cumhuriyet Ege’de bir süre önce Yusuf Körükmez haberleştirmişti; Göztepe Kadın Voleybol Takımı 1. Lig şampiyonluk kupasını Göztepe Müzesi’ne teslim etti. Kupa müzede yerini alırken düzenlenen sade törende oradaydım. Göztepe’nin 100. kuruluş yılında bu kupanın müzeye girmesi oldukça anlamlı oldu. Öncesinde de Göztepe-Eyüpspor maçı öncesinde voleybol takımı hocaları ve yöneticileriyle birlikte tribünlerin ve ısınan Göztepeli futbolcuların alkışlarıyla statta kupa ile tur attılar. O sırada da onları yukarıdan izlemek güzeldi.GÖZ GÖZ’DE VOLEYBOLUN DÜNÜ VE BUGÜNÜGöztepeli kadınlar bir sezon boyunca verdikleri yüksek emeğin karşılığını aldılar. Gelen başarı tesadüfi bir başarı değil. Gruplarını birinci olarak bitirerek play-off final grubuna kaldılar ve final grubunda da 2 galibiyet 1 yenilgi ile ikinci olarak Sultanlar Ligi’ne yükseldiler. Geçen sezon grubunu birinci bitirse de play-off’tan çıkamayan ve yarı-final etabında kalan sarı kırmızılar bu sezon kararlı bir yürüyüşle hedefe ulaştılar.Göztepe voleybol branşı 1962 yılında kurularak faaliyet göstermeye başladı. Erkek Voleybol Takımı 1970-1980 yılları arasında aktif olarak liglere katıldı. Günümüze kadar gelen süreçte dönem dönem pasif sezonlar geçiren Kadın Voleybol Takımı ise 1999-2000 Sultanlar Ligi sezonunu 5. sırada tamamladı ve ülkemizi Avrupa’da temsil etme başarısı kazandı, 2000-2001 sezonunda Konfederasyon Kupası’nda mücadele etti. Beş yıl önce ise Başkan Sepil’in olimpik branşlara ve kadın voleyboluna bakışı ile Göztepe voleybolu yeniden gündemine aldı.GÜNEYLİGİL’İN GÖZTEPE’YE GELİŞİNİN NEDENİ BÜYÜK HEDEFLERGöztepe Kadın Voleybol Takımı’nın uzun vadede büyük hedefleri var. Hedef, önümüzdeki sezon Sultanlar Ligi’ne değer ve renk katarak tutunmak ama daha ötesinde yukarılara tırmanarak Avrupa ve Dünya çapında da dereceler almak. “Dünya şampiyonu” apoletli Başantrenör Ataman Güneyligil’in beş yıllık bir proje kapsamında takımın başına gelmesinin nedeni de işte bu hedefler.Kariyerinde Vakıfbank, Galatasaray, BJK gibi takımların yanında Türkiye ve Azerbaycan Kadın Voleybol Milli Takımı olan Güneyligil U20 ve U23 Türk Milli Takımı Başantrenörlüğü de yaptı. U23’te Türkiye Kadın Voleybol Takımı Dünya Şampiyonu olurken Güneyligil de başantrenördü.Güneyligil’in hedefi bu sezon Göztepe’de en baştan kararlı bir şekilde Sultanlar Ligi’ydi ve çıkamamak onun gözünde kesin başarısızlık olacaktı. Şampiyonluk kupası müzeye konulurken sezonun macerasını şöyle özetledi:“Sezon başında takımı kurduğumuz andan itibaren zaten hedefimiz Sultanlar Ligiydi. Açıkçası Sultanlar Ligine gidememiş olmak başarısızlık olurdu. Olması gereken bir sonuçtu diyebilirim. Çok büyük bir başarı olarak değerlendirmiyoruz. Bu kadronun zaten Sultanlar Liginde olması gerekiyordu. Ama sonuç olarak tabii Göztepemizi 100’üncü yılda Sultanlar Ligine temsil edecek olmak mutluluklar verici. Lig etabı özellikle bizim için nispeten daha kolay geçti diyebilirim. Tek mağlubiyetli lig etabını bitirdik. Yarı final etabını da iyi geçtik ama final grubunda ikinci gün kötü bir mağlubiyet aldık. Son gün maçın başında önemli oyuncularımızdan biri sakatlandı, ciddi bir sakatlık geçirdi. Ama buna rağmen takımım saha içerisinde inancı ve mücadelesini sürdürdü. Hepsine teşekkür ediyorum.”“SADECE GÖZTEPE AMA SADECE FUTBOL DEĞİL”Kupa, Göztepe Müze Müdürü Adil Artuner’in ayırdığı çok görünür yerine konulmadan önce Başkan Mehmet Sepil ve Voleybol Şube Başkanı Hande Çilingir de birer konuşma yaptıktan sonra hatıra fotoğrafları çekildi. Sepil, bugünlerin öncesini, bugünleri ve geleceği şöyle çizdi konuşmasında özetle:“Biz kendi aramızda da konuşuyorduk, verdiğimiz röportajlarda da söylüyorduk, Göztepe’nin 100. yılı çok önemliydi diye. Şunu kabul etmemiz gerekiyor, kadın voleybolu Türkiye’de büyük destek görüyor ve Sultanlar Ligi dünyanın en iyi ligleri arasında. Bizim de bu lige yükselmek tabii ki iki üç sezondur hedeflerimiz arasındaydı. Kadın voleybol takımımızı beş sene önce tekrar kurduğumuzda ‘100. yılda Sultanlar Ligi’nde olalım’ diye hedef koymuştuk. Bu başarı 100. yıla yakıştı. Amacımıza ulaştık, mutluyuz. Çok güçlü ve Avrupa’da başarı elde etmiş takımlarla mücadele edeceğiz. Öncelikli hedefimiz tabii ki Sultanlar Ligi’nde kalıcı ve iddiası olan bir takım kurmak istiyoruz. İlk sezon kabul edersiniz ki her takım gibi bizim için de zor geçecek. Çünkü bir değişim olacak bizim için. Daha önce Sultanlar Ligi için yola çıkmıştık, bunu başardık. Şimdi Sultanlar Ligi’nde iddialı bir takım olmak için, kalitesini daha da yükseltmek için mücadele edeceğiz.”“Sadece Göztepe ama sadece futbol değil” mottosunu dile getiren Göztepe Kadın Voleybol Şube Başkanı Hande Çilingir de Sepil gibi mutlu ve heyecanlıydı. Avrupa’ya açılmak istediklerini, bunun için dolu tribünler beklediğini ifade etti.SEVİNÇLE HÜZÜN BİR ARADAKupa müzedeki yerine konuldu bütün takımın imzaladığı bir voleybol topu ve forma ile birlikte… Ardından sevincin yaşandığı fuayedeki kokteylde sonlara doğru tatlı da olsa değişik bir hüzün kapladı ortamı. Teknik ekip, voleybolun yöneticileri ve 14 oyuncu (ciddi olarak son maçta sakatlanan Helena dışında) uzun uzun kucaklaştılar. Bu kucaklaşmalar, ortalığı kaplayan hüzün bir sezon tatili için değildi sadece. Çünkü bu başarıya ulaşan takım gelecek sezon Sultanlar Ligi’nde aynı kadroyla mücadele edemezdi. Orada klasman çok yüksekti. Avrupa ve Dünya çapında kulüpler vardı o ligde. Vakıfbank, Eczacıbaşı, FB ve GS gibi… O yüzden 15 oyuncudan bu takımın Sultanlar Ligi’ndeki mücadelesinde forma giyecek oyuncu sayısı tahminime göre beşte bir, en fazla beşte iki olacak. 1. Lig’de şampiyon olan takımdan oyuncuların büyük çoğunluğu başka takım arayacak. Onların yerine Sultanlar Ligi için takıma yeni oyuncular katılacak. Bunun için yönetim ve Başantrenör Güneyligil çalışmaya başlamıştır. Nasıl futbolda Süper Lig’e renk ve kalite getiren bir takım olduysa Göz Göz, kadın voleybolunda da Sultanlar Ligi’ne bambaşka bir hava getirecek. Buna inanıyor ve şimdiden şampiyon takımı alkışlarken İzmir’in sultanlarına başarılar diliyorum. Bitirirken şampiyon takımı da şuraya nakşetmemek olmaz: Şube Başkanı: Hande Çilingir. Sportif Direktör: Pınar Atasever. Başantrenör: Ataman Güneyligil. Oyuncular: Helena, Hande Naz, Ünzile, Berin, Burcu, Ceren, Berra, Semra, Derin, Duygu, Sude, Melis, Miroslava, Nur, İlayda.
Source: Haber Merkezi
Bilecik”te “Kadir pilavı” geleneği asırlardır yaşatılıyor
İlçeye bağlı Küre köyündeki türbede, Küre Dursun Fakıh Derneği ile köy muhtarlığı işbirliğinde Kadir Gecesi”nde aşevinde kazanlarda pişirilen pilav, teravih namazı sonrası ziyaretçilere ikram edildi.Yaklaşık 700 yıldır sürdürüldüğü bilinen gelenek kapsamında, köy kadınlarınca pişirilen 5 bin kişilik etli ve nohutlu pilav, misafirlere sunuldu. Bilecik Valisi Şefik Aygöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kadir Gecesi”nin tüm İslam alemine hayırlar getirmesi temennisinde bulundu.Bereketli topraklarda yaşadıklarını aktaran Aygöl, asırlardır süren gelenekleri köylülerin dayanışma halinde sürdürdüklerini vurgulayarak şöyle konuştu: Bereketli topraklarda vatandaşımızın imece usulü yaptığı gelenekleri yaşıyoruz. Bu geleneklerden birisi de şifalı pilavımız. Şifalı pilav geleneği Osmanlı kültüründen bugüne kadar sürdürülmeye çalışılıyor. Özellikle Küre köyümüzde vatandaşlarımız kendi aralarında topladığı bereketli paralarıyla oluşturdukları şifalı pilavı, her Kadir Gecesi hem buradaki vatandaşlarımıza hem de dışarıdan gelen ziyaretçilerimize ikram ediyor. Bu gecenin anlamına uygun bir şekilde kültür devam ettiriliyor.Köy Muhtarı Eyüp Seylan da Kadir Gecesi”nin Türk İslam alemine hayırlar getirmesi dileyerek, Derneğimizle geleneğimizi 700 yıldır sürdürmenin mutluluğunu yaşıyoruz. dedi.Etkinliğe Söğüt Kaymakamı Ömer Faruk Tuncer, Söğüt Belediye Başkanı Ferhat Durgut, AK Parti İl Başkanı Serkan Yıldırım, Vakıflar Personel Daire Başkanı İrfan İşeri, Bursa Vakıflar Bölge Müdürü Haluk Yıldız, İl Emniyet Müdürü Hakan Yılmaz ve daire müdürleriyle vatandaşlar katıldı.
Source: Gazetevatan.com
Tarihi Süleymaniye Mahallesi”nde restorasyon çıkmazı
Gümüşhane”nin eski yerleşim yeri olan ve yüzyıllar boyunca Türk, Ermeni ve Rumlar”ın bir arada yaşaması nedeniyle “Hoşgörü merkezi” olarak nitelendirilen tarihi Süleymaniye Mahallesi Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı”nın 08.04.2019 tarihli ve 82935 sayılı oluru ile “Doğal Sit- Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak tescillendi. 600 yılı aşkın süredir farklı milletlere ev sahipliği yapan mahalle tarihi dokusuyla sadece Gümüşhane için değil tüm Türkiye için önemli bir miras olarak nitelendiriliyor.
Tarihi kiliseleri, camileri, hamamları ve diğer tarihi yapıları bünyesinde barındıran mahallenin tarihi dokusunun korunması ve sürdürülebilir hale gelmesi için birçok proje hazırlanmasına rağmen bu projelerin birçoğu hayata geçirilemedi. Koruma altına alınan kilise ve hamamların çoğunda herhangi bir çevre düzenlemesi yapılmazken, yüzyıllardır atalarından miras kalan topraklarda yaşamlarını sürdürmeye çalışan mahalle sakinleri ise tarihi mirasın atıl duruma geldiğini söylüyor.
Mahalle sakinlerinin içerisinde yaşadıkları evlerin ise yaklaşık 150 yıllık tarihi ahşap yapılar olduğunu söyleyen Süleymaniye Mahallesi muhtarı Orhan Eryılmaz, bölgenin sit alanı olması nedeniyle restorasyon yapamadıklarını ve bu yapıların yıllar içerisinde yıkılmaya başladığının altını çizdi. Vatandaşların devletten herhangi bir yardım beklemeden tarihi mahallenin tarihi dokusunu koruyarak yaşam alanlarını restore etmek istediklerini söyleyen muhtar Eryılmaz, yetkililerden sit alanı koşullarının tekrar gözden geçirilerek çözüm bulması gerektiğini söyledi.
“AHŞAP BİNALAR ÇÖKMEYE BAŞLADI”
Mahalle sakinlerinin yüzde 90″a yakın bir kesiminin tarihi ahşap binalarda yaşadığını ve bölgenin Sit alanı ilan edilmesinin ardından hiçbir onarım yapamadıklarını söyleyen Süleymaniye Mahallesi Muhtarı Orhan Eryılmaz, “Süleymaniye Mahallesi yaklaşık 600 yıldır 3 kavmin bir arada yaşadığı bir yer. Bu yaşam süreçleri içerisinde Rumlar ve Türkler bir arada yaşadığını, karşıdaki bölgede de Ermenilerin yaşadığı bir mahalleydi. Zaten baktığınız zaman camilerle kiliseler yan yana, hamamlar var. 1. Dünya Savaşı”ndan sonra buradan göçler başladı, mübadele yılları ve sonrasında Cumhuriyet”in ilanıyla beraber buradan şimdiki kent merkezine göçler başladı. Aradan geçen 100 yılı aşkın sürede buradaki ahşap binalar göçmeye başladı. Ahşap yapının betonarme bina kadar ömrü olmaz. Burada kişisel bazda değil de devletimizin yetkili kurumları bazında buraya yatırım amaçlı hiçbir şey olmadı. Bizler memleketimiz adına, devletimiz ve milletimiz adına bu mahalleye bir şeyler yaptırmak istiyoruz. Bundan 10-15 yıl önce yetkililer gelip hamamlar, kiliseler gibi yapıların içini boşalttılar restorasyon yapmak için mahalle sakinleri olarak sevindik ama aradan 10 yıl geçti ama hala bir şey yok. Yukarıda bir okulumuz vardı orayı yapmaya çalıştılar 2024 yılında faaliyete girecek dediler daha sonra tasarruf tedbirleri ortaya çıkınca yarım kaldı. Benim konuşmadığım kimse kalmadı, mahalle arasındaki yürüyüş yolları, sokaklar hepten taştı biz bunları projelendirdik yapılacaktı ama bu zamana kadar kimse yapmadı. Yapılamamasının sebebi de burasının Sit alanı olması, hiçbir yere kazma vuramıyorsun” dedi.
“SÜLEYMANİYE MAHALLESİ”NİN BU DURUMUNU ŞEHRİMİZE YAKIŞTIRAMIYORUM”
Sit alanı kriterlerinin gevşetilerek vatandaşlara kolaylık sağlanması gerektiğinin altını çizen muhtar Eryılmaz, “Sit alanlarının kademeleri var, benim 150-200 yıllık ahşap evim yıkılıyor, bunu ne kadar onarırsan onar bir sene bir tarafı diğer sene başka tarafı çöküyor. Sadece benim değil şu anda faaliyette olan evlerin yüzde 90″ı böyle. Vatandaş evine mevcut halini koruyarak bir şey yapmaya kalksa “Hayır yapamazsın” diyorlar. Buralarda restorasyon yapılabilseydi burası böyle olmazdı. Süleymaniye Mahallesi unutuldu, eğer benim mahallem köy statüsünde olsaydı ben burayı şehir yapardım. Restorasyona izin verilsin de herkes istediğini yapsın demiyoruz, aslına uygun yapılsın buranın tarihi dokusunun bozulmasını kimse istemiyor. Vatandaşımız devletten de bir şey istemiyor devlet izin versin biz kendimiz yaparız. Yeter ki devlet bize müsaade etsin. Bu sebeplerden dolayı burada kimse durmuyor o kişiler burada dursa buranın tadı bir başka olurdu. Mahallemiz atıl durumda bunu da şehrimize yakıştıramıyorum. Burada yaşayan insanlarımız 150-200 senelik ahşap binanın altında ne kadar duracak ve can güvenliğini sağlayacak. Sit alanı kriterleri gevşetilirse, bir çözüm sağlanırsa hem burada yaşayan insanlar için hem de mahallemizin tarihi güzelliklerini eski formuna kavuşur. Yetkililerin buna bir el atması lazım. Bunun için biz zaten elimizden gelen bütün yardımı yapmaya hazırız” diye konuştu.Bu içerik Doğukan Akbayır tarafından yayına alınmıştır
Source: Doğukan Akbayır
İşitme Engelliler Türkiye Taekwondo Şampiyonası”nda Kayseri’ye 7 madalya
İşitme Engelliler Türkiye Taekwondo Şampiyonası Antalya’da yapıldı. Şampiyonada Kayserili sporcular Poomse ve Kyorogi 2 gümüş, 5 bronz madalya olmak üzere toplamda 7 madalya kazanarak önemli bir başarıya imza attı. Derece elde eden sporcular ve mücadele ettikleri dallar ise şu şekilde:
Müsabaka Dalında
80 Kg. Yasin Çimen Türkiye ikincisi
67 Kg. Dudu Gökçe Pumak Türkiye ikincisi
58 Kg. Berat Bektaş Türkiye üçüncüsü
Ferdi Pommse Dalında
Dudu Gökçe Pumak Türkiye üçüncüsü
Ferdi Pommse Dalında
Merve Çimen Türkiye üçüncüsü
Pommse Pairde Dalında
Dudu Gökçe Pumak Türkiye üçüncüsü
Berat Bektaş Türkiye üçüncüsüBu içerik Doğukan Akbayır tarafından yayına alınmıştır
Source: Doğukan Akbayır
Anadolu Mektebi okumaları kapsamında Kocaeli’de Mehmet Akif İnan rüzgârı esti
Geçtiğimiz günlerde Anadolu Mektebi okumaları kapsamında Kocaeli’de gündem, Kelimeleriyle Medeniyet İnşa Eden Çağın Soylusu, Kudüs Şairi, Yazar, Mütefekkir ve Dava Adamı Mehmet Akif İnan’dı. Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğünün kusursuz bir şekilde organize ettiği panelde bir gurup gönüllü öğrenci yaptıkları birbirinden güzel sunumla Kocaeli’de adeta M. Akif İnan rüzgârı estirdiler.
Anadolu Mektebi, Anadolu’yu kutlu bir mektep olarak gören öncü bir girişim.
Bu mektebin faaliyet alanının merkezinde gönüllülük esasına göre öğrenciler var. Bu yavrularımız öncelikle kültür ve medeniyetimizi mayalayıp ona yön veren büyük değerlerimizi okuyup anlamayı ilke ediniyor. Ardından danışman öğretmenler nezaretinde bir konu belirleyip konuşma metni hazırlayarak ilçe ve illerde düzenlenen panellerde bunu sunuyorlar.
Bu mektepte ne mezuniyet var ne de diploma.
Sevgili Peygamberimizin “beşikten mezara kadar ilim öğreniniz” emrini kendisine düstur edinen, milli ve manevi değerlerimizi önceleyen bir okuma faaliyeti bu. Belli program dahilinde ömür boyu süren bir öğrencilik sürecinden bahsediyorum. Bu mektepte öğrenciler düşünce, kültür ve sanat yolculuklarına kendi başlarına devam ederek hem derinlikli bir bilinç elde ediyor hem de yerelden dünyaya açılarak evrensel bir ufuk kazanıyor.
Anadolu Mektebinde öncelikle geçmişten günümüze Türk-İslam kültür ve medeniyetine damga vuran şair, yazar ve düşünürlerin eserleri okunuyor.
Kimler yok ki bu okuma listesinde.
Yunus Emre’den Mevlana’ya kadar geçmişte tutuşturduğu irfan ateşi günümüzü aydınlatmaya devam eden Anadolu erenlerinden; Mehmet Akif Ersoy, Mustafa Kutlu, Tarık Buğra, Sezai Karakoç, Yahya Kemal Beyatlı, Cemil Meriç, Samiha Ayverdi, Necip Fazıl Kısakürek, Nurettin Topçu gibi bu ateşi harlamaya devam eden mütefekkirlere, Cengiz Dağcı ve Cengiz Aytmatov gibi Türk yurtlarını boydan boya öz kültürümüzle bezeyen yıldız isimlere kadar pek çok mütefekkirimiz yer alıyor bu okumalar içinde.
Bu Mektebin binası da yok, sınıfı ve karnesi de…
Anadolu Mektebi’nin limandan henüz demir aldığı yıllarda Kocaeli Ali Fuat Başgil Sosyal Bilimler Lisesi müdürlüğüm esnasında bir gurup öğrencimizle bu etkinliğe katılmıştık.
Bu okumaların öğrencilerimize kendi kültür ve medeniyetimize dair hayati değerleri kazandırmanın yanında aile, millet ve vatan sevgisi de aşıladığını, öğrencilerin sadece mesleki alanda değil kendi hayatlarını inşa etmeleri için çok önemli katkılar sunduğunu da bizzat tecrübe etmiştik. Bu kez Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğünden aldığım M. Akif İnan il panelini değerlendirme konuşması yapma davetiyle Anadolu Mektebi okumalarını gözlemleme fırsatı buldum. Büyük bir mutlulukla şahit oldum ki Üstat M. Akif İnan’ın “Her eylem yeniden diriltir beni/ Nehirler düşlerim göl kenarında” mısralarında dile gelen büyük arzusu, Prof. Dr. Sami Güçlü’nün göle attığı bir tutam gülle önce dalgalanmaya başlamış ve günden güne ivme kazanarak bütün vatan sathına yayılmıştır.
Anadolu Mektebi’nin M. Akif İnan okuması kapsamında Mihriban Türkel’in panel başkanlığını, Ecrin Kara’nın sunuculuğunu yaptığı Kocaeli il panelinde dört başarılı öğrenci, danışman öğretmenleri nezaretinde hazırladıkları çalışmaları büyük bir ustalıkla sundular.
İzmit Mehmet Akif Ersoy Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinden Ebrar Meliha Ayan, “Akif İnan’ın Fikri Dünyası Ve Şiirinin Altyapısı” konusunu büyük bir vukufiyetle işlerken Şehit Ozan Özen Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden Nurten Erva Erdoğan “Mehmet Akif İnan’ın Fikri Dünyasında Din ve Uygarlık İlişkisi” adlı sunumunu başarıyla gerçekleştirdi. İzmit Mehmet Akif Ersoy Kız Anadolu İmam-Hatip Lisesinden Ebrar Meliha Ayan “Mehmet Akif İnan’ın Gözünde Batı ve Batılılaşma Olgusu” adlı bildiriyi ustalıkla sunarken yine aynı okuldan Zümra Nur Ayaz ise “Mehmet Akif İnan’ın Dava Adamlığı ve Aksiyon Ruhu” adlı sunumunu kusursuz bir şekilde gerçekleştirdi. Öğrencileri, danışman öğretmenlerini ve okul müdürlerini kutlamak gerek.
Panelin girişine, M. Akif İnan’ın tefekkür ocağından yetişmiş Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Akmanşen’in İnan’a dair yaptığı güzel konuşma, törenin sonuna ise Kocaeli’de halen M. Akif İnan’ın kutlu ocağını tüttürmeye devam eden Memur-Sen Kocaeli İl Başkanı Şahin Yaşlık’ın programa katılan bütün öğrencilere M. Akif İnan’ın eserlerini hediye edeceğini açıklaması damga vurdu.
Mehmet Akif İnan, Yedi Güzel Adam’ın “güzel” insanlarından birisidir.
Ankara’ya her gelişinde İnan’ın evinde misafir olan Üstad Necip Fazıl’a, Akif Urfalı’mıdır? Diye sorulunca o, “Akif Urfalı değil, Urfa Akif’lidir” diye cevap verirdi. Aslında bütün Türkiye Akif’lidir. Çünkü o, Anadolu’nun bağrından çıkmış halis muhlis bir Anadolu Alperenidir.
Başta Alaeddin Özdenören olmak üzere Mehmet Atilla Maraş, Arif Emre ve Yasin Hatipoğlu gibi isimler M. Akif İnan hakkında şiirler yazmış, yüzlerce isim onun hayatını, sanatını, şiir ve yazılarını konu edinen makaleler kaleme almıştır. Hakkında doktora tezleri yazılmalı, hacimli kitaplar da kaleme alınmalı. Ülkemizin önemli eserlerine ismi kazınmalı, Allah’ın izniyle Filistin, nehirden denize özgür olunca Kudüs’teki önemli mekanlara da bu Kudüs Şairi’nin ismi verilmelidir. Sözgelimi “Türkümüz dünyayı kardeş bilendir/Gökleri insanın ortak tarlası”, “Anamı sorarsan büyük doğudur/Batı ki sırtımda paslı bıçaktır”, “Kim demiş her şeyin bitişi ölüm/Destanlar yayılır mezarımızdan”, “Her eylem yeniden diriltir beni/Nehirler düşlerim göl kenarında”, “Diyorum ki gider oldum giderim/Yağmur beni ağlar şimdiden sonra” gibi büyük fikirleri oldukça güçlü söylemlerle dile getirmeyi başarmış bir şair, dünyanın neresinde olursa olsun her türlü takdiri hak eder.
Mehmet Akif İnan “Yitik Cennet”in şairidir.
O, ömrünü yitik Cenneti aramaya adayan bir seyyahtır. Bu yitik cenneti ararken bazen öfkelenir, mücadele verir, kavga eder, sever, âşık olur, hüzünlenir ama bıkmadan, usanmadan bu arayışa devam eder. Çünkü bu yitik cennet İnan’a göre bizim uygarlığımızdan, bin yılların ötesinden gelen kültür ve medeniyetimizden başkası değildir. İnan, “Büyük Doğu”, “Diriliş”, “Edebiyat” ve “Mavera” gibi koç yiğitlerin harman olduğu edebi ve irfani iklimlerde yetkinleşerek yerli ve milli düşüncenin tohumlarını Anadolu’nun mümbit toprağına ekmiştir. Bu yüzden onun bütün şiirleri baştan sona sevginin, vicdanın, hüznün, ilahi aşkın, hamlenin ve davanın bir terennümü gibidir. Yine bu sebeple onun şiirinde en karanlık günlerin ardında beliren gizli bir ümidin belirgin ayak sesleri vardır.
Uygarlığa aşkla direnen bir şairdir M. Akif İnan.
Onun şiirlerinde dile gelen aşk, bizim medeniyetimizin bir yitiğidir. Sevgiliye duyulan hisler, bu uygarlığın imbiğinden süzülmüştür. İnsan, çile, sabır, anne, umut, özlem ve ölüm gibi kavramların hepsi bu anlayışa göre vücut bulur onun dizelerinde. Edep ve sabır kitabından ezgiler besteler yüreğinde, İslam tefekkürünün zirvelerinde dolaşır, Batı’nın paslı bıçağının sırtımıza saplanmaması için uyarılarını yapar ve bize anamızın ak sütü gibi helal olan yerli düşüncenin ürünlerini muazzam dizelerle sunar.
Akif İnan yiğit bir dava adamıdır.
O bu yola çıkarken ışıktan gözyaşlarıyla bilenir. Çileyi kendisine yoldaş seçer. Zoru göğüslemek için kalemini yontar. İnsanlık onurunu ufalayan modern çağa karşı çelikten bir zırha bürünür. Zulmü, işkenceyi, sömürüyü, yoksulluk ve sefaleti yargılar. İnsan onurunun davacısı olabilme kararlılığını tercih eder. Modern dönemlerin ürünü olan eşya medeniyeti yerine, vahiy medeniyetini savunur. Sarsılmaz bir tavır alışla dava uğruna çekilen çilelerin ve acıların umudu bulduracağına inanır.
Kocaeli’de panelist öğrenciler M. Akif İnan’dan bize emanet kalan tefekkür tohumlarını layıkıyla filizlendirmeyi başardılar.
Onlar yaptıkları anlamlı çalışmayla bize bir bakıma yarınlarda yeni M. Akif’ler yetişeceğinin müjdesini de verdiler. Biz zor zamanlarda büyük kahramanlar, büyük dava ve fikir adamları yetiştirmeyi başarmış bir milletiz. Unutmayalım ki yiğit topraklar Akif İnan gibi yiğit insanları ortaya çıkarırken yiğit insanlar da yiğit sesleri ortaya çıkaracaktır. Öyle görünüyor ki yarınlarımızı büyük medeniyet çınarımızın gölgesinde yetişen gençler kuracaktır.
Mürsel Gündoğdu/Haber7
Source: M Yazilari
Emine Erdoğan himayesinde başlatılmıştı: “Uluslararası Sıfır Atık Günü” tüm dünyada kutlanacak! Bu yılın sloganı “Elimizde yeterince var”
Sıfır Atık Hareketi 27 Eylül 2017″de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın eşi Emine Erdoğan himayesinde başladı. BM Genel Kurulu”nda, 14 Aralık 2022″de Türkiye”nin ana sunuculuğunda, 105 ülkenin de ortak sunucu olduğu “sıfır atık” kararı oylamayla kabul edildi ve 30 Mart, “Uluslararası Sıfır Atık Günü” ilan edildi. 7 yıldır Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde yürütülen projenin 7. yılı için “7 Yılda 7 Kıtada” sloganı kullanıldı. “Uluslararası Sıfır Atık Günü”nde ise “Elimizde Yeterince Var” sloganı ile farkındalık oluşturulacak. TEMA: “MODA VE TEKSTİLDE SIFIR ATIĞA DOĞRU” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü imzasıyla 81 il taşra teşkilatlarına ve yurt dışı temsilciliklerine “Uluslararası Sıfır Atık Günü” etkinlikleriyle ilgili yazı gönderildi. BM tarafından kabul edilen ve dünyanın dört bir yanında kutlanan 30 Mart “Uluslararası Sıfır Atık Günü” için bu yıl “Moda ve Tekstilde Sıfır Atığa Doğru” temasıyla etkinler düzenlenmesi istendi. 27-28-29 Mart 2025 tarihleri arasında düzenlenecek programlarda, başta çocuklar ve gençler olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin Sıfır Atık konusunda bilinçlendirilmesi hedefleniyor. BAKANLIK KOORDİNASYONUYLA PROGRAMLAR DÜZENLENECEK Etkinlikler, Sıfır Atık kavramının uygulanabilirliğini artırmak, farkındalık oluşturmak ve iyi uygulamaları yaygınlaştırmak amacıyla gerçekleştirilecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlükleri koordinasyonunda gerçekleştirilecek etkinlikler; halkın, kamu kurumlarının, mahalli idarelerin, bakanlıkların il ve bölge müdürlükleri ile bağlı kuruluşlarının, eğitim kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının aktif katılımıyla gerçekleştirilecek. SERGİ VE YARIŞMALAR YAPILACAK Geri dönüştürülmüş veya ileri dönüştürülmüş giysilerin sergilendiği alanlar oluşturulacak, defileler düzenlenecek. “Dolabında Kullanmadığın Kıyafetleri Getir, Değerlendir” kampanyası ile ikinci el kıyafet kullanımının teşvik edilmesi sağlanacak. Üniversiteler başta olmak üzere gençleri hedef alan etkinliklerle bilinçlendirme çalışmaları yürütülecek. Yenilikçi fikirleri desteklemek amacıyla Sıfır Atık konulu yarışmalar düzenlenecek. ÇEVRECİ ETKİNLİKLER GENİŞ KİTLELERE ULAŞACAK Hava şartları elverdiği takdirde, millet bahçeleri, parklar, kent meydanları ve alışveriş merkezlerinde farkındalık yaratmak amacıyla eğitici atölyeler gerçekleştirilecek. Etkinliklerin çeşitli dijital platformlarda ve sosyal medyada yayınlanarak daha geniş kitlelere ulaşması sağlanacak. YURT DIŞI TEMSİLCİLİKLERDE DE KUTLAMA Uluslararası Sıfır Atık Günü, yurt dışı temsilciliklerinde de çeşitli etkinliklerle kutlanacak. “Elimizde Yeterince Var” sloganlı ortak afiş tasarımı kullanılacak. Çevre temalı şarkılar etkinlik alanlarında çalınarak katılımcıların keyifli vakit geçirmesi sağlanacak.
Source: Sabah