Rusya”dan özel getirtip evinin odasında 2 ayda yaptı! Şimdi 450 bin TL”ye satıyor
Baba mesleği nakkaşlığı 25 yıldır sürdüren Kadir Çelebi, Oltu taşı tasarımlarının yanı sıra çeşitli taşları da işleyerek tespihe dönüştürüyor. Oltu taşından tespihe işlediği Altın kafeste bülbül ve Hacer-ül-Esved ve Kaplumbağa Terbiyecisi temalı tasarımlarıyla dikkati çeken Çelebi, birçok koleksiyoncuya tespih üretiyor. Çelebi, atölyeye dönüştürdüğü evinde, sipariş üzerine Rusya”nın Kaliningrad şehrinden çıkan kaya damla kehribardan tasarladığı tespihin üzerine 24 ayar 55 gram altından işleme yaptı. Yaklaşık 2 ay boyunca günlük 6 saat el emeği veren Çelebi, telkari işlemeli tespih tasarladı. Nakkaş Çelebi, AA muhabirine, tespihe çok fazla emek verdiğini ve bu yüzden paha biçmekte zorlandığını söyledi.Çalışmalarını titizlikle sürdürdüğünü belirten Çelebi, Yaptığım işlerde hep kalite ve ilklere yer vermişimdir, çalışmalarımı da bu zihniyetle sürdürmekteyim. Yaptığım işlerde ilkelerin olması amacıyla sanatımı icra ediyorum. dedi. Tespihin ana maddesinin işlenmesinin zor olduğunu anlatan Çelebi, şöyle konuştu:Tespihin yapımı yaklaşık 2 ay sürdü, Rusya”daki Kaliningrad şehrinden çıkan kaya damla kehribardan yapıldı. Tespihin işlenebilmesi çok meşakkatliydi. Oltu taşının yanı sıra damla kehribar, yapımı en zor taşlardan biridir. Üzerinde yaklaşık 55 gram 24 ayar altın kullandık. Oyup yerleştirme işlemi çok zor, kırmamaya özen gösterdim ve sahibine teslim edeceğim. Tespih yaklaşık 450 bin lira. Mücevherat değeri de var, özel işçilik olduğundan dolayı pahalı. Çelebi, tespihin üretim sürecine ilişkin şunları kaydetti:Tespih için günlük 6 saat çalıştım. Bunun taşını oyarken kaydırma ve kırılma olduğunda geri dönüşü yok, hata kabul etmeyen işçiliği var. Sadece üzerindeki altın 250 bin lira değerinde tüm işçiliği ve tamamen bu hale gelmesi 450 bin lira. Bunu alan kişi koleksiyonuna koyacak, bir tespih sevdalısı. Benim gözümde de buna paha biçilemez çünkü işçiliğimi, ne kadar emek verdiğimi ve zorlandığımı biliyorum bu benim için bir aşk. Damla kehribarın çabuk kırılan bir taş olduğuna dikkati çeken Çelebi, Tespihten anlamayan arkadaşlarım bu fiyatı duyunca bayağı şaşırıyor. Bunun en zor aşaması altını yerleştirmeden önceki o kanalları açıp oyma kısmı. ifadelerini kullandı.
Source: Gazetevatan.com
Sinop”un tarihi gözbebeği restore ediliyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı”nın katkılarıyla Samsun Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından 17 milyon TL bütçeyle yapılan proje 18 ayda tamamlanacak.
Projeyle minare, çatı ve türbe onarımları ile çevre düzenlemesinin gerçekleştirileceği tarihi mekan, çalışmaların tamamlanmasının ardından tekrar ziyarete açılacak.
Vali Mustafa Özarslan, Hatunlar Türbesi ve Seyyid Bilal Camisi”nin manevi ve tarihi açıdan çok önemli olduğunu söyledi.
Özellikle yaz aylarında binlerce insanın ziyaret ettiği tarihi mekanın zaman içinde bazı ihtiyaçlarının ortaya çıktığını vurgulayan Özarslan, şöyle konuştu:
“Bunlardan en önemlisi de camimizin minaresinde doğu, batı ekseninde bir kayma söz konusuydu. Yine ahşap tarihi bir cami olduğu için çatıda bir yıpranma vardı. Aynı zamanda camimizin yakınında Hatunlar Türbemiz var. Orada da bir bakım ihtiyacımız vardı. Vakıflar Bölge Müdürlüğümüz bu konuda bir hassasiyet göstererek bu yıl 17 milyon lira bütçe ayırarak burayı bir restore sürecine aldılar. Özellikle Sayın Kültür ve Turizm Bakanımıza çok teşekkür ediyoruz. Halkımızın ve ziyaretçilerimizin beklediği bir hizmetti.”
Tarihi mekanın gelecek nesillere aktarılmasının da önemli olduğuna dikkati çeken Özarslan, “Böyle tarihi bir mekanın gelecek nesillere aktarılması bizim açımızdan önem arz ediyor. 18 aylık bir çalışma süreci olacak. Bu sürede burası ziyarete kapalı bulunacak. Çalışmanın tamamlanmasıyla daha güzel bir şekilde vatandaşlarımızı ağırlamayı sürdürecek” diye konuştu.
Source:
Kanlı 1 Mayıs”ın kayıp kareleri gün yüzüne çıktı
İstanbul Taksim Meydanı’nda 34 kişinin hayatını kaybettiği, 136 kişinin yaralandığı 1 Mayıs 1977ye ait hiç bilinmeyen fotoğraflar, “77: 1 Mayıs 1977nin Kayıp Fotoğrafları” isimli sergiyle yurttaşlarla buluştu.Geçen yıl İzmir Özkanlar’daki bit pazarında, bir tezgâhta rastlantı sonucu bulunan negatiflerden basılan fotoğraflardan oluşan sergide; Taksim Meydanı’ndaki katliamdan hemen önce alanları dolduran binlerce kişinin coşkusu, birlik ve dayanışma anları karelere yansıdı.İzmir Alsancaktaki Türkiye İşçi Partisi (TİP) İl Örgütü’nün altında hizmete giren ALTKAT Sergi ve Arşiv Alanı’nda ziyaret edilebilecek olan serginin açılışına İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, Cumhuriyet Gazetesi Ege Bölge Temsicisi Mehmet Şakir Örs ile fotoğrafları bulan tiyatrocu Kazım Başer katıldı. Sergi 4 Mayıs’a kadar gezilebilecek.
Source: İzmi̇r / Cumhuriyet
Muradiye Mevlevihanesi ihya ediliyor: Temel atıldı
Türk Tasavvuf Musikisi ve Folklorünü Araştırma ve Yaşatma Vakfı Başkanı, Devlet Sanatçısı Ahmet Özhan’ın da katılarak dua okuduğu törende, semazen gösterisi sunuldu.
Muradiye Mevlevihanesi Yeniden İhyası Temel Atma Töreni, saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Edirne Valisi Yunus Sezer, törende yaptığı konuşmada, asırlar boyunca Mevlevi geleneğinin yaşatıldığı Muradiye Mevlevihanesi’nin ayağa kaldırılmasından dolayı onur ve gurur duyduklarını söyledi.
Edirne’nin anlamlı bir gün yaşadığını belirten Vali Sezer, “Edirne yalnızca bir şehir değil, medeniyetlerimizin, irfanımızın ve ruh dünyamızın derin izlerini taşıyan bir kültür başkentidir.” dedi.
”Gel ne olursan ol yine gel”
Sezer, 2. Murat tarafından yaptırılan Mevlevihane’nin 500 yıla yakın kente ve Balkanlar’a hizmet ettiğini dile getirdi. Ecdadın emanetine sahip çıkmak ve geçmişi anlayıp geleceğe taşımak hedefiyle Mevlevihane’nin ayağa kaldırıldığını anlatan Sezer, şunları kaydetti:
“Burası sadece bir ibadethane değil aynı zamanda kültür, sanat ve eğitim ocağıdır. Bu mekanda yeniden ney sesleri yükselecek, gençlerimiz sema ile tanışacak, aşk ve irfan ile yoğurulacak. Mevlana’nın ‘Gel ne olursan ol yine gel’ çağrısı Edirne’de ve tüm gönül coğrafyamızda yankılanacak.
Çinileri, mimarisi ve huzur veren atmosferiyle Osmanlı’nın Edirne’ye bıraktığı eşsiz izlerden biri olan Muradiye Camisi’nin hemen yanı başında yükselen bu Mevlevihane hem Edirne’nin hem de tüm Balkanlar’ın manevi hafızasında önemli bir yer edinmiştir, bundan sonra da aynı şekilde iz bırakacaktır.”
İlim, irfan, sanat ve hoşgörü bir arada
AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal ise Muradiye Mevlevihanesi’nin Osmanlı’nın manevi atmosferi ve kültürel mirasını asırlar boyunca taşıdığını ifade etti.
Mevlevihanelerin sadece ibadethane değil, insani değerlerin, bilimin ve sanatın merkezi olduğunu vurgulayan Aksal, “İnşallah yapılacak ihya çalışmasıyla Muradiye Mevlevihanesi yeniden Edirne, Balkanlar ve ülkemizin ilim, bilim ve sanatın merkezi olacaktır.” diye konuştu.
Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın da Muradiye Mevlevihanesi’nin kentin tarihi ve manevi kimliğine yön veren bir mekan olduğunu dile getirdi.
Mevlevihane’nin insanların ruhuna ve kalbine dokunduğunu ifade eden Akın, “Yüz yıllar boyunca bu topraklarda ilim, irfan, sanat ve hoşgörü bir arada yaşamış, Mevlevihane de bunun taşıyıcısı olmuştur. Bugün atılan temel ile sadece bir yapının değil bir kültür, ritim ve nefesin yeniden hayat bulmasına tanıklık ediyoruz.” dedi.
Uluslararası Mevlana Vakfı Başkan Vekili Esin Çelebi Bayru ise Mevlevihane’nin ayağa kaldırılmasından dolayı mutluluk duyduklarını belirtti.
Türk Tasavvuf Musikisi ve Folklorunu Araştırma-Yaşatma Vakfı Başkanı Ahmet Özhan Muradiye Mevlevihanesi’nin Balkanlar’ı etkisi altına alarak insani değerleri yaymasını önemsediklerini dile getirdi.
Özhan, Mevlevihane’nin ayağa kaldırılması için büyük çaba sarf eden Vali Sezer ve emeği geçenlere de teşekkür etti.
Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi ve Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Başkanı Dr. İsmet Osmanoğlu ise Muradiye Mevlevihanesi hakkında bilgi verdi.
Küçek Mustafa Dede’nin “Bayati Ayin-i Şerifi’nin 3. Selamı
Konuşmaların ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Edirne Devlet Türk Müziği ve Rumeli Müzikleri Topluluğu tasavvuf müziği konseri gerçekleşti. İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu Semazenleri ve Edirne Valiliği Semazen Topluluğu ise Küçek Mustafa Dede’nin “Bayati Ayin-i Şerifi’nin 3. Selamı’nı” icra etti.
Nezih Çetin Dede’nin post duası ardından devlet sanatçısı Ahmet Özhan tarafından gülbank okundu. Mevlevihane temeline harç bırakıldı, kurban kesildi.
Törende katılımcılara Mevlevi mutfağından fodla ekmeği, zerde ve şerbet ikram edildi.
Programa Kırklareli Valisi Uğur Turan, CHP Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, Kırklareli Belediye Başkanı Derya Bulut, Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çakmak, Adli Yargı Komisyonu Başkanı Uğur Bay, Dışişleri Bakanlığı Edirne Temsilcisi Büyükelçi Murat Ahmet Yörük, Baro Başkanı Gökhan Karakoç, Jandarma Komutanı Albay Mehmet Kasım Ermiş, Emniyet Müdürü Onur Karaburun, Uluslararası Mevlana Vakfı Başkanı Faruk Hemdem Çelebi, sivil toplum kuruluşları, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Edirne Muradiye Mevlevihanesi
Tarihi kaynaklara göre, 2. Murat tarafından 15. yüzyılda Muradiye Cami Külliyesi’nde caminin kuzeyine yaptırılan ahşap Mevlevihane, tekke binaları, harem dairesi, semahane, dede odaları ve kütüphaneden oluşuyordu.
Mevlevi dervişlerinin, öğrencilerin ve misafirlerin yemek ihtiyacının karşılandığı imarethanede ise cami minaresinin gölgesinin düştüğü yere kadar olan evlere her gün ekmek, perşembe günleri de pilav ve zerde ikram edilirdi.
Edirne Mevlevihanesi 1925 yılında bir süre ilkokul olarak hizmet verdi, ardından Trakya Umumi Müfettişi General Kazım Dirik tarafından yıktırıldı.
Caminin haziresinde Mevlevihane’nin şeyhleri Celalettin Çelebi, Cemaleddin Çelebi, Mehmet Arif Dede, Osman Dede, Şair Neşati Dede, Seyyid Mahmut Dede, Mehmet Emin Dede, Ali Eşref Dede, Süleyman Dede’nin mezarları yer alıyor.
Source: Ahmet Yavuz
Arnavutluk”taki Posta Müzesi”nde yüzyıllık posta pulları sergileniyor
Tiran”da, 5 Kasım 2021″de hizmet vermeye başlayan ve 1913″ten itibaren basılmaya başlanan posta pullarına ev sahipliği yapan Arnavutluk Posta Müzesi, kentte tarih meraklılarının en çok ziyaret ettiği yerler arasında bulunuyor.
Posta pulları üzerinde ülke tarihinin 112 yılının farklı dönemlerinden figürler yer alırken Osmanlı döneminden kalma nadide posta pulları ve mühürler de ziyaretçilerin en çok dikkatini çeken koleksiyonlar arasında önde geliyor.
Müzede ayrıca, eski mektup zarfları, haberleşme araçları ve posta görevlilerine ait üniformalar sergileniyor, ziyaretçiler müzedeki atölyede kendi tasarımlarını posta puluna dönüştürebilme fırsatını elde ediyor.
Posta pulu koleksiyonunu genişletme çalışmaları sürüyor
Arnavutluk Postası Pul Arşivi Uzmanı Marilda Habibi, AA muhabirine, müzenin ülke tarihine ışık tutan yönlerini anlattı.
Habibi, “Bu müze 2021″de yeniden tasarlanarak hizmet vermeye başladı. Bu koleksiyonlar öncesinde Ulusal Tarih Müzesi”nin bir parçasıydı.” dedi.
Müzedeki posta pulu koleksiyonunu genişletmeye devam etmek için gerekli araştırma ve çalışmaları sürdürdüklerini söyleyen Habibi, bugün de modern ve tematik pul basımına devam ettiklerini belirtti.
Habibi, “Bu müzede, Arnavutluk Postasının çalışmalarını yansıtan birçok obje sergileniyor. Bir postacının ihtiyaç duyduğu tüm ekipmanlar, yıllara göre sıralanmış posta pulları ve Arnavutluk Postasının yıllar içinde aldığı ödüller ve nişanlar da burada sergileniyor.” diye konuştu.
Ziyaretçilerin müzede Arnavutluk posta pulları tarihini izleme fırsatı bulabildikleri bir belgesel odasının da bulunduğuna işaret eden Habibi, ayrıca posta pulu koleksiyoncularının ve araştırmacıların da müzeye büyük ilgi gösterdiklerini dile getirdi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Demet Akalın”ın sahne tavrına eleştiri yağdı: “Kimse kimsenin zevkine müdahale etmemeli”
Magazin Bahane programında Gökay Kalaycıoğlu ve Hakan Solaker, son günlerde sahnedeki tavırlarıyla gündem olan Demet Akalın”ı değerlendirdi. Sunucular, ünlü şarkıcının sahne aldığı mekândaki tutumunu ve izleyicilerle yaşadığı gerilimi eleştirel bir dille yorumladı. DEMET AKALIN”IN SAHNE TAVRINA ELEŞTİRİ YAĞDI Programda, Demet Akalın”ın sahne aldığı mekânda sigara ve puro tüketen izleyicilere yönelik sert uyarıları gündeme taşındı. Hakan Solaker, Akalın”ın tutumunun izleyici deneyimini olumsuz etkilediğini vurgularken, “Oradaki insanlar keyif almak için bulunuyor. Kimse kimsenin zevkine müdahale etmemeli,” ifadelerini kullandı. Gökay Kalaycıoğlu ise, sanatçının yapıcı bir dil kullanması gerektiğini belirterek, “Üslup her şeydir,” dedi. GÖKAY KALAYCIOĞLU”NDAN DİKKAT ÇEKEN ANLATIM Gökay Kalaycıoğlu, geçmişte yaşadığı bir organizasyonda Demet Akalın nedeniyle sahnede mikrofonunun kapatıldığını anlattı. Kalaycıoğlu, “Sahnede mikrofonum kesildi, çıplak sesimle devam ettim. Bu, bir sanatçının başka bir emekçiye yaptığı büyük bir saygısızlıktır,” diyerek yaşadığı mağduriyeti dile getirdi. Bu olayın ardından Demet Akalın ismi geçtiğinde hâlâ tedirginlik hissettiğini ifade etti. “TATLI DİL YILANI DELİĞİNDEN ÇIKARIR” Programda, yaşanılan olaylar üzerinden sahnede yapıcı dil kullanmanın önemi vurgulandı. Gökay Kalaycıoğlu, zamanla deneyim kazanmanın insanı daha ılımlı hale getirdiğini belirterek, “Tatlı dilin yılanı deliğinden çıkardığını öğrendim. Yapıcı olmak her zaman daha değerlidir,” dedi. DEMET AKALIN”IN BASKIN VE KURALCI TAVRI MASAYA YATIRILDI Sunucular, Demet Akalın”ın hem özel hayatında hem de sahne performansında baskın ve kuralcı bir karakter sergilediğini belirtti. Hakan Solaker, “Demet Akalın çevresindeki insanlara, arkadaş çevresine ve izleyicilere karşı baskın bir tavır sergiliyor,” yorumunda bulundu. GEÇMİŞTEKİ İHANET İDDİALARI HATIRLATILDI Programda ayrıca Demet Akalın”ın geçmişte yaşadığı ihanet iddialarına ve bu süreçlerin sanatçının karakter gelişimine etkisine de değinildi. Gökay Kalaycıoğlu ve Hakan Solaker, Akalın”ın yaşadığı travmaların sahne üzerindeki tavrına yansıdığını ancak bu durumun, izleyiciye karşı olumsuz tutumunu haklı çıkaramayacağını ifade etti.
Source: Haberler
TUR 2025 başlıyor!
60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu (TUR 2025), yarın Antalya da başlayacak. Bu yıl 60 ıncısı düzenlenecek, Uluslararası Bisiklet Birliğinin (UCI) Avrupa Turları takviminde yer alan, Türkiye nin ProSeries kategorisindeki tek bisiklet yarışı olan Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, 27 Nisan Pazar günü Antalya dan başlayıp 4 Mayıs Pazar günü İzmir de sona erecek. 1963 yılında Marmara Turu olarak başlayan, 1965 yılında uluslararası nitelik kazanarak Cumhurbaşkanlığı himayelerine alınan, Türk bisikletinin gelişimine katkı sağlayan Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, 8 etaptan oluşacak. TUR 2025 te 3 kıtadan, 13 ülkeden 23 takımın 161 bisikletçisi, 1153 kilometre boyunca pedal çevirecek. TUR 2025 te 3 Dünya Turu, 13 profesyonel, 7 de kıta takımı pelotonda mücadele verecek. İstanbul Büyükşehir Belediyespor, Spor Toto ve Konya Büyükşehir Belediyespor olmak üzere Türkiye den 3 takım, organizasyonda yer alacak. 60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu nun etapları ve mesafeleri şöyle: 1. Etap (27 Nisan): Antalya-Antalya, 132 kilometre 2. Etap (28 Nisan): Kemer-Kalkan, 167,4 kilometre 3. Etap (29 Nisan): Fethiye-Marmaris, 175,9 kilometre 4. Etap (30 Nisan): Marmaris-Akyaka (Kıran), 115,4 kilometre 5. Etap (1 Mayıs): Marmaris-Aydın, 151 kilometre 6. Etap (2 Mayıs): Selçuk (İsabey)-Selçuk (Meryem Ana), 156 kilometre 7. Etap (3 Mayıs): Selçuk-Çeşme, 144,2 kilometre 8. Etap (4 Mayıs): Çeşme-İzmir, 108,7 kilometre TAKIMLAR Dünya Turu takımları: Alpecin-Deceuninck (Belçika), XDS Astana (Kazakistan), Team Picnic PostNL (Hollanda) Profesyonel takımlar: Lotto (Belçika), Uno-X Mobility (Norveç), Caja Rural-Seguros RGA (İspanya), Equipo Kern Pharma (İspanya), VF Group-Bardiani CSF-Faizane (İtalya), Burgos-BH (İspanya), Polti Visitmalta (İtalya), Tietama Rockets (Hollanda), Eustkaltel Euskadi (İspanya), Solution Tech Vini Fantini (İtalya), Flanders Baloise (Belçika), Wagner Bazin WB (Belçika), Novo Nordisk (ABD). Kıta takımları: Terengganu Polygon (Malezya), Mazowsze Serce Polski (Polonya), China Glory-Mentech (Çin), Bike Aid (Almanya), İstanbul Büyükşehir Belediyespor, Spor Toto ve Konya Büyükşehir Belediyespor. MİLYONLARCA İZLEYİCİ TUR 2025 İ TAKİP EDECEK Bisiklet dünyasının en prestijli yarışlarından Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu nu 5 kıta 190 ülkeden milyonlarca bisikletsever takip edecek. Organizasyonda TRT Spor ve Eurosport, 8 etabı her gün 2 saat canlı yayımlayacak. TUR 2025, Avrupa dan Asya ya, Amerika dan Afrika ya ve Orta Doğu dan okyanus ülkelerine kadar izlenebilecek. 5 kıtada 13 dilde yapılacak yayınlar ile 190 ülkeye yayım yapılacak. Çekimler hem karadan hem de uçak ve helikopterlerle havadan gerçekleşecek. TURUN TARİHÇESİ İlk kez Marmara Turu adıyla 1963 yılında düzenlenen organizasyon, 1965 yılında uluslararası statü kazandı. Bu özelliği nedeniyle turun başlangıç tarihi 1965 olarak kabul ediliyor. Organizasyon, 1966 yılından itibaren ise Cumhurbaşkanlığı himayesine alındı. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, Uluslararası Bisiklet Birliği (UCI) tarafından 2008 de 2.1 yarışma kategorisine, 2010 da da Hors Category (2. HC) seviyesine yükseltildi. Tur, 2017 den itibaren üç yıl boyunca Dünya Turu takvimine eklendi. Kovid-19 salgını nedeniyle 2020 de iptal edilen organizasyon, 2021 ve 2022 de UCI nın yeni oluşturduğu Pro Serisi ne alındı. 2023 te UCI Avrupa Turu altında 2.1 yarışma kategorisinde yapılan tur, 2024 te yeniden Pro Serisi yarışları arasına girdi ve 2025 te Pro Serisi olarak düzenlenecek. LİDERLERİN MAYOLARI Turu en kısa sürede bitiren bisikletçi ve etaplardaki prim kapılarında aldığı puanlar bakımından lider sporcular, 4 farklı renkteki formayı giyiyor. Buna göre lider bisikletçiler, şu mayoları taşıyacak: Turkuaz mayo: Genel klasman lideri Yeşil mayo: Sprint lideri Kırmızı mayo: Tırmanış lideri Beyaz mayo: Türkiye güzellikleri lideri EN FAZLA KAZANANLAR TUR da en fazla etap galibiyeti bulunan isimler şöyle: Sporcu Ülkesi Etap galibiyeti 1 Andre Greipel Almanya 11 Mark Cavendish Büyük Britanya 11 3 Sam Bennett İrlanda 9 4 Jasper Philipsen Belçika 7 5 Svetoslav Tchanliev Bulgaristan 6 PROFESYONEL TAKIMLARIN KATILIMINDAN BERİ TURU 2 KEZ KAZANAN ÇIKMADI Türkiye nin en uzun soluklu ve en prestijli yol bisikleti yarışı Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, 2008 de profesyonel takımların da yer aldığı bir formatta düzenlenmeye başladı. 2008 den bu yana hiçbir bisikletçi, genel klasman şampiyonluğunu 2 kez kazanamadı. Bu süre zarfında 3 kez İspanyol, 2 şer kez İtalyan ve Kazak, 9 defa da farklı ülkelerden sporcular turu kazandı. Son 16 turun şampiyonları şöyle: Yıl Sporcu Ülkesi Takımı 2008 David Garcia Dapena İspanya Karpin-Galicia 2009 Daryl Impey Güney Afrika Barloworld 2010 Giovanni Visconti İtalya ISD-NERI 2011 Alexander Efimkin Rusya Type 1-Sanofi Aventis 2012 Alexsandr Dyachenko Kazakistan Astana 2013 Natnael Berhane Eritre Europcar 2014 Adam Yates Büyük Britanya Orica-GreenEDGE 2015 Kristijan Durasek Hırvatistan Lampre-Merida 2016 Jose Gonçalves Portekiz Caja Rural-Seguros RGA 2017 Diego Ulissi İtalya BAE Emirates 2018 Eduard Prades İspanya Euskadi-Murias 2019 Felix Grossschartner Avusturya Bora-Hansgrohe 2020 Kovid-19 salgını nedeniyle yapılmadı – – 2021 Jose Manuel Diaz İspanya Delko 2022 Patrick Bevin Yeni Zelanda İsrail-Premier Tech 2023 Alexey Lutsenko Kazakistan Astana Kazakistan 2024 Frank van den Broek Hollanda Dsm-Firmenich PostNL TUR 2025 TE YILDIZLAR GEÇİDİ 60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu nda yıldız bisikletçiler de yer alacak. TUR 2024 ün şampiyonu Profesör lakaplı Frank Van den Broek (Team Picnic Postnl) ile genç yıldız Tibor del Grosso (Alpecin Deceuninck), tırmanış ustaları olarak öne çıkıyor. Sprinter olarak İtalya Turu ve Fransa Turu nda etap zaferleri olan Avrupa şampiyonu bisikletçi Elia Viviani (Lotto) ile Tour de France ta 4 kez etap zaferi kazananı Alexander Kristoff (Uno-X Mobility) dikkati çekiyor. 60 ıncısı düzenlenecek dev organizasyonun gediklisi takımlar da var. Kazakistan temsilcisi XDS Astana ile İtalya ekibi VF Group Bardiani-CSF-Faizane, 14. kez bu turda yer alacak. TÜRKİYE NİN GÜZELLİKLERİ TANITILACAK Dünyanın dört bir yanında TUR 2025 i takip edecek izleyicilere Türkiye nin güzelliklerini keşfetme fırsatı sunulacak. TUR 2025 te 8 etap boyunca Türkiye nin eşsiz güzellikleri ve saklı hazineleri de dünyaya tanıtılacak. Dünyaca ünlü sporcular, portakal, limon, mandalina bahçelerinin yanı sıra çam, zeytin ya da sakız ağaçlarından oluşan rotalarda pedal çevirecek. Turda, çay, Türk kahvesi, simit, yöresel lezzetler, sevimli liman kedileri, nazar boncuğu gibi kültürel değerler de televizyon ekranlarına yansıtılacak. Turun 1. etabı olan 132 kilometrelik Antalya-Antalya etabında tarihi Kaleiçi sokakları, Hadrian Kapısı, Hıdırlık Kulesi ve Yivli Minare, Silyon Antik kenti ve Belek in güzellikleri ekranlardan izleyici ile buluşturulacak. Kemer-Kalkan etabında ise Patara Plajı, Yanartaş, Myra Antik Kenti, dalış noktaları ve dünyaca ünlü plajlar ekrana yansırken Fethiye-Marmaris etabında da Kelebekler Vadisi, Ölüdeniz, nesli koruma altındaki caretta carettalar ve Dalyan deltası izleyicilere görsel bir şölen sunacak. Turun 4. etabı Marmaris-Akyaka etabında da denize açılan orman yolları, yelken rotaları, uçurtma sörfü gibi görüntüler arka fonda bisikletçilere eşlik edecek. Marmaris-Aydın etabında ise Afrodisias Antik Kenti ve Ege nin sembolü zeytin ağaçlarının güzellikleri ekranlardan verilecek. Turun 6. etabı Kuşadası-Selçuk ta Kuşadası, Güvercinada, Efes, Artemis Tapınağı, inanç turizminin önemli noktası Meryem Ana Evi, Selçuk-Çeşme etabında da Şirince Köyü, Seferihisar, Çeşme kıyıları ekranlara yansıtılacak. Turun son etabı olan Çeşme-İzmir etabında da İzmir in simgesi Saat Kulesi, yöresel lezzetleri, antik kentler, üzüm bağları ekranlardan tanıtılacak.
Source: Habertürk
Ünlü yıldız İslam”ı seçti: Aradığım huzuru buldum
Varlıklı ve gösterişli ailelerin hayatlarını ekranlara taşıyan İngiltere”nin popüler reality şovu “Real Housewives Of Cheshire”in yıldızlarından 33 yaşındaki Paige Chohan, İslam”a geçiş hikayesini ilk kez paylaştı.New Magazin”e verdiği röportajda yaşadığı süreci anlatan Chohan, Anglikan Kilisesi”ne mensup bir ailede büyüdüğünü ve 17 yaşından itibaren farklı dinleri araştırmaya başladığını dile getirdi.Hristiyanlık, Budizm ve Hinduizm üzerine çalışmalar yapan genç kadın, huzuru İslam”da bulduğunu sözlerine ekleyerek, “Genç yaşta çıktığım bu yolculukta İslam ile güçlü bir bağ kurdum ve bu bağ zamanla büyüdü. İslam gerçekten hayatımı kurtardı ve bana büyürken ihtiyacım olan net bir yön verdi.” dedi.Ailesinin dinle ilgili konularda çok katı olmadığını ve bu süreçte onu baskılamadıklarını söyleyen Paige, “Oturup hayatın daha derin bir anlamı olup olmadığını sorguladım ve bunu keşfetmek istedim.” ifadelerini kullandı.Anne olduktan sonra inancının pekiştiğini dile getiren Paige, “Artık hayat sadece kendin hakkında değil. Eşin ve çocuğun var, istediğini istediğin zaman yapamıyorsun. Odak noktası sen olmaktan çıkıyor, bu çok büyük bir değişim.” dedi.
Source: Erkan Talu
Türk musikisinin duayen ismi: Münir Nurettin Selçuk
Müzik kariyeri boyunca Türk müziğine farklı bir üslup getiren sanatçı, 100″den fazla besteye imza attı.
Eserleriyle Türk müziğinde çığır açan Selçuk, Darülfünun İlahiyat Fakültesi Fars Edebiyatı Profesörü ve Kadıköy Sultanisi Fransızca öğretmenlerinden şair Mehmed Avni Nureddin Bey ile Fatma Hanife Hanım”ın oğlu olarak, 1900″de İstanbul Sarıyer”de doğdu.
Çeşitli kaynaklarda doğum yılı 1899, 1900, 1902 olarak da belirtilen sanatçı, ilkokulu Beyazıt İbtida-i Mektebi”nde okuduktan sonra Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi”nde, ardından Kadıköy Sultanisi”nde öğrenim gördü.
Münir Nurettin, henüz 10 yaşında iken sesinin güzelliği fark edilince, Yeniköylü Hasan Efendi”nin öğrencisi olan Ethem Bey”in, Kadıköy”deki Darülfeyzi Musiki Mektebi”ne devam ederek üç yıl sonra bu heyetle ilk konserini verdi.
“Hayatımda başka hiçbir meslek seçmeyi aklıma getirmedim”
Ziya Paşa”nın başkanlığı döneminde parlak bir sınav vererek, o zaman sadece Türk müziği öğretimi yapan Darülelhan adıyla faaliyet gösteren İstanbul Belediyesi Konservatuvarına girmeye hak kazandı.
Şark Musiki Cemiyetinin kurucuları arasında yer alan sanatçı, 1. Dünya Savaşı”nın devam ettiği 1917″de, ailesinin isteği üzerine Macaristan”a tarım tahsiline gönderildi ancak musikiye olan sevdası nedeniyle babasını ikna ederek kısa süre sonra yurda döndü.
Gazeteci Zeki Tükel”e verdiği bir röportajında, “Hayatımda başka hiçbir meslek seçmeyi aklıma getirmedim. Düşünün bir kere, beni Macaristan”a ziraat tahsiline göndermişlerdi. Bu tahsilde iken Türk musikisi yüzünden kitabın yaprağını açamadım.” ifadelerini kullanmıştı.
Münir Nurettin Selçuk, bir dönem Fenerbahçe”de futbol oynadı ve kulübü ziyaret eden Mustafa Kemal Atatürk”le de burada tanışma fırsatı buldu.
Musikiye ciddi şekilde bu yıllarda bağlanan sanatçı, 1923″te askerlik hizmetini yapmak üzere teğmen rütbesiyle girdiği Muzıka-i Hümayun”da müezzinliğe tayin edildi. Cumhuriyet ilan edilince aynı rütbeyle Ankara”daki “Riyaset-i Cumhur İncesaz Heyeti”ne dahil olan sanatçı, Atatürk”ün maiyetinde bulundu. Sanatçı, 1926″da Atatürk”ten izin alarak heyetten ayrıldı ve İstanbul”a döndü.
Paris Konservatuvarında şan, piyano ve solfej dersleri aldı
Münir Nurettin Selçuk, İstanbul”da Sahibinin Sesi Plak Şirketi”yle yaptığı anlaşmanın ardından musiki bilgisini arttırmak için 1928″de gittiği Paris”te bir yıl kalarak Paris Konservatuvarında şan, piyano ve solfej dersleri aldı.
Fransız tiyatrosunda tek başına ve o tarihe kadar görülmemiş bir biçim ve programla 1929″da ilk konserini veren Selçuk”un performansı sanat çevrelerinde büyük yankı uyandırırken, “Münir Nurettin Ekolü” duyulmaya başladı.
Sanatçı aynı yıl Enise Hanım ile evlendi. Eşi 1966″da vefat eden Selçuk”un bu evliliğinden kızı Meral, Şehime Erton”la evliliğinden ise oğulları Timur ve Selim dünyaya geldi.
Sanatçının, 22 Şubat 1930″da Beyoğlu”ndaki Fransız Tiyatrosu”nda verdiği ilk solo konser, Türk musikisi konser tarihinde bir dönüm noktası oldu.
Usta sanatçılar Tanburi Mesut Cemil, kemençeci Ruşen Ferit, udi Nevres, kanuni Artaki ve kemani Nubar”ın refakatinde ilk defa frak giyilerek, ayakta, yepyeni bir üslupla konser disiplini içerisinde ve mikrofonsuz gerçekleşen performans, musikiye saygı ve ciddiyet getiren yeni bir ekolün doğuşu kabul edildi.
Usta besteci ve yorumcu, 1942″de girdiği Belediye Konservatuvarı İcra Heyeti”nden 1943″te ayrıldı.
İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Konservatuvarında repertuvar dersleri de veren sanatçı, farklı formlarda 100″den fazla esere imza attı. Selçuk, 1953″te İstanbul Radyosu”nda müşavirlik göreviyle İcra Heyeti Başkanı görevlerini üstlendi.
Pek çok gencin yetişmesine katkı sağladı
Münir Nurettin Selçuk, “Ses Musikimiz” adlı makalesinde, “Pek küçük yaşta musiki öğrenmeye başladığım sıralarda, hocalarımdan işitip her zaman hatırladığım mühim sözlerden bir tanesi de; Türk musikisi hanende musikisidir, bunu da ustasından öğrenmek gerektir.” ifadelerine yer verdi.
Tambur ve piyano çalan Münir Nurettin, kendinden sonraki kuşaklara örnek bir musiki adamı oldu, hemen hemen bütün beste şekillerindeki eserleri okuyabilen bir yorumcu oldu ve pek çok gencin yetişmesine katkı sağladı.
Selçuk”un öğrencileri arasında kendisinden çok yararlanan Necmi Rıza Ahıskan ile Alaeddin Yavaşça, bizzat yetiştirdiği İnci Çayırlı ve Meral Uğurlu gibi isimler yer alıyor.
Solo konserleriyle Türk müziğinde çığır açan sanatçı, tek başına halkın karşısına çıkmasının yanı sıra farklı stiliyle de büyük ilgi gördü.
Mevlana, Fuzuli, Nedim, Ahmet Paşa, Şeyh Galip, Ziya Paşa, Süleyman Nazif, Tevfik Fikret, Vecdi Bingöl, Yahya Kemal Beyatlı, Faruk Nafiz Çamlıbel, Behçet Kemal Çağlar, Necdet Atılgan, Munis Faik Ozansoy, Cahit Sıtkı Tarancı, Ümit Yaşar Oğuzcan, İsmet Bozdağ, Refik Ahmet Sevengil gibi ünlü şairlerin şiirlerini besteleyen Selçuk, yurt dışında da çok sayıda konser verdi.
Cumhurbaşkanlığınca 1981″de takdim edilen “Atatürk Sanat Ödülü”ne layık görülen sanatçı, Muhsin Ertuğrul”un ilk müzikal film denemesi olan 1939 yapımı “Allah”ın Cenneti” filmiyle 1941 yapımı “Kahveci Güzeli” filmlerinde oynadı.
Selçuk, Kahveci Güzeli”nde Sadettin Kaynak”ın bestelediği “Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber”, “Aşığım Baharın Yeşil Gözüne”, “Zeynebim Uçtu Gitti”, “Garibiz, Gurbet Bize Artık Bir Sıla Oldu”, “Çoban Kızı” ve “Yad Eller Aldı Beni” eserlerini yorumladı.
TRT”ye verdiği bir röportajda İstanbul”a hayranlığını dile getiren Selçuk, şairlerin İstanbul”a hayranlık belirten dizelerine işaret ederek, “Bunlardan bir tanesi de üstadın “Aziz İstanbul” isimli güzel şiiridir. Bunu aşağı yukarı iki ay zarfında besteledim. Eser bittiği zaman da son gece, sabaha karşı 04.00-05.00 arası kulağıma ezan sesleri geldi. O tabii beni çok mütehassis etti.” ifadelerini kullanmıştı.
Sanatla dolu geçen 81 yıllık hayatında Münir Nurettin Selçuk, bazı müzikal filmler için eserler de besteledi.
Münir Nurettin Selçuk, 27 Nisan 1981″de Nişantaşı”ndaki evinde vefat etti ve Aşiyan Mezarlığı”na defnedildi.
Adına pul basılan sanatçının ismi, yaptığı besteler ve İstanbul”a olan sevgisi nedeniyle Kalamış”ın ana caddesine ve Bağcılar”da bir ilköğretim okuluna verildi.
Sanatı, konservatuvarlarda tez ve doktora konusu olarak çalışılan sanatçının yaşamı, Ayşe Kulin tarafından 1996″da “Bir Tatlı Huzur” adıyla kitaplaştırıldı.
Sanatçının bestelerinden bazıları ise şöyle:
“Beni Kör Kuyularda Merdivensiz Bıraktın”, “Kalamış”, “Aziz İstanbul (Güfte: Yahya Kemal Beyatlı)”, “Söyle Sevgili”, “Gül Yüzünde Göreli Zülf-i Semen-say Gönül”, “Safa-yı Metle Parıldasın Camımız”, “Hülyama Doğan Son Güneşim”, “Son Hevesimde”, “Varalım Kuy-ı Dilaraya Gönül Hu Diyerek”, “Bir Söz Dedi Canan ki Keramet Var İçinde”, “Rindlerin Akşamı (Dönülmez Akşamın Ufkundayız) (Güfte: Yahya Kemal Beyatlı)”, “Ne Doğan Güne Hükmüm Geçer Ne Halden Anlayan Bulunur”, “Endülüs’te Raks”, “Sessiz Gemi”, “Rindlerin Ölümü”, “Sen Şarkı Söylediğin Zaman”, “Dumanlı Başları Göklere Ermiş”, “Yedi Renk Üstüne Hareli Dağlar.”
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source: