Türkiye’ye yakışmayan bir “Korku iklimi!”
Türkiye’de bugün en büyük sorun ekonomi…
Oysa iktidar, ekonomiyi ikinci plana atmış, muhalefet partileriyle uğraşıyor, medya üzerinde baskı kuruyor, RTÜK’ün ağzından “Herkes benim istediğim şekilde yayın yapacak. Yoksa RTÜK’ün en ağır cezalarını devreye sokarım” diyor.
Fiyatlar milleti cayır cayır yakarken iktidarın, gözaltına almalar, tutuklamalar, kayyum atamalarla uğraşması üzücüdür!
Hukuk âdeta unutulmuş gibi…
Oysa hukuk düzelmedikçe ekonomi de yoluna girmeyecek ve ülkede yoksulluk daha da derinleşecek!
Soruşturmalar, tutuklamalar ve kayyum atamalarla “bir korku iklimi” yaratma peşindeler!
Özgür Özel’in Genel Başkan seçildiği CHP kurultayı için bile iptal davaları açıldı!
Tüm bunlar yetmiyormuş gibi vahim bir olay daha patlak verdi…
Patronlar kulübü TÜSİAD’ın Yüksek İştişare Konseyi Başkanı Ömer Aras hakkında soruşturma başlatılmış durumda…
Bunun sonu nereye varır, bilinmiyor!
Şimdi etrafta,“TÜSİAD’a da mı kayyum atanacak?” şeklinde acayip sorular dolaşıyor. Tabii ki bu çok zor ama imkânsız değil!
TÜSİAD, ülke ekonomisinin can damarı!
TÜSİAD üyesi 4500 iş insanı kurumlarında milyonlarca işçiyi çalıştırıyor ve Türkiye’de her yıl Kurumlar Vergisi’nin yüzde 80’ini ödüyor.
Böyle bir derneğe kayyum atamaya kalkmak, ülke ekonomisinin intiharı gibi bir şey olur. Fakat…
Ülkemizde hukukla birlikte “Mantık” kelimesi de lügatlerden silinmiş gibi…
Son dönemde yaşanan tüm hukuk dışı olaylara bakacak olursak, “Türkiye’de olmaz olmaz!” demek zorunda kalırız!
Hakkında soruşturma başlatılan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras aslında doğruları konuşmuş ve iktidara, hemen herkesin söylediği eleştirileri yöneltmişti…
Bunda kızıp köpürecek ne var?
SÖZÜN ÖZÜ: Ülke ekonomisinin belkemiği olan TÜSİAD’a (iktidarı eleştirdi diye) kızıp kayyum atamayı düşünmek bile tehlikelidir. Böyle bir olay gerçekleşirse “Türkiye’nin kalbine kurşun sıkılmış gibi” etki yaratır!
Ömer Aras’ın eleştirilerinde yalan ya da yanlış olan nedir?
Hakkında soruşturma başlatılan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras aslında doğruları konuşmuş ve iktidara, hemen herkesin söylediği eleştirileri yöneltmişti…
Kartaltepe’de 78 kişinin can verdiği otel yangını faciasında sorumluların hâlâ ortaya çıkartılmamasını, İliç’teki madende toprak kayması sonucu meydana gelen faciada devlet bürokratlarının hatalarını eleştiren Ömer Aras sözlerine şöyle devam etmişti:
“Ülkede serbest piyasa koşulları işlemeli, ihalelerde ve kredilerde eşitlik ilkesi gözetilmelidir.
Eğitim sistemini tarikatların etki alanının dışına taşımalıyız…
Devletin, bütçe disiplinine uyması, kamuda tasarrufu arttırması gerekiyor…
Politik hayatta da olağanüstü olaylar yaşıyoruz.
Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyumlar atanıyor!”
Ömer Aras gibi, hemen herkes bu tür sözleri telaffuz ediyor. Özellikle siyasiler, TV’lerde, gazetelerde her gün tekrarlıyorlar. Soruşturma açılan tek kişi var mı?
“Okuman yok mu hemşerim?”
Büyük bir parka giden Temel spor yapmak için yeşil çimenlerin üzerinde koşmaya başlar.
Onu gören park bekçisi öfkeyle bağırır:
“Hoop hemşerim, senin okuman-yazman yok mu yahu?”
“Var, ne olacak?”
“Varsa, oku be adam! Tabelada ‘Çimenlerin üstüne yürümek yasaktır’ diye yazıyor.”
Temel dudaklarını büküp, yüzünü buruşturarak “Asıl sen oku!” der “Ben yürümüyorum ki, koşuyorum!”
Yüce Tanrı bizi “Ah, şimdiki aklım olsaydı” demekten korusun!
Source: Rahmi Turan
Çöküş kavgası
Anayasa değişikliklerine yol açan şaibeli 2017 halk oylaması sonucu kurulan sistem artık ülke için taşınamaz bir yük halini aldı. Yük taşınamaz hale geldiği içindir ki mevcut durumu eleştiren veya mevcut yapıya karşı çıkan herkes bir türlü susturulmaya çalışılıyor. TÜSİAD’ın son raporu mevcut durumun fotoğrafını topluma yansıttığı için iktidar cenahının tepkisine yol açtı.
Hiç gecikmeden kurumun Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras hakkında soruşturma açıldı. Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen davaya yenisi eklenmişti. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, sığınmacılar sorununu topluma anlattığı ve bunu bir parti programına dönüştürdüğü, yeni paradigma diye sunulan Yeni Osmanlıcı yaklaşıma karşı cumhuriyet paradigmasını kararlı bir şekilde savunduğu içindir ki hapse atıldı.
Başka hapsedilenler de var ve hemen hepsi mevcut çöküşü örtmenin aracı olduğu gibi, Yeni Osmanlıcı yaklaşımı anayasal bazda hayata geçirilmesiyle ilgili…
Yeni projenin sahibi görünen Devlet Bahçeli sağlık sorunları nedeniyle konuya geç müdahil oldu ve TÜSİAD’ı muhalefet cenahını konsolide etme arayışında olmakla suçladı! Öncelikle kendisine geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Ancak gelinen noktada ülkenin sağlıksız ortamından kendisinin çok önemli bir payının olduğunu belirtmek istiyorum. Unutmayalım ki gelinen çöküş noktasına 2017 halk oylaması sonucu yapılan düzenlemeler sonucu gelindi.
On kadar kumpas mağduru, olabilecekleri görmüş ve referandum öncesi 17 vilayeti dolaşarak hayır kampanyası yürütmüş ve etkinliğe de “Hayırlı Konvoy” adı vermiştik.
Anayasa değişikliğine hayır diyerek yollara koyulduğumuz o günlerde, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un CNN Türk’te katıldığı programda kullandığı, “Kurtuluş Savaşı kapsayıcıydı. Kuruluş ise dışlayıcı oldu,” ifadesini, Mehmet Soysal Milliyet’teki köşesinde 10 Şubat 2017’de aktarmıştı.
Ben de Bahçeli’den beklediğim tepkiden dolayı hayal kırıklığı yaşamıştım zira Uçum’a tepki vermesini umarken; 13 Şubat 2017’de Hürriyet’te yer aldığı haliyle bir gün önce Konya’da şunları söylemişti: “Küresel siyasetin nabzı Türkiye’de atmaktadır. Bölgesel denge arayışlarının ağırlık merkezi Türkiye’dir. Altını kalın olarak çiziyor ve diyorum ki, bu kadar sorun içinde, devlet güçlü olmadığı, seri kararlar alamadığı, yönetimde fiili-hukuki karmaşa sürdüğü müddetçe Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923 ruhuyla devamı bu şartlar altında mümkün görülmemektedir.”
Aradan yedi sene geçti. Devlet, yönetenler açısından cennete dönüştürüldü ama güçlendi mi, zayıfladı mı? Göstergeler zayıfladığına işaret ediyor. Kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırıldı, yargı erki fiilen yürütmenin emrine girdi, Suriye’den kaynaklı olarak ülkenin güvenlik sorunları büyüdü, sığınmacı sayısı ülke nüfusunun %10’nu geçti ve halk fakirleşti! Sonuç olarak ülke güç kaybetti. TBMM işlevsizleştirildi, bazı kurumları kapatıldı, mevcutları da zayıflatıldı!
Ama Bahçeli TÜSİAD’ın başından sonuna katıldığım ve hatta açıklanmasını yeterince geç bulduğum açıklamasını ciddiye almak yerine, meseleyi muhalefeti konsolide etme noktasına indirgedi.
Bütün bunlar olurken HÜDAPAR’ın Diyarbakır’daki “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı” sonuç bildirgesi basına yansıdı. Bildirgenin 4. Maddesi şöyle: “Kemalist resmi ideolojinin dayatmaları neticesinde ortaya çıkan ve bugüne kadar yüz binlerce insanın ölümüne ve büyük acıların yaşanmasına yol açan silahın ve şiddetin Kürt meselesi için bir çözüm enstrümanı olmadığı, bilakis bu yöntemin Kürtlerin sahip olduğu beşeri ve siyasi gücü kriminalize ettiği ortaya çıkmıştır.”
Devlet Bahçeli yan yana seçime girdiği ve bölgede çok yoğun kan akıtılmasına bir dönem katkı veren, ellerine bizzat dönemin Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın kanının bulaştığı bu örgüte ne diyecek diye merak etmeyeceğim. Zira siyasi pozisyonu gereği, tıpkı 2017’de Mehmet Uçum’un sorunu Kuruluş’ta gören yaklaşımına sessiz kaldığı gibi, HÜDAPAR’a da sesini çıkarmayacaktır.
Ama hakkını yemeyelim, Mehmet Uçum’da oldukça radikal değişiklikler var. 2017’de Kuruluş’u hatalı olarak niteleyen Uçum, 9 Şubat 2025 günü yaptığı geniş X açıklamasında aynen şu ifadeye yer vermiştir: “Kurucu liderimiz Atatürk ve arkadaşları Türkiye Cumhuriyeti Devletini etnisiteden ve ırktan bağımsız olarak Türk Milleti ve Türk Vatandaşlığı üzerine bina etmiştir.”
Bu tutum değişikliğine sevinmedim dersem yalan söylemiş olurum. Ancak HÜDAPAR’ın yukardaki bildirgesiyle uyumsuzluğu yanında CB Erdoğan’ın Türk milleti ve Türk vatandaşlığını ilke edinen cumhuriyet paradigması yerine çok milletli yeni paradigma yaratmayı çağrıştıran kimi ifadelerini dikkate aldığımda sevincim kısa sürüyor.
Herkes TÜSİAD’ın hukuk devletinin yeniden inşa edilmesini, kurumların liyakatli kadrolarla yönetilmesini, yüksek teknoloji üretimine ve buna göre eğitimin yeniden yapılandırılmasını talep eden açıklamasına sahip çıkmalıdır.
Çöküş kavgası yapmak yerine çöküşten çıkışa odaklanmak ülkenin acil ihtiyacıdır. Ortak payda cumhuriyet değerleri ekseninde hukuk devletinin yeniden tesis edilmesi arayışıdır.
Muhalefetin iktidar arayışı da bu bağlamda bir programı sahiplenerek ve sahiplendirerek başarıya ulaşabilir.
Source: Ahmet Yavuz
‘Kaynak, aşıya değil şehir hastanelerine’
Kamu Özel İşbirliği(KÖİ) olarak 2017 yılında hayata geçirilen şehir hastanelerinin sayısı 17 ilde 18 adede ulaştı. Bu projelere bütçeden ayrılan kaynaklar ise dağları aştı. CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, “Geçen yıl ayrılan ödenek yetmedi 90.4 milyar TL ödendi. Gelecek üç yılda 341 milyar TL daha ödenmek zorunda kalınacak. Kaynaklar emekliye, yoksula, işsize değil bu tip projelere akmaya devam ediyor” dedi. Sarıgül yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Şehir hastanelerine 2024 yılı bütçesinden 83 milyar 694 milyon TL’lik ödenek ayrılmıştı. Ama bu milyarlık bütçe bile yetmedi. Geçen yıl kamu özel işbirliği modeli ile yapılan hastanelere ödenen kira ve hizmet bedeli tutarı 90 milyar 481 milyon TL oldu. Sağlık Bakanlığı’nın 783 milyar TL olan toplam bütçesinin yüzde 11.5’i böylece KÖİ’lere ödenmiş oldu.
3 YILDA 160 MİLYARI AŞTI
Mustafa Sarıgül, şehir hastanelerine aktarılan kaynaklarla pek çok soruna derman olacak çözümlerin gündeme alınacağını ifade etti. Sarıgül, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün milyarların aktarıldığı bu projeler yanında eski Sağlık Bakanı’nın ulusal aşı programına alacağını söylediği, 107 ülkede ücretsiz olan ancak ülkemizde 3 dozu 12 bin TL maliyeti olan rahim ağzı kanserini önleyen HPV aşısı 2025 yılı bütçesinde de yer almadı. Çocuklara yapılması gereken Meningok B, Rota Virüsü ve HPV aşıları ücretli, özellikle yaşlılarımız için hayati önem taşıyan mevsimsel grip aşıları hâlâ ücretli. Bunun yanında muayene katkı paylarında yüzde 300’e varan zamlar yapılırken, ilaçlarda yüzde 10-20 katkı payları alınmaya devam edilmesi de sağlık sisteminin üzerinde bir kabusa dönen KÖİ modeli hastanelerin finans yüküdür.”
‘3 yılda 160 milyar TL ödendi’
Mustafa Sarıgül’ün paylaştığı verilere göre şehir hastanelerine 2022’de 25 milyar TL, 2023’te ödenen tutar 49 milyar 540 milyon TL oldu. Yani 2024 yılını da dahil ettiğimizde 3 yılda toplam 160 milyar TL’yi aştı. Önümüzdeki 3 yıl için ayrılan ödenekte yüzde yüzün üzerinde bir artışla 341 milyar TL’yi aşacak.
Source: Yavuz Alatan
En-Nesyri farkı
Kadıköy”de Kasımpaşa”yı konuk eden Fenerbahçe”de Youssef En-Nesyri bir kez daha sahneye çıktı. Sezonun flaş yıldızlarından olan En-Nesyri, Kasımpaşa filelerini iki kez sarsarak Süper Lig”de çıktığı son dört maçta da ağları havalandırdı. Faslı forvet lig kariyerinin en uzun gol serisini yakalamış oldu. En-Nesyri, Süper Lig”de toplamda 22. maçında 15. kez de gol sevinci yaşadı. 27 yaşındaki futbolcu, gol krallığı yarışında da iddialı konum da olmayı sürdürdü. MÜTHİŞ GOL SERİSİ Bu sezon Fenerbahçe”nin en skorer isimlerinden olan Youssef En-Nesyri; Süper Lig, Avrupa Ligi ve Türkiye Kupası”nda toplamda 35 resmi maçta 23 gol, 4 asistle oynayarak kariyerinin de en iyi sezonunu yaşıyor. Tüm resmi maçlara bakıldığında üç farklı turnuvada çıktığı son 7 karşılaşmada da ağları havalandırdı. Sarı-lacivertli takımda lig mücadelesinde Edin Dzeko ve Dusan Tadic ile beraber en skorer isim olan Youssef En-Nesyri 2024-2025 sezonuna damgasını vurdu. AVRUPA”NIN DA KRALI OLDU Golleriyle Fenerbahçe”de ayakta alkışlanan Youssef En-Nesyri, Avrupa”da da öne çıkıyor. Başarılı forvet, yeni yılda attığı 10 golle 2025 yılında Avrupa”nın 10 büyük liginde en fazla gol atan oyuncu konumunda. GEÇEN SENEYİ GEÇTİ Youssef En-Nesyri, Fenerbahçe”deki ilk sezonu tamamlanmadan 35 maçta 23 gole ulaştı. En- Nesyri geçen sezon Sevilla formasıyla toplamda 41 karşılaşmada 20 gol kaydetmişti. İRFAN”DAN 4 KURTARIŞ İrfan Can Eğribayat başarılı performansını sürdürüyor. Sarı-lacivertlilerin 1 numarası dünkü Kasımpaşa mücadelesinde 90 dakika boyunca 5 net kurtarış yaptı. İrfan Can sahanın en iyilerinden oldu. GOL PASI MERT”TEN Mert Müldür, ikinci golde Oğuz Aydın”a asist yapan isim oldu. Milli sağ bek ligde en son üçüncü haftada Çaykur Rizespor deplasmanında asist yapmıştı. Mert, tam 21 hafta sonra gol pası verdi. KAPTAN İŞ BAŞINDA Eli kırık olmasına karşın sargıyla oynayan Edin Dzeko, 65″te oyuna girip sadece 6 dakika sonra kritik bir asiste imza attı. Bir kez daha takımına büyük bir katkı sunan Fenerbahçe”nin kaptanı saha içi liderliğiyle de alkış topladı. Skor 2-1 iken oyuna girip, sıkıntılı anda sorumluluk alan Dzeko, Jose Mourinho”nun yine en büyük kozu oldu. Bosna Hersekli yıldız bu sezon Süper Lig”de 3. asistini yaptı. ALKIŞLAR OĞUZ”A Sarı-lacivertli takımın ikinci golünü kaydeden Oğuz Aydın, Kadıköy”de ayakta alkışlandı. Jose Mourinho da genç futbolcunun golünde çok sevindi. Ligde 13. Maçında 5. Kez ağları havalandıran Oğuz, skor katkısı vermeye devam etti. Başarılı oyuncu aynı şekilde son 2 lig maçında skor katkısı sundu. Geçen hafta Alanyaspor deplasmanında asist yapan 24 yaşındaki yıldız, dün de Kasımpaşa önünde gol attı. ARTIK YENİ ROLÜME ALIŞTIM Son haftaların formda ismi Levent Mercan: “3 günde bir maç oynuyoruz, kolay değil ama en önemlisi 3 puan. Her maçı kazanmak istiyoruz. Artık yeni rolüme alıştım. Biraz farklı ama önemli değil. En iyisini yapmaya çalışıyorum” dedi.
Source: Fotomaç
VW yöneticisinden Türkiye”deki üretime övgü
Alman otomotiv devi Volkswagen (VW), yaklaşık 5 yıl önce Türkiye de yatırım yapmanın kıyısından dönmüştü. O dönem çeşitli sebepler yüzünden Manisa da kuracağı fabrikadan vazgeçen VW, Türkiye de dolaylı yoldan kendi logosunu taşıyan araçları ürettirmeye başladı. Ford ile Volkswagen in 2018 yılında yaptığı küresel işbirliği kapsamında, Volkswagen in 1 tonluk hafif ticari araçlarının üretim sorumluluğu Ford Otosan a verildi. İşte bu işbirliği kapsamında VW Transporter’ın yeni nesli de Ford Otosan ın Kocaeli fabrikalarında Ford Transit Custom ile aynı altyapıda üretilmeye başlandı. İlk kez Eylül 2024 te Avrupa’nın en büyük ticari araç etkinliği olan Hannover deki IAA Transportation Fuarı nda görücüye çıkan made in Türkiye Transporter modelini, geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Avrupa lansmanında deneyimledik. Fakat, yeni yerli modellerin detaylarına geçmeden önce, bir parantez açmakta fayda var. Çünkü, Türk mühendis ve işçilerin emeği ile Türkiye de üretilen ilk Volkswagen olan Transporter için düzenlenen ve Avrupa nın tüm ülkelerinden basın mensupları ile marka yöneticilerinin yer aldığı bu etkinliğin Türkiye de gerçekleşmesi beklenirdi. Fakat, böylesine geniş kapsamlı bir etkinlik aracın üretim üssü olan Türkiye yerine komşu ülke Yunanistan ın başkenti Atina da düzenledi! TÜRKİYE DE ÜRETİM KALİTESİ GERÇEKTEN İYİ Atina daki etkinlikten devam edecek olursak, 7 yıl önce Ford ile VW nin imzaladığı anlaşmanın mimarlarından olan Volkswagen Ticari Araçlar Başkan Yardımcısı Lars Krause ile Alman markanın geleceğini ve Türkiye deki üretim süreçlerini konuştuk. Araçlarının Türkiye de üretilmesinden memnun olduklarını vurgulayan Krause, Bu iş birliğinden dolayı kendimizi çok rahat hissediyoruz. Türkiye’deki ortağımız Ford Otosan ile çalışmaktan mutluyuz. İlk araçlarımızı aldık ve kaliteleri gerçekten iyi. Bu nedenle, tüm üretim süreci boyunca bunun bize yardımcı olacağından eminiz dedi. Ford ile yapılan iş birliğinin geleceği hakkında da konuşan Krause, Bu gibi ortak girişimler model bazında yapılıyor. İlk olarak Caddy ve Ford Connect ile başladık. Ardından Amarok ve Ranger işbirliği geldi. Transporter için de model ömrü boyunca devam edecek. Ancak Crafter için Ford ile çalışmayacağız. Kendi üretimimizi yapmayı planlıyoruz bilgilerini paylaştı. Lars Krause, Ford ile ortak üretim yaparken hedeflerine ulaştıklarını da şu sözler ile anlattı; Amacımız Ford’dan farklılaşmak değil, kendi taleplerimizi bu ortak geliştirme sürecine dahil etmekti. Bunu başardığımıza inanıyoruz ifadelerini kullandı. İHRACATA KATKI SAĞLAYACAK Global arenada yılda 150 bin adedin üzerinde Transporter satmak istediklerini de kaydeden Krause, Ancak bu yıl üretimimizi kademeli olarak artıracağımız için bu rakama ulaşamayacağız. Henüz piyasaya sunulmamış bazı versiyonlar var; plug-in hibrit, yüksek tavanlı model ve off-road versiyonu gibi. 2026 yılı itibarıyla 150 bin adedi aşmayı planlıyoruz. Geçen yıl Türkiye’de yaklaşık 5 bin 600 Transporter satıldı. Bu yıl hedefimiz 6 bin adedin üzerine çıkmak. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’de pazar lideri konumumuzu korumayı hedefliyoruz diye konuştu. Volkswagen Ticari Araçlar Başkan Yardımcısı Lars Krause nin paylaştığı satış hedefleri, Kocaeli de üretilecek Transporter ların yüzde 90 dan fazlasının yurtdışı pazarlara gönderileceğini gösteriyor. Bu noktada, otomotiv sanayisinin toplam ihracatının da yerli Transpoerter sayesinde artacağından bahsedilebilir. ELEKTRİKLİ VERSİYON VERGİYE TAKILDI Yeni Transporter ın tam elektrikli versiyonunun Türkiye de satışa sunulmayacağını ise Volkswagen Ticari Araç Pazarlama Müdürü Taner Kozlan dan öğreniyoruz. Kozlan, mevcut vergilendirme politikası yüzünden aracın elektrikli seçeneğini satışa sunmayacaklarını anlatarak, Vergilendirme açısından, ticari araçlar için bir avantaj yok. Türkiye’de sadece binek otomobiller için bazı teşvikler mevcut. Elektrikli araçlarda ana odağımız ID.Buzz, Transporter değil. Binek otomobil segmentinde elektrikli araç oranı yüzde 10 civarında, ancak ticari araç segmentinde yüzde 1’in bile altında. Bunun nedeni ise vergilendirme dedi. Kozlan, hafif ticari araçlarda çift kabin seçeneğinin segmentinde sadece yeni Transporter da olduğunu da vurgulayarak, bunun ellerini güçlendirdiğini anlattı. İKİ DONANIM PAKETİ İLE GELİYOR Aralık ayında 150PS ve 170 PS motor seçenekleriyle ve öncelikle Panel Van versiyonuyla sunulan yerli Transporter, City Van ve Camlı Van seçenekleri ile 2025 yılının ikinci çeyreğinde tüketicilerle buluşacak. 8+1 yolcu kapasitesine sahip Caravelle, 2025 yılının ilk çeyreğinde 150 PS Life, 170 PS Style ve 170 PS Style 4Motion modelleriyle Türkiye pazarına sunulmaya hazırlanıyor. Yeni Caravelle de saklama alanları, masa olarak kullanılabilen ikili ön yolcu koltuğu, ısıtmalı koltuklar, çift torpido gözü gibi öğeler dikkat çekiyor. 13 inç Bilgi Eğlence sistemi ve 13,2 inç dijital gösterge ekranı, geri görüş kamerası, kablosuz şarj özelliği, USB-C girişleri, multifonksiyonel direksiyon simidi ve kablosuz bağlantı sağlayan Apple CarPlay ve Android Auto gibi özellikler de binek otomobilleri aratmıyor. Araçta, geri görüş ve yol kayıt özellikli dijital dikiz aynası, vakumlu kayar kapılar, stor perdeler, opsiyonel olarak sunulan panoramik cam tavan ve navigasyonlu bilgi eğlence sistemi gibi özelliklerin de bulunduğunu belirtelim. Son olarak, Eylül 2024’te elektrikli ticari ID. Buzz Pro ve ID. Buzz Cargo modellerini Türkiye ye getiren Volkswagen in, yılın ilk çeyreğinde ID.Buzz Pure 125kW versiyonunu da satışa sunacağını belirtelim.
Source: Habertürk
SON DAKİKA! Ticaret Bakanlığı”ndan fahiş fiyata 144,5 milyon TL ceza
Son dakika haberi: Ticaret Bakanlığı”nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamaya göre, Tüketicinin Korunması Mevzuatı kapsamında 2025 yılı Ocak ayında 139,2 milyon TL idari para cezası, haksız ve fahiş fiyat denetimleri sonucunda da 144,5 milyon TL idari para cezası uygulandı. 2025 yılı Ocak ayında tüketicinin korunması amacıyla fiyat etiketi denetimleri kapsamında toplam 22,818 firma denetlendi. 7,367 firmayla toplam 55,6 milyon TL idari para cezası uygulandı Ticaret Bakanlığı Ramazan Öncesi Gıda Sektöründe Denetimlere Hızla Devam Ediyor (17.02.2025) pic.twitter.com/zEL6hwkMcf — T.C. Ticaret Bakanlığı (@ticaret) February 17, 2025
Source:
TÜSİAD”da üst düzey toplantı: Akil isimler bir araya geldi! Yeni açıklama nasıl olacak? İşte perde arkasında yaşananlar
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras, 13 Şubat’ta Genel Kurul’da konuşmuş ve kayyum uygulamalarını, son dönemde başlatılan soruşturmaları ve yapılan tutuklamaları eleştirmişti.
TÜSİAD YİK Başkanı Aras’ın eleştirileri hükümetin sert tepkisiyle karşılandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiği” ve “gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yaydığı” iddiasıyla Aras hakkında soruşturma başlattı.
TÜSİAD”da üst düzey toplantı
TÜSİAD ile hükümet arasında gerilimi tırmandıran bu gelişmelerin ardından Patronlar Kulübü üst düzey bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda TÜSİAD’ın “akil isimleri” olarak anılan Rahmi Koç, Tuncay Özilhan, Bülent Eczacıbaşı ve Cem Boyner gibi iş insanları bir araya geldi.
Cumhuriyet’ten Jale Özgentürk’ün haberine göre; TÜSİAD’ın akil insanları Ankara ile ipleri fazla germeden bir metin hazırlamak için iki gündür görüşme halinde.
TÜSİAD”ın hükümete cevabı için hazırlanan iki metnin, geri adım atılmadan Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras’ın arkasında durulması yönünde olduğu öğrenildi.
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan: “Yeni açıklama yapacağız”Gündem
Bahçeli”den TÜSİAD”a sert yanıt: Vesayetçilik yeniden hortladıGündem
ASKON”dan TÜSİAD açıklaması: “Siyaset siyasetçilere bırakılmalı!”Gündem
Source: Dünya Gazetesi