Türkiye zaten ilk sıradaydı

Türkiye zaten ilk sıradaydı

ABD’nin BOP (GOP) kapsamında Irak ve Suriye’yi hallettikten sonra güncel olarak İran, ardından da sıranın Türkiye’ye geleceği yorumları yapılıyor. BOP kapsamında örnek ülke olarak Türkiye ilk sıradaydı. Süreç 12 Eylül 1980 askeri darbe ile başlatıldı. Dönemin ABD Başkanı J. Carter ’in “Çocuklar başardılar” açıklaması, bir ABD haber ajansının darbeden önce “Türkiye’de darbe oldu” haberi, sürecin başlama kanıtıdır. Türkiye, ABD’nin BOP (GOP) kapsamında bölgenin siyasal ve ekonomik düzeni için pilot uygulama, Erdoğan projenin eşbaşkanıdır. ABD ile ikili ilişkilerde ciddi sorun yoktur. Erdoğan, Trump ’a “dostum” diye hitap etmekte, Trump da Erdoğan’a “Rahip Brunson ” uyarısı, hatırlatmasıyla beğenisini, takdirini açıklamaktadır. Türkiye’nin AB ile görünüş dışında bir sorunu yoktur. AB, Türkiye’yi demokratik olmayan uygulamaları, AİHM kararlarına uyulmaması nedeniyle şeklen eleştirmektedir. Sığınmacı konusu, AB’nin ciddi sorunlarından biridir. Türkiye bu bağlamda tampon filtre ülke olarak AB’yi bir anlamda korumaktadır. Bu hizmet karşılığı bir bedel ödüyor mu? Bu konuda şeffaflık yok. Batı tam bağımsız, bağlantısız Türkiye yerine, bağımlı Türkiye’yi tercih eder. Emperyal güçlerin kârlı pis işleri için İsrail’i Türkiye’ye saldırtmasının gerekçesi yoktur. Zaten İsrail’in de Türkiye için bir tehdit oluşturma gücü yoktur. “Uluslararası hukuk, müzakere, diyalog, diplomasi, Birleşmiş Milletler, uyuşmazlıkların barışçıl yolla çözümü” gibi kavram ve sözcüklerin, İsrail ve ABD saldırganlığı ile “lafügüzaf” olduğu görüldü. Müzakere, diyalog, diplomasi olsun ama sonunda da emperyal başat gücün istediği olsun. Amerikalılar tafra satmayı, övünmeyi, büyüklenmeyi böbürlenmeyi severler, öyle de davranırlar. Tehditle birlikte tafra satma, büyüklenme Trump’ta tavan yapmış durumda. Söylem, reklam dışında ABD’nin askeri başarısı var mı? Kore Savaşı’nda denize dökülmekten kurtulup Kore’nin ikiye bölünmesi, Vietnam’dan 50 bin üstü kayıpla kaçış, Afganistan’ı 12 bin kayıpla yönetimi Taliban’a teslim ederek terk etmek askeri başarı mı? Başarı Körfez Savaşlarında Saddam Hüseyin ’e karşı kazanılmıştır. İran saldırısının nereye evrileceği belirsizdir. Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİO), Rusya ve Çin, İran’ı herhalde yalnız bırakmayacaktır. Günümüzde dünya düzeni, düzensizlik anormaldir. Ortak ölçüler, değerler, kurallar yok. Güç gösterileri vardır. Böyle belirsiz, kuralsız ortamda ülkenin alacağı önlemler, izleyeceği politikalar belirlenmelidir. Türkiye’nin bağımsız, bağlantısız dış politika izlemesi zorunludur. Ancak böyle bir politika izlemenin ekonomik temelleri olmalıdır. Ekonomik açıdan dışa bağımlı bir ülke, bağımsız, bağlantısız bir politika izleyemez. Ülke, 24 Ocak ekonomik kararları, 12 Eylül askeri darbesi, dış telkin, Cumhur ortak yöntemiyle ekonomik açıdan da yanlış yollara sürüklenmiştir. Savunma sanayisi ve enerjide kendine yeterliliğe de öncelik veren ithal ikamesi üretim stratejisine yönelmelidir. Savunma sanayi kurumları KİT olarak örgütlenmeli, üretimde dış müdahalelerden bağımlılıktan kaçınılmalı, caydırıcı bir güç olunmalıdır. Dış tehditler ancak böyle önlenir, ülke itibar kazanır, sıraya alınmaz, uluslararası sorunların çözümünde de etkin rol oynayabilir.

Source: Öztin Akgüç