Türkiye’de YKS maratonu sona erdi
Öğrenciler, veliler ve eğitimciler için bu dönem, yüz binlerce gencin geleceğini şekillendirecek zorlu bir yarışın sonunu simgeliyor. Üç oturumdan oluşan sınav, Türk eğitim sisteminin temel taşlarından biri. Bu yıl YKS’ye 3.1 milyondan fazla aday başvurdu. Bu rakam, yükseköğretimin Türkiye’de hâlâ ne kadar değerli görüldüğünün bir göstergesi. YKS, aslında tek bir sınav değil, iki güne yayılan üç aşamalı bir sistem. İlk gün yapılan Temel Yeterlilik Testi (TYT), Türkçe, matematik, fen ve sosyal bilimler gibi temel alanlardaki yeterliliği ölçerken, ikinci gün uygulanan Alan Yeterlilik Testleri (AYT) ve Yabancı Dil Testi (YDT), öğrencilerin seçtiği alanlara yönelik bilgi düzeyini değerlendiriyor. Elde edilen puanlar, öğrencilerin hangi üniversitelere, hangi fakültelere ve hangi koşullarda (burslu, ücretli vb.) yerleşebileceğini belirliyor.BASKININ TAM ORTASINDAYKS’nin yarattığı baskıyı abartmak zor. Öğrencilerin çoğu, bu sınava bir yıldan uzun bir süre boyunca hazırlanıyor. Destek genellikle özel dershaneler ve etüt merkezlerinden alınıyor. Lise son sınıf öğrencilerinin büyük bölümü adeta sınava odaklı yaşıyor. Bu sınav, pek çok öğrenci için sadece bir eğitim adımı değil, hayatı belirleyecek bir eşik. Bu yıl da tablo değişmedi. Türkiye genelinde kütüphaneler dolup taşarken, sosyal medya YKS taktikleri, geri sayım videoları ve motivasyon içerikleriyle dolup taştı. Uzmanlar, özellikle artan rekabetin öğrenciler üzerindeki psikolojik baskıyı daha da artırdığını belirtiyor. Ancak tüm bu baskıya rağmen, sınavın sona ermesi adeta ulusal bir nefes alma anına dönüştü. Okul önlerinde kâğıt yırtan, arkadaşlarına sarılan, hatta dans eden öğrencilerin videoları sosyal medyada viral oldu. Pek çok öğrenci için, aylardır ilk kez gerçekten “özgür” hissettikleri bir an yaşandı.SIRADA NE VAR?Sınavlar bitti ama şimdi de bekleme süreci başladı. Sonuçlar temmuz ortasında açıklanacak. Ardından tercih dönemi başlayacak. Öğrenciler puanlarına göre üniversite ve bölüm tercihlerini sıralayacak, sistem ise bu tercihlere göre yerleştirme yapacak. Bazı öğrenciler kariyer hedeflerini net bir şekilde belirlemiş durumda; hukuk, tıp, mühendislik, öğretmenlik… Ancak pek çok genç, özellikle de iş piyasasının hızla değiştiği günümüzde, daha belirsiz bir gelecekle karşı karşıya. Geleneksel üniversite diplomalarının artık istihdam garantisi sağlamadığı bir döneme giriliyor. Üniversiteler açısından da durum karışık. Türkiye’de hem devlet hem vakıf üniversitelerinin sayısı artmış olsa da, mezuniyet sonrası istihdam, akademik özgürlük ve eğitim kalitesi gibi konular ailelerin ve öğrencilerin tercihlerini etkileyen önemli faktörler arasında.SINAVDAN ÖTESİYKS’ye duyulan bu yoğun odaklanma, aynı zamanda eğitimdeki eşitsizlik tartışmalarını yeniden gündeme taşıyor. Büyük şehirlerde yaşayan, maddi durumu iyi olan öğrenciler özel okullara, kaliteli dershanelere ve özel öğretmenlere erişebilirken, kırsal bölgelerdeki ya da düşük gelirli ailelerden gelen öğrenciler dezavantajlı konumda. Bu yılki sınav bir kez daha gösterdi ki, başarı sadece zekâ ya da çalışkanlıkla değil, aynı zamanda sosyal ve coğrafi koşullarla da yakından ilişkili. Yine de eğitim sisteminde bazı olumlu değişim çabaları da var. Alternatif üniversiteye giriş modelleri, daha bütüncül değerlendirme sistemleri ve mesleki eğitimin güçlendirilmesi gibi konular üzerine çalışılıyor. Devlet, dezavantajlı bölgelerdeki öğrencilere yönelik bazı yeni programlar başlatsa da, eleştirmenler yapısal reformların hâlâ yetersiz olduğunu savunuyor.BİR GELECEK ARAYIŞIYKS, yalnızca bir sınav değil; aynı zamanda bir kuşağın umutlarını, kaygılarını ve hayallerini yansıtan bir süreç. Bu öğrenciler, hızlı bir dönüşüm içindeki bir Türkiye’de büyüyorlar. Ekonomik krizler, teknolojik gelişmeler, küresel belirsizlikler ve sosyal değişimlerle şekillenen bir dünyaya hazırlanıyorlar. Üniversite onlar için sadece bir eğitim kapısı değil, aynı zamanda daha iyi bir yaşam umudu. Ama sınav sonuçlarından, sıralamalardan ve başarı etiketlerinden öte bir gerçek var: Türkiye gençliğinin direnci. Her yıl milyonlarca genç, dünyanın en zorlu sınav sistemlerinden birine göğüs geriyor, hem de kararlılıkla, sabırla ve çoğu zaman esprili bir şekilde. Sınav maratonu sona erdiğine göre, şimdi biraz nefes alma zamanı. Kitaplar bir süre daha rafa kaldırılabilir. Bu yaz onların olsun. Günün Sözü: “Belki bütün eğitimin en değerli sonucu, yapmaya mecbur olduğumuz şeyi, yapılması gereken zamanda ve onu, ister sevelim, ister sevmeyelim yapmaktadır. Öğrenilmesi gereken ilk şey budur. Belki bu insanın öğreneceği son derstir.” (Thomas Henry Huxley) EĞİTİMDEN, BİLİMDEN, BAŞÖĞRETMENİN İZİNDEN AYRILMADIĞINIZ AYDINLIK GÜNLERİNİZ OLSUN.
Source: Ebru Doğdu