“Türkiye’nin Mısır’daki İzleri: Seyahat Anıları ve Keşifler”

Mısır’da Türkiye etkisi

Piramitlerden, coğrafyadan etkilenmiş, büyülenmiş ama özellikle atların ve develerin çektiklerini görünce çok üzülmüştüm. Bu kez rotam Sharm el Seyh bölgesi oldu.Bambaşka bir Mısır’la karşılaştım.Sayıları kontrol altına alınmış, aşılı, kısır ve küpeli sokak köpekleri, dünyanın en önemli turistik merkezlerinden biri olan Sharm’a ayrı bir güzellik katıyor, ilk önce bunu belirteyim.Gastronomi ve kültür turizmi ise Türkiye’nin geniş vizyonunu yansıtan yöneticilerin sayesinde en üst seviyeye taşınmış.VİZESİZ, 2.5 SAATSharm’a vizesiz ve 2.5 saatlik bir uçuşla gidebiliyorsunuz.Pasaporttan geçmek ve havaalanından çıkmak 15 dakikanızı alıyor.Otellerle havaalanı arasındaki mesafe ise sadece 10 dakika.Sharm bölgesinin en lüks, en iyi otellerinin başında Türklerin olması beni hem çok rahatlattı hem de gururlandırdı.Accor Otelleri Mısır CEO’su Erkan Yıldırım ve Swiss Otel genel müdürü Işık Türkmen ile buluştum.Erkan Yıldırım, Rixos Sharm El-Sheikh ve Marsa Alam gibi destinasyonlarda tecrübesi ve vizyonuyla hem Türkiye’yi tanıtan hem de Mısır turizmine yön veren atılımlar yapmış.Dünyanın ilk ve tek her şey dahil Swissotel’i olma ayrıcalığını taşıyan Swissotel Sharm El-Sheikh, Işık Türkmen’e emanet. Işık, otelin mimarisi ile bizzat ilgilenmesinin yanı sıra Türk mutfağını buraya getirmiş. Tural şefin mezelerini ve özellikle kabak kızartmasını denemeden dönmeyin derim.360 DERECE TURİZMTuristler için gidilen ülkede güvenli hissetmek çok önemli.Havaalanından alınıp otele girişten itibaren bu güven ve sıcaklık hissediliyor.Son yıllarda, Sharm El-Sheikh’in sadece bir tatil noktası olmaktan çıkarıp, küresel çapta bir turizm merkezi haline gelmesinde Erkan Yıldırım ve ekibinin gastronomi, eğlence ve kültür-sanat etkinlikleriyle zenginleşen turizm anlayışının etkisi büyük.Para harcayan gezgin tüketici artık her şeyin içinde olduğu, her şeyin düşünüldüğü 360 derece bir turizm talep ediyor.Erkan Bey bu noktada yakında Michelin yıldızlı restoranları ve daha pek önemli şefi de bölgeye çekeceklerini söyledi.Burada sadece yeme içme değil kültürel faaliyetler de ön plana çıkıyor. Her şey dahilin içine konserler de girince tatilin tadı başka oluyor.MAYIS BAŞINDA ENRIQUE IGLESIAS KONSERİYaklaşan bir konserden yeri gelmişken hemen bahsedeyim. Dünya starı Enrique Iglesias 3 Mayıs’ta Radamis Rixos Sharm El-Sheikh’te sahne alacak, grup otellerinde konaklayanlar konseri ücretsiz izlerken, Türkiye dahil dünyanın dört bir yanından turistlerin bölgeye akması sağlanacak. Türkiye’den de daha şimdiden çok fazla rezervasyon alınmış.RENKLİ SU ALTI DÜNYASI VE ŞAHİKAVe Sharm denilince bana en çok sorulan soru; deniz nasıl?Deniz mevsiminin birkaç ayla sınırlı olmayıp tüm yıla yayıldığı, sıcaklıkların yıl boyunca 20 derecenin üzerinde olduğu bu bölge özellikle su altı dünyası meraklıları için tam bir cennet.Dalış sporunun merkezi olan bölgede sadece şnorkel ya da deniz gözlüğü ile bile binbir çeşit balık, mercan, rengarenk bir deniz altı yaşamı gözlerinizin önünde oluyor.Dünyanın en temiz denizinde yüzerken kendinizi bambaşka bir dünyanın içinde buluyorsunuz.Su altı güzellikleri denince favorim hep Maldivler olmuştur ama artık Sharm diyebilirim.Ve tabii dünya şampiyonu sporcumuz Şahika Ercümen’in dalış antrenmanlarını burada yaptığını söylemeden geçmeyeyim.

Source: Ömür Gedi̇k


Rakam yüzleri güldürdü: Erken davranan yer kapıyor

UNESCO Dünya Miras Listesi ile Cittaslow kategorisinde yer alan ve “korumanın başkenti” gibi unvanlarla anılan Safranbolu, 18. ve 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl başlarında yapılan evleri ve Arnavut kaldırımlarıyla misafirlerini tarihte yolculuğa çıkaracak.

125 tabiat varlığını barındırıyor

Türkiye’deki yaklaşık 50 bin kültür ve tabiat varlığının bin 125’ini bünyesinde barındıran Osmanlı kenti, Cinci Han ve Hamam, Kent Tarihi Müzesi, Saat Kulesi, İzzet Mehmet Paşa ve Köprülü Mehmet Paşa camileri, Hıdırlık Tepesi, Cem Seyir Terası, İncekaya Su Kemeri ve kanyonu gibi yapılarıyla misafirlerine keyifli bir Ramazan Bayramı tatili sunacak.

”Güzel bir bayram bizleri bekliyor”

Safranbolu Turizm İşletmecileri Derneği (SAFTİD) Başkanı Şebnem Urgancıoğlu yaptığı açıklamada, tarihi ilçedeki otellerin tam doluluk oranına yaklaştığını söyledi.

“Bildiğiniz gibi ilkbahar ve sonbahar zaten bizim yüksek sezonumuz” diyen Urgancıoğlu, “Dolayısıyla dolu olması da çok normal. Çünkü bayramla birlikte Safranbolu’da da sezonun başlangıcı olmuş oluyor. Dolayısıyla güzel ve yoğun bir bayram bizleri bekliyor inşallah” ifadelerini kullandı.

Dolu bir bayram daha geçireceğiz

Bayramların uzun periyotlarda olmamasının Safranbolu için önemli olduğunun altını çizen Urgancıoğlu, “Çünkü uzun periyotlarda periyodu bölmek birazcık daha zor oluyor. Arada boşluklar kalabiliyor fakat bu tip bayramlar her zaman Safranbolu için çok faydalı bayramlar. Aynı zamanda dediğim gibi ilkbahar olması yani daha deniz sezonu açılmadı. Dolayısıyla hareketin biz gibi noktalara her yerden kolay ulaşılabilir tarihi kentlere ve kültür turizmine kayması da tabii ki son derece normal. Dolayısıyla biz dolu bir bayram daha geçireceğiz. Bu bayramla birlikte sezonumuzu da açmış olacağız” diye konuştu.

Tüm önlemler ve denetimler tamamlandı

Safranbolu Belediyesi’nin karşılama merkezinin bayramda ilk kez hizmet vereceğini ifade eden Urgancıoğlu, “Bu anlamda otobüsler tarihi çarşıya girmeyecek ve o kaosu inşallah yaşamayacağız Konuklarımızı, işletmecilerimizi yapılan bu düzenlemelerle ilgili de bilgilendireceğiz ki bir karışıklık ve sorun yaşamayalım. Ben sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum. Çünkü oldukça güzel bir düzenleme yapıldı. Aynı zamanda tarihi çarşıda yine işgaliyeler noktasında bir takım düzenlemeler yapıldı. Güvenlikle ilgili de tüm önlemler ve denetimler tamamlandı” dedi.

Source: Ahmet Yavuz


“Kara tren”den YHT”ye demir yolu serüveni

AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Osmanlı döneminde, Avrupa”da buhar gücünün demir yollarında kullanılmaya başlanmasından 26 yıl sonra 1856″da demir raylarla tanışıldı. Türk demir yolu serüveni, bir İngiliz şirketine verilen imtiyazla 169 yıl önce 130 kilometrelik İzmir-Aydın hattının temelinin atılmasıyla başladı.

Osmanlı döneminde toplam 8 bin 619 kilometre demir yolu yapılırken, bunun 4 bin 136 kilometrelik kısmı bugünkü sınırlar içinde kaldı. Bu hatlarda saatte yaklaşık 40 kilometre hıza çıkabilen buharlı trenler hizmet veriyordu. Daha sonra bunların yerini ortalama 60 kilometre hız yapabilen konvansiyonel trenler aldı.

Demir ağların “altın çağı”

Cumhuriyet”in ilk yıllarında demir yolu yatırımlarına verilen önem, “Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan” dizeleriyle Onuncu Yıl Marşı”na da yansıdı. Bu dönem Türk demir yolları tarihinde “altın çağ” olarak nitelendirildi. 2. Dünya Savaşı”na kadar büyük bir hızla sürdürülen demir yolu yapımı, savaş nedeniyle 1940″lardan sonra yavaşladı.

1923-1950 yıllarında 3 bin 764 kilometrelik demir yolu yapıldı. Türkiye”de 1950 sonrasında ise kara yolu yatırımları hız kazandı. Bu politikanın sonucu olarak 1951-2003 döneminde yıllık ortalama sadece 18 kilometre demir yolu yapılabildi.

Türkiye hızlı tren ağlarıyla donatılıyor

Demir yollarında 2003 sonrası yeni bir döneme girildi. Ankara merkez olmak üzere İstanbul-Ankara-Sivas, Ankara-Afyonkarahisar-Uşak-Manisa-İzmir, Ankara-Konya koridorlarını kapsayan çekirdek yüksek hızlı demir yolu ağının oluşturulması öncelikli hedef olarak belirlendi.

Yüksek hızlı ve konvansiyonel yol yapımının yanı sıra Cumhuriyet öncesi ve sonrasında yapılan demir yollarında ana hatların tamamı yenilendi.

Yollar yenilenirken çevre dostu elektrikli ve hat kapasitesini artıran sinyalli hatlara dönüştürülmesine de ağırlık verildi. 2002″de 2 bin 505 kilometre olan sinyalli hatlar yüzde 221 artışla 8 bin 46 kilometreye, 2 bin 122 kilometre olan elektrikli hatlar yüzde 243 artışla 7 bin 274 kilometreye ulaştı.

Türkiye, projelerin hayata geçirilmesi sonucu hızlı trenlerle de bu dönemde tanıştı. İlk YHT, 2009″da Ankara-Eskişehir hattında hizmete alındı. Saatte 250 kilometrelik hızla işletilmeye başlanan hatta, seyahat süresi 1 saat 30 dakikaya düştü.

YHT”ler daha sonra Ankara-Konya, Ankara-İstanbul (Pendik) ve İstanbul-Konya, Ankara-Sivas hatlarında da hizmet vermeye başladı.

Türkiye”nin dört bir yanı, hızlı tren (HT) ve YHT hatlarıyla birbirine bağlandı. Şu ana kadar 2 bin 251 kilometre YHT hattının yapımı tamamlandı, 3 bin 776 kilometrelik kesimde ise YHT ve HT hattının inşası devam ediyor.

Şehir içi raylı sistem projeleri

Ülkenin dört bir yanı demir ağlarla örülürken TCDD”nin kent içi toplu taşımacılığında raylı sistemin geliştirilmesi için yerel yönetimlerle işbirliği yapmasıyla önemli projeler de hayata geçirildi.

İstanbul”un ulaşım sorunu açısından önemli projelerden Marmaray ile Asya-Avrupa kıtaları denizin altından modern demir yolu sistemiyle birbirine bağlandı.

Marmaray Boğaz Tüp Geçişi ve Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu hatlarının ardından Gebze-Halkalı banliyö hatlarının da hizmete girmesiyle Pekin”den Londra”ya kadar kesintisiz demir yolu ulaşımı mümkün hale geldi.

Ankara”da BAŞKENTRAY, İzmir”de İZBAN ve Gaziantep”te GAZİRAY hizmet vermeye başladı.

Yerli ve milli üretimle AR-GE”ye büyük önem veriliyor

Söz konusu demir yolu projeleri uygulamaya alınırken aynı zamanda yerli ve milli üretim ile AR-GE çalışmalarına da büyük önem veriliyor.

Yerlilik oranı lokomotiflerde yüzde 51″in, vagon üretiminde ve demir yolu yapımlarında da yüzde 90″ın üstüne çıktı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: