“Ersoy ve Tatlıses dinledim”
9 Temmuz da İstanbul Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu nda konser verecek olan Yunan şarkıcı Konstantinos Argiros, İstanbul a geldi. Gerçekleştirdiği basın toplantısında samimi açıklamalarda bulunan Konstantinos Argiros; Burada olduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Heyecanımı dile getirmek istiyorum. Konseri iple çekiyorum. Müzik tarihe bir nottur ama tarihe notu tek başıma düşmüyorum. Sizlerin katılımı, bu sevginin karşılıklı aktarımı çok önemli. Müziğe olan sevgimin, yazmış olduğum şarkıların, hepimizi beraber bir yolculuğa çıkarmasını diliyorum dedi. TÜRK MÜZİSYENLERİN SANATINI YAKINDAN TAKİP EDİYORUM Geleneksel yapıdaki müziğinin dünyada gördüğü ilgi üzerine konuşan Konstantinos Argiros; Aileden almış olduğum değerlerin üzerine, Yunan müziği kültürünü ve diğer ülkelerin musiki değerlerini, müzik tarihlerini araştırdım. Bunların arasında Türkiye de var. Çocukluğumdan beri Türk müzisyenlerin sanatını çok yakından takip ediyorum. Müziğimde içimden gelenleri, derin bir saygıyla mümkün olduğunca dile getirmeye çalışırım ifadelerini kullandı. İSTANBUL DA İLK DEFA KONSER VERECEK OLMAK GURUR VERİCİ İstanbul’a ilk kez gelmesinin kendisine neler hissettirdiği sorusunu cevaplayan Konstantinos Argiros, duygularını; Çok büyük bir mutluluk ve coşku içinde buraya geldiğimi belirtmek isterim. İlk defa şehrinizde konser veriyor olmak çok gurur verici bir şey. Çok eski Türk arkadaşlarım var. Sağ olsun Türk dinleyicilerim nerede konser verirsem vereyim beni yalnız bırakmaz. Mesela ABD deki konserlerime mutlaka Türk dinleyicilerim de gelir. Onları kendi ülkelerinde ziyaret etmeyi gerçekten çok istiyordum. Sanatın ve müziğin birleştirici etkisini burada da pekiştirmek amacıyla vereceğimiz konseri büyük bir heyecan ve mutlulukla bekliyorum. Dün gece geç vakitte geldiğim için İstanbul’u sadece gece saatlerinde görebildim. Büyükannem Ege kıyılarından… Gelir gelmez soluduğum hava bana büyükannemi hatırlattı. Üç günlük kısa ziyaretin sonrasında belki de bütün deneyimlerimi bir şarkıya aktarabilirim çünkü bir müzisyen olarak yaratmanın vermiş olduğu hazzı çok seviyorum şeklinde dile getirdi. HANDE ERÇEL İLE ARKADAŞIZ Konstantinos Argiros, Türk sanatçılar ile ortak bir proje düşüncesi olup olmadığı sorusuna ise şu yanıtı verdi: Çocukluğumdan beri severek dinlediğim Türk sanatçıların başında Bülent Ersoy ve İbrahim Tatlıses geliyor. Onların ezgileriyle epey bir zaman geçirmişliğim var. Yeni dönemde de Edis’i çok beğenerek takip ediyorum. İrem Derici konserlerimde beni ziyaret etti. Hande Erçel ile arkadaşız. Bir sosyal sorumluluk kapsamında gerçekleştireceği konser için Sinkron a teşekkür eden Konstantinos Argiros; Yurt dışı konserlerimde bulunduğum ülkenin müzik kültürüne saygımdan dolayı mutlaka yerel bir tını ekliyorum. Buradaki konserimizde de tabii ki bir sürprizimiz olacak diye konuştu. 2025 ve 2026 konser programının oluştuğunu vurgulayan Konstantinos Argiros; ABD, Avrupa ve Yunanistan ın genelinde, çoklu konserler dışında 27 Ekim de Avustralya da Sidney Opera Binası nda konserim olacak. Sidney’de ilk defa konser vereceğim için çok heyecanlıyım. Yunan müzik kültürünü herkese tanıtmak için bir yolculuğa çıkmış gibi hissediyorum dedi. Oyunculuk yapmayı düşündünüz mü? sorusunu cevaplayan Konstantinos Argiros; Çocukken ilk hayalim oyuncu olmaktı. Sonra müziğe yöneldim. Şu an detaylarını açıklayamasam da ileride evet, bir projemiz olacak. Oyuncu olarak ne kadar başarılı olurum bilmiyorum ama filmin müziklerini mutlaka ben yapacağım ifadelerini kullandı. Dünyadaki müzik trendleri hakkında da açıklama yapan şarkıcı; bu konuda şunları söyledi: Müzik sürekli değişir ve evrilir. Müzikte çıkan her yeni akım mutlaka bir ifade ihtiyacından çıkmıştır. Ben bu yenilikleri takip ediyorum. İleride yapacağım albümlerde güzel sürprizlerle karşılaşabilirsiniz. Öte yandan 9 Temmuz da İstanbul da Sinkron Yönetim Danışmanlığı tarafından Özel Zapyon Rum Okulu’nun 150 inci yılı anısına düzenlenecek olan konserden elde edilecek gelirin tamamı, okulun eğitim ve kültür projelerine aktarılacak.
Source: Habertürk
Grup Tillo’nun şarkısı yeniden gündemde: Türk-Kürt kardeştir, ortağız bir namusa
Güneydoğu’nun sevilen ses sanatçılarının bir araya gelerek oluşturduğu Grup Tillo’nun Türkiye’nin kardeşlik iklimine dair hazırladığı eser yeniden gündemde.
Terörsüz Türkiye sürecinde yaşanan tarihi günler Türk-Kürt kardeşliğini pekiştirirken, Grup Tillo’nun bu yönde hazırladığı “Ortağız Bir Namusa” şarkısı sürece adeta ışık tutuyor.
Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Zazaca seslendirilen eser 2015 yılında yayımlanmıştı.
Grup Tillo sanatçıları Mustafa Kadaş, Celal İnan ve Veysi Atadan’ın seslendirdiği “Ortağız Bir Namusa” eserinin sözleri şöyle:
Hep beraber yaşadık bu vatan toprağında
Kardeş etmiş bizleri, emrediyor Kur’an da
Li Qur’anê binêrin, Xweda wanî gotiye (Kur’an’a bir bakın şöyle, Allah emrediyor böyle)
Müslüman tev bira ne, qetla însan herame (Müslümanlar kardeştir, insanı öldürmek haramdır)
Edirne’den Şırnak’a, Hatay’ından Samsun’a
Kırklareli’nden Van’a, Artvin’den Karaman’a
Ortağız bir namusa, yaslanmışız sırt sırta
Piştame bi hev gredaye namusameji yeke (Ortağız bir namusa, yaslanmışız sırt sıta)
Ne bir karış topraktan, ne de bir vatandaştan
Kürt ile Türk kardeştir, ayrılmaz et tırnaktan
Kullu Muslimin ihveh, Cealennellahu ihveh (Müslümanlar kardeştir, Allah bizleri kardeş eyledi)
Li vekfi kahr el umme, es sulhu hayrun ya ihveh (Yeter artık üzülmesin analar, barış içinde yaşamak en hayırlısıdır)
Tekirdağ’dan Ağrı’ya, Rize’den Adana’ya
Muğla’dan Ardahan’a, Mersin’den Giresun’a
Ortağız bir namusa, yaslanmışız sırt sırta
Babamın sözü bana, elletme vatanına
Kanım var toprağında, kem baktırmam ben sana
Siirt’ten Sakarya’ya, Bartın’dan Antalya’ya
Hakkari’den Aydın’a, Antep’ten taa Sinop’a
Ortağız bir namusa, yaslanmışız sırt sırta
Namuse ma yewo ma raşt xo daw yowbinun (Ortağız bir namusa, yaslanmışız sırt sırta)
Şöyle bak bu cihana, Türkiye’m halin başka
Kardeş gelme oyuna bölünmeyiz biz asla
Şöyle bak bu cihana, Türkiye’m halin başka
Kardeş gelme oyuna, olmayız paramparça
Diyarbakır’dan Uşak’a, Mardin’den Zonguldak’a
Balıkesir’den Muş’a, Urfa’dan Trabzon’a
Ortağız bir namusa, yaslanmışız sırt sırta
Source: Haber7.com
AK Parti”den gençlik festivali
AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları tarafından yapılan açıklamaya göre, Basketbol Gelişim Merkezi”nde düzenlenecek festival, Türkiye”nin kalkınma yürüyüşünde gençlerin asli aktörler olarak konumlandığı bir vizyon manifestosu anlamı taşıyor.Türkiye”nin dört bir yanından gençlerin katılacağı festivalde, sanatçılar Erdem Kınay, Ferhat Göçer ve Sagopa Kajmer sahne alacak.Festivalde çeşitli yarışmalar ve etkinlikler de düzenlenecek.
Source: Www.star.com.tr
Piyanistten “Aşkın Olayım”ı istedi, piyanist Fenerbahçe marşını çaldı
Bir restoranda ailesiyle birlikte vakit geçiren küçük bir kız, o an kendini kayda alan piyanistin yanına giderek “Ya bir şey soracağım, “Aşkın Olayım” çalabiliyor musunuz?” sözleriyle talepte bulundu.Piyanist ise kızı kırmayarak “Tabii” cevabını verdi ve aniden Fenerbahçe”nin “Yüzüncü Yıl” marşını çalmaya başladı.O anlarda bir baba ve çocuklarının piyanistin “Fenerbahçe” marşıyla verdiği karşılığı gülerek seyrettiği görüldü.Şarkıcı Simge Sağın”a ait “Aşkın Olayım” parçası, Galatasaray”ın Arjantinli yıldızı Mauro Icardi”nin golleri sonrasında RAMS Park”ta çalınıyordu.Yıllar önce yayınlanan şarkı, Icardi ile yeniden fenomen olmuş ve müzik platformu Spotify”da ilk sıraya yükselmişti.
Source: Ramazan Dengiz
Mustafa Sabri Beşer yazdı: Krallık, “0” ile “1” arasında kurulmaz!
Değeri kullanarak değeri çürütmek!” Küresel taktiklerden biri de bu. İnancı estetikle, örtüyü eğlenceyle, muhafazakârlığı sempatiyle kirletmek…2024″te Eurovision yarışmasında sahne, cinsiyetsizlik ajandasını taşıyan bir yaratığa, “The Code” isimli şarkısıyla tahsis edildi.Şarkı, “Zincirlerimden kurtuluyorum”, “Kodları kırdım”, “0 ile 1 arasında krallığımı buldum” diyor.Fıtratın kodları. Allah”ın erkek ve dişi olarak yarattığı yaratılış kodları. Bu kodu “kırdığını” söyleyen yaratık, yaratıcıyı inkâr ettiğini ilan ediyor.”Ne doğru ne yanlış, kim karar veriyor” diyerek ahlaki mutlakların reddi dillendiriliyor; “Ammonitler gibi” olmakla, helak edilmiş kavimlere öykünerek, yaratıcıya isyan ediyor.Yarışma bu yaratığa kazandırıldı ve küresel medya trolleri düğmeye bastı.Birçok ülkede “O Ses” formatlarında şarkı yayına girdi.Türkiye”de ise daha sinsice bir adım atıldı.Şarkı, başörtülü sempatik bir genç kıza dublajlatıldı; TikTok ve Instagram”da büyütüldü.Üstelik başörtülü kızımıza, acâ”ibü”l garâib bu yaratıkla düetler yaptırıldı.Güzellik, neşe, masumiyet ve örtü gibi kavramlar bu sapkın içeriğin dekoruna dönüştürüldü.Ve son fasılda bu cinsiyetsizlik manifestosu, çocuklarımızın telefonuna servis edildi.Ama bu yöntem yeni değil. Her defasında bu zokayı yutuyoruz!1932″de Keriman Halis”in güzel olmamasına rağmen “kraliçe” seçilmesi,1920″lerin sonunda cumhuriyeti kuran kadronun at yarışlarını kurumsallaştırarak Jokey Kulüpleri üzerinden Siyonist sermayeye ülkenin kanallarını açması,2000″lerin başında, Güney Koreli, kadın gibi giyinen “erkek çocuklar”dan kurulu BTS gübrelerinin gençlerimize taparcasına sevdirilmesi gibi.Ve bu kez karşımızda, İsviçreli cinsiyetsiz bir yaratık değil, “başörtülü” sempatik bir kız duruyor!Eurovision”u düzenleyen EBU (Avrupa Yayın Birliği) yalnızca yayın kurumu değil, batının ahlak mühendisidir.Kültürel norm belirler, ideolojik içerik pompalar, sapkın LGBT vakıflarından fon alır, Disney, Spotify, Meta gibi küresel medya devleriyle içerik senkronize eder.Aynı anda bütün ülkelerde aynı mesaj, aynı klip, aynı ajanda dolaşıma sokulur.Bu tür kampanyaların işleyişinde sapkınlık “özgürlük” diye sunulur; “sempatik figür” icat edilir; eleştirenler, “nefret söylemine” mahkûm edilir; Müslümanlara “içeriden” sızılır; “başörtüsü” gibi semboller istismar edilir; yolsuzluktan tutuklanan Ekrem İ.oğlu”nun Feshane”de ve Gazhane”de yaptığı gibi ahlaksız sanat sergileri yapılır.Bu sarmala gönüllü katılan sadece Ekrem değil. Acun Ilıcalı, yıllardır “O Ses” ve “Survivor” gibi programlarla bir yarışma değil, bir zihniyet şablonu servis ediyor.Biri de çıkıp “Hop bir dur bakalım!” demiyor!Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 yılını “Aile yılı” ilan ediyor ve “LGBT dayatmasına geçit yok” diyor. Küresel zihin karşı hamleyle, başörtülü bir kızla gençlerin diline, zikrine, dimağına bir yaratığın şarkısını sokuyor! Sempatikleştiriyor!Tıpkı Trump”ın “Cinsiyet erkek ve kadından ibarettir” sözünden hemen sonra Amerika”da LGBT aktivizminin küresel sermaye yordamıyla zirve yaptırılması gibi…Siyonist sistem hem bombalıyor hem düet yapıyor hem çocukların mezarını kazdırıyor hem çocukların ruhunu kazıyor.Diyanet hutbede zina, mahremiyet, fıtrat gibi kavramları dile getirince, yıllardır “dindar kadınların eteği nerede başlar” yazılarıyla bildiğimiz Ertuğrul Özkök, “Diyanet haddini bilsin” diye zıplıyor.Neden? Nedeni aşikâr…!Eğer bir başörtülü kız, “0 ile 1 arasında krallığımı buldum” diyen sapık bir yaratıkla aynı sahnede gülümsüyor ve alkışlanıyorsa, bu bireysel bir zaaf değil; toplumsal aklın çöküşüdür!Ey kardeşim, sen hâlâ “ne var ki bunda?” diyorsan, bu yazıyı kapat ama sonra çocuklarının gözlerinin içine bak ve şunu sor!”Evladım, sen kimle düet yapıyorsun?” “Senin krallığın nerede kurulu?”Krallık, “0” ile “1” arasında kurulmaz.Krallık, Hakk ile Bâtıl arasında kurulur.Ve bu savaş sahnesinde, Hakk galip gelinceye kadar, biz sesimizin volümünü kısmayacağız!
Source: Mustafa Sabri̇ Beşer