İran-İsrail savaşı gündeme getirdi! Türkiye”den Radisa ile önlem
Radyasyon İzleme ve Uyarı Sistemi Ağı (Radisa) ile sınırlarımız başta olmak üzere, radyasyon seviyesi anlık olarak izleniyor. 239 ayrı noktaya kurulan sensörlerin Avrupa”daki sistemle entegre çalışması olası bir nükleer serpintinin önceden haber alınmasına imkan sağlıyor.İsrail”in 13 Haziran”da İran”daki nükleer tesislere düzenlediği saldırıların ardından radyoaktif sızıntı yaşanma ihtimali endişeye yol açtı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Enerji Enstitüsü Nükleer Araştırmalar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Kam, Türkiye”de nükleer sızıntılara karşı kullanılan Radyasyon İzleme ve Uyarı Sistemi Ağı”nı (Radisa) anlattı. Yeni Şafak”ın haberine göre, Kam, Radisa”nın 239 istasyonda 7/24 radyasyon ölçümü yaparak yetkililerin cep telefonuna uyarı gönderdiğini söyledi.239 NOKTADA 7/24 ÖLÇÜMÇernobil nükleer kazasından sonra Türkiye”de, nükleer reaktörlerden kaynaklanabilecek radyolojik tehlikelerin erken tespit edilebilmesi amacıyla Radisa adında sabit radyasyon ölçer sitemlerinin kurulduğunu ifade eden Kam, “Özellikle sınır bölgelerimizde, 81 il merkezi, 111 ilçe merkezi, 12 termik santral, 4 nükleer uygulama içeren tesis ve 3 sınır karakolu dahil toplam 239 istasyonda radyasyon ölçümü gerçekleştiriliyor” dedi.RİSK DURUMUNDA UYARI GİDİYORVeriler Avrupa Radyolojik Veri Değişim Platformu”na (EURDEP) gönderiliyor ve Avrupa ülkeleri tarafından EURODEP”e aktarılan veriler düzenli olarak takip ediliyor. Bu durum olası bir nükleer serpintinin önceden haber alınmasını olanak sağlıyor. Sistem, belleğinde biriktirdiği radyasyon ölçüm verilerini telefon hatları üzerinden Ankara”daki merkez istasyona otomatik olarak aktarıyor.ERKEN TESPİT ÖNEMLİNükleer serpintinin erken tespit edilmesi durumunda alınabilecek tedbirlerin olduğunu belirten Kam, “Öncelikle dışarıda solunuma yönelik tedbirler almamız gerekiyor. Maske kullanmalıyız, iyot tabletleri alınmalı, yeşil yapraklı sebzelerin ve günlük süt tüketiminin ise sınırlandırılması gerekir. Erken tespit oldukça önemli. İyot tabletleri özellikle radyasyonun tiroit bezine zarar vermesini engelliyor. Bu tabletler, radyasyonun vücutta tutulmasını önlüyor ve kanser riskini azaltıyor. Ayrıca, radyasyona maruz kalan kişilerin bulaşık bölgelerinin yıkanması da alınabilecek tedbirler arasında” değerlendirmesi yaptı.TARIM ARAZİLERİNİ ETKİLEYEBİLİRRadyasyonun havaya karışması ve yağmur olarak toprağa dökülmesinin özellikle tarım arazileri için oldukça riskli bir durum olduğunu söyleyen Kam, “Nükleer kalıntılar ekim yerlerinde direkt toprağa ve bitkiye geçer. Bu bitkileri ise ya hayvanlar ya da biz yiyoruz. Böylece hayvanların etini, sütünü ya da bitkileri tükettiğimizde vücudumuza radyasyon karışmış oluyor. Vücudumuzun bir kısmına yapışan radyoaktif toz parçası vücutta kanser riskini artırıyor” şeklinde konuştu.
Source: Www.star.com.tr
Enerji sektöründeki yeni düzenlemelerin güneş projelerinde hız ve verimi artırması bekleniyor
Halil Demirdağ, AA muhabirine, enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler içeren kanun teklifine dair değerlendirmede bulundu.
Yeni kanun teklifiyle sektördeki süreçlerin sadeleştirileceğine ve projelere yönelik izin süreçlerinin kolaylaşacağına işaret eden Demirdağ, güneş enerjisi sektörünün ilk adımlarını attığı 2014″te mevzuat eksikliklerine rağmen yatırımların hayata geçirilebildiğini ifade etti.
Demirdağ, o dönemde Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED), imar izni ve yapı ruhsatı aranmadığını belirterek, “Ancak zamanla bu süreçler zorunlu hale geldi ve yatırımcılar için ciddi bürokratik engellere dönüştü. Mevcut uygulamalarda yatırımcılar aynı projeyle ilgili farklı aşamalarda defalarca onay almak zorunda kalıyor. Bu durum, güneş enerjisi santral (GES) yatırımcısının önünü tıkıyor ve süreci verimsiz hale getiriyor.” diye konuştu.
Yenilenebilir enerji sayesinde 12 milyar dolar tasarruf sağlandı
Türkiye Elektrik İletim AŞ”nin güneş enerjisinde 50 gigavat kapasite tahsisi yapabileceğini açıkladığını, mevcut bağlı kapasitenin 22 gigavat seviyesinde olduğunu anlatan Demirdağ, kapasite tahsisleri verilirken izinlerin de aynı hızda ilerlemesi gerektiğini dile getirdi.
Demirdağ, “Aksi halde kapasite fiiliyata dönüşemeyecek. 2024″te yenilenebilir enerji sayesinde 12 milyar dolarlık ekonomik tasarruf sağlandı. Bu durum dışa bağımlılığı azalttı ve yerli ekonomik kaynakların güçlenmesine katkı sağladı. Türkiye”de elektrik talebi artacak. TBMM”ye sunulan güneş enerjisi sektörüne ilişkin düzenlemelerle projeler daha hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleşecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Kanun teklifinin en yakın zamanda Meclisten geçmesini beklediklerini ifade eden Demirdağ, yapı ruhsatı gibi teknik onayların doğrudan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlanmasının önemine dikkati çekti.
Demirdağ, projeyi hazırlayan, inceleyen, onaylayan ve kabul eden bakanlığın, ruhsatı da vermesinin daha doğru bir yaklaşım olduğunun altını çizerek, “Yeni düzenlemelerle birlikte izin süreçlerinin eş zamanlı yürütülmesi mümkün hale gelecek. Artık ÇED süreciyle imar süreci aynı anda başlayabilecek. Bu da zaman kaybını önleyecek. Hedef, proje onay sürelerini 18 aya hatta kamulaştırma süreçlerinde hız sağlanırsa 12 aya kadar düşürmek.” ifadelerini kullandı.
GENSED”e depolama dopingi
Başkan Demirdağ, GENSED”in yeniden yapılanma sürecine girdiğini ve derneğin adının “Güneş Enerjisi ve Depolama Sanayicileri Derneği” olarak değiştirildiğini söyledi.
Yeni yönetimin güneş enerjisi ile birlikte enerji depolama sistemlerine de odaklanacağını belirten Demirdağ, şöyle devam etti:
“Yedi yıl önce de derneğin başkanlığını üstlenmiştim. O dönemde tüzüğümüze depolamalı sistemleri ekledik. Bugün geldiğimiz noktada depolamalı GES projeleri Bakanlık ve EPDK tarafından destekleniyor. Artık sadece üretmek yetmiyor, bu enerjiyi depolayarak sisteme ihtiyaç anında sunmak gerekiyor.”
Demirdağ, gündüz üretilen elektriğin talebin yoğun olduğu akşam saatlerinde kullanılabilmesi gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Depolama, enerji sistemine esneklik kazandırıyor ve bu sayede daha hızlı yanıt veren bir altyapı kurulabiliyor. Türkiye”de üretim fazlası ve açığı yaşanan saatler bulunuyor, sistemdeki bu dengesizlik depolama yoluyla giderilebilecek. Örneğin, sadece 3 saatlik ihtiyaç için 11 bin megavatsaatlik bir güç yeterli olabilir. Bu da toplam sistem ihtiyacına çok önemli bir katkı sağlar. Artık yenilenebilir enerjiyle bedava ürettiğimiz elektriği depolayıp istediğimiz saatte satabilmeliyiz. Bu yaklaşım, doğal gaz ve kömür ithalatını da azaltacak. Kanun teklifinin gerekçelerinde bu yöndeki hedefler açıkça yer alıyor.”
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source: