“Uluslararası Çatışmalar: Gazze Ateşkesi, Trump’ın Açıklamaları ve Küresel Gelişmeler”

Gazze”de ateşkes sağlandı, esir takası gerçekleşti

İsrail-Hamas arasındaki 15 aydır süren saldırılar, dün öğlen saatlerinde yürürlüğe giren Gazze de ateşkes anlaşmasıyla son buldu. 7 Ekim 2023 ten bu yana süren saldırılarda Gazze de 50 bine yakın kişi hayatını kaybetti, İsrail son ana kadar saldırılarını sürdürdü. ABD ve Katar arabuluculuğu ile uzlaşılan Gazze de ateşkes ve esir takası anlaşması yürürlüğe girdi. Dün akşam saatlerinde Hamas, İsrailli 3 esiri serbest bıraktı, gece saatlerinde ise İsrail, 90 Filistinli tutukluyu serbest bıraktı. mansethaberresim#3757513# HAMAS IN SERBEST BIRAKTIĞI REHİNELERİN AİLELERİ SEVİNÇ YAŞADI Hamas ın serbest bıraktığı esirlerin aileleri sevinç yaşadı. Hamas ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarınca, Gazze Şeridi nde ateşkes ve esir takası anlaşmasının birinci aşaması kapsamında serbest bırakılan 3 İsrailli kadın esirin İsrail e ulaştığı bildirildi. resim#1214472# Açıklamada, serbest bırakılan esirlerin İsrail in güneyindeki ilk kabul noktasına doğru yolda oldukları ve burada ilk tıbbi kontrolden geçecekleri kaydedildi. Hamas, bir sonraki takasın cumartesi günü gerçekleşeceğini duyurdu. HAMAS 3 ESİRİ SERBEST BIRAKTI İsrail, dün TSİ 09.30 da yürürlüğe girmesi beklenen ateşkes anlaşmasını Hamas ın serbest bırakılacak rehinelerin listesini göndermediği gerekçesiyle yürürlüğe koymadı. Yaklaşık 3 saat sonra çözülen liste krizinin ardından TSİ 17.00 sularında Hamas, 3 İsrailli esiri serbest bıraktı. İsrail Başbakanı Netanyahu İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasının ardından sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Netanyahu, Herkesi eve getireceğiz dedi.

Source: Habertürk


Trump yemin töreni öncesinde konuştu

ABD nin 47. Başkanı seçilen Donald Trump ın 4 yıl sonra Beyaz Saray a geri dönmesine saatler kaldı. Donald Trump, bugün TSİ 20.00 sularında gerçekleşecek yemin töreniyle görevine resmen başlayacak. Trump, yemin töreninden bir gün önce Washington daki Capital One Arena da düzenlenen Make America Great Again Victory Rally de (Amerika yı Yeniden Harika Yapalım Zafer Mitingi) destekçileriyle buluştu ve onlara mesaj verdi. YARIN GÜNEŞ BATTIĞINDA ÜLKEMİZE YÖNELİK İŞGAL DURMUŞ OLACAK Donald Trump, göreve geldiği ilk gün göç konusunda ciddi sınırlamalar getireceğini söyledi, ve Yarın güneş battığında, ülkemize yönelik işgal durmuş olacak dedi. Trump, milyonlarca göçmeni sınır dışı edecek olan ABD tarihindeki en büyük sınır dışı etme girişimini başlatma kampanya sözünü tekrarladı. Yarından itibaren tarihi bir hızla hareket edip ülkemizin karşı karşıya olduğu her krizi çözeceğim dedi. Trump, konuşmasında yasa dışı göçmenlerin ABD ye girişini durdurmak için daha agresif sınır politikaları uygulayacağını ifade etti. Venezuela hapishanelerini boşaltıp bize gönderiyorlar diyen Trump, sınır güvenliği konusunda Biden yönetimini sert bir şekilde eleştirdi. PENTAGON DA DEMİR KUBBE OLACAK Göreve başladıktan sonra orduya bir Demir Kubbe füze savunma kalkanı inşa etme talimatı vereceğini söyleyen Trump, Pentagon da bir Demir Kubbe olacağını vurguladı.

Source: Habertürk


ABD ordusu Suriye”nin Haseke şehrinden çekiliyor

Türkiye”nin ve Suriye”deki yeni yönetimin terör örgütü PKK/YPG”ye taviz vermeyeceği yönündeki açıklamaların ardından Haseke”de hareketlilik yaşandı. Terör örgütünün 2016″dan beri işgal altında tuttuğu kentteki ABD üssünün boşaltıldığı ortaya çıktı. TERÖRİSTLERİN BÖLGEDE KALABİLMESİ İMKANSIZA YAKIN Kaydedilen görüntülerde Irak”tan gelen boş TIR”ların ABD üssünden aldığı zırhlı araçlar, silah ve mühimmatlarla yeniden Irak”a döndüğü öğrenildi. Haseke”de işgalci durumda bulunan PKK/YPG”li teröristlerin ABD koruması olmadan bölgede kalabilmesi mümkün görünmüyor. KONİKO”DAKİ SİLAHLAR DA TAŞINDI Amerikan güçlerinin Deyrizor”daki Koniko Gaz Sahası üssünden de askeri araçları ve silahları taşıdığı öğrenildi. Bölgeden gelen görüntülerde terör örgütü PKK/YPG”nin işgali altındaki gaz sahasından kamyonlara yüklenen ABD askeri teçhizatlarının taşındığı görüldü. KASRA”DAN DİKKAT ÇEKEN SÖZLER Akşam gazetesinin haberine göre Suriye”nin yeni Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra, terör örgütü PKK/YPG tarafından kontrol edilen Suriye Demokratik Güçleri”nin (SDG) ülkedeki geleceğine ilişkin konuştu. Kasra, SDG”nin Suriye silahlı kuvvetleri içinde kendi bloklarını muhafaza etmelerinin doğru olmayacağını söyledi. 10 KM”LİK TÜNEL AĞINDAN YENİ GÖRÜNTÜLER Suriye Milli Ordusu”nun “Özgürlük Şafağı Operasyonu” kapsamında 1 Aralık”ta terör örgütü PKK/YPG”nin elinden kurtardığı Tel Rıfat”taki 10 km”lik tünel ağına ait yeni görüntüler ortaya çıktı. Binaların metrelerce altına kazılan tünellerde belirli aralıklara varil ve elektrik kablolarının istiflendiği görüldü. Demir kapılar açıldığında ise yataklı odalara rastlandı. Odalarda PKK/YPG”li teröristlerin fotoğrafları da bulundu. YPG/PKK, Suriye”de işgalinde tuttuğu bölgelerde ve özellikle sınır hattına yakın alanlarda gizlenme, sızma ve ani saldırı amacıyla tüneller kazıyor. Tüneller, bir bölgeden diğerine malzeme taşıma ve saklanma maksadıyla da kullanılıyor.

Source: Erdem Aksoy


Trump”tan “seçimi kazanmasak Gazze”de ateşkes sağlanmazdı” değerlendirmesi

Trump, başkent Washington”da bugün yapılacak yemin töreni için toplanan binlerce destekçisiyle Capital One Arena spor salonundaki etkinlikte bir araya geldi.

Donald Trump, konuşmasının bir bölümünde Orta Doğu”dan gelen ateşkes haberinin sevindirici olduğunu ve ilk esirlerin serbest bırakıldığını söyledi.

ABD”nin 47. Başkanı Trump, “Bu haftanın en güzel olayı, Orta Doğu’da kalıcı barışa yönelik ilk adım olarak (Gazze”de) bir ateşkes anlaşmasına ulaşmamızdı. Bu ateşkes anlaşması, yalnızca (2024) kasım ayındaki tarihi seçim zaferimizin bir sonucu olarak gerçekleşebilirdi.” diye konuştu.

Gazze”deki ateşkesin Joe Biden yönetiminden ziyade kendi ekibinin başarısına bağlı olduğunu savunan Trump, Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff”a teşekkür etti.

Trump, “Yeni yönetimimiz, Orta Doğu’da bunların hepsini üç aydan kısa bir sürede başardı. Daha başkan olmadan, onların dört yılda başkan olarak başardıklarından daha fazlasını başardık.” dedi.

Trump, Kennedy suikastına ilişkin tüm belgeleri kamuoyuna açıklayacak

Trump, başkanlık koltuğuna oturduktan sonra yapacağı işlerden birinin de eski ABD başkanlarından John F. Kennedy suikastına ilişkin tüm belgeleri kamuoyuna açıklamak olduğunu söyledi.

Kennedy”nin yanı sıra kardeşi Robert F. Kennedy ve Martin Luther King suikastlarıyla ilgili tüm belgeleri de kamuoyuna açıklayacaklarını ifade eden Trump, “Kamuoyunun büyük ilgisini çeken diğer konulara ilişkin belgeleri de kamuoyuna açıklayacağız, hepsi yayımlanacak.” diye konuştu.

Daha önceki açıklamalarında da özellikle 1963″te uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden JFK ile ilgili bilgilerin artık tamamıyla kamuoyuna açılması gerektiğini söyleyen Trump, bugünkü konuşmasında da bu konuya değinerek bu sözünü başkanlık koltuğuna oturunca yerine getireceğini ifade etti.

Trump”tan “yönetimde hızlı ve güçlü değişim” mesajı

Bir saati aşan konuşmasında Trump, seçim başarısından ekonomi politikasına, sınır güvenliğinden dış politikaya kadar birçok başlıkta değerlendirmelerde bulundu.

5 Kasım 2024″te yapılan başkanlık seçimlerini ezici bir üstünlükle kazandığını ve bunun için Amerikan halkına minnettar olduğunu söyleyen Trump, halkın Biden”ın politikalarından dolayı çok sıkıntı çektiğini savundu.

“(Yerel saatle) Yarın öğlen ülkemizi geri alacağız. Washington’daki başarısız ve yozlaşmış siyasi düzenin, başarısız bir yönetimin saltanatına son vereceğiz. Amerika”nın gerilediği dört yıllık perde kapanıyor ve Amerikan gücü, refahı, onuru ve gururunun yepyeni bir dönemi başlıyor.” diyen Trump, Biden yönetiminden kalan sorunları teker teker çözeceklerini ifade etti.

Cumhuriyetçi seçmenlerin seçimde güçlü bir mesaj verdiğini vurgulayan Trump, “Bu hareket, Amerikan tarihindeki en büyük siyasi harekettir ve 75 gün önceki seçimlerde ülkemizin şimdiye kadar gördüğü en büyük siyasi zaferi elde ettik.” değerlendirmesini yaptı.

Trump, “(Yerel saatle) Yarın itibarıyla tarihi bir hız ve güçle hareket edeceğim ve ülkemizin karşı karşıya olduğu tüm bu krizleri çözeceğim.” dedi.

Sınır güvenliği

Trump”ın konuşmasında en fazla vurgu yaptığı başlıklardan biri, seçim vaatleri arasında da öne çıkan sınır güvenliği ve yasa dışı göçmenler konusu oldu.

Başkanlık koltuğuna oturur oturmaz sınır güvenliğini sağlamak ve yasa dışı göçmenlerin girişini engellemek için başkanlık kararnamesi imzalayacağını belirten Trump, “Şimdiye kadar gördüğünüz en agresif ve kapsamlı sınır güvenliği önlemlerini açıklayacağım.” ifadesini kullandı.

Trump, “Son derece memnun kalacağınız çok sayıda başkanlık kararnamesine imza atacağım. Ülkemizi yeniden doğru yola sokmamız gerekiyor. (Yerel saatle) Yarın akşama kadar sınırlarımızın istilası sona erecek ve yasa dışı sınır geçişinde bulunanlar bir şekilde evlerine dönme yolunda olacaklar.” diye konuştu.

Biden”ın sınır politikalarını sert şekilde eleştiren Trump, özellikle bazı suçluların yasa dışı şekilde ülkeye kolayca girdiklerini ve bu kişilerin derhal sınır dışı edileceklerini söyledi.

“Amerikan topraklarında faaliyet gösteren yasa dışı yabancı çete üyelerini ve göçmen suçluları sınır dışı edeceğiz.” mesajını veren Trump, kendisi için bu konunun çok önemli olduğunun altını çizdi.

TikTok”un yarısına ABD ortak olacak

Biden döneminde çıkarılan yasa uyarınca bir süreliğine ABD”de erişime kapatılan TikTok uygulamasının yeniden açılacağını kaydeden Trump, gerekli düzenlemeyi yaparak sahibi Çinli olan TikTok”un yarısına ABD”nin ortak olacağını ve böylece uygulamanın erişime açık kalacağını belirtti.

TikTok”u kullanmayı sevdiğini ve milyonlarca Amerikalının bu uygulamayı kullandığını anlatan Trump, başkanlık koltuğuna oturunca TikTok yasağını kaldırmaya yönelik bir başkanlık kararnamesi imzalayacağını ve uygulamanın yüzde 50″sine ABD”nin sahip olacağını söyledi.

“TikTok bugün itibarıyla geri döndü.” diyen Trump, bu ve benzeri sosyal paylaşım platformlarının genç seçmen kitlesine ulaşmada önemli olduğunun altını çizdi.

Trump, TikTok”la ilgili formülünü, “ABD, TikTok’un yüzde 50’sine sahip olacak. Buna onay veriyorum. Ortak girişim dediğimiz şeyi yapacağız ve bunda hiçbir risk yok. Para koymuyoruz. Tek yaptığımız, onlara bu tür bir yolla şu an sahip olmadıkları onayı vermek.” diye açıkladı.

ABD”nin Los Angeles kentinde halen devam eden orman yangınlarına da değinen Trump, cuma günü Los Angeles bölgesini ziyaret edeceğini duyurdu.

Erkeklerin kadın sporlarına girmesine izin vermeyeceğiz

Trump ayrıca, trans bireylerin kadın sporlarında artık yer alamayacağını ve bunun için de gerekli düzenlemeleri yapacağını söyledi.

“Bu iş yarın halledilecek. Erkeklerin kadın sporlarına katılmasına izin vermeyeceğiz. Bu iş bitmiştir.” diye konuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Gazze”de ateşkes ve esir takası anlaşması kapsamında 90 Filistinli esir serbest bırakıldı

Filistinliler, Hamas”la İsrail arasındaki ateşkes mutabakatı kapsamında İsrail’in Ofer Askeri Cezaevi’nden salıverilen 90 Filistinli kadın ve çocuk esiri karşılamak için işgal altındaki Batı Şeria’daki Ramallah kentine bağlı Beytunya beldesinde toplandı.

Gazze’de ateşkes başladıHamas, 3 İsrailli kadın esiri Kızılhaç”a teslim etti

İsrail askerleri, soğuk nedeniyle ateş yakarak bölgede bekleyen Filistinlilere ara ara gözyaşartıcı gaz ve ses bombaları atarak müdahale etti. Saatler yerel saatle 01.00″e doğru gelirken çok sayıda İsrail askeri cipi ve iş makinaları, Beytunya beldesine baskın düzenledi.

Göz yaşartıcı gaz ve ses bombasıyla müdahalenin ardından İsrail askeri cipleri, bölgedeki Filistinlileri alandan uzaklaştırdı.

İsrail askerlerinin Beytunya beldesine düzenlediği baskından kısa süre sonra Filistinli esirleri taşıyan, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) himayesindeki otobüs Ofer Askeri Cezaevi’nden ayrıldı.

Otobüs, Beytunya beldesinden ilerleyerek Ramallah’taki Filistinli esirlerin teslim edileceği Manara Meydanı”na doğru hareket etti.

İsrail askerlerinin yoldan uzaklaştırdığı Filistinliler, esirleri taşıyan otobüsü gördükten sonra coşku içerisinde ıslıklarla tezahürat yaptı.

Esir takasında İsrail tarafından ihlal: Filistinli 1 kadın esirin eksik çıkması gecikmeye neden oldu

Filistin”deki Esirler Medya Ofisi, yaptığı yazılı açıklamada, Ofer”den serbest bırakılan esirlerin isimleri üzerinde yapılan incelemeler sırasında bir kadın esirin eksik olduğunun tespit edilmesi sonucu teknik ekiplerin uzlaşılan esir listesine uyulması için İsrail güçlerine baskı yapmak amacıyla arabulucular ve Kızılhaç ile iletişim kurduğunu, kısa süre sonra esirlerin yola çıkacağını bildirdi.

İsrail’den Kanal 12 televizyonu ise sorunun daha sonra çözüldüğünü ve esirlerin yola çıktığını aktardı.

Anlaşma kapsamında serbest bırakılan 90 Filistinli esirden 69″unun kadın, 20″sinin çocuk olduğu bildirildi.

İsrail basını, Ofer Askeri Cezaevi”nden serbest bırakılan Filistinlilerden 78″inin işgal altındaki Batı Şeria”dan, 12″sinin ise işgal altındaki Doğu Kudüs”ten olduğunu yazdı.

Filistinliler, Ramallah’taki Beytunya beldesinde toplandı. Ofer Askeri Cezaevi”ni gören tepeden serbest bırakılan Filistinli esirleri taşıyan konvoyun hareket etmesini bekledi. Cezaevi önündeki hareketlilik, bekleyen kalabalığın coşkusunu artırdı.

Ayrıca İsrail ordusunun Ofer Cezaevi yakınlarında Filistinli esirlerin serbest bırakılmasını bekleyenlere insansız hava araçlarıyla gözyaşartıcı gaz bombaları attığı görüldü.

İsrail ordu sözcüsü Avichay Adraee, Filistinlileri, Ofer Askeri Cezaevi”nden esirlerin serbest bırakılması süresince ve sonrasında yapılacak yürüyüşler ve kutlamalara katılmamaları konusunda uyararak müdahale tehdidinde bulunmuştu.

İsrail ile Hamas arasında varılan anlaşmaya göre, dün serbest bırakılan 3 İsrailli kadın esire karşılık İsrail hapishanelerinde tutulan 90 Filistinli esirin serbest kalması öngörülüyordu.

Hamas”ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, ateşkes ve esir takası anlaşmasının birinci aşaması kapsamında 3 İsrailli kadın esiri dün akşam saatlerinde Kızılhaç ekibine teslim etmişti.

İsrail, serbest bırakılması beklenen bir Filistinli esirin evine saldırdı

Hamas’a bağlı Esirler Medya Ofisi, İsrail güçlerinin, esir takası anlaşması kapsamında serbest bırakılması beklenen Filistinli bir esirin Doğu Kudüs’teki evine saldırdığını ve gazetecilerin bölgede çekim yapmasını engellediğini duyurdu.

Esirler Medya Ofisi, Telegram hesabından yaptığı açıklamada, Kudüslü esir Kasım Caafira’ın evinin çevresinde çatışma çıktığını, İsrail güçlerinin gazetecilerin bölgeye girişini engellediğini belirtti.

Esirler Medya Ofisi, İsrail güçlerinin Caafira ailesinin eve baskın düzenlemeye çalıştığı ve ses bombası attığı anlara dair bir görüntü paylaştı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Gazze”de esir takası! Onlarca Filistinli serbest bırakıldı

Hamas ile İsrail arasında sağlanan ateşkes anlaşması kapsamında, İsrail’in Ofer Askeri Cezaevi’nden serbest bıraktığı 90 Filistinli kadın ve çocuk esiri karşılamak için Filistinliler, Batı Şeria’nın Ramallah kentine bağlı Beytunya beldesinde bir araya geldi. İsrail askerleri, bölgede bekleyen Filistinlilere zaman zaman göz yaşartıcı gaz ve ses bombası kullanarak müdahale etti. Yerel saatle 01.00 civarında, çok sayıda İsrail askeri aracı ve iş makinesi Beytunya’ya baskın düzenledi. Müdahalenin ardından İsrail askerleri, bölgede toplanan Filistinlileri alandan uzaklaştırdı.
Kısa bir süre sonra, Filistinli esirleri taşıyan ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin himayesinde olan otobüs, Ofer Askeri Cezaevi’nden hareket ederek Ramallah’taki Manara Meydanı’na doğru ilerledi. Bu sırada, İsrail askerlerinin uzaklaştırdığı Filistinliler, otobüsleri gördüklerinde coşkuyla ıslık çalıp tezahürat yaptılar. Esir takasında gecikme: Bir kadın esir eksik çıktı Esirler Medya Ofisi’nin yaptığı açıklamaya göre, Ofer Cezaevi’nden serbest bırakılan esirlerin isim listesinde bir kadın esirin eksik olduğu fark edildi. Bunun üzerine teknik ekipler, uzlaşılan listeye uyulması için arabulucular ve Kızılhaç aracılığıyla İsrail makamlarıyla temasa geçti. Kısa bir süre sonra sorun çözülerek esirler yola çıktı. İsrail’den Kanal 12 televizyonu da bu sorunun giderildiğini ve esirlerin teslim sürecinin devam ettiğini aktardı.
Anlaşma kapsamında serbest bırakılan 90 Filistinli esirin 69’u kadın, 20’si ise çocuktu. İsrail basını, bu esirlerden 78’inin Batı Şeria’dan, 12’sinin ise Doğu Kudüs’ten olduğunu bildirdi. İsrail güçlerinden müdahale Beytunya beldesinde Ofer Cezaevi yakınlarında esirlerin serbest bırakılmasını bekleyen Filistinlilere, İsrail ordusu insansız hava araçlarıyla göz yaşartıcı gaz bombaları attı. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, Filistinlileri, cezaevinden serbest bırakılma süreci ve sonrasındaki yürüyüş ve kutlamalara katılmamaları konusunda uyardı. Anlaşmanın detayları Hamas ile İsrail arasındaki anlaşmaya göre, serbest bırakılan 3 İsrailli kadın esir karşılığında, İsrail hapishanelerindeki 90 Filistinli esirin salıverilmesi kararlaştırılmıştı. Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, dün akşam saatlerinde 3 İsrailli kadın esiri Kızılhaç yetkililerine teslim etti. Kudüslü esirle ilgili gerginlik
Hamas’ın Esirler Medya Ofisi, İsrail güçlerinin, serbest bırakılması beklenen Kudüslü bir Filistinli esirin evine baskın düzenlediğini ve bölgede çatışma çıktığını duyurdu. Olay sırasında gazetecilerin bölgeye girişine izin verilmedi. Paylaşılan görüntülerde, İsrail güçlerinin eve baskın yapmaya çalıştığı ve ses bombaları kullandığı anlar görüldü.

Source: Dünya Gazetesi


Yakup Köse yazdı: Sıra Kudüs”te

Terör devleti İsrail Hamas”la ateşkes anlaşması yapmaya boyun eğdi.Terör devletinin ateşkese uyup uymayacağı hususunda herkesin haklı şüphesi var. İsrail”in kirli geçmişi şüphe duymamız için kâfi. Nihayetinde karşımızda terörü devlet çapında uygulayan bir yapı var; hiçbir insanî ve hayvanî ölçüleri olmayan bir güruh…Hamas”ın 7 Ekim 2023″deki müthiş taarruzu sonrası dünyada dengeler değişti. Hamas ve Gazze halkının muazzam direnişi terör devleti İsrail”in dünyadaki tesirini kırdı. İsrail”e destek vermek artık utanılacak bir hal aldı.İsrail”i protesto etmenin teröre destek sayıldığı ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde yasak olmasına rağmen insanlar sokaklarda İsrail”i protesto edip Filistin halkına destek eylemleri yaptılar.Ve bu ülkelerde insan olma haysiyetini taşıyanların, terör devleti İsrail”in katlettiği bebeklerini kendi elleriyle gömüp direnişe devam eden Gazzelilerin imana şahit olup İslam”ı araştırıp Müslüman olmaları…Uluslararası Ceza Mahkemesi”nde terör devleti İsrail aleyhine karar çıkması bile başlı başına bir hadisedir. Katliamların baş sorumlusu Binyamin Netanyahu tutuklanma korkusuyla işgal topraklarından dışarıya çıkamıyor.Ateşkesin ilk aşamasında 3 İsrailli esire karşılık 90 Filistinli esir serbest bırakılacak. Bir hafta sonra esir takası tekrarlanacak.Direnişin efsane komutanı Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde ateşkes anlaşması sonrası yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Dünyada eşi benzeri görülmeyen tarihi bir destan yazdık.Aksa Tufanı Harekatı, dünyaya işgalin büyük bir balon olduğunu gösterdi. Halkımız, özgürlüğü ve kutsal değerleri uğruna, 15 aydan uzun bir sürede büyük bir bedel ödedi ve çok sayıda şehit verdi. Filistin halkının fedakarlıkları ve dökülen kanları boşa gitmeyecek, bunun sonuçları olacaktır. Bu cihadın büyüklüğü; liderleri İsmail Haniye, Salih el-Aruri ve Yahya Sinvar”ın başını çektikleri şehit konvoylarının şehadete yürüyüşleriyle açıkça görülüyor. Biz operasyonlarımızı işgal kuvvetlerine yöneltirken onlar tüm ahlaksızlıklarıyla halkımıza karşı yeni vahşet ve soykırım yöntemleri uyguladı. Askeri yeteneklerin ve savaş ahlakının eşit olmadığı bir savaşla karşı karşıyaydık. Mücahitlerimiz, cihadın son saatlerine kadar büyük bir kahramanlık ve cesaretle savaştı. Şüphesiz biz imkansız şartlarda mücadele ediyoruz. Gazze”nin dört bir yanında tüm direniş gruplarıyla tek vücut halinde işgale karşı cihat ettik ve onlara ölümcül darbeler indirdik.”Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu”nun Aydınlık Savaşçıları adlı eserindeki şu mısraları Gazze”de ete kemiğe büründü:umut dediğinsavaşan içinsavaşan içinzafer dediğin”İmkânsızlığın ihanetinde” savaşan Gazzeliler bugün Gazze sokaklarında “Suriye ve Gazze özgürdür” diyerek mutluluklarını dile getiriyorlar.”Suriye, Gazze ve Kudüs özgürdür” diyeceğimiz günler ise çok yakın. İşgalci Kudüs”ten sürülecek…

Source: Yakup Köse


Hasan Hüseyin Öz yazdı: Ateşkesin anlamı

Bilirsiniz, ben konuyu genelde yapısal bir alana çekip değerlendiririm.Çünkü yaşadığımız zaman dilimi, “krizler ve çatışmalar bizzat sistemin doğal sonucu” sözünü zuhur ettiriyor.Bugün yemin ederek göreve başlayacak olan Trump”a keramet yüklemenin pek bir anlamı yok bu yüzden.Zira… Batı”nın “Decline sürecinin” Trump”ın bugün gerçekçi diye sunulan politik vaatlerini yutacak boyutlarda olduğunu nesnel verilere baktığınızda görebilirsiniz.Ama “”Netanyahu bugün bile bizi İran”la savaşa sürüklemeye çalışıyor. O, bizi bitmeyen savaşlara sürüklediği için derin karanlık biri” diyen Trump”ın, “İsrail”in ve dolayısıyla Siyonizm”in kumpasına sıkışmış Amerika” gerçeğini de gördüğünün hakkını vermek lazım.Fakat ülkesini Siyonistlerin ürettiği terör anaforunun sonuçlarından ne kadar koruyabilecek emin değilim.Neden bunu söylüyorum…Biraz önce söyledim, sistemin yapısal krizleri kaosa doğru evriliyor.İkincisi, İsrail”in temelini oluşturan Siyonizm”in bizzat terörle şekillenen, teolojik perdesi de olan entegrist bir ideoloji olduğu genelde yorumlarda ihmal ediliyor.Entegrizm şu… Genellikle tek bir ideolojiyi, dini veya siyasi gücü, tüm toplumun mutlak değerleri olarak dayatmayı amaçlayan bir yaklaşım. Bu yaklaşım, ne hukuk bırakır, ne de insanlık. Kaldı ki, Siyonist tefsir kendilerinin dışındaki varlıkları yine kendi deyimleriyle “insanımsı” olarak tanımlarlar.İşte bu kanlı yapı, terörü, stratejinin merkezine koymak zorunda.Bu yüzden de hukuk üzerine yükselen bir devlet değil, kan ve şiddetten beslenen bir örgüt olmaktan öteye geçemez İsrail.Biraz ayrıntıya girmeme müsaade edin…İsrail”in kuruluşu ve sonraki yıllarda uyguladığı terör, sıradan bir terörizm tanımından farklıdır. Gerçek anlamıyla terör, bir devleti kurmak ve onu sürdürmek için kullanılan sistematik korku ve şiddet politikalarıdır. Bu şiddet, yalnızca askeri operasyonlarla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda psikolojik, kültürel ve toplumsal bir silah olarak da kullanılmıştır. İsrail, bölgedeki nüfus yapısını değiştirmek ve toprakları işgal etmek için her türlü şiddeti ve terörü meşru sayarak uygulamaktadır. Bu bağlamda, İsrail bir devlet değil, terör üreten bir yapıdır.Ben ilk baştan beri sistemin yapısal krizlerinden birini gösterdiği için “İsrail bir dünya sorunudur” dememin sebeplerinden biri işte buydu.Kullandıkları gelişmiş silahlar, savaş uçakları, bu gerçeği ortadan kaldırmaz.ABD”nin verdiği silahlar, sağladığı diplomatik korumaya ve uyguladığı terör stratejisine rağmen İsrail istediğini alamadı Filistin”de.Net söyleyeyim…Filistin halkı “bir halkın direnişi, askeri stratejilerle kırılabilir belki; ancak o halkın, inanmış bir toplumun iradesini yok etmek çok daha zor bir iştir.” hakikatini Gazze”de bir kere daha bütün insanlığa gösterdi.Bugünkü ateşkes anlaşmasının en önemli sonucu da bu.Finans kapitalizmin denge stratejisi ile belirlenmiş konformizmin uyuşturduğu akılların bu hakikati kavraması zor elbette, ama, öyle ya da böyle bütün dengeler yeniden ele alınmak zorunda bu saatten sonra.Filistin için de öteden beri “bir dünya olayıdır” dememin sebebi işte bu.

Source: Hasan Hüseyin Öz


Filiz Katman yazdı: Trump gelmeden

Türkiye ile savunma sanayi alanında işbirliği yapmak istiyoruz”AlmanyaDonald J. Trump gelmeden yeli geldi.Durum tam tabiriyle budur.Öyle böyle değil hem de.Resmen Amerika Birleşik Devletleri 47. Başkanı olarak Pazartesi itibariyle görevi devaralınca olacakların habercisi gibi bilgi ve olay trafiğinin inanılmaz hızı akışları baştan alacak kadar derin.Birer birer gidelim.Önce Ukrayna cephesi.Almanya, Ukrayna”ya sağladığı fonun durdurulması başlığıyla verilen haberin detayında Şansölye Olaf Scholz”un, Ukrayna”ya 3 milyar € ek askeri yardımın onaylanmasına dair iddialar muhtelif.Ukrayna”ya daha fazla yardım sağlanmasına fren koyduğu yönündeki suçlamalarla karşı karşıya kalan Şansölye Olaf Scholz”un herhangi bir müttefikten gelen en büyük askeri destek paketinin doğrulanması için zorlu görüşmelerin yapılması gerektiğini söylediği belirtiliyor.Scholz”un seçim kampanyası sırasında Ukrayna yardımı hakkında “Bir noktada[askeri yardımı]genişletmeyi önermiştim ama bunu yaparsanız, paranın nereden geldiğini de söylemeniz gerekir. Yeniden seçilme teklifini yapabilir veya bozabilir. Kendi vatandaşlarınız ve vatandaş olmayanlar arasında seçim yapın” dediği söyleniyor.Bunları yukarıda verdiğimiz Türkiye ile savunma sanayi alanında işbirliği ile birleştirince Trump öncesi bir tür hazırlık olduğu anlaşılıyor.Orta Doğu”ya bakalım bir de.İsrail Kanal 12 ise önemli bir iddia ile gündeme geldi: “YPG bizden destek ve yardım istedi ancak Milli Güvenlik Konseyi toplantısının ardından, Türkiye ile savaşa girmekte bir çıkarımız olmadığına karar verdik.”Gelin sahaya bakalım.Amerikan güçlerinin Deyrizor”daki Koniko Gaz Sahası üssünden çekildiği ve bütün üs bölgelerini boşaltmak için hazırlık içinde olduğu iddia ediliyor.Ve tabii ABD eski Şam Büyükelçisi”nin şu sözleri düşüyor ajanslara:”Kürt dostlarımıza bekleyen kaderleri için üzülüyorum. Suriye”deki varlığımız çok fazla sürmeyecek. Umarım ülkelerindeki yeni yönetimle bir çözüm bulurlar. Bize fazla güvenmeleri beni üzüyor.”Suriye”de Ahmed eş Şara”nın açıklaması ise resmi tamamlıyor:”Mazlum Abdi ile yapılan müzakereler sona erdirilmiştir. YPG/PKK”nın bölgelerini devlete teslim etmeleri ve silahlarını derhal bırakmaları için belirlenen sürenin sona erdiğini ilan ediyoruz”Velhasıl herkes Trump gelmeden pozisyon alıyor.Bize de bundan sonra olacakları takibe devam edip analiz etmek kalıyor.

Source: Filiz Katman


TB2″lerini Türkiye”ye konuşlandıracaklar! “Göreve hazırız” mesajıyla duyurdular

Polonya Savunma Bakanlığı, NATO”nun TAMT görevi için Türkiye”ye Bayraktar TB2 insansız hava araçları gönderileceğini duyurdu.TB2″LERİNİ TÜRKİYE”YE KONUŞLANDIRACAKLAR! Polonya Savunma Bakanlığı, “Polonyalı askerler Türkiye”de göreve hazır” ifadelerini kullandı.NATO”nun Türkiye”ye Uyarlanmış Güvence Tedbirleri (TAMT – Tailored Assurance Measures Türkiye) görevine katılmak üzere yolcu edilecek askeri birlik için Polonya”nın Mirosławiec şehrindeki 12. İHA Üssü”nde tören düzenlendi.Polonya birliğinin temel görevleri, Doğu Akdeniz ve Karadeniz”de devriye görevi yapmak ve NATO”nun daimi deniz kuvvetleri gruplarıyla işbirliği yapmak olacak. Polscy żołnierze gotowi do misji w Turcji 🇵🇱 🇹🇷Tym razem zadania w tym rejonie realizować będzie 12. Baza Bezzałogowych Statków Powietrznych z Mirosławca, z użyciem bezzałogowych statków powietrznych klasy MALE Bayraktar TB2.Główne jego zadania to: ♦️ patrolowanie… pic.twitter.com/i7Bh2dIuZC— Sztab Generalny WP (@SztabGenWP) January 18, 2025POLONYA”YA 24 TB2 TESLİM EDİLDİCumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının (SSB) açıklamasına göre, proje kapsamındaki ilk parti teslimatlar Ekim 2022″de, ikinci parti teslimatlar Nisan 2023″te, üçüncü parti teslimatlar Ekim 2023″te, son parti teslimatlar ise Mayıs 2024″te yapıldı.Baykar ile Polonya Savunma Bakanlığı”nın anlaşması kapsamında bu ülkeye 24 adet Bayraktar TB2 SİHA teslim edildi.

Source: Www.star.com.tr


“Mahremiyetlerimizi hiçe saydılar… Serbest bırakılan Filistinli kadın esirler İsrail zulmünü anlattı

Hamas ve İsrail arasında varılan ateşkes mutabakatına göre karşılıklı esir takasının birinci turunda serbest bırakılan Filistinli 90 kadın ve çocuk esir, İsrail”in süreci geciktirmesi ve engellemelerine rağmen halk tarafından işgal altındaki Batı Şeria”nın Ramallah kentinde binlerce kişinin sevgi gösterisiyle karşılandı.Hamas ve İsrail arasında varılan esir takası mutabakatının birinci turunda serbest bırakılan Filistinli 90 kadın ve çocuk esiri taşıyan Uluslararası Kızılhaç Örgütünün konvoyu, kısıtlamalar ve ertelenmelerin gölgesinde gece saatlerinde Ramallah”a ulaştı.Filistinli esirleri taşıyan konvoy, binlerce kişinin arasındaki trafikte güçlükle ilerledi; Filistinli esirleri taşıyan otobüste sevdiklerini gören aileler büyük sevinç yaşadı.Filistinli ailelerin, özellikle kadın esirlerden annelerin çocuklarıyla kavuşmalarında duygu dolu anlar yaşandı.Konvoydan inenler arasında Filistin Halk Kurtuluş Cephesi liderlik kadrosundan eski milletvekili, Filistinli insan hakları örgütü Zamir”in yöneticilerinden Halide Cerrar da yer aldı.Halil kentinden Cenin Amr da AA muhabirine, aileleriyle kavuşmanın sevincini tarif edemeyeceğini belirtti. Amr, “İsrail hapishanelerinde başka esirler bıraktıklarını, Gazze”de canını veren 50 bin kadar Filistinli karşısında sevinçlerinin eksik kaldığını” dile getirdi.Filistinli başka bir kadın esir ise hapishanedeki koşulların ağır olduğunu, kasıtlı bir mahrumiyete maruz kaldıklarını belirterek mahremiyetlerinin de hiçe sayıldığını belirtti.İsrailli gardiyanların kendilerine son dönemde çok kötü davrandığını, fiziksel müdahalelere maruz kaldıklarını anlatan Filistinli kadın esir, Gazze halkının “şehitlerine Allah”tan rahmet dileyerek buradaki halk için” dua etti.- FİLİSTİNLİ BİR KADIN ESİRİN EKSİK ÇIKMASI GECİKMEYE NEDEN OLMUŞTUFilistin Esirler Cemiyeti, yaptığı yazılı açıklamada, Ofer Hapishanesinde yapılan kimlik kontrolünde anlaşmaya göre bir kadın esirin eksik olduğunu tespit etmesinin ardından arabulucular ve Kızılhaç”a durumu bildirdiğini ve anlaşmaya uyulması için baskı talep ettiğini bildirmişti.Anlaşma kapsamında serbest bırakılan 90 Filistinli esirden 69″unun kadın, 20″sinin çocuk olduğu aktarıldı.İsrail basını, Ofer Askeri Cezaevinden serbest bırakılan Filistinlilerden 78″inin işgal altındaki Batı Şeria”dan, 12″sinin ise işgal altındaki Doğu Kudüs”ten olduğunu yazdı.

Source: Www.star.com.tr


Kolombiya”da silahlı gruplar arasındaki çatışmalarda ölenlerin sayısı 80″e yükseldi

Kuzey Santander Valisi William Villamizar, basına yaptığı açıklamada, çatışmalar nedeniyle üzücü haberler gelmeye devam ettiğini belirterek, “Bugün son derece trajik sonuçlarla karşı karşıyayız. 80″den fazla kişi öldürüldü, 20 kişi yaralandı.” ifadesini kullandı.Sivil halkın çatışmaların ortasında kaldığını vurgulayan Villamizar, “İnsani koridorun bir an önce açılması gerekiyor. Hava desteğine ihtiyaç var, insanlar evlerinde hapsedilmiş vaziyette. Kasabalar arasında ciddi bir göç yaşanıyor.” dedi.Villamizar, acil insani yardım çağrısında bulunarak, “Çocuklar, gençler, tüm aileler çatışmanın kurbanı olmamak için damperli kamyonlara, motosikletlere, yani buldukları her türlü imkanla çatışma bölgesinden kaçmaya çalışıyor. Bu insanların elinde hiçbir şey yok, bizim onlara yardım etmemiz lazım.” diye konuştu.Yerel basına göre, ordu mensupları düzenledikleri operasyonlarda, ELN tarafından öldürülmek istenen bazı toplum liderlerini kurtarmayı başardı.Çatışmalar nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalanların sayısının 10 bini geçtiği haberlere yansıdı.Bu arada, valilik güvenlik sorunlarını gerekçe göstererek Catatumbo bölgesinin tamamında 20 Ocak”tan itibaren tüm okulları tatil etti.Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, olaylarla ilgili bilgi almak amacıyla Catatumbo bölgesinde yerel yetkililer ve üst düzey ordu komutanlarıyla bir araya gelmişti. Petro, ordudan kamu güvenliğini hızlıca sağlaması talimatını vermişti.ELN ve eski FARC üyeleri, 16 Ocak”ta koka ekinlerinin ve uyuşturucu kaçakçılığı koridorlarının kontrolünü sağlamak amacıyla şiddetli bir çatışmaya girmişti.Sosyal medyada paylaşılan videolarda, sokaklarda cesetlerin bulunduğu ve evlere baskın yapıldığı anlar yer almıştı.- ELN İLE DİYALOG SÜRECİ ASKIYA ALINMIŞTICumhurbaşkanı Petro, ELN”nin “barışa dair hiçbir irade ortaya koymadığı” gerekçesiyle geçen hafta örgütle diyalog sürecini askıya alındığını duyurmuştu.ELN”nin ülkenin Catatumbo bölgesindeki saldırılarında çok sayıda sivilin hayatını kaybettiğini vurgulayan Petro, “ELN”nin Catatumbo”da işlediği suçlar savaş suçudur. Bu grupla diyalog süreci askıya alındı. ELN”nin barışa dair hiçbir iradesi yok.” ifadelerini kullanmıştı.Kasım 2022″de yeniden başlayan barış müzakereleri, ELN”nin 17 Eylül 2024″te bir askeri üsse düzenlediği saldırıda 3 askerin hayatını kaybetmesi ve 30 askerin yaralanması üzerine hükümet tarafından sonlandırılmıştı.Venezuela”nın ev sahipliğinde 1 Kasım 2024″te bir araya gelen taraflar yeniden diyalog görüşmelerini başlatmıştı.

Source: Www.star.com.tr


Van”da terör örgütlerine yönelik operasyon: 9 gözaltı

Van Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, terör örgütlerinin faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik yürütülen çalışmaların devam ettiği belirtildi. Açıklamada, “Yapılan çalışmalar neticesinde; PKK/KCK terör örgütü soruşturmaları kapsamında 7, dini istismar eden terör örgütleri kapsamında 1 ve FETÖ/PDY terör örgütü soruşturmaları kapsamında 1 şahıs olmak üzere toplam 9 şahıs hakkında gerekli yasal işlem yapılmıştır” denildi.

Source: Www.star.com.tr


Pezeşkiyan’ın Moskova ziyareti ve stratejik işbirliği anlaşması

Milli İstihbarat Akademisi Başkan Yardımcısı Dr. Hakkı Uygur, Pezeşkiyan’ın Moskova ziyareti çerçevesinde Rusya İran ilişkilerindeki denklemleri AA Analiz için kaleme aldı.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan 17 Ocak günü Moskova’ya resmi bir ziyaret düzenleyerek başta Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin olmak üzere üst düzey Rus yetkililerle görüştü ve taraflar 47 maddelik kapsamlı bir stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. İran tarafının büyük beklentilere girdiği bu anlaşmayı, ikili ilişkilerin özellikle de Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonraki tedrici gelişiminin bir yansıması olarak değerlendirmek doğru olacaktır.

Rusya-İran ilişkilerindeki dinamikler

Rusya-İran ilişkileri 20. yüzyıl boyunca oldukça sancılı geçti. Sovyet Rusya’nın İkinci Dünya Savaşı esnasında işgal ettiği İran topraklarından çıkmak istememesi bu krizlerin zirve noktası oldu. İkili ilişkilerin kademeli olarak iyileşmesi, önce 1979 İran devrimi ve ardından 1991 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) çökmesi ile mümkün oldu. Takip eden 10 yıl boyunca Moskova ve Batı arasındaki ilişkilerin iyi seyretmesi, İran’ın Rusya’dan beklentilerinin fazla karşılanmamasına sebep oldu. Yine de Rusya bu dönemde ilişkilerini geliştirerek başta nükleer teknoloji ve bazı askeri teknolojiler olmak üzere modern teknoloji transferinde İran”a kolaylıklar sağladı. Rusya bu dönemde İran’ın nükleer faaliyetleri konusunda en fazla diplomatik inisiyatif alan ülkelerden birisi haline geldi öyle ki Çin ile birlikte Amerika Birleşik Devletleri”nin (ABD) uluslararası platformlarda İran karşıtı kararlar almasını büyük ölçüde engelledi.

Arap Baharı sürecinin Suriye ve Irak’a yansıması Rusya ve İran”ın bölgedeki işbirliklerini geliştirdi. Özellikle Suriye devriminin ilk aşamada kesintiye uğraması sürecinde iki ülke askeri işbirliği yaptı. Rusya ülkeye yerleştirdiği hava gücüyle muhalifleri yoğun şekilde bombalarken, İran bu dönemde Lübnan’dan Afganistan’a kadar geniş coğrafyadan getirdiği paralı savaşçılarla Baas diktatörlüğünü korumaya çalıştı ve bu politikalarını “direniş ekseni” olarak tanımladı. Ancak daha bu dönemde, daha sonra İranlı General Behruz İsbati’nin ses kayıtlarında da yer aldığı şekliyle, Tahran Moskova ilişkilerinde üçüncü bir gizli öznenin olduğu belirginleşmeye başladı; İsrail.

Suriye’deki rejimin 2024 Aralık ayında çökmesinden hemen önce ülkeyi son terk eden İranlı generallerden biri olan İsbati, yayınlanan bir ses kaydında İsrail’in söz konusu olduğu her yerde Rusya’nın İran’a ihanet ettiğini ve isimlerini saydığı çok sayıda İranlı askeri yetkilinin bu saldırılar sonucunda öldüğünü söylüyordu. Gerçekten de derin ve çok boyutlu Rusya-İsrail ilişkileri bağımsız bir şekilde çalışılmayı hak ediyor. Bolşevik devriminde Yahudilerin etkisinden, İsrail’in kuruluşunda Rus kökenli Yahudilerin çabalarına, İsrail’de nüfusları bir milyona yaklaşan Rusça konuşan nüfustan, çok sayıdaki Rus Yahudi oligarkın Moskova’daki nüfuzuna kadar farklı dinamikler söz konusu ilişkilerin karmaşıklığını ortaya koyuyor ki bu durumu dikkate almadan Rusya-İran ilişkilerini analiz etmek çok kolay görünmüyor.

İlişkilerdeki ABD denklemi

7 Ekim sonrası süreçte bölgesel etkinliği büyük darbe alan, ülke içinde İsrail’in etkili suikast ve hava saldırılarına maruz kalan İran yönetimi için en az bu gelişmeler kadar rahatsız edici diğer bir etken Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanlığına seçilmesi oldu. İran karşıtı politikalarıyla bilinen Trump’ın, yakın çalışma ekibini koyu İsrail yanlısı kişilerden seçmesi de Tahran’ı ciddi olarak düşündürüyor. Zira son 2 yılda yaşanan gelişmeler İran’ın ön savunma hatlarını tamamen etkisiz hale getirdi, ülke içindeki hava savunma sistemleri de İsrail saldırıları sonucunda hasar aldı. Dolayısıyla Trump’ın 4 yıl öncesinin aksine İran’ın bölgesel misilleme girişimlerinden çekinmesi için bir neden kalmadı. Muhtemelen Trump, İran ile olası yeni müzakerelerde 2018 yılındaki taleplerinden çok daha fazlasını masaya getirecektir. Bu maddelerden bazılarının, bölgesel ve askeri maddelerden oluşan önceki şartlardan farklı olarak iç politikaya yönelik konuları içermesi de mümkün olabilir.

Oldukça belirleyici 4 yıllık bir döneme girerken gerek Rusya’nın gerekse de İran’ın, Trump’ın Başkanlık döneminden farklı beklentileri bulunuyor. Rusya için bu beklentiler Trump’ın eski açıklamalarına binaen daha olumlu ve umutlu iken İran açısından durum farklı. Rusya-ABD ilişkilerinin olumlu seyretmesi, Rusya’nın İsrail ile ilişkilerini daha ileri bir seviyeye taşıyabilir. Bu durum ortak cephe sayılabilecek Kafkaslar ve Suriye’de İran ile işbirliğinden somut bir fayda görmeyen Moskova’nın Tahran’a daha fazla mesafe koymasına yol açabilir. Zira Ukrayna Savaşı”ndan sonra Rusya”nın İran ve Kuzey Kore gibi izolasyon altındaki ve uluslararası sistemde “şeytanlaştırılmış” ülkelerle derinleştirdiği ilişkiler siyasi, ekonomik ve askeri bir zaruretin ürünüydü. ABD-Rusya uzlaşısı halinde İran ile imzalanan son anlaşma Rusya için sadece kısa vadeli, etkileşimli çıkarlar anlamına gelecektir. Nitekim Moskova’nın Batı yaptırımlarının etkisinden kurtulmak için İran tecrübesinden faydalanma ya da Şahid-136 kamikaze dronların Kazan şehrinde üretilmesi gibi konulara ilgi duyduğu biliniyor.

Daha uzun vadeli bakıldığında ise, Rusya’nın ünlü düşünce kuruluşlarından Valdai Club’ın Suriye’deki rejim değişikliğini değerlendirdiği bir analizinde, “Fars sonbaharına da hazırlıklı olmak gerek” vurgusunda bulunması Rusya’daki strateji çevrelerinin İran’ın geleceği ile ilgili ciddi endişelerinin olduğunu gösteriyor. Son anlaşmaya dönecek olursak, bu süreçten İran’ın uzun süredir ısrar ettiği örneğin Su-34 savaş jetleri gibi gelişmiş silah sistemlerinin çıkması ya da ilişkilerin yapısal olarak derinleşmesi ancak ABD-Rusya ilişkilerinin daha da gerginleştiği bir senaryoda mümkün olabilecektir.

[Dr. Hakkı Uygur, Milli İstihbarat Akademisi Başkan Yardımcısıdır.]

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Azerbaycan’ın bağımsızlık yolundaki direnişinin kahramanlık zirvesi: Kanlı Ocak

Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Dr. Reşad Memmedov, Kanlı Ocak katliamını ve Azerbaycan”ın bağımsızlığına giden yolu AA Analiz için kaleme aldı.

20 Ocak 1990 faciası, Azerbaycan halkının hafızasına kanla yazılmış bir tarihtir. Bugün, o günlerde hürriyet ve bağımsızlık uğruna canlarını verenler derin bir saygıyla anılıyor. Bu trajedi sadece Azerbaycan”ın bağımsızlık mücadelesinin bir parçası değil, aynı zamanda totaliter Sovyet rejiminin Azerbaycan halkına karşı işlediği korkunç bir suçtur.

Sovyet imparatorluğunun hazırladığı bu acımasız saldırganlık eyleminin temel amacı Azerbaycan halkının milli kurtuluş ruhunu boğmak ve aynı yılın 9 Ocak”ında Ermenistan Parlamentosu”nun eski Dağlık Karabağ”ı ilhak etme kararına karşı Bakü”de gerçekleşecek kitlesel protestoları önlemekti. Bu durum aynı zamanda eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği”nin (SSCB) Ermenistan”ın ülkemize karşı izlediği saldırgan politikayı desteklediğini bir kez daha ortaya koyuyor.

O gün neler yaşandı?

SSCB yönetimi, 20. yüzyıl boyunca Azerbaycan halkına karşı bilinçli ve sinsi bir politika izledi. Sovyet yönetiminin himayesinde başlayan Dağlık Karabağ olayları, Azerbaycan halkına yönelik soykırım ve Azerbaycanlıların Ermenistan”daki ata topraklarından sürülmesi bu politikanın devamı niteliğindeydi. Geçtiğimiz yüzyılın sonlarında Azerbaycan halkının bağımsızlık ve egemenlik arzusu ve bu yöndeki siyasal uyanışı Sovyet iktidarını ciddi biçimde tedirgin ediyordu.

Tophana ormanının yok edilmesine ve Karabağ”ın Ermenistan”a bağlanmasına karşı ayağa kalkan Azerbaycan halkı sesini tüm dünyaya duyurdu. Bu hareketi bastırmak için Kremlin, Azerbaycanlılara yönelik baskı makinesini yeniden devreye soktu. Sovyet ordusu Ermeni lobisinin sözcüsü haline gelen Mihail Gorbaçov”un emriyle 19 Ocak gecesi başkentimize ve sivil halka saldırdı. Başkent Bakü”ye herhangi bir uyarıda bulunmadan giren ve sivil halka saldıran Sovyet silahlı kuvvetleri birlikleri 147 sivili öldürdü, 638 kişiyi yaraladı ve 841 kişiyi yasadışı bir şekilde gözaltına aldı. Yüzlerce kişi işkenceye uğradı. O günlerde Bakü”de işlenen kanlı katliamlar ve mal yağmaları ülkenin birçok bölgesinde de gerçekleştirildi.

SSCB yönetiminin halkımıza ve onun özgürlük mücadelesine karşı yürüttüğü bu kanlı operasyon, Sovyet imparatorluğunun politikasının gerçek özünü yansıtan bir başka kanıttır.

Haydar Aliyev katliama karşı çıkan ilk kişiydi

O dönemde bu kanlı olayı uluslararası arenaya taşımak, saldırgan ve zalim Sovyet rejiminin bu suçlarını açığa çıkarmak son derece zor ve tehlikeli bir işti. Sabotaj planı gereği ülkedeki televizyonun güç ünitesi önceden havaya uçurulduğundan radyo ve televizyon yayınları durduruldu ve aynı zamanda gazeteler de yayımlanmadı. Merkezi basın ve televizyon kanalları olayı çarpıtan yalan haberler yayıyordu. Bunun sonucunda halk eşi benzeri görülmemiş bir şiddetle karşı karşıya kaldı, bilgi ve yardım almadan sefil bir durumda bırakıldı.

Azerbaycan halkına yaşatılan kanlı facianın siyasi ve hukuki değerlendirmesini ilk yapan ve tehlikelerden çekinmeden Sovyet hükümetinin bu eylemine karşı çıkan ilk kişi Ümummilli lider Haydar Aliyev oldu. 21 Ocak 1990″da Sovyet rejiminin yasaklarına rağmen hayatını riske atarak Azerbaycan”ın Moskova”daki daimi temsilciliğini ziyaret eden Ulu Önder Haydar Aliyev, kanlı facianın organizatörlerini dünya kamuoyu önünde suçlayarak cesur bir açıklama yaptı.

Ümummilli lider Haydar Aliyev, bu cesur davranışıyla halkının en zor anında yanında yer almakla kalmadı, aynı zamanda Azerbaycan”da yaşanan kanlı olayların dünyaya duyurulmasında ve enformasyon ablukasının kırılmasında da olağanüstü bir rol oynadı.

20 Ocak faciasının faillerinin adalete teslim edilmesi için yeterli hukuki gerekçeler bulunuyor. Bu olay her şeyden önce, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ve diğer uluslararası hukuk sözleşmelerin ihlalidir. Sivillerin öldürüldüğü, yaralandığı, kaçırıldığı ve işkenceye uğradığı 20 Ocak trajedisi insanlığa karşı suçtur. Bu tarihi suç bütün bir halka karşı işlendi.

Ne acıdır ki, SSCB’nin dağılmasının ardından Batı ve onun “demokrasisi”, Bakü”de katliam yapılmasının kararını veren Mihail Gorbaçov”a Uluslararası Nobel Barış Ödülü”nü verdi. Batılı ülkelerin önde gelen medya kuruluşları da bu kanlı trajedi karşısında duyarsız bir tavır sergiledi. Bu gerçekler dünyadaki çifte standartların ne denli büyük olduğunu gösteriyor.

Azerbaycan halkı bu trajedi karşısında tek yürek oldu

Yaşanan facianın boyutu çok büyük olup, bu tarih her yıl Azerbaycan”da Ulusal Yas Günü olarak anılıyor. Ancak bu tarih sadece kanlı faciayı değil, aynı zamanda Azerbaycan halkının bağımsızlık kararlılığını da yansıtıyor.

35 yıl önce yaşanan bu kanlı facia; yaş, meslek ve siyasi görüş farkı gözetmeksizin tüm Azerbaycan halkını tek bir yumruk gibi birleştirdi. Bu birlik, SSCB ordusunun aniden Azerbaycan”a müdahelesiyle işlenen insanlık aleyhine suça karşı bir protesto, eski SSCB’ye karşı bir güvensizlik ve öfke birliğiydi. 20 Ocak katliamı, Azerbaycan”daki mücadele ruhunu daha da artırdı ve Sovyet imparatorluğunun 70 yıldır yarattığı korku tamamen yerle bir oldu.

20 Ocak faciası sonucunda Sovyet imparatorluğu Azerbaycan”daki tüm manevi ve toplumsal desteğini yitirdi. Bu suçun baş faili olan Gorbaçov ve yandaşlarının asıl amacı Azerbaycan halkının kararlılığını kırmaktı. Ancak ülkede 20 Ocak”tan sonra yaklaşık bir yıl olağanüstü hal yaşanmasına rağmen Azerbaycan halkı Moskova”nın ısrarlarını kabul etmedi ve imparatorluğun siyasi oyunlarını bozdu.

Böylece 20 Ocak, “halkların hapishanesi” olarak nitelenen SSCB”nin sonunun başlangıcı oldu. Bu, SSCB siyasi sisteminin krizini ve Gorbaçov”un perestroyka, açıklık ve demokratikleşme politikasının başarısızlığını gösterdi. Parti yönetiminin sivilleri vurma emri, partiyi ve ideolojisini tamamen itibarsızlaştırdı. Komünistler parti üyeliklerini reddederek SSCB”nin ideolojik temellerini çökerttiler.

Yaşanan olaylar Azerbaycanlıların dünya çapında da örgütlenmesine yol açtı. İlk defa Azerbaycanlılar yaşadıkları çeşitli ülkelerde kanlı trajediyi duyurmak için örgütlenmeye başladılar.

Azerbaycan’ın Ümummilli lideri Haydar Aliyev’in ifade ettiği gibi, “20 Ocak faciasında hayatını kaybedenler milli kahramanlardır, milletimizin kahramanlarıdır. Onların ölümü bizim için, halkımız için çok büyük bir kayıptır. Ancak onların şehadeti aynı zamanda halkımızın kahramanlığının da bir sembolüdür. Onların akıttığı kan, tüm halkımızın kanıdır. O kanın her damlasında halkımızın kudreti ve kahramanlığı, ulusal özgürlük ve bağımsızlık hayalleri vardır. O gece dökülen kan, Azerbaycan”ın bağımsızlığını gösteren milli bayrağımızdaki kandır.”

Son olarak, 27 Eylül 2020″de başlayan ve 44 gün süren Vatan Savaşı ve 19-20 Eylül 2023″te gerçekleştirilen antiterör operasyonuyla ülkemiz toprak bütünlüğünü, egemenliğini yeniden sağlamıştır.

Kazandığımız her başarının temelinde, 35 yıl önce Sovyet tankları karşısında direnişlerini ortaya koyan vatan evlatlarının kahramanlığı vardır. Eminiz ki, uğrunda canlarını verdikleri vatan topraklarının işgalden kurtarılmasıyla onların ruhu şad olmuştur.

[Dr. Reşad Memmedov, Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisidir.]

*Makalelerdeki fikirler, yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


BM”ye göre, ateşkesin ilk gününde 630″dan fazla insani yardım tırı Gazze”ye ulaştı

BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Tom Fletcher, ateşkesin ardından Gazze”ye yönelik insani yardım çalışmalarına ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı.

Fletcher, ateşkesin ilk gününde Gazze”ye 630″dan fazla insani yardım taşıyan tırın gönderildiğini belirtti.

Bu yardım tırlarından en az 300″ünün Gazze”nin kuzeyine gönderileceğini ve yardımların bir an önce bölgeye ulaştırılması gerektiğini vurgulayan Fletcher, “15 ay süren amansız savaştan sonra insani ihtiyaçlar şaşırtıcı boyutlara ulaştı. Kaybedecek zaman yok.” ifadesini kullandı.

İsrail ile Hamas arasında Gazze”de esir takası ve ateşkes içeren mutabakat dün yerel saatle 11.15″te yürürlüğe girmişti.

İsrail”in 7 Ekim 2023″ten bu yana devam eden saldırıları ve Tel Aviv”in çıkardığı zorluklar nedeniyle Gazze”de yaşayan 2,3 milyon Filistinli açlık ve gıda kriziyle karşı karşıya kalmıştı.

Ateşkes kapsamında her gün Gazze”ye insani yardım taşıyan 600 tırın ulaştırılması hedefleniyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Noel Pazarı”na dalıp 6 kişiyi katletmişti! Almanya”yı sarsan saldırıda şoke eden gelişme!

Suudi Arabistan vatandaşı Taleb al Abdulmohsen”in 20 Aralık 2024 günü Noel Pazarı”na aracıyla dalıp 6 kişinin ölümüne yüzlerce kişinin de yaralanmasına neden olan saldırıyla ilgili beklenmedik bir gelişme yaşandı. Federal Savcılık, olayın terör bağlantısı olmadığı gerekçesiyle soruşturmayı devralmadı. Federal Başsavcı Jens Rommel saldırının “Devlet korumasını ilgilendiren bir arka plana sahip olmadığını” belirterek, şüphelinin çeşitli resmi kurumlarla çatışmalar yaşadığını, ancak bunun kişisel bir hayal kırıklığı sonucu gerçekleşen bir saldırı olduğunu ifade etti. “ANAYASAL DÜZENE SALDIRI DEĞİL” Rommel, saldırının bir Noel Pazarı”na yapıldığını ve devlet kurumlarını hedef almadığını vurgulayarak, “Bu tür olaylarda Federal Savcılık devreye girebilmesi için anayasal düzenimize veya devletimize yönelik açık bir saldırı olması gerekiyor” dedi. Soruşturma, olayın gerçekleştiği Saksonya Anhalt Eyaleti”ndeki yerel makamlar tarafından yürütülüyor. Rommel, benzer olay olarak Solingen”deki bıçaklı saldırıyı örnek verdi. Saldırganın terör örgütü DEAŞ ile bağlantılı olduğu tespit edilmiş, soruşturma Federal Savcılık tarafından üstlenilmişti. Ancak Magdeburg”daki saldırı, herhangi bir terör örgütüyle ilişkilendirilmediği için yerel yetkililerce ele alınıyor.

Source: Fatih Yilmaz


Kardeş ülkede “20 Ocak Katliamı” kurbanları anılıyor

Azerbaycanlılar, 1990″da yaşanan katliamda hayatını kaybedenleri anmak için Bakü Şehitler Hıyabanı”na akın etti. Şehitlik önünde uzun kuyruklar oluşurken, mezarlara kırmızı karanfiller bırakıldı, şehitler için dua edildi.Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de buradaki törene katıldı. Azerbaycan Milli Marşı”nın çalındığı törende Aliyev, Ebedi Ateş Anıtı”na çelenk bıraktı.Ayrıca, yerel saatle 12.00″de tüm şehitler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Bu sırada Hazar Denizi kıyısındaki gemiler, metro trenleri, otobüsler de korna çaldı.- “KANLI OCAK”1990 yılının başlarında, Ermenilerin artan toprak taleplerine ve Sovyet yönetimine tepkilerini göstermek isteyen binlerce Azerbaycanlı, Bakü”nün Azadlık Meydanı”na akın etti ve uzun süreli mitinglere başladı.Mitingleri dağıtmak amacıyla 20 Ocak”ta Bakü”nün çeşitli bölgelerine giren 26 bin kişilik Sovyet ordusu, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 150 sivili katletti, yüzlerce kişiyi yaraladı.Şehitler, yüz binlerce kişinin katılımıyla gözyaşları içinde kırmızı karanfillerle bugünkü adıyla Şehitler Hıyabanı”na defnedildi.Azerbaycanlılar 35 yıldır her 20 Ocak”ta, ellerinde 20 Ocak kurbanlarının simgesi haline gelen karanfillerle şehitliğe akın ediyor.

Source: Www.star.com.tr