UNRWA Genel Komiseri Lazzarini: Gazze”de çocuklar açlıktan ölüyor
Lazzarini, X hesabından yaptığı açıklamada, Gazze”deki acil insani yardım ve temel malzemelerin ihtiyacına değindi.
“Gazze”de çocuklar açlıktan ölüyor.” ifadesini kullanan Lazzarini, Gazze”de kadın ve çocukların yemek almaya çalıştığı bir fotoğrafı paylaştı.
Lazzarini, “İsrail hükümeti, (Gazze”ye) gıda ve diğer temel ihtiyaçların girişini engellemeye devam ediyor.” ifadesini kullandı.
Gazze”de yaşanan açlığa dikkati çeken Lazzarini, “Bu siyasi sebeplerden insan eliyle oluşturulmuş aç bırakmadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Lazzarini, İsrail”in neredeyse 2 aydır Gazze”ye insani yardım ve temel ihtiyaçların girişini engelleyen bir kuşatma uyguladığına vurgu yaparak, yardım ulaştırılması çağrılarının dikkate alınmadığını belirtti.
BM Dünya Gıda Programı (WFP), Gazze”deki gıda stoklarının tamamen tükendiğini, son malzemelerin yemek pişirilen mutfaklara ulaştırıldığını açıklamıştı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus da “Gazze”de korkunç ve ümitsiz bir ana ulaşıldığını” bildirmişti.
Gazze”de insani kriz her geçen gün derinleşiyor
İsrail, Hamas ile sağlanan ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşamasının sona ermesinin ardından 2 Mart”tan itibaren Gazze Şeridi”ne insani yardımların girişini durdurma kararı aldı.
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023″ten bu yana düzenlediği saldırılarda 2,3 milyon nüfusa sahip Gazze Şeridi”nde yaklaşık 2 milyon kişi yerinden edildi. Sivil altyapıyı ve hastaneleri de hedef alan İsrail, Gazze”de insani bir felakete neden oldu.
Bölgeye su ve elektrik tedarikinin kesilmesi ve sınır kapılarının kapalı tutulması Gazze”deki Filistinlilerin yaşadığı zor şartları daha da derinleştiriyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi”nde 19 Ocak”ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.
Saldırıların tekrar başlatılmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 2 bin 62 Filistinli hayatını kaybetti, 5 bin 375 kişi yaralandı.
İsrail”in, Gazze Şeridi”ne 7 Ekim 2023″ten bu yana düzenlediği saldırılarda ise yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 51 bin 439″a, yaralıların sayısı 117 bin 416″ya yükseldi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
“Gazze”de çocuklar açlıktan ölüyor”
Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, X hesabından yaptığı açıklamada, Gazze deki acil insani yardım ve temel malzemelerin ihtiyacına değindi. Gazze de çocuklar açlıktan ölüyor. ifadesini kullanan Lazzarini, Gazze de kadın ve çocukların yemek almaya çalıştığı bir fotoğrafı paylaştı. Lazzarini, İsrail hükümeti, (Gazze ye) gıda ve diğer temel ihtiyaçların girişini engellemeye devam ediyor. ifadesini kullandı. Gazze de yaşanan açlığa dikkati çeken Lazzarini, Bu siyasi sebeplerden insan eliyle oluşturulmuş aç bırakmadır. değerlendirmesinde bulundu. Lazzarini, İsrail in neredeyse 2 aydır Gazze ye insani yardım ve temel ihtiyaçların girişini engelleyen bir kuşatma uyguladığına vurgu yaparak, yardım ulaştırılması çağrılarının dikkate alınmadığını belirtti. BM Dünya Gıda Programı (WFP), Gazze deki gıda stoklarının tamamen tükendiğini, son malzemelerin yemek pişirilen mutfaklara ulaştırıldığını açıklamıştı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus da Gazze de korkunç ve ümitsiz bir ana ulaşıldığını bildirmişti. Gazze de insani kriz her geçen gün derinleşiyor İsrail, Hamas ile sağlanan ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşamasının sona ermesinin ardından 2 Mart tan itibaren Gazze Şeridi ne insani yardımların girişini durdurma kararı aldı. İsrail ordusunun 7 Ekim 2023 ten bu yana düzenlediği saldırılarda 2,3 milyon nüfusa sahip Gazze Şeridi nde yaklaşık 2 milyon kişi yerinden edildi. Sivil altyapıyı ve hastaneleri de hedef alan İsrail, Gazze de insani bir felakete neden oldu. Bölgeye su ve elektrik tedarikinin kesilmesi ve sınır kapılarının kapalı tutulması Gazze deki Filistinlilerin yaşadığı zor şartları daha da derinleştiriyor. İsrail ordusu, Gazze Şeridi nde 19 Ocak ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı. Saldırıların tekrar başlatılmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 2 bin 62 Filistinli hayatını kaybetti, 5 bin 375 kişi yaralandı. İsrail in, Gazze Şeridi ne 7 Ekim 2023 ten bu yana düzenlediği saldırılarda ise yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 51 bin 439 a, yaralıların sayısı 117 bin 416 ya yükseldi. Fotoğraf, AA tarafından servis edilmiştir.
Source: Habertürk
DEM Parti, SDG/YPG’nin düzenlediği Kürt konferansına katılmak için Suriye’ye geçti
DEM Parti ve Demokratik Bölgeler Partisi’nden (DBP) oluşan bir heyet Kuzey ve Doğu Suriye’ye geçti. Heyet bir dizi temaslarda bulunacak ve terör örgütü SDG/YPG’nin düzenleyeceği “Rojava Kürt Birliği ve Tutumu Konferansı”na katılacak. Konferans öncesinde ise Irak-Suriye-Türkiye hattında Kürt siyaseti hareketlendi. Suriye Demokratik Güçleri (SDG) elebaşısı Mazlum Abdi; Suriye’deki sürece ilişkin Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nde Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ile görüştü. Ayrıca Barrot ile Kürdistan Demokratik Partisi Mesud Barzani görüşmesinde Türkiye’de Cumhur İttifakı ile PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan ile DEM Parti arasında yürütülen adı konmayan çözüm süreç de masaya yatırıldı.Eski Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın 8 Aralık 2024’te terör örgütü Heyetül Tahrirüş Şam (HTŞ) tarafından devrilmesinin ardından; Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt siyaseti hareketlendi. Esad rejiminin ardından HTŞ elebaşısı Ahmet eş-Şara’nın başkanlığında Suriye’nin başkenti Şam’da kurulan 1’inci Suriye Geçiş Hükümeti ile “Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi” arasında da diyalog arttı; 10 Mart’ta terör örgütü YPG’nin üst çatısı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) elebaşısı Mazlum Abdi ile Ahmet eş-Şara SDG’nin Suriye ordusunu bütünleşikleşmesi için anlaştı.SURİYE’DEKİ KÜRT KONFERANSINA DEM PARTİ’DE KATILACAKBu gelişmelerin ardından özerk yönetimdeki Kürt siyasi hareketleri Şam ile yürütülecek görüşmelerde bütünlüğü sağlamak ve pazarlık başlıklarını belirlemek için bugün özerk yönetimin kontrolündeki ve SDG’nin merkezi Kamışlı’da “Rojava Kürt Birliği ve Tutumu Konferansı” düzenleyecek. Bu kapsamda; DEM Parti MYK Üyesi Serhat Eren, DEM Parti Milletvekilleri Saliha Aydeniz, Gülcan Kaçmaz ve Mehmet Kamaç ile (BDP) Eş Genel Başkanı ve Batman Milletvekili Keskin Bayındır’dan oluşan DEM Parti heyetinin de konferansa katılacağı öğrenildi.HEYET TEMASLARDA BULUNDUHeyet önceki gün Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) oradan da “Semalkan Sınır Kapısı”ndan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne geçti. Heyet konferans öncesinde dün de Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı İlham Ehmed ile bir araya geldi.IKBY’DE FRANSA – SDG GÖRÜŞTÜKonferansa Kürt siyasi partileri temsilcileri, gençlik ve kadın örgütleri, aydın, yazar, sanatçı, din insanları ve toplumun ileri gelenlerden oluşacak 400 kişinin katılacağı, SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi açılış konuşmasını yapacağı belirtildi. Abdi ise önceki gün IKBY’de dikkat çeken temaslarda bulundu. Abdi, IKBY’nin başkneti Erbil’de Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ile görüştü. Görüşmede Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı İlham Ehmed de yer aldı.BARZANİ SÜRECİ TAKİP EDİYORAbdi, Fransa Dışişleri Bakanı Barrot’un ardından IKBY Başkanı Neçirvan Barzani ile görüştü. IKBY Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada; Abdi ile Barzani’nin “Suriye Kürtlerinin birliği ve istikrarı” konusunda hemfikir olduklarını kaydedilirken; “Suriye’deki Kürt güç ve tarafları arasındaki birlik ve istikrarı, Kürtlerin meşru talep ve haklarının elde edilmesi” için bir garanti olarak değerlendirildi.BARROT VE BARZANİ ARASINDA ADI KONMAYAN SÜREÇ GÖRÜŞMESİFransa Dışişleri Bakanı Barrot; IKBY ziyareti kapsamında eski IKBY Başkanı ve halihazırda Kürdistan Demokratik Partisi Mesud Barzani ile de görüştü. Görüşmede Türkiye’de Cumhur İttifakı ile PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan ile DEM Parti arasında yürütülen adı konmayan çözüm sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunulduğu öğrenildi. Görüşmede Mesud Barzani’nin “Kürdistan Bölgesi, Türkiye’de barış sürecine katkı sağlayacak her türlü girişimi desteklemeye her zaman hazırdır” mesajını verdiği belirtildi.
Source: Aytunç Ürkmez
Milli Savunma Bakanı Güler’in şehit Day ile ilgili sözlerine İYİ Parti’den tepki: ‘Milletimizden özür dileyin ve istifa edin’
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde yapılan saldırıda ağır yaralanan Piyade Uzman Onbaşı Berat Mecit Day’ın şehit düşmesine ilişkin kullandığı “Bu arada dün bir dron atıyorlar, dron da geliyor bizim mehmetçiğe çarptı ve sonra hastaneye götürdük kurtaramadık ama şehit oldu” ifadeleri, İYİ Parti’nin tepkisine neden oldu. İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş, “Sayın Bakan’a sesleniyorum: Bu ülke, evladını toprağa verdiğinde metanetini korur ama vurdumduymazlığa asla sessiz kalmaz. Şehitlerimizin aziz hatırasına saygısızlık eden bu ifadeleri derhal düzeltin, milletimizden özür dileyin ve istifa edin” dedi.Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, TBMMnin açılışının 105. yılı ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla düzenlenen resepsiyonda, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde 22 Nisan’da terör örgütü PKK’nın saldırısında ağır yaralanan Piyade Uzman Onbaşı Berat Mecit Day’ın tedavi gördüğü hastanede şehit olmasının anımsatılması üzerine Güler, “Terörsüz Türkiye konusunda, biz bunu sürdürebilmek için devam ediyoruz. İnşallah da Terörsüz Türkiye’ye ulaşacağız. Bu arada dün bir tane dron attılar, o da bizim Mehmetçiğe çarptı ve hastaneye götürdük. Kurtaramadık şehit oldu, Allah rahmet eylesin” dedi. Güler’in sözlerine kamuoyunun tepkisi çığ gibi büyürken bir tepki de İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş’tan geldi. Karakaş, “Böyle bir açıklama yapan bakana yazıklar olsun. ‘Bir tane drone attılar, o da Mehmetçiğe çarptı’ diyor Bakan Güler. Bu dronu kim attı?” ifadelerini kullandı.‘ŞEHİTLERİMİZ ‘RAKAM’ DEĞİL!’ “Bu, bir acıyı paylaşmak değil; bu vatan uğruna şehit olmuş Mehmetçiğimize saygısızlıktır” diyen Karakaş, “Her şehit, bu milletin bağrına saplanmış bir hançerdir. Bu milletin evlatları can verirken, onların aziz hatıralarına bu kadar lakayıt, bu kadar hissiz yaklaşmak asla kabul edilemez. Şehitlerimiz ‘rakam’ değil, ‘tesadüfen vurulanlar’ hiç değil” tepkisini gösterdi. Karakaş, “Bu açıklamalar, devlet ciddiyetiyle bağdaşmıyor; güvenliğimizin sorumluluğunu üstlenenlerin sorumluluk bilincini de sorgulatıyor” diye konuştu. Bakan Güler’e seslenen Karakaş, “Bu ülke, evladını toprağa verdiğinde metanetini korur ama vurdumduymazlığa asla sessiz kalmaz. Şehitlerimizin aziz hatırasına saygısızlık eden bu ifadeleri derhal düzeltin, milletimizden özür dileyin ve istifa edin” ifadelerini kullandı.
Source: Merve Kılıç
Teröristi Şam’da baş müzakereci yaptılar
İktidarın “Terörsüz Türkiye” diyerek başlattığı süreçte terör örgütünün silah bırakıp kendini feshetmesi beklenirken PKK’nın lider kadrosunun kendini Suriye’ye kaydırdığı saptandı. Onlardan biri de Zaxo Zagros kod adlı Fawza El Yusuf adlı kadın terörist.
1991’de PKK’ya katılan Yusuf, 1996’ya kadar Şam’da terörist elebaşı Apo’nun kaldığı villadaki sekretaryasında yer aldı. Ardından Irak’ın kuzeyindeki barınma alanlarına ve buradan da Kandil’deki terör kamplarına gitti. Burada silahlı kadın teröristlerden sorumlu olan Yusuf, terör elebaşları Murat Karayılan ile Fehman Hüseyin’e yakın isimler arasındaydı.
Yusuf, PKK’nın beyin takımındaki isimlerden.
Türkiye’ye yönelik pek çok kanlı saldırıda rol alan Yusuf, terör örgütünün beyin takımını oluşturan kadroda yer aldı. PYD sorumlusu olarak Suriye’ye geçen kadın teröristin şu anda geçici Şam yönetimiyle yürütülen görüşmelerde sözde Rojava özerk yönetimini temsilen baş müzakereci olduğu belirlendi. MİT’in etkisiz hale getirilmesi öncelikli teröristler listesinde yer alan El Yusuf’un İçişleri Bakanlığı’nın en çok aranan azılı teröristler listesinin 20 milyon lira para ödülle kırmızı kategoride arandığı ortaya çıktı.
Source: Özgür Cebe
Economist: Avrupa, Türkiye’ye muhtaç
Economist dergisinde bir kez daha Türkiye analizine yer verildi. Yazıda “Amerika çekiliyor. Rusya”dan gelen tehdit artıyor. Ukrayna savunmada. Yeni harcama vaatlerine rağmen, silah üretimi rahatlık için çok düşük kalmaya devam ediyor. Korkmayın Avrupalılar. Recep Tayyip Erdoğan sizin arkanızda. Türkiye”nin cumhurbaşkanı ve Avrupa”nın muhtemel kurtarıcısı 11 Nisan”da, “Avrupa güvenliği Türkiye olmadan düşünülemez” dedi” ifadelerine yer verildi. Yazıda Avrupa”nın her zamankinden daha çok Türkiye”ye muhtaç olduğu da belirtildi. ATİNA”DA F-35 PANİĞİ Öte yandan Yunanistan”da yayımlanan Kathimerini gazetesi, Pentagon”un Türkiye”nin F-35 programına katılımının Ege Denizi”ndeki dengeleri bozmayacağı görüşünde olduğunu ileri sürdü. Kathimerini gazetesinin isimsiz kaynaklara dayandırdığı habere göre ABD, yakın zamana kadar Ege”de Ankara”nın sahip olduğu niceliksel üstünlüğü dengelemek için Yunanistan”ın teknolojik açıdan bir adım öne geçmesini merkeze alan formülü seçti ancak son dönemde Washington, Türkiye ve Yunanistan”a karşı “eşitlik” anlayışını gündeme getirdi.
Source: Sabah
İsrail”den Gazze”de işlediği soykırımın duyurulmaması için suikast suçu
Gazze merkezli kar amacı gütmeyen bağımsız kuruluş Filistin İnsan Hakları Merkezi, İsrail ordusunun Gazze”de gazetecileri hedef almasına ilişkin açıklamada bulundu.İsrail ordusunun, Gazze Şeridi”nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kentinde evlerinin yakınında yürüyen Filistinli bir gazeteci, eşi ve kızına yönelik “suikast suçu” işlediği belirtildi.Açıklamada, “Gazze”de gazetecilere yönelik hedef alma ve öldürme eylemlerinin giderek artması, bu cinayetlerin şüphesiz bir şekilde kasıtlı olduğunu gösteriyor.” ifadesi kullanıldı.İsrail”in, “Gazze”deki gazetecileri korkutmak, yıldırmak, dünyaya gerçekleri duyurmalarını engellemek ve Gazze”deki sivillere yönelik soykırımı örtbas etmek” amacıyla kasıtlı hedef aldığı kaydedilen açıklamada, Gazze”de gazetecilerin İsrail”in uyguladığı soykırımın bir parçası olarak hedef alındığı aktarıldı.Açıklamada, Gazze Şeridi”nde 7 Ekim 2023″ten bu yana öldürülen gazetecilerin sayısının, “gazeteci ölümlerinin kaydedilmeye başlandığı 1992 yılından bu yana en yüksek sayı” olduğuna işaret edilerek, İsrail saldırılarında Gazze”de öldürülen 213 gazeteciden 13″ünün kadın olduğuna dikkat çekildi.Gazze”de gazetecilerin çoğunun hava saldırılarında, bir kısmının da keskin nişancılar tarafından öldürüldüğü bildirilen açıklamada, gazetecilerin kasıtlı bir şekilde öldürülmesinin, Uluslararası Ceza Mahkemesi”ni (UCM) kuran Roma Statüsü”ne göre, UCM”nin yargı yetkisine giren bir savaş suçu olduğu vurgulandı.Basın ve ifade özgürlüğünün uluslararası kanunlarca koruma altına alındığı hatırlatılan açıklamada, “İsrail”in cezadan kurtulmaya devam etmesi, onu gazetecilere ve ailelerine karşı daha fazla suç işlemeye teşvik ediyor.” değerlendirilmesinde bulunuldu.Uluslararası topluma seslenilen açıklamada, gazetecilerin hedef alınmasının kınanması, gazetecilerin hedef alınmaması için İsrail”e acil baskı yapılması ve Gazze”deki sivillere uluslararası koruma sağlamak için gecikmeden harekete geçilmesi çağrısı yapıldı.Açıklamada, UCM Başsavcısı Karim Han”dan, başta gerçeği ortaya çıkarmak için hayatını ortaya koyan gazetecilerin öldürülmesi dahil olmak üzere Filistin topraklarında işlenen suçlarla ilgili soruşturmanın tamamlanması için pratik adımların atılmasının hızlandırılması istendi.Gazze”deki hükümetin Medya Ofisi”nden yapılan açıklamada, Gazze”de İsrail saldırılarında bir gazetecinin daha öldüğü belirtilmişti.İsrail”in 7 Ekim 2023″ten bu yana Gazze”ye düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden gazetecilerin sayısı 213″e yükselmişti.03.39 Filistin İnsan Hakları Merkezi, İsrail”in Gazze”de 7 Ekim 2023″ten bu yana işlediği soykırımın duyurulmaması için gazetecileri kasıtlı bir şekilde öldürdüğünü bildirdi.02.17 Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu”daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, İsrail”in yaklaşık 2 aydır insani yardım girişini engellediği Gazze”de çocukların “açlıktan öldüğünü” belirtti.01.31 İsrail ordusu ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin, işgal altındaki Batı Şeria”da düzenlediği saldırılarda, aralarında 1 kadın ve çocuğun da bulunduğu çok sayıda kişi yaralandı.00.54 Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), İsrail”in ateşkesi bozarak Gazze”de saldırılara yeniden başlamasından bu yana yanık vakalarında artış yaşandığını belirtti.00.45 Hamas, İsrail”in, işgal altındaki Batı Şeria”da Filistinlilere yönelik vahşi saldırılarının, ilhak ve zorla yerinden etme planlarının hızlandırılması anlamına geldiğini belirtti.İsrail ordusu, Gazze Şeridi”nde 19 Ocak”ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 2 bin 62 Filistinli hayatını kaybetti, 5 bin 375 kişi yaralandı.İsrail”in Gazze Şeridi”ne 7 Ekim 2023″ten bu yana düzenlediği saldırılarda ise yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 51 bin 439″a, yaralıların sayısının da 117 bin 416″ya yükseldi.Ateşkesi bozan İsrail, yeni ateşkes tekliflerini reddettiği gerekçesiyle Hamas”a karşı “gittikçe artan askeri güçle” hareket edeceğini duyurdu.Hamas ise “İsrail”in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi”nde Filistin halkına karşı soykırımı yeniden başlattığını” açıkladı.İsrail”in Gazze”ye saldırıları, Başbakan Binyamin Netanyahu”nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörü”nü görevden alması gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde başlatması dikkati çekti.
Source: Www.star.com.tr
CIA yetkilisinin oğlu Rusya için savaşırken öldü
Üst düzey bir CIA yetkilisinin oğlu olduğu belirlenen Amerikalı bir adam, 2024 yılında Rus ordusuyla sözleşmeli olarak savaşırken Ukrayna”nın doğusunda öldürüldü.Ailesi tarafından yayımlanan bir ölüm ilanına göre, 21 yaşındaki Michael Alexander Gloss, 4 Nisan 2024″te yaşamını yitirdi.Genç adam, Şubat 2024″te CIA”de Dijital İnovasyon Müdür Yardımcısı olarak atanan Juliane Gallina”nın oğluydu.RUSYA İÇİN SAVAŞAN YABANCILARDAN BİRİABD”nin üst düzey bir casusunun oğlunun, Rusya”nın Ukrayna”yı tam kapsamlı işgali için savaşırken ölmesi, dünya basınında büyük ses getirdi.Gloss, ölümünden öne kullandığı sosyal medya hesaplarında her ikisi de askerlik yapmış anne ve babanın çocuğu olarak kendisini “çok kutuplu dünyanın destekçisi” olarak tanımlıyordu.Araştırmacı web sitesi iStories”e göre Gloss, Şubat 2022″den bu yana Rus ordusuyla sözleşme imzalayan bin 500″den fazla yabancıdan biri. Kaynaklar, Gloss”un Aralık 2023″te ön cephe çatışmalarına katılan “saldırı birliklerine” konuşlandırıldığını aktardı.RUS KAMPLARINDA EĞİTİM GÖRDÜFotoğraflar ve videolar, çoğunlukla Nepal sözleşmeli askerlerle birlikte eğitim aldığı bir Rus eğitim kampına gönderildiğini gösteriyordu. Askere alındıktan üç ay sonra, bir saldırı taburunun üyesi olarak Ukrayna”ya konuşlandırıldı.Gloss”un nasıl öldüğü ise gizemini koruyor. Bir arkadaşı, ailesinin Rus hükümeti tarafından ölümünden haberdar edildiğini ancak kendilerine başka pek fazla bilgi verilmediğini söyledi. Arkadaş, “Ukrayna sınırları içinde öldüğü duyuruldu. Savaşa katılıp katılmadığını bilmiyoruz. Başka ayrıntılı bilgi vermediler.” ifadelerini kullandı.
Source: Erkan Talu
Levent Ersin Orallı yazdı: Barışın gölgesinde: Ermenistan”ı yeniden okumak
Azerbaycan”ın Karabağ”daki haklı mücadelesi, sadece askeri bir başarı değil; yılların adaletsizliğine karşı mazlumun sabırla yazdığı bir tarih düzeltmesidir. Ermenistan, bu zaferin ardından bölgede yeni bir pozisyon arayışına girmiş, rasyonel adımlar atarak kalıcı barışa dair sinyaller vermeye başlamıştır. Uzun süredir Türkiye ve Azerbaycan”ın stratejik iş birliğini görmezden gelen Erivan yönetimi, nihayet bu iş birliğinin bölgesel istikrar için vazgeçilmez olduğunu kabul eder bir noktaya gelmiştir.Karabağ Zaferi, yalnızca bir toprak bütünlüğünün yeniden tesisi değil; şehitlerin emaneti, milletin duası ve Türk”ün asırlık sabrının tecellisidir. Bu zafer, adaleti yerle bir eden işgale karşı, hakikatin susmadığını ve milletlerin sabrının sınırı olduğunu tüm dünyaya ilan etmiştir.ERMENİSTAN”IN STRATEJİK REVİZYON SÜRECİErmenistan”ın bu yeni sürece girmesindeki en önemli etkenlerden biri de diasporanın baskısından kısmen kurtulmasıdır. Özellikle Fransa ve Amerika”daki diaspora odaklarının yönlendirmesinden bunalan yeni nesil Ermenistan yönetimi, artık kendi halkının refahına odaklanma ihtiyacını daha yüksek sesle dile getirmektedir. Bu durum, yıllardır sürdürülen asılsız soykırım iddialarının da bölgede siyasi ağırlığını yitirmesine yol açmıştır.Yakın gelecekte Azerbaycan ile Ermenistan arasında imzalanacak olası bir barış antlaşması, sadece iki ülke için değil; Kafkasya”nın tamamı için yeni bir dönemin kapısını aralayacaktır. Tam da bu noktada, Zengezur Koridoru devreye girmektedir. Bu stratejik hat, Nahçıvan üzerinden Azerbaycan”a, oradan da Türk dünyasının derinliklerine uzanan bir vizyonun somut adımıdır.Zengezur Koridoru, Türk dünyasının kalpten kalbe kurduğu gönül bağlarını fiziki bir hatla buluşturacak stratejik bir damar, kadim medeniyetin yeniden buluşma çizgisidir. Bu koridor, sadece bir lojistik geçit değil; Türkiye”den Orta Asya”ya uzanan büyük Türk birliğinin omurgasıdır.TOPRAĞIN HATIRASI, MİLLETİN HAKKITürkiye, bu süreçte her zaman olduğu gibi barıştan yana bir yaklaşım ortaya koyarken; bu barışın onurla, adaletle ve hakla inşa edilmesi gerektiğini savunmuştur. Diplomatik platformlarda gösterilen dirayet, Azerbaycan”a verilen koşulsuz destek ve Karabağ”daki haklı davanın yanında duruş, Türkiye”nin bölgedeki merkez ülke konumunu daha da güçlendirmiştir.Bugün Azerbaycanlı çocuklar özgürce bayraklarını dalgalandırabiliyorsa, bu hem askerî iradenin hem de milletlerin adalete olan inancının zaferidir. Bu zafer, yalnızca Azerbaycan”ın değil; tüm Türk dünyasının onurudur.Bu süreç doğru yönetilir ve uluslararası sistem Ermenistan”ı eski hatalara sürüklemekten vazgeçerse, Kafkasya uzun yıllar sonra ilk defa gerçek bir istikrara kavuşabilir. Ve bu istikrar, sadece üç ülkenin değil; Avrasya”nın geleceğini de şekillendirecek bir güçtür.Barış; bir kelime, bir imza olduğu kadar tarihle yüzleşme cesaretidir. Bugün bu cesaret, Erivan”ın kapısını çalmaktadır.
Source: Levent Ersin Orallı
Pakistan-Hindistan yerine ABD-Çin mi demeliyiz?
Bir bomba patlıyor, turistler hedef alınıyor, Pakistan Hindistan”ı, Hindistan ise Pakistan”ı suçluyor..
Sonra sınırlar kapatılıyor, sular kesiliyor ve savaş tamtamları çalmaya başlıyor..
Haydi buraya kadar -diyemeyiz ancak- normal diyelim. Sonra bir bakıyoruz, Amerika ve İsrail, Hindistan”a destek açıklaması yapıyor. İşte burada akıllara binbir soru geliyor.
SAVAŞ TAMTAMLARINI ÇALAN ABD Mİ?
Bu hafta yazı için hazırlık aşamasında ana başlığım Amerika ile Çin arasındaki ticaret savaşlarıydı aslında. Salı günü meydana gelen saldırı ve akabindeki gelişmeler, kurduğum çerçeveyi etkiledi. Allah göstermesin bu iki nükleer güç arasındaki sürtüşmenin savaşa dönüşmesi, Dünya için oldukça kanlı bir başka sürecin kapısını aralayacak gibi gözüküyor.
Terör eyleminden savaşa evrilmesi şaşırtıcı olsa da yukarıda zikrettiğimiz gibi Amerika ve İsrail”in Hindistan”a hızlı desteği, bu konunun arka planında da Çin ile mücadelenin izlerini ortaya koyuyor. Amerika”nın Çin”i daha önce Tayvan üzerinden rahatsız ettiğini biliyoruz. Şimdilerde belli ki Tayvan yerine Pakistan konulmak isteniyor. İyi de neden?
TİCARET SAVAŞLARINDA YENİ PERDE!
IMEC, 2023 yılının Eylül ayında düzenlenen G20 Zirvesi”nde “Hindistan-Orta Doğu- Avrupa Ekonomik Koridoru” ismiyle duyurulmuş, Çin”in “Kuşak-Yol” girişimine alternatif oluşturulmuştu. Biz bu projeyi, “Türkiye”yi bypass eden proje” olarak biliyoruz. Hatta o dönem Cumhurbaşkanı Erdoğan, IMEC”i eleştirerek, “Irak Kalkınma Yolu” projesini masaya getirmişti.
Şimdi bu konuyu akılda tutalım ve Amerika”nın başını çektiği bu girişime Çin”in nasıl yanıt verdiğini hatırlayalım. 2024 yılının Aralık ayında Pakistan Çin ile masaya oturuyor, BAE”ye ulaşan bir ticaret yolu için anlaşmaya varıyorlar. Bu yeni rota ile mallar Çin”den BAE”ye deniz yoluyla 30 gün yerine sadece 10 günde ulaşıyor. Körfez”den, Kalkınma Yolu ile Avrupa”ya ulaşmasının da önü açılıyor. Sözün özü IMEC”e oldukça iyi bir rakip doğuyor ortada.
Ticaret yollarına ilişkin Amerika”nın ve Çin”in bu hamlelerini de cebe atalım ve tarihi biraz daha yakın döneme çekelim. Trump Çin”e ticaret savaşı açarak kibrini ortaya koyuyor, tüm dünyaya gümrük vergisi uyguluyor. Dünya bu tehdidi sallamayınca sadece Çin”e vergi tokadı atılmak isteniyor. Ancak Pekin de Washington”ı sallamıyor. Trump bakıyor ki caka satamıyor, çıkıp kameraların karşısına “Çin lideri beni aradı, kapımda yatıyor anlaşmak için, anlaşacağız merak etmesin” diyor mealen.
Pekin”den yanıt gecikmiyor.. “Müzakere yok, kamuoyunu aldatmaya son verin”
DÜNYA LİDERLİĞİNİ BIRAKMAMAYA ÇALIŞSALAR DA NAFİLE!
Çin”in yükselişini nasıl durduracağını düşünmekle kafayı bozmuş bir Trump yönetimi var karşımızda. Ticaret yollarının tek hâkimi kendileri olmak istiyor. Dünyanın yeni gerçekliği ise buna müsaade etmiyor. BM”nin gıda programı, Türkiye”ye “Stratejik gıda merkezi olun” talebinde bulundu. Türkiye”nin enerji merkezi olması için de önünde önemli fırsatlar var.
Suriye ve Irak”ta her ne kadar İsrail ve PKK/YPG istikrarsızlaştırma çalışmalarını sürdürse de orta ve uzun vadede amaçlarına ulaşamayacakları, çok güvendikleri Batılı ortaklarının kendilerine yüz çevireceği gerçeği ortada.
İşlerin iyi gitmediğini, katil İsrail Başbakanı Netanyahu”nun iki de bir “Aman hilafete izin vermeyiz, Osmanlı”ya izin vermeyiz” söylemlerinden de anlayabiliyoruz. Buralar da hem Doğu Akdeniz”deki enerji hem de Avrupa”dan Çin”e uzanan ticaret için kritik. E Çin Doğu Akdeniz”de de var son yıllarda. Yunanistan Pire limanı bir örnek, Mısır ile tatbikat bir başka örnek..
Amerika ne yapsın, bir şekilde durdurmak istiyor işte tüm bu süreçlerin kendisinden bağımsız yürümesini.
ÇOK KUTUPLU DÜNYA ACI BEDEL İSTEYEBİLİR!
Güncel mücadeleye yeni bir boyut kazandırdılar belki de Hindistan-Pakistan kriziyle. Çünkü bu gerilim, Çin”in işine gelmiyor. Çin ve Rusya Pakistan”ın arkasında, Amerika, İsrail ve belki Avrupa Hindistan”ın arkasında yer alırsa, 3. Dünya Savaşı söylemlerini bir kez daha sıklıkla duyabiliriz.
Amerika ve İsrail, Hindistan sayesinde daha fazla silah satmayı, Çin”i daha fazla yıpratmayı ve IMEC”e alternatif rotaların güvenliğini bozmayı hayal ediyor elbette. Gümrük vergisi hamlesiyle arzu ettiği biata kavuşamayan Trump yönetiminin işleri ne kadar da çirkinleştirebileceğini zaman gösterecek.
H. Akif Küçükal / Haber7
Source: Akif K
5 bin tonluk savaş gemisi suya indirildi!
Nükleer silah ve balistik füze programıyla Kore Yarımadası ve çevresinde güvenlik endişelerine neden olan Kuzey Kore’den yeni bir savunma hamlesi daha geldi. Kuzey Kore yönetiminden yapılan açıklamaya göre son teknoloji silah sistemleriyle donatılan 5 bin tonluk yeni çok amaçlı savaş gemisi, Kore Halk Ordusu’nun 93’üncü kuruluş yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde Nampho Tersanesi”nde yapılan törenle denize indirildi.
Source:
Dünyada ve Türkiye”de uydu işletmeciliği ve yeni rekabet düzenine doğru
Uydu işletmeciliği, dijital çağda stratejik, ekonomik ve teknolojik anlamda yüksek katma değer sağlayan bir sektör haline gelmiştir. Küresel iletişim altyapısının vazgeçilmez bir parçası olan uydular; televizyon yayıncılığından geniş bant internet erişimine, askeri haberleşmeden afet yönetimine kadar çok geniş bir uygulama alanında hizmet veriyor.
Teknolojinin gelişmesi iletişim talebinin artmasındaki en büyük payın, değişik amaçlarla konumlandırılmış ve 1957 yılından günümüze kadar toplam 11.833 adet uydu ile yapıldığı, UNOOSA (Birleşmiş Milletler Uzay İşleri Ofisi United Nations Office for Outer Space Affairs ) raporlarında yer almaktadır.
Bu uydular TV, Radyo, VSAT (data transferi) Askeri amaçlar, Emniyet sistemleri, GPS Konumlandırma, Navigasyon, Meteoroloji uyduları, Madencilik, Değişik maksatlı izleme gibi birçok amaç için uydular kullanılmaktadır.
Uzay yarışı ve uydular konusunda, ABD savunma bakanlığının 20 milyar dolarlık bir kaynak ayırması bu yarışın ne kadar önemli ve stratejik olduğunu göstermektedir.
GEO uyduları, TV ve Radyo yayınlarının iletimi için kullandığımız uydu alıcılarına sinyal ileten yaklaşık 36 bin km uzak yörüngede çalışan bu uyduların çok maksatlı olması TV Radyo, VSAT (data transferi) internet iletimi ile birlikte sınırlı olarak askeri amaçlı (atış kontrol ve diğer) kullanılmaktadır.
LEO uyduları son 10 yılda ticari kullanımı hızla artan çok maksatlı uydu grubunu oluşturuyor. Dünyadan yaklaşık 2 bin km uzakta, fotoğraf kaydı, madencilik, askeri amaçlar, casusluk, izleme, İnternet yayını ( starlink ve diğer operatörler) gibi hizmetlerin verilebildiği ve rekabetin her geçen gün arttığı ticari bir alan.
Uydu işletmecileri ve uydu sayıları:
SpaceX ( Starlink) ABD, alçak yörünge aktif ağlar ve internet hizmeti 6.676 adet
(Planlanan 40.000 adet )
One web Eutelsat ile ortaklık İngiltere internet ağları hizmeti 630 adet
SES SA Lüksenburg ( Astra uyduları) / GEO ve MEO TV Radyo VSAT 70
İntelsat ABD GEO yörüngesinde TV Radyo VSAT hizmetleri 50
Eutelsat Fransa Avrupa merkezli TV Radyo VSAT hizmetleri 35
Viasat ve Hughes ABD uydu iletişimi havacılık interneti 20
China Satcom Çin destekli GEO TV ve Radyo VSAT hizmetleri 30
RSCC Rusya toplam 10
İnmarsat İngiltere mobil haberleşme denizcilik, savunma, afet 4
AzerSpace Azerbaycan GEO TV Radyo 2
Hellasat Yunanistan GEO uydusu 2
Türksat: 3A / 4A / 4B / 5A / 5B / 6 A ve Gözlem uyduları olarak Göktürk 1 ve 2 / İmece olmak üzere toplam 9 uydu ile hizmet vermektedir.
Yeni oyuncular:
Alçak yörünge LEO yörüngesinin ticari öneminin artması nedeniyle yeni oyuncuların yüzlerce uyduyu bu pozisyona yerleştirmeye başladığı, Amazon ve Kuiper gibi projelerin (yaklaşık 3.000 adet) planladığı bilinmektedir.
GEO uyduları 30 yıl önce, yer küreden bu uydulara yollanan 14 Ghz yüksek frekanslı up-link sinyallerin dönüştürülerek dünya üzerindeki uydu kapsama alanında kalan geniş coğrafyalara bu sinyallerin iletimi için kullanılmaya başladı.
Günümüzde uydu teknolojilerinin gelişmesi kullanım ömürleri ve Transponder güçlerinin artmasıyla daha küçük çaplı 30 veya 60 cm antenlerle yayınları almak mümkün hale geldi. İletilen yayınların çeşitlenmesi ve internet talebinin katlanarak artması ile GEO uydularının internet iletimindeki teknik zorlukları sinyal dönüş zamanı ( 240 msn üzerinde) yüksek olması ve diğer olumsuzluklar nedeniyle LEO alçak yörünge uydu teknolojilerine olan talebi arttırmıştır.
Rekabet ve Yeni Paradigma:
TV ve Radyo yayınlarının eskiden olduğu gibi yüksek Transponder kira ücretleri, kapsama alanlarının sınırlı oluşu ve işletme maliyetleri nedeniyle sadece uydudan iletilmesi yerine, internetin yaygınlaşması ve ekonomik hale gelmesiyle hem yayıncılar hem de izleyici ve dinleyicilerin internete yönelmesine neden olmuştur.
İnternet hizmeti, karasal fiber hatlarla ya da alçak yörünge LEO uydularından hızlı kaliteli ve dünyanın her yerinden izlenebilir olması, iletim maliyetinin ekonomik hale gelmesiyle son kullanıcı ve yayıncılar için de tercih edilir hale gelmiştir.
LEO Rekabeti, Türkiye İçin Bir Fırsat mı, Tehdit mi?
2020’li yıllarla birlikte yeni bir paradigma değişimi yaşanmıştır. Bu yönelim GEO uydu müşterilerinin yakın gelecekte LEO uyduları üzerinden yayınlarını internete taşıyacaklarını göstermektedir. Bu yönelim büyük uydu işletmecileri tarafından değerlendirildiğini ve hızla LEO alçak yörünge uydularına yatırım yapacaklarını göstermektedir.
LEO uyduları ile internet erişimi hızlı ve ekonomik oluşu nedeniyle LEO uydularına olan talebin artacağı anlaşılmaktadır. Elon Musk’ın sahibi olduğu Space X’in, LEO yörüngesinde çalışan 6.676 adet (planlanan toplam 40.000 adet) uydusu ile neredeyse tekel konuma gelmiştir. Bu pazarın gittikçe büyümesi diğer uydu operatörlerini Amazon ve Kuiper ( planlanan 3.000 adet) işletmecilerin yeni projelerini başlatmasına yol açmıştır.
Bu yarışta ülkemiz, Asya-Afrika-MENA hattında önemli bir LEO operatörü olması mümkündür
Türkiye”de uydu işletmeciliği faaliyetleri, TÜRKSAT A.Ş. tarafından yürütülmektedir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı olan TÜRKSAT, uydu filosunu genişletmektedir. 3A / 4A / 4B / 5A / 5B / 6 A uyduları ile Göktürk 1 ve 2 / İmece Gözlem uyduları olarak toplam 9 uydu ile kamu ve özel sektöre hizmet vermektedir. Ayrıca kablo TV ve geniş bant internet hizmetini de başarıyla yerine getirmektedir.
Türksat, ASELSAN, TÜBİTAK Uzay, TAI (TUSAŞ) gibi kurumların desteği ile tamamen yerli olan 6 A / GEO uydusuyla uydu üretiminde ve küresel uydu liginde yer almayı başarmıştır.
TV ve Radyo yayıncılığının internete evrilmesi, dijitalleşme, 5G ve 6G ağlarının yaygınlaşması, dijital platformların internet yayınları nedeniyle GEO uydularının önemi her geçen gün azalmaya başlamıştır. İnternetin yoğun olarak kullanması nedeniyle LEO uydularına ve fiber hatlara olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır.
Diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde, özel sektörünün bu alanda yatırım yapması, yasal altyapının düzenlenmesi, rekabeti teşvik eden politikalara yer verilmesiyle küresel LEO uydu rekabetinde söz sahibi olmamız mümkündür.
Dünya’da, LEO temelli yeni nesil uydu ağları ile klasik operatörler arasında ciddi bir rekabet başlamış durumdadır. Bu yarışın galipleri, dijital ekonominin yeni altyapısını şekillendirmeye başlamıştır.
Türkiye, Starlink gibi, LEO sistemlerine yönelik düzenleyici bir çerçeve oluşturmalıdır. Diğer operatörlerin ( Starlink ve benzerleri) uydularının Türkiye üzerinde hizmet sunması halinde internet altyapı eksikliği olan bölgelerde internet gelirlerinin dışa yönelmesi gibi olumsuz ekonomik sonuçlar ortaya çıkabilir.
Türkiye, üç kıtanın kesişim noktasında bulunması sebebiyle LEO uydu altyapısını kurması Asya, Afrika ve MENA bölgelerine internet hizmeti sunabilecek güçlü avantaja sahiptir.
Ülkemiz, LEO uydularını üretmesi ve işletmesi Türksat’ın pazardaki rekabet gücünü ve prestijini arttırması mümkündür.
Elbette GEO uyduları stratejiktir. Ancak ‘’her şeyin’’ internete evrildiği kurumsal ve bireysel internet kullanımının her geçen gün arttığı günümüzde LEO uyduları önemli hale gelmeye başlamıştır.
Yakın gelecekte bireysel ve mobil internet iletişiminin GSM şebekelerinden direkt LEO uyduları ile yapılacağını göreceğiz. Bu konuda akıllı mobil cihaz uyum çalışmaları dikkat çekmektedir. Bu nedenle tekel olmaya başlayan diğer operatörler arasında Türksat’ın ve ilgili kuruluşların LEO uydularını üretmesi ve işletmesi önemli hale gelmiştir.
Uydu işletmeciliği, sadece bir haberleşme faaliyeti değil, aynı zamanda ulusal egemenlik, ekonomik kalkınma ve bölgesel etki gücünü sağlayan stratejik bir alan haline gelmiştir.
TÜRKSAT uydu işletmeciliğinde önemli bir tecrübeye sahiptir, ancak küresel rekabete ayak uydurabilmesi için özel sektöründe yer alacağı çok aktörlü, yenilikçi ve girişimci bir modelle küresel uydu operatörleri arasındaki yerini güçlendirebilir.
Dünyada LEO uydularla birlikte tamamen yeni bir uydu ekosistemi oluşmaktadır. Türkiye”nin bu yarışta yerini alması, sadece teknolojiye yatırım değil, aynı zamanda Hukuki, mali ve güvenliğin bir gereği olduğunu düşünüyoruz.
Muzaffer Şafak / Haber7
Source: M Yazilari