İsrail Gazze”ye yine saldırdı: 62 ölü
Sağlık kaynakları, İsrail ordusunun, Gazze Şeridi nin ortasındaki Salahaddin Caddesi nde açtığı ateş sonucu 4 Filistinlinin öldüğünü aktardı. Gazze Şeridi nin güneyindeki Han Yunus ta, yerinden edilmiş sivillerin kaldığı bir çadıra düzenlenen İsrail bombardımanında da 3 Filistinli hayatını kaybetti. AA nın haberine göre; kaynaklar, Gazze Şeridi nin orta kesiminde yer alan ve Netzarim Koridoru olarak bilinen alanda yardım bekleyen sivillere ateş açması sonucu ise 19 kişinin öldüğünü, 200’den fazla kişinin de yaralandığını bildirdi. Ölü ve yaralıların, Gazze Şeridi nin ortasındaki el-Aksa Şehitleri Hastanesi ile Gazze kentinin batısındaki Kudüs Hastanesine nakledildiği aktarıldı. İsrail e ait insansız hava araçlarının, Gazze’nin güneyinde yer alan Netzarim Koridoru na yakın bir noktada yardım bekleyen sivilleri hedef aldığını, İsrail topçularının da aynı bölgeye birçok kez ateş açtığını paylaşan görgü tanıkları, ambulansların ulaşamadığı noktalardaki ölü ve yaralıların binek hayvanların sırtında taşınarak Gazze kentindeki ve orta kesimdeki hastanelere ulaştırıldığını anlattı. Gazze kentindeki Şifa Hastanesinden bir kaynak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi nin kuzeyinde bulunan Cibaliya bölgesine yönelik İsrail saldırılarında 12 Filistinlinin hayatını kaybettiğini ve cenazelerinin hastaneye ulaştığını bildirdi. Görgü tanıkları da İsrail’in Cibaliya bölgesindeki Aseliya, Hammude, Nebhan, en-Nezr ve Reyhan ailelerine ait evleri hedef alan bombardımanında çok sayıda Filistinlinin öldüğünü ve yaralandığını aktardı. Güney Gazze Şeridi’ndeki Han Yunus kentinde ise AA muhabirine konuşan tıbbi kaynaklara göre, İsrail e ait bir insansız hava aracının, kentin batısındaki el-Mevasi bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin kaldığı bir çadırı bombalaması sonucu 3 Filistinli yaşamını yitirdi. Gazze Şeridi’nin orta kesimlerindeki, el-Megazi Kampı’nın doğusunda düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden 1 kişinin cansız bedenine ulaşıldığı bildirildi. Ayrıca, orta kesimlerdeki Deyr el-Belah kentinin el-Bereke bölgesinde, İsrail’in saldırısında daha önce yaralanan Filistinli bir genç de yaşamını yitirdi. Gazze Şeridi’nin orta kesimlerindeki Aksa Şehitleri Hastanesi kaynaklarından alınan bilgiye göre, İsrail ordusunun Deyr El-Belah kentinde Ebu Şaviş ailesine ait eve düzenlediği saldırıda aralarında kadın ve çocukların bulunduğu 8 Filistinli hayatını kaybetti. Sağlık kaynakları da Han Yunus kenti ile el-Mevasi bölgesindeki saldırılarda, aralarında kadın ve çocukların bulunduğu 9 kişinin daha yaşamını yitirdiğini, Deyr El-Belah’ta daha önce İsrail saldırılarında yaralanan 2 kişinin de hayatını kaybettiğini bildirdi. ATEŞKESİ BOZAN İSRAİL ORDUSU, GAZZE Yİ KALICI İŞGAL İÇİN HAREKETE GEÇTİ İsrail ordusu, Gazze Şeridi nde 19 Ocak ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı. İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 4 bin 649 Filistinli hayatını kaybetti, 14 bin 574 kişi yaralandı. İsrail in Gazze Şeridi ne 7 Ekim 2023 ten bu yana düzenlediği saldırılarda en az 54 bin 927 kişi yaşamını yitirdi, 126 bin 615 kişi de yaralandı. İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde işgali genişletecek ve kalıcı hale getirecek saldırı planını uygulamaya başladı. Başbakan Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi’nin tamamını işgal edeceklerini duyurdu. Plana göre, İsrail ordusu Gazze Şeridi ni kalıcı olarak işgal edecek, Filistinliler Gazze nin güneyindeki toplama kamplarına sürülecek. İsrail burada toplama kamplarında Filistinlilere, hayatta kalacakları kadar insani yardım verecek. İsrailli bakanlar, Gazze Şeridi’nde sağlam kalan her şeyi yıkacaklarını ve Filistinlileri önce güneye, oradan da başka ülkelere sürmeyi planladıklarını açıkladı. *Haberde AA nın arşiv fotoğrafı kullanılmıştır.
Source: Habertürk
Dışişleri Bakanlığı”ndan Avusturya”ya taziye mesajı
Dışişleri Bakanlığı yapılan yazılı açıklamada, Graz daki okula düzenlenen silahlı saldırıdan dolayı derin üzüntü duyulduğu belirtilerek, Saldırı sonucunda yaşamını yitirenler veya yaralananlar arasında vatandaşlarımızın bulunup bulunmadığı hususu Avusturya makamları nezdinde takip edilmektedir. ifadesi kullanıldı. AA nın haberine göre; açıklamada, saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine ve Avusturya halkına taziye, yaralılara acil şifalar dilendi. GRAZ DAKİ OKUL SALDIRISI Avusturya nın Graz kentindeki bir liseye bu sabah yerel saatle 10.00 sularında eski bir öğrenci silahlı saldırı düzenlemiş, saldırgan dahil 11 kişi hayatını kaybetmişti. Yetkililer, saldırıda en az 12 kişinin yaralandığını belirtmiş ve saldırganın kimliğini Graz kenti çevresinde yaşayan 21 yaşında bir Avusturyalı olarak açıklamıştı. Saldırganın okul tuvaletinde intihar ettiğini aktaran yetkililer, saldırganın bu eylemi, ruhsatlı uzun namlulu bir silah ve bir tabancayla gerçekleştirdiğini ifade etmişti. Avusturya Başbakanı Christian Stocker, dayanışma mesajı vererek, 3 günlük ulusal yas ilan edildiğini duyurmuştu. *Haberde AA nın arşiv fotoğrafı kullanılmıştır.
Source: Habertürk
Gazze”ye vicdan yürüyüşü! Soykırıma isyan dalga dalga büyüyor
YILMAZ BİLGEN – Uluslararası sularda yardım gemisi Madleen’e düzenlenen korsan baskın, vicdan sahibi insanları harekete geçirdi. Gazze için tarihteki en geniş katılımlı eyleme imza atılıyor. 54 ülkeden binlerce gönüllü Tunus’tan başlayıp Libya üzerinden Mısır ve Refah’a yürüyecek. Yola çıkan konvoy Türkiye’den de büyük rağbet gördü…
Freedom Flotilla Coalition (Özgürlük Filosu Koalisyonu) girişimi sonucu Gazze gündemiyle ilgili yeniden hareketli günler yaşanırken Mısır’ın tavrı merak konusu. Türk Arap Araştırma ve Strateji Enstitüsü Başkanı Dr. Muhammed Adil’e göre Refah’ta toplanacak kalabalık Sisi için de zorlu bir sınav olacak. Dünyanın birçok ülkesinden yola çıkan binlerce vicdan gönüllüsünün sınırın Gazze tarafına geçmesine izin verilmeyeceğini belirten Dr. Adil “Mısır’a girebilirler ancak kontrollü bir protesto izni çıkabilir. Mısır’dan da katılım olabilir. Tüm bu kitle büyük ihtimalle Cisr Selam (Barış Köprüsü) civarında toplanacak. Oradan sıfır noktaya gidişlerine izin verilme ihtimali yok. Refah Sınır Kapısı’na kadar binlerce kişi yerine Mısır’a gelenlerden bir temsilci heyeti seçilir ve kapıya kadar gitmelerine imkân tanınır. Bu olay Mısır-İsrail-ABD denklemi kadar Mısır’ın iç dinamiklerini de ciddi anlamda etkileme potansiyeline sahip. O sebeple sınırlı bir gösteri alanı tanınacaktır” şeklinde görüş belirtti.
İNGİLTERE’YE SAVAŞ İLANI GİBİ
Her türlü terör hamiliğinin eninde sonunda ağır bedeller ödeteceği vurgusunu yapan Özgürlük Filosu Türkiye Temsilcisi Beheşti İsmail Songür “İsrail’in Madleen gemisine saldırısı aslında İngilizlere savaş ilanıdır. Çünkü tıpkı Mavi Marmara ve Vicdan gemilerinde olduğu gibi uluslararası sularda İngiliz bayraklı gemiye haksız ve hukuksuz biçimde askerî müdahalede bulundular. Şu an binlerce insan Gazze’nin feryadına ilaç olmak için sınıra yürüyor. Dünyanın her yanında biriken öfke ve sıkılan yumruklar Gazze’ye gidecek bir yol arıyordu. Şimdi 12 Haziran’daki Refah Sınır Kapısı yürüyüşüne her ülkeden binlerce insan katılacak. Bu tepki dalga dalga büyüyerek Gazze’nin özgürlüğüne giden yola dönüşecek. İnanın hiç kimsenin ölmek ya da sağ kalmak gibi bir derdi, endişesi yok. Gazze’nin mazlumları o durumdayken farklı hesaplar içerisine girmenin de zaten anlamı yok” diye konuştu.
‘HAYDUTLUĞU YENECEĞİZ’
İsrail’in Madleen’e müdahalesi ve sonrasında olanları “yeni bir haydutluk” olarak nitelendiren Özgürlük Filosu Koalisyonu Hukuki Danışmanı Av. Hüseyin Dişli “Küresel vicdan bu haydutluğu yenecek. Son olaylar Gazzeli mazlumların maruz kaldığı barbarlığı ve İsrail’in katliam potansiyelini bir defa daha gösterdi. Artık bu vasatta uluslararası hukuk, adalet, kural gibi kavramlardan bahsetmek anlamsız. Çünkü İsrail için hiçbir anlamı yok. Bundan sonrası Gazze gündeminin çok daha güçlü bir biçimde dünya kamuoyunda yer bulması. İsrail en fazla bundan korkuyor” dedi.
SOYKIRIMA KARŞI “KARARLILIK KAFİLESİ”
Tunus, Cezayir, Libya ve Mısır koridorundan Refah’a ulaşmak maksadıyla başlayan kara yürüyüşü sürüyor. Katılımcıların “Kararlılık Kafilesi” isimini verdiği yürüyüş ile büyük bir gösteri yapılması planlanıyor. Mısır makamlarından hâlen resmî bir izin çıkmamasına rağmen kara konvoyuna katılmak için dünya geneli 54 ülkeden binlerce kişi hava ve kara yolu ile Mısır’a ulaşmaya çalışıyor. Türkiye’den de binlerce kişi yarın Mısır-Refah Kapısı’nda olmak için girişimde bulundu. Kurumsal hiçbir boyutu olmayan “Kararlılık Kafilesi”ne katılmak isteyen Türk vatandaşlarının sayısı da binlerle ifade ediliyor.
Türkiye’den katılacak grubu organize eden isimlerden Dr. Hüseyin Durmaz “Organizasyonu tamamen sivil ve bağlantısız yürütüyoruz. Şu an hiçbir talebe olumlu cevap veremiyoruz. Çünkü oradaki kamp alanı kotası doldu. İlk defa böylesine farklı din, inanç, millet ve ülkelerden yüksek katılımlı bir eylem gerçekleşiyor. Kimsenin Gazze’ye bayrak dikme amacı falan da yok. Kanayan vicdanların sesi olmak ve oradaki arşa varan çığlıklara geldik, buradayız demek için Refah’a gidiyoruz. Dünyanın her yerinden insanlar akın akın Mısır’a geliyor. Farklı noktalardan gelenlerle Tunus konvoyu koordinasyon hâlinde. Hem bugün orada mazlumlara yanınızdayız diyeceğiz hem de ABD’de 18 Haziran’da yapılacak Filistin Konferansı’nda soykırıma ilişkin farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz. Bu kervan durmayacak. Çünkü zaten yeterince susturulduk. Artık ok yaydan çıktı. Bu eylemleri İsrail siyonist yapılanması baskınla, bombayla, diplomasiyle durduramayacak” ifadelerini kullandı.
AKTİVİSTLER: 16 SAAT AÇ VE SUSUZ BIRAKILDIK
İsrail’in uluslararası sularda alıkoyduğu Madleen aktivistlerine yönelik şok edici yeni detaylar ortaya çıktı. Aralarında Avrupa Parlamentosu milletvekili Rima Hassan’ın da bulunduğu 12 gönüllü, Tel Aviv’deki gözaltı merkezine götürülmeden önce 16 saat boyunca ne su ne de yiyecek temin edilmeden gemi güvertesinde bekletildi. Avukat görüşmesi ise 10 dakikayla sınırlandırıldı. Mürettebata ülkeye ‘yasadışı giriş’ yaptığı iddiasıyla 100 yıl boyunca İsrail’e giriş yasağı getirildi. Aktivistlere, bu iddiayı kabul ettiklerine dair bir belge sunularak, ‘ya imzala sınır dışı edil, ya imzalama mahkemeye çık’ şeklinde baskı yapıldı. Belgeleri imzalayan 4 aktivist sınır dışı edildi. Mahkemeye çıkarılan 8 aktivist verdikleri ifadelerde “İsrail’e zorla getirildik, hapishane şartları insanlık dışı” diyerek kendilerine insanlık dışı muamele yapıldığını anlattı. Aktivistlerden Thiago Ávila’nın ise gözaltına alındığı andan itibaren açlık ve susuzluk grevinde olduğu bildirildi.
Source: Cüneyt Akçatepe
Kolombiya, Senatör Uribe”ye düzenlenen suikast girişiminin soruşturulması için ABD”den yardım istedi
Petro, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, saldırıya ilişkin detayları paylaşarak, “ABD Büyükelçiliği aracılığıyla, ABD kurumlarından Senatör Uribe Turbay”a yönelik suikast girişiminin soruşturulmasında kapsamlı yardım talep ettim. Suikastçının silahı Arizona”da satın alındı ve Florida üzerinden ülkeye getirildi.” ifadelerini kullandı.Kolombiya Cumhuriyet Savcılığı, Uribe”ye saldıran 15 yaşındaki şüpheli hakkında cinayete teşebbüs ve yasa dışı silah bulundurma suçlarından dava açıldığını duyurdu.Saldırganın, savcılık binasında özel bir hücrede gözaltında tutulduğu bilgisi paylaşıldı.İçişleri Bakanı Armando Benedetti ise yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Petro”nun bu olayla ilgili olarak muhalefetle ve eski cumhurbaşkanlarıyla görüşmeye, diyalog kurmaya hazır olduğunu belirtti.- URİBE”NİN DURUMU KRİTİKKolombiya”da 2026 genel seçimlerinde sağ partinin cumhurbaşkanı adayları arasında gösterilen ve 7 Haziran”daki silahlı saldırıda ağır yaralanan Uribe”nin yoğun bakımdaki tedavisi devam ediyor.Yetkililer, başkent Bogota”daki özel bir hastanede ameliyat edilen Uribe”nin durumunun “kritik” olduğunu ve tedavilere oldukça az yanıt verdiğini bildirmişti.- Senatör Miguel Uribe Turbay”a yönelik silahlı saldırıKolombiya”nın başkenti Bogota”nın batısındaki Modelia Mahallesi”nde vatandaşlarla bir araya gelen Uribe, konuşma yaptığı esnada silahlı saldırıya uğramıştı.Partililer tarafından özel kliniğe kaldırılan Uribe”nin ağır yaralandığı ve vücuduna 6 kurşunun isabet ettiği belirtilmişti.Hükümet, Uribe”ye yönelik saldırının ardından Acil Müdahale Planı”nın devreye alındığını duyurmuştu.
Source: Www.star.com.tr
Korkunç rakamı açıkladı: 400 bin Filistinli öldürüldü
Birleşmiş Milletler Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal, Gazze’deki soykırımda öldürülen Filistinli sayısının 400 bini geçtiğini açıkladı. Soykırımcı İsrail’in verilerine dayanan bir analizi sosyal medyasında paylaşan raportör, işgalci İsrail ordusunun güncel verilerle Gazze’de 1,8 milyon kişinin olduğunu açıkladığını söyledi.7 Ekim öncesi dönemde yapılan son nüfus sayımında Gazze’de 2,3 milyon kişinin ikamet ettiğine dikkati çeken BM raportörü, 100 bin kişinin ablukaya rağmen çevre ülkelere çıktığı varsayıldığında bile geride kalan 400 bin kişinin akıbetinin belli olmadığını ve işgalci güç tarafından öldürülmüş olabileceğini dile getirdi.Geçtiğimiz günlerde Dünyanın en eski hakemli tıp dergilerinden The Lancet”te yayımlanan makalede, Gazze’de ölü sayısının 200 bini geçmiş olabileceği yazılmıştı. 2 yıla yakın süredir devam eden İsrail saldırıları sonucu Gazze”deki binaların yüzde 90″ı yıkılmış durumda. Binaların enkazında binlerce cenaze olduğu belirtiliyor.
Source: Mehmet Küçükkahveci
Kurşun geçirmez camın arkasından konuştu: Gerilim daha da arttı
ABD Başkanı Trump, Kuzey Carolina”daki Fort Bragg Üssü”nde düzenlenen törende Los Angeles”taki olayları ve gündemi değerlendirdi.
Kurşun geçirmez camın arkasından konuşan Trump, Los Angeles”taki olayların kabul edilemez olduğunu ve eyalet yönetiminin “yetersiz” kalması nedeniyle kendisinin düzeni sağlamak için harekete geçtiğini belirtti.
“PARA KARŞILIĞI YAPIYORLAR”
Göstericilerin çoğunun “para karşılığı” şiddet olayların kavuştuğunu savunan Trump, “Bunlar diğer ülkelerin bayraklarını gururla taşıyorlar, ancak Amerikan bayrağını taşımıyorlar. Onu sadece yakıyorlar. Amerikan bayrağını yakanlar bir yıl hapis cezasına çarptırılmalı.” diye konuştu.
Los Angeles”a binlerce Ulusal Muhafız göndermemesi durumunda kentin yakılıp yıkılacağını söyleyen Trump, California Valisi Gavin Newsom”ın “beceriksiz” ve “yetersiz” olduğunu savundu.
LOS ANGELES YABANCILAR TARAFINDAN İŞGAL EDİLDİ
Trump, “California”da tanık olduğumuz şey, ülkemize yönelik yabancı bir işgali sürdürmek amacıyla yabancı bayraklar taşıyan isyancıların barışa, kamu düzenine ve ulusal egemenliğe saldırısıdır. Bunun olmasına izin vermeyeceğiz.” değerlendirmesini yaptı.
Kentte çok sayıda düzensiz göçmenin olduğunu ve bu kişilerin tutuklanması gerektiğini savunan Trump, “Los Angeles”ı özgürleştireceğiz.” dedi.
YASALARA VURGU YAPTI
ABD Başkomutanı olarak Los Angeles”ta güvenliği sağlamak için gereken her türlü önlemi alacağını ifade eden Trump, bu konuda yasaların kendisine sorumluluk yüklediğini belirtti.
Amerikan ordusunun kuruluşunun 250. yıl dönümünü 14 Haziran”da Washington”daki büyük bir geçit töreniyle kutlayacaklarını hatırlatan Trump, bundan sonra bu kutlamalara devam edeceklerini belirtti.
Trump ayrıca, 1. Dünya Savaşı”na ABD olarak girdikten sonra savaşı Almanya ve Japonya karşısında kazandıklarını ifade ederek, “Savaşı kazanan bizdik. Biz olmasaydık, şu anda hepiniz Almanca konuşuyor olurdunuz, belki biraz da Japonca da karışırdı. Ama savaşı biz kazandık.” diye konuştu.
LOS ANGELES”TA ICE KARŞITI PROTESTOLAR
kentinde Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) tarafından gözaltına alınan düzensiz göçmenlere destek amacıyla yapılan gösteriler devam ederken, Trump yönetimi olaylara sert tepki göstermişti.
ICE karşıtı protestolarda çok sayıda gösterici gözaltına alınmış, zaman zaman güvenlik güçleriyle protestocular arasında çatışmalar yaşanmış ve çok sayıda araç bazı göstericiler tarafından yakılarak kullanılamaz hale getirilmişti.
ABD Başkanı Trump, Los Angeles”taki durumu kontrol altına almak amacıyla önce 2 bin civarında Ulusal Muhafızı bölgeye görevlendirdiğini açıklamış, daha sonra ilaveten 2 bin muhafızın ve 700 deniz piyadesi askerin daha görevlendirildiğini duyurmuştu.
California Valisi Newsom ise Trump”ın federal yetkilerini aşarak eyaletlerin yetki alanındaki Ulusal Muhafızların kullanımına karıştığını savunmuş ve bunun durdurulması için federal mahkemeye başvurmuştu.
Source:
Türk aktivistin eşi: Devletimiz yanımızda
Soykırımcı İsrail”in Gazze ablukasını kırmak için İtalya”dan hareket eden Madleen isimli insani yardım yelkenlisi, kıyıya 185 km kala uluslararası kara sularında baskına uğradı, içindeki 2″si Türk, 12 aktivist kaçırıldı. İsrail”in gözaltına aldığı Türk aktivist Hüseyin Şuayb Ordu”nun eşi Sümeyra Akdeniz Ordu Akşam”a konuştu.ÖNCE TACİZ SONRA BASKINSümeyra Akdeniz Ordu, “Eşim Şuayb ile baskından yarım saat önce telefonla konuşmaya başladık. Bu sırada önce bir İsrail hücumbotu Madleen gemisine doğru hızla gelip son anda bir manevra yaparak taciz etti. Eşim “Gemiye çıkacaklar kesin” diye beni uyardı. Gemidekiler hemen can yeleklerini giydi. Aradan 5 dakika geçtikten sonra İsrail askerleri gemiye çıktı. O an birinin siluetini gördüm. Askerler gemiye çıktığı anda irtibatımız kesildi” dedi.BİZ BU YOLA BAŞ KOYDUKEşinin can güvenliğinden endişe ettiğini kaydeden Ordu, “O anda eşimin öldürülme dahil başına kötü bir şey geleceğini düşündüm. Ancak biz bu yola baş koymuştuk. Yola çıkarken ölüm de dahil her türlü ihtimali göze almıştı. O anda insanlık için verilen mücadeleyi düşündüm ve gurur duygusu korkuyu bastırdı” diye konuştu.Eşiyle kendisinin de aynı gemide olacağını ancak yer sıkıntısı nedeniyle gidemediğini belirten Ordu “Biz aylar öncesinden hazırlıklarımızı yaptık. İşin dışında birisi olsaydım çok daha evhamlı panik olurdum. Baştan beri bu mücadeleye eşimle beraber başladığımız için her şeyi göze aldık. Sonuna kadar o da beni ben de onu bu yolculuğa yollardım. Sonunda ölüm olsa bile” dedi.DEVLETİMİZ YANIMIZDADışişleri Bakanlığı yetkililerinin kendisiyle sürekli irtibat halinde olduğunu belirten Sümeyra Akdeniz Ordu, “Büyükelçilik yetkilileri gözaltındayken görüşmüş. Bana selam söylemiş ve “merak etmesin” demiş. Bakanlık yetkilileri bizi her an bilgilendiriyor. Hatta bana “Merak etmeyin, 12 kişi arasında en sakini en rahatı eşinizdi” diyerek teselli ettiler” ifadelerini kullandı.
Source: Www.star.com.tr
Ankara tek taraflı adıma karşı teyakkuzda! Ege’de kabadayılığa izin verilmeyecek
Türkiye, Yunanistan’ın İyon Denizi ve Ege Denizi’ne ilişkin ay sonuna kadar açıklayacağı deniz park alanları konusundaki çalışmalarını ve muhtemel gelişmeleri dikkatle izliyor ve kendi çalışmalarını hızla sürdürüyor. Yunanistan’ın “muhtemel tek taraflı adımlarına karşı tedbirler gözden geçirilirken” bu bağlamda, Ege, Akdeniz, Karadeniz ve Marmara Denizi gibi tüm denizlerde muhtelif koruma alanları ve çevrenin korunmasına yönelik olabilecek diğer önlemler değerlendiriliyor. #r-9397116# Türkiye 16 Nisan’da tüm denizlerine ilişkin olarak Deniz Mekansal Planlaması’nı da duyururken, planlamanın içeriğinin daha da doldurulmasına yönelik çalışmalar sürdürülüyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin Deniz Mekansal Planlaması’nın BM nezdinde tescili için gerekli başvurular yapıldı. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, “deniz parklarının” ay sonundan önce İyon Denizi ve Ege Denizi’nde ilan edileceğini açıklamıştı. Bu çerçevede, derin deniz trol avcılığının yasaklanması ve aşırı balıkçılığa karşı tedbirler alınması öngörülüyor
Source: Sevda Altunbaş
Cevdet Yılmaz”dan CHP açıklaması: İki alternatif var! Dikkat çeken İmamoğlu yorumu
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP kurultay davasına ilişkin olarak, “Bir kapatma davasından filan da bahsetmiyoruz. İki alternatif var. Ya yargı diyecek ki “yani sorun yok”. Bu mevcut yönetim devam etsin diyecek. Veya ne diyecek? “Yine CHP teşkilatları geçici bir yönetim oluşturacak. CHP teşkilatları, CHP delegesi, CHP”liler kendi idari pozisyonlarına yeniden isimler belirleyecekler.” Yani böyle bir dünyanın sonu gibi bir tablo çizilmesini de ben doğru bulmuyorum açıkçası” dedi.Yılmaz, TV100 televizyonu canlı yayınında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek”e Allah”tan rahmet dileyen Yılmaz, olay ile ilgili başlatılan soruşturmaların sonucunun beklenmesi gerektiğini belirtti.”FİLİSTİNLİLERE SORSUNLAR, EN FAZLA YANLARINDA OLAN ÜLKE KİM?”Yılmaz, İsrail”in, Gazze”ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Madleen adlı gemiye saldırısına ilişkin, “İsrail işlediği suçlara bir yenisini daha ekledi. Tamamen hukuk dışı bir müdahale” ifadelerini kullandı.”Türkiye”nin İsrail ile ticareti var mı?” sorusuna Yılmaz, “Türkiye içindeki kesimleri bir kenara bırakalım, Filistinlilere sorsunlar. Onlara en fazla sahip çıkan, en fazla yanlarında olan lider kim? En fazla yanlarında olan ülke kim? Bizzat Filistinlilere bunu sorsunlar. Cevabı onlardan en güzel şekilde alırlar diye düşünüyorum” yanıtını verdi.FESİH VE SİLAH BIRAKMA: “ÇOMAK SOKAN ÇOK OLUR”Yılmaz, “PKK”nın fesih ve silah bırakma sürecinde mekanizmanın nasıl işleyeceği, nasıl denetleneceğine” ilişkin soru üzerine şunları kaydetti:”Ülkemizi terör belasından kurtarmak için büyük bir fırsat oluşmuş durumda. Çok önemli bir döneme girmiş durumdayız. Ancak bu dönem hala devam eden bir süreç. Öncelikle bu kendini feshetme ve silahları bırakma kararının sahada gerçekleştiğini görmemiz gerekiyor. Bunu da ilgili kurumlarımız hassasiyetle takip edecekler, izleyecekler. Tam bir takvim vermek kolay değil bu işlerde. En kısa sürede olması lazım. Bu süreçlere tabiri caizse çomak sokan çok olur. Yani “Türkiye”nin başı beladan kurtulmasın”, “terör devam etsin” diye provokasyonlar yapanlar olabilir. Dolayısıyla bu konularda en önemli unsur, olabildiğince kısa sürelerde bu süreçlerin tamamlanması.””BU HEDEFLER GEÇİCİ DEĞİL KALICI OLACAK” “Ekonomi programının yansımaları ve enflasyon hedeflerine” ilişkin soru üzerine Yılmaz, “Geçen yıl mayıs ayında yüzde 75,5 olan yıllık enflasyon oranı, bu yılın mayıs ayı itibarıyla yüzde 35,4″e düştü. Bu uyguladığımız Orta Vadeli Program”ın başarılı sonuçlar verdiğini açık bir şekilde gösteriyor. Önümüzdeki 6 aylık dönemde de bu eğilimin devam etmesini bekliyoruz. Yıl sonunda 20’li rakamları konuşmayı, gelecek yıl ise enflasyonu 10’lu seviyelere indirmeyi hedefliyoruz. 2026 yılı itibarıyla tek haneli enflasyonu yakalamayı amaçlıyoruz” yanıtını verdi.Hedeflerin geçici değil, kalıcı refah artışı sağlayacak yapısal dönüşümlere dayandığını belirten Yılmaz, “Hangi ekonomik göstergeye bakarsanız bakın, Türkiye istikrarını artırıyor, sağlıklı bir büyüme yapısı geliştiriyor ve her geçen yıl hedeflerine daha fazla yaklaşıyor” dedi.SİYASAL ALANA ÇEKMEYİ DOĞRU BULMUYORUM””Ekrem İmamoğlu”nun tutuklanmasıyla başlayan operasyonlar İstanbul”dan Adana”nın Seyhan ve Ceyhan Belediyelerine uzadı. Cumhuriyet Halk Partisi lideri Özgür Özel”in de haftalık mitinglerle Türkiye”de siyasetin fitilini birazcık daha ateşlendiği bir sürecin de yaşandığı sonuçlar getirdi bu operasyonlar. Siz bu süreçleri nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Yılmaz şu yanıtı verdi:”Bir yolsuzluk operasyonuyla karşı karşıyayız. Bunun sonucu tabii bir yargı süreci. Yargı sürecini hep birlikte takip edeceğiz. Sonucunu hep birlikte göreceğiz. Ama şunun altını çizmemiz lazım. Hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yok bu ülkede. Makamınız, mevkiniz ne olursa olsun, hiç kimsenin böyle bir imtiyazı yok. Suç işleme özgürlüğü yok. Herkesin de hukuk içinde, hukuk çerçevesinde kendisini savunma hakkı var, kendisini müdafaa etme hakkı var. Hukuk dediğimiz böyle bir süreç. Dolayısıyla hep birlikte bu süreci takip etmemiz lazım. Bu süreci siyasal alana çekmeyi de doğru bulmuyorum.BİRDEN BİRE KENDİSİNİ ADAY İLAN ETTİBir defa şöyle bir şey oldu geçtiğimiz dönemde. Ortada bir seçim yokken. Yani seçimler 2028″de biliyorsunuz. Üç yıl var daha seçimlere. Birdenbire İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı kendisini Cumhurbaşkanı adayı ilan etti. Şehir şehir dolaşmaya başladı. Ortada bir seçim yok. Ön seçim Türkiye”de görülmüş bir şey değil. Niye böyle davranıldı? “İşte ben aday oldum da başıma bunlar geldi” demek için mi acaba? Yani bu soruyu sormamız lazım. Bu gelen sürece kendisince böyle bir öngörüyle, bir adaylık pozisyonuna girip “ben aday oldum diye bunlar yaşandı” gibi bir algı oluşturuldu. Bu kesinlikle yanlış bir durum. Suçlu mudur, suçsuz mudur buna karar verecek olan bağımsız yargıdır. Yargının kararını eleştirebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz ama hiç kimsenin yargıyı tehdit etme, yargıyı tanımam deme ayrıcalığı da yok doğrusu. Yargıya hakaret etme özgürlüğü de yok.””BİR KAPATMA DAVASINDAN FALAN BAHSETMİYORUZ”Yılmaz, yargı süreci devam CHP kurultayına ilişkin soruyu ise şöyle cevapladı:”CHP”nin kendi içinde bir tartışma. Bir AK Partili değil ki şikayet eden. CHP”nin kendi içinde ve nihayetinde bir yargı süreci. Yargının vereceği kararı beklemek durumundayız. Hukuka uygun olan, olmayan nedir, ne değildir en iyi takdir edecek olan sonuçta bağımsız yargı. Fakat her halükarda şunun da altını çizmemiz lazım. Bir kapatma davasından filan da bahsetmiyoruz. İki alternatif var. Ya yargı diyecek ki “yani sorun yok”. Bu mevcut yönetim devam etsin diyecek. Veya ne diyecek? “Yine CHP teşkilatları geçici bir yönetim oluşturacak.CHP teşkilatları, CHP delegesi, CHP”liler kendi idari pozisyonlarına yeniden isimler belirleyecekler.” Yani böyle bir dünyanın sonu gibi bir tablo çizilmesini de ben doğru bulmuyorum açıkçası. Her halükarda CHP”nin kendi içinde çözeceği bir mesele olacak diye bakıyorum. Ama yargı kararını bilemem. O yargının takdiri, onu hep birlikte bekleyip göreceğiz. Yalnız tekrar altını çizmek istiyorum. CHP”nin kendi içindeki kavgaları toplumsal alana yansıtmaması lazım.”
Source: Mehmet Küçükkahveci
Saray hizmetlisi gizli vasiyeti görünce bayıldı… Ben bu zevkten mahrum kaldım, hiç değilse iki oğlum yaşasın!
Tıpkı İngiliz kraliyet ailesinin bahtsız gelini Diana Spencer gibi..1981 yılında, o sırada veliaht prens olan Charles ile evlendiğinde herkesin geleceğin kraliçesi olarak gördüğü Diana, o tahta hiç çıkamadı, kraliçelik tacını hiç giyemedi. Daha da ötesinde hep kalbi kırık kaldı, çünkü asla istediği gibi sevilmedi…Onun öyküsünü daha da trajik kılan ise henüz 36 yaşındayken hayata veda etmesi oldu.Fransa”nın başkenti Paris”teki ölümünün üzerinden yıllar geçse de Galler Prensesi Diana kim bilir kaç kuşağın kalbinde yerini koruyor. Zaten onun adı hep gönüllerin prensi olarak kaldı. GİZLİ VASİYETİ BİR ÇEKMECENİN KENARINA SIKIŞMIŞ31 Ağustos 1997″deki ölüm yıl dönümüne sayılı zaman kala Prenses Diana, yine gündemin ilk sırasında. Bu kez söz konusu olan ise ölümünden yıllar sonra ortaya çıkan bir gizli vasiyet…Daha doğrusu ölümünden sadece birkaç hafta önce yazdığı ve yıllar sonra bir saray çalışanı tarafından tesadüfen bulunan yürek yakıcı notlar.El yazısıyla yazılmış bu notları, Kensington Sarayı”nın bir hizmetlisi, çalışma masasının bir çekmecesinin içinde köşeye sıkışmış şekilde gördü.Hizmetli, söz konusu çalışma masasını Kensington”ın artık depo olarak kullanılan odalarından birinde buldu.Burası Diana”nın en sevdiği odalardan biriydi ve onun ölümünden sonra nadiren kullanılmıştı. ÖLÜMÜNDEN BEŞ HAFTA ÖNCE YAZMIŞGeçen zaman nedeniyle sararmış bir kağıda el yazısıyla yazılan not, Paris”teki kazadan beş hafta önce kaleme alınmıştı.Söylenenlere göre çalışma masasının çekmecesine sıkışmış olarak duran notu bulan saray hizmetlisi de o kadar büyük bir heyecana kapıldı ki satırları okuyunca bayıldı.Kraliyet kaynaklarına göre söz konusu vasiyette Diana”nın iki oğlu William ve Harry”ye yönelik olarak yazdığı notlar vardı ağırlıklı olarak.Hatta notlarda Camilla Parker Bowles”un adı da geçiyordu. “Charles”ın ikinci karısı” olarak… Diana bu notlarını gizli tutuyordu çünkü sürekli olarak saraydan birileri tarafından izlendiğini biliyordu. Etrafındaki kimseye de güvenmiyordu. Kendi avukatına bile! “NE OLURSA OLSUN BİRBİRİNİZİ KORUYUN”Talihsiz Prenses”in notlarında oğullarına hitap ettiği bölümler oldukça çarpıcı.Diana onlara Size benim hakkımda veya kendiniz hakkında ne söylerlerse söylesinler birbirinizi her zaman koruyun diye seslenmiş,Onlara söylediği başka bir şey de kraliyet görevlerinin, aralarındaki kardeşlik bağını olumsuz etkilememesi için ellerinden geleni yapmaları.En büyük korkusu ise tacın, sevginin kaldırabileceğinden fazlasını talep etmesiydi. Diana”nın notları arasında bazı satırlar vardı ki söylenenlere göre William onları okuduğu zaman gözyaşlarını tutamadı. Kim olduğunuzu asla unutmamanızı dilerim… Onların sizden olmanızı istediği kişi değil kendiniz olun. Unutmayın, size cesur olmayı ben öğrettim. “BEN BU ZEVKTEN MAHRUM BIRAKILDIM… OĞULLARIMI ÖLENE KADAR SEVİN”Prenses Diana”nın satırlarında gelecekteki gelinlerine hitap ettiği bir bölüm de vardı.Orada da şöyle diyordu Diana: William ile Harry”yi ölüm sizi ayırıncaya kadar sevin. Ben bu zevkten mahrum bırakıldım.Diana yine o notlara göre eğer Charles yeniden evlenirse bu yeni eşe karşı saygılı olmalarını ama kendisini de kalplerinde tutmalarını istedi oğullarından.O notlarda dikkat çeken başka bir ayrıntı da Diana”nın Charles”ın kendi cenazesine gitmesini istememesiydi.Ama Diana beklenmedik birşekilde aniden ölünce bu istek göz ardı edildi.Notlardaki daha da çarpıcı bölüm ise Diana”nın sanki kocasının günün birinde Camilla Parker Bowles”a da “miras” bırakmış olması…Diana, hayatı boyunca evliliğimizdeki ikinci kadın dediği Camilla”ya da sayfalarına bazı notlar aldığı 500 tane aşk romanını bırakmış. Gözden Kaçmasın Bu kadarını gelini bile yapmadı: Anısını yaşatmak istedi ama herkesi kızdırdı: Ne büyük bir saygısızlık! Haberi görüntüle Prenses Diana, o dönemde veliaht prens olan Charles ile 1981 yılında evlendi. Başlarda her şey yolunda gibi görünse de evliliğinde hiç mutlu olmadı. Charles”tan boşandıktan bir yıl sonra, 31 Ağustos 1997 günü, sevgilisi Dodi El Fayed ile birlikte Paris”te geçirdiği trafik kazasında hayata veda etti. Sadece 36 yaşındaydı.
Source: Hurriyet.com.tr
Madleen gemisine saldırı sonrası Yasemin Acar'ın sözleri gündem oldu
İsrail ordusu, Gazze Şeridi”ne insani yardım ulaştırmak için yola çıkan ve 12 insan hakları savunucusu aktivistin bulunduğu Madleen gemisine müdahale etti. Baskının ardından gemiyle irtibatın kesildiği, geminin Aşdod limanına çekildiği bildirildi. Geminin İsrail”in Aşdod Limanı”na ulaştığı bildirildi. 12 AKTİVİST BEN GURION HAVALİMANI”NA GÖTÜRÜLDÜ İsrail Dışişleri Bakanlığı”nın haberine göre gemide bulunan İsveçli Greta Thunberg, Türk asıllı Almanya vatandaşı Yasemin Acar ve Türkiye”den Hüseyin Şuayb Ordu ile birlikte toplam 12 aktivist sınır dışı edilmek üzere Ben Gurion Havalimanı”na götürüldü. ACAR”IN SÖZLERİ YENİDEN GÜNDEM OLDU İsrail”in, Madleen gemisine müdahalesi sonrasında Yasemin Acar”ın seyahat sırasında verdiği bir röportaj yeniden gündem oldu. CEZASIZLIK AYRICALIĞINA VURGU YAPMIŞTI Acar, Press TV”ye verdiği demeçte İsrail”in cezasızlık ayrıcalığına sahip olduğunu ve kendisinin ve gemideki diğer aktivistlerin hiçbir şey yapamayacağı bir şekilde gemiye saldırabileceğini söylemişti. “MAVİ MARMARA”DAN SONRA HİÇBİR HESAP SORULMADI” Acar “Saldırıya uğradığımızda elimizden hiçbir şey gelmiyor. Ancak asıl sorulması gereken soru şu; Neden bize saldırıyorlar? Neden 19 aydır insanlara soykırım uygulanıyor? Sorulması gereken sorular bunlar. 2010 yılında, 10 kişinin hayatını kaybettiği Mavi Marmara saldırısından sonra hiçbir hesap sorulmadı, hiçbir soruşturma başlatılmadı. Ve çoğu durumda, İsrail kendi suçlarını kendisi soruşturarak işin içinden sıyrılıyor. Şu anda tanık olduğumuz şey de bu. “AVRUPA BİRLİĞİ”NDEN KINAMA BİLE GELMEDİ” 4 hafta önce Vicdan”a yapılan saldırı İsrail”in sahip olduğu cezasızlığın başka bir örneğidir. Ne hesap soruldu ne de Avrupa Birliği”nden bir kınama geldi. Ve en önemlisi hiçbir soruşturma başlatılmadı” ifadelerini kullanmıştı.
Source: Haberler