Bakû ile Moskova arasındaki gerilim, Güney Kafkasya’da değişen güç dengesini gösteriyor: Rusya zemin kaybediyor
Rusya-Azerbaycan hattındaki diplomatik gerilim, Moskova’nın Güney Kafkasya politikasının çökme riskiyle karşı karşıya olduğuna işaret ediyor. Zira Çarlık Rusyası döneminden bu yana Kremlin yönetimi ilk kez aynı anda hem Ermenistan hem de Azerbaycan’la diplomatik sorun yaşamaya başladı. Bakû ile Moskova arasındaki gerilimi alevlendiren gelişme, güvenlik güçlerinin Rusya’nın Yekaterinburg kentinde büyük kısmı Rus vatandaşı olan 50 civarında Azerbaycanlıyı gözaltına alması ve bu sırada bunlardan ikisinin de yaşamını yitirmesi oldu. Azerbaycan, geçen hafta gözaltına alınan bu iki kişiye işkence yapıldığını belirtiyor. Rus makamlarıysa gözaltına alınanların, 2001’de bir Azerbaycanlının ölümüne karıştıklarını iddia ederek organize suç örgütüne dönüştüklerini ifade ediyor. İki ülke ilişkilerinde yakın dönemdeki ilk önemli gerilim, geçen aralıkta bir Azerbaycan uçağının RusyaGürcistan sınırı yakınlarında bir Rus füzesiyle düşürülmesi ve bunun sonucunda 38 kişinin yaşamını yitirmesi oldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, olay nedeniyle üzüntülerini ifade etse de iki ülkenin ilişkileri bozulma yoluna girdi. Son olarak onlarca Azerbaycanlının tutuklanması nedeniyle Bakû yönetimi, Rusya’nın ülkedeki bütün kültürel etkinliklerini iptal etti. Ardından da Rusya’nın resmi yayın organı Sputnik’in Bakû’deki ofisi basılarak iki Rus vatandaşı, Rusya adına casusluk yaptıkları suçlamasıyla gözaltına alındılar. Polis ayrıca bazı Rus vatandaşlarını, İran üzerinden uyuşturucu kaçırdıkları suçlamasıyla yakaladığını açıkladı. MOSKOVA”DAN UZAKLAŞMA EĞİLİMİ Bakû’nun Kremlin’e tepkisi anlaşılır bir durum olsa da Rus gazetecilerin gözaltına alınması ve Azerbaycan Devlet Televizyonu’nda Rusya’ya yönelik düşmanca ifadelerin artması gibi gelişmeler, Moskova’dan son dönemlerde uzaklaşma eğiliminin arttığına işaret ediyor. Bunun bir nedeni, Rusya’nın özellikle savaşla birlikte güç kaybetmesi ve bütün odağını Ukrayna’ya kaydırması. Bu da tıpkı Suriye’de olduğu gibi bölgelerde Rusya’nın etkisinin giderek azaldığı Moskova’ya meydan okunması sonucunu doğurdu. Kafkasya’daysa hem Ermenistan hem de Azerbaycan, Rusya’dan uzaklaşma siyaseti güttü. Bu konuda önemli bir gösterge, Azerbaycan’ın 2023 sonunda Karabağ’da Rusya’nın himayesinde kurulan statüye meydan okuyarak bölgede etnik Ermeni ayrılıkçıların işgali altındaki yerleri geri alması oldu. İkincisiyse Güney Kafkasya ve Orta Asya, son bir yıldır Batılı diplomatların yoğun ziyaret düzenlediği bir bölge haline geldi. Dolayısıyla RusyaAzerbaycan krizi, Batı’nın bu bölgede Moskova’ya karşı etkisinin artmasının bir sonucu olarak görülebilir. KİEV”E SİLAH KESİNTİSİ WashIngton’ın Kiev’e kritik silah sevkıyatını durdurma kararı alması, yoğunlaşan Rus hava saldırıları ile mücadele eden Ukrayna’da kaygı yarattı. Uluslararası basında çıkan haberlere göre Pentagon (ABD Savunma Bakanlığı), “kendi stoklarının çok düşük olduğu gerekçesiyle” Ukrayna’nın Rus hava saldırılarını önlemek için gereken bazı mühimmatların son günlerde transferini durdurdu. Politico haber portalı, söz konusu kararın Ukrayna’ya Patriot hava savunma füzelerini de içerdiğini iddia etti. Ukrayna yönetimi ise Kiev’deki ABD’nin maslahatgüzarını dışişleri bakanlığına çağırarak herhangi bir sevkıyat kesintisinin Rusya’yı cesaretlendireceğini belirtti. Ukrayna Savunma Bakanlığı, dün ABD’nin kararına ilişkin resmi bir bildirim almadığını ve yetkililerden açıklama beklediklerini bildirdi. Kremlin ise “Ukrayna’ya daha az silah akışı olursa çatışmanın daha çabuk sona ereceğini” öne sürerek kararı memnuniyetle karşıladı. ABD Başkanı Donald Trump, geçen hafta Lahey’deki NATO Zirvesi’nde “Ukrayna’ya daha fazla Patriot satabileceklerini” söylemişti. ABD’nin tüm silah yardımı şubatta kısa bir süreliğine durdurulmuştu. Martta ise sevkıyatlarda ikinci ve daha uzun bir duraklama yaşanmıştı. MACRON-PUTİN GÖRÜŞTÜ Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yaklaşık üç yılın ardından ilk kez önceki akşam Rus mevkidaşı Vladimir Putin’i aradı. Kremlin, açıklamasında “Talep, Fransız tarafından geldi. Putin, diyaloga girmeye hazır olduğunu defalarca dile getirdi” dendi. Liderlerin iki saatten uzun süren bir görüşme yaptığı aktarılırken İran ile Ortadoğu konularının ele alındığı bildirildi. Açıklamada, “Putin, Ukrayna çatışmasının uzun yıllar boyunca Batılı devletlerin politikalarının doğrudan bir sonucu olduğunu anımsattı” dendi.
Source: Deni̇z Berktay Ukrayna kiev
Büyük sürüklenme
ABD ve İngiltere’de jeopolitik alanında rastladığım kimi çalışmalar önemli bir korkuyu yansıtıyordu: Dünya bir “Büyük Savaş” a doğru sürükleniyor. Artık, kapitalizm, “küreselleşmenin” (ABD hegemonyasının) dünyasından farklı bir yerde. Örneğin McKinsey araştırma şirketinin bir raporuna (Multinationals at a crossroads: Adapting to a new geopolitical era) göre çokuluslu şirketler (ÇUŞ), on yıllardır, tedarik zincirlerini, yatırımlarını ve üretim ağlarını sadece maliyet ve verimlilik üzerinden tasarladılar. Bu dönem sona eriyor. Küresel rekabet, artık, yalnızca piyasalarla, teknolojiyle sınırlı değil. Kritik madenler, enerji altyapısı, iletişim kabloları ve lojistik ağlar, doğrudan jeopolitik cephelere (paylaşım alanlarınaEY) dönüştüler. Günümüzde hayat, cep telefonlarından savaş uçaklarına, elektrikli araçlardan füze sistemlerinin üretimine çoğu kez isimlerini bile bilmediğimiz bazı elementlere dayanıyor. Bu minerallerin üretim, arındırma süreçleri üzerinde tekelci bir konuma sahip olan Çin, 2025’te ABD ve müttefiklerinin yarı iletken teknolojilerine koyduğu kısıtlamalara karşılık, germanyum ve galyum ihracatını kısıtlayarak, konumunu bir jeopolitik silah olarak kullanabiliyor. Geopolitical Monitor’dan Nicholas Weber “Unsecured Fronts: How Hybrid Warfare Influences Strategic Competition” başlıklı çalışmasında (25/06/2025) bu sürüklenmenin, ekonomik yaptırımlar, siber saldırılar, sabotajlar ve hammadde ambargolarıyla ilerlediğine dikkat çekiyor. Lawrence Freedman “The Age of Forever Wars” , ( Foreign Affaires Mayıs/Haziran 2025) başlıklı yazısında, savaşların, artık kısa sürede bir zafer getirmediğine, beklentilerin aksine sonu gelmez çatışmalara açıldığını saptıyordu. ÇUŞ VE JEOPOLİTİK McKinsey raporu na göre ÇUŞ, şimdi çok zor tercihlerle, karşı karşıyalar: Çin gibi denetimli piyasalardaki kâr oranlarını sürdürmek, artık savaş, yaptırım, el koyma veya ani tedarik kesintileri riskine değiyor mu? Ekonomik verimlilik, hukuk düzeni ve mülkiyet güvencesi üzerine inşa edilen eski dünya hızla dağılıyor. Foreign Affaires’te Wess Mitchell’in (The Return of Great-Power Diplomacy) – May/June 2025) vurgulandığı gibi Soğuk Savaş sonrası dünyanın, kurumlarının, kurallarının barışı garanti edebileceği düşüncesi (ABD hegemonyasının restorasyon beklentisi-EY) artık tarih oldu. Bir süredir, ABD, Çin ve Rusya, sadece bölgesel nüfuz alanları üzerinden değil; enerji, hammadde, veri ve üretim teknolojileri üzerinden de rekabet ediyorlar. Bu sürüklenme içinde diplomasi, açıktan bir güç mücadelesinin aracına dönüşüyor. Trump yönetiminin dış politikasında, Nazi hukukçusu Carl Scmidt ’in, o dönemde yeni bir “Büyük Savaş” ın zemini hazırlayan “pluriversum” teorisinin (dünyanın büyük güç arasında paylaşılması savaşı önler) canlandığı görülüyor. Gerçekte, böyle çok kutuplu dünyada ABD, Çin ve Rusya’yı aynı anda dengeleyecek kaynaklardan yoksun ve “Büyük Savaşlar”, genellikle küçük hesap hatalarıyla başlıyor. VE TÜRKİYE Dünya, enerji boru hatlarında, nadir toprak madenlerinde, çip ambargolarında ve altyapı sabotajlarında ilerleyen bir ekonomik, diplomatik savaş alanına dönüşüyor. Hem şirketler hem de devletler için artık, tedarik zincirleri sadece ticaret değil, bir ulusal güvenlik sorunu ve ekonomik, finansal bağımlılıklar, potansiyel tehdit kanalları. “Büyük Savaş” artık imkânsız değil. Ve buna hazır olmayanların -ister devlet ister şirket olsun- bu savaşın doğrudan cephesi (paylaşım alanı) olması kaçınılmaz. Bu savaşa giden süreçte, gıda, su, enerji, yarı iletkenler, nadir maden tedariklerine ilişkin rekabetin toplumlarda yaşamsal basınçlar yaratması kaçınılmaz. Bu sürüklenme içinde tek tek ülkelerin güvenliği, askeri kapasitelerinin, ait oldukları ittifaklar sisteminin yanı sıra ve daha da önemlisi, ülke içindeki ekonomik siyasi, hatta kültürel dengelere, yönetimin vatandaşlarından aldığı “rızaya” dayanıyor. Bu sürüklenmenin özelliklerine bakınca, ekonomik ve kültürel krizler içinde vatandaşlarından aldığı rıza son derecede aşınmış, bu nedenle “sandıktan” ısrarla kaçan, rakiplerini hapse atarak, susturarak ayakta kalmaya çalışan AKP Türkiye’sinin o ekonomik siyasi, hatta kültürel dengeler alanında hiç güven vermediği görülüyor.
Source: Ergin Yıldızoğlu
İsrail Rusya”nın kapısını çaldı! Gizli Suriye ve İran görüşmesi
İsrail devlet televizyonu KAN”ın haberine göre, Tel Aviv yönetimi İran ve Suriye konularında diplomatik çözüm için üst düzey Rus yetkililerle temaslarını sürdürüyor.İsrail”in Rusya”nın iki ülke arasında arabulucu olma teklifinin ardından Tahran yönetimiyle ateşkese varılmasından yaklaşık bir hafta sonra Moskova yönetimiyle İran ve Suriye konularını görüşmek için temas kurduğu öne sürüldü.Haberde, görüşmelerin içeriğine ilişkin detay paylaşılmadı.TRUMP”LA GÖRÜŞECEKÖte yandan İsrail”in, İran konusunda ABD ile bir anlaşma yapmak istediği ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu”nun gelecek hafta gerçekleştireceği Washington ziyareti sırasında ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinde bu meseleyi gündeme getireceği de iddia edildi.Tel Aviv yönetiminin, Lübnan ile varılan mutabakata benzer şekilde, İran konusunda da temel ilkeleri belirlemek istediği aktarıldı.İsrail”in İran”a yönelik 13 Haziran”da başlattığı saldırılar, 24 Haziran”da ABD Başkanı Trump”ın duyurduğu ateşkesle sona ermişti.İran ile ateşkesin ardından İsrail”de “Normalleşme Anlaşmaları”nın genişletilmesi gündeme gelmiş ve bu kapsamda Suriye ile müzakereler yürütüldüğü öne sürülmüştü.
Source: Mehmet Küçükkahveci
Pezeşkiyan yasayı onayladı: UAEA’nın santral erişimi kesildi
Yasaya göre, ülkeye hiçbir UAEA denetçisinin girişi artık mümkün olmayacak, ajansa nükleer faaliyetlere ilişkin herhangi bir rapor sunulması tamamen yasaklanacak. ABD ve İsrail’in ülkedeki nükleer santrallara yönelik saldırılarını kınamadığı için kurumla Tahran arasındaki ipler gerilmiş, UAEA Başkanı Rafael Grossi’nin ülkeye girişi yasaklanmıştı. MÜFETTİŞLER ENGELLENDİKurum yetkilileri AFP ajansına ülkedeki UAEA müfettişlerine yönelik herhangi bir tehdit olmadığı ancak santrallara erişimlerinin engellendiğini açıkladı. İran’ın adımı 12 günlük füze savaşının ardından sönümlenen gerilimin akıbeti açısından da önem taşıyor. ABD ve İsrail’in saldırıları sonrası İran’ın yüzde 60 oranında zenginleştirdiği uranyumun akıbetine ilişkin soru işaretleri ve İran’ın nükleer programının mevcut duruma ilişkin soru işaretleri devam ederken, UAEA müfettişlerinin engellenmesi tesislerin Birleşmiş Milletler denetimine kapalı olacağı anlamına geliyor. Karara İsrail’den kınama geldi. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, “İran’ın sorumluluklarından kaçtığını” savunarak İngiltere, Fransa ve Almanya’ya 2015’te imzalanan nükleer anlaşmasından önceki BM yaptırımlarını uygulama çağrısı yaptı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce da, İran’ın, UAEA ile işbirliğini askıya almasını “kınayarak, “bunun “kabul edilemez” olduğunu belirtti.PENTAGON: 1-2 YIL GERİLEDİÖte yandan İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi de CBS News’e, ABD’nin İran’ın kilit öneme sahip Fordo nükleer tesisini bombalamasının tesise “ciddi ve ağır hasar” verdiğini söyledi. Daha önce İran’ın nükleer tesislerinin temel bileşenlerinin zarar görmediğine ilişkin raporu basına sızan Pentagon da dün yaptığı açıklamada, İran’ın nükleer programının “1 veya 2 yıl geriletildiğini” düşündüklerini iddia etti.
Source: Hurriyet.com.tr
ABD Ukrayna’ya mühimmat akışını kesti
ABD Savunma Bakanlığı, eski Başkan Joe Biden döneminde Kiev yönetimine taahhüt edilen askeri yardım kapsamındaki bazı silahların sevkiyatını durdurma kararı aldı.STOK AZALDI ENDİŞESİAmerikan basınına yansıyan iddiaları doğrulayan Beyaz Saray Sözcü Yardımcısı Anna Kelly, Biden döneminde Ukrayna’ya gönderileceği belirtilen bazı askeri mühimmatın “ABD’nin çıkarlarına öncelik vermek amacıyla” gönderiminin durdurulması kararı alındığını kaydetti. Kelly konuyla ilgili başka bir ayrıntı paylaşmazken, kararın arkasında ABD ordusu stoklarının küçülmesi endişesinin olduğu belirtildi. Amerikan medyasına konuşan ABD’li yetkililere göre Pentagon tarafından yapılan incelemede, daha önce taahhüt edilen bazı silahların stoklarının çok düşük olduğu tespit edildi. Yetkililer stok erimesi endişesiyle Patriot hava savunma sistemlerinde kullanılan füzelerin, Hellfire füzelerinin ve hassas topçu mühimmatlarının sevkiyatının durduğunu aktardı.MOSKOVA SEVİNDİABD’nin kararı Ukrayna’da endişeye neden oldu. Kiev yönetimi, Ukrayna Dışişleri Bakanlığı’na çağrılan ABD’nin Ukrayna Diplomatik Temsilcilik Yardımcısı John Ginkel’a kesintinin “Rusya’yı savaşa devam etmeye teşvik edeceği” uyarısı yaptı. Ukrayna ordusu kesintiyle ilgili ABD’den kendilerine resmi bir bildirim gelmediğini duyurdu. Öte yandan ABD’nin adımı Moskova’yı sevindirdi. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, “Ukrayna’ya ne kadar az silah sağlanırsa, özel askeri operasyon o kadar hızlı sona erecek” yorumunu yaptı.
Source: Hurriyet.com.tr
Ateşkes muamması
İsrail”in barbar soykırım katliamlarını sürdürdüğü Gazze”de beklenen ateşkes konusunda ilk resmi açıklama ABD Başkanı Donald Trump”tan geldi. Trump, İsrail”in Gazze Şeridi”nde 60 günlük ateşkesi kabul ettiğini bildirdi. Hamas”ın henüz teklife yanıt vermediğini kaydeden Trump, teklifin kabul edilmesi gerektiği yoksa Gazze”deki durumun giderek kötüleşeceği konusunda uyarı yaptı. Truth Social platformunda yaptığı paylaşımda, temsilcilerinin İsrailli yetkililerle “uzun ve verimli” bir görüşme gerçekleştirdiğini kaydeden Trump, “İsrail, 60 günlük ateşkesin sonuçlandırılması için gerekli koşulları kabul etti. Bu süre zarfında savaşın sona erdirilmesi için tüm taraflarla birlikte çalışacağız” ifadelerini kullandı. NİHAİ TEKLİF Trump, ateşkes görüşmelerine arabuluculuk yapan Katar ve Mısır”ın Hamas”a “nihai teklifi” sunacağını kaydetti. Başkan Trump, “Ortadoğu”nun iyiliği için umarım Hamas bu anlaşmayı kabul eder. Aksi halde bu daha iyi olmayacak, sadece daha kötü olacak” değerlendirmesinde bulundu. Trump, daha önce yaptığı açıklamada, gelecek hafta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Washington”da bir araya geleceğini ve Gazze ile İran konularını ele alacaklarını duyurmuştu. Öte yandan Trump”ın açıkladığı ve İsrail”in de kabul ettiğini söylediği ateşkes kararına rağmen Gazze”de vahşi katliamlar dün de sürdü. İsrail 10″u insani yardım bekleyen Filistinliler olmak üzere 30 Filistinliyi daha katletti. HAPİSHANELERDE ÇOCUK MAHKÛMLAR İsrail”in hapishane ve gözaltı merkezlerinde aralarında kadın, çocuk, yaşlı ve hastaların da bulunduğu 10 bin 400″den fazla Filistinli, zor şartlar altında tutuluyor. Esirler Medya Ofisi”nden yapılan açıklamada, İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinlilerin durumuna ilişkin bilgi verildi. Açıklamaya göre, İsrail”in 26″dan fazla cezaevi ve gözaltı merkezlerinde 10 bin 400″den fazla Filistinli tutuluyor ve bunların 47″si kadın. İsrail”in hapsettiği Filistinli kadınlardan 2″si Gazze Şeridi”nden ve biri 66 yaşında. Filistinli kadın tutuklular arasında 15 anne, 2 kız çocuğu, 10 yargılama veya suçlama olmadan alıkonulan idari tutuklu, 2 hamile kadın, ölümle mücadele eden 2 kanser hastası ve İsrail”in 7 Ekim 2023″ten önce alıkoyup esir takaslarıyla bırakılmasına müsaade etmediği, Filistin direnişinin sembollerinden Şatilla Ebu Ayyade ve Aya el-Hatib de bulunuyor. İsrail hapishanelerinde tutulanlardan 440″ı çocuk yaşta. Bu çocuklardan 100″ü suçlanma veya yargılama olmadan idari tutuklu olarak hapishanede tutuluyor. ABD”NİN BM RAPORTÖRÜ TAKINTISI ABD, Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese”nin son dönemde “antisemitik” ve “İsrail karşıtı” söylemlerini artırdığını öne sürerek, Albanese”nin kınanmasını ve görevden alınmasını talep etti. Albanese”nin soykırım iddialarının da asılsız olduğu öne süren ABD, Albanese”nin “kötü niyetli antisemitizmi” ve “terörizme verdiği destek” nedeniyle bu göreve uygun olmadığını iddia etti.
Source: Sabah
İsrail”deki Batı Şeria”yı ilhak çağrılarına Arap ülkelerinden tepki
Filistin haber ajansı WAFA”ya göre, Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, söz konusu çağrıları reddetti ve bunların, bölgeyi bir volkanın eşiğinde tutacağı uyarısında bulundu.Bu açıklamaların uluslararası kararlar ve uluslararası hukukla çeliştiğini kaydeden Ebu Rudeyne, bu çağrının İsrail”in, Filistin davasını tasfiye etmeyi amaçlayan planları uygulamaya dönük ısrarlı girişimlerinden biri olduğunu dile getirdi.KATARKatar ise İsrailli bakanın ilhak yönündeki açıklamalarını kınayarak, bunun İsrail”in yerleşimci, sömürgeci ve ırkçı politikalarının bir uzantısı ve uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğu kaydedildi.Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail”in, Kudüs”ü Yahudileştirme planları dahil olmak üzere bölge güvenliğini tehdit eden tehlikeli politikalarına karşı koymak için uluslararası toplumun dayanışmasına acil ihtiyaç olduğu vurgulandı. Gözden Kaçmasın Netanyahu”nun oğlunun korkudan adını değiştirdiği ortaya çıktı Haberi görüntüle SUUDİ ARABİSTANSuudi Arabistan da İsrailli Adalet Bakanı Yariv Levin”in açıklamalarını kınadığını belirterek, bunun uluslararası kararların açık ihlali olduğunu vurguladı.Açıklamada, Filistin topraklarında yerleşim yerlerini genişletmeye yönelik her türlü girişimin reddedildiği yinelenirken, İsrail”in uluslararası kararlara uymaya zorlanması gerektiğine işaret edildi. KUVEYTKuveyt de İsrail”deki otoritenin bir grup temsilcisinin, işgalin Batı Şeria”daki toprakları kapsayacak şekilde genişletilmesi çağrılarını şiddetle kınadı.Dışişleri Bakanlığının açıklamasında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), uluslararası barış ve güvenliği sağlama ve uluslararası kararları savunma rolünü üstlenmeye çağrıldı.Daha önce de Mısır ve Ürdün, söz konusu ilhak çağrılarına tepki göstermişti. Gözden Kaçmasın Filistin”den ABD”ye İsrail”in kutsal mekanlara yönelik ihlallerini durdurma çağrısı Haberi görüntüle BATI ŞERİA”YI İLHAK ÇAĞRILARIİsrail”de koalisyon hükümetinin iktidar partisi Likud”un tüm bakanları, dün Başbakan Binyamin Netanyahu”ya işgal altındaki Batı Şeria”nın ay sonuna kadar İsrail”e ilhakını talep eden bir mektup yazmıştı.Mektupta tarihi başarıların ardından Batı Şeria”nın da İsrail meclisi ay sonunda tatile girmeden ilhak edilmesi talep edilmişti.İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin de dün Batı Şeria”nın İsrail”e ilhakının zamanının geldiğini ve bu fırsatı kaçırmamaları gerektiğini savunmuştu.Levin, Batı Şeria”nın İsrail”e ilhakına ilişkin tartışmalara değinerek, Bence bu dönem, mevcut sorunların ötesinde, kaçırmamamız gereken tarihi bir fırsattır ifadesini kullanmıştı.
Source: Hurriyet.com.tr
Hazırlıklar başladı! Türkiye”den 6. nesil savaş uçağı sürprizi
Savunma Sanayi Başkanı Haluk Görgün, dünyanın yakın merceğine aldığı savunma sanayinde Türkiye modelini anlattı. Sabah”ın haberine göre, Görgün, Çelik Kubbe”den KAAN”a, hava ve füze savunma sistemlerinden siber güvenliğe uzanan en geniş yelpazede şu değerlendirmelerde bulundu:SÜRPRİZ ETKİSİDünyada herhangi bir alanda ne yapılıyorsa onları taklit etmiyoruz, gerçekten ihtiyacımız olan özgün ve maliyet etkin üretimlere odaklanmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Dünyanın yaptığını yapıp başkalarını taklit etseydik bugün Türkiye SİHA”larda bu başarıyı yakalayamazdı. “Sürpriz etkisi” oluşturacak işlere çalışmamız gerektiğinin farkındayız ve çalışıyoruz. Yapmak ve geliştirmek zorundayız.KAAN 2028″DE TESLİMİlk seri üretim KAAN uçağını 2028 sonunda teslim etmek için tüm ekip gece gündüz çalışıyor. Halen 6 uçağı aynı anda imal ediyoruz. Her birinin farklı test senaryoları söz konusu. Yer testleri, yıldırım testi var mesela. Bu süreçleri hızlı tamamlamak adına aynı anda birden fazla uçak üzerinde çalışıyoruz. 10 tanelik paket, Blok 10″lar 2028 sonunda teslim edilmeye başlanacak. 5″inci nesil uçağımızı tamamlarken eş anlı olarak 6″ncı nesil uçak için de hazırlık yapıyoruz.ÇELİK KUBBETürkiye, “Çelik Kubbe” ile stratejik bir hamle yaptı. “Katmanlı Hava Savunma Sistemi” kurgusuyla işe başladık. İlk etapta öncelikle savunmanız gereken noktaya kadar gelebilecek bir tehdidi bertaraf edebilecek silah sistemleri ve algılayıcılar geliştiriliyor.Sonra mesafe ve irtifa artırılıyor. Hava tehditleri hem farklı irtifada hem farklı hızlarda olabilir hem de eş zamanlı gerçekleşebilir. Çok yüksekten çok hızlı gelebilir. Çok alçaktan uçabilir. Orta irtifadan ortalama hızla gelebilir. Bunların hepsinin tespiti ve imhasının bir ekonomisi var. Sivrisineğe kurşun sıkmamak gerek. En önemlisi bir tehdidi en uzakta algılamak ve ne olduğunu seri biçimde belirlemek. Bu bir balistik füze mi? Hipersonik füze mi? Seyir füzesi mi? Yoksa bir uçak mı? Bir kamikaze drone mu?Bu operasyonda yapay zeka, “Hızlı hesaplama ve hedef netleştirme” için devrede olacak. Örneğin; bir kamikaze drone geldiğinde onu, parçacıklı mühimmatlı bir Korkut”la imha edebilecekken pahalı bir hava savunma sistemini kullanmamanız gerekiyor. Çelik Kubbe”yi, bütün unsurları birbiriyle haberleşen ve birbirlerine bağlayan, çok hızlı karar veren katmanlı ve entegre bir sistem olarak planlıyoruz. Caydırıcı nitelikte radar ve hava savunma sistemimizi daha da geliştirmeye ihtiyacımız var. Biz, buna göre çalışıyoruz.İNSANSIZ SAVAŞ UÇAĞIİSU Projesi hızlanacak. Bu proje ile stratejik bir güç elde edeceğiz. Daha uzağa gidebilen, hava-hava savaşı yapabilen uçaklar olacaklar. Hava-hava uçağı olarak kullanabilmek için hava-hava füzelerimizin olması ekstra önem kazanıyor. Bu ihtiyacı karşılayacak ekipler birlikte çalışıyor. Yerli mühimmatlar geliştirmeye başladık. Geliştirmeye, üretmeye devam edeceğiz.ALTAY TANKIAğustos ayında üretim bandından çıkan 3 Altay”ı teslim edeceğiz. Ardından seri üretim planlandığı gibi devam edecek. Toplamda 250 Altay Tankı Kara Kuvvetlerimizin envanterinde yer alacak.EKİP UYUMUSavunma sanayi alanında çalışan herkes, aldığı sorumluluğun farkında. Tüm şirketler uyum içinde. Ortak çalışma alanları da belli. İhracat potansiyelleri yüksek. Herkes ayrı ayrı yurt dışındaki ihalelere teklif vermiyor artık. Ülkemizin teknolojik gelişime adaptasyon kabiliyeti göz kamaştırıyor. Savunma sanayinde çalışanların yaş ortalaması Türkiye”de 34 iken; Avrupa”da, Amerika”da 50″lerde. Bizim insanımız şimdiden bunları üretti. Önlerindeki 20 yılda kim bilir daha neler üretecekler. Nitekim insansız sistemlerin sahadaki doktrinleri nasıl değiştirdiğini son 3-4 yılda gördük.NATO”NUN YÜZDE 5 KARARITürkiye, savunma alanında ihtiyaçlarını biliyor. Cumhurbaşkanımız, savunma sanayiinde kendi kendine yetebilmenin sonuna kadar destekçisi. Projeler, bütçeler, açılan kapılar son yirmi yıldır aksamadan sürdü ve büyüdü. Güvenlik için toplam harcamalarımız 50 milyar dolar civarında yani, milli gelirimizin %3.7″si ve NATO”nun ülke bazlı yüzde 5 taahhüdüne en yakın ülkelerdeniz. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte i, Türk savunma sanayinin gelişimine birkaç kez konuşmasında yer verdi. Ben de ona teşekkür ettim.GÜVEN VERİYORUZTürkiye, güven veren bir müttefik. İlişkilerimizde arka plan ajandamız olmaz. Ne yaparsak yapalım, açık ve şeffaf konuşuruz. Uluslararası toplumda böyle biliniriz. Cumhurbaşkanımız güven veren bir lider. Savunma sanayiinde de güven çok önemli. Bizde işe, bir kerelik satış olarak bakılmaz, satış tekrarı da bakım, onarım hizmetleri de önemlidir. İhtiyaç duyulduğunda o desteği hızla sağlamak Türkiye”yi farklı kılıyor.AMBARGOLARI AŞMAKBugüne ambargoları aşarak geldik. Ambargolar sadece istediğimiz ürünü elde etmek için geçen süreyi biraz uzatıyor. Nihayetinde kendi sistemlerimizi kendimiz üretip dünyada marka oluyoruz.ASKERİMİZİN KATKISI BÜYÜKTürk savunma sanayi ürünleri kendini sahada ispatladı. Sahadaki subayımız, askerimiz ürünlerimizin gelişmesine çok katkı sağlıyor. Ürünü denemek için verdiğimizde çok iyi geri beslemeler yapıyorlar. Bu da tasarımcı ve üretimdeki arkadaşları hızlı bir şekilde o ihtiyacını karşılamak üzere motive ediyor. Sadece şu ilişki biçiminin kurulması bile bir mucize.İHRACATIN YARISI BATIYA2024 yılı ihracatımızın yüzde 55.4″ünü Avrupa”ya ve NATO müttefiklerine yaptık. Sistemlerimiz hem fonksiyonel hem de maliyet olarak etkin. ABD”nin de bu ihracatta ciddi payı var. İnsansız savaş uçağı yapmak yüksek bir teknoloji. Türkiye 2018 yılından beri silahlı-silahsız, insansız hava araçlarında dünyadaki tüm pazarın yüzde 65″ine hakim.UÇAK GEMİSİİspanya ile Uçak Gemisi, Hürjet gibi ürünlerde işbirliği yapıyoruz. TCG Anadolu”nun ilk tasarımında onlardan destek alındı. İstanbul”da üretildi. Şimdi ikinci yapılacak olan 300 metrelik uçak gemisinde de yine birlikte çalışma yaklaşımımız var.
Source: Www.star.com.tr
Rusya”dan Azerbaycan”daki vatandaşlarına uyarı: “Temkinli olun”
Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Azerbaycan’da bulunan veya bu ülkeye seyahat etmeyi planlayan Rus vatandaşlarına yönelik uyarılar yer aldı. Azerbaycan’a seyahat edecek Rus vatandaşlarının “ülkedeki durumu” dikkate almaları gerektiğine işaret edilen açıklamada, “Azerbaycan’da bulunan vatandaşlarımızı daha dikkatli ve temkinli davranmaya çağırıyoruz.” denildi. Azerbaycan ile Rusya arasındaki gerginlik Rus güvenlik güçlerince, 27 Haziran”da Yekaterinburg”da Azerbaycanlıların ikamet ettiği evlere düzenlenen baskınlarda 2 Azerbaycanlı öldürülmüş, birkaç kişi ağır yaralanmış ve 9 kişi gözaltına alınmıştı. Rusya”nın Bakü Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Pyotr Volokovıh, Dışişleri Bakanlığına çağrılarak Azerbaycan”ın tepkisi dile getirilmiş, konunun ivedilikle araştırılması, şiddet olaylarına karışan tüm kişilerle ilgili cezai işlem uygulanması yönündeki beklenti iletilmişti. Azerbaycan Kültür Bakanlığı, Rusya”nın ülkedeki tüm kültürel etkinliklerini iptal etmişti.
Source: Internet Haber
Washington’dan dikkat çeken açıklama
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), İran’ın nükleer programının ABD tarafından gerçekleştirilen saldırılar nedeniyle 1 ila 2 yıl geriye itildiğini düşündüklerini açıkladı. Pentagon Basın Sözcüsü Sean Parnell, günlük basın toplantısında konuştu.ABD’nin 22 Haziran”da gerçekleştirdiği hava saldırılarında İran’a ne kadar hasar verilip verilmediği konusunda yeni bir analiz olup olmadığıyla ile ilgili soruya Parnell, İran’ın nükleer programını “en azından bir ila iki yıl geriye attıklarını” düşündüklerini savundu. Parnell, “Muhtemelen iki yıla yakın olduğunu düşünüyoruz.” derken, öte yandan İran’ın nükleer tesislerine verdikleri zarar konusunda pozisyonlarının değişmediğini ve saldırıların tesisleri “tamamen yerle bir ettiği” görüşünü tekrarladı. ABD”nin hava saldırılarının “İran liderleri üzerinde çok büyük bir psikolojik etki yarattığına inandıklarını” da söyleyen Parnell, “İran”ın nükleer kapasitesinin, hatta belki de bir daha bomba üretme isteklerinin de ciddi şekilde azaldığına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı. Parnell, İran’ın nükleer tesislerine verilen zarar konusunda değerlendirmelerin her gün sürdüğünü de belirterek, ABD’nin ve İsrail’in İran’ın nükleer bomba edinmesine asla izin vermeyeceğini de yineledi. Suriye konusundaki bir soruya da Parnell, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye ile ilişkileri “genişletmek” istediğini ve “büyük umutları olduklarını” dile getirerek, “Şu anda Suriye”de hala yaklaşık 1500 askerimiz var, ancak oradaki kuvvet duruşu hakkında daha fazla yorum yapmayacağız, Suriye”deki gelecek konusunda iyimseriz.” dedi. İsrail”in, 13 Haziran”da İran”a yönelik başlayan saldırılarına ABD de, 22 Haziran”da İran”ın Fordo, İsfahan ve Natanz”daki 3 nükleer tesisine B-2 bombardıman uçakları ile düzenlediği hava saldırılarıyla katılmıştı. ABD Başkanı Donald Trump, ABD uçaklarının saldırıları sonucu İran’ın nükleer kapasitesinin “yerle bir edildiğini” savunmuştu. Ancak ilk önce CNN olmak üzere ABD”deki bazı medya kuruluşları, ele geçirilen ön raporlara dayanarak, ABD”nin İran”a yönelik saldırılarının Tahran yönetiminin nükleer programının “temel bileşenlerini yok etmediği”, çalışmaları yalnızca “birkaç ay geriye götürmüş olabileceği” yönünde değerlendirmelere yer vermişti. Trump yönetimi, raporu haberleştiren medya kuruluşlarına sert eleştiriler yöneltirken, Federal Soruşturma Bürosunun (FBI) sızmayla ilgili inceleme başlattığı açıklanmıştı.
Source: Internet Haber
Milli savaş uçaklarına hayati takviye: Türk mühendisleri bunu da başardı
Türkiye” de yerli ve milli hava araçlarının üretimi yerli firmaların destekleriyle artmaya ve gelişmeye devam ediyor. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii”nin (TUSAŞ) yerli ve milli imkanlarla ürettiği Milli Muharip Uçak KAAN, yeni nesil temel eğitim uçağı HÜRKUŞ, eğitim uçağı HÜRJET”in geliştirilme süreçlerinde önemli aşamalar kaydediliyor. Yerli ve milli olarak üretilen uçakların kara kutusu da Türk firması CTech tarafından üretiliyor. Türk mühendisler tarafından üretilen kara kutu, yüzde 60 oranında yerlilik oranına sahip. Stratejik öneme sahip olan cihaz sıcaklık, basınç, darbe ve şok testlerinden geçiyor. İLK TESLİMAT İÇİN TARİH BELLİ OLDUKara kutu hakkında bilgi veren CTech Genel Müdürü Cüneyd Fırat, “Kaan, HÜRKUŞ ve HÜRJET TUSAŞ”ın üretmiş olduğu sabit kanat uçak serilerinde kullanılacak kara kutuların yerli olarak üretimini CTech üstlendi. Kara kutuya fonksiyonel olarak baktığınızda temel bir işlevi var. Uçuş ya da görev sırasında uçağın üzerindeki gerek teknik verileri gerekse kokpitteki tüm konuşmaları kaydeden bir hafıza ünitesi. Fakat kara kutuyu müstesna kılan husus özellikle Allah göstermesin bir kaza kırım yaşandıktan sonra zarara uğrayabilir ama hala okunabilir halde olmasıdır. Nihai amaç odur. Kara kutu diye biliyoruz ama oldukça dikkat çekici turuncu bir rengi var. Enkazda rahat seçilsin rengi ayrıştırılsın diye turuncu renk kullanılıyor. Cihaz elektronik hafıza birimi olmasına rağmen oldukça mekanik bir görüntüsü var. Bunun da temel amacı uçağın yaşanan çarpışma sonrasında elektronik hafıza biriminin korunabilmesidir. Biz buna çarpışmaya dayanıklılık diyoruz. İşin esas mühendislik tasarım tarafı orada yatıyor. Okuma yazma üniteleriyle, ara yüzleriyle, diğer tasarımlarıyla komple bir alt sistemden bahsediyoruz. Fakat en müstesna tarafı çarpışmaya dayanıklı olması. Bu yıl içinde ilk ürünleri teslim etmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. YERLİ VE MİLLİ SAVUNMADA DIŞA BAĞIMLILIĞA BİR ÇİZİK DAHA Kara kutunun yerli olarak üretilmesinin stratejik öneme sahip olduğu belirten Fırat, “Testlerde cihaz ilk önce sıcaklığa maruz bırakılıyor. Sıcaklığa maruz bırakılan cihaz alınıp darbe şok uygulanıyor. Aynı cihaz darbeden de geçtikten sonra basınç uygulanıyor. Sonuçta askeri bir platformdan bahsediyoruz. Üzerinde çok sayıda veri var. Bu verilerin güvenliği önemli. Bu cihaz aslında veri güvenliği taşıyor. Cihazın yerli olarak yapılması ile platformlarımızda oluşabilecek herhangi bir sıkıntı durumunda yurt dışına gitme durumu olmayacaktır. O açıdan stratejik bir ürün. Yerlilik oranımız yüzde 50-60 civarında. Yerliliği artırmakla ilgili çalışmalarımız da sürmeye devam edecek. Uçakta kaza durumunda devreye giren bazı haberleşme sistemleri var, onlar da bununla entegre oluyorlar zaten. Bunun da kendi üzerinde bazı haberleşme unsurları var. Buradaki haberleşmenin amacı yer bildirimi” dedi.
Source: Www.star.com.tr