Madleen gemisindeki aktivist Acar, İsrail ordusunun gemiye beyaz renkli bir sıvı döktüğünü söyledi
Özgürlük Filosu Koalisyonu”nun (Freedom Flotilla Coalition) Telegram hesabından paylaşılan videoda, İsrail ordusuna ait dronların geminin üzerinde uçtuğu belirtildi.
Gemideki insan hakları aktivisti Yasemin Acar, dökülen beyaz sıvıyı göstererek, “Üzerimize kimyasal bir sıvı döktüler, ne olduğunu bilmiyoruz. Bu sivillere karşı işlenmek üzere olan başka bir savaş suçudur.” dedi.
Paylaşılan videoda yüzünü kapatan Acar, sıvı sebebiyle gözlerinin yandığını söyledi.
Acar, Al Jazeera televizyonuna daha önce yaptığı açıklamada, yelkenlide meydana gelen yanlış alarmı anlattı.
İsrail”in gemiyi durdurmak istediğine dikkati çeken Acar, geminin etrafını saran botların İsrail”in gözdağı yöntemi olduğunu düşündüklerini belirtti.
Acar, İsrail”in korkutma yöntemlerinin işe yaramayacağına dikkati çekerek, “Biz yolumuza devam edeceğiz. Bu yardımı götürmek için Gazze”ye doğru yelken açmayı sürdüreceğiz. İsrail ordusu durdurana kadar devam edeceğiz.” dedi.
İsrail”in Gazze”ye yıllardır abluka uyguladığına işaret eden Acar, “Şu an Gazze”ye yaklaşık 185 kilometre uzaklıkta uluslararası sulardayız.” ifadesini kullandı.
İsrailli Bakan tehdit etmişti
Özgürlük Filosu Koalisyonu isimli sivil toplum kuruluşunun, Gazze”ye yönelik ablukayı kırıp bölgeye yardım götürme amacıyla düzenlediği son misyon çerçevesinde 18 metrelik yelkenli, 1 Haziran”da İtalya”nın Katanya kentindeki San Giovanni Li Cuti Limanı”ndan Gazze için yola çıkmıştı.
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Özgürlük Filosunu tehdit ederek, Madleen gemisinin Gazze kıyılarına varmasını engellemek için İsrail ordusuna “ne gerekiyorsa yapması” yönünde talimat verdiğini duyurmuştu.
İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin, yaptığı basın açıklamasında, İsrail saldırıları altında açlıkla boğuşan Gazze”deki Filistinlilere insani yardım taşıyan gemiye karşı harekete geçmek için hazırlık yaptıklarını söylemişti.
Gazze”ye yönelik İsrail saldırılarını sona erdirmek için dünyanın çeşitli yerlerinden kampanya ve inisiyatiflerin bir araya gelmesiyle oluşturulan ve olası tehlikelere karşı gizli tutulan Özgürlük Filosu Koalisyonun “Conscience” adlı gemisi ise Malta açıklarında 2 Mayıs”ta yerel saatle 00.23″te insansız hava araçlarının saldırısına uğramıştı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
İsrail ordusundan Madleen gemisine askeri operasyon!
Özgürlük Filosu Koalisyonu”nun (Freedom Flotilla Coalition) Telegram hesabından yapılan açıklamada, gemideki duruma ilişkin bilgi verildi.”GÖNÜLLÜLER İSRAİL ORDUSU TARAFINDAN KAÇIRILDI”İsrail ordusunun Madleen gemisine müdahale ettiği belirtilen açıklamada, “Madleen ile irtibat kesildi. İsrail ordusu gemiye çıktı. Madleen gemisindeki gönüllüler, İsrail ordusu tarafından kaçırıldı.” ifadesi kullanıldı.Açıklamada, Gazze”de açlıkla boğuşan Filistinlilere destek olmak için yola çıkan ve kaçırılan insan hakları aktivistlerinin güvende tutulmalarını sağlamak için vatandaşı oldukları ülkelerin dışişleri bakanlıklarına baskı yapılması çağrısında bulunuldu.YASEMİN ACAR”IN ELLERİNİN HAVADA OLDUĞU GÖRÜLDÜGemideki insan hakları aktivisti Yasemin Acar”ın paylaştığı kısa videoda ise İsrail askeri olduğu düşünülen bir kişinin video çekenlere telefonlarını kapatmasını söylediği duyuluyor.Videoda aktivist Acar”ın ellerinin havada olduğu görülüyor.The Israeli Navy is currently communicating with the “selfie yacht”. Using an international civilian communication system, the Israeli Navy has instructed the “selfie yacht” to change its course due to its approach toward a restricted area. pic.twitter.com/KnSqWrsXU2— Israel Foreign Ministry (@IsraelMFA) June 8, 2025İSRAİL ROTALARINI DEĞİŞTİRMELERİ İSTEDİİsrail donanmasının, Gazze Şeridi”ne insani yardım ulaştırmayı amaçlayan Madleen yelkenlisindeki aktivistlerle iletişime geçerek rotalarını değiştirmelerini istediği bildirildi.İsrail Dışişleri Bakanlığı”nın X hesabından yapılan paylaşımda, bir İsrail askerinin konuştuğu videoya yer verildi.Paylaşımda, uluslararası bir sivil iletişim sistemi kullanılarak Madleen yelkenlisiyle iletişim kurulduğu ve “rotasını değiştirme talimatı” verildiği kaydedildi.Videoda, “Gazze”nin deniz sahası deniz trafiğine kapalıdır.” ifadesini kullanan İsrail askeri, geminin rotasının Usdud (Aşdod) Limanı”na doğru değiştirmesi gerektiğini belirtiyor.YANLIŞ ALARM VERİLDİKısa bir süre önce gemide alarm veren aktivistler, sosyal medya hesaplarından yaşananlara ilişkin paylaşımlar yaptı.Brezilyalı aktivisit Thiago Avila, “Aynı anda birçok ışık tarafından kuşatıldık ve teknemizin etrafında dönüyorlardı.” ifadesini kullandı.Yaklaşan teknelerin, daha sonra kendi rotalarında devam ettiğini bildiren Avila, etraflarını saran teknelerin ayrıldığını ve kim olduklarını bilmediklerini aktardı.Avila, bu olay üzerine yanlış alarm verdiklerini belirtti.AKTİVİSTLER İSRAİL ORDUSUNUN MADLEEN”E BASKIN DÜZENLENDİĞİNİ BELİRTEREK ALARM VERMİŞTİGemideki Türk aktivist Şuayb Ordu da etraflarında çok fazla gemi ışığının belirmesi ve mavi ışıklı bir teknenin kendilerine yaklaşması nedeniyle paniğe kapılarak, İsrail ordusunun müdahale ettiği düşüncesiyle yanlış alarm verdiklerini kaydetti.Ordu, Madleen gemisine yaklaşan teknenin, İsrail ordusuna ait olabileceğini ve taciz etmek amacıyla bunu yapmış olabileceğini vurguladı.Yelkenlide bulunan aktivistler, İsrail ordusunun Madleen”e baskın düzenlediğini belirterek alarm vermişti.TÜRK AKTİVİST ORDU TÜRK HALKINA SESLENDİİsrail”in insani felakete yol açtığı ve sıkı abluka uyguladığı Gazze Şeridi”ne insani yardım ulaştırmayı amaçlayan Madleen yelkenlisindeki Türk Şuayb Ordu, İsrail”in gemiye müdahale etmesi durumunda hiçbir direnişte bulunmayacaklarını ve barışçıl tutumlarını sürdüreceklerini belirterek, “canlarına zarar gelmesine karşı” uyarıda bulundu.Şuayb Ordu, Instagram hesabından paylaştığı videoda, İsrail”in Madleen yelkenlisine müdahaleye hazırlandığı yönündeki haberlere ilişkin açıklamada bulundu.Basında çıkan ve “İsrail ordusunun gemiye müdahale edeceğini, gemideki aktivistleri sınır dışı edeceğini, ancak direniş sergilenirse ateş açacaklarını” kapsayan haberlere ilişkin Ordu, İsrail ordusunun, saldırı düzenlemek için gemiden birini “günah keçisi” seçebileceğine dikkati çekti.”TÜRK OLDUĞUM İÇİN BU GÜNAH KEÇİSİ SEÇİLEBİLME POTANSİYELİNE SAHİBİM”Ordu, “Türk olduğum için bu günah keçisi seçilebilme potansiyeline sahibim. Bu noktada İsrail”e cesaretleri varsa kameralarla gelip baskın sürecini çekmelerini teklif ediyorum ve dünyayla paylaşsınlar.” dedi.”BİZ BARIŞÇIL BİR ŞEKİLDE İLERLİYORUZ”Türk aktivist, gemiye baskın yapması durumunda hiçbir eylemde bulunmayacağını belirterek, şunları söyledi:”Eğer benim canıma bir zarar gelirse ve beni katletseler ve bunu görsel bir belgeyle ispatlayamazlarsa herkes şunu bilsin ki ben hiçbir eylemde bulunmadım. Kafama silah dayayıp ateş edebilirler elimi bile kaldırmam. Tek kelime etmem, yüzlerine bile bakmam. Biz barışçıl bir şekilde ilerliyoruz ve buradaki arkadaşlarımın canını korumak için onlara sonsuz saygım var.””BİRİMİZE ZARAR VERİRLERSE BİLİN Kİ İFTİRA ATIYORLARDIR”Ordu, bir yıldır barışçıl eylemler yaptığını hatırlatarak, “Bu gemiye baskın yapmaya geliyorlarsa, can yeleklerimizi giyeceğiz, oturacağız ellerimiz boş bir şekilde bekleyeceğiz. Tahrik edici hiçbir eylemde bulunmayacağız. Hiçbir tepki vermeyeceğiz. Buna rağmen birimize zarar verirlerse bilin ki iftira atıyorlardır.” diye konuştu.Türk Aktivist, “Bütün dünyanın şunu duymasını istiyorum ki hiçbir direniş göstermeyeceğim, hiçbir yüz ifadesinde bile bulunmayacağım, ne yaparlarsa yapsınlar. Birimizin canına gelecek herhangi bir zarardan tamamen iftira atıyorlardır, bunun adı katilliktir.” şeklinde sözlerine son verdi.
Source: Muhammet Binici
İsrail ordusu Madleen gemisine müdahale etti
Özgürlük Filosu Koalisyonu nun (Freedom Flotilla Coalition) Telegram hesabından yapılan açıklamada, Madleen gemisindeki duruma ilişkin bilgi verildi. İsrail ordusunun Madleen gemisine müdahale ettiği belirtilen açıklamada, Madleen ile irtibat kesildi. İsrail ordusu gemiye çıktı. Madleen gemisindeki gönüllüler, İsrail ordusu tarafından kaçırıldı ifadesi kullanıldı. AA nın haberine göre; açıklamada, Gazze de açlıkla boğuşan Filistinlilere destek olmak için yola çıkan ve kaçırılan insan hakları aktivistlerinin güvende tutulmalarını sağlamak için vatandaşı oldukları ülkelerin dışişleri bakanlıklarına baskı yapılması çağrısında bulunuldu. MÜDAHALE ANLARI KAMERAYA YANSIDI Gemideki insan hakları aktivisti Yasemin Acar ın paylaştığı kısa videoda ise İsrail askeri olduğu düşünülen bir kişinin video çekenlere telefonlarını kapatmasını söylediği duyuluyor. Videoda aktivist Acar ın ellerinin havada olduğu görülüyor. mansethaberresim#3797816# Gemide, Avrupa Parlamentosunun (AP) Fransız üyesi Rima Hassan ve Almanya vatandaşı Yasemin Acar ın yanı sıra Türkiye den Hüseyin Şuayb Ordu, Brezilya dan Thiago Avila, İspanya dan Sergio Toribio, Hollanda dan Marco van Rennes, Fransa dan Baptiste Andre, Reva Viard, Pascal Maurieras ve Yanis Mhamdi, İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ve gazeteci Omar Faiad olmak üzere 12 kişi bulunuyor.
Source: Habertürk
İsrail Ordusu “Madleen” gemisine müdahale etti
İnsan hakları aktivisti Hüseyin Şuayb dökülen beyaz sıvıyı göstererek, “Üzerimize kimyasal bir sıvı döktüler, ne olduğunu bilmiyoruz. Bu sivillere karşı işlenmek üzere olan başka bir savaş suçudur.” dedi.
Filonun sosyal medya hesaplarından paylaşılan görüntülerde gemiye baskın anları yer alırken, yapılan açıklamada, “Madleen ile irtibat kesildi. İsrail ordusu gemiye çıktı.” ifadeleri kullanıldı.
Müdahalenin ardından Madleen gemisinin İsrail kıyılarına çekildiği ve 12 aktivistin gözaltına alındığı öğrenildi.
Source:
İsrail komandoları bekliyor, özgürlük filosu gidiyor… İnsanlığın son 16 saati
Belki de insanlığın zaferini kutlayacağız.Çünkü saat 12.00 sıralarında…Özgürlük filosunun Gazze sularına ulaşmasına sadece 160 mil kaldı.Girit’i geçtiler.Mısır karasularına girdiler.Saat 11.42…Brezilyalı Thiago Avila gemiden şu mesajı gönderiyor:“Güneş doğdu ve biz bir insanlık koridorundayız; İsrail’in tehditlerine rağmen Madleen gemisinde ruhlar çok yüksek, İsrail medyasından aldığımız habere göre üç özel kuvvet birimi (S -16, S-6 ve S-3) 80 komando deniz ve hava desteğiyle konuşlandırılmış. Hepsi savaş suçu işlemek için bekliyorlar. Bu saldırıyı elbette durdurma şansımız var.”Avila bu konuşmayı yaparken, Gazze’ye 160 mil kala Avrupa Parlamentosu Milletvekili Yasemin Acar elinde Filistin bayrağıyla teknenin önüne çıkıyor…Özgürlük, cesaret ve insanlığın sesini yükseltiyor…BEKLE BİZİ GAZZE GELİYORUZ…Avila devam ediyor:“Onlara değer vermiyoruz. Sahip oldukları tek şey bombaları, şiddetleri ve nefretleri. Geri kalan her şeye biz sahibiz. Dayanışmamız ve umudumuz var. Sevgimiz var. Ve milyarlarca insandan oluşan küresel bir topluluğumuz var. Onlar da kalplerinin derinliklerinde açlıktan ölen çocukları, hastaneleri, barınakları, okulları bombalamanın yanlış olduğunu biliyorlar.Evet yanlış olduğunu biliyorlar.Neslimizin en büyük savaşını yaşıyoruz ve artık hepimiz için bir adım atma zamanı geldi.Mütevazi ve küçük teknemizde şiddet içermeyen insani görevimiz ilerlemeye devam ediyor.Bekle bizi Gazze…Geliyoruz.”MADLEEN’İN ANLAMIÇok soruldu…Gazze’ye giden Madleen gemisinin adı ne anlama geliyor?Madleen, Filistin’de yaşayan bir kadın balıkçının adıdır. Bu sefere onun adı verilmiştir.BU GECE BİZE UYKU YOKArkadaşlar;Ben bu satırları yazdığım saatlerde, Madleen gemisi Mısır karasularına girmişti.Geminin yelkenle ortalama saatte 6-10 mil hızla gittiğini düşünürsek.160 mil, 16-26 saat demektir.Ancak tahmin ediyorum; geminin oraya varışı güneşin doğuşuna denk getirilecektir.Çünkü bu özgürlük ve insanlık filosunu izleyen milyonlarca insan ne olduğunu görmelidir.DÜNYANIN HER YERİNDEN DESTEK MESAJLARI YAĞIYORGreta, Liam, Yasemin, Thiago ve insanlık adına Madleen gemisiyle Filistin’e ve insanlığa yelken açan 12 cesur yürek için dünyanın her yerinden destek mesajları yağıyor.Sosyal medyada inanılmaz bir destek var.Hepimiz nefesimizi tutmuş bu geceyi ve günün ilk ışıklarını bekliyoruz.Ben bu yazıyı yazıyorum.Ama belki de yayınlandıktan hemen sonra bir saldırı olabilir.Bekliyoruz, bekliyorum. Yarın Hürriyet internetteki köşemden bütün gelişmeleri aktarmaya, bütün kalbimle destek vermeye devam edeceğim.İSRAİL’E DE BİR MESAJIM VARİsrail’in demokrat halkı. Biliyoruz ki çoğunuz bu katliamı onaylamıyor.7 Ekim günü Hamas’ın saldırısını hiçbirimiz desteklemedik. Tam tersine çoluk çocuğu sivilleri hedef alan bu saldırıyı lanetledik.Ama şimdi İsrail Hükümeti, Filistin halkına tarihte görülmemiş bir soykırımı ve katliamı yaşatıyor.Çocuklar, kadınlar, siviller ya açlık ve hastalıkla ya da bombalarla ölüyor.50 bini aşkın ölümden sözediyoruz.Sivil ölümü konuşuyoruz.İsrail Hükümeti;Bak sana Türkiye’de, demokrasiye, hukuka inanmış, her türlü radikalliğe karşı bir yazar olarak sesleniyorum.Türklerin tarihte Yahudilere verdiği desteği herkes bilir.Ama biz Türkler mazlumu görünce dayanamayız.Sana en sakin halimle ve bütün kalbimle sesleniyorum.Aklın varsa bizi karşına alma.İnsanlığın bu sesine kulak ver.Ve bütünüyle insani duygularla ve yardım maksadıyla Gazze’ye gelen bu Madleen gemisine saldırma…Bir daha ve bütün kalbimle söylüyorum.İnsanlığı karşına alma.
Source: Fatih Çeki̇rge
ABD savaş alanına döndü! Trump”tan peş peşe açıklamalar! “Kurtarın” talimatı
ABD”nin Los Angeles kentinde gözaltına alınan düzensiz göçmenlere destek amacıyla başlatılan gösterilerde 3. gün geride kalırken, Ulusal Muhafızların da görev yapmaya başladığı kentteki gösteriler zaman zaman şiddetleniyor.Los Angeles kentinde 3 gündür devam eden sınır protestolarında göstericiler ile güvenlik güçleri karşı karşıya gelmeye devam ediyor.OTOYOLLAR KAPATILDI, ARAÇLAR ATEŞE VERİLDİICE baskınlarına tepki olarak başlayan gösteriler, hafta sonu boyunca eyalet genelinde büyüdü. Pazar günü 101 ve 110 numaralı otoyollar protestocular tarafından kapatıldı. Bazı gruplar sürücüsüz araçları ateşe verdi. İki aracın, Google’ın otonom araç firması Waymo’ya ait olduğu bildirildi.LAPD, Arcadia Caddesi’nde araçların durdurulup yakıldığını doğruladı. Polis, protestoları “yasadışı toplantı” ilan ederek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.TRUMP”TAN SON DAKİKA AÇIKLAMALARI1807 tarihli İsyan Yasası’nı uygulamaya hazır olmadığını belirten Trump, California Valisi Gavin Newsom’u “beceriksiz” olarak nitelendirdi. Protestoların yakından takip edildiğini belirten Trump, “Kanun ve düzen için ne gerekiyorsa yapacağız” ifadesini kullandı.ABD Başkanı Donald Trump, Pazar günü New Jersey’de gazetecilere yaptığı açıklamada, Los Angeles bölgesindeki protestolara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.Başkanlara iç güvenlik tehditlerine karşı orduyu ülke içinde konuşlandırma yetkisi veren 1807 tarihli İsyan Yasası”nı uygulamaya hazır olup olmadığı sorulan Trump, “Bu bir ayaklanma olup olmadığına bağlı” yanıtını verdi. Trump, Los Angeles”ta böyle bir ayaklanma durumu yaşandığına inanıp inanmadığı sorulduğunda ise, “Hayır, ama şiddet yanlısı insanlar var ve biz onların bundan sıyrılmalarına izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.”Çok güçlü bir kanun ve düzenin sağlanması gerekiyor,” diyerek hukukun üstünlüğüne dikkat çekti.”ÇOK ŞİDDETLİ OLAYLAR YAŞANDI”Başkana, ayaklanma tanımına dair net bir değerlendirme yapıp yapmadığı sorulduğunda Trump, “Gerçekten sadece olay yerine bakmanız ve neler olduğunu görmeniz gerekiyor. Dün gece Los Angeles”ta çok yakından izledik. Orada çok fazla şiddet vardı” dedi.Aynı zamanda Savunma Bakanı Pete Hegseth’in, Camp Pendleton’da görevli Deniz Piyadelerinin Ulusal Muhafızları desteklemek üzere “yüksek alarmda” olduklarına ilişkin açıklamaları da soruldu. Trump, “İhtiyacımız olan şeye bakacağız. Kanun ve düzenin sağlanması için neye ihtiyaç varsa onu göndereceğiz” yanıtını verdi.VALİYLE GERİLİM ARTTIProtestoların genişlemesi ihtimali sorulan Trump, diğer şehirlerdeki göçmen gösterilerini de “çok yakından” izlediklerini belirtti.Bu süreçte California Valisi Gavin Newsom’la cuma günü yaklaşık 40 dakika süren bir görüşme gerçekleştirdiğini söyleyen Trump, Newsom’a şu sözlerle uyarıda bulunduğunu aktardı: “Bakın, bununla ilgilenmeniz gerek, aksi takdirde asker göndereceğim, dedim. Yaptığımız da bu oldu”Trump, Los Angeles bölgesine 2 bin Ulusal Muhafız askerinin sevk edilmesi kararının ardından, Newsom tarafından “kasıtlı olarak kışkırtıcı” bir adım olarak kınandı. Trump ise Vali Newsom’u doğrudan “beceriksiz” olarak nitelendirdi.TRUMP”TAN PEŞ PEŞE TOPLANTILARPazar günü Maryland’deki başkanlık yerleşkesi Camp David’e gitmeden önce konuşan Trump, burada gerçekleştirilecek toplantılar hakkında da kısa bilgiler verdi. Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte gazetecilerin sorularını yanıtlayan Trump, görüşmelerin askeri personel, generaller ve amirallerle yapılacağını belirtti. “Camp David”e gidiyoruz. Çok önemli konular hakkında çeşitli kişilerle toplantılarımız var. Bunu Camp David”de yapmayı düşündük çünkü orada muhtemelen her yerden daha iyi güvenlik var,” diyen Trump’a, toplantıların içeriği sorulduğunda ise şu yanıtı verdi: “Birçok insanla görüşeceğiz. Bunların arasında bildiğiniz gibi generaller ve amiraller de var.”Trump’a Camp David yolculuğunda Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun yanı sıra Başkan Yardımcısı JD Vance ve Savunma Bakanı Pete Hegseth de eşlik edecek.TRUMP”TAN BİR MESAJ DAHA!ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social hesabından yaptığı açıklamada, Los Angeles’ın “yasadışı yabancılar ve suçlular tarafından istila edildiğini” söyledi.Federal ajanlara yönelik saldırılara karşı kararlılık vurgusu yapan Trump, ilgili bakanlıklara “şehri kurtarma” talimatı verdi.ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social üzerinden yaptığı açıklamada Los Angeles’taki duruma ilişkin sert ifadeler kullandı.Trump, “Bir zamanlar büyük bir Amerikan şehri olan Los Angeles, yasadışı yabancılar ve suçlular tarafından istila edildi ve işgal edildi,” dedi.Trump, şehirde yaşanan şiddet olaylarının sınır dışı operasyonlarını hedef aldığını belirterek, “Şimdi şiddet yanlısı, isyancı kalabalıklar, sınır dışı etme operasyonlarımızı durdurmak için federal ajanlarımıza saldırıyor ve onları işgal ediyor” ifadelerine yer verdi.”Bu kanunsuzluk sadece kararlılığımızı güçlendiriyor”Trump, kentteki protesto ve saldırıların federal hükümeti yıldırmayacağını vurgulayarak, “Ancak bu kanunsuz isyanlar sadece kararlılığımızı güçlendiriyor” dedi.Göçmen karşıtı tutumunu sürdüren Trump, yasadışı göçle mücadelede geri adım atmayacaklarını ifade etti.BAKANLARA TALİMATBaşkan Trump, İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Başsavcı Pam Bondi’ye doğrudan talimat verdiğini açıkladı. Trump, “Diğer tüm ilgili bakanlıklar ve kurumlarla koordinasyon halinde, Los Angeles”ı göçmen istilasından kurtarmak ve bu göçmen isyanlarına son vermek için gerekli tüm eylemleri yapmaları talimatını veriyorum” dedi.”Los Angeles özgür bırakılacak”Trump açıklamasını, “Düzen yeniden sağlanacak, yasadışı göçmenler sınır dışı edilecek ve Los Angeles özgür bırakılacak,” sözleriyle tamamladı. Göç politikaları ve kamu güvenliği konusundaki kararlılığını yineleyen Trump, kamuoyunun desteğine teşekkür etti: “Bu konuya gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim”TEPKİ BÜYÜYORTrump”ın Los Angeles”taki göçmen protestolarının bastırılması için Ulusal Muhafızları görevlendirmesine tepkiler büyüyor. Los Angeles Belediye Başkanı Karen Bass, müdahalelerin “halkta korku ve paniğe neden olduğunu” söyledi.DEMOKRATLARDAN ORTAK BİLDİRİBir grup Demokrat vali de Trump’ın askeri müdahalesine ortak bildiriyle karşı çıktı. Bildiride, “Valiler kendi Ulusal Muhafızlarının başkomutanıdır. Federal hükümetin bir eyalete danışmadan asker konuşlandırması hem etkisiz hem tehlikelidir” denildi.Ayrıca, ABD Deniz Piyadeleri”nin konuşlandırılması ihtimali için, “Bu tehdit askerlerin misyonunu baltalar ve kamu güvenini sarsar” uyarısı yapıldı.
Source: Mehmet Küçükkahveci
Madleen Gazze’nin kapısında… Türk aktivist Hürriyet’e konuştu: Gazzeliler hakkını helal etsin
İsrail’in Gazze Şeridi’ne uyguladığı insani yardım ablukasını kırmak için 1 Haziran’da İtalya’nın Sicilya adasından yola çıkan Özgürlük Filosu Koalisyonu’na ait ‘Madleen’ yelkenlisi dün itibarıyla Mısır’ın İskenderiye kentinin açıklarından Gazze’nin kapılarına ulaştı. Madleen’in yolculuğu son safhasına girerken tüm dünya nefesini tutmuş; içinde, biri gazeteci 12 aktivistin bulunduğu geminin Gazze’ye ulaşıp ulaşamayacağını merakla bekliyor. Gazze kıyılarına 200 kilometre mesafeden az bir noktada Filistin’e doğru ilerleyişini sürdüren gemiye dün öğle saatlerinde sinyal karıştırma uygulanmaya başladı. Geminin çevrimiçi olarak takip edilmesini sağlayan Otomatik Tanımlama Sistemi (AIS) devre dışı kaldı. Gemiyle olan iletişimin aksamaya başlamasının ardından İsrail müdahalesi yakın endişesi arttı. Gemide bulunan 31 yaşındaki Türk aktivist Şuayb Ordu, Madleen’de yaşananları Hürriyet’e anlattı. Teknedeki Türk aktivist Şuayb Ordu Hürriyet’e konuştu.‘MÜDAHALEYE HAZIRIZ’Mısır karasularına girmeden ilerlediklerini açıklayan Şuayb Ordu, uluslararası sulardan doğrudan Gazze Şeridi’ne ulaşmayı hedeflediklerini ancak İsrail’in bu noktada müdahale edebileceğini düşündüklerini belirtti. İsrail’in olası askeri müdahalelerine karşı tüm aktivistlerin uzun süredir hazırlandığını dile getiren Ordu, gemiye baskın ya da dronlu bir saldırı gerçekleşmesini beklediklerini aktardı, herhangi bir dron sesi duyduklarında herkesin can yeleklerini giyip beklediğini anlattı. Aktivistler dron sesi duyunca can yeleklerini giyerek bekliyor.‘DÜNYA BİZİ TANIYOR’Ordu, “Baskın yaparlarsa yapabileceğimiz bir şey yok ama asla şiddete başvurmayacağız, dünya vicdanı bizi de İsrail’i tanıyor” diye konuştu. Ordu, “Bu yola bir süre İsrail’de gözaltında tutulmak için çıkmadık. Amacımız ablukanın kırılması ve Gazze’ye ulaşmak. Gazze’ye giremezsek gerçekten çok üzülürüz ama asıl üzüntümüz ablukanın sürmesi ve Gazzelilerin ihtiyaçlarının karşılanmaması olur” diye konuştu. “Gazze halkı hakkını helal etsin” diyen aktivist, “Soykırım durdurulana kadar onlarla ölüp ölüp dirileceğiz” ifadelerini kullandı. İsrail’in insani yardımlara uyguladığı abluka nedeniyle bölgede derinleşen insani kriz devam ediyor. Gazzeliler bölgedeki kısıtlı yardımlara ulaşmaya çalışırken izdihamlar oluşuyor.KATZ: ORDUYA EMİR VERDİMÖte yandan İsrail Savunma Bakanı Israel Katz dün yaptığı açıklamada orduya Madleen gemisinin Gazze’ye ulaşmasını engellemek için harekete geçmeleri talimatını verdiğini söylerken aktivistleri suçladı. Katz, açıklamasında “Antisemit Greta ve arkadaşlarına açıkça şunu söylüyorum, geri dönmelisiniz, çünkü Gazze’ye ulaşamayacaksınız. İsrail, kimsenin denizdeki ablukayı delmesine izin vermeyecek, çünkü ablukanın amacı Hamas’a silah gitmesine engel olmak” dedi.MAVİ MARMARA’YI HATIRLATTIİsrail medyasında gemiye yapılacak olası bir müdahalenin 2010 yılında 10 aktivistin öldürüldüğü Mavi Marmara baskını gibi olmasından endişe edildiği belirtildi. Böyle bir operasyonun İsrali’e karşı uluslararası baskıyı arttıracağı, bu nedenle Mavi Marmara’da da görev alan Shayetet 13 deniz komando birliğinin, geminin kontrol altına almasının planlandığı iddia edildi. Jerusalem Post gazetesi de aktivistlerin gözaltına alınıp sınır dışı edilmek üzere Aşdod limanına götürülebileceğini yazdı. Teknede bulunan Fransız Avrupa Parlamentosu üyesi Rima Hassan’ın da gözaltına alınmasının diplomatik krize neden olabileceği değerlendiriliyor. İsrail, Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını Kurban Bayramı’nda da sürdürürken, dünkü bombardımanda en az 31 kişi öldü.GEMİ NE TAŞIYORMadleen, Gazze’nin ilk ve tek kadın balıkçısı Madleen Kullab’ın adını taşıyor. Madleen gemisinin Gazze Şeridi’ne taşıdığı yardımların içinde bir tonluk tıbbi malzeme, un, pirinç, bebek maması, bebek bezi, kadın hijyen ürünleri, su arıtma kitleri, koltuk değnekleri ve çocuklar için protezler yer alıyor. Teknede bulunan 12 kişi arasında dünyaca ünlü iklim aktivisti Greta Thunberg, Avrupa Parlamentosu üyesi olan Filistin asıllı Fransız siyasetçi Rima Hassan ve Şuayb Ordu’nun yanı sıra Türk kökenli Almanya vatandaşı aktivist Yasemin Acar bulunuyor.2007’DEN BERİ ABLUKADAİsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze Şeridi’ne girecek insani yardımlara yoğun bir abluka uyguluyor. Ancak Tel Aviv yönetiminin Gazze’yi açık hava hapishanesine çeviren ablukası 7 Ekim 2023’te başlayan çatışmalardan çok eskiye dayanıyor. İsrail, Hamas’ın 2007 yılında yönetimin başına geçmesinden itibaren Gazze Şeridi’nde güvenlik önlemleri adı altında hem karadan hem de denizden giriş çıkışları engelliyor. 2010 yılındaki Mavi Marmara gemisi dahil olmak üzere ablukayı kırmak için çok sayıda girişim olsa da İsrail güçleri tamamına müdahale etti.
Source: Necdet Burak Özyurt
İstihbarat belgeleri sızdı: Rusya Çin’e çok da güvenmiyormuş
Amerikan New York Times gazetesinin haberine göre, Rus iç istihbarat birimi FSB, 2022 yılında Çin’i “düşman” olarak sınıflandıran ve Pekin yönetiminin Rusya çıkarlarına zarar vermesini engellemeyi amaçlayan “Entente-4” isimli bir birim kurdu. Sızdırılan FSB belgelerine dayandırılan habere göre, Moskova yönetimini “Çin tehdidi” konusunda uyaran birimin, Çin’in özellikle Rus bilim insanları üzerinden kritik askeri teknolojilerle ilgili bilgi edinmenin peşinde.YAZIŞMALAR İNCELENİYORÇin’in Rusya içindeki faaliyetlerine ilişkin en dikkat çekici takip Çin menşeli sohbet uygulaması WeChat verilerinin incelenmesi. Birçok sosyal medya ve iletişim uygulamasını da izleme kapasitesine sahip Skopishche sistemi aracılığıyla Çinlilerle iletişime geçmiş olabileceğini düşünülen Rusların rehber verileri ve yazışmaları inceleniyor. Bu doğrultuda özellikle Rus akademisyenler, devlet görevlileri, araştırmacılar ve diğer hassas bilgilere erişimi olan bireyler mercek altına alınıyor. FSB ayrıca bazı durumlarda Çin ile iletişimde bulunan kişilere uyarılarda bulunarak görüşmelerini sonlandırmalarını istiyor.GÖRÜNÜRDE İTTİFAK VARÇin’de bazı akademik çevrelerin Rus topraklarında hak iddia etmek için anlatı oluşturduğundan korkan Rus istihbaratı ayrıca Pekin’in Kuzey Kutup bölgesinde de madencilik şirketleri ve üniversite araştırma merkezleri aracılığıyla casusluk yaptığı görüşünde. Her ne kadar Kremlin Çin ile yakın ittifakı savunsa da, istihbarat belgeleri Pekin’e karşı derin bir güvensizlik olduğunu ortaya koyuyor.Batı yaptırımları sonrası Çin, Rus ihracatının en büyük müşterisi konumuna gelmişti.
Source: Hurriyet.com.tr
Aç çocuklara bomba yağdırdılar
Gazze Şeridi”nde 7 Ekim 2023″ten bu yana tüm savaş suçlarını isleyerek soykırım yapan terör devleti İsrail, bir bayramı daha kana ve gözyaşına buladı. İsrail ordusu, Kurban Bayramı”nın üçüncü günü de Gazze Şeridi”nin çeşitli bölgelerine yerinden edilen sivillerin kurduğu çadırlara ve bir kap yemek almak için yardım merkezlerine gitmeye çalışan aç insanlara bomba yağdırdı. Haftalardın yardım merkezlerinde gıda yardımı almak için mücadele veren çok sayıda Filistinliyi katleden İsrail güçleri dün de bir yardım noktasında toplanan sivillere ateş açtı. En az 13 Filistinli hayatını kaybetti, 100″den fazla Filistinli ise yaralandı. “ÖLÜME ÇAĞIRIYORLAR” İsrail ordusu, son 24 saatte düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk 108 kişiyi daha katletti. Saldırılarda 393 kişi de yaralandı. Ancak abluka ve bombardıman nedeniyle yaralılar da tedavi edilemiyor. İlgili kaynaklara göre Gazze”deki sağlık hizmetleri alarm veriyor. Kaynaklar, hastanelerdeki yakıt stoklarının yalnızca iki gün daha yeteceğini, çok sayıda yaralının ise güneydeki sağlık merkezlerine ulaşmakta zorluk çektiğini bildirdi. Birleşmiş Milletler Filistin Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) önceki gün, Gazze”de açlık çeken sivillerin, yiyecek alma umuduyla gittikleri yardım dağıtım merkezlerinde İsrail”in yoğun saldırılarına maruz kaldığını belirtmişti. Açıklamada, Gazze”deki mevcut yardım dağıtım modelinin “etkisiz” olduğu ve “insanları ölüme çağırmak” anlamına geldiği vurgulanmıştı.
Source: Sabah
Gazze”de savaşmayı reddeden İsrail askerine hapis cezası
İsrail da bir askeri mahkeme, yedek asker olarak 7 Ekim 2023 ten bu yana 270 günlük görev süresini doldurmasına rağmen Gazze deki savaşa karşı çıkması sebebiyle göreve gitmeyi reddeden Yüzbaşı Ron Weiner e 25 gün hapis cezası verdi. Gazze de savaşmayı reddetmesi sebebiyle geçen hafta 20 günlük hapis verilen Weiner cezaevine gönderildi. Yargı sürecindeki teknik bir aksaklıktan dolayı Weiner, 24 saatten kısa bir sürede serbest bırakıldı ve davası yeniden görüldü. Gazetenin haberinde, Weiner in Gazze de tutulan İsrailli esirlerin, bedeli savaşı durdurmak olsa bile geri getirilmesini talep eden hareketin önde gelen aktivistlerinden biri olduğuna dikkat çekildi. Gazze deki İsrailli esirlerin geri getirilmesini destekleyen İsrail askerlerinin oluşturduğu gruptan, Yedioth Ahronoth gazetesine yapılan açıklamada, İsrail in Gazze deki askeri baskısının esirlerin hayatını riske attığı yönünde korkunun yaşandığı kaydedildi. Gazze deki İsrailli esirlerin hayatı pahasına savaşa katılmayı reddetmenin mantıklı bir adım olduğu ve söz konusu askerlerin bunu desteklediği ifade edildi. İsrail de mayıs ayının sonlarında 2 askere Gazze deki saldırılara katılmayı reddettikleri için askeri mahkeme tarafından hapis cezası verilmişti. Yedioth Ahronoth da dahil olmak üzere İbranice medya kuruluşlarına göre, İsrail ordusu mayıs ayı başlarında Gazze de genişletilmiş bir imha savaşına hazırlık amacıyla on binlerce yedek askeri göreve çağırmaya başladı. *Haberde AA nın arşiv fotoğrafı kullanılmıştır.
Source: Habertürk
Gazze”ye giden Özgürlük Filosu”na baskın! 2″si Türk 12 aktivist İsrail tarafından kaçırıldı
Özgürlük Filosu Koalisyonu”nun (Freedom Flotilla Coalition) Telegram hesabından yapılan açıklamada, gemideki duruma ilişkin bilgi verildi. İsrail ordusunun Madleen gemisine müdahale ettiği belirtilen açıklamada, “Madleen ile irtibat kesildi. İsrail ordusu gemiye çıktı. Madleen gemisindeki gönüllüler, İsrail ordusu tarafından kaçırıldı.” ifadesi kullanıldı.Açıklamada, Gazze”de açlıkla boğuşan Filistinlilere destek olmak için yola çıkan ve kaçırılan insan hakları aktivistlerinin güvende tutulmalarını sağlamak için vatandaşı oldukları ülkelerin dışişleri bakanlıklarına baskı yapılması çağrısında bulunuldu.Gemideki insan hakları aktivisti Yasemin Acar”ın paylaştığı kısa videoda ise İsrail askeri olduğu düşünülen bir kişinin video çekenlere telefonlarını kapatmasını söylediği duyuluyor.Videoda aktivist Acar”ın ellerinin havada olduğu görülüyor.- BM ÖZEL RAPORTÖRÜ: “KAPTAN BAŞKA BİR TEKNE YAKLAŞIYOR DERKEN BAĞLANTI KESİLDİ”Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, X hesabından yaptığı paylaşımda, Madleen gemisinin kaptanıyla irtibata geçtiğini ve gemi durdurulduğunda yaralanan kimsenin olmadığını bildirdiğini aktardı.Albanese, “Kaptan benimle telefonda konuşurken askerlerin konuştuğunu duydum. “Başka bir tekne yaklaşıyor” derken bağlantı kesildi.” ifadelerini kullandı.İSRAİL, MADLEEN GEMİSİNDEKİ AKTİVİSTLERİN ÜLKELERİNE GÖNDERİLECEĞİNİ AÇIKLADIİsrail Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Madleen gemisindeki 12 aktivistin durumuna ilişkin bilgi verildi.Açıklamada, İsrail ordusunun, Gazze Şeridi”ne yaklaşık 185 kilometre uzaklıkta alıkoyduğu Madleen gemisinin İsrail”e götürüldüğü belirtilerek, aktivistlerin ülkelerine gönderileceği bildirildi.İsrail Dışişleri Bakanlığı, alıkonulan insan hakları savunucularının videosunu da paylaştı.ALBANESE, İSRAİL”İN ALIKOYDUĞU MADLEEN GEMİSİNİN SERBEST BIRAKILMASI ÇAĞRISI YAPTIBirleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, X hesabından yaptığı paylaşımda, Gazze Şeridi”ne insani yardım ulaştırmayı amaçlayan Madleen gemisinin, “acilen serbest bırakılması gerektiğini” belirtti.BM Raportörü, “Her Akdeniz limanı Gazze”ye yardım, dayanışma ve insanlık taşıyan tekneler göndermelidir. Beraber yelken açacaklar, birlikte durdurulamaz olacaklar.” ifadesini kullandı.İsrail”in insani felakete sebep olduğu Gazze”de, insani yardım girişini de kısıtlayan ablukasına işaret eden Albanese, “Ablukayı kırmak, devletler için yasal bir sorumluluk ve hepimiz için ahlaki bir zorunluluktur.” değerlendirmesinde bulundu.MADLEEN GEMİSİNDEKİ AKTİVİST ACAR, İSRAİL ORDUSUNUN GEMİYE BEYAZ RENKLİ BİR SIVI DÖKTÜĞÜNÜ SÖYLEDİİsrail”in insani felakete yol açtığı ve sıkı abluka uyguladığı Gazze Şeridi”ne insani yardım ulaştırmayı amaçlayan Madleen yelkenlisindeki insan hakları aktivisti Yasemin Acar, İsrail ordusuna ait dronların gemiye beyaz renkli “kimyasal bir sıvı döktüğünü” söyledi.Gemideki insan hakları aktivisti Yasemin Acar, dökülen beyaz sıvıyı göstererek, “Üzerimize kimyasal bir sıvı döktüler, ne olduğunu bilmiyoruz. Bu sivillere karşı işlenmek üzere olan başka bir savaş suçudur.” dedi.Paylaşılan videoda yüzünü kapatan Acar, sıvı sebebiyle gözlerinin yandığını söyledi.
Source: Www.star.com.tr
İsrail Ordusu 'Madleen' gemisine müdahale etti
GAZZE Şeridi”ne insani yardım ulaştırmak için yola çıkan ve 2″si Türk, 12 insan hakları savunucusu aktivistin bulunduğu Madleen gemisine, İsrail Ordusu”nun müdahale ettiği ve gemiyle irtibatın kesildiği bildirildi.Özgürlük Filosu Koalisyonu”na ait olan Madleen isimli yelkenli ile aralarında Türk aktivistler Hüseyin Şuayb ile Yasemin Acar, Avrupa Parlamentosu Üyesi Rima Hassan ve aktivist Greta Thunberg”in bulunduğu 12 insan hakları savunucusu, İsrail”in Gazze şeridinde uyguladığı ablukayı kaldırmak amacıyla yardım malzemeleriyle birlikte 1 Haziran”da İtalya”nın Sicilya adasından yola çıktı. Gazze açıklarında önce üzerinde dronların uçtuğu belirtilen gemiye daha sonra İsrail ordusu tarafından müdahale edildiği ve irtibatın kesildiği bildirildi.Özgürlük Filosu Koalisyonu”nun (Freedom Flotilla Coalition) sosyal medya hesaplarından aktarılan bilgilere göre, gemiye operasyondan önce beyaz kimyasal bir sıvı döküldüğü ve sonrasında İsrail Ordusu tarafından baskın yapıldığı belirtildi.İnsan hakları aktivisti Hüseyin Şuayb dökülen beyaz sıvıyı göstererek, “Üzerimize kimyasal bir sıvı döktüler, ne olduğunu bilmiyoruz. Bu sivillere karşı işlenmek üzere olan başka bir savaş suçudur.” dedi.Filonun sosyal medya hesaplarından paylaşılan görüntülerde gemiye baskın anları yer alırken, yapılan açıklamada, “Madleen ile irtibat kesildi. İsrail ordusu gemiye çıktı.” ifadeleri kullanıldı.Müdahalenin ardından Madleen gemisinin İsrail kıyılarına çekildiği ve 12 aktivistin gözaltına alındığı öğrenildi.
Source: Ekim Devrim Manduz
Senaryo değişti! Savaş riski kapıda… Metro istasyonlarını sığınaklara dönüştürecekler
Tiesler Süddeutsche gazetesine yaptığı açıklamada, Rusya-Ukrayna savaşına dikkati çekerek, “Uzun süre boyunca, Almanya”da savaşın hazırlanmamız gereken bir senaryo olmadığına dair yaygın inanç vardı. Bu değişti. Avrupa”da büyük bir savaş riski konusunda endişeliyiz.” dedi.Çok yüksek koruma gereksinimi olan yeni sığınakların çok para ve zaman gerektireceğine işaret eden Tiesler, “Daha hızlı çözüme ihtiyacımız var. Bu nedenle tünelleri, metro istasyonlarını, yer altı otoparklarını ve kamu binalarının bodrumlarını sığınaklara dönüştürmek istiyoruz. Böylece bir milyon sığınak yeri oluşturacağız.” diye konuştu.Tiesler, mevcut sığınak ağının yetersiz olduğunu, bu yaz kapsamlı plan sunacaklarını ve sığınak ağının genişletilmesi gerektiğini belirterek, “4 yıl içerisinde sivil savunma önlemleri için 10 milyar avroya, 10 yıllık süre içinse 30 milyar avroya ihtiyaç duyuluyor.” ifadesini kullandı.Gazetedeki haberde ayrıca ülkede Soğuk Savaş döneminden kalma 2000 sığınak ve barınaktan bugün sadece 580″inin mevcut olduğu ve bunların da tümünün kullanıma uygun olmadığı vurgulandı.Ayrıca Almanya”daki sığınaklarda yalnızca 480 bin kişilik yer bulunduğuna sadece yüzde 0,5″inin bu sığınaklarda korunabileceğine işaret edildi.Haberde, Finlandiya örneği verilerek ülkede 4,8 milyon kişiye yer sağlayan 50 binden fazla sığınak bulunduğu belirtildi.Bunun savaş döneminde Finlandiya nüfusunun yaklaşık yüzde 85″inin güvenli yere sığınabileceği anlamına geldiği kaydedildi.
Source: Www.star.com.tr
İran, nükleer programıyla ilgili aleyhinde karar çıkarılması halinde UAEA ile işbirliğini azaltacağını açıkladı
Devlet televizyonunda katıldığı bir programda konuşan Kemalvendi, E3 olarak adlandırılan nükleer anlaşmanın Avrupalı tarafları İngiltere, Fransa ve Almanya”nın nükleer anlaşmayı ihlal etmekle suçladıkları İran aleyhinde UAEA Yönetim Kurulu”ndan karar çıkartma ihtimalini değerlendirdi.Kemalvendi, İran”a karşı Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarını geri getirecek “tetik mekanizmasını (snapback)” harekete geçirmek için UAEA Yönetim Kurulu”nda Tahran aleyhinde karar çıkabileceğini belirterek, “Böyle olsa bile, tetik mekanizmasının etkinleştirilebileceği anlamına gelmez çünkü bu mekanizma İran yükümlülüklerini yerine getirmediğinde uygulanır. Tüm yükümlülüklerimizi yerine getirdik.” dedi.İran aleyhinde herhangi bir karara yanıt vereceklerini söyleyen Kemalvendi, “İran önceki kararlarda uyardı ancak dikkate almadılar ve sonuç olarak yüzde 60 zenginleştirme üretimini 7 kat artırdık. Şimdi de muhtemel karara karşı alınacak tedbirlerin bir kısmı teknik önlemler olacak ve diğer kısmı da Ajans ile yaptığımız işbirliğinin türü olacak. Ajans, İran”ın bugüne kadar sahip olduğu kapsamlı ve samimi işbirliğinin devam etmesini kesinlikle beklememeli.” ifadelerini kullandı.UAEA, 31 Mayıs”ta üye ülkelere gönderdiği raporda, İran”ın üç açıklanmayan lokasyondaki nükleer faaliyetlerini bildirmediğini ve ülkenin yüzde 60″a kadar saflıkta zenginleştirilmiş uranyum stoklarıyla ilgili endişelerini dile getirdi.İran ile ABD arasındaki müzakere süreci devam ederken 3 Avrupa ülkesi, nükleer anlaşmada yer verilen, “snapback” olarak adlandırılan ve İran”a anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle BM yaptırımlarını yeniden getirme imkanına sahip maddeyi işletmekle tehdit ediyor.UAEA Yönetim Kurulu, 9 Haziran”da toplanacak. Toplantıda, UAEA”nın raporu doğrultusunda İran aleyhine karar çıkarılacağı öngörülüyor.
Source: Www.star.com.tr
Los Angeles savaş alanına döndü! Trump”tan sert mesaj
ABD Başkanı Trump, New Jersey”de kendisine ait golf tesislerinden Camp David”e geçerken havalimanında basın mensuplarına Los Angeles”taki olayları değerlendirdi.
Trump, Los Angeles”a Ulusal Muhafız gönderdiğini ve gerekirse daha fazla muhafız birliği göndermeye hazır olduğunu vurguladı.
ABD Başkanı, “Bence bu bir isyandı ve çok kötüydü. Ülkemize ve vatandaşlarımıza yönelik bir tehlike görürsek, kanun ve düzeni sağlama konusunda çok sert davranırız. Kanun ve düzenin sağlandığından emin olmalıyız.” şeklinde konuştu.
California eyaleti ile Los Angeles kentinin Demokrat yöneticilerini suçlayan Trump, bu yaşanan olayların devam etmesine asla izin vermeyeceklerini ifade etti.
ABD”nin Los Angeles kentinde Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) tarafından gözaltına alınan düzensiz göçmenlere destek amacıyla düzenlenen gösteriler iki gündür devam ederken Trump yönetiminden sert açıklamalar gelmişti.
ICE karşıtı protestolarda çok sayıda gösterici gözaltına alınmış, zaman zaman güvenlik güçleri ile protestocular arasında çatışmalar yaşanmıştı.
ABD Başkanı Trump, Los Angeles”taki durumu kontrol altına almak amacıyla Ulusal Muhafızları görevlendirdiğini açıklamış ve bölgedeki olaylardan dolayı Demokrat yöneticileri suçlamıştı.
Source:
İsrail’in kaçırdığı Türk aktivist Şuayb Ordu’nun son mesajı ortaya çıktı: ‘Devletim sahip çıkmalı’
Gazze’ye insani yardım taşıyan Madleen Özgürlük Gemisi’nde yer alan Türk aktivist Şuayb Ordu, İsrail güçleri tarafından kaçırıldı.
İsrail müdahalesinden kısa süre önce konuşan Şuayb Ordu, hedef gösterilme ve kötü muamele riski taşıdığını belirtmiş, kamuoyuna ve Türk devletine çağrıda bulunmuştu.
“BİZİ SUÇLAYABİLECEKLERİ TEK BİR MALZEME BİLE YOK”
Türkiye gazetesinde yer alan habere göre gemideki aktivistlerin İsrail müdahalesine karşı her türlü tedbiri aldığını belirten Ordu, provokasyonlara ve propagandaya zemin bırakmamak için dikkatli davrandıklarını söyledi:
“Zodyaklar yaklaşırsa gemide suç unsuru olabilecek hiçbir şey yok. Mutfakta kullandığımız bıçakları bile kutuya koyup denize atacağız. Şu an gemide ne sopa, ne kesici-delici bir alet var. Makasları bile topladık. Eğer biri gemiye bir şey yerleştirirse bu açık bir iftira olur.”
“GEMİDEKİ EN RİSKLİ KİŞİ BENİM”
Ordu, gözaltıdan saatler önce verdiği demeçte özellikle hedef alınabileceğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Belki de şu an gemideki en riskli kişi benim. Rima Hassan’ın arkasında Avrupa Parlamentosu var. Ama ben ne tanınıyorum ne de biliniyorum. Arada kaynama ihtimalim var. Öfkeyi üzerimden çıkartabilirler.”
“TÜRK OLDUĞUM İÇİN EKSTRA HEDEF ALINABİLİRİM”
“Daha önceki süreçlerde Türk vatandaşları orantısız şekilde kötü muamele gördü. Dini görüşümden dolayı terörist’ damgası vurmaya çalışabilirler. Bu etiketle tüm misyonu itibarsızlaştırmak istiyorlar.”
“DEVLETİMİZDEN YARDIM İSTİYORUM”
Ordu, Avrupa ve Filistin’de avukatlarının hazır beklediğini belirtti:
“Ama eğer süreç uzarsa, özellikle Türkiye’nin kamuoyunda ve diplomatik kanallarda ses çıkarması çok önemli olacak. Türk vatandaşı olduğum için devletimin sahip çıkmasına ihtiyacım var.”
“TÜRK OLDUĞUM İÇİN BENİ GÜNAH KEÇİSİ SEÇECEKLER”
Türk aktivist Hüseyin Şuayb Ordu “Çok önemli!” başlığıyla paylaştığı videoda Ordu, “İsrail anladığım kadarıyla bir günah keçisi belirlemek istiyor. Türk olduğum için beni günah keçisi seçecekler!” dedi.
Sözlerine devam eden Türk aktivist, “”Beni katlederlerse herkes bilsin ki ben hiçbir eylemde bulunmadım, kafama silah dayasalar hiçbir şekilde karşılık vermem. Gemideki hiçbir arkadaşımın canını tehlikeye atacak hiçbir davranış yapmam. Eğer cesaretleri varsa gemideki baskın sürecini çekip dünyayla paylaşsınlar.” ifadelerini kullandı.
ŞUAYB ORDU KİMDİR?
Gazze’ye insani yardım taşıyan Madleen gemisinde yer alan Şuayb Ordu, Türk aktivistlerden biri. Almanya’da serbest meslek sahibi olan Ordu, ilahiyat fakültesi mezunu.
Aslen Osmaniyeli olan Ordu, uzun süredir Bursa’da yaşıyor. 2017 yılından bu yana Sümeyra Akdeniz Ordu (Sümeyra Mittelmeer) ile evli olan genç çift, Filistin’e yönelik sosyal gönüllülük programlarında birlikte çalışıyor.Bu içerik Taner Şahin tarafından yayına alınmıştır
Source: Taner Şahin
İsrail”den uluslararası sularda savaş suçu! Aktivistlerin üzerine kimyasal döktüler
Özgürlük Filosu Koalisyonu”nun (Freedom Flotilla Coalition) Telegram hesabından paylaşılan videoda, İsrail ordusuna ait dronların geminin üzerinde uçtuğu belirtildi.Gemideki insan hakları aktivisti Yasemin Acar, dökülen beyaz sıvıyı göstererek, “Üzerimize kimyasal bir sıvı döktüler, ne olduğunu bilmiyoruz. Bu sivillere karşı işlenmek üzere olan başka bir savaş suçudur.” dedi. Gazze”ye giden Özgürlük Filosu”na baskın! 2″si Türk 12 aktivist İsrail tarafından kaçırıldıPaylaşılan videoda yüzünü kapatan Acar, sıvı sebebiyle gözlerinin yandığını söyledi.Acar, Al Jazeera televizyonuna daha önce yaptığı açıklamada, yelkenlide meydana gelen yanlış alarmı anlattı.İsrail”in gemiyi durdurmak istediğine dikkati çeken Acar, geminin etrafını saran botların İsrail”in gözdağı yöntemi olduğunu düşündüklerini belirtti.Acar, İsrail”in korkutma yöntemlerinin işe yaramayacağına dikkati çekerek, “Biz yolumuza devam edeceğiz. Bu yardımı götürmek için Gazze”ye doğru yelken açmayı sürdüreceğiz. İsrail ordusu durdurana kadar devam edeceğiz.” dedi.İsrail”in Gazze”ye yıllardır abluka uyguladığına işaret eden Acar, “Şu an Gazze”ye yaklaşık 185 kilometre uzaklıkta uluslararası sulardayız.” ifadesini kullandı.- İSRAİLLİ BAKAN TEHDİT ETMİŞTİÖzgürlük Filosu Koalisyonu isimli sivil toplum kuruluşunun, Gazze”ye yönelik ablukayı kırıp bölgeye yardım götürme amacıyla düzenlediği son misyon çerçevesinde 18 metrelik yelkenli, 1 Haziran”da İtalya”nın Katanya kentindeki San Giovanni Li Cuti Limanı”ndan Gazze için yola çıkmıştı.İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Özgürlük Filosunu tehdit ederek, Madleen gemisinin Gazze kıyılarına varmasını engellemek için İsrail ordusuna “ne gerekiyorsa yapması” yönünde talimat verdiğini duyurmuştu.İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin, yaptığı basın açıklamasında, İsrail saldırıları altında açlıkla boğuşan Gazze”deki Filistinlilere insani yardım taşıyan gemiye karşı harekete geçmek için hazırlık yaptıklarını söylemişti.Gazze”ye yönelik İsrail saldırılarını sona erdirmek için dünyanın çeşitli yerlerinden kampanya ve inisiyatiflerin bir araya gelmesiyle oluşturulan ve olası tehlikelere karşı gizli tutulan Özgürlük Filosu Koalisyonun “Conscience” adlı gemisi ise Malta açıklarında 2 Mayıs”ta yerel saatle 00.23″te insansız hava araçlarının saldırısına uğramıştı.
Source: Www.star.com.tr
Un çuvalı değil asker cesetleri! Sayıları binleri buldu, kamyona yüklenip gönderiliyor…
Rusya ile Ukrayna arasında dün yapılması planlanan ancak ertelenen esir takasına ilişkin yeni gelişmeler yaşandı. Rus Korgeneral Aleksandr Zorin, “Rus tarafı, 2 Haziran’da İstanbul’da gerçekleştirilen Rusya-Ukrayna görüşmeler sırasında varılan anlaşmalara ve yine İstanbul’da Ukrayna tarafıyla üzerinde mutabık kalınan takvime tam olarak uygun şekilde, iade için hazırlanmış Ukraynalı askerlerin naaşlarını takas bölgesine teslim etti” dedi.
1.212 CESET KONVOYU
Bu adımın takas anlaşmasının ilk bölümü olduğunu belirten Zorin “Bu, 1.212 Ukraynalı askerin naaşını içermektedir. Hepsi, üniformaları ve bulundukları yerler temel alınarak Ukrayna Silahlı Kuvvetleri mensubu olarak tanımlanmıştır” ifadeleri kullanıldı.
RUSYA”DAN UKRAYNA”YA SUÇLAMA
Rusya Devlet Başkanı Danışmanı Vladimir Medinsky ise “” diyerek Kiev hükûmetini suçladı.
Source: Sevda Altunbaş
İki ülke arasında gerilim: Savaş uçağı sözümüzü tutacak durumda değiliz
Cumhurbaşkanı Nauseda, Rusya-Ukrayna Savaşı”na ve ülkesinin durumuna ilişkin Bild am Sonntag gazetesine açıklamalarda bulundu.Nauseda, Merz”in yaptırım tehditlerine rağmen bunları uygulamamasının Avrupa”nın güvenilirliğini zedelemiş olup olmadığı sorusuna, “Kesinlikle. Bu bir sorun. Bu sadece yaptırımlarımızın güvenilirliğini değil, Rusya”ya karşı aldığımız tüm önlemlerin ve Ukrayna”ya verdiğimiz desteğin güvenilirliğini de etkiliyor.” cevabını vererek Merz”i eleştirdi.Avrupa olarak Ukrayna”ya savaş uçakları, uzun menzilli füzeler ve mühimmat sağlayacaklarını defalarca açıkladıklarını hatırlatan Nauseda, “Ancak bu sözleri tutacak durumda değiliz. Ukraynalıların bu teçhizata ve mühimmatlara yarın değil, bugün ihtiyacı var.” dedi.Nauseda, Rusya”ya karşı şimdiye kadar uygulanan yaptırımları yeterince kararlı bulmadığını ve ülkesinin her seferinde en üst düzeyde yaptırım talep ettiğini belirterek, şunları söyledi:”Bu, öncelikle Rusya”ya para sağlayan tüm enerji şirketlerini dahil etmemiz gerektiği anlamına geliyor. Nord Stream (Kuzey Akım), Rosatom, Gazprom, Lukoil. Kalan Rus bankaları da Swift sisteminden çıkarılmalı. Aksi takdirde bizi zayıf olarak görecekler ve Avrupa”nın cesur kararlar almaya hazır olmadığını düşünecekler.”Almanya Şansölyesi Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Polonya Başbakanı Donald Tusk ile Ukrayna”nın başkenti Kiev”i ziyaret ettikten sonra Rusya”ya 30 günlük ateşkesi kabul etmesi için son bir uyarıda bulunmuştu.Bunu reddetmesi halinde Rusya”yı yaptırımlarla tehdit eden Merz, bu süre geçmesine rağmen Moskova”ya yönelik yeni yaptırımlar uygulamamıştı.
Source: Www.star.com.tr
Okinava Adası”ndaki Amerikan üssünde patlama meydana geldi
Kyodo”nun haberine göre, üssün Japon Öz Savunma Kuvvetlerine ait mühimmat deposunda patlama meydana geldi.Bomba tasfiye işlemi sırasında gerçekleşen patlamada, 4 Japon askeri hafif yaralandı.Yerel basındaki haberlere göre ise patlamanın ardından çevredeki yerleşim yerlerine ilişkin herhangi bir tahliye duyurusu yapılmadı.ABD ile Japonya arasında İkinci Dünya Savaşı”nın en kanlı muharebelerine sahne olan Okinava Adası, Japonya”nın 1952″de yeniden bağımsızlığını kazanmasının ardından ABD tarafından ilhak edilmiş, ardından 1972″de Japonya”ya iade edilmişti.Ada, halen ABD”nin Japonya”daki askeri varlığının büyük bölümüne ev sahipliği yapıyor.
Source: Www.star.com.tr
Avrupa alarmda! “Büyük savaş” hazırlığı! Artık her şey değişti! Tarih bile açıklandı
Almanya Sivil Koruma ve Afet Yardımı Dairesi Başkanı Ralph Tiesler, Avrupa”da büyük bir savaş riski konusunda endişeli olduklarını belirterek, bu nedenle tünelleri, metro istasyonlarını, yer altı otoparklarını ve kamu binalarının bodrumlarını sığınaklara dönüştürmek istediklerini ifade etti.Tiesler Süddeutsche gazetesine yaptığı açıklamada, Rusya-Ukrayna savaşına dikkati çekerek, “Uzun süre boyunca, Almanya”da savaşın hazırlanmamız gereken bir senaryo olmadığına dair yaygın inanç vardı. Bu değişti. Avrupa”da büyük bir savaş riski konusunda endişeliyiz.” dedi.”ÇÖZÜME İHTİYACIMIZ VAR”Çok yüksek koruma gereksinimi olan yeni sığınakların çok para ve zaman gerektireceğine işaret eden Tiesler, “Daha hızlı çözüme ihtiyacımız var. Bu nedenle tünelleri, metro istasyonlarını, yer altı otoparklarını ve kamu binalarının bodrumlarını sığınaklara dönüştürmek istiyoruz. Böylece bir milyon sığınak yeri oluşturacağız.” diye konuştu.”4 YIL İÇİNDE RUSYA”DAN SALDIRI GELECEK”Tiesler, mevcut sığınak ağının yetersiz olduğunu, bu yaz kapsamlı plan sunacaklarını ve sığınak ağının genişletilmesi gerektiğini belirterek, “4 yıl içerisinde sivil savunma önlemleri için 10 milyar avroya, 10 yıllık süre içinse 30 milyar avroya ihtiyaç duyuluyor.” ifadesini kullandı.Gazetedeki haberde ayrıca ülkede Soğuk Savaş döneminden kalma 2000 sığınak ve barınaktan bugün sadece 580″inin mevcut olduğu ve bunların da tümünün kullanıma uygun olmadığı vurgulandı.Ayrıca Almanya”daki sığınaklarda yalnızca 480 bin kişilik yer bulunduğuna sadece yüzde 0,5″inin bu sığınaklarda korunabileceğine işaret edildi.Haberde, Finlandiya örneği verilerek ülkede 4,8 milyon kişiye yer sağlayan 50 binden fazla sığınak bulunduğu belirtildi.Bunun savaş döneminde Finlandiya nüfusunun yaklaşık yüzde 85″inin güvenli yere sığınabileceği anlamına geldiği kaydedildi.
Source: Mehmet Küçükkahveci
İnsani yardım mı tuzak mı?
Gazze”de insani yardım organizasyonunu “Gaza Humanitarian Foundation” GHF adı verilen yardım kuruluşu gerçekleştiriyor. GHF organizasyonu Amerikalı silahlı özel güvenlik unsurlarınca korunuyor ve Birleşmiş Milletlerin bölgede yardım hakimiyetini kırmayı hedefliyor. Yani uluslararası tarafsız kuruluşların yardım dağıtımı engelleniyor.GHF”nin dağıtım planı, Gazze”nin güney ve merkezindeki dört dağıtım noktası üzerinden işliyor. Yiyecek ve temel hijyen malzemeleri buralarda halka ulaştırılıyor. Güvenliği Amerikalı özel şirketler sağlarken, çevrede de İsrail birlikleri devriye geziyor. Bu yardım dağıtım alanlarına giriş çıkışlarda Filistinliler, yüz tanıma teknolojisi ve biyometrik tarama gibi işlemlerden geçmek zorunda bırakılıyor.Norveç mülteciler konseyinin genel sekreteri Jan Egeland, GHF”yi “askerileştirilmiş, özelleştirilmiş, siyasallaştırılmış” bir kurum olarak tanımlıyor. Egeland, “Organizasyonun yönetiminde eski CIA çalışanları, askerler ve özel güvenlik yetkilileri var. GHF İsrail ordusu ile birlikte çalışıyor. Çatışmanın bir tarafının, yardımı nerede, nasıl ve kimin alacağına karar vermesine izin veremeyiz” dedi.GHF yardımları dağıtırken yardım almaya gelenlere ateş açılıyor ve sivil ölümleri gerçekleşiyor. “Açlık ve Ölüm” arasında tercihe zorlanan insanların bu çaresizliği bizim yüzümüzü kızartıyor. Çocuğuna süt almak için meydana gelen baba kurşunların hedefi olurken korkuyla kaçışan kalabalık birbirini ezmeye başlıyor….BM sözcüsü Stephane Dujarric yaşananları “yürek parçalayıcı” olarak nitelendirdi ve BM ile ortaklarının bölgeye yardım ulaştırmak için “ayrıntılı, ilkeli ve operasyonel olarak sağlam bir planı” varken yardım almak için koşuşturan kalabalıkların görüntüsünün üzücü olduğunu belirtti.GAZZE”DE YAŞANANLAR MÜSLÜMANLARI UYANDIRIR MI?İslam dünyası bu yıl da Kurban Bayramını huzursuz geçirdi. Gazze”de aylardır süren sivil katliamı hiç durmadı. Tam ölümleri kanıksadığımızı düşünüp insanlığımızı sorgularken yeni bir görüntüyle sarsılıyoruz.Gazze”deki kıyım HAMAS”la mücadele adı altında gerçekleşirken Filistinlilere dönük saldırıların Batı Şeria”da da gerçekleştiğini görüyoruz.Batılı aydınlar, gazeteciler ve siyasetçiler de artık çığlık atmaya başladı. Mesele Müslüman alemini aşmış durumda. Müslüman ülkelerde hükümetlerin çaresizliği ve sebepleri ortada. Bölgede yaşanan İbrahim Anlaşmaları, I2U2 ittifakı, enerji-ticaret koridorları ve baskılanan toplumlar ortada.Suudi Arabistan”ın ve Birleşik Arap Emirlikleri”nin süreçteki pozisyonlarını 7 Ekim 2023″ten beri bu köşede yazıyorum. İran”ın uzandığı her yerden rahatsızlar ve iktidarlarına bir tehdit olarak görüyorlar. İran”ın bölgedeki etkisi Çin ve Rusya tarafından sessizce desteklenirken büyük bir hesaplaşmanın ortasında masum siviller can veriyor. Bölgedeki kargaşadan İsrail”in hamisi ABD rol kapıyor. ABD masraflarını Körfez”e fatura ederek bölgedeki konumunu takviye ediyor.Şimdi başta Türkiye Müslümanları olmak üzere Orta Doğu”daki Müslüman halklara düşen bir görev var. Gazze”de yaşanan vahşete karşı sivil toplum örgütlerinin ve bireylerin yapabileceği itirazlar var. Gazze”de yaşanan gidişatı durdurabilecek petrolün anahtarı Suudi Arabistan”da. Suudi Arabistan ve diğer Körfez aktörlerini Gazze”de yaşananlar karşısında uyarabilecek Müslümanların derin bir uykuda olduğunu söylemeliyiz.Belki haddimi aştığım düşünülecek ve tepki de çekeceğim ancak çözüm belli. Riyad yönetimini ikna edecek milyarlarca Müslüman ve her yıl ibadet için Hicaz”a giden milyonlar var. İbrahim Anlaşmaları”na tamam diyenlerin Filistin sorunu çözülmeden atacakları her imzanın bedeli ağır olacaktır.
Source: M. Yalçın Yilmaz
Son Dakika: Los Angeles karıştı, Trump”tan tehdit gibi sözler
ABD’nin Los Angeles kentinde düzensiz göçmenlerin gözaltına alınmasına karşı başlatılan gösteriler üçüncü gününde de devam ediyor.ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatıyla Los Angeles’ın üç farklı noktasına 300 kişilik Ulusal Muhafız Birliği gönderildi.Ayrıca Los Angeles’ın yaklaşık 230 kilometre doğusunda 500 Denizci”nin konuşlandırmaya hazır halde beklediği ifade edildi.Göstericiler ile kolluk güçleri arasındaki çatışmalar yer yer şiddetlenirken, Los Angelos Polis Departmanı, izinsiz toplanmaları ‘yasadışı’ ilan etti ve göstericilerin gözaltına alınacağını duyurdu. Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) karşıtı gösterilere müdahale ederek eylemleri etkisiz kılması beklenen Ulusal Muhafızlar da devreye girdi.Pazar gecesi gösterilerde en az 10 kişi göz altına alındı.Kolluk güçleri göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullandı. Gösteriler sırasında Google’ın sahipliğindeki tamamen sürücüsüz olan taksiler (Waymo) ateşe verildi. En az üç Waymo yakılırken, ikisi ise tahrip edildi.Los Angeles Polisi, 6″ncı Sokak ve Broadway bölgesinde faaliyet gösteren bazı işletme sahiplerinden dükkânlarının yağmalandığı yolunda bildirim aldkları duyurdu.Başkan Trump, gösterileri bastırmak için ne gerekiyorsa yapacaklarını ifade etti. New Jersey’deki malikanesinden Camp David’e geçerken gazetecilerin sorularını yanıtlayan Trump, “Bence bu bir isyandı ve çok kötüydü. Ülkemize ve vatandaşlarımıza yönelik bir tehlike görürsek, kanun ve düzeni sağlama konusunda çok sert davranırız. Kanun ve düzenin sağlandığından emin olmalıyız” şeklinde konuştu.ABD lideri Trump kendisine ait ‘Truth’ sosyal medya platformundan yayınladığı mesajda, İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Başsavcı Pam Bondi’ye doğrudan talimat verdiğini açıkladı. Trump, California Valisi Gavin Newsoon ise Trump’ı Ulusal Muhafız konuşlandırma kararını geri çekmeye çağırırken ABD Yönetimi’ni ‘yasadışı’ olarak nitelendirdiği bu eylem nedeniyle dava etmekle tehdit etti. ifadelerini kullandı.California Valisi Gavin Newsoon ise Trump’ı Ulusal Muhafız konuşlandırma kararını geri çekmeye çağırırken ABD Yönetimi’ni ‘yasadışı’ olarak nitelendirdiği bu eylem nedeniyle dava etmekle tehdit etti. Los Angeles Belediye Başkanı Karen Bass ise “Şu anda Los Angeles’ta şahit olduğumuz şey yönetim tarafından kışkırtılan kaostur” ifadesini kullanırken göstericilere itidal çağrısı yaptı.
Source: Dünya Gazetesi
İsrail Ordusu müdahale etti, “Madleen” gemisi ile irtibat kesildi: Türk aktivistler de var!
Özgürlük Filosu Koalisyonu ’na ait olan Madleen adlı yelkenli ile aralarında Türk aktivistler Hüseyin Şuayb ile Yasemin Acar , Avrupa Parlamentosu Üyesi Rima Hassan ve aktivist Greta Thunberg ’in bulunduğu 12 insan hakları savunucusu, İsrail ’in Gazze Şeridi” nde uyguladığı ablukayı kaldırmak amacıyla yardım malzemeleriyle birlikte 1 Haziran’da İtalya ’nın Sicilya adasından yola çıktı. Gazze açıklarında önce üzerinde dronların uçtuğu belirtilen gemiye daha sonra İsrail ordusu tarafından müdahale edildiği ve irtibatın kesildiği bildirildi. KİMYASAL SIVI İDDİASI! Özgürlük Filosu Koalisyonu”nun (Freedom Flotilla Coalition) sosyal medya hesaplarından aktarılan bilgilere göre; gemiye operasyondan önce beyaz kimyasal bir sıvı döküldüğü ve sonrasında İsrail Ordusu tarafından baskın yapıldığı belirtildi. İnsan hakları aktivisti Hüseyin Şuayb dökülen beyaz sıvıyı göstererek, Üzerimize kimyasal bir sıvı döktüler, ne olduğunu bilmiyoruz. Bu sivillere karşı işlenmek üzere olan başka bir savaş suçudur dedi. Filonun sosyal medya hesaplarından paylaşılan görüntülerde gemiye baskın anları yer alırken, yapılan açıklamada, Madleen ile irtibat kesildi. İsrail ordusu gemiye çıktı ifadeleri kullanıldı. Müdahalenin ardından Madleen gemisinin İsrail kıyılarına çekildiği ve 12 aktivistin gözaltına alındığı öğrenildi.
Source:
İsrail”den Madleen gemisine operasyon
Gazze’ye insani yardım taşımak amacıyla yola çıkan Madleen yelkenlisinde bulunan insan hakları savunucusu Yasemin Acar, İsrail ordusuna ait insansız hava araçlarının gemiye kimyasal olduğu düşünülen beyaz bir sıvı püskürttüğünü ifade etti.
Özgürlük Filosu Koalisyonu”nun (Freedom Flotilla Coalition) Telegram hesabından paylaşılan videoda, İsrail ordusuna ait dronların geminin üzerinde uçtuğu belirtildi.
Gemideki insan hakları aktivisti Yasemin Acar, dökülen beyaz sıvıyı göstererek, “Üzerimize kimyasal bir sıvı döktüler, ne olduğunu bilmiyoruz. Bu sivillere karşı işlenmek üzere olan başka bir savaş suçudur.” dedi.
Paylaşılan videoda yüzünü kapatan Acar, sıvı sebebiyle gözlerinin yandığını söyledi.
Ayrıca Acar, Al Jazeera televizyonuna daha önce yaptığı açıklamada, yelkenlide meydana gelen alarmı anlattı.
İsrail”in gemiyi durdurmak istediğine dikkati çeken Acar, geminin etrafını saran botların İsrail”in gözdağı yöntemi olduğunu düşündüklerini belirtti.
Acar, İsrail”in korkutma yöntemlerinin işe yaramayacağına dikkati çekerek, “Biz yolumuza devam edeceğiz. Bu yardımı götürmek için Gazze”ye doğru yelken açmayı sürdüreceğiz. İsrail ordusu durdurana kadar devam edeceğiz.” dedi.
İsrail”in Gazze”ye yıllardır abluka uyguladığına işaret eden Acar, “Şu an Gazze”ye yaklaşık 185 kilometre uzaklıkta uluslararası sulardayız.” ifadesini kullandı.
🔴 İsrail Terör Örgütü, Gazze”ye yardım taşıyan Madleen gemisinden görüntüler yayınladı: pic.twitter.com/wgcncvtct2
— Milat Gazetesi (@MilatGazete) June 9, 2025
İrtibat kesildi
Madleen gemisiyle irtibat kesildi, soykırımcı İsrail ordusu gemiye askeri operasyon düzenledi.
Gemideki tüm mürettebat Siyonistler tarafından gözaltına alındı.
İşgalci İsrail”in Dışişleri Bakanlığı:
Gazze açıklarındaki deniz sahası yasal bir deniz ablukası altındadır ve ruhsatsız gemilere kapalıdır.
Geminin güvenlik tehlikesi oluşturması durumunda askeri müdahalede bulunulacaktır.
İsrailli Bakan tehdit etmişti
Özgürlük Filosu Koalisyonu isimli sivil toplum kuruluşunun, Gazze”ye yönelik ablukayı kırıp bölgeye yardım götürme amacıyla düzenlediği son misyon çerçevesinde 18 metrelik yelkenli, 1 Haziran”da İtalya”nın Katanya kentindeki San Giovanni Li Cuti Limanı”ndan Gazze için yola çıkmıştı.
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Özgürlük Filosunu tehdit ederek, Madleen gemisinin Gazze kıyılarına varmasını engellemek için İsrail ordusuna “ne gerekiyorsa yapması” yönünde talimat verdiğini duyurmuştu.
İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin, yaptığı basın açıklamasında, İsrail saldırıları altında açlıkla boğuşan Gazze”deki Filistinlilere insani yardım taşıyan gemiye karşı harekete geçmek için hazırlık yaptıklarını söylemişti.
Gazze”ye yönelik İsrail saldırılarını sona erdirmek için dünyanın çeşitli yerlerinden kampanya ve inisiyatiflerin bir araya gelmesiyle oluşturulan ve olası tehlikelere karşı gizli tutulan Özgürlük Filosu Koalisyonun “Conscience” adlı gemisi ise Malta açıklarında 2 Mayıs”ta yerel saatle 00.23″te insansız hava araçlarının saldırısına uğramıştı.
Madleen neyi amaçlıyor?
Freedom Flotilla Koalisyonu tarafından organize edilen “Madleen” adlı yelkenli, Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail ablukasını protesto etmek ve bölgeye insani yardım ulaştırmak amacıyla 1 Haziran’da Sicilya’daki Katanya limanından yola çıktı. Yelkenlide, İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg, şair/yazar Rima Hassan, Şuayb Ordu (Türkiye), Baptiste Andre, Thiago Avila, Omar Faiad (gazeteci) gibi isimler yer alıyor.
Gemi; tıbbi ekipman, un, pirinç, bebek maması ve bezi, kadın hijyen ürünleri, su arıtma kitleri, koltuk değnekleri ve çocuk protezleri gibi acil ihtiyaç malzemeleri taşıyor.
Source: Çağrı Gökten
AK Parti kampa giriyor… “Terörsüz Türkiye” ana gündem konusu olacak
Başkan Erdoğan ve AK Parti”yi bayram sonrası yoğun bir tempo bekliyor. Haziran ayı sonunda Kızılcahamam”da il başkanları, temmuz ayının ikinci haftasında ise yine Kızılcahamam”da milletvekilleri kampa girecek. Kamplar, yeni parti yönetiminin ilk kapsamlı buluşması olacak. NTV”de yer alan habere göre, Erdoğan”ın başkanlık edeceği kampta Genel Merkez Çalışmaları Oturumu ve TBMM Grup Çalışmaları Oturumu gerçekleştirilecek. Bakanların da katılacağı toplantılarda eğitim, ekonomi, enerji, tarım, çevre, adalet, dış politika, sağlık, spor, ulaştırma ve turizm alanlarında sunumlar yapılacak.TERÖRSÜZ TÜRKİYEAK Parti”nin kampında “Terörsüz Türkiye” sürecinin de kapsamlı şekilde ele alınması bekleniyor.İl başkanları sahadan gelen verileri parti yönetimiyle paylaşacak. Terörsüz Türkiye sürecinin halktaki yansıması değerlendirilecek. Milletvekilleri ile yapılacak toplantılarda ise hukuki düzenlemelere değinilmesi yeni anayasa konusunda atılacak adımların değerlendirilmesi bekleniyor. Erdoğan”ın 24-25 Haziran”da Hollanda”da gerçekleştirilecek NATO Liderler Zirvesi”ne katılacağı belirtildi.
Source: Www.star.com.tr
Madleen gemisi nedir? Madleen Gemisi neden kaçırıldı, kimler var? Madleen gemisi kaçırılma olayı nedir?
Filistinlilere destek olmak için yola çıkan “Madleen” gemisine İsrail ordusu saldırdı. Aktivistler bu anları video çekerek dünyaya duyurdu. İşgalci İsrail bir kez daha kınanırken gelişmelerden haberdar olmak isteyenler “Madleen gemisi nedir”, “Madleen Gemisi neden kaçırıldı” sorularına başvurdu.Madleen gemisi nedir?Madleen, Özgürlük Filosu Koalisyonu tarafından Gazze’ye insani yardım götürmek amacıyla kullanılan 18 metrelik bir yelkenlidir. 1 Haziran’da İtalya’nın Katanya kentinden yola çıkan gemi, Gazze’ye uygulanan ablukayı delmeyi hedefliyor. Uluslararası sularda seyreden gemi, sivil aktivistler tarafından yönetiliyor ve herhangi bir askeri amaç taşımıyor.Madleen gemisi neden kaçırıldı?İsrail ordusu, Gazze’ye insani yardım taşıyan Madleen gemisine uluslararası sularda müdahale etti. Gemiye çıkıp aktivistleri alıkoydu. İsrail, Gazze kıyılarının deniz trafiğine kapalı olduğunu öne sürerek müdahaleyi meşrulaştırmaya çalıştı. Aktivistlerin rotayı değiştirme çağrısını reddetmeleri üzerine saldırı gerçekleşti.Madleen gemisi içinde kimler var?Gemide 12 insan hakları savunucusu bulunuyordu. Bunlar arasında AP üyesi Rima Hassan, iklim aktivisti Greta Thunberg, gazeteci Omar Faiad, Türkiye’den Hüseyin Şuayb Ordu, Almanya’dan Yasemin Acar ve diğer ülkelerden sivil gönüllüler yer aldı. Aktivistler, müdahale anında barışçıl kalacaklarını açıklamıştı.
Source: Dünya Gazetesi
Madleen gemisi Gazze”ye ulaştı mı? Madleen gemisinde kimler var? Madleen gemisi nereden yola çıktı?
Freedom Flotilla Coalition (Özgürlük Filosu Koalisyonu) tarafından başlatılan Madleen gemisi, Gazze Şeridi’ne insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıktı. Peki, Madleen gemisi Gazze”ye ulaştı mı? Madleen gemisinde kimler var? Madleen gemisi nereden yola çıktı? MADLEEN GEMİSİ GAZZE”YE ULAŞTI MI? Madleen, Gazze’nin ilk ve tek kadın balıkçısı Madleen’in adını taşıyor. Gemi, geçtiğimiz ay İsrail dronlarının Malta açıklarında vurduğu Conscience gemisinin ardından, 1 Haziran’da İtalya’nın Sicilya adasındaki Katanya limanından hareket etti. MADLEEN GEMİSİ ŞU AN NEREDE? Özgürlük Filosu Koalisyonu”nun (Freedom Flotilla Coalition) sosyal medya hesaplarından aktarılan bilgilere göre; gemiye operasyondan önce beyaz kimyasal bir sıvı döküldüğü ve sonrasında İsrail Ordusu tarafından baskın yapıldığı belirtildi. İnsan hakları aktivisti Hüseyin Şuayb dökülen beyaz sıvıyı göstererek, Üzerimize kimyasal bir sıvı döktüler, ne olduğunu bilmiyoruz. Bu sivillere karşı işlenmek üzere olan başka bir savaş suçudur dedi. Filonun sosyal medya hesaplarından paylaşılan görüntülerde gemiye baskın anları yer alırken, yapılan açıklamada, Madleen ile irtibat kesildi. İsrail ordusu gemiye çıktı ifadeleri kullanıldı. Müdahalenin ardından Madleen gemisinin İsrail kıyılarına çekildiği ve 12 aktivistin gözaltına alındığı öğrenildi. MADLEEN GEMİSİNDE KİMLER VAR? Madleen’de 11 aktivist ve 1 gazeteci bulunuyor: Greta Thunberg – İsveçli iklim aktivisti Rima Hassan – Fransız-Filistinli, Avrupa Parlamentosu üyesi Yasemin Acar – Almanya Baptiste Andre – Fransa Thiago Avila – Brezilya Omar Faiad – Fransa; Al Jazeera Mubasher muhabiri Pascal Maurieras – Fransa Yanis Mhamdi – Fransa Şuayb Ordu – Türkiye Sergio Toribio – İspanya Marco van Rennes – Hollanda Reva Viard – Fransa MADLEEN GEMİSİ NE TAŞIYOR? Madleen gemisi, Gazze”deki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere çeşitli insani yardımlar taşımaktadır. Bu yardımlar arasında tıbbi malzemeler, un, pirinç, bebek maması, bebek bezi, kadın hijyen ürünleri, su arıtma kitleri, koltuk değnekleri ve çocuklar için protezler bulunmaktadır.
Source: Haber Merkezi
BM”den İsrail”e Madleen çağrısı
BM Filistin Özel raportörü Albanese, X hesabından yaptığı paylaşımda, Gazze Şeridi”ne insani yardım ulaştırmayı amaçlayan Madleen gemisinin, “acilen serbest bırakılması gerektiğini” belirtti.
BM Raportörü, “Her Akdeniz limanı Gazze”ye yardım, dayanışma ve insanlık taşıyan tekneler göndermelidir. Beraber yelken açacaklar, birlikte durdurulamaz olacaklar” ifadesini kullandı.
İsrail”in insani felakete sebep olduğu Gazze”de, insani yardım girişini de kısıtlayan ablukasına işaret eden Albanese, “Ablukayı kırmak, devletler için yasal bir sorumluluk ve hepimiz için ahlaki bir zorunluluktur” değerlendirmesinde bulundu.
Gemide 12 aktivist bulunuyor
Özgürlük Filosu Koalisyonu (Freedom Flotilla Coalition) adlı sivil toplum kuruluşunun, Gazze”ye yönelik ablukayı kırıp bölgeye yardım götürme amacıyla düzenlediği son misyon çerçevesinde 18 metrelik yelkenli, 1 Haziran”da İtalya”nın Katanya kentindeki San Giovanni Li Cuti Limanı”ndan Gazze için yola çıkmıştı.
Madleen gemisindeki aktivistler, İsrail ordusunun müdahale etmesi durumunda barışçıl tutumlarını sürdüreceklerini ve direniş göstermeyeceklerini duyurmuştu.
İsrail ordusu, Gazze”ye yönelik ablukayı kırmayı amaçlayan Madleen gemisine müdahale etmişti.
Gemide, Avrupa Parlamentosunun (AP) Fransız üyesi Rima Hassan ve Almanya vatandaşı Yasemin Acar”ın yanı sıra Türkiye”den Hüseyin Şuayb Ordu, Brezilya”dan Thiago Avila, İspanya”dan Sergio Toribio, Hollanda”dan Marco van Rennes, Fransa”dan Baptiste Andre, Reva Viard, Pascal Maurieras ve Yanis Mhamdi, İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ve gazeteci Omar Faiad olmak üzere 12 kişi bulunuyor.
Yaklaşık 2,3 milyon Filistinli insani bir felaketle mücadele ediyor
Gazze Şeridi”ne 7 Ekim 2023″ten bu yana şiddetli saldırılar düzenleyen İsrail ordusu, hastane, okul ve yerinden edilen Filistinlilerin kaldığı çadırları da hedef alıyor.
İsrail”in, Gazze”ye ilaç ve insani yardım girişini kısıtlayan ablukası nedeniyle yaklaşık 2,3 milyon Filistinli insani bir felaketle mücadele ediyor.
Filistinli yetkililer ve uluslararası çevreler, İsrail”in Gazze”de aç bırakma politikası uyguladığı ve açlığı “savaş silahı” olarak kullandığı uyarısında bulunuyor.
Dünyanın dört bir yanında düzenlenen eylemlerde, Gazze”ye saldırıların durdurulması ve bölgeye insani yardımın ulaştırılması çağrıları yapılıyor.
Gazze”de insani yardım dağıtımını tekeline almak isteyen İsrail, ABD”nin desteğiyle kurulan insani yardım noktalarında yiyecek bulma umuduyla yönelen Filistinlileri de sık sık hedef alıyor.
İsrail”in Gazze”ye düzenlediği saldırılarda 55 bin Filistinli hayatını kaybetti ve 126 bin kişi yaralandı.
Source: Çağrı Gökten
Rusya’nın stratejik üslerine saldırılarından dersler almalı mıyız?
Haziran ayının hemen başında Ukrayna’nın Rusya”nın stratejik üslerine ve ulaşım ağlarına yaptığı saldırılar süren savaşın yeni bir sürece evrildiğinin köşe taşları oldular. Bu saldırıları kısaca özetlemek gerekirse 1,5 (bir buçuk) yıldır devam eden bir taarruzi istihbarat çalışması neticesinde Rusya’nın Kuzey Kutup dairesinin üzerindeki Murmansk’tan Doğuda da Ukrayna’dan 8.000 (Sekiz bin) kilometre uzaklıktaki Amur bölgesine kadar olan uzak ve geniş bölgede Olenia, İvanovo Severny, Diyagilevo Belaya hava üslerine saldırılar düzenlendi. Rusya Savunma Bakanlığı da Murmansk, Irkutsk, Ivanovo, Ryazan ve Amur’a saldırılar olduğunu teyit etti. Ukrayna tarafının açıklamalarına göre 117 “SİHA”nın kullanıldığı bu saldırıda, her sihanın Ukrayna’daki ayrı operatörler tarafından kullanıldığı ifade edilmiştir.İngiliz uzmanlar Rusya’nın gözetleme sisteminin bu yol ile aşıldığını ifade etmektedirler.
Ukrayna İstihbarat Şefi Vasil Malyuk bu saldırının zekice ve yaratıcı bir saldırı olduğunu ifade etmiştir. Bu saldırılar neticesinde, Ukrayna tarafının iddialarına göre 41 stratejik bombardıman uçağı vurulmuş, en az 13 tanesi yok edilmiştir. Saldırıda hedef alınan ve füze taşıyabilen stratejik bombardıman uçaklarının Tu-95, Türk-22 ve Tu-160’lar olduğu tahmin edilmektedir. Bu uçakların üretimi yapılmadığı için yerlerinin doldurulması çok zordur. Tamirleri de aynı şekilde çok zordur. Ayrıca bu saldırılarda A-50 casus ve erken uyarı uçaklarının da hedef alındığı belirtilmiştir. Bu uçaklar hem erken uyarı uçaklarıdır (600 km kapsamı olan radar sistemine sahiptirler) hem de saldırı yapan bombardıman uçaklarının yönlendiricisi olan kıymetli uçaklardır. Bu uçaklardan Rusya’nın elinde 8 (Sekiz) tane olduğu Rus İstihbarat Başkanı (Kirrilo Budanov) tarafından 2024’teki bir açıklamasında ifade edilmiştir. Ukrayna istihbarat başkanının “Meşru askeri hedefleri, yani Ukrayna’ya hava saldırılarında görev alan uçakları hedef aldık” deyişinin arkasında yatan gerçek A-50’lerin saldırı uçaklarının yönlendirilmesinde rol almış olmalarıdır. Özellikle A-50 uçakları son derece pahalı uçaklar olmalarının yanında yeniden üretimleri uzun sürecek nitelikli, donanımlı e sofistike uçaklardır. Askeri üslere ve stratejik köprüler ile demiryolu ağlarına yapılan saldırılar balistik füzeler ya da stratejik bombardıman uçaklarıyla yapılmamıştır. Şaşırtıcı derecede düşük maliyetli basit dronlar ya da diğer hava araçlarıyla yapılmıştır. Sınırlı miktarda faydalı yük taşıyabilen bu küçük araçlar ile devasa stratejik uçaklarının yakıt depoları hedef alınmıştır. Böylelikle küçük hava araçlarındaki küçük miktarda patlayıcılar adeta fünye görevi yapmışlardır. Rakip devasa hava araçlarının yakıt depoları ise tahribat için çarpan etkisi yaratmışlardır.
Rusya’nın balistik ve hipersonik füzeler ile savunma sistemlerindeki (S-400 ve S-500 gibi) ve radar sistemindeki üstünlüğü bilinmektedir. Ancak, bu küçük araçlar Rusya’nın dışından değil, Rusya’nın içinden fırlatılmışlar ve bağımsız operatörler tarafından yönetilmişlerdir.
Böylelikle radar sistemlerine yakalanmadıkları gibi sistematik bir savunma uygulamak mümkün olmamıştır. Metafor ile ifade etmek gerekirse küçük hava araçları devasa bir ayının gözlerine saldıran küçük sineklere benzemektedirler. Yerel kaynaklara dayandırılan bür habere göre Çelyabinsk bölgesinde bir şüphelinin gözaltına alındığı belirtilmiştir. Ancak, Ukrayna kaynakları V. Zelensky’nin ağzından “Saldırıları gerçekleştiren tüm unsurların Rusya sınırları dışına çıkmış oldukları” açıklanmıştır. Rusya genel olarak, içine girmek için her tarafı açık ama çıkmak için “Hiç kapısı olmayan bir devasa coğrafya olarak algılanır. Nitekim Rusya’ya giren Napolyon ve Nazi orduları içeride zafer kazanamadıkları gibi dışarıya da çıkamamışlardır. Ancak, bu saldırıyı yapanların büyük ölçüde Rusya dışına güvenle çıkmış oldukları anlaşılmaktadır. Bunun geleneksel Rus jeopolitiğini değiştireceğini söylemek abartı olmaz.
Bu jeopolitik zorunlu değişiklik o kadar önemlidir ki, Stalin 2. Dünya Savaşı esnasında bütün Sovyet savunma sanayisini Urallar’a taşımış, savaş müddetince burada üretim devam etmişti. Şimdiki halde artık Sibirya’nın bile Rusya açısından güvenli olmayacağı ortaya çıkmıştır. Bu “Mareşal Coğrafyanın” Rusya hizmetinden emekliye ayrıldığının göstergesidir.
Rusya tarafı uçak kayıplarının belirtildiği kadar fazla olmadığını hatta birçok saldırı dronunun imha edildiğini açıklasa da ciddi kayıpların olduğu saklanamayacak düzeydedir. Finansal açıdan Rusya’nın 7 (Yedi) milyar dolarlık bir tahribata maruz kaldığı tahmin edilmektedir.
Ancak asıl zarar Rusya’nın savaşma iradesine ve toplum psikolojisine isabet etmiş durumdadır. Avam ifadesiyle Rusya’nın karizması çizilmiştir. Bu olaydan sonra Rusya Ukrayna’ya yürüttüğü saldırıları misliyle devam ettirecektir. Lojistik kapasitesi Ukrayna gibi bir devlete karşı yetecek düzeydedir. Ama, küresel güç mücadelesinde stratejik kayıplar yaşamıştır. Bu yüzdendir ki, Ukrayna’ya yardım etmek bir tarafa, özellikle bu saldırıda İngiltere stratejik aklının ve askeri katkısının olduğu iddia edilebilir. Özellikle stratejik bombardıman uçaklarının ve A-50’lerin hedef alınması bölgesel savaş kapasitesinden çok küresel savaş kapasitesinin hedef alındığını göstermektedir. Vakıa Rusya Suriye’deki yeni ABD, İngiltere ve İsrail planına uyarak küresel güç olma iddialarından kendi iradesiyle uzaklaşmıştır. Ancak, yeni küresel sistemin ABD İngiltere merkezi kendilerine karşı daha teslim olmuş bir Rusya istemektedirler. Bunun paradoksal karşıtı ise Çin gücüne karşı Rusya’nın ontolojik zorunluluk sorunsalıdır, yani dünyanın bu en büyük kara parçası üzerinde Çin’i dengeleyecek bir Rusya olmalıdır. Geleneksel İngiliz siyaseti bazı jeopolitik kavşaklarda “Uzadıkça budanan, kurudukça sulanan ağaç” metaforuna uygun devletleri ister.
SON UKRAYNA SALDIRISINDAN HANGI DERSLER ALİNABİLİR?
Askeri tatbikatların en gerçekçi ve en yararlı olabilir olanı kesinlikle savaşlardır. Harp oyunları ve tatbikatlar askeri kurumların kendilerini değerlendirme imkanı buldukları organizasyonlardır. Savaş bunun biraz daha gerçekçi olanıdır. Tam da bu nedenle, sadece savaşların cereyan ettiği bölgelere değil, Covid 19 pandemisinin ilk çıktığı yerler gibi bazı doğal afetlerin meydana geldiği bölgelere uzman ekiplerin gönderilmesini hep savunmuşumdur. Burada maksat sadece savaşa ya da tatbikata katılmak veya her tür afet bölgesinde yardım ekiplerini çatıştırmak değildir. Aynı zamanda, savaşan tarafların kullandıkları yeni teknolojileri, silah platformları ve silahların saha şartlarına adaptasyonunu, afet bölgelerindeki yerel hükümet ve diğer yardımcı kuruluşların kapasitelerini, afetlerin ve hastalıkların niteliklerini yerinde bizzat görmektir. Günümüzde birçok bölgede devam eden savaşlar ve yerel çatışmalarda yeni gelişmiş silahlar, yeni organizasyonlar ve yeni yetenekler test edilmektedir. Bu anlamda, Güneyimizde İsrail tarafından icra edilen yeni savaş teknikleri, istihbarat çalışması, Suriye İçindeki vekil güçlerin destekleyici ve bağlı bulundukları devletlerin savaşma taktikleri, çatışmaların evrilen doğası askeri açıdan dikkatle etüt edilmelidir. Son yapılan Pakistan Hindistan Savaşı özellikle havadan karaya ve havadan havaya atılan füzeler ve füze platformlarının test edildiği bir farklı savaş tipi olarak incelenmeyi gerektirmektedir. Aynı şekilde, Kuzeyimizdeki Ukrayna Rusya Savaşı ciddi dersler içermektedir.
Özellikle Ukrayna tarafından icra edilen son saldırıları merkeze alarak bazı mütevazı görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Baştan ifade edeyim ki bu görüşlerimi konunun uzmanı arkadaşlarımızın müsamahası çerçevesinde paylaşıyorum. Ayrıca, görüşlerimin konunun her veçhesini kuşatması böyle bir yazı boyutunda mümkün değildir. Yazımızın başında uzunca bahsettiğimiz konuları da özetleyerek kısa bir analiz, yorum, değerlendirme ve öğrenilmiş dersleri sıralayalım.
1. SAVAŞILAN DÜŞMANIN TANIMI
Savaşta düşman tanımı hayati önemdedir. Ukrayna Rusya Savaşında tarafları sadece bu iki devletle sınırlamak mümkün olmasa gerektir. Ukrayna’nın arkasındaki İngiltere, ABD, Almanya ve Fransa desteği yadsınamaz. Dolayısıyla savaş sistemlerinin tespitinde sadece bu iki gün kapasitesini dikkate almak yeterli olmayacaktır. Hatta savaşın stratejik komutası da Ukrayna genelkurmayında değildir. Son yapılan saldırılar ile geçen sene İsrail’in Hamas ve Hizbullah’ın yerel depolarına, üslerine ve komuta kademesine icra ettiği imha harekatı arasında hazırlık tarzı açısından benzerlikler vardır. Devletlere karşı asimetrik tehditlerden bahsettiğimiz bir dönemde devletler rakip güçlere karşı konvansiyonel ve gayrı nizami tüm unsurları kullanarak sofistike saldırılar
planlamakta ve icra etmektedirler… Bu son saldırıda Ukrayna gizli servisinde temsili sağlanan bir ortak aklın sahaya yansıması görülmektedir. Bu saldırıdan geriye doğru da analiz yaptığımızda İsrail’in saldırılarının da sadece İsrail Savunma Bakanlığının akıl ürünü olmayabilir diye düşünülebilir. Dolayısıyla Rusya’nın da karşı tarafı Ukrayna olarak görmediği açıktır. Bu meseleyi Türkiye modeline uyarlarsak, bazen müdahil olduğumuz bölgesel krizlerde ve çatışmalarda rakip veya düşmanı doğru tanımlamalıyız. Kamuoyunda yayılan bazı konuşmalar ve ortak hissiyat düşmanlarımızı tanımlamak için yanıltıcı olabilir. Bu açıdan, mümkün olduğunca doğru düşman tanımına dayalı silahlanma, saldırı ve savunma stratejisi geliştirme, buna uygun destekleyici ekonomik model geliştirme üzerinde durmalıyız. En son Pakistan Hindistan Savaşı provasında ABD veya Çin’in vekil güçleri üzerinden silah kapasitelerini test ettikleri gözlemlenmiştir, test bitiminde de Trump’ın ültimatomu ile savaşa son verilmiştir. Savaş sırasında 300 km’lik havadan havaya Çin füzesiyle Hindistan uçaklarının düşürülmesi dikkatle izlenmiş, savaş sonrası ise Japonya’daki ABD uçaklarının taşıdığı 370 km’lik füzenin basına servis edilmesi ilgiye değer bulunmuştur.
Ukrayna saldırılarına bakarsak her ne kadar küçük hava platformlarının Ukrayna’da üretildiği, operatörlerin Ukraynalı görevliler olduğu açıklamaları yapılmış ise de Rusya içine yönelik istihbarat, hedef seçimi, kullanılan patlayıcıların niteliği, beşeri organizasyon, lokal saha ajanlarına faaliyet desteği gibi konularda İngiltere liderliğinin etkili olduğu şüpheleri vardır. Bir de düşman tanımını tersten okur isek her hangi bir savaşa ve krize müdahale ederken bizim hangi gücün etkisinde olduğumuzu, hangi gücün stratejisine yarayacak tarzı harekat içinde olduğumuzu, hangi güç adına faaliyette bulunduğumuzu doğru analiz etmeliyiz. Bu konuda hassasiyet göstermeliyiz ki, tam bağımsızlığımızı koruyabilelim.2. Aynı Kökten Toplumların Ayrışmasını Önleme Önceliği Her güç için kendi bölgesinde barış havzası oluşturması tavsiye edilir. Ancak, her şeyden önce aynı toplumun, aynı milletin içindeki çatlakların oluşmasının önlenmesi, gerilimler meydana gelirse sağlıklı yönetimi, gerilimlerden dolayı zararlar doğarsa bunların rehabilitasyonu öncelik taşımaktadır.
Rusya ile Ukrayna arasındaki kardeş savaşı Slav nüfusunun azalmasını netice verdiği gibi aynı kökten insan ve toplumların savaşında düşman tespitini de imkansız kılmaktadır. zaten bir imparatorluk çeşitliliği olan Rusya’nın farklı bölgelerinde Ukraynalı saldırganların su içindeki balık gibi rahat dolaşabilmelerinde aynı ırktan olmalarının kolaylaştırıcı etkisi elbette vardır. Keza Rusya’ya karşı espiyonaj veya yıkıcı faaliyet yürütmek isteyen başka hasım devletlerin eleman devşirmesi için de bu kardeş kavgası elverişli ortam oluşturmaktadır. Türkiye’nin de son dönemde içinde bulunduğu durum bu açıdan şâyanı dikkattir. Toplumsal bünyenin bütünlük ve birliğinin korunması içinde bulunduğumuz küresel ve bölgesel şartlar açısından öncelik taşımaktadır . Zira bu alanda ayrışan toplum dış manipülasyona ve angajmana son derece açık hale gelmektedir. Keza bölgemizdeki İsrail ile yakın ilişkileri olan kardeş toplulukların durumunu (Azerbaycan mesela) ve yarınını doğru analiz etmek gerekir. 2. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Sovyet Kızılordusunun esir alınan Türk kökenli asker ve subaylarının önce Almanya sonra da Amerika tarafından Türkiye dahil birçok Türk Kökenli İnsanların yaşadığı coğrafyalarda kullanılmışlardır. Bu açıdan Türkiye meşhur ifadesiyle asli ve tali Türk unsurlarını, farklı etnik yapılardan toplulukları eşit ve değerli bir statüde kendi birliğinde yaşatmayı bilmelidir.
3. SALDIRILARIN HEDEFLERI ÜZERİNE
Dron saldırıları tahribe müsait ve erişimi kolay açık hedeflere yoğunlaşmıştır. Aslında Rusya istihbarat servisleri böylesi bir saldırıyı öngördükleri için stratejik bombardıman uçakları ve erken uyarı uçakları uzak bölgelere tahliye edilmiştir. Bu doğru da bir karardır. Nitekim Stalin de 2. Dünya Savaşında Stalingrad kentindeki sanayii tesislerini ve başka savunma sanayii tesislerini Moskova’dan, Leningrad’tan Urallara taşımıştı. Bu taşıma veya tahliye 10 ile 17 milyon arasında zikredilen bir nüfusu da içermekteydi. Bu dönemde taşınan fabrika veya tesis sayısı 2.500 ile 2.900 arasında telaffuz edilmektedir. Doğuya tahliye edilen insan sayısı ise 20 milyon olarak ifade edilmektedir. Bu rakamların doğruluğu teyit edilmiş değildir. Ancak, bu tahliye harekatı için bir Tahliye Komisyonu kurulmuş, Kızıl ordu bölge komutanlıkları da yetkili kılınmışlardır.
Ancak, bugünkü Ukrayna saldırılarının hedef aldığı üslerin mesafesi artık Uralların da ötesinin de o günkü gibi emniyette olmadığını göstermektedir. Sadece balistik füzelerin yarattığı tehdit değil, yurt içindeki paramiliter grupların ya da hasım yıkıcı servis görevlilerinin asimetrik tehditleri de kayda değerdir. Rusya’nın stratejik bombardıman uçakları ve A-50 uçaklarını hangarlara ya da korunaklı tünellerine park etmesi gerekirken muhtemelen uçak sayısının fazla olması nedeniyle ve biraz da aşırı güven duygusuyla açık alanda bırakması bir hata olarak görülmektedir.
Bizim de askeri üslerimiz ve kara- hava -deniz silah platformlarımızı nasıl koruduğumuz üzerinde düşünmemizde fayda vardır.Bunlar kadar önemli diğer bir ayrıntı ise aynı küçük dronlarla bazı stratejik demiryolu araçlarına ve raylara ve köprülere benzer saldırıların yapılmasıdır. Rusya ulaşım ağının ulaşımdan fazlası olduğu bilinmektedir. Bazı devasa yol ve köprü projeleri tahrip edilmesi halinde büyük zarar doğuracak nitelikte olabilirler. Rusya’nın Kırım köprüsü böyle bir hedeftir.
Diğer yandan yollar ve köprüler, tüneller seferberlik hazırlık durumunu yükseltmek ve lojistik temini açısından önem taşımaktadırlar. Bu yüzden savaşta tahrip olması riskine karşı bölgesel lojistik merkezlerinin önceden tesisi ve güncellenmiş silah platformları, silah sistemleri ve mühimmatları çeşitli temel yaşam ve sağlık malzemeleriyle doldurulması elzemdir. Diğer yönden, inşa edilmiş ulaşım imkanlarının tahrip edilme riskine karşı doğal korunaklar ve sığınaklar ile doğal geçitlerin önceden tespiti gerekmektedir.
Bu açıdan ülkemizi değerlendirdiğimizde bazı konulara dikkati çekmek istiyorum. Ülkemizin ağırlıklı kritik sanayii kuruluşları Tekirdağ’dan Kocaeli’ne kadar uzanan İstanbul merkezli bölgede ve güzergah üzerindedir. Son yıllarda bazı İç Anadolu şehirlerimizde savunma sanayii başta olmak üzere bazı fabrika ve tesisler kurulmuş ve gelişmiş ise de ağırlıklı merkez İstabul merkezli geniş bölgedir. Benzeri kritik tesislerimizin İzmir, Ankara, Kırıkkale, vb şehirlerimizde olduğunu biliyoruz. Belki yakın bir tarihten itibaren Mersin Akkuyu NGS’nin de ciddi bir korumaya sahip olması gerekecek. En başta ciddi bir hava savunma sistemiyle savunulması gerekecek. Ancak, son saldırı gösteriyor ki, bu da yeterli olmayabilir. Yerel ölçekte riskleri de düşünmek gerekecektir. Bir de tıpkı bombardıman uçakları, tanklar, kritik füze platformları gibi platformların pilotları ve silah sistemlerinin operatörleri olduğu gibi sadece bu platformların ve sistemlerin korunmasında uzmanlaşmış koruma mühendisleri ve görevlileri olmalıdır. Aslında bu tür yerel riskleri Rusya devlet aklı bilir diye düşünüyordum. 2. Dünya Savaşı sırasında meşaleyi Churchill’in meşhur “Nazilerle her yerde savaşacağız” konuşması yakmış ise de Nazi ordularına ait üslere, konvoylara, vb saldırılar, sabotajlar düzenleyen Partizan gibi onlarca yerel özgürlükçü ve direnişçi örgüt sol ideolojiyi benimsemiş durumdaydı. Keza Moskova etkisiyle oluşmuş yüzlerce pro Marksist örgüt sahada savaşıyordu. İşte Rusya bugün tam da tersi bir durumla karşı karşıyadır. Kendi içinde Moskova karşıtı vatansever, milliyetçi ve özgürlükçü gruplar ile mücadele etmek zorundadır. Hatta biraz da ironi ile söylediğim, vurulan beş üssü baz alarak İngiltere “Cambridge Beşlisinin” intikamını aldı demiştim. Dönemin kapitalist merkezlerinin en gözde üniversitelerinde Komintern uzantıları vardı. Bugün ise Rusya o etki alanını çoktan kaybetmiş durumdadır. Elbette ki bu duruma hemen gelinmiş değildir. Amin Malouff’un ifadesiyle “Budapeşte müdahalesi” ve “Prag Baharı” Rusya’nın merkezinde olduğu Varşova Paktının en büyük hatası olmuş, sol ideoloji özellikle Avrupa başta olmak üzere dünyadaki sol aydınlar ve gençlik kesimleri üzerindeki çekim gücünü kaybetmiştir. Bu müdahalelere, Kızılordunun Bakü’ye girmesini de ekleyebiliriz. Rusya’nın bagajında öylesine büyük psikolojik travmalar vardır ki, 2. Dünya Savaşında Nazilerin saldırılarına karşı koyacak Ukraynalı, Polonyalı, Gürcü, Ermeni, Türk, vb binlerce aydın ve asker Stalin’in 1932 tasfiyesine ve işkencelerine maruz kalmışlardır.
Benzeri hataları hatırlatan uygulamalar mevcut Rusya yönetimi tarafından yapılınca, İngiltere ve ABD gibi güçler bunları kolaylıkla kullanmaktadırlar. Ben şahsen bu tür travma mağduru angaje edilen grupları suçlamak yerine bir büyük devlet aklıyla böylesi travmaları rehabilite etme kapasitesini önemsiyorum. Rusya Ukrayna krizinde pro-Moskova bölgeleri ve grupları etkisi altına almış, ama Ukrayna’yı içeriden ayıracak şekilde topluma nüfuz edememiştir. Nüfuz edemediğiniz içinizdeki ve ilişkili olduğunuz her toplumsal yapıya başkaları da sızabilir o yapı içinde ayrılıkçı ya da yıkıcı emeller de gelişebilir. Hele bu Ukrayna gibi devletleşmiş birtoplum ise. Bu anlamda, Türkiye’nin büyümeden kendi içinde katı bir şekilde bölümlenmesinin önlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
4. SAVUNMA SANAYİİNİN SAHA ŞARTLARINA ADAPTASYONU
Savaşta zafer için en güçlü silahların değil saha şartlarına en uygun silahların kullanımının daha etkili olduğunu birçok çağdaş askeri uzman (Mesela Krepinevich) ifade etmektedir. Bundan dolayıdır ki, savaş yapmadan önce savaşın araç ve silahlarının seçimi, tasarlanması ve üretilmesi savaşı belirleyici olmaktadır. Bu bir anlamda, savaşın maddi araçları üzerine zihinsel katma değeri oluşturmaktadır. Değişik vesilelerle bahsettiğimiz yeni savaş araçları ve platformlarının kullanımı yeterli örnekler sunmaktadır: Sanal coğrafya yaratma, Amerikan bilişim teknolojileri temeline ve IT birikimi üzerinde yaratılan Deep Seek Arama robotu, düşman silah platformlarını bir tahrip çarpanı olarak kullanma, Maraton Savaşında olduğu gibi coğrafyayı bir savaş aracı olarak kullanma, vb. Stratejik Nükleer silah kullanmanın küresel dehşet dengesinden dolayı mümkün olmadığı ve balistik füzelerle vurulacak derecede ayrıksı, tam tanımlanmış bir hedefin belirlenmediği şartlarda Ukrayna istihbarat başkanının dediği gibi yaratıcı saldırı biçimleri çok küçük ölçekli patlayıcı yükleriyle çok fazla etkili olabilir. Silahların tasarım mühendisliği önemli olduğu kadar saldırı ve tahrip mühendisliği de önem kazanmış durumdadır. Silah ve radar sistemlerinin farklı doğa koşullarında etkinliğinin test edilmesi gerekmektedir.
Savaş veya çatışmalarda doğa koşulları mazereti en asgariye indirilmelidir. Ar-Ge tasarımında mutlaka sahadan gelen geri bildirimlere teknik önem verilmelidir. Askeri maksatlı tesislerin, depoların, üslerin jeolojik etütlere göre sağlamlık testinden geçmiş sahalarda yapılması da aynı derecede önemlidir. Bu merkezlerin inşa ve iç dizaynı ile kullanım biçiminde uzman mühendislik görüşü ele alınmalıdır: Korunanların dayanıklılığı, içerideki nem oranı, patlayıcı mühimmatın uygun istiflenmiş olması, vb. Adaptasyon sorunu fiziksel şartların değiştiği ortamlarda farklılık kazanmaktadır. Statik denge yanında dinamik dengenin de dikkate alınması gerekmektedir. Özellikle 1. Dünya Savaşının sona ermesinden sonra deniz tatbikatlarında statik denge ve fiziksel şartlara uyum hayati önem kazanmıştır. Keza savaş stratejileri de değişmiştir. Örneğin liman ablukası önceki dönemdeki önemini kaybetmiştir. Silah platformları da değişmiştir. Büyük zırhlıların yerini uçak gemileri almış, deniz havacılığı gelişmeye başlamıştır. Ancak, deniz harekatı ve savaşı bittikten sonra uçak gemilerinin koruması tıpkı stratejik bombardıman uçaklarının koruması gibi zorlaşmıştır. Askeri platformlar ve silah sistemlerinde sadece savaş sırasında değil, barış zamanında veya park halinde de güvenlik hayati önemdedir.
5. RAKİP VE HASIMLARIN ENVANTER VE KAPASİTE BİLGİSİ
Günümüz de harpte angajman kurallarının uygulanma kapasitelerinin bilinmesinin daha fazla gerekli olduğu bir dönemin parçasıdır. Eğer hasmı bir gücü onun ateş menzilinin çok uzağından imha edebilecek silahlara sahip ise o hasım ile savaşmayı başka biçimlerde yapmak daha doğru olacaktır. Kendini ve hasmı bilme iki eşit önemde idrak ve bilinç düzeyidir. Ancak, bu idrak ve bilinç düzeyinin üzerine daha somut matematiksel ve mühendislik hesapları yapıldıktan sonra savaşa karar verilmelidir. 2. Dünya Savaşı Öncesinde Almanya ve Japonya hasımları ve kendileri hakkında ciddi bir idrak ve bilinç düzeyinde idiler. Yani, savaşa girdiklerinde kısa bir süre kaynaklarının yetersiz kalacağını ve hasımlarını ekonomik ve üretim kapasitelerinin yüksek olduğunu biliyorlardı. Bu yüzden Yıldırım Savaşı yaparak onların iradelerini kırmaya ve barış yapmaya zorlamak istediler. Ancak, savaşın gerçek seyri ve hasımlarının gerçek güçlerinin direncine ilişkin matematiksel hesapta yanıldılar.
Diğer yandan, hasım güçlerin silahlanma kapasitelerini bilmek muhtemel savaşlardan galip çıkabilmek için de gereklidir. Şöyle ki, en azından iki büyük dünya savaşından itibaren biliyoruz ki, bir ülkeye savaş açtığınızda sadece o ülkeyle savaşmayacağınız artık bir sabitedir. Dolayısıyla savaşa girmesi muhtemel güçlerin silah kapasitelerini bilmeniz gerekir. Bunu da savaşta kullanılan özellikle kritik silah sistemlerinin tespiti ile anlamak mümkündür.
Ancak, eğer önceden böylesi bir bilgiye vakıf iseniz, ileride savaşa girmesi muhtemel güçleri de analiz etmiş olduğunuz için savaşın ilerleyen aşamalarında ön görülmeyen bir sorunla karşılaşmayı önlemiş olursunuz. Ukrayna krizi öncesi benim tahminim Batının Rusya’ya karşı bir şekilde bir savaş başlatacağı idi. Ancak, Ukrayna gibi orta büyüklükte bir devleti Rusya’yı zayıflatmak için yem olarak kullanması sürpriz oldu. Belki Rusya da savaşa Batılı güçlerin ve ABD’nin müdahil olacağını ön görmüştür. Ama bu şekilde değil sanırım. Daha çok proxy modelini düşünmüş olmalıdır. Ancak, savaşa ABD’nin Trump sonrası makas değiştirmesi bile İngiltere, Almanya ve Fransa’yı Rusya’ya karşı neredeyse konvansiyonel savaş verecek politikalardan vazgeçirmemiştir. Dolayısıyla Rusya bu güçlerin de savunma sanayii kapasitesini bilmek zorundadır. Bu durumu kendimize uyarlarsak, jeopolitik kavşakta olmamızın avantajı yanında dezavantajlarını da hesaba katmalıyız. Yani bazı büyük güçler için Türkiye elde tutulması gereken bir ülke olduğundan riskli durumdadır, birçok gücün savaş kapasitesini bilmek zorundadır. Şimdilik bu durumu Suriye Savaşında tecrübe etmekteyiz. Ancak, yarın bunu daha içimizde tecrübe etmek zorunda kalabiliriz.
6. ASKERI ÜS/ MERKEZLERŞN KOMUTANLARININ ÖZERKLİĞİ VE İÇ GÜVENLİK BİRİMLERİYLE KOORDİNASYON
Farklı üs ve merkezlere yapılan saldırılara ortak prosedürlerin dışında farklı savunma tepkisi verilen bir merkez olmamıştır. Rusya’daki durumu tam olarak bilemiyoruz. Ancak, savaş ve savunma ortamında askeri üs ve merkezlerin koruma komutanlıklarını yerel ve durumsal şartlara uygun refleks geliştirebilecek bir özerklikte olmaları sağlanmalıdır. Muharip birlikler için ise edilen “Küçük Birlik Liderliği” kavramının koruma komutanlıkları için de geçerli olması gerekir. Diğer yandan günümüzdeki küresel ve bölgesel savaş/ gerilim şartları itibariyle yerel iç güvenlik birimlerinin de olağandışı sabotajlar/ saldırılar konusunda eğitimli ve askeri birimlerle koordineli olmalıdırlar.
Bu konuda çok fazla ders çıkarmak da mümkün ancak biz bu kadarla yetineceğiz efendim.
Aslında keyifli bir bayram yazısı yazmak isterdim. Lakin “Ribat Hattında” (Ribat: Sınırlarda ve stratejik mevkilerde askeri amaçlı kullanılan yapılara verilen addır. Düşman saldırılarını önlemek ve nöbet tutmak anlamına gelir) iseniz üzerinde duracağınız başka olaylar ve konular oluyor. Cümleten hayırlı Bayramlar dilerim.
Mehmet Ali BAL / Haber7
Source: Mehmet Ali Bal
Madleen gemisi Gazze'ye ulaştı mı? SON DAKİKA! Madleen gemisine ne oldu?
İsrail”in Gazze ablukası sürerken, dünya kamuoyu Madleen gemisi Gazze”ye ulaştı mı sorusuna yanıt arıyor. 1 Haziran 2025″te Katanya Limanı”ndan yola çıkan gemi, Gazze”ye insani yardım taşımak amacıyla hareket etti. Uluslararası aktivistlerin de yer aldığı bu girişim, bölgede yeni bir diplomatik kriz doğurdu. Peki, Madleen gemisi Gazze”ye ulaştı mı? MADLEEN GEMİSİ GAZZE”YE ULAŞTI MI? İsrail, Gazze için İtalya”dan yola çıkan insani yardım gemisine saldırdı.İsrail ordusunun Madleen gemisine müdahale ettiği belirtilen açıklamada, “Madleen ile irtibat kesildi. İsrail ordusu gemiye çıktı. Madleen gemisindeki gönüllüler, İsrail ordusu tarafından kaçırıldı” denildi.Açıklamada, Gazze”de açlıkla boğuşan Filistinlilere destek olmak için yola çıkan ve kaçırılan insan hakları aktivistlerinin güvende tutulmalarını sağlamak için vatandaşı oldukları ülkelerin dışişleri bakanlıklarına baskı yapılması çağrısında bulunuldu.Gemideki insan hakları aktivisti Yasemin Acar”ın paylaştığı kısa videoda ise İsrail askeri olduğu düşünülen bir kişinin video çekenlere telefonlarını kapatmasını söylediği duyuluyor. İSRAİL ORDUSU GEMİYE BEYAZ RENKLİ KİMYASAL BİR SIVI DÖKTÜ Özgürlük Filosu Koalisyonu”nun hesabından paylaşılan videoda, İsrail ordusuna ait dronların geminin üzerinde uçtuğu belirtildi.Gemideki insan hakları aktivisti Yasemin Acar, dökülen beyaz sıvıyı göstererek, “Üzerimize kimyasal bir sıvı döktüler, ne olduğunu bilmiyoruz. Bu sivillere karşı işlenmek üzere olan başka bir savaş suçudur” dedi.Paylaşılan videoda yüzünü kapatan Acar, sıvı sebebiyle gözlerinin yandığını söyledi. Acar, daha önce yaptığı açıklamada, yelkenlide meydana gelen yanlış alarmı anlattı.İsrail”in gemiyi durdurmak istediğine dikkati çeken Acar, geminin etrafını saran botların İsrail”in gözdağı yöntemi olduğunu düşündüklerini belirtti. İSRAİL, MADLEEN GEMİSİNDEKİ AKTİVİSTLERİN ÜLKELERİNE GÖNDERİLECEĞİNİ AÇIKLADI İsrail Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Madleen gemisindeki 12 aktivistin durumuna ilişkin bilgi verildi.Açıklamada, İsrail ordusunun, Gazze Şeridi”ne yaklaşık 185 kilometre uzaklıkta alıkoyduğu Madleen gemisinin İsrail”e götürüldüğü belirtilerek, aktivistlerin ülkelerine gönderileceği duyuruldu. MADLEEN GEMİSİNDE KİMLER VAR? 1 Haziran 2025″te İtalya”nın Sicilya adasındaki Katanya Limanı”ndan yola çıkan Madleen gemisi, Gazze”ye insani yardım ulaştırmak amacıyla hareket etti. Gemide, İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg, Fransız Avrupa Parlamentosu üyesi Rima Hassan, İrlandalı aktör Liam Cunningham ve iki Türk aktivist Şuayb Ordu ile Yasemin Acar da dahil olmak üzere 12 kişi bulunuyordu.
Source: Beyza Nur Ergin
İsrail Savunma Bakanı, Madleen”den gözaltına alınan aktivistlere Hamas”ın saldırı görüntülerini izletme talimatı verdi
İsrail Savunma Bakanı, Gazze”ye giden yardım gemisi Madleen”in “hızlı ve güvenli bir şekilde ele geçirilmesi” nedeniyle İsrail ordusunu tebrik ederken gözaltına alınanlara Hamas”ın saldırı videolarını izletme talimatı da verdi.
Guardian”ın da yer alan habere göre, Katz, iklim aktivisti Greta Thunberg ve Fransız Avrupa Parlamentosu Üyesi Rima Hassan ve Türk aktivistlerinin de olduğu 12 kişinin Aşdod limanına taşınacağını doğruladı.
Katz “filodaki yolculara 7 Ekim katliamının dehşetini gösteren videoyu göstermesi” talimatını verdiğini sözlerine ekledi.
Katz, Desteklemek için geldikleri ve kimin için çalıştıkları Hamas terör örgütünün tam olarak kim olduğunu, kadınlara, yaşlılara ve çocuklara karşı hangi vahşeti işlediklerini ve İsrail”in kendini savunmak için kime karşı savaştığını görmelerini istiyorum.” dedi.
Source: Haber Merkezi
Gazze”de savaşmayı reddetti… Hapis cezasına çarptırıldı!
İsrail”in Yedioth Ahronoth gazetesinin haberine göre, bir askeri mahkeme, yedek asker olarak 7 Ekim 2023″ten bu yana 270 günlük görev süresini doldurmasına rağmen Gazze”deki savaşa karşı çıkması sebebiyle göreve gitmeyi reddeden Yüzbaşı Ron Weiner”e 25 gün hapis cezası verdi.WEİNER CEZAEVİNE GÖNDERİLDİGazze”de savaşmayı reddetmesi sebebiyle geçen hafta 20 günlük hapis verilen Weiner cezaevine gönderildi.Yargı sürecindeki “teknik bir aksaklıktan dolayı” Weiner, 24 saatten kısa bir sürede serbest bırakıldı ve davası yeniden görüldü.İSRAİL ORDUSU ON BİNLERCE YEDEK ASKERİ GÖREVE ÇAĞIRMIŞTIGazetenin haberinde, Weiner”in Gazze”de tutulan İsrailli esirlerin, bedeli savaşı durdurmak olsa bile geri getirilmesini talep eden hareketin önde gelen aktivistlerinden biri olduğuna dikkat çekildi.Gazze”deki İsrailli esirlerin geri getirilmesini destekleyen İsrail askerlerinin oluşturduğu gruptan, Yedioth Ahronoth gazetesine yapılan açıklamada, İsrail”in Gazze”deki askeri baskısının esirlerin hayatını riske attığı yönünde korkunun yaşandığı kaydedildi.Gazze”deki İsrailli esirlerin hayatı pahasına “savaşa katılmayı reddetmenin mantıklı bir adım olduğu” ve söz konusu askerlerin bunu desteklediği ifade edildi.İsrail”de mayıs ayının sonlarında 2 askere Gazze”deki saldırılara katılmayı reddettikleri için askeri mahkeme tarafından hapis cezası verilmişti.Yedioth Ahronoth da dahil olmak üzere İbranice medya kuruluşlarına göre, İsrail ordusu mayıs ayı başlarında Gazze”de genişletilmiş bir imha savaşına hazırlık amacıyla on binlerce yedek askeri göreve çağırmaya başladı.
Source: Fatih Yoncalık