AP”de ilk kez yapıldı! “İsrail”e yönelik baskı artırılmalı”
Kallas, Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulunda, İsrail”in Gazze”deki eylemlerinin ilk kez “soykırım” olarak gündeme alındığı oturumda konuştu.”Gazze”deki soykırımı durdurmak: AB yaptırımlarının zamanı geldi” başlıklı oturumda milletvekillerinin sert eleştirilerine maruz kalan Kallas, İsrail”in eylemlerinin, “kendini savunmanın ötesine geçtiğini” vurguladı.”İNSANİ DURUM KÖTÜLEŞİYOR”Kallas, Gazze”de Filistinlilere uygulanan gıda ve ilaç ablukasının “İsrail”i korumadığını”, bunun yerine “onlarca yıllık insani ilkeleri” baltaladığını söyledi.Un kuyruğunda beklerken 50″den fazla Filistinlinin İsrail güçleri tarafından öldürüldüğüne dair son raporları hatırlatan Kallas, “İnsani durum kötüleşiyor.” uyarısını yaptı.Kallas, İsrail”in orantısız güç kullandığını, sivil altyapının tahrip edildiğini ve bunların “kabul edilemez bir ölüm oranı”yla sonuçlandığını dile getirerek, Gazze nüfusunun yüzde 90″ının yerinden edildiğini, kalanların ise tamamen insani yardıma bağımlı olduğunu aktardı.”ULUSLARARASI HUKUKUN İHLALİ OLACAKTIR”AB Yüksek Temsilcisi, şöyle devam etti:”İsrail, amacının tüm Gazze Şeridi”nin kontrolünü ele geçirmek olduğunu belirtti. Toprakları değiştirmek, küçültmek veya ilhak etmek uluslararası hukukun doğrudan ihlalidir. Gazze”deki sivil nüfusun tamamı veya bir kısmı kalıcı olarak evlerinden zorla çıkarılırsa bu da uluslararası hukukun ihlali olacaktır.””İSRAİL”E YÖNELİK BASKI ARTIRILMALI”Kallas, “İsrail”e yönelik baskı artırılmalı. Bunu ben kendi adıma yapacağım. Tıpkı daha önce defalarca yaptığım gibi.” diye konuştu.AB, Hollanda”nın teklifi üzerine 20 Mayıs”ta, İsrail”e ticari ayrıcalıklar tanıyan Ortaklık Anlaşması”nı, 2. maddesinde yer alan insan haklarına ve uluslararası hukuka uyma yükümlülüğü çerçevesinde inceleme kararı almıştı.Kallas, 23 Haziran”da yapılacak AB Dışişleri Bakanları Toplantısı”nda incelemenin sonucunu açıklayacak.Brezilya Devlet Başkanı: Gazze”de yaşananlar savaş değil, soykırımKanada”dan İsrail askerlerine kıskaç: “Çifte vatandaş” askerlere soykırım soruşturmasıGazze için ateşkes tasarısı Birleşmiş Milletler”den geçti
Source: Muhammet Binici
İran’a emperyal saldırı: Sıra Türkiye’de!
1978’de İran’da şiddet gösterileri başladı. Şah R. Pehlevi , Ocak 1979’da ülkesini terk etti. Paris’te sürgünde olan Humeyni , 1 Şubat 1979’da İran’a döndü. ABD, artık şeytan-düşman idi molla rejimi için. ABD Dışbakanı C. Rice , henüz ulusal güvenlik danışmanı iken BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ile 23 ülkenin rejimi ve sınırlarının değiştirileceğini açıkladı: Moritanya, Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır, Sudan, İsrail, Ürdün, Suudi Arabistan, Yemen, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Katar, Kuveyt, Irak, Suriye, Lübnan, Türkiye , İran, Afganistan, Pakistan. 17 milyon km 2 ve güncel olarak 953 milyon nüfus! (Toplam dünya nüfusu 8.2 milyar) ABD Dışbakanı C. Powel, BOP kapsamında Türkiye’yi İslam Cumhuriyeti olarak belirtti (2 Nisan 2004): “Eğer Türkiye Batılı ülke olma ısrarından vazgeçer, modernleşme ve demokrasinin bir İslam ülkesinde olduğunu göster-meye daha çok ağırlık verir ise, bütün dünyaya ve İslam’a büyük model olur.” Yani artık Atatürk ’ü unutun! ABD’li general W. Clark , “Beş yıl içinde Irak’la başlayıp, Suriye, Lübnan, Libya, Somali ve Sudan’la devam edip İran’la bitecek yedi ülkeyi dağıtacağız” buyurdu. (2 Mart 2007, “Democracy Now” adlı programda gazeteci A. Goodman ) S. Huntington , “Medeniyetler Çatışması” adlı kitabında (1996), Soğuk Savaş sonrası dönemde küresel çatışmaların temel kaynağının ideolojiler veya ekonomiler değil, farklı uygarlıklar arasındaki kültürel ve dinsel fay hatları olacağını öne sürerek, Büyük Ortadoğu’yu da İslam ve Batı medeniyetleri arasındaki çatışmanın en belirgin olduğu bölgelerden biri olarak tanımlamıştı. CIA siparişi kitabın makalesi 3 yıl önce 1993’te yayımlanmıştı; “The Clash of Civilizations” (http://www.geo.hunter.cuny.edu/courses/ geog347/articles/clash_civilizations.pdf). 17 Aralık 2010’da Tunus’ta “Arap Baharı” patla(tıl)dı; 23 yıldır iktidarda olan Z. Abidin Bin Ali “Yasemin Devrimi” ile ülkesin terk etti; halk isyanı domino etkisiyle öbür Arap ülkelerine yayıldı. Gerçekte “Kanlı Sonbahar” idi: Sudan (2011) ve Somali (1991-98), Suriye ve Libya dağıtıldı, 2011’de M. Kaddafi, 2024’te B. Esad devrildi. İlk 6 ülke parçalandı, sonki İran. İzleyen ülke artık belli. İran’a saldırıda Siyonist İsrail emperyal koçbaşı ve ABD, İngiltere, Almanya, Fransa. G7 demek. Körfez Arap ülkeleri ve Ürdün de İsrail’e yandaş. Netanyahu ’nun 7 Ekim 2023 Hamas saldırısı (kurgulu?!) ardından paylaştığı yeni haritada sıra; Bahçeli ve Erdoğan ’ın “sinsi mesaj” olarak nitelediği evreye yani Irak, Suriye ve İran’da olduğu gibi Türkiye’den özerk Kürt bölgesi toprağı ve nüfusu koparma evresine geçilecek. Sonra bu 4 kukla devlet, İsrail’in güvenliği için “Büyük Kürdistan” gerçekte “Büyük İsrail” adıyla birleştirilecek. Kürtler sömürge olacak ve/veya asimile edilecek. Emperyalizm hangi halkı özgürleştirdi tarihte?! *** Türkiye 3 Kasım 2002’den bu yana AKP=RTE taşeron iktidarı ile yönetiliyor. RTE, 2004’te American Jewish Com-mittee’den “Yahudi Cesaret Ödülü” aldı. 2011’de AntiDefamation League’den 2. bir ödül aldığı savlandı. Kendi ağzıyla onlarca kez “BOP Eşbaşkanı ” olduğunu TV’lerde açıkladı. “Biz bu işi yapıyoruz” dedi, misyonunu içselleştirmiş bir beden dili ile. Suriye’de Şii Esad rejiminin devrilmesinde BOP’çuların koçbaşı işlevini İhvancı AKP üstlendi. Türkiye, IKBY’de (Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi) konsolosluk düzeyinde temsilcilik açtı. Batı emperyalizminin İran’a son saldırısında Kürecik radarı verilerini bu kanlı saldırganlarla paylaşmaktayız. Hava sahamızı da kapatmadık! *** Türkiye ile İran arasında geniş çaplı, doğrudan sıcak çatışma en son OsmanlıSafevi savaşları döneminde yaşandı. Günümüz Türkiye-İran sınırı 1639’da Kasr-ı Şirin Antlaşması ile saptandı. 4 yüzyıldır İran ile sıcak çatışma yaşamadık. İran nüfusunun yüzde 25- 40’ı Türk halklarıdır, 89 milyon toplam nüfusun 20-35 milyonu Türk kökenli Perslerdir. İran, kadim bir uygarlıktır, halkı ezici çoğunlukla Müslümandır ve İslam mezhepleri içinde Şiilik (özellikle On İki İmam Şiiliği) egemen mezheptir. 2024’te 5-6 milyar dolar dış ticaret oylumu (hacmi) var. Türkiye, ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımlar nedeniyle 2019’dan bu yana İran’dan doğrudan ham petrol alımı yapmıyor. 2023’te doğalgaz dışalımının yüzde 10.7’si İran’dan sağlandı. Oturma izniyle ülkemizde yaşayan İran vatandaşı sayısı resmi verilerle 100 bin dolayında. *** BOP sürüyor ve sahne Türkiye’de kapanacak; Lozan’ı yırtarak postmodern yeni Sevr’e (!) döndürülerek! Plan bu. Lozan’ın, Kemalist Cumhuriyetin , 1924 Anayasası’nın reddedilmesi bu yüzden. “100 yıldır devlet olmamız engelleniyor” diyen ayrılıkçı-bölücü etnik Kürtçü savlar. DEM , bu emperyal koronun borazanını öttürüyor ne acı ki! NE YAPMALI? Cumhuriyetin kurucu ayarlarına dönmeli. En başta tam bağımsızlık! Yurtta barış, dünyada barış! Türkiye, BOP eşbaşkanlığını=Türkiye’nin açıkça ülke ve ulus bölünmesini dayatan hain emperyal planı açıkça üstlenen siyasal iktidardan mutlaka ve hızla kurtulmalıdır. Yeniden bir Kuvayı Milliye yapılanması, kurucu parti CHP öncülüğünde gerçekleştirilmelidir. İç bölünmüşlük sona erdirilmelidir. AKP=RTE ’nin bu sıcak savaşı iktidarını sürdürmek için art niyetli kullanmasına izin verilmemelidir. Türkiye, sağkalımı (bekası) içi ulusal politikalara dönmeli, NATO uyduculuğunu terk etmelidir. BOP ile çeyrek yüzyıldır uyutulduk, artık bu derin gaflet ya da “kan uykusu” ndan çıkalım! Son söz M. K. Atatürk ’ün: “İnsanlık dünyasında, hak daima kuvvetin üstündedir. Kuvvet, hakkın emrinde olduğu gün, dünya gerçek saadetini bulacaktır.”
Source: Ahmet Saltık
Cahil ve faşist liderlerin savaşı
Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz. Uçuşan haberler çelişkili ve belirsiz. Bir kısmı duyuma bir kısmı dedikoduya bir kısmı ise stratejik tahminlere dayanıyor. Diğer yandan da somut olayları gösteriyorlar ama onları da kimin, nasıl aktardığı yine güvenilmez bir ortam yaratıyor. İran ve İsrail ağır bir boks maçına girişmiş durumdalar, dünya da nefesini tutmuş seyrediyor. Tarafların uzak veya yakın çıkar ilişkilerinin parçası olan herkes ringe her an dalabilir. Bir yandan İsrail “Tahran’ı boşaltın” diyor, diğer yandan İran “Asıl siz Hayfa ve Tel Aviv boşaltın” diyor… Blöf mü bilinmez ama İsrail buna alışık değil. Sonuçta 1.5 yıldır, tek yönlü olarak “Derhal buraları boşaltın” emrini verdiği sivillerin üzerine kurşun ve bombalarla ölüm yağdırmaya alışmışlar, dolayısıyla kendilerine böyle tehditler gelmesini anlayamıyorlar. Her türlü cümleyi duyuyoruz: “İran hava sahasına tam hâkimiyet sağladık” diyen İsrail; “Yüzyıllar boyu unutulmayacak olan sürprizlerle dolu bir geceye hazır olun” diyen İran; “Derhal kayıtsız şartsız teslim olun” diye İran’a ültimatomlar yağdıran Trump , Ortadoğu’da bütün gece yankılanan alarm sirenleri ve hangi yönden nereye doğru gittiği anlaşılmayan füzeler… İsrail, Amerika’ya güvenerek Ortadoğu’nun her yerinde borusunu öttüren mafya devleti rolünde girişti. “Kadın veya çocuk fark etmez, istediğim sivili öldürürüm. Suriye’de istediğim yeri ele geçiririm, gerekirse bombalar yağdırıp İran’a da saldırırım. Ne de olsa, Amerikan dayım her zamanki gibi arkamdadır.” Bu kriz yaşanırken başta New York olmak üzere Amerika’nın tüm büyük merkezlerinde Yahudi lobisinin kontrol ettiği medya ve finans baronları Trump’a tarihte görülmemiş bir baskı yapıyorlardır, kimse aksini iddia edemez! Ne ricalar ne tehditler ne pazarlıklar! Washington’ın sağlayabileceği GBU57 model sığınak avcısı bombalar ve üstelik bunların Fordo nükleer tesisine bir Amerikan uçağıyla bırakılması gerekliliği, ABD’nin savaşa dahil olmasını ısrarla istemelerinin nedenlerinin başında geliyor. Trump’ın Hamaney ’e yaptığı tehditler ortada: “Yerini biliyoruz seni şimdilik öldürmeyeceğiz.” Bu cümle, yıllardır bildiğimiz ve değişik ortamlarda kanıtlarıyla ortaya koyduğumuz, Batı’nın Ortadoğu’ya ve “koyu tenli insanlara” bakışını yansıtıyor. İşin acı tarafı, Avrupa Birliği Trump’a “Başka bir ülkenin cumhurbaşkanı hakkında sen nasıl böyle konuşabilirsin?” demeyecek. Trump Ortadoğu’da istediği ülkeye yakın olabilir, istediği liderden nefret edebilir ama ABD’nin böyle bir dil kullanması insana pes dedirtiyor. Ortadoğu ülkelerinin liderlerinin bile, inanın herhangi bir batı ülkesinin gözünde, bir bürokrat kadar bile değeri yok. Konu, cahil liderlerin bu külhanbeylik, para, silah ve güç gösterisi yarışında birbirine maytap atar gibi nükleer füze atabilme tehlikesi. Değerli dostum Prof. Tolga Yarman Halk Tv’de kendini paralıyor: “Dünyadaki insanların gidecekleri başka bir yer yok. Mars’ta bilmem ne kolonisi yok. Bu dünya bir cennet.” Amerika ve Rusya, 1962 yılında Küba açıklarında karşı karşıya geldiklerinde, Kruşçev ve Kennedy bu nükleer çılgınlığa uzak durmayı ve bir anlaşma zemini yaratmayı başarmışlardı. Küba yakınlarında, Atlantik Okyanusu’nda meydana gelmesi beklenen bir felaket senaryosu böylece engellenmişti. İsrail’in planlarından biri de, İran’da molla liderleri ve komutanları öldürerek oluşabilecek bir ayaklanmanın önünü açmak. Bence böyle bir şey olmayacak; çünkü İranlı muhalif ve solcuların İsrail saldırırken böyle bir fırsatçılıkla ayaklanarak halkın gözünde kendilerini lekelemeyeceklerini düşünüyorum. İSRAİL”İN ESKİ BAŞBAKANI BİLE İSYAN ETTİ! Dünyada yapılan kamuoyu araştırmalarında İsrail’in imajı yerle bir! Son 1.5 yılda, bu hükümet yüzünden İsrail’e ve Yahudilere gösterilen dayanışmanın büyük kısmı yok oldu. Ne kadar ilginçtir ki bu sivil katliamı görmemeye çalışan sayısız Yahudi var. Mesela İsrail son bir haftadır İran’la boğuştuğu için Gazze’deki çocuklar, kadınlar ve siviller bombalanmıyor, diye düşünüyorum! 5 Haziran’da, yani İsrail’in İran’a saldırmasından önce, İsrail’in eski başbakanı Ehud Olmert’in daha önce Haaretz gazetesinde yayınlanan bir makalesi Le Monde’da çıktı. Ş öyle özetleyeyim: Kendi ülkesine “soykırımcı” dememek için bin dereden su getiriyor ama buna rağmen artık son yaşananlardan sonra bunun başka türlü adlandırılamayacağını da ima ediyor, İsrail hükümetinin artık kendi halkına ve İsrail devletine düşman hale geldiğini söylüyor. Gazze’de, halkın bombalanması dışında, açlığa terk edilmesinin de felaket getiren politikalar olduğunu savunuyor ve La Haye Uluslararası Mahkemesi’nin vereceği ekonomik ve diplomatik cezaların ağır sonuçlar getireceğini vurguluyor. Bazı İsrail askerlerinin sosyal medyada cinayetleriyle övünmeye cüret edebildiklerini de aktardıktan sonra, savaş suçları mahkemesinde ifade vermeye çağrıldıklarında hiçbir müdafaaları olamayacağının özellikle altını çiziyor. Yani bence Olmert, soykırım kelimesini kullanmıyor, ama resmen tarif ediyor! Dünyada sayısız Musevi, Netanyahu Hükümeti’nin katliamlarına artık dayanamıyor! Yazımı kapatırken, faşist ve cahil liderlerin dünyayı sürüklediği korkunç senaryolardan uzak durmak için, Tolga Yarman’ın bilinçlenme çağrısına uyarak, cennet dünyamıza sahip çıkmamız gerektiğini en saf ve samimi “çocuksu” duygularla ifade etmek istiyorum.
Source: Bedri Baykam
İsrail-İran Savaşı Ekseninde Çivisi Çıkan Dünya
İnsanlığın kolektif aklı çöküyor gibi uzunca bir zamandır. Bir şeyler yerinden oynuyor. “Dünya zıvanadan mı çıkıyor?” sorusu artık paranoyaklara değil, makul insanlara ait… Ortadoğu’da, haritada bir avuç yer kaplayan ama etkisi kıtaları aşan, dünyanın ahlaki dengesini altüst eden bir ülke; İsrail. Amerika’nın vurucu koç başı. Nüfusu, İstanbul’un yarısı kadar. Ama Amerika’nın desteğiyle elinde tuttuğu politik gücü, askeri teknolojisi ve dokunulmazlık zırhıyla dünyayı şekillendiren aktörlerden başında… Öyle bir ülke ki, saldırmayı güvenlik, işgal etmeyi savunma, savaş açmayı diplomasi diye sunuyor. Barışı savaşla savunuyor; güvenliği başkalarının yok oluşunda arıyor. İsrail artık yalnızca bir ülke değil. Bir olgu. Bir sistem. Bir mesaj: Güç sende varsa, haklı olman gerekmez. Yalnızca Filistinliler için değil, bölgedeki herkes için bir tehdide dönüşmüş durumda. Tehdit edici, bölgesel bir hegemon güç… Türkiye’den Körfez ülkelerine kadar herkesin yeni “başat tehdit” algısı… *** Netanyahu, İran’ı nükleer silah üretmekle suçladı. “Oyalanıyoruz” dedi. “Tehlike kapımızda,” ve düğmeye bastı. İran’ın askeri üsleri, nükleer tesisleri, ekonomik merkezleri hedef alındı. Öldürülenler arasında Devrim Muhafızları Komutanı, Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı’nın da bulunduğu bir düzineden fazla üst düzey komutan var… Yalnızca askerler de değildi hedef; İran’ın bilim dünyasına yön veren nükleer fizikçiler, mühendisler, araştırmacılar… Yani bu saldırı, bir askeri operasyon değil, entelektüel bir kafatası avıydı. Sadece bedenleri değil, beyinleri hedef aldılar. Zihinsel bir yok etme hamlesi. Böylesine nokta atışıyla yapılan bir operasyon, yalnızca teknolojik üstünlükle açıklanamaz. İsrail’in, İran içinde derinlere kök salmış çok katmanlı bir istihbarat ağına sahip olduğu artık sır değil. Sahaya sızmış bir bilginin, içeriden işleyen bir aklın, damarlarına kadar nüfuz etmiş bir istihbarat ağının ürünü. Molla rejimi yıllardır kadınların başörtüsüyle uğraşıyor. Bir tutam saçı görünce devlet refleksi devreye giriyor ama o sırada ülkenin damarlarına kadar sızan Mossad’ın farkında bile değiller. İstihbarat servisinin başına Mossad ajanı gelmiş… İsrail, İran topraklarında adeta üs kurmuş. Drone fabrikaları, gözetleme merkezleri, derinlemesine istihbarat ağları… Bu kadarı da olurmuş demek ki… Kendi halkını bastırmakta maharetli olanlar, dışarıdan gelen sızıntıya kör. Ayrıca son bir yıldır İran, Gazze’den Yemen’e, Suriye’den Irak’a kadar vekil güçlerini desteklemekle meşguldü. Bunlar için milyarlarca dolar harcadı. Ama aynı sürede kendi topraklarının güvenliğine yatırım yapmadı. Güvenliği dışarıda kurmak istedi, içeride ihmal etti. Şimdi o dış çeper çökünce, İsrail ve Amerika İran ana kıtasına fütursuzca girebiliyor… *** İran ilk şoku atlattıktan sonra kırmızı intikam bayrağını çekti, misillemeye geçti, biraz da zevahiri kurtarmak için… Meşhur Demir Kubbe bazı yerlerde delindi. Tel Aviv ve Hayfa dahil pek çok şehir hedef alındı. Ancak bunlar elbette İsrail’in İran’a verdiği kayıplarla kıyaslanabilecek düzeyde bir etki yaratamadı. Çünkü güç asimetrisi ortada. İran’ın misillemesi daha çok bir yanıt verme, bir gururunu kurtarma mecburiyetiydi ve masaya oturma zamanı geldiğinde çok da biçare görünmeme arzusuydu, gerçek bir dengeleme değil. Petrol fiyatları daha ilk günden fırladı. Ekonomik göstergeler, yalnızca savaşan taraflarını değil, tüm dünyayı uyarıyor. Küresel ekonomi bir yangın yerine dönebilir; çünkü savaş, artık yalnızca cephede yaşanmıyor. Etkisi piyasalarda dalga dalga yayılıyor, zihinlerde endişeye, diplomasi masalarında sessiz bir gerilime dönüşüyor. Yeni çağın savaşları sadece toprakta değil veride, finans sisteminde ve sinir uçlarında yaşanıyor. İsrail ve İran arasındaki bu yeni cepheleşme sadece Ortadoğu’nun değil, dünyanın tamamının meselesi oluyor. Çatışmaların kontrolden çıkma ihtimali, müttefiklerin ve vekil güçlerin devreye girme olasılığı, nükleer silahların kartlara yazılma ihtimali… Bunların her biri, gelecek yüzyılı değil, yarınımızı tehdit ediyor. Amerika Akdeniz”e yeni filolarını gönderiyor, Körfez”e askeri yığınak yapıyor. Diplomasi adına tehditlerini sıralıyor; Bu artık müzakere değil, bir tür şantaj. “Önleyici diplomasi” dedikleri şey, aslında kaba bir mesajdan ibaret: Kırk katır mı, kırk satır mı, hangisini tercih ediyorsan.. Trump açık açık İran sahasının onların kontrolünde olduğunu dile getirebiliyor. Ne kadar acı bir cümle bu… Bir ülkenin topraklarını, kendi stratejik oyun sahası gibi tanımlamak… Ayrıca “İran Cumhurbaşkanı’nın yerini bildiklerini, şimdilik öldürmeyeceklerini ama sabırlarının da taşmakta olduğu mesajını da veriyor… Bu sözler, yalnızca bir diplomatik gerilim değil; savaşın gerçekte kimler arasında olduğunu ele veren itiraflardır. Çünkü bu açıklama, ABD’nin bu çatışmanın kenarında değil, tam kalbinde olduğunu ortaya koyuyor. Washington, İran’ı kendi çizdiği sınırlar içinde bir anlaşmaya zorluyor. Masaya barış değil, şart koyuyor. Zor yoluyla şekillendirilmiş bir “rıza” üretmeye çalışıyor; Gramsci’nin tanımladığı anlamda bir hegemonya inşası mı bu acaba? *** Bu yol, Irak’ta Saddam Hüseyin’le başladı. Kimyasal silah var, dediler, kanıtlayamadılar ama işgal ettiler. Dünya kamuoyu o yalanı sindirene kadar, ülke yerle bir olmuştu. 1 milyonun üzerinde insanın canına mal oldu. Sonra Libya. Arap Baharı adı altında başlatılan dalga, Kaddafi’yi silip süpürdü. “Demokrasi” ve “insan hakları” söylemleri eşliğinde bir ülkenin kalbi söküldü. Suriye”de sıra Esad’a geldi. Diktatör dediler. Baskıcı dediler. Suriye, yıllardır süren vekalet savaşlarının sahasına dönüştü. Suriye’den en çok fayda sağlayan ülke; Rusya’ydı. Zaten orada üsleri vardı, Akdeniz”e açılan kapısıydı… Hava sahasını kontrol ediyor, rejime lojistik destek sunuyordu. Ama ne zaman ki Amerika ve müttefikleri müdahale çıtasını yükseltti, Rusya”nın sesi cılız kaldı. Esad’a ancak kendisine kaçma seçeneğini sunabildi, diğer bir deyişle “sattı”. Şimdi benzer bir senaryo İran için hazırlanıyor. İran ne bir Suriye, ne bir Libya elbette. Son derece kadim bir medeniyet; aklı ve hafızası çağların ötesine uzanır. Ama molla rejimleri, o aklı mahvetti. Ömer Hayyamların, Hasan Sabbahların memleketi karanlığa teslim edildi… İran’ın önünde artık yalnızca iki seçenek var gibi görünüyor: Onursuzca masaya oturmak… ya da emperyalizm tarafından bütünüyle çökertilmek. Ara bir yol, bu denklemde pek mümkün görünmüyor. Yine de bir üçüncü yoldan bahsetmek mümkün: Onurluca, sonuna kadar direnmek. Teslim olmadan, bedeli ne olursa olsun mücadele etmek. Peki, İran’ın sırtını yasladığı büyük aktörler ne yapıyor? Çin mi? Rusya mı? İran’dan ekonomik olarak en çok faydayı sağlayan Çin. Petrol, doğalgaz, yatırım anlaşmaları… Ama sıra sıcak çatışmaya gelince, Pekin sessiz. Bugün artık herkesin bildiği bir şey var: Amerikan emperyalizminin doğrudan karşısında duran kim varsa, ya işgal edildi, ya içten çözüldü, ya da yalnız bırakıldı. İsrail bu politikanın vekil uygulayıcısı gibi sahada. Ama ipleri elinde tutan, hâlâ Washington. Bu noktada Çin’in de, Rusya’nın da İran dosyasını çok iyi çalışması gerekiyor. Çünkü sıra tekrar kendilerine gelmeden önce ellerini başlarının arasına alıp düşünmeleri şart. Bugüne kadar kaç tane sarı öküz verildi, herkesin hesabını ayrı tutması gerek… Şu anda dünyada üç büyük güç var: Amerika, Çin ve Rusya. Ama geldikleri noktada hiçbiri küresel liderlik üretemiyor. Bu artık apaçık ortada. Amerika, Trump gibi saat başı fikir değiştiren, tüccar refleksiyle hareket eden bir figürü zirveye taşıyabilmiş bir ülke. Rusya desek, Putin’in nasıl ve ne şekilde seçildiği, herkesin malumu. Çin, geleceğin süper gücü olarak lanse ediliyor ama dünya sahnesinde hâlâ gölge boksu yapmayı tercih ediyor. Liderlik boşluğu büyüyor. Ve dünya bu boşlukta rotasız, pusulasız savruldukça savruluyor. Halbuki Atatürk bundan bir asır önce fark etmişti olması gerekeni. Ne bir strateji raporunda, ne bir deklarasyonda, sadece bir devlet aklının vicdanıyla… Sadece bir barış çağrısı yapmamıştı, bir uygarlık uyarısı bırakmıştı ardında: Yurtta sulh, cihanda sulh. Barış, yalnızca bir dönem politikası değil, bir varoluş ilkesiydi onun için. Aynı şekilde “Mecbur kalmadıkça savaş bir cinayettir,” sözü… Bugün dünya bu iki cümleyi unuttu. Unuttukça savaş normalleşti, cinayetler diplomasiye dönüştü. Biz hâlâ o sözlerin büyüklüğüyle sınanıyoruz. Bugün dünya, ne sulhu koruyabiliyor ne de cinayetle barış arasındaki farkı ayırt edebiliyor. Haklı savaş yok; çıkar savaşları, vekâlet savaşları, algı savaşları, teknoloji ve istihbarat üzerinden yürütülen gölgeli savaşlar var. İnsanlık bir gün gerçekten savaşa değil, barışa mecbur olduğunu anlayabilecek mi? *** Evet, savaş gerçekten de artık yalnızca cephede yaşanmıyor. Ölüm ve dehşet görüntüleri, sadece askeri kameralarda değil; müzikle titreşen ışıkların arasında da dolaşıyor, gece kulüplerinin huşulu eğlencelerine etkileyici bir fon görevi görüyor. Lübnan’da bir eğlence mekânında insanlar dans ederken, gecenin karanlığında semayı ışıklandıran füzeleri izliyor, şık gece kıyafetleri içinde, görüntüleri cep telefonlarıyla kaydediyorlar… Caz ritmiyle senkronize patlamalar, bedenlerin kıvrıldığı ışıklı zemine karışıyor… Bir ülke yanarken, diğerinde bu yangın gökyüzünü renklendiriyor… Aynı anda. Aynı coğrafyada. Bu sahne, her şeyin ötesinde bir gerçekle yüzleştiriyor bizi: İnsanlık, bir eşiği daha geçti. Artık savaşlar bile dramatik ağırlığını yitiriyor; yıkım bir enformasyon dekoruna, ölüm ise görsel bir efekte dönüşüyor. Savaş bir gösteriye, yok oluş bir arka fon müziğine… İnsanlığın çıtası yalnızca ahlaken değil, varoluşsal olarak da düşüyor. Jean Baudrillard’ın “Gerçeklik, yerini simülasyona bıraktı” tespiti artık kuramsal bir fikir değil. Lübnan’daki o gece kulübü, bu tespitin kanlı bir sahne dekoru gibiydi adeta. Görüntü… öylesine epikti ki, insan artık neye ağlayacağını, neye hayret edeceğini bilemiyor. Belki de modern çağın en büyük trajedisi bu: Hiçbir trajedinin bizi tam anlamıyla sarsamaması. Dünya öyle ters döndü ki, şimdi yanlış ayakta duruyor; doğru yere sığamıyor. Normaller anormal, anormaller normal oldu. Dünya, tersine çevrilmiş bir bilinç hâliyle, olup biteni izlemeye devam ediyor. Gerçekle yalan, kurbanla fail, haberle kurgu iç içe geçti. Hakikatin kıymeti azaldıkça, hissizliğimiz de meşrulaştı. *** Gazze artık manşetlerde değil. İran ile İsrail arasındaki gerilim, dünyanın dikkatini çoktan başka bir sahneye çevirdi. Yeni füzeler eski yaraları hafifletiyor sanki. Bir savaş başka bir zulmü gölgeliyor. Gazze, hâlâ bombalanırken; hâlâ yardım almaya giden çocuklar bir video oyunuymuşçasına vurulurken, kalanlar açlıktan ölmeye başlamışken; hâlâ insanlar yıkıntılar arasında nefes almaya çalışırken… görünmez kılındı. Oysa Gazze’de yaşanan şey, bir savaş değil. Bir yok etme iradesi. Sistemli, soğukkanlı, gündelik bir şiddet. Enkazdan çıkarılamayan cesetler, susuzluktan ağlamayı bile unutmuş bebekler… Bunlar, insanlık tarihinin başka pek az zulmüne benziyor. Burada ölüm sıradanlaştı. Çünkü burada yaşam, bir mucizeye dönüştü. Gazze, artık sadece bir şehir değil, sanki bir suskunluk sınavı… Batı’nın bu konuda gösterdiği suskunluk, artık diplomatik bir denge arayışı değil, utanılması gereken bir tarafgirliktir. Batı, bu tercihi çoktan yaptı yapmasına, peki ya Doğu? Ya İslam dünyası? İsrail’in gazabına uğrayan Gazze halkı için ayağa kalkması gereken 56 İslam ülkesi nerede? Dillerinden “din kardeşliği” düşmeyen liderler, neden bir araya gelip fındık kadar İsrail’e bile kafa tutamıyor? Neden her biri, bir diğerinden daha sessiz, daha kayıtsız, daha korkak? Çünkü çoğu İsrail’in gölgesinde büyüyen petro-diktatörlükler. Çünkü bazılarının varlığı zaten o saldırgan devletin bölgesel planlarına hizmet ediyor. O yüzden bir kısmı ağzını hiç açmıyor, açanların ise ağzından yalnızca kof ve içi boş palavralar dökülüyor. Gazze yanarken, onlar diplomatik şiirler okuyor. Söz çok, cesaret yok. Sahi, Netanyahu’nun organize katliam şebekesine “dur” diyebilecek bir babayiğit kaldı mı bu dünyada? Yoksa herkes, başka coğrafyalarda eğlenirken göğe yükselen füzeleri kaydeden kalabalıklara mı dönüştü? Gazze artık dünya haritasında bir nokta değil. Bir ayna. Bize insanlığımızı gösteren, ya da göstermeyen, bir kırık ayna. *** İran’la ilişkilerimiz öteden beri hem yakın hem de kırılgan. Orada çıkacak her karışıklık, bize dalga dalga ulaşır: Ekonomik kırılganlık, enerji kaynakları, sınır güvenliği… hepsi birden etkilenir. Türkiye, İran’daki her sarsıntının ilk hissedildiği ülkelerden biridir. Diğer yanda, İsrail’le zaten uzun süredir diken üstünde ilerleyen bir ilişkimiz var. Daha geçenlerde Netanyahu”nun, “Osmanlı İmparatorluğu geri gelemeyecek,” diyerek Türkiye’ye gönderdiği tarihsel mesaj, aslında bir tehditten çok daha fazlasıydı: Bu toprakların ruhuna yönelik bir aşağılamaydı. Bugün dünyanın dört bir yanından, “Üçüncü Dünya Savaşı başladı” sesleri yükseliyor. Kimine göre çoktan başladı, kimine göreyse eli kulağında. Bu tartışmanın içinde Türkiye’deki iktidar da yerini alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli, açık açık “Sıradaki hedef biz olabiliriz” diyorlar. Haklı olabilirler. İsrail’in İran’la olan savaşı Türkiye’ye sıçrarsa ne olur, sorusu artık komplo teorilerinin değil devlet açıklamalarının konusu. Ama işte mesele tam da burada başlıyor. Çünkü iktidarın yüksek perdeden yaptığı “tehdit altındayız” açıklamalarıyla içeride izlediği siyasi pratikler birbirini tutmuyor. Eğer gerçekten bir dış tehdit varsa, dikkat ve enerji o cepheye yoğunlaşmalı değil mi? Oysa içeride tüm odak, muhalefeti sindirmeye yönelmiş durumda. İktidarın eli tüm ağırlığıyla muhalefet belediyelerinin üzerinde. Bu yükleniş, kamuoyuna “hukuki süreç” olarak sunuluyor ki daha önce de yazdığımız gibi üzerinde durulması gereken ciddi başlıklar elbette var. Ancak burada sorgulanması gereken yalnızca dosyaların içeriği değil; yürütülme biçimi, seçilen zamanlama ve kullanılan dil. Çünkü bu mesele, tek başına adaletle ilgili değil. Aynı zamanda güçle, kontrolle, siyasetle ilgili. Toplumsal algının yönetilmesiyle, iktidarın kendi gündemini kurgulama biçimiyle ilgili. İktidarın refleksi artık şöyle işliyor: Tehdit olarak gördüğünü hedefe al, halkın dikkatini oraya yoğunlaştır, meşruiyeti sorgulatmadan ilerle. Bu stratejide haklılık ikinci planda kalıyor. Asıl dert, içerideki tek sesli dengeyi sabit tutmak. Bu yolda her şey bir araca dönüşebiliyor: Uluslararası krizler, savaşlar da, yargı süreçleri de, kamuoyu algısı da… İktidarın artık “anlatma” ihtiyacı yok. Yeni dönemin temel ilkesi şu: “Ben söylüyorsam doğrudur.” O yüzden siyaset, temsil olmaktan çıkıyor; gösteriye, dayatmaya, bir tür sessizlik yönetimine dönüşüyor. *** Türkiye’de kamu hayatının en istikrarlı sembolü nedir diye sorsalar, artık “anayasa” diyemeyiz hiçbirimiz. Ne partiler, ne kurumlar, ne ideolojiler… Hepsi değişti, tahrif edildi, dönüştürüldü. Ama bir şey hep sabit kaldı: Koltuk sevdası. İktidar koltuğu. Parti koltuğu. Meclis koltuğu. Bürokrasi koltuğu. O koltuk, kimilerinin kafasında hükmetmek, görünür olmak, itibar toplamak demek. Halbuki mevcut halimize bakınca, konuşmamız gereken tek koltuk aslında terapist koltuğu olmalıydı… Hukuk artık bir vitrin süsü. Adalet arayan, önce dilekçe değil tanıdık arıyor. Yargı denen şey, siyasetin alt komisyonu gibi çalışıyor. Genç işsizliği %30’ları zorluyor. İş bulan şükrediyor, bulamayan yurt dışına kaçmanın yolunu arıyor. Giden, bir daha dönmek istemiyor. Kalan, ev genci olup anne babasının emekli maaşına bakıyor. Ekonomik kriz, sadece rakamları değil hayatları yutuyor. Bir asgari ücretlinin maaşı, market arabasının yarısına yetmiyor. Emekli olmak, artık dinlenmek değil, sürünmek anlamına geliyor. Kadınlar sokakta öldürülüyor. Evde öldürülüyor. Devlet izliyor. Zorbalık, artık münferit değil; gündelik. Şiddet, istisna değil; iktidar dili. Çiftçilerin yaş ortalaması 59. Gençler toprağa sırt çevirmiş. “Hiçbir sorunum yok” diyen çiftçilerin oranı sadece %11. (O da muhtemelen anketi yanlış anlamıştır…) Devlet ne hakem, ne destek, ne güvence. Sadece gözleyen, bazen de engelleyen bir aygıta dönüşmüş gibi. Ve evet… Dünya her geçen gün biraz daha saçma bir yere dönüşüyor. Belki de hep öyleydi de biz anlam yükleyerek katlandık bunca zaman. Gerçekliğin ağırlığı yok artık. Gerçek bile yerçekimsiz. Ne acının ağırlığı kaldı, ne adaletin hacmi, ne vicdanın sesi. Bizi ayakta tutan ne varsa ya satıldı, ya susturuldu, ya unutturuldu. Bu koca dünya artık bir garip dekor sadece. İçinde yaşamak değil, ancak rol yapmak mümkün. Tüm bu boşluğun ortasında, bir ses kalıyor geriye; kırık bir sazın sesi gibi. “Ah, yalan dünyada, yalan dünyada Yalandan yüzüme gülen dünyada…” Belki de haklıydı Neşet Usta. Bu dünya hep yalandı. Biz ise en çok, gerçeği ararken tükendik. Muradını alamamış herkes gibi biz de gidiyoruz… ve dünya, yine ellere kalıyor.
Source: Sadık Çelik
Türkiye hep ‘sıradaydı’!
İsrail’in müzakerelere iki kala İran’ı vurmasıyla başlayan savaşın ardından, “Sırada Türkiye mi var”, “Önce Pakistan sonra Türkiye mi” soruları yankılanıyor! Bu sorunun elbet öncesi de var ama en azından bizim 45 yıllık meslek yaşamımızla yaşıt! 1980’lerde İran’da Humeyni rejiminin yerleşmesiyle birlikte Türkiye’nin de bundan etkileneceği konuşuldu. “Türkiye İran olmayacak, ‘Mollalar İran’a” sloganı pek çok gösterinin parçası oldu. 1990’larda Cezayir’de benzer bir süreç yaşanınca, “Türkiye Cezayir olmayacak” öne çıktı. 1. ve 2. Körfez Savaşı’nın bir parçası da “Irak’tan sonra sıra Türkiye’de” söylemiydi! 1 Mart 2003 tezkeresi Meclis’ten geçseydi, Türkiye’nin de ABD tarafından fiilen işgal edilmesi söz konusuydu! ABD, Irak’a Türkiye üzerinden girecek, bunun için topraklarımızda 70 bin asker bulunduracak, onlarca liman ve havaalanı bu ülkenin kullanımına açılacaktı. O dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ’ın bütün olumsuzluklarını bir kefeye koysanız, karşı kefede sadece 1 Mart’taki başarısı olsa, bu ağır basar! *** Türkiye coğrafi parçalanmalarda da “sıradaki” ülke oldu! 1989’da başlayan Balkanlar’daki dağılmadan 6 yeni devlet doğdu. En ağırını Bosna Hersek yaşadı. 1992- 96 arasındaki iç savaşta sadece Saraybosna’da 250 bin kişi öldü, 1 milyon kişi topraklarını terk etti. O dönem Balkan-lar diye yazdık. “Bal” tadı ve “kan” kokusu! Balkanlar’dan sonra Kafkaslar’dan da art arda yeni devletler kuruldu yeni çatışma alanları ortaya çıktı. O yıllarda bir Alman gazetesinin başyazısını anımsıyoruz. Özetle şöyleydi: “Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve İran üç büyük devletti. İçeride iki temel sorunları vardı; etnik ve dini! Bu yüzden Lenin ’in Sovyetler’i, Tito ’nun Yugoslavya’sı, şah’ın İran’ı yıkıldı! 70 yıl civarında yaşadılar.” Yazı şöyle devam ediyordu: “Türkiye Cumhuriyeti de 70’li yaşlarda! Bu iki sorun orada da var!” Suriye’de devrilen Esad ’ın haritalarında Hatay neredeydi? Yunanistan başına “büyük” sözcüğünü koyunca hangi coğrafyaları sınırlarına koyuyor? Ermeniler gündemde tutulan sözde soykırım iddialarının arkasına nasıl bir harita koyuyordu? İstanbul’un onlarca adı var. Rusya’daki adlarından biri “Çargrad” değil mi? Terör örgütü barışı dillendirirken niye Lozan’a saldırdı? Bütün bunların toplamı Sevr’e çıkıyor! 10 Ağustos 1920’da dönemin Osmanlı hükümeti temsilcilerinin onayladığı, Mustafa Kemal Atatürk ’ün Kurtuluş Savaşı’nın ardından Lozan’la yırttığı Sevr haritası hâlâ emperyalist devletlerin ve onlardan “kurtuluş” umanların aklında! Bu satırları korku ve endişe üretmek için kaleme almıyoruz. Sevr sendromu bizde yok, onlarda var! İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki saflaşmada Türkiye’nin Batı ile hareket etmesinde bir etken de Stalin ’in ErzurumKars ve boğazlara göz dikmesiydi! *** Bütün bunlardan sonra İran-İsrail savaşının gölgesinde soru: Sıra Türkiye’de mi? Sorunun gerçek formatı şudur: Türkiye sıranın kendisine gelmesine izin verir mi? Vermez… Veremez! Buna yol açan bir Türkiye yönetimi olmaz, olamaz! Bütün bu gerçekleri bileceğiz ama bu korkuyla yaşamayacağız! Gerçek bir Türkiye yönetimi bu sorunun akıllardan geçmesine bile izin vermez! İşte böyle bir yönetim… Böyle bir ülke ekonomisi… Böyle bir ülkesel, bölgesel, küresel barış politikası hayal ediyoruz… İstiyoruz!
Source: Mustafa Balbay
ABD’nin yeni harita niyeti
Mesele ne rejim meselesidir ne de nükleer meselesidir. Mesele harita meselesidir, mesele İngiltere ve Fransa yerine, yüzyıl sonra bölgenin haritasını ABD’nin çizmek istemesi meselesidir. BEYAZ SARAY”DAKİ ANLAŞMA İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu , Beyaz Saray’daki koltuğuna 10 gün önce oturan Donald Trump’la görüşmek üzere Washington’a gitmeye hazırlanıyordu. Uçağa binmeden önce havalimanında şöyle dedi: “Hamas ve Hizbullah’a düzenlediğimiz saldırılarla Ortadoğu’nun haritasını yeniden çiziyoruz. Ancak Başkan Trump ile yakın çalışarak, haritayı daha da iyi bir şekilde yeniden çizebileceğimize inanıyorum” (AA, 2.2.2025). ABD Başkanı Trump , Netanyahu ile Beyaz Saray’da görüşmesinden bir gün önce Oval Ofis’te gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlıyordu. Batı Şeria’nın İsrail tarafından ilhak edilip edilmeyeceğine dair bir soruya şu yanıtı veriyordu: “İsrail toprak bakımından kesinlikle küçük bir ülke. Bakın masam Ortadoğu olsun, bu elimdeki harika kalem de hatta kalemin üst kısmı da İsrail” (AA, 3.2.2025). BARRACK”IN MİSYONU Trump , dedesi Lübnan göçmeni olan işadamı arkadaşı Tom Barrack ’ı Ankara’ya ABD büyükelçisi olarak gönderdi ve onu aynı zamanda ABD’nin Suriye özel temsilcisi yaptı. Barrack Suriye’de cumhurbaşkanı Şara ve SDG Komutanı Mazlum Abdi ’yle görüştü. Ve k amuoyuna sürekli “Yüzyıl önceki anlaşmalar ve haritalar” yanlıştı mesajı verdi, “Kürtlere haklarının verilmediğini” savundu, Lozan’ı hedef aldı. Özetle ABD Büyükelçisi Tom Barrack , bu söyledikleriyle aslında Ortadoğu’da Kürtler ve Yahudiler lehine yeni harita çizilmesini fiilen savunmuş oldu. Öyle ki Barrack “İsrail’in Suriye’de 400 kilometrekarelik tampon bölge kontrolü ele geçirdiğini” söyleyerek “harita çizmeye başladıklarını” bile söylemiş oldu. İSRAİL HEGEMONYASINDA YENİ ORTADOĞU İşte İsrail’in İran’a saldırısı bunun içindir, Ortadoğu’da yeni harita çizmek içindir. ABD, 90’lar ve 2000’lerde Irak’a karşı, 2010’lar ve 2020’lerin ilk yarısında Suriye’ye karşı “yeni harita çizme” saldırıları yaptı. Şimdi de İran’a karşı “yeni harita çizme” saldırısı başlattı. Çünkü Washington “İsrail hegemonyasında yeni bir Ortadoğu” inşa etmek istiyor: İsrail’in genişlediği, Ortadoğu’da enerji ve ticaret yolu merkezi olduğu, Arapların İsrail’i tanıdığı ve gücünü kabul ettiği, Kürtlerin İsrail’e müttefik yapıldığı bir Ortadoğu… Peki bu hayata geçer mi? ABD”DE İRAN YARILMASI İran, büyük Atlantik propagandasına rağmen, Irak ya da Suriye olmadığını sahada gösteriyor. Öte yandan dünya ve küresel güç mücadelesinin yönü değişiyor. Ve ABD’de bu konuda “iç cephe bütünlüğü” yok: ABD halkının çoğunluğu Ortadoğu’da yeni bir macera istemiyor. ABD Kongresi Trump yönetiminin İran’a karşı savaşa dahil olmaması için yasaklayıcı bir tasarı çıkarıyor. ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, Trump’ı yalanlayarak “İran’ın nükleer silah üretmediğini” açıklıyor. İran konusunun Trump ’a seçim kazandıran MAGA cephesini böldüğü belirtiliyor… TÜRKİYE NE YAPMALI? 35 yılda Irak, Suriye ve İran… İran engeli aşılırsa bu sıranın nasıl takip edeceği ortada. Ankara’nın Irak ve Suriye hatalarını İran’da tekrarlaması, kendi felaketimiz olacaktır. Türkiye bu gerçeği görerek stratejik pozisyon almalıdır. Tarafsızlık masalı, ABD ve İsrail’e taraf olmaktır fiilen; Türkiye yarını düşünerek bugün komşusu İran’dan taraf olmalıdır. Taraf olarak, İsrail’e dolaylı istihbarat sağlayan Kürecik radarı ile İncirlik Üssü’ne el konulması bile yeterli olacaktır.
Source: Mehmet Ali Güller
İran’dan çıkan savaş dersleri
“Savaş politikanın başka araçlarla sürdürülmesidir” diyor general Clausewitz . Elde çubuk. Arkada harita. Füzeler, uçaklar, bombalar konuşuluyor. Oysa savaş, politikanın en yoğun halidir. Mızrağın, namlunun ucundaki hedef siyasidir. Yenen de yenilen de ölen de öldüren de siyasal seçimlerdir. İsrail’in İran’a saldırısının haftası dolmak üzere. Nasıl biter bilmiyoruz. Ancak şimdiden gösterdiği politik sonuçlar var: – Bugün İsrail’den kalkan bir uçak, uzun bir yolculuğun ardından İran’ı vuruyor. Çok değil, 7 ay önce, bu yolculuk sırasında Suriye’de sirenler çalacak, Esad ’ın hava savunma sistemleri İsrail uçaklarını hedef almaya çalışacaktı. Suriye’deki rejim değişikliği açıkça İsrail’in İran’a saldırısını kolaylaştırdı. HTŞ lideri Şara , sadece iki hafta önce, Jewis Journal röportajıyla İsrail’e “Hiçbir ulus, gökyüzü korkuyla dolu olduğunda refaha kavuşamaz, gerçek şu ki ortak düşmanlarımız var” sözleriyle seslenmişti. 7 ayda Suriye’nin düşmanı İsrail iken İran yapıldı. – Saddam rejiminin devrilmesi Ortadoğu’da açık bir İran hegemonyası yaratmıştı. Yemen’den Irak’a, Suriye’den Lübnan’a hatta Filistin direnişinin hamiliğine kada, İsrail’in karşısında sınırlarının dışına taşmış bir İran vardı. İsrail saldırısı; hegemon İran’ın yerini, varoluş mücadelesi veren İran’ın aldığını gösterdi. – Arap-İslam nüfuslu ülkelerin iktidarlarının ne yapacağı sorulsa, tahmin ediyorum herkes “kınama” derdi. Trump ’ın yeniden İsrail’le “barış içinde bir arada yaşama” çizgisine çektiği Arap-İslam liderlerinden anlamlı bir itiraz gelmedi. Aksine İran’ın düşüşüne rıza gösterecekleri anlaşıldı. “KÜRT KARTI” MASADA – Irak ve Suriye’den sonra İran’daki rejim değişikliğinde de Kürt kartının masada olduğu görüldü. İran KDP’si, Komala, PAK ve PJAK; İsrail’in saldırılarının İran’da rejim değişikliği için fırsat yarattığı konusunda hemfikir oldu. – Türkiye’deki çözüm sürecinin sebebinin Suriye olduğunu hepimiz biliyorduk. Sonucunun İran olduğunu yaşayarak öğrenmiş olduk. Kandil’deki Cemil Bayık’ın 6 sene önceki sözleri aklımıza geldi: “ABD; Türkiye’yi, Irak’ı, Kürtleri yanına almaya ve İran’a karşı konumlandırmaya çalışıyor. Fakat burada PKK engeli ortaya çıkıyor. (…) Bunu görüyor, bu engeli ortadan kaldırmak istiyor.” – AKP hükümeti, Gazze’de Hamas ile verdiği yan yana görüntüyü İran ile vermedi. İsrail’i kınamakla birlikte, İran ile aynı cephede olmaktan kaçındı. Erdoğan ’ın dış politikasının üzerindeki Trump belirleyiciliği kendisini net olarak gösterdi. – Trump, İran ile 60 gün müzakere edip istediği çizgiye çekmeyi savunuyordu. Olmadı. 61. günde İsrail vurdu. Kimilerine sorarsanız, Tahran’a düşen füzeler Trump ile N etanyahu ’yu karşı karşıya getirecekti. Aksi oldu. ABD’nin İsrail’i koşulsuz şartsız savunma politikasına yüzde yüz bağlı olduğu görüldü. – İsrail’in Gazze operasyonu uzadıkça Batı başkentlerinde İsrail’e karşı sesler yükselmeye başlamıştı. “İsrail nasıl dizginlenir” sorusu hem kamuoyunda hem siyasi merkezlerde konuşuluyordu. Tahran saldırısı hepsini bitirdi. Alman Başbakanı Merz , “İsrail hepimiz için bu kirli işi üstlenmiş durumda” diyerek kader birliğini tanımladı. İSRAİL ARTIK KOMŞUMUZ – Perşembe akşamı, iyi bir haber okuyucusu, İsrail’in İran’ı vurmak üzere olduğunu görürdü. Öyle ya, ABD’nin Irak Elçiliği’ni tahliye ettiği basına düşmüştü. Buna rağmen, garip şekilde, İran adeta apansız yakalandı. Genelkurmay başkanından Devrim Muhafızları komutanına kadar pek çok kritik isim aynı saatlerde öldürüldü. İsrail’in İran’ın içine hava aracı tesisleri kuracak kadar girmesine bakarsanız, İran önce istihbaratta kaybetti. Öte yandan hava savunma sistemlerinin yetersizliği de görüldü. Buna karşın İsrail adına da “Delinmez” denen Demir Kubbe de ABD desteğine rağmen delindi. – Siyasal İslamcı cenahta, İran’la mezhep karşıtlığının İsrail düşmanlığından daha güçlü olduğunu gördük. Gazze meselesi bile, İran karşıtlığı söz konusu olunca, geri plana atıldı. – Rusya, Ukrayna savaşı ile eşzamanlı olarak Ortadoğu’da alan kaybetmeye başladı. Esad’ın düşüşü aynı zamanda Rusya’nın çekilişinin sonucuydu. İsrail’in İran saldırısı Rusya’nın Ortadoğu’daki etkisinin nasıl zayıfladığını da gösterdi. – Acı bir gerçek var ki İsrail Türkiye için artık “uzaktaki düşman” değil. Türkiye ile İsrail artık resmen sınır komşusu. Suriye’ye ordusuyla yerleşmiş İsrail, İran’da da Türkiye sınırının birkaç kilometre ötesini vurdu. Bahçeli ’nin “kuşatılma” tezi, sınırdan bakınca görünen haritayı özetliyor sadece. – Ülkeler silahlar, uçaklar, bombalar üretebilirler. Ancak en büyük savunma güvencesi, rejimlerin kendi halklarına verdiği refah ve huzurdur. İran’ın, nereden hedef alındığına bakılırsa, en büyük savunma açığının içeride olduğu görüldü. KURULUŞ SENEDİNE SAHİP ÇIKMAK Sonuç olarak… Saldırıdan Türkiye’nin alması gereken acil dersler var. Bir yandan Trump, bir yandan Putin , bir yandan Netanyahu, 20. yüzyılın sınırlarını yeniden tanımlamayı öneriyor. Bu saldırı; kapımızdaki tehlikeye karşı, Türkiye’nin varoluşunun garantisi olan Lozan’dan Montrö’ye kadar anlaşmalara neden sarılması gerektiğini gösterdi. Atatürk , hem Batı’da hem Doğu’da kurduğu paktlarla Türkiye’yi yaklaşan savaş belasından uzak tutmuştu. Saldırı; dünyada düşmanları azaltan stratejinin neden önemli olduğunu gösterdi. Elbette toplumun iç huzurunun önemini de… Savaş, silahla uygulanan politikanın, kendisini kabul ettirdiği yerde sonlanır. Zafer ise karşı tarafın iradesinin teslim alındığı noktada gerçekleşir. Sonu gelmese de bir haftanın politik sonuçlarını okuyabiliyoruz. Çoğu zaman “Bitti” diye ilan ederler. Oysa politika nihayete ermedikçe “Bitti” denilen yerde yeni bir savaşın yığınağı başlar.
Source: Barış Terkoğlu
Kapitalizmin grotesk hakikati
İsrail’in Gazze soykırımının ardından İran’a düzenlediği saldırılar, Batı merkezli emperyalist kapitalizmin grotesk hakikatini sergiliyor. ABD-Avrupa merkezli emperyalist kapitalizm artık bir barbarlık üretme makinesine dönüşmüştür. “Grotesk” de Batı’nın bu olaylar karşısında sergilediği biyolojik ırkçılığa ilişkindir. YAPISAL VE TARİHSEL… Filistinliler, modern İsrail projesi içinde, daha en baştan, Avrupa sömürgeciliğinin ötekileştirdiği halklar gibi, “gelişmemiş”, “geride kalmış” ve “medenileştirilmesi gereken” insanlar olarak yeniden ırksallaştırıldılar . Sadece İsrail’de değil, Almanya başta olmak üzere Batı’nın birçok ülkesinde geçerli olan bu bio-ırkçılığın bakışı altında Filistinliler “Holokost’un kurbanlarının kurbanı” olarak özgürlüklerini kaybederek görünmez olur, “tanınamaz, anlatamaz, yas tutamaz” hale gelirler. Böylece Filistinlilerin sistematik olarak insanlıktan çıkarılmaları , onları “ölümle yaşamak” zorunda kalan bedenlere dönüştürür. “Ölümle yaşamanın” aşırı şiddeti içinde cinsiyet, çocukluk, aile gibi sosyal kategoriler anlamını yitirir. Artık ortada, sorumlu ya da masum bireyler değil, şiddet uygulanabilecek bir “bedenler kütlesi” vardır. Bu tarihin son durağında Gazze soykırımı karşısında Batı’daki devletlerin ve medyanın, “kulakları sağır edici” sessizliği, koşulsuz İsrail desteği, yalnızca bir ahlaki çöküş örneği değildir, aynı zamanda onların, 80 yıl sonra yine bir soykırımın kolaylaştırıcısı olduklarını gösterir. IRKÇILIK… Bu yeni çağda, (emperyalist kapitalizmin son yapısal krizi içinde) ırkçılık, artık klasik biyolojik ayrımlardan çok, kapitalist düzenin “potansiyel” anlayışı üzerinden işliyor (Kiarina Kordela: Being, Time, Bios) . Artık önemli olan bir varlığın “insan” olup olmaması değil, artık değer üreten döngüye katkı sağlayıp sağlayamayacağıdır. Kapitalist düzende makine, gen, algoritma değerliyken çocuk, kadın, yaşlı ya da hastalıklı bedenler değersizleşir. Filistinli çocukların “tehdit” olarak görülmesi, İranlıların, Batı’nın tanımladığı “potansiyelin” dışında görülmeleri, tam da bu bio-ırkçılığın sonucudur. Bu bio-ırkçı bakış altında “insanlar” değil, bio-ölümsüzler (sonsuz potansiyeli temsil eden, üretime dahil edilebilenler) ve bio-ölümlüler (yalnızca biyolojik varlık olarak, tüketilebilir görülenler). Günün jeopolitiğinin diliyle: “Nükleer silahlara sahip olma hakkına sahip olanlar ve olmayanlar” . Gazze’de, insan bedeninin “Ashla’a” ya -parçalanmış bedenlere (Gala Rexer)- indirgenmesi, o ontolojik ikilemin somut ifadesidir. Artık mesele sadece öldürülmek değil; ölülerin dahi insan sayılmamasıdır: Louis Theroux ’nun, “The Settlers” (yerleşimciler) başlıklı BBC belgeselinde konuştuğu yerleşimciler ısrarla, “Filistinliler yok, yalnızca Araplar var”, “Onlar ulus değil”, “halk değil”, “Çocuk yok potansiyel terörist var” diyorlardı. VE İRAN İran’a yapılan son saldırı da büyük güçler arası rekabetin jeopolitik hesaplarının yanı sıra, bu ayrımın farklı bir yüzüdür. İran, “teknolojik potansiyeli tehdit edici” olarak tanımlanarak bio-ırkçılığın ters yönünden dışlanır. Yani İran’ın üretkenliğinin niteliği uygunsuzdur. O nedenle, her halükârda bombalanması, Batı’da ahlaki bir tartışmaya bile konu edilmez. Gerekçeler ise yine yalandır: Netanyahu, “İran sonbahara kadar onlarca bomba yapacak” demiş (2012’de); “Birkaç hafta içinde bomba yapacak” demiş, 2015’te. “Bombaların planlarını ele geçirdik, işte bomba!” demiş 2018’de ( The Daily Show’ da, Jon Stewart aktarıyor). Hâlâ ortada bomba filan yok ama “büyük İsrail fantezisine” kapılmış faşit-soykırımcı bir rejim ve onun iktidarda kalmak için dünyayı yakmaya hazır lideri var. Gazze’de, “Hamas’tan kurtuluyoruz” fantezisi peşinde soykırıma göz yuman Batı, bu kez, “İsrail yeteri kadar zarar verirse, molla rejimi değişebilir” fantezisi peşinde. Tahran yanıyor, insanlar ölmeye devam ediyor; ölenlerin yüzde 90 sivillerden oluşuyor. Çocuklar? Onlar çocuk değil, potansiyel molla. Peki İran’da rejim yıkılır, kaos çıkarsa? Önce yeni bir göçmen dalgası: Batı’ya ucuza, yeni doktor, mühendis. Etraftaki ülkelere de bakılmaya muhtaç garipler. Peki, bölgede İsrail’i tehdit edebilecek, Rusya ya da Çin ile iş yapabilecek başka ekonomik, askeri güç kalıyor mu?
Source: Ergin Yıldızoğlu
Suriye kimin kontrolünde? Suriye politikasında büyük iflas
Siz nasıl bir Suriye görüyorsunuz bugün? Daha doğrusu bir Suriye görüyor musunuz? ABD ve Ankara’nın Esad rejiminin sonunu getiren ve sonunda HTŞ liderini Şam’a oturtan politikasının reel manzarası, sözde var olan bir Suriye’dir. ABD Esad’ın yıkıldığı bir Suriye istiyorsa, vardır bir hikmeti, diyeceğim lafın gelişi. Ama ABD’nin üçe bölünmüş bir Suriye isteğini sağır sultan bile biliyordu da Ankara sağır sultandan daha mı sağırdı? Tamam Esad rejimi baskıcıydı, yolsuzdu fakat iç savaş başlamadan önceki Ankara-Şam ilişkileri, bu ülkenin değişimine yol açacaktı, açmaya elverişliydi, olağanüstü bir güzel ilişki yaşanıyordu. CIA VE İSRAİL İŞBAŞINDA Ama ne zaman ki ABD, CİA Esad’ı yıkmaya karar verdi ve mezhepsel ayrılıkları kışkırtıp iç savaş çıkardı, “büyük ve derin stratejist” Davutoğlu ile Erdoğan , ABD yoluna girdi. ABD’nin politikasına karşı çıkamayacaklardı. Fakat iç savaştan önce Suriye ile politikalarını derinleştirebilirlerdi. Sıkı bir dostluk, ABD’nin de harekâtını durdurabilir ve erteleyebilirdi. Ama ne oldu ABD ve İsrail’in yoluna girildi. Esad’ın yıkılmasını ve Suriye’nin parçalanmasını en çok isteyen şüphesiz ki İsrail’di, Golan Tepeleri’ni işgal altına tutuyordu. Suriye’nin yine de güçlü bir savunması vardı İsrail’i sınırlandıran. ABD ve İsrail IŞİD’in iplerini saldı ortalığa ve bu dehşet örgüt aracılığıyla önce Suriye ve Irak’ı dağıttı. Kontrolden çıkmaya başladığı noktada ise IŞİD’i durdurmaya çalıştı. COLANİ”YE KORUMA Ankara da Esad’ı düşman ilan ettikten ve Emevi Camisi’nde namaz kılmaya niyet ettikten sonra, önce IŞİD’in iplerini ülke içinde serbest bıraktı. Öyle ya “Düşmanımın düşmanı dostumdu” . Fakat IŞİD ile yürüyemezdi, dünya bu katillere karşı cephe almıştı, bunun yerine Esad’a karşı Özgür Suriye Ordusu’nu kurdurdu. Ankara bir şey daha yaptı, Esad’a karşı savaşan köktendinci cihatçılara, bunların artık kumandanı durumuna yükselen Colani ’ye İdlib bölgesinde geniş bir hayat hakkı tanıdı. Onlar da sonuçta Esad’ı yıkacaklardı. Ankara’nın İdlip bölgesi ile ilişkileri karanlıktadır. Ama Colani ile hemen sarmaş dolaş haller, aralarındaki askeri, siyasi dostluk ilişkileri konusunda yeterince fikir veriyor. Ankara, Suriye’de geniş ölçüde söz sahibi olmayı düşünüyordu. ÖSO, sonraki adı Suriye Milli Ordusu bunun için örgütlenmişti. Colani 2024 Aralık başında Şam’a oturtulduğunda, İsrail neredeyse Suriye kapılarına dayanmıştı. 2024 Eylül’ünde Hizbullah liderlerini ve neredeyse tüm ileri gelenlerini öldürmüş, Lübnan’ı temizlemişti. Eylül başında da Hizbullah tarafından kullanılan binlerce çağrı cihazı ve yüzlerce telsiz, İsrail’in saldırısı sonucu Lübnan ve Suriye’de eşzamanlı olarak patlatmıştı. Gazze’de Hamas’a çok ağır darbeler vurarak 50 bini aşkın sivili öldürmüş bir katil yönetimden bahsediyoruz. İSRAİL: MERHABA SURİYE! İsrail önünü açmış, yeni işgaller yaptığı Golan Tepeleri’nden Suriye’ye bakar hale gelmişti. Oradan Suriye’nin tüm savaş envanterini yok etti öncelikle. Bugün Şam sözde bir devlet durumunda. Bağımlı, İsrail ve ABD’nin avucu içinde. Bakmayın siz Ankara’nın Colani ile kucaklaşmalarına. Bugün güçlü olan Suriye’de ABD, İsrail’dir… İran’a saldırılarında, İsrail uçaklarına yakıt desteği Suriye hava sahasında yapılıyor… Colani, daha çok İsrail’i ABD’nin bir bileşeni olarak gözüküyor. Ve en güçlü bileşeninin PKK olduğu, Kürt hareketi ve Kürt özerk yapısı… *** Ayrıntısına sonra bakmak üzere, şimdilik bir cümle ile özetlersek: 13 yıldır sürdürülen “Suriye politikası”nın geldiği nokta bir iflastır.
Source: Orhan Bursalı
İran-İsrail savaşı siber âleme sıçradı! Siyonist devlet terörün her yolunu deniyor
İran-İsrail arasındaki savaş siber âleme sıçrayarak yeni bir boyut kazandı. İsrail, İran’ı sadece füzelerle değil siber âlemde de hacker’lar aracılığıyla bombardımana tuttu. The Times of Israel’in haberine göre İsrail ile bağlantılı olduğu belirtilen “Gonjeshke Darande” adlı hacker grubu, Nobitex’e yönelik siber saldırı düzenledi. Kripto para borsasının ‘kaynak kodu ile iç bilgilerinin 24 saat içinde paylaşılacağı’ aktarıldı.
TV KANALLARINA SIZDILAR
İran’da bankacılık sisteminde de aksaklıklar yaşandı. ATM’lerden para çekilemezken İran Hükûmet Sözcüsü Fatma Muhacerani “Sepah ve Pasargad Bankaları siber saldırıya uğradı. Kısa sürede bu mesele çözülecek” dedi. İran’da uydu yayınlarına düzenlenen siber saldırı sonucunda ise devlet televizyon kanallarının yayını kesilerek, hükûmet karşıtı söylemler ve protesto çağrıları yayınlandı.
CASUS WATSAPP!
İsrail’in yeni siber operasyon hamlesine karşılık Tahran yönetiminden radikal bir karar geldi. Ülkedeki interneti tamamen kapatan İran hükûmeti, vatandaşlarından ‘WhatsApp’ gibi uygulamaları kullanmamalarını istedi. İranlı yetkililer, Meta’ya ait bu aplikasyonun “Siyonist İsrail’e hizmet etmek için kurulmuş bir uygulama” olduğunu söyledi. WhatsApp ise bu iddiaları kesin bir dille reddetti. Ayrıca İran’da çok popüler olan Rusların Telegram’ına da erişim durduruldu.
İRAN’DAN KARŞI ATAK
İsrail merkezli siber güvenlik firması Radware, ülkedeki son durumu ele aldı. Radware, 12 Haziran’dan bu yana İsrail’e yönelik siber saldırıların yüzde 700 oranında arttığını açıkladı. Çoğunun, İran destekli hacker grupları tarafından gerçekleştirildiği belirtildi. Uzmanlar bu siber savaşın ABD şirketlerine de sıçrayabileceğine dikkat çekti. ABD’nin doğrudan askerî müdahalede bulunması hâlinde Amerikan şirketlerinin ve altyapısının hedef alınabileceği bildirildi.
Source: Cüneyt Akçatepe
İran-İsrail savaşında yedinci gün: Tahran “Seccil” ateşledi
İsrail”in 13 Haziran”da başlattığı “Yükselen Aslan” saldırısı ve İran”ın “Gerçek Vaat” adını verdiği misillemesiyle başlayan savaş yedinci güne girdi.İsrail”in saldırılarında İran Genelkurmay Başkanı Bakıri ve Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Selami gibi üst düzey askeri yetkililerin de aralarında olduğu en az 224 kişi öldü.İran ise insansız hava araçlarının (İHA) yanı sıra yüzlerce balistik ve hipersonik füze fırlattığı misillemesinde ise Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa”yı hedef aldı.İsrail”in hava savunma sistemi “Demir Kubbe”yi aşan füzeler nedeniyle İsrail”de en az 24 kişi hayatını kaybetti.”SECCİL”LER PEŞ PEŞE ATEŞLENDİİran Devrim Muhafızları Ordusu (IRGC), İsrail”e düzenlenen 12″inci dalga füze saldırısının ardından açıklama yaptı. Açıklamada, söz konusu saldırıda uzun menzilli Seccil füzelerinin kullanıldığı belirtilerek, “Füze saldırıları yoğun ve sürekli olacaktır. Siyonistler için cehennem kapılarını açtık. İşgal altındaki toprakların üzerindeki gökyüzü, İran füzeleri ve insansız hava araçlarının kullanımına açıktır” denildi.IRGC, “İsrailliler artık sığınaklarda cehennemi bir yavaş ölümle yaşamak veya İsrail”den kaçmak arasında seçim yapmalıdır” ifadelerini kullandı.07.20 İran”dan İsrail”e füze yağmuru… Vurulan Tel Aviv”de sirenler çalıyor.02.40 Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran”la Rusya arasındaki stratejik ortaklık anlaşmasında “savunma alanını” kapsayan maddeler bulunmadığını belirterek, “İran”la temas halindeyiz, bugün de temas halindeyiz, yarın ve yarından sonra da olacağız. İran başka türlü bir destek için talepte bulunmadı.” dedi.01.54 İsrail-İran geriliminin tırmanmasının ardından, ABD Senatosu da harekete geçti. Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer”in yardımcısına göre, önümüzdeki hafta başında tüm senatörlerin katılımıyla İran gündemine ilişkin gizli bir brifing düzenlenecek. Brifingin tam tarihi ve saati henüz netleşmiş değil.01.34 ABD Başkanı Donald Trump”ın, İsrail”in İran”a saldırılarıyla başlayan çatışmalara ABD”nin müdahalesine gizlice onay verdiği iddia edildi.01.17 Almanya, Fransa ve İngiltere dışişleri bakanlarının, yarın İran Dışişleri Bakanı ile İsviçre”nin Cenevre kentinde bir araya gelmek istediği bildirildi.01.13 İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, ülkesinin İsrail”in saldırganlığına karşılık meşru müdafaa hakkını kullanmaya devam edeceğini belirterek, “Gayrimeşru, soykırımcı ve işgalci İsrail rejimi hariç, diplomasiye de bağlılığımızı sürdürüyoruz.” ifadelerini kullandı.01.06 İsrail”de, ABD”nin İran”a yönelik saldırılara katılmasını sağlamak amacıyla yürütülen kamuoyu kampanyası kapsamında, ABD Başkanı Donald Trump”a hitaben “Bay Başkan, işi bitir” yazılı bir pankart asıldı.00.51 ABD”nin İsrail Büyükelçiliğinde “kritik görevi olmayan” bazı diplomatların tahliyesine başlandığı bildirildi.00.15 İsrail ordusu, İran”dan İsrail”e doğru füzelerin ateşlendiğini tespit ettiğini bildirdi.00.10 Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, İsrail ile İran arasında tırmanan gerilimi görüşmek üzere cuma günü acil toplantı gerçekleştirecek.İsrail, 13 Haziran”da İran”ın farklı kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi.İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda ölürken, toplam sivil kaybı 224 olarak açıklandı.İran ordusunun İsrail”e balistik füzelerle yaptığı misillemede 24 kişinin öldüğü, 500″den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı.Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail”i kınadı.
Source: Www.star.com.tr
İsrail yanlısı hackerlar, İran’ın en büyük kripto borsasından 90 milyon dolar çaldı
Hackerlar, X (eski adıyla Twitter) üzerinden Farsça bir mesajla Nobitex’i hedef aldıklarını duyurdu. Paylaşımda, İran’ın bu borsayı uluslararası yaptırımları delmek için kullandığı öne sürüldü.Uzmanlara göre çalınan kripto paralar, hackerların kendilerinin de erişemeyeceği dijital “cüzdanlara” aktarıldı; bu durum, paranın kasıtlı olarak “yakılmış” olabileceğini gösteriyor.TRT Haber”in CNN International”dan aktardığı habere göre, İran borsayı askıya aldı; paralar IRGC’ye hakaret içeren cüzdanlara gittiNobitex, resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada, platforma erişimin geçici olarak askıya alındığını duyurdu. Kripto analiz firmaları Elliptic ve TRM Labs, dijital varlıkların çalındığını ve İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (IRGC) hakaret içeren cüzdanlara aktarıldığını doğruladı.BANK SEPAH VE DEVLET TELEVİZYONUNA DA SİBER SALDIRIAynı hacker grubu salı günü de İran’ın kamu bankalarından Sepah’a ait verilere zarar verdiklerini açıkladı.Gerekçe olarak bankanın IRGC ile bağlantısını gösterdiler. İran devlet ajansı Fars, bankacılık işlemlerindeki bu siber kesintilerin benzin istasyonlarında da hizmet aksamasına yol açabileceği uyarısında bulundu.CNN’e konuşan bir Tahran sakini, salı ve çarşamba günleri boyunca 10 ATM’ye gittiğini ve hiçbirinin çalışmadığını ya da nakit para bulunmadığını belirtti.Çarşamba günü ayrıca İran devlet televizyonu da saldırıya uğradı. Yayın akışı kesilerek hükümete karşı ayaklanma çağrısı yapan bir video gösterildi. Bu saldırıyı üstlenen olmadı.GÖLGE SAVAŞ BÜYÜYOR: SALDIRILAR DOĞRUDAN HALKA DA ZARAR VERİYOR“Predatory Sparrow” son beş yılda İran’daki çelik fabrikaları ve akaryakıt istasyonlarında ödeme sistemlerine yönelik ses getiren siber saldırılarla gündeme gelmişti. Grup kendini rejim karşıtı İranlı bir hacker oluşumu olarak tanımlasa da birçok siber güvenlik uzmanı grubun İsrail’le bağlantısı olduğuna inanıyor.CNN’e konuşan Farsça konuşan siber güvenlik uzmanı Hamid Kashfi, bu saldırıların halkı da etkilediğini söyledi: “Saldırılar IRGC’ye yönelikmiş gibi görünse de, pek çok İranlı ekonomik baskı nedeniyle kriptoya yönelmiş durumda. Bu tür saldırılar doğrudan halkın varlıklarını da riske atıyor.”İsrail ve İran arasındaki siber savaşta son günlerdeki saldırıların amacı, karşılıklı panik yaratmak olarak yorumlanıyor.İsraillilere gönderilen sahte mesajlarda sığınakların güvensiz olduğu iddia edilirken, İran yönetimi de halkı WhatsApp kullanmamaları yönünde uyardı. Ancak Meta, bu iddiaların asılsız olduğunu ve mesajların uçtan uca şifreli olduğunu belirtti.
Source: Ömer Faruk Aktaş
TBMM’den çok sayıda Alanda Düzenleme İçeren Kanun Paketi Geçti
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde (KHK) Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek kanunlaştı. Kanunla, Anayasa Mahkemesinin 703 Sayılı KHK”nin bazı hükümlerini iptal etmesi dolayısıyla yasal düzenlemelere gidiliyor.Buna göre, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı teşkilatının Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği olarak değiştirilmesi dolayısıyla Harcırah Kanunu”na, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri ibareleri eklenecek.Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun”daki değişiklikle, bayiliklerin nerede kurulacağını ve sayısını tespit etmek, bayi müracaatlarını değerlendirerek uygun görülen kişilerle sözleşme işlemlerini yapmak ve ruhsatlarını düzenlemek, bayi listelerini sürekli izleyerek bayi sayılarındaki değişiklikleri takip ve tespit etmek, bayilik teşkilatının mevzuata uygun ve düzenli şekilde işlemesi için gerekli ve yönetmelikte öngörülecek veya Teşkilat Başkanı tarafından istenecek denetim ve kontrolleri yapmak görev ve yetkileri, Spor Müsabakalarına Dayalı Sabit İhtimalli ve Müşterek Bahis Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel Kişilerine Yaptırılması Hakkında Kanun”un ilgili maddesi kapsamında Teşkilat Başkanlığınca kısmen veya tamamen özel hukuk tüzel kişilerine devredilebilecek veya mal ve hizmet satın alma yoluna gidilebilecek.Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu”ndaki değişiklikle, çeşitli nedenlerle kuvvet komutanlıklarının rütbe karşılama oranlarında eksiklik veya fazlalık oluşması halinde personel ihtiyacının karşılanabilmesi amacıyla rütbe bekleme süreleri Cumhurbaşkanı kararıyla değiştirilebilecek.Askeri Okullar, Askeri Öğrenciler, Askeri Fabrikalar ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun”daki değişiklikle, Milli Savunma Bakanlığınca gerçekleştirilen insani amaçlı mayın ve/veya patlamamış mühimmat temizliği faaliyetleri kapsamında kullanılmak üzere yurt dışından getirilecek her türlü araç, makine, teçhizat ve mayın aramak üzere eğitilmiş hayvanlar gümrük vergilerinden muaf olacak.Yükseköğretim Kurulu üyeleri İle rektörlere yönelik düzenlemelerKanunla, Yükseköğretim Kanunu”nda düzenlemelere gidilecek. Bu kapsamda, Yükseköğretim Kurulu, Cumhurbaşkanınca, rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere öncelik vermek suretiyle seçilen 7, temayüz etmiş üst düzeydeki devlet görevlileri veya emeklileri arasından seçilen 7, Üniversitelerarası Kurulca, Kurul üyesi olmayan profesör öğretim üyelerinden seçilip Cumhurbaşkanı tarafından atanan 7 olmak üzere toplam 21 kişiden oluşacak. Üniversitelerarası Kurulca seçilenlerden bir ay içinde Cumhurbaşkanı tarafından atanmayanların yerine yeni adayların seçimleri iki hafta içinde yapılmadığı takdirde, Cumhurbaşkanınca doğrudan atama yapılacak. Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli olanlardan üyeliğe seçilenlerin kurumlarıyla ilişkileri devam edecek.Yürütme Kuruluna katılacak diğer 6 üyenin 4″ü Cumhurbaşkanınca doğrudan seçilen, ikisi ise Üniversitelerarası Kurul tarafından seçilip Cumhurbaşkanınca atanan üyeler arasından Genel Kurul tarafından seçilecek.Devlet ve vakıf üniversitelerine rektör, Cumhurbaşkanınca atanacak. Vakıflarca kurulan üniversitelerde rektör ataması, mütevelli heyetinin teklifi üzerine yapılacak. Rektör, üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü tüzel kişiliğini temsil edecek.Yükseköğretim kurumlarında sözleşme ile görevlendirilecek yabancı uyruklu öğretim elemanı sayısı dolu öğretim elemanı kadrosu sayısının yüzde 2″sini geçemeyecek. Bu kapsamdaki yabancı uyruklu öğretim elemanının yükseköğretim kurumları itibarıyla dağılımı, isim, ücret ve sözleşme örneğinin vizesi, sözleşme süresinin uzatılması ve sona erdirilmesi, Yükseköğretim Kurulu tarafından yapılacak.Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı teşkilatının Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği olarak değiştirilmesi dolayısıyla Karayolları Trafik Kanunu”na Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri ibaresi eklenecek.Usul ve esaslar Cumhurbaşkanınca belirlenecekGençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu”nda yapılan değişiklikle, Gençlik ve Spor Bakanlığı”nın yurt dışında yürüteceği program, proje ve faaliyetlerin gerektirdiği koordinasyonun kurulan koordinasyon ofisleriyle sağlanması, bu ofislerin yurt hizmetlerinin yanında uluslararası gençlik ve spor faaliyetlerinde de etkin rol alması sebebiyle bu ofislerin kurulması ve bu kurumda çalışacak personelle ilgili düzenleme yapılıyor. Koordinasyon ofislerinin kurulacağı yerler, bunların çalışma usul ve esasları ile bu ofislerde görevlendirilecek personele ilişkin usul ve esaslar Cumhurbaşkanınca belirlenecek.Ekonomik ve Sosyal Konseyin Kuruluşu, Çalışma Esas ve Yöntemleri Hakkında Kanun”da yapılan düzenlemeye göre, Ekonomik ve Sosyal Konsey”in üyeleri ile çalışma usul ve esasları Cumhurbaşkanı tarafından tespit edilecek.Kanunla, Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu”nda yapılan değişiklikle, sendika ile konfederasyonların yangın, su baskını, deprem gibi doğal afet durumunda, gerektiğinde üyelik şartı aranmaksızın nakit mevcudunun yüzde 10″ununu aşmamak kaydıyla afete uğrayan bölgelerde konut, sağlık ve eğitim tesisleri yapılması amacıyla kamu yararına çalışan dernekler ve Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ayni ve nakdi yardım yapabilmesi öngörülüyor.Nüfusu 5 bin ve üzerinde herhangi bir yerleşim yerinde belediye kurulabilecekCumhurbaşkanı kararıyla belediyelerin kurulmasına imkan tanıyan hükmün Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle Belediye Kanunu”nda düzenlemeye gidiliyor. Buna göre, belediye kurulmasına yönelik işlem dosyası valinin görüşüyle birlikte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı”na gönderilecek ve o yerde belediye kurulabilecek.Öte yandan yeni iskan nedeniyle oluşturulan ve nüfusu 5 bin ve üzerinde herhangi bir yerleşim yerinde belediye kurulabilecek.Cumhurbaşkanı kararıyla belediye ve köylerin kaldırılmasını düzenleyen hükümlerin Anayasa Mahkemesi”nce iptal edilmesi nedeniyle kanunla tüzel kişiliğin kaldırılmasına ilişkin usul kanuni güvenceye kavuşturuluyor. Buna göre, meskun sahası, bağlı olduğu il veya ilçe belediyesi ile nüfusu 50 bin ve üzerinde bir belediyenin sınırına, 5 bin metreden daha yakın duruma gelen belediye ve köylerin tüzel kişiliği; genel imar düzeni veya temel altyapı hizmetlerinin gerekli kılması durumunda kaldırılarak belediyeye katılacak. Nüfusu 2 binin altına düşen belediyeler köye dönüştürülecek.Tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerdeki planlama süreçlerine ilişkin hüküm, Anayasa Mahkemesi”nin iptal gerekçesi doğrultusunda yeniden düzenlenerek uygulama birliğinin sağlanması amaçlanıyor. Birleşme, katılma veya tüzel kişiliğin kaldırılması sonucu tüzel kişiliği ilk mahalli idare seçimlerine kadar devam edecek belediye ve köylerde, birleşme ve katılma işleminin gerçekleştiği tarihten itibaren yeni nazım ve uygulama planı yapılmayacak; mevcut planlarda yapılması gereken zorunlu değişiklik ve her türlü imar uygulaması, katılanacak belediyenin uygun görüşü alınarak yapılacak.Devlet Desteklerini İzleme ve Denetleme Kurulu”nun kapatılması sonrası, bu Kurula yapılan atıfların hangi makama yöneltileceğinin netleştirilmesi amacıyla Devlet Desteklerinin İzlenmesi ve Denetlenmesi Hakkında Kanun”da düzenlemeye gidiliyor. Buna göre, mevzuatta Devlet Desteklerini İzleme ve Denetleme Kuruluna yapılmış olan atıflar, Cumhurbaşkanınca belirlenen kurul veya merciye yapılmış sayılacak.Yüce Divan yargılamalarına ilişkin düzenlemelerAnayasa Mahkemesinin Yüce Divan yargılamasına ilişkin sürelere dair düzenlemenin KHK ile yapılamayacağına ilişkin hükmü doğrultusunda Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun”da değişikliğe gidiliyor. Buna göre, Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkındaki Yüce Divan yargılamaları 3 ay içinde tamamlanacak, yargılama bu süre içinde tamamlanamadığı takdirde ilave 3 aylık süre içinde kesin olarak tamamlanacak.Yüce Divanda yargılanacak eski Bakanlar Kurulu üyeleri, askeri yüksek yargı mensupları ve Jandarma Genel Komutanı hakkındaki geçici madde, Anayasa Mahkemesi kararına uygun biçimde yeniden düzenleniyor. Buna göre, 9 Temmuz 2018″den önce görev yapmış Bakanlar Kurulu üyeleri, görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan”da yargılanacak. Kaldırılan Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi başkan ve üyeleri, başsavcıları ile Jandarma Genel Komutanı, 27 Nisan 2017″den önce görevleriyle ilgili işledikleri suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanacak. Bu üyelerin, ordu mensubu olmaktan doğan emeklilikle ilgili bütün hakları saklı kalacak.Bazı hükümler iptal edildiği için yeni düzenlemelere gidildiKanunla, Anayasa Mahkemesinin 703 Sayılı KHK”nin bazı hükümlerini iptal etmesi dolayısıyla düzenlemelere gidiliyor.Buna göre, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu”nda Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyine yapılmış atıflar, Cumhurbaşkanınca belirlenen kurul veya merciye yapılmış sayılacak.Cumhurbaşkanınca iki katına kadar artırılabilecekÇanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı Hakkında Bazı Düzenlemeler Yapılmasına Dair Kanun”da değişikliğe gidiliyor. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığının bütçesi için Çanakkale İl Özel İdaresi, Çanakkale Belediyesi ile Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odasının bir önceki yıl kesinleşmiş bütçe gelirlerinden en az yüzde 1 oranında ayrılacak paylar, Cumhurbaşkanınca iki katına kadar artırılabilecek.Başkanlığın, tarihi alanda yapılacak Çanakkale Savaşları ile 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi etkinliklerini düzenleme ve bu amaçla kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapma, restorasyon, konservasyon, rekonstrüksiyon, restitüsyon ve renovasyon yapma ve yaptırma, tarihi alanın doğal, tarihi ve kültürel değerlerini, harp tarihi esaslarına uygun ve çevreye uyumlu olarak koruma, geliştirme ve alanı yönetme, her tür ve ölçekte planlarını hazırlama, hazırlatma ve uygulama, tarihi alanda anıtsal ve mekansal düzenlemeler yapılmasını sağlama, tanıtıma yönelik her türlü görsel ve işitsel eserleri yapma, yaptırma, hizmete sunma ve ihtiyaç duyulan altyapı, bina ve diğer yapıları inşa etme veya ettirme görevlerine ilişkin mal, hizmet, danışmanlık hizmet alımları ile yapım işleri, ceza ve ihalelere katılmaktan yasaklama hükümleri hariç olmak üzere Kamu İhale Kanunu”na tabi olmayacak.Bu istisna Başkanlığın tarihi alana ilişkin faaliyetleri içinde olmayan, Başkanlığın idari ihtiyaçlarıyla ilgili mal, hizmet alımları ve yapım işlerini kapsamayacak. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenecek.Tarihi alanda yapılacak mevzi ve siperlerin restorasyonuna ilişkin işlerde Orman Kanunu”ndaki izinler aranmayacak.Milli Savunma Üniversitesi”nin Rektörü Cumhurbaşkanı tarafından atanacakOlağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesi Hakkında Kanun”da yapılan düzenlemeyle de Milli Savunma Üniversitesinin rektörü Cumhurbaşkanı tarafından atanacak.Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı teşkilatının Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği olarak değiştirilmesi dolayısıyla Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu”na Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri ibaresi eklenecek.Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”de yapılan değişikliğe göre, teşebbüsler, anonim şirket şeklinde de kurulabilecek. Anonim şirket şeklinde kurulan teşebbüslerde genel kurul bulunmayacak.Cumhurbaşkanınca, anonim şirket şeklinde kurulan kamu sermayeli şirketler, Türk Ticaret Kanunu”nun kuruluş ve tescile ilişkin hükümlerinden muaf tutulacak. Bu şekilde kurulanlar, esas sözleşmelerinin imzalanmasını müteakip yapılacak tescil ve ilan ile faaliyete geçecek. Bunlar hakkında Türk Ticaret Kanunu”ndaki kuruluşa, ayni ve nakdi sermaye konulmasına ve genel kurula ilişkin hükümleri uygulanmayacak.Ayrıca savunma, güvenlik veya istihbarat alanlarına ilişkin anonim şirket olarak kurulacak teşebbüsler, Türk Ticaret Kanunu”nun denetim ve şirketler topluluğuna ilişkin hükümlerinden muaf tutulacak. Bu hüküm kapsamında kurulan kamu sermayeli şirketlerde kamunun pay sahipliğine dayanan oy, yönetim, temsil, denetim gibi hak ve yetkiler, Cumhurbaşkanı veya belirleyeceği bakanlık tarafından kullanılacak ve bunlar, bu KHK ile teşebbüslere tanınan tüm hak, istisna ve muafiyetlerden yararlanacak.Ticaret bakanlığı döner sermaye işletmesine yönelik düzenlemelerKanunla, 637 sayılı Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”de de değişiklik yapılıyor.Buna göre, Ticaret Bakanlığı, görevlerinin yerine getirilmesi ile ihracatın geliştirilmesi ve ithalatın yönlendirilmesi kapsamında yapılacak faaliyetleri, dış ticarette ürün denetimleriyle ilgili faaliyetleri, dış ticarette ürün denetimlerine yönelik uygunluk değerlendirmesi faaliyetleri, ürün denetimlerinde ihtiyaç duyulan laboratuvarların kurulması ve mevcutların geliştirilmesi faaliyetleri gerçekleştirmek, ürün denetimlerinde numune alımı ve analizi masraflarıyla dış ticaret denetimleri kapsamında alınan ve firmalarca belli süreler dahilinde geri alınmayan numunelerin satışını yapmak; dış ticaretin geliştirilmesine ilişkin kurs, konferans, toplantı, seminer, envanter, projelendirme, uygulama, araştırma, geliştirme, yayın, rehberlik, danışmanlık, yönetim, işletme, yurt dışı teşkilatının geliştirilmesi ve benzeri hizmetleri yapmak, yaptırmak veya bunlara katılmak, gümrük denetimleri kapsamında alınan ve firmalarca belli süreler dahilinde geri alınmayan numunelerin satışını yapmak üzere döner sermaye işletmesi kurmaya yetkili olacak.Cumhurbaşkanınca 5 katına kadar artırılabilecekAnılan görevler kapsamında faaliyette bulunan döner sermaye işletmesine 500 milyon lira sermaye tahsis ediliyor. Döner sermaye işletmesine tahsis olunan sermaye ihtiyaç duyulması halinde Cumhurbaşkanınca 5 katına kadar artırılabilecek.Döner sermaye faaliyetlerinden elde edilen karlar, ödenmiş sermaye tahsis edilen tutara ulaşıncaya kadar sermayeye eklenecek. Ödenmiş sermaye tutarı, tahsis edilen sermaye tutarına ulaştıktan sonra yıl sonu karı hesap dönemini izleyen nisan ayının sonuna kadar genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere ilgili muhasebe birimi hesabına yatırılacak.Tahsis edilen sermaye; ayni yardımlar, döner sermaye faaliyetlerinde kullanılmak üzere işletmeye verilen mallar ile döner sermaye faaliyetlerinden elde edilecek karlardan oluşacak. Bağış ve yardımlar, sermaye limitine bakılmaksızın sermayeye ilave edilecek.Ticaret Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesinin gelirleri; döner sermayenin gelir getirici faaliyetlerinden elde edilen gelirler, İhracatçı Birliklerinin aylık gerçekleşen gelirlerinin en çok yüzde 10″u, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin aylık gerçekleşen gelirlerinin en çok yüzde 1″i olmak üzere, Ticaret Bakanı tarafından onaylanarak kesinleşen katkı payları ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde yaptırılan sınır kapıları ve gümrük tesislerine ilişkin yap-işlet-devret sözleşmeleri kapsamında alınan Bakanlık payından oluşacak.İlgili kurum ve kuruluşlarca bir önceki ayın gerçekleşen gelirlerine ait katkı payları ve Bakanlık payı, müteakip ayın 15″ine kadar döner sermaye hesabına aktarılacak. Bu hükümde belirtilen şekilde hesaba aktarılmayan katkı payları ile Bakanlık payı amme alacağı sayılacak ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilecek.İşletmenin giderleri; Ticaret Bakanlığına verilen görevler kapsamında gerçekleştirilecek iş ve faaliyetlerin gerektirdiği harcamalar ile döner sermaye işletmelerinde istihdam edilen personele yapılacak ödemelerden oluşacak. Döner sermayeden bunlar dışında herhangi bir harcama yapılamayacak.Mali yılın bitiminden başlayarak 2 ay içinde hazırlanacak bilanço ve ekleri ile bütün gelir ve gider belgeleri Sayıştay”a, bilanço ve eklerinin birer örneği de aynı süre içinde Hazine ve Maliye Bakanlığına gönderilecek.Ticaret Bakanlığı hizmetleri için döner sermayeden temin edilen taşınmazlar, tapuda Hazine adına tescil edilerek Bakanlık adına tahsis edilecek.Döner sermaye işletmesinin faaliyet alanları, çalışma usul ve esasları, gelirleri, giderleri, işletilmesi ile hesap usullerine ilişkin hususlar Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine çıkarılan yönetmelikle tespit edilecek.Öğrencilere özel barınma hizmeti veren kurumlara iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesiKanunla, Özel Barınma Hizmeti Veren Kurumlar ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”de değişikliğe gidiliyor.Buna göre, Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Belediye Kanunu ve İl Özel İdaresi Kanunu”nda belirtilen izin veya ruhsatlara ilişkin hükümler, öğrencilere özel barınma hizmeti veren kurumlar hakkında uygulanmayacak. Öğrencilere özel barınma hizmeti veren kurumlara kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı, ortaokul ve ortaöğrenim düzeyinde Milli Eğitim Bakanlığınca, yükseköğrenim düzeyinde ise Gençlik ve Spor Bakanlığınca verilecek. Bakanlıklar bu yetkilerini valiliklere devredebilecek. Buna ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenecek.Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı teşkilatının Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği olarak değiştirilmesi dolayısıyla, Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname”ye Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri ibaresi eklenecek.Kanunla, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hükmü yeniden düzenlendi. Buna göre, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurul Başkan ve üyelerinin süreleri dolmadan herhangi bir nedenle görevlerine son verilemeyecek. Ancak ciddi hastalık veya engellilik nedeniyle iş göremeyecekleri, atanmaları için gerekli şartları kaybettikleri veya durumları “Yasaklar” başlıklı hükme aykırı olduğu anlaşılanların görevleri Cumhurbaşkanınca sona erdirilecek.
Source: Dünya Gazetesi
Savaşta 7. gün! İsrail Arak nükleer tesisini vurdu, İran'dan misilleme geldi
İsrail”in 13 Haziran”da başlattığı “Yükselen Aslan” saldırısı ve İran”ın “Gerçek Vaat” adını verdiği misillemeyle başlayan savaş 7. gününe girdi. BİLANÇO HER SAAT AĞIRLAŞIYOR İsrail”in saldırılarında İran Genelkurmay Başkanı Bakıri ve Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Selami gibi üst düzey askeri yetkililerin de aralarında olduğu en az 224 kişi öldü. İran ise insansız hava araçlarının (İHA) yanı sıra yüzlerce balistik ve hipersonik füze fırlattığı misillemesinde ise Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa”yı hedef aldı. İsrail”in hava savunma sistemi “Demir Kubbe”yi aşan füzeler nedeniyle İsrail”de en az 24 kişi hayatını kaybetti. İSRAİL ARAK NÜKLEER TESİSİNİ VURDU İsrail ordusu, savaşın 7. gününde İran”a ait Arak Nükleer Tesisi”ni hedef aldı. Bölgeye hava saldırısı düzenleyen İsrail”in vurduğu noktalardan patlama sesleri yükseldi. İRAN”DAN MİSİLLEME İran ise İsrail”in nükleer tesise düzenlediği saldırıya misilleme yaparak ülkeyi çok sayıda balistik füzeyle vurdu. İsrail ordusundan yapılan açıklamada ülkenin kuzeyinde sirenlerin çaldığı ifade edildi. ABD SENATOSU”NDA GİZLİ BRİFİNG DÜZENLENECEK İsrail-İran geriliminin tırmanmasının ardından, ABD Senatosu da harekete geçti. Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer”in yardımcısına göre, önümüzdeki hafta başında tüm senatörlerin katılımıyla İran gündemine ilişkin gizli bir brifing düzenlenecek. Brifingin tam tarihi ve saati henüz netleşmiş değil.Gizli oturumda, Pentagon yetkilileri, Dışişleri Bakanlığı temsilcileri ve Ulusal İstihbarat Direktörlüğü”nden (ODNI) üst düzey yetkililerin senatörlere bilgi vermesi bekleniyor. Gündemin odağında İran”ın uranyum zenginleştirme faaliyetleri, İsrail”le İran arasında yaşanan son çatışmalar, ABD üslerine yönelik tehditler ve Tahran”ın diplomatik pozisyonunun detaylı şekilde yer alacağı tahmin ediliyor. ERAKÇİ: DİPLOMASİYE BAĞLILIĞIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, ülkesinin İsrail”in saldırganlığına karşılık meşru müdafaa hakkını kullanmaya devam edeceğini belirterek, “Gayrimeşru, soykırımcı ve işgalci İsrail rejimi hariç, diplomasiye de bağlılığımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.Erakçi, X sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında, İsrail”in bölgedeki tek nükleer silah sahibi ülke olduğunu gösteren bir grafik yayımladı. İran”ın şu ana kadar yalnızca meşru müdafaa hakkı kapsamında İsrail”e misilleme yaptığını ve Tel Aviv”e “yardım ve yataklık” edenleri şu ana kadar hedef almadığını savunan Erakçi, şunları kaydetti:”Tıpkı Netanyahu”nun diplomasiyi yok etmek için bu savaşı üretmesi gibi dünya, başarısız İsrail rejiminin alevleri bölgeye ve ötesine yaymaya yönelik artan girişimleri konusunda oldukça endişeli olmalıdır.”Erakçi, “ülkesinin nükleer silah elde etme niyeti olmadığını” belirterek, buna karşılık İsrail”in bölgedeki tek nükleer silaha sahip ülke olduğuna işaret etti. Erakçi, “Gayrimeşru, soykırımcı ve işgalci İsrail rejimi hariç, diplomasiye bağlılığımızı sürdürüyoruz. Daha önce olduğu gibi bakış açımız ciddi ve ileriye dönük” dedi. ABD”NİN İSRAİL BÜYÜKELÇİLİĞİNDEN TAHLİYELER BAŞLADI ABD”nin İsrail Büyükelçiliğinde “kritik görevi olmayan” bazı diplomatların tahliyesine başlandığı bildirildi. İsrail”in İran”a saldırıları sürerken, Associated Press”e (AP) konuşan ve ismini vermek istemeyen ABD”li yetkililer, İsrail”den tahliye sürecine ilişkin açıklamada bulundu.Yetkililer, ABD”nin İsrail Büyükelçiliğinde “kritik olmayan” görevlerde bulunan bazı diplomat ve ailelerinin tahliye edildiğini belirtti.Söz konusu tahliyelerin ABD”nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee”nin bu konuda çalışmaların sürdüğü açıklamasından kısa bir süre önce gerçekleştiğine işaret eden yetkililer, kaç kişinin tahliye edildiğine dair bilgi paylaşmadı.Huckabee gün içinde, İran”ın füze saldırıları üzerine İsrail”i terk etmek isteyen ABD vatandaşları için tahliye çalışmalarının sürdüğünü belirtmişti.Öte yandan İsrael Hayom gazetesinde yer alan haberde ise İran ile çatışma sürecinin başlamasından bu yana ilk kez 20 Haziran Cuma günü yabancılar ve diplomatların ülkeden uçmasına izin verileceği duyurulmuştu. “TRUMP, SALDIRI PLANLARINI ONAYLADI” İDDİASI The New York Times, İranlı yetkililere dayandırdığı haberinde İran”ın Trump”ın yakın zaman görüşme çağrılarına yanıt verebileceğini yazdı. The Wall Street Journal ise Trump”ın yardımcılarına İran”a yönelik saldırı planlarını onayladığını ilettiğini aktardı.Trump”ın İran”ın nükleer programını terk edip etmeyeceğini görmek için nihai emri vermediği belirtildi. İRAN”DAN İSRAİL”E YENİ FÜZE SALDIRISI İsrail ordusu, İran”dan yeni bir füze saldırısı başlatıldığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, hava savunma sistemlerinin İran”dan fırlatılan füzeleri önlemeye çalıştığı belirtildi.Açıklamada, uyarı sirenlerinin çalmasıyla birlikte halkın sığınaklara girip bir sonraki talimata kadar orada kalması istendi.İsraillilerin cep telefonlarına da aynı acil durum uyarıları gönderildi.İsrail”in başkenti Tel Aviv”de, Kudüs ve ülkenin kuzey bölgelerinde siren sesleri duyuldu. PUTİN: İRAN TOPLUMU REJİM ETRAFINDA BİRLEŞİYOR Rus lider Putin, İsrail ve ABD Başkanı Trump ile İran konusunda temas halinde olduğunu söyledi. Putin, “İran toplumu, rejim etrafında birleşiyor” dedi. Buşehr nükleer tesisinde işçilerinin olduğunu ifade eden Putin, “İsrail ile güvenliklerinin garanti edilmesi konusunda anlaştık” açıklamasında bulundu. “Rusya ve İran nükleer enerji çalışamlarına devam edebilir” diyen Putin, “İran”ın nükleer çıkarları güvence altına alınabilir” dedi. Putin, NATO”nun yeniden silahlanmasını tehdit olarak görmediklerini kaydetti. İRAN GENELİNDE İNTERNET KESİNTİSİ İngiltere merkezli takip kuruluşu, İran genelinde topyekün internet kesintisi yaşandığını duyurdu. İran İletişim Başkanlığı ise internet erişimine geçici olarak kısıtlama getirileceğini açıkladı. NE OLMUŞTU? İsrail, 13 Haziran”da İran”ın farklı kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi.İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda ölürken, toplam sivil kaybı 224 olarak açıklandı. İran ordusunun İsrail”e balistik füzelerle yaptığı misillemede 24 kişinin öldüğü, 500″den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı. Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail”i kınadı.
Source: Erdem Aksoy
Trump planı gizlice onayladı
ABD Başkanı Donald Trump”ın, İsrail”in İran”a saldırılarıyla başlayan çatışmalara ABD”nin müdahalesine gizlice onay verdiği iddia edildi.Wall Street Journal”ın görüşmelerden bilgisi olan kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Trump, ABD”nin İran”a yönelik saldırı planlarına yeşil ışık yaktı.Söz konusu kaynaklar, Trump”ın salı günü geç saatlerde yapılan toplantıda, ABD”nin İran”a yönelik saldırı planlarını gizlice onayladığını ancak Tahran”ın nükleer programından vazgeçip vazgeçmeyeceğini görmek için nihai emri vermeyi ertelediğini söyledi.İran”ın yerin altına inşa edilmiş Fordo uranyum zenginleştirme tesisinin ABD”nin muhtemel ilk hedeflerinden biri olacağı kaydedildi.Trump, 17 Haziran gecesi, Beyaz Saray Durum Odası”nda üst düzey yetkililerle İsrail”in İran”a saldırılarıyla başlayan çatışmalar ve ABD”nin olası müdahalesi konusunda toplantı yapmıştı.Gazetecilere dün yaptığı açıklamada da Trump, Orta Doğu”daki bir çatışmaya dahil olmak istemediğini söylemiş ve “Ne yapacağım konusunda fikirlerim var ama henüz nihai kararı vermedim. Nihai kararımı, son saniyeden önce vermek istiyorum çünkü savaşta işler değişir.” ifadelerini kullanmıştı.ABD savaşa dahil olacak mı?İran-İsrail savaşı derinleşiyor! Tahran “Seccil” ateşlediİran”dan Trump”a yalanlama: Beyaz Saray”ın kapısında el pençe divan durmayı talep etmedik
Source: Www.star.com.tr
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin”den Cumhurbaşkanı Erdoğan”a teşekkür
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran’la Rusya arasındaki stratejik ortaklık anlaşmasında “savunma alanını” kapsayan maddeler bulunmadığını belirterek, “İran’la temas halindeyiz, bugün de temas halindeyiz, yarın ve yarından sonra da olacağız. İran başka türlü bir destek için talepte bulunmadı.” dedi. Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu (SPIEF) kapsamında St. Petersburg Konservatuarı”nda dünyanın önde gelen haber ajansları yöneticilerinin sorularını yanıtladı. Toplantıya Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz de katıldı. “Fidan ve Erdoğan çözüm süreci için çok çaba sarf ediyor” Ukrayna ile 2022’de İstanbul’da müzakere ettiklerini anımsatan Putin, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ederiz, (2022″de Ukrayna”yla) anlaşma hazırlanmıştı. Sonra (Batılılar) Rusya’yı sahada yenmek lazım dediler. Her şeyi çöpe atarak bu hedefe yöneldiler. Şimdi ise durum değişti.” dedi. Putin, Ukrayna ile müzakereleri sürdürmeye hazır olduklarına işaret ederek, “Bu müzakerelerin anlamı var. 1200 esir asker takası konusunda anlaştık. Bunlardan 500’ünü vererek, 400 askerimizi aldık. 6 binden fazla asker cesedi teslim ettik. Daha 3 bin cenaze vermeye hazırız. Bu trajik bir rakam.” diye konuştu. Türkiye’nin müzakerelerdeki rolünü vurgulayan Putin, “İstanbul’daki müzakerelerin sonucu, insani bir boyutu olması. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ediyoruz.” ifadelerini kullandı. Putin, Rus ve Ukrayna müzakere heyetlerinin temas halinde olduklarını kaydederek, “(Dışişleri Bakanı Hakan) Fidan ve Erdoğan çözüm süreci için çok çaba sarf ediyor. Trump da samimi bir şekilde çözüm için uğraşıyor.” şeklinde konuştu. Rusya’nın geçmişte İran’a hava savunma sistemi üzerinde birlikte çalışmayı teklif ettiğini anlatan Putin, “İran buna ilgi göstermemişti. (Rusya ile İran arasındaki) Stratejik ortaklık anlaşmasında savunma alanında bir madde bulunmuyor. İranlı dostlarımız da bunu talep etmiyor.” diye konuştu. Putin, AA Genel Müdürü Karagöz”ün “Rusya’nın İran’a destek planının bulunup bulunmadığına” yönelik sorusunu yanıtlayarak, “Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın, İsrail ile İran arasındaki çatışmaya yönelik açıklamasında tüm yaklaşımımız mevcut. Ekleyecek bir şeyim yok. İran’la temas halindeyiz, bugün de temas halindeyiz, yarın ve yarından sonra da olacağız. İran başka türlü bir destek için talepte bulunmadı.” ifadelerini kullandı. Rus uzmanların İran’daki Buşehr Nükleer Enerji Santrali”nde çalıştığını belirten Putin, “250 kişi bulunuyor, 600’e kadar da çıkabilir. Bir yere de gitmiyoruz. Bu bir destek değil midir?” şeklinde konuştu. Putin, İran lideri Ayetullah Ali Hamaney’e yönelik olası saldırıya ilişkin bir soruya da “Böyle bir olasılığı tartışmak dahi istemiyorum.” yanıtını verdi.
Source: Internet Haber
Türkiye ve dünya gündemi
1- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan Mahallesi”nde 250 Bininci Afet Konutu Anahtar Teslimi ve Kura Çekim Töreni”ne katılacak.
(Kahramanmaraş/15.30) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonunu ziyaret edecek, CHP Genel Merkezi”nde Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile görüşecek.
(Ankara/11.00/13.30) (Fotoğraflı-Görüntülü)
YASAMA YÜRÜTME SİYASET
1- İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin genel merkezinde, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile bir araya gelecek.
(Ankara/12.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Validebağ Korusu Mustafa Necati Bey Anıtı”nda 2024-2025 eğitim öğretim yılı kapanışına ilişkin açıklama yapacak.
(İstanbul/10.30) (Fotoğraflı-Görüntülü)
3- TBMM Genel Kurulu, gündemindeki konuları görüşmek üzere toplanacak.
(TBMM/14.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
EKONOMİ FİNANS
1- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 28. St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu kapsamında düzenlenecek bakanlar oturumuna katılacak.
(St. Petersburg) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bağlantısallığın Yeni Çağı Forumu”na iştirak edecek.
(Ankara/09.30) (Fotoğraflı-Görüntülü)
3- Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, plaket töreni ve “yakMA” kitap lansmanı programına katılacak.
(Ankara/11.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
4- Türkiye İstatistik Kurumu, 2024 yılı ölüm ve ölüm nedeni verilerini, mayıs ayı konut satış istatistiklerini ve geçen yıla ilişkin satın alma gücü paritesini (hane halkı nihai tüketim harcamaları) açıklayacak.
(Ankara/10.00/12.00)
5- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, nisan ayına ilişkin kısa vadeli dış borç istatistikleri, Para Politikası Kurulu toplantısında alınan faiz kararı ile haftalık para ve banka istatistiklerini açıklayacak.
(İstanbul/10.00/14.00/14.30)
6- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, haftalık bankacılık sektörü verilerini açıklayacak.
(İstanbul/14.00)
DÜNYA DİPLOMASİ
1- İsrail”in İran”a başlattığı saldırıların ardından İran’ın misillemesiyle şiddetlenen çatışmalar takip ediliyor.
(Kudüs/Tahran) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- İsrail”in ateşkesi bozarak kalıcı işgal hedefiyle Gazze Şeridi”ne düzenlediği şiddetli saldırıların yansımaları ve yardımların girişini engellemesi sonucu yaşanan insani krize ilişkin gelişmeler izleniyor.
(Gazze/Kudüs) (Fotoğraflı-Görüntülü)
KÜLTÜR SANAT
1- Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan ve sanatçılar İzzet Keribar ile Mehmed Özçay”ın objektifinden yansıyan yaklaşık 200 fotoğraf karesinin yer aldığı “Ayasofya Fotoğrafları” kitabının tanıtımı ile aynı adı taşıyan serginin Rami Kütüphanesi”ndeki açılışına katılacak.
(İstanbul/10.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
1- FIBA Kadınlar Avrupa Basketbol Şampiyonası”na grup maçlarıyla devam edilecek. Yunanistan”ın ev sahipliği yaptığı A Grubu”ndaki ikinci maçında Türkiye, İsviçre ile karşılaşacak.
(Pire/17.30) (Fotoğraflı)
2- Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi play-off final serisi ikinci maçında Fenerbahçe Beko, Beşiktaş Fibabanka”yı Ülker Spor ve Etkinlik Salonu”nda ağırlayacak.
(İstanbul/20.30) (Fotoğraflı)
3- Voleybolda Kadınlar 2025 Milletler Ligi”nin ikinci hafta maçlarına İstanbul”da devam edilecek. Organizasyonun ikinci günü Sinan Erdem Spor Salonu”nda, Belçika-Dominik Cumhuriyeti ve Kanada-Türkiye maçları oynanacak.
(İstanbul/16.00/19.30) (Fotoğraflı)
4- Fenerbahçe ile Adidas firması arasındaki forma sponsorluğu anlaşmasının imza töreni Ülker Stadı”nda yapılacak.
(İstanbul/14.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
5- Galatasaray Futbol Takımı”nın forma göğüs reklamı için Pasifik Holding ile RAMS Park”ta sponsorluk anlaşması imzalanacak.
(İstanbul/12.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
6- FIFA Kulüpler Dünya Kupası”na ABD”de devam edilecek. A Grubu”nda Palmeiras-Al Ahly ve Inter Miami-Porto müsabakaları oynanacak.
(New York/19.00/Atlanta/22.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
İsrail, İran füzelerine engel olamadı! Tel Aviv”den dumanlar yükseliyor, en büyük hastane vuruldu…
İsrail”in, 7 gün önce İran”ın başkenti Tahran”a düzenlediği saldırıların ardından başlayan savaş karşılıklı olarak devam ediyor. İran gece yarısı İsrail”de kritik noktaları hedef aldı. İSRAİL SAVUNMASINDA ALARM! İsrail hava savunma sistemleri İran”dan gelen füzelere karşı koymada bir kez daha başarısız oldu. Füzelerin bazıları ülkenin güneyinde yer alan ve en büyük hastanelerden biri olan Soroka Tıp Merkezi”ne düştü. #r-1124463# Hastanenin son hali sosyal medyada da paylaşılırken, binanın ağır hasar aldığı görüldü. #r-1124717# ŞEHİRDEN DUMANLAR YÜKSELİYOR, ÇOK SAYIDA YARALI VAR İran”ın bu sabah düzenlediği saldırılarda ise Tel Aviv”deki yerleşim bölgelerinin de zarar gördüğü öğrenildi. Kentten dumanlar yükselirken gelen ilk bilgiler arasında 30 kişinin yaralandığı yer aldı. İSRAİL”İN FÜZESİ TÜKENİYOR ABD merkezli Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, İsrail’in İran’dan gelen balistik füzelerini durdurmak için kullandığı Arrow hava savunma sistemindeki füzelerin tükenmek üzere olduğunu belirtti. WSJ’nin konu hakkında bilgi sahibi ABD’li bir yetkiliye dayandırdığı haberine göre, ABD’nin bu durumun farkında olduğunu ve bu sebeple İsrail’in savunmasını karadan, denizden ve havadan gelecek saldırılara karşı güçlendirmeye yönelik adımlar attığını söyledi. Yine aynı şekilde bir diğer Amerikan gazetesi Washington Post’a konuşan bir kaynak, ABD’den ikmal yapılmaması ya da ABD güçlerinin daha fazla müdahil olmaması durumunda, İran’ın saldırı temposunu sabit tutması hâlinde, İsrail’in füze savunmasını 10 ya da 12 gün daha sürdürebileceğini öngördüklerini söyledi. SAVAŞ NOTLARI > İSRAİL 50 uçakla vurdu, İran ilk kez Siccil’i kullandı > İRAN’DAN “Hürmüz’ü mayınlarız” tehdidi > ABD füze vermese İsrail 10 günde düşer >NETANYAHU 33 yıldır aynı masalı anlatıyor > TRUMP: Çatışmaya dahil olmak istemiyorum
Source: Sevda Altunbaş
İran'dan İsrail'e misilleme! Soroka hastanesini füzelerle vurdu
İsrail ile İran arasındaki savaşta 7. gün hayli şiddetli çatışmalara sahne oluyor. İsrail”in bu sabah Arak Nükleer Tesisi”ne düzenlediği saldırıya İran”dan misilleme dakikalar içinde geldi. HASTANE ENKAZA DÖNDÜ İsrail”in birçok noktasını balistik füzelerle vuran İran ordusu, Sonoka Hastanesi”nin ağır hasar almasına neden oldu. Servis edilen görüntülerde hastanenin enkaza döndüğü görülürken, personel ve hastaların panikle sağa sola kaçıştıkları anlar yer aldı. GAZZE”DEN GİDEN YARALI ASKERLER TEDAVİ GÖRÜYORDU Tehlikeli madde sızıntısı endişesi nedeniyle Soroka Hastanesi”nin tamamen boşaltılmasına karar verildi. İran füzelerinin isabet ettiği hastanede Gazze”den giden yaralı askerlerin tedavi gördüğü bilgisini verdi. BORSA BİNASINI DA VURDULAR İsrail”in Sonoka hastanesinin ardından bir sonraki hedefi ise borsa binası oldu. İsrail medyası, İran”ın bu sabah düzenlediği saldırılarda ilk belirlemelere göre 3 kişinin öldüğünü, 30 kişinin ise yaralandığını duyurdu. NE OLMUŞTU? İsrail, 13 Haziran”da İran”ın farklı kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi.İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda ölürken, toplam sivil kaybı 224 olarak açıklandı. İran ordusunun İsrail”e balistik füzelerle yaptığı misillemede 24 kişinin öldüğü, 500″den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı. Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail”i kınadı.
Source: Erdem Aksoy
Kenan Yıldız, mükemmel attı; Juventus, farklı kazandı!
FIFA Kulüpler Dünya Kupası G Grubu ilk maçında İtalya ekibi Juventus ile Birleşik Arap Emirlikleri ekibi Al Ain karşı karşıya geldi. Audi Field Stadyumu”nda oynanan mücadeleyi Juventus, 5-0 kazandı. Karşılaşmada Juventus”un gollerini 11 ve 45+4. dakikalarda Kolo Muani, 21 ve 58. dakikalarda Francisco Conceicao ve 31. dakikada Kenan Yıldız kaydetti.
Bu sonuç ile birlikte Juventus averaj fazlasıyla grupta Manchester City”nin üzerine çıktı. Grupta bir sonraki maçta Juventus 22 Haziran”da Fas ekibi Wydad Casablanca ile karşı karşıya gelecek. Al Ain ise 23 Haziran”da Manchester City ile karşılaşacak. KENAN YILDIZ UZAKLARDAN GÜZEL YAZDI Juventus”ta forma giyen milli futbolcumuz Kenan Yıldız, karşılaşmanın 31. dakikasında uzaklardan attığı nefis gol ile farkı üçe çıkardı. 🇹🇷🚀KENAN YILDIZ pic.twitter.com/wcKrNjvLAD — Sporxtv (@sporxtv) June 19, 2025
Source: Sporx.com
İsrail’in İran’a saldırılarıyla başlayan çatışmada 7. gün
İran”ın, İsrail”in saldırılarına misilleme olarak fırlattığı 20″den fazla füzenin başkent Tel Aviv çevresinde ve güneydeki Necef”te bazı noktalara doğrudan isabet ettiği bildirildi.
İsrail”in Yedioth Ahronoth gazetesi, hava savunma sistemlerinin İran”dan fırlatılan füzeleri önlemeye çalıştığını kaydetti.
Haberde, İran”dan İsrail”e 20″den fazla füze fırlatıldığı, füzelerin ülkenin merkezinde ve güneyinde en az 4 noktayı vurduğu belirtildi.
İsrail’in İran’a saldırılarıyla başlayan çatışma 7. gününde◼️ İsrail basını, İran”ın sabah saatlerinde füzelerle yaptığı misillemede başkent Tel Aviv ve bazı yerlerin isabet aldığını bildirdi◼️ İran”dan İsrail”e 20″den fazla füze fırlatılırken başkent Tel Aviv, Ramat Gan ve… pic.twitter.com/4NkJKSdmRH— Anadolu Ajansı (@anadoluajansi) June 19, 2025
Merkezde başkent Tel Aviv, Ramat Gan ve Holon, güneyde ise Birüssebi (Berşeva) kentlerinde füzelerin bazı binalara doğrudan isabet ettiği, Birüssebi”yi hedef alan füzenin Soroka hastanesine düştüğü aktarıldı.
İsrail acil yardım servisi Kızıl Davut Yıldızı, saat 07.10 sıralarında düzenlenen saldırılarda isabet ihbarları aldıklarını ve bölgelere ulaştıklarını belirtti.
Arama kurtarma çalışmalarının başladığı ve saldırılarda ilk belirlemelere göre 1″i ağır 23 kişinin yaralandığı bildirildi.
İsrail”in İran”a şiddetli saldırılarıyla başlayan çatışma
İsrail, 13 Haziran”da İran’ın farklı kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi.
İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda ölürken, toplam sivil kaybı 224 olarak açıklandı.
İran ordusunun İsrail’e balistik füzelerle yaptığı misillemede 24 kişinin öldüğü, 500″den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı.
Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail”i kınadı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
İsrail, İran’ı nasıl vurdu? Sinsi planının perde arkası: Casuslar, uydular, suikastlar…
Geçen yıl Avrupa”da çalışan bir İsrailli telekomünikasyon yöneticisi, Tel Aviv”deki eski arkadaşından bir telefon aldı: Ucuz bir akıllı telefon gibi görünen ancak, sosyal medya trafiğini taklit edip, şifreli verileri iletebilen bir telefon tasarlamasına yardım edebilir miydi?Aynı zamanlarda İsrailli bir yedek asker, İsrail”in uydu görüntüleri ve haritaları kullanan istihbarat birimi Unit 9900″den bir arama aldı. Yedek asker bir algoritma üzerinde çalışıyordu ve bu algoritmayı uydu görüntülerini tarayıp yakıt kamyonlarında, petrol taşıyanları füze yakıtlı olanlardan ayıracak şekilde ayarlaması isteniyordu.İkisine de çabalarının geçen hafta İsrail”in İran”a yönelik hava saldırısını nasıl şekillendirdiği tam olarak söylenmedi; yıllardır adım adım planlanan saldırı ülkeyi şaşkına çevirdi.İran”in en üst düzey komutanları, nükleer bilim adamları aynı anda suikasta uğradı. İran karşılık veremeden tüm hava savunma sistemleri hedef alındı, çok sayıda füze fırlatma rampası yok edildi.Aman ve Mossad”ın ortak çalışmasıİsrail Ordusu”nun istihbarat birimi Aman ve İsrail istihbaratı Mossad”ın ortaklaşa yürütttüğü saldırının arka planı tam olarak öğrenilemeyecek olsa da operasyona aşina isimlerde Financial Times”a bazı ipuçlarını anlattı.Haber; Londra muhabiri Mehul Srivastava, Tel Aviv muhabiri Neri Zilber ve İstanbul muhabiri John Paul Rathbone’un ortak imzasıyla yayınladı.Kaynaklar, ticari uydular, hacklenmiş telefonlar, gizli ajanlar, gizli depolar ve hatta günlük araçlara yerleştirilen minyatür silah sistemleri ile birlikte, İsrail istihbaratının çok uzun bir süre bu operasyona hazırlandığını ve bu uğurda milyonlarca dolar harcadığını belirtiyor. İlk saldırının hedefi: İran”ı şok ve dehşete sürüklemekİsrail”in saldırısında ilk hedef ise İran”ı yüksek rütbeli kayıplarla şok ve dehşete sürüklemekti.İran”ın komuta kademesini ve nükleer merkezlerini takibe alan Aman, 12 Haziran”da gerçekleşen saldırı için mart ayında hazırlıklara başladı. Saldırı hazırlığında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah”ın öldürüldüğü operasyona benzer adımlar izlendi. İsrail”in saldırısı, İran”ın nükleer ve balistik füze programlarının imhası ile rejimi çöküş noktasına kadar zayıflatmaya varan nihai hedefe ulaşamasa da Tahran yönetimi için sarsıcı oldu. İran”ın komuta kademesini hedef alan ilk saldırının amacı, Tahran yönetiminin tepkisini geciktirerek İsrail”e diğer adımlar için zaman kazandırmaktı.İran”da “cep telefonlarından uzak durun” çağrısıİran tarafında ise istihbarat ve güvenlik zaifiyeti dikkat çekti. İran”da eski ordu mensupları halkı çatılarda mikro dron olup olmadığını kontrol etmeye çağırırken, İranlı muhaliflerin casusları şehre soktuğu öne sürüldü. Yerel basın, cep telefonlarının gözetleme ve suikast amacıyla kullanıldığını açıklarken, komutanların, üst düzey yetkililerin, nükleer bilim insanları ile onların ailelerinin cep telefonlarından uzak durmaları gerektiği ifade edildi. Uzmanlar bu önlemler için geç kalındığına vurgu yaparken, İsrail İran”ın hava savunmasını hedef alan saldırıları sürdürüyor.İran ve İsrail”de casusluk yaptığı gerekçesiyle çok sayıda kişi tutuklandı. Özellikle İran”da yerel casusların para karşılığı veya iş karşılığı İsrail”e bilgi sızdırdığı konuşuluyor. Hamas”ın saldırısı önlenememiştiÖte yandan sıkı bir istihbarat çalışmasıyla geçen yıl Hizbullah”a karşı benzer bir operasyon düzenleyen, şimdi de İran”ın komuta kademesini hedef alan İsrail”in, Hamas”ın 7 Ekim 2023″te gerçekleştirdiği saldırıyı önleyememesi çelişki yaratıyor.
Source: Dünya Gazetesi
Ortadoğu’da yeni bir denklem: Mezhep, strateji ve çatışma – Dış politika notları 2
Analiz / Doç. Dr. Osman TEK
Halford Mackinder, 1904’te ortaya koyduğu Heartland Teorisi’nde şunu söylemişti: “Kim Doğu Avrupa’ya hükmederse, Kalpgâh’a (Avrasya’nın iç bölgelerine) hâkim olur; Kalpgâh’a hâkim olan Dünya Adası’na, Dünya Adası’na hâkim olan ise dünyaya hükmeder.” Mackinder’a göre Avrasya’nın iç bölgesi—yani Heartland—askerî, ekonomik ve ideolojik gücün merkezidir. Bugün bu kavram yalnızca Orta Asya’yı değil, İran, Irak, Suriye ve Lübnan gibi jeopolitik olarak kritik kara parçalarını da kapsayacak biçimde yeniden yorumlanıyor. İran’ın bu bölgedeki Şii Hilali söylemi bağlamında etkisini artırma çabası veya güvenliğini sağlama gayreti tam da Mackinder’ın tarif ettiği şekilde bir “kalpgâh” hattı inşa etme girişimi olarak okunabilirken, ABD ve İsrail’in bu hattı Arz-ı Mev’ud (Nil’den Fırat’a) hayali ile parçalama stratejisi ise Heartland’a karşı yeni bir karşı hamle olarak karşımıza çıkıyor.
Ortadoğu, artık ne sadece bir petrol havzası ne de sıradan bir çatışma coğrafyasıdır. Burası, dünya siyaseti için yeni bir “kalpgâh” — yani Heartland — olmuştur. Üstelik bu kalpgâh, sadece kara gücüyle değil, mezhep kimlikleri ve tarihî korkularla örülmüştür.
“İran’ın ‘Şii Hilali’ olarak inşa etmeye çalıştığı jeopolitik kuşak, Tahran’dan Beyrut’a uzanan bir ideolojik kara koridoru olarak kurgulansa da, bugün bu hat ABD ve İsrail’in müdahaleleriyle büyük ölçüde parçalanmış; etkisi bütüncül bir yayılmadan çok dağınık ve direnç temelli bir tahakküme dönüşmüştür.”. Ancak bu yayılmanın karşısında bir başka hayal, belki de çok daha eski ve tehlikeli bir mit duruyor: Arz-ı Mev’ûd.
İran’ın Heartland içinde bir tür “mezhep imparatorluğu” kurduğu iddiası, ABD ve özellikle İsrail’in dikkatini yıllardır bu hatta çevirmiş durumda. İran, Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’de Şii unsurlar üzerinden yürüttüğü politikaları sadece yayılmacı değil, tarihî bir kuşatılmışlığın doğal refleksi olarak tanımlıyor. İsrail ise bu kuşağı, kendi güvenliğine yönelmiş bir ölüm çemberi olarak okuyor.
Son dönemde işler daha da karmaşıklaştı. İsrail’in 2025 Haziran’ında İran topraklarına doğrudan saldırması, artık vekil savaşların değil, merkezlerin doğrudan hedef alındığı bir evreye geçildiğini gösterdi. Bu, sadece bir askeri operasyon değil; mezhep temelli kalpgâh stratejisine karşı ideolojik ve fiziksel bir darbedir. Peki neden şimdi?
Cevap, hem Heartland Teorisi’nde hem de “Arz-ı Mev’ûd” hayalinde gizli. Halford Mackinder’ın 20. yüzyıl başında geliştirdiği Heartland Teorisi, kara hâkimiyetini küresel egemenliğin anahtarı olarak görür. Bu bağlamda İran’ın kara üzerinden kurduğu mezhep eksenli etki, Avrasya’nın güneyinde stratejik bir tahkimat gibi yükselmiştir. Öte yandan İsrail için “Arz-ı Mev’ûd” yalnızca teolojik bir vaat değil, politik bir coğrafya kurgusudur. Bu tahayyül, Nil’den Fırat’a kadar uzanan bir kontrol alanını içermektedir. İran’ın Heartland kuşağıyla bu tahayyül çakışmakta; çatışma kaçınılmaz hale gelmektedir.
İsrail’in kuşatma doktrini ve ABD’nin vekil aktörler üzerinden yürüttüğü “denge” politikası, aslında aynı büyük hedefin parçalarıdır: İran’ı kuşatmak, dizginlemek ve gerekirse doğrudan darbelemek. Ama burada dikkat çekici olan şu: Mezhepler artık sadece inanç sistemi değil; sadakat, nüfuz ve sınır çizim aracıdır.
Bugün Heartland, Suriye’deki bir hava üssü, Yemen’deki bir dağ geçidi, Irak’taki bir seçim sandığı kadar Lübnan’daki Hizbullah posteriyle de tanımlanıyor. İran’ın bu hattı hem ideolojik hem güvenlik gerekçeleriyle ördüğü açık. Ancak İsrail’in, bölgesel aktörlerle kurduğu yeni İbrahim Anlaşmaları üzerinden, “çevre kuşak” (rimland) stratejisini hayata geçirmesi, İran’ın kara eksenli hamlesine denizci bir yanıt niteliğinde.
Bu noktada sorulması gereken şu: Mezhebi kimlikler üzerinden yürütülen bu jeopolitik savaşta kim “mazlum”, kim “zalim”? İran mı kuşatılıyor, yoksa Arz-ı Mev’ûd’un önündeki engeller mi temizleniyor? Ya da belki de her iki taraf, birbirinin korkularını gerekçeye çevirerek bölgeyi yeni bir Soğuk Savaş sahasına dönüştürüyor.
Unutulmamalı ki bu savaşın kurbanı ne Şiilik ne Sünnilik… Kurbanı; Haritada çizilen her sınırda bir yakını ölen, her füzeyle sarsılan bir evi kaybeden, her ideolojik harp arasında ezilen halklardır.
İran’ın mezhepsel kalpgâhı ile İsrail’in Arz-ı Mev’ûd hayali arasında sıkışmış bir Ortadoğu var karşımızda. Ve artık mesele sadece kimlik değil, coğrafyayı kim inşa edecek meselesidir.
Ortadoğu, bir kez daha, ideolojilerle değil; haritalarla dizayn edilmeye çalışılıyor.
Vekil Savaşlardan Devlet Merkezlerine Geçiş – Dış Politika Notları (1)
Source: aktifhabercom
ABD'nin ardından savaşa bir süper güç daha müdahil oluyor: Seyirci kalamayız
ABD”nin en büyük jeopolitik rakibi olan ve İran”dan en fazla petrol alan ülke konumunda olan Çin, İran-İsrail savaşıyla ilgili çok kritik bir açıklama yaptı. Çin, “İsrail – İran çatışmasının tırmanmasına seyirci kalamayacağını” söyledi. HAMANEY TEHDİDİ SONRASI ABD”YE İSRAİL UYARI Öte yandan Çin, ABD Başkanı Donald Trump”ın İran lideri Ali Hamaney”i “şimdilik ortadan kaldırmayacaklarını” açıklamasına ve İran”a yaptığı koşulsuz teslim çağrısına karşı Washington yönetimini, İsrail üzerinde özel etki sahibi bir ülke olarak sorumlu davranmaya çağırdı.Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Ciakun, Pekin”de düzenlenen basın toplantısında, Trump”ın sosyal medya platformu Truth Social”da paylaştığı mesajla ilgili sorulan soruya yanıt verdi.Çin”in İran ile İsrail arasında süregelen gerilimden derin endişe duyduğunu ifade eden Sözcü Guo, Birleşmiş Milletler Şartı”nın amaç ve ilkelerine aykırı olarak bir ülkenin egemenliğinin, güvenliğinin ve toprak bütünlüğünün ihlal edilmesine karşı olduklarını dile getirdi.Guo, Orta Doğu”da gerilimin daha fazla yükselmesinin kimsenin çıkarına olmadığını belirterek, “İsrail üzerinde özel etki sahibi ülke, adil ve objektif bir tutum takınmalı, sorumlu davranarak gerilimin düşürülmesi ve çatışmanın yayılmasının önlenmesi için olumlu ve yapıcı rol oynamalı.” dedi.ABD Başkanı Trump, Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, İran lideri Hamaney”e yönelik, “Nerede saklandığını tam olarak biliyoruz. O kolay bir hedef ama orada güvende. Onu ortadan kaldırmayacağız, en azından şimdilik.” ifadesini kullanmıştı.Trump, daha sonra yaptığı bir paylaşımda ise İran”ı kastederek “Koşulsuz teslimiyet.” ifadesine yer vermişti. ÇİN VATANDAŞLARINI TAHLİYE ETTİ Öte yandan Çin, İsrail”in İran”a saldırıları ve İran”ın misillemesiyle tırmanan gerilimin güvenlik durumunu kötüleştirmesi nedeniyle İran ve İsrail”deki vatandaşlarını tahliye ettiğini bildirdi.Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Ciakun, Pekin”de düzenlenen basın toplantısında, Çin”in Tahran Büyükelçiliği ve İran”daki konsolosluklarının, komşu ülkelerin yardımıyla İran”daki 791 Çin vatandaşını güvenli bölgelere naklettiğini belirtti.
Source: Haberler
Erdoğan”a bir yetki daha! TSK”da rütbe bekleme süreleri Cumhurbaşkanı kararıyla değiştirilebilecek
TBMM Genel Kurulunda kabul edilen “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde (KHK) Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, önemli düzenlemeleri hayata geçirdi. Yeni kanunla, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin rütbe bekleme süreleri Cumhurbaşkanı kararıyla değiştirilebilecek.
Ayrıca, yeni kanunla Milli Savunma Üniversitesinin rektörü, Cumhurbaşkanı tarafından atanacak. Ticaret Bakanlığı”na ise döner sermaye işletmesi kurma yetkisi tanındı.
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 703 Sayılı KHK”nin bazı hükümleri doğrultusunda, yasal düzenlemeler de yapıldı. Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı’nın Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği olarak değiştirilmesi ile birlikte Harcırah Kanunu’na, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri ibaresi eklenecek.
Son olarak, Milli Savunma Bakanlığı tarafından yürütülen insani amaçlı mayın temizleme faaliyetleri kapsamında, yurt dışından getirilecek her türlü araç, makine, teçhizat ve mayın aramak için eğitimli hayvanlar gümrük vergilerinden muaf tutulacak.
Source: Haber Merkezi
Benzin ve motorine gece yarısı çifte zam
İsrail- İran savaşından en çok enerji fiyatları etkilendi. İsrail”in İran”ın sahalarını vurması ve İran”ın Hürmüz Boğazı”nı kapatma endişesi ile savaşın seyri de ekonomik olarak bütün dünyayı zorluyor. AKARYAKITA ART ARDA ZAMLAR GELİYOR Türkiye”deki akaryakıt fiyatları da savaşın etkisiyle art arda zamlar almaya devam ediyor. Gece yarısı benzine 1 lira 56 kuruş, motorine ise 1 lira 87 kuruş zam geldi. İSTANBUL”DA BENZİN 50 LİRAYA DAYANDI Pompaya da yansıyan zamla birlikte İstanbul”da benzin 49 lira 99 kuruş, Ankara”da 50 lira 66 kuruş ve İzmir”de 50 lira 99 kuruştan satılıyor.Motorin ise İstanbul”da 51 lira 39 kuruş, Ankara”da 52 lira 24 kuruş, İzmir”de ise 52 lira 59 kuruştan satılıyor.
Source: Erdem Aksoy
Son Dakika: ABD İran”ı vuracak mı? ABD basınından ses getirecek haber! Tarih verdiler
ABD Başkanı Donald Trump, İran’a yönelik İsrail saldırısına katılıp katılmayacağına ilişkin bir soru üzerine verdiği “Vurabilirim de vurmayabilirim de… Kimse ne yapacağımı bilmiyor” yanıtı ses getirdi. “ABD lideri papatya falı açar gibi konuştu” yorumlarına neden olan bu yorumun ardından Bloomberg’ün konuya ilişkin haberi gündeme bomba gibi düştü. Üst düzey ABD’li yetkililere göre; ABD, İran’ı önümüzdeki günlerde vurabilir.Durum hâlâ değişken ama…Bloomberg, durumun hâlâ değişken olduğunu fakat saldırının bu hafta içinde gerçekleşebileceğini yazdı.ABD saldırısında muhtemel seçenek, İran’ın güçlü şekilde korunan nükleer tesislerine yaklaşık 14 tonluk sığınak delici bombalar bırakmak üzere B-2 bombardıman uçaklarının konuşlandırılması olabilir.Başkan Trump dün İran rejimine karşı sabrının tükendiğini ima etmişti.Trump, “Sabrım çoktan tükendi. 60 günleri vardı… Bolca zamanları vardı, ama bir hata yaptılar” şeklinde konuşmuştu.Trump saldırıyı onayladı fakat bekliyor…Wall Street Journal (WSJ) da ABD Başkanı Trump’ın saldırıyı onayladığını duyurdu.Gazeteye göre; Trump, üst düzey danışmanlarına İran”a yönelik saldırı planlarını onayladığını ancak henüz uygulamaya geçilmesine onay vermediğini söyledi.O, nihai onayı vermeden önce İran”ın nükleer programından vazgeçecek mi diye bekliyor.WSJ, Trump”ın bir planın hazır olmasının İranlıları müzakereye teşvik edeceğini umduğunu yazdı.Trump yönetiminden bir yetkili, nasıl ilerleneceğine dair birçok seçenek olduğunu ve Trump”ın İsrail”in saldırı planını dikkatle izlediğini aktardı.
Source: Dünya Gazetesi
İran füzeleri hastaneye isabet etti
İran sabah saatlerinde İsrail”e yönelik füze saldırılarını yeniden başlattı. Tel Aviv ve Kudüs”te şiddetli patlama sesleri duyuluyor.
Füzeler bir hastaneye isabet etti. İran”dan İsrail”e 20 füze fırlatıldı. İsrail borsa binası da vuruldu.
İsrail”in Yedioth Ahronoth gazetesi, hava savunma sistemlerinin İran”dan fırlatılan füzeleri önlemeye çalıştığını kaydetti.
Haberde, İran”dan İsrail”e 20″den fazla füze fırlatıldığı, füzelerin ülkenin merkezinde ve güneyinde en az 4 noktayı vurduğu belirtildi.
Merkezde başkent Tel Aviv, Ramat Gan ve Holon, güneyde ise Birüssebi (Berşeva) kentlerinde füzelerin bazı binalara doğrudan isabet ettiği, Birüssebi”yi hedef alan füzenin Soroka hastanesine düştüğü aktarıldı.
İsrail acil yardım servisi Kızıl Davut Yıldızı, saat 07.10 sıralarında düzenlenen saldırılarda isabet ihbarları aldıklarını ve bölgelere ulaştıklarını belirtti.
Arama kurtarma çalışmalarının başladığı ve saldırılarda ilk belirlemelere göre 1″i ağır 23 kişinin yaralandığı bildirildi.
Source: Haber Merkezi
İran”dan İsrail”e balistik füze saldırısı: Hastane ile borsa binasına isabet etti!
İsrail Ordusu “ndan yapılan bilgilendirmeye göre; sabah saatlerinde İran tarafından Tel Aviv, Kudüs ve birçok bölgeye balistik füzeler ateşlendi. Füzelerin isabet ettiği noktalarda şiddetli patlamalar yaşanırken, ordu vatandaşları sığınaklara girmeleri konusunda uyardı. Ayrıca, İsrail acil yardım biriminin patlama ve yıkımların yaşandığı bölgelere hareket ettiği belirtildi.
Source:
İsrail-İran hattında yaşanan son gelişmeler neler?
19/06/2025 08:50 İSRAİL: NATANZ HEDEF ALINDI İsrail ordusu: Gece boyunca 40 uçak düzinelerce askeri hedef vuruldu. Natanz Nükleer Tesisi hedef alındı. 19/06/2025 08:45 İRAN: HEDEFLERİ VURMAYA DEVAM EDECEĞİZ İran Genelkurmay Başkanı Abdurrahim Musevi Siyonist saldırganlara ait hedefleri vurmaya devam edeceğiz dedi. 19/06/2025 08:30 ANA HEDEF İSTİHBARAT KAMPIYDI İran medyası, İran ın bu sabah gerçekleştirdiği saldırılarda ana hedefin İsrail e ait istihbarat karargahı ve kampı olduğunu aktardı. İsrail de füzelerin isabet ettiği Soroka hastanesinin, hedefteki istihbarat kampının yanında olduğu ifade edildi. 19/06/2025 08:10 İRAN 20 DEN FAZLA FÜZEYLE MİSİLLEME YAPTI İran ın, İsrail in saldırılarına misilleme olarak fırlattığı 20 den fazla füzenin başkent Tel Aviv çevresinde ve güneydeki Necef te bazı noktalara doğrudan isabet ettiği bildirildi. İsrail in Yedioth Ahronoth gazetesi, hava savunma sistemlerinin İran dan fırlatılan füzeleri önlemeye çalıştığını kaydetti. Haberde, İran dan İsrail e 20 den fazla füze fırlatıldığı, füzelerin ülkenin merkezinde ve güneyinde en az 4 noktayı vurduğu belirtildi. 19/06/2025 07:40 İRAN FÜZELERİ HASTANEYE İSABET ETTİ İsrailli yetkili, İran füzelerinin Güney İsrail de sivillerin olduğu bölgelere isabet ettiğini söyledi. İran füzelerinin hastaneye isabet ettiğini ifade edildi. 19/06/2025 07:30 İRAN: RADYASYON RİSKİ YOK İranlı yetkililer, İran ın Arak Ağır Su Reaktörü çevresinin İsrail tarafından hedef alındığını söyledi. Yetkililer, tesisin İsrail in saldırısından önce boşaltıldığını ve radyasyon riskinin olmadığını söyledi. 19/06/2025 07:05 İRAN DAN İSRAİL E SALDIRI İsrail ordusu, İran dan füze atıldığını aktardı. Tel Aviv de ve Kudüs te sirenler çalmaya başladı. İsrail medyası, saldırıda İsrail de en az 4 yerin vurulduğunu bildirdi. 19/06/2025 05:30 İRAN DA İNTERNET KESİNTİSİ İran da 12 saati aşkın süredir internet kesintisinin yaşandığı bildirildi. Çatışmalar başladığı günden bu yana ciddi internet kesintileri ve siber saldırılar yaşanırken, İran medyası, İran ın İsrail in siber saldırıları için adım attığını söyledi. 19/06/2025 05:00 ÇİN BÜYÜKELÇİLİĞİ TAHLİYEYE BAŞLADI Çin devlet medyasının bildirdiğine göre, İsrail deki Çin Büyükelçiliği, Çin vatandaşları için tahliye çalışmalarına başladı. Tahliye edilen grupların, İsrail-Mısır sınırına gönderileceği ifade edildi 19/06/2025 02:00 PUTİN: İRAN İLE TEMAS HALİNDEYİZ Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın İran’a destek planının bulunup bulunmadığına yönelik soruyu şöyle yanıtladı: “Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın, İsrail ile İran arasındaki çatışmaya yönelik açıklamasında tüm yaklaşımımız mevcut. Ekleyecek bir şeyim yok. İran’la temas halindeyiz, bugün de temas halindeyiz, yarın ve yarından sonra da olacağız. İran başka türlü bir destek için talepte bulunmadı.” 19/06/2025 01:47 TRUMP TAN FORDO SORUSU Axios un haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump, askeri danışmanlarına Fordo nükleer tesisine yönelik saldırının başarılı olup olmayacağını sordu. Yetkililer, olumlu yanıt verse de Trump ın tam olarak ikna olup olmadığı net değil. Fordo nükleer tesisi, bir dağın altında bulunmasıyla diğer nükleer tesislerden ayrılıyor. ABD nin elinde bulunan sığınak delici bombalardan olan GBU-57A/B MOP bombasının olası bir saldırıda kullanılabileceği ifade ediliyor. 19/06/2025 01:32 TRUMP SALDIRI EMRİNİ ONAYLADI Wall Street Journal, ABD Başkanı Trump ın İran a yönelik saldırı emrini onayladığını belirtirken, bu emri şimdilik beklettiğini bildirdi. New York Times ın İranlı bir yetkiliye dayandırdığı haberine göre ise İran yakın zamanda Donald Trump ın müzakere teklifini kabul edecek. 19/06/2025 00:50 ABD İSRAİL BÜYÜKELÇİLİĞİNİ TAHLİYE EDİYOR ABD nin İsrail Büyükelçiliğinde kritik görevi olmayan bazı diplomatların tahliyesine başlandığı bildirildi. Yetkililer, ABD nin İsrail Büyükelçiliğinde kritik olmayan görevlerde bulunan bazı diplomat ve ailelerinin tahliye edildiğini belirtti. Söz konusu tahliyelerin ABD nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee nin bu konuda çalışmaların sürdüğü açıklamasından kısa bir süre önce gerçekleştiğine işaret eden yetkililer, kaç kişinin tahliye edildiğine dair bilgi paylaşmadı. 19/06/2025 00:40 İSRAİL DEN TAHRAN A SALDIRILAR İsrail ordusu, X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, İran ın başkenti Tahran da 20 den fazla hedefe saldırı düzenlendiğini duyurdu. Açıklamada, saldırı düzenlenen yerler arasında füze üretim tesisleri ve uranyum zenginleştirme ile ilgili tesislerin bulunduğu kaydedildi. 18/06/2025 23:30 MACRON DAN İSRAİL E ÇAĞRI Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İsrail in İran ın nükleer programıyla ilgisi olmayan yerlere saldırı düzenlediğini ifade ederken, bu saldırıların durdurulması çağrısında bulundu.
Source: Habertürk
İran, Tel Aviv'i böyle vurdu! Füzelerdeki resim detayı dikkat çekti
İsrail”in 13 Haziran”da başlattığı “Yükselen Aslan” saldırısı ve İran”ın “Gerçek Vaat” adını verdiği misillemeyle başlayan savaş 7. gününe girdi. BİLANÇO HER SAAT AĞIRLAŞIYOR İsrail”in saldırılarında İran Genelkurmay Başkanı Bakıri ve Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Selami gibi üst düzey askeri yetkililerin de aralarında olduğu en az 224 kişi öldü. İran ise insansız hava araçlarının (İHA) yanı sıra yüzlerce balistik ve hipersonik füze fırlattığı misillemesinde ise Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa”yı hedef aldı. İsrail”in hava savunma sistemi “Demir Kubbe”yi aşan füzeler nedeniyle İsrail”de en az 24 kişi hayatını kaybetti. TEL AVİV”E FÜZE YAĞDI İsrail-İran savaşında 7. gün de tüm şiddetiyle devam ediyor. Sabah saatlerinde Arak Nükleer Tesisi”ni hedef alan İsrail”e misilleme yapan İran ordusu, ülkenin neredeyse her noktasını füzelerle vurdu.Saldırının ana hedefinin “Komuta ve İstihbarat (IDF C4I) Karargahı ve Askeri İstihbarat Kampı” olduğunu duyuran İran ordusu, Soroka hastanesi ve İsrail borsasını balistik füzelerle vurdu. 3 KİŞİ ÖLDÜ 50 KİŞİ YARALANDI İran ordusunun Tel Aviv”e yönelik balistik füze saldırısı cep telefonu kameralarına saniye saniye yansırken, saldırılarda 3 kişi hayatını kaybetti, en az 50 kişi ise yaralandı.Öte yandan İran ordusunun, İsrail”i vurmak için kullandığı füzelerle ilgili bir detay ise büyük ses getirdi. İran”ın füzelerin üzerine Yahya Sinwar ve Hasan Nasrallah”ın resimlerini işlediği görüldü. ABD SENATOSU”NDA GİZLİ BRİFİNG DÜZENLENECEK İsrail-İran geriliminin tırmanmasının ardından, ABD Senatosu da harekete geçti. Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer”in yardımcısına göre, önümüzdeki hafta başında tüm senatörlerin katılımıyla İran gündemine ilişkin gizli bir brifing düzenlenecek. Brifingin tam tarihi ve saati henüz netleşmiş değil.Gizli oturumda, Pentagon yetkilileri, Dışişleri Bakanlığı temsilcileri ve Ulusal İstihbarat Direktörlüğü”nden (ODNI) üst düzey yetkililerin senatörlere bilgi vermesi bekleniyor. Gündemin odağında İran”ın uranyum zenginleştirme faaliyetleri, İsrail”le İran arasında yaşanan son çatışmalar, ABD üslerine yönelik tehditler ve Tahran”ın diplomatik pozisyonunun detaylı şekilde yer alacağı tahmin ediliyor. ERAKÇİ: DİPLOMASİYE BAĞLILIĞIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, ülkesinin İsrail”in saldırganlığına karşılık meşru müdafaa hakkını kullanmaya devam edeceğini belirterek, “Gayrimeşru, soykırımcı ve işgalci İsrail rejimi hariç, diplomasiye de bağlılığımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.Erakçi, X sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında, İsrail”in bölgedeki tek nükleer silah sahibi ülke olduğunu gösteren bir grafik yayımladı. İran”ın şu ana kadar yalnızca meşru müdafaa hakkı kapsamında İsrail”e misilleme yaptığını ve Tel Aviv”e “yardım ve yataklık” edenleri şu ana kadar hedef almadığını savunan Erakçi, şunları kaydetti:”Tıpkı Netanyahu”nun diplomasiyi yok etmek için bu savaşı üretmesi gibi dünya, başarısız İsrail rejiminin alevleri bölgeye ve ötesine yaymaya yönelik artan girişimleri konusunda oldukça endişeli olmalıdır.”Erakçi, “ülkesinin nükleer silah elde etme niyeti olmadığını” belirterek, buna karşılık İsrail”in bölgedeki tek nükleer silaha sahip ülke olduğuna işaret etti. Erakçi, “Gayrimeşru, soykırımcı ve işgalci İsrail rejimi hariç, diplomasiye bağlılığımızı sürdürüyoruz. Daha önce olduğu gibi bakış açımız ciddi ve ileriye dönük” dedi. ABD”NİN İSRAİL BÜYÜKELÇİLİĞİNDEN TAHLİYELER BAŞLADI ABD”nin İsrail Büyükelçiliğinde “kritik görevi olmayan” bazı diplomatların tahliyesine başlandığı bildirildi. İsrail”in İran”a saldırıları sürerken, Associated Press”e (AP) konuşan ve ismini vermek istemeyen ABD”li yetkililer, İsrail”den tahliye sürecine ilişkin açıklamada bulundu.Yetkililer, ABD”nin İsrail Büyükelçiliğinde “kritik olmayan” görevlerde bulunan bazı diplomat ve ailelerinin tahliye edildiğini belirtti.Söz konusu tahliyelerin ABD”nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee”nin bu konuda çalışmaların sürdüğü açıklamasından kısa bir süre önce gerçekleştiğine işaret eden yetkililer, kaç kişinin tahliye edildiğine dair bilgi paylaşmadı.Huckabee gün içinde, İran”ın füze saldırıları üzerine İsrail”i terk etmek isteyen ABD vatandaşları için tahliye çalışmalarının sürdüğünü belirtmişti.Öte yandan İsrael Hayom gazetesinde yer alan haberde ise İran ile çatışma sürecinin başlamasından bu yana ilk kez 20 Haziran Cuma günü yabancılar ve diplomatların ülkeden uçmasına izin verileceği duyurulmuştu. “TRUMP, SALDIRI PLANLARINI ONAYLADI” İDDİASI The New York Times, İranlı yetkililere dayandırdığı haberinde İran”ın Trump”ın yakın zaman görüşme çağrılarına yanıt verebileceğini yazdı.The Wall Street Journal ise Trump”ın yardımcılarına İran”a yönelik saldırı planlarını onayladığını ilettiğini aktardı.Trump”ın İran”ın nükleer programını terk edip etmeyeceğini görmek için nihai emri vermediği belirtildi. İRAN”DAN İSRAİL”E YENİ FÜZE SALDIRISI İsrail ordusu, İran”dan yeni bir füze saldırısı başlatıldığını duyurdu.Ordudan yapılan açıklamada, hava savunma sistemlerinin İran”dan fırlatılan füzeleri önlemeye çalıştığı belirtildi.Açıklamada, uyarı sirenlerinin çalmasıyla birlikte halkın sığınaklara girip bir sonraki talimata kadar orada kalması istendi.İsraillilerin cep telefonlarına da aynı acil durum uyarıları gönderildi. İsrail”in başkenti Tel Aviv”de, Kudüs ve ülkenin kuzey bölgelerinde siren sesleri duyuldu. PUTİN: İRAN TOPLUMU REJİM ETRAFINDA BİRLEŞİYOR Rus lider Putin, İsrail ve ABD Başkanı Trump ile İran konusunda temas halinde olduğunu söyledi.Putin, “İran toplumu, rejim etrafında birleşiyor” dedi.Buşehr nükleer tesisinde işçilerinin olduğunu ifade eden Putin, “İsrail ile güvenliklerinin garanti edilmesi konusunda anlaştık” açıklamasında bulundu.”Rusya ve İran nükleer enerji çalışamlarına devam edebilir” diyen Putin, “İran”ın nükleer çıkarları güvence altına alınabilir” dedi. Putin, NATO”nun yeniden silahlanmasını tehdit olarak görmediklerini kaydetti. İRAN GENELİNDE İNTERNET KESİNTİSİ İngiltere merkezli takip kuruluşu, İran genelinde topyekün internet kesintisi yaşandığını duyurdu. İran İletişim Başkanlığı ise internet erişimine geçici olarak kısıtlama getirileceğini açıkladı. NE OLMUŞTU? İsrail, 13 Haziran”da İran”ın farklı kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi.İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda ölürken, toplam sivil kaybı 224 olarak açıklandı. İran ordusunun İsrail”e balistik füzelerle yaptığı misillemede 24 kişinin öldüğü, 500″den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı. Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail”i kınadı.
Source: Erdem Aksoy
Putin'den İran'a destek: Sinyalleri verdik, seçenekler masada
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu (SPIEF) kapsamında St. Petersburg Konservatuarı”nda dünyanın önde gelen haber ajansları yöneticilerinin sorularını yanıtladı. İran-Irak savaşıyla ilgili kritik değerlendirmelerde bulunan bulunan Putin, İran”ın yanında olduklarını söyledi.İran”daki siyasi zorluklara rağmen halkın konsolide olduğuna işaret eden Putin, “Bu genellikle her yerde yaşanan bir durumdur ve İran”daki durum da bir istisna değil.” ifadesini kullandı.Putin, İran”daki “yer altı fabrikalarının” da yerlerinde durduğunu belirterek, “Bu bağlamda, hepimizin çatışmaları durdurmak, bir anlaşmaya varmak için yollar aramamız gerekiyor. Doğru olan, düşmanlıkları sona erdirmenin yollarını aramak, hem İran”ın hem de İsrail”in çıkarlarını güvence altına almanın yollarını bulmak.” dedi. “İRAN”IN ENERJİ ALANINDAKİ ÇIKARLARI SAĞLANABİLİR” Rusya”nın, İran ile karşılıklı yüksek bir güven düzeyine sahip olduğunu vurgulayan Putin, “İran”ın barışçıl nükleer enerji alanındaki çıkarları sağlanabilir. İsrail”in güvenlikle ilgili endişeleri ortadan kaldırılabilir. Seçenekler var.” diye konuştu. “İRANLI DOSTLARIMIZA BELİRLİ SİNYALLERİ VERDİK” Putin, söz konusu detayları İsrail ve ABD ile ele aldıklarını da dile getirerek, “İranlı dostlarımıza belirli sinyalleri verdik. Genel olarak, hem İran”ın barışçıl nükleer enerjideki çıkarlarını sağlamak hem de İsrail”in güvenlik konularındaki endişelerini gidermek mümkündür.” ifadesini kullandı.Söz konusu önerilerin çerçevesini taraflara aktardıklarını vurgulayan Putin, “Kimseye hiçbir şey empoze etmiyoruz, sadece durumdan olası bir çıkış yolunu nasıl gördüğümüzden bahsediyoruz.” dedi.Putin, son kararın İsrail ve İran”daki siyasi liderliğe ait olduğunun altını çizdi.Rusya”nın geçmişte İran”a hava savunma sistemi üzerinde birlikte çalışmayı teklif ettiğini anlatan Putin, “İran buna ilgi göstermemişti. (Rusya ile İran arasındaki) Stratejik ortaklık anlaşmasında savunma alanında bir madde bulunmuyor. İranlı dostlarımız da bunu talep etmiyor.” diye konuştu. “İRAN”LA SÜREKLİ TEMAS HALİNDEYİZ” Putin, “Rusya”nın İran”a destek planının bulunup bulunmadığına” yönelik soruyu yanıtlayarak, “Rusya Dışişleri Bakanlığı”nın, İsrail ile İran arasındaki çatışmaya yönelik açıklamasında tüm yaklaşımımız mevcut. Ekleyecek bir şeyim yok. İran”la temas halindeyiz, bugün de temas halindeyiz, yarın ve yarından sonra da olacağız. İran başka türlü bir destek için talepte bulunmadı.” ifadelerini kullandı. “BİR YERE GİTMİYORUZ” Rus uzmanların İran”daki Buşehr Nükleer Enerji Santrali”nde çalıştığını belirten Putin, “250 kişi bulunuyor, 600″e kadar da çıkabilir. Bir yere de gitmiyoruz. Bu bir destek değil midir?” şeklinde konuştu. HAMANEY”E SALDRI OLASILIĞINA TEPKİ Putin, İran lideri Ayetullah Ali Hamaney”e yönelik olası saldırıya ilişkin bir soruya da “Böyle bir olasılığı tartışmak dahi istemiyorum.” yanıtını verdi. “TRUMP BU KONUDA HAKLI” Ukrayna-Rusya savaşına da değinen Trump”ın Ukrayna savaşıyla ilgili daha önce yaptığı açıklamaları anımsatan Putin, “Trump, “ben o dönemde başkan olsaydım, bu savaş olmazdı” dedi. Trump bu konuda haklı. Gerçekten de Trump başkan olsaydı, büyük ihtimal çatışma olmazdı.” dedi.Ukrayna meselesi çözümüne ilişkin yapılan Minsk anlaşmalarının uygulanmadığına dikkati çeken Putin, Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel”in, “Minsk anlaşmalarının Ukrayna”ya zaman kazandırmak için imzalandığı” yönünde açıklama yaptığını ve eski Fransa Cumhurbaşkanı”nın bunu teyit ettiğini hatırlattı.Putin, “Çatışmaları sonlandırabilecek ve uzun vadede böyle bir durumun tekrarlanmaması için koşullar oluşturabilecek çözümün bulunması lazım.” diye konuştu.Kosova”nın bağımsızlığını kazanması örneğini veren Putin, Ukrayna”daki Donbass bölgesinin de bu şekilde ayrıldığını ve buradaki halkın kendi kaderini belirleme hakkına sahip olduğunu belirtti. Putin, “Uluslararası kuralların herkes için geçerli olması gerekiyor. Bu, herkes için güvenlik garantisidir.” ifadelerini kullandı. “UKRAYNA İLE BELGELERİN MEŞRU YETKİLİLER TARAFINDAN İMZALANMASI LAZIM” Putin, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy dahil herkesle görüşmeye hazır olduğunu dile getirerek, “Ukrayna devleti kime müzakere yetkisi verirse onunla görüşürüz. Ancak sorun belgeleri kimin imzalayacağından kaynaklanıyor. Bu, ciddi sorunların çözümünde bizim için önemli.” şeklinde konuştu.Ukrayna Anayasası”na göre başkanın 5 yıl süreyle seçildiğini ve bu sürenin uzatılmasının savaş durumunda bile mümkün olmadığını vurgulayan Putin, şöyle devam etti:”Ukrayna”nın hem başkanlık hem de parlamenter bir sistemi var. Bu ne anlama geliyor? Tüm devlet organları devlet başkanı tarafından oluşturuluyor. Tüm askeri yetkililer, bakanlar ve tüm valiler devlet başkanı tarafından atanıyor. Böylece eğer devlet başkanı gayrimeşru ise tüm yönetim sistemi gayrimeşru hal alıyor. Bizim için müzakereleri kimin sürdürdüğü önemli değil. Görüşmeye hazırım ancak bir şey paylaşmak için değil, noktayı koymak için. Belgenin meşru yetkililer tarafından imzalanması lazım. Aksi takdirde yenileri gelip her şeyi çöpe atacak. Bu olamaz. Biz ciddi sorunları çözüyoruz.”Vladimir Putin, Ukrayna”da ilhak edilen bölgelerde referandum düzenlediklerinin ve bu toprakların artık Rusya”nın ayrılmaz parçası olduğunun altını çizdi. “FİDAN VE ERDOĞAN ÇÖZÜM SÜRECİ İÇİN ÇOK ÇABA SARF EDİYOR” Ukrayna ile 2022″de İstanbul”da müzakere ettiklerini anımsatan Putin, “Cumhurbaşkanı Erdoğan”a teşekkür ederiz, (2022″de Ukrayna”yla) anlaşma hazırlanmıştı. Sonra (Batılılar) Rusya”yı sahada yenmek lazım dediler. Her şeyi çöpe atarak bu hedefe yöneldiler. Şimdi ise durum değişti.” dedi.Putin, Ukrayna ile müzakereleri sürdürmeye hazır olduklarına işaret ederek, “Bu müzakerelerin anlamı var. 1200 esir asker takası konusunda anlaştık. Bunlardan 500″ünü vererek, 400 askerimizi aldık. 6 binden fazla asker cesedi teslim ettik. Daha 3 bin cenaze vermeye hazırız. Bu trajik bir rakam.” diye konuştu.Türkiye”nin müzakerelerdeki rolünü vurgulayan Putin, “İstanbul”daki müzakerelerin sonucu, insani bir boyutu olması. Cumhurbaşkanı Erdoğan”a teşekkür ediyoruz.” ifadelerini kullandı.Putin, Rus ve Ukrayna müzakere heyetlerinin temas halinde olduklarını kaydederek, “(Dışişleri Bakanı Hakan) Fidan ve Erdoğan çözüm süreci için çok çaba sarf ediyor. Trump da samimi bir şekilde çözüm için uğraşıyor.” şeklinde konuştu.
Source: Abdullah Karlıdağ
Axios: Trump, danışmanlarıyla İran”a “sığınak avcısı” bombalarla saldırı planını değerlendiriyor
Axios”un haberine göre, ismi paylaşılmayan ABD”li yetkililer, Trump”ın askeri danışmanlarıyla Washington”ın, İsrail”in İran”a saldırılarına olası dahlini değerlendirdiğini belirtti.
Yetkililer, “ABD, İsrail”in saldırılarına katılarak sığınak avcısı bombaları atarsa bu, Fordo Nükleer Tesisi”ni yok etmeye yeterli mi?” sorusunun Trump”ın aklında olduğunu ifade etti.
Pentagon yetkililerinin, bu bombaların işe yarayacağını söylediğini öne süren yetkililer, Trump”ın ikna olup olmadığının belirsiz olduğunu bildirdi.
Yetkililer, ABD”nin sığınak avcısı bombalarının daha önce hiç kullanılmadığını ancak geliştirme sürecinde birçok kez test edildiğini belirterek, İran”ın nükleer programından vazgeçmesi hedefiyle mantık çerçevesinde gerekirse ve Trump düşünürse ABD”nin nokta saldırı yapabileceğini iddia etti.
Trump”ın, olası saldırının ABD”yi Orta Doğu”da uzun bir savaşa sürüklemeyeceğinden emin olmak istediğini savunan yetkililer, ABD”nin hazır olduğunu ancak henüz saldırıya gerek duyulmadığını ileri sürdü.
Trump”ın “saldırı fikrine ısındığı” iddiası
ABC News”ün haberine göre de ismi paylaşılmayan yetkili, Trump”ın, Fordo Nükleer Tesisi”ni ortadan kaldırmak için saldırı fikrine ısındığını ve bunun için tek saldırı değil birden çok saldırının gerekeceğini savundu.
Yetkili, bu fikir doğrultusunda hazırlık için harekete geçildiğini öne sürdü.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Milli kalkanın mecburiyeti
İran”da yaşananlar sadece bir savaşın ideolojik gerekçelerini değil, ülkelerin kaderini belirleyici bir gerçeğe işaret ediyor. Savaş uçakları havalanıyor, hava savunma sistemleri tek tek imha ediliyor, başkentler bombalanıyor.
İsrail”in “bin 100 hedefi vurduk” diyerek sergilediği pervasız güç gösterisi karşısında İran’ın fırlattığı füzelerin büyük bir bölümünün havada imha edilmesi, modern savaşın en temel kuralını bir kez daha hatırlatıyor: Gökyüzüne hükmedemeyen, yeryüzündeki egemenliğini koruyamaz. Bu kabus senaryosu, bizim için bir dış haber bülteni değil stratejik bir uyarı.
TARİHİ UNUTMAMAK GEREK
Türkiye sınırı saldırı altındayken, “teknik arıza” bahanesiyle sökülüp götürülen Patriot bataryalarını unutmamalı. Müttefiklerin savunma sistemleri, onların çıkarlarına hizmet eden birer kiralık kalkan; o çıkarlar değiştiğinde ise sökülüp götürülen bir enkazdır.
İşte Türkiye”nin S-400 ısrarının, yaptırım tehditlerine rağmen HİSAR-A+, HİSAR-O+ ve SİPER gibi milli sistemleri bir beka meselesi olarak görmesinin ardındaki sebep budur. Bu, bir tercih değil, tarihi bir mecburiyet. Bugün tamamlanan her HİSAR bataryası, o gün sökülen her Patriot’a verilmiş milli bir cevap.
MESELE FÜZE DEĞİL EGEMENLİK
Bazıları bu adımları sadece teknik bir silahlanma yarışı olarak okumaya çalışıyor. Yanılıyorlar. Bu, füzelerden çok daha fazlası. Ankara”nın egemenlik mührünü kendi eline almasıdır. Tıpkı nükleer silahların bazı “seçkin” ülkelere hak, diğerlerine ise yasak olması gibi, en gelişmiş hava savunma teknolojileri de Batılı güçlerin kontrolünde.
Size bu kalkanı vermeyerek veya “şartlı” vererek, aslında savunma hakkınızı kendi insaflarına bağlarlar. Sizi, kendi siyasi yörüngelerinden çıktığınız anda savunmasız bırakma tehdidiyle terbiye ederler.
Kirmanşah”ta park halindeki helikopterleri vuran SİHA”lar, savaşın artık sadece ordular arasında değil, asimetrik ve teknolojik üstünlükle yürütüldüğünü göstermiştir. Böyle bir denklemde, kendi kalkanını yapamayan, iradesini de başkasına teslim etmiş demektir.
KINAMA DÜNYASI
ABD, hem saldırganı cesaretlendirip hem de kurbanı “geç kaldınız” diyerek müzakere masasında aşağılarken, diğerleri sadece figüranlık yapıyor. Fransa Cumhurbaşkanı, Irak felaketini hatırlatarak “hata olur” diye cılız bir sesle uyarırken, Rusya “dünya nükleer felakete sürükleniyor” tespitiyle sorumluluğu İsrail’e yüklüyor.
Ancak bu tespitler ve uyarılar, Pentagon”un bölgeye yığdığı çeliğin ve ateşin yanında ne kadar anlam ifade ediyor? Güçlünün adaletinin hüküm sürdüğü bu sistemde, G7 zirveleri birer istişare toplantısı değil, bir sonraki kurbanın kim olacağının fısıldandığı kulislere dönüşüyor
ATEŞ ÇEMBERİNDE İSTİKRARIN SESİ: TÜRKİYE
Bu kaos ortamında, Türkiye”nin diyalog ve aklıselim çağrıları her zamankinden daha değerli. Ancak unutulmamalıdır ki, uluslararası siyasette sözün gücü, arkasındaki askeri caydırıcılıkla ölçülür. Türkiye”nin rolü, sadece arabuluculuk değil, aynı zamanda bu adaletsiz sisteme karşı kendi ayakları üzerinde durabilen bir güç modelini inşa etmektir.
Güçlü bir hava savunma kalkanı, Türkiye”nin “adaletin sesi” olma politikasının en somut teminatı. Karadeniz”den Doğu Akdeniz”e, Suriye”den Kafkaslara uzanan ateş çemberi genişlerken, bu kalkan Ankara’nın diplomatik masada elini güçlendirir, istikrar ülkesi olma iddiasını ayakta tutar.
Çünkü yanı başımızda yaşananlar, bir varsayım değil, acı bir ihtar. Tel Aviv”de sığınağa alınmayan yabancı işçilerin maruz kaldığı ayrımcılık, tehlike anında herkesin kendi başının çaresine bakacağının en insani kanıtıdır. Böyle bir dünyada Türkiye”nin kaderi, kendi göbeğini kendi kesme iradesine bağlıdır.
Source: Bartu Eken
İran Tel Aviv”e füze yağdırdı binanın vurulma anı kameralara böyle yansıdı
İran”ın, İsrail”in saldırılarına misilleme olarak fırlattığı 20″den fazla füzenin başkent Tel Aviv çevresinde ve güneydeki Necef”te bazı noktalara doğrudan isabet ettiği bildirildi. İsrail”in Yedioth Ahronoth gazetesi, hava savunma sistemlerinin İran”dan fırlatılan füzeleri önlemeye çalıştığını kaydetti. Haberde, İran”dan İsrail”e 20″den fazla füze fırlatıldığı, füzelerin ülkenin merkezinde ve güneyinde en az 4 noktayı vurduğu belirtildi. Merkezde başkent Tel Aviv, Ramat Gan ve Holon, güneyde ise Birüssebi (Berşeva) kentlerinde füzelerin bazı binalara doğrudan isabet ettiği, Birüssebi”yi hedef alan füzenin Soroka hastanesine düştüğü aktarıldı. İsrail acil yardım servisi Kızıl Davut Yıldızı, saat 07.10 sıralarında düzenlenen saldırılarda isabet ihbarları aldıklarını ve bölgelere ulaştıklarını belirtti. Arama kurtarma çalışmalarının başladığı ve saldırılarda ilk belirlemelere göre 1″i ağır 23 kişinin yaralandığı bildirildi.
Source: Internet Haber
İsrail-İran savaşının ardından tanker fiyatları iki katına çıktı: Hürmüz Boğazı endişesi etkili oldu
İsrail’in geçen hafta İran’a düzenlediği saldırının ardından, Hürmüz Boğazı’ndan geçen büyük petrol tankerlerini kiralama fiyatları iki kattan fazla arttı.Gemi sahiplerinin Hürmüz”den geçmeyi riskli bulmaları bu artışta etkili oldu.Clarksons Research verilerine göre, Körfez’den Çin’e 2 milyon varil kapasiteli ham petrol tankerinin kiralama ücreti, geçen hafta çarşamba günü 19.998 dolar iken, bu hafta çarşamba günü yüzde 138 yükselişle 47.609 dolara yükseldi.Aynı dönemde, küresel ham petrol tanker fiyatlarını izleyen Baltic Dirty Tanker Endeksi ise sadece yüzde 12 arttı.Benzin ve dizel gibi petrol ürünleri taşıyan LR2 tipi tankerlerde de benzer artışlar gözlemlendi. Körfez-Çin rotasında bu tankerleri kiralama maliyeti geçen hafta 21.097 dolarken, bu hafta yüzde 145 artışla 51.879 dolara çıktı.Karanlık filo kullanımında azalma bekleniyorEden Ocean yatırım firmasının yöneticisi Richard Fulford-Smith, İran’ın devam eden çatışma sürecinde petrol ihracatını sürdürebilme kabiliyeti konusundaki belirsizliklerin piyasada endişe yarattığını söyledi.İran’ın uluslararası yaptırımlar nedeniyle petrolünü, sigorta ve güvenlik standartlarına uymayan “karanlık filo” gemileriyle taşıdığını belirten Fulford-Smith, bazı alıcıların artık bu riski almak istemeyip yasal gemiler kullanan ihracatçılardan alım yaptığını, bunun da yasal taşımacılık filosuna olan talebi artırdığını ifade etti.Dünyanın halka açık en büyük petrol tanker operatörlerinden Frontline’ın CEO’su Lars Barstad da geçen hafta Financial Times’a yaptığı açıklamada, İran yerine diğer Körfez ülkelerinden alıma geçiş yaşanacağını ve karanlık filo kullanımının azalmasını beklediğini söylemişti.Ancak Clarksons Research yöneticisi Stephen Gordon, İsrail’in saldırılarının şu ana kadar İran’ın petrol ihracat kapasitesine doğrudan bir zarar verdiğine dair bir işaret bulunmadığını belirtti.
Source: Dünya Gazetesi
İran-İsrail… Denklem içinde denklem
Canlı yayında savaş izliyoruz.
İran; İsrail’e büyük kayıplar verdirdi.
Ama medya İsrail’den beslendiği için gerçeğin tam tersini büyük zararı görenin İran olduğunu yazıyor.
İsrail”in artık açık açık ve yüksek sesle İran”da rejimin değişmesi gerektiğini dillendirdiğini ve buna kendine yandaşlar arayarak devam ettiğini görüyoruz.
Amerika Birleşik Devletleri tarafına baktığımız zaman biraz daha temkinli gidiyor.
G7 toplantısından Trump”ın çok sinirli bir şekilde ayrılıp “ateşkesten daha önemli işlerim var” demesi acaba buradaki daha önemli işi ne? sorusunu gündeme getiriyor.
İsrail basınının köpürttüğü daha sonra Amerika”daki uzantılarının köpürttüğü ABD’nin savaşa dahil olma durumu herkesi korkutuyor.
Ama şöyle bir çerçeveden baktığımız zaman ortaya daha ilginç ve karışık bir denklem çıkıyor.
G7 tartışılan bir oluşum.
Özellikle Rusya”nın çok yoğun bir tepkisi var. G20″nin artık daha etkin olduğu, G7″nin o kadar etkili olmadığını söylüyorlar.
En güçlü ülkeler toplandı ve Macron’dan bir açıklama geldi.
G7 zirvesinden çıkan bildirgede İran’a “nükleer silahlarını yok et!” Balistik füzelerini de yok et!” diyorlar. Peki, ne yapalım? Sapan mı atalım İsrail”e?
Gazze”de çadırlarda insanları bombalayan İsrail bu sefer Tahran”daki çadırları mı bombalasın? Bunu mu istiyorsunuz?
İlginçtir; Fransa kendi savaş kabilesini de topladı. Güvenlik toplantısı yapıldı. Şimdi diyeceksiniz ki “Ne alaka?”
Fransa nerede, İran nerede, İsrail nerede?
Eğer İran Hürmüz boğazını bir kapatırsa o zaman ne olur biliyor muyuz? O zaman o G7 ülkeleri sıraya dizilir. Kavga çıkar.
Daha Hürmüz boğazını kapatabilir bir diye laf edilir edilmez yaklaşık olarak %25 arttırdı petrolün varil fiyatını…
Rusya”dan 2 açıklama geldi geldi.
Biri Peskov’dan, diğeri Putin kanadından…
İkisinde de İsrail”in uluslararası savaş suçu işlediğini söylüyorlar.
Amerika Birleşik Devletleri İsrail”in yanında hizalandı ama Rusya”da şu anda açıktan İran”a destek veriyor.
Demek ki bizdeki bazı safdiller “İsrail bize mi saldıracak?” derken ya cahilce ya da haince konuşuyorlarmış.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli geçenlerde “İsrail, küresel emperyalizmin kiralık katili” dedi.
Birkaç saat sonra Almanya Başbakanı öyle bir laf etti ki adeta Bahçeli’nin pasını gol yapıyor.
“Bu İsrail”in hepimiz için yaptığı kirli bir iş!”
Şimdi anladınız mı İsrail”in orada kimler adına ne yaptığını?
İran ikinci aşamaya geçtiğini, savunmadan çıkıp artık saldırı aşamasına geçtiklerini açıkladı.
Hangisi daha çok zarar gördü?
+Genelkurmay Başkanı
+Hatta yerine atadıkları Genelkurmay Başkanı
+Devrim muhafızlarının komutanı
+Onun yeğeni
+nükleer fizikçiler
diye liste yapıyorlar ya.
İran”ın da İsrail tarafında vurduğu yerlere baktığınız zaman
+MOSSAD karargahının vurulması
+Savunma Bakanlığı binasının vurulması
+Hayfa’daki kimyasal madde üreten fabrikanın vurulması
Dolayısıyla İran”ın da belli ölçülerde belli mesajları verebilecek saldırılar yaptığını da görüyoruz.
İran 90 milyon, İsrail 7 milyon…
Neticede bölgede bir Amerika Birleşik Devletleri gerçeği var.
Batı gerçeği var.
Batılı ülkelerin İsrail”e koşulsuz şartsız desteği var.
İsrail”in şımarıklığı var.
G7 zirvesinde Hürmüz Boğazı ekseninde ayrı bir tartışma var.
Bir de İran’da rejim değişikliği konusunda ayrı bir tartışma var.
Dünyanın en güçlü en zengin ülkeleri diye tabir edilen G7 ülkeleri kapruz gibi ortadan çatır çatır ikiye bölünmüş durumda.
Almanya İsrail’e koşulsuz destek verirken Fransa İran”da rejimi değiştirmek askeri yollarla değiştirmek daha büyük sorunlara sebep olur dedi.
Bunlar kendi çıkarları zedelenince babalarını tanımaz.
Şimdi soru şu:
1- İran”da bir rejim değişikliği olmalı mı?
2- Rejim değişikliği kime yarayacak?
3- İran”ın halkına ne fayda sağlayacak?
4-İran rejimi değiştiği zaman “nükleer çalışmalarımızı bitiriyoruz” mu diyecek?
Ülkemizde bazıları halen ikna olamadı.
İran İsrail arasında ne olduğunu da anlamış değiller.
Halen yaşananlara Savaş diyemiyor.
Yok efendim Kara Savaşı olması gerekiyormuş, tankların olması gerekiyormuş…
Kaan”ı neden bu kadar önemsediğimizi anlamışlar mıdır acaba?
Kaan Sadece bir uçak değil, çoklu bir yönetim platformu…
Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın uzun ve orta orta ve uzun menzilli füzelerimizin kapasitesini arttıracağız. Böylelikle Türkiye”ye karşı efelenmeye kalkanlara da bir cevap vereceğiz” açıklaması çok önemlidir.
Türkiye”yi ve Amerika”yı savaşa dahil etmeye çalışan bazı odaklar var.
Bu konuda da dikkatli olmak lazım.
Türkiye başından beri çatışma istemiyor.
Savaşın kazananı yoktur, barış”ın kazananı çoktur.
Trump”a yönelik Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sizi İran ile İstanbul”da buluşturalım” teklifi de çok değerlidir.
İran”la ABD yi masaya oturtabilirsek Rusya – Ukrayna”da sağladığımız başarıyı mutlaka burada da sağlarız.
+Suriye”de yaptıklarıyla
+İslam dünyasına nefret ve kızgın duruşuyla
+istihbarat zafiyetiyle
+Müslüman ülkelerin yanında olmamasıyla
eleştirilir. Eleştirenler haklıdır da.
Ama her şey bir yana herkes aklını başına almalı.
Bugün ateş uzağımızda görünse de bize sıçrama ihtimali her zaman konuşulur tartışılır. Bu unutulmamalı.
Ayrıca biz bir tarafın yanında olmak zorunda da değiliz.
Rusya – Ukrayna”da bir tarafın yanında mıydık? Ama masayı gene geldik İstanbul”da kurduk.
Türkiye şu anda zaten diplomatik olarak gerekenleri yapıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan çok ciddi anlamda bir Diplomasi trafiği yürütüyor.
Medyada dolaşan videoları önemsememekle birlikte bunların hayallerinde böyle sapkın fikirlerin olduğunu da öğrenmiş oluyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın “Arzı mevud hayalleri ve bu sapkın rüyalarla Türkiye”yi de günü geldiğinde hedef alabilirler” açıklamasının ne kadar yerinde olduğunu da görüyoruz.
Devlet Bahçeli”nin de “İsrail”in siyasi ve stratejik hedefi Anadolu coğrafyasını çevrelemektir” sözlerinin ne kadar isabetli olduğunu görüyoruz.
İsrail -olmaz ya!- Anadolu coğrafyasını çevreleyip ne yapacak?
Çok açık değil mi?
Efendileri için orada bu işleri gerçekleştiriyor.
Türkiye kendini savunacak kapasitededir.
Ama lütfen şu da olmasın. “3 saatte gireriz, 5 saatte çıkarız “ falan böyle söylemlere gerek yok.
Çünkü bizim savaşımız değil engellemeye çalıştığımız bir savaş.
İsrail durmayacak.
Rusya”nın Ukrayna’da işini 72 saatte bitireceğini söyleyen uzmanlar vardı. 3 yıl geçti.
İsrail”in arkasında gibi görünen bazıları da saf değiştirebilir.
İran Irak savaşı 8 yıl sürdü. Bu coğrafyada savaş hep vardı hep var olacak ama bu coğrafyada bir ur var asıl onun temizlenmesi lazım
M. Mustafa Yıldız / Haber7
Source: Mustafa Y
İsrail Gazze”de yardım bekleyenleri hedef aldı! 16 Filistinli hayatını kaybetti
Filistin resmi ajansı WAFA”da yer alan habere göre, İsrail ordusu, Gazze Şeridi”nin orta kesiminde Nusayrat”ın kuzeyinde yer alan Vadi Gazze bölgesinde yardım bekleyen Filistinlileri insansız hava aracı (İHA) ve askeri mekanizmalarla hedef aldı. Saldırıda ilk belirlemelere göre, 16 Filistinli yaşamını yitirdi, yaklaşık 100 kişi yaralandı.
Source:
İsrail “katliamını” çabuk unuttu: Hastane vurunca “hak,” vurulunca “suç” oldu!
İsrail , 13 Haziran”da İran”ın nükleer tesislerini hedef alıp “Yükselen Aslan” operasyonunu başlattı. Tarafların çatışmaları bugün yedinci gününe girdi. ABD Başkanı Donald Trump, ABD”nin İran”a yönelik saldırı planlarına yeşil ışık yaktı . Trump”ın, Tahran”ın nükleer programından vazgeçip vazgeçmeyeceğini görmek için nihai emri vermeyi ertelediği iddia edildi. Bloomberg”in haberine göre ise ABD bu hafta sonu İran”a saldırabilir. Öte yandan İran ise İsrail”e ilk kez balistik Siccil füzesi fırlattı . İran Devrim Muhafızları Ordusu, Siccil füzesinin ağır, uzun menzilli ve iki aşamalı olduğunu açıkladı. İran füzeleri İsrail”in en büyük hastanelerinden Soroka Tıp Merkezi”ne düştü. Hastanenin son hali sosyal medyada da paylaşılırken, binanın ağır hasar aldığı görüldü. 36 HASTANEYİ BOMBALADILAR İsrail Sağlık Bakanı Uriel Busso”nun “İran’ın hastaneyi vurması bir savaş suçudur” şeklindeki akılalmaz sözleri ise gözleri 2 yıldır katliam yaptıkları Gazze”ye çevirdi. Gazze”deki son duruma dair bilgi veren Gazze Sağlık Bakanlığı, sağlık sisteminin çökmek üzere olduğunu açıkladı. Katil İsrail ordusu “savaş suçu” deyip 7 Ekim 2023″ten bu yana Gazze”de 36 hastaneyi bombaladı. Kentte sağlık sistemini kasıtlı ve sistematik bir şekilde tahrip etti. 80″den fazla sağlık merkezi vuruldu, ambulanslar yok edildi. GAZZE”DE SON DURUM Gazze Sağlık Bakanlığına göre, bölgede şu anda sadece 5’i devlet, 11’i özel olmak üzere toplam 16 hastane kısmen hizmet verebiliyor. Ayrıca, 8 sahra hastanesi de acil sağlık hizmeti sağlamaya çalışıyor. Yaklaşık bir buçuk yıldır süren saldırılar sonucu, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 185 bine yakın Filistinli hayatını kaybetti veya yaralandı. 11 binden den fazla kişi kayıp durumda. Yüz binlerce kişi yerinden edilirken, kıtlık ve altyapı yıkımı birçok kişinin hayatına mal oldu.
Source: Çağla Çağlar
Hasan Hüseyin Öz yazdı… Ateş denizinde istikrar adası: Türkiye
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran”ın Genelkurmay Başkanı dahil üst düzey komutanlarının İsrail”in saldırıları başlar başlamaz yok edilmesi, stratejik hedeflerinin içeriden işbirlikçilerle vurulması gibi Mossad operasyonlarıyla savrulmasını örnek gösterip, Türkiye”nin yarım asırlık yarasını deşti: Darbeler, krizler, terör, kaos…Tesadüf mü sanıyorsunuz? Asla!Hepsi, dış güçlerin bu topraklarda kurguladığı kirli oyunların eseri. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 17-25 Aralık, 15 Temmuz… Bu karanlık zincirin her halkası aynı merkezden planlandı: Emperyalist ve Siyonist şebekeler ve onların içimizdeki maşaları.Partisi”nin dünkü grup toplantısında Erdoğan bu gerçeği bir kez daha hatırlattı ve “hiçbir darbe vatanseverler tarafından yapılmadı” dedi.Söz gelimi; FETÖ”nün MİT krizinde, 17-25 Aralık”ta, 15 Temmuz”da sahnelediği ihanet, sadece bir cemaatin değil, küresel efendilerin operasyonuydu ve tam da bu kirli stratejinin bir ürünüydü.Ama Türk milleti, tankların önüne yattı, canını ortaya koydu, o oyunu bozdu.15 Temmuz, FETÖ”ye ve onun iplerini tutanlara indirilmiş bir tokat oldu. Bu zafer, Türkiye”nin bağımsızlık mücadelesinin, egemenliğinin mihenk taşı, emperyalizmin Truva atlarına karşı destansı bir direnişti. Hülasa bu millet emperyalizmin ve Siyonizm”in çanına ot tıkadı.İran”ın hâli ortada: İşbirlikçiler stratejik hedefleri vuruyor, komutanlar hedef alınıyor, savunma çöküyor.Türkiye bu tuzağı aştı. Neden?Çünkü egemenliğine sahip çıkan bir milletin binlerce yıllık gelenekten tevarüs ettirdiği devleti, bağımlılık stratejilerinin hâkim olduğu dünyada müzakere masalarında sabırla mücadele etti ve otonomisini artırdı. Dolayısıyla bugün savaşın değil diplomasinin merkezi oldu Türkiye.Dün, Cumhurbaşkanı”nın hatırlattığı “Hazır ol cenge, eğer istersen sulhu salah” düsturu, bağımsızlığın şartı olan milli ve yerli sanayiyle taçlandı; emperyalizmden kopuşun belkemiği savunma sanayinin yerlileştirilmesiyle yükseldi.Türkiye artık kendi silahını, uçağını, gemisini üretiyor; “haddini bil” dayatmalarına rest çekiyor. İHA”lar, SİHA”lar, milli muharip uçak, yerli füzeler… Her biri milletin iradesinin kanıtı.Peki geçmişte neden bunları yapamadık?Emperyalist stratejilerin bir sonucu olarak, kompradorlar eliyle Türkiye”nin iradesi zincirlendi.Kaynak mı eksikti? Hayır, vardı.İnsan mı yoktu? O da vardı.Eksik olan neydi? İrade, cesaret, basiret.”Üretme” dediler, millet isyan etse de susturuldu.”Çizgiyi aşma” dediler, birileri boyun eğdi.Emperyalizmin dayattığı bu korkaklık ve teslimiyet, yıllarca bizi bağımlı kıldı, kendi yolumuzu çizmemizi engelledi.Tarih ve gelenekle buluşan iktidar ve irade sayesinde, bu emperyalist zincirleri kırıldı ve Türkiye kendi rotasını belirledi.Ama yetmez. Bu iradeyi korumak, emperyalist oyunlara karşı mücadele azmini daha da güçlendirmek şart. Çünkü bu coğrafyada ayakta kalmak, hep teyakkuzda olmayı gerektiriyor.Erdoğan”ın mesajı berrak: Bağımsızlık olmadan ne huzur olur, ne refah, ne izzet.Caydırıcı güç yoksa, iç cephe zayıfsa, bu coğrafyada yem olursunuz.Türkiye, binlerce yıllık devlet geleneğiyle, küresel efendilerin oyunlarını bozarak destan yazıyor, evet.Ateş denizinde istikrar adası olan bu irade, Siyonist terörü ve onun destekçilerini çıldırtsa da, bu millet şerefiyle, namusuyla, haysiyetiyle yaşamak için dimdik duracak.Bu irade korunduğu sürece, hiçbir kirli senaryo Türkiye”yi yolundan çeviremez. Bu topraklar, cenge hazır olanların vatanıdır.
Source: Hasan Hüseyin Öz
Mossad ajanını böyle kovaladılar! Aracın içinden neler çıktı neler
İsrail ile İran arasındaki gerilim tırmanırken, İran polisi Tahran-Kum otoyolunda bir Mossad ajanını uzun bir kovalamacanın ardından yakaladı.
Şüpheli, aracından inerek kaçmaya çalışsa da polis tarafından gözaltına alındı.
Şüphelinin aracında yapılan aramada, kasa içerisinde gizlenmiş çok sayıda patlayıcı madde bulundu.
MASKELİ VE ŞAPKALI KİŞİLERE DİKKAT
İsrail’in İran’ın komuta kademesine yönelik nokta atışı saldırıları sonrası İran’da “Mossad alarmı” başladı.
Cuma gününden bu yana, İsrail adına casusluk yaptıkları şüphesiyle başkent Tahran’da 28 kişi gözaltına alındı.
İran makamları, 2023’te aynı suçlamayla tutuklanan bir kişinin dün idam edildiğini duyurdu. Ülke genelinde halka “maskeli ve şapkalı kişilere dikkat” uyarısı yapıldı
İran medyasına göre, İsfahan’da 60 kişi dahil onlarca kişi, “Siyonist rejime destek” için çevrimiçi platformlarda paylaşımlar yaparak “toplumun psikolojik güvenliğini bozdukları” gerekçesiyle gözaltına alındı. İran, İsrail’e karşı güvenlik önlemlerini artırırken, casusluk suçlamalarıyla idam cezalarının uygulanmaya devam ettiği bildirildi.
Source: Derleyen: Ümit Karadağ
Petrol fiyatları güne yükselişle başladı -19 Haziran 2025
Dün 76,13 dolara kadar yükselen Brent petrolün varil fiyatı, günü 75,13 dolar seviyesinde tamamladı.
Brent petrolün varil fiyatı, bugün saat 09.55 itibarıyla kapanışa göre yüzde 0,8 artarak 77,19 dolar oldu. Aynı saatte Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varili 74,09 dolardan alıcı buldu.
Petrol fiyatlarının yükselişinde dünyanın en büyük petrol tüketicisi ABD”de stokların beklenenin üzerinde düştüğüne işaret eden veriler, ABD yönetiminin İsrail”in İran”a saldırılarına olası dahlini değerlendirdiğine yönelik haber akışı ve ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz oranını sabit tutma kararı alması etkili oluyor.
ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), ülkedeki ticari ham petrol stoklarının geçen hafta yaklaşık 11 milyon 500 bin varil azalışla 420 milyon 900 bin varil seviyesine gerilediğini açıkladı. Beklenti, stokların yaklaşık 2 milyon 300 bin varil azalacağı yönündeydi.
Uzmanlar ülkenin petrol stoklarında kaydedilen bu seviyenin son 5 yıllık ortalamanın yaklaşık yüzde 10 altında olduğunu ifade ediyor.
Bunun yanı sıra ABD Başkanı Donald Trump”ın, askeri danışmanlarına sığınak avcısı (bunker buster) bomba planının İran”ın Fordo Nükleer Tesisi”ni yok edip edemeyeceğini sorduğuna ilişkin haber akışı, piyasa oyuncularının arz endişelerini besleyerek fiyatları yukarı yönlü destekledi.
Axios”un haberine göre, ismi paylaşılmayan ABD”li yetkililer, Trump”ın askeri danışmanlarıyla Washington”ın, İsrail”in İran”a saldırılarına olası dahlini değerlendirdiğini belirtti.
Pentagon yetkililerinin, bu bombaların işe yarayacağını söylediğini öne süren yetkililer, Trump”ın ikna olup olmadığının belirsiz olduğunu bildirdi.
ABC News”ün haberine göre de ismi paylaşılmayan yetkili, Trump”ın, Fordo Nükleer Tesisi”ni ortadan kaldırmak için saldırı fikrine ısındığını ve bunun için tek saldırı değil birden çok saldırının gerekeceğini savundu. Yetkili, bu fikir doğrultusunda hazırlık için harekete geçildiğini öne sürdü.
Uzmanlar, küresel petrol rezervlerinin büyük bir çoğunluğuna ev sahipliği yapan Orta Doğu”da jeopolitik gerilimlerin artması ile kilit üretici bölgelerin arz kesintisi yaşanacağına yönelik korkularının artarak fiyatları yukarı çekeceğini öngörüyor.
Öte yandan, Fed”in faiz oranını sabit tutma kararı alması da fiyatlar üzerinde etkili oldu.
2 gün süren Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısının ardından Fed”den yapılan açıklamada, bankanın hedeflerinin desteklenmesi amacıyla federal fon oranı hedef aralığının yüzde 4,25-4,50 arasında sabit tutulmasına karar verildiği bildirildi.
Açıklamada, işsizlik oranının düşük seyretmeye devam ettiğine ve iş gücü piyasası koşullarının sağlamlığını koruduğuna işaret edilerek, “Enflasyon bir miktar yüksek kalmaya devam ediyor.” değerlendirmesi yer alırken, uzmanlar Bankanın bu yıl 2 faiz indirimi yapma olasılığının devam ettiğini ifade ediyor.
Düşük faiz oranlarının, ABD dolarının diğer para birimleri karşısında değer kaybetmesine yol açarak petrol talebini artıracağı ve fiyatları yukarı yönlü etkileyeceği tahmin ediliyor.
Brent petrolde teknik olarak 78,30 doların direnç, 69,80 doların ise destek olarak izlenebileceği belirtiliyor.
Source:
İsraillilerin ülkeden çıkışını yasaklayan karar yüksek mahkemeye taşınıyor
İsrail”in 13 Haziran”da başlattığı “Yükselen Aslan” saldırısı ve İran”ın “Gerçek Vaat” adını verdiği misillemeyle başlayan savaş 7. gününe girdi. BİLANÇO AĞIRLAŞIYOR İsrail”in saldırılarında İran Genelkurmay Başkanı Bakıri ve Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Selami gibi üst düzey askeri yetkililerin de aralarında olduğu en az 224 kişi öldü. İran ise insansız hava araçlarının (İHA) yanı sıra yüzlerce balistik ve hipersonik füze fırlattığı misillemesinde ise Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa”yı hedef aldı. İsrail”in hava savunma sistemi “Demir Kubbe”yi aşan füzeler nedeniyle İsrail”de en az 24 kişi hayatını kaybetti. İSRAİLLİLERİN ÜLKEDEN ÇIKIŞI YASAKLANDI İsrail hava savunma sistemlerinin yetersiz kalmasıyla paniğe kapılan İsrailliler, ülkeden kaçış yolları aramaya başladı. İsrail hükümeti, 13 Haziran”dan beri havalimanlarını kapalı tutarken, sivil uçakları da yurt dışına göndererek çıkışları engellemeye çalışıyor.Ulaştırma Bakanı Miri Regev de yabancı uyruklular ve turistler hariç, İsrail vatandaşlarının ülkeden çıkmasını yasaklayan bir kararname yayınladı. Buna karşılık İsrail medyasında Tel Aviv”in boşaltılması yönünde çağrılar artıyor. Çok sayıda İsrailli de deniz yoluyla kaçmaya çalışıyor. KARAR YÜKSEK MAHKEMEYE TAŞINIYOR İsrail”de hükümetin İran”a başlatılan saldırılar sonrası İsraillilerin yurt dışına çıkışına getirmeyi planladığı kısıtlamalara karşı “Kaliteli Yönetim Hareketi” isimli sivil toplum kuruluşu, yüksek mahkemeye başvuracağını bildirdi.”Kaliteli Yönetim Hareketi”nden yapılan açıklamada, hükümetin vatandaşların İsrail”den çıkışına ilişkin böyle bir “kapsamlı yasağa” tek başına karar vermesinin uygunsuz olduğu belirtildi. “Kaliteli Yönetim Hareketi”nden hükümete “yasalarla korunan hareket özgürlüğü hakkını halkın güvenliğiyle harmanlayan daha dengeli bir çözüm bulması” çağrısı yapıldı.
Source: Erdem Aksoy
İsrail enkaz kaldırıyor! Tel Aviv'den canlı yayın
İsrail ile İran arasında bir haftadır süren karşılıklı saldırılar giderek şiddetleniyor. İsrail”in başkenti Tel Aviv”de gündelik yaşamda savaşın izleri daha belirgin hale geliyor. İran”ın fırlattığı balistik füzelerden bazılarının isabet ettiği Tel Aviv”deki binalarda hasar oluştu. İSRAİL CANLI YAYINDA ENKAZ KALDIRIYOR İran”ın son misilleme saldırısında, başkent Tel Aviv çevresi ile güneydeki Necef bölgesine 20″yi aşkın balistik füze fırlatıldı. Saldırı anı canlı yayına yansıdı. Görüntülerde binaların enkaza dönüştüğü ve yoğun siyah dumanlar çıktığı görüldü. Sivil savunma ekiplerinin yıkılan binalarda can kurtarma çabaları da görüntülere yansıdı. İRAN 4 NOKTAYI VURDU Hava savunma sistemleri birçok füzeyi etkisiz hale getirmeye çalışsa da en az dört nokta doğrudan isabet aldı.Başkentte özellikle Ramat Gan ve Holon bölgelerinde apartmanlar yıkıldı, sokaklara molozlar saçıldı. Birüssebi (Berşeva) kentinde ise bir füze doğrudan Soroka Hastanesi”ne isabet etti. Hastanenin bazı servislerinde hizmet durdu, sağlık personeli tahliye edildi.İsrail”in acil yardım servisi Kızıl Davut Yıldızı, sabah saat 07.10″da başlayan saldırı dalgasının ardından birçok isabet ihbarı aldıklarını, ekiplerin hızla olay yerlerine ulaştığını açıkladı. Başlayan arama kurtarma çalışmalarında ilk belirlemelere göre 1″i ağır olmak üzere 23 kişinin yaralandığı bildirildi. İSRAİL-İRAN SAVAŞI İsrail, 13 Haziran”da İran”ın farklı kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi.İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda ölürken, toplam sivil kaybı 224 olarak açıklanmıştı.İran ordusunun İsrail”e balistik füzelerle yaptığı misillemede daha önce 24 kişinin öldüğü, 500″den fazla kişinin yaralandığı aktarılmıştı.Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail”i kınadı.
Source: Haberler
İsrail, Ulusal İran kanalını hackledi: Televizyonu açanlar neye uğradığın şaşırdı!
İsrail”in İran”a yönelik “Yükselen Aslan” operasyonunda yedinci güne girildi. Tarafların karşılıklı sert çatışmaları sürerken bu siber aleme de sıçradı. İran”da uydu yayınlarına gerçekleştirilen siber saldırıda, ulusal kanallar arasında yer alan İRİB TV1 hacklendi ve ayaklanma çağrısı yapıldı. Hacklenen kanalın yayınında İran’da Mahsa Amini’nin ahlak polisinin müdahalesinin ardından ölmesiyle başlayan protestolardan görüntülere yer verildi. Protestolarda çok sayıda kadın İran’da geçerli olan başörtüsü zorunluluğuna saçlarını keserek tepki göstermişti. Görüntülerde, “Ayağa kalkın. Bu sizin zamanınız. Hayatınızın kontrolünü elinize alın. Sokağa çıkın!” yazılı ifadeler de yer aldı. ATM”LERİ HEDEF ALMIŞLARDI Öte yandan daha önce de İsrail medyasına göre, İran’ın Devrim Muhafızları’na bağlı Sepah Bankası büyük çaplı bir siber saldırıya uğradı. Ülkede ATM’ler para vermedi, yakıt istasyonlarında aksaklıklar yaşandı. Saldırıyı İsrail yanlısı hacker grubu üstlendi. Haberde, saldırı sonrası İran genelinde çok sayıda ATM’nin çalışmadığı, vatandaşların para çekemediği ve bazı akaryakıt istasyonlarında da hizmet dışı kalındığı öne sürüldü. İNTERNET YAVAŞLADI İran hükümeti ise İsrail kaynaklı muhtemel siber saldırılara karşı önlem olarak ülkedeki internet erişimini yavaşlatmaya başladı. Vatandaşlardan Whatsapp gibi uygulamaların silinmesini isteyen İran hükümeti, ülkedeki interneti tamamen kapatmayı planlıyor. İran hükümeti ayrıca halktan, ülkede oldukça yaygın şekilde kullanılan WhatsApp uygulamasını telefonlarından silmelerini istiyor. Yetkililer, herhangi bir somut kanıt sunmadan, Meta’ya ait bu uygulamanın İsrail tarafından casusluk için kullanıldığını öne sürüyor. WhatsApp ise yaptığı açıklamada bu iddiaları kesin bir dille reddetti. Öte yandan, yine ülkede çok popüler olan Telegram da erişime kapatılmış durumda.
Source: Çağla Çağlar
Soroka Hastanesi yakını vuruldu, İsrail saldırı hazırlığında: Tahran”a tehdit dolu sözler!
İsrail Sağlık Bakanı Uriel Buso, Be’er Şeva kentinde bulunan Soroka Tıp Merkezi yakınını hedef alan İran”ın füze saldırısına sert tepki gösterdi. İsrail Ordu Radyosu’na konuşan Buso, “Bu, İran rejiminin işlediği açık bir savaş suçudur” dedi. Sağlık Bakanı, hastanelerin savaşta bile korunması gereken yapılar olduğunu vurgulayarak, uluslararası topluma çağrıda bulundu. Soroka Tıp Merkezi Genel Direktörü Prof. Shlomi Kodesh, sabah saatlerinde düzenlediği basın toplantısında saldırının ayrıntılarını paylaştı. GENİŞ ÇAPLI HASAR OLUŞTU Kodesh, “Füze, hastanenin eski cerrahi servis binasına isabet etti. Burası birkaç gün önce boşaltılmıştı. Ancak hastane yerleşkesinde başka binalarda da geniş çaplı hasar oluştu” dedi. Saldırı sırasında hastanedeki tüm hasta ve personelin sığınaklara alındığını belirten Kodesh, çoğu patlama şokuyla yaralanan bazı kişilerin hafif şekilde etkilendiğini söyledi. Yetkililer, hasarın boyutunu belirlemek ve hangi bölümlerin hizmet verebileceğini tespit etmek üzere çalışmalara başladıklarını duyurdu. Prof. Kodesh, hastanenin kapasitesinin sınırlı hale geldiğini vurgulayarak, “Halktan, yalnızca hayati durumlarda hastaneye başvurmalarını rica ediyoruz. Mevcut hastalarımızın bir kısmı diğer sağlık merkezlerine sevk edilecek” açıklamasında bulundu. “BEDELİNİ ÖDETECEĞİZ” İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran’ın saldırısına sert karşılık verileceğini duyurdu. Netanyahu, “İran’ın terörist zorba rejimi, Soroka Hastanesi’ni ve ülkemizin merkezindeki sivilleri hedef aldı. Bu saldırının bedelini Tahran’daki zorbalara ödeteceğiz” ifadelerini kullandı. “BEBEKLER, ANNELER VE YAŞLILAR HEDEF ALINDI” İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog da saldırıya ilişkin açıklamasında sivillerin doğrudan hedef alındığını söyledi. Herzog, “Yoğun bakımda bir bebek, başucunda bekleyen bir anne, yataklar arasında koşturan bir doktor, huzurevinde yaşlı bir sakin… İran’ın füze saldırılarında hedef alınanlar bunlardı” dedi. Herzog, Soroka Hastanesi çalışanlarına, hastalara ve Be’er Şeva’daki tüm vatandaşlarına destek mesajı verdi: “Bugün yaşananlar bize bir kez daha neyi savunduğumuzu ve hangi değerler uğruna mücadele ettiğimizi hatırlatıyor.” “İRAN”A SALDIRILAR ŞİDDETLENECEK” İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, İran’ın Perşembe günü İsrail’in çeşitli şehirlerine balistik füze saldırısı düzenlemesinin ardından, İran’a yönelik askeri operasyonların şiddetlendirilmesi talimatı verildiğini açıkladı. Savunma Bakanlığı tarafından yayımlanan açıklamada Katz, Başbakan Binyamin Netanyahu ile birlikte İsrail ordusuna (IDF) “İran’daki stratejik hedeflere yönelik saldırıların artırılması” talimatını verdiklerini belirtti. Katz, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’i doğrudan hedef alarak sert ifadeler kullandı: “Korkak İran diktatörü, korunaklı sığınağının derinliklerinden çıkarak İsrail’deki hastaneleri ve konutları kasten hedef alıyor.” Bu saldırıların en ağır savaş suçları arasında yer aldığını belirten Katz, “Hamaney bu suçların hesabını verecek” dedi. Katz, İsrail’in sadece füze rampalarını değil, İran’daki rejim yapısını da hedef almayı amaçladığını belirtti: “Başbakan ve ben, İsrail Devleti’ni tehdit eden unsurları ortadan kaldırmak ve Ayetullah rejimini istikrarsızlaştırmak amacıyla İran’daki stratejik hedeflere ve Tahran’daki hükümet binalarına yönelik saldırıların yoğunlaştırılması talimatını verdik.”
Source: Dış Haberler Servisi
İran”ın sabahki füze saldırısı sonrası Netanyahu İsrail ordusuna talimat verdi
Netanyahu, İran”ın sabah füzelerle düzenlediği ve Tel Aviv ile çevresindeki bazı noktalarda isabet tespit edilen misilleme saldırısında ilişkin sosyal medya hesabından yazılı açıklama yaptı. Tahran yönetimini tehdit eden Netanyahu, İranlı yetkililerin “bedel ödeyeceğini” ifade etti. Savunma Bakanı”ndan “Hamaney bedelini ödeyecek” açıklaması Savunma Bakanı Yisrael Katz da sosyal medya hesabından benzer tehditlerde bulundu. İran”ın bu sabahki saldırılarının “savaş suçu olduğu” yorumunda bulunan Katz, İran lideri Ali Hamaney”in “bedelini ödeyeceğini” iddia etti. Katz, kendisi ve Netanyahu”nun İsrail ordusuna İran”a yönelik saldırıları artırması talimatı verdiğini kaydetti. İran, saldırılara karşılık olarak bu sabah İsrail”e füzelerle misillemede bulunmuştu. Bu saldırıda, Tel Aviv, Ramat Gan ve Holon, güneyde ise Birüssebi (Berşeva) kentlerinde füzelerin bazı binalara doğrudan isabet ettiği, Birüssebi”yi hedef alan füzenin Soroka Hastanesine düştüğü öne sürülmüştü. İsrail”in İran”a şiddetli saldırılarıyla başlayan çatışma İsrail, 13 Haziran”da İran’ın farklı kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi. İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda ölürken, toplam sivil kaybı 224 olarak açıklandı. İran ordusunun İsrail’e balistik füzelerle yaptığı misillemede 24 kişinin öldüğü, 500″den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı. Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail”i kınadı.
Source: Internet Haber
Katz”tan Hamaney”e tehdit: Bedelini ödeyecek!
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu”nun, Tahran”ın bu sabahki misillemesinden sonra İsrail ordusuna İran”a yönelik saldırıların artırılması talimatı verdiği bildirildi. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ise, İranlı yetkililerin “bedel ödeyeceğini” ifade etti.Netanyahu, İran”ın sabah füzelerle düzenlediği ve Tel Aviv ile çevresindeki bazı noktalarda isabet tespit edilen misilleme saldırısında ilişkin sosyal medya hesabından yazılı açıklama yaptı.Tahran yönetimini tehdit eden Netanyahu, İranlı yetkililerin “bedel ödeyeceğini” ifade etti.- SAVUNMA BAKANI”NDAN “HAMANEY BEDELİNİ ÖDEYECEK” AÇIKLAMASISavunma Bakanı Yisrael Katz da sosyal medya hesabından benzer tehditlerde bulundu.İran”ın bu sabahki saldırılarının “savaş suçu olduğu” yorumunda bulunan Katz, İran lideri Ali Hamaney”in “bedelini ödeyeceğini” iddia etti.Katz, kendisi ve Netanyahu”nun İsrail ordusuna İran”a yönelik saldırıları artırması talimatı verdiğini kaydetti.İran, saldırılara karşılık olarak bu sabah İsrail”e füzelerle misillemede bulunmuştu.Bu saldırıda, Tel Aviv, Ramat Gan ve Holon, güneyde ise Birüssebi (Berşeva) kentlerinde füzelerin bazı binalara doğrudan isabet ettiği, Birüssebi”yi hedef alan füzenin Soroka Hastanesine düştüğü öne sürülmüştü. İran”dan İsrail”e füze yağmuru! Tel Aviv”de borsa binası vuruldu”Cehennemin kapıları açıldı” İran”dan İsrail”e “Siccil” gözdağı Trump planı gizlice onayladı
Source: Www.star.com.tr
İran Genelkurmay Başkanı Musevi: Önümüzde hiçbir sınırlama görmüyoruz
İran devlet televizyonuna göre, Musevi, İran Devrim Muhafızları Ordusu Hava-Uzay Kuvvetleri”ne ait füze üssünü ziyaret etti. Musevi, “Siyonist işgalci rejime ait her türlü hedefe durmaksızın devamlı olarak saldırılarımızı sürdüreceğiz. Önümüzde hiçbir sınırlama görmüyoruz.” dedi. İsrail”in İran”a şiddetli saldırılarıyla başlayan çatışma İsrail, 13 Haziran”da İran’ın farklı kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi. İran”da Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda ölürken, toplam sivil kaybı 224 olarak açıklandı. İran ordusunun İsrail’e balistik füzelerle yaptığı misillemede 24 kişinin öldüğü, 500″den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı. Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail”i kınadı.
Source: Internet Haber
Trump, Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Munir ile İran-İsrail çatışmasını görüştü
Pakistan Silahlı Kuvvetleri Halkla İlişkiler Servisi (ISPR), ABD Başkanı Trump ve Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Munir görüşmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
İsrail’in İran’a saldırılarıyla başlayan çatışmada 7. gün
Açıklamada, “İran ile İsrail arasında yaşanan mevcut gerilime ilişkin kapsamlı görüş alışverişinde bulunulmuş, her iki lider de çatışmanın çözümünün önemini vurguladı.” denildi.
Trump ve Munir görüşmesinin önemine işaret edilen açıklamada, “Bu temas, Pakistan ile ABD arasında uzun süredir devam eden ortaklık çabalarının önemli bir anını teşkil etmekte olup, barış, istikrar ve refaha dayalı ortak hedefleri pekiştirmektedir.” değerlendirmesinde bulunuldu.
ABD ve Pakistan”dan terörle mücadele işbirliğini sürdürüme taahhüdü
Görüşmede Munir”in, Pakistan hükümeti ve halkının, Pakistan-Hindistan arasındaki askeri gerilimde Trump”ın “yapıcı ve sonuç odaklı rolüne” duyduğu “derin” takdiri ilettiği belirtildi.
Trump”ın ise Pakistan”ın bölgesel barış ve istikrar yönündeki çabalarını taktir ettiği, iki ülke arasındaki “güçlü” terörle mücadele işbirliğine övgüde bulunduğu bildirildi.
Öte yandan Trump”ın, Pakistan ile uzun vadeli stratejik uyuma ve ortak çıkarlara dayanan karşılıklı fayda sağlayacak bir ticaret ortaklığı kurma arzusunu dile getirdiği aktarıldı.
İki tarafın terörle mücadele alanındaki işbirliğini sürdürme taahhüdünü yinelediği ifade edilen açıklamada, görüşmede, ayrıca ticaret, ekonomik kalkınma, maden ve mineraller, yapay zeka, enerji, kripto para birimleri ve yeni teknolojiler gibi birçok alanda ikili işbirliğinin artırılmasına yönelik konuların ele alındığı belirtildi.
Beş günlük ABD ziyareti kapsamında Washington”da bulunan Munir, dün Beyaz Saray”da Trump ile öğle yemeğinde bir araya gelmişti.
Görüşmede, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da hazır bulunmuştu. Munir”e ise Pakistan Ulusal Güvenlik Danışmanı ve İstihbarat Servisi (ISI) Başkanı Korgeneral Asım Malik eşlik etmişti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
İran”ın gözünden: İsrail İran”a neden saldırdı?
İran gazetesi Tehran Times yazarı Mona Hojat Ansari, 13 Haziran da İsrail in İran a saldırısıyla başlayan çatışmalarla ilgili bir değerlendirme yazısı yazdı. habericionecikanlar#100#left# 15 Haziran Pazar günü ABD ve İran heyetlerinin nükleer müzakerelerine Umman da devam edeceği bilinmesine rağmen İsrail in görüşmelerden 2 gün önce Tahran ı vurması, İran da şaşkınlık yarattı. Ansari ye göre bu saldırıyla, ABD Başkanı Trump a karşı yumuşayan İran kamuoyu yeniden Trump ın karşısında pozisyon aldı. İran, İsrail Başbakanı Netanyahu nun, İran ın nükleer silah yapabilme kapasitesinin gerçekleşmesine çok az bir süre kalması nedeniyle İsrail in kendi güvenliğini sağlaması gerekçesini kesin olarak kabul etmiyor. UAEA ve Batılı istihbarat kurumlarının İran ın nükleer silah yapma niyetinde olmadığını defalarca teyit ettiğini öne süren İranlı yazar, Eğer İran kendi nükleer silahını yapmak isterse bu İsrail in saldırılarının sonucu olur dedi. İran ın nükleer tesislerinin yerin altında olduğunu ve konvansiyonel silahlarla yok edilemeyeceğini İsrail tarafının çok iyi bildiğini ancak buna rağmen saldırdığını öne süren Mona Hojat Ansari, İsrail, İran a saldırarak Hamaney rejimini devirmeyi planladı ama başarısız oldu yorumunda bulundu. Mona Hojat Ansari şu yazıyı kaleme aldı: İlk patlamayı duyduğumuzda İsrail saldırısı olduğuna inanamadık Cuma sabahı erkenden beni sarsarak uyandıran sesleri anlamam biraz zaman aldı. Pencereler tıkırdıyordu ve ilk düşüncem bir deprem olduğuydu. Ya da belki yandaki inşaat alanında bir kaza olduğunu. İsrail in Tahran daki konutlara yönelik saldırıları o ilk şaşkın dakikalarda aklımdan geçen en uzak şeydi. İlk başta kimse olanlara tam olarak inanamadı. ABD ve İsrail nasıl olur da diplomatik bir sürecin ortasında İran a saldırı düzenleyebilirdi? Saldırıdan sadece birkaç saat önce, hafta içinde ABD ile dolaylı nükleer görüşmelerin altıncı turu için Umman a gitmeye hazırlanan bazı meslektaşlarımla konuşmuştum. Bazılarının bu kez bir ilerleme kaydedilebileceğine inandıklarını söylediklerini duydum. Hatta bazıları Trump ın İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu yu İran a saldırmaktan kaçınmaya çağırdığını iddia ettiği önceki açıklamalarına atıfta bulundu. Trump deli olsa bile, Batı Asya söz konusu olduğunda net düşünme yeteneğine sahip olduğunu, bölgede yeni bir savaşın -özellikle de İran ın dahil olduğu bir savaşın- kimseye fayda sağlamayacağını anladığını savundular. Ancak Trump ın her zaman bildiğimiz kadar çılgın ve cahil olduğu ortaya çıktı. ABD Başkanı Umman da İranlılarla görüşmeye hazırlanırken İsrail e İran daki konutları, nükleer tesisleri ve askeri alanları vurması için gereken lojistik ve istihbaratı sağladı. Şu anda 250 den fazla sivilin yanı sıra bir nesil üst düzey İranlı askeri komutan ve nükleer bilim adamı öldü. İsrail İran a neden saldırdı? Netanyahu saldırıların İran ın nükleer silah geliştirmesini engellemeyi amaçladığını iddia ediyor ki bu, İran ın nükleer programı hakkında asgari düzeyde bilgi sahibi olanlar da dahil olmak üzere çok az kişinin kabul ettiği bir gerekçe. UAEA ve Batılı istihbarat kurumları, nükleer ilerlemelere rağmen İran ın ne nükleer silah peşinde koştuğunu ne de bu yönde bir siyasi irade gösterdiğini defalarca teyit etti. İran gelecekte bu tür silahlar geliştirirse, bu muhtemelen İsrail in küstah saldırganlığının doğrudan bir sonucu olacak ve bu tür silahların gerekli olduğunu hissetmelerine neden olacaktır. Dahası, rejimin Natanz ve Fordow nükleer tesislerine yönelik saldırıları önemli bir hasara yol açmadı. İran ın nükleer şefinin son açıklamasına göre her iki tesis de şu anda normal bir şekilde çalışmaktadır. İran ın nükleer tesislerinin büyük bir kısmının yerin altında olduğu ve konvansiyonel silahlarla yok edilmelerinin mümkün olmadığı bir süredir tüm dünya tarafından bilindiği için bu durum sürpriz olmadı. Özellikle Netanyahu, IAEA Genel Direktörü Rafael Grossi ile yakın ilişkileri göz önüne alındığında, bu gerçeğin kesinlikle farkındaydı. Peki İsrail neden İran a saldırdı? İran a neden saldırıldığını anlamak için öncelikle İsrail saldırısını incelemeliyiz. Rejimin İran a yönelik operasyonu üç unsurdan oluşuyordu: askeri liderlere suikast düzenlemek, nükleer tesislere saldırmak ve sivilleri terörize etmek. İsrail saldırısının üç şeyle sonuçlanacağına inanıyordu: 1. Üst düzey İranlı komutanların öldürülmesi misillemeyi geciktirecek veya önleyecekti 2. İran ın füze rampaları, depoları ve askeri tesislerinin tamamı veya önemli bir kısmı 13 Haziran harekatıyla imha edilecekti 3. İranlı sivillerin öldürülmesi ve Tahran ın kalbinin vurulması halkı hükümete karşı kışkırtacak ve bir ayaklanmayı teşvik edecekti Tüm varsayımlar yanlış çıktı. Üst düzey beş askeri liderini kaybetmesi İran a darbe vurmuş olsa da İran Silahlı Kuvvetleri ni felce uğratmadı. İslam Devrimi Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamaney in suikasta kurban giden generallerin yerini alması sadece birkaç saat sürdü. İsrail in İran ın askeri varlıklarına ne kadar zarar verdiğini bilmesek de, ülkenin savunma ve saldırı kalibrelerinin büyük bir kısmının hala sağlam olduğu açıktır. Çatışmalar başladığından bu yana İran işgal altındaki topraklara çok sayıda füze saldırısı düzenledi ve Hayfa petrol rafinerisi, Mossad ve Aman karargahları, askeri üsler ve nükleer araştırma merkezleri gibi kritik hedefleri vurdu. İran Silahlı Kuvvetleri daha önce İsrail hedeflerini iki yıl boyunca her gün vurmaya yetecek kadar füzeye sahip olduklarını söylemişti. İsrail in yanlış çıkan bir diğer öngörüsü de, son yıllarda İran ı saran çeşitli mali ve toplumsal sorunlar göz önüne alındığında, halkın hayatlarını kurtarmak için hükümeti devirmeyi seçeceğiydi. Netanyahu İran halkına bir mesaj yayınladı ve daha sonra ABD merkezli Farsça yayın yapan bir kanala röportaj vererek sadece hükümetle savaş halinde olduğunu ve İranlılara özgürlük ve refah getirmek istediğini söyledi. Ancak İranlılar hüküm giymiş bir savaş suçlusuna güvenilmeyeceğini çok iyi biliyorlar. İsrail in saldırganlığı İranlıları daha da birleştirdi ve hatta uzun bir hükümet karşıtı aktivizm geçmişi olan tanınmış kişilerin Ayetullah Hamaney in arkasında toplanmasına neden oldu. İsrail geleceğiyle kumar oynadı Netanyahu geçici bir coşku dönemi kazanmayı başardı. Ancak kumar oynadığı şey Siyonist rejimin geleceğiydi. İşgal altındaki topraklarda yaşayan yerleşimciler varoluşsal tehditlerle karşılaşmadan savaşmaya alışkın. İsrail tarihinde ilk kez vatandaşları hayatlarından endişe ediyor. İran füzeleri her an saldırabilir; İsrailliler kısa süre önce bu gerçekle yüzleşti. İbrani medyasında yer alan haberlere göre, yetkililer tarafından kaçmaları engellenen bölge sakinleri şimdi kaçakçılara para ödeyerek kendilerini teknelerle Kıbrıs a taşıtıyor. Gazeteciler olup bitenler karşısında dehşete düştüklerini söylerken, askeri analistler İsrail in şimdiye kadar sadece hava savunma sistemlerini meşgul etmek üzere tasarlanmış eski İran füzelerini düşüren önleme uçaklarının yakında devre dışı kalacağını söylüyor. Netanyahu ve Trump esasen bitiremeyecekleri bir savaşa girdiler. Bana öyle geliyor ki İran ı gerçekten tanımıyorlar. Dolayısıyla şimdi arkalarına yaslanıp İran ın kendi hikayelerinin sonunu yazmasını izlemek zorundalar.
Source: Habertürk
İran'ın vurduğu İsrail borsa binası enkaza döndü
İran”ın vurduğu İsrail borsa binası enkaza döndü
19 Haziran 2025 10:29
Güncelleme: 10:33
İsrail savaşın 7. gününde Arak nükleer tesisini hedef alırken İran”ın misillemesi ise hayli ağır oldu. Ramat Gan kentindeki İsrail borsa binasını balistik füzelerle vuran İsrail”in saldırısının ardından servis edilen görüntüler olayın vahametini gözler önüne serdi. İran”ın sabah düzenlediği saldırılarda en az 65 kişinin yaralandığı ifade ediliyor.
Ayrıntılar geliyor…
Erdem Aksoy
Haberler.com – Dünya
Uluslararası İlişkiler Savaş ve Çatışma Politika İsrail Borsa Dünya İran
Tel Aviv yanıyor! Füzedeki detaya dikkat, hepsi şehrin üzerine yağdı
Otel odasında korku dolu anlar! Genç kızlar telefona sarıldı
Haberler.com”da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com”un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
Ferdi Zeyrek”in yerine seçilen Besim Dutlulu”nun paylaşımı tepki çekti
Acımasız baba suç makinesi çıktı
İran ilk kez bunu yaptı! İsrail”i en güçlü silahlarından biriyle vurdu
Zehra Güneş”in gözlük takmasının nedeni belli oldu
Kamuoyunda infial yaratan görüntüler için düğmeye bastı
Arda Güler topa ilk dokunuşunda direğe takıldı! İşte o pozisyon
Yıllar sonra itiraf etti: Türkiye”de küme düşmelerine çok üzüldüm
Gelişmelerden Anında Haberdar Olun!
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Source: Erdem Aksoy
“Finali Türkiye ile yapacağız” demişti! İsrailli gazeteciden geri vites
HABER7İsrail”le İran arasında 13 Haziran”da başlayan çatışmalar devam ederken İsrail”den Türkiye”ye yönelik hadsiz bir çıkış geldi. Dün İsrail”in “Kanal 13” televizyonunda yayınlanan bir programda Türkiye”yi hedef alan gazeteci Eyal Berkovitch, bugün katıldığı programda geri vites yaptı.İsrailli gazeteciden tepki çeken sözler: Finalde Türkiye var”FİNALDE TÜRKİYE VAR”İsrail”in son dönemde giriştiği çatışmaları bir futbol turnuvasına benzeten İsrailli gazeteci “Çeyrek finalde Hamas ile berabere kaldık ve onları penaltılarda yendik. Sonra yarı finalde İran”ı yendik.” diyerek İran”dan sonra finalde Türkiye”nin olduğunu söyledi. İsrailli gazetecinin söylemi Türkiye”ye yönelik açık bir tehdit ve provokasyon olarak değerlendirilirken, görüntüler sosyal medyada gündem oldu.TEHDİT ALINCA “ŞAKA YAPMIŞTIM” DEDİEyal Berkovitch”in hadsiz sözlerine Türk halkından çok büyük tepki geldi. Dünkü açıklamalarının ardından bugün yine bir televizyon programına konuk olan İsrailli gazeteci, Türklerden çok yoğun tehdit mesajları aldığını belirterek geri vites yaptı. Berkovitch, programdaki Türkiye sözlerinin açıklamalarının sadece şaka olduğunu söyledi. Berkovitch “Bu sadece bir şakaydı, Türkiye dedim. Mısır da diyebilirdim. Başka bir ülke de diyebilirdim. Öylesine Türkiye çıktı ağzımdan” savunmasında bulundu.
Source: Yalçın Taşbaşı
Anket: ABD halkının yüzde 45″i, İran”a yönelik olası hava saldırısını desteklemiyor
WSJ, yaptığı ankette 1000 ABD vatandaşına ülkelerinin İran”a yönelik olası hava saldırılarını destekleyip desteklemediklerini sordu.
Ankete katılanların yüzde 45″i saldırıya açıkça karşı olduklarını belirtti.
Katılımcıların yüzde 30″u emin olmadıklarını, yüzde 25″i ise İran”a yönelik olası hava saldırısını desteklediklerini ifade etti.
Demokratların üçte ikisi karşı çıkıyor
Ankete katılan Demokratların üçte ikisi, İran”a yönelik olası hava saldırısına karşı çıktıklarını belirtti.
Öte yandan Cumhuriyetçilerin yüzde 47″si, saldırıları desteklediklerini, yüzde 24″ü karşı olduklarını ve yüzde 29″u bu konuda fikir sahibi olmadıklarını dile getirdi.
Ankete katılan her 10 kişiden 7″si, İsrail”in İran”a yönelik saldırıları konusunda bilgi sahibi olduklarını ifade etti.
Katılımcıların yüzde 39″u ABD”nin İran ile geniş çaplı savaşa girme olasılığından çok, yüzde 43″ü ise kısmen endişeli olduklarını bildirdi.
Ankete katılanların yüzde 70″i, İran”ın nükleer programını ABD için tehdit olarak değerlendirdi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Gübretaş”tan İran”daki iştiraki Razi hakkında açıklama: Tesisler zarar gördü mü?
Gübre Fabrikaları T.A.Ş (GUBRF), Kamuyu Aydınlatma Platformu”na (KAP) yaptığı bildirimle İran’da bulunan iştiraki Razi Petrochemical’in faaliyetlerine ilişkin açıklamada bulundu.Şirket, bağlı ortaklığı Razi Petrochemical”in İsrail’in İran’a yönelik saldırılarından etkilenmediğini kaydetti.Açıklamada Razi Petrochemical”in tesislerinin bölgede yaşanan çatışmalardan herhangi bir zarar görmediğini ve faaliyetlerine devam ettiği belirtildi.Yapılan açıklamada, “Razi”nin faaliyetlerini sürdürdüğü tesisler, İsrail”in İran”a yönelik saldırıları kapsamında herhangi bir zarar görmemiştir. Tesisler, yerel otoritelerin izinleri ve güvenlik sınırları dahilinde faaliyetlerine devam etmektedir” ifadelerine yer verildi.Tedarik zincirini olumsuz etkiler mi?Şirket, İran’ın yaptırımlar kapsamında yer alması nedeniyle bu ülkeden herhangi bir ürün ya da hammadde temin edilmediğini, dolayısıyla yaşanan gelişmelerin tedarik zincirine herhangi bir olumsuz etkisinin bulunmadığını da kaydetti.Ayrıca GÜBRETAŞ, Razi’de sahip olduğu yüzde 48,88 oranındaki hisselerin tamamının ihale yöntemiyle satış sürecinin de bölgedeki gelişmelerden etkilenmeden planlandığı şekilde devam ettiğini kaydetti.
Source: Dünya Gazetesi
Siyonistler Gazze’de yaptıklarını unuttu! İran hastane vurdu, İsrailli bakanlar “Bu savaş suçu” deyip uluslararası camiaya seslendi
İran ile İsrail arasındaki savaşta 7. güne girilirken gerilim tırmandı. İran”dan karşı atak geldi, füzeler bir kez daha İsrail hava savunmasını delip geçti, Tel Aviv başta olmak üzere birçok şehre bomba yağdı. İsrail”in finans merkezi ve en büyük hastanesi de saldırılardan nasibini aldı. EN BÜYÜK HASTANELERİ VURULDU Füzelerden biri İsrail”in güneyinde yer alan ve en büyük hastanelerden biri olan Soroka Tıp Merkezi”ne düştü. Hastane yıkıldı, çok sayıda insan yaralandı. Akabinde İsrailli bakanlardan peş peşe açıklamalar geldi. GAZZE”DE YAPTIKLARINI UNUTTULAR Gazze”de aylardır çoluk, çocuk, okul hastane demeden sivilleri bombalayan siyonistler kendi hastaneleri vurulunca küplere bindi. İRAN”INKİ SAVAŞ SUÇU OLDU! İsrail Sağlık Bakanı Uriel Buso sosyal medya hesabından “İran’ın Soroka Tıp Merkezi’ni vurması bir savaş suçudur.” dedi. “YERYÜZÜNÜN EN AŞAĞILIK İNSANLARI…” İsrail Kültür ve Spor Bakanı Miki Zohar ise paylaşımında “Ancak, yeryüzünün en aşağılık insanları hastane yataklarında yatan sivillere füze atabilir.” ifadelerine yer verdi. SAVAŞ SANAL ORTAMA DA TAŞINDI Öte yandan İran ile İsrail arasındaki füze savaşı sanal ortama taşındı. İsrailli hacker grubu, İran ekonomisini çökertmek için siber saldırı başlattı, televizyonlardan “Rejime karşı ayaklanın” çağrıları yapıldı. Acilen internet kapatan İran hükûmeti vatandaşlarından WhatsApp gibi uygulamaları silmesini istedi. İranlı hacker’lar misilleme yaptı. İsrail’e yönelik siber saldırıların bir haftada yüzde 700 arttığı belirtildi.
Source: Sevda Altunbaş
İran”ın İsrail”e fırlattığı füzelerde dikkat çeken yüzler
İsrail ile İran arasında 7 gündür devam eden karşılıklı saldırılar, Orta Doğu’da tansiyonu en üst seviyeye taşıdı. Son olarak İran’ın, İsrail’in saldırılarına misilleme olarak fırlattığı 20’den fazla füze, Tel Aviv çevresi ve güneydeki Necef bölgesinde çeşitli noktalara doğrudan isabet etti.
Source: