“Uluslararası Çatışmalar Gündemi – Krizler, Diplomasi ve Güç Oyunları”

İsrail basınına göre, İsrail ve Hamas arasındaki esir takası krizi çözülme yolunda

İsrail basınından Yedioth Ahronoth gazetesinin haberinde, “Hamas’ın esirlerin serbest bırakılmasını askıya aldığını duyurmasının ardından esir takası anlaşmasında patlak veren kriz çözülme yolunda görünüyor.” ifadelerine yer verildi.

“Hamas”ın İsrailli esirleri serbest bırakacağının tahmin edildiği” ifade edilen haberde 16 Şubat Cumartesi günü 3 İsrailli esirin serbest bırakılmasının beklendiği belirtildi.

Gazete, adı paylaşılmayan İsrailli yetkilinin “İsrail ve Hamas”ın, anlaşmanın ilk aşamasının sonuna kadar başarılı olmasını istediğini ve Hamas”ın, anlaşmayı sürdürmeye hazır olduğuna dair mesajlar gönderdiğini” aktardı.

İsrailli yetkilinin, ABD Başkanı Donald Trump”ın Hamas”a cumartesi günü tüm tutukluları serbest bırakmaması halinde “cehennemin kapılarını” açacağı tehdidinin “İsrail”i ikileme soktuğunu” ifade ettiği kaydedildi.

İsrailli Kanal 12 televizyonunun haberinde ise çeşitli uluslararası kuruluşların bugün Gazze Şeridi”ne yakıt ve tıbbi ekipman yardımı getirmesinin beklendiğini bildirdi.

Kanal 12″nin haberinde esir değişim anlaşmasının tamamlanabileceğine işaret edildi.

Hamas”tan esir takasını askıya alma kararı

Hamas”ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde dün yaptığı açıklamada, 15 Şubat’ta gerçekleştirilmesi beklenen esir takasının İsrail”in ateşkes anlaşmasındaki taahhütlerini yerine getirmediği gerekçesiyle askıya alındığını bildirmişti.

Hamas”ın yaptığı açıklamada, askıya alma kararının esir takasından 5 gün önce duyurulduğu, böylece arabulucu ülkelere İsrail”e ateşkes maddelerine bağlı kalmasını sağlayacak baskıyı kurma fırsatı verildiği belirtilmişti.

ABD Başkanı Trump ise Gazze”deki tüm esirlerin cumartesi günü öğle vaktine kadar serbest bırakılmaması halinde ateşkesin iptal edilmesi gerektiğini söyleyerek, “Sonra kıyamet kopsun” ifadesini kullanmıştı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrailli esirler serbest kalmazsa “ateşkesin biteceği ve şiddetli saldırılara başlayacakları” tehdidinde bulunmuş ve orduya Gazze içine ve çevresine takviye birlik gönderilmesi talimatı vermişti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Ve ‘Zeytin Dalı’ bölgesinde artık yeni Suriye Ordusu var

Suriye’de gelişmeleri sahadan anlık duyuran “syria.liveuamap.com” sitesinde paylaşılan video kayıtlarında, yeni Suriye Ordusu unsurlarının uzun bir konvoy halinde Afrin’e doğru intikallerinin görüntülerini izlemek mümkündü.Suriye’nin yeni Cumhurbaşkanı Ahmed eş Şara’ya bağlı “Genel Komutanlık” birliklerinin Afrin’e girmesi, Suriye’de yeni bir dönem başlarken, önümüzdeki aylarda, yıllarda tarafların önüne gelecek olan pek çok meselenin de habercisidir.*Söylediğimizi biraz açalım.Hatırlanacaktır, Türkiye 2018 yılının ilk çeyreğinde PKK’nın Suriye’deki uzantısı YPG’nin önemli bir askeri varlığa sahip olduğu Afrin bölgesine Suriye Milli Ordusu (eski adıyla ÖSO) unsurlarıyla birlikte kapsamlı bir askeri harekât düzenlemişti.20 Ocak-24 Mart 2018 tarihleri arasında Hatay’a bitişik olan Afrin bölgesinde gerçekleştirilen “Zeytin Dalı” harekâtı, YPG unsurlarının buradan çıkmasıyla sonuçlanmıştı.Aynı harekâtın bir sonucu olarak Afrin ve çevresinde yaşamakta olan çok sayıda Kürt aile de bu bölgeden ayrılmak, Tel Rifat başta olmak üzere çevredeki başka merkezlere göç etmek durumunda kalmıştı.Geçen yedi yıl içinde bu bölgede sahada güvenliği Türkiye’nin himayesindeki SMO unsurları sağlamaktaydı.Şimdi bu harekattân yedi yıl sonra Suriye’de iç savaş sona erip Şam’da Cumhurbaşkanı ilan edilen Ahmed eş Şara’nın liderliğindeki yönetim yerleşirken, yeni baştan inşa edilmekte olan HTŞ ağırlıklı milli ordu da kuzeyde Türkiye’nin harekât sahası olarak kabul edilen bir bölgeye giderek, burada konuşlanmıştır.Bu hareket ne anlama geliyor?*Öncelikle, bu gelişmenin Eş Şara yönetimi ile Türkiye arasında büyük ölçüde koordinasyon içinde meydana geldiğini anlaşılıyor.Böylelikle, geçen aralık ayı başına kadar Şam’daki merkezi otoritenin (Esad rejimi) denetimi dışında kalan ama Türkiye’nin himayesindeki silahlı muhalefet tarafından kontrol edilen bir bölge, rejimin düşmesinden sonra yeniden Şam’ın egemenlik alanına girmiş oluyor.Şam’daki Genel Komutanlık’a bağlı askerlerin bölgeden içeri girmesiyle birlikte, Afrin’in kontrolü ve güvenliğini sağlama sorumluluğu Türkiye destekli SMO’dan yeni yönetime geçmiş olmaktadır.Bu gelişme, Eş Şara liderliğindeki yönetimin, Suriye’nin siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü sağlama hedefleriyle uyumludur.*Şimdi önemli bir noktayı hatırlayalım. SMO bünyesindeki silahlı gruplar da zaten 29 Ocak’ta Şam’da düzenlenen “Zafer Konferansı”nda, yeni Suriye ordusuna katılıp, bu yapının emir komutası altına girme taahhüdünde bulunmuştu.Bu yönüyle bakıldığında, Afrin’de yaşanan gelişme 29 Ocak’ta alınan kararın bir doğal uzantısı gibi görülebilir. Buradaki SMO unsurları da bu kararlara uygun şekilde yeni ordunun emir-komuta düzeni altına girmiş olmaktadır.Bu arada, geçiş dönemi itibarıyla buradaki Afrin Yerel Meclisi görevini sürdürmektedir.*Konunun şöyle bir yönü de bulunuyor. Afrin’deki gelişme, Fırat’ın doğusunda PKK/YPG’nin ipleri elinde tuttuğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolü altındaki bölgenin akıbetiyle ilgili tartışmanın sürdüğü bir sırada gerçekleşiyor. Ahmed eş Şara, bu bölgenin Şam’daki merkezi yönetimin yetkisi altına girmesi gerektiğini vurguluyor.Bu bölge, Suriye topraklarının yaklaşık üçte birine denk geliyor.Cumhurbaşkanı Eş Şara, bu çerçevede SDG unsurlarının örgütsel yapıları altında değil, silahlarını bırakarak yeni Suriye ordusuna katılmaları gerektiğini savunuyor. Bu konularda Ankara ile Eş Şara arasında tam bir görüş birliği söz konusu.Bu açıdan bakıldığında, Suriye Ordusu’nun geçen hafta 2018 sonrasındaki dönemde Türkiye’nin harekât bölgesi olan Afrin’e girmesi, bütün Suriye topraklarının Şam’daki merkezi otoritenin kontrolü altına geçmesi gerektiği tezine güç katacaktır.*Ancak bu durumda, söz konusu anlayışın önümüzdeki dönemde Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin kontrolünde bulunan ve sahada SMO’nun faal olduğu özellikle diğer iki harekât bölgesine de teşmil edilmesi meselesi gündeme gelecektir.Bunlardan birincisi, Fırat’ın Suriye topraklarına girdiği Cerablus’tan batıda Kilis’in hemen güneybatısındaki Azez’e kadar uzanan 107 kilometre uzunluğundaki “Fırat Kalkanı Harekât Bölgesi”dir.İkincisi ise Fırat’ın doğusunda Telabyad ile Resulayn arasında sınır boyunca 155 kilometre kadar uzanan “Barış Pınarı Harekât Bölgesi”dir.Afrin bölgesinde gerçekleşen yetki devrinin, muhtemeldir ki önümüzdeki dönemde kademeli bir şekilde her iki harekat bölgesi için de uygulanması meselesi, Ankara-Şam diyalogunun gündeminde yer alacaktır.Gelgelelim özellikle “Barış Pınarı” bölgesinde yapılacak düzenlemenin, bu bölgenin hemen bitişiğindeki PKK/YPG/SDG sorunu nasıl bir çözüme bağlanacağı henüz belli olmadığından, biraz zamana yayılacağını tahmin etmek mümkündür.SMO’nun Suriye Genel Komutanlığı ile bütünleşmesi de bu bölgedeki gelişmeleri tamamlayan paralel bir süreç olacaktır.*Karşımızda çözüm bekleyen iki önemli dosya daha var. Bunlardan birincisi, 2018 yılındaki Zeytin Dalı Harekâtı nedeniyle Afrin bölgesini terk etmek durumunda kalan Kürt nüfusun dönüşü meselesidir. Burada çelişik rakamlar bulunmakla birlikte, harekat sırasında Birleşmiş Milletler temsilcileri tarafından 75 bin ile 100 bin arasında değişen rakamlar telaffuz edilmiştir.Bu bağlamda dikkat çekilmesi gereken bir konu, Suriye Cumhurbakanı Eş Şara’nın da geçen aralık ayında yaptığı bir açıklamada, Afrin’den ayrılan Kürtlerin dönüşü konusunda taahhütte bulunmuş olmasıdır.Eş Şara, 15 Aralık tarihinde Birleşik Arap Emirlikleri merkezli “Al Arabiya” kanalına verdiği mülakatta, Afrin bölgesinde yaşayanların kendi köylerine ve yerleşim yerlerine geri dönebilmeleri için çaba göstereceklerini belirtmişti.Bu arada, T-24’te Namık Durukan’ın bu konudaki haberinden, geçen hafta Şam güçlerinin Afrin’e ulaştığı sırada buradaki Kürt grupların sıcak bir karşılama yaptıklarını öğreniyoruz.*Diğer meseleye geçelim. Şam’daki yeni yönetimin güçlenmesi hedefleniyorsa, ülkenin tümü üzerinde egemenlik yetkisini icra etmesi zorunludur. Bu da bir dizi koşulun karşılanmasının yanı sıra, ülkede kalmaları kabul edilen yabancı askerlerin statüsünün ‘ev sahibi’ yeni yönetim ile ikili anlaşmalar üzerinden düzenlenmesini gerekli kılacaktır.Bu çerçevede İdlib’de, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı bölgelerinde bulunan TSK unsurlarının statülerinin düzenlenmesi gerekebilecektir.Bu gibi konuların Şam’daki yeni yönetim ile Türkiye ile arasında yapılan ve askeri işbirliğinin muhtelif yönlerinin masaya konduğu görüşmelerde ele alındığını ya da alınacağını tahmin edebiliriz.Bu görüşmelerin sonunda Türkiye ile Suriye arasında askeri işbirliğinin çok yönlü bir şekilde geliştirilmesine dönük bir dizi anlaşmanın imzalanması şaşırtıcı olmayacaktır. Bu süreçte Türkiye ile Suriye’deki yeni yönetim daha henüz yolun başındadırlar.

Source: Sedat Ergi̇n


Türkiye-Endonezya-Malezya üçgeni

ENDONEZYA NEDEN KRİTİK* Türkiye, Endonezya’ya zırhlı araçlar, İHA ve hava savunma sistemleri ihraç ediyor.* ASELSAN, TUSAŞ ve Roketsan gibi savunma sanayisi devleri, Endonezya ile ortak projeler yürütüyor.* Özellikle Altay tankı ve KAPLAN MT tankı projesi, iki ülke arasında savunma işbirliğinin önemli bir örneği.* Ticaret hacmi 3 milyar doları aşıyor, ancak hedef 10 milyar dolar.* Türkiye ve Endonezya arasındaki işbirliği stratejik ortaklık seviyesine yükseliyor.ENVER İBRAHİM’İN MÜCADELESİ VE ANKARA’NIN ETKİSİ* Malezya ile Türkiye arasındaki ilişkiler yalnızca ticaret ve savunma sanayisi işbirlikleriyle sınırlı değil.* Malezya Başbakanı Enver İbrahim’in siyasi geleceği, bölgesel dengeler kadar Türkiye ile olan ilişkilerden de etkilenebilir.* Malezya’da siyaset, koalisyon dengeleri ve bölgesel güç mücadeleleri nedeniyle oldukça karmaşık. Enver İbrahim’in başbakan olarak kalabilmesi için içeride ve dışarıda güçlü ortaklara ihtiyacı var. İşte burada Türkiye devreye giriyor.* Cumhurbaşkanı Erdoğan, Enver İbrahim’i İslam dünyasında önemli bir figür olarak destekliyor* Malezya’nın bağımsız dış politika yürütmesi konusunda Türkiye ile ortak hareket etmesi, Enver İbrahim’in içerideki pozisyonunu güçlendiriyor.* Türkiye’nin Malezya’daki savunma sanayisi projeleri ve ticari yatırımları, Enver İbrahim hükümetine ekonomik avantaj sağlıyor.* Malezya, Türk savunma sanayisi ürünlerine ilgi gösteriyor.* Türkiye’nin İHA ve SİHA ihracatı, Malezya’nın askeri modernizasyon sürecinde önemli bir yere sahip.KALBİMİN TEK SAHİBİNE* Enver İbrahim ziyaretin asıl bombasını Instagram’da patlattı.* İrem Derici’nin “Kalbimin Tek Sahibine” şarkısı eşliğinde Erdoğan ile 5 kare fotoğrafını paylaştı.* İbrahim’in Türkiye ve Erdoğan sevgisi her kareye yansımış.* ‘Ellerimiz bir’ sözüne ise iki liderin birbirine uzanan elleri denk getirilmiş.TOGG’DAKİ MUHABBET* Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya ve Endonezya’da liderlere Togg hediye etti. Malezya Başbakanı Enver İbrahim’in Instagram paylaşımı yine çok konuşuldu:* İbrahim: Benim şoförlüğüme güvenmene şaşırdım.* Erdoğan: Niye?* İbrahim: E ben çok az araba sürüyorum ve bizim sürücü koltuğu sağda, solda değil ki.* Bilal Erdoğan: E inelim o zaman.Bu diyalogların da altında müzik var, üstelik emojiler de kullanılmış. Kısacası Malezya Başbakanı belli ki Instagram’ı seviyor.

Source: Hande Firat


PKK’dan Öcalan’a yeşil ışık

PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile 28 Aralık ve 22 Ocak’ta görüşen DEM Parti heyeti, 16 Şubat’ta Erbil’de KDP Başkanı Mesut Barzani ve Neçirvan Barzani ile bir araya gelecek. Heyet, 17 Şubat’ta ise Süleymaniye’de KYB Lideri Bafel Talabani, Kubat Talabani ve diğer yetkililerle görüşecek.Heyetin çalışmaları devam ederken, PKK’dan da terör örgütüne yakın ajansa “Herkes Apo’dan yeni bir çıkış, yeni bir başlangıç bekliyor. Öyle anlaşılıyor ki çok ciddi bir karşıtlık ve darbesel bir müdahale olmazsa Apo tarafından yeni bir süreç, herkes için bir değişim, dönüşüm ve yeniden yapılanma süreci başlatılacaktır. PKK ve Kürtler değişecek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türkiye ortamı değişecek, Ortadoğu ve tüm dünya değişecektir” açıklaması yapıldı. “Devlet korkmasın; Apo ve Kürtler devleti yıkmayacak, Türkiye toplumu korkmasın; Apo ve Kürtler Türkiye’yi bölmeyecek” denilen açıklamaya şöyle devam edildi: “Belli ki Apo’nun beklenen açıklamasıyla yeni bir süreç başlayacaktır. Kuşkusuz her şey bir açıklama ile gerçekleşmeyecek ve her şeyi sadece Apo yapmayacaktır. Sorun hepimizin olduğu gibi, görev de hepimizindir. Herkesin yeni süreçteki görev ve sorumluluklarını doğru anlaması ve sahip çıkıp pratikte yerine getirmesi gerekecektir.”

Source: Hurriyet.com.tr


Türk savunma sanayisine NATO övgüsü

Ukrayna’daki durum ve yeni Amerikan yönetiminin yaklaşımı NATO’daki savunma harcamaları ve üretimine yönelik tartışmaları gündemin ilk sırasına yerleştirdi. Son dönemde savunma yatırımları ve üretimiyle en fazla dikkat çeken ülkeler arasında yer almaya başlayan Türkiye önemli rol biçilen müttefiklerden biri konumunda.Bugünkü NATO Savunma Bakanları Toplantısı öncesinde açıklama yapan Genel Sekreter Mark Rutte, “Türk savunma sanayisinin temeli gerçekten etkileyici” dedi.İnovasyon konusunda çalışan yüzlerce kuruluş olduğunu ve Savunma Sanayii Başkanlığı’nın parçası olarak binlerce şirketin bulunduğunu hatırlatan Rutte, “Türkiye’de yaptığınız şeyin Avrupa’daki diğer müttefikler ve bizimle yakın bir işbirliği içinde olduğunu biliyorum. Gerçekten de Türk sanayisi son ürünler de dahil olmak üzere bazı en önemli parçaları tedarik ediyor. Sizden sadece daha fazlasını yapmanızı isteyebiliriz” diye konuştu.Türkiye’de üretimin artırılabilmesi için daha fazla vardiya ve üretim hattı da dahil olmak üzere ne yapılabiliyorsa yapılmasını isteyen Rutte, “Dört ya da beş yılda hepsinin maksimum kapasiteyle dolduğunu göreceksiniz” ifadesini kullandı. Rutte, bu çağrının diğer müttefikler için de geçerli olduğunun altını çizdi.Avrupa’daki NATO müttefikleri ve Kanada geçen yıl savunmaya 485 milyar dolar yatırım yaptı. Bu oran, 2023 yılına kıyasla yaklaşık yüzde 20’lik bir artış anlamına geliyor.

Source: Güven Özalp


Erdoğan: Filistin Devleti daha fazla geciktirilemez

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Malezya programının ardından geçtiği Endonezya’nın başkenti Cakarta’da dün sabah Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto tarafından resmi törenle karşılandı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda şeref defterini imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Subianto ile baş başa görüşmeye geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Subianto, ardından Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi İlk Toplantısı’na başkanlık etti. İki ülke arasında 13 anlaşmanın imza töreninin ardından da iki lider ortak basın toplantısı düzenledi.‘MUTABAKAT METNİNİ İMZALADIK’Erdoğan, Türkiye ve Endonezya arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 75’inci yıldönümü olduğunu hatırlatırken savunma sanayinde mevcut projeleri ve ilave işbirliği imkânlarını da gözden geçirdiklerini söyledi. Erdoğan, “Görüşmelerimizde ticaretimizin 10 milyar dolar seviyesine yükseltilmesine ve dengeli hale getirilmesine yönelik yapabileceğimiz çalışmaları ele aldık. Ekonomik ilişkilerimizin sağlık, inşaat, enerji, gıda ve helal ürünler alanlarında çeşitlendirilmesine önem veriyoruz. Yine Endonezya’nın yeni başkenti Nusantara’nın inşa sürecinde dünya çapında başarılı projelere imza atmış inşaat firmalarımızın yer almasını arzu ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.FİLİSTİN DURUŞUCumhurbaşkanı Erdoğan, ASEAN ve üyeleriyle ilişkilerin geliştirilmesinde kararlı olduklarını belirterek, “ASEAN Sekreteryası’na ev sahipliği yapan Endonezya’nın ülkemizin ASEAN’la işbirliğinin güçlenmesine desteğine güveniyoruz. Görüşmelerimizde ayrıca Birleşmiş Milletler, G20, MİKTA, D-8 ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi çok taraflı platformlardaki münasebetlerimizi artırma hususunda mutabık kaldık. Endonezya’nın Filistin meselesindeki duruşunu takdirle karşılıyoruz. Önümüzdeki dönemde Gazze’nin yeniden inşasında ve Filistin davasının savunulmasında Endonezya ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi.ZARAR 100 MİLYAR DOLARA YAKLAŞIYORCumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in saldırıları sonucunda oluşan zararın 100 milyar dolara yaklaştığını kaydederek, sözlerine şöyle devam etti:“Altını çizerek tekrar ifade etmek istiyorum. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan egemen, toprak bütünlüğünü haiz bir Filistin Devleti’nin kurulması daha fazla geciktirilemez. Bunu aşındıracak her türlü adım, her türlü teklif ve proje bizim nazarımızda gayrimeşrudur, daha fazla çatışma, daha fazla kan ve istikrarsızlık demektir. Gazze huzura ermeden, Filistinliler huzura kavuşmadan bölgedeki diğer ülkelerin de istikrara kavuşması mümkün değildir. İsrail’in 15 ay süren saldırıları neticesinde oluşan zararın toplamı 100 milyar dolara yaklaşıyor. Şunu unutmayalım, hukukta prensip zararın müsebbibinden tahsil edilmesidir. İstişarelerimizin ve aldığımız kararların hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”ENDONEZYA’DAN ‘SAVUNMA’ ÇAĞRISIEndonezya Cumhurbaşkanı Subianto da basın toplantısında Erdoğan’a ve Türk heyetine ziyaretleri için teşekkür ederek, “Endonezya ve Türkiye’nin yüzyıllardır ilişkileri var ve Osmanlı’dan beri bağımız çok güçlü şekilde devam ediyor. Endonezya ve Türkiye arasında ortaklığı güçlendirme konusunda kararlıyız. Endonezya ve Türkiye arasında savunma sanayisi işbirliği çabalarına daha çok destek vermek istiyoruz” diye konuştu. Özellikle askeri eğitim ve istihbarat işbirliğine katkıda bulunmak için çalışma isteği olduğunu belirten Subianto, üretim alanı ve sağlık sektöründe de iki ülke arasında bazı kararlar alındığına işaret etti. Subianto, Filistin konusunda da işbirliğinin devam edeceğini ve iki devletli çözümün desteklendiğini vurguladı.

Source: Hurriyet.com.tr


MİT Başkanı Kalın’dan ‘Terörsüz Türkiye’ vurgusu

Kalın, Gazze’nin 2025’te de uluslararası gündemin ana maddelerinden biri olmayı sürdüreceğine işaret etti ve özetle şunları söyledi:SURİYE’YE YAKIN TAKİP: Teşkilat bölgede yeni sınamaları beraberinde getirecek yeni konjonktür karşısında, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliği temelinde yeniden inşa sürecini yakından takip etmeyi sürdürecek.GAZZE GÜNDEMİ: Teşkilât; kalıcı ateşkes, Filistin iç uzlaşısı ve iki devletli çözüm konularında ilgili tüm aktörlerle yoğun temaslarını 2024 yılında sürdürdü. Gazze meselesi, 2025’te de uluslararası gündemin ana maddelerinden biri olmayı sürdürecek.TERÖRSÜZ TÜRKİYE: PKK/KCK, FETÖ, DEAŞ, El Kaide ve DHKP/C gibi terör örgütlerinin tüm çabalarına ‘Terörsüz Türkiye’ ideali doğrultusunda geçit verilmedi. PKK/KCK ile mücadelede; nokta operasyonlar ile hedef unsurların etkisiz hale getirilmesi, kritik tesislerin imha edilmesi ve örgütün hareket tarzının deşifre edilmesiyle örgüte büyük darbe vuruldu. ◊ Selçuk BÖKE / ANKARA

Source: Selçuk Böke


Gazzelinin yaşam savaşı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Hamas’ın cumartesi günü öğle saatlerine kadar İsrailli tüm esirleri serbest bırakmaması halinde Gazze’de çatışmaların yeniden başlayabileceği yönündeki açıklamaları Filistinliler arasında endişeye yol açtı. Gazze’de yaşayan halk, özellikle de ateşkes anlaşmasıyla Gazze Şeridi’nin kuzeyine geri dönenler, bu açıklamanın ardından İsrail ordusu tarafından yeniden yerlerinden edileceklerine dair endişe duymaya başladı. İsrail’in Gazze Şeridi’ni kuzey-güney ekseninde bölen Netzarim Koridoru’nun kontrolünü tekrar ele geçirip, bu kez ABD’deki Donald Trump yönetiminin de desteğiyle daha yoğun nüfuslu bölgeleri işgal etmesinden korkuluyor. Tüm bu korkunun içinde topraklarına geri dönen binlerce Gazzeli, kötü hava şartlarına rağmen evlerinin yıkıntıları arasında hayata tutunmaya çalışıyor. Bölgede savaş tamtamları yeniden çalmaya başlarken güneyden kuzeye göç devam ediyor.RUBIO HAMAS’I SUÇLADIDiğer yandan ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, NewsNation’a verdiği röportajda İsrail’in Hamas’ın devam eden ateşkesi yeniden yapılanma amacıyla kullanmasına izin veremeyeceğini söyleyerek Gazze’de olası bir çatışmanın yeniden başlamasına izin verir gibi konuştu.‘KIYAMET KOPACAK’ DEMİŞTİBu arada İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, Hamas’ın Gazze’deki tüm İsrailli esirleri serbest bırakmaması halinde saldırılara başlayacaklarını yineleyerek, “Yeni Gazze savaşı ateşkes öncesinden farklı bir şiddette olacak” tehdidinde bulundu. ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi günü yaptığı açıklamada, Hamas’ın elinde tuttuğu rehinelerin tamamını cumartesi günü öğlene kadar serbest bırakmaması halinde İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının iptal edilmesi gerektiğini belirtmiş, “Eğer rehineler dönmezse kıyamet kopacak” ifadesini kullanmıştı.

Source: Hurriyet.com.tr


‘Bizim planımızı bekleyin’… Ürdün ve Mısır Trump’a direniyor

Gazze Şeridi’ni ele geçirerek Filistinlileri kendi topraklarından sürme planında ısrar eden ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüşen Ürdün Kralı 2’nci Abdullah, “Arap devletlerinin kendi planlarını ortaya koyacaklarını” söyledi.‘PRATİK FİKİRLER SUNDUK’Oval Ofis’teki görüşmede ABD Başkanı’nın “Gazze’yi devralacaklarını ve buranın ABD’nin yetkisinde olacağını” tekrar etmesine karşın Kral Abdullah, Mısır ve Suudi Arabistan olmak üzere Arap ülkelerinin bir araya gelerek sürece ilişkin görüşmeler yapacaklarını ve bu görüşmelerin sonucunun beklenmesi gerektiğini söyledi. Kameralar önünde temkinli ve diplomatik bir dil kullanan Kral Abdullah, baş başa görüşme sonrası yaptığı açıklamada ise “Trump’a Ürdün’ün, Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinlilerin yerlerinden edilmesine karşı kararlı tutumunu yineledim” dedi. Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi de “Filistinlileri yerinden etmeden Gazze Şeridi’ni yeniden inşa etmeye yönelik bir Arap-Mısır-Filistin planı olduğunu” söyledi. Safedi, Kral Abdullah’ın, Trump’la görüşmesinde “pratik fikirler” sunduğunu da belirtti. Ürdün Kralı’nın bahsettiği planın ayrıntıları henüz bilinmiyor. Kahire yönetimi, Trump’ın açıklamalarının ardından 27 Şubat’ta Mısır’da Gazze konulu olağanüstü Arap zirvesi düzenleneceğini açıklamıştı. Siyasi analistler, planın zirvenin ardından paylaşılabileceğini belirtirken zirvenin mevcut başkanı Bahreyn Kralı Hamad bin İsa El Halife’nin, bu hafta sonu Trump ile görüşmesi bekleniyor. Mısır medyasının bildirdiğine göre, Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el-Sisi’nin planlanan Washington ziyareti ise iptal oldu. Mısırlı kaynaklar, “gündemde Filistinlileri Gazze’den çıkarma planı olduğu sürece”, Sisi’nin ABD’ye gitmeyeceğini söyledi. Trump ve Sisi arasında 1 Şubat’ta gerçekleşen telefon görüşmesinde, ABD Başkanı Mısırlı mevkidaşına Beyaz Saray’ı ziyaret etmesi için açık davette bulunmuştu. HAMAS’TAN TAKDİRHamas, Ürdün ve Mısır’ın Filistinlilerin Gazze’den zorla yerinden edilmesini reddederek bir Arap planı hazırlama çabalarını takdir ettiğini belirten bir açıklama yayınladı. Ramallah merkezli Filistin Yönetimi’nin Dışişleri Bakanlığı da Ürdün Kralı’nın Washington’daki yorumlarını ve Mısır, Suudi Arabistan ve diğer ülkelerin plana karşı tepkilerini “cesur ve kardeşçe” olarak nitelendirerek Gazze’nin “Filistin, Arap ve uluslararası mutabakattan yararlanan ve uluslararası ve ortak kurumların katkısıyla uygulanan sağlam bir plana” ihtiyacı olduğu yönünde açıklamada bulundu.Başkan Trump, Gazzelileri Mısır ve Ürdün’e sürme planından bahsederken iki ülkenin mültecileri gönüllü olarak kabul etmemesi durumunda Amerikan yardımlarını kesme tehdidinde bulunmuştu.SİSİ VE ABDULLAH GÖRÜŞTÜBu arada Mısır Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Sisi ve Kral Abdullah dün telefonda görüştü. İki liderin, “Filistin halkını topraklarından çıkarmadan Gazze Şeridi’nin yeniden inşa sürecinin bir an önce başlatılmasının önemine” vurgu yaptığı belirtildi.MACRON: GAZZE BOŞ ARAZİ DEĞİL KRAL Abdullah ile görüşmesinde Gazze’yi ele geçirme planını tekrarlayan Trump’a Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da karşı çıktı. Trump’ın Gazze planını reddeden Macron, Filistinlilere “saygı” çağrısında bulundu. “Gazze, boş bir arazi değil, 2 milyon insanın yaşadığı topraklar. 2 milyon insana, ‘Tamam şimdi tahmin edin ne olacak? Buradan gideceksiniz’ diyemezsiniz” şeklinde konuşan Macron, yapılması gerekenin “gayrimenkul planı değil siyasi çözüm” olduğunu belirtti. Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Aboul Gheit, Filistinlilerin Gazze Şeridi ve Batı Şeria topraklarından sürülmesinin bölge için “kabul edilemez” olduğunu söyledi. Dubai’de düzenlenen Dünya Hükümetler Zirvesi’nde konuşan Gheit, “100 yıldır bu fikirle mücadele eden Arap dünyası için bu kabul edilemez” dedi.Birleşmiş Milletler’den (BM) 30’dan fazla insan hakları uzmanı ortak bir açıklama yayınlayarak Trump’ın planını kınadı. Açıklamada “Yabancı bir toprağı zorla ilhak etmek, nüfusunu baskıyla sınır dışı etmek ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkından mahrum bırakmak açıkça yasadışıdır” denildi.

Source: Hurriyet.com.tr


Putin ile anlaşmaya vardık

Trump, Truth Social sosyal medya platformunda yaptığı açıklamada, Ukrayna’daki savaşın sona ermesi için müzakerelere başlama konusunda Rusya ile mutabık kaldıklarını açıkladı. Görüşmenin detaylarını Zelenski’ye aktardığını duyuran Trump, Zelenski’nin de barış istediğini söyledi. Kremlin’den yapılan açıklamada ise iki liderin görüşmesinin 1.5 saat sürdüğü aktarıldı.İKİMİZE DE FAYDASI VARPutin ile uzun ve verimli bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini ve ortak alanlara ilişkin birçok konuyu ele aldıklarını belirten Trump, ABD ile Rusya’nın birlikte çalışmasının iki ülkeye de fayda sağlayacağını ifade etti.Trump, “Öncelikle, her ikimizin de mutabık kaldığı üzere, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda yaşanan milyonlarca ölümü durdurmak istiyoruz. Birbirimizi ziyaret etmek de dahil çok yakın bir şekilde birlikte çalışma konusunda mutabık kaldık. Ayrıca ekiplerimizin (savaşı durdurmak üzere) derhal müzakerelere başlaması konusunda da mutabık kaldık. Bu görüşmeden haberdar etmek üzere Ukrayna Devlet Başkanı (Volodimir) Zelenski’yi arayarak işe başlayacağız” bilgisini verdi. Dakikalar sonra Zelenski de Trump’ın kendisini arayarak detayları aktardığını paylaştı.PUTİN’E TEŞEKKÜR ETTİTrump, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın durdurulmasına yönelik müzakerelere ABD tarafından Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü John Ratcliffe, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve Orta Doğu Özel Temsilci Steve Witkoff’un katılacağını kaydederek Putin’e teşekkür etti. Trump, “Ben Başkan olsaydım yaşanmayacak olan bir savaşta milyonlarca insan öldü ama bu savaş artık sona ermeli. Bu çabanın yakında başarılı bir sonuca ulaşacağına inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu.UKRAYNA MASADA MIİlk kimin kimi aradığına dair bilgi paylaşılmazken, olası müzakere masasında Ukrayna’nın olup olmayacağı ise şuan için bilinmiyor, zira Putin geçen ay yaptığı açıklamada, Zelenski’nin artık ‘muhatabı’ olmadığını söylemişti.

Source: Nerdun Hacioğlu


Atina Trump’a yaklaşmak için lobici tuttu

ABD Başkanı Donald Trump’a yaklaşma yolları arayan Yunanistan, ABD’nin güçlü lobi ve iletişim şirketlerinden Barbour, Griffith & Rogers (BGR) ile anlaştı. Söz konusu anlaşmaya kadar giden süreçte; ABD’de 5 Kasım başkanlık seçimlerini Cumhuriyetçilerin kazanması, Başkan Trump’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik övgüleri, Türkiye karşıtı eski ABD Senatörü Bob Menendez’in rüşvet ve yolsuzluk suçlarıyla 11 yıl hapis cezasına çarptırılması gibi durumlar Atina’yı ‘destek’ arayışına yöneltti. Bu çerçevede, Cumhuriyetçilere yakınlığı ile bilinen ABD’nin lobi şirketlerinden BGR ile anlaşmaya varıldı.RUM YÖNETİMİ DE SIRADAKathimerini gazetesine göre, hem Beyaz Saray hem de Kongre’de ağırlığı bulunan BGR, bugüne kadar çalıştığı yabancı ülkeler adına önemli başarılar kaydetti. Gazete, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin de aynı şirketle anlaşma yolları aradığını yazdı. Bir diğer yandan Fransa’nın Türkiye’ye Meteor füzesi satma ihtimali, Yunanistan’da endişe yaratmaya devam ediyor. YUNAN MECLİS BAŞKANI CUMHURBAŞKANI SEÇİLDİ Yunanistan Parlamentosunda, görev süresi martta dolacak Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu’nun yerine gelecek ismin belirlenmesi için oylama yapıldı. Oy çokluğu ile parlamento başkanı Konstantinos Tasulas Yunanistan’ın yeni cumhurbaşkanı seçildi. Tasulas, iktidardaki ND partisinin muhafazakâr sağcı kesimini temsil ediyor. Tasulas’ın, Türkiye ilişkileri ve Kıbrıs konusunda “geleneksel milliyetçi Yunan politikasını” sürdürmesi bekleniyor.

Source: Yorgo Kirbaki̇


ABD’den Ukrayna’ya ilk şok

ABD’nin de egemen ve müreffeh bir Ukrayna istediğini belirten Hegseth, “Ancak Ukrayna’nın 2014 öncesi sınırlarına dönmesinin gerçekçi olmayan bir hedef olduğunu kabul ederek işe başlamalıyız” dedi.ABD’nin, Ukrayna’nın NATO üyeliğinin müzakere edilmiş bir çözümün gerçekçi bir sonucu olacağına inanmadığını söyleyen Hegseth, sürdürülebilir bir barış için güçlü güvenlik garantileri gerektiğini belirtti. Bu garantilerin Avrupalı ve Avrupalı olmayan birliklerle desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Hegseth, “Bu birlikler herhangi bir aşamada Ukrayna’ya barış gücü olarak konuşlandırılacaksa, NATO dışı bir misyonun parçası olarak konuşlandırılmalı ve 5. madde (kolektif savunma ilkesi) kapsamında yer almamalıdırlar” diye konuştu.ABD Savunma Bakanı’nın göreve geldikten sonraki ilk NATO temasında verdiği mesajlar şu ana kadar izlenen yaklaşımdan farklı bir yöne doğru gidileceğinin ve İttifak içinde tartışmaların yoğunlaşacağının ilk işaretleri niteliğinde. Hegseth’in bugünkü NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın ana konusu olacak savunma harcamalarına ilişkin de köşeli mesajlar vermesine kesin gözüyle bakılıyor.

Source: Güven Özalp


Trump’ın sürgün planına öfke: Ortadoğu’daki ateşi körükler

ABD Başkanı Donald Trump”ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile 4 Şubat”ta düzenlediği basın toplantısında, ABD”nin Gazze Şeridi”ni “devralacağını” ve buraya “sahip olacağını” söylemesine tepkiler her geçen gün artıyor. Trump, Gazze”deki Filistinlilerin başta Mısır ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelerde inşa edilecek yeni yerleşim yerlerine gitmelerinin çok daha iyi olacağını savunmuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın Trump”ın planının beyhude olduğunu açıklamasının ardından ABD”ye tepkiler gelmeye devam ediyor. Arap Birliği: Genel Sekreter Ahmed Ebu Gayt, Trump”ın tehcir planı için “Kabul edilemez. Filistinlileri yerinden etme planı uluslararası bir kriz haline gelecektir” dedi. Gayt ayrıca bunun bölgesel istikrarsızlığı körükleyeceğini de sözlerine ekledi. Ürdün: Başbakan Cafer Hassan, Filistinlilerin zorla yerinden edilerek topraklarına yerleştirilmesini ve ülkesi aleyhindeki çözümleri kabul etmeyeceklerini söyledi. Suudi Arabistan: İsrail”in Filistinlilerin yerlerinden edilmesine ilişkin aşırılıkçı açıklamalarını kesin olarak reddetti. Kuveyt: Trump kendi çıkarına hizmet eden kararlar alıyor ve dünya ekonomilerini etkileyecek. Çin: Dışişleri Bakanlığı, “Gazze, Filistinlilere aittir ve Filistin topraklarının ayrılmaz parçasıdır. Filistin halkının zorla yerinden edilmesine karşıyız” açıklamasını yaptı. Fransa: Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Trump”ın Gazze”yi “devralma” planına karşı çıkarak, “Gazze boş bir arazi değil, 2 milyon insanın yaşadığı topraklar” dedi. GÖZLER MISIR”IN GAZZE PLANINDA “GAZZE”deki Filistinlilere toprak tahsis etmeyi reddeden” Mısır”ın çözüm için yeni bir teklif sunacağı açıklandı. Mısır Dışişleri Bakanlığı, Filistin meselesinin “adil bir çözüme” kavuşturulması için Trump liderliğindeki ABD yönetimiyle işbirliği yapmayı umduğunu belirtti. Açıklamada Kahire”nin Gazze”nin yeniden inşası için Filistin halkının kendi topraklarında “meşru ve yasal hakları doğrultusunda” yaşamalarını garanti altına alacak şekilde “kapsamlı bir vizyon” sunma niyetinde olduğu kaydedildi. HAMAS: GECİKMEDEN İSRAİL SORUMLU HAMAS”tan yapılan açıklamada “Ateşkes anlaşmasına bağlıyız ancak gecikmeden yükümlülüklerini yerine getirmeyen İsrail sorumlu” denildi. Ayrıca üst düzey yöneticilere “Savaş yeniden başlayabilir” mesajı gönderildiği öğrenildi. Hamas önceki gün İsrail”in ocakta varılan ateşkesin şartlarına uymadığı için 15 Şubat”taki rehine takasının ertelendiğini duyurmuştu. Katliamlarına yeniden başlamak için bahaneler arayan İsrail de savaş kabinesini topladı ve “Rehineler cumartesi günü serbest bırakılmazsa ateşkes bitecek” açıklaması yaptı. ANKARA, İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI”NI TOPLAYACAK Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, TBMM Dışişleri Komisyonu”nda Filistin ve Suriye”deki gelişmeler, ABD”ye yapılan DEAŞ önerileri ile ilgili önemli bilgiler paylaştı. Yılmaz, “(Trump”ın Gazze Planı) İlk etapta İslam Konferansı Teşkilatı”nı toplantıya çağırmak için şu anda harekete geçmiş durumdayız. Bu konuda hazırlıklarımız var” dedi. TELEFON DİPLOMASİSİ Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ile telefonda görüştü. Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına göre, Bakan Fidan ile Suudi Arabistanlı mevkidaşı Ferhan görüşmede, Gazze”yle ilgili son gelişmeleri ve Suriye”deki durumu ele aldı. Zübeyde YALÇIN

Source: Sabah


Esir takası krizinde önemli gelişme! Hamas mesaj gönderdi

İsrail basını, İsrail ile Hamas arasındaki esir takası anlaşmasının devamında ortaya çıkan krizin çözülme yolunda olduğunu bildirdi.İsrail basınından Yedioth Ahronoth gazetesinin haberinde, “Hamas”ın esirlerin serbest bırakılmasını askıya aldığını duyurmasının ardından esir takası anlaşmasında patlak veren kriz çözülme yolunda görünüyor.” ifadelerine yer verildi.”Hamas”ın İsrailli esirleri serbest bırakacağının tahmin edildiği” ifade edilen haberde 16 Şubat Cumartesi günü 3 İsrailli esirin serbest bırakılmasının beklendiği belirtildi.Gazete, adı paylaşılmayan İsrailli yetkilinin “İsrail ve Hamas”ın, anlaşmanın ilk aşamasının sonuna kadar başarılı olmasını istediğini ve Hamas”ın, anlaşmayı sürdürmeye hazır olduğuna dair mesajlar gönderdiğini” aktardı.İsrailli yetkilinin, ABD Başkanı Donald Trump”ın Hamas”a cumartesi günü tüm tutukluları serbest bırakmaması halinde “cehennemin kapılarını” açacağı tehdidinin “İsrail”i ikileme soktuğunu” ifade ettiği kaydedildi.İsrailli Kanal 12 televizyonunun haberinde ise çeşitli uluslararası kuruluşların bugün Gazze Şeridi”ne yakıt ve tıbbi ekipman yardımı getirmesinin beklendiğini bildirdi.Kanal 12″nin haberinde esir değişim anlaşmasının tamamlanabileceğine işaret edildi.- HAMAS”TAN ESİR TAKASINI ASKIYA ALMA KARARIHamas”ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde dün yaptığı açıklamada, 15 Şubat”ta gerçekleştirilmesi beklenen esir takasının İsrail”in ateşkes anlaşmasındaki taahhütlerini yerine getirmediği gerekçesiyle askıya alındığını bildirmişti.Hamas”ın yaptığı açıklamada, askıya alma kararının esir takasından 5 gün önce duyurulduğu, böylece arabulucu ülkelere İsrail”e ateşkes maddelerine bağlı kalmasını sağlayacak baskıyı kurma fırsatı verildiği belirtilmişti.ABD Başkanı Trump ise Gazze”deki tüm esirlerin cumartesi günü öğle vaktine kadar serbest bırakılmaması halinde ateşkesin iptal edilmesi gerektiğini söyleyerek, “Sonra kıyamet kopsun” ifadesini kullanmıştı.İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrailli esirler serbest kalmazsa “ateşkesin biteceği ve şiddetli saldırılara başlayacakları” tehdidinde bulunmuş ve orduya Gazze içine ve çevresine takviye birlik gönderilmesi talimatı vermişti.05.53 Filistin destekçisi göstericiler, New York Times binasının önünde toplanarak, ABD Başkanı Donald Trump”ın Gazze”yi “sahiplenme” ve Filistinlileri zorla yerinden etme konusundaki son açıklamalarını protesto etti.05.08 Ürdün Kralı 2. Abdullah, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron”a Filistinlilerin kendi topraklarında yerleşik olmasının gerekliliğini vurguladı.04.34 İsrail basını, İsrail ile Hamas arasındaki esir takası anlaşmasının devamında ortaya çıkan krizin çözülme yolunda olduğunu bildirdi.03.33 İsrail ordusunun işgal altındaki Batı Şeria”nın kuzeyinde bulunan El-Faria Mülteci Kampı”na düzenlediği baskında bir İsrail askeri, Filistinli bir çocuğa ait çantayı takarak kamptaki baskına devam etti.02.35 İsrail basını, İsrail”in, Gazze Şeridi”ndeki ateşkes ve esir değişimi anlaşmasının ilk aşaması doğrultusunda serbest bırakılacak esirlerin listesinin genişletilmesi için Hamas”tan talepte bulacağını iddia etti.01.58 ABD”de yapılan ankete göre, halkın yüzde 64″ü Başkan Donald Trump”ın Gazze Şeridi”ni devralma ve Filistinlileri zorla yerinden etme planına karşı çıkıyor.01.15 İskoçya ekibi Celtic”in taraftarları, takımlarının UEFA Şampiyonlar Ligi”nde Bayern Münih”i ağırladıkları maçta İsrail”in Filistin ve Lübnan”a yönelik saldırılarına tepki gösterdi.

Source: Www.star.com.tr


İsrail İran”ın nükleer tesislerine saldıracak mı?

Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin haberine göre, ABD istihbaratı, İsrail in İran ın nükleer tesislerine yönelik saldırılar planladığını rapor etti. WSJ nin istihbarat bilgilerine sahip kişilere dayandırdığı haberine göre, ABD istihbaratı, İsrail in İran a saldırı hazırlığında olduğu bilgisini içeren rapor hazırladı. Raporda, eski ABD Başkanı Joe Biden ın görev süresinin sonlarına doğru İsrail in İran a saldırma riskinin arttığı belirtildi. İran ın askeri altyapısının son dönemde zayıfladığı belirtilen raporda, Orta Doğu daki askeri faaliyetlerin artabileceği uyarısı yapıldı. ABD istihbaratı tarafından hazırlanan ikinci bir raporda ise, ABD Başkanı Donald Trump ın göreve geldiği ilk günlerde İsrail in İran ın nükleer tesislerine yönelik saldırı hazırlığında olduğu kaydedildi. Raporda, bu kapsamda İsrail in, İran ın zayıflaması için nükleer tesislerine önemli saldırılar düzenlemeyi planladığı aktarıldı. İstihbarat raporu hakkında bilgi sahibi olan kişiler, Trump ın Biden a göre saldırılara destek verme olasılığının daha yüksek olduğunu, bu yüzden İsrail in destek için Trump yönetimine baskı yapabileceğini kaydetti. Ayrıca saldırılarda İsrail in ABD nin askeri desteğine ve mühimmatına ihtiyaç duyacağı belirtildi.

Source: Habertürk


Soykırımcı İsrail”den işgal ettiği bölgelerde 5 yeni askeri nokta

İsrail devlet televizyonu KAN”da yer alan haberde, İsrail ordusunun, Lübnan”ın güneyinde Hizbullah”ın yeniden yapılanmaya başladığını tespit ettiği iddia edildi.İsrail devlet televizyonunun haberinde, Hizbullah”ın bu eylemlerinin ateşkes anlaşmasına aykırı olduğu, İsrail”in Lübnan”ın güneyinde kurmaya başladığı 5 yeni askeri noktayla, İsrail ordusunun Hizbullah”ın faaliyetlerini engellemeyi amaçladığı öne sürüldü.KAN”ın haberinde, askeri noktaların kurulmasına paralel olarak İsrail ordusunun, bölgedeki bazı Şii köylerinden çekilmesinin beklendiği kaydedildi.İsrail devlet televizyonu KAN, ABD yönetiminin, Lübnan”ın güneyinden çekilmesi gereken tarih yaklaşırken İsrail ordusuna ülkenin bazı bölgelerinde uzun süreli kalması için izin verdiğini iddia etmişti.İsrail”in Mavi Hat yakınlarında kalmak istediği 5 nokta üzerinde müzakerelerin devam ettiği ve 14 Şubat Cuma günü Lübnan”ın güneyindeki Ras Nakura beldesinde süreçle alakalı önemli bir toplantının yapılacağı belirtilmişti.- İSRAİL”İN ABD”DEN EK SÜRE TALEP ETTİĞİ ÖNE SÜRÜLMÜŞTÜİsrail ve Lübnan basınına yansıyan haberlerde, İsrail”in Lübnan”ın güneyinden çekilmek için ABD”den ek süre talep ettiği öne sürülmüştü.Lübnan”ın LBCI televizyonunda yer alan haberde, İsrail”in, Ateşkesi Denetleme Komitesi”nden Lübnan”ın güneyinde işgal altında tuttuğu bölgelerdeki çekilme sürecinin 28 Şubat”a kadar uzatılmasını istediği kaydedilmişti.Times Of Israel gazetesinde yer alan haberde ise, İsrail yönetiminin Lübnan”ın güneyinde işgal ettiği bölgelerden çekilmesi için tanınan sürenin uzatılması amacıyla ABD”ye başvurduğu, Washington”un “şimdilik” İsrail”in çekilmesi için tanınan süre olan 18 Şubat”a sadık kalınmasından yana olduğu iddia edilmişti.- LÜBNAN İLE İSRAİL ARASINDAKİ ATEŞKES ANLAŞMASILübnan ile İsrail arasında varılan ateşkes anlaşması, 27 Kasım 2024″te yerel saatle 04.00″te (TSİ 05.00) yürürlüğe girmişti.Anlaşma uyarınca Lübnan ordusunun, 60 gün içinde (26 Ocak) İsrail”in ülkenin güneyinde işgal ettiği bölgelere aşamalı olarak konuşlanması ve İsrail ordusunun çekilmesi öngörülüyordu.İsrail, ABD”nin de onayıyla Lübnan ordusunun ülkenin güneyine “tam olarak yerleşmediğini” ileri sürerek işgal süresini 18 Şubat”a kadar uzatmıştı.

Source: Www.star.com.tr


Son dakika: İsrail İran”a saldırı hazırlığında: Trump”ın destek verme ihtimali yüksek! İşte masadaki iki seçenek

HABERLERDünya Haberleri

Son dakika: İsrail İran”a saldırı hazırlığında: Trump”ın destek verme ihtimali yüksek! İşte masadaki iki seçenek

Güncelleme Tarihi: Şubat 13, 2025 08:01

#İsrail#İran#Gazze

TwitterLinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

HABER MERKEZİ

Oluşturulma Tarihi: Şubat 13, 2025 08:01

Wall Street Journal gazetesi, ABD istihbaratının İsrail”in İran”ın nükleer tesislerine yönelik saldırılar planladığını rapor ettiğini duyurdu. Washington Post gazetesi de İsrail”in yıl ortasına kadar İran”a saldırmasının muhtemel olduğunu yazarken, İsrail basını ise İsrail ile Hamas arasındaki esir takası anlaşmasının devamında ortaya çıkan krizin çözülme yolunda olduğunu bildirdi.

Washington Post:İsrail”in yıl ortasına kadar İran”a saldırması muhtemel

Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin saldırı iddiasının ardından Washington Post gazetesi de İsrail”in yıl ortasına kadar İran”a saldırmasının muhtemel olduğunu yazdı. Olası bir İsrail saldırısına ilişkin uyarılar, Biden yönetiminin sonu ile Trump yönetiminin başlangıcını kapsayan çok sayıda istihbarat raporunda yer alıyor.

Washington Post”a göre, böyle bir saldırı İran”ın nükleer programını aylarca geriye götürme, bölgede gerginliği artırma ve daha geniş çaplı bir çatışma riskini beraberinde getiriyor.

WP”nin ulaştığı istihbarat raporları iki olası saldırı seçeneğini ortaya koyuyor. Buna göre, “uzaktan saldırı” seçeneğinde İsrail uçakları İran hava sahasının dışında havadan fırlatılan balistik füzeler veya ALBM”ler ateşleyebilir. Daha riskli ikinci seçenekte ise İsrail jetleri İran hava sahasına girerek, nükleer tesislerine BLU-109″lala saldırabilir. Her iki seçenekte de ABD”nin havadan yakıt ikmali, istihbarat, gözetleme ve keşif şeklinde destek sağlaması bekleniyor.

WSJ: İsrail”in İran”ın nükleer tesislerine saldırmayı planlıyor

WSJ”nin istihbarat bilgilerine sahip kişilere dayandırdığı haberine göre, ABD istihbaratı, İsrail”in İran”a saldırı hazırlığında olduğu bilgisini içeren rapor hazırladı.Raporda, eski ABD Başkanı Joe Biden”ın görev süresinin sonlarına doğru İsrail”in İran”a saldırma riskinin arttığı belirtildi.İran”ın askeri altyapısının son dönemde “zayıfladığı” belirtilen raporda, Orta Doğu”daki askeri faaliyetlerin artabileceği uyarısı yapıldı.

ABD istihbaratı tarafından hazırlanan ikinci bir raporda ise, ABD Başkanı Donald Trump”ın göreve geldiği ilk günlerde İsrail”in İran”ın nükleer tesislerine yönelik saldırı hazırlığında olduğu kaydedildi.Raporda, bu kapsamda İsrail”in, İran”ın zayıflaması için nükleer tesislerine “önemli saldırılar” düzenlemeyi planladığı aktarıldı.

İstihbarat raporu hakkında bilgi sahibi olan kişiler, Trump”ın Biden”a göre saldırılara destek verme olasılığının daha yüksek olduğunu, bu yüzden İsrail”in destek için Trump yönetimine baskı yapabileceğini kaydetti.Ayrıca saldırlarda İsrail”in ABD”nin askeri desteğine ve mühimmatına ihtiyaç duyacağı belirtildi.

WSJ”nin iddiası bugün ABD medyasının öne çıkan başlıkları arasında yer aldı.

İsrail basınına göre, İsrail ve Hamas arasındaki esir takası krizi çözülme yolunda

İsrail basınından Yedioth Ahronoth gazetesinin haberinde, “Hamas’ın esirlerin serbest bırakılmasını askıya aldığını duyurmasının ardından esir takası anlaşmasında patlak veren kriz çözülme yolunda görünüyor.” ifadelerine yer verildi.”Hamas”ın İsrailli esirleri serbest bırakacağının tahmin edildiği” ifade edilen haberde 16 Şubat Cumartesi günü 3 İsrailli esirin serbest bırakılmasının beklendiği belirtildi.

Gazete, adı paylaşılmayan İsrailli yetkilinin “İsrail ve Hamas”ın, anlaşmanın ilk aşamasının sonuna kadar başarılı olmasını istediğini ve Hamas”ın, anlaşmayı sürdürmeye hazır olduğuna dair mesajlar gönderdiğini” aktardı.İsrailli yetkilinin, ABD Başkanı Donald Trump”ın Hamas”a cumartesi günü tüm tutukluları serbest bırakmaması halinde “cehennemin kapılarını” açacağı tehdidinin “İsrail”i ikileme soktuğunu” ifade ettiği kaydedildi.

İsrailli Kanal 12 televizyonunun haberinde ise çeşitli uluslararası kuruluşların bugün Gazze Şeridi”ne yakıt ve tıbbi ekipman yardımı getirmesinin beklendiğini bildirdi.Kanal 12″nin haberinde esir değişim anlaşmasının tamamlanabileceğine işaret edildi.

Pezeşkiyan: Trump’a Gazze’de yaptığını İran’a yapmak istiyor

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a yönelik tehditlerine tepki göstererek, “Bize, füze ve silah bulundurmamamızı, askeri gücümüzü artırmamamızı söylüyorlar. Asıl hedefleri, Gazze’de yaptıkları gibi İran’da da benzer bir senaryo uygulamak. Ancak tehditler karşısında geri adım atmayacağız ve teslim olmayacağız” dedi.

ABD’nin İran’a yönelik uyguladığı baskı politikasının müzakerelere engel olduğunu belirten Pezeşkiyan, “Bugün müzakereden söz edenler, geçmişte İran halkına en ağır yaptırımları uygulayan, tüm iş birliği yollarını kapatan ve ülkemizi baskı altına almak için her türlü aracı kullananlardır. Eğer gerçekten müzakere istiyorlarsa, neden düşmanca politikalarını sona erdirmiyorlar? Bu tür aldatmacalar artık etkisini yitirdi ve kimse İran’ı yolundan döndüremez” ifadelerini kullandı.

İsrail ateşkesin ilk aşamasında daha fazla esir serbest bırakmasını isteyebilir

İsrail basınından Kanal 12″nin haberinde, “İsrail, Hamas”tan arabulucular (Mısır, Katar ve ABD) aracılığıyla anlaşmanın ilk aşamasında serbest bırakılacak İsrailli esirlerin listesini genişletmesini isteme olasılığını çalışıyor.” ifadelerine yer verildi.İsrail”in bu talebinin bazı esirlerin “hasta ve yaralı olduğunun” tespit edilmesi sebebiyle gündeme geldiği öne sürüldü.

Canlı Anlatım Özeti

Washington Post:İsrail”in yıl ortasına kadar İran”a saldırması muhtemel

WSJ: İsrail”in İran”ın nükleer tesislerine saldırmayı planlıyor

İsrail basınına göre, İsrail ve Hamas arasındaki esir takası krizi çözülme yolunda

Pezeşkiyan: Trump’a Gazze’de yaptığını İran’a yapmak istiyor

İsrail ateşkesin ilk aşamasında daha fazla esir serbest bırakmasını isteyebilir

Haberle ilgili daha fazlası:
#İsrail#İran#Gazze

BAKMADAN GEÇME!

Source: Hurriyet.com.tr


ABD basını İsrail”in gizli planına ulaştı! Gündeme bomba gibi düşen rapor

ABD istihbaratı, İsrail”in İran”ın nükleer tesislerine yönelik saldırılar planladığını rapor etti. Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin istihbarat bilgilerine sahip kişilere dayandırdığı haberine göre, ABD istihbaratı, İsrail”in İran”a saldırı hazırlığında olduğu bilgisini içeren rapor hazırladı.
Raporda, eski ABD Başkanı Joe Biden”ın görev süresinin sonlarına doğru İsrail”in İran”a saldırma riskinin arttığı belirtildi. İran”ın askeri altyapısının son dönemde “zayıfladığı” belirtilen raporda, Ortadoğu”daki askeri faaliyetlerin artabileceği uyarısı yapıldı. Trump”ın ilk günlerinde…
ABD istihbaratı tarafından hazırlanan ikinci bir raporda ise, ABD Başkanı Donald Trump”ın göreve geldiği ilk günlerde İsrail”in İran”ın nükleer tesislerine yönelik saldırı hazırlığında olduğu kaydedildi. Raporda, bu kapsamda İsrail”in, İran”ın zayıflaması için nükleer tesislerine “önemli saldırılar” düzenlemeyi planladığı aktarıldı. İstihbarat raporu hakkında bilgi sahibi olan kişiler, Trump”ın Biden”a göre saldırılara destek verme olasılığının daha yüksek olduğunu, bu yüzden İsrail”in destek için Trump yönetimine baskı yapabileceğini kaydetti.
Ayrıca saldırlarda İsrail”in ABD”nin askeri desteğine ve mühimmatına ihtiyaç duyacağı belirtildi.

Source: Dünya Gazetesi


Rusya’dan flaş Ukrayna açıklaması: Hepsi imha edildi

Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna”ya ait 83 insansız hava aracının (İHA) gece Rus bölgeleri üzerinde vurulduğunu bildirdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Ukrayna ordusunun gece İHA”larla Rus topraklarına saldırıda bulunduğu belirtildi. Rus hava savunma sistemleri tarafından 83 İHA”nın vurulduğu kaydedilen açıklamada, bunlardan 37″sinin Bryansk, 24″ünün Kursk ve Lipetsk, 9″unun da Tver bölgeleri üzerinde düşürüldüğü aktarıldı. Açıklamada, Belgorod, Kaluga, Smolensk ve Voronej bölgelerine de yapılan İHA saldırılarının da püskürtüldüğü kaydedildi.

Source:


Dendias haddini aştı: Skandal Türkiye-Yunanistan karşılaştırması! “ABD seçimini yapmalı”

Türkiye ile Avrupa füze konsorsiyumu (MBDA)arasında METEOR füzeleri için süren müzakereler, havacılık devi Piaggio Aerospace’in Türk savunma sanayisi şirketi Baykar’a satılması ve Türkiye ile Avrupa arasındaki güçlenen ilişkiler günlerdir Yunanistan”ın ana gündemi haline gelmiş durumda. Gözden Kaçmasın Yunanistan yakın takipte: Önce Fransa şimdi İtalya… Resmi protesto hazırlığı Haberi görüntüle ATİNA”DAN PEŞ PEŞE HAMLELERYunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile iki görüşme gerçekleştirdi ve Türkiye’ye Meteor füzelerinin satılmamasını istedi. Ancak Yunan medyasında yer alan haberlere göre, ne Brüksel ne de Paris”te gerçekleşen görüşmelerde aradığını bulamadı.Piaggio Aerospace’in Baykar’a satılmasından rahatsız olan ve İtalya”ya karşı resmi bir protesto hazırlığında olan Atina bir yandan da ABD’deki lobicilik faaliyetlerine hız verdi. TRUMP”A YAKLAŞMAK İÇİN LOBİCİ TUTTUHürriyet Gazetesi Atina Temsilcisi Yorgo Kırbaki”nin haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump’a yaklaşma yolları arayan Yunanistan, ABD’nin güçlü lobi ve iletişim şirketlerinden Barbour, Griffith & Rogers (BGR) ile anlaştı. Söz konusu anlaşmaya kadar giden süreçte; ABD’de 5 Kasım başkanlık seçimlerini Cumhuriyetçilerin kazanması, Başkan Trump’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik övgüleri, Türkiye karşıtı eski ABD Senatörü Bob Menendez’in rüşvet ve yolsuzluk suçlarıyla 11 yıl hapis cezasına çarptırılması gibi durumlar Atina’yı ‘destek’ arayışına yöneltti. Bu çerçevede, Cumhuriyetçilere yakınlığı ile bilinen ABD’nin lobi şirketlerinden BGR ile anlaşmaya varıldı. DENDİAS TÜRKİYE”Yİ HEDEF ALDIYunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias ise Washington’da düzenlenen 6. Güneydoğu Avrupa ve Doğu Akdeniz Konferansı’nda haddini aşan açıklamalarda bulundu.Yunan bakan konuşmasında Türkiye”nin adını zikretmese de, skandal açıklamanın hedefinin Ankara olduğu belliydi. Bugün Yunan medyasında yer alan haberlerde de Dendias”ın açıklamaları “Dendias: ABD, Yunanistan ile Türkiye arasında seçim yapmalı”, “Dendias”tan Türkiye”ye peş peşe mesajlar” başlıkları ile yer aldı. SKANDAL AÇIKLAMALAR: İSİM VERMEDEN TÜRKİYE İLE YUNANİSTAN”I KARŞILAŞTIRDIAçıklamasında isim vermeden Türkiye ve Yunanistan”ı karşılaştıran Dendias, Türkiye ile ilgili skandal açıklamalara imza attı ve Bölgemizden iki farklı örnek vereceğim. Birinci ülke NATO üyesi olmasına rağmen Rusya ile bağlarını sürdürüyor. İsrail düşmanı, uluslararası alanda tanınan sınırları zorluyor. Tam bir istikrarsızlık kaynağı. İkinci ülke ise Uluslararası Hukuk”un, Uluslararası Deniz Hukuku”nun ve uluslararası düzene dayalı kuralların savunucusu. Temel haklara, ifade özgürlüğüne sahip, demokratik değerlere bağlı, çağdaş bir Avrupa Birliği üyesi. ifadelerini kullandı. ABD TÜRKİYE İLE YUNANİSTAN ARASINDA SEÇİM YAPMALIYunanistan”ın 2. Dünya Savaşı’nda müttefiklerle birlikte savaşırken nüfusunun yüzde 10’unu kaybettiğini hatırlatan Denidas ABD”nin Türkiye ile Yunanistan arasında bir seçim yapması gerektiğini öne sürdü. Gözden Kaçmasın İsrail İran”a saldırı hazırlığında: Trump”ın destek verme ihtimali yüksek! İşte masadaki iki seçenek Haberi görüntüle

Source: Hurriyet.com.tr


Trump ve Ukrayna arasında “nadir maden” pazarlığı

ABD Başkanı Donald Trump kampanya sürecinde sarf ettiği, Rusya-Ukrayna Savaşı nı çok kısa süre içinde bitireceğim. Ukrayna lideri Zelenskiy dünyanın en iyi pazarlamacısı, her geldiğinde 60 milyar dolar alıp gidiyor açıklamalarının ardından dün ilk kez Rus lider Putin le telefonda görüştü. Putin le görüşmesinin öncesinde Fox News e röportaj veren Trump, ABD’nin Ukrayna’ya yaptığı harcamaları geri almak istediğini belirterek, “Paralarımızın güvence altına alınmasını istiyorum çünkü yüz milyarlarca dolar harcıyoruz.” dedi. Trump, ABD’nin Ukrayna’ya verdiği desteğin karşılığında 500 milyar dolarlık nadir metal talep ettiğini ve Ukraynalı yetkililerin buna prensipte onay verdiğini öne sürdü. ABD Başkanı, şubat ayı başında yaptığı bir başka açıklamada, Washington’ın askeri destek karşılığında Ukrayna’dan nadir maden tedarik etmesini istediğini açıkça dile getirdi. “Bir gün Rus olabilirler ya da olmayabilirler. Ama içeriye bu kadar para koyuyoruz ve bu parayı geri almak istiyorum.” Zelenskiy’den maden karşılığı güvenlik Teklifi Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, Trump’ın taleplerine karşılık “Madenler karşılığında güvenlik” anlaşması teklif etti. Zelenskiy, ABD’nin Ukrayna’nın geniş doğal kaynaklarına erişim sağlaması karşılığında ülkenin güvenliğini garanti altına alması gerektiğini söyledi. Zelenskiy, Reuters’a verdiği röportajda, daha önce gizli tutulan nadir maden rezerv haritasını göstererek şu ifadeleri kullandı: “Eğer bir anlaşmadan bahsediyorsak, öyleyse bir anlaşma yapalım. Ukrayna’nın müttefiklerinden güvenlik garantilerine ihtiyacı var.” Ukrayna lideri, ABD’nin şimdiye kadar ülkeye en büyük desteği sağlayan ülke olduğunu vurgulayarak, “En çok yardımı ABD sağladıysa, en büyük kazancı da ABD elde etmeli” diyerek Washington’a mesaj verdi. ABD’nin nadir maden yarışı ve Ukrayna’nın zengin kaynakları Dünyada askeri ve sanayi üretimi için kritik öneme sahip nadir metaller, Ukrayna’nın en değerli doğal kaynakları arasında bulunuyor. Dentons’un Ağustos 2024 raporuna göre, Ukrayna’nın nadir maden rezervlerinin değeri 26 trilyon doları aşıyor. Ukrayna hükümeti ve Kiev Independent gazetesine göre, bu kaynakların büyük bölümü halen Ukrayna’nın kontrolü altında. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun (USGS) raporlarına göre Ukrayna, ABD tarafından kritik öneme sahip kabul edilen 50 madenin 22’sine ve AB’nin 34 kritik maden listesindeki 25’ine sahip. Bu nadir madenler savunma sanayisi, yenilenebilir enerji ve ileri teknoloji üretimi için hayati önem taşıyor. Grafit, lityum, titanyum, berilyum gibi metallerin yüksek performanslı mıknatıslar, elektrik motorları, elektronik cihazlar ve füze sistemleri üretiminde kullanıldığı belirtiliyor. Lantan, seryum, neodimyum gibi nadir elementler rüzgar türbinlerinden elektrikli araç bataryalarına kadar birçok alanda kritik role sahip. Ukrayna’nın sahip olduğu lityum rezervleri, Avrupa’nın en büyüklerinden biri olarak görülüyor ve 500 bin metrik ton civarında olduğu tahmin ediliyor. Ukrayna, Avrupa’daki en büyük titanyum ve uranyum rezervlerine sahip ve dünya çapında titanyum üretiminde ilk 10’da yer alıyor. ABD-Ukrayna anlaşması kapıda mı? Şubat ayında Politico’ya konuşan Eurasia Center editörü Peter Dickinson, ABD’nin Ukrayna’nın kaynaklarını “kendi çıkarları doğrultusunda” kullanmaya çalıştığını belirtti. Dickinson, “Trump’ın Ukrayna’nın kaynaklarını sömürmesi birçok Ukraynalıya mide bulandırıcı geliyor.” dedi. Ancak diplomatik kaynaklara göre, Ukrayna’nın varoluşsal bir savaş verdiği göz önüne alındığında, halkın önemli bir kısmı bunu “zoraki bir anlaşma” olarak görüyor. Birçok Ukraynalı, Trump’ın “ülkelerinin haritadan silinmesi yerine, en azından bir güvenlik garantisi karşılığında anlaşma yapmanın daha iyi bir seçenek olabileceğine” inanıyor. Beyaz Saray yetkilileri, Trump’ın önümüzdeki hafta Zelenskiy ile bir görüşme yapabileceğini ve iki liderin “madenler karşılığı güvenlik” teklifini tartışacağını belirtiyor. Diplomatik kaynaklara göre, anlaşmanın gerçekleşmesi halinde, ABD’nin Ukrayna’dan doğrudan nadir maden ithalatına başlayabileceği ve savunma sanayisini destekleyecek yeni bir strateji belirleyeceği düşünülüyor. Bu gelişmeler, ABD ve Batı’nın Ukrayna’yı sadece jeopolitik bir mücadelede değil, aynı zamanda küresel sanayi ve enerji kaynakları savaşında da kritik bir oyuncu olarak gördüğünü bir kez daha kanıtlıyor.

Source: Habertürk


Çin, Ukrayna barış görüşmelerinde rol üstlenmek istiyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna savaşını sona erdirmek amacıyla doğrudan görüşmelere başlama sinyali verirken, Çin de barış sürecinde etkili bir aktör olma arayışında. The Wall Street Journal’ın haberine göre, Çinli yetkililer geçtiğimiz haftalarda aracılar vasıtasıyla Trump ekibine, iki lider arasında bir zirve düzenlenmesi ve savaşın ardından barışın korunmasına destek sağlanması teklifinde bulundu.
Ancak Çin’in teklifi, özellikle Pekin-Moskova ilişkilerinin giderek derinleşmesi nedeniyle ABD ve Avrupa’da şüpheyle karşılandı. Beyaz Saray, Çin’in teklifinin kendilerine ulaşıp ulaşmadığını teyit etmekten kaçınırken, bir yetkili “Hiç uygulanabilir değil” diyerek teklifin kabul görmediğini belirtti. Trump, Truth Social platformunda yaptığı açıklamada, Putin ile “uzun ve son derece verimli” bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini duyurdu. Görüşmede, iki liderin birbirlerinin ülkelerini ziyaret etme ve Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek için acil temaslara başlama konusunda anlaştıklarını ifade etti. Trump, daha sonra Oval Ofis’te gazetecilere yaptığı açıklamada, Putin ile “muhtemelen Suudi Arabistan’da” yüz yüze görüşebileceklerini söyledi, ancak kesin bir tarih vermedi. Çin’in önerdiği zirve, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky’nin katılmadığı bir ABD-Rusya müzakeresi öngörüyor. Bu durum, Batı’nın Ukrayna’yı barış sürecine dahil etme taahhüdüyle çelişiyor.
Washington’daki Çin Büyükelçiliği sözcüsü, Pekin’in böyle bir teklif sunduğuna dair bilgisi olmadığını ifade ederek, “Tüm tarafların gerilimi düşürmek ve siyasi çözüm için çaba göstereceğini umuyoruz” dedi.

Source: Dünya Gazetesi


Ukrayna’nın NATO üyeliğine sıcak bakılmıyor: ABD’den sonra Polonya da aynı fikirde

Polonya”nın PAP haber ajansına göre Polonya Savunma Bakanı Wladyslaw Kosiniak-Kamysz, Belçika”nın başkenti Brüksel”deki NATO Savunma Bakanları Toplantısı çerçevesinde düzenlenen Ukrayna Temas Grubu toplantısının ardından açıklama yaptı. Kosiniak-Kamysz, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth”in Ukrayna”nın NATO üyeliğinin “gerçekçi olmadığına” ilişkin açıklamalarına değinerek, “Ukrayna henüz NATO”ya davet almadı ve Amerika tarafından yapılan açıklamanın ardından böyle bir davetin olacağını düşünmüyorum.” ifadesini kullandı. Ukrayna”nın NATO üyeliğine bazı müttefik ülkelerin daha önce karşı çıktığını hatırlatan Kosiniak-Kamysz, “ABD”nin bu açıklamayı yapması, artık durumun netleşmesi açısından iyi oldu.” dedi. Öte yandan Kosiniak-Kamysz, Politico”da 5 Şubat”ta yayımlanan mülakatında Ukrayna”ya asker göndermek gibi bir düşüncelerinin olmadığını söylemişti. ABD UKRAYNA”NIN NATO”YA GİRMESİNE SICAK BAKMIYOR ABD Savunma Bakanı Hegseth, NATO Savunma Bakanları Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, şunları kaydetmişti: “ABD, Ukrayna için NATO üyeliğinin müzakereyle ulaşılacak çözümden doğacak gerçekçi bir sonuç olduğuna inanmıyor. Bunun yerine herhangi bir güvenlik garantisi, yetenek sahibi Avrupalı ve olmayan birlikler tarafından desteklenmeli. Bu birlikler Ukrayna”ya barış gücü olarak konuşlandırılırsa, NATO dışı bir görevin parçası olarak 5. maddenin kapsamı dışında olmalılar.

Source:


Güney Kore ve ABD Dışişleri Bakanı ikili görüşmeye hazırlanıyor

Trump”ın açıklayacağını ifade ettiği ek gümrük vergilerinin agresif olmayacağına yönelik iyimserlik Asya”da risk iştahını artırırken, Trump yönetimi Çin”in yanı sıra bölge ülkeleriyle diyalog kanallarını açık tutuyor. Güney Kore Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, bu hafta sonu Güney Kore Dışişleri Bakanı Cho Tae ile ABD”li mevkidaşı Marco Rubio”nun bir görüşme gerçekleştireceği belirtildi. Söz konusu görüşmede, ikili ilişkiler, Japonya ile üçlü işbirliği ve Kuzey Kore”nin nükleer programı ele alınması bekleniyor. Japonya”da ÜFE…
Bugün Japonya”da ocak ayına ilişkin Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) aylık bazda yüzde 0,3 artarak beklentilere paralel gerçekleşirken, yıllık yüzde yüzde 4,2 ile öngörüleri geride bıraktı. Borsada yüksek seyir! Söz konusu gelişmelerle Japonya”da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,3 artışla 39.475 puandan ve Güney Kore”de Kospi endeksi yüzde 1,4 yükselişle 2.583 puandan kapandı. Şu sıralarda Hong Kong”da Hang Seng endeksi yüzde 2,1 değer kazancıyla 22.326 puandan, Çin”de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,1 kayıpla 3.341 puandan işlem görürken, Hindistan”da Sensex endeksi yüzde 0,8 artışla 76.747 puanda seyrediyor.

Source: Dünya Gazetesi


Danimarka, Ukrayna”nın NATO üyeliği konusunda ABD”den farklı düşünüyor

Danimarka devlet televizyonu SR”nin haberine göre Poulsen, dün Belkçika”nın başkenti Brüksel”de ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth ile görüştü.

Poulsen, görüşmeye dair yaptığı açıklamada, Ukrayna”ya NATO üyeliği teklif etmeye karar verdiklerini ancak bunun gerçekleşmesi için NATO üyelerinin aynı fikirde olması gerektiğini vurgulayarak, “Danimarka ve ABD”nin Ukrayna”nın NATO üyeliği konusunda farklı görüşleri var.” dedi.

Ülkesinin Ukrayna”yı desteklemeye devam edeceğini belirten Poulsen, “Bana göre Avrupa”nın 2025 yılında Ukrayna”ya yardım etmek için daha da büyük sorumluluk üstlenmesi gerekecek.” ifadesini kullandı.

Trump”a göre, Ukrayna”nın NATO üyeliği “uygulanabilir” değil

ABD Başkanı Trump, bugün, bir soru üzerine Ukrayna”nın NATO”ya üyeliğinin “uygulanabilir” olmadığını düşündüğünü belirtmişti.

Trump, “Uzun zamandır Ukrayna”nın NATO”ya girmeyeceğini söylüyorlar, benim için sorun yok. Onun NATO”ya girmesi uygulanabilir değil.” değerlendirmesini yapmıştı.

ABD olarak Ukrayna”ya 350 milyar dolardan fazla para verdiklerini ve bugüne kadar bunun karşılığında bir şey almadıklarını anlatan Trump, bundan sonra Ukrayna”ya destek olmaya devam edeceklerini ancak bunun karşılığında bu ülkeden nadir toprak mineralleri alacaklarını kaydetmişti.

Avrupa”nın Ukrayna”ya borç olarak savunma desteği sağladığını, buna mukabil Joe Biden yönetiminin karşılığını almadan bu ülkeye destek verdiğini söyleyen Trump, savaşın sona ermesini istediğini ancak bundan sonra Ukrayna”ya verecekleri desteğin karşılığını alacaklarını vurgulamıştı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: