Venezuela muhalif Liderin yakalanması için para ödülü açıkladı
Venezuela, şu anda İspanya nın başkenti Madrid de yaşayan Gonzalez in yakalanması için ödül verileceğini açıkladı. Venezuela Bilimsel, Cezai ve Kriminalistik Araştırmalar Birliği (CICPC), İspanya ya sığınan Gonzalez in gözaltına alınmasına yardımcı olacak kişilere 100 bin dolar verileceğini taahhüt etti. CICPC, Gonzalez, cumhuriyete karşı şiddet eylemlerine destek verme, görev gaspı, evrakta sahtecilik, kara para aklama, devlet kurumlarını hiçe sayma, yasalara itaatsizlik ve suç örgütü kurma suçlamasıyla aranıyor. ifadelerini kullandı. Bu arada, Gonzalez in Arjantin e geçeceği ve burada Devlet Başkanı Javier Milei tarafından kabul edileceği yönünde bilgiler paylaşıldı. Muhalif siyasetçi Gonzalez, Arjantin e sığınacağı yönündeki iddialara henüz resmi bir yanıt vermedi. Gonzalez, daha önce medyaya yaptığı birkaç açıklamada, 10 Ocak 2025 de Venezuela ya gelerek devlet başkanı olarak yemin etmek istediğini duyurmuştu. Venezuela İçişleri ve Adalet Bakanı Diosdado Cabello, 29 Kasım 2024 teki açıklamasında, Gonzalez in Venezuela ya ayak bastığı andan itibaren gözaltına alınacağını belirtmiş, Edmundo Gonzalez in yemin etmek üzere Venezuela ya gelmesine tek bir ihtimal bile yok. ifadesini kullanmıştı. Devlet Başkanı Nicolas Maduro nun 28 Temmuz seçimini kazandığını vurgulayan Cabello, 10 Ocak 2025 te Maduro nun Ulusal Meclis (AN) önünde yemin edeceğini söylemişti. MADURO ÜÇÜNCÜ KEZ KAZANMIŞTI Ulusal Seçim Konseyinin 29 Temmuz da duyurduğu sonuçlara göre, Nicolas Maduro, yüzde 51,20 oyla devlet başkanı seçimini üçüncü kez kazanmıştı. Muhalefet koalisyonu adayı Gonzalez ve muhalif lider Maria Corina Machado, seçim sonuçlarını reddetmişti. Gonzalez, hakkında tutuklama kararı çıkarılmasının ardından eşiyle 8 Eylül de İspanya Hava Kuvvetlerine ait uçakla Caracas tan Madrid e gitmişti.
Source: Habertürk
Güney Kore”de kriz devam ediyor! Tutuklayacaklardı, Başkanlık Güvenlik Servisi engelledi
Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol”un yetkilerinin askıya alınmasıyla sonuçlanan sıkıyönetim krizi sürerken, polisin Yoon”u tutuklama girişimi başarısız oldu. Güney Kore basınında yer alan haberlere göre, sabah erken saatlerde Üst Düzey Yetkililer Hakkındaki Yolsuzlukları Soruşturma Ofisi (CIO) müfettişleri ile birlikte Seul”deki başkanlık konutuna giden polis ekipleri, Başkanlık Güvenlik Servisi (PSS) ile karşı karşıya geldi. PSS Şefi Park Chong-jun”un güvenlik kısıtlamalarını gerekçe göstererek CIO müfettişleri ve polisin başkanlık konutuna girişine izin vermemesi üzerine, mahkeme tarafından Yoon hakkında çıkarılan tutuklama emri uygulanamadı. Tutuklama emrinin pazartesi gününe dek geçerli olduğu belirtildi. YOON DESTEKÇİLERİ BAŞKANLIK KONUTU YAKININDA TOPLANDIYoon”un destekçileri ise, başkanlık konutu yakınlarında bir araya gelerek polisin tutuklama girişimine tepki gösterdi. Mahkeme tarafından çıkarılan tutuklama emrinin “yasa dışı” olduğunu iddia eden yaklaşık bin kişilik grup “tutuklama emri geçersizdir” ve “CIO yetkililerini tutuklayın” sloganları attı. Polisin, Yoon destekçilerinin tutuklama girişimini engellemeye çalışabileceği gerekçesiyle bölgede 2 bin 700 personelle güvenlik tedbiri aldığı bildirildi. HAKKINDA AZİL SÜRECİ BAŞLATILMIŞTI”Muhalefetin devlet karşıtı faaliyetlerde bulunduğu” iddiasıyla sıkıyönetim ilan eden Devlet Başkanı Yoon, kararın Ulusal Meclis tarafından geçersiz kılınması üzerine geri adım atarak uygulamayı yürürlükten kaldırmıştı. Muhalefet partileri ise sıkıyönetim kararının hukuksuz olduğunu iddia ederek Yoon”un görevden alınmasını öngören bir azil önergesini Ulusal Meclis”e sunmuştu. Önergenin kabul edilmesi üzerine Yoon”un yetkileri askıya alınmış ve hakkında azil süreci başlatılmıştı. MAHKEME TUTUKLAMA EMRİ ÇIKARMIŞTIYoon hakkında “isyan” ve “görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla soruşturma açılırken, Yoon”un soruşturma komisyonu tarafından yapılan 3 ifade verme çağrısını da dikkate almadığı kamuoyuna yansımıştı. Son olarak, sıkıyönetim soruşturmasını yürüten soruşturma komisyonu, Yoon hakkında “isyan” ve “görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla tutuklama emri çıkarılmasını talep etmişti. Gelişmenin ardından Seul Bölge Mahkemesi Yoon hakkında tutuklama emri çıkarmıştı. Buna rağmen, Yoon”u zorla ifadeye götürmeye yönelik olası girişimlerin, yetki tartışmaları nedeniyle PSS ile kolluk kuvvetleri arasında gerginliğe neden olabileceği yorumları yapılmıştı.
Source: Www.star.com.tr
Soykırımcı İsrail, Gazze saldırılarını sürdürüyor: Çok sayıda şehit var
İşgalci İsrail güçlerinin Gazze Şeridi”nin çeşitli bölgelerine kara, hava ve denizden yürüttüğü saldırılar, ardında ölü ve yaralıların yanı sıra büyük yıkımlar bırakarak 455. gününde sürüyor.SOYKIRIMCI İSRAİL, GAZZE SALDIRILARINI SÜRDÜRÜYORİsrail ordusunun Gazze Şeridi”nin orta kesimindeki Nusayrat Mülteci Kampı”na ve Megazi Mülteci Kampı”na düzenlediği hava saldırılarında aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 13 Filistinli şehit oldu, çok sayıda kişi yaralandı.Sağlık yetkilileri, İsrail”in Gazze Şeridinin orta kesimine düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden 13 kişinin cenazesinin yanı sıra çok sayıda yaralının Aksa Şehitleri Hastanesi”ne getirildiğini belirtti.Yetkililer, saldırılarda ölen ve yaralananların arasında çocuk ve kadınların da bulunduğunu bildirdi.Görgü tanıkları da İsrail savaş uçaklarının Nusayrat ve Megazi mülteci kamplarındaki iki eve düzenlediği hava saldırılarının yıkıma ve ağır hasara yol açtığını söyledi.Görgü tanıkları, sivil savunma ve sağlık ekiplerinin enkaz altında kayıp kişileri arama çalışmalarını sürdürdüğünü kaydetti.04:46 İsrail ordusunun Gazze Şeridi”nin orta kesimindeki Nusayrat Mülteci Kampı”na ve Megazi Mülteci Kampı”na düzenlediği hava saldırılarında aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 13 Filistinli şehit oldu, çok sayıda kişi yaralandı.00:50 Gazze”deki hükümet, İsrail”in son 24 saatte düzenlediği 34 hava saldırısında 71 Filistinli şehit oldu, onlarca kişi yaralandığını açıkladı.00:45 Birleşmiş Milletler Yakın Doğu”daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, İsrail ordusunun Han Yunus”taki El-Mevasi bölgesinde zorla yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı çadırı bombaladığını kaydederek, Gazze Şeridi”nde güvenli bir yer olmadığını belirtti.00:35 Hamas, İsrail ordusunun Gazze Şeridi”nde yerinden edilmiş sivillerin sığındığı çadırları da hedef aldığı saldırılarında çoğu kadın ve çocuk 50″den fazla Filistinlinin hayatını kaybettiğini bildirdi.Hamas”ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme” gerekçesiyle İsrail”e 7 Ekim 2023″te kapsamlı saldırı düzenledi.İsrail, 7 Ekim”deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.İsrail”in 7 Ekim”den bu yana Gazze Şeridi”ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 818″i çocuk, 12 bin 287″si kadın olmak üzere 45 bin 553 Filistinli şehit oldu, 108 bin 379 kişi yaralandı.Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.İsrail ordusu, Gazze Şeridi”ne saldırılarının başladığı 7 Ekim”den bu yana 380″i karadan işgal sürecinde olmak üzere 808 askerinin öldüğünü duyurdu.Çatışmalara 24 Kasım 2023″te 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan “insani ara”da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
Source: Www.star.com.tr
Ukrayna Savaşı: 2025″te savaşın sonu nasıl gelebilir?
Getty Images Rusya lideri Vladimir Putin, 19 Aralık ta düzenlediği yıl sonu basın toplantısında Durumun çarpıcı şekilde değiştiğini söylemeliyim. Cephe hattının tamamında hareket var. Her gün demişti. Ukrayna nın doğusunda Moskova nın savaş makinesi, Donbas ın açık ovalarında kilometre kilometre ilerliyor, kent ve kasabaların etrafını sarıyor. Bazı siviller, savaş ulaşmadan kaçıyor. Bazılarıysa, taşıyabilecekleri eşyalarını toplayıp, otobüs ve trenlerle daha batıya gitmeden önce etraflarında top mermilerinin patlamasını bekliyor. Kiev in güçlü komşusuna karşı giriştiği, kamuoyundo çok fazla yer eden etkileyici asimetrik saldırılarına kaşın, Rusya Şubat 2022 de topyekûn işgale başlamasından bu yana en hızlı oranda toprak kazanıyor. Reuters Ukrayna nın son dönemde elde ettiği bazı başarılara karşın, Kiev savaşı kaybediyor gibi görünüyor. İşgalin üçüncü yılın sonuna yaklaştığı bu günlerde şu ana dek bir milyon kişinin ölümü ve yaralanmasına yol açtığı tahmin edilirken, Ukrayna savaşı kaybediyor gibi görünüyor. Bu arada, uzakta, Washington da ise pek de Ukrayna ya ya da liderine duyduğu sevgiyle tanınmayan, ne yapacağı tahmin edilemeyen Donald Trump, Beyaz Saray ı devralmak üzere. Bir dönüm noktasına gelmiş gibiyiz. Peki, 2025 gerçekten bu yıkıcı Arupa savaşının nihayet sona erdiği yıl olabilir mi? Savaş biterse, nihai sonuç neye benzeyecek? Müzakere lafları bir illüzyon Trump ın iktidara geldiği ilk 24 saat içinde savaşı sona erdirme vaadi, tipik bir cafcaflı böbürlenme. Ancak savaş ve Amerika nın maliyetli müdahalesinden bıkmış birinden geliyor. Trump geçtiğimiz günlerde Cephede, ortalıkta yatan genç ölü asker sayısı sarsıcı. Olanlar bir çılgınlık demişti. Fakat Carnegie Uluslararası Barış Vakfı ndan Michael Kofman a göre görev başına gelecek Amerikan öynetimi iki farklı sorunla karşı karşıya kalacak. Birincisi, durumu istikrara kavuşturmak için çok fazla zaman kalmamış bir durumda, çok negatif bir düzlemde ilerleyen bir savaşı miras alacaklar. İkincisiyse savaşı net bir başarı teorisi olmadan miras alacaklar. Donald Trump, son günlerdeki söyleşilerinde savaşa nasıl yaklaşmayı düşündüğüne dair bazı ipuçları verdi. Time dergisine, Biden yönetiminin Kasım ayında aldığı Kiev e Rusya içlerindeki hedeflere uzun menzilli Amerikan füzeleri atma izni verilmesi kararına şiddetle karşı çıktığını söyledi. Savaşı sadece tırmandırıyoruz ve daha da kötüleştiriyoruz dedi. 8 Aralık ta NBC News in Ukrayna nın daha az yardıma hazırlanıp hazırlanmaması gerektiği sorusuna Muhtemelen, büyük olasılıkla tabii yanıtını verdi. Reuters Donald Trump, göreve geldikten sonraki 24 saat içinde Ukrayna savaşını sona erdirme vaadinde bulundu. Ancak, birçok kişi gibi Amerika nın yeni liderinin Ukrayna yı terk edip, gideceğinden korkanlara, bir güvence kırıntısı da verdi. Trump Benim fikrime göre terk ederseniz, bir anlaşmaya ulaşamazsınız dedi. Gerçek şu ki, Trump ın niyetleri hiç de net değil. Ve şimdilik Ukraynalı yetkililer baskı ya da Trump ın gelişinin barış görüşmelerinin derhal başlaması anlamına geldiği çıkarımlarını reddediyorlar. Ukrayna lideri Zelenski nin danışmanlarından Mihaylo Podolyak Çok fazla müzakare lafı var ama bir illüzyon diyor. Rusya bu savaş için yeterince yüksek bir bedel ödetilene dek, herhangi bir müzakere süreci söz konusu olamaz. Zelenskiy nin akıllı stratejisi Kiev in müzakere ihtimalini reddetmesine karşın, Rus güçleri doğudaki önlenemez ilerleyişlerini sürdürürken, Ukrayna lideri Zelenskiy nin kendisini Trump ın iş yapabileceği bir lider gibi konumlandırma kaygısı duyduğu net. Ukrayna lideri, Trump ın seçim zaferini vakit kaybetmeden kutladı ve kısa süre içinde üst düzey yetkililerini Trump ın ekibiyle görüşmeye yolladı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron un sayesinde, Notre Dame Katedrali nin yeniden açılış törenine katıldığında Trump ile görüşme fırsatı da buldu. ABD Dışilişkiler Konseyi nden eski Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba Şu an gördüğümüz, Cumhurbaşkanı Zelenskiy nin çok akıllıca bir stratejisi diyor. Kuleba, Zelenkiy nin Başkan Trump ile temas kurma konusunda yapıcılık ve hazır olma sinyalleri veriyor diyor. Kremlin in benzer jestlerde bulunduğuna dair pek açık işaret yokken, Kiev yönetimi net bir şekilde öne geçmek istiyor. Düşünce kuruluşu Chatham House daki Ukrayna Forumu nun başındaki Orisia Lutseviç Trump, ne yapacağını tam olarak açıklamadığından, Ukraynalılar Trump a kendisininmiş gibi sunabileceği bazı fikirler vermeye çalışıyor diyor. O egoyla nasıl birlikte çalışabileceklerin biliyorlar. Zafer Planı: Savaşın muhtemel sonları ABD deki seçimlerden önce bile, Zelenskiy nin ülkesinin Trump gibi al- ver doğalı ve Avrupa güvenliğinin masraflarını ödemekte isteksiz biri için çekiciliğini artırma yolları aradığına dair işaretler vardı. Zelenskiy, Ekim de açıkladığı Zafer Planı nın bir parçası olarak, Rusya ile savaştan sonra, Avrupa daki ABD güçlerinin yerini, savaş tecrübeli Ukrayna birliklerinin alabileceğini söylemişti. Ayrıca, Ukrayna nın uranyum, grafit ve lityum gibi doğal kaynaklarını çıkarmak için ortak yatırım önerisinde bulunmuştu. Zelenskiy, böylesine stratejik kaynakların ya Rusya yı ya da Ukrayna ve demokratik dünyayı güçlendireceğini söylemişti. Reuters Ukrayna lideri Zelenskiy, Rusya yla savaş sona erdikten sonra, Ukrayna birliklerinin Avrupa da konuşlu ABD askerlerinin yerini alabileceğini söylemişti. Ancak Ukrayna liderinin Zafer Planı nın diğer unsurları, NATO üyeliği ve kapsamlı bir nükleer olmayan stratejik caydırıcılık paketi, Kiev in müttefiklerinde pek sıcak bir karşılık bulmadı. Özellikle NATO üyeliği, Rusya nın topyekûn işgalinin öncesinden beri bir anlaşmazlık konusu. Kiev için, Ukrayna ya boyun eğdirmeye kararlı Rus düşmanı karşısında, ülkenin gelecekte var olmasını garanti altına almanın tek yolu bu. Ancak Ukrayna nın NATO üyeliği de dahil, tam Avrupa-Atlantik entegrasyonuna varacak geri dönülmez yolda olduğu söylenmesine karşın, ABD ve Almanya böyle bir daveti çıkarmakta şimdilik isteksizken ittifak bölünmüş bir halde. Ukrayna lideri Zelenskiy, Ukrayna nın uluslararası alanda tanınmış sınırları içinde tüm ülkeye bir davet yapılması halinde, başta sadece Kiev in denetimi altındaki topraklarda geçerli olmasını kabul etmeye istekli olduğunu belirtti. Zelenskiy, Kasım da Sky News e konuşurken, bunun savaş haline son verebileceğini ve Ukrayna nın nihai sınırlarını belirleyecek diplomatik sürecin önünü açacağını söylemişti. Ancak Zelenskiy, henüz böyle bir davetin gelmediğini de ekledi. Kiev in sallantılı pozisyonu Peki NATO üyeliği olmazsa, ne olacak? Trump öncülüğündeki barış görüşmeleri ihtimali yakınlaşır ve Ukrayna cephede toprak kaybederken, uluslararası tartışmanın odak noktası Kiev in sallantılı pozisyonunu düzeltmek. Cumhurbaşkanı Zelenskiy nin danışmanı Andriy Yermak 12 Aralık ta Ukrayna kamu televizyonuna Güçlü hukuki ve fiili garantiler almak kritik önemde dedi. Yermak, Ukrayna nın yakın geçmişinin acı hatıralarla dolu olduğunu belirtti. Ukraynalı yetkili Maalesef deneyimlerimize göre, daha önce aldığımız bütün garantiler güvenlikle sonuçlanmadı dedi. Gözlemciler, NATO kurucu anlaşmasının 5. maddesi gibi bir kollektif savunma konseptine benzer bir mekanizma olmadan, bir başka Rus saldırısını önleyecek herhangi bir şey bulunmamasından korkuyor. Orisia Mütseviç Zelenskiy, sadece bir ateşkes anlaşmasıyla olmayacağını biliyor. Ateşkes üzerine bir şeyler daha olmalı. Sadece bir ateşkes kabul etmek ve Ukrayna nın nasıl korunacağına dair bir yanıt almamak Zelenskiy için intihar olur diyor. Avrupa siyaset forumlarındaki uzmanlar, Avrupa nın bu ağır sorumluluğu nasıl omuzlayabileceğine dair yöntemleri inceliyor. Reuters Donetsk bölgesindeki Ukraynalı askerler. Bu fikirler arasında ilk olarak Macron un geçen Şubat ta gündeme getirdiği barış gücü konuşlandırılması ya da sekiz Kuzey ve Baltık ülkesi ile Hollanda dan asker toplayacak, ingiltere nin öncülüğündeki bir keşif gücünün kullanılması var. Ancak Kofman şüpheli. ABD nin bir garantör olarak katılmadığı güvenlik garantileri ortasında dev bir delik bulunan bir simit gibi olur diyor. Bu görüş Kiev de de destek görüyor. Podolyak Başka ne alternatif olabilir? Bugün başka bir seçenek yok diyor. Ukrayna nın Sovyetler Birliği sonrası sınırlarıyla ilgili 1994 Budapeşte Momeradrumu ya da Donbas Savaşını sona erdirmeyi amaçlayan 2014-2015 Minsk anlaşmaları gibi kağıt parçalarının askeri caydırıcılık bulunmadan kıymeti olmayacağını söylüyor. Rusya saldırıyı başlatır başlatmaz, karşılık olarak önemli sayıda saldırı olacağını anlamalı diyor. İngiltere, Biden ve Batı nın rolü Ukrayna nın uzun vadeli geleceği konusunda bir anlaşma olmadan, müttefikleri ülkenin savunmasını güçlendirmek için ellerinden geleni yapıyor. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte geçtiğimiz günlerde, kısmen Rusya nın koordineli füze ve SİHA saldırılarına maruz kalan Ukrayna nın enerji altyapısını korumak için, ek hava savunma sistemleri tedariki de dahil her şeye bakıldığını söyledi. Ukrayna asker sayısı anlamında da büyük sıkıntılar çekmeye başlarken, İngiltere Savunma Bakanı John Healey hükümetin Ukrayna ya eğitim için İngiliz askerleri yollayabileceğini belirtti. Biden yönetimi de görevi bırakmadan önce Ukrayna ya mümkün olduğunca çok Kongre onaylı askeri yardım göndermeye kararlı gibi görünüyor. Ancak her şeyi göndermeye zaman yetmeyebileceği belirtiliyor. 21 Aralık ta Trump ın Ukrayna ya askeri yardım vermeye devam edebileceği söylenmişti. Ancak NATO üyelerinin savunma harcamalarını büyük ölçüde artırmalarını talep edeceği vurgulanmıştı. Kiev in müttefikleri şu ana dek inatçı bir şekilde dayanıklı olan Rusya nın savaş ekonomisine darbe vurmak için Moskova ya yönelik ambargoları da sıkılaştırdı. Adının açıklanmasını istemeyen ABD Kongresi nden bir kaynak Ambargoların Rus ekonomisini tamiri imkansız bir şekilde bozmaması nedeniyle bir öfke var diyor. Ancak son göstergeler Kremlin için giderek daha kötü bir tablo çiziyor. Faiz oranları % 23 te, enflasyon % 9 da seyrederken, rublenin değer kaybı ve büyümenin bu yıl büyük oranda yavaşlayacağı beklentisi, Rus ekonomisi üzerindeki yük büyüyor. Putin ise etkilenmemiş görünüyor. Rus lider yıl sonu basın toplantısında Ambargoların etkisi oluyor ama çok önemli değil dedi. Rusya nın cephedeki büyük kayıpları, Batılı yetkililer Moskova nın her gün ortalama ölü ve yaralı 1500 asker kaybettiğini tahmin ediyor, henüz savaşın maliyetini Putin i müzakere masasına yönlendirmeye yetmedi.
Source: Habertürk
Sözde müttefik ABD”den Suriye”de köşeye sıkışan PKK/YPG”ye koruma kalkanı
Suriye”de köşeye sıkışan terör örgütü PKK/YPG”ye geçtiğimiz hafta silah sevkıyatı yapan ABD, şimdi de Ayn el Arab bölgesinde askeri üs inşa etmeye başladı.Terör örgütü PKK/YPG”yi Münbiç ve Deyrizor”dan temizleyen Suriye Milli Ordusu (SMO) teröristlerin işgali altındaki Ayn El Arab bölgesine operasyon hazırlığına başladı. SMO”nun operasyon hazırlığı üzerine terör örgütünün Suriye uzantısı, ABD”den yardım istedi. Beton bloklar ABD bayraklı TIR”larla taşındıABD”nin seçilmiş başkanı Donald Trum”un “Suriye”de işimiz yok” açıklamasına rağmen Pentagon, Suriye”de terör örgütü PKK/YPG”ye askeri yardımları en üst seviyeye çıkardı. ABD”ye ait beton bariyerler taşıyan 13 TIR, Ayn el Arab bölgesine intikal etti.IRAK”TAKİ ÜSTEN TAŞINDIYerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre ABD güçlerinin Irak”taki bir askeri üssü boşalttığı ve buradaki beton bariyerler ile malzemelerin Ayn el Arab”a taşındığı öğrenildi.Bölgeden gelen görüntülerde ABD”nin beton blokların gelmesiyle Ayn el Arab”ın merkezinde üs inşasına apar topar başladığı görüldü. 30-31 Aralık”ta Suriye”deki ABD güçlerine ait çok sayıda Bradley Zırhlı Muharebe Aracı (ZMA) Ayn el Arab”a sevk edilmişti. ABD, son sevkıyatlarda terör örgütüne hava savunma sistemleri ve zırhlı araçlar da verdi.
Source: Www.star.com.tr
BM duyurdu: 8 Aralık”tan bu yana 115 bin Suriyeli ülkesine döndü
61 yıllık Baas rejiminin HTŞ liderliğindeki silahlı muhaliflerce devrilmesi Suriye”de yeni bir dönemim kapılarını sonuna kadar araladı. BM RAKAMI DUYURDU Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, yaptığı açıklamayla Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından komşu ülkelerden Suriye”ye dönen mülteci sayısını duyurdu.BMMYK”den yapılan yazılı açıklamada 8 Aralık 2024″ten bu yana Türkiye, Ürdün ve Lübnan gibi ülkelerden 115 binden fazla kişinin Suriye”ye geri döndüğü bildirildi. KAMUOYU PAYLAŞIMLARINA DAYANDIRILDI Bu sayının ev sahibi ülkelerin kamuoyu paylaşımlarına,Suriye”deki göç servisleriyle yapılan temaslara ve BMMYK ile ortakları tarafından yapılan sınır gözlemlerine dayandığı hatırlatıldı.
Source: Erdem Aksoy
Türkiye ve dünya gündemi
1- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi”nde 2024 Yılı İhracat Rakamlarının Açıklanması Programı ile Atatürk Kültür Merkezi”nde Necip Fazıl Ödülleri Töreni”ne katılacak.
(İstanbul/14.00/19.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Ardahan İl Başkanlığını, esnafı, Ardahan, Posof ve Göle belediyeleri ile Zavot Kadın Kooperatifini ziyaret edecek.
(Ardahan/10.00/11.00/11.30/14.00/16.30/18.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
YASAMA YÜRÜTME SİYASET
1- Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İzmir Adliyesi”nde Şehitler Polis Memuru Fethi Sekin ve Mübaşir Musa Can”ı Anma Töreni ile Buca”da İzmir Adli Tıp ve Denetimli Serbestlik hizmet binalarının açılış törenine katılacak.
(İzmir/10.30/14.30) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenleyecek.
(Ankara/14.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
3- CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, tutuklanmasının ardından Esenyurt Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ahmet Özer ile Gezi Parkı davası hükümlüleri Osman Kavala, Tayfun Kahraman ve Can Atalay”ı Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda ziyareti sonrası açıklama yapacak.
(İstanbul/14.30) (Fotoğraflı-Görüntülü)
EKONOMİ FİNANS
1- Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 2024 Yılı Dış Ticaret Verilerinin Açıklanması Programı”na katılacak.
(İstanbul/14.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- Türkiye İstatistik Kurumu, Aralık 2024 dönemi enflasyon rakamlarını duyuracak.
(Ankara/10.00)
3- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu toplantı özetini, haftalık para ve banka istatistikleri ile finansal kesim dışındaki firmaların döviz varlık ve yükümlülüklerini yayımlayacak.
(Ankara/14.00/14.30)
4- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, haftalık bankacılık sektörü verilerini açıklayacak.
(Ankara/14.00)
DÜNYA DİPLOMASİ
1- Suriye”de Baas rejimi ve Esed ailesi iktidarının devrilmesinin, geçici yönetimin kurulmasının ardından ülkedeki gelişmeler takip ediliyor.
(Şam/Halep) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- İsrail”in Gazze Şeridi”ne saldırılarına ilişkin gelişmeler izleniyor.
(Gazze/Kudüs) (Fotoğraflı-Görüntülü)
1- Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İsfahani Mescidi”nde “İsfahani Mescidi”nin Yeniden İbadete Açılışı Cuma Namazı ve Hutbe İradı” programına katılacak.
(Ankara/12.58) (Fotoğraflı-Görüntülü)
1- Trendyol Süper Lig”in 18. haftası, Corendon Alanyaspor-TÜMOSAN Konyaspor ve Çaykur Rizespor-Beşiktaş maçlarıyla başlayacak.
(Antalya/Rize/20.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- Trendyol 1. Lig”in 18. haftası, Kocaelispor-Alagöz Holding Iğdır FK maçıyla başlayacak.
(Kocaeli/20.00) (Fotoğraflı)
3- THY Avrupa Ligi”nin 19. haftasındaki Türk derbisinde Fenerbahçe Beko, Anadolu Efes”i konuk edecek.
(İstanbul/20.45) (Fotoğraflı)
4- BKT Avrupa Kupası”nın 13. haftasında B Grubu”nda Türk Telekom, Fransa”nın Cosea takımını ağırlayacak, A Grubu”nda Bahçeşehir Koleji, İtalya”nın Dolomiti Energia ekibine konuk olacak.
(Ankara/19.30/Trento/22.00) (Fotoğraflı)
5- Vodafone Sultanlar Ligi”nin 14. haftası, Fenerbahçe Medicana-Türk Hava Yolları maçıyla başlayacak.
(İstanbul/17.00) (Fotoğraflı)
6- Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, AA”nın düzenlediği “Yılın Kareleri” oylamasına katılacak.
(İstanbul/14.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Terör örgütü DEAŞ”a yönelik “Gürz-35” operasyonlarında 42 şüpheli yakalandı
Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından “Gürz-35” operasyonlarına ilişkin paylaşımda bulundu.
Teröre karşı birlik ve beraberlik vurgusu yapan Yerlikaya, “17 ilde DEAŞ terör örgütüne yönelik son 1 hafta içinde jandarma tarafından düzenlenen Gürz-35 operasyonlarında, 42 şüpheli terör örgütü mensubu yakalandı. Terörü ülkemizden topyekun mücadeleyle söküp atmaya kararlıyız. Teröre karşı birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma, en büyük gücümüzdür.” ifadelerini kullandı.
17 ilde DEAŞ Terör Örgütüne yönelik son 1 hafta içinde Jandarma tarafından düzenlenen “GÜRZ-35″ operasyonlarında; 42 şüpheli terör örgütü mensubu yakalandı❗Terörü ülkemizden topyekün bir mücadeleyle söküp atmaya kararlıyız. Teröre karşı birlik, beraberlik, kardeşlik ve… pic.twitter.com/ZoGDgzcP1n— Ali Yerlikaya (@AliYerlikaya) January 3, 2025
Operasyonların, cumhuriyet başsavcılıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı Terörle Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde, il jandarma komutanlıklarınca Adana, Ankara, Balıkesir, Batman, Bursa, Bitlis, Diyarbakır, Edirne, Gaziantep, İstanbul, Kahramanmaraş, Karabük, Kayseri, Kocaeli, Mardin, Mersin ve Şanlıurfa”da düzenlendiğini belirten Yerlikaya, şunları kaydetti:
“DEAŞ terör örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda yakalanan şüphelilerin, terör örgütüne üye olduğu, örgüte finans sağladığı ve sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü propagandası yaptıkları tespit edildi. Operasyonlar sonucunda çok sayıda örgütsel doküman ve dijital materyal ele geçirildi. Operasyonları koordine eden cumhuriyet başsavcılıklarımızı ve operasyonları gerçekleştiren kahraman jandarmamızı tebrik ediyorum.”
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Filiz Katman yazdı: Deniz yetki alanı
Türkiye, Suriye ile iş birliği içinde deniz sınırlarını kendi lehine yeniden tanımlamayı hedefliyor”The SunSuriye ile başlatılan sürecin belki de mihenk taşı olan konuya geldi sıra: Deniz yetki alanı.Hatırlayalım, Libya ile deniz yetki alanının belirlenmesi anlaşması sonrasında Doğu Akdeniz”de tüm paradigma değişmişti.İşte şimdi buna bir de Suriye eklenecek.Yunanistan daha şimdiden başladı yakınmalara.Bir de yürürlüğe girsin işte o zaman seyredin gümbürtüyü.”Akdeniz”e açılan önemli bir kapı”, böyle tanımlıyor Suriye”yi Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Abdulkadir Uraloğlu: “Limanlarının neredeyse hiç gelişmediğini biliyoruz. Oralara muhtemelen belli yatırımların yapılması noktasında tespitlerimiz ve gayretlerimiz olacak. Tabii, bir Deniz Yetki Anlaşması, muhtemelen, hani yapalım diye Doğu Akdeniz”deki çıkarlarımızın korunması ve Mavi Vatan konusunda günü geldiğinde orada ilgili kurumlarımız vaziyet alacaktır. Ticaret noktasında esasında Şam”ın Suriye”nin bir tarihi var. Onu yeniden canlandırma adına biz de elimizden geleni yapacağız.”Türkiye”nin Afrika ile geliştirdiği ilişkileri de resme dahil edince işin rengi daha da anlaşılır oluyor.”Böyle bir anlaşma hem Suriye”nin hem Türkiye”nin etkinlik ve yetkinliğini artıracak” diyen Uraloğlu, “Oradaki petrol ve hidrokarbon arama noktasında, uluslararası hukuku da dikkate alarak, her türlü yetkiyi iki ülke olarak paylaşmış oluruz ya da genişletmiş oluruz” diyerek “büyük oyunu” ortaya koyuyor.Tarihi paylaşıl mücadelesinde bu süreçlerin uluslararası hukukun işletilmesiyle hem Türkiye”nin hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”nin dediğimiz denkleme hem de Suriye”nin ifadesini ekliyoruz artık.Ve Doğu Akdeniz”de yapılmaya çalışılan “oldu bitti” haklı ve hakkaniyete dayalı bir direnişle nihayet hak yerini buluyor diyoruz.Afrika”da son dönemde meydana gelen gelişmelerle “emperyalist temizlik”, bölgesel çatışmaların diplomasi yoluyla çözülmesi ve derinleşen ilişkiler “Batı” tarafından “Türk Yayı” “Türk Hilali” denilerek “kaygıyla izlenirken haklının hakkını almasından ortaya çıkacak zenginleşme bölge ülkelerine refah olarak döneceğinden sevinçle karşılanıyor.
Source: Filiz Katman
Yakup Köse yazdı: Üstad”ın yabancısı olmayalım
Gazetemizin 11 yıldır verdiği Necip Fazıl Ödülleri”nin 2024 yılının sahiplerine ödülleri bu akşam Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın iştirakleriyle verilecek.Üstad Necip Fazıl Kısakürek”in “Büyük Doğu” adını verdiği fikriyatının önemini bugünlerde daha iyi anlıyoruz.”Arap Baharı” adı verilen İslâm ülkelerindeki hareketlenmelerde de gündeme gelen ve bugün Suriye”deki halk devrimiyle birlikte konuşulan mevzu, yönetim şeklinin nasıl olacağı.Mâlumunuz zamanımızın kutsal mefhumu “Demokrasi”. Dünyada her şey onun için yapılıyor. Seçimler de demokrasi için yapılıyor, seçilmiş hükümetleri deviren darbeler de demokrasi için yapılıyor, bombalar da demokrasi için atılıyor, işgaller de demokrasi için yapılıyor, işgal edilen topraklarda tecavüzler de demokrasi için yapılıyor, hatta kundaktaki bebekleri öldürmek bile demokrasi için!Sadece son 35 yılda ABD ve müttefiklerinin İslâm dünyasına demokrasi getirmek neler yaptıklarını bizlere canlı canlı izlettirdiler. Demokrasi getirmek için işgal ettikleri topraklarımızda artık ot bitmiyor!Demokrasi öyle “mübarek” bir mefhum ki her şenaati örtebiliyor.Öyle oyunu kurallarına göre oynamak da yetmiyor. İşte Mısır”da gördük. 2012 senesinde halkoyuyla seçilen Muhammed Mursi bir yıl sonra askeri darbeyle devrildi. Demokrasi için binlerce kilometreden bombalar taşıyan ABD ve müttefikleri, Mısır halkın seçimi olan Mursi”nin meşru iktidarının elinden alınmasına yol verdiler. Muhammed Mursi, mahkeme salonunda yargılanırken öldürüldü. Arkadaşların çoğu idam edildi, idam edilmeyenler ise öldürülmekten beter işkencelere maruz kaldılar. Görüleceği üzere, sadece demokrasinin kurallarına uymak yeterli değil. Dünyaya demokrasi dayatması yapan ABD/Batı”nın isteklerini de yerine getirmeniz gerekiyor.Demokrasi adı altında sergilenen tiyatroları anlatmakla bitmez. Maalesef demokrasi zokası Müslümanlar tarafından fena yutuldu. Sistem kuralım, dünyaya bizim de yönetim şekli teklifimiz olsun derdini taşıyan pek yok.Niye ABD/Batı”nın demokrasi dayatmasına mahkûmuz?İşte bu noktada Üstad Necip Fazıl Kısakürek”e müracaat edilmelidir. Üstad, “Varlık sebebim” dediği İdeolocya Örgüsü adlı eseriyle dünyaya bir yönetim şekli teklif ediyor. Mezkûr eserinden bu teklifi yaparken de ilk önce doğu batı muhasebesiyle birlikte içinde bulunduğumuz burhanı da kare kare gösteriyor.Başkan Erdoğan”ın başucu kitaplarından biri olan İdeolocya Örgüsü”nden bahsetmeden Necip Fazıl Kısakürek konuşulamaz.Ne çile çektiyse, ne yaşadıysa İdeolocya Örgüsü”ndeki sistemleştirdiği düzeni hayata geçirmek içindi.Aman dikkat edelim de Üstad”ın aşağıdaki noktalamasında geçen “Yabancı”lardan olmayalım:Lâfımın dostusunuz, çilemin yabancısı,Yok mudur, sizin köyde, çeken fikir sancısı?
Source: Yakup Köse
Afganistan ve Pakistan sınır güçleri arasında çatışma yaşandı
Kabil merkezli TOLO News”a göre, Pakistan güçleri, saat 01.30 sularında Afganistan”ın Host vilayetinde, Pakistan sınırında bulunan Ali Şer ilçesine roket saldırısı düzenledi.
Afgan güçlerinin karşılık vermesiyle çıkan çatışma 05.00 sularına kadar sürdü.
Çatışma nedeniyle çok sayıda aile evlerini terk etmek zorunda kalırken, ölü ve yaralılara ilişkin detay paylaşılmadı.
Pakistan”a ait savaş uçakları 24 Aralık”ta, iki ülke sınırına yakın bir noktada yer alan, Afganistan”ın Paktika vilayetine bağlı bazı bölgelere “Pakistan Talibanına (TTP) ait kampları hedef aldığını” belirterek hava saldırıları düzenlemişti.
Afganistan yönetimi ise, bu saldırılarda sivillerin hedef alındığını, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere en az 46 kişinin yaşamını yitirdiğini duyurmuştu.
Söz konusu saldırılara misilleme olarak, Afganistan güçleri 28 Aralık”ta Pakistan topraklarını hedef almış, 19 Pakistan askerini öldürdüklerini duyurmuştu.
Pakistan”ın terör sorunu
Pakistan”ın Afganistan”a sınır olan Hayber Pahtunhva ve Belucistan gibi eyaletlerinde son yıllarda terör saldırılarında ciddi artış oldu.
Her iki eyalette de Peştun ve Beluc etnik gruplarının haklarını savunduklarını ileri süren silahlı gruplar, Pakistan güvenlik güçlerine ve sivillere yönelik saldırılarda bulunuyor.
İslamabad, ağırlıklı olarak Hayber Pahtunhva eyaletinde saldırılar düzenleyen TTP”nin Afganistan”da mevzilendiğini ve saldırılarını buradan organize ettiğini savunurken Afganistan yönetimi bu iddiaları reddediyor.
Pakistan ordusu, daha önce de Afganistan”ın Host, Paktiya ve Kunar vilayetlerine TTP üslerini hedef aldığını belirterek saldırılar düzenlemiş, bu saldırılar iki ülke yönetimi arasında gerilime yol açmıştı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
İşgalci İsrail”den Halep”e hava saldırısı
Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Sefire bölgesinde hava savunma üssü ve 404 nolu depo, İsrail güçlerince hava saldırısıyla hedef alındı.İlk belirlemelere göre, düzenlenen yaklaşık on hava saldırısında bölgede ölen ve yaralananlar olduğu bildirildi.İsrail ordusu askerleri hava araçlarıyla indirme operasyonu yaparken, bölgedeki silahlı unsurlarla aralarında çatışmalar yaşanıyor.Sefire bölgesinde, devrik Beşşar Esed rejiminden kalma savunma sanayi tesisleri ile askeri araştırma merkezi bulunuyor.- İSRAİL”İN SURİYE”YE SALDIRILARI VE İŞGALİSuriye”de 27 Kasım”da şiddetlenen çatışmaların ardından 8 Aralık”ta 61 yıllık Baas rejiminin çökmesiyle eş zamanlı olarak İsrail ordusunun ülkeye saldırıları arttı.Rejim ordusundan kalan askeri altyapı ve imkanları imha etmeye başlayan İsrail ordusu, Suriye toprağı Golan Tepeleri”ndeki işgalini genişletti.Golan Tepeleri civarındaki tampon bölgeye giren İsrail ordusu, işgali daha ileriye taşıyarak başkent Şam”ın 25 kilometre yakınlarına kadar sokuldu.İsrail, Suriye”ye ait Golan Tepeleri”ni 1967″den bu yana işgal altında tutuyor. İsrail ile Suriye arasında 1974″te imzalanan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması ile tampon bölge ve silahtan arındırılmış bölgenin sınırları belirlenmişti.
Source: Www.star.com.tr
Trump göreve başlamadan Biden”a “İran”ı vuralım” planı sunuldu
Beyaz Saray, ABD”nin yeni Başkanı Donald Trump”ın 20 Ocak”taki yemin töreni öncesinde Joe Biden”a İran”ın nükleer tesislerine yönelik potansiyel bir saldırının planlarını sundu. Planların İran”ın nükleer anlaşma görüşmelerinden hemen önce ortaya çıkması dikkat çekerken Biden”ın durumun aciliyeti konusunda kararsız olduğu ifade edildi. BIDEN NİHAİ BİR KARAR ALMADI CNN Türk”te yer alan habere göre sunumla ilgili birkaç hafta önce gizli bir brifing yapıldı. Yetkililerden biri yaptığı açıklamada, toplantının yeni bir istihbarata dayanmadığını ve Biden”ın nihai bir karar almadığını öne sürdü. Öte yandan bir başka kaynak, Biden”ın yeni bir başkan göreve başlamadan birkaç hafta önce böylesine dramatik bir askeri saldırıyı haklı çıkarıp çıkarmayacağı sorusuna odaklandığını belirtti.Kaynaklar Sullivan da dahil olmak üzere Biden”ın danışmanlarından bazılarının, İran”ın hava savunma ve füze yeteneklerinin zayıflatılmasının yanı sıra İran”ın bölgesel vekillerinin önemli ölçüde zayıflatılmasının, başarılı bir saldırı olasılığını artıracağına ve İran”ın misilleme yapma riskini ve bölgesel gerilimi azaltacağına inandığını öne sürdü. BEYAZ SARAY YORUM YAPMAYI REDDETTİ Bir ABD yetkilisi, Sullivan”ın Biden”a bu konuda bir tavsiyede bulunmadığını, sadece senaryo planlaması yaptığını söyledi. Beyaz Saray ise konuyla ilgili yorum yapmayı reddetti. Axious ise “Bir kaynağa göre ilginç olan, Biden”ın aciliyet sorusuna yoğunlaştığını ve İran”ın birkaç hafta içinde dramatik bir askeri saldırıyı haklı çıkaracak adımlar atıp atmadığını sorgulaması” notu düştü. ZAMANLAMA DİKKAT ÇEKİCİ Plan tam da İran”ın Ocak”ta Avrupa ülkeleri arasında nükleer program görüşmelerinin hemen öncesinde geldi. İran”ın yarı resmi haber ajansı ISNA Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İran ve üç Avrupa ülkesi arasındaki bir sonraki tur görüşmelerin 13 Ocak”ta Cenevre”de yapılacağını bildirdi.İran, Kasım 2024″te İngiltere, Fransa ve Almanya ile tartışmalı nükleer programı hakkında bir dizi görüşme gerçekleştirdi. ABD seçimlerinden bu yana ilk olan bu görüşmeler, Tahran”ın İran”ı BM nükleer gözlemcisi ile kötü işbirliği yapmakla suçlayan Avrupa destekli kararına tepkisinin ardından gerçekleşti. Tahran, karara, IAEA gözlemcisine zenginleştirme tesislerine daha fazla uranyum zenginleştirme santrifüjü kurmayı planladığını açıklayarak tepki gösterdi.
Source: Erdem Aksoy
Filistin Esirler Cemiyeti: İsrail”in zorla kaybettiği Kemal Advan Hastanesi Müdürü”nün akıbeti tehlikede
Cemiyetten yapılan yazılı açıklamada, İsrail güçlerinin alıkoyduğu uzman doktor Ebu Safiyye”nin, “zorla kaybetme suçuyla karşı karşıya kalan binlerce Gazzeli tutukludan biri” olduğu belirtildi.
Açıklamada, İsrail”in, uzman doktorun alıkonulduğunu inkar ettiği hatırlatılarak zaman geçtikçe Ebu Safiyye”nin akıbetine yönelik tehlikelerin katlanarak arttığı ifade edildi.
“Ebu Safiyye”nin 27 Aralık”ta alıkonulduğuna dair net deliller olmasına rağmen işgal güçleri, eskiden yaptığı benzer açıklamaları tekrar ediyor hem yayımlanan fotoğraf ve görüntüler hem salıverilen bazı Filistinlilerin ifadelerini içeren bu delilleri inkar ediyor.” ifadesine yer verilen açıklamada, Ebu Safiyye”nin akıbetinden tümüyle İsrail makamlarının sorumlu olduğu kaydedildi.
Açıklamada, uluslararası insan hakları örgütlerinden bu konuda devreye girerek üzerine düşen görevi yapması istendi.
İsrail uzman doktoru alıkoyduğunu reddediyor
Uzman doktor Ebu Safiyye”nin sorgulanmak üzere götürülmeden önce bir İsrail zırhlı aracına doğru yürüdüğü görüntüler kamuoyuna yansımasına rağmen Tel Aviv, elinde bu isimde bir tutuklu bulunmadığını ve akıbetine ilişkin bilgisinin olmadığını öne sürüyor.
İsrail-İnsan Hakları İçin Doktorlar Örgütü (PHRI), Ebu Safiyye”nin akıbetine ilişkin İsrail ordusundan yazılı olarak bilgi talebinde bulunmuştu.
İsrail ordusunun PHRI”nın yazılı sorusuna, “Söz konusu kişinin tutuklandığına ya da gözaltına alındığına dair herhangi bir bulguya rastlanmadığını bildirmek isteriz.” yanıtını verdiği belirtilmişti.
Gazze”deki Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Münir Abdullah el-Berş de dün yaptığı açıklamada, PHRI aracılığıyla Kemal Advan Hastanesi Müdürü”nün akıbetine ilişkin bilgi talebinde bulunduklarını ancak İsrail tarafının elinde bu isimde bir tutuklu olduğunu reddettiğini açıklamıştı.
Berş, Ebu Safiyye”nin öldürülmüş olabileceği konusunda endişelendiklerini kaydetmişti.
Gazze”deki Filistin hükümeti de Kemal Advan Hastanesi Müdürü Ebu Safiyye ve sağlık personelinin İsrail tarafından alıkonulduğunu belirtmiş, durumlarının açıklanması çağrısında bulunmuştu.
İsrail”in Gazze”deki Kemal Advan Hastanesi saldırısı
İsrail ordusu, 27 Aralık”ta Kemal Advan Hastanesi”ni kuşatma altına alarak sağlık personelini ve yaralıları zorla dışarı çıkarmış, baskın düzenlediği hastanenin bazı bölümlerini ateşe vermişti.
Aynı gün yayımlanan görüntülerde, Gazze”de İsrail işgaline karşı direnişin sembolü haline gelen Filistinli doktorun, İsrail ordusunun tanklarına karşı üzerinde beyaz önlüğüyle tek başına yürüdüğü anlar sosyal medyada binlerce kez paylaşılmıştı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
ABD onay veri: Japonya”ya 3,64 milyar dolarlık uçaksavar füzesi satışı
Pentagon”a bağlı Savunma Güvenlik ve İşbirliği Ajansı (DSCA) tarafından yapılan açıklamada ABD Dışişleri Bakanlığı”nın Japonya”ya 3,64 milyar dolar değerinde uçaksavar füzeleri ve askeri ekipman satışı için onay verdiği bildirildi. Bu kapsamda, Japonya”ya toplam değeri 3,64 milyar doları bulan “AIM-120D-3” ve “AIM-120C-8” Gelişmiş Orta Menzilli Havadan Havaya Füze ve buna bağlı askeri ekipmanlar gönderilecek. Japonya tehditlere karşı savunmasını artıracak Açıklamada, satış onayına ilişkin bilginin Kongre”ye iletildiği ve bu satışın Japonya”nın mevcut ve olası tehditlere karşı savunma kapasitesini artıracağı belirtildi.
Source: Dünya Gazetesi
Suriye”de binlerce kişinin işkence gördüğü Deyrizor Merkezi Hapishanesi görüntülendi
Dışarıdan bakıldığında terk edilmiş, sessiz bir yapı gibi görünen Deyrizor Merkezi Hapishanesi”nin duvarlarının ardında bundan yaklaşık 1 ay önceye kadar binlerce kişi işkence görüyordu.
Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu binlerce kişi, burada karanlık bir dünyaya yıllarca mahkum edildi.
AA muhabirleri, insanlık onurunun hiçe sayıldığı merkezlerden biri sayılan Deyrizor Merkezi Hapishanesi”ne girerek, içerideki insanlık dışı şartların hakim olduğu dünyayı görüntüledi.
Bir zamanlar rejimin İçişleri Bakanlığına bağlı en büyük merkezlerinden biri olan Deyrizor Merkezi Hapishanesi”nin dış duvarında “Yıkım, karanlık ve ölüm” ile başlayan bir yazı, bu merkezin ruhunu ele veriyor.
Her köşesinde Baas rejiminin simgelerine rastlanan hapishanenin adeta bir çöplüğe dönüştüğü görüldü.
Avlusunda çürümüş polis araçlarının bulunduğu hapishanede yanmış ranzalar, is kaplı duvarlar, çöplüğe dönüşmüş hücre ve koğuşlar dikkati çekiyor.
Akıbetleri bilinmeyen çok sayıda kişinin, hücre ve koğuşların duvarlarına isimlerini kazıdığı da görüntülere yansıdı.
Baas rejiminin 8 Aralık”ta çökmesinin ardından, Deyrizor Merkezi Hapishanesi”nde tutulanlar serbest kaldı.
“Rejimin tüm unsurları hesap vermeli”
Deyrizor Merkezi Hapishanesi”nde 88 gün tutulan Basil Kuveyhi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, rejimin çökmesiyle salıverildiğini söyledi.
Kuveyhi, çok kötü muameleye maruz kaldıklarını belirterek, “Son güne kadar iç güvenlik güçleri baskın yaparak bizleri darbetti, göz yaşartıcı gaz kullandı. Bize dile alınmayacak sözler sarf ettiler. Ayağından sakat insanları dahi koridorlarda sürüklediler. Yaşlılara dahi hürmet etmediler. Bizi 5 saat boyunca secde eder şekilde tuttular. Saatlerce tuvaletlere gidişimizi yasakladılar. İnsanlara ateş açarak yaraladılar.” dedi.
Baas rejimin “çok zalim ve despot bir rejim” olduğunu anlatan Kuveyhi, “Rejimin tüm unsurları hesap vermeli. Sadece üst isimler değil, insanlara kötü muamele yapan herkesten hesap sorulmalı. İsyan çıkardığımız bir gün bu avluda bir gencimiz keskin nişancı atışıyla kafasından vurularak öldü. Bizi darbettiler, göz yaşartıcı gazla müdahale ettiler. Yaşlılar gazdan etkilendi ancak onlara kimse yardım etmedi. Bize öyle bir saldırdılar ki yemin ederim İsrail bile bunlardan daha merhametlidir.” diye konuştu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Almanya ve Fransa Dışişleri bakanları Şam”da
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ve Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Suriye nin başkenti Şam a geldi. Alman Haber Ajansının (DPA) haberine göre, Baerbock daha önce duyurulmayan ziyareti kapsamında Esed rejiminin devrilmesinden yaklaşık 1 ay sonra Suriye ye geldi. Şam a ulaştığı ifade edilen Barrot un da Lübnan dan Suriye ye geçtiği kaydedildi. Barrot, Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ile Lübnan ve Orta Doğu daki genel durum, siyasi gelişmeler ve Lübnan ile Fransa arasındaki ikili ilişkileri değerlendirmişti. *Haberin görseli AP tarafından servis edilmiştir. Temsilidir.
Source: Habertürk
Dünya ikincisi olan Hakkari”de görevli keskin nişancılar, jandarmanın gururu oldu
Düzenledikleri başarılı operasyonlarla terör örgütü PKK”ya ağır darbe vuran Hakkari Jandarma Komutanlığına bağlı Jandarma Komando Özel Harekat birlikleri, milletin huzuru ve güvenliği için kararlı mücadelesini sürdürüyor.
Aldıkları zorlu eğitimlerle 7 gün 24 saat göreve hazır olan JÖH birlikleri, terörle mücadelede sağladıkları başarının yanı sıra yarışmalarda elde ettikleri derecelerle de göz dolduruyor.
Nişancılıkta farkındalığın sağlanması, mesleki kültürün oluşturulması, keskin nişancıların moral, motivasyon ve güvenlerinin artırılması ile terörle mücadelede edinilen tecrübenin paylaşılması amacıyla İzmir”de 11-17 Kasım”da uluslararası düzeyde organize edilen yarışmaya katılan Fatihler JÖH Tabur Komutanlığı ekibi, önemli bir başarıya imza attı.
Türkiye”nin de aralarında bulunduğu 18 ülkeden 40 ekibin yer aldığı yarışmaya, Türkiye”nin ilk milli keskin nişancı tüfeği Bora-12 ile katılan Jandarma Astsubay Üstçavuş Turan Yağcı ve gözcü Jandarma Uzman Çavuş Ömer Özmen, ekip (unsur) olarak ikinci oldu.
Elde ettikleri dereceyle jandarma teşkilatını gururlandıran Yağcı ve Özmen, kazandıkları başarıyı şehit ve gazi olan silah arkadaşlarına armağan etti.
Yağcı, AA muhabirine, Foça Jandarma Komando Eğitim Komutanlığı Jandarma Albay M. Remzi Kızılsu Atış̧ Alanı”nda düzenlenen yarışmada, şehitlerden aldıkları şuur, komutanlarının olumlu yönlendirmesiyle yaptıkları fedakar çalışmalar sonucunda ikinci olmanın haklı gururunu yaşadıklarını söyledi.
Yarışma için görevlendirildikleri günden itibaren organizasyonda başarı elde edeceklerine inandıklarını anlatan Yağcı, “Hazırlık evresinde bize desteklerini esirgemeyen komutanlarımıza, Fatihler JÖH taburunda görev yapan ve yarışma esnasında bize olan inançlarını kaybetmeyen silah arkadaşlarımıza teşekkür ederim. Elde ettiğimiz bu başarıyı da kahramanca mücadele ederken şehit ve gazi olmuş tüm silah arkadaşlarımıza armağan ediyoruz.” dedi.
“Ara, bul, yok et”
Adını, 27 yıl önce kentte şehit olan Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş Fatih Bülbül”den alan Fatihler Jandarma Komando Özel Harekat Tabur Komutanlığı”nın terör ve teröristle mücadeleye milli imkanlarla hız kesmeden devam ettiğini vurgulayan Yağcı, şunları kaydetti:
“Bu uğurda daha başarılı olabilmek için eğitim, spor ve atış faaliyetlerimize devam etmekteyiz. İl sınırları içinde, görev verildiği takdirde başka bölgelerde de “ara, bul, yok et” misyonuyla, şehitlerimizden aldığımız güç, kuvvet ve tecrübeyle mücadele etmeye devam edeceğiz. Ülke sınırları içinde Jandarma Genel Komutanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğünün ekipleri sayesinde terör örgütleri yok denecek seviyeye kadar indirgenmiştir. Tarihinde sayısız kahramanlıkları bulunan, her türlü operasyonda görev almış, yurt içinde ve yurt dışında da sayısız başarılar elde etmiş Fatihler Jandarma Komando Özel Harekat Tabur Komutanlığı, her zaman olduğu gibi bundan sonra da mücadelesine devam edecektir.”
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Myanmar’ın bağımsızlığının 77. yıl dönümünde siyasi gerilim ve silahlı çatışmalar sürüyor
Myanmar’ın bağımsızlık mücadelesi, İkinci Dünya Savaşı sırasında General Aung San liderliğinde Japon işgaline ve savaş sonrasında İngiliz sömürge yönetimine karşı başlayan direnişlerle şekillendi.
1948″de bağımsızlığını ilan etmesinin ardından sömürge yönetiminden kurtuluşun sembolü haline gelen 4 Ocak, her yıl Myanmar halkı tarafından Bağımsızlık Günü olarak kutlanıyor.
Özgür Rohingya Koalisyonunun kurucularından Nay San Lwin ile Myanmarlı insan hakları aktivisti ve soykırım uzmanı Maung Zarni, siyasi istikrarsızlığın ve insan hakları ihlallerinin devam ettiği Myanmar’da Bağımsızlık Günü’nün toplumda nasıl bir anlam taşıdığını AA muhabirine değerlendirdi.
Uzmanlara göre Myanmar, onlarca farklı etnik grubun yaşadığı bir ülke olarak bağımsızlık sürecinde “birlik” ve “eşitlik” idealleri üzerine inşa edilmiş olsa da bu idealler, 77 yıl önce bağımsızlığın kazanılmasından bu yana süregelen etnik çatışmalar ve askeri müdahaleler sebebiyle hayata geçirilemedi.
“Askeri darbe, Aung San’ın mirasını ve adını ciddi şekilde lekeledi”
Bağımsızlığının 77. yılını kutlayan Myanmar, toplamda 52 yılını askeri yönetim altında geçirdi.
Özellikle 2021″de ordunun yönetime el koymasının ardından artan siyasi gerilim ve silahlı çatışmalarda binlerce kişi hayatını kaybederken on binlerce kişi gözaltına alındı veya yerinden edildi.
Özgür Rohingya Koalisyonunun kurucularından Nay San Lwin, ordunun Aung San’ın mirasını koruduğunu iddia etmesine rağmen darbenin aslında Myanmar halkının umutlarını zedelediğini vurguladı.
Myanmar’ın bağımsızlık idealinin askeri darbeler ve çatışmalar nedeniyle kesintiye uğradığını söyleyen Lwin, “2021 darbesi, Myanmar’ın demokratikleşme sürecini tersine çevirmiş, reformları durdurmuş, seçilmiş hükümeti dağıtmış ve sivil özgürlükleri baskı altına almıştır. Bu durum, protestolar ve şiddetli baskılarla sonuçlanarak demokrasiyi ve istikrarı ciddi şekilde zayıflatmıştır.” ifadelerini kullandı.
Benzer şekilde Myanmarlı insan hakları aktivisti ve soykırım uzmanı Maung Zarni, “2021 darbesi, Aung San’ın mirasını ve adını ciddi şekilde lekeledi.” dedi.
Sömürgecilik döneminde Budist çoğunluk ve Arakanlı Müslümanlar da dahil olmak üzere tüm yerli toplulukların “beyaz adamın ırkçı yönetimine” tabi olduğuna dikkati çeken Zarni, son 70 yılda farklı etnik ve dini gruplara “eşit olanaklar tanınmadığı” duygusunun güçlendiğini ifade etti.
Arakanlı Müslümanlar, etnik temizlik ve insan hakları ihlallerine maruz kalıyor
Uzmanlara göre Myanmar’daki kriz, yalnızca askeri yönetim ile silahlı gruplar arasındaki çatışmalarla sınırlı değil.
Arakanlı Müslümanlara yönelik etnik temizlik ve insan hakları ihlallerinin, bağımsızlığın “birlik” ve “eşitlik” idealiyle çeliştiği değerlendiriliyor.
Arakanlı Müslümanların soykırım, cinsel şiddet, zorla yerinden edilme, keyfi tutuklama ve vatandaşlık haklarının reddi gibi ciddi insan hakları ihlallerine maruz kaldığının altını çizen Lwin, “Myanmar’ın bağımsızlık süreci halkı birleştirmeyi amaçladı ancak zaman içinde Arakanlı Müslümanlar gibi topluluklar görmezden gelindi ve vatandaşlık haklarını kaybetti.” diye konuştu.
Zarni ise bağımsızlık ideallerinin aksine Arakanlı Müslümanların sistematik soykırım ve ayrımcılıkla karşı karşıya kaldığına işaret ederek, bunun ulusal birliği baltaladığı değerlendirmesinde bulundu.
Myanmar’ın bağımsızlık mücadelesi
Uzmanlar, İkinci Dünya Savaşı’nda Japon işgaline karşı mücadeleyi ve sonrasında ise İngiliz sömürge yönetimine karşı direnişi örgütleyen General Aung San”ın Myanmar’ın bağımsızlık mücadelesine liderlik ettiğine dikkati çekti.
Zarni, Myanmar”ın ilk başbakanı olan ve 1947’de General U Saw’un ekibi tarafından düzenlenen suikastta hayatını kaybeden Aung San”ın liderliğini “zamanının ötesinde, eşi benzeri bulunmayan siyasi liderlik örneği” olarak nitelendirdi.
Aung San”ın ülkedeki farklı grupları birleştirerek bağımsızlık müzakeresine öncülük ettiğini ve eşitliği savunduğunu söyleyen Lwin de bağımsızlığa geçiş sürecinde etnik grupları birleştiren Panglong Anlaşması”nın etnik işbirliği adına önemli bir adım olduğunu belirterek “Ancak vadedilen özerklik, eşitlik ve birlik henüz gerçekleşmedi.” dedi.
Lwin, Myanmar’ın 77 yıldır bağımsız olsa da demokrasi ve eşitlik arayışının sürdüğünü kaydederek, ülkedeki etnik çatışmaların, askeri kontrolün ve siyasi istikrarsızlığın, barışçıl ve kapsayıcı ulus olma hedefini engellediğini anlattı.
“Bugün, 4 Ocak’ın Myanmar halkı için ne anlama geldiği acı verici bir soru”
Myanmar’ın egemenliğinin geri kazanıldığı ve “esaret” olarak adlandırılan 124 yıllık (1824-1886) İngiliz sömürge yönetiminin sona erdiği 4 Ocak günü, ülkenin egemenliğini simgeliyor, diğer yandan ülkedeki farklı etnik ve dini toplulukların eşitlik ve birlik arayışı devam ediyor.
Özgür Rohingya Koalisyonunun kurucularından Lwin, Bağımsızlık Günü”nün Myanmar’ın farklı toplulukları için farklı anlamlar taşıdığına dikkati çekerek “4 Ocak, birçok kişi için özgürlük ve ulusal gururun simgesiyken etnik gruplar için eşitlik ve özerklik vaatlerinin yerine getirilmediğini hatırlatır. Demokrasi savunucuları için ise gerçek özgürlük ve baskıya karşı mücadeleyi simgeler.” değerlendirmesinde bulundu.
Myanmar’ın iç savaşın ortasında olduğunu ve ülkede Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırım dalgalarının yaşandığını belirten Zarni ise “Bugün 4 Ocak’ın Myanmar halkı için ne anlama geldiği, acı verici bir sorudur çünkü etnik çoğunluğa mensup Burmalı politikacılar ve 1962’den beri halkın egemenliğini gasbeden generaller, etnik eşitlik ve demokratik hak vaatlerini yerine getirmemiştir.” ifadelerini kullandı.
Zarni, Bağımsızlık Günü”nün savaştan kaçınmanın önemini ve iç savaşın ne kadar yıkıcı olabileceğini anımsattığını belirterek “Bu nedenle, Myanmar’ın tarihinden çıkarılacak en önemli ders, barışçıl çözüm yolları aramak, diyalog kurmak ve kapsayıcı bir toplum inşa etmeye çalışmaktır.” dedi.
Myanmar”daki çatışmalar
Myanmar ordusu, 2020″deki genel seçimlerde hile yapıldığı iddialarının ve ülkedeki siyasi gerilimin ardından 1 Şubat 2021″de yönetime el koydu.
Ordu, ülke lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere pek çok yetkiliyi gözaltına aldı ve bir yıllığına olağanüstü hal ilan etti. Buna karşı “Üç Kardeşler İttifakı” adıyla toplanan Myanmar Ulusal Demokratik İttifak Ordusu, Budist Arakan Ordusu ve Ta”ang Ulusal Kurtuluş Ordusu”ndan silahlı gruplar, 27 Ekim 2023″te Çin sınırında, kuzeydeki Şan eyaletinde Myanmar ordusuna silahlı saldırı başlattı.
Son dönemde “Üç Kardeşler İttifakı”nın Myanmar ordusuna karşı Çin ve Hindistan sınırındaki bazı bölgelerde başarı sağladığı, Şan eyaletinin Kokang Öz Yönetim Bölgesi”nin tamamen ele geçirildiği öne sürüldü.
Çatışmalarda bugüne kadar 902 kişi yaşamını yitirdi, Siyasi Tutuklulara Yardım Kuruluşuna göre ise ülkede yaklaşık 1400 kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 10 bin kişi gözaltına alındı.
Myanmar ordusu ile “Üç Kardeşler İttifakı” arasında Çin”in arabuluculuğunda 12 Ocak”ta ateşkes ilan edildi.
Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik
Myanmar”ın Arakan eyaletinde 2012″de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan”daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017″de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçilerin uyguladıkları kitlesel şiddetten kaçan 1 milyondan fazla kişi, komşu ülke Bangladeş”e sığınmıştı.
Bangladeş, Ağustos 2017″de Myanmar”da gerçekleştirilen askeri baskının ardından Arakan”dan kaçan 1 milyona yakın Arakanlı Müslüman”a ev sahipliği yapıyor.
Myanmar askeri yönetiminin lideri Min Aung Hlaing, sağlık sorunları nedeniyle izinli olan Başkan Vekili Myint Swe”den Temmuz 2024″te görevi geçici devralmıştı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev”den düşürülen Azerbaycan uçağına ilişkin açıklama
Kasım Cömert Tokayev, Kazakistan”ın “Ana Tili” gazetesine “Amaç ekonomiyi ve egemenliği güçlendirmek” temasıyla röportaj verdi.
Kazakistan”da düşen uçaktan kurtulan 14 Azerbaycan vatandaşı Bakü”ye getirildiAA”ya konuşan Azerbaycanlı yetkililer, Kazakistan”da düşen uçağın Rus füzesiyle vurulduğu iddialarını doğruladıTokayev ve Putin, telefonda Aktau”daki uçak kazasını görüştüKazakistan”da düşen Azerbaycan uçağından kurtulan yolcularından Rahimov, AA”ya konuştuPutin ve Aliyev, düşürülen uçak konusunu görüştüAliyev, Rusya”nın düşürülen uçak için tazminat ödemesi gerektiğini belirtti
Ülkesinde, Azerbaycan Havayollarına (AZAL) ait yolcu uçağının düşmesi sonucu 6″sı Kazakistan vatandaşı olmak üzere 38 kişinin hayatını kaybettiğini ve çok sayıda kişinin ağır yaralandığını hatırlatan Tokayev, şunları kaydetti:
“Böyle durumlarda her saniye çok önemli. Kurtarma ekiplerimiz, doktorlarımız ve polisimiz hızlı ve uyumlu bir şekilde hareket ederek profesyonellik ve sivil sorumluluk gösterdi. Uçağın düştüğü bölge yakınında bulunan Mangistau Bölgesel Elektrik Şebekesi Şirketi işçileri ise hemen mağdurların yardımına koştu. Vatandaşlarımızın bu özverisi sayesinde mümkün olduğu kadar çok hayat kurtarıldı.”
Tokayev, kurtarma çalışmalarına katılan herkese tekrar teşekkür ettiğini belirterek, “Kazak halkının uçak kazasında gösterdiği dayanışmayı, vatandaşlarımızın toplu halde kan bağışlamaya koşması kanıtlıyor.” ifadelerini kullandı.
Uçak kazasının araştırılması için Kazakistan hükümeti nezdinde bir komisyon kurulduğunu ve Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatının da aralarında olduğu 17 uluslararası uzmanın çağırıldığını aktaran Tokayev, “Hükümet komisyonu, uçuş kayıt cihazlarını (kara kutularını) çözülmesi için uçağın üretildiği Brezilya”ya gönderme kararı verdi. Soruşturmanın objektifliğini ve tarafsızlığını sağlayacak tek doğru kararın bu olduğuna eminim.” değerlendirmesinde bulundu.
Azerbaycan uçağının Kazakistan”da düşmesi
Bakü-Grozni seferini yapan AZAL”a ait Embraer 190 tipi uçak, 25 Aralık”ta Kazakistan”ın Aktau kenti yakınlarında düşmüştü.
AZAL, uçakta 5 kişilik mürettebat ve 62 yolcudan oluşan 67 kişinin bulunduğunu açıklamıştı.
Kazada 38 kişinin hayatını kaybettiği, 29 kişinin kurtulduğu bildirilmişti.
AA”ya konuşan Azerbaycanlı yetkililer, uçağın Rus “Pantsir-S” hava savunma sistemi saldırısına maruz kaldığı iddiasını doğrulamıştı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Fransa için bölgede yolun sonu! Çok sayıda ülke askerlerin çekilmesini istedi
Fransa”nın Batı Afrika”daki askeri varlığı, sömürge tarihine dayanıyor.Aralarında Nijer, Çad ve Gabon gibi birçok Afrika ülkesi 1960″lı yıllarda bağımsızlığına kavuşarak Fransız vesayetinden kurtulsa da, Paris hükümeti, bu ülkelerdeki askeri varlığını çeşitli işbirlikleri aracılığıyla yakın zamana kadar sürdürdü.Fransa”nın Afrika kıtasında 1970″de 20 bin askeri bulunurken, bu sayı 2022″de 6 bine geriledi.Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron”un göreve geldiği 2017 yılından bu yana ise Paris hükümeti ve Afrika ülkeleri arasında farklı krizler yaşandı ve Fransa”nın kıtadaki askeri varlığında azalmaya gidildi.Mali, 2022″de Fransa ile savunma alanındaki işbirliği anlaşmalarını feshetti. Fransa ise Mali”nin tek taraflı fesih kararını “gayri meşru” olarak nitelendirse de, Ağustos 2022″ye kadar bu ülkedeki askerlerini çekti.Burkina Faso, yaklaşık 1 yıl sonra, Ocak 2023″te, Fransa ile arasındaki askeri işbirliğini feshederek Fransız askerlerinin ülkesinden gitmesini talep etti. 400 Fransız askeri, Şubat 2023″te bu ülkeyi terk etti.Mali”de Fransa”nın izleri siliniyor! Tek tek değiştirildiFransa”nın askeri gücünü çektiği diğer ülke de Nijer oldu. Nijer, Ağustos 2023″te Paris ile askeri işbirliğini sonlandırırken, Fransa, bu ülkedeki yaklaşık 1500 askerini aynı yılın Aralık ayına kadar çekti.Bunun yanı sıra Fransa, Cibuti dışında birçok Afrika kıtasındaki askeri varlığında değişikliğe gitmeyi planlıyor.Çad hükümeti, 28 Kasım”da Fransa ile imzalanan savunma sanayisi ve güvenlik alanındaki işbirliğini iptal etme kararını duyurdu. Çad makamları, ülkede bulunan 1000 Fransız askerinin çekilme sürecinin 31 Ocak 2025″e kadar tamamlanmasını isterken, Fransız savaş uçakları ve birlikleri Aralık ayında ülkeyi terk etmeye başladı.Çad Cumhurbaşkanı Muhammed İdris Debi İtno, yılbaşında, Fransız askeri birliklerinin 31 Ocak”a kadar ülkeden tamamen çekileceğini açıkladı.Son olarak Senegal Cumhurbaşkanı Bassirou Diomaye Faye, yılbaşı dolayısıyla yayımladığı mesajda, bağımsız bir ülkede yabancı birliklerin olmaması gerektiğini ifade ederek, “2025”te ülkede bütün yabancı askeri varlıkların sonlandırılması için doktrin hazırlama talimatı verdiğini” açıkladı.Ayrıca Fildişi Sahili Cumhurbaşkanı Alassane Ouattara da yeni yıl konuşmasında ülkedeki Fransız askeri üssünün bu ay içinde Fildişi Sahili”ne teslim edileceğini duyurdu.Fransa”da muhalefetin önde gelen isimlerinden aşırı solcu Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) lideri Jean-Luc Melenchon ülkesinin Afrika ülkelerindeki askeri varlıklarını sonlandırmasına ilişkin yaptığı X paylaşımında, Fransa”nın sömürgeci tarihinden uzaklaşarak, Afrika halkları ile başka bir ilişki geliştirme zamanının geldiğini vurguladı.Fransa”dan Afrika üzerinden Türkiye hazımsızlığı! Macron”un niyeti belli olduÖte yandan Fransa, 1500 asker bulundurduğu Cibuti”de varlığını sürdürmeyi planlıyor. Macron, 20 Aralık”ta ziyarette bulunduğu Cibuti”deki Fransız askeri üssünde, bu üssün, ülkesinin çeşitli misyonları için yeniden “bir projeksiyon noktası” olarak tanımlanmasını istediğini belirtti.- “BU HER DEFASINDA FRANSA TARAFINDAN YENİLGİ OLARAK ALGILANIYOR”Fransa ve Afrika ülkeleri arasındaki ilişkiler konusunda uzman gazeteci ve Paris”teki Uluslararası ve Stratejik İlişkilerin İzlenmesi ve İncelenmesi Enstitüsü (IVERIS) Müdürü Varenne”in kaleme aldığı “Emmanuel Sahel”de: Bir yenilginin güzergahı” başlıklı kitap Mayıs 2024″te çıktı.Varenne, Macron”un cumhurbaşkanlığı döneminde, Fransa”nın farklı Afrika ülkelerinden askeri gücünü çekmesinin arkasındaki nedenleri AA muhabirine anlattı.Fransa”nın Afrika”daki askeri varlığını, bu kıtayla olan “tarihi bağlarına” dayandıran Varenne, bölgedeki ülkelerin egemenlik isteği nedeniyle artık bu askeri varlığa gerek kalmadığını kaydetti.Afrika”nın hasta adamı zor durumda! Boşluğu Türkiye dolduracakVarenne, Fransa”nın Afrika ülkelerini terk ediş şeklinin bazı sorun ve zorluklar getirdiğini vurgulayarak, “Bu her defasında Fransa tarafından yenilgi olarak algılanıyor.” dedi.Afrika”da Sahel bölgesinde Fransız askerinin görev yaptığı Barkhane Operasyonu”nun 2022″de sona erdiğini hatırlatan Varenne, bazı Afrika ülkelerinde gerçekleşen darbelerin ardından, Fransa”nın bu ülkelerden gitmek zorunda kaldığına dikkati çekti.Varenne, Paris hükümetinin, Afrika ülkelerinden çekilmesiyle ilgili, “Bu topraklara emniyeti getiremediği için gitmek zorunda kaldı. Dünyada hiçbir zaman, herhangi büyük bir ordu asimetrik savaşları kazanmadı.” yorumunu yaptı.- FRANSA”NIN UZUN VADEDE AFRİKA”DA ELİNDE CİBUTİ”DEKİ ASKERİ ÜSSÜ KALACAKVarenne, Fransa”nın Doğu Afrika ülkelerinden Cibuti”de 1500″den fazla asker ile varlığını sürdürdüğünü kaydederek, Gabon”da 2023″teki askeri darbenin ardından ise Fransa”nın bu ülkede yaklaşık 100 asker bırakacağının tahmin edildiğini ifade etti.Senagal”de çok az sayıda Fransız askeri kaldığını söyleyen Varenne, Senegal Cumhurbaşkanı Faye”nin kısa bir süre önce ülkesindeki Fransız askeri üslerinin kapatılmasını istediğini hatırlattı.Varenne, “Mali, Burkina (Faso), Nijer ve Çad”da Fransa”nın varlığı vardı ve bu 4 ülke, Fransızların gitmesini istedi. (Fransa”nın) Dolayısıyla, uzun vadede esasen yalnızca Cibuti”deki askeri üssü kalacak.” ifadelerini kullandı.”Askeri yenilgi ve siyasi mağlubiyet” olarak nitelendirdiği Barkhane Operasyonu”nun yürütüldüğü ülkelere emniyetin getirilmediğini vurgulayan Varenne, Fransız yetkililerinin, Sahel bölgesinde emniyeti sağlayacak bir strateji geliştiremediğinin altını çizdi.- “MACRON ULUSLARARASI İLİŞKİLERİ, ÜLKEYİ YÖNETTİĞİ GİBİ YÖNETİYOR”Varenne, Macron”un görev süresince Fransa-Afrika ülkeleri arasındaki ilişkilerle ilgili, şunları kaydetti:”Emmanuel Macron”un uluslararası ilişkileri, şu anda ülkeyi yönettiği gibi yöneten bir cumhurbaşkanı olduğuna inanıyorum. Yani, oldukça otoriter bir cumhurbaşkanı. Tek başına karar veren, zor bir durumun karşısında, durumun zorluğunu ölçmemiş, bu dosyayı iyi bilenleri etrafına toplamamış, otoriter adımlar atan ve Afrikalı mevkidaşlarıyla da otoriter adımlar atan bir cumhurbaşkanı.”Mevcut bağlamda güney yarım küre ülkelerinde, egemenlik ve ikili ilişkilerde saygı konusuna çok ehemmiyet verildiğini kaydeden Varenne, “Bunun çok etkisi oldu; Çad ile bir kez daha bunu gördük.” dedi.Varenne, Çad”ın beklenmedik bir kararla Fransa ile arasındaki işbirliği anlaşmasını iptal ettiğini kaydetti.Dünyanın herhangi bir ülkesinde, özellikle Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde artık otoriterliğin işlemediğini vurgulayan Varenne, Fransız diplomasisinin kendisini her zaman “vazgeçilmez bir ülke” olarak gördüğünü ancak bu durumun son yıllarda değiştiğini kaydetti.- “FRANSA”NIN ESKİDEN HEGEMONYASI VARDI”Varenne, “Günümüzde yaşananlar, Fransa”nın bahçesinde yemek yemeğe gelen Rusların veya Çinlilerin suçu değil, günümüzde artık, devletler, ortaklarını seçebiliyor ve dolayısıyla teklifleri değerlendiriyor.” diyerek, Afrika ülkelerinin ilgilerini çeken tekliflere yöneldiğini kaydetti.”Değişen şu ki, Fransa”nın eskiden hegemonyası vardı, (Afrikalı) ortakların seçeneği yoktu. Ülkelerindeki hava durumunu veya saatin ne olduğunu öğrenmek için Fransa Dışişleri Bakanlığına sormaları gerekiyordu.” ifadelerini kullanan Varenne, bugün durumun değiştiğini ve Fransız diplomasisinin buna uyum sağlamak için geciktiğini kaydetti.
Source: Www.star.com.tr
Tokayev”den düşürülen Azerbaycan uçağıyla ilgili açıklama
Tokayev, Kazakistan”ın “Ana Tili” gazetesine “Amaç ekonomiyi ve egemenliği güçlendirmek” temasıyla röportaj verdi. Ülkesinde, Azerbaycan Havayollarına ait yolcu uçağının düşmesi sonucu 6″sı Kazakistan vatandaşı olmak üzere 38 kişinin hayatını kaybettiğini ve çok sayıda kişinin ağır yaralandığını hatırlatan Tokayev, şunları kaydetti:”Böyle durumlarda her saniye çok önemli. Kurtarma ekiplerimiz, doktorlarımız ve polisimiz hızlı ve uyumlu bir şekilde hareket ederek profesyonellik ve sivil sorumluluk gösterdi. Uçağın düştüğü bölge yakınında bulunan Mangistau Bölgesel Elektrik Şebekesi Şirketi işçileri ise hemen mağdurların yardımına koştu. Vatandaşlarımızın bu özverisi sayesinde mümkün olduğu kadar çok hayat kurtarıldı.”Tokayev, kurtarma çalışmalarına katılan herkese tekrar teşekkür ettiğini belirterek, “Kazak halkının uçak kazasında gösterdiği dayanışmayı, vatandaşlarımızın toplu halde kan bağışlamaya koşması kanıtlıyor.” ifadelerini kullandı.Uçak kazasının araştırılması için Kazakistan hükümeti nezdinde bir komisyon kurulduğunu ve Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatının da aralarında olduğu 17 uluslararası uzmanın çağırıldığını aktaran Tokayev, “Hükümet komisyonu, uçuş kayıt cihazlarını (kara kutularını) çözülmesi için uçağın üretildiği Brezilya”ya gönderme kararı verdi. Soruşturmanın objektifliğini ve tarafsızlığını sağlayacak tek doğru kararın bu olduğuna eminim.” değerlendirmesinde bulundu.- AZERBAYCAN UÇAĞININ KAZAKİSTAN”DA DÜŞMESİBakü-Grozni seferini yapan AZAL”a ait Embraer 190 tipi uçak, 25 Aralık”ta Kazakistan”ın Aktau kenti yakınlarında düşmüştü.AZAL, uçakta 5 kişilik mürettebat ve 62 yolcudan oluşan 67 kişinin bulunduğunu açıklamıştı.Kazada 38 kişinin hayatını kaybettiği, 29 kişinin kurtulduğu bildirilmişti.AA”ya konuşan Azerbaycanlı yetkililer, uçağın Rus “Pantsir-S” hava savunma sistemi saldırısına maruz kaldığı iddiasını doğrulamıştı.
Source: Www.star.com.tr
ASELSAN”dan 210,1 milyon avroluk sözleşme
ASELSAN, Kamuyu Aydınlatma Platformu”na (KAP) yaptığı açıklamada yeni iş ilişkisini duyurdu.Açıklamada, “Dearsan Gemi İnşaat, Desan Deniz İnşaat ve Özata Denizcilik iş ortaklığı arasında deniz platformlarına yönelik elektronik harp, radar, haberleşme, seyrüsefer, silah, elektro-optik ve sualtı sistemlerinin tedarikine ilişkin 210 milyon 182 bin 574 avro tutarında sözleşme imzalanmıştır.”” denildi.Söz konusu sözleşme kapsamında teslimatların 2025 ve 2029 yılları arasında gerçekleştirileceği bildirildi.
Source: Www.star.com.tr
İsrail”in Gazze”de evlere düzenlediği hava saldırılarında en az 11 kişi hayatını kaybetti
Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre İsrail savaş uçakları, Gazze Şeridi”nin orta kesiminde yer alan Deyr el-Belah kentinde bir evi bombaladı. Filistinli “Selman” ailesine ait eve düzenlenen saldırıda 4 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi”nin orta kesiminde yer alan Zevayide beldesinde de “Şalat” ailesine ait evi insansız hava araçlarıyla (İHA) hedef alması sonucu biri gazeteci olmak üzere 3 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı.
Gazze”nin Nusayrat Mülteci Kampı”nda İHA”ların bir evi bombaladığı saldırıda da 2 Filistinli öldü, çok sayıda kişi yaralandı. Gece geç saatlerde Nusayrat Mülteci Kampı”nda “Mişmiş” ailesinin evine düzenlenen hava saldırısında da bir kadın hayatını kaybetti.
Görgü tanıkları, İsrail askerlerinin, Nusayrat Mülteci Kampı”nın doğu bölgesini topçu atışlarıyla hedef aldığını belirtti. Kuzeydeki Gazze kentinde İsrail savaş uçaklarının bir evi bombalaması sonucu bir kişi yaşamını yitirdi, saldırıda yaralananlar oldu.
İsrail”in 7 Ekim”den bu yana Gazze Şeridi”ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 818″i çocuk, 12 bin 287″si kadın olmak üzere 45 bin 581 Filistinli öldü, 108 bin 438 kişi yaralandı.
Enkaz altında hala binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Suçsuz şekilde Suriye”deki zindanlarda 17 yıl geçirdiğini belirten Filistinli yaşadıklarını AA”ya anlattı
Batı Şeria”nın kuzeyindeki Cenin kentine bağlı Yamun beldesinde yaşayan ailesinin yanına dönen Ferihat (75), yakınları ve belde halkı tarafından coşkuyla karşılandı.
Ferihat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tutuklanma sürecini, hapishanedeki acı dolu hatıralarını ve hiç beklemediği serbest kalışını anlattı.
Aynı zamanda Ürdün vatandaşlığı da bulunan Ferihat, Ürdün ile Şam arasında şoförlük yaptığını belirtti.
Ferihat, “Aleyhimde suçlama yöneltildi, bunları yapmadığımı ifade ettim, savunmam için bir avukat görevlendirilmeden askeri mahkemelere çıkarıldım. Hiçbir suç da işlememiştim, tutuklanacağımı düşünmüyordum.” dedi.
“O günleri unutmak istiyorum”
Ferihat, Şam”daki ünlü “Filistin Şubesi” olarak isimlendirilen hapishanede 9 ay tutulduğunu, 72 gün boyunca sorgulandığını, sorgu döneminin “en kötü ve ağır” süre olduğunu söyledi.
“Sorgulama sürecini tarif edemiyorum, o günleri unutmak istiyorum.” diyen Ferihat, şöyle devam etti:
“Üzerimden kıyafetlerimin tamamı çıkarıldı, kablolarla dövüldüm ve işlemediğim bir suçu işlemişim gibi itirafa zorlandım. Birkaç gün sonra hapishanenin bodrum katına götürüldüm.
Burada ellerimden demir kelepçelerle asıldım ve art arda elektrik verildi. Ertesi güne kadar havada asılı kaldım. Daha sonra 30 santimetrekarelik bir döşeme üzerinde ayakta durmaya zorlandım, en ufak hareketimiz bile engellenmişti.”
Üç gün boyunca ayakta bekletildikten sonra tek kişilik hücreye odaya nakledildiğini aktaran Filistinli, burada bilincini kaybettiğini ifade etti.
İsimler değil rakamlar var
Ferihat, hapishanede ismiyle seslenilmediğini, kaldığı hücre numarası olan “31” sayısıyla kendisine seslenildiğini belirtti.
Birkaç gün boyunca tek lokma yemek yemediğini, daha sonra kendisine bir yumurta verildiğini aktaran Ferihat, bu yumurtayı onu hayatta tutan “can simidi olarak” niteledi.
Ferihat, “Sorgulama seanslarında işkence, darp ve askıya asılma gibi eziyetlere maruz kaldım.” dedi.
Filistinli Ferihat, hapishanede yaşadığı bir hatırasını ise şöyle anlattı:
“Bir gün hücrelere su akmaya başladı. Su o kadar yükseldi ki göğsümüze kadar ulaştı. Neredeyse boğulacaktık, yardım için çığlık atmaya başladık. Kendi kendime bunun son anım olduğunu, bizi böyle öldürmeye niyet ettiklerini düşündüm.
Sonra kapılar açıldı ve bizi üst kata çıkardılar. 3 gün sonra yeniden hücrelere döndük. Odalar küflüydü ve her yer rutubet kokuyordu. Uyuz hastalığına yakalanmış ve bitlenmiştik, zor günlerdi.”
Aradan geçen 9 ay sonra ne olduğunu bilmediği bazı evrakların üzerine parmak basmaya zorlandığını söyleyen Ferihat, 6 gün sonra askeri soruşturma için nakledildiğini, oradan da Sednaya hapishanesine gönderildiğini ve 6 ay burada hapis yattığını aktardı.
Ferihat, “Hiçbir gerekçe gösterilmeden ve savunma hakkı verilmeden 22 yıldan uzun süre hapis cezasına çarptırıldım, hapishanelerde suçsuz yere 17 yıl tutuklu kaldım.” diye konuştu.
Hem Sednaya hem Şam kırsalındaki Adra hapishanelerinde tutulduğunu kaydeden Ferihat, “Unutulması yıllar alacak çok acı hatıralarım var. Uzun tutukluluk süresince çok sayıda tutuklunun ölümüne tanık oldum. Kimisi işkenceden kimisi de hastalıktan hayatını kaybetti.” ifadelerini kullandı.
“Yeniden doğdum”
Ferihat, Suriye”deki gelişmelere ilişkin bazı haberlerin hapishaneye ulaştığını, özgürlüklerine kavuşacakları günün yaklaştığını düşündüklerini söyledi.
Her geçen gün umutlarının arttığını fakat bunun “endişe ve kaygıyla karışık bir umut” olduğunu belirten Ferihat, o ana dair şu ifadeleri kullandı:
“Hapishanenin kapılarının açıldığı gün sanki kıyamet günüydü. Herkes tekbir getiriyor, kurtulmak için koşturuyordu.Hapishane kapıları açıldıktan sonra 35 kilometre koşmuşum. Bunu nasıl yapabildim bilmiyorum.
Tanıdığım Suriyelilerle karşılaştım, onlara durumunu anlatıp Ürdün sınırına kadar rehberlik etmelerini istedim. Yaşanılan sahne olağanüstüydü. Suriyeli kardeşler beni kutladılar, tebrik ettiler, beni evlerine götürdüler ve şafak vakti de Ürdün sınırına ulaştım.”
Ferihat, sadece özlediği ailesine nasıl döneceğini düşündüğünü ifade ederek, “Yeniden doğmuş gibi hissediyordum. Bir gün memleketime, aileme yeniden dönmeyi beklemiyordum aslına bakarsanız hapishaneden sağ çıkacağımı düşünmüyordum.” ifadelerini kullandı.
17 yıllık tutukluluğu boyunca ailesiyle sadece bir kez görüşebildiğini aktaran Ferihat, “Hapishanede geçen iki yıl sonunda aileme nerede olduğumu söylememe izin verildi, bir kez ziyaret ettiler. O ziyarette bir daha gelmemelerini istedim. Benim başıma gelenlerin onlardan birinin de başına gelmesinden endişe ettim.” diyerek sözlerini tamamladı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Türkler başardı! Türkiye”de üretilip ABD”ye gönderiliyor
Doğu Karadeniz”de silah üretim alanında faaliyet gösteren Trabzon Silah Sanayi AŞ (TİSAŞ) seri üretimine geçen yıl başladığı PX5.7 modelini ABD”ye ihraç ediyor.Trabzon”da Arsin Organize Sanayi Bölgesi”nde 1993″ten bu yana faaliyet gösteren TİSAŞ, PX5.7 modeliyle ihracat rakamlarını da yükseltti.Uzun yıllar AR-GE çalışması yapıldıktan sonra üretime başlayan PX5.7 delici mühimmat tipiyle ve fişek çıkış hızıyla emsallerinden farklılık gösteriyor.Kullanıcı ihtiyaçları ve diğer modellerdeki geri dönüşler hesaplanan bu tabancalara, çeşitli aksesuar da yerleştirilebiliyor.TİSAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Murat Alemdaroğlu, AA muhabirine, 3 yıllık AR-GE çalışmasının ardından bu modelin üretimine başlandığını söyledi.Tabancanın global pazarda özel bir yeri olduğunu belirten Alemdaroğlu, “Uzun uğraşlar sonucunda gerçekleştirebildiğimiz bir model. Zaten dünya üzerinde de sayılı firmalar arasında üretiliyor. İçerisinde bazı patentli çalışma sistemleri de ilave ettiğimiz bir modelimiz. 2024 yılının başında piyasaya sunduk. Hedef pazar olarak Amerika Birleşik Devletleri”ni seçmiştik. Zaten bunu gerçekleştirirken aynı zamanda kolluk güçlerinin ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurduk.” dedi.Tabancanın kendine has bazı özellikleri olduğunu dile getiren Alemdaroğlu, üretim sürecinde birçok zorlu testi başarıyla geçtiğini aktardı.Üretimde hassas ve ileri teknoloji kullanıldığının altını çizen Alemdaroğlu, “Bu tabanca modelini halihazırda Türkiye”de üreten tek firmayız. Dünya üzerinde de üreten 4-5 firmadan bir tanesiyiz. Kullanım alanı Amerika Birleşik Devletleri. Güçlü bir mühimmat tipi var. Aynı zamanda güçlü bir mermi çıkış hızı var. Ondan dolayı da delici ve tahribat gücü yüksek bir silah.” diye konuştu.Alemdaroğlu, tabancanın 20 artı 1 mermi kapasitesi olduğunu, askeri versiyondaki fişek tipinin 700-720 metre bölü saniye çıkış hızına ulaşabildiğini vurguladı.Kullanıcıların istekleri doğrultusunda farklı özellikler eklediklerini de ifade eden Alemdaroğlu, şunları kaydetti:”İçerisine monte etmiş olduğumuz şase sistemiyle beraber çok rahat montaj yapılabilir bir hale getirdik. Basit bir sistem oluşturarak da arıza oranını minimum seviyeye indirgemeye çalıştık. Aynı zamanda ürün üzerine eklemiş olduğumuz opsiyonerler ile beraber kullanıcının ihtiyaç duyduğu aksesuarları da bu üründe kullanma imkanı sağladık. Bir red-dot kullanımı ya da lazer, fener gibi aksesuarların kullanımını bu ürünle beraber standart hale getirdik. Yüksek şarjör kapasitesiyle beraber zaten kullanıcı istediği şekilde atış yapabilme imkanına da sahip.”Ürünün çabuk yükselişe geçeceğini belirten Alemdaroğlu, 2024″te 22 bin civarında satış yapıldığını 2025″te bu rakamı daha üst seviyelere çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi.”Uzay vatan” yolunda yeni testler yolda! Türkiye sayılı ülkeler arasına girecek”Tespit edilemiyor” diyerek duyurdular! Türkiye”den Mavi Vatan için müthiş takviye3,64 milyar dolarlık onay! Uçaksavar füzeleri geliyor
Source: Www.star.com.tr
Arama kurtarmada TSK”ya milli sistem
Türk savunma sanayisi firması STM tarafından yerli ve milli imkanlarla geliştiren, 6 Şubat depremlerinde 50″den fazla vatandaşın enkaz altından sağ olarak çıkarılmasını sağlayan STM Duvar Arkası Radar (DAR) cihazının yeni teslimatları Türk Silahlı Kuvvetleri”ne yapıldı.
STM”den yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) öncülüğünde çalışmalarını sürdüren STM, askeri ve sivil kullanım amacıyla geliştirdiği, STM DAR sisteminin güncellenen konfigürasyonu ile yeni teslimatlarını gerçekleştirdi.
SSB ile STM arasında imzalanan sözleşme gereği, DAR teslimatları Türk Silahlı Kuvvetleri”ne yapıldı. Milli teknoloji DAR, Türk Silahlı Kuvvetleri”nin çeşitli birliklerinde, Enkaz Altında Canlı Tespit Radarı olarak görev yapacak.
Açıklamada görüşlerine yer verilen SSB Başkanı Haluk Görgün, milli mühendislik kabiliyetleriyle sadece askeri alana değil, sivil yaşama da katkı sağlayacak dokunuşlar yaptıklarını belirtti.
6 Şubat”ta yaşanan asrın felaketinde onlarca canın kurtarılmasına vesile olan STM DAR teknolojisinin, daha geniş bir kullanım alanı için güncellenen konfigürasyonla yeni teslimatlarını Türk Silahlı Kuvvetleri”ne gerçekleştirdiklerini aktaran Görgün, “Savunma sanayimizde çift kullanım (dual use) konseptine de önemli bir örnek teşkil eden STM DAR ürünümüzde emeği geçen STM ailesine teşekkür ediyorum. Savunmadan sivil hayata kadar uzanan kapsamlı çözümlerimizle ülkemizin ve milletimizin güvenliğine katkıda bulunmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Canlının kaç metre derinlikte ve hangi noktada olduğunu tespit edebiliyor
STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz de DAR”ı bu yıl Denizli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığına ve deprem kuşağında yer alan Erzincan”ın İl Özel İdaresi envanterine kazandırdıklarını bildirdi.
Şimdi de SSB ile imzaladıkları sözleşme ile Türk Silahlı Kuvvetleri”ne STM DAR”ın kabullerini ve teslimatlarını tamamladıklarını belirten Güleryüz, şunları kaydetti:
“Ülkemiz savunmasının yanı sıra ulusal ve uluslararası çapta yaşanan doğal afet ve krizlerde nitelikli personeli ile kritik görevler üstlenen ordumuza, milli teknolojimiz ile güç vereceğiz. Deprem ülkesiyiz ve buna karşı önlemleri almamız gerekiyor. DAR”ı, arama kurtarma ekiplerimiz, itfaiye teşkilatlarımız başta olmak üzere bu alanda faaliyet gösteren tüm kurum ve kuruluşlarımızın envanterinde genişletmeyi ve böylece ülkemizin doğal afetlere hazırlık seviyesini artırmayı hedefliyoruz.”
DAR, Ultra Geniş Bant (UGB) sinyaller vasıtasıyla, görsel erişim imkanının olmadığı, kapalı mekanlarda bulunan sabit ve hareketli hedef unsurlara ait konum bilgilerini iki boyutlu olarak elde etmek için kullanılıyor. Rehine kurtarma, terörle mücadele ve iç güvenlik operasyonları gibi askeri senaryolarda görev yapabilen DAR, deprem, çığ, yangın gibi çeşitli afetler sonrasında arama kurtarma faaliyetleri, insan ticareti ve göçmen kaçakçılığı ile mücadele gibi sivil amaçlar için de aktif görev yapabiliyor.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde, arama ve kurtarma görevlerinde aktif olarak kullanılan DAR, 50″den fazla kişinin enkaz altındaki konumunu tespit ederek, sağ kurtarılmasını sağladı. Sistem, enkaz altında bulunan canlının nefes alıp vermesi esnasındaki göğüs ve el kol hareketlerinden, mikro-makro hareketlerden yerini tespit edebiliyor.
Yaklaşık 6,5 kilogram ağırlığında olan DAR, yaydığı RF sinyalleri ile duvarın/engelin arkasında bir canlının olup olmadığını, cihaz üzerine anlık aktarıyor ve canlının kaç metre derinlikte ve hangi noktada olduğunu tespit edebiliyor. Tek kişi tarafından elde kullanılabilecek şekilde tasarlanan milli sistem, tripod ve benzeri araçlar yardımıyla hedef bölgeye yerleştirilerek tablet bilgisayar ile uzaktan kumanda edilebilme özelliğine de sahip. DAR, sahip olduğu batarya teknolojisi ile 4 saatten fazla kesintisiz şekilde görev yapabiliyor.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Fransa hükümetinden Suriye mesajı
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından Suriye”nin başkenti Şam”a ilk ziyaretini gerçekleştirdi.Ulusal basına göre, Lübnan”daki temaslarının ardından Suriye”ye giden Barrot, Şam”daki Fransız Büyükelçiliğinde yaptığı konuşmada, “egemen, istikrarlı ve barışçıl Suriye” görme umudunu taşıdıklarını dile getirdi.Bakan Barrot, bu umudun “gerçek ancak kırılgan” olduğunu sözlerine ekledi.Alman mevkidaşı Annalena Baerbock ile gerçekleştirdiği Şam ziyaretine ilişkin sosyal medya hesabı X”ten yaptığı paylaşımda ise Barrot, “Fransa ve Almanya”nın tüm çeşitliliğiyle beraber Suriye halkının yanında durduğunu” belirtti.Barrot, Almanya ile birlikte “Suriye halkına hizmet edecek barışçıl ve çaba gerektiren geçişi teşvik etmek” istediklerini vurguladı.Bakan Barrot ve beraberindeki Fransız heyeti, Suriye”deki geçici yönetimle üst düzey temaslarından önce çöken Esed rejiminin işkence merkezlerinden biri olarak bilinen Şam”daki Sednaya Hapishanesi”ni ziyaret etti.Suriye”de 61 yıllık Baas iktidarı, 8 Aralık”ta çökmüş ve geçici hükümet kurulmuştu.
Source: Www.star.com.tr
Türkiye barıştırmıştı… İki ülke işbirliği için bir araya geldi
Somali Savunma Bakanı Abdulkadir Mohamed Nur, sosyal medya platformu X”ten yaptığı paylaşımda, Etiyopya Savunma Bakanı Aisha Mohamed ile başkent Mogadişu”da bir araya geldiğini belirtti.Nur ve Mohamed”in görüşmede, iki ülke arasındaki savunma işbirliği ve bölgesel güvenlik konularını ele aldığı bildirildi.Bölgedeki güvenlik durumunu ve iki ülke arasındaki savunma işbirliğinin geliştirilmesinin önemini değerlendirdiklerini vurgulayan Mohamed Nur, “İki ülke arasındaki işbirliği, Doğu Afrika bölgesinde barış ve refah için elverişli bir ortam sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı.- ANKARA SÜRECİSomali”den 1991″de tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Somaliland ile Etiyopya arasında 1 Ocak 2024″te imzalanan mutabakat zaptı bölgesel tansiyonu artırmıştı.Etiyopya”nın Somaliland”i bağımsız ülke olarak tanıması, Somaliland”in de Etiyopya”ya denize erişim imkanı sağlamaya hazırlanması Somali yönetiminin büyük tepkisine ve krize neden olmuştu.Arap Birliği, Afrika Birliği, Kenya ve Cibuti”nin krizi aşma girişimleri sonuçsuz kalmıştı.Türkiye”nin tarafları, Ankara süreci kapsamında bir araya getirmesiyle tansiyon azalmış, son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın ev sahipliğinde 11 Aralık 2024″te Ankara”da buluşan liderler, sorunun çözümü için mutabakata varmıştı.Anlaşmaya göre Somali”nin toprak bütünlüğü teyit edilirken, Etiyopya”nın denize erişim talepleri, her iki tarafın kazançlı çıkacağı bir işbirliği sürecine dönüştürüldü.Taraflar, Türkiye”nin kolaylaştırıcılığında Şubat 2025 sonuna kadar teknik müzakerelere başlamayı ve 4 ay içinde görüşmeleri sonuçlandırmayı hedefliyor.Türkiye”nin arabuluculuğunda 12 Aralık 2024″te imzalanan Ankara Bildirisi, son dönemde gerilen Afrika Boynuzu komşuları arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktası oldu.
Source: Www.star.com.tr
ASELSAN ile Aziz Yıldırım”ın da dahil olduğu ortaklık arasında dev anlaşma!
Türkiye savunma sanayiinin devlerinden ASELSAN, eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın sahibi olduğu DEARSAN Tershanesi’nin de aralarında bulunduğu DESAN-ÖZATA ortaklığıyla 210,1 milyon Euro tutarında sözleşme imzaladı. ASELSAN’dan yapılan açıklamaya göre; anlaşma deniz platformalarına yönelik işbirliğini kapsıyor. Sözleşmenin elektronik harp, radar, haberleşme, seyrüsefer, silah, elektro-optik ve sualtı sistemlerinin tedarikine dair olduğu ifade edildi. ASELSAN açıklamasında şu ifadeler yer aldı: * ASELSAN ile DEARSAN-DESAN-ÖZATA İş Ortaklığı arasında deniz platformlarına yönelik; Elektronik Harp, Radar, Haberleşme, Seyrüsefer, Silah, Elektro-Optik ve Sualtı Sistemlerinin tedariki kapsamında toplam 210.1 Milyon Avro tutarında sözleşme imzalandı. Sözleşme kapsamında teslimatların 2025 ile 2029 yılları arasında gerçekleştirileceği ifade edildi. Aziz Yıldırım’ın sahibi olduğu ve Türk savunma sanayiinin ürettiği yerli gemi projeleriyle tanınan DEARSAN, projede DESAN ve ÖZATA ile birlikte yer alacak.
Source: Dünya Gazetesi
20 yıldır aranan Nezaket Uyar”ı kocası öldürtmüş!
İstanbul Küçükçekmece de, 24 Haziran 2005 tarihinde kuzenin yanında kalan Nezaket Uyur (28), evden ayrıldıktan sonra bir daha geri dönmedi. resim#1209623# DHA daki habere göre ailesi tarafından kayıp başvurusu yapılan Nezaket Uyur o tarihte yapılan tüm aramalara rağmen bulunamadı. Yıllar sonra bir televizyon kanalına çıkarak annelerinin bulunmasını isteyen Nezaket Uyur’un kızlarının şikayeti üzerine dosya tekrar incelemeye alındı. POLİS YENİ DETAYLARA ULAŞTI Kayıp Şahıslar Büro Amirliği ekipleri tarafından incelenen dosyada polis yeni detaylara ulaştı. Nezaket Uyur’un, ortadan kaybolmadan önce 3 çocuğu bulunan eşi Yusuf B.’den ayrıldığı belirlendi. ESKİ KOCADAN ALDATTIN SUÇLAMASI Yusuf B.’nin o tarihlerde eşinin kendisini aldattığını iddia ederek boşandığı, öncesinde ikilinin şiddetli geçimsizlik yaşadıkları belirlendi. ESKİ EŞ İLE KARDEŞLERE GÖZALTI Kayıp Şahıslar Büro Amirliği ekipleri Nezaket Uyur’un aile meclisi kararı ile öldürülmüş olabileceğini değerlendirerek eski eşi Yusuf B., kardeşleri Adem B., bir süre önce soyadını değiştiren diğer kardeşi Hüseyin K., Nurettin B. ile Mustafa S. adlı kişiyi gözaltına aldı. SIR PERDESİ ARALANDI Asayiş Şube Müdürlüğü nde sorgulanan şüphelilerin alınan ifadelerinden olayın üzerindeki sır perdesi aralandı. ESKİ KOCA NEZAKET İÇİN KATİL TUTMUŞ Kayıp Şahıslar Büro Amirliği ekiplerinin yaptığı soruşturmaya göre eşinin kendisini aldattığını düşündüğü ve durumu kardeşi Hüseyin K.’ya anlattığı onun da Uyur u cezalandırmak için ortak arkadaşları Nihat Ö. yü Ağabeyim bu kadının cezalandırılmasını istiyor diyerek kiralık katil olarak tuttuğu tespit edildi. ÖNCE DENİZDE BOĞMAYI DÜŞÜNMÜŞLER Olay günü Hüseyin K.’nin Nezaket Uyur’u telefonla arayarak Şile’ye denize gitmeyi teklif ettiği, ikilinin birlikte buluşarak Üsküdar’a geçtikleri belirlendi. Burada Nihat Ö. ile buluşan ikilinin birlikte otobüse binerek Şile’ye gittikleri tespit edildi. Burada Nezaket Uyur’u denizde boğarak olaya kaza süsü vermeyi amaçladıkları öğrenilen şüphelilerin, genç kadının denize girmemesi üzerine bu planlarını gerçekleştiremedikleri öğrenildi. BOYNUNU KIRIP CESEDİ ORMANA ATMIŞLAR Akşam saatlerinde birlikte geri dönerken Nihat Ö.’nün, Bir arkadaşım gelip bizi alacak. Eğlenmeye gideceğiz bahanesiyle genç kadınla birlikte otobüsten indiği, otobüsün uzaklaşmasının ardından Nihat Ö.’nün Nezaket Uyur’u boğup, boynunu kırarak öldürdüğü; ardından cesedi Hüseyin K. ile ormanlık alanın içine çekerek üzerini yapraklarla örterek sakladıkları belirlendi. KARDEŞİ CİNAYETİ İTİRAF ETTİ Şüphelilerden Hüseyin K.’nin ifadesine göre cinayetin ardından Yusuf B.’nin otomobille yanlarına gelip, kardeşi ve Nihat Ö.’yü yanına alarak İstanbul’a döndüğü belirlendi. ÖLDÜRMEK İÇİN 6 BİN 500 TL YE ANLAŞMIŞ Hüseyin K. ifadesinde Nihat Ö.’nün bu cinayeti işleme karşılığında Yusuf B. den o zamanın parasıyla 6 bin 500 lira aldığını iddia etti. ESKİ KOCA AZMETTİRİCİ İDDALARINI KABUL ETMEDİ Öte yandan Kayıp Şahıslar Büro Amirliğinde ifade veren eski koca Yusuf B. ise azmettirici olduğu iddialarını kabul etmeyerek Öldürdükten sonra benim haberim oldu. Telefon edince yanlarına gidip onları alıp İstanbul’a getirdim. Onu öldüreceklerinden haberim yoktu diye konuştu. Öte yandan gözaltındaki şüphelilerin katil olarak suçladıkları Nihat Ö. nün ise amcasını öldürdüğü iddiasıyla halen Sinop Cezaevi nde olduğu öğrenildi. CESET BULUNAMADI Öte yandan polis, cesedin atıldığı yerde köpeklerle yapılan tüm aramalara rağmen cesede ait herhangi bir iz bulamadı. Nezaket Uyur un kızlarından DNA örneklerinin alınacağı ve bölgede daha önce bulunan kemik parçaları ile eşleştirme yapılacağı öğrenildi. Kayıp Şahıslar Büro Amirliğinde işlemleri tamamlanan Yusuf B., Adem B, Hüseyin K., Nurettin B. ve Mustafa S. adliyeye sevk edildiler.
Source: Habertürk
Alman ve Fransız bakanlardan Şam çıkarması
61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinin ardından Suriye”de yeni bir dönem başlarken ülke geçiş hükümetinin lideri Ahmed Eş-Şara öncülüğündeki yeniden yapılanma sürecine girdi. 2 BAKAN BAŞKENT ŞAM”A GİTTİ Tüm dünya Suriye”deki gelişmeleri yakından takip ederken bu kapsamda Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot,Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ile birlikte başkent Şam”a gitti. AB”DEN AÇIKLAMA VAR Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, 2 bakanın Şam ziyaretiyle açıklamalarda bulundu. Barrot ve Baerbock”un kendisi adına AB”yi temsilen orada bulunduklarını belirten Kallas, “Suriye”nin yeni liderliğine mesajımız, bölgesel aktörlerle mutabık kalınan ilkelere saygı gösterilmesi, tüm sivillerin ve azınlıkların korunmasının sağlanması son derece önemlidir” ifadelerini kullandı. ÇELİK YELEKLER DİKKAT ÇEKTİ Şam”a ulaşan Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ve heyetinin çelik yelek giymesi dikkatlerden kaçmazken Şam”a da askeri uçakla geldikleri görüldü. ZİYARET ÖNCESİ DİKKAT ÇEKEN MESAJ Öte yandan Şam”a yapacağı ziyaret öncesinde konuşan Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock, Suriye”deki geçici hükümet yetkililerinin Almanya ve AB ile ilişkilerini yeniden başlatması için koşullar ileri sürmüştü. Suriye”nin Almanya ve AB ile arasında yeni bir siyasi başlangıcın mümkün olduğunu söylemişti. Barro ve Baerbock, Esad”ın devrilmesinden bu yana Suriye”yi ziyaret eden ilk AB dışişleri bakanları oldu.
Source: Erdem Aksoy
9 PKK”lı terörist etkisiz hâle getirildi
MSB: Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; Irak”ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde tespit ettiği 4 PKK”lı terörist ile Suriye”nin kuzeyindeki Barış Pınarı ve Münbiç bölgelerinde belirlediği 5 PKK/YPG”li teröristi etkisiz hâle getirdi.
Source: Www.star.com.tr
Bilal Erdoğan”ın Gazze çığlığı Sözcü TV”de nasıl manşet oldu Hadi Özışık”ın Kürtçe detayı
Filistin”e destek İsrail zulmüne lanet için yüzbinlerce insan, 2025″in ilk gününde Galata Köprüsü”nde buluştu. Burada konuşma yapan Bilal Erdoğan, “Ayasofya nasıl zincirlerinden kurtulduysa Şam Emevi Camii nasıl eli kanlı bir diktatörün tasallutundan kurtulduysa, inşallah hürriyet ve adalet güneşi çok yakında Mescid-i Aksa”da Filistin”de de doğacaktır.” dedi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün eski İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Uzun’un sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alındığını bildirdi. Ayrıca yüz binler Gazze için toplandı! Bilal Erdoğan”dan Mescid”i Aksa sözleri Fatih Portakal’ı memnun etmedi. Hadi Özışık Kürtçe izah etti… İnternethaber Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve gazeteci Hadi Özışık, tüm detayları YouTube kanalında değerlendirdi. Hadi Özışık”ın programını izlemek için tıklayın…
Source: Internet Haber
Irak ve Suriye”nin kuzeyinde 9 PKK/YPG”li terörist etkisiz hale getirildi
Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi: “Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Irak”ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde tespit ettiği 4 PKK”lı terörist ile Suriye”nin kuzeyindeki Barış Pınarı ve Münbiç bölgelerinde belirlediği 5 PKK/YPG”li teröristi etkisiz hale getirdi. Terörü kaynağında yok etmek için öngörülemez, alışılmadık, süratli ve sürekli operasyonlara devam edeceğiz.”
Source: Internet Haber
Uşak”ta lise öğrencileri yazdıkları kitabın gelirini Mehmetçiğe bağışladı
Felsefe öğretmeni Hediye Aslan öncülüğünde, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında “Türkiye Yüzyılı Filozofları” başlıklı proje hazırlandı.
Çeşitli aşamaların yer aldığı proje doğrultusunda 150 öğrenci tarafından felsefeyi ön plana alan ve çeşitli karikatürlerin bulunduğu “Bize Göre Felsefe” isimli kitap yazıldı.
Kitabın basılmasının ardından düzenlenen imza gününde 50 bin lira gelir elde edildi. Öğrenciler, kitabın gelirini Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı”na bağışladı.
Uşak Valisi Naci Aktaş, projede yer alan öğrenciler ile öğretmen Aslan”ı makamında ağırlayarak bilgi aldı.
Öğrencilere duyarlılıklarından dolayı teşekkür eden Aktaş, yapılan işin manevi değerinin çok yüksek olduğunu ve çok güzel farkındalık oluşturacağını söyledi.
Vakıf bünyesindeki şirketleri ve ürettiklerini öğrencilere anlatan Aktaş, şunları kaydetti:
“KAAN, beşinci nesil savaş uçağımız; her zaman övündüğümüz, GÖKBEY ve ATAK helikopterlerimiz, HÜRJET gibi uçaklarımız, bunların her biri bu vakfın ve bağlı ortaklıklarının ve siz gibi vatan millet sevdalısı gençlerin, mühendislerin gayretleriyle ortaya çıkan sonuçlardır. Her birimiz bununla gurur duyuyoruz. Sizin bu katkınız belki de o KAAN”daki her şeyi tutacak olan bir vidanın karşılığıdır. Hani son çivi derler ya, onun uçuşunu sağlayacak son vida, son parça belki de budur. Onun için her birinize katkılarından dolayı teşekkür ediyorum.”
İl Milli Eğitim Müdürü Halil Yücel, Hediye Aslan ve öğrenciler, daha sonra 50 bin liralık sembolik çeki Vali Aktaş”a takdim etti.
“Öğrencilerim adına çok onurluyum”
Felsefe dersini öğrenciler arasında sevdirmek amacıyla başlattıkları projenin 5 ayda ortaya çıktığını aktaran Hediye Aslan da bütün öğrencilerin projeyi sahiplenerek büyük özveriyle çalıştığını dile getirdi.
Kitabın hazırlanma aşamasında 10. sınıflardaki 150 öğrencinin uyum içinde çalıştığından bahseden Aslan, “Projenin bütün aşamalarında rehber hocaydım. Hiçbir şeylerine, yazdıkları metinlere, çizdiklerine karışmadım. Sadece düzenledik, o şekilde yaptık. Bu, beni çok gururlandırdı. Bu sonuca gidebilmemiz, bu bağışı yapabilmemiz, benim kafamda kurduğumdan daha büyük sonuçtu. Çok gururluyum, öğrencilerim adına çok onurluyum.” şeklinde konuştu.
Öğrencilerden Mustafa Ege Şen de uzun sürede yapılabilecek işleri çok kısa sürede yaptıklarını belirterek, projenin tüm aşamalarında çok keyif aldığını aktardı.
Öğrenciler Şevval Gök ve Firdevs Sapan da projede yer almaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Programa, Uşak İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Fahri Semiz, Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı İzmir Temsilcisi emekli Albay Orhan Kadir Gök ve Askerlik Şube Başkanı Üsteğmen İsa Ambarkaya da katıldı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Selçuk Bayraktar”ı örnek aldı! Yeni SİHA projesine bakanlıktan özel davet
Muş Ahi Evran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi 17 yaşındaki genç girişimci Sedat Subaşı, geliştirdiği SİHA projesi “SUBAŞ” ile Milli Savunma Bakanlığından davet aldı. Muşlu lise öğrencisi, geliştirdiği yenilikçi SİHA (Silahlı İnsansız Hava Aracı) projesiyle savunma sanayisinde devrim yapmaya hazırlanırken aldığı güzel haber ile hayallerine bir adım daha yaklaştı. Projenin tasarım ve geliştirme sürecinde Muşlu iş adamından destek gören genç girişimci, bu süreçte hayallerini gerçeğe dönüştürerek Milli Savunma Bakanlığından projesini tanıtmak için davet aldı. Subaşı”nın tasarladığı SİHA, sessiz motor teknolojisi, radara yakalanmama, hafif malzeme kullanımı, uzun menzil kapasitesi ve yüksek enerji verimliliği gibi nitelikleriyle sektörde fark oluşturmaya hazırlanıyor. SUBAŞ ismini verdiği projenin ilk prototipini yaptığını ve sponsor olan iş adamını tebrik eden Sedat Subaşı, “Muş”umuzun haber kaynaklarından yapmış olduğumuz haber sayesinde projemden haberdar olan Milli Savunma Bakanlığından davet geldi. İnşallah bu ay içerisinde gidip projemizi sunacağız. Türkiye”nin bağımsızlığı için çok güzel bir proje olacağına canı gönülden inanıyorum. Benim hayalim Türkiye”de Selçuk Bayraktar gibi önemli bir şahsiyet olmak. Projemin amacı ise Türkiye”de şehit sayısını azaltmak. Özellikle kış aylarında Türkiye”deki İHA ve SİHA”lar çok fazla faaliyet göstermemekle beraber bende bu projemi ortaya koydum. Projemiz inşallah dünyadaki diğer İHA ve SİHA”lar ile eşdeğer olacak” dedi. Muş Ahi Evran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Erhan Kasımoğlu ise “Öğrencimiz savunma sanayisi ile ilgili İHA ve SİHA tasarımı ve projesiyle bize geldi. Bizde bunu değerlendirip okulda ona bir yer verdik. Gerekli çalışmalarında destek olduk. Muş Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve ilimizdeki farklı alanlarla ilgilenen sanayi ve iş adamlarıyla irtibata geçerek bazı kaynaklarda destek için etkimiz oldu. Bazı öğretmen arkadaşların girişimleriyle Milli Savunma Bakanlığı ile irtibata geçilip projenin örneklerini onlara gönderdik. Öğrencimiz kendisini ve çalışmalarını daha iyi anlatabilmesi için ara tatilde Ankara”ya davet edildi. Bizim de desteklerimizle ülkenin savunma saniyesine ciddi katkısı olacağına inanıyoruz. Bu anlamda bize gelen her öğrenciye destek olup önlerini açıp, onların fikirlerini dinleyip kendi fikrimizi de katıp ufuklarını genişletmek için sürekli yanlarındayız. Öğrencilerimize her türlü katkı ve desteği sunmaya hazırız” ifadelerini kullandı. Sedat Subaşı”nın geliştirdiği projeye danışmanlık yapan Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Arzu Gürsoy da, “Öncelikle çok mutlu ve gururluyuz. Sedat bize böyle bir proje ile geldiğinde ve projeyi anlattığı zaman çok gurur duydum. Böyle bir projenin 17 yaşındaki bir öğrencinin yapması bizi çok duygulandırdı. Sedat”ın bu yöndeki attığı her adımda her zaman yanında durmaya çalışıyorum. Elimizden gelen yardımı yapmaya çalışıyoruz. Bu konuda okul, öğretmen ve arkadaşları olarak Sedat”a gerekli desteği sağlamaya gayret ettik. Sedat”ın öne sürdüğü bu çalışma alanında ilk olması açısından bizim için elbette önemli. Savunma sanayisinde çığır açacak bir proje. İnşallah önü daha da açık olup daha da ilerleyecek” şeklinde konuştu. ASELSAN “Top” listede zirvedeBir ilk gerçekleşecek! 2 anlaşma ABD”de ses getirdi: Türkiye”nin önü açılıyorSelçuk Bayraktar paylaştı! Dengeleri değiştirecek füze geliyor
Source: Www.star.com.tr
İletişim Başkanı Altun”dan “Dezenformasyon Bülteni 2024 Almanak”a ön söz: İftira ve karalama kampanyalarını hakikatin ışığıyla bertaraf ettik
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca, 2024″te yapılan dezenformasyonların doğrulamalarının yer aldığı “Dezenformasyon Bülteni 2024 Almanak” hazırlandı.Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, almanağın ön sözünü kaleme aldı.Dünyanın, bilgiye ulaşmanın her zamankinden daha kolay, ancak bu bilgiye duyulan güvenin de bir o kadar zorlaştığı bir dönemden geçtiğini belirten Altun, “Dijital dünyanın sunduğu fırsatlar kadar, karşı karşıya kaldığımız tehditler de her geçen gün büyüyor. Özellikle hakikati hedef alan dezenformasyon, toplumların düşünce dünyasını zehirleyen, güven duygusunu erozyona uğratan ve insan sağlığını tehdit eden hatta can alan küresel bir sorun haline geldi.” ifadelerini kullandı.Başkanlık olarak, bu küresel tehdide karşı mücadele etme bilinciyle 2024″te de ülke ve insanlığa yönelik yalanları titizlikle takip ve ifşa ettiklerini bildiren Altun, şöyle devam etti:”İftira ve karalama kampanyalarını hakikatin ışığıyla bertaraf ettik. Dezenformasyonla Mücadele Merkezimiz, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde, yanlış bilgilerin yayılmasına karşı etkin bir mücadele yürüttü. Bu çalışmalar, yalanın karanlığına karşı başlattığımız büyük “hakikat mücadelesi” direnişinin bilinciyle yürütüldü. Doğru bilgiye erişim, demokrasinin ve insan haklarının teminatıdır. Doğru ve güvenilir bilgilere erişim hakkının korunması, her vatandaşımızın ve insanlık onurunun teminatıdır. 2024″teki doğal afetler, seçim ve toplumsal olaylarla ilgili yalan haberler ve manipülasyonlara karşı yapılan doğrulama çalışmalarını bir araya getirdik.Bu çalışma bilgi kirliliğiyle mücadelemize tanıklık etmenizi de sağlayacaktır. 2024″te İsrail”in Gazze”ye yönelik soykırımında, yanlış bilgi ve manipülasyonun ne denli tehlikeli bir boyuta ulaştığına şahit olduk. İsrail”in, Gazze”deki insanlık dışı politikalarını meşru göstermek amacıyla yürüttüğü küresel ölçekli dezenformasyon kampanyalarını ifşa ettik. Bu çalışmada, İsrail”in yapay zekayı da kullanarak yürüttüğü bu kampanyaların belgelerle çürütüldüğü doğrulamalar yer almaktadır. Mazlumların sığınağı olan Türkiye”nin, dünyanın vicdanını manipüle etmeye çalışanlara karşı verdiği hakikat mücadelesinin kayıtlara geçmesi açısından da önem arz etmektedir.”Almanağın, 2024″te verdikleri hakikat mücadelesini sunmakla kalmayıp, bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerinin de bir kanıtı olduğunu belirten Altun, “2025 yılında da doğruluğun, şeffaflığın ve vicdanın rehberliğinde, milletimizin hakikate erişmesini sağlama misyonumuzu sürdürmeye kararlıyız. “Yaşasın hakikat” düsturuyla, yalanın karanlık ve tehditkar gölgesini hep birlikte yok edeceğiz.” değerlendirmesini yaptı. Küresel krizlere dikkati çektiİletişim Başkanlığı”ndan iki dilde “Doğru Habercilik ve Medya Etiği” kitabıİletişim Başkanı Altun”dan Suriye mesajı: Tarih, tarihin doğru tarafında duranları yazar
Source: Www.star.com.tr
Devrik Esed”in bir skandalı daha ortaya çıktı
Suriye”deki Beşşar Esed rejimi ve askerlerinin başkent Şam”ın çevresinde yaptığı yıkım, şehirden birkaç kilometre uzaklaştıkça hemen göze çarpmaya başlıyor.Diğer bölgedeki yıkımın aksine el-Asali Mahallesi”nde bir zamanın çok katlı binalarının dizili olduğu işlek bölgenin koca bir enkaz sırasına döndüğü görülüyor. Mahallede yerle bir edilen tüm yapıların ortasında tahrip olmuş ancak bütünlüğünü koruyan iki cami, çevredeki yıkımın sadece savaştan kaynaklanmadığını kanıtlıyor.- REJİM MÜLK SAHİPLERİNİN TOPRAKLARINA DÖNMESİNE İZİN VERMEDİBölge halkının aktardığına göre Esed rejimi, bölgedeki çatışmaların 2017″de sonlanmasının ardından iç göçle başka yerlere sığınan Suriyelilerin evlerine dönmesine izin vermedi.Suriyeliler, Beşşar Esed”in kardeşi Mahir Esed”e bağlı rejim ordusu 4. Tümen”in bu bölgeden sorumlu olduğunu belirterek, rejimin 2022″de mahallede ayakta kalan yapıların tamamını iş makineleriyle yerle bir ettiğini paylaştı.Halk, rejimin bölgeyi güvenlik ve askeri kampüse dönüştürmeyi planladığını söyledi.Savaşta hasar gören ancak iş makinesiyle yıkılmayan Huzeyfe ve Ömer Mesud camileri bugün çevredeki kasıtlı yıkımın delili olarak ayakta duruyor.- YIKIM “HINÇ VE İNTİKAMLA” YAPILDISuriyeli 62 yaşındaki Muhammed Nezih Hanife, bölgede şimdi bir moloz yığını halini almış dört katlı evini ve yakınlarındaki temizlik maddesi satan dükkanını sık sık ziyarete geliyor. 2000″de yapmaya başladığı evini 2011″de tamamladığını anlatan Hanife, evinin girişindeki kapının durduğu yeri, kullandığı mozaik, mermer ve fayansın parçalarını AA ekibine gösterdi.Hanife, evinin çevresindeki geniş boş araziye işaret ederek buranın kendisine ait olduğunu, bir dönem, çilek, incir, nar, zeytin, üzüm, ceviz ve maydanoz yetiştirdiğini söyledi.İnşa ettiği evinde su pompası, elektrik hattı, kullandığı yapı malzemesinin izlerine rastlayan Hanife, molozun içinde seçtiği parçalarla yapı malzemelerini “en kalitelisinden kullandığını” ifade etti.Hanife, bölgedeki insanların din, dil ve mezhep gözetmeksizin bir arada yaşadığını, şimdiyse herkesin ya sığınmacı ya zorla ülke içinde yerinden edilmiş ya da toprağın altında olduğunu kaydetti.Hanife, etraftaki enkaza işaret ederek, yıkımın sadece “hınç ve intikamla” yapıldığını vurguladı.Bölgede çatışmalar bittikten sonra 2017″de evine dönünce rejimin adamları tarafından tehdit edildiğini anlatan Hanife, rejimin komutanının, evinin önünde varil bombasının açtığı çukura işaret ederek, “Eğer buradan gitmezsen seni buraya gömerim.” sözleriyle tehdit ettiğini aktardı.- “EVİME DÖNMEME İZİN VERMEDİLER”Hanife, AA muhabirine, bölgede 2011″de rejime karşı barışçıl gösterilerin başladığını ancak askerlerin binaların tepesinden keskin nişancılarla ateş açtığını ve bir sefer günde 50 kişi öldüğünü söyledi.Rejimin havadan ve karadan bombardımanının yoğunlaştığı dönemde 2012″de gece yarısı evinden yürüyerek kaçmak zorunda kaldığını aktaran Hanife, 2017″te Özgür Suriye Ordusu”nun yeşil otobüslerle bölgeden çıkarıldığını belirtti.Hanife, “Evime geldim anahtarla açtım. Bir top mermisi gelmiş ancak ev sağlamdı. Bazı evler yerle bir olmuştu ama benim evimi 4. Tümen, iş makinesiyle yıktı, buranın tamamı kasıtlı yıkıldı.” diye konuştu.Hanife, “Evimi 2017″de döndüğümde bıraktığım gibi buldum ama sonra (Rejim) yavaş yavaş çalmaya başladı. Evime dönmeme izin vermediler. “Evime döneyim” diyorum. (Rejim ordusu) 4. Tümen “eve dönemezsin” diyor. Her geçen gün eşyalarımı, kapımı, camlarımı ne varsa çalmaya başladılar. Sonra da evleri yıktılar.” ifadesini kullandı.İsrail”in kurulmasıyla Büyük Felaket”te (Nekbe) Filistinlilerin evlerinin anahtarlarını yanlarına alıp zorla göç ettirildiğini ve başka ülkelerde topraklarına dönemeyen mülteciler haline geldiğini anlatan Hanife, Filistinli mültecilerin aksine kendilerinin artık evleri yıkılmış da olsa topraklarına dönebildiğini söyledi.Hanife, kendisi ve ailesinin kirada kaldığını ve ev sahibinin kendilerini çıkarması durumunda sokakta kalacaklarını vurgulayarak, “Biz de Nekbe yaşadık. Evinin anahtarı var ama yıkık olduğunu hayal edebiliyor musun? Sokağa atıldık, yıkıldık. Evimiz yok yine de toprağımız var ama göç ettirilmişiz. Olsun, Elhamdülillah şimdi gelen yönetimle toprağımıza dönebiliyoruz. Eskiden toprağımız bizimdi fakat gasbedilmişti. Şimdi toprağımıza gelebiliyoruz.” diye konuştu.Hanife, “Ağır bedel ödedik. İki kız kardeşim, iki yeğenim, tüm ailemden 15 şehit verdik. Akrabalardan bir sürü şehidimiz var, çok şehit verdik. Ağır bedeli şimdi ki gibi Elhamdülillah ülkeye yeniden emniyet ve güven gelsin diye ödedik.” ifadesini kullandı.Suriyeli yaşlı adam, bostanında bir zaman ekili ağaçların kanıtı olarak toprağa tutunmuş, enkazın arasından yeşeren zeytin ve incir dallarını gösterdi.Muhammed Hanife, şimdi çıplak haldeki arazisini gelecek hafta gelip işlemeye ve yeniden ekmeye başlayacağını kaydetti.
Source: Www.star.com.tr